Mecnun'um Leylamı Gördüm
Mecnun'um Leylamı gördüm
Bir kerecik baktı geçti
Ne sordum ne de söyledi
Kaşların yine yıktı geçti
Soramadım bir çift sözü
Ay mıydı gün müydü yüzü
Sandım ki Zühre yıldızı
Şavkı beni yaktı geçti
Ateşinden duramadım
Ben bir sırra eremedim
Seher vakti göremedim
Yıldız gibi aktı geçti
Bilmem hangi burç yıldızı
Bu dertler yaralar bizi
Gamz'okunu bazı bazı
Yar sineme çaktı geçti
(Farklı tapşırma)
İzzeti der ne hikmet iş
Uyur iken gördüm bir düş
Zülfünü kement eylemiş
Yar boynuma taktı geçti
Veli'm eydür ne hikmet iş
Uyumadım ki diyem düş
Zülfünü kement eylemiş
Yar boynuma taktı geçti
Kaynak: Aşık Veysel
Yöre: Şarkışla
Görüntüleme:
En son görüşmemiz Ankarada idi. yılında. İkna etmeye çalışıyordu beni. Gitme diye. Sebeplerimi anlatınca; yolun ve bahtın açık olsun kardeşim, ne zaman ihtiyacın olursa ara. Türkiye sınırları içerisinde olursan eğer en fazla 12 saat içerisinde yanındayım dedi.
i sever. Benim lisedeki okul numaram. Onun ise sırası. Ansızın gelişen muhabbetlerimizde, bunun bir tesadüf olmadığına dair cümleler kurar hep.
Batı Karadenizdeyim. Ansızın gelen bir telefon ile buldum kendimi burada. Aradım. Açmadı. Bir kaç saat sonra o beni aradı. Gel dedim. Sebebini sormadan çıktı yola. 7 saat sonra yanımdaydı.
2 saattir dolanıyor evin içerisinde. Sadece o değil. 17 kişi bakınıyor her yere. Köşede dizlerimin üzerine çökmüş durumda gördüğünde beni aç bir şarkı da dinleyelim kardeşim sözleri çıkıyor dudaklarından. Aşık Veysel olur mu diye sorduğumda nereli olduğumu unutmuşsun herhalde cevabını alıyorum.
Şarkıyı dinledi. Kalemini ve kağıdını çıkardı. Bir kez daha açar mısın dedi. Açtım. Sonra bir kez daha aç dedi. Ara ara durdurdu. Sonra elime aşağıdaki dizelerin yazıldığı kağıdı verdi.
Soramadım bir çift sözü
Soramadım bir çift sözü
Ay mıydı, gün müydü yüzü
Ay mıydı, gün müydü yüzü*
Sandım ki Zühre yıldızı
Şavkı beni yaktı geçti
Sandım ki Zühre yıldızı*
Şavkı beni yaktı geçti*
Ateşinden duramadım
Ateşinden duramadım
Ben bu sırra eremedim
Ben bu sırra eremedim*
Seher vakti göremedim
Yıldız gibi aktı geçti
Seher vakti göremedim*
Yıldız gibi aktı geçti*
Bilmem hangi burç yıldızı
Bilmem hangi burç yıldızı
Bu dertler yaralar bizi
Bu dertler yaralar bizi*
Gamze okun bazı bazı
Yâr sineme çaktı geçti
Gamze okun bazı bazı*
Yâr sineme çaktı geçti*
İzzetî, bu ne hikmetmiş
İzzetî, bu ne hikmetmiş*
Uyur iken gördüm bir düş
Uyur iken gördüm bir düş*
Zülüflerin kement eylemiş
Yâr boynuma taktı geçti
Zülüflerin kement eylemiş*
Yâr boynuma taktı geçti*
Ben canımın derdindeyim, o demleyeceğim çayın derdinde. Bizi tanıyamayacakların olduğu tepede közde yaptığım çayımı içtikten sonra söylediği: Kendi kendiliğine
Ulusal zehir danışma merkezi Ulusal zehir danışma merkezi'nin kısaltması UZEM'dir. UZEM UZEM yani ulusal zehir danışma merkezi destek hattının numarası
Beko'nun açılımı Bekonun açılımı: Bejerano ile KOÇ Holding'in kurmak istediği ortaklık sonucu, her iki şirketin, baş iki harflerinin birleşimi. BEKO'nun
Samsung uygulama gizleme Samsung akıllı telefonlarda uygulama nasıl gizlenir bu makalemde detaylı bir şekilde anlatmaya çalışıyorum. Ayarlar bölümüne tıklıyoruzArama kısmına
Uçak kaç km hızlar kalkar? Uçaklar km/sa hızla kalkarlar. funduszeue.info Uçak kalkış anı Uçaklar ne kadar hızla gider? Uçaklar
Meteoroloji Genel Müdürlüğü ne zaman kuruldu? Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Devlet Meteoroloji İşleri Umum Müdürlüğü adı ile 10 Şubat tarihinde
Ziraat Bankası ATM'den trafik cezası ödeme Ziraat Bankası ATM'den trafik cezası ödeme istiyorsanız eğer hemen aşağıda paylaşmış olduğumuz videodaki adımları
O şarkının sözleri kime ait? Motosikletimi çok dikkatli kullanırım normalde. Ama o gün son seste açtığım kulaklığımda çalan şarkının sözlerine
3 kural ihlali Saatte 70 km/s hız kuralına uymadı. Kırmızı ışıkta geçti. Yayaya yol vermedi. 3 kural ihlalini görmeme sebep
’lı, ’li yıllarda Ankara ve İstanbul Radyolarından sıkça dinlediğimiz, Âşık Veysel’in ses ve sazıyla sevdiğimiz, onun ilk kez Columbia plaklarına ’da okuduğu, satış rekorları kıran bir türkü vardı: “Mecnun’um Leyla’mı gördüm/Bir kerecik baktı geçti” mısralarıyla başlıyor. TRT THM Repertuvarına, Muzaffer Sarısözen tarafından Âşık Veysel Şatıroğlu’ndan () derlenerek numarayla kaydedilmiş. Sözleri, repertuvarda Âşık İzzetî’nin olarak gösterilmiş. Erzincanlı Şerif ()’in de sözlerinde küçük değişiklikler yaptığı, ezgisi farklı, Columbia firmasında plağa okuduğu bir türkü çalışması daha var. Türküyü, Zehra Bilir de plağa okumuş.
Türkünün sözlerini oluşturan şiirin gerçek şairi hakkında çeşitli iddialar var: Âşık Veli, Âşık İzzetî, Misalî ve Âşık Ali İzzet Özkan şiirin şairleri arasında adları geçenler. Bu makalemizde, bu karmaşayı ele alıp gerçek şairi hakkındaki görüşümüzü, gerekçeli olarak ortaya koymaya çalışacağız.
Türkünün ilk kez duyulması, Kasım tarihleri arasında Sivas’ta düzenlenen I. Sivas Halk Şairleri Bayramı’nda olmuştur. Bayrama katılan Âşık Veysel, usta malı dediğimiz beş türkü çalıp söylemiştir. Henüz, kendi şiirlerini söylemeye başlamamıştır. Söylediği beş türküden biri; “Mecnun’um Leyla’mı gördüm” mısrasıyla başlayan türküdür.[1] İzzetî mahlasını kullanan Âşık Ali İzzet Özkan (), o yıl 29 yaşındadır. Sivaslı olduğu hâlde, bayrama katılacak derecede tanınmış, olgun bir halk şairi durumunda değildir.
Şiirin günümüzde, TRT nezdindeki resmî sahibi Sivas Şarkışla Höyük köyünden Âşık Ali İzzet Özkan’dır. Şiirin yazılış ve türkünün yakılış hikâyesini iki yazara biraz farklı şekilde anlatmış.
Ankara Radyosunda halk şairleriyle ilgili program yapan Refik Ahmet Sevengil’e ’li yılların ortasında şu açıklamayı yapmış:[2]
“Gençlik çağında bir dilbere gönül verdim; kız bana yüz vermedi. Gönlüm yana yana külhana döndü. Araya adam koyup haber saldım, fayda etmedi. Çevremizde şiir söyleyenler, şiir dinleyenler çoktu. Âşık Veli, ana tarafımızdan akrabamız olur. Şair Derviş Süleyman da baba tarafından akrabamızdır. Küçük yaşta ben de saz çalmaya meraklandım. Sivaslı Âşık Sabri, o sıralar yetişkin bir şairdi. Önce ona hayran oldum. Bu aşk, o sıralara rast geliyor. Yavaştan yavaştan şiir söylemeye de başlamıştım. İçim yanıyordu, bu şiiri söyledim. Âşık Sabri de şurasını burasını düzeltti. Bir gün kızın tarlaya gelişini bekledim. Kız, arkadaşıyla birlikte geçiyordu. Yolun üstüne çıkıp dilberi durdurdum. Bir taşın üstüne oturup sazımı çalarak bu koşmayı söyledim:
Mecnun’um Leyla’mı gördüm
Bir kerecik baktı geçti
Ne söyledi ne de sordum
Kaşlarını yıktı geçti.
Soramadım bir çift sözü
Ay mıydı, gün müydü yüzü
Sandım ki Zühre yıldızı
Şavkı beni yaktı geçti
Ateşinden duramadım
Ben bu sırra eremedim
Seher vakti göremedim
Yıldız gibi aktı geçti
Bilmem hangi burç yıldızı
Bu dertler yaralar bizi
Gamze okun bazı bazı
Yâr sineme çaktı geçti
İzzetî, bu ne hikmetmiş
Uyur iken gördüm bir düş
Zülüflerin keman (kement olmalı) etmiş
Yâr boynuma taktı geçti
Köy kızları yolun kenarında sıralanmış dinliyorlardı. Sevgili de aralarında. Şiiri okumam bitince hepsi birden yürüyüp gittiler. Ne bizimkisi bir şey söyledi ne de ben bir şey sorabildim. Işığı beni yakıp geçmişti. Bu şiir, dilberi inadından vazgeçirmiş. Bir süre sonra söz kesildi, nikâh yapıldı.”
Rahmetli Sevengil, radyo konuşmasına şöyle devam etmiş: “Âşık Ali İzzet’in bana söyledikleri bu kadar. Tabii nikâhın ardından köy düğünü, daha sonra da sıra sıra çocuklar. Şair bana bu hikâyeyi on yıl önce anlatmıştı. O zaman, sekiz çocuğu, on dört torunu vardı.”[3]
Âşık Ali İzzet Özkan hakkında yegane araştırmayı yayımlayan İlhan Başgöz’ün kitabında ise şiirin altında dipnot şeklinde şu bilgi bulunuyor:[4] Ali İzzet, bu şiiri dört dörtlük olarak yazmış. Ustası Âşık Ali, ‘Beşe tamamlamalı.’ deyip ‘Bilmem hangi burç yıldızı’ diye başlayan dörtlüğü kendisi yazıp şiire eklemiş (Mühür Gözlüm, , s. 7).” İbrahim Aslanoğlu’na da aynı bilgiyi vermiş.[5]
Başgöz’ün yayımladığı şiirde, Sevengil yayımına göre şu farklar var:
Zühre/Zöhre
Zülüflerin/Yâr zülfünü
keman/kemend
Yâr boynuma/Boynumuza
Şiirin şairiyle ilgili iddialar
Birinci iddia, şairin İzzetî mahlasını kullanan Şarkışla Höyüklü Âşık Ali İzzet olmayıp aynı yörenin şairlerinden İzzetî/İzzet olduğudur. Bu iddianın sahibi, âşık edebiyatı üzerinde birçok kitap ve makalenin yazarı Cahit Öztelli’dir.[6] Sivaslı araştırmacı İbrahim Aslanoğlu da bu iddiayı destekliyor: “Bu meseleyi ben de merak edip, işin iç yüzünü öğrenmek amacıyla Âşık Veysel’e sormuştum. Verdiği cevap aynen şudur: ‘Hayır. Şiir ne benim ne de Ali İzzet’in. Yüzyıllar önce yaşamış İzzetî adlı bir şairin.”[7] Sivaslı araştırmacı Doğan Kaya’nın verdiği bilgiye göre;[8] “İzzetî, yüzyılda yaşamıştır. Hakkında kesin bir bilgi yoktur. Şarkışlalı olduğu tahmin edilmektedir. Âşık Veysel ve Ali İzzet Özkan’ın okuduğu ‘Mecnun’um Leyla’mı gördüm/Bir kerece baktı geçti’ sözleriyle başlayan şiirin bu şaire ait olduğu söyleniyorsa da şiirin İğdecikli Veli’ye ait olduğu ispatlanmıştır. Şiir tekniği kuvvetli bir şairdir.”
İkinci iddia ise şiirin şairinin, Ali İzzet Özkan’ın anne tarafından akrabası (İbrahim Aslanoğlu’na göre dedesi[9]) Âşık İğdecikli Veli (?) olduğudur.[10] Cönklerde rastlanıp yayımlanan İğdecikli Veli’ye ait şiir, küçük farklar dışında birinci şiirle aynıdır:
Mecnun’um Leyla’mı gördüm
Bir kerece baktı geçti
Ne sordum ne de söyledi
(Kaya: Ne söyledi ne de sordum)
Kaşlarını yıktı geçti
Soramadım bir çift sözü
(Kaya: Diyemedim bir çift sözü)
Ay mıydı gün müydü yüzü
Sandım ki Zühre yıldızı
Şavkı beni yaktı geçti
Ateşinden duramadım
Ben bu sırra eremedim
Seher vakti göremedim
Yıldız gibi aktı geçti
Bilmem hangi burç yıldızı
Bu dertler yaralar bizi
Gamzen okun (Kaya: Gamze oku) bazı bazı
Yâr (Kaya: Bu) sineme çaktı geçti
Veli’m eydür (Kaya: eyder), bu nasıl (Kaya: hikmet) iş
Uyumadım, göreyim düş
Zülüfünü kemend etmiş
(Kaya: Zülfünü kement eylemiş)
Yâr sineme taktı geçti
(Kaya: Boynuzuma taktı geçti)
(Öz: Boğazıma taktı geçti)
Son dörtlük, Halil Atılgan’ın kitabında ise şöyledir:[11]
Veli’m eydür, ne hikmet iş
Uyumadan gördüm bir düş
Zülüfünü kement etmiş
Yâr boynuma taktı geçti
Âşık Feryadi Çığıran ise şiirin şairini Âşık Misalî olarak bilmekte olduğundan İbrahim Aslanoğlu’na şu açıklamayı yapmıştır[12]: “Ben bu şiiri çocukluğumda dedemden işitmiştim. Şiir beş hane değil, altı hane idi. Dördüncü hanesi şöyleydi:
Devran sürmedim deminen
Geçti günümüz gamınan
Dilber sarılak seninen
Gecelerin vakti geçti”
Aslanoğlu, bu bilgiden sonra Misalî adlı Sivaslı bir halk şairine rastlamadığını, Feryadi Çığıran’ın Ali İzzet Özkan’la mezhep farkı dolayısıyla arasının açık olduğunu, iddiasını şüpheyle karşılamak gerektiğini yazmış.
Erzincanlı Şerif’in plağa okuduğu, nakarat bölümünü eklediği, şairi belirtilmemiş çeşitlemede bazı söz farklılıklarına rastlanmasına karşın, şiir genelde aynı şiirdir.[13] Erzincanlı Şerif’in şairini yazmayıp sözlerde oynama suretiyle bu sahiplenmesini de dördüncü iddia olarak değerlendirilebiliriz. Şiir şöyle:
Mecnun’um Leyla’mı gördüm
Yüzüme bir baktı geçti
Çözemedim ak ellerin
Kaşlarını yıktı geçti
Gözlerini hançer gibi
Yâr sineme çaktı geçti
Soramadım bir çift sözünü
Ay mıdır, gün müdür yüzü
Sanki bir sabah yıldızı
Şavkı beni yaktı geçti
Nakarat
Ataşından duramadım
Sırrına ben eremedim
Sabah oldu göremedim
Yıldız gibi aktı geçti
Nakarat
Değerlendirme
Türk halk şairleri hakkındaki araştırmalarıyla tanınan Cahit Öztelli’ye göre şiir, Âşık Ali İzzet Özkan’ın değil, yüzyıl başlarında yaşamış Sivaslı şair İzzet’indir. Cönklerde bu şiire İzzet mahlasıyla rastlamıştır.[14] Öztelli’nin bu iddiayı ortaya koyduğu yazısının bir bölümünü aynen yayımlamakta yarar görüyoruz: “Aşağı yukarı yüz yıl önce yaşamış İzzet adında bir şairin günümüzde bestelenerek meşhur olmuş bir şiiri vardır. Birinci mısraı şöyle:
Mecnun’um Leylâmı gördüm, bir kere baktı geçti
Bu şiirin önce iki sahibi vardı: Biri Âşık Veysel, öteki ünlü âşık bizim Ali İzzet… Sonradan işin nereye varacağını kestiren Veysel sahiplikten vazgeçti. Ama Ali İzzet bir türlü bu adaşın malını bırakmadı, kitaplarına almaktan çekinmedi. Öyle ya onun adı olduğu gibi kendi adı idi; kim bunu bilecekti. Bu güzel şiirin Ali İzzet’in olamayacağını erbabı çabuk anlardı ama belgelendirmek de gerekli idi. Bu, aruza da uyan şiiri (halk şiiri değildir) ben kendi kitaplarım arasındaki bir cönkte buldum. Ayrıca Yusuf Ziya Demirci’nin “Köy Türküleri” kitabının sayfasında halktan derlenmiş olarak vardır. O zamanlar Ali İzzet değil böyle olgun bir eser verebilecek yaşta, belki de karalamalarına yeni başlamış, on beş yaşlarında bir çocuktu. (Bunun için bkz. Yusuf Ziya Demirci, Köy Halk Türküleri, ). Bu türkünün kitabın basılışından en az on yıl önce derlendiği de bilinmeli).”
Öztelli’nin makalesinde sözünü ettiği, ’den on yıl önce derlendiğini belirttiği türküyü Yusuf Ziya Demirci’nin kitabında arayıp bulduk. Türkü ağız özellikleriyle şöyle:[15]
Mecnun’um Leyla’mı gördüm
Bir kere de bahdı geçti
Ne sordu ne de söyledi
Kaşlarını yıhdı geçti
Soramadım bir çift sözü
Ay mıydı gün müydü yüzü
Sandım ki Zühre yıldızı
Şavkı beni yahdı geçti
Ateşinden duramadım
Ben bu sırra eremedim
Seher vahtı göremedim
Yıldız gibi ahdı geçti
Bilmem hangi burc yıldızı
Bu derdler yaralar bizi
Gamzeli oku bazı bazı
Yâr sineme çahdı geçti
İzetli bu ne hikmetmiş
Uyur iken gördüm bir derviş
Yâr zülfünü kement etmiş
Boynumuza tahdı geçti
Öztelli, türkünün en az on yıl önce derlendiğini yazmış ama kaynak olarak verdiği sayfanın altındaki, türkünün “ yılında Âşık Veysel’den derlendiği” notunu görmezlikten gelmiştir. İlhan Başgöz, Ali izzet Özkan hakkında yazdığı kitaba şiiri almış,[16] şairin başka şairlere ait şiirleri sahiplenmesi konusunda uzun açıklamalarda bulunmuştur. Bu açıklamalar sonucunda bazı şiirlerin şairleri değişmiştir. Ancak, söz konusu şiirin şairinde değişiklik olmamıştır. Âşık Ali İzzet Özkan’ın kendisini savunurken söylediği şu sözler çok ilginçtir ve karmaşayı açıklamaya ışık tutmaktadır:[17] “Şiirlerime başka âşıklarınkiler karışmış olabilir. Hüseyin, Kemter, Âşık Veli köyüme yakın yerlerde yaşamıştır. Şiirlerini çok severim, ezberimdedir. Kendi şiirlerimi yazarken çok defa aklıma gelen şiiri ben mi buldum, yoksa onlardan biri mi yazmış ayıramıyorum. Bunun için şiirlerin bazı yerleri birbirine karışıyor. Hatta bazen bütün bir şiirin benim tarafa atladığı bile olmuştur. Ama kitap yayımlarken bunları yeniden elden geçirir, benim olmayanları bir bir ayıklarım.” Âşığın bu açıklaması Âşık Veli tezini güçlendirmiştir.
Sonuç
Sivas halk şairleri hakkında en geniş ve doğru bilgileri yayımlayan Doğan Kaya’ya göre, şiirin İğdecikli Âşık Veli’ye ait olduğu kesindir.[18] Gülağ Öz, Baki Yaşa Altınok ve Halil Atılgan da aynı görüştedir.[19] Âşık Veli hakkında yegane kitabı hazırlayıp yayımlayan İbrahim Aslanoğlu, şiiri eserine almamış, anılan yılındaki makalesinde Âşık Veli’ye ait olmadığını belirtmiştir[20]. Halk edebiyatı araştırmacısı, bu alanın önemli bilim adamlarından İlhan Başgöz ile Refik Ahmet Sevengil de şiirin şairini Ali İzzet Özkan olarak benimsemiş bulunuyorlar. TRT Kurumu, İlhan Başgöz’ün kitabına dayanarak İzzetî’nin Ali İzzet Özkan olduğu bilgisini kabul etmiştir.
Biz de önceleri kaynak güvenirliğini ve Öztelli’nin Âşık Ali İzzet Özkan’ın aşırma vukuatlarını ortaya koyan yazıları, İbrahim Aslanoğlu’nun makalesi ve Başgöz’ün tedirgin cümleleri karşısında şiirin gerçek şairinin yüzyıl sonu ile yüzyıl başlarında yaşamış, İzzetî mahlaslı halk şairi olduğu görüşünü benimsemiştik. Âşık Veysel’in söyledikleri, Öztelli’nin makalesi, İbrahim Aslanoğlu’nun tanıklığı önemliydi. Ancak, son yıllardaki araştırmalar doğrultusunda bugün ulaştığımız sonuç şudur: Türkünün sözlerinin Âşık Ali İzzet Özkan’a ait olmadığı kesindir. Eski cönk ve yazmalarda İzzet/İzzetî, Âşık Veli mahlaslarıyla görülmüştür. Gerçek şairin Ali İzzet Özkan’ın atalarından, bazı şiirlerini ezbere bildiği Âşık Veli olduğu tezini biz de kabul etmek durumundayız. Yunus Koçak’ın Hasan Dede Dergâhı ziyaret defterinde yüzyıl başında âşıklar tarafından yazılmış şiirler arasında bu şiire Âşık Veli mahlasıyla rastlanması, Âşık Veli tezini çok inandırıcı duruma getirmiştir[21]. Âşığın, Ali İzzet Özkan’ın akrabası olması, şiirlerini aile ocağında duyup ezberlemesi de bu düşünceyi pekiştirmektedir. Şiirin ezgisi de Âşık Veysel’in bilinmesine rağmen muhtemelen bu âşığa aittir. Çünkü ’de Veysel, beste yapmıyor, usta malı söylüyordu. Yörede halk türküsü hâlinde dilden dile dolaşarak önce Âşık Veysel’e sonra da Ali İzzet Özkan’a ulaşmıştır diyebiliriz.
[1] Kaya, Doğan; Âşık Veysel, Sivas , s. Sivas Valiliği Yayını.
[2] Sevengil, Refik Ahmet; Çağımızın Halk Şairleri, İstanbul , s.
[3] Sevengil; agk., s.
[4] Başgöz, İlhan; Ali İzzet Özkan, Ankara , s. 96, T. İş Bankası Kültür Yayınları.
[5] Aslanoğlu, İbrahim; “Bu Şiir Kimin?”, Sivas Folkloru, S. 22, 11/, s. 8.
[6] Öztelli, Cahit; “Günümüz Halk Ozanlarından Birisi: Ali İzzet”, Türk Dili, C. 16, S. , 7/, s.
[7] Aslanoğlu; agm., s. 8.
[8] Kaya, Doğan; Sivas Halk Şairleri, Sivas , C. III, s. , Sivas Valiliği Yayını.
Aslanoğlu, İbrahim; “İzzetî”, Sivas Folkloru, S. 40, 5/, s.
[9] Aslanoğlu, İbrahim; Sivas Halk Şairleri Bayramı, Sivas , s.
[10]Öz, Gülağ; “ Âşık Veli’nin Yeni Bulunan Şiirleri”, Uluslararası Atatürk ve Türk Halk Kültürü SempozyumuBildirileri, Ankara , s. , Kültür Bakanlığı Yayınları:
Altınok, Baki Yaşa; Pehlivanlı Türkmen Aşireti Cönkleri, Ankara , s.
Kaya, Doğan; agk., C. V, s. ve
Atılgan, Halil; Türkülerin İsyanı, Ankara , s. Akçağ Yayınları:
[11] Atılgan; agk., s.
[12] Aslanoğlu; agm. , s
[13] Taş, Fahri-Turhan-Salih; Erzincan Türküleri, Ankara , C. I, s.
[14] Öztelli; agm., s.
[15] Demirci, Yusuf Ziya; Anadolu Köylerinin Türküleri, İstanbul , s.
[16] Başgöz; agk., s. 96
[17] Başgöz; agk., s.
[18] Kaya, Doğan; agk., C. III, s. ve C. V, s. ,
[19] Öz; agm. , s; Altınok; agk., s. ; Atılgan; agk., s.
[20] Aslanoğlu, İbrahim; Âşık Veli, Ankara , s. MİFAD Yayını.
Aslanoğlu; agm. , s
[21] Öz; agm. , s. , ,
Bu içerik müzik eğitimi amacı ile yayımlanmış olup hakları kendi sahiplerine aittir. Telif ihlali içerdiğini düşünüyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bilgiler
mecnunum leylamı gördüm akorları,
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası