yenidoğan kan şekeri kaç olmalı / Sobiad Atıf Dizini - Anasayfa

Yenidoğan Kan Şekeri Kaç Olmalı

yenidoğan kan şekeri kaç olmalı

Emzirme Başar&#x;lana Kadar Karş&#x;laş&#x;lan Sorunlar

 

Hipoglisemi (kan şekerinin düşmesi)

  • Bebeğin aç kalacağı, hipoglisemi olacağı endişesi ile riski olmayan, belirtisiz, sağlıklı zamanında doğmuş bebekte kan şekeri bakmaya gerek yoktur.

  • Annede şeker hastalığı varsa, bebek erken doğmuş ise zaten hekimler bebeği kan şekeri düşmesi riski yönünden takip edeceklerdir.

  • Tek başına anne sütü sağlıklı zamanında doğmuş bebeğin tüm besin gereksinimini karşılar.

  • Sağlıklı zamanında doğmuş bebeklerde beslenememeye bağlı, belirtisiz kan şekeri düşme riski yoktur.

 

Kilo kaybı-hazır mama-biberon kullanımı

  • Sağlıklı term bebeklerin ilk haftada % kilo kaybı normaldir.

  • Bebeğin ilk gün midesi bir bilye, 3.gün bir pinpon topu (~ 20ml), gün bir yumurta (~50ml) büyüklüğündedir.

  • İlk günler kolostrum (ağız sütü)miktarı da bu hacimler kadardır.

  • Kilo kaybının olduğu durumlarda bebek hekim tarafından muayene edilmeli ve mama başlamak gerekiyorsa buna hekim karar vermelidir.

  • Biberon kullanılmamalı, alternatif beslenme teknikleri kullanılmalıdır (kaşık, memeden destek yöntemi ile emzirme v.b).

  • Emzirme geç başlarsa bebeğin aşırı kilo kaybı riskinin 7 kat fazla olduğu gösterilmiştir.

  • Emzirme danışmanlığı desteği ve kilo takibi ile ilerleyen dönemlerde mama bırakılıp, tek başına anne sütüne eçilmelidir.

  • 6 ay üzerinde ki bebeklerde ek gıda başlanması, anne sütü süresi, sıklığı ve tüm anne sütü alma süresini etkilemez.

  • Ancak 6 aydan küçük bebeğe formül mama verilirse anne sütünün hem sıklığı hem süresi hızla ve belirgin şekilde azalır.

 

Sarılık-emzirme

  • Sadece anne sütü alıyor olmak sarılık için risk faktörü kabul edilmektedir.

  • Doğum sonrası ilk hafta, emzirme sorunları, kilo kaybı ve sarılık içiçe geçmiş bir sorun olarak değerlendirilmelidir. 

  • Sarılık tedavisi ve izlemi ile emzirme sorunlarının saptanması ve çözülmesi paralel yürütülmelidir.

  • İkinci haftadan sonra görülen, iyi kilo alan, emzirme sorunu eşlik etmeyen “uzamış” sarılık grubunda ise altta yatan nedenler dışlandıktan sonra tanı “anne sütü sarılığı” olsa da emzirmenin kesilerek test yapılması gerekmez. Emzirme devam etmelidir.

 

Emzik

  • Emzik bebeğin anne memesi ile bocalamasına ve hatta memeyi reddetmesine neden olabileceğinden özellikle ilk haftalarda kullanılmamalıdır.

Yeni Doğan Bebekte Kan Şekeri Kaç Olmalı

Bebekler dünyaya geldikleri ilk andan beri sağlıklı olabilmeleri için kontrol altında olmalıdır. Bebek sağlıklı olsun olmasın bazı test ve tetkiklerin yapılması gerekmektedir. Ancak en büyük risk tabi ki da bazı bebeklerdedir ve bu bebeklerin sağlıkları hakkında daha dikkatli olunmalıdır. Bebeklere uygulanan testler arasında kan şekeri kontrolü de vardır. Bu test sayesinde bebeklerin vücudundaki şeker oranı ölçülmekte ve şeker seviyesinin yüksek veya düşük olması görülmekte ve bu durumda büyük sağlık problemlerinin bebeğin gelişimini engellemesinin önüne geçilebilmektedir.

Bebeklerde Kan Şekeri Kaç Olmalıdır?

Yenidoğan bebekte kan şekerinin mg/dL arasında olması hedeflenmektedir. Kan şeker düzeyi > mg/dL olması hiperglisemi olarak tanımlanırken; 4 saat ara ile bakılan kan şekerinin > mg/dL olması ve +2 glukozüri olması tedaviyi gerektirmektedir. Doğumdan dakika sonra, otuz dakika aralıklarla bakılan iki kan şekeri ölçümünün 40 mg/dl nin altında olması durumunda bebek hipoglisemik olarak değerlendirilir. Çok düşük kan şekeri ve bunun uzun sürmesi kalıcı beyin hasarına neden olabilen önemli bir olaydır. Bebek hipogisemi nedeniyle havale geçirebileceği gibi hipogliseminin uzaması kalp kasını etkileyerek kalp yetmezliğine neden olabilir. Bu nedenle bebekte beslenmeye engel herhangi bir durum yoksa bebek hemen ağızdan beslenmelidir.

Hangi Bebeklerde Kan Şekeri Testi Yapılır?

Bebeklerde kan şeker testi topuktan kan alınması ile yapılmaktadır. Bebek doğduktan sonraki ilk günlerde kan şekeri düşüklüğü görülebilir. Bu durum zamanında anlaşıldığında yapılacak uygun tedavi sayesinde kandaki şeker seviyesi normal seviyesine dönmektedir.

Bebeklerde kan şeker testi olabildiğinden erken yapılmalıdır. Özellikle annenin geçmişte diyabet yaşaması, aile içinde diyabet hastalığı çeken insanlar olması veya gebelik süresince diyabet hastalığı olan kişilerin bebeklerinin kan şeker testi bir an önce yapılmalıdır.  Gebelik süresince diyabet yaşayan annelerin bebeklerinde risk büyüktür. Ek olarak eğer bebek erken doğmuşsa veya aşırı kilolu ise kan şeker takibi mutlaka yapılmalıdır.

Zayıf doğan bebeklerinde kan şekeri ve kan sayım takipleri yapılmalıdır. Anne karnında yeteri kadar beslenmeyen bebekler doğduktan sonra vücuttaki düzen değişir. Doğduktan sonra süt ve mama ile beslenen bebeklerin vücutlarında glikoza ihtiyaç artar ve bu da hormonsal problemlerin oluşmasına neden olur. Bu durumun daha da şiddetlenmesi bebeğin gelişimini direkt olarak etkiler. Bu yüzden bebek ciddi bir kontrol ve takip altında olmalıdır.

Bebeklerde Şeker Düşüklüğü Belirtileri Nelerdir?

Bebeklerde şeker düşüklüğü durumunda görülen belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Baş ağrısı
  2. Ellerde titreme ve morarma
  3. Çift ve bulanık görme
  4. Huzursuzluk hali
  5. Parmaklarda, dudaklarda ve dilde uyuşukluk hissi
  6. Çarpıntı
  7. Denge kuramama

Bebeklerde kan şekeri seviyesi eğer 40 mg/dL altında ise bu durum kan şekerinin düşük olduğunu gösterir bu durumda bebeğe hipoglisemik teşhisi konur. Bu durumdaki bebeklerde solunum güçlükleri ve hızlı soluk alıp verme görülür. Bu durum eğer bebekte uzun sürerse havaleye ve ciddi beyin hasarlarına sebep olur. Ek olarak solunum problemine bağlı olarak bebeğin kalp kaslarında da hasarlar oluşabilir. Bebeğinizde üstte bahsettiğimiz belirtiler görmeniz halinde mümkün olduğunca emzirmelisiniz. Eğer emzirmiyorsanız bebeğinize mama vermelisiniz.

Bebeklerde Kan Şekeri Düşüklüğü Nelere Neden Olur?

Bebekler ilk doğdukları andan kısa bir süre sonra beslenmeye başlanmalıdır. Başlanmadığı taktirde kan şekeri seviyesinde düşme görülmektedir. Bu durum hafif gibi görünse de bebeğin vücudunda kalıcı sorunlara neden olabilir. Beyin kandaki şeker ile beslenir. Yenidoğan bebekler eğer yeterince beslenmezse kan şekeri düşer ve bu da beyin hücrelerinde hasar oluşumuna yol açar. Ek olarak kandaki şeker düştüğünde beyinde arka kısımda bulunan görme merkezi de etkiler. Bu durumda da görme problemleri görülebilir. Bu durumda bebekte gözlerde kayma, titreme ve hareket bozukluğu görülebilir ve bu durumlar ilerleyen zamanda körlüğe bile yol açabilir. Kan şekeri düşüklüğü ayrıca beynin başka bölümlerini de etkilediğinden kan şekeri düşen bebeklerde konuşamama, yürüyememe, yemek yiyememe ve zeka gerilikleri gibi problemler görülebiliyor.

Bebeklerde kan şekeri değeri ka&#; olmalı?

Özellikle yenidoğan bebeklerde görülen düşük kan şekeri tedavi edilmediğinde ciddi sıkıntıları beraberinde getirir. Kilolu doğan veya anne karnında tam anlamıyla gelişemeyen bebeklerde düşük kan şekeri ortaya çıkmaktadır. Bebeklerde kan şekeri değeri kaç olmalı, bebeklerde kan şekeri düşüklüğü belirtileri, Bebeklerde kan şekeri düşüklüğü hangi hastalıklara bağlı gelişebilir gibi en çok sorulan soruları sizler için Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Abdulkerim Elmas’a sorduk. İşte bebeklerde kan şekeri düşüklüğü ile ilgili mutlaka bilinmesi gerekenler…  

Kelime anlamı olarak "Hipo-düşük, glisemi-kan şekeri" demek olan "Hipoglisemi" nin yenidoğan bebeklerde, Term (zamanında doğan) ve Prematüre (erken doğan bebek) bebeklerde kan şekerinin mg/dL'nin altında olmasını ifade eder. 

Term ve sağlıklı bir bebekte ilk 24 saatte kan şekeri 45'in üzeri olmalıdır. 24 saatten sonra kan şekeri 50 mg/dL'nin üzerinde olmalıdır. Prematüre ve yüksek riskli bebeklerde kan şekeri en az 36 mg/dL olmalıdır. 

Hangi bebeklerde kan şekeri testi yapılır?
Bazı bebeklerde kan şekeri düşüklüğü açısından yakın takip gerekmektedir. Özellikle Diyabetik anne bebeklerinde, LGA dediğimiz 4 kilonun üzerinde doğan bebeklerde, SGA dediğimiz kilonun altında doğan bebekler, anne karnında gelişme geriliği yaşayan bebekler, yetersiz beslenen bebekler, zor doğuma maruz kalan bebeklerde, kan grubu uyuşmazlığına bağlı sarılık olan bebeklerde, doğum sonrası enfeksiyon geçiren bebekler, vücut ısısını koruyamayan bebeklerde, bazı özel ilaçları kullanan annelerin bebekleri (steroid, beta reseptör blokeri, terbütalin vs) hipoglisemi açısından riskli kabul edilirler. Böyle bebeklerde doğum sonrası 2. ve 6. saatlerde kan şekeri ölçümü yapılmalıdır. 

Bebeklerde kan şekeri düşüklüğü nasıl belirtiler verir?
Hipoglisemi her zaman belirti vermeyebilir. Tremor (titreme), irritabilite, reflekslerde artış, tiz sesle ağlama, konvülziyon (nöbet geçirme), apne (solunum durması), uyk hali, uyandırılmada zorlanma, siyanoz (morarma) ve hipotermi (vücut ısı düşüklüğü) kan şekeri düşüklüğünün belirtileri arasında yer alır. 

Bebeklerde kan şekeri düşüklüğü hangi hastalıklara bağlı gelişebilir?
Öncelikle kan şekeri düşüklüğünü iki grupta incelemek gerekir; Geçici hipoglisemi ve Dirençli hipoglisemi. 

Geçici hipoglisemiye yol açan nedenler arasında, beslenme eksikliği, annede doğum öncesi yüksek kan şekeri, annenin ilaç tedavileri, düşük yada yüksek doğum ağırlıklı bebekler, annede diyabet, enfeksiyon, solunum zorluğu, zor doğum, soğuğa maruziyet, kan grubu uyuşmazlığı sayılabilir. 

Dirençli hipoglisemi sebepleri ise bebekte insülin yüksekliğine yol açan doğumsal hastalıklar, genetik hastalıklar, metabolik hastalıklar, tümörler, hormonal bozukluklardır (büyüme hormonu eksikliği, böbrek üstü bezi eksikliği, hipofiz bezi yetmezliği, ACTH eksikliği vb). 

Kan şekeri düşüklüğünün bebekler üzerindeki etkileri nelerdir?
Hipogliseminin bebek üzerindeki etkisi genel olarak enerjisi için şeker kullanan beyin dokusu üzeerinedir. Uzun süreli şeker düşüklüğü yaşayan bebeklerde beyin fonksiyonlarında azalma, IQ da düşme meydana gelir. Serebral palsi denen engellilik hali oluşabilir. 

9 Soruda Şeker Hastalığı

İçindekiler

Diyabet (şeker hastalığı) nedir? Tip 1 ve Tip 2 diyabet nedir?

Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, kan şekeri yüksekliği ile karakterize, karbohidrat, protein ve yağ metabolizmasında ciddi bozukluklarla seyreden, yaşam kalitesini, sağlığı olumsuz etkileyen, ömrü kısaltabilen, kronik, ilerleyici bir metabolizma hastalığıdır. Tip 1 diyabet, genellikle erken gençlikte ya da çocuklukta ortaya çıkan, mutlak insülin eksikliği hastalığıdır. Tedavisinde, tanı konulan andan itibaren ömür boyu insülin kullanımı gerektirmektedir. Tip 2 diyabet ise genellikle otuzlu yaşlardan sonra özellikle kilo artışına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Sinsi ilerleyen bir hastalıktır ve genellikle erken dönemde belirti vermez. Bu dönemde komplikasyonlara neden olabilen bir hastalıktır.

Gizli şeker nedir?

“Pre-diyabet” yani gizli şeker, normal şeker metabolizması ile diyabet arasındaki bir geçiş sürecidir. Gizli şeker hastalarında zaman içinde diyabet görülme oranları, gizli şekeri olmayanlara göre çok daha fazladır. Ayrıca, araştırmalar gizli şeker sürecinin de diyabet gibi zamanla bazı komplikasyonlara neden olduğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, bu süreçte tanı koyup tedaviye başlamak, şeker hastalığına geçiş sürecini geciktirmekte ve hatta bazı durumlarda engelleyebilmektedir. Gizli şeker sürecinde erken tanı alan hastaların şeker hastalığının komplikasyonlarından korunmaları mümkündür.

Diyabet belirti verir mi? Diyabet (Şeker Hastalığı) belirtileri nelerdir?

Sinsi ilerleyen bir hastalık olsa da diyabetin başlıca belirtileri; ağız kuruluğu, aşırı susama, sık idrara çıkma, istem dışı kilo kaybı olarak sıralanabilir. Bunların yanı sıra; halsizlik, yaygın-gezici ağrılar, kramplar, ayaklarda yanma, karıncalanma, uyuşukluk, hissizlik, hazımsızlık, bağırsak hareket düzensizlikleri, baş dönmesi, çarpıntı, baş ağrısı, yaraların geç iyileşmesi gibi daha az özgün belirtiler de görülebilmektedir. Tüm bu belirtiler, kan şekeri belirli bir düzeyin üstünde uzun süre kaldığı zaman ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, şeker hastalığı bazı komplikasyonlar geliştikten sonra belirti vermektedir demek mümkündür. Bununla birlikte şeker hastalığında belirtiler henüz ortaya çıkmadan da tanı koyulabilmektedir. Geceden sabaha saat açlık sonrasında bakılan açlık plazma glukozu ölçümü, en basit ve temel tanı aracıdır. Özel durumlarda, başka tanı yöntemleri ve şeker yükleme testi de kullanılabilmektedir.

Diyabet tedavisinde kullanılan güncel yöntemler nelerdir?

Diyabet tedavisinin temeli; eğitim, tıbbi beslenme tedavisi, egzersiz, kilo kontrolü, ilaç tedavisi ve duruma göre metabolik cerrahidir. İlaç tedavisinde ağızdan alınan ve enjekte edilen ilaçlar kullanılmaktadır. Enjekte edilen grupta insülin-dışı ilaçlar ve insülin bulunmaktadır. Bu ana grup ilaçların tamamında, hızlı bilimsel gelişmeler ve araştırmalara paralel olarak yeni ilaçlar üretilmektedir. Tedavide bu ilaçlar tek tek ya da uygun kombinasyonlar şeklinde önerilmektedir.

Her diyabet hastası insülin kullanmak zorunda mıdır?

Her diyabet hastası insülin kullanmak zorunda değildir. İnsülin kullanımının en önemli gerekçesi ciddi kan şekeri kontrolsüzlüğüdür. Bunun dışında insülin kullanımını gerektiren;  gebelikte kan şekerinin diyetle kontrol altına alınamaması, eşlik eden ciddi böbrek, karaciğer sorunları, ameliyat süreçleri gibi özel durumlar vardır.

Diyabet hastalarının açlık ve tokluk kan şekeri değerleri kaç olmalıdır?

Şeker hastalarındaki tedavi hedefleri, tanı kriterleri ile aynı değildir. Genel olarak, açlık kan şekerinin mg/dl arasında, tokluk kan şekerinin ise () mg/dl arasında kalması hedeflenmektedir. Ayrıca HbA1c denilen, 3 aylık şeker ortalaması da takipte önemli bir değerdir. Hastaların 3 aylık şeker ortalamalarının yüzde 7 ya da daha ideali yüzde 6,5 altında olması amaçlanmaktadır. Bahsedilen bu eşik değerler, özel durumlarda değişebilmektedir. Örneğin; şeker hastalığına bağlı belirli komplikasyonları geri dönüşümsüz olarak oturmuş olan, yaşlı hastalarda 3 aylık şeker ortalaması için yüzde 7, değerleri kabul edilebilir değerlerdir.

Şeker hastaları nasıl beslenmelidir? Diyabet beslenmesi nasıl olmalıdır?

Şeker hastalarının beslenme planları, tamamen uzman diyetisyen kontrolünde ve kişiye özel olarak planlanmalıdır. Ana ve ara öğünler atlanmamalıdır. Öğünler karbonhidrat ve yağ açısından sınırlı olmalı ve belirli oranda protein içermelidir. Kişiye özel beslenme programı yakından takip edilmeli ve gerektiğinde güncellenmelidir.

Şeker hastalığı vücuttaki diğer sistemleri olumsuz etkiler mi?

Diyabet, vücuttaki tüm sistemleri olumsuz etkileyebilen bir hastalıktır. Kontrolsüz kalan kan şekeri yüksekliği organları tahrip edici etkiye sahiptir. Bu tahribatların belli bir aşamadan sonra geri dönüşümü mümkün değildir. Kan şekeri yüksekliğinden olumsuz etkilenen başlıca organlar; kalp, böbrekler, beyin, sinir dokuları, göz ve başta ayaklar olmak üzere uzuvlardır. Şeker hastalarında sık görülen hipoglisemi yani kan şekeri düşüklüğü de esas olarak beyin ve sinir dokularını olumsuz etkileyen kritik bir durumdur. Şeker hastalığının diğer organlara olumsuz etkilerini en aza indirmek için, hastaların multidisipliner bir yaklaşımla yakından takip edilmeleri büyük önem taşımaktadır.

Kilo veren tip 2 diyabet hastaları ilaç ya da insülini bırakabilir mi?

Kilo veren ve bunu istikrarlı bir şekilde koruyan tip 2 diyabet hastalarının her türlü ilaç ihtiyacı azalabilmektedir. Hatta bazı durumlarda hastalar ilacı tamamen bırakabilir, insülin dozları azalabilir, hatta insülinsiz hale bile gelebilirler.

Randevu ve detaylı bilgi için linke tıklayabilir veya 94 94 numaralı çağrı merkezimizi arayabilirsiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır