Higuita Yasası

DUVAR - Kolombiyalı unutulmaz futbolcu José René Higuita Zapata, 27 Ağustos 1966 tarihinde Kolombiya’nın başkenti Medellin’de yoksul bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Riskli futbol anlayışı ve kendine has oyun tarzı ile futbol kariyeri boyunca “El Loco” (Deli) lâkabıyla anıldı. Higuita sağ ayağını kullanan bir oyuncuydu.

Futbol kariyerinin başlangıcı, 1985 yılında, 19 yaşında bir forvet olarak Bogota’nın Millonarios takımında oldu. 1986’da, kariyerinin neredeyse tamamını geçireceği ve 1986 Kolombiya şampiyonu, 1987 Copa Libertadores şampiyonu ve aynı yıl Intercontinental (Kıtalar arası) Kupası’nın ikincisi olan Medellin takımı Atletica Nacional’le sözleşme imzaladı. İsmi, 1990’da İtalya’da düzenlenen Dünya Kupası sırasında uluslararası düzeyde şöhrete kavuştu.

Devrimci niteliğe sahip bir kaleci olarak, kalecilerin günümüzdeki oyun kurucu rolünün temelini attı ve günümüzde Manuel Neuer ve Hugo Lloris gibi dünyanın en iyi kalecilerinin kullandığı “süpürücü-bek” anlayışını futbol alanına kazandırdı.

İNİŞ ÇIKIŞLARLA DOLU BİR KARİYER

René Higuita futbol kariyerine yerel bir kulüp olan Millonarios’da futbol oynayarak başladı. Başlangıçta bir kaleci olarak değil, forvet olarak oynuyordu. Okul takımındaki en iyi golcüydü. Bir maç esnasında takım kalecisinin sakatlanması, kaleci eldivenlerini giymesine neden oldu ve kariyerinin sonuna dek bu eldivenleri bir daha çıkarmadı.

20 Şubat 1990’da eski Sovyetler Birliği’ne (SSCB) karşı yapılan uluslararası hazırlık maçında ilk üst düzey ulusal takım çıkışını yaptı. Maç golsüz sona erdi ve uzatmaya gitti, daha sonraysa penaltılarla sonuçlandı. İki penaltıyı kurtararak gelecekteki başarılarına dair ilk işareti de vermiş oldu ve Kolombiya maçı penaltılarda 4-2 kazandı. 1989 yılında, henüz 23 yaşındayken, Atletico Nacional’le Copa Libertadores şampiyonluğuna ulaştı. Daha sonra, 1990 sezonunda yine Atletico Nacional’le Copa Interamericana şampiyonluğuna ulaştı.

.

Eylül 1991’de İspanyol Real Valladolid takımı, Kolombiya ulusal takımı oyuncuları Leonel Álvarez ve Carlos Valderrama ile birlikte Higuita’yı transfer etti; ne var ki kısa süre sonra İspanya’da başarı merdivenlerini tırmanamadığını hissettiği için bu kulüpten ayrıldı. Uluslararası kaleci, Ocak 1994’te Medellin’e, Atletico Nacional’e döndü.

1992 yılında, yaşamında izi kalacak ve uluslararası boyutlarda skandala yol açan tartışmalı bir olaya karıştı. Higuita, Medellin Karteli tarafından kaçırılan kız çocuğu Claudia Molina’nın serbest bırakılmasını sağladı ve bu nedenle çocuğun akrabalarından 50 bin dolar aldı. Kolombiya yasalarınca suç sayılan bu davranış, 1993’te Bogota’daki bir cezaevine girmesine yol açtı. 1994 yılında 150 bin pesetalık kefaletini ödedikten sonra, denetimli olarak serbest bırakıldı.

27 Şubat 1994’te, dokuz aydır uzak kaldığı futbola geri döndü ama Amerika Birleşik Devletleri’nde düzenlenen Dünya Kupası’nda yer almayı başaramadı. 18 Aralık 1994’te Kolombiya şampiyonluğuna ulaştı ve bu olay, 10 Ocak 1995’te ulusal futbol takımına geri dönmesine ve aynı yıl Uruguay’da düzenlenen Copa America’ya katılmasına yardım etmiş oldu.

1995 yılında Kolombiya ve İngiltere ulusal takımları arasındaki dostluk maçında, Jamie Redknapp’in yaptığı aşırtma vuruşu kale çizgisi üzerinde “akrep vuruşu” ile karşılayarak tüm dünyadaki futbol izleyicilerini kendine hayran bıraktı.

Higuita, 1996 yılının Kasım ayında, çok sayıdaki kişisel problemleri ve disiplinsiz davranışlarıyla Atletico Nacional’deki sözleşmesini kaybetti; ne var ki, 1997’nin Ocak ayında yeni bir sözleşmeyle takıma geri döndü. Bu yeni süreçte, Higuita kısa süreliğine yeniden taraftarın gözdesi haline geldi. Aynı yılın 22 Nisan’ındaysa, 1985’ten bu yana kalenin koruyucusu olan Higuita, tekrarlanan disiplin sorunları nedeniyle Atletico Nacional’den kovuldu.

Higuita’nın iki meşhur uyuşturucu baronu Pablo Escobar ve Carlos Molina ile olan dostluğu pek bir sır değildi ve görünüşte kaçırılan kız çocuğunun serbest bırakılmasında “yardım eli” uzattığı için yedi ay hapis yatmıştı. Higuita, çocuğu kendisine teslim ettiği için teşekkür etme amacıyla Escobar’ı cezaevinde ziyaret ettiği için hapse atıldığını öne sürdü. Hapishane deneyimi nedeniyle, 1994 FIFA Dünya Kupası’nda oynaması uygun görülmedi. Serbest bırakıldıktan sonra, Higuita, American Sports Illustrated dergisine şunları söyleyecekti: “Hayatımın en güzel anları hapiste geçirdiklerim oldu. Hapishanede farklı bir sadakat buldum, kaçakçılar, sözde teröristler... Kalplerini anlamayı öğrendim ve bu asil bir duygu.”

KARTELLER, FUTBOL VE KARMAŞA

Higuita ilk olarak 2007 yılında emekli oldu; ancak Venezüella kulübü Guaros de Lara FC’de oynamak için futbola geri döndü. En nihayetinde, 2010 yılının Ocak ayında emekli oldu. Emekliliğinin ardından, İspanyol Real Valladolid ve Suudi Arabistan takımı Al Nassr FC gibi kulüplerde kaleci antrenörlüğü yaptı. 2009’da Altın Ayak Efsaneleri Ödülü’ne layık görüldü ve IFFHS tarafından Güney Amerika tarihindeki en iyi 8. kaleci olarak yer aldı. 2011 yılında Medellin’e bağlı bir kasabanın belediye başkanlığına aday olsa da, futbol şöhreti onu başkanlığa taşımaya yetmedi.

Ailesi Cali uyuşturucu kartelini yöneten Fernando Rodriguez Mondragon, yazdığı kitapta Kolombiya uyuşturucu kartelleriyle futbolcu arasındaki bağlantıları şöyle özetliyor: “Escobar (Higuita’nın) babası gibiydi, onun için her şeyi yaptı. Escobar ona her şeyi verdi; evler, arabalar, geziler, her şey! Ona bu kadar yakın olmasaydı daha iyi bir kariyeri olabilirdi.”

Higuita’nın uyuşturucu kartelleriyle ilişkilerinden daha fazlası da söz konusuydu. Örneğin, 1996’da Medellin’deki evine küçük bir bomba atıldı. 2004’te Ekvador’da oynarken yapılan testlerde kanında kokain tespit edilmesinden çok daha önce, Escobar’ın ürünlerinden örnekler kullandığı biliniyordu. Uyuşturucu kartelleri, günümüzde Kolombiya futboluyla daha az bağlantılı. Higuita bir demecinde kartellerle ilişkilerini şöyle özetliyor, “Ben yalnızca ülkemizin yaşadığı savaştan kurtulan biriyim. Ve bunun bedelini ödedim.”

FUTBOLA DRAMATİK BİR ANLAYIŞ GETİRDİ

Higuita, sahadayken dramatik yetenekleri, baskı altındayken gösterdiği rahatlık ve eksantrik oyun stiliyle bilinirdi; çoğu zaman gereksiz riskler alıyor ve rakiplerinin hareketlerini önceden tahmin etmek, topu bir defans oyuncusu gibi çıkarmak, bireysel top sürme performansları göstermek ve gol atmak için karşı kaleye gitmek gibi “çılgınca” davranışlar sergiliyordu. Kaleci olmasına rağmen, Higuita serbest vuruşlardan ve penaltılardan attığı gollerle ün salmıştı.

Oyun stili, aynı zamanda “Higuita Yasası” olarak da bilinen geri pasın yasaklanması kuralına neden olacaktı. 1990 FIFA Dünya Kupası sırasında Higuita’nın ilk kez dünya izleyicisine sergilenen oyun stili, kalecilerin karşılaşmanın kazanılması için daha fazla sorumluluk almalarını sağlamada öncülük ediyordu.

Higuita, Kolombiya ulusal futbol takımına antrenörlük yapma isteğini defalarca dile getirdi. 2011 yılında Suudi Arabistan’daki Al Nassr FC’ye katıldı ve 2016 yılına kadar yaklaşık 5 yıl boyunca kulübün kalecisi antrenörü oldu. Kaleci antrenörü olarak davet edildikten sonra, 28 Haziran 2017’de Atletico Nacional’e tekrar döndü. Kulübüne dönüşünden sonra “hayattaki en büyük hayalim Atletico Nacional’e dönmekti” açıklamasını yaptı.

Kaynaklar:

https://thebiography.us/en/higuita-rene

http://www.channel4.com/news/articles/world/americas/political+football+rene+higuita/2154447.html

https://www.bbc.co.uk/blogs/timvickery/2010/02/the_legacy_of_rene_higuita.html

https://www.bbc.com/news/world-latin-america-12792304

http://www.zani.co.uk/zani-sport/item/68-el-loco-rene-higuita

La salud, la educación, el trabajo, el entretenimiento, el envejecimiento, la muerte y demás esferas de la vida del ser humano en la actualidad están administradas por organizaciones. A partir del contraste entre bienestar y malestar en la organización, este libro analiza la relación del sujeto con el trabajo como fuente de reflexión para la construcción de organizaciones humanistas.

Un punto de partida del libro es comprender que el trabajo en épocas contemporáneas, coligado a una organización, puede ser fuente de realización para el sujeto, pero también de alienación. Examinar la realización del sujeto en el trabajo, así como la alienación del sujeto por el trabajo, permitirá plantear elementos para la construcción de organizaciones con enfoque humanístico, holístico.

No existe o no hay organizaciones humanistas donde se exprima y se explote al ser humano, mientras se le ofrecen cursos de natación y bonos para redimir en las boutiques. No hay organización humanista con solo ofrecer cursos de comunicación, estímulos de motivación, o charlas de liderazgo o negociación, mientras a los accionistas no les importa contaminar o incurrir en prácticas antiéticas para producir más y engordar sus bolsillos. No es suficiente acudir a los discursos o modas de la felicidad o del salario emocional ni acudir a las consultoras que operan bajo el mismo paradigma funcionalista soterrado. Esta nueva mirada expuesta en estas páginas trasciende los programas de bienestar.

Futbol kariyeri boyunca hem saha içi hem de saha dışı olmak üzere yaptığı çılgınlıklarla sık sık gündeme gelen ve bu yüzden "deli" lakabını alan Kolombiyalı eski kaleci Rene Higuita'nın kızı da babasının izinden gidiyor.Pamela Higuita, babasının yıllar önce verdiği çırılçıplak pozu tekrarladı. Babası gibi çıplak bir şekilde kameralar karşısına geçen Pamela, mahrem yerlerini kaleci eldiveni ve futbol topuyla kapattı.

FOTOĞRAFA BEĞENİ YAĞDI

İspanyolların dünyaca ünlü gazetesi Marca için soyunan Pamela Higuita'nın bu pozu kısa sürede binlerce beğeni aldı.

AKREP VURUŞUYLA ADINDAN SÖZ ETTİRDİ

Kariyeri boyunca saha içinde çılgın hareketler yapan, maç esnasında topla kalesinden çıkıp takımıyla birlikte atağa kalkan Rene Higuita, 1995 yılında İngiltere ile oynanan maçta yaptığı akrep vuruşuyla adından söz ettirmişti. Kolombiyalı kaleci, Kolombiya ile oynanan 1990 Dünya Kupası 2. tur maçının uzatmalarında kalesinden çıkıp topu kaptırdıktan sonra gol yiyip takımının elenmesine yol açmıştı.

ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Burnley – Joey Barton

Sokak ortasında kavga etmek ve mülkiyet alanına saldırı suçlarından 2 kez mahkemeye çıktı. ngilizlerin problem oyuncusu Joey Barton, 6 ay hapis cezasına çarptırılıp , 77 Gün hapiste kaldı.

Daha sonrasında bahis olaylara karıştığı için futboldan 18 ay men edildi.

Wayne Rooney – Eveton

İngiltere Premier Lig ekiplerinden Everton'da forma giydiği dönemde alkollü araç kullandığı gerekçesi ile iki yıl araç kullanma yasağı ve 100 saatlik ücretsiz kamu hizmeti cezası aldı. Bu ceza sonrası Everton kulübünden de para cezası alan Rooney’in İngiltere macerası sona erdi ve Amerika Birleşik Devletleri’ne transferi gerçekleşti.

Marlon King – Wigan

Bir gece kulübünde flört ettiği kadından karşılık alamayınca taciz eden King, sonrasında sinirlerine hakim olamayıp yumruk attığı kadının burnunu kırmıştı. Jamaikalı forvet oyuncusu, mahkemede bu suçlamaları kabul etmese de görgü tanıklarının ifadeleriyle hakim tarafında suçlu bulundu ve 18 ay hapis cezasına mahkum edildi.

Dava ile ilgili kararın açıklanmasının ardından futbolcunun bonservisini elinde bulunduran Wigan Athletic Başkanı Dave Whelan, "Böyle bir suçu işlemiş bir oyuncuyu kulübümüzde barındıramayız, en kısa zamanda sözleşmesini fesh edeceğiz" açıklamasını yaptktan sonra futbolcunun sözleşmesi fesedilmiştir. Şu sıralarda hapishanede karıştığı kavgalarla gündeme gelmekte olan oyuncunun cezası süresinin uzaması gündemdedir.

Benzema – Valbuena

Valbuena’nın seks görüntülerine ulaşan Karim Benzama bu görüntüler ile Valbuena’yı tehdit etmiş ve para talep etmiştir. Olayın ortaya çıkmasından sonra Fransa Mahkemesi Benzema hakkında 5 yıla kadar varan hapis cezası talebinde bulunsa da dava takipsizlik ile sonuçlanmıştır. Fransa Başkanının da olaya dahil edilmesi ile iki oyuncu Fransa Milli Takımına bir daha alınmamak üzere men edilmiştir. Fransa anayasa mahkemesi ise olayın ört bas edildiğini düşünerek davanın tekrar açılması üzerinde çalışmalar yapmaktadır.

Jermaine Pennat – Birmingham City

Premier Lig'de Arsenal ve Liverpool gibi önemli ekiplerin formasını giymiş olan Pennat, Birmingham City'de forma giydiği dönemde hapis yatmak zorunda kalmıştı. Arabasıyla bir trafik lambasına çarpan Pennant'ın yasal alkol sınırını aştığı tespit edilince İngiliz oyuncu, 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. 1 ay içerde kalan yıldız oyuncu, şartlı tahliye kararıyla futbol kariyerine devam etmişti.

Peter Storey - Arsenal

Arsenal tarihinin sembol oyuncuları arasında yer alan Storey, iki kez hapse girmişti. 1971 yılında sahte altın bastırma suçundan 3 yıl hapis cezasına çarptırılan efsane oyuncu, serbest kaldıktan sonra yasadışı genelev işletmesinden dolayı 1 yıl hapis yatmıştı.

Peter Swan - Sheffield Wednesday

İngiltere'nin mütevazi kulüplerinden Sheffield Wednesday'ın unutulmaz oyuncuları arasında yer alan Peter Swan, karıştığı bahis skandalı nedeniyle kariyerine gölge düşürmüştü. 1962 yılında takımının Ipsich Town ile oynadığı mücadelede kaybedeceğine yönelik iki arkadaşıyla bahis yapan eski savunma oyuncusu, 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Futboldan ömür boyu men edilse de bu cezası sonradan kaldırılmıştı.

Duncan Ferguson - Everton

Everton'ın hırçın çocuğu Duncan Ferguson, yeşil sahalara agresif tavırlarıyla damgasını vurmuş bir isimdi. Nitekim bu yönü onu Merseyside'da unutulmaz kıldı.

1994 yılında oynanan bir karşılaşmada rakibine kafa atan Ferguson, belki kırmızı karttan yırttı ama hapis cezasından kurtulamadı. 3 aylık hapis cezasının 44 gününü tamamladıktan sonra serbest bırakıldı.

Rene Higuita Kolombiya

Dünya futbolunun sıradışı kalecileri arasında yer alan Rene Higuita, 90'lı yıllarda ülkesinde yasadışı işlere bulaşmıştı. Pablo Escobar'ın sorumlu tutulduğu bir çocuk kaçırma olayında yardımcılıkla suçlanan efsane eldiven, 7 ay ceza almıştı. Kolombiyalı kaleci, fidye parasını dağıtmaktan sorumlu tutulmuştu.

George Best

Futbol tarihinin gördüğü en büyük yeteneklerden biri olsa da sıradışı hareketleri kariyeri boyunca hep daha ön planda yer almıştı.Manchester United efsanesi olan Best, 1984 yılında polise hakaret edip, aldığı para cezasını ödemediği için 3 ay hapse girdi.

Diego Armando Maradona

Arjantinli eski futbol yıldızı Diego Maradona, 1994 yılında havalı tüfekle gazetecileri yaraladığı gerekçesiyle, 2 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı, ancak ceza tecil edildi.

Adı uyuşturucu kullanımından, doping yapmaya kadar birçok skandala karışan Maradona'nın futbolculuk dönemi bir hayli hareketli geçmiştir.

Lee Hughes

Kasım 2003'te ölümcül kazaya sebep oldu ve olay yerinden kaçtı. 36 saat sonra yakalandı. Yapılan incelemelerde hız yapmadığı ve hatalı olmadığı tespit edilse de, olay yerinden kaçması ve yaralıya yardım etmemesi nedeniyle 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 3 yıl sonra serbest bırakıldı.

Eric Cantona – Manchester United

​Irkçılık yapan Bir taraftara saldırdığı için 2 hafta hapis cezasına çarptırıldı. 24 saat hapiste kaldıktan sonra cezası 120 saat zorunlu kamu hizmetine çevrildi.

Tanju Çolak

1994'te kaçak Mercedes davası nedeniyle 23 ay hapis yattı. 1994 Tanju’nun futbol hayatının son senesi de oldu.

Lionel Messi – Barselona

Arjantin Milli Takımı ve Barcelona'nın yıldız futbolcusu Lionel Messi ile babası Jorge Horacio Messi'nin vergi kaçırdığı gerekçesiyle geçen temmuz ayında 21 ay hapis ve 2 milyon avro para cezasına çarptırılan Messi ve babasının temiz geçmişinden dolayı cezaları anlaşma yolu ile paraya çevrilmiştir.

Gökhan Töre - Beşiktaş

Gökhan Töre, kız meselesi yüzünden gerginlik yaşadığıı Ömer Toprak ve Hakan Çalhanoğlu'nun odasını silahla basmıştı. Ömer'e tabancayla vurup, Hakan'ın ağzına silah dayayan Gökhan, yanındaki arkadaşının araya girmesiyle sakinleşti. Üzerinden tam 9 ay geçtikten sonra olayın Vatan Gazetesi'nde yer alması üzerine Emniyet yetkilileri milli takımın oteline giderek kamera kayıtlarını istedi. Ancak, kayıtlara ulaşılamadı. Zira kanun gereği kayıtlar 6 ayda bir siliniyor.

Gökdeniz Karadeniz - Trabzonspor

Adı yasa dışı bahis oyunlarıyla anılan Gökdeniz Karadeniz Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na yaptığı itiraf sonucu 6 Ay hak mahrumiyeti cezasına çarptırılıldı. Bu ceza sonrasında Futbol hayatına Rusya'nın Rubin Kazan takımında devam etti.

Futbol, daha doğrusu spor tarihinde suç ve cezalara kronolojik olarak bir çok olayı bulmak mümkün, ilk etapta aklımıza gelenlerden oluşturduğumuz bu albümde olanlar dışında sizlerde hatırladığınız olayları bu haberi paylaşırken ekleyebilirsiniz. Dileğimiz sadece Mustafa Kemal Atatürk'ün değil, herkesin, Sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olanını sevmesi.