kaçak yabancılara af 2017 / TÜRKİYE’YE YÖNELİK İNSAN KAÇAKÇILIĞI VE ÇANAKKALE ÖRNEĞİ | TRDizin

Kaçak Yabancılara Af 2017

kaçak yabancılara af 2017

Millî Savunma Bakanlığından:

ASKERALMA YÖNETMELİĞİ

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, yükümlülerin yoklama, sınıflandırma, celp, sevk, erteleme, muafiyet, muvazzaflık, cezalı yükümlülere yapılacak işlemler ile Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığına çeşitli statülerde katılan personelin askerlik yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılması ve bunlardan askerlik hizmetini tamamlamamış bulunanların işlemlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, askerlik çağı içerisindeki her erkeğin askerlik işlemleri ile bu işlemlerle ilgili kurum ve kuruluşların görev ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 25/6/ tarihli ve sayılı Askeralma Kanununun 61 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Arşiv araştırması: Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığının, kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydının ve hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının mevcut kayıtlardan saptanmasını,

b) Askerlik çağı: Nüfus kayıtlarına göre her erkeğin yirmi yaşına girdiği yılın Ocak ayının birinci gününden başlayan ve kırk bir yaşına girdiği yılın Ocak ayının birinci gününde biten süreyi,

c) Askerlik hizmeti: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 72 nci maddesine göre her Türkün hak ve ödevi olan vatan hizmetinin Kanun esaslarına göre yerine getirilmesini,

ç) Askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılma: Kanun hükümlerine göre fiilî askerlik hizmeti ile herhangi bir ilişiği kalmamış olmayı,

d) Askerlik şubesi: Yükümlülerin nüfusa kayıtlı bulundukları yer askerlik şubesini,

e) Bakanlık: Millî Savunma Bakanlığını,

f) Bakaya: Sevke tabi olduğu halde sevkini yaptırmayanlar ile sevk edildiği birliğe katılmayanları,

g) Bedelli askerlik: Kanunda belirtilen yararlanma şartlarını taşımak kaydıyla bedelli askerliğe seçilenlerin belirlenen bedeli ödemesi ve temel askerlik eğitimi yapması şartı ile yerine getirilen askerlik hizmetini,

ğ) Birinci derece kan ve kayın hısımlar: Yükümlünün annesi, babası, çocukları (evlat edinilmiş çocuklar dâhil), eşinin annesi ve eşinin babasını,

h) Branş: Sınıfları meydana getiren temel hizmetlerden her birini,

ı) Celp ve sevk: Yükümlülerin silahaltına alınmak üzere çağrılması ve birliklerine gönderilmesini,

i) Celp ve sevk dönemi: Bakanlıkça belirlenen birbirini takip eden iki celp ve sevkin, başlangıç tarihleri arasındaki süreyi,

j) Çapraz kur: İki ülke parası arasında üçüncü bir ülke parasıyla tayin edilen kambiyo rayici, üç ülkenin paralarının birbirine oranlarını,

k) Çok vatandaşlık: Türk vatandaşının aynı anda birden çok vatandaşlığa sahip olmasını,

l) Doktora: Lisansa dayalı en az altı yarıyıllık veya yüksek lisansa veya eczacılık veya fen fakültesi mezunlarınca Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre bir laboratuvar dalında kazanılan uzmanlığa dayalı en az dört yarıyıllık programı kapsayan ve orijinal bir araştırmanın sonuçlarını ortaya koymayı amaçlayan bir yükseköğretimi,

m) Dövizle askerlik: Yurt dışında bulunan vatandaşlarımızdan Kanunda belirtilen usul ve esasları yerine getirenlerin askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılmalarını,

n) Dövizle askerlik hizmeti başvurusu: Dövizle askerlik hizmetinden yararlanmak isteyen yükümlülerin Kanunda yazılı esas ve usullere uygun olarak yararlanma şartlarını haiz olduklarının bağlı bulundukları Türk Konsolosluklarınca tespit edilmesini müteakip öngörülen dövizi peşin ödemeleri ve haklarında Türk Konsolosluklarınca başvuru formunun tanzim edilmesi ile oluşan işlemi,

o) Döviz ödeme: Yükümlülerin Türk Konsolosluklarına yaptıkları ödemeleri veya Türk Konsolosluklarınca uygun görülen hallerde yurt dışında bulunan muhabir bankalar ya da yurt içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası şubelerine yaptıkları ödemelerin, doğru bilgi, cins, miktar veya süreler içerisinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı Dövizle Askerlik Özel Döviz Hesabı”na geçmiş olmasını,

ö) Enstitü: Üniversitelerde ve fakültelerde birden fazla benzer ve ilgili bilim dallarında lisansüstü eğitim/öğretim, bilimsel araştırma ve uygulama yapan bir yükseköğretim kurumunu,

p) Er: İhtiyaçları Devlet tarafından üstlenilen rütbesiz asker kişileri,

r) Erbaş: İhtiyaçları Devlet tarafından üstlenilen onbaşı ve çavuş rütbelerini haiz asker kişileri,

s) Erteleme: Kanunda yazılı nedenlerle askerlik hizmetine alımın geçici süreyle geri bırakılmasını,

ş) Erteleme dönemi: Ertelemenin başladığı tarih ile bittiği tarih arasındaki süreyi,

t) Erteleme işlem makamları: Yükümlülerin askerlik hizmetini ertelemeye, sürelerini uzatmaya veya iptal etmeye yetkili makamları,

u) Erteleme teklif makamları: Yükümlülerin askerlik hizmetini erteleme, uzatma veya iptal teklifini yapmaya yetkili makamları,

ü) Fakülte: Yüksek düzeyde eğitim/öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapan; kendisine birimler bağlanabilen bir yükseköğretim kurumunu,

v) Federasyon: Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı spor federasyonları ile bağımsız spor federasyonlarını ve Türkiye Futbol Federasyonunu,

y) Firar: Kıtasından veya görevi icabı bulunmak zorunda olduğu yerden izinsiz olarak altı günden fazla uzaklaşmayı,

z) Geç iltihak bakayası: Sevkini yaptırdığı halde kendisine tanınan yol süresi dışında birliğine katılanları,

aa) Geçici terhis: Kanuni bir mazerete dayalı olarak askerlik hizmet süresinin geçici olarak durdurulmasını,

bb) Geçici transfer: Sporcunun, belirli bir süre için tescilli bulunduğu kulüpten başka bir kulüpte müsabakalara katılmasını,

cc) Gemi adamı: Geminin kaptanını, zabitlerini, yardımcı zabitlerini, stajyerlerini, tayfalarını ve yardımcı hizmet personelini,

çç) Hava değişimi/izin tecavüzü: Kıtasından veya görevini yapmakta olduğu yerden izin, istirahat veya hava değişimi alarak ayrılanlardan, dönmeye mecbur bulundukları günden itibaren altı gün içerisinde özürsüz olarak gelmemeyi,

dd) Hizmet süresi: Kanunda belirtilen muvazzaf askerlik sürelerini,

ee) İaşe bedeli: Kazandan beslemeye alınamayanlara, 22/6/ tarihli ve sayılı Bazı Kamu Personeline Tayın Bedeli Verilmesi Hakkında Kanun kapsamında ödenen aylık yemek parasının bir günlük karşılığını,

ff) İhtisas (Tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık): Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre yürütülen ve tıp doktorlarına ve diş hekimlerine belirli alanlarda özel yetenek ve yetki sağlamayı amaçlayan doktora düzeyindeki bir yükseköğretimi,

gg) İhtiyaç: Genelkurmay Başkanlığınca müteakip yıl için belirlenecek yükümlü ihtiyacını,

ğğ) İkinci derece kan ve kayın hısımlar: Yükümlünün; kardeşleri, eşinin kardeşleri, dedesi (annesinin ve babasının babaları), babaannesi, anneannesi, eşinin dedesi (eşinin annesinin ve babasının babaları), eşinin babaannesi, eşinin anneannesi ve torunlarını,

hh) İşçi: Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmış yabancı ülkelerde iltica başvurusu dışında yabancı ülke mevzuatına uygun bir şekilde elde ettikleri çalışma iznini de ihtiva eden oturma izni veya doğrudan çalışma iznine sahip olarak bir işveren ile yapılan hizmet akdine göre yurt içinde geçirilen süreler hariç olmak üzere ücret veya maaşları yurt içinden transfer edilmeyen en az toplam üç yıllık ( gün) süreyle fiilen çalışanları,

ıı) İşveren: Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmış yabancı ülkelerde iltica başvurusu dışında yabancı ülke mevzuatına uygun bir şekilde elde ettikleri çalışma iznini de ihtiva eden oturma izni veya doğrudan çalışma iznine sahip olarak yurt içinde geçirilen süreler hariç olmak üzere bir işyerini en az toplam üç yıl ( gün) süreyle işveren olarak bizzat kendi veya ortakları ile birlikte fiilen çalıştıranları,

ii) Kamu kurum ve kuruluşu: Devlete ait kuruluş, müessese ve tesisleri,

jj) Kamu personeli: Devlete ait kuruluş, müessese ve tesislerde çalışan kişileri,

kk) Kanun: 25/6/ tarihli ve sayılı Askeralma Kanununu,

ll) Kaynak: Sınıflandırmaya tâbi tutulacaklar ve ertelilerden silahaltına alınabilecekler ile bakaya olarak sevk edilmesi tahmin edilen yükümlü sayısının toplamını,

mm) Kesin dönüş: Bulundukları yabancı ülkelerden yurda naklihane etmeyi (dönmeyi), yabancı ülkede oturma veya çalışma izinleri devam etse dahi meslek ve sanatlarını yurt içinde icra etmeyi veya her takvim yılında toplam olarak gün ve daha fazla yurt içinde bulunmayı,

nn) Kontenjan: Yükümlülerin Genelkurmay Başkanlığınca bildirilen kuvvetlere tahsis oranını,

oo) Konvertibl: Dövize ilişkin işlemlerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca alım satım konusu yapılan, uluslararası para piyasalarında diğer paralara serbestçe çevrilebilen yabancı ülke parasını,

öö) Lig: Federasyonlara bağlı spor kulüplerinin oluşturduğu, bunların birbirleri ile belli yöntem ve kurallara göre karşılıklı ve deplasmanlı olarak karşılaşmalarını sağlayan, en az sekiz takımdan oluşan düzenlemeyi,

pp) Lisans: Orta öğretime dayalı, en az sekiz yarıyıllık bir programı kapsayan bir yükseköğretimi,

rr) Lisansüstü: Yüksek lisans, doktora, tıpta uzmanlık ve sanatta yeterlik eğitimini,

ss) Mecburi hizmet (Devlet hizmeti yükümlülüğü): Özel kanunlar gereğince kamu kurum ve kuruluşlarında yapılması zorunlu olan Devlet hizmeti yükümlülüğünü,

şş) Meslek veya sanat mensubu: Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmış yabancı ülkelerde iltica başvurusu dışında yabancı ülke mevzuatına uygun bir şekilde elde ettikleri çalışma iznini de ihtiva eden oturma izni veya doğrudan çalışma iznine sahip olarak yurt içinde geçirilen süreler hariç olmak üzere en az toplam üç yıl ( gün) süreyle meslek ya da sanatını icra edenleri,

tt) Meslek veya sanatını yurt içinde icra etmek: Yurt dışında oturma veya çalışma izni veya çok vatandaşlık hakkına sahip olanlardan dövizle askerlik hizmeti başvuru tarihi itibarıyla başvuruya esas hesaplanan çalışma veya bulunma süresi esnasında meslek veya sanatını yurt içinde icra etmeyi, yurt dışında çalıştığı işyerinin yurt içindeki temsilciliğinde ya da bağlı biriminde çalışmayı veya yurt içinde kurulu herhangi bir işyerinde işçi ya da işveren sıfatıyla çalışmayı,

uu) Meslek yüksekokulu: Belirli mesleklere yönelik nitelikli insan gücü yetiştirmeyi amaçlayan, yılda iki veya üç dönem olmak üzere iki yıllık eğitim-öğretim sürdüren, ön lisans derecesi veren yükseköğretim kurumunu,

üü) Muafiyet: Kanunda yazılı nedenlerle askerlik hizmetinin yerine getirilmemesini,

vv) Muhabir banka: Dövizle askerlik hizmetinden yararlanmak üzere başvuran yükümlülerin yabancı ülke parası üzerinden yaptıkları ödemelerin, dövizle askerlik özel döviz hesabına gönderilmesini ve aktarılmasını sağlamak için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından belirlenmiş yabancı ülkelerdeki bankaları veya kuruluşları,

yy) Muvazzaf: Askerlik hizmetini yerine getirmek üzere silahaltına alınanları,

zz) Muvazzaflık dönemi: Yükümlünün sevk belgesinde yazılı sevk tarihi ile başlayıp terhis tarihine kadar geçen süreyi,

aaa) Noksan hizmetli: Tabi olduğu muvazzaflık süresinden eksik hizmet yaptığı tespit edilenleri,

bbb) Oturma veya çalışma izni: Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmış yabancı ülkelerde iltica başvurusu dışında yabancı ülke mevzuatına uygun bir şekilde kendilerine işçi, işveren veya bir meslek ya da sanat mensubu statüleri sağlayan ve statülere uygun olarak yabancı ülkelerde serbestçe ikamet ile bir işyerinde çalışma, bir işyerini çalıştırma veya meslek ya da sanatlarını icra edebilmelerine olanak sağlayan izni,

ccc) Resmî görevli: Ücret, maaş ve yollukları yabancı ülke kurum ya da kuruluşlarınca ödense bile Türkiye Cumhuriyetinin resmî kurum ya da kuruluşlarının kadrolu personeli olma sıfatı devam edenlerin veya yabancı ülkelerde bulunmalarına rağmen maaş, ücret veya yollukları Türkiye Cumhuriyetinin bütçesinden ödenenler ile hissesinin yarısından fazlası Devlete ait kuruluşlarda çalışanları,

ççç) Sağlık kararı: Yükümlülerin askerliğe elverişli olup olmadıkları hakkında tek hekim veya sağlık kurullarınca verilen kararı,

ddd) Sağlık kurulu: Sağlık Bakanlığınca belirlenen sağlık raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşları bünyesinde oluşturulan heyeti,

eee) Saklı: Yirmi yaşına girmiş oldukları halde isimlerini nüfus kayıtlarına geçirmemiş bulunanları,

fff) Sanatta yeterlik: Lisansa dayalı en az altı yarıyıl veya yüksek lisansa dayalı en az dört yarıyıllık programı kapsayan ve orijinal bir sanat eserinin ortaya konulmasını, müzik ve sahne sanatlarında ise üstün bir uygulama ve yaratıcılığı amaçlayan doktora düzeyinde lisansüstü bir yükseköğretimi,

ggg) Savaş hâli: Savaş ilanına karar verilmesinden, bu hâlin kaldırıldığının ilan edilmesine kadar devam eden süre içinde, hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen sınırlandırıldığı durumu,

ğğğ) Seçim: Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu yedek subay ve yedek astsubay adaylarının, bu Yönetmelik esaslarına göre ayrılmasını,

hhh) Seferberlik: Devletin tüm güç ve kaynaklarının, başta askerî güç olmak üzere savaşın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanması, toplanması, tertiplenmesi ve kullanılmasına ilişkin bütün faaliyetlerin uygulandığı; hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen sınırlandırıldığı hâli,

ııı) Sınıf: Hizmetlerin ifası için oluşturulmuş temel gruplardan her birini,

iii) Sınıflandırma: Yükümlülerin; sağlık durumları, öğrenimleri, meslekleri, fiziki yetenekleri ve Bakanlıkça tespit edilecek diğer niteliklerinin bilgi sistemi ortamında değerlendirilmesini,

jjj) Sınıflandırma dönemi: Bakanlıkça belirlenen, yükümlülerin sınıflandırma işlemleri ile celp ve sevkin icra edileceği dönemleri,

kkk) Sınıflandırma kurulu: Askere sevk edilecek yükümlülerin statü belirleme ve sınıflandırma işlemlerini yürütmekten sorumlu olan heyeti,

lll) Sınır dışı edilme: Erteleme başvuru tarihi ile ertelemenin sona ereceği tarih arasında kalan sürede başvuruda bulundukları ülkelerdeki serbestçe ikamet etme ve çalışma hakları iptal edilenleri,

mmm) Sonradan Türk vatandaşı olan yükümlü: 29/5/ tarihli ve sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununda tanımı yapılan Türk vatandaşlığını; soy bağı esasına göre kazananlar hariç olmak üzere yetkili makam kararı veya evlat edinilme ya da seçme hakkının kullanılması ile sonradan kazanmayı,

nnn) Sözleşmeli astsubay: 13/6/ tarihli ve sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanunda öngörülen esaslara göre kendileri ile sözleşme yapılarak astsubay nasbedilen astsubay çavuş, astsubay kıdemli çavuş, astsubay üstçavuş ve astsubay kıdemli üstçavuş rütbelerini haiz astsubayları,

ooo) Sözleşmeli erbaş ve er: 10/3/ tarihli ve sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanununda öngörülen esaslara göre kendileriyle sözleşme yapılan sözleşmeli er ve sözleşmeli onbaşı veya çavuş rütbelerini haiz kişileri,

ööö) Sözleşmeli subay adayı veya sözleşmeli astsubay adayı: Sözleşmeli subay veya sözleşmeli astsubay yetiştirilmek amacıyla ön sözleşme yapılarak askerî eğitime alınanları,

ppp) Sözleşmeli subay: sayılı Kanunda öngörülen esaslara göre, kendileri ile sözleşme yapılarak subay nasbedilen teğmen, üsteğmen ve yüzbaşı rütbelerini haiz subayları,

rrr) Sporcu: Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı federasyonlar ve bağımsız federasyonlar ile Türkiye Futbol Federasyonunda; kulüpler adına veya ferdî olarak tescil yaptırmak suretiyle aktif spor hayatını sürdürenleri,

sss) Sporcu kadrosu: Uluslararası kurallara göre müsabakalarda fiilen yer alan asıl ve yedek sporculardan oluşan ekibi,

şşş) Staj: Herhangi bir meslek edinmek veya bir mesleğin icrası için, bir dal veya konuda mesleki bilgi ve beceri artırılması amacıyla yapılan, teorik ve uygulamalı eğitim ve öğretim faaliyetini,

ttt) Takvim yılı: Her yılın 1 Ocak Aralık tarihleri arasındaki süreyi,

uuu) Takvim yılının yarısından fazlasını yurt içinde geçirmek: Erteleme başvuru tarihi ile ertelemenin sona ereceği tarih arasında kalan herhangi bir takvim yılında toplam olarak gün ve daha fazla süreyle yurt içinde bulunmayı,

üüü) Taşıma bedeli: Gidilecek yerin il/ilçe merkezine kadar olan mesafeye göre, nci maddeye uygun olarak tespit edilen tutarı,

vvv) Temel askerlik eğitimi: Silahaltına alınan yükümlülere sınıf farkı gözetmeksizin bedenen ve ruhen askerlik hizmetine hazırlayıcı temel bilgi, beceri ve alışkanlıkları kazandırmak amacıyla verilen ve süresi Bakanlıkça belirlenen eğitimi,

yyy) Terhis: Muvazzaflık hizmet süresini tamamlayan veya tamamlamış kabul edilen yükümlülerin, yedeklik döneminde silahaltına alınıp hizmetine ihtiyaç kalmayanlar ile özel kanunlarla Türk Silahlı Kuvvetlerine katılan ve resmi bir kıyafet taşıyan şahısların çeşitli nedenlerle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmalarını,

zzz) Tescil/Lisans: Sporcunun, federasyon faaliyetlerine katılabilmesi için bir kulüp adına veya ferdî olarak federasyona ya da ilgili gençlik ve spor il müdürlüğüne yaptıracağı kayıt ve lisans işlemlerini,

aaaa) Transfer: Sporcunun kulüp değiştirmesini,

bbbb) Umuma mahsus pasaport: Türk vatandaşlarının yurda giriş ve çıkışlarında yetkili makamlara ibraz etmek zorunda oldukları diplomatik pasaport, hizmet damgalı pasaport ve hususi damgalı pasaport dışında kalan ve dövizle askerlik ile yurt dışı erteleme işleminde başvuru tarihinde geçerlilik süresi devam eden Türkiye Cumhuriyeti yetkili makamlarınca düzenlenmiş belgeyi,

cccc) Uzaktan eğitim: Dövizle askerlik hizmetinden faydalanmak üzere başvuruda bulunan yükümlülere elektronik ortamda verilen ve sonunda değerlendirme yapılan eğitimi,

çççç) Uzman erbaş: 18/3/ tarihli ve sayılı Uzman Erbaş Kanununda öngörülen esaslara göre kendileriyle sözleşme yapılan uzman çavuş ve uzman onbaşı rütbelerini haiz kişileri,

dddd) Üniversite: Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip yüksek düzeyde eğitim/öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumunu,

eeee) Yabancı bandıralı gemi: Türkiye Cumhuriyeti Devleti hariç uyrukluğunda bulunduğu yabancı ülkenin yetki ve sorumluluğu altında yurt dışında yasal olarak faaliyet gösteren gemileri,

ffff) Yan dal uzmanlık: Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre yürütülen ve yan dalın bağlı olduğu ana dal uzmanlarının görebileceği uzmanlık eğitimini,

gggg) Yedek astsubay: Yedek astsubay adaylarından öğrenimini müteakip astsubay astçavuş nasbedilenleri,

ğğğğ) Yedek astsubay adayı: Yapılan seçim ve sınıflandırma sonucu yedek astsubay statüsüne ayrılanlardan, astsubay astçavuş nasbedilinceye kadar geçen dönemde bulunan yükümlüleri,

hhhh) Yedek astsubay aday adayı: İki veya üç yıl süreli yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar ve bunların yetkili makamlarca dengi olduğu kabul edilen yurt dışı öğrenim kurumu mezunları ile dört yıl ve daha fazla süreli yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar ve bunların yetkili makamlarca dengi olduğu kabul edilen yurt dışı öğrenim kurumu mezunlarından istekli olan yükümlüleri,

ıııı) Yedeklik dönemi: Muvazzaflık döneminin bitiminden askerlik çağının sonuna kadar olan süreyi,

iiii) Yedek subay: Yedek subay adaylarından öğrenimini müteakip asteğmen nasbedilenleri,

jjjj) Yedek subay adayı: Yapılan seçim ve sınıflandırma sonucu yedek subay statüsüne ayrılanlardan, asteğmen nasbedilinceye kadar geçen dönemde bulunan yükümlüleri,

kkkk) Yedek subay aday adayı: Dört yıl ve daha fazla süreli yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar ile yetkili makamlarca dengi olduğu kabul edilen yurt dışı öğrenim kurumu mezunu olan yükümlüleri,

llll) Yoklama: Yükümlülerin sağlık muayenelerinin yapılarak askerliğe elverişli olup olmadıkları, öğrenim durumları, meslekleri ve niteliklerinin tespitini,

mmmm) Yoklama dönemi: Askerlik çağının başlangıcından muvazzaflık hizmetinin başlangıç tarihine kadar geçen süreyi,

nnnn) Yoklama kaçağı: Tabi olduğu yoklama yılı içerisinde yoklamasını yaptırmayanları,

oooo) Yol masrafı: İaşe bedeli ile taşıma bedelinin toplamından oluşan tutarı,

öööö) Yüksek lisans: Bir lisans öğretimine dayalı, eğitim/öğretim ve araştırmanın sonuçlarını ortaya koymayı amaçlayan; bilim uzmanlığı, yüksek mühendislik, yüksek mimarlık, master gibi yükseköğretimi,

pppp) Yüksekokul: Belirli bir mesleğe yönelik eğitim öğretime ağırlık veren yükseköğretim kurumunu,

rrrr) Yükseköğretim kurumu mezunu: Yükseköğretim kurumlarını bitirmiş olanları,

ssss) Yükümlü: Askerlik hizmetini Kanun hükümleri gereğince yerine getirmek veya yerine getirmiş sayılmak zorunda olan erkek Türk vatandaşını,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Yoklama ve Sağlık İşlemleri

Askerlik çağına giren yükümlülerin kimlik bilgilerinin alınması

MADDE 5 – (1) Her yıl 1 Ocak tarihinde askerlik çağına gireceklerin kimlik bilgileri, Millî Savunma Bakanlığı Askeralma Genel Müdürlüğünce elektronik ortamda İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden alınarak Millî Savunma Bakanlığı Bilgi Sistemine yüklenir.

(2) Kimliği sonradan bildirilenler, nüfus kayıtları esas alınarak askeralma kayıtlarına alınır. Kimlik bilgilerinde değişiklik olanların değişen kayıtlarına göre askeralma kayıtları güncellenir.

(3) Nüfus kayıtları ile askeralma kayıtları arasında farklılık olması halinde, askeralma kayıtları nüfus kayıtları esas alınarak düzeltilir.

Saklılar

MADDE 6 – (1) Saklılar, nüfus kaydındaki doğum yılına göre askeralma kayıtlarına alınır. Ancak nüfus kayıtlarına geçirildikleri yıl askerlik çağına giren doğumlularla işleme tabi tutulur. İşleme tabi tutuldukları doğumluların yoklama dönemi sona ermiş saklılardan erteleme hakkı bulunmayanlara Kanunun 24 üncü maddesi esaslarına göre işlem yapılır.

Yaşları değişenler

MADDE 7 – (1) Askerlik çağına girmeden önce yaşları değişenler, değişen doğum yılına göre işlem görürler. Yaş değişikliğinde mahkeme kararının kesinleşme tarihi esas alınır.

(2) Askerlik çağına girdikten sonra yapılan yaş değişiklikleri askerlik işlemlerinde dikkate alınmaz. Ancak kendi isteği dışındaki mahkeme kararına istinaden resen yapılan yaş değişiklikleri kabul edilir.

(3) Değişen doğum yılına göre emsalleri henüz yoklama görmemiş olanlar veya yoklaması devam edenler kendi doğumlularıyla, değişen doğum yılına göre emsallerinin yoklama dönemi sona ermiş olanlar mahkeme kararının kesinleştiği yıl askerlik çağına giren doğumlularla işleme tabi tutulur.

Yoklama esasları

MADDE 8 – (1) O yıl askerlik çağına girenlerle, bu doğumlularla işleme tabi olanların yoklamaları; 1 Ocak günü başlar ve o yılın 31 Aralık (dâhil) tarihine kadar devam eder.

(2) Yoklama; yükümlülerin kimlik, adres, nitelik, tahsil, özellik, meslek ve sağlık durumlarının tespit edilerek bilgilerin bilgisayar ortamına aktarılması işlemlerini kapsar.

(3) Tabi olduğu yoklama yılı içerisinde yoklamasını yaptırmayanların, müracaatlarında veya yakalandıklarında haklarında, 99 uncu ve inci madde hükümlerine göre yoklama kaçağı olarak işlem yapılır.

(4) Askerlik çağına girmemiş olanlar ile askerlik yükümlülüğünü fiilen silahaltına alınmayı gerektirmeyen askerlik hizmet çeşitlerinden biriyle yerine getirecek veya getirmiş sayılacak olanların yoklamaları yapılmaz. Bunlardan askerlik çağına girmemiş olanların askerlik çağına girmeleri beklenir.

Askerlik yoklaması sağlık muayenesi ve onay işlemleri

MADDE 9 – (1) Yükümlülerin sağlık muayeneleri 31/10/ tarihli ve / sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinde belirtilen usul ve esaslara göre yapılır.

(2) Sağlık muayeneleri; öncelikle yükümlünün kayıtlı olduğu aile hekimi, yoksa müracaat ettiği askerlik şubesine en yakın resmî sağlık kuruluşundaki hekim tarafından yapılır.

(3) Muayeneyi yapan hekim, yükümlülerin kimlik belgesi ile yoklamaya esas belgelerdeki fotoğraf ve kimlik bilgilerini kontrol ederek doğruluğunu teyit eder.

(4) Yükümlülerin sağlık muayenelerinden önce sağlık durumları hakkında beyanları alınır. Yükümlü varsa sağlık durumuna ilişkin raporları ile birlikte ilgili hekime müracaat eder. Hekim, yükümlünün beyan ettiği rahatsızlıkları da dikkate alarak fiziki muayeneyi yapar ve sonucunu askerlik yoklaması sağlık muayene belgesinin ilgili bölümlerine yazarak imzalar.

(5) Yoklama ve sevk esnasında yükümlü tarafından beyan edilmeyen ya da fiziki muayene sırasında belirti veya bulgusuna rastlanmayan çeşitli hastalıkların ortaya konması veya taranması için laboratuvar veya görüntüleme tetkiki gibi ileri tetkikler yapılması gerekmez. Yükümlülerin bu şekilde gerçekleştirilen sağlık muayenelerinde askerliğe elverişli bulunmaları, kendilerinin muayene tarihinde tam sağlıklı olduklarını göstermez. Yükümlülerin silahaltına alındıktan sonra saptanan hastalıkları yoklama veya sevk esnasında yapılan muayenenin eksik ya da hatalı yapıldığının veya muvazzaflık hizmeti sırasında ortaya çıktığının karinesini oluşturmaz.

(6) Muayene sonucunda;

a) Sağlamlar ile tespit edilen hastalıkları nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin EK-C’sinde yer alan Hastalıklar Listesinin (A) diliminden kod verilenler hakkında ‘‘Askerliğe Elverişlidir” kararı verilir.

b) Hakkında karar verilemeyenler ile beyan ettiği hastalığı ya da fiziki muayene bulguları nedeniyle ileri tetkik yapılarak değerlendirilmesi gereken yükümlüler Sağlık Bakanlığınca belirlenen Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı sağlık kurulu raporu vermeye yetkili en yakın sağlık kuruluşunun ilgili birimine doğrudan sevk edilir.

(7) Yetkili sağlık kuruluşlarına sevk edilenlerin işlemleri en kısa sürede sonuçlandırılır. Bunlar genel randevu sistemine dâhil edilmezler. Yoklama kaçağı ve bakayaların muayeneleri sevk edildikleri yetkili sağlık kuruluşları tarafından aynı gün içerisinde sonuçlandırılır. Sağlık kuruluna çıkarılması gerekenlerin işlemlerinin ilk heyet gününde bitirilmesi esastır.

(8) Yükümlüler hakkında Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin EK-C’sinde yer alan Hastalıklar Listesinin;

a) (C) diliminden yoklama sırasında ‘‘Ertesi Yıla Bırakma’’, sevk sırasında ‘‘Sevk Geciktirmesi’’,

b) (B) veya (D) dilimlerinden ‘‘Askerliğe Elverişli Değildir’’,

kararlı sağlık raporlarını tanzim etmeye yetkili makam, Sağlık Bakanlığınca belirlenen Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşunun sağlık kuruludur.

(9) ‘‘Askerliğe Elverişli Değildir’’ kararlı sağlık kurulu raporları, Bakanlığın onayını müteakip kesinleşir.

Yoklamaların sonucu ve statülerin belirlenmesi

MADDE 10 – (1) Yoklaması yapılanlar; askerliğe elverişli olanlar, geçici rahatsızlığı bulunanlar ve askerliğe elverişli olmayanlar olarak ayrılır.

(2) Askerliğe elverişli olmayanlar silahaltına alınmaz.

(3) Geçici rahatsızlığı bulunanlara, raporlarının bitiminde yapılacak muayeneleri sonucunda verilecek sağlık kararına göre işlem yapılır.

(4) Yoklama sonunda askerliğe elverişli olanlar tahsil seviyelerine göre yedek subay aday adayı, yedek astsubay aday adayı veya er statüsüne ayrılır.

Yurt dışındakilerin askerlik yoklaması sağlık muayenesi ve onay işlemleri

MADDE 11 – (1) Yurt dışındakilerin sağlık muayeneleri Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinde belirtilen esaslara göre yapılır.

(2) Türk Konsolosluklarınca; herhangi bir hastalığı olmayanların sağlık muayeneleri, yükümlünün bulunduğu yabancı ülke sağlık mevzuatına uygun şekilde resmi sağlık kuruluşlarında yaptırılır ve düzenlenecek askerlik yoklaması sağlık muayene belgesi doğrudan yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu askerlik şubesine gönderilir.

(3) Askerlik hizmetini yerine getirmeye engel sağlık sorunu olduğunu beyan edenlerin sağlık muayeneleri, bulundukları yabancı ülke sağlık mevzuatına uygun şekilde resmi sağlık kuruluşlarında yaptırılır, alacakları muayene ve tetkik sonuçları veya sağlık raporları Türkçe tercümeleri ile birlikte Türk Konsolosluklarca Bakanlığa gönderilir. Bu raporlar Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Sağlık Yeteneği Yönetmeliği esaslarına göre incelenerek durumuna uygun sağlık kararı ile onaylanır.

(4) Yurt dışında yoklaması yapılanların sağlık durumları hakkında beyanları alınmaz. Ancak bunlardan, yurt içindeki yetkili sağlık kuruluşlarına sevki gerekenlerin sağlık durumları hakkında beyanları alınır.

(5) Askerlik hizmetini yapmakta olanlar ile firar, hava değişimi/izin tecavüzünde veya noksan hizmetli durumunda bulunanların yurt dışında sağlık muayeneleri yapılmaz. Yapılanların bu muayeneleri geçerli kabul edilmez.

(6) Yükümlülerin yurt dışındaki sağlık kuruluşlarınca düzenlenmiş sağlık raporlarına ilişkin itirazları yurt içindeki yetkili sağlık kuruluşlarında sonuçlandırılır.

Engel durumunu bildiren rapor ibraz edenlere yapılacak işlemler

MADDE 12 – (1) Askerlik şubelerince, engel durumunu bildirir geçerli sağlık kurulu raporu olanların bu raporları askerliğe elverişli olup olmadıklarının tespiti için Bakanlığa gönderilir. Bakanlık Askerî Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce bu raporlar Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinde belirtilen esaslara göre incelenir. Bu raporlar;

a) Askerliğe elverişlidir,

b) Askerliğe elverişli değildir,

c) Ertesi yıla bırakma,

ç) Sevk geciktirmesi,

d) Rapor tanzim etmeye etkili en yakın sağlık kuruluşunda muayenesi uygundur,

kararlarından biri ile onaylanarak yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu askerlik şubesine gönderilir.

(2) Askerlik şubelerince, yatalak ve bakıma ihtiyacı olduğu halde engel durumunu bildirir geçerli sağlık raporu bulunmadığı tespit edilenler ilgili sağlık il/ilçe müdürlüklerine yönlendirilerek haklarında sağlık kurulu raporu düzenlenmesi sağlanır. Engel durumunu bildirir sağlık raporu düzenlenmesini istemeyen yükümlülerin işlemleri 9 uncu maddedeki usûle göre yürütülür.

(3) Sağlık Bakanlığınca, her yıl askerlik çağına giren yükümlülerden haklarında engel durumunu bildirir sağlık kurulu raporu bulunanlar ile daha yaşlı doğumlu yükümlülerden o yıl haklarında engel durumunu bildirir sağlık kurulu raporu tanzim edilenlerin raporları elektronik ortamda müteakip yılın 31 Ocak tarihine kadar Bakanlığa bildirilir.

Geçici hastalığı olanların rapor süreleri

MADDE 13 – (1) Geçici hastalıkları olanlar hakkında verilen ‘‘Ertesi Yıla Bırakma’’ ve ‘‘Sevk Geciktirmesi’’ kararlı raporların süreleri ilk rapor tarihinden itibaren aynı tanı ve kararlı hastalıklar bakımından üç yılı geçemez. Üç yılın hesabında ilk rapor tarihi esas alınır.

(2) Farklı tanı ve kararlı geçici hastalıklar bakımından üç yıllık süre yeniden başlar.

(3) Geçici rahatsızlığı nedeniyle haklarında rapor tanzim edilenler, rapor süresi bitmeden yeniden sağlık muayenesine tabi tutulamaz.

Sağlık kararlarına itiraz

MADDE 14 – (1) Kesinleşmiş raporlara tebliğ veya teslim tarihinden itibaren otuz gün içinde itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmesi halinde yeniden muayene işlemi yapılır. Onay makamlarından geçerek kesinleşmeyen raporlara itirazda bulunulamaz.

(2) “Askerliğe Elverişlidir”, “Askerliğe Elverişli Değildir”, “Ertesi Yıla Bırakma”, “Sevk Geciktirmesi” ve “Askere Sevkine Mani Hali Yoktur” kararlı raporlara itirazlar askerlik şubelerine yapılır. Aile hekimi veya tek hekim muayenelerinde itirazlar doğrudan muayeneyi yapan hekime de yapılabilir.

(3) Yoklama, sevk esnasında veya silahaltında iken yapılan muayeneleri neticesinde haklarında aile hekimi veya tek hekim tarafından verilen sağlık raporlarına muayeneyi yapan hekimde itiraz edilmesi halinde; yükümlüler sağlık kurulu raporu aldırılmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı sağlık kurulu raporu vermeye yetkili en yakın sağlık kuruluşuna hekim tarafından doğrudan sevk edilir.

(4) Haklarında verilen sağlık kurulu kararlarına itiraz halinde; yükümlüler, kontrol muayenesi için, itiraz edilen raporu tanzim eden sağlık kuruluşunun bulunduğu yerdeki il sağlık müdürlüğünce belirlenecek, yükümlünün adresine (silahaltında olanlar için birliğine) en yakın başka bir Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşuna sağlık kurulu raporu verilmek üzere sevk edilir.

(5) İlk sağlık kurulu raporundaki tanı ve karar ile kontrol muayenesi raporundaki tanı ve karar arasında uyumsuzluk yoksa rapor kesinleşir. Uyumsuzluk halinde yükümlü ilk raporu tanzim eden sağlık kuruluşunun bulunduğu yerdeki il sağlık müdürlüğünce belirlenecek yükümlünün adresine (silahaltında olanlar için birliğine) en yakın başka bir Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşuna sağlık kurulu raporu verilmek üzere hakem muayenesi için sevk edilir. Hakem muayenesi sonucundaki rapor kararına göre kesin işlem yapılır. Hakem muayenesi raporuna yapılan itirazlar dikkate alınmaz.

(6) Kontrol ve hakem muayeneleri, ilk raporun verildiği tarihte geçerli olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Sağlık Yeteneği Yönetmeliği esaslarına göre yapılır.

(7) İtiraz edenlerden; kontrol ve hakem muayenesi işlemlerini kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir yıllık süre içinde tamamlatmayanlar hakkında ilk rapor kararlarına göre işlem yapılır.

Şikâyet ve ihbar edilen raporlar ile idarece yeniden muayenesine lüzum görülenler

MADDE 15 – (1) Muayeneleri sonucunda tanzim edilen askerlik yükümlülüğü ile ilgili kesinleşen sağlık raporları hakkında şikâyet veya ihbarda bulunulması halinde, bu yükümlülerin sağlık durumları yurt içinde Sağlık Bakanlığı, yurt dışında Dışişleri Bakanlığı tarafından araştırılır.

(2) Yurt içinde tanzim edilen sağlık raporları hakkında şikâyet veya ihbar Bakanlığa yapılmış ise incelenip değerlendirilmesi amacıyla raporu tanzim eden sağlık kuruluşunun bulunduğu yerdeki il sağlık müdürlüğüne gönderilir. Yapılan inceleme ve araştırma sonucu raporun gerçeği yansıtmadığına kanaat getirilmesi durumunda, yükümlünün kontrol muayenesine tabi tutulmak üzere sevk edileceği yetkili sağlık kuruluşu yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu askerlik şubesine bildirilir.

(3) Yurt dışında tanzim edilen sağlık raporları hakkında şikâyet veya ihbar Bakanlığa yapılmış ise incelenip değerlendirilmesi amacıyla ilgili dış temsilciliğe gönderilir.

(4) Dış temsilcilik tarafından yapılan araştırma ve inceleme sonucu raporun gerçeği yansıtmadığına kanaat getirilenler, yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu askerlik şubesine bildirilir. Askerlik şubesince kontrol muayenesine tabi tutulmak üzere yükümlünün sevk edileceği yetkili sağlık kuruluşunun bildirilmesi yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu il sağlık müdürlüğünden istenir. İl sağlık müdürlüğü yükümlünün sevk edileceği yetkili sağlık kuruluşunu askerlik şubesine bildirir.

(5) Haklarında şikâyet ve ihbarda bulunulanlardan, yapılan inceleme sonucunda verilen rapor sonrası sağlık durumlarının kendiliğinden veya tıbbi müdahale ile düzeldiği anlaşılanlar kontrol muayenesine tabi tutulmaz.

(6) Askerlik çağı dışına çıkan yükümlüler hakkında yapılan şikâyet ve ihbarlara işlem yapılmaz. Ancak bu durumdaki yükümlüler hakkında ciddi bilgi veya belge var ise ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri uygulanır.

(7) İdarece yeniden muayenesine lüzum görülenler, sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşuna askerlik şubesince (silahaltında olanlar için birlik komutanlığınca) kontrol muayenesi için sevk edilir.

(8) Bu madde kapsamında kontrol ve hakem muayenesine tabi tutulan yükümlüler hakkında 14 üncü maddenin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkra hükümleri uygulanır.

(9) Askerlik şubesi başkanlıklarınca şikâyet, ihbar veya idarece yeniden muayenesine lüzum görülenlerden kontrol ve hakem muayenesi işlemlerini kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir yıllık süre içinde tamamlatmayanlar hakkında yetkili Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Bunlar hakkında şikâyet, ihbar veya idarece yeniden muayeneye lüzum görülen rapor kararından önceki mevcut statülerine göre işlem yapılır.

(10) Askerlik şubesi başkanlıklarınca şikâyet, ihbar veya idarece yeniden muayeneye lüzum görülen ilk rapor ile hakem muayenesi raporundaki tanı ve karar uyumlu değilse yükümlü hakkında yetkili Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur ve ilk raporu tanzim eden sağlık kuruluşunun bulunduğu yerdeki il sağlık müdürlüğüne yapılan işlem sonucu bildirilerek varsa idari veya adli tedbirin alınması istenir.

(11) Haklarında şikâyet ve ihbar yapılanlar ile idarece yeniden muayenesine lüzum görülenlerden işlemleri sonuçlandırılanlar için yeni delil içermeyen aynı konudaki şikâyet ve ihbarlar dikkate alınmaz.

(12) Şikâyet ve ihbarlar hakkındaki işlemler şikâyet ve ihbarcının kimliğini açığa çıkarmayacak şekilde gizlilik içinde yürütülür.

(13) Adli makamlar hariç, şikâyet ve ihbarı yapanın kimliğine ilişkin taleplere olumsuz cevap verilir.

Yükümlülerin sorumlulukları

MADDE 16 – (1) Yoklamaya tabi yükümlüler, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası bulunan kimliği ile öğrenim durumlarını, varsa meslek ve niteliklerini gösterir belgeler ile birlikte yurt içinde askerlik şubelerinde, yurt dışında elçilik veya Türk Konsolosluklarında bizzat hazır bulunmaya veya e-Devlet üzerinden bu işlemleri tamamlamaya mecburdur.

(2) Yoklamaya tabi yükümlülerden yoklamada bulunamayacak derecede hastalığı bulunanlar ile tutuklu veya hükümlü olanlar, usulüne uygun rapor göndermeye ve hükümlülük veya tutukluluklarını bildirmeye mecburdur.

(3) Yoklama ve sevke tabi yükümlüler, kendilerine yöneltilen askerlik işlemleriyle ilgili soruları doğru ve eksiksiz cevaplandırmak zorundadır.

(4) Sevke tabi tutulan yükümlüler bizzat askerlik şubesinden veya e-Devlet üzerinden sevk belgelerini almaya ve kendilerine tebliğ edilen tarihte birliklerine katılmaya mecburdur.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Yedek Subay ve Yedek Astsubay

Yedek subay seçim esasları

MADDE 17 – (1) Dört yıl veya daha fazla süreli yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar ile yetkili makamlarca dengi olduğu kabul edilen yurt dışı öğretim kurumu mezunu olanlar yedek subay aday adayı statüsüne hak kazanırlar.

(2) Yedek subay aday adayı statüsünde bulunan yükümlüler arasından Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç sayısı kadarı yedek subay adayı statüsüne ayrılır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu yedek subay sayısından fazla olan yükümlülerden; istekli olanlardan ihtiyaç sayısı kadarı askerlik hizmetini yedek astsubay, diğerleri erbaş ve er olarak yerine getirir.

(3) Yükümlülerin yedek subay adayı statüsüne ayrılmasında öncelik Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olmak üzere yükümlülerin istekleri de dikkate alınır.

(4) Yedek subay adayları, Bakanlıkça belirlenen celp ve sevk dönemlerinde yetiştirilmek üzere sınıf okulu veya eğitim merkezlerine sevk edilir. Yedek subay yetiştirme süresi Bakanlıkça belirlenir. Buna ait teklifler Bakan onayı alınmak üzere Personel Genel Müdürlüğüne bildirilir. Yedek subay eğitim programları ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenir. Yedek subay eğitimi sonunda başarılı olanlar yedek subay statüsüne ayrılır.

Yedek astsubay seçim esasları

MADDE 18 – (1) İki veya daha fazla süreli yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar ile yetkili makamlarca dengi olduğu kabul edilen yurt dışı öğrenim kurumu mezunu olanlar ve yedek subay aday adayı statüsünde olup yedek subay adayı statüsüne ayrılmayanlardan yedek astsubay olmaya istekli olanlar yedek astsubay aday adayı statüsüne hak kazanır.

(2) Yükümlülerin yedek astsubay adayı statüsüne ayrılmasında öncelik Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olmak üzere yükümlülerin istekleri de dikkate alınır. İhtiyaç fazlası yükümlüler askerlik hizmetini erbaş ve er olarak yerine getirir.

(3) Yedek astsubay adayları, Bakanlıkça belirlenen celp ve sevk dönemlerinde yetiştirilmek üzere sınıf okulu veya eğitim merkezlerine sevk edilir. Yedek astsubay yetiştirme süresi Bakanlıkça belirlenir. Buna ait teklifler Bakan onayı alınmak üzere Personel Genel Müdürlüğüne bildirilir. Yedek astsubay eğitim programları ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenir. Yedek astsubay eğitimi sonunda başarılı olanlar yedek astsubay statüsüne ayrılır.

Yedek subay ve yedek astsubay olmaya engel haller

MADDE 19 – (1) Yedek subay veya yedek astsubay, yedek subay adayı veya yedek astsubay adayı ya da yedek subay aday adayı veya yedek astsubay aday adayı iken Kanunun 33 üncü maddesinde belirtilen engel hali olduğu anlaşılanların askerlik hizmeti er statüsünde tamamlatılır.

(2) Yedek subay veya yedek astsubay olmaya engel hali olduğu silahaltına alınmadan önce anlaşılanların statü değişikliği Askeralma Genel Müdürlüğünce, silahaltına alındıktan sonra anlaşılanların statü değişikliği ise ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca yapılır.

(3) Yedek subay veya yedek astsubaylar ile bunların adaylarının kalan askerlik hizmetleri,ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenen birliklerde tamamlatılır.

(4) Yedek subay adayı veya yedek astsubay adayı ve yedek subay veya yedek astsubay olarak silahaltında iken statüsü değiştirilenlerin silahaltında geçirmiş oldukları süreler tabi olacakları erbaş ve er askerlik hizmet süresinden sayılır.

(5) Bu madde kapsamındakilerin askerlik hizmet süresi erbaş ve erlerin hizmet süresi kadardır.

(6) Bu maddede belirtilmeyen diğer hususlar kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca ilgili mevzuatlarında düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Sınıflandırma, Celp ve Sevk İşlemleri

İhtiyacın tespiti ve tahsisi

MADDE 20 – (1) Genelkurmay Başkanlığınca, her yıl bir sonraki yılın Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olan yedek subay, yedek astsubay, erbaş ve er sayısı; sınıf, meslek, branş ve ihtisaslarını belirtmek suretiyle celp ve sevk takvimi ile tahsis oranları 30 Kasım tarihine kadar Bakanlığa bildirilir. Her sınıflandırma döneminden önce yedek subay ve yedek astsubay ihtiyacı yeniden bildirilebilir.

Terör örgütleri ile Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunanların silahaltına alınmaları

MADDE 21 – (1) Terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve askerliğe elverişli oldukları anlaşılan yükümlülerden, yoklama kaçağı ve bakayalar dâhil Kanunda yazılı geçerli mazereti olmayanlar, Bakanlıkça belirlenecek celp ve sevk esaslarına göre silahaltına alınırlar.

Arşiv araştırmalarının yapılması

MADDE 22 – (1) Silahaltına alınacak yükümlülerin arşiv araştırmaları; 26/10/ tarihli ve sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile 14/2/ tarihli ve / sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği kapsamında Bakanlıkça yaptırılır.

(2) Yedek subay aday adayı ve yedek astsubay aday adayları hakkında;

a) Sınıflandırma işleminden önce; arşiv araştırması Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünden,adli sicil kayıtları Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünden,bilgi kayıtları ise İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat Harekât ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığından istenir.

b) Sınıflandırma işleminden sonra; arşiv araştırması Emniyet Genel Müdürlüğünden istenir.

c) Bakayalar ve daha önce sınıflandırıldığı halde silahaltına alınamayanlardan, en son yapılan arşiv araştırması tarihi üzerinden altı ay geçenler için adli sicil kayıtları Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünden yeniden istenir.

(3) Erbaş ve erler hakkında; her sınıflandırma döneminde celp ve sevk planlamasına alınanlar ve bakayalar için Emniyet Genel Müdürlüğünden arşiv araştırması; İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat Harekât ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığındaki bilgi kayıtları istenir.

(4) Yükümlülerin arşiv araştırmasına esas kimlik bilgileri hazırlanarak arşiv araştırması yapmaya yetkili makamlara otuz işgünü araştırma süresi bırakacak şekilde gönderilir.

(5) Arşiv araştırması sonucu Devletin güvenlik kurumlarınca haklarında bilgi bulunduğu bildirilenler Askeralma Genel Müdürlüğünce oluşturulacak komisyon tarafından ilgili mevzuat kapsamında değerlendirilerek sınıflandırmada dikkate alınmak üzere askeralma kayıtlarına işlenir.

(6) Arşiv araştırmaları sonucunu değerlendirecek komisyon, Askeralma Genel Müdürünün başkanlığında; Askeralma İşlemleri Dairesi Başkanlığından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı, Askeralma İşlemleri Dairesi Başkanı, Veri ve Proje Yönetimi Dairesi Başkanı, Sevk İşlemleri Şubesi Müdürü ve istihbarat subay veya astsubayından oluşur.

(7) Askeralma Genel Müdürlüğü, arşiv araştırması sonuçlarını ilgili kuvvet komutanlıklarına gönderir.

Sınıflandırma genel esasları

MADDE 23 – (1) Sevke tabi yükümlüler Bakanlıkça belirlenecek sınıflandırma dönemlerinde sınıflandırma kurulunca sınıflandırmaya tabi tutulur.

(2) Sınıflandırma işlemleri, günün gelişen şartları ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları dikkate alınarak yükümlülerin bilgileri ve Askeralma Genel Müdürlüğünce belirlenen seçim kriterleri esas alınarak bilgisayar üzerinden icra edilir.

(3) Sınıflandırma işlemlerinin her aşamasında gizlilik prensibine riayet edilir. Kaynağın şifrelenmesini müteakip sınıflandırılacak kaynağın şifreleri hakkında hiçbir makam veya personele bilgi verilmez.

(4) Kuvvetlere tahsis, seçim ve sınıflandırma işlemleri, Askeralma Genel Müdürünün başkanlığında; Genelkurmay Başkanlığından, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünden, Muhabere ve Bilgi Sistemleri Daire Başkanlığından birer temsilci ile Askeralma Genel Müdürlüğünden; Askeralma İşlemleri Dairesi Başkanlığından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı, Askeralma İşlemleri Dairesi Başkanı, Veri ve Proje Yönetimi Dairesi Başkanı, Sevk İşlemleri Şubesi Müdürü ve askeralma plan subayından oluşan kurul huzurunda, dışarıdan müdahaleye kapalı bilgisayar yazılımı vasıtasıyla yapılır ve tutanak altına alınır. Sınıflandırma işlemleri, katılmayanların yokluğunda sonuçlandırılır.

(5) Sınıflandırma kurulunun temel görevi yükümlülerin hak, adalet ve eşitlik prensiplerine göre kuvvetlere ayrılmasını sağlamaktır. Bu nedenle sınıflandırma kurulu üyelerine, görevlerine ilişkin hiç kimse tarafından emir verilemez, telkin veya tavsiyelerde bulunulamaz.

(6) Sınıflandırmada öncelik sırası aşağıda belirtildiği şekildedir:

a) Bedelli askerlik hizmetinden faydalanmak isteyenler.

b) Yedek subay aday adayları.

c) Yedek astsubay aday adayları.

ç) Erbaş ve erler.

(7) Sınıflandırma sonuçları, sınıflandırma kurulu başkanının bir üst makamı tarafından onayını müteakip kesinleşir.

Yedek subay adayı seçim ve sınıflandırma esasları

MADDE 24 – (1) Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olan sınıf ve branşlar için yedek subay adayı yükümlüler, o sınıflandırma döneminde sevke tabi yedek subay aday adayları arasından seçilir.

(2) Seçim ve sınıflandırmada öncelik, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarına uygun nitelikte personelin seçilmesidir. Yedek subay adayları belirlenirken; yükümlülerin istekleri de dikkate alınarak meslek bilgisi, tahsil, akademisyenlik ve sağlık durumları ile yaş, yabancı dil notu, lisans bitirme notu, fiziksel özellik, günün gelişen şartları ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları dikkate alınarak Bakanlıkça belirlenecek diğer kriterler nota tahvil edilir. Seçim, bu not üzerinden yapılır.

(3) Seçim sonucunda, yedek subay adayı olarak ayrılanların kuvvet, sınıf, branş ve sınıf okulu veya eğitim merkezleri de belirlenir.

(4) Arşiv araştırması sonucunda hakkında bilgi bulunanlardan komisyonca durumu olumsuz değerlendirilenler yedek subay adayı seçilmez.

(5) Askeralma Genel Müdürlüğünce;

a) O yıl silahaltına alınacak yükümlülerin sınıflandırma dönemleri, Genelkurmay Başkanlığından bildirilen ihtiyaç, yükümlülerin erteleme bitim tarihleri ve yoklama durumları dikkate alınarak tespit edilir.

b) Sınıflandırmaya tabi yükümlüler;

1) Türk Silahlı Kuvvetlerinin meslek, branş ve sınıf kontenjanları bazında talep ettiği yedek subay ihtiyacı kadar veya daha az ise isteklerine bakılmadan tamamı yedek subay adayı olarak ayrılır.

2) Türk Silahlı Kuvvetlerinin meslek, branş ve sınıf kontenjanları bazında talep ettiği yedek subay ihtiyacından fazla ise yedek subay adayı olmaya istekliler arasından seçim notu en yüksek olanlar yedek subay adayı olarak ayrılır.

c) Seçim sonucunda yedek subay adayı olarak seçilenlerin bilgileri kuvvet komutanlıklarına gönderilir.

ç) Yedek subay adaylığına ayrılmış yükümlülerin sevk öncesinde statü, sınıf, branş ve sınıf okulu bilgilerinde değişiklik yapılmaz, ayrılmış oldukları sınıfın, sınıf okulu veya eğitim merkezlerine sevk edilirler. Bunlardan celp ve sevke tabi tutuldukları ilk celp ve sevk döneminde sınıf okulu ve eğitim merkezindeki eğitimin üçte birine katılmayanlardan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu sınıf ve meslekler hariç diğerleri askerlik hizmetlerini er olarak yerine getirir.

d) Hizmetine ihtiyaç duyulan ve özellik arz eden meslekler; Personel Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Personel Başkanlığı, kuvvet komutanlıkları personel başkanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Personel Başkanlığınca Bakanlığa yazılı olarak bildirilir. Bildirilen mesleklere sahip olanlar sınıflandırma kurulunca yedek subay adayı seçilebilir.

e) Mesleklerinde profesör ve doçent olanlar ile doktora tezlerini tamamlayarak bu unvanları almış olanlar, isteğe bırakılmadan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç sayısı kadarı doğrudan yedek subay adayı olarak ayrılabilir.

f) Seçim ve sınıflandırma sonucu sınıfları belirlenen yükümlüler meslekleri ne olursa olsun, ayrıldıkları sınıfın ihtiyaçları içinde değerlendirilir.

(6) Sınıflandırma işlemi sonunda komando olarak ayrılanlardan komando niteliği olmadığı tespit edilenlerin işlemleri ilgili kuvvet komutanlığı tarafından yürütülür.

(7) Yükümlülerin sınıflandırma sonuçları e-Devlet ve askerlik şubeleri vasıtasıyla duyurulur.

Yedek astsubay adayı seçim ve sınıflandırma esasları

MADDE 25 – (1) Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olan sınıf ve branşlar için yedek astsubay adayı yükümlüler o sınıflandırma döneminde sevke tabi yedek astsubay aday adayları ve yedek subay adayı statüsüne ayrılmayan yedek subay aday adaylarından yedek astsubay olmaya istekli olanlar arasından seçilir.

(2) Seçim ve sınıflandırmada öncelik Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarına uygun nitelikte personelin seçilmesidir. Yedek astsubay adayları belirlenirken; yükümlülerin istekleri de dikkate alınarak meslek bilgisi, tahsil, akademisyenlik ve sağlık durumları ile yaş, yabancı dil notu, ön lisans/lisans bitirme notu, fiziksel özellik, günün gelişen şartları ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları dikkate alınarak Bakanlıkça belirlenecek diğer kriterler nota tahvil edilir. Seçim, bu not üzerinden yapılır.

(3) Seçim sonucunda, yedek astsubay adayı olarak ayrılanların kuvvet, sınıf, branş ve eğitim merkezleri de belirlenir.

(4) Arşiv araştırması sonucunda hakkında bilgi bulunanlardan komisyonca durumu olumsuz değerlendirilenler yedek astsubay adayı seçilmez.

(5) Askeralma Genel Müdürlüğünce;

a) O yıl silahaltına alınacak yükümlülerin sınıflandırma dönemleri, Genelkurmay Başkanlığından bildirilen ihtiyaç, yükümlülerin erteleme bitim tarihleri ve yoklama durumları dikkate alınarak tespit edilir.

b) Sınıflandırmaya tabi yükümlüler;

1) Türk Silahlı Kuvvetlerinin meslek, branş ve sınıf kontenjanları bazında talep ettiği yedek astsubay ihtiyacı kadar veya daha az ise isteklerine bakılmadan tamamı yedek astsubay adayı olarak ayrılır.

2) Türk Silahlı Kuvvetlerinin meslek, branş ve sınıf kontenjanları bazında talep ettiği yedek astsubay ihtiyacından fazla ise yedek astsubay adayı olmaya istekliler arasından seçim notu en yüksek olanlar yedek astsubay adayı olarak ayrılır.

c) Seçim sonucunda yedek astsubay adayı olarak seçilenlerin bilgileri kuvvet komutanlıklarına gönderilir.

ç) Yedek astsubay adaylığına ayrılmış yükümlülerin sevk öncesinde statü, sınıf, branş ve sınıf okulu bilgilerinde değişiklik yapılmaz, ayrılmış oldukları sınıfın sınıf okuluna veya eğitim merkezine sevk edilirler. Bunlardan celp ve sevke tabi tutuldukları ilk celp ve sevk döneminde sınıf okulu ve eğitim merkezindeki eğitimin üçte birine katılmayanlardan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu sınıf ve meslekler hariç diğerleri askerlik hizmetlerini er olarak yerine getirir.

d) Hizmetine ihtiyaç duyulan ve özellik arz eden meslekler; Personel Genel Müdürlüğü, Genelkurmay Personel Başkanlığı, kuvvet komutanlıkları personel başkanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Personel Başkanlığınca Bakanlığa yazılı olarak bildirilir. Bildirilen mesleklere sahip olanlar sınıflandırma kurulunca yedek astsubay adayı seçilebilir.

e) Seçim ve sınıflandırma sonucu sınıfları belirlenen yükümlüler meslekleri ne olursa olsun, ayrıldıkları sınıfın ihtiyaçları içinde değerlendirilirler.

(6) Sınıflandırma işlemi sonunda komando olarak ayrılanlardan komando niteliği olmadığı tespit edilenlerin işlemleri ilgili kuvvet komutanlığı tarafından yürütülür.

(7) Yükümlülerin sınıflandırma sonuçları e-Devlet ve askerlik şubeleri vasıtasıyla duyurulur.

Erlerin kuvvetlere tahsis esasları

MADDE 26 – (1) Yapılan seçim sonucunda yedek subay adayı ve yedek astsubay adayı olarak ayrılanların dışında kalanlar er kaynağını oluşturur.

(2) Genelkurmay Başkanlığınca bildirilen kuvvet tahsis oranları ile celp usul ve esaslarına göre er statüsündeki yükümlülerin kuvvet komutanlıklarına tahsisi Bakanlıkça yapılır.

(3) Bakanlıkça;

a) Kuvvet komutanlıklarına tahsisi yapılan yükümlü bilgileri sınıf, branş ve eğitim merkezleri ile celp ve sevk döneminin belirlenmesi maksadıyla, şifreli kayıtlar üzerinden elektronik ortamda kuvvet komutanlıklarına gönderilir. Kuvvet komutanlıklarınca celp ve sevk döneminin belirlenmesinde yükümlülerin celp ve sevk dönemi tercihleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç ve önceliklerine göre dikkate alınabilir.

b) Yükümlülerin sınıflandırma sonuçları e-Devlet ve askerlik şubeleri vasıtasıyla duyurulur.

Sevk esasları

MADDE 27 – (1) Sınıflandırılan yükümlüler Bakanlıkça belirlenen, celp ve sevk duyurusunda belirtilen tarihlerde silahaltına alınır.

(2) Yoklama kaçağı ve saklılardan;

a) Erteleme hakkı bulunanlar yoklamaları yapılmadan ertelenir.

b) Ertelemesi sona erenler ile erteleme hakkı bulunmayanlar, yapılan muayeneleri neticesinde askerliğe elverişli olduklarının anlaşılması halinde ilk sınıflandırma kaynağına alınır.

(3) Bakayalar hariç sınıflandırıldıktan sonra Kanunda yazılı bir mazeret nedeniyle ertelemesi yapılanlar, ertelemelerinin bitimini müteakip ilk sınıflandırma döneminin ilk celp ve sevk döneminde sevk edilirler.

(4) Cezaevinden tahliye olan er statüsündeki bakayalar tahliyelerini müteakip ilk sınıflandırma döneminin ilk celp ve sevk döneminde, diğer er statüsündeki bakayalar ise müracaatlarını veya yakalanmalarını müteakip derhal sevk edilir. Bunlardan Kanunda yazılı bir mazereti nedeniyle ertelemesi yapılanlar erteleme bitimini müteakip ilk mesai gününde sevk edilir.

(5) Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu sınıf ve meslekleri haiz yedek subay adayı ve yedek astsubay adayı statüsündeki bakayalar müracaatlarından veya yakalanmalarından sonraki eğitimin verileceği ilk yedek subay veya yedek astsubay celp ve sevk döneminde sevk edilir. Bunlardan Kanunda yazılı bir mazeret nedeniyle ertelemesi yapılanlar erteleme bitimini müteakip eğitimin verileceği ilk yedek subay veya yedek astsubay celp ve sevk döneminde sevk edilir.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Duyurular

Yoklama, celp ve sevk duyuruları

MADDE 28 – (1) Yoklama, sınıflandırmaya yönelik bilgi güncelleme esasları, sınıflandırma sonuçlarının açıklanacağı tarih, sevk tarihleri ile celp ve sevke ilişkin hususlar; Bakanlık tarafından, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ve diğer ulusal yayın yapan televizyon ve radyo kanalları aracılığıyla zorunlu yayın kapsamında duyurulur. Ayrıca Bakanlığın resmi internet sitesinde ve e-Devlet üzerinden ilan edilir. Bu duyuru ve ilan yükümlülere tebliğ mahiyetindedir.

(2) Duyuruların yayına hazır hale getirilmesi Bakanlığın talebi üzerine Türkiye Radyo Televizyon Kurumunca yapılır.

(3) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, duyuruları ve Bakanlığın talep ettiği yayın tarihlerini ilgili kanallara bildirir. Ayrıca duyuruları yayınlayan kanalları, tarih ve saati yayınların bitimini müteakip on beş gün içerisinde Bakanlığa bildirir.

(4) Duyurular ulusal yayın yapan televizyon ve radyo kanalları tarafından Bakanlığın talep ettiği tarihlerde saatleri arasında en az bir kez yayınlanır.

(5) Millî Savunma Bakanlığı tarafından yapılacak duyurular Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yurt dışı temsilciliklerimize iletilir ve dış temsilciliklerimizce yurt dışında yaşamakta olan vatandaşlarımıza ilan, internet sitesi ve sosyal medya hesapları gibi uygun yöntemlerle duyurulur.

ALTINCI BÖLÜM

Muvazzaflık ve Terhis İşlemleri

Genel esaslar

MADDE 29 – (1) Yükümlülerin muvazzaflık hizmet süreleri Kanunda belirlenen süre kadardır.

(2) Muvazzaflık hizmet süresi, sevk belgesinde yazılı olan sevk tarihi ile başlar ve terhis tarihinde sona erer.

(3) Temel eğitim süresi, Genelkurmay Başkanlığı koordinesinde ilgili kuvvet komutanlıklarınca belirlenir.

(4) Yedek subay adayı ve yedek astsubay adaylarının kanuni mazeretlerine dayalı olarak;

a) Sınıf okulundan ayrı geçirilen süre, sınıf okulu toplam süresinin üçte birinden fazla olanlar hizmet durum belgesiyle geçici terhis edilir. Bunlar mazeretlerinin bitimini müteakip eğitimin verileceği ilk yedek subay veya yedek astsubay celp ve sevk döneminde sevk edilir.

b) Rahatsızlığı nedeniyle geçici terhis edilenlerden raporları bitiminde rahatsızlığının devam etmediği yapılan muayeneleri ile tespit edilenler eğitimin verileceği ilk yedek subay veya yedek astsubay celp ve sevk döneminde sevk edilir. Bunlardan eğitimin üçte birine katılmayanlara, ilgisine göre 24 üncü maddenin beşinci fıkrasının (ç) bendi veya 25 inci maddenin beşinci fıkrasının (ç) bendi hükümleri uygulanır.

c) Sınıfı görevini yapamaz raporu alanlar hizmet durum belgesiyle geçici terhis edilir. İlgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca yeniden sınıflandırılmalarını müteakip eğitimin verileceği ilk yedek subay veya yedek astsubay celp ve sevk döneminde sevk edilir. Bunlardan eğitimin üçte birine katılmayanlara, ilgisine göre 24 üncü maddenin beşinci fıkrasının (ç) bendi veya 25 inci maddenin beşinci fıkrasının (ç) bendi hükümleri uygulanır.

ç) Bunlar yeni sınıf okulu eğitim döneminin tamamına katılır.

(5) Erbaş ve erler dağıtımlarında, nüfusa kayıtlı oldukları ve kendileri ile ailelerinin dağıtım tarihinden önce daimi ikamet ettikleri il mülki sınırları içindeki birlik, kurum ve karargâhlara tertip edilmez. Bu şekilde dağıtımı yapılanların görev yerleri ilgili kuvvet komutanlıklarınca, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca görevli olduğu il dışındaki birlik ve kurumlara tertip edilmek suretiyle değiştirilir. 89 uncu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilenler ile ilgili mevzuat kapsamında usulüne göre annesi, babası veya eşi hakkında erişkinler için engellilik raporu, çocukları hakkında çocuklar için özel gereksinim raporu düzenlenen erbaş ve erler hakkında bu fıkra hükümleri uygulanmaz.

Katılış

MADDE 30 – (1) Sevk belgesi olmadan eğitim birlikleri ve sınıf okullarına gelenler elektronik olarak bildirilen bilgilerden kontrol edilerek kabul edilir. Kabul edilmeyi müteakip sevk belgesinin yükümlü tarafından e-Devlet üzerinden alınması sağlanır. e-Devletten sevk belgesinin alınamaması durumunda yükümlüler en yakın askerlik şubesine gönderilir ve askerlik şubelerince durumları askeralma kayıtlarından kontrol edilerek kendilerine sevk belgesi verilir.

(2) Yükümlüler tarafından askerlik işlemleri ile ilgili e-Devlet üzerinden usulüne uygun olarak alınan her türlü belge onaya gerek olmaksızın resmî belge olarak kabul edilir.

(3) Sevk edilen yükümlülerin eğitim birliklerine ve sınıf okullarına katılış tarihleri ile katılış yapmayanların kimlik bilgileri kuvvet komutanlıkları tarafından Bakanlığa bildirilir.

(4) Temel eğitimi sonunda, tertip edildikleri birlik veya kurum ile katılış tarihi, katılışlarını müteakip bir ay içerisinde elektronik olarak ilgili kuvvet komutanlıkları tarafından Bakanlığa bildirilir. Ayrıca, katılış tarihlerini gösteren birlik komutanı veya yetkili amir tarafından imzalı sevk belgesi, terhisi müteakip kıta şahsi dosyası ile birlikte nüfusa kayıtlı oldukları askerlik şubesine gönderilir.

(5) Birlik veya kurumlar tarafından; yükümlülerden firar ve hava değişimi/izin tecavüzü suçlarını işleyenler ile kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme disiplinsizliklerini yapanların tarihleri ile bunlardan birliklerine katılış yapanların tarihleri, birlik değişiklikleri, istirahat veya hava değişimi sonunda katılış yapanların katılış tarihleri nüfusa kayıtlı oldukları askerlik şubesine bildirilir.

(6) Yükümlülerin firar ve hava değişimi/izin tecavüzü suçları ile kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme disiplinsizlikleri, hizmetten men cezası, disiplin cezaları gibi hizmet süresini etkileyen bilgileri elektronik olarak ilgili kuvvet komutanlıkları tarafından Bakanlığa bildirilir. Ayrıca, bu durumlara ilişkin belgeler terhisi müteakip kıta şahsi dosyası ile birlikte nüfusa kayıtlı oldukları askerlik şubesine gönderilir.

İzin işlemleri

MADDE 31 – (1) Erbaş ve erlere ilk altı aylık hizmetlerinin her ayı için bir gün, ikinci altı aylık hizmetine devam edenlerin her ayı için iki gün izin verilir. İzin süresi içerisinde gözaltına alınma, tutuklanma, ceza infazı, yatarak tedavi görme, hava değişimi veya istirahat gibi belgelendirilebilen gerekçelere dayalı olarak izin süresinin bir kısmının kullanılamaması durumunda, fiilen kullanılamayan süre izin süresinden düşülür.

(2) Çeşitli nedenlerle askerlik hizmetinden sayılmayan süresi bulunanlara, noksan hizmetlerini tamamlamak üzere silahaltına alındıklarında, noksan hizmetlerinin her ayı için bir gün izin verilir, bir aydan az süreler için izin verilmez.

(3) Askerlik hizmetinin gerektirdiği görev ve yükümlülükleri yerine getirme konusunda gayret ve çalışmaları sonucu emsalleri arasında üstün başarı gösteren erbaş ve erlerden, muvazzaflık hizmetleri boyunca, disiplin amiri, disiplin kurulu veya mahkemelerden herhangi bir ceza almamış olanlara, terhisleri öncesinde kullanılmak üzere azami üç güne kadar ilave izin verilebilir.

(4) Radyoaktif ışınla çalışan erbaş ve erlere, her ay için iki gün ilave izin verilir.

(5) Muvazzaflık hizmeti esnasında eşi doğum yapan ya da eşi veya ikinci derece dâhil kan veya kayın hısımlarından biri vefat eden erbaş ve erlere, talepleri üzerine her defasında ilave on gün izin verilir.

(6) Erbaş ve erlere bu madde kapsamındaki izinleri vermeye, asgari bağımsız bölük veya tabur ve eşiti birlik komutanları/kurum amirleri yetkilidir.

(7) Askerlik hizmetini yedek subay ve yedek astsubay olarak yerine getirmekte olanların izinleri 27/7/ tarihli ve sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda belirtilen sürelere göre oranlanarak verilir. Bunların hizmet sürelerinin uzatılması veya kısaltılması halinde yıllık planlı izin süreleri otuz günlük planlı izin süresi birimine, yıllık mazeret izin süreleri on beş günlük yıllık mazeret izin süresi birimine orantılı olarak belirlenir ve verilir. Kesirli günler bir yukarı tam sayıya tamamlanır. Bunlara beşinci fıkradaki mazeret hallerinde talep üzerine iznin tamamı verilir.

(8) Kanunun 28 inci maddesi hükmü uyarınca bu maddede yazılı izinlerin dışında afet ve acil durum olarak belirtilen hallerde izin vermeye Cumhurbaşkanı yetkili olup verilecek bu izinlerin askerlik hizmetinden sayılıp sayılmayacağı Cumhurbaşkanınca tespit edilir.

(9) Temel eğitim süresince mazeret halinde birinci fıkradaki izin sürelerinden sayılmak üzere izin vermeye yetkili makam, birliklerde asgari bağımsız alay veya tugay ve eşiti, kurum veya karargâhlarda ilgili amirin yetki vereceği kurum amiri veya birlik komutanlarıdır.

(10) Silahaltında bulunan erbaş ve erlerin Kanunda belirtilen izinlerini yurt dışında kullanmalarına izin vermeye yetkili makam, birliklerde asgari bağımsız alay veya tugay ve eşiti, kurum veya karargâhlarda ilgili amirin yetki vereceği kurum amiri veya birlik komutanlarıdır.

(11) Birinci fıkra kapsamındaki izinlerde bir defa gidiş ve dönüş yol süresi verilir. Daha önce yol süresi verilmemiş ise terhis mahiyetinde izne gönderilenlere sadece gidiş yol süresi verilir.

(12) Yedek subay ve yedek astsubay olarak askerlik hizmetini yerine getirmekte iken, statüsü er olarak değiştirilenlerin, yedek subay veya yedek astsubay iken kullandıkları izinler, er statüsünde hak kazandıkları izinlerden düşülmez.

(13) Yükümlüler ile Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında askerlik hizmetine devam edenlerden isteklilere, kamu görevine giriş sınavlarına katılacaklarını belgelendirmeleri şartıyla, Kanunun 28 inci maddesi kapsamında izin hakkı bulunmaması halinde sınav süresince izin verilir.

Sağlık işlemleri

MADDE 32 – (1) Erbaş ve erlerin hava değişimi ve istirahatte geçen sürelerinin, tabi oldukları hizmet süresinin her ayı için bir günlük kısmı askerlik hizmetinden sayılır.

(2) Yedek subay ve yedek astsubaylardan hastalananlar, muvazzaf subay/astsubay emsalleri gibi sıhhi izin süresine tabi tutulurlar. Sıhhi izin süresince, özlük hakları saklı kalmak kaydıyla, yedek subay veya yedek astsubaylıkta alınan sıhhi izin sürelerinin, tabi oldukları hizmet süresinin her ayı için bir günlük kısmı askerlik hizmetinden sayılır. Bu süreye yedek subay veya yedek astsubay adaylığında alınan istirahat veya hava değişimi süreleri de dâhil edilir.

(3) Yedek subay veya yedek astsubaylar ile adaylarının ve erbaş ve erlerin sağlık kuruluşlarına müracaatı ilk amirlerinden alacakları muayene istem belgesi ile yapılır. Bunlar acil tedaviyi gerektiren durumlarda en yakın sağlık hizmeti sunucularına doğrudan müracaat edebilir ve tedavi olabilir.

(4) Yedek subay adayları veya yedek astsubay adayları ile erbaş ve erlerden izinli iken rahatsızlananlar hakkında 4/1/ tarihli ve sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 63 üncü maddesine göre işlem yapılır.

(5) Yedek subay ve yedek astsubaylar mesai dışında veya izinli bulunduklarında doğrudan sağlık kuruluşuna müracaat edebilirler.

(6) İzinli bulundukları sırada hastalanan yedek subay adayları veya yedek astsubay adayları ile erbaş ve erler, garnizon veya merkez komutanlıklarına başvurarak muayene ve tedavilerini talep ederler. Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı mensupları ise bu komutanlıklara bağlı en yakın birlik komutanlığı veya kurum amirliklerinin birinden alacakları muayene istem belgesi ile muayene ve tedavi olurlar.

(7) Firar ve hava değişimi/izin tecavüzünde iken haklarındaki yakalama kararına istinaden yakalananlardan yolculuk yapamayacak derecede acil tıbbî tedavi ve müdahaleyi gerektirecek şekilde hasta olanların resmî sağlık kuruluşuna sevkleri adli makamların talimatları doğrultusunda yürütülür.

(8) Firar ve hava değişimi/izin tecavüzü suçlarını işleyenlerden haklarında adli makamlarca çıkartılmış yakalama kararı olmayanlar, kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme disiplinsizlikleri sırasında kendiliğinden askerlik şubesine müracaat edenler ile mehil içi firar ve hava değişimi/izin tecavüzünde iken yakalananlardan garnizon veya merkez komutanlıkları ya da kolluk kuvvetleri tarafından askerlik şubelerine teslim edilenlerden hastalıklarını beyan edenler, 24/3/ tarihli ve sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinde belirtilen acil durumlarının bulunup bulunmadığının tespiti için en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilir. Acil durum kapsamında olması halinde muayene ve tedavilerinin yapılması sağlanır. Sağlık kuruluşlarınca acil durum kapsamında olmadığı tespit edilenler derhal birliklerine sevk edilir.

(9) Silahaltında iken geçici bir hastalığı tespit edilen yedek subay ve yedek astsubay adayları ile erbaş ve erlere, sağlık kuruluşlarınca hava değişimi veya istirahat raporu verilir. Sağlık kurullarınca verilen istirahat raporlarına süresine bakılmaksızın hava değişimi raporu olarak işlem yapılır.

(10) Geçici hastalıkları nedeniyle haklarında verilen hava değişimi veya istirahat süreleri ilk rapor tarihinden itibaren aynı tanı ve kararlı hastalıklar bakımından üç yılı geçemez. Farklı tanı ve kararlı geçici hastalıklar bakımından üç yıllık süre yeniden başlar.

(11) Hava değişimi veya istirahat süresi içerisinde muayene ve tedavilerini talep edenler en yakın resmi sağlık kuruluşuna sevk edilirler.

(12) Hava değişimi veya istirahat raporlarının karar bölümünde, sonunda muayene kaydı varsa yükümlünün süre bitiminde muayenesi zorunludur. Sonunda muayene kaydı bulunan hava değişimi veya istirahat rapor kararında sağlık kuruluşu ismi belirtilmiş ise doğrudan bu sağlık kuruluşuna sevk yapılır.

(13) Yetkili sağlık kuruluşlarınca haklarında "Askerliğe Elverişli Değildir" kararlı rapor düzenlenen yükümlüler, birlik komutanlıkları veya kurum amirliklerince rapor tarihine göre hizmet durum belgesi ile geçici olarak terhis edilir. Haklarında düzenlenen raporun yetkili makam tarafından onaylanmasını müteakip askerlik şubelerince rapor tarihi itibarıyla terhis işlemleri yapılır.

(14) Muvazzaflık hizmeti sırasında muvazzaf veya sözleşmeli subay veya astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er olmak üzere müracaat edenlerden, sevk edildikleri sağlık kuruluşları tarafından yapılan muayenelerinde askerliğe elverişli olmadıklarına ilişkin rapor tanzim edilenler, birlik veya kurumları tarafından askerlik yükümlülüğü bakımından askerliğe elverişli olup olmadıklarının tespiti maksadıyla derhal en yakın rapor vermeye yetkili hastane sağlık kuruluna sevk edilirler. Askerlik yükümlülüğü ile ilgili işlemler, verilecek rapor kararına göre sonuçlandırılır.

(15) “Askerliğe Elverişli Değildir” veya “Kıtasına Sevkine Mani Hali Yoktur” kararlı raporlara itirazlar askerlik şubesine, “İstirahat” veya “Hava Değişimi” kararlı raporlara itirazlar ise ilgili sağlık kuruluşlarına sevki yapan birime yapılır.

(16) Silahaltında bulunan yükümlülerin sağlık raporuna itiraz işlemleri 14 üncü madde hükümlerine uygun olarak yürütülür.

(17) Silahaltında bulunan yükümlülerden organ, doku, kök hücre ve kemik iliği nakli için bağışçı olacağını beyan edenlere birlik komutanlıkları veya kurum amirliklerince kanuni izinlerine mahsuben izin verilir. Bağışçı olacağını sağlık kurulu raporu ile belgelendirenler, dilekçe ile birlik komutanlığına veya kurum amirliğine müracaat etmeleri halinde müracaat tarihi itibarıyla hizmet durum belgesi ile geçici olarak terhis edilirler. Naklin gerçekleşmesini müteakip yükümlüler, askerliğe elverişli olup olmadıklarının tespiti için yetkili sağlık kuruluşlarına sevk edilirler ve bu yükümlülere haklarında verilecek sağlık kurulu kararına göre işlem yapılır.

(18) Terhis olduktan sonra askerlik şubesine müracaat edip hastalıklarının askerlik hizmetinin sebep ve tesiriyle oluştuğunu beyan ederek sağlık kuruluşuna sevk talebinde bulunan yükümlüler, bir defaya mahsus olmak üzere hastalığın askerlik hizmetinin sebep ve tesiriyle oluşup oluşmadığının tespiti maksadıyla yetkili sağlık kuruluşuna sevk edilir.

Yol süreleri

MADDE 33 – (1) Yükümlülere;

a) Askerlik şubelerinden sınıf okulu ve eğitim merkezlerine sevklerinde,

b) Eğitim birliklerinden dağıtıma esas birlik komutanlıklarına sevklerinde,

c) Garnizon dışında başka birliklere tertip edilmelerinde,

ç) Memuriyet mahalli dışındaki sağlık kuruluşlarına sevklerinde ve birlik veya kurumlarına dönüşlerinde,

d) Hava değişimi sona eren yükümlülerin birlik veya kurumlarına sevklerinde,

e) Askerlik hizmeti süresince izne gidenlere bir defaya mahsus,

f) Firar ve hava değişimi/izin tecavüzü suçlarından veya kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme disiplinsizliklerinden birlik veya kurumlarına sevklerinde,

31 inci maddenin on birinci fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, (dahil) kilometreye kadar olan mesafeler için bir gün, kilometreden daha fazla mesafeler için iki gün yol süresi verilir. Terhis mahiyetinde izne gönderilenlere, daha önceki izinlerinde kullanmamışlarsa sadece gidiş yol süresi verilir.

(2) Aynı garnizon içinde, deniz geçişi olan yerlerde, yurt dışına veya yurt dışından yapılacak sevklerde verilecek yol süreleri ile diğer hususlar Bakanlıkça ilgili yönergede belirlenir.

Noksan hizmetliler

MADDE 34 – (1) Yükümlülerden, muvazzaflık hizmeti veya hava değişimi sonunda kalan noksan hizmetleri, kullanmadıkları izinler hariç altı gün (dâhil) ve daha az olanların bu hizmetleri kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ayrımı yapılmaksızın ikamet ettikleri yere en yakın askerlik şubesinde, yedi gün ve daha fazla olanların ise birlik veya kurumlarında tamamlatılır.

(2) Kanunun 9, 10, 12, 13, 39, 46 ve 48 inci maddeleri kapsamında bulunanlardan noksan hizmetleri altı gün (dâhil) ve daha az olanların bu hizmetleri kuvvet ayrımı yapılmaksızın ikamet ettikleri yere en yakın askerlik şubesinde, yedi gün ve daha fazla olanların ise ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenen birlik veya kurumlarda tamamlatılır.

(3) Askerlik şubesince noksan hizmetli yükümlülere askerlik hizmet süresinin tamamlatılması maksadıyla öncelikle 11/2/ tarihli ve sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılır. Tebligat tarihinden itibaren noksan hizmetini tamamlamak üzere iki aylık süre içerisinde askerlik şubesine müracaat etmeyenler hakkında bakaya hükümleri uygulanır.

(4) Silahaltında iken organ, doku, kök hücre ve kemik iliği nakli için bağışçı olacağını beyan ederek geçici terhis edilenlerden, geçici terhis tarihinden itibaren üçüncü ayın sonuna kadar müracaat etmeyenlere sayılı Kanun hükümlerine göre askerlik hizmet süresinin tamamlatılması maksadıyla askerlik şubesince tebligat yapılır. Tebligat tarihinden itibaren iki aylık süre içerisinde askerlik şubesine müracaat etmeyenler noksan hizmetli olarak aranır. Bu yükümlüler hakkında bakaya hükümleri uygulanır.

(5) Tebligat yapılmış olmasına rağmen iki aylık süre içerisinde askerlik şubesine müracaat etmeyenler, yakalanmaları için Askeralma Genel Müdürlüğünce İçişleri Bakanlığına bildirilir. Yakalananlar mesai saatleri içerisinde en yakın askerlik şubesine getirilir. Mesai saatleri dışında veya askerlik şubesinin bulunmadığı yerlerde ilgili kolluk kuvveti tarafından hazırlanan tutanağa istinaden serbest bırakılırlar.

Askerlik hizmetinden sayılan süreler

MADDE 35 – (1) Aşağıda belirtilen süreler askerlik hizmetinden sayılır:

a) 31 inci maddenin on üçüncü fıkrası kapsamında kullandırılan izin süreleri hariç, anılan maddede yazılı izin süreleri.

b) 32 nci maddenin birinci fıkrasında yazılı sağlık izin süreleri.

c) Muvazzaflık hizmeti esnasında sağlık kuruluşlarında tanı ve tedavi için geçen süreler.

ç) Birliğinden ayrı bulunduğu zamanda fizik tedavi görenlerin yalnızca fizik tedavi gördüğügünler.

d) Yargılama sonucu beraat edenlerin askerlik hizmeti sırasındaki gözaltı ve tutuklulukta geçen süreleri.

e) Terörle mücadele görevi sırasında veya bu görevinden dolayı alıkonulan veya kaybolanların yeniden birliklerine dönmeleri hâlinde Kanunun 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince teşkil edilen kurul tarafından kusursuz görülenler ile haklarında kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararı verilenlerin birliklerinden ayrı geçirdiği süreler.

f) 33 üncü maddede yazılı yol süreleri.

g) Personelin seyahat güvenliği kapsamında teşkil edilen kabul ve toplanma merkezlerinde geçen süreler.

ğ) Askerlik hizmetini yedek subay veya yedek astsubay olarak yapmakta iken er statüsüne geçirilenlerin sınıf okulunda, yedek subaylıkta ve yedek astsubaylıkta geçirdikleri süreler.

h) 32 nci maddenin birinci fıkrası hükmü dikkate alınarak yedek subay adayları veya yedek astsubay adaylarından 29 uncu maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen kanuni mazeretlere dayalı olarak geçici terhis edilenlerin silahaltında geçirdikleri süreler.

ı) 31/1/ tarihli ve sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu kapsamında disiplin amirlerince verilen oda hapsi cezalarının infazında geçen süreler.

i) Mahkûmiyetle neticelenen davalarda, infazı gereken süreden fazla gözaltında, tutuklulukta ve hükümlülükte geçen süreler.

Askerlik hizmetinden sayılmayan süreler

MADDE 36 – (1) Aşağıdaki süreler muvazzaflık ve yedeklik hizmeti sürelerinden sayılmaz:

a) Firar ve hava değişimi/izin tecavüzü suçları ile kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme disiplinsizliklerinde geçen süreler.

b) Mahkemelerin hükmettiği hapis cezalarının infazında geçen süreler.

c) Kendilerini askerliğe elverişsiz hale getirmeye veya getirtmeye teşebbüs ettikleri mahkeme kararı ile sabit olanların yargılanmalarına esas eylemleri dolayısıyla ortaya çıkan rahatsızlıklarından ötürü yatarak veya ayakta gördükleri tedaviler ile istirahatte ya da hava değişiminde geçirdikleri süreler.

ç) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaları nedeniyle mahkeme tarafından haklarında tedaviye karar verilenlerin bu karar nedeni ile yatarak veya ayakta gördükleri tedaviler ile istirahatte ya da hava değişiminde geçirdikleri süreler.

d) Disiplin kurullarınca verilen hizmetten men cezaları ile seferberlik ve savaş hallerinde disiplin kurullarınca verilen oda hapsi cezalarının infazda geçen süreleri.

e) Kovuşturma açılıp açılmadığına bakılmaksızın askere ilk sevkinden sonra birliklerine geç katıldıkları süreler.

f) 31 inci maddede yazılı izin sürelerinden fazla kullandırılan süreler.

g) 33 üncü maddede yazılı yol sürelerinden fazla kullandırılan süreler.

ğ) Kanunda belirtilen sürelerden fazla kullanılan hava değişimi ve istirahat süreleri.

h) Hizmetleri sırasında tutuklanan ve yargılanmaları neticesinde haklarında “Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması” kararı verilen ve beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulanlardan; bu süre içinde hükmün açıklanmasına karar verilmesi halinde tutuklulukta geçen süreler.

ı) sayılı Kanunun ncı maddesi kapsamında, yedek subaylara ve yedek astsubaylara verilen refakat izni süreleri.

i) Firar ve hava değişimi/izin tecavüzü veya kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme disiplinsizliklerinden birlik veya kurumlarına sevk edilenlerden, birlik veya kurumlarına katılış yapmayanlara verilen yol süreleri.

j) Silahaltında iken hakkında verilen sağlık kararına itiraz edenlerden, itirazı aleyhine sonuçlananların görevden ayrı geçirdikleri süreler.

k) 31 inci maddenin on üçüncü fıkrası kapsamında kullandırılan izin süreleri.

Terhis

MADDE 37 – (1) Tabi olduğu statüde Kanunda yazılı askerlik hizmet süresini tamamlayanlar birlik ve kurumlarınca terhis edilir.

(2) Terhis belgelerinin, terhis tarihinden önce düzenlenmesi, kazanılmış hak teşkil etmez. Terhis belgesi, terhis tarihi hanesinde yazılı olan tarihten itibaren geçerlidir.

(3) Terhis edilenlere, birlik komutanlığı veya kurum amirliği tarafından terhis belgesi verilir. Terhis belgesi, kıta şahsi dosyası ile birlikte nüfusa kayıtlı olduğu askerlik şubesine gönderilir.

Tutuklu ve hükümlü işlemleri

MADDE 38 – (1) Askerlik hizmetine başlamadan önce veya askerlikleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı, haklarında bir yıl ve daha az süreli hürriyeti bağlayıcı bir ceza hükmedilenler ile 26/9/ tarihli ve sayılı Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (c), (e) ve (f) bentlerinde yazılı tedbirler veya adli para cezasına mahkûm edilen yükümlüler hakkında verilen ceza ve tedbirlerin yerine getirilmesi askerlik hizmetlerinin sonuna bırakılır. Bu durumdakiler cezalarının çektirilmesi için terhislerinde birlik ve kurumlarınca bulundukları yer Cumhuriyet başsavcılıklarına teslim edilirler. Terhis mahiyetinde izne gönderilenlerin ise izne gönderildikleri, adresleri ve terhis tarihleri birlik ve kurumlarınca ilgili savcılıklara bildirilir.

(2) Bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilenler, birlik ve kurumlarınca bulundukları yer Cumhuriyet başsavcılıklarına teslim edilerek hizmet durum belgesi ile geçici olarak terhis edilir. Bunlardan askerlikle ilişiği olanlar hakkında tahliyelerinde cezaevi idarelerince on beş günlük süre içerisinde askerlik şubesine müracaat edeceklerine dair belge imzalatılarak askerlik şubesine gönderilir. Askerlik şubelerine kendilerine tanınan süre içerisinde gelmeyenler hakkında bakaya hükümleri uygulanır. Bu durumdakilerin yakalanmaları için bildirimleri, yakalanmaları, askerlik şubelerine götürülmeleri ve serbest bırakılmalarında 34 üncü madde hükümleri uygulanır. Bunlar, noksan kalan hizmetlerinin tamamlatılması için geçici olarak terhis edildikleri birlik veya kurumlarına sevk edilir.

(3) Tutuklulukta geçen sürenin askerlik hizmetinden sayıldığı durumlarda, fiilen bir aydan az hizmeti bulunanlar, bir aylık hizmetlerini tamamlamalarını müteakip terhis edilirler.

Disiplin kurullarınca cezalandırılanlardan, cezası infaz edilmeden terhis edilenlere yapılacak işlemler

MADDE 39 – (1) sayılı Kanun gereği disiplin kurulları tarafından verilen hizmetten men ve oda hapsi cezalarının terhis tarihinden önce kesinleşmesi ve infaz edilmesi halinde bu cezalar askerlik hizmetinden sayılmaz. Yükümlüler ceza süreleri kadar geç terhis edilir. Bu cezalar dikkate alınmadan birliklerince terhis edilenler, askerlik şubelerince noksan hizmet takibine alınır ve 34 üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen süreler dikkate alınmadan noksan hizmetleri ikamet ettikleri yere en yakın askerlik şubesinde tamamlatılır. Cezanın, kesinleşme tarihinden itibaren bir yıl içinde infaz edilememesi durumunda noksan hizmet takipleri durdurulur.

(2) Bunlardan terhis tarihinden sonra cezaları kesinleşenlerin ceza infazları yapılmaz.

Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görev yapanlara yapılacak işlemler

MADDE 40 – (1) Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görev yapanlardan muvazzaflık hizmetleri sırasında, askere alınmadan önce veya askerlikleri sırasında işlemiş oldukları suçlar nedeniyle mahkemelerden bir yıldan fazla ceza alanlar, cezaları Türkiye’deki cezaevlerinde infaz edilmesi halinde kalan hizmetlerini tamamlamak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki birliklerine sevk edilmezler. Bunlar ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenmiş olan birliklere sevk edilir. Bu durumdakilerden kendiliğinden birliklerine katılanların birlikleri değiştirilmez.

(2) Haklarında “Kıbrıs Koşullarında Askerlik Yapamaz” kararlı rapor verilenler, kalan hizmetlerini yurt içinde ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenen birliklerde tamamlar. Bunların yeni birliklerine sevkleri, birlik komutanlığı veya müracaat ettikleri askerlik şubesi başkanlığınca yapılır.

(3) Firar ve hava değişimi/izin tecavüzü suçları ile kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme disiplinsizliklerini işleyen erbaş ve erlerden;

a) Temel eğitimleri sonunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde konuşlu birliklere tertip edilmiş olup bu birliklere katılmamış olsalar dâhi, suç tarihinden sonra askerlik şubelerine müracaat edenler veya yurt içinde yakalananlar kalan hizmetlerini tamamlamak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gönderilmez ve ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenen birliklere sevk edilir.

b) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yakalanan veya kendiliğinden birliklerine katılanların birlikleri değiştirilmez.

(4) Haklarında adli kontrol tedbiri olarak yurt dışına çıkış yasağı konulan yükümlüler ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenen birliklere sevk edilir.

Birliği lağvedilenlere yapılacak işlemler

MADDE 41 – (1) Birliği lağvedilenlerden; izinde, hava değişiminde veya istirahatli olanlar, firarda, hava değişimi/izin tecavüzünde veya kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme disiplinsizliklerinde bulunanlar, noksan hizmetli olanlar ile cezaevlerinden tahliye edilenlerden noksan hizmetleri yedi gün ve daha fazla olanlar ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenen birliklere sevk edilir. Bunlardan noksan hizmeti altı gün (dâhil) ve daha az olanların süreleri 34 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında ikamet ettikleri yere en yakın askerlik şubesinde tamamlatılır.

(2) Konuş ve kuruluşları değiştirilen birlikler, lağvedilen birlik kapsamında değerlendirilmez.

Firar ve hava değişimi/izin tecavüzü suçları ile kısa süreli kaçma ve izin sürelerinigeçirme disiplinsizliklerini işleyenlere yapılacak işlemler

MADDE 42 – (1) Firar ve hava değişimi/izin tecavüzü suçlarını işleyen yükümlüler hakkında tanzim edilen suç dosyası, suçun oluşması için öngörülen sürelerin geçmesini müteakip, soruşturma izni vermeye yetkili komutan veya askerî kurum amiri tarafından ilgili Kanun hükümleri uyarınca soruşturma izni verilmesi halinde, birlik komutanlığı veya kurum amirliklerince yetkili Cumhuriyet başsavcılıklarına gönderilerek kayıtlı oldukları askerlik şubelerine bilgi verilir.

(2) Haklarında adli makamlarca çıkarılmış yakalama kararı olan firar ve hava değişimi/izin tecavüzü durumundaki yükümlüler yakalanıncaya kadar kolluk kuvvetlerince aranır. Yakalananlar en yakın adli makama teslim edilir ve adli makamın talimatı doğrultusunda işlem yapılır.

(3) Haklarında adli makamlarca çıkarılmış yakalama kararı olmayan firar ve hava değişimi/izin tecavüzü durumundaki yükümlülerden, kendiliğinden gelen veya garnizon/merkez komutanlıkları ya da kolluk kuvvetleri tarafından askerlik şubelerine teslim edilenler birlik ve kurumlarına serbest olarak sevk edilir.

(4) Haklarında adli makamlarca çıkarılmış yakalama kararı olan firar ve hava değişimi/izin tecavüzü durumundaki yükümlülerden kendiliğinden askerlik şubesi başkanlığına müracaat edenler, en yakın adli makama teslim edilmek üzere kolluk kuvvetlerine bildirilir. Bunların işlemleri adli makamın talimatına göre yürütülür.

(5) Haklarında adli makamlarca çıkarılmış yakalama kararı olmayan firar ve hava değişimi/izin tecavüzü durumundaki yükümlülerin takibi maksadıyla mülki makamlara yazı yazılmaz. Ancak, bu durumdaki yükümlüler kalan askerlik ödevlerini yerine getirmek maksadıyla yakalanmaları için Bakanlıkça İçişleri Bakanlığına bildirilir. Yakalanarak muhafaza altına alınanlar, mesai saatleri içerisinde en yakın askerlik şubesine getirilirler. Mesai saatleri dışında veya askerlik şubesinin bulunmadığı yerlerde ilgili kolluk kuvvetinin hazırladığı tutanağa istinaden derhal serbest bırakılırlar.

(6) Kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme disiplinsizliklerinde bulunan yükümlülerden kendiliğinden askerlik şubelerine gelenler ile bu eylemleri sırasında mehil içinde yakalananlardan garnizon veya merkez komutanlıkları ya da kolluk kuvvetleri tarafından askerlik şubelerine teslim edilenler birlik ve kurumlarına serbest olarak sevk edilir.

(7) Haklarında adli makamlarca çıkarılmış yakalama kararı olanlardan adli makamların talimatları doğrultusunda askerlik şubesine teslim edilen firar ve hava değişimi/izin tecavüzü durumundakiler, haklarında yakalama kararı bulunmayan firar ve hava değişimi/izin tecavüzündekiler, kısa süreli kaçma ve izin süresini geçirme disiplinsizliklerinde olanlardan kendiliğinden askerlik şubelerine gelenler ile bu eylemleri sırasında mehil içinde yakalananlardan garnizon veya merkez komutanlıkları ya da kolluk kuvvetleri tarafından askerlik şubelerine teslim edilenler kalan askerlik hizmet sürelerine bakılmaksızın birlik veya kurumlarına serbest olarak sevk edilir. Ancak, askerlik şubelerinden sevk evrakını aldığı tarih itibarıyla verilen yol süresinin sonunda terhise hak kazananlar birlik veya kurumlarına sevk edilmezler. Bunların noksan hizmetleri 34 üncü madde kapsamında askerlik şubesinde tamamlatılır.

Muvazzaf ve sözleşmeli subay veya astsubaylar ile uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve er iken ayrılanlar

MADDE 43 – (1) Muvazzaf ve sözleşmeli subay veya astsubaylar ile uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve er iken ayrılanların;

a) Askeri öğrenci olarak okudukları Millî Savunma Üniversitesi ve diğer üniversite, fakülte, yüksekokul veya meslek yüksekokullardan mezun olmayı müteakip muvazzaf subay ve astsubay naspedilenlerin, bu okullarda ay olarak geçen sürelerin üçte biri ile muvazzaf subay ve astsubaylıkta geçen sürelerinin tamamı,

b) Dış kaynaktan temin edilen muvazzaf subay ve astsubaylar ile bunların adaylarından deneme süresinin bitimine kadar ayrılanların temel eğitimde ve muvazzaf subay ve astsubaylıkta ay olarak hizmette geçen sürelerinin üçte biri, deneme süresi sonrasında geçen sürelerinin tamamı,

c) Sözleşmeli subay veya sözleşmeli astsubayların ve bunların adaylarının ön sözleşme ve sözleşme sürelerinin toplamının üçte biri,

ç) Uzman erbaşların sözleşme döneminde ay olarak geçen sürelerinin üçte biri,

d) Sözleşmeli erbaş ve erler ile sözleşmeli er adaylarından, ön sözleşme ve sözleşme döneminde ay olarak hizmette geçen sürelerinin üçte biri,

e) Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı olan statülerde istihdam edilmek üzere temini silahaltında iken gerçekleştirilen yükümlülerin silahaltında geçirilen sürelerinin tamamı,

askerlik hizmetinden sayılır.

(2) Sayılan hizmet süresi, erbaş ve erlerin tabi olduğu hizmet süresini karşılayanlar askerlik hizmetini yapmış sayılır. Hizmet süresini karşılamayanların noksan hizmet süreleri, erbaş ve erlerin tabi olduğu hizmet süresi esas alınarak 34 üncü maddenin ikinci fıkrası kapsamında erbaş ve er olarak tamamlatılır.

(3) Yedek subay adayı veya yedek astsubay adayı olma hakkı bulunanlar, yedek subay veya yedek astsubay olmaya istekli olmaları ve yedek subay adayı veya yedek astsubay adayı seçilmeleri halinde daha önceki hizmet süreleri dikkate alınmaksızın yedek subay veya yedek astsubayların hizmet süresine tabi tutulur. Bunlardan sınıflandırma sonucunda er olarak seçilenlerin noksan hizmetleri ise bu Yönetmeliğin 34 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında tamamlatılır.

(4) Sözleşmesi feshedilen uzman erbaşlar, sözleşmeli erbaş ve erler ile sözleşmeli er adaylarının varsa kalan askerlik hizmeti, ilgilinin ilişiği kesilmeden, ilgili kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca belirlenen birliklerde erbaş ve er olarak tamamlatılır.

(5) Özel kanunlarla Türk Silahlı Kuvvetlerine katılan personelin askerlik yükümlülüğüne ilişkin kendi yönetmeliklerinde farklı bir hüküm bulunsa bile bu Yönetmelik hükümlerine göre işlem yapılır. Bu Yönetmeliğe aykırı olanlar uygulanmaz.

Askerlik hizmetini yaparken yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar

MADDE 44 – (1) Askerlik hizmetini yapmakta iken yedek subay veya yedek astsubay olma hakkını veren öğrenim kurumlarından mezun olanların yedek subay veya astsubay olarak statü değişikliği talepleri dikkate alınmaz.

(2)Bu durumdaki yükümlülerin tabi oldukları statüdeki askerlik hizmetleri geçici terhis edilmeden tamamlatılır.

İkinci altı ay süreyle askerlik hizmetine devam edecek erbaş ve erlerin işlemleri

MADDE 45 – (1) Erbaş ve erlerden istekli olanlar, sıralı disiplin amirlerinin olumlu değerlendirmesi ile terhise hak kazandıkları tarihten itibaren altı ay süre ile sınırlı olmak üzere bu Yönetmelik hükümlerine göre askerlik hizmetlerine devam eder ve bu sürenin sonunda terhis edilirler. Bu şekilde askerlik hizmetine devam edenlerin vazgeçme talepleri kabul edilmez. Bunlar hakkında askerlik hizmetinden sayılmayan sürelere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bu yükümlüler hakkında ilk altı aylık hizmet süresi için ayrı, diğer altı aylık hizmet süresi için ayrı terhis belgesi tanzim edilir.

(2) Birinci fıkra kapsamında askerlik hizmetine devam edecek erbaş ve erlerin sayısı, yıllık olarak İçişleri Bakanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarınca bildirilen askerlik yükümlüsü genel ihtiyacı dikkate alınarak Genelkurmay Başkanlığınca belirlenir ve 31 Aralık tarihine kadar Askeralma Genel Müdürlüğüne bildirilir.

(3) Askeralma Genel Müdürlüğünce ikinci altı ay için planlanan yükümlü sayısı ve bu sayıda meydana gelen değişiklikler Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına bildirilir.

(4) Askerlik hizmetine devam edenlerin sayı, istek, tercih durumları ve özlük haklarına ilişkin işlemler bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak çıkarılacak yönergeye göre yürütülür.

(5) Müracaat edenlerde aşağıdaki nitelikler aranır:

a) Kamusal hakları kullanmaktan yoksun bırakılmamış olmak.

b) Cezaları ertelenmiş, seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmiş, genel ya da özel af kanunları kapsamına girmiş veya haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa dahi;

1) Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar, halkı askerlikten soğutmak, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama ile zimmet, irtikâp, iftira, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, yalan tanıklık, yalan yere yemin, suç uydurma, cinsel saldırı, cinsel taciz, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak, fuhuş, gayri tabii mukarenet, hileli iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçlar ile kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından,

2) Firar, amir veya üste fiilen taarruz, emre itaatsizlikte ısrar, üste hakaret, mukavemet, fesat ve isyan suçlarından,

3) 22/5/ tarihli ve sayılı Askerî Ceza Kanununun inci maddesinde belirtilen suçlardan,

birisinden mahkûm olmamak.

c) Taksirli suçlar hariç olmak üzere bir suçtan bir ay veya daha fazla hapis cezası ile mahkûm olmamak.

ç) Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı bulunmamak.

d) Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmamış, bu örgütlere yardım etmemiş, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmamış ya da kullandırmamış, bu örgütlerin propagandasını yapmamış olmak.

e) Arşiv araştırması olumlu sonuçlanmış olmak.

f)Birlik Komutanlığınca hakkında olumlu nitelik belgesi doldurulmuş olmak.

(6)Askerlik hizmetine devam edenlerden;

a) Disiplinsizlik ve ahlâki durum nedeniyle sıralı disiplin amirlerinin her türlü bilgi ve belgeye dayanarak düzenleyeceği nitelik belgesine göre askerlik hizmetine devam etmesi uygun görülmeyenler,

b) Hizmetlerinde yetersiz ve başarısız oldukları sıralı disiplin amirlerinin her türlü bilgi ve belgeye dayanarak düzenleyeceği nitelik belgesi ile anlaşılanlar,

c) Yetkili sağlık kurullarınca bu süre içerisinde hakkında “Askerliğe Elverişli Değildir” kararlı sağlık raporu düzenlenmiş olanlar ile herhangi bir nedenle verilen istirahat veya hava değişimi süreleri toplamı yirmi günü geçenler,

ç) Yasa dışı siyasi, yıkıcı ve bölücü faaliyetlerde bulunanlar ile tutum ve davranışlarıyla bu görüşleri benimsediği tespit edilenler,

d) Herhangi bir suç sebebiyle on günden fazla tutuklu kalanlar,

e) Bu maddenin beşinci fıkrasında belirtilen suçlardan hakkında mahkûmiyet kararı göreve başladıktan sonra kesinleşenler,

f) Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının ihtiyacı olan statülerde istihdam edilmek üzere açılan sınavları kazanarak eğitime katılacakları tespit edilenlerden istekliler,

asgari tabur komutanı ve eşiti birlik komutanı veya kurum amirince (Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında eşiti) terhis edilir.

YEDİNCİ BÖLÜM

Erteleme İşlemleri

Genel esaslar

MADDE 46 – (1) Her türlü erteleme işlemlerinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kaynak ihtiyacı ile celp ve sevk dönemleri arasındaki dengenin korunması genel prensiptir.

(2) Erteleme işlemine tabi tutulanların seferberlik ve savaş zamanında silahaltına alınmalarına Bakanlıkça karar verilebilir.

(3) Sözleşmeli er adayları, sözleşmeli erbaş ve erler, uzman erbaşlar ile yükümlülük esasına göre silahaltına alındıktan sonra muvazzaf veya sözleşmeli subay veya astsubaylıktan ayrılanların askerlik hizmetinden sayılan süreleri, tabi oldukları hizmet süresini karşılamayanların askerlik işlemleri 49 uncu, 50 nci, 51 inci ve 59 uncu maddeler kapsamındaki durumlar hariç ertelenmez.

Lisans ve daha aşağı seviyedeki öğrenci ertelemeleri

MADDE 47 – (1) Lisans ve daha aşağı seviyede öğrenim görenlerin askerlikleri azami olarak;

a)Lise veya dengi okullarda 22 yaşını tamamladıkları,

b) Fakülte ve yüksekokullar ile meslek yüksekokullarında ise 28 yaşını tamamladıkları,

yılın sonunu geçmemek kaydıyla mezun oluncaya veya ilişikleri kesilinceye kadar yoklamaları yapılmadan ertelenir.

(2) Farklı programlara yatay geçiş yaptıranlar dâhil yatay geçiş yaparak okul değiştirenlerin azami öğrencilik sürelerinin hesaplanmasında ilk kayıt yaptırdıkları okulun kayıt tarihi esas alınır.

(3) Çift ana dal programına kayıtlı öğrencilerin askerlikleri, bir programdan mezun olduklarında diğer ana dal programındaki öğrenciliğinin devam etmesi halinde bu ana dal programındaki öğrenciliğine göre ertelenir.

(4) Aynı anda birden fazla öğretim kurumunda öğrenime devam edenlerin askerlikleri, öğrencilikleri bildirildiği sürece mezun oluncaya kadar ya da ilişikleri kesilinceye kadar lehlerine uygun olan okula göre ertelenir.

(5) Yükümlülerin bitirdikleri okulun dengi veya daha aşağı seviyedeki bir okula kayıt yaptırmaları ya da aynı seviyede birden fazla yükseköğretim kurumunda öğrenim görmekte iken bunlardan herhangi birisinden mezun olmaları halinde aynı seviyede devam eden diğer öğrenimleri nedeniyle askerlikleri ertelenmez.

(6) Okula kayıt tarihi yoklama kaçağı veya bakaya kaldıkları tarihten sonra olanların askerlikleri ertelenmez.

(7) 27 nci maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi gereğince yoklama kaçağı olarak muayenesi yapılarak sınıflandırma kaynağına alınacaklardan; sevke tabi tutulacakları tarihe kadar okula kayıt yaptıranların askerlikleri ertelenmez.

(8) Yurt dışında yükseköğretim kurumlarında öğrenim görenlerin askerlikleri, yetkili Türk makamlarınca okulun tanınmasını müteakip birinci ila dokuzuncu fıkralardaki esaslara göre ertelenir.

(9) Öğrenim kurumlarında öğrenim gören, kaydı silinen veya mezun olanların bilgileri elektronik ortamda Bakanlıkça alınarak askeralma kayıtlarına işlenir. Öğrencilere ait bilgiler Dışişleri Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu tarafından sürekli güncel bulundurulur.

(10) Öğrenim kurumlarınca kayıt hakkı kazandığı bildirilen yükümlülerin askerlik durumları Bakanlıkça talep eden kurumlarla paylaşılır. Askerlikle ilişiği olmayan yükümlülerin kayıtları askerlik durum belgesi aranmaksızın yapılır. Askerlikle ilişiği olanlar ise okul idarelerince askerlik şubelerine yönlendirilir. Kayıt tarihinde henüz askerlik çağına girmemiş olanlardan askerlik durum belgesi talep edilmez.

(11) Yabancı ülkelerin mevzuatlarına göre Türkiye’de eğitim ve öğretim yapan orta öğretim seviyesindeki okullarda öğrenim görenler hakkında düzenlenecek öğrenci durum belgelerinin okulun bağlı bulunduğu il/ilçe millî eğitim müdürlüğünce onaylanmasını müteakip askerlikleri, öğrencilikleri nedeniyle ertelenir. Öğrenim bilgileri elektronik ortamda Millî Eğitim Bakanlığından alındığında bu bilgilere göre erteleme işlemi yapılır.

(12) Mesleki eğitim merkezleri ile meslek okullarında eğitim görenlerin askerlikleri, 22 yaşını geçmemek üzere kurs veya okulun bitiş tarihine kadar ertelenir.

(13) Lise ve daha üst seviyede bir öğrenim kurumundan mezun olanların mesleki eğitim merkezleri ile meslek okulu eğitimleri nedeniyle askerlikleri ertelenmez.

Öğretim kurumlarından terk, ilişiği kesilen veya mezun olanların ertelemeleri

MADDE 48 – (1) Yükümlülerin askerlikleri istekleri halinde mezuniyet veya ilişik kesme tarihinden itibaren yoklamaları yapılmadan;

a) Lise veya dengi okuldan mezun olanların üç yıl,

b) Mesleki ve teknik liselerden mezun olanların altı yıl,

c) Fakülte, yüksekokul veya meslek yüksekokullarından ilişikleri kesilenler ile meslek yüksekokulundan mezun olanların iki yıl,

ç) Dört yıl ve daha uzun süreli yükseköğretim kurumlarından mezun olanların mezuniyet tarihinden itibaren iki yıl, yurt dışındaki öğrenim kurumlarından mezun olanlara ise denklik işlemlerini tamamlayabilmeleri için denklik onay birimine başvuru tarihinden itibaren ilave bir yıl,

d) Yüksek lisans eğitimini tamamlayanlara bir yıl, yurt dışındaki öğrenim kurumlarından mezun olanlara ise denklik işlemlerini tamamlayabilmeleri için ilave bir yıl,

süreyle ertelenir. Bu erteleme süreleri; lise veya dengi okul mezunları için 22 yaşını, mesleki ve teknik lise mezunları için 25 yaşını, fakülte, yüksekokul veya meslek yüksekokullarından ilişikleri kesilenler ile meslek yüksekokulu mezunları için 28 yaşını, dört yıl ve daha uzun süreli yükseköğretim kurumu mezunları ile denklik işlemlerini tamamlayabilmeleri için bir yıllık erteleme süresi verilenler için 32 yaşını tamamladıkları yılın sonunu geçemez.

(2) Yurt dışı yükseköğretim kurumları mezunlarının erteleme süreleri hiçbir şekilde lisans mezunlarının mezuniyet tarihinden itibaren üç yılı, yüksek lisans mezunları için mezuniyet tarihinden itibaren iki yılı geçemez.

(3) Erteleme süresi içerisinde yükseköğretim kurumuna kayıt yaptıranların askerlikleri öğrencilik nedeniyle ertelenir.

(4) Askerlik çağına girmeden önce lise veya dengi okullar ya da meslek yüksekokullarından mezun olanlar ile fakülte/yüksekokul veya meslek yüksekokullarından ilişiği kesilenlerin ertelemeleri, askerlik çağına girdikleri yıldan itibaren başlar.

(5) Yurt dışındaki öğrenim kurumlarında öğrenim görerek yetkili makamlarca denkliği tanınanların askerlikleri, tanındığı öğrenim seviyesine göre bu maddede belirtilen sürelere göre ertelenir.

(6) Çift ana dal programından mezun olanlardan erteleme talep edenlerin işlemleri işlem yaptırmak istedikleri program üzerinden yapılır.

Tutuklu, hükmen tutuklu (hükümözlü) veya hükümlülerin ertelemeleri

MADDE 49 – (1) Yoklamaları veya askere sevkleri sırasında tutuklu, hükmen tutuklu veya hükümlü oldukları tespit edilenlerin askerlikleri ertelenir.

(2) Bu durumdaki yükümlüler ile hakkında “denetimli serbestlik” kararı verilenlerin bilgileri elektronik ortamda Bakanlıkça alınarak askeralma kayıtlarına işlenir ve yükümlülerin denetimli serbestlik süresince askerlikleri ertelenir. Bu bilgiler Adalet Bakanlığınca güncel bulundurulur.

(3) Cezaevine girdikleri tarihler dikkate alınarak;

a)Yoklama döneminde veya yoklama kaçağı durumunda bulunan tutuklu ve hükmen tutukluların askerlikleri o yılın sonuna, hükümlülerin askerlikleri ise şartlı tahliye tarihine kadar ertelenir. Tahliye olmadıkları sürece tutukluların ve hükmen tutukluların ertelemesine yıllık olarak devam edilir. Tutuklu, hükmen tutuklu veya hükümlüler tahliye edildikleri yıl askerlik çağına giren doğumlularla birlikte yoklamaya tabi tutulur.

b) Sınıflandırılmalarını müteakip veya bakaya iken cezaevine girenlerin askerlikleri tahliye tarihine kadar ertelenir, bunlar tahliyelerini takip eden ilk sınıflandırma döneminin ilk celp ve sevk döneminde sevk edilirler.

c) Hükümlülük ve tutukluluk öncesi yoklama kaçağı durumunda bulunan hükümlü, tutuklu ve hükmen tutuklular tahliyelerini takip eden 15 günlük süre içerisinde yoklamalarını yaptırmak zorundadır. Bu süre içerisinde yoklamalarını yaptırmayanlar hakkında inci madde kapsamında işlem yapılır. Bunlar ilk sınıflandırma döneminin ilk celp ve sevk döneminde sevke tabi tutulur.

ç) Yoklama kaçağı veya bakaya kaldıktan sonra bu madde kapsamında ertelemesi yapılanların, erteleme süresi içinde veya sevke tabi tutulacağı tarihe kadar askerlikleri, 49 uncu, 50 nci, 51 inci ve 59 uncu maddeler kapsamındaki durumlar hariç ertelenmez.

(4) Hakkında adli kontrol kararı verilenler, adli kontrol kararının niteliğine uygun düştüğü takdirde ve yargılamanın yürütüldüğü mahkeme tarafından aksi yönde bir karar verilmedikçe, tabi oldukları statüde silahaltına alınırlar. Silahaltına alınan bu durumdaki yükümlülerin birlik adı ve adresi ilgili mahkemeye bildirilir. Mahkemece silahaltına alınması uygun görülmeyen yükümlülerin askerlikleri adli kontrol süresince ertelenir. Adli kontrol kararının kaldırılması halinde ise yükümlü hakkında bu madde hükümlerince işlem tesis edilir.

(5) Yurt dışında tutuklu, hükmen tutuklu veya hükümlü olduğu anlaşılanların askerlik işlemleri bu maddedeki esaslara göre yürütülür.

Geçici rahatsızlığı olanların ertelemeleri

MADDE 50 – (1) Geçici rahatsızlığı nedeniyle haklarında yetkili sağlık kuruluşlarınca “Ertesi Yıla Bırakma” kararlı rapor verilenlerin ertelemeleri rapor bitim tarihine kadar yapılır. Bunlar raporlarının bittiği yıl askerlik çağına giren doğumlularla birlikte yoklamaya tabi tutulur.

(2) Yoklama kaçağı kaldıktan sonra “Ertesi Yıla Bırakma” kararı verilen yükümlüler rapor bitim tarihlerini takip eden 15 günlük süre içerisinde yoklamalarını yaptırmak zorundadır. Bu süre içerisinde yoklamalarını yaptırmayanlar hakkında inci madde kapsamında işlem yapılır. Bunlardan askerliğe elverişlidir kararı verilenler ilk sınıflandırma döneminin ilk celp ve sevk döneminde sevke tabi tutulur.

(3) Geçici rahatsızlığı nedeniyle yetkili sağlık kuruluşlarınca “Sevk Geciktirmesi” kararlı rapor verilenlerin ertelemeleri rapor bitim tarihine kadar yapılır. Bunlar rapor bitim tarihlerini takip eden 15 günlük süre içerisinde sağlık muayenelerini yaptırmak zorundadır. Bu süre içerisinde yoklamalarını yaptırmayanlar hakkında inci madde kapsamında işlem yapılır. Yapılan muayeneleri sonucunda;

a) Bakaya iken "Sevk Geciktirmesi" raporu alan er statüsündekiler sevkine mani hali olmadığına dair verilen karar tarihini takip eden ilk mesai günü,

b) Bakaya kalmadan önce "Sevk Geciktirmesi" raporu alan er statüsündekiler sevkine mani hali olmadığına dair verilen karar tarihini takip eden ilk sınıflandırma döneminin ilk celp ve sevk döneminde,

sevk edilir.

(4) Yoklama kaçağı veya bakaya kaldıktan sonra bu madde kapsamında ertelemesi yapılanların, erteleme süresi içinde veya sevke tabi tutulacağı tarihe kadar askerlikleri, 49 uncu, 50 nci, 51 inci ve 59 uncu maddeler kapsamındaki durumlar hariç ertelenmez.

Kardeş ertelemeleri

MADDE 51 – (1) Bir baba veya ananın iki oğlundan biri askerdeyken diğer oğlunun, ikiden fazla oğlu olanlardan ikisi askerde iken diğerlerinin askerlik işlemleri, baba veya ananın talebi üzerine oğullarından biri muvazzaf askerlik hizmetini bitirinceye kadar ertelenir.

(2) Kardeş ertelemesi yapılırken 20 yaşından küçük olanlar ile geçime yardım edemeyecek derecedeki maluller dikkate alınmaz.

(3) Erteleme işlemi askere sevk sırasında yapılır.

(4) Aynı anda silahaltına alınacaklar için baba veya ana hangisinin bırakılmasını isterse, onun askerliği ertelenir.

(5) Ertelemenin yapıldığı tarihte bakaya durumunda olan er statüsündekiler ertelemelerinin bitiminde derhal, bakaya durumunda bulunmayan er statüsündekiler takip eden ilk sınıflandırma döneminin ilk celp ve sevk döneminde sevk edilirler. Erteleme bitim tarihi genel sevk günleri içerisinde olanlar o celp ve sevk döneminde sevk edilir.

(6) Bu madde kapsamında yapılacak erteleme süreleri yükümlülük süresiyle sınırlıdır. İkinci altı ay süreyle askerlik hizmetine devam edenler için bu süre dikkate alınmaz.

(7) Baba veya annenin nüfusuna geçmiş olan evlatlık ya da üvey evlatlar, öz evlatlar gibi işlem görür.

(8) Seferberlik ve savaş zamanı bu madde hükümleri uygulanmaz.

Lisansüstü eğitim, kamu personeli ve sporcu ertelemelerinde uygulanacak yaş sınırları

MADDE 52 – (1) Kanunun 20 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendine göre; kamu kurum ve kuruluşlarında görevli olup hizmetinin özelliği sebebiyle ertelenmesine ihtiyaç duyulan kamu personelinin askerlikleri, bu Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde, 32 yaşını doldurdukları yılın sonunu geçmemek üzere yoklamaları yapılmadan ertelenebilir.

(2) Kanunun 20 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendine göre; Devlet veya kendi hesaplarına yurt içinde veya yurt dışında staj, dil öğrenimi, yüksek lisans eğitimi yapanlar ile aday memurların askerlikleri, bu Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde, 32 yaşını doldurdukları yılın sonunu geçmemek üzere yoklamaları yapılmadan ertelenebilir.

(3) Kanunun 20 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendine göre; sanatta yeterlik, doktora, tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık eğitimi yapanların askerlikleri, bu Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde, 35 yaşını doldurdukları yılın sonunu geçmemek üzere yoklamaları yapılmadan ertelenebilir.

(4) Kanunun 20 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (ç) bendine göre; yükseköğrenim mezunlarından, mesleklerine ait staj ve ihtisaslarını tamamladıktan sonra, yurt içinde veya yurt dışında çalıştıkları bilim dallarına, dünya ölçüsünde bir yenilik veya ilerleme getiren orijinal araştırmalarda bulunanlar, çalıştıkları ilim müesseselerince belgelenen ve talep edilenlerin askerlikleri, bu Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde, 35 yaşını doldurdukları yılın sonunu geçmemek üzere yoklamaları yapılmadan ertelenebilir.

(5) Kanunun 20 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendine göre;

a) Olimpiyat Oyunları, Dünya ve Avrupa Şampiyonaları ile uluslararası müsabakalarda ilk üç dereceye giren sporcular ile bu dereceleri alan takımların kadrolarında yer alan sporcuların,

b) A/Büyükler Millî Takım kadrolarında yer alan sporcuların,

c) Türkiye profesyonel futbol liglerinde yer alan takımların kadrolarında bulunan sporcuların,

ç) Üç ve daha fazla ligi bulunan spor dallarında, en üst iki ligde yer alan takımlar ile en az iki ligi bulunan spor dallarında, en üst ligde yer alan takımların uluslararası kuralların öngördüğü sayıdaki sporcularının,

askerlikleri, bu Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde, 35 yaşını doldurdukları yılın sonunu geçmemek üzere yoklamaları yapılmadan ertelenebilir.

Lisansüstü eğitim, kamu personeli ve sporcu erteleme işlemlerinde uyulması gereken usul ve esaslar

MADDE 53 – (1) Ertelemesi yapılacak yükümlülerden;

a) Ertelemeye esas başlangıç tarihinden önce yoklama kaçağı veya bakaya durumunda olanlar ile yoklama kaçağı olarak muayenesi yapılarak sınıflandırma kaynağına alınacakların, sevke tabi tutulacağı celp tarihine kadar geçen süre içinde kayıt yaptıranların askerlikleri ertelenmez.

b) Ertelemeye esas başlangıç tarihi yoklama kaçağı veya bakaya kaldıkları tarihten önce olanların ertelemeleri yapılabilir. Bunlar hakkında yoklama kaçağı ve bakaya işlemi yapılmaz.

c) Yurt içinde lisansüstü eğitim yapacaklar için kayıt tarihi, yurt dışına lisansüstü eğitim amaçlı gidenler için kayıt kabul tarihi; bilgi ve görgüsünü artırmak, araştırma yapmak için yurt dışına görevlendirilenlerde ise görevlendirme onay tarihi yoklama kaçağı veya bakaya kaldığı tarihten önce olanların ertelemeleri yapılabilir.

(2) Erteleme teklifleri, yükümlülerin sevke tabi oldukları sınıflandırma döneminden en az bir ay önce erteleme işlem makamında bulundurulur. Erteleme teklifleri, işlem makamınca incelenerek en geç iki ay içinde sonuçlandırılır.

(3) Erteleme teklifleri, erteleme teklif makamları tarafından, yükümlünün erteleme bitim süresinden en az bir ay önce erteleme işlem makamına gönderilir.

(4) Ertelemesi teklif edilen yükümlülerden daha önce herhangi bir nedenle erteli olduğu tespit edilenler hakkında yükümlünün erteleme süresi dikkate alınarak lehine olan erteleme işlemi yapılır.

(5) Askerlikleri ertelenenler, erteleme müddetinin bitiminden önce ertelemesine sebep olan çalışmalarını veya öğrenimlerini bıraktıklarında veya mezun olduklarında, sözleşmesi feshedilen, altı ay ve üzeri hak mahrumiyeti cezası verilen, erteleme kapsamında bulunmayan liglerdeki takımların kadrolarına geçen sporcuların durumu, erteleme teklif makamları tarafından, iki ay içinde erteleme işlem makamına bildirilir. Bu yükümlülerin ertelemeleri, erteleme işlem makamınca iptal edilir. Ertelemeye neden olan çalışmalarını bıraktıklarını veya tamamladıklarını belgeleyerek erteleme işlem makamına müracaat edenlerin ertelemeleri iptal edilebilir.

Türkiye'ye giriş yasağı nasıl öğrenilir

Yurtdışı giriş çıkış yasağı sorgulama

Merhabalar adim Evelina. Litvanyalı . Benim de ayni sıkınti var ceza ödemedim deport oldum. Turkiyede de tanidik kimem yok çalişma izin almak için. Nasıl yapabilirim viza nasıl alabılırim.Türkiyede benim hayat kaldı.Yardimci olurmusunuz mu? Çok ihtiyacim var. Teşekkur ediyorum.

5 yıl giriş yasağı olduğu için ödeyemezsiniz, tek yol konsolosluktan vize alarak giriş yasağını kaldırmanız ve girişte ödemeniz.

Yasağı öğrenilir nasıl türkiye'ye giriş

çok sağolun anladığım kadarıyla 1 ay sonra türk sınır kapısında ceza parasını ödeyip ülkesine kırgızıstana gidip 15 gün sonra kolaylıkla türkiyeye geri dönebilir ,boşu boşuna gürcistana günü birlik gitmeye gerek yok

merabalar admin ben valentina moldovadan benim bi sorunum var ben iki yil yonce tyurkiyeden gelidim 5 sene yasak koydular cezami yatiramadim iin shuan tyurkiyeye gitmek istiorum nasil yapayim ki o cezai kaldirmak icin

Betwoon çark kodu

Merhaba. Benim ailem(Romanya vatandaş )   bana  ziyarete  geldi giderken  Kapıkule  çok  kalabalık  8 saat  orda  bekledikler söyledi  çıkarken  24 saat  vize  den  çıktı  dediler ve  ceza  odemesi gerekiyor. Ceza  miktarı çok  yüksek  oldu  için  (onlar da  2 erişkin  ve bir  çocuk (1 yaşında )

Mentalizm nasıl öğrenilir

Merhabalar , sizinle bişey danışmak isterim , mümkünse tabi Kendim Türkmenistanlıyım yaklaşık 5 sene Turkiyede kalmıştım çocuk bakıcısı olarak çalıştım . Memleketi özlediğim için geri döndüm Atatürk Havalimanındakı polis memurlar yardımcı oldular sağolsunlar ceza para hakkında ve af hakkında bilgi verdiler , toplam lira civarında para ödedim , yalnız bizim Türkiyeye 3 ay giriş yapamazsınız dediler sizin de memleket ne kadar deport yazacak hiç bilmiyoruz dediler bide biliyorsunuzdur bizim ülkemiz 2 pasaport veriyor işte benim 2 pasaportum yoktu , 17 yaşındayken ilk pasaportu alıp Türkiye gitmiştim dolasiyla sizin tekrar gelme Şansınız olmayabilir dediler , neyse dedim memlekete geri döndüm , 8 aydır memleketteyim bizim Turkmenistan 5 sene deport koymuş , şöyle açıkladılar sene – kadar kaçak kalmışsınız ikamet izni felan hiçbirseyiniz olmadığı için sizi seneye kadar yurtdışı çıkma yasağı koyduk dediler . Şimdi ise tekrar Türkiye ye giriş yapmak istiyorum , davetiyeyle oluyor mu 5 sene deport olmama rağmen dönebiliyorum muyum ? 2 pasaportu aldım , hatta ilk pasaportu da değiştirdim yeni aldım . Sormak istediğim iki şey daha var 1. Biliyor sunuzdur bizim ülkede de dünya Olimpiyat geçecek mis , işte Olimpiyatlar geçtikten sonra tüm yollar açılacak mış, deport olanlar dahi rahatça istediği her yere gidebiliyor muş , doğru mudur bu , sizin de haberiniz var mı 2 . Benim Türkiye de hiçbir tanıdığım fln yok , ben burdan memleketten , dediğiniz gibi çalışma izni yaptırarak nasıl yaptırabilirim , ki benim burda elimden hiçbirseu gelmiyor . Turkiye de özel Konsolosu var mı yurt dışına çalışma vizesi göneriyorlar mı ? Yardımcı olursanız çok sevinirm , saygılarımla Gülnaz Sizden iyi haberler alma dileğiyle !

E devletten yurtdışı yasağı nasıl öğrenilir

Eğer cezayı ödeyerek çıkış yaparsanız şartlı giriş yaparak geri gelebilirsiniz hemen. Konuyla ilgili detaylı bilgi için yazımızı okuyabilirsiniz; funduszeue.info

Vienna life genel müdürlük

Merhaba ben ozbekistan vatandasiyim ozbekistan viza sirasi bir aylik kalmis turkiyeye gitipde ikamet izini alabirmiyim yani benim ikamet izin almam icin bizim viza lazimmi javab yazsaniz cok sevinirim

Yurt dışı yasağını nasıl öğrenebilirim

Merhaba 1ay önce deport oldum. 5 senalik deportum var şuanda çalişma izni yapmaya uraşuoyrum. 5senalik deportun ceza parasi kaç olur?

Yurtdışı çıkış yasağı nasıl sorgulanır

3 oglum deport. Nasl gelabi3 oglum deport. Nasl gelabi3 oglum deport. Nasl gelabi3 oglum deport. Nasl gelabilir.

20 haziranda de İstanbul’dan azerbaycan a geldim 5 yıllık deport cezası yedim ne zaman bitiyor sürem doldumu

Yasağı giriş öğrenilir türkiye'ye nasıl

Cezayı ödeyerek çıktıysanız giriş yasağı yoktur. İsterseniz 90 gün sonra normal giriş yapabilirsiniz ya da erken girmek için şartlı giriş yapabilirsiniz.

Öğrenilir giriş nasıl yasağı türkiye'ye

Şartlı giriş yaparak girebilir. Detaylar için funduszeue.info sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Giriş türkiye'ye yasağı nasıl öğrenilir

Merhaba. Ben Türk vatandaşıyım ve Türkiye de ikamet ediyorum. İmam nikahım olan eşim ise alman vatandaşı ve Almanya da yaşıyor. Türk vatandaşı olan iki çocuğumuz var. yılında eşime İstanbul hava limanında girişi yasakladılar. O günden beri vize almaya çalışıyoruz ama her müracaatımız olumsuz sonuçlanıyor. Yapabileceğimiz bir şey var mı? Bir avukat aracılığı ile müracaatta bulunsak faydası olur mu acaba? Cevabınızı merak ile bekliyorum.

Yurt dışı çıkış yasağı olup olmadığı nasıl öğrenilir

Size sağladığımız ücretsiz bilgilendirmelerden faydalanmak ve bize destek olmak için lütfen bize Google'da değerlendirin; Google/T4 Danışmanlık Bayındır Mah. Sok No 30/2 Muratpaşa Antalya Whatsapp Destek Hattı; Neler YapıyoruzYabancı Çalışma İzni İkamet İzni Yabancı Sağlık Vatandaşlık Yabancı Ortaklı Şirket Kuruluşu Bize UlaşınİsimFirstLastE-mail*Telefon*Konu SeçinizÇalışma İzniİkamet İzniDiğerDetayLütfen karakterleri yazın*Bu spam önlememize yardımcı olur, teşekkürler.

Merhaba ben kazakistan vatandaşıyım te beni yabancılar şöbesine kapatıp ordan deport yaptılar yani biletini kendim aldim amma ceza vermediler giriş yaptığıma 1 ay olmamıştı sadece bir sıkıntı oldu mahkeme serbes bıraktı,serbes bıraksada deport yapıldı.ben şimdi türkiyeye gelmek istiyorum ve bu arada ben evlendim soyadım başfunduszeue.infoıl olur bu?hudut kapısında bir sıkıntı olmaz mı?

Java nasıl öğrenilir

Ben 5 aydir Turkiyedeyim turk vatandasiyla evlendim, ve oturma iznine bas vurdum, Ben 11 Kasim randevum var oturma izni almak icin ama ben bu Eylul’de gitmek istiyorum. cezasi ne bunun biliyormusunuz.

Merhaba benim erkek arkadaşım azerbaycan uyruklu 3 senedir turkiyede kacak durumda ve evlenmek istyoruz 3 sene ceza parasını ödemek istyor sizce 3 senenin ceza parası toplam nekadar eder ve azerbaycanana gitmek zorundami burdan odeye bilirmi

Yurt dışı çıkış yasağım olup olmadığını nasıl öğrenebilirim

Merhaba bir arkadasim azerbaycan vatandasi vizesi gectiginden dolayi 5 sene deport oldu aradan 2 sene sonra farkli bir soyisimle girneye calisti tekrar deport etmis olmalari mumkun mu bide vekaket verse turkiyede deportu olup olmadigini ogrene bilirmiyim simdiden cok tesekkurler

Yasağı türkiye'ye nasıl giriş öğrenilir

Cezayı ödediyseniz ve makbuzunuz elinizde ise sorun yok, girebilirsiniz.

Yasağı giriş nasıl öğrenilir türkiye'ye

funduszeue.info

Yurt dışı yasağı sorgulama nasıl öğrenilir

Merhaba. Men kirgizistanliyim turkiyeye giriş yaptım 3 ay sonra kaçak duruma düştüm. Türkiyede daha kalmak istiyorum. Yasak parasin odersem burdan giriş çıkış yapmadan oturma izin alabilirmiyim. Yardim edermisiniz neyapmam gerek. Tskr.

Kwai nasıl giriş yapılır

funduszeue.info Kırgızistan vatandaşıyim. ben 2 senedir ki Türkiyedyim. İkametim var ama, ailem için ikamet yaptıramadım. Eşim ve 3 çocuğum için yani. Bazi sebeplere göre acil çıkış yapiyoruz. Şu anda maddi tarafdan biraz sıkıntımız var, acil çıkış yaptığımız için. Eğer ailem için ceza parasını odeyemezsem deport olsalar onları tekrar Türkiyeye girmeleri için birşey yapabilirmiyim.

Meraba ben azerbaycanliyim ben burda randevu gotrdum ama bazi sebebelrden gidemedim ve bana dediler giris cikis funduszeue.info burda onceden unversteyede bas vuru funduszeue.info kazandim ogrenci belgesi eger alirsam ciksda cezamida odersem geri gele bilirmiyim funduszeue.infote olmasa baska cezami odesem kac ay yasak ala funduszeue.info eger ulkeye dondugmde bile unversteye dair vize ala bilirmiyim ogrenci vizesiyle gelmeme sans varmi simdiden cok tesekkurler lutfen sorumu cvblayin tesekkurler

Yurtdışı yasağı nasıl kalkar

yilinda kaldigim lojmana superonline dan internet chektirdim. Dondugum zaman interneti dayandirmali oldugumu bilmedim. TL fatura kesildigini eger odemezsem yasal ishleme bash vuracaklari hakkindan bir kach ay sonra mail aldim. Yasal ishleme girildiginden dolayi avukat burosunun numarasini elde etdim ve onlarla konushdum. TL avukat ishlemi falan bana ceza oldugunu dediler. Ben de posta falan harclarini karshilayacagim takdirde bana bir evrek sheklinde gonderilmesini istedim. Chunki bashka shekilde bankadan odeyemiyordum ve parayi gondersem bile yasal olacagina shubhe ichindeydim. amma bi turlu hich bir evrak gonderilmedi bana. Tlf la kach defa konushdum sadece bi keresinde bilgisyar ekranini screen yapib mail le gonderdiler bana. Sorum shu ki, bana bu cezadan giris chikishda problem olur mu? olursa ben ne yapmaliyim?

Merhaba ben Turkiyeden deport olduğum için 3 sene önce sahte pasaport ile giriş yaptım şu an benim kendi pasaportumde giriş muhru bulunmamakta. Çıkışta ne kadar ceza odeyecem ve istediğim ülkeye çıkış yapabilirmiyim

Rtp imbslot

Yabancı uyruklu eşin olduğu ülkeki Türk temsilciliğinden “aile birleşimi” vizesi alınması gerekir. Evlilik resmi değil ise veya tescil edilmediyse önce tescil işleminin tamamlanması yararlı olur, ancak şart değil. Çocuğun annesinin üzerine olması demek, babanın çocuğu Konsolosluğa götürüp nüfusuna almadığı anlamına gelir. Önce babanın çocuğun doğum belgesine Apostil yaptırması sonra Türkçeye çevirerek, Konsolosluk Şubesine babanın gitmek suretiyle çocuğunu Türk nüfusuna aldırması gerekmektedir. Çocuğa nüfus cüzdanı verildikten sonra, online vize başvurusuna çocuğun nüfus cüzdanının fotokopisini tarayıp eklemek, “aile birleşimi” vizesi için yeterlidir. Evliliğin tescili şart değildir. Ancak çocuğu babanın nüfusuna geçirmesi, doğum tescilini tamamlaması şarttır.

Yurt dışı yasağı nasıl öğrenilir

Resmi evliliğiniz var ise Konsolosluğa giderek aile vizesi başvurusu yapabilirsiniz

Nasıl öğrenilir yasağı giriş türkiye'ye

Selam ben Turkmenistan vatandaşiyam ben türkiyede okula girdim sonra vize almak icin türkmenistana döndüm gelirken türkiyede hava limanda ceza paramı bile ödedim ama Beni türkmenistanda deport yapmislar ben konsoloslukdan vizemi aldım şimdi geri göndermiyorlar ne yapmam Lazim .

Merhabalar admin ben Türkmenistanliyim senesinde Türkmenistana geldim aile sorunları yüzünden Türkiyede kaçak olarak çaliştim şimdide çalışma izni yaptırıp çıkmak istediğimde Türkmenistan çıkarmazsa yardımcı olabilirmisiniz??Lütfen yardci olun cevabınızı bekliyorum..

Türkiye'ye giriş nasıl öğrenilir yasağı

Mrhba . Ben kirgizstan vatandasiyim kenim evliyim 14 senelik . Ablam sene 5 seneye ceza parasin odeyememiştik havalimanda 3 ay geçirmiştik deport etmişlerdi 5 senesi dolmak uzere haziranin 25 lerine biter insallah amma ablam i ben simdien almak istiyorum hayat sarylari ablam biraz rahatsiz 2 ay once giris yaparsa acaba geri göndermezlermi ablami bu ay icerisindealmam icin neler yapmaliyim bilginiz varsa yardimci olurmusunuz Allah rizasi içi lutfen

Online casino that pays out real money

Merhaba 8 sene Türkiyede kaçak çalıştim bu sene şubatda Türkmenistana döndüm deport oldum şimdi Türkiyeye dönebilme imkanı varmı ?

Bir sryi untdumda soylemegi ben burda 4 aydir yani kaldigim randevu goturdum ama bazi sebebelrden gidemedim .simdi 4 ayin para xezasi ne kadr ogrene bilirmiyim onu cok tesekkurler

Yurt dışı çıkış yasağı nereden öğrenilir

İsim veya soyisim değişikliği, pasaport değişikliği gibi hususlar hakkınızda bulunan giriş yasağını kaldırmaz. Girişte problem yaşamasanız bile oturum izni alamazsınız.

Merhabalar ben T C vatandaşıyim esim azerbaycan vatandaşı İstanbul’da bir erkek cocugmuz oldu resmi nikah kiyamdik 4 yıl Türkiye’de kaçak olarak kaldı Azerbaycan’a çıkış yaptı 4 yılık crzayi ödedik yanlız eşime 5 yıl kiriş yasağı getirdiler şimdi ben Azerbaycan’da evlilik yaprasam aile birleştirme vizesi için bu vize kaç gün içerisinde onaylanır ve eşimle tekrardan Türkiye’de nikah kimamiza gerek olcakmi ve ya eşime oturum izinmi almayız bilgi verirseniz menun oluruz saygilarimla

Géant casino shop online

Merhaba eşim için oturum izni başvurusu yaptık ve başvuru günü eksik evrakları tamamlamamız için 1 ay süre verdiler bu sureyi 1 hafta geçtik eşim deport olurmu

Betsmovecom

Merhaba Nişanlım vize ihlali cezasi aldı Azerbaycan vatandaşi ben ise Türkiye cumhuriyeti vatandaşıyim 5 yıl dolmadan cezasını ödeyip tekrar turkiyeye giriş yapması için bi evrak varmış bu evrağın ismi veya nasıl alacagima dair bilgi verirseniz sevinirim Not: sadece vize pasaport suresi vardır

Türkiye'ye giriş yasağı nasıl öğrenilir

  • Amatic (Book of Aztec, Lovely Lady, Book of Fortune);
  • Yggdrasil (MultiFly!, HippoPop, Cazino Cosmos);
  • NetEnt (Space Wars, Dead or Alive 2 Feature Buy, Divine Fortune);
  • Play’n Go (Book of Dead, Legacy of Dead, Rich Wilde and the Tome of Madness);
  • Thunderkick (Midas Golden Touch, Big Fin Bay, Beat the Beast: Griffin’s Gold);
  • Microgaming (The Finer Reels of Life, Immortal Romance, Book of Oz);
  • Red Tiger (Gonzo’s Quest Megaways, What the Fox MegaWays, Wild Hot Chilli Reels);
  • Spinomenal (Majestic King, Book of Guardians, 4 Horsemen);
  • Boongo (Sun of Egypt 2, Book of Sun: Multichance, Hit the Gold!).

Türkiye'ye giriş yasağı nasıl öğrenilir

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

GENEL KURUL

KARAR

B.T. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: /)

Karar Tarihi: 30/11/

R.G. Tarih ve Sayı: 16/2/

GENEL KURUL

KARAR

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

Başkanvekili

:

Burhan ÜSTÜN

Başkanvekili

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

Serruh KALELİ

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

Recep KÖMÜRCÜ

Nuri NECİPOĞLU

Hicabi DURSUN

Celal Mümtaz AKINCI

Muammer TOPAL

M. Emin KUZ

Hasan Tahsin GÖKCAN

Kadir ÖZKAYA

Rıdvan GÜLEÇ

Recai AKYEL

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Hüseyin MECEK

Başvurucu

:

B.T.

Vekili

:

Av. Abdulhalim YILMAZ

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; Sabiha Gökçen Havalimanı nezarethanesinde ve Kumkapı Geri Gönderme Merkezinde idari gözetim altında tutmanın hukuki olmaması, tutulma koşullarının gayriinsani ve onur kırıcı olması, tutmaya karşı etkili bir başvuru yolunun bulunmaması, tutma nedenlerinin usulüne uygun olarak bildirilmemesi, haksız tutulmaya karşı tazminat elde etme imkânı tanınmaması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 22/9/ tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.

5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.

8. Birinci Bölüm tarafından 25/10/ tarihinde yapılan toplantıda, niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden başvurunun Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Genel Kurula sevkine karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

Özbekistan vatandaşı olan başvurucu; başvuru formunda belirtilmeyen ve ekindeki belgelerden anlaşılamayan bir tarihte, dinî ve siyasî düşünceleri nedeniyle baskı gördüğü için ülkesini terk ettiğini belirtmiştir.

Başvurucu 23/6/ tarihinde üzerinde sahte Yunanistan pasaportuyla yurt dışına çıkış yapmak isterken Sabiha Gökçen Havalimanı'nda yakalanmıştır.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Sabiha Gökçen Havalimanı Şube Müdürlüğü Adli Hizmetler Büro Amirliğinin 23/6/ tarihli ve / ve / sayılı iki kararıyla başvurucu hakkında Türkiye’ye yasa dışı yoldan girmek ve kimliği hakkında yanlış beyanda bulunmaktan dolayı idari para cezası uygulanmıştır.

Başvurucu hakkında resmî belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan soruşturmaya esas olmak üzere pasaportun sahteliği konusunda inceleme yaptırılmış, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 24/6/ tarihli raporunda pasaportun sahte olduğu belirtilmiştir. Adli soruşturmanın akıbeti konusunda başvuru dosyası kapsamında herhangi bir bilgi mevcut değildir.

Başvurucu 23/6/ ile 28/6/ tarihleri arasında altı gün boyunca Sabiha Gökçen Havalimanı Şube Müdürlüğü nezarethanesinde tutulmuştur. Polis memurlarınca düzenlenen 23/6/ tarihli Cumhuriyet savcısı ile telefonla yapılan görüşme tutanağına göre başvurucunun sahtecilik suçundan gözaltına alınmasına dair bir talimat verilmemiştir. Başvurucu 28/6/ tarihinde Yabancılar Şube Müdürlüğü polislerince Kumkapı Geri Gönderme Merkezine (GGM/Merkez) teslim edilerek idari gözetim altında tutulmaya başlanmıştır.

İdari gözetime ilişkin olarak 15/7/ tarihinde başvurucunun yaptığı itiraz, İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/7/ tarihli kararıyla "… hakkında resmi belgede sahtecilik, illegal giriş ve yalan beyan suçları nedeniyle işlem yapıldığı, adı geçen sahsın Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun sınır dışı etme kararı alınacaklar başlığının 54/c-h maddelerine göre sınır dışı işlemlerinin yapılabilmesi için 30/06/ tarihinde idari gözetim altına alındığı, Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun 57/3 maddesinde ‘geri gönderme merkezlerinde idari gözetim süresi altı ayı geçemez. Ancak bu süre, sınır dışı etme işlemlerinin yabancının iş birliği yapmaması veya ülkesiyle ilgili doğru bilgi ya da belgeleri vermemesi nedeniyle tamamlanamaması halinde, en fazla altı ay daha uzatılabilir’ şeklindeki düzenleme dikkate alındığında 6 aylık idari gözetim süresinin dolmadığı” gerekçesiyle kesin olarak reddedilmiştir. Bu karar 4/8/ tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir.

GGM’de tutulduğu sırada 22/7/ tarihinde İstanbul Valiliğine uluslararası koruma talebinde bulunan başvurucu, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün (GİGM) yazısı üzerine 21/8/ tarihinde saat ’da Sinop'ta ikamet etmek üzere GGM’den salıverilmiştir.

Başvurucu 23/6/ ile 28/6/ tarihleri arasında altı gün Sabiha Gökçen Havalimanı Şube Müdürlüğü nezarethanesinde, 28/6/ ile 21/8/ arasında elli dört gün ise GGM’de olmak üzere toplam 60 gün idari gözetim altında tutulmuştur.

Anayasa Mahkemesinin başvurucunun kaldığı sürede Kumkapı GGM’nin durumu hakkında Emniyet Genel Müdürlüğünden (EGM) istemiş olduğu bilgilere 16/3/ tarihli yazıyla yanıt verilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

4/4/ tarihli ve sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun başvuru konusu işlemlerin yapıldığı tarihteki hâliyle yürürlükte olan 3., 9., , , , , ve maddelerinin ilgili kısımları şöyledir:

Tanımlar

Madde 3 -

d) Başvuru sahibi: Uluslararası koruma talebinde bulunan ve henüz başvurusu hakkında son karar verilmemiş olan kişiyi,

r) Uluslararası koruma: Mülteci, şartlı mülteci veya ikincil koruma statüsünü,

ü) Yabancı: Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişiyi,

ifade eder.

Türkiye’ye giriş yasağı

Madde 9 - (1) Genel Müdürlük, gerektiğinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak, Türkiye dışında olup da kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir.

Sınır dışı etme

Madde 52 - (1) Yabancılar, sınır dışı etme kararıyla, menşe ülkesine veya transit gideceği ülkeye ya da üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilebilir.

Sınır dışı etme kararı

Madde 53 - (1) Sınır dışı etme kararı, Genel Müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alınır.

(2) Karar, gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancı, bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi, kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir.

(3) Yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvuran kişi, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir. Mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır. Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir. Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez.

Sınır dışı etme kararı alınacaklar

Madde 54 - (1) Aşağıda sayılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır:

c) Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar

h) Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler

Sınır dışı etmek üzere idari gözetim ve süresi

Madde 57 - (1) 54 üncü madde kapsamındaki yabancılar, kolluk tarafından yakalanmaları hâlinde, haklarında karar verilmek üzere derhâl valiliğe bildirilir. Bu kişilerden, sınır dışı etme kararı alınması gerektiği değerlendirilenler hakkında, sınır dışı etme kararı valilik tarafından alınır. Değerlendirme ve karar süresi kırk sekiz saati geçemez.

(2) Hakkında sınır dışı etme kararı alınanlardan; kaçma ve kaybolma riski bulunan, Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal eden, sahte ya da asılsız belge kullanan, kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye’den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayan, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar hakkında valilik tarafından idari gözetim kararı alınır. Hakkında idari gözetim kararı alınan yabancılar, yakalamayı yapan kolluk birimince geri gönderme merkezlerine kırk sekiz saat içinde götürülür.

(3) Geri gönderme merkezlerindeki idari gözetim süresi altı ayı geçemez. Ancak bu süre, sınır dışı etme işlemlerinin yabancının iş birliği yapmaması veya ülkesiyle ilgili doğru bilgi ya da belgeleri vermemesi nedeniyle tamamlanamaması hâlinde, en fazla altı ay daha uzatılabilir.

(4) İdari gözetimin devamında zaruret olup olmadığı, valilik tarafından her ay düzenli olarak değerlendirilir. Gerek görüldüğünde, otuz günlük süre beklenilmez. İdari gözetimin devamında zaruret görülmeyen yabancılar için idari gözetim derhâl sonlandırılır. Bu yabancılara, belli bir adreste ikamet etme, belirlenecek şekil ve sürelerde bildirimde bulunma gibi idari yükümlülükler getirilebilir.

(5) İdari gözetim kararı, idari gözetim süresinin uzatılması ve her ay düzenli olarak yapılan değerlendirmelerin sonuçları, gerekçesiyle birlikte yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Aynı zamanda, idari gözetim altına alınan kişi bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa, kendisi veya yasal temsilcisi kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir.

(6) İdari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimine başvurabilir. Başvuru idari gözetimi durdurmaz. Dilekçenin idareye verilmesi hâlinde, dilekçe yetkili sulh ceza hâkimine derhâl ulaştırılır. Sulh ceza hâkimi incelemeyi beş gün içinde sonuçlandırır. Sulh ceza hâkiminin kararı kesindir. İdari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim şartlarının ortadan kalktığı veya değiştiği iddiasıyla yeniden sulh ceza hâkimine başvurabilir.

(7) İdari gözetim işlemine karşı yargı yoluna başvuranlardan, avukatlık ücretlerini karşılama imkânı bulunmayanlara, talepleri hâlinde 19/3/ tarihli ve sayılı Avukatlık Kanunu hükümlerine göre avukatlık hizmeti sağlanır.

Geri gönderme merkezleri

Madde 58 - (1) İdari gözetime alınan yabancılar, geri gönderme merkezlerinde tutulurlar.

Geri gönderme merkezlerinde sağlanacak hizmetler

Madde 59 - (1) Geri gönderme merkezlerinde;

a) Yabancı tarafından bedeli karşılanamayan acil ve temel sağlık hizmetleri ücretsiz verilir,

b) Yabancıya; yakınlarına, notere, yasal temsilciye ve avukata erişme ve bunlarla görüşme yapabilme, ayrıca telefon hizmetlerine erişme imkânı sağlanır,

"

6/1/ tarihli ve sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı

Madde 2 - 1. (Değişik: 10/6/ - /1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/ tarihli ve E/27, K/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/ - /5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır…”

4/12/ tarihli ve sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun , ve maddelerinin ilgili kısımları şöyledir:

Gözaltı

Madde 91 - (1) Yukarıdaki maddeye göre yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. (Değişik ikinci cümle: 25/5/ – /8 md.) Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmi dört saati geçemez.(Ek cümle: 25/5/ – /8 md.) Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz.

(2) Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır.

(3) Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhâl tebliğ edilir.

Tazminat istemi

Madde - (1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,

b) Kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan,

c) Kanunî hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,

d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,

g) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan,

h) Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,

k) (Ek: 11/4//17 md.) Yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan,

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

Tazminat isteminin koşulları

Madde -

(2) İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır.

…”

1/6/ tarihli ve sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin 4., ve maddelerinin ilgili kısımları şöyledir:

Tanımlar

Madde 4 -

Nezarethane: Şüpheli veya sanıkların haklarındaki işlemlerin tamamlanıp adlî mercilere sevk edilinceye kadar bekletilmesi amacıyla yapılmış yerleri,

ifade eder.

Nezarethane işlemleri

Madde 11 - Üst araması yapılan kişinin nezarethaneye girişi, bu Yönetmeliğe ekli "Nezarethaneye Alınanların Kaydına Ait Defter"e (EK-B) kaydedilerek sağlanır.

Nezarethane işlemlerinde;

a) Aynı suçla ilgisi olanlar, birbirine hasım olanlar, erkek ve kadınlar bir araya konulmazlar, çocuklar yetişkinlerden ayrı tutulurlar.

b) Nezarethanede zarurî hâller dışında beşten fazla kişi bir arada bulundurulmaz.

c) Tuvalet, temizlik gibi zorunlu ihtiyaçların giderilmesi görevli memurun gözetiminde sağlanır.

d) Yiyecek ve içecekler önceden kontrol edilir.

e) Gözaltına alınan kişi saldırgan bir tutum sergilemeye başladığı veya kendisine zarar vermeye kalkıştığı takdirde önce sözle kontrol altına alınmaya çalışılır. Bu mümkün olmadığı takdirde, hareketini giderecek derecede kuvvet kullanılabilir. Ancak zarurî olmadıkça gerek kendisinin gerek başkasının hayatı, vücut bütünlüğü veya sağlığı tehlikeye girmedikçe kuvvet kullanılmaz.

f) Saldırgan tutum ve davranışları kontrol altına alınamayan kişiler tıbbî müdahalede bulunulması için sağlık kuruluşlarına gönderilir.

g) Gözaltına alınan kişilerin yaşama haklarını koruyucu gerekli önlemler alınarak, bu amaçla ilgili gözetlenebilir. Gözetleme işlemi teknik imkânlar ölçüsünde kayda alınabilir.

h) Gözaltındaki kişinin beslenme, nakil, sağlığının korunması ve gerektiğinde tedavisi, yakalandığının yakınlarına haber verilmesi giderleri ilgili birimin bağlı olduğu Bakanlığın bütçe ödeneklerinden karşılanır.

Nezarethane ve ifade alma odası

Madde 25 - Nezarethaneler en az 7 metrekare genişliğinde, 2,5 metre yüksekliğinde ve duvarlar arasında en az 2 metre mesafe olacak şekilde düzenlenir. Yeterli doğal ışıklandırma ve havalandırma imkânları sağlanır. Ancak, şüpheli sayısının çokluğu sebebiyle nezarethane imkânlarının yetersiz olması durumunda, nezarethaneler için öngörülen fizikî şartlara sahip başka yerler de kullanılabilir.

Nezarethanelerde gözaltına alınan kişilerin yatmaları ve oturmaları için yeteri kadar sabit ve dayanıklı oturma yerleri bulundurulur.

Mevsim ve gözaltı yerlerinin maddî şartları da dikkate alınarak, geceyi gözaltında geçirecek şahıslar için yeterli miktarda battaniye ve yatak temin edilir.

Tuvalet, banyo ve temizlik ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler alınır.

Nezarethane girişine, onaylanmış nezarethane talimatı asılır.

İç ve dış emniyeti sağlanmış, özel surette hazırlanmış, teknik donanımlı, bağımsız yerlerin ifade alma odası olarak kullanılmasına özen gösterilir.

Mevcut nezarethane ve ifade alma odalarının standartlara uygun hâle getirilmesi bütçe imkânları çerçevesinde sağlanır.”

B. Uluslararası Hukuk

1.Uluslararası Mevzuat

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 3., 5. ve maddeleri şöyledir:

İşkence yasağı

Madde 3 - Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.

Özgürlük ve güvenlik hakkı

Madde 5 - 1. Herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir. Aşağıda belirtilen haller dışında ve yasanın öngördüğü usule uygun olmadan hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz:

a) Kişinin, yetkili bir mahkeme tarafından verilmiş mahkumiyet kararı sonrasında yasaya uygun olarak tutulması;

b) Kişinin, bir mahkeme tarafından yasaya uygun olarak verilen bir karara uymaması sebebiyle veya yasanın öngördüğü bir yükümlülüğün uygulanmasını sağlamak amacıyla yasaya uygun olarak yakalanması veya tutulması;

c) Kişinin bir suç işlediğinden şüphelenmek için inandırıcı sebeplerin bulunduğu veya suç işlemesine ya da suçu işledikten sonra kaçmasına engel olma zorunluluğu kanaatini doğuran makul gerekçelerin varlığı halinde, yetkili adli merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve tutulması;

d) Bir küçüğün gözetim altında eğitimi için usulüne uygun olarak verilmiş bir karar gereği tutulması veya yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yasaya uygun olarak tutulması;

e) Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek amacıyla, hastalığı yayabilecek kişilerin, akıl hastalarının, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılarının veya serserilerin yasaya uygun olarak tutulması;

f) Kişinin, usulüne aykırı surette ülke topraklarına girmekten alıkonması veya hakkında derdest bir sınır dışı ya da iade işleminin olması nedeniyle yasaya uygun olarak yakalanması veya tutulması;

2. Yakalanan her kişiye, yakalanma nedenlerinin ve kendisine yöneltilen her türlü suçlamanın en kısa sürede ve anladığı bir dilde bildirilmesi zorunludur.

3. İşbu maddenin 1.c fıkrasında öngörülen koşullar uyarınca yakalanan veya tutulan herkesin derhal bir yargıç veya yasayla adli görev yapmaya yetkili kılınmış sair bir kamu görevlisinin önüne çıkarılması zorunlu olup, bu kişi makul bir süre içinde yargılanma ya da yargılama süresince serbest bırakılma hakkına sahiptir. Salıverilme, ilgilinin duruşmada hazır bulunmasını sağlayacak bir teminat şartına bağlanabilir.

4. Yakalama veya tutulma yoluyla özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, tutulma işleminin yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar verilmesi ve, eğer tutulma yasaya aykırı ise, serbest bırakılması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

5. Bu madde hükümlerine aykırı bir yakalama veya tutma işleminin mağduru olan herkes tazminat hakkına sahiptir.

Etkili başvuru hakkı

Madde 13 - Bu Sözleşme’de tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, söz konusu ihlal resmi bir hizmetin ifası için davranan kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olsa dahi, ulusal bir merci önünde etkili bir yola başvurma hakkına sahiptir.”

2.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Uygulamaları

a.Etkili Başvuru Hakkına İlişkin Uygulama

Yabancılar hukuku ile ilgili davalarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), uluslararası hukukun yerleşmiş içtihadına göre devletlerin anlaşmalardan doğan taahhütlere aykırı olmamak şartıyla yabancıların kendi topraklarına girmelerini, orada kalmalarını ve oradan uzaklaşmalarını kontrol etme hakları olduğunu kabul etmektedir. Sözleşme başlı başına, bir şahsın vatandaşı olmadığı bir ülkenin topraklarına girme hakkını güvence altına almamaktadır ve devletler kamu düzeninin korunması görevini yerine getirirlerken suç işleyen bir yabancıyı sınır dışı etme hakkına sahiptir (Üner/Hollanda [BD], B. No: /99, 18/10/, § 54; De SouzaRıbeiro/Fransa [BD], B. No: /07, 13/12/, § 77).

AİHM; ayrıca yabancıların ülkeye girişleri, ülkede ikametleri ve ülkeden sınır dışı edilmeleri ile ilgili işlem ve yargılama süreçlerinin Sözleşme’nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası anlamında bir “medeni hak ve yükümlülük” veya bir “suç isnadı”nın esasının karara bağlanması ile ilgili olmadığını kabul ederek anılan Sözleşme hükmünün belirtilen yargılama süreçleri bakımından uygulanabilir olmadığına karar vermiştir (Maaouia/Fransa [BD], B. No: /98, 5/10/, §§ ).

Sözleşme’nin 1. maddesine göre temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını sağlama ve bunları uygulama görevi, öncelikle ulusal makamlara aittir. Mahkemeye şikâyette bulunma mekanizması, insan haklarının korunmasında ulusal sistemlere göre ikincildir. Bu durum, Sözleşme’nin maddesi ile maddesinin (1) numaralı fıkrasında ortaya konmuştur (Kudla/Polonya [BD], B. No: /96, 26/9/, § ).

Sözleşme’nin maddesi, Sözleşme ile güvence altına alınan hak ve özgürlükleri öne sürebilmek için iç hukuk düzeninde bir hukuk yolunun mevcudiyetini güvence altına almaktadır. Bunun sonucu olarak bu hüküm, Sözleşme’ye dayanan “savunulabilir bir iddia”nın kapsamının incelenebilmesi ve uygun bir giderim sağlanabilmesi için bir iç hukuk yolunun bulunmasını zorunlu kılmaktadır. Taraf devletlerin Sözleşme’nin maddesinden doğan yükümlülüklerinin kapsamı, başvurucunun şikâyetinin niteliğine bağlı olarak değişir. Taraf devletlerin bu hükmün kendilerine yüklediği taahhütleri yerine getirme konusunda belli bir takdir yetkisi bulunmaktadır (Jabari/Türkiye, B. No: /98, 11/7/, § 48).

Ayrıca Sözleşme’nin maddesinin gerektirdiği başvuru yolunun hem teoride hem de pratikte devam eden ihlali önleme ve meydana gelen ihlaller için uygun telafi imkânı sağlaması, özellikle bu başvurunun yerine getirilmesinin haksız bir şekilde devlet makamlarının eylemleri veya ihmalleri ile engellenmemesi gerekmektedir (Ananyev ve diğerleri/Rusya, B. No: /07 ve /08, 10/1/, § 96; Çakıcı/Türkiye [BD], B. No: /94, 8/7/, § )

AİHM, Sözleşme tarafından söz konusu hükme atfedilen özel önemin devlet tarafından tazmin edici bir hukuk yoluna ilaveten bu tür muamelelerin tamamını hızla sonlandıracak etkili bir mekanizma kurulmasını gerektirdiğini kabul etmektedir (Yarashonen/Türkiye, B. No: /11, 24/6/, § 61).

AİHM’nin Yarashonen/Türkiye ile Abdolkhani ve Karimnia/Türkiye (2) (B. No: /08, 27/7/)kararlarında, idari gözetim altında tutulan göçmenlerin önerilen hukuk yollarından faydalanarak haklarını savunabildiğini yani idare mahkemesine veya idari makama yapılan başvurunun tutulma koşullarının iyileşmesiyle ve/veya olumsuz maddi koşullar nedeniyle yaşanan ıstırap için tazminata hükmedilmesiyle sonuçlandığını gösteren herhangi bir adli veya idari kararın Türkiye tarafından ibraz edilmediği, niçin ibraz edilmediğine ilişkin bir açıklamada da bulunulmadığı tespitlerine yer verilmiştir (Yarashonen/Türkiye, §§ 52, 63; Abdolkhani ve Karimnia/Türkiye (2), § 25).

b. Yabancıların Nezarethanelerde ve GGM’lerde Tutulma Koşullarına İlişkin Uygulama

AİHM, yabancıların tutulma koşullarını Sözleşme’nin 3. maddesinde yer alan “aşağılayıcı muamele yasağı”kapsamında incelemiştir (Benzer yöndeki kararlar için bkz. Ananyev ve diğerleri/Rusya; Yarashonen/Türkiye; Hagyo/Macaristan, B. No: /10, 23/4/; Abdolkhani ve Karimnia/Türkiye (2); Dougoz/Yunanistan, B. No: /98, 6/3/; Charahili/Türkiye, B. No: /07, 13/4/; Moghaddas/Türkiye, B. No: /08, 15/2/).

c. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkına İlişkin Uygulama

Sözleşme’nin 5. maddesi, temel bir insan hakkı olan bireyin özgürlüğünün devletin keyfî saldırılarından korunmasını konu almaktadır (Aksoy/Türkiye, B. No: /93, 18/12/, § 76).

AİHM’e göre Sözleşme'nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasında geçen "özgürlük" kavramı, kişinin fiziksel özgürlüğünü kapsamaktadır (Engel ve diğerleri/Hollanda, B. No: /71 vd., 8/6/, § 58). AİHM, özgürlükten yoksun bırakmanın nesnel ve öznel iki unsurunun bulunduğunu belirtmektedir. Buna göre nesnel unsur kişinin göz ardı edilemeyecek uzunlukta bir süre boyunca sınırları belli bir yere kapatılması, öznel unsur ise bu kapatılmanın geçerli bir rızaya dayanmamasıdır (Storck/Almanya, B. No: /00, 16/6/, § 74).

Sözleşme’nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (f) bendi uyarınca tutulma tedbirine başvurulabilmesi bireyin suç işlemesinin veya kaçmasının engellenmesindeki gibi tutulmanın zorunluluk hâline gelmiş olması gerekmez. Anılan fıkra gereğince sınır dışı veya iade sürecinin işlediği dönemle sınırlı olmak kaydıyla herhangi bir nedenle kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılması mümkündür. Bu sürecin özenli bir şekilde yürütülmemesi durumunda tutulma, anılan fıkraya uygun olmaktan çıkar. Bunun yanında özgürlükten yoksun bırakma hukuki olmalıdır. Ancak ulusal hukuka uygunluk tek başına yeterli değildir. Sözleşme’nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası, özgürlükten yoksun bırakmada ayrıca bireylerin keyfîliğe karşı korunması amacının da gözönünde bulundurulmasını gerektirir. Herhangi bir keyfî tutulmanın Sözleşme’yle uyumlu olduğundan söz edilemez ve Sözleşme’nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrası bağlamında “keyfîlik” kavramı iç hukuka aykırılıktan öte anlamlar içerir (A. ve diğerleri/Birleşik Krallık [BD], B. No: /05, 19/2/, § ).

AİHM'e göre kişilerin fiziksel özgürlüğünün konu edildiği Sözleşme'nin 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının amacı hiç kimsenin özgürlüğünden keyfî bir biçimde mahrum bırakılmamasını güvence altına almaktır. Yalnızca seyahat özgürlüğüne ilişkin kısıtlamalar ise bu maddenin değil Sözleşme'ye ek 4 funduszeue.info Protokol'ün 2. maddesinin kapsamına girmektedir. Fakat özgürlükten mahrum bırakma ve özgürlüğün kısıtlanması arasındaki fark esasa ya da niteliğe ilişkin olmayıp bir derece ya da yoğunluk farkıdır. Bir kimsenin 5. madde anlamında özgürlüğünden mahrum bırakılıp bırakılmadığının değerlendirilmesinde somut olayın özelliklerinin yanı sıra uygulanan tedbirin çeşidi, süresi, etkileri ve uygulanma şekli gibi faktörlerin de dikkate alınması gerekir (Guzzardi/İtalya, B. No: /76, 6/11/, §§ 92, 93).

AİHM; Amuur/Fransa (B. No: /92, 25/6/, § 48) kararında, iltica başvurusunda bulunan ve havalimanında tutulan yabancıların durumunu Sözleşme’nin 5. maddesi kapsamında kişi hürriyeti ve güvenliği açısından incelemiştir. AİHM, bu davada tutulan yabancıların sığınmayı istedikleri ülkeden gönüllü olarak ayrılabilecek durumda bulunmalarının özgürlükleri üzerindeki kısıtlamayı meşru hâle getirmediğini kabul etmiştir.

Sözleşme’nin 5. maddesinin 2. fıkrası, yakalanan her kişinin özgürlükten yoksun bırakılma nedenini bilmesi gerektiğine ilişkin temel bir güvence içermektedir. Bu hüküm, 5. madde tarafından sağlanan korumanın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu madde gereğince, yakalanan her kişiye yakalama nedenleri ve kendisine yöneltilen her türlü suçlama sade ve teknik olmayan bir dille bildirilir ki bu suretle söz konusu kişi -anılan maddenin 4. fıkrası uyarınca- uygun görmesi hâlinde özgürlük kısıtlamasının yasaya uygunluğu hakkında mahkemeye başvurabilir. İletilen bilginin içeriğinin ve çabukluğunun yeterliliği her davanın özel koşullarına göre değerlendirilmelidir (Abdolkhani ve Karimnia/Türkiye, § ).

AİHM, Türk hukuk sisteminin yabancıların tutulma işleminin yasaya uygunluğu hakkında adli inceleme yapılmasına imkân veren ve hukuka aykırı tutulmaları sebebiyle tazminat elde etmelerine olanak tanıyan bir hukuk yolu sağlamadığı sonucuna vardığı pek çok geçmiş davada, Sözleşme’nin 5. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir (Abdolkhani ve Karimnia/Türkiye, § ; Tehrani ve diğerleri/Türkiye, B. No: /08 vd., 13/4/, § 79; Dbouba/Türkiye, B. No: /09, 13/7/, §§ ). Ayrıca idare mahkemelerince taleplerin hızlı bir şekilde incelenip bir yabancının hukuka aykırı olarak tutulduğu gerekçesiyle serbest bırakılmasına ve tazminata hükmedilmesine ilişkin herhangi bir örnek kararın Türkiye tarafından sunulmadığı da belirtilmiştir (Yarashonen/Türkiye, § 48).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

Mahkemenin 30/11/ tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. İnsan Haysiyetiyle Bağdaşmayan Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

Başvurucu; dinî ve siyasi düşünceleri nedeniyle baskı ve zulüm gördüğü için vatandaşı olduğu Özbekistan’ı terk etmek zorunda kalarak Türkiye'ye geldiğini, Türkiye’den çıkış yaparken havalimanında yakalandığını, altı gün boyunca gün ışığından ve açık hava egzersizlerinden yoksun bir şekilde nezarethanede tutulduğunu, nezarethaneden çıkarıldıktan sonra ise elli dört gün GGM’de kaldığını belirtmiştir. Kumkapı GGM’nin koğuşlarının barınma için son derece elverişsiz olduğunu -aşırı kalabalık (zaman zaman kişiye varan), sigara içilen, yemekleri kötü, banyo ve tuvaletleri kirli, yaşam ve dinlenme alanı sınırlı olan-, haftada bir gün sadece on dakika açık havaya çıkabildiğini, sağlık hizmetlerine erişiminin son derece kısıtlı olduğunu, bulaşıcı hastalık taşıyan insanlarla bir arada yaşadığını, burada tutulması sonucunda ruhsal dengesinin bozulduğunu, ayrıca tutulma koşullarına karşı başvurabileceği etkili bir hukuk yolunun bulunmadığını belirterek insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı, adil yargılanma ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: /, 18/9/, § 16). Yabancıların ülkeye girişleri, ikametleri ve sınır dışı edilmeleriyle ilgili işlemler “medeni hak ve yükümlülük” veya bir “suç isnadı”nın esasının karara bağlanmasıyla ilgili olmadığından adil yargılanma hakkı yönünden ayrıca inceleme yapılmamıştır.

Anayasa Mahkemesi önceki kararlarında idari gözetim altında tutulan yabancıların tutulma koşullarını insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı kapsamında incelemiştir (RıdaBoudraa, B. No: / , 21/1/; K.A. [GK], B. No: /, 11/11/, ; F.A. ve M.A., B. No: /, 20/1/, A.V. ve diğerleri, B. No: /, 20/1/; F.K. ve diğerleri, B. No: /, 17/2/; T.T., B. No: /, 18/2/; A.S., B. No: /, 9/6/; I.S. ve diğerleri, B. No: /, 22/9/).

Anayasa'nın maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:

"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

30/3/ tarihli ve sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

Temel hak ve özgürlüklere saygı devletin tüm organlarının uyması gereken bir ilke olup bu ilkeye uygun davranılmadığı takdirde ortaya çıkan ihlale karşı öncelikle yetkili idari mercilere ve derece mahkemelerine başvurulmalıdır. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir. İddia edilen hak ihlallerinin bu olağan denetim mekanizması içinde giderilememesi durumunda bireysel başvuru yoluna gidilebilir (İsmail Buğra İşlek, B. No: /, 26/3/, § 17; Bayram Gök, B. No: /, 26/3/, § 18).

Başvuru yollarının tüketilmesi gereğinden söz edilebilmesi için öncelikle hukuk sisteminde hakkının ihlal edildiğini iddia eden kişinin başvurabileceği idari veya yargısal bir hukuki yolun öngörülmüş olması gerekmektedir. Ayrıca bu hukuki yolun iddia edilen ihlali tespit ederek ihlalin sonuçlarını giderici, etkili ve başvurucu açısından makul bir çabayla ulaşılabilir nitelikte olması ve sadece kâğıt üzerinde kalmayıp fiilen de işlerliğe sahip bulunması gerekmektedir (Fatma Yıldırım, B. No: /, 16/2/, § 39). Bununla birlikte soyut olarak makul bir başarı sunma kapasitesi bulunan bir yolun uygulamada başarıya ulaşmayacağına dair şüphe, o başvuru yolunun tüketilmemesini haklı kılmaz (Sait Orçan, B. No: /, 19/7/, § 36). Ayrıca yasal düzenlemeyle oluşturulan ve kanunun objektif anlamına bakıldığında var olduğu hususunda bir tereddüt uyandırmayan bir hukuksal yolun fiilen denenmemiş veya kullanılmamış olması, söz konusu yolun etkili olmadığı veya bulunmadığı sonucuna ulaşılabilmesi bakımından yeterli olmaz.

Başvurucunun başvuru yollarının tüketilmesi noktasında kendisinden beklenebilecek her şeyi yerine getirip getirmediğinin başvurunun özellikleri dikkate alınarak incelenmesi gerekir (S.S.A., B. No: /, 7/11/, §§ 27, 28). Ancak somut olayın koşulları itibarıyla başvuru yollarının tüketilmesinin yarar sağlamayacağı durumda veya etkili olmadığının anlaşılması hâlinde anılan yollar tüketilmeden yapılan bir başvuru incelenebilir (Şehap Korkmaz, B. No: /, 23/7/, § 33).

Anayasa’nın maddesinde güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının mutlak nitelikli olmasından ötürü bu yasak açısından sağlanması gereken başvuru yolunun etkili olduğundan söz edilebilmesi için bunun ihlali önleyici ve bazı durumlarda cezalandırıcı olabilmesi, ayrıca gerektiğinde tamamlayıcı bir unsur olarak makul bir tazmin imkânı sunabilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu tür ihlaller açısından sadece tazmin yollarının öngörülmüş olması, bu tür muamelelere maruz kalan kişilere yapılanları (kısmen/zımnen) meşrulaştırmış ve devletin tutma koşullarını Anayasa’nın güvence altına aldığı standartlara yükseltme yükümlülüğünü kabul edilemez bir şekilde azaltmış olacaktır. Bu nedenle somut başvuruda olduğu gibi “insan haysiyetiyle bağdaşmayan koşullarda tutulma” şikâyetleri açısından ancak tutulma koşullarının iyileştirilmesi/düzeltilmesi ve ayrıca bu koşullardan kaynaklanan zararların tazmin edilmesini sağlayacak bir başvuru yolunun etkililiğinden söz edilebilir. Öte yandan devlet tarafından tazmin edici bir hukuk yoluna ilaveten bu tür muamelelerin tamamını süratle sona erdirecek etkili bir mekanizma kurulması gerekmektedir (K.A., §§ 72, 73).

Bununla birlikte kişinin ihlal iddialarına konu yerden ayrılmış olması durumunda "tutma" hâli de sona ereceğinden tutmadan kaynaklanan ihlalin devam ettiğinden söz edilemez. Ayrıca gözetim merkezinden ayrılarak hürriyetine kavuşan kişinin tutma koşullarının geleceğe yönelik olarak düzeltilmesini istemesinde hukuki yararı kalmayacaktır. Bu itibarla gözetim merkezinden salıverilen yabancılar yönünden artık mevcut ihlali önleyici ya da tutma koşullarının geleceğe yönelik olarak düzeltilmesini temin edici hukuk yollarına başvurulması anlamını yitirmekte, bu durumda uğranılan zararları tazmin edici mekanizmaların varlığı yeterli hâle gelmektedir. Dolayısıyla gözetim merkezlerinden salıverilenlerin ayrıldıkları tarihe kadar maruz kaldıkları tutma koşullarına ilişkin şikâyetleri bakımından etkili hukuk mekanizmasının tazminat yolu olduğu söylenebilir.

Somut olayda başvurucu, GİGM'nin yazısı üzerine 21/8/ tarihinde GGM’den salıverilmiştir. Başvurucu, salıverildikten sonra 22/9/ tarihinde doğrudan bireysel başvuruda bulunmuştur. Dolayısıyla başvurucu açısından salıverildiği tarihten önceki tutma koşulları nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararların giderilmesini temin edici bir mekanizmanın bireysel başvurudan önceki süreçte Türk hukukunda mevcut olup olmadığının incelenmesi gerekir.

Anayasa Mahkemesi K.A. (Aynı kararda bkz. §§ 80, 81) kararında, olumsuz tutulma koşulları nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin etkili idari ve yargısal bir başvuru yolunun bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır. Anayasa Mahkemesi, bu kanaate varırken tutulma koşullarının olumsuz olması nedeniyle yaşanan ızdırap için tazminata hükmedildiğini gösteren herhangi bir adli veya idari yargı kararının bulunmadığı hususunu gözönünde bulundurmuştur.

Ancak süreçte gelinen nokta itibarıyla Anayasa Mahkemesi, bu içtihadının gözden geçirilmesi gerektiği kanaatine ulaşmış bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesini bu yönde değerlendirme yapmaya yönelten hususlardan biri de Anayasa'nın maddesi ve sayılı Kanun'un 2. maddesi karşısında tazminata hükmedildiğini gösteren kararların var olmamasının olumsuz tutulma koşulları nedeniyle uğranılan zararın tazmini için etkili bir başvuru yolunun bulunmadığı kanaatine ulaşılabilmesi bakımından tek başına belirleyici olmaması gerektiği gerçeğidir. Nitekim teoride böyle bir yolun var olup olmadığı irdelenmeden salt bu güne kadar böyle bir davanın açıldığını ve tazminata hükmedildiğini gösteren herhangi bir mahkeme kararının bulunmadığına dayanılarak tazminata ilişkin etkili bir başvuru yolunun bulunmadığının söylenmesi hatalı sonuçlara ulaşılmasına sebep olabilir. Bu bakımdan etkili bir başvuru yolunun bulunmadığının ifade edilebilmesi için öncelikle ulusal hukukun incelenmesi ve gözetim merkezinden salıverilen yabancı uyruklu kişinin başvurabileceği bir tazminat yolunun teorik düzeyde mevcut olup olmadığına bakılması gerekir. Öte yandan teorik düzeyde mevcudiyeti tespit edilen bir başvuru yolunun sırf -bilgi eksikliği nedeniyle- fiiliyatta hiç işletilmemiş olması bu yolun etkisiz olduğu biçiminde yorumlanmamalıdır. Bu durumda asıl dikkate alınması gereken şey, tazminat ödendiğini gösteren karardan ziyade tazminat ödenemeyeceğini ifade eden kararın var olup olmadığıdır. Teorik düzeyde tazminat için elverişli bir başvuru yolunun fiilen etkisiz olduğu sonucuna ancak mahkemelerin ilgili yolun tutulma koşulları nedeniyle oluşan zararların giderilmesini kapsamadığı temeline dayalı olarak reddetmeleri hâlinde varılabilir.

İdari gözetim altında tutma, idari nitelik taşıyan bir karara dayanmaktadır. Öte yandan yabancıların idari gözetim altında tutulduğu nezarethane ve GGM'lerin yönetim, denetim ve işletilmesi İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen bir kamu hizmetidir. Yabancıların tutuldukları nezarethane ve GGM'lerin koşullarının ilgili ulusal ve uluslararası hukukta belirtilen standartlara uygun hâlde bulundurulması İçişleri Bakanlığının sorumluluğundadır.

sayılı Kanun'un 2. maddesinde, idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından idari yargıda tam yargı davası açılabileceği belirtilmiştir. Buna göre idarenin işlem ve eylemlerinden kaynaklanan her türlü zararın idari yargıda açılacak bir tam yargı davasına konu edilmesi mümkündür. Anılan kuralda idari işlem veya eylem türleri yönünden herhangi bir ayrım yapılmadığından idari fonksiyona giren her türlü işlem veya eylem sebebiyle oluşan zararın tazmininin bu kurala dayanılarak idari yargıda açılacak bir tam yargı davasıyla istenebilmesinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla herhangi bir idari eyleme ilişkin zararın idari yargıda dava konusu edilebilmesi için sayılı Kanun'un 2. maddesinin yeterli bir yasal zemin oluşturduğu görülmektedir. Bu durumda nezarethane ve GGM'lerdeki tutulma koşullarının hukuka uygun olmaması nedeniyle doğan zararların sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca idari yargıda tam yargı davasına konu edilmesinin olanaklı olduğu sonucuna varılmaktadır.

Bu bağlamda idari yargıda açılacak tam yargı davasında idare mahkemesinin tutulma koşullarının ilgili ulusal ve uluslararası hukuka uygun olup olmadığını denetleme ve bu çerçevede tutulma koşullarının hukuka aykırı olduğunu tespit etmesi hâlinde -zararın ve bu zararla tutulma koşulları arasında illiyet bağının da bulunması kaydıyla- tazminata hükmetme yetkisini haiz olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır.

Öte yandan idari yargı mercileri, bulundukları yerde yabancıların tutuldukları nezarethane ve GGM'lerin fiziki koşullarını değerlendirme bakımından Anayasa Mahkemesine göre daha avantajlı durumdadır. Nezarethane ve GGM'lerin fiziki koşullarının ulusal ve uluslararası standartlara uygunluğu Anayasa Mahkemesi tarafından kural olarak dosya üzerinden incelenirken derece mahkemelerinin olay mahallinde keşif yapma, bilirkişi raporu alma gibi birçok imkânı bulunmaktadır. Dolayısıyla geri gönderme merkezlerinin fiziki koşullarına ilişkin öncelikli olarak idari yargı mercileri tarafından bir inceleme yapılması sadece ikincillik ilkesine uygun bir yaklaşım olmakla kalmayıp aynı zamanda bunun başvurucu bakımından lehe bir durum oluşturacağı da tartışmasızdır.

Bu durumda sayılı Kanun'un 2. maddesi dikkate alındığında ulaşılabilir ve tutulma koşullarının standartlara uygun olmaması sebebiyle doğan maddi ve manevi zararların karşılanması bakımından başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz olduğu görülen "tam yargı davası" başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun "ikincil niteliği" ile bağdaşmayacağı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

Bununla birlikte bu aşama itibarıyla oluşan durum nedeniyle eldeki başvuru ve eldeki başvuruyla aynı nitelikte olup Anayasa Mahkemesinde derdest olan başvurulara konu olaylar yönünden işbu kararın ardından açılması muhtemel idari davaların süresine ilişkin olarak bir hususun açıklığa kavuşturulması zorunluluğu doğmuş bulunmaktadır. Öncelikle vurgulanmalıdır ki idari yargı yerlerinde açılacak davaların süresine ilişkin koşulları incelemek ve idari davaların süresinde açılıp açılmadığını değerlendirmek idari yargı mercilerinin takdirindedir. Bu bakımdan olumsuz tutulma koşulları nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin etkili idari ve yargısal bir başvuru yolunun bulunmadığı sonucuna ulaşılan K.A. başvurusundaki içtihada uygun olarak doğrudan Anayasa Mahkemesinde bireysel başvuruya konu edilen olaylara ilişkin olarak işbu kararın alenileşmesinin ardından açılması muhtemel idari davaların süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi yetkisinin de derece mahkemelerine ait olduğu hususu tartışmasızdır. Ancak eldeki başvuru ve bununla aynı nitelikte olup henüz derdest olan başvurular hakkında işbu içtihat değişikliği uyarınca verilen "başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezlik kararları"ndan sonra idari yargıya başvuran yabancılar yönünden dava açma sürelerinin bu kişilerin mahkemeye erişim haklarının ihlaline neden olmayacak biçimde değerlendirilmesi gerektiği de tabiidir.

İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı yönünden başvuru yollarının tüketilmemesine istinaden kabul edilemezlik kararı verildiğinden anılan yasakla bağlantılı olarak Anayasa'nın maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiası bu aşamada incelenmemiştir.

Serruh KALELİ bu görüşe katılmamıştır.

B. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkıyla İlgili Şikâyetler

1.Derhâl Hâkim Önüne Çıkarılma İlkesine Aykırılık Nedeniyle Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

Başvurucu; yurt dışına giderken Sabiha Gökçen Havalimanı'nda ibraz ettiği Yunan pasaportunun sahte olduğu iddiasıyla gözaltına alındıktan iki saat sonra polislerin Cumhuriyet savcısıyla görüştüğünü, savcı tarafından verilmiş bir talimat bulunmamasına rağmen gözaltına alındığını, Anayasa’nın maddesinin beşinci fıkrasında belirtilen kırk sekiz saatlik süre içinde bir hâkim önüne çıkarılmadığını ileri sürmüştür.

Sözleşme’nin 5. maddesinin (3) numaralı fıkrasında belirtilen yakalandıktan sonra en kısa zamanda bir yargıç önüne çıkarılma ve makul bir süre içinde yargılanma veya serbest bırakılma güvenceleri ancak suç işlediği hakkında geçerli şüphe bulunan veya suç işlemesine ya da suçu işledikten sonra kaçmasına engel olmak zorunluluğu inancını doğuran makul nedenler bulunan kişiler açısından öngörülmüştür. Diğer bir ifadeyle söz konusu güvence, hakkında bir ceza soruşturması açılan ve soruşturması devam eden kişiler bakımından geçerlidir.

sayılı Kanun’un maddesinin (3) numaralı, maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları ile İçtüzük'ün maddesinin ilgili fıkraları uyarınca başvurucuların başvuru konusu olaylara ilişkin iddialarını açıklama, dayanılan Anayasa hükmünün ihlal edildiğine dair hukuki iddialarını kanıtlama, bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği, buna ilişkin gerekçeleri ve delilleri sunma yükümlülüğü bulunmaktadır (S.S.A., § 38; Veli Özdemir, B. No: /, 9/1/, §§ 19, 20).

Belirtilen koşullar yerine getirilmediği takdirde Anayasa Mahkemesince açıkça dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verilebilir.

Başvurucu “Sözleşme’nin 5/1(c) fıkrasıyla bağlantılı olarak, derhâl bir yargıç veya adli görev yapmaya yasayla yetkili kılınmış diğer bir görevli önüne” çıkarılmadığı iddiasını ortaya koyarken kendi özel durumunun “Sözleşme’nin 5/1(c) fıkrası” kapsamında olduğunu, bir başka ifadeyle nezarethanede tutulmasının suç işlediği şüphesine ya da suç işledikten sonra kaçmasının önlenmesine dayalı olduğunu ortaya koyan herhangi bir açıklama veya kanıt sunmamıştır. Sahte pasaportla yakalanmasından sonra kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısıyla yaptığı görüşmede başvurucunun anılan suçtan gözaltına alınması için savcının bir talimat vermediği (bkz. § 14), Anayasa’nın maddesinin beşinci ve sayılı Kanun’un maddesinin (1) numaralı fıkralarında belirtilen kırk sekiz saatlik süre dolduktan sonra da başvurucunun gözaltında tutulmaya devam edildiği anlaşılmıştır. Başvurucu, yabancı olmasından kaynaklanan nedenlerle hakkında idari gözetim kararı verildiği 30/6/ tarihine kadar tutulmasının suç soruşturması kapsamında olduğunu gösteren herhangi bir kanıt ya da ikna edici bir açıklamada bulunmamıştır.

Açıklanan gerekçelerle başvurucunun ihlal iddiasını kanıtlayamadığı anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Tutmanın Hukuki Olmadığı, Tutma Nedenlerinin Usulüne Uygun Olarak Bildirilmediği, Tutma İşlemine Karşı Etkili Başvuru Yolunun ve Tazminat Sağlama İmkânının Bulunmadığı İddiaları Yönünden

a. Başvurucunun İddiaları

Başvurucu; Cumhuriyet savcısının talimatı ve sayılı Kanun’un maddesine göre hakkında verilmiş bir sınır dışı kararı bulunmamasına, böyle bir karar mevcut olsa bile bunun kendisine ya da müdafiine tebliğ edilmemesine rağmen altı gün nezarethanede, elli dört gün GGM’de tutulduğunu, nezarethaneye alındıktan sonra derhâl ve anlayacağı bir dilde hakkındaki ithamlar ve buna ilişkin yasal hakları konusunda bilgilendirilmediğini, gözaltına alındığının yakınlarına bildirilmediğini, tutmanın hukuki bir gerekçesinin bulunmadığını, idari gözetim kararına yaptığı itirazın Sulh Ceza Mahkemesince reddedildiğini, yakalandıktan sekiz gün sonra 30/6/ tarihinde Valilikçe hakkında idari gözetim kararı alındığını, idari gözetim kararı alınmadan önce sayılı Kanun’un maddesinde öngörülen “Türkiye’yi terke davet” işleminin uygulanmadığını, idari gözetimle ilgili aylık değerlendirme yapılmadığını, salıverilme talebine ilişkin etkili bir yargısal denetim yapılmadığını, 22/7/’te Valiliğe uluslararası koruma talebinde bulunduktan sonra da anılan Kanun’un maddesine aykırı olarak idari gözetim altında tutulmasına devam edildiğini, açıklanan ihlal iddialarına ilişkin Türk hukukunda başvuru yapabileceği bir yol bulunmadığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği ile etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

b. Değerlendirme

Anayasa’nın maddesinin ilgili bölümleri şöyledir:

"Kişi hürriyeti ve güvenliği

Madde 19 - Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.

Şekil ve şartları kanunda gösterilen :

Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu maddeveya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.

Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir. Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir.

Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.

(Değişik cümle: /4 md.)Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir.

(Değişik: /4 md.)Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına derhal bildirilir.

Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.

Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.

(Değişik: /4 md.) Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.”

Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, § 16). Anayasa'nın maddesinin sekizinci fıkrasında hürriyeti kısıtlanan kişiler için güvence altına alınan bir yargı merciine etkili başvuru hakkı, Anayasa'nın maddesinin özel (lexspecialis) bir hâlini ifade ettiğinden somut olayda madde açısından ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

i. Kabul Edilebilirlik Yönünden

sayılı Kanun'un maddesinin (6) numaralı fıkrasına göre idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimliklerine itirazda bulunulabilmektedir. Böylece idari gözetim kararının hukuka uygun olup olmadığı hususu sulh ceza hâkimliklerince incelenebilecektir. Kanun koyucu, hukuki niteliği itibarıyla idari bir işlem olduğu hâlde idari gözetim altına alma kararına karşı itiraz mercii olarak sulh ceza hâkimliklerini tayin etmiştir. İdari gözetim altına alma kararının hukuka uygunluğunun idari işlemlere ilişkin genel görevli yargı yeri olan idare mahkemeleri yerine sulh ceza hâkimliklerince yapılması öngörülürken idari gözetim kararının yabancıyı özgürlüğünden yoksun bırakan mahiyetinin dikkate alındığı anlaşılmaktadır. Bu açıdan idare mahkemelerinin idari gözetim kararının hukuka uygunluğunun denetimi konusunda herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır.

Buna karşın hukuka aykırı idari gözetim kararı nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin davaların adli yargıda görüleceğine dair ayrıksı bir hüküm mevzuatta yer almadığından genel kural niteliği taşıyan sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca bunların idari yargıda açılabilmesinin önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Bununla birlikte idari yargıda açılacak tazminat davasında idari yargı yerinin yetkisi idari gözetim kararı nedeniyle herhangi bir zararın doğup doğmadığını ve bir zarar doğmuşsa miktarını tespit etmekten ibaret olup sayılı Kanun'a göre idari gözetim kararının hukuka uygun olup olmadığını denetleme yetkisi bulunmamaktadır. Zira kanun koyucu idari gözetim kararının hukukiliğini denetleme yetkisini münhasıran sulh ceza hâkimliklerine vermiştir. Bu durumda idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimliğine itiraz edilmeden ve bu itiraz hakkında sulh ceza hâkimliğince verilecek kararın sonucu beklenmeden idari yargıda tam yargı davası açılamayacağı anlaşılmaktadır.

Öte yandan sulh ceza hâkiminin idari gözetim kararının hukuka uygun olduğuna hükmetmesi durumunda -idari yargı merciinin idari gözetim kararının hukukiliğini denetleme yetkisinin bulunmadığı gözetildiğinde- sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen tam yargı davasının idari gözetim kararının hukuka aykırı olduğu şikâyetlerine bağlı tazminat istemi yönünden etkisiz hâle geleceği anlaşılmaktadır. Bu gibi hâllerde sulh ceza hâkiminin idari gözetim kararının hukuka uygun olduğuna dair kararının kesinleşmesinden itibaren süresi içinde doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilir.

Bununla beraber sulh ceza hâkiminin idari gözetim kararının hukuka aykırı olduğuna hükmetmesi hâlinde bu kararın kesinleşmesinden sonra hukuka aykırı idari gözetim kararı nedeniyle varsa doğan zararın tazmini için sayılı Kanun'da öngörülen süre içinde idari yargıda tam yargı davası açılması mümkündür. Bu ikinci hâlde idari yargıda tam yargı davası açma yolu tüketilmeden Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulamaz.

Ayrıca herhangi bir idari gözetim kararı olmaksızın özgürlüğünden yoksun bırakılanlar bakımından idari gözetim altına alınmış olmaktan doğan zararlar için doğrudan idari yargı mercilerinde tam yargı davası açılabileceği konusunda tereddüt bulunmamaktadır.

Somut olayda başvurucunun idari gözetim kararına yaptığı itiraz, İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/7/ tarihli kararıyla reddedilmiştir. Dolayısıyla başvurucunun idari yargıda tam yargı davası açma yolunu tüketmesi zorunluluğunun bulunmadığı kanaatine varılmaktadır.

Açıkça dayanaktan yoksun olmayan ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmayan başvurunun bu kısmının kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

ii. Esas Yönünden

(1) İdari Gözetim Altında Tutmanın Hukuki Olmadığına İlişkin İddia

(a) Genel İlkeler

Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, devletin bireylerin özgürlüğüne keyfî olarak müdahale etmemesini güvence altına alan temel bir haktır (Erdem Gül ve Can Dündar [GK], B. No: /, 25/2/, § 62).

Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın maddesi kapsamında hürriyetten yoksun bırakma kavramını tanımlamıştır. Buna göre hürriyetten yoksun bırakma, bir kimsenin kısıtlı bir alanda ihmal edilemeyecek bir süre için tutulması ve bu kişinin söz konusu tutulmaya rıza göstermemiş olması şeklinde ifade edilebilecek iki unsuru içermektedir (Cüneyt Kartal, B. No: /, 20/3/, § 17).

Maddenin birinci fıkrasında geçen "hürriyet" sözcüğü, özgürlük ve bağımsızlığın yanı sıra serbestlik anlamına da gelmektedir. Bu anlamda kişi hürriyetine yönelik bir müdahalenin bulunduğunun söylenebilmesi için kişinin hareket serbestisinin maddi olarak sınırlandırılmış olması gerekir. Buradaki hareket serbestisine yönelik kısıtlama, Anayasa'nın maddesinde güvence altına alınan seyahat hürriyetine yönelik bir müdahaleye göre çok daha yoğundur. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir müdahale için kişi, rızası olmaksızın en azından rahatsızlık verecek uzunlukta bir süre boyunca belirli bir yerde fiziki olarak tutulmalıdır (Galip Öğüt [GK], B. No: /, 1/3/, § 34).

Anayasa'nın maddesinin metni bir bütün olarak değerlendirildiğinde maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarındaki sınırlama sebeplerinin kişilerin fiziksel özgürlüklerine ilişkin olduğu, ayrıca devam eden fıkralardaki güvencelerin de fiziki olarak hürriyetinden yoksun bırakılmış kişiler bakımından getirildiği görülmektedir. Dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının güvence altına aldığı şey, bireylerin yalnızca fiziksel özgürlüğüdür (Galip Öğüt, § 35).

Anayasa'nın maddesinde temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan Anayasa'nın maddesinde kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının sınırlanabileceği durumların şekil ve şartlarının kanunda gösterilmesi kuralına yer verilmiştir. Anayasa'nın maddesiyle tüm temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasına ilişkin getirilen "kanunilik" şartının kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yönünden maddede ayrıca belirtildiği görülmektedir. Bu bağlamda birbirleriyle uyumlu olan Anayasa'nın ve maddeleri uyarınca kişi hürriyetine ilişkin müdahale olarak tutuklamanın kanuni bir dayanağının bulunması zorunludur (Murat Narman, B. No: /, 2/7/, § 43).

Devam eden fıkralarda ise hürriyetinden yoksun bırakılan kişiler bakımından güvencelere yer verilmiştir. Bu bağlamda maddenin dördüncü fıkrasında yakalama veya tutuklama sebepleri ile iddiaların bildirilmesi, beşinci fıkrasında gözaltı süresi, altıncı fıkrasında yakalama veya tutuklamanın yakınlara bildirilmesi, yedinci fıkrasında tutuklanan kişilerin makul sürede yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakkı, sekizinci fıkrasında hürriyetten yoksun bırakılmaya karşı yargı merciine başvurma hakkı, dokuzuncu fıkrasında tazminat hakkı güvence altına alınmıştır.

Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik müdahale -temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin ölçütlerin belirlendiği Anayasa'nın maddesinde belirtilen koşullar yerine getirilmediği müddetçe- Anayasa'nın maddesinin ihlalini teşkil edecektir (Halas Aslan, B. No: /, 16/2/, §§ 53, 54).

Anayasa’nın maddesine göre yabancıların temel hak ve hürriyetleri milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir. O hâlde kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakma sonucunu doğuran idari gözetimin kanunla düzenlenmesi, kanunla getirilen usul ve esasların da milletlerarası hukuka uygun olması gerekmektedir (RıdaBoudra, § 76).

İdari gözetim altına alma yetkisi Anayasa’nın maddesi ve Sözleşme’nin 5. maddesi ile kabul edilmiş istisnai bir yetkidir. Buna göre bir yabancının sınır dışı edilmesi veya geri verilmesi kararının yürütülmesi sürecinde şekil ve şartları kanunla gösterilen usule uygun olarak kişinin yakalanması veya tutulu durumda bulundurulması mümkündür (Rıza Boudraa, § 73). Bu gibi durumlarda bir kişinin suç işlemesinin veya kaçmasının önlenmesi gibi gerekçelere ihtiyaç bulunmaksızın sadece bu işlemlerin yürütülmesi sürecine dayanılarak idari gözetim tedbiri uygulanmasına karar verilebilir. Ancak Anayasa’nın maddesi uyarınca sınır dışı etme veya iade işlemleri “gerekli özen” içinde yürütülmez ise kişi özgürlüğünden, mahrumiyetin meşruiyetinden artık söz edilemez (K.A., § ).

İdari gözetim istisnai bir yol olduğu ve kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakma sonucunu doğurduğu için idari gözetimin hukuka uygun olması ve keyfî muamele teşkil etmemesi gerekmektedir. Bu tedbirin demokratik hukuk devletinin gerekli ve makul kıldığı ölçüde denetlenebilmesi, koşullarının genel kabul görmüş standartlara uygun olması, küçültücü, aşağılayıcı ve insanlık dışı muamele teşkil etmemesi, idari gözetim altında tutulanlara usule ilişkin temel hakların ve güvencelerin sağlanması gerekir. Anılan Anayasa ve Sözleşme hükümleri, esas olarak kişinin özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracak bazı hâllerde bu sınırlamanın şekil ve şartlarının kanunla gösterilmesini isteyerek kişi özgürlüğü açısından daha güvenceli bir hukuki durum ortaya koymayı amaçlamaktadır (Rıza Boudra, § 74).

Anayasa’nın maddesinin gereklerini karşılamak adına yapılacak yasal düzenlemenin sınır dışı amacıyla tutma kararı verme işleminin koşulları, süresi, sürenin uzatılması, ilgiliye bildirilmesi, idari gözetim kararına karşı başvuru yolları, idari gözetim altına alınan kişinin avukata erişimi, tercüman yardımından yararlanması gibi usul güvencelerini açık bir şekilde ortaya koyması gerekmektedir. Aksi takdirde kişilerin maruz kaldığı özgürlükten yoksunluğun keyfîliğe karşı yeterince korunduğundan ve hukuki olduğundan söz edilemez (K.A., § ).

(b) İlkelerin Somut Olaya Uygulanması

sayılı Kanun’a göre hakkında sınır dışı etme kararı alınanlardan "kaçma ve kaybolma riski bulunan, Türkiye'ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal eden, sahte ya da asılsız belge kullanan, kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye'den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayan, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar" hakkında valilik tarafından idari gözetim kararı alınabilir. GGM’lerdeki idari gözetim süresi toplam altı ayı geçemez, idari gözetimin devamında zaruret olup olmadığı (zaruret değerlendirmesi) valilik tarafından her ay düzenli olarak değerlendirilir. Zaruret değerlendirmesi için otuz günlük sürenin beklenmesine gerek yoktur. İdari gözetimin devamında zaruret görülmeyen yabancılar için idari gözetim derhâl sonlandırılır; bu yabancılara belli bir adreste ikamet etme, belirlenecek şekil ve sürelerde bildirimde bulunma gibi idari yükümlülükler getirilebilir. İdari gözetim kararı, idari gözetim süresinin uzatılması ve her ay düzenli olarak yapılan değerlendirme sonuçları gerekçesiyle birlikte yabancıya, yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. İdari gözetim altına alınan kişi, yasal temsilcisi ya da avukatı idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimine başvurabilir; sulh ceza hâkimi incelemeyi beş gün içinde sonuçlandırmak zorundadır. Sulh ceza hâkiminin bu kararı kesindir. İdarigözetim altında tutulan kişi, idari gözetim şartlarının ortadan kalktığı veya değiştiği iddiasıyla yeniden sulh ceza hâkimine başvurabilir.

Anılan Kanun'da öngörülen yasal düzenlemenin sınır dışı işlemlerinin yürütülmesi kapsamında riayet edilecek ve ortaya çıkabilecek keyfîliklere engel olabilecek nitelikte bir usulü açık bir şekilde ortaya koyduğu görülmektedir. Somut olayda Kanun'da öngörülen bu usulün gerekli özen içinde yürütülüp yürütülmediğinin incelenmesi gerekmektedir (K.A., § ).

Başvurucu 23/6/ tarihinde üzerinde sahte pasaportla yurt dışına çıkış yaparken Sabiha Gökçen Havalimanı'nda yakalanmıştır. Kimliği hakkında yanlış beyanda bulunmaktan ve Türkiye’ye yasa dışı yoldan girmekten başvurucu hakkında idari para cezası uygulanmış, ayrıca resmî belgede sahtecilik suçundan da ceza soruşturması başlatılmıştır. Ceza soruşturmasının sonucu hakkında dosyada herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Yasa dışı bir şekilde Türkiye'de bulunan ve sahte pasaportla havalimanından çıkış yaparken yakalanan başvurucu, sayılı Kanun’un , ve maddelerine göre sınır dışı edilebilecek kişilerden olup kolluk tarafından yakalandıktan sonra sınır dışı kararı verilmek üzere bu durumun valiliğe derhâl bildirilmesi gerekir. Valilikçe kırk sekiz saat içinde yapılacak değerlendirmeden sonra sınır dışı etme hususunda karar alınacağı yönünde emredici düzenleme bulunmaktadır.

sayılı Kanun’un “Sınır dışı etmek üzere idari gözetim ve süresi” kenarbaşlıklı maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre hakkında sınır dışı etme kararı alınanlardan kaçma ve kaybolma riski bulunan, Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal eden, sahte ya da asılsız belge kullanan, kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye’den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayan, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar hakkında valilik tarafından idari gözetim kararı alınır. Hakkında idari gözetim kararı alınan yabancılar, yakalamayı yapan kolluk birimince geri gönderme merkezlerine kırk sekiz saat içinde götürülür.

Anayasa’nın maddesi ile maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yabancıların kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir. sayılı Kanun’a göre hakkında sınır dışı etme kararı bulunmayan yabancıların idari gözetim altında tutulmalarına karar verilmesi mümkün değildir. Dosya kapsamına göre başvurucu hakkında verilmiş bir sınır dışı ve idari gözetim kararı bulunmamaktadır. Başvurucu, sahte belgelerle yakalandıktan sonra durum Valiliğe derhâl bildirilmemiştir. Bu nedenle Valilikçe bir sınır dışı etme kararı ve buna bağlı olarak idari gözetim kararı alınmamıştır. Hakkında bu şekilde bir uygulama yapılmadan ve resmî belgede sahtecilik suçu soruşturması kapsamında, Cumhuriyet savcısının gözaltı emri de bulunmayan yabancının idari gözetim kararı verildiği 30/6/ tarihine kadar tutulması tamamen sayılı Kanun’a aykırı fiilî bir durumdur. Başvurucunun sınır dışı kararı verilinceye kadar ancak iki gün süreyle nezarethanede tutulabilmesi mümkün ise de bu süreden sonra hakkında verilmiş bir sınır dışı kararı ve buna bağlı olarak idari gözetim kararı verilmeden nezarethanede ve GGM’de tutulmasının hukuki bir dayanağı yoktur.

Başvurucunun hürriyetinden yoksun bırakıldığı ilk aşamada mevcut olmayan kanunilik şartındaki eksikliğin sonradan giderilip giderilmediği de belirlenememiştir. Başvurucu, sayılı Kanun’un maddesine göre sahte belgelerle Türkiye’den çıkış yaparken yakalandığından hakkında sınır dışı etme kararı verilmesi mümkün olmasına rağmen Valilikçe sonradan alınan karar, gerek EGM gerekse başvurucu tarafından ibraz edilmemiştir. Başvurucu, başvuru formunda sınır dışı etme konusunda kendilerine tebliğ edilmiş bir karar bulunmadığını öne sürdüğünden başvurucunun altmış gün boyunca herhangi bir hukuki temele dayanmadan idari gözetim altında tutulduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Sonuç itibarıyla sınır dışı etme sürecinde uygulanması gereken idari gözetim işleminin hukuki dayanağının bulunmadığı, devam eden süreçte de işlemin hukuka uygunluğunun sağlanmasında temel olan sınır dışı etme kararının verilmediği görülmektedir. Aylık olarak yapılması gereken zaruret değerlendirmesinin yapılmaması ve Sulh Ceza Mahkemesine itiraz sürecinde anılan hukuka aykırılıkların tespit edilememesi nazara alındığında idari gözetim altında tutmanın "gerekli özen" içinde yürütüldüğünden söz edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan gerekçelerle tutmanın hukuki olduğunun kabul edilmesi mümkün görülmediğinden Anayasa’nın maddesinin ikinci fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

(2) İdari Gözetim Altında Tutma Nedeninin Usulüne Uygun Olarak Bildirilmediğine İlişkin İddia

Anayasa'nın maddesinin dördüncü fıkrasında; yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebeplerinin ve haklarındaki iddiaların her hâlde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması hâlinde sözlü olarak "derhâl" bildirileceği kurala bağlanmıştır.

Kişinin yakalanmasına ve tutuklanmasına esas hukuki ve maddi gerekçelerin teknik olmayan basit ve kolaylıkla anlaşılır bir dille açıklanması, hürriyeti kısıtlanan kişinin -uygun gördüğü takdirde- Anayasa’nın maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın hukuka aykırılığı hâlinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurabilmesine imkân sağlayacaktır. Bu yönüyle Anayasa’nın maddesinin dördüncü fıkrasındaki bilgilendirilme hakkı, bu madde kapsamında sağlanan diğer güvencelerin bir nevi taşıyıcısı mahiyetindedir (A.V. ve diğerleri, § ).

Yabancı statüsünde bulunan başvurucu, sahte belgelerle ülkeden çıkış yapmak isterken 23/6/ tarihinde yakalanarak gözaltına alınmıştır. Yakalandıktan sonra saat ’te kendisine tebliğ edilen Yakalamave Gözaltına Alma Tutanağı Şüpheli ve Sanık Hakları Formu”nda başvurucuya birtakım yasal hakların -susma, müdafi yardımından yararlanma, gözaltına alındığını yakınlarına haber verme vb.- hatırlatıldığı görülmekte ise de bu hakların resmî belgede sahtecilik suçu şüphelisi sıfatıyla başvurucuya hatırlatıldığı tutanak içeriğinden anlaşılmaktadır. Başvurucunun sahtecilik suçundan gözaltına alınması yönünde Cumhuriyet savcısının bir talimatı bulunmamasına karşın -idari gözetim kararı da aldırılmadan- başvurucu fiilen bir şekilde gözetim altında tutulmaya devam edilmiştir. Başvurucunun esasen gözaltına alınmasını gerektiren yargısal ya da idari bir karar verilmediğinden tutma nedeni hakkında bilgilendirilmesi fiilen mümkün bulunmamaktadır. İdari gözetim kararının başvurucunun hürriyetinin kısıtlanmaya başladığı 23/6/ tarihinden sekiz gün sonra 30/6/ tarihinde verilmiş olması da durumun açıklanması bakımından önemli ve yeterli bir göstergedir.

sayılı Kanun'un maddesinde; idari gözetim kararı, idari gözetim süresinin uzatılması ve her ay düzenli olarak yapılan Valilik değerlendirmelerinin sonuçlarının gerekçesiyle birlikte yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edileceği, idari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatının bu kararlara karşı sulh ceza hâkimine başvurabileceği kurala bağlanmıştır.

İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/7/ tarihli kararının içeriğinden başvurucu hakkında 30/6/ tarihinde Valilikçe idari gözetim kararı alındığı anlaşılmaktadır. Ancak başvuru formu ve ekinde yer alan tutanak ve belgelerde, bu kararın ve yapılmışsa aylık zaruret değerlendirmeleri konusunda verilen kararların başvurucuya tebliğ edildiğini gösteren herhangi bir bilgi olmadığı, Bakanlık ve İçişleri Bakanlığınca başvuru dosyasına bu konuda bir bilgi verilmediği, dolayısıyla Kumkapı GGM'de tutulmasının gerekçelerinin başvurucuya bildirildiğini ortaya koyan bir bilginin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Somut olayda başvurucunun idari gözetim altına alınmasına ve bu tedbirin devam ettirilmesine ilişkin karar ve bilgilerin zamanında kendisine bildirilmediği, dolayısıyla durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı hâlinde hemen serbest bırakılmasını sağlama imkânının da zarar gördüğü sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın maddesinin dördüncü fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

(3) İdari Gözetim Altında Tutulma İşlemine Karşı Başvurulabilecek Etkili Bir Yolun Bulunmadığına İlişkin İddia

Anayasa'nın maddesinin sekizinci ve Sözleşme'nin 5. maddesinin (4) numaralı fıkraları her ne sebeple olursa olsun hürriyeti kısıtlanan kişiye, tutuklanmasının veya idari gözetim altına alınmasının hukukiliği hakkında süratle karar verebilecek ve tutuklanması veya tutulması hukuki değilse salıverilmesine hükmedebilecek bir mahkemeye başvurma hakkı tanımaktadır. Anılan Anayasa ve Sözleşme hükümleri esas olarak tutukluluğun veya idari gözetim altına almanın hukukiliğine ilişkin itiraz başvurusu üzerine bir mahkeme nezdinde yürütülmekte olan davalardaki tahliye talepleri veya bu tedbirlerin uygulanmasına devam ettirilmesi kararlarının incelenmesi açısından bir güvence oluşturmaktadır (Firas Aslan ve Hebat Aslan, B. No: /, 21/11/, § 30).

Anayasa'nın maddesinin sekizinci fıkrası; başvuru konusu olay açısından bakıldığında tutulma yoluyla özgürlüğünden yoksun bırakılan kişiye, özgürlüğünden yoksun bırakılmasının yasaya uygunluğunun özünü oluşturan usule ve esasa ilişkin koşullar ile ilgili olarak yetkili bir yargı merciine başvurma hakkı tanımaktadır. Hürriyeti kısıtlanan kişinin şikâyetleri ile ilgili olarak yetkili yargı merciince yapılacak değerlendirmenin adli nitelik taşıması ve özgürlükten mahrum bırakılan kişilerin itirazları bakımından uygun olan teminatları sağlaması gerekmektedir (Firas Aslan ve Hebat Aslan, § 64).

Söz konusu yargısal denetim, yeri geldiğinde başvuruda bulunan kişinin serbest bırakılmasını temin edebilmelidir. Bu şekilde öngörülen hukuk yolunun sadece teoride değil uygulamada da yeterince sonuç alınabilir bir yol olması gerekir. Aksi hâlde söz konusu hükmün amaçları açısından gerekli olan erişilebilirlik ve etkili olma özelliğinden söz edilemez (K.A., § ).

Başvurucu hakkında uygulanan idari gözetim altında tutma işleminin Anayasa'nın maddesinin ikinci fıkrasına uygunluğunun incelendiği bölümde ayrıntılı bir şekilde ortaya konulduğu üzere sayılı Kanun, açık bir şekilde sınır dışı işlemlerinin yürütülmesi kapsamında riayet edilecek ve ortaya çıkabilecek keyfîliklere engel olabilecek nitelikte bir usulü öngörmüştür. Başvurucu, bu usulün somut başvuruda etkin bir şekilde işlemediğini ileri sürmüştür.

Tutmanın başlangıcı ve devamındaki süreçte başvurucu hakkında verilmiş bir sınır dışı kararı ve buna bağlı olarak verilmesi gerekli olan idari gözetim kararı bulunmadan başvurucunun tutulduğu, bu nedenle tutmanın hukuki olmadığı ilgili bölümde incelenmiştir (bkz. §§ ).

Hakkında hiçbir karar verilmeden ortaya çıkan ve başvurucunun tutulmasına yol açan fiilî uygulamanın sonlandırılmasını sağlamak için sayılı Kanun’da herhangi bir hukuki düzenleme öngörülmemiştir. Bu nedenle başvurucu, Valilikçe hakkında idari gözetim kararı verildiği 30/6/ tarihine kadar adli ya da idari bir merciden durumunun gözden geçirilmesini talep edememiştir.

İdari gözetim kararı verildikten sonra Sulh Ceza Mahkemesine yapılan itirazın incelenmesi aşamasında başvurucunun tutulmasının temel yasal ön şartı olan sınır dışı etme kararının bulunmaması, bundan dolayı tutmanın hukuka aykırı olduğunun değerlendirme yapılırken dikkate alınmaması, itiraz kanun yolunun başvurucu açısından bir güvence oluşturacak şekilde "gerekli özen" içinde yürütüldüğünün söylenebilmesini mümkün kılmamaktadır.

İdari gözetim kararı başlangıçta hukuka uygun olarak verilmediği gibi sayılı Kanun’un maddesinde belirtilen aylık zaruret değerlendirmesinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bunun gerekçeleriyle birlikte başvurucu ya da müdafiine tebliğ edilip edilmediğine dair bir bilgi bulunmadığından kararın uygulanması aşamasında da idari gözetim tedbirinin "gerekli özen" kriterine uygun bir biçimde yürütüldüğü söylenemeyecektir.

Yukarıda açıklandığı üzere sayılı Kanun'da öngörülen ve başvurucunun hukuki durumunda yaşanan değişikliklere göre yeniden bir değerlendirme yapılarak kendisinin salıverilmesi sonucunu doğurabilecek başvuru yollarının somut olayda etkili bir şekilde işlemediği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın maddesinin sekizinci fıkrasında güvence altına alınan, özgürlüğünden yoksun bırakılmasının hukuka uygunluğunun özünü oluşturan usule ve esasa ilişkin koşullarla ilgili olarak etkili bir yargı merciine başvurma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

(4)Haksız Tutulma Nedeniyle Tazminat Elde Etme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

Anayasa’nın maddesinin dokuzuncu fıkrasında, bu maddenin önceki fıkralarına aykırı olarak tutulan kişilerin uğradıkları zararların devletçe tazmin edileceği hükme bağlanmıştır. Bu düzenleme devlete, bu maddedeki haklardan herhangi birinin ihlali hâlinde tazminat talep etme imkânı sağlayan bir mekanizma oluşturma zorunluluğu yüklemektedir. Dolayısıyla Anayasa’nın maddesinin dokuzuncu fıkrasından önceki fıkralarından bir veya daha fazlasının ihlal edildiği sonucuna ulaşılan hâllerde iç hukukta herhangi bir tazmin mekanizması bulunmaması Anayasa’nın maddesinin dokuzuncu fıkrasının da ihlali sonucunu doğuracaktır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası