kızılay kumbarası nasıl açılır / Proje Hakkında - Giysi Kutusu | Kızılay

Kızılay Kumbarası Nasıl Açılır

kızılay kumbarası nasıl açılır

Kılı&#;daroğlu: Satılmadık ka&#; &#;adır varsa getirin, hepsini alacağız

Son Dakika Haberler

G&#;ndemKılı&#;daroğlu: Satılmadık ka&#; &#;adır varsa getirin, hepsini alacağız

Elif ER/ ANKARA, (DHA)

-

Benim Kızılay’ım

Dün gibi gözlerimin önünde;

İlkokulda “Kızılay Kolu”ndaydım.

Ulusal ve dini bayramlarda, bir arkadaşım rozet dolu sepeti, ben de metal kumbarayı taşırdım. Önümüze çıkana rozet takar, kumbaraya para atmasını beklerdik. Sonra, kumbarayı Kızılay’a teslim ederdik.

Kızılay Başkanı olarak rahmetli Adem Gül amcamızı anımsarım.

O, Türk Hava Kurumu, Verem Savaş Derneği gibi birçok sosyal kurumda gönüllü çalışan bir insandı.

Kızılay’ın kökü yılına dayanıyor. “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla doğmuş bir kurum.

’de “Osmanlı Hilal-Ahmer Cemiyeti” adını almış. “Ahmer” Arapça bir sözcük. “Kızıl” anlamına geliyor.

Cumhuriyetle birlikte, yılında “Kızılay Cemiyeti” ve ’de de “Kızılay Derneği” adını almış.

Kızılay’ın 7 temel ilkesi var;

1-    İnsanlık, 2- Ayrım gözetmemek, 3- Tarafsızlık, 4-Bağımsızlık, 5- Gönüllü hizmet, 6- Birlik, 7- Evrensellik.

Ezcümle;

Kızılay, ayrım gözetmeksizin İNSANA HİZMET amacını taşıyor.

Tarafsızlık ve bağımsızlık da temel değerler. Ama altı çizilmesi gereken en önemli ilke Gönüllü Hizmet olmalı.

Benim bildiğim; Kızılay’a gönüllü hizmet veren insanlar, bu hizmetleri karşılığı “MADDİ ÇIKAR” beklemezlerdi!.. Üstelik, AİDAT öderlerdi!

Kurban Bayramlarında, kesilen kurbanların derilerini Türk Hava Kurumu’na verirdik. Bu yardımlardan elde edilen gelir THK, Kızılay ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nca paylaşılırdı.

Ama kimi komşularımız, kurban derilerini başka dini cemiyetlere verirlerdi!..

Galiba her şey bu ayrı-gayrı tutumla başladı!

Kızılay’ın belli başlı gelir kaynakları vardı; Bağışlar, üyelik aidatları, devletin her yıl yaptığı katkılar, gümrüklerde kalan eşyaların satışından sağlanan gelir, oyun kağıtları satışı, dışarıdan alınan ilaç ve röntgen filmleri satışı, Afyonkarahisar Maden suyu gelirleri, pul ve rozet satışı…

Son yıllarda Kızılay’da önemli değişimlere tanık olduk!

“TARAFSIZ” olması, bu masumiyet içinde kalması ve bütün bir ULUSUN ortak varlığı olarak sakınılması gereken Kızılay, siyasi iktidarın müdahalesine açıldı!

Örnekleyelim;

yılında Kızılay İstanbul Şubesi yönetimi, Binali Yıldırım’ın akrabaları ve kimi AKP’li kişilerden oluşturuldu! Başkan İlhami Yıldırım, Binali Bey’in kardeşi, Başkan Vekili Büşra Bahar Köylübay-kızı, Seda Yıldırım –gelini, Ali Ertuğrul- yeğeniydi! Diğer üyeler de Binali Bey’le yakın ilişki ve geçmişi olan siyasi kimlikli kişilerdi!

Kızılay son yıllarda Genel Merkez Yönetimi ve hemen bütün şubeleriyle, böyle bir kimliğe büründü!

Genel Merkez yöneticilerininyüksek maaşları ve bağlı şirketlerden sağladıkları huzur hakları kamuoyunda tartışılmaya başladı!

Bir başka olay;

Bir doğalgaz dağıtım firması, gelirinin 8 milyon dolarlık kısmını ENSAR Vakfı’na aktarılması şartı ile Kızılay’a veriyor!

Firma, bu parayı “gider” göstererek milyon dolarlık vergi avantajı sağlıyor! Böylece, kamu hazinesine gidecek para ENSAR’a gidiyor! Kızılay da bu ilişkide yer alıyor!

Ve yine, salgın döneminde Kızılay, bu ülke vatandaşlarının acil ihtiyacı olan maske üretim ve dağıtımında sınıfta kaldı! Test kiti Çin’den sağlandı.

Bir de İzmit’le ilgili üzüntüm var; Rahmetli Resim Öğretmenimiz Nuriye Oğultürk, ailesinden kalan evini “Restore edilerek KÜLTÜR amaçlı bir mekan olarak kullanılması koşuluyla Kızılay’a bağışlamıştı. Ne yazık ki, Kızılay Genel Merkezi bu evi sattı ve ev yıkıldı! Bu olay hala içimde bir sızıdır!

Sonuç olarak; son yıllarda Kızılay’a karşı vatandaşların GÜVEN duyguları sarsıldı ve bağış gelirleri büyük oranda düştü!

Kızılay şimdi tüm cep telefonlarına çeşitli olaylarla ilgili “yardım iletileri” gönderiyor! Afrika’ya, Pakistan’a yardım bekliyor!

Son marifeti ise; “Askıda Pizza” olayı!

Oysa, milyonlarca vatandaş o eski Kızılay’ı görmek istiyor!

Ben de, “siyasetin ve ticaretin kirine bulaşmamış” BENİM KIZILAY’IMI İSTİYORUM!Ya siz?

Ahlat'ta 5 yaşındaki çocuk kumbarasındaki parayı Kızılay'a bağışladı

Bitlis'in Ahlat ilçesinde 5 yaşındaki Mert Ali Kalender, kumbarasında biriktirdiği lirayı deprem bölgesindeki çocuklar için Kızılay'a bağışladı.

"Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelere yardım seferberliği devam ediyor.

Ahlat'ta yaşayan Mert Ali Kalender, kumbarasında biriktirdiği lirayı deprem bölgesindeki çocuklara ulaştırılmak üzere Türk Kızılay'a bağışladı.

Kızılay Şube Başkanı Reşit Karakaplan ve yardımcısı Ayvaz Şerefoğlu, Mert'i evinde ziyaret ederek, desteğinden dolayı teşekkür etti.

Deprem yaralarını hep birlikte saracaklarını belirten Karakaplan, şunları kaydetti:

"Bugün minik kardeşimiz, kumbarasındaki parayı depremzede çocuklar için kullanılmak üzere Kızılay'a bağışladı. Mert Ali'nin yaşı küçük ama yüreği kocaman. Ülkemizde bu yardımlaşma oldukça inşallah çok kolay bir şekilde bu işin üstesinden geleceğiz. Bu anlamlı davranışından dolayı kendisine ve ailesine teşekkür ederim. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet yaralılara ise acil şifalar dilerim."

Kaynak: AA

Son Dakika›Yerel›Ahlat'ta 5 yaşındaki çocuk kumbarasındaki parayı Kızılay'a bağışladı - Son Dakika

Kılıçdaroğlu'ndan Kızılay'a çadır satışı tepkisi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Kılıçdaroğlu, deprem felaketine değinerek acı günler yaşandığını, yaraların sarılmaya çalışıldığını belirtti.

Türkiye'nin güzel bir ülke olduğunu ve iyi insanlar bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, bazen yanlış tercihler nedeniyle ülkenin krize girdiğini, derin bunalımlara sürüklenildiğini ancak kısa sürede toparlanmak ve kucaklaşmanın herkesin görevi olduğunu söyledi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, deprem bölgesine ilk kamyon ve TIR'ların gittiğini ifade ederek "Kamyon ve TIR şoförlerine teşekkür ederim. En zor koşullarda gittiler. AFAD'ın ve Kızılay'ın çalışanlarına, yöneticileri değil, fedakarca çalışan bu iki kurumun bütün personeline yürekten teşekkür ederim." diye konuştu.

Deprem bölgesinde çalışan belediyelere de parti ayrımı gözetmeden teşekkür ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bizim ruhumuzda, bizim kimliğimizde, bizim tarihimizde ayrımcılık yoktur. Kim taş üstüne taş koyuyorsa onun yanında durmak gibi bir geleneğimiz vardır. Tarihin bize yüklediği en güzel gelenek budur." dedi.

Kılıçdaroğlu, askerin zamanında sahaya indirilmediğini öne sürerek "Bu büyük felaketin bir anlamda sorumlusu oldular. Daha sonra gelen güvenlik güçlerimize de yürekten teşekkür ederiz. Tabii en büyük teşekkürümüz, hiçbir şey beklemeden parmaklarıyla, tırnaklarıyla 'Bir kişiyi nasıl kurtarabilirim?' diye deprem bölgesine koşan gönüllülere." ifadelerini kullandı.

CHP'li belediye başkanlarının her noktada olağanüstü başarılara imza attığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, onlara da teşekkür etti. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerin bölgeye 8 bin araç, 6 bin insani yardım kamyonu gönderdiğini, 23 bin çalışanının deprem bölgesinde görev yaptığını, mobil mutfak, ikram aracı oluşturulduğunu, 16 mobil fırın yapıldığını, 2 milyon bin battaniye, bin ısıtıcı, 37 bin 96 çadır gönderildiğini anlattı.

"KIZILAY NASIL OLUR DA ÇADIR SATAR?"

Deprem bölgesinde çadır ihtiyacının devam ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bir felaket ortamında nasıl olur da Cumhuriyet ile yaşıt olan bir kurum, Cumhuriyetin en değerli kurumlarından birisi olan Kızılay çadır satar, çadır ticareti yapar?

''DEPONUZDA KAÇ ÇADIR VARSA, SATILMADIK KAÇ ÇADIRINIZ KALDIYSA GETİRİN SATIN ALACAĞIZ''

Buradan Kızılay yetkililerine sesleniyorum; kardeşim deponuzda kaç çadır varsa, eğer varsa, satılmadık kaç çadırınız kaldıysa getirin. Hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz. Tarihi kökleri olan bir yardım kuruluşunun ticarethaneye dönüşmesi ne demektir? Öğrenciliğimizde Kızılay kumbarası taşırdık, götürüp öğretmenimize teslim ederdik, onlar da Kızılay merkezine gönderirlerdi bu parayı. Kurumun geldiği hale bakın."

CHP'li belediyelerin gönderdiği yardımları saymaya devam eden Kılıçdaroğlu, bu yardımların sürdüğünü kaydetti.

"LİYAKATİ DEĞİL SADAKATİ ESAS ALDILAR"

Devletin, bütün risklere önceden hazırlık yapan kurum olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bu iktidar, yani enkazın altında kalan bu iktidarın deprem konusunda tahminleri yanlış olmuş. Neymiş? İstanbul'da bekliyorlarmış Kahramanmaraş merkezli çıkmış. Hayatımda bu kadar devlet geleneğinden uzak, devlet söyleminden uzak ve devleti tanımayan bir iktidarı ilk kez görüyorum. O nedenle 'Devlette liyakat esastır.' diyoruz." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, deprem konusunda TBMM'nin, AFAD'ın, üniversite hocalarının, CHP'li belediyelerin, bilim insanlarının değişik zamanlarda yazıldığını söylediği raporlarda söylenmesi gereken her şeyin bulunduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, devleti yönetenlerin bunlardan haberi olmadığını ileri sürerek "Bu iktidar, saat gibi çalışan devletin en temel kolonlarını kesti. Liyakat dediğimiz kavram devlet için önemlidir. İşi ehline vermek, bütün inançlarda, bütün demokrasilerde temel kuraldır. Devletin direği adalettir; adaleti çürüttüler. Kalmadı bir şey. Devletin kolonlarını keserseniz Kahramanmaraş'ta, Adıyaman'da, Hatay'da olduğu gibi bir tabloya mahkum olursunuz. En yetkin insanları kapının önüne koydular. Devlette liyakati değil sadakati esas aldılar." değerlendirmesinde bulundu.

"EN ACILI GÜNDE 'SANA PARA VERECEĞİM' DENİR Mİ?"

Devleti yönetenler için depremde kaç kişinin öldüğünün önemli olmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bakmayın ağladıklarına, ağlamıyorlar. Para dağıtarak, insanları acaba yanımıza çekebilir miyiz diye Para ile insanın iradesi satın alınır mı? En acılı günde 'Sana para vereceğim.' denir mi? İnsanlıktan çıkanlar ancak bunu yapar, insanın ne olduğunu bilmeyenler ancak bunu yapar. Emin olun izlerken utanıyorum. Nasıl bir devlet yönetimidir, nasıl bir çürümüşlüktür, nasıl her şeyi parayla gören bir anlayıştır bu? Anlamakta zorlanıyorum.

''HALKINA KASTETMENİN HELALLİĞİ OLMAZ''

'İki günde bir şey yapmadık, helallik istiyorum.' Halkına kastetmenin helalliği olmaz. Kastettiniz siz, bilerek yaptınız. Bunlar olmasaydı bilmiyorsunuz diyecektim. AFAD'ın raporları, üniversite hocalarının raporları, bilimsel makaleleri olmasaydı, TBMM'nin araştırma raporları olmasaydı 'Bilmiyordunuz.' diyecektim. Biliyordunuz, kastettiniz, 50 bine yakın yurttaşımızın ölümüne neden oldunuz."

"NASIL BİR HELALLİK ANLAYIŞIDIR BU?"

Kılıçdaroğlu, TSK'nın en geç 6 saat içinde bu coğrafyada ulaşamayacağı bir yer bulunmadığını belirterek şunları söyledi:

"Kutup çadırları, sahra hastaneleri, sahra mutfakları, ilk 6 saat içinde tamamını yapabilirlerdi. Yaptırmadılar. İnsanların ölümünü beklediler bunlar. Göz göre göre, bağıra bağıra ölümü gördüler. 2 koca gün geçecek, insanlar ölecek, kalkıp diyeceksiniz ki 'Ben sizden helallik istiyorum.' Kimin helalliğini istiyorsun sen? Nasıl bir helallik anlayışıdır bu? Donarak hayatını kaybeden vatandaşlar Neyin helalliğini isteyeceksin. Tırnaklarıyla, elleriyle, kollarıyla, bir şekliyle bir kişiyi kurtarabilir miyim diye çırpınan insanlar Sen neyin helalliğini isteyeceksin. Gerçekten de devlet yönetilmiyor. Bugün Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir Deprem Kurulu oluşturulması kararı almışlar. Rahmetli Ecevit, Marmara depreminden sonra Ulusal Deprem Konseyini kurdu. Başında da TÜBİTAK vardı. Ne yaptılar biliyor musunuz? 'de ilk yaptıkları iş, bu kurulu kapatmak oldu."

İktidarın "Devlet benimle başladı, benden önce yoktu." dediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet'in bütün kurumlarının içinin boşaltıldığını ve çürütüldüğünü savundu. Kemal Kılıçdaroğlu, "Sen Cumhuriyet'ten intikam mı almak istiyorsun? Cumhuriyet'in kurumlarını yok etmek mi istiyorsun? Ne senin ne senin dayandığın bütün varlıkların gücü buna yetmez." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, devletin yeniden inşa edilmesi ve bu konuda sağlıklı bazı kararların alınması gerektiğini ifade etti. Olası bir deprem felaketinde can kaybı yaşanmasını istemeyen tüm vatandaşlar için 11 maddelik önlem programı hazırladıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, elini kolunu sallayanın, "Ben müteahhidim" diyememesi için bir kriterin olması gerektiğini kaydetti.

Kemal Kılıçdaroğlu, müteahhitler için mesleki sorumluluk sigortası getireceklerini, hata yapan müteahhit hakkında dava açılabileceğini ve kişinin kısa sürede zararını tanzim edebileceğini anlattı.

Yapı denetim elemanları yetiştirileceğini ve mesleki yeterlilik belgesi doğrultusunda çalıştırılacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bu kişiler için de mesleki sorumluluk sigortası olacak. Müteahhitle bu kişinin aynı sorumluluğu paylaşması gerekiyor. Bu bağlamda yapılacak bütün yeni yapıların bir kimliği olacak ve bunun tapuya kaydı yapılacak. Ayrıca okullar, hastaneler, AVM'ler, konser salonları gibi yerlerde deprem güvenliği sertifikası olacak. Sertifika almayanlar bu işi yapamayacak." dedi.

"GİTTİĞİMİZ YERLERDE CHP'Lİ OLDUĞUMUZU BİLE DİLE GETİRMEDİK"

Cumhuriyet'in ilk yıllarında kurulan Kızılay ve benzeri kurumları, kuruluş amaçları doğrultusunda yeniden dizayn edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, bu kurumların rant merkezi haline geldiğini savundu. Kılıçdaroğlu, "Buraları rant merkezi olmaktan çıkaracağız. Başındaki kişi, 5, 6, 10 yerden aylık alıyor. Bu kurumlar yardım kuruluşu, rant buralarda olmamalı." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde CHP'li belediyelerin engellenmek istendiğini, hükümetin yapamadıklarını CHP'li belediyelerin gerçekleştirdiğini ileri sürdü.

"Bu depremde hepimiz oturup kalkalım CHP'li belediyelere teşekkür edelim" diyen Kılıçdaroğlu, "CHP'li belediyeler ulaşılamayan her yere ulaştı, ama önünü kesmeye çalıştılar, engel olmaya çalıştılar. İnsanda biraz vicdan olur ya. Enkazın altında vatandaş bekliyor, 'Ben giderim, sen gidemezsin' denildi. Nedeni ise CHP'li olması. Kaldı ki gittiğimiz yerlerde CHP'li olduğumuzu bile dile getirmedik." değerlendirmesinde bulundu.

"HİÇ KİMSENİN BÜYÜK ACILAR YAŞAMASINI İSTEMİYORUZ"

Depreme özel ihtisas mahkemeleri kurulması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, açılan davaların 30, 40, 50 yıl sürmesinin önüne geçilebilmesi adına bu mahkemelerin kurulmasının şart olduğunu dile getirdi.

Deprem anı ve sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin görevleri ile ilgili bir protokolün de hazırlanacağını aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Dünyanın tüm demokrasilerinde böyle bir olayla karşılaşıldığında ilk hareket eden askerdir. Çünkü onların eğitilmiş personeli vardır. depreminden sonra özel bir birlik, özel bir tabur kurulmuştu, nerede bu tabur? Büyük felaketler karşısında bu toplumun nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda bir paradigma değişikliğine ihtiyaç var. Devleti yönetemiyorlar, devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini hem kendi halkımıza hem bütün dünyaya anlatmak istiyoruz. Herkesin can ve mal güvenliğinin güvence altında olduğu bir devleti inşa etmek istiyoruz. Herkesin deprem karşısında yıkılmayacak, sağlam binalarda oturmasını istiyoruz. Hiç kimsenin büyük acılar yaşamasını istemiyoruz.

Bunlar yapıldığı zaman hiç kimse enkaz altında kalmayacak ve hiç kimse 'Nerede bu devlet' demeyecek. 11 maddelik paradigma değişikliğini hayata geçireceğiz. Kısa süre içerisinde bunu gerçekleştireceğiz. Çünkü vadesi seçimlere kadar olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Seçimlerden sonra vadesi dolacak. Bizim üstümüze büyük yükler düşüyor. Hala enkaz altında kalanlar var, 50 bine yakın insan hayatını kaybetti. Bunun sorumluluğunu siyasi iktidar ne kadar kendi ruhunda hissediyor? Bir kişi, 'Ben bu işin sorumlusuyum' diye istifa etmedi. Millet İttifakı olarak akılla, bilgiyle, birikimle, adaletle, liyakatle bu sorunları çözeceğiz. Ortak mutabakat metnimizin temel felsefesi de budur zaten."

"DEVLETİN KOLONLARI KESİLDİ"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, devletin kolonlarının kesildiğini ileri sürerek, Millet İttifakı olarak bunu yeniden inşa edeceklerini söyledi.

Seçimlerden sonra kendilerine büyük iş düştüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, acil olarak yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

"Evi veya iş yeri yıkılan ya da yıkılacak tüm hak sahiplerinin ana paraları ve faizleri silinsin. Zaten adamın evi başına yıkılmış vaziyette hala para mı istiyorsunuz? Yeni konut ya da iş yeri yapımında depremzedelerden hiçbir bedel alınmasın. Sosyal devlet, zor günde kendisini gösterir. Evini yapacaksın, anahtarını teslim edeceksin. Devletin, yıkılan konutların veya iş yerlerinin projelerini onaylayanları yargılaması ve maliyetleri onlardan alması lazım. Kamu borçlarının faizsiz yapılandırılması gerekiyor. Kırsalda yaşayanlara ivedilikle gübre, tohum, sulama, ilaç ve yem desteği nakit ödensin. Tarlaların ekilmesi, gübre atılması gerekiyor ama ortada birşey yok. Üreticilerin elektrik borçlarını da kamu ödesin. Küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiricileri, arıcılar dahil kümes hayvanı yetiştiricilerinin ürünlerine maliyet artı makul kar olmak üzere taban fiyat garantisi verilsin. Deprem yönetmeliklerine uygun olarak güçlendirilmesi gereken tüm yapıların güçlendirilmesi için hak sahiplerine uygun koşullu ve uzun vadeli finansman sağlansın.

Hasar tespit komisyonlarında çalışanlara güvence ve sorumluluk verilsin. Konutları, iş yerleri yıkılan ya da yıkılacak tüm ailelerin yeni yaşam alanlarındaki internet hizmeti en azından 3 yıl süreyle devlet tarafından karşılansın. Depremde otomobil, kamyonet, TIR, otobüs, motosiklet, traktör, biçerdöver, pulluk gibi ulaşım ve hizmet araçlarını kaybeden depremzedelere yeni araç alımlarında faizsiz, uzun vadeli kredi sağlansın. Özellikle kırsal bölgelerdeki kamu personelinin lojman ihtiyacı var, bunun da süratle karşılanması lazım. Deprem bölgesinin yeniden yapılanmasında kamudan ihale alan firmalara, bölgede yürüteceği işlerde kullanacağı personelin en az yüzde 25'ini o bölge halkından alma zorunluluğu getirirsin. Devleti yönetenler bu saydıklarımın farkında değiller. Onlar çadır satmakla, kan satmakla meşguller. Bunları yapmazlarsa bu saydıklarımın tamamını biz yapacağız. Hiç kimse endişe etmesin o milyar doları o beşli çeteden alacağım, herkesi depremde yıkılmayacak binalarda oturtacağım. Gün, saydığım paradigmayı hayata geçirme günüdür."

NTV’yi sosyal medyadan takip edin

TwitterFacebook

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.