bana dokunmayan yılan bin yaşasın ingilizce / Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşasın Nedir? Atasözünün Anlamı Açıklaması

Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın Ingilizce

bana dokunmayan yılan bin yaşasın ingilizce

Kulağakaçan, kulağa kaçar mı?

Bir erkek kulağa kaçan. Kaynak: Flickr, CC BY-NC-ND &#; Steve&#;s Wildlife)

Bir kaç derin konudan sonra doğa hayatına dair yanlış inanışlardan birisini daha yalan olarak savalım&#;

Böcek fobisi olanların &#;kulağakaçan&#; isminden bile ne kadar rahatsız olduğunu , hele ki kulağakaçanın o arkasındaki kıskacıyla boy göstermesinin yaratacağı tepkiyi az çok tahmin edebiliyorum. Zira böceklerin sevimli canlılar olmadığını kabul ediyorum.

Öte yandan böcekler canlı bilimiyle ilgilenenlerin ilgisini pek çok yönden çekmeye muktedirdirler: Verimlilikleri, kabiliyetleri, uzmanlıkları, yaşamları vb.

Kulağakaçan böceğinin ise ismi çok cazip. İngilizce&#;de &#;Earwig&#;, yani &#;Kulak yaratığı&#; olarak anılan Forficula Auricularia, eklembacaklıların deri kanatlılar takımından hem otçul hem de etçil bir tür. Menşei Avrupa ve Batı Asya olarak tahmin edilen tür, bugün Amerika kıtasında da görülüyor.

Halk arasında yaygın olan inanışa göre kulağakaçanlar, kulaktan beyne girerler ve beyinde yuva yapıp keyif çatarlar. Fakat böylesine bir senaryo ancak La Fontane fablında Ağustos böceğine nispet yapmak için olurdu.

&#;lerin Avrupa&#;sına baktığımızda Kulağakaçan&#;ın kötü bir şanı olduğunu görüyoruz. O dönemde kulağakaçanı ihtiva eden bir yayında onun kulaktan içeri girdiği, bulduğu bir yerde demirleyip orayı yiye yiye içeriye kadar gittiği ve en nihayetinde de çıldırmaya sebep olduğu yazıyor (1).

Bir dişi kulağakaçan. Kaynak: Flickr, CC BY-NC-ND - seafoodplus.info

Bir dişi kulağakaçan. Kaynak: Flickr, CC BY-NC-ND &#; seafoodplus.info

Kulağakaçan böceğinin bir çok kültürde kulakla ilişkilendirilmesinin muhtemel bir sebebi, böceğin arkasındaki kıskacıyla beraber, çok eski zamanlardan beri kulak delmeye yarayan antik bir alete benzemesidir. Dişisinin ayrı, erkeğinin ayrı tipte kuyruk uzantıları olan kulağakaçanın erkeğinin kıskaçları aynı zamanda da makasa benzer ve bu benzerlikten dolayı İtalyanca&#;da kulağakaçan böceğine verilen isim forbicina, yani &#;küçük makas&#; anlamına gelirken, İspanyolca&#;da verilen iki isim contraplumas ve tijereta, sırasıyla &#;çakı&#; ve &#;makas darbesi&#; anlamlarına gelir (2).  En az altı Avrupa dilinde bu böyledir (3).

Ben de işte tam bu satırları yazarken bizdeki &#;Kulağakaçan&#; kelimesinin &#;kulakta delik açan alet&#; ile bir benzeşim kurularak, &#;kulak-açan&#; kelimesinden türetilip türetilmediğini merak ettim. TDK Büyük Sözlükte &#;kulakaçan&#; diye aratıldığında, Bolu, Düzce yöresinde bu böceğin &#;kûlakaçan&#; olarak anıldığını görüyoruz. Küpe takmak Anadolu&#;da da çok eski bir gelenek olduğuna göre, tıpkı Avrupa dillerinde olduğu gibi belki de kulak deliği açmakta kullanılan alete benzerliği bu böceğin ismine kaynaklık etmiş olabilir.  (4)!

Kulağakaçanın kulağa benzer kanadı. Erkek kulağakaçanların kıskacı, dişi kulağakaçanların makası var. Resim kaynak: Wikipedia.

Bir şekilde kulakla ilişkilendirilmesinin ikinci bir muhtemel sebebi de derikanatlı bu türün arada bir açtığı kanadının kulağı andırması olabilir (5). Zira derikanatlılar takımından bu türün oldukça estetik kanatları vardır ve hakikaten de bir kulak kepçesinin şeklini andırırlar (Bkz: Soldaki illüstrasyon). Tüm hakları saklı olduğu için burada kullanmadığım bir resim için bağlantıya tıklayınız.

Peki kulağakaçanlar hiç mi kulağa kaçmaz?

Böceklerin nemli, sıcak bir delik olan dış kulak kanalını şöyle bir denemek istemeleri oldukça anlaşılabilir bir durumdur. Bizler de zaman zaman soğuk havadan kaçınmak için bir yerlere sığındığımıza göre onların da kulağı cazip bulmaları için bir çok sebep olabilir. Kulağakaçan gibi sürünen, nemli ve karanlık ortamlarda yaşayan bir türün -ki benzer binlerce tür vardır- arada bir aklına esen üyelerinden birinin, kuru ve aydınlıkta yaşayan böceklere nazaran kulakları bir kalem daha fazla tercih ettiğini de varsayabiliriz ama bu ne kulağakaçanın kulaklara sık sık kaçtığı gibi bir önermeyi doğrular,  ne de onun beyne yerleştiği gibi bir efsaneyi haklı çıkartır.

Kulağakaçan&#;ın gerçekten de kulağa kaçtığına dair kayda geçmiş bir kaç vaka var (3). Ancak kayda geçmiş olan vakalar diğer böceklerin kulağa girme vakalarından oranca fazla değil. &#;da yazılan eski bir doğa tarihi güncesi ise efsaneye biraz daha yenik düşmüş ama akılcılığı elden bırakmayarak böceğin panik halindeyken saklanacak delik araması halinde kulağa kaçabildiğini söylemiş (6) ama kayıtlı bir örnekten bahsedilmiyor.

Siz yine de böcekleri sevin.

Kaynaklar:

(1) Susan Scott, Craig Thomas. Pests of Paradise: First Aid and Medical Treatment of Injuries from Hawaii&#;s Animals. University of Hawai&#;i Press: Singapur.
(2) John Lloyd, John Mitchinson. Cahillikler Kitabı. NTV Yayınları: İstanbul.
(3) J. R. Fisher. Earwig in the Ear. West J Med. August; (2):
(4) seafoodplus.info?kelime=kul%E2ka%E7an&kategori=derliste&ayn=dzn
(6) Endangered Wildlife and Plants of the World Ansiklopedisi. 4. Cilt. &#;Earwig&#; maddesi.
(6) James Cundall. Everyday Book of the Natural History. Frederick Warne and Company: Londra.

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

İlgili

Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşasın atasözü ile ne anlatılmaktadır? Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşasın açıklaması.

Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşasın:

ANAFİKİR : Zararlı bir insanın doğrudan bize zararı dokunmadıkça, onu rahat bırakalım.

bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın

Arka plan kaynak: seafoodplus.info

Geniş anlamda düşünülünce doğru olmayan atasözlerimizdendir. Bencilce bir yaklaşımla söylenmiştir. Toplumu toplum yapan öğelerin başında, birlikte huzur içinde yaşamak ve bu huzuru sağlamak için çalışmak gelir. Doğrudan zararı bize dokunmayan, zararlı olduğunu bildiğimiz birinin toplumda yaşamasına seyirci kalmak doğru değildir. Hele zarar görene yardımı esirgemek, karşılaştığı olumsuz bir davranış karşısında onu yalnız bırakmak, hiç doğru değildir. Bugün başkasına yapılan bir kötülük, yarın bize de yapılabilir. Kötülerle hep birlikte mücadele etmeli, onları toplumdan ayıklamalıyız.

Açıklaması

Aslında bu atasözü uygulayanlar için olumsuz bir davranış şekli öğütler. Kötü ne kadar kötü olursa olsun, benden uzak dursun gibi bir anlamı vardır ki bu dünyada böyle bir yaklaşım geçerli değildir. Nitekim kötülüğe bir kere izin verildi mi yada göz yumuldu mu, kötülük büyür ve etki alanını genişletir. Asla bana zarar vermez, güvendeyim diye düşünmek ahmaklıktır. Çünkü eninde sonunda bu kötülüğe çanak tutan, kötülüğün büyümesine izin veren kişi de etkilenecektir. Dünyanın düzeni belki de bir çeşit adaleti bu şekilde işliyor.

Atasözünde yılan kötülüğü sembolize etmektedir. Bilindiği gibi yılan zehirli ve insanı sokabilen bir hayvandır. O yüzden uzak durmakta fayda var. Ancak uzak dururken başkalarını sokmasına, başkalarına zarar vermesine, nasıl olsa bana bir şey yapmıyor mantığı ile izin vermek yanlış olacaktır. Ancak maalesef bu mantaliteye sahip çok insan vardır. Zarar kendilerine gelmediği müddetçe umursamaz davranmak, kötülüğü bizzat yapmaktan farklı bir şey değildir. Bunu anlatan sevdiğim sözlerden biri de &#;Haksızlığa susan dilsiz şeytandır&#; sözüdür. Bu atasözünde böyle davranmak öğütlenmemektedir elbette. Atasözünde kendisinden uzakta olan kötülüklere karşı umursamaz davranışların varlığına dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. Benzer davranan kimselerin durumlarını tam olarak tanımlamak için atasözü dile getirilmektedir.

Kısaca toparlamak gerekirse, kötülük size uğramasa da kötülüktür ve buna sessiz kalınmamalıdır. Zaten bana bir zararı yok diye yaklaşılsa bile eninde sonunda o yılan bir gün sizi de sokacaktır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir