kaptan mustafa can / Bir başarı öyküsü Kaptan Mustafa Can - Habererk, Güncel Son Dakika Haberleri

Kaptan Mustafa Can

kaptan mustafa can

Haberler

Türkiye’de ’de bütün itirazlara rağmen yürürlükten kaldırılan denizcilerin yıpranma payının geri getirilmesi gerektiği bildirildi.

Zafer Partisi Denizcilik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Mustafa Can, “Akıl almaz bir durum yaşanıyor. Bir denizci olarak her an ölümle burun buruna çalışıyorsunuz ama yıpranma hakkınızı ısrarla alamıyorsunuz” dedi.

“PANDEMİYE RAĞMEN ÇALIŞTILAR”

Yıpranma payının, beden ve ruhsal açıdan hasara yol açan veya her an yol açabilecek mesleklerin üyelerine verildiğini belirten Kaptan Mustafa Can, “Denizcilerin sadece pandemi döneminde yaşadıkları sıkıntılar bile mesleğin ne kadar tehlikeli olduğunu gösterdi. Bütün dünyada hayat dururken, denizci arkadaşlarımız aylarca kara yüzü görmeden denizde kaldılar. Kimisinin annesi, babası öldü cenazesine gidemedi; kiminin eşi hastalandı çaresizce beklemek zorunda kaldı. Bütün bunları geçtim; ülkemiz unsuz, yakıtsız kalmasın diye çırpınan insanlar gemideki iş kazalarında veya deniz haydutlarının saldırısında öldüler. Daha geçen aylarda iki kaptanımız çarmıhtan düşerek hayatını kaybetti. Yine M/V Mozart isimli Türk gemisine saldıran Nijeryalı haydutlar bir Türk denizcimizi öldürdüler. Kanunlarımıza göre öldüler ama yıpranmadılar. Akıl alır gibi değil” diye konuştu.

“FABRİKADAKİ YIPRANIYOR YA TAŞIYAN…”

Aynı riski yaşayan iki meslekten örnek veren Can, Türkiye’de kimyasal tesislerde çalışanların da olması gerektiği gibi yıpranma payı aldıklarını belirterek “Ama o yükü aylarca, bazen kasırgalara rağmen her an tehlike ile yüz yüze taşıyan denizciler yıpranmıyorlar. Geçen sene iki Türk denizcimiz tankı temizlerken zehirlenerek hayatını kaybetti” dedi.

“KAPALI KUTUDA YAŞAM”

Denizcilerin, mesleğin gereklerinden biri olarak, aylarca kapalı bir kutu içinde yaşamak zorunda kaldıklarını hatırlatan Can, “Sadece kısıtlı alandan dolayı bile beden ve ruh sağlığı olumsuz yönde etkileniyor. 6 ay denizde, ailenizden uzakta yaşadığınızda bunalım başta olmak üzere ağır depresyon bile görülebiliyor. Üzerine, ailenizden aldığınız üzücü bir habere müdahale edemeyişinizin çaresizliğini ekleyin” diye konuştu.

“GENÇ DENİZCİLER GEMİYİ İSTEMİYOR”

Denizcilerin özellikle uzak yolda sık sık olumsuz hava koşullarıyla karşılaştıklarını dile getiren Can, bu nedenle uyku ve beslenme düzeninin de bozulduğunu söyledi. Denizciliğin bol para kazanılan bir meslek olarak tanındığını belirten Can, “Neredeyse 20 yıldır yeni mezun arkadaşlardan denize çıkacak zabit bulamıyoruz. Çünkü deniz stajlarında zorlu yaşamı görüyorlar ve ‘önce sağlık’ diyerek gemiye çıkmak istemiyorlar” dedi.

DENİZ HABER AJANSI

Mustafa Can KAPTAN İFADEYE ÇAĞRILDI

Yerli ve Milli Escobar’ yazılı pankartta kel bir insan kafa figürü olduğu için  içişleri bakanı Süleyman Soylu bunu kendisine yapıldığını düşünüp yorumladı. Soylu, polis teşkilatını devreye sokarak İstanbul’da zafer partsi ilçe başkanlarını karakollara ifadeye çağırdığı biliniyordu. Bu akşam saat sıralarında da ÇANKIRILI Zafer Partisi İstanbul İl Başkanı Mustafa Can  KAPTAN Sirkeci emniyetine ifadeye davet edildi. Bunun üzerine İstanbul ilçe teşkilatları yöneticileri taraftarları şimdiden sirkeci emniyetinin karakolunun önünde toplanmaya başladılar.

Bugün yine ifadesi alınan Ataşehir İlçe Başkanı’na polis bu pankartı sorduğunda şu sözlerle yanıt verdi:

“Türkiye’de uyuşturucu kaçakçılığına ve uyuşturucu kullanımına karşı hassasiyeti geliştirmek ve duyarlılık göstermek ve milli bir vazife gördüğümüz için bu pankartları astık.” WhatsApp Image at WhatsApp Image at yerlivemilliescobargozaltiSonrasında ifadeyi alan polis memuru, “bu kel kafalı figür kimi kastediyorsunuz?” diye sordu. Bu soru üzerine Ataşehir İlçe Başkanı, “Bildiğiniz üzere bilimsel tespittir. Uyuşturucu kullanmak kellik yapıyor. Saçı döküyor. Dolayısıyla bakın sizin saçınız var bizim de var. Demek ki biz içmeyenler sınıfındayız” diyerek esprili bir ifade verdiği bildirildi. Süleyman Soylu’nun Zafer Partisi’ne karşı husumeti bitmek tükenmek bilmiyor. Her geçen gün yeni bir skandalla İçişleri Bakanlığı Zafer Partisi’ne, Liderine, kadrolarına bu şekilde saldırmaya devam etmesi Türk Milleti’nin tepkisini çekiyor. İstanbul İl Başkanı Mustafa Can’a refakatçi olmak üzere Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcılarından İsmail Türk ve Ali Dinçer Çolak yola çıktı

HABERLER

Rusya-Ukrayna savaşının ilk gününden itibaren bölgede mahsur kalan Türk denizcilerimiz elektrik, gıda ve temiz su ihtiyacı bir yana can güvenliğinden endişe eder hale geldiler.

Son olarak, Türk bayraklı Rahmi Yağcı adlı gemi, Ukrayna’nın yönetimindeki Odessa Chornomorsk Limanı'nda bağlı iken silahlı milislerin saldırısına uğradı. Saldırganlar, gemide yüklü ferro siliko manganez adlı, demirin çeliğe dönüşmesi için öneme sahip olan ton madeni çalmak istediler. Mürettebatın mücadelesi sonucu şu ana kadar daha da üzücü bir olay meydana gelmezken Ukrayna’nın kendi kontrolündeki limanlardan Türk denizcilerin güvenlik gerekçesiyle yola çıkmasına izin vermemesi tartışmaları da beraberinde getirdi.

Zafer Partisi Türk Dünyası ve Denizcilik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Mustafa Can, Ukrayna’nın Rusya’nın saldırmasını engellemek, ola ki saldırırsa da Türk denizcilerin zarar görmesini sağlayarak Türkiye’yi savaşa çekmeye çalıştığını söyledi.

“MAYIN BAHANEDİR”

Ukrayna’nın Karadeniz’e mayın döşediği bahanesiyle Türk denizcilere izin vermediğini belirten Can, “Fakat Rusya’nın el geçirdiği limanlardaki yöneticilerin ilk işi Türk denizcilere yola çıkış izni vermek oluyor. Bu nasıl bir mayın ki, Ukrayna’nın kontrolündeki limanlarda tehlike yaratırken Rusya’nın kontrolüne aldığı limanlarda sorun yaratmıyor” dedi.

“SAĞLIK SORUNLARI BAŞLADI”

Savaşın başladığı 22 Şubat ’den beri bölgede bulunan Türk denizcilerin gıda, temiz su, elektrik ve iletişim olanaklarına erişimde yaşadıkları sıkıntı bir yana, sağlık sorunlarıyla karşılaşmaya başladıklarının altını çizen Kaptan Can, “Oradaki denizcilerimizle ancak uydu üzerinden görüşebiliyoruz. Ukrayna’nın bölgedeki sivilleri de silahlandırdığını biliyoruz. Bunlar da kontrolsüz bir şekilde terör yaratarak paha eder her şeyi yağmalıyorlar. Son olayda da bir grup silahlı Ukraynalı, gemimize baskın yapıp madeni çalmaya çalışıyorlar. Hala da limandan ayrılmadılar. Bekliyorlar” diye konuştu.

“GEMİ TÜRK TOPRAĞIDIR”

Rahmi Yağcı gemisindeki Türk denizcilerinin ellerinde bayraklar ile uluslararası kanuna göre Türk toprağı kabul edilen gemilerini korumalarının büyük vatanseverlik örneği olduğunu dile getiren Can şunları söyledi:

“Şu anda Türk bayraklı veya Türk sahipli 24 gemimiz Rus ve Ukrayna karasularında. Savaşın başında toplam 38 gemimiz vardı. Ukrayna’dakilerin hepsi mahsur kaldı ama Rusya, limanlarda kontrolü ele alır almaz bir iki gün gecikmeyle gemilerimizi konvoy yapıp çıkardılar. Ne yazık ki Ukrayna devleti Türk sahipli ve Türk bayraklı gemileri bir kalkan olarak kullanıyor ve denizcilerimizi serbest bırakmayışının nedenini de, ‘Ruslara karşı mayın döşemek’ olarak açıklıyor. Ama gelin görün ki, Rus savaş gemileri bir mil ötelerinde cirit atıyorlar. Yani bu söylemleri doğru değil.

TÜRKİYE MÜDAHALE ETMELİ

Benim bildiğim bir tane mayın koptu ve o mayın da imha edildi hemen. Biz Türk Deniz Kuvvetleri’ne inanıyor ve güveniyoruz. Bölgenin yarısına kadar mayın taradıklarını ve bulamadıklarını biliyoruz. Bulsalardı Navtex adını verdiğimiz deniz uyarı sisteminden yayınlarlardı. Ruslar ve Ukraynalılar yayınladı. Mayın, Ukrayna’nın dünyanın dikkatini çekmek için yaptığı bir psikolojik harekat. Çünkü biliyor ki, dünya ticaretini ne kadar etkilerse sesini o kadar çok duyuruyor. Bu bilgilerin yüzde 10’u doğruysa yüzde 90’ı yalandır. Ukrayna tarafından kalkan olarak kullanılan Türk denizciler için şartlar her geçen saat ağırlaşıyor. Türkiye’nin bu konunda baskı yapması gerekiyor. Diplomatik olarak mı yapılır, rica mı edilir onu devletimiz bilir.

MONTRÖ’YÜ TARTIŞMAK BİLE ZARAR VERİR

Montrö Türk Boğazları Sözleşmesini tartışmak bile Türkiye’ye inanılmaz büyük zarar verecektir. Montrö ile ilgili olarak bir kere Rusya ’larda Stalin iktidarda iken, ‘ben bu anlaşmayı tanımıyorum’ dedi. Fakat ’larda gücünü kaybedince de bu anlaşmaya sarıldı. Şimdi de Amerikalılar, ‘tartışalım’ diyorlar. Dolayısıyla gerçek anlamda dengeleri koruyan, Büyük Atatürk’ün bize son nefesinden önce hediye ettiği enfes bir anlaşma ve inşallah bir maddesi bile değiştirilmeden sonsuza kadar böyle kalacak. Çünkü yeniden yapmaya kalktığınızda güçlü devletlerin istediği olacaktır.

3. DÜNYA SAVAŞINI ENGELLİYORUZ

Eğer bir Amerikan savaş gemisi boğazlardan çıkıp Karadeniz’e girmiş olsaydı NATO bağlantısında dolayı biz de Rusya ile savaşmak zorunda kalacaktık. Böylece de 3. Dünya Savaşı resmen başlamış olacaktı. Türkiye’miz gerçekten çok önemli bir konumda. Bizim stratejik ortağımız okyanus ötesi Amerika değil, Rusya, Ukrayna, Romanya, Suriye, Irak, İran olmalı. Stratejik ortak yakından olur. Yani bir senede on milyon ton buğday aldığınız bir Rusya var. Almazsanız ekmek üretiminde sıkıntıya düşersiniz. Yılda 3, 4 milyon ton kömür alıyorsunuz. Ham petrol alıyorsunuz. Çünkü dibinizde olduğu için maliyeti çok düşük. Böyle bir ülke ile savaş tartışması yapmak bile en son isteyeceğimiz şey bile olmamalı.

AMİRALLERİN ARKASINDAYIZ

Türk Deniz Kuvvetleri’nden emekli amirallerimiz Montrö Türk Boğazları Sözleşmesi’yle ilgili kaygılarını dile getirmişlerdi. Şimdi yargılanıyorlar. Baktığınızda, ‘Montrö’nün tartışılması, değiştirilmesi Türkiye’nin çıkarlarını zedeler ‘dediler. Aynısını şu an hükümet de söylüyor. Bu davanın da bir an önce bitirilmesi hatta mahkemenin bu hassasiyetler için uzmanlık alanları denizler olan amirallere teşekkür etmesi gerektiğine inanıyorum.

ŞERDEN HAYIR ÇIKACAK

Rusya - Ukrayna savaşı, Türk denizcilik sektörünü olumsuz etkileyecek fakat faydası da olacak. Dünyanın koyduğu ambargoyu ‘komşu ülke’ Türkiye üzerinden aşacakları için lojistik üs olma olasılığımız var. Türkiye’nin dış ticareti artacaktır. Avrupalı, baskılardan dolayı Rusya’ya mal satmak istemiyor fakat Ruslar illaki bir yerden satın almak zorundalar. Bu arada Avrupalı mal satmıyor ama günde milyon dolar doğalgaz faturası ödüyor. Ruslarda para da var. Türkiye bu paraları alarak hizmetlerin hepsini karşılayacak durumdadır. Bu açıdan çok hayırlı olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda petrol fiyatlarının artması, navlunların yükselmesi bizim Avrupa ve Afrika pazarında gücümüzü inanılmaz artırdı. Özellikle hafif yüklerde, mesela Türk oyuncak sektörü altın yıllarını yaşıyor. Düşünün 20 bin dolar navlundan bahsediliyor Çin’den Avrupa’ya. İçindeki mal kadar navlun parası ödeyeceklerdi. Büyük fark var. Umarım bu durum böyle devam eder ve başlayan ihracatımız alışkanlığı döner.

ÜLKEMİZ EŞİT MESAFEYİ KORUMALI

Türkiye olarak iki tarafa da eşit mesafede yaklaşmalıyız. Biz Türkiye olarak çok doğru yerde duruyoruz Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bir politika oluşturarak cumhurbaşkanımızı ikna ettiğini düşünüyoruz. Çok başarılı gidiyorlar. Özellikle Antalya’da iki dışişleri bakanını buluşturması önemliydi. Bir de bunun üstüne Putin ile Zelenski’yi Ankara’da buluşturabilir ve süreç de barışla biterse Türkiye’nin stratejik öneminin ne kadar büyük olduğunu bütün dünyaya göstermiş oluruz.

DENİZCİLİK BAKANLIĞI KURACAĞIZ

Zafer Partisi olarak iktidar geldiğimizin ertesi günü Türk Denizcilik Bakanlığını kuracağız. Hiç kimsenin görmediği bilmediği ulaştırmanın bir parçası gibi görünen denizciliğin etki alanının milyar doları geçmesi içten bile değildir. Şu anda devlet, ulaştırmanın yollarıyla limanları kıyaslayıp denizciliğe ancak milyon TL bütçe verirken, ortalama bir yolun maliyetinin milyar doları dahi geçtiğini biliyoruz. Limanı yapan özel sektör, o limandan çıkış yapan yük miktarını da eklemek zorundasın. Türkiye’yi gerçek denizcilik bütçesine ulaştıracağımıza söz veriyorum.”

Bu haber toplam defa okunmuştur

Etiketler :kaptan mustafa can

TEDx konuşmalarında 37 yıllık çalışma hayatını anlatan Kaptan Mustafa Can'ın öyküsü şöyle:

"Kara Harp Okulu'nu üçüncü olarak kazandım ve aynı anda ODTÜ'yü de kazandım. Terciihmi Kara Harp Okulu'ndan yana yaptım ve ordan içeriye girince yapamaycağımı anladım. Bunu görerek anlamıştım. Ancak ailemi ikna edemedim. Babam bana oğlum sen aptal mısın? bile demişti. Beni geri göndermek için ısrar ettiler ama ODTÜ'ye devam ettim. Bu arada babam bir trafik kazası geçirdi ve 9, 10 ay evde yattı. Bu sırada ben üniversitenin hazırlık bölümündeydim ve fotokopi çektirecek para bulamıyordum. Bu yüzden yeniden sınava girdim ve ilk tercihimi Kara Harp Okulu ve ikincisini Denizcilik yaptım. Ve Denizciliği bitirdim. Uluslararası gemilerde uluslararası personellerle çalıştım. Sınıf arkadaşlarımdan 2 yıl önce kaptanlık yapmaya başladım. Hızla yükseldim. Çok dolgun maaşlar alıyordum ve burada kalmaya devam edersem karaya ayak basamayacağımı anladım. Bu yüzden karaya geçmek istedim ancak babam yine itiraz etti. Bu maaş bırakılmaz demişti. Ancak ben İstanbul'da kalarak önüme bakmayı tercih ettim. Bir şirkette gemi müdürü olarak çalışmaya başladım. Babam yine itiraz etmiş ancak dinlememiştim. 

Daha sonra gemilere hizmet veren bir firma kurdum. Ancak denizcilik o kadar kötüye gitti ki Bir sene boyunca batmadık ama çok zorluklar yaşadık. Daha sonra Ruslarla ortak bir acentalık firması kurdum. Tabii babam yine aptal mısın dedi. Ancak yine dinlemedim. Kendi firmamda hamallık bile yaptım. Ruslar yılında Türkiye'den çekilme kararı ve firmayı sen alır mısın dediler bana. Ancak onlar çekilirken firma çok küçülmüştü. Para verirseniz alırım demiştim ve verdiler. Evet hem firmayı aldım üzerine de para aldım. O dönemde acenta arasında benim firmam 'ydü. Yedi sene sonra ise benim firmam 1. olmuştu. 
Her denizcinin hayalidir gemi sahibi olmak. krizinden sonra yılına gelindiğinde artık gemi sahibi olabileceğimi düşündüm. Fiyatın daha da inmez diye düşünüyordum. Ve bir gemi alarak başladığım yola 5 gemi, 1 ilaç firması, 3 otel bir de gemi acentası sahibi olmuştum. 

Çocuklarıma da hep bunu söyledim. Sizin için doğru olanı ancak siz bilirsiniz. Babam gibi yapmayacağım dedim. Şimdi oğlum benimle çalışmayı tercih etti kızım ise kendi firmasını kurdu. Size tavsiyem ne istiyorsanız o yönde yürüyün ve asla vazgeçmeyin. Çabalayın. Zafer sizin olacaktır."

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası