line ingilizce türkçe çeviri / Conan Gray – Family Line Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri ( Güncel) - EnglishCentral Blog

Line Ingilizce Türkçe Çeviri

line ingilizce türkçe çeviri

Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. İsim, Geometri doğru
  2. İsim hat (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  3. Fiil, Tekstil Sanayii astarlamak
  4. İsim çizgi, hat.
    straight line: doğru çizgi.
    Draw a line from A to B. The fortune teller studied the lines of my hand.
  5. İsim (yazı) satır.
    a column of 40 lines.
  6. İsim (şiir) mısra.
    Each line has 7 beats.
  7. İsim dizi, sıra.
    a line of cars/trees/chairs/people.
  8. İsim, Tiyatro rol, kısım, bir aktöre düşen piyes bölümü.
    I forgot my lines and had to be prompted.
  9. İsim pusula, not, kısa mektup.
    drop a line: kısa bir mektup göndermek.
    I must drop a line to Cahit

    asking him to come

    : Cahit'e mektup yazıp davet etmeliyim.
  • İsim fikir silsilesi, düşünce dizisi, muhakeme tarzı.
    a line of thought: fikir silsilesi.
    You haven't

    got the right answer, but you're on the right lines

    : Doğru cevabı bulamadın, fakat muhakeme tarzın doğru.
  • İsim hareket tarzı, hattı hareket, tutum, durum, yol.
    the line to be taken: tutulacak yol.
    a line

    of policiy

    : siyasî tutum.
    It's hard line on him: Onun için çetin bir durum.
  • İsim soy, nesep, sülâle.
    a noble line . a line of kings. The Stuarts were a line of English kings.


    in direct line: babadan oğula.
    pure line: arı döl, katışıksız soy.

  • İsim aldatıcı/kandırıcı/ikna edici söz.
  • İsim hiza, nizam, düzen, uyuşma, uzlaşma, ahenk.
    to bring discrepencies into line: çelişkileri uzlaştırmak/gidermek.
  • İsim uğraşma alanı, saha, meşgale.
    What is your line of business: Mesleğin/işin nedir?
    That work

    is not my line

    : Bu iş benim harcım değil/bu benim işim değil/bu bana göre değil.
  • İsim ulaştırma, şirketi/yolu.
    an airline: havayolu.
    a shipping line: nakliyat şirketi.
  • İsim iş, meslek, meşgale, meşguliyet, meslek ve ticaret dalı.
    the dry-goods line.
  • İsim belirli bir cins/marka mal.
    line of goods: mal çeşidi.
  • İsim ip, sicim, olta ipi, iplik.
    fishing-lines. Hang (out) the clothes on the line.
  • İsim ölçme ipi.
  • İsim, Elektrik-Elektronik (a) (telgraf, telefon vb.) hat.
    telephone lines: telefon hatları.
    transmission lines: iletim/transmisyon

    hatları.
    The lines are all out as the result of the blizzard: Kar fırtınası yüzünden bütün hatlar arızalandı.
    Hold the line: (Telefonu) kapatmayın/telefondan ayrılmayın.
    line is busy: hat meşgul.

  • İsim, G&#;zel Sanatlar fırça darbesi, (resimde) çizgi.
    The beauty of line in the work of Boticelli.
  • İsim (a) sigorta türü/sınıfı.
    casualty line: kaza /hasar sigortası. (b) belirli bir risk için ödenecek sigorta miktarı.
  • İsim gayrımenkulün sınırı/hududu.
  • İsim (gazetecilikte) (bkz: banner ) (6).
  • İsim, Askerlik2 (a) cephe, savunma/müdafaa hattı.
    line officer: muharip subay, cephede/savaş gemisinde görevli

    subay. (b) istihkâm (hattı), (c) (kara/deniz) muharip kuvvetler, (d) saf, sıra.
    within enemy's lines: düşman safları içinde. (e) gemi kafile çizgisi.
    line-of-battle ship = ship of the line
    esk. en büyük zırhlı/harp gemisi. (f)
    esk. muvazzaf ordu/donanma.

  • İsim
    lines
    ask. savaş düzeni, harp nizamı, savunma hattı.
    line of battle: savaş düzeni,

    harp nizamı.
    front line: cephe hattı.

  • İsim, Denizcilik boru.
    a steam line: buhar borusu.
  • İsim ön iki sıradan biri.
  • İsim (Dokumacılıkta) uzun elyaf. (bkz: tow )2 (1)
  • İsim sınır, hudut, çevre çizgisi.
    That hedge marks our property line: Şu çit bizim arazimizin hudududur.


    south of the line: hududun güneyi.
    the line between Germany and France.

  • İsim yol, iz, doğrultu, istikamet.
    the line of march of the army.
  • İsim (demiryolu) hat, ray.
    Passengers are not allowed to cross the line. The main line of a railway.
  • İsim inçin 12 de biri ≈ 2 mm.
  • İsim (Ontario'da) özel yol.
  • Fiil
    line up: (a) diz(il)mek, sırala(n)mak.
    a road lined with trees. The soldiers quickly lined

    up. Cars lined the road for a km.

    (b) sıra/kuyruk olmak, sıraya/kuyruğa girmek.
    People were lining up to get into theater.
  • Fiil hizaya gelmek/sokmak, saf yapmak, saf teşkil etmek.
  • Fiil
    line up: bulmak, tedarik etmek, hazırlamak, (yardım) sağlamak, iş vermek, işe almak.
    Have you

    got someone lined up?

    Birisini buldun mu?
    I wonder what he's got lined up for us? Acaba bizim için ne hazırladı?
  • Fiil çizmek, çizgi çekmek, çizgilerle işaretlemek, çizgilerle dol(dur)mak/kapla(n)mak.
    a face lined by

    age

    : yaşlılıktan kırışmış bir yüz.
    lined paper: çizgili kâğıt.
    line something out on paper: bir şeyi kâğıt üzerine işaretlemek.
    Signs of worry lined his face: Yüzünde endişe çizgileri belirdi.
  • Fiil göz kalemi ile göze çizgi çekmek.
  • Fiil (ölçü şeridi/ipi ile) ölçmek, arşınlamak.
  • Fiil
    line down
    Cnd. halatla kıyıya bağlı kayık içinde akıntıya aşağı gitmek.
    We often lined

    down rapids instead of portaging.

  • Fiil astarlamak, astar geçirmek/kaplamak/çekmek.
    an overcoat lined with silk: ipek astarlı bir palto.
  • Fiil (cebi/cüzdanı/keseyi para ile) doldurmak.
    to line one's pocket with money.
    He has lined his

    purse well

    : Kesesini iyice doldurdu/çok para kazandı.
    a well-lineed purse: dolgun kese.
  • Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt

    Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

    flat-line

    kalpteki elektrik aktivitesinin durması İsim, Tıp

    acceptance line

    bir bankanın tek bir müşterisi için taahhüt ettiği azami para limiti

    address line

    anket çalışmasında soruların yöneltileceği adres

    collateral line

    civar hısımlığı (amca , dayı , hala , teyze ve onların füru ve vârisleri ile olan hısımlık bağını gösteren mefruz hat

    deposit line

    (US) bir bankanın müşterilerinin bir banka hesabında genel olarak tuttuğu ortalama meblağ

    hauling line

    (demir) el incesi (gemiyi bir yere yanaştırma bağlama halatlarını kıyıya göndermek için kullanılan ve

    gemi adamları tarafından sahile fırlatılan ince

    hot line

    iki devlet başkanı arasındaki telefon hattı

    net line

    (sigorta) reasürans yoluyla yapılan sesyondan sonra sigortacının alıkoyduğu net miktar

    ocean line

    okyanuslarda gemilerin sefer yaptıkları hatlar

    on line

    merkezi bir bilgisayara bağlanmış bilgisayar

    phone line

    telefon hattı İsim, Telekom&#;nikasyon

    line extending

    mevcut bir markaya çeşitler ekleyerek bir ürün türünü zenginleştirmek Fiil

    line management

    şirketin yalnızca ana faaliyetiyle ilgilenen aynı düzeydeki yöneticilerden oluşan grup

    line manager

    bir kurumun tutum ve işletmesinde karar sorumluluğu olan yönetici

    line organization

    her bölümün yetki ve sorumluluğunun ilgili bölüm şefine ait olduğu ticaret ya da endüstri işletmesi örgütleme

    sistemi (yetki yukarıdan verilir ve her

     

    İngilizce - Türkçe çeviri (v yeni)

    İngilizce dilinden Türkçe diline (google translate aracılığıyla) hızlı cümle ya da kelime çeviri yapmanıza yardımcı olan bir sözlük sistemidir. Dünya dilleri arasında yapılacak olan cümle ve kelime çevirilerinizi kolaylaştırır. ÇevirSözlüseafoodplus.info Dünya'da en yaygın olarak kullanılan bir çok dili içinde barındırmaktadır. Bu diller arasında herhangi bir ücret ödemeden ve sınırlama olmaksızın istediğiniz cümle ya da kelime çevirilerinizi hızlı bir şekilde yapmanız mümkündür.

    Kullanım ve Gizlilik

    seafoodplus.info aracılığıyla yapılan tüm çeviri verileri toplanmaktadır. Toplanan veriler herkese açık, anonim olarak paylaşılır. Dolayısıyla Çevir Sözlük kullanarak yapacağınız çevirilerde kişisel bilgi ve verilerinizin yer almaması gerektiğini hatırlatırız.

    seafoodplus.info kullanıcılarının çevirilerinden oluşturulan içerikte argo, küfür vb. uygun olmayan öğeler bulunabilir. Oluşturulan çeviriler her yaş ve kesimden insanlar için uygun olamayabileceğinden dolayı, rahatsızlık duyulan hallerde siteminizin kullanılmamasını öneriyoruz. Kullanıcılarımızın çevirilerle eklediği içeriklerde telif hakkı ya da kişiliğe hakaret vb. öğeler bulunuyorsa site yönetimiyle iletişime geçilmesi halinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

    Sitenize ya da blogunuza İngilizce Türkçe çeviri ekleyin:
    l

    Sınır

    Dairelerin içinde dolaşıyorum

    Ve kapı ardına kadar açık

    Oğlum hala seni görmek istiyorum

    Günler geçip gidiyor, ben hala umuyorum, umuyorum

     

    Sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

     

    Bana devam etmemi söyledin

    Şimdi başka birini arıyorum

    Ama bebeğim söyle bana nasıl bulacağım?

    Eğer tüm gördüğüm sensen? Tüm gördüğüm sensin

    Tüm gördüğüm sensin, tüm gördüğüm

    Tüm gördüğüm sensin, tüm gördüğüm

     

    Sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

     

    Sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

     

    Seni görmek kalbimi kırıyor,

    Günler geçip gidiyor, ben hala umut ediyorum

     

    Tüm gördüğüm sensin, tüm gördüğüm

    Tüm gördüğüm sensin, tüm gördüğüm

    Sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

    Söyle bana bebeğim sınırı nereye çizeceğiz?

     

    nest...

    batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir