adem güneş uyku problemi / Çocuklarda Uyku Düzeni ve Çocukları Sallayarak Uyutmak Doğrumu?

Adem Güneş Uyku Problemi

adem güneş uyku problemi

Uyku, direnilmesi zor bir ihtiyaç halidir. Öyle ki, açlığa dayanılır, uykusuzluğa direnilemez!

İster çocuk olsun ister yetişkin, uykusuzluğa tahammül edemez.

Böyle olduğu halde birçok ebeveyn çocuklarının geç uyuduklarından, sabah uyanmadıklarından yakınır. Burada bilinmesi gereken en önemli ayrıntı; ebeveynler çocuklarını uyutmaya zorladıkça çocuklarının direnecekleridir. Zira zorla uyku olmaz!

Ebeveynler uykuya zorlamak yerine uyku zemini hazırlamalılar.

Uyku zemini hazırlayabilmenin ön şartı, çocuğun gün içinde duygusal doyumsamalar yaşamış olmasıdır. Birçok çocuk günün son bulmasını istemediği gibi, anne-babasıyla biraz daha vakit geçirmek ister. Bunun sebebi, gün içinde onlarla yeterince duygusal yakınlık kuramamış olmalarıdır. Çocuk ruhsal doyuma erişmedikçe, uykuya direnecek, bu ihtiyacını karşılamak için ebeveynini zorlayacaktır.

Günümüz çocuklarının ebeveynlerine ulaşmasına engel olan birçok faktör var; geç saatlere kadar ebeveynlerin çalışması, televizyon alışkanlığı, akıllı telefonlar, işin eve getirilmesi gibi birçok faktör çocuğun anne-babası ile ruhsal doyuma erişmesine engel faktörlerdir.

Bunun yanı sıra, çocuğu ile gün boyu birlikte olduğu halde, çocuğuna yetemeyen, onun duygularına erişemeyen anne-babaların çocukları da aynı durumdadır. Bir türlü günlerini bitirip yatağa uzanmak istemezler.

Çocuğun uykuya direnci sadece bu olumsuzluklardan kaynaklanmaz. Örneğin yaşama sevinci ile dolu olan, cıvıl cıvıl bir mizaca sahip çocuklar da günü sonlandırmak istemezler. Bu çocukları yatağa zorlamak yerine, yatak odasında son saatleri geçirmek, onların uykuya dalmaları için kolaylaştırıcı bir faktör olur. Ayrıca bu cılvıl cıvıl çocuklar ebeveynleri yatmadan kendileri de yatmazlar. Çocuklu anne-babalar, günlerini sonlandırmayı, istirahate çekilmeyi bilmelidir ki, çocuklar da istirahate çekilebilsin.

Hangi Sebeplerle Çocuk Uykuya Direnir?

Genel olarak baktığımızda uyku sorununu şu başlıklar altında toplayabiliriz:

Uykusu gelmediği halde, anne çocuğu uyutmaya çalışırsa, çocuk uykuya direnir

Çocuk, uykusu geldiğinde, uyur. Erken ya da geç uyuması için zorlanan çocuk, bu baskı karşısında direnç gösterir. Aslında, çocuk rahat bırakıldığında, gün içinde zaten yorulacak ve o yorgunluğun etkisiyle de uykuya dalacaktır. Uyku, vaktinde olursa keyif verir, dinlendirir.

Anlatacakları olan çocuk uyumak istemez

Çocuklar, gündüz yaşadıklarını anne-babalarına anlatmaktan keyif alırlar. Zaten her şeylerini dolu dolu paylaşacakları başka da kimseleri yoktur hayatlarında. Ne eşleri vardır, ne de iş arkadaşları Böylesi fırsat veren ve yavrusunun içindeki kelimelerin boşalmasına yardımcı olan anne-babanın çocuğu uykuya daha rahat geçer. Etkin bir dinleme ile çocuğunun kelimelerinin boşalmasına destek vermemiş bir ebeveynin çocuğu uykuya karşı direnç gösterir.

Uykudan korkma durumu

Yenidoğanlar uykudan korkar. Uyku bebeklerin daha önce tecrübesinin olmadığı bir ruhsal değişikliktir. Bebekler iç dünyalarında oluşan bu ‘uyku’ haline yabancıdırlar. Uyku hali onları kaygılandırır. Kendilerini bırakmak istemez, ayakta kalmak için çaba sarf ederler. Çocuğun yabancılık hissettiği bu duygular annenin çocuğun yanına uzanması ve ona güven vermesi ile kolaylıkla aşılabilir. Yenidoğanlar, uyuma esnasında anneleriyle teselli buluyorsa korkudan kurtulurlar.

Çocuğun fiziksel durumu uykuya geçiş için önemli

Her türlü ihtiyacı giderildiği halde, yatağa yatırıldığında ağlayan çocuğun ihtiyacı tamamen bitmiş demek değildir. Çocuğun gün içinde hareketliliğinden kaynaklanan eklem ağrıları, kas ağrıları, boyun ve kol ağrıları onun kaliteli uykusuna tesir eder. Sızılar uykuya dalmayı zorlaştırır. Bunun yanı sıra küçük çocuklarda, kemik ve eklem yerlerinde uzama varsa, ki eklem yerlerindeki uzamalar, midedeki gazlar, diş çıkartmalar, açlık gibi fizyolojik etkenler de uykuya geçişi zorlaştırır.

Yalnızlık ve karanlık korkusu

Günümüz çocuklarının birçoğunun çok yoğun bir şekilde gece korkuları yaşadıkları bir gerçektir. Gün içinde seyrettikleri filmlerdeki şiddet, haber programlarında duydukları felaketler, ölümler, dünyanın yaşanmaz bir yer olduğu iması ile yapılan programlar Hırsızlıklar, cinler, şeytanlar çocuğun uykuya girmesine engel olur. Hiçbir çocuk yok ki, bir ölüm sahnesini televizyonda izlesin de, gece korkusuzca yatağa girebilsin. Bu ancak duyarsızlaşmaya başlayan bir çocuk davranışıdır. Böylesi bir ruha sahip çocuk belki doğrudan korkularından bahsetmese de, içindeki âlem onun yalnız yatmasına engel olabilir.

Bunun yanı sıra, anne yatağından erken ayrılan, yine 2 yıl boyunca emme refleksinin devam ettiği süreçte anneden ayrılan çocukların da yaşından sonra yalnız yatmaya karşı direnç gösterdikleri de bir gerçektir.

Anne-Babanın Uyku Düzeni Çocuğa Tesir Eder mi?


Hiçbir çocuk evde yaşamın devam ettiğini bile bile uyumaya razı olamaz. Bu noktada dikkat edilecek hususları şöyle sıralayacak olursak:

(1) Anne-babaların uyku saatleri ne kadar düzenli ise, çocuğun da uyku düzeni o kadar sağlıklı olacaktır.

(2) Okul çağındaki çocuklar, anne-babasıyla iletişimini yarıda bırakıp uyumaya gitmek istemezler. Ebeveynler, çocukları ile birlikte istirahate çekilmelidir. Gerekirse eşleri ile baş başa kaldıkları saati oturma odasında değil; kendi odalarında geçirmelidirler.

(3) Anne-babasıyla coşku içerisinde iletişim kuran çocuk hemen uyumak istemez. Uykuya dalmadan önce özel olarak ilgilenilen, masallar, hikâyeler anlatılan veya okunan, hatta kendisiyle sohbet edilen çocuğun kendisini uykuya teslim etmesi kolaylaşır.

Çocuklar Neden Gece Ağlayarak Uyanır?

4 yaşından önceki dönemde çocuk gece kalkıp bağırarak ağlıyorsa, anne-baba yanına gittiği halde çocuğu teselli edemiyorsa, aksine çocuk daha da hırçınlaşıyorsa, buna gece terörü diyoruz. Sorunun
kaynağını bulmada aşağıdaki sorular rehberlik edebilir:

Anne ile çocuk bağlanması nasıl?

Terörünün en büyük sebebi, anne ile kopmadır. Çocuk annesiyle yakınlığında bir sorun yaşarsa, gece kâbusla uyanır. Çocuk kendisini annesinden uzak hissediyorsa, duygusal bir bütünlük kurmada zorlanıyorsa, gece terörü görülür.

Çocuk yalnız yatmaya kademeli olarak alıştırıldı mı?

Yaşına kadar annesinin yanında aynı yatakta, ten tene, göz göze yatan çocuk, annesinin kokusunu her an hisseder; böylece güvenle kendisini yatağa bırakabilir. Emme dönemi tamamlanıp, çocuk annesinin yatağından kademeli şekilde ayrılırsa— dört yaş aralığını kendi yatağında, ama annesine yakın ve yine annesiyle aynı odada geçirdiyse—bir sonraki adım olan çocuğun kendi odasına geçişi, kolay olur. 3, yaşına geldiğinde rahatlıkla odasında kendi başına yatabilir. Bu süreç doğru yönetilmezse, çocuk erken yaşta anne yatağından uzaklaştırılırsa, bu durum gece terörüne sebep olabilir.

Televizyon çocuğun yaşamında nerede duruyor?

Çocuk gün içinde ne yaşıyorsa gece rüyasındadır. Sakin, huzurlu bir gün geçiren çocuğun dinlenmesi de o denli sakin olacaktır. Televizyon seyreden bir çocuk, yoğun dürtü alıyor demektir. Televizyon hem ses, hem ışık, hem de yaydığı radyasyon ile çocuğa bitmek bilmez bir dürtü verir. Çocuk böylesi bir dürtüselliği bırakıp uykuya daldığında, gündüz aldığı tüm dürtülerin tesirini yaşayacaktır. Anti parantez; televizyonda seyrettiği programların içeriğinin çocuğa uygun olmaması ayrı bir sorun! Uygun olan programlar bile yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı gece terörüne sebep olabilir. Bu itibarla, 4 yaşından küçük çocukların televizyon izlemeleri doğru değildir. yaş aralığındaki çocuklar ise 15’er dakikayı geçmemek koşulu ile günlük iki çocuk programı izleyebilirler.

Gece Terörü Yaşayan Çocuklara Nasıl Davranılmalı?

Gece terörü yaşayan çocuk zorla uyandırılmaz. Tokat atılıp kendisine getirilmez. Gece terörü yaşayan çocuklarda böylesi davranışlar çocuğun ruh sağlığını tehlikeye atabilir. Ani uyanmak, korkuya bağlı travma oluşturabilir.

Gece terörü yaşayan çocuğun kendisinin uyanmasını beklemek gerekir. Uyandıktan sonra ona sarılmak, teselli etmek, onun korkudan arınması ve uykuya daha rahat dalabilmesi için yanında bulunmak gerekir.

Ve en önemli kalıcı çözüm ise; anne-çocuk bağlanmasının gerçekleştirilmesidir.

Sallayarak Uyutmak Doğru Bir Yöntem mi?

Sallayarak uyutmak çocuğu sersemleştirir. Çocuğun sallama sırasında algı gücü düşer. Bu sırada hipnoz oluyor gibi kendini kaybeden çocuk uykuya geçer.

Zaten sallayarak uyutulmaya alışan çocuklar, bir süre sonra normal uykuya geçmekte zorlanırlar.

Ancak, hızlı olmamak kaydı ile, ve çocuğun başı değil, fakat bütün vücudu çok hafif, ritmik şekilde pışpışlanırsa bunda bir mahsur yoktur.

Soru-Yorum

Çocuğumu kendi başına uyumaya nasıl alıştırabilirim?

7 aylık bir kızım var. Gece uykuya ilk geçişi emerek oluyor. Geceleri uyandığında da hep emmek istiyor. Artık kendi kendine uyumasını istiyoruz. Okuduğum bazı dergilerde “Ağlatarak uyku alışkanlığı kazandırabilirsiniz” deniyor. Bu yöntemi denedim, ama çok ağlıyor, yine de uyumuyor. Kendi başına uyumaya nasıl alıştırabilirim?

Ağlatarak uyutmak, anne-çocuk bağını zedeler.

7 aylık bir çocuğun yeri annesinin yanıdır. Onu kendinizden ayırmayın, ağlatarak uyutmaya çalışmayın. Çocuk ağladıkça, annesini yanına çağırır. Anne bu çağrılara karşılık vermezse, çocuk ile anne arasındaki duygusal bağ zarara uğramaya başlar. Çocuğun güveni azalır, ki bir çocuk ile anne arasındaki en önemli şey, güven hissidir.

Ses ile uyutmak doğru mu?

10,5 aylık oğlum radyo gibi bir ses eşliğinde uyumaya alıştı; sorun olur mu?

Dışarıdaki sesleri takip eden çocuğun, derin uykuya geçmesi zor olur.

Çocuk eğer dışarıdan gelen birtakım seslerle uyumaya alışırsa, o zaman derin uykuya dalmada güçlük çeker. Zihni her an dışarısıyla etkileşim içerisinde olan çocuk, kendi içerisinde derinleşip, REM dediğimiz, derin uykuya dalmakta zorluk çeker. Oysa o derin uyku kişiyi dinlendirir, rahatlatır. Uyku, insan ruhunun en önemli besin kaynağıdır.

Uykuda eksik kalan kişi hırçın, agresif ve huzursuzdur.

Tavsiyem; çocuğu sessiz ve ışıktan arınmış bir odada yatırın.

Kızım gece yarısı uykusunda ağlamaya başlıyor, kendisini yerlere atıyor. Uyandıramıyoruz. Ne yapalım?

Biri 40 günlük, diğeri 21 aylık iki kızım var. Büyük kızımda akşamları uyku rutini oluşturdum, saat ’da yatıyor. Anne sütünden erken kestiğim için onu kucağıma alıp öpe koklaya uyutuyorum. Yaklaşık 4 saat sonra uykusunda ağlamaya başlıyor, bazen kendisini yerlere atıyor, uyandıramıyoruz. Kucağımıza gelmiyor, sakinleştiremiyoruz. Ne tavsiye edersiniz?

Gece uyanmaları duygusal yoksunluktan olabilir.

İki çocuğunuz arasındaki yaş farkı çok az. Büyük kızınız henüz duygusal ve ruhsal gelişim dönemini tamamlamadan küçüğünüz dünyaya gelmiş. Anne sütünden yoksun kalmış. Muhtemelen siz küçük kardeşi ile ilgilenirken büyük ilgisiz kalıyor.

Gece uyanmalar ve çılgınca ağlamalar çocuğun iç düzeninin henüz oturmadığının bir işaretidir—eğer fizyolojik bir neden yoksa,—bu yaştaki gece ağlamaları anne-çocuk bağlanmasındaki soruna işarettir.

Size tavsiyem; doğal bir anne olmaya çalışın. Çocuklarınızın ikisini de yanınıza alın ve onlarla uyuyun. Büyük kızınızı ihmal etmeyin. Eğer doğal bir anne olur, çocuklarınızın duygularını anlayabilir ve vaktinde karşılık verebilirseniz, birçok sorun kendiliğinden çözülecektir.

Oğlum gece yatağından kalkıp yanımıza geliyor. Niye böyle oluyor?

Oğlum (7 yaşında), gece uyanıp yatağından kalkıp yanımıza geliyor. Ve yanımızda yatıyor. Oğlum ne zaman bu huyundan vazgeçecek? Niye böyle oluyor?

Çocuğunuzu yanınıza almayın, ama onun yatağında yatın.

Anne yatağından erken ayrılmış çocukların, genellikle yaş civarında, değişik bahanelerle yeniden ebeveyn yatağına döndüklerini gözlemliyoruz. Bir bakıma, çocukluk yıllarında doyumsayamamış olduğu hisleri alma çabasıdır, diyebiliriz buna. Eğer bu cümleler size tanıdık geliyorsa, çocuğunuzun bu ihtiyacını karşılamayı hedef edinin. Ancak çocuğunuzu yanınıza almayın, onun yatağına siz gidin, 6 hafta kadar bir süre kendinizi ona verin; anne duygusuna doysun! Bu süre en çok 6 hafta olabilir.

Eğer çocuğunuz zayıf benlik yapısından değil de, korku veya hastalıktan dolayı yanınıza geliyorsa, onu anlayışla kabul edin. Yatağınıza almayın, ama onun teselliye ihtiyacı olduğunu düşünerek, onun uyuması için yanına geçin. Uyuyuncaya kadar yanında kalıp kendi yatağınıza dönün. Eğer her iki durumda da sorunu sükûnetle geçirirseniz, bir alışkanlık veya duygusal yoksunluk oluşmadan çözmüş olursunuz.

Anne yatağından kovulan, annenin reddedişi ile odasına kırgın dönen çocuklarda duygusal yoksunluklar oluşacağını unutmayın!..

Bebekle aynı odada yatmak, aile mahremiyetine uygun mu?

Ben yurt dışında yaşıyorum. Hem buradaki uzmanların tavsiyesi, hem de okuduğum kitapların etkisiyle, kızım 6 aylık olmasına rağmen odasını ayırdık. Kızım geceleri çok sık uyanıyor, sebebi bu olabilir mi? Ayrıca aile mahremiyeti konusu da eşimle kafamızı karıştırıyor. Çocuğun anne- babasıyla aynı odada bulunması sakıncalı değil mi?

Eşler çocuk sahibi olmanın sorumluluğu içinde olmalı.

Kızınızı 6 aylıkken yanınızdan ayırırsanız, anne ile güvenli bağın oluşmasını zora sokmuş olursunuz. Yurt dışında böylesi bir çocuk modeli çok da kötü sayılmadığı için onlar bunu uyguluyorlar. Her kültürde çocuk yetiştirmedeki hedef farklı olacağı için başka bir kültürün tarzını almak size uygun olmayabilir. Yurt dışında genellikle, bireysel çocuk yetiştirme tarzında bir model uyguladıkları için ebeveynler çocuklarını daha erken yaşta yanlarından ayırt etmeye çalışıyorlar.

Eğer bireysel bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız, o takdirde bu tarz bir uygulamayı seçebilirsiniz. Eğer bireysel değil, kollektif bir çocuk olsun diye çabanız varsa sizinle uzun yıllar devam edecek bir bağın olmasını ve kopmamasını arzu ediyorsanız, o takirde çocuğunuzun ilk iki yıl sizden kopmamasına gayret sarf edin. Yani çocuğun ilk 2 yıl anne ile bağlanma sürecinin tamamlanmasını beklemelisiniz.

Çocuğun ebeveynin yatağında iki yıl yatmasıyla ‘mahremiyet’ ile ilgili endişenize katılırım.

Zira bir ebeveyn çocuğu uyukuda dahi olsa kendi özel yaşamını bir başkasının yanında sergilemeyi arzu etmez. Çocuğunuzla birlikte uyumanızdaki kastımız da bu değil zaten. Çocuğunuzu bir süreliğine yanınızdan uzaklaştırabilir, uyurken ayrı odaya koyabilir, daha sonra yanınıza tekrar alabilirsiniz. Veya evin her tarafının size ait olduğunu da unutmayın

Pedagog Dr. Adem Güneş

 

Değerli okuyucularımız günümüzde çocuk yetiştirme koşulları, eskiye oranla oldukça yetişti&#;.

Eskiden günlük yaşam koşullarının zor olmasından kaynaklı insanlar, hayatlarını idame etme derdine düşen insanlar da, çocukları yetiştirmek belkide 2. yada 3. planda kalmaktaydı&#;.

Günümüzde ise eskiye oranla ekonomik sorunlar kısmen aşılmış ve çocuk aile ilişkileri oldukça değişmiştir.

Ayrıca eskiden olan çocuk ve ebevyn arasındaki resmi ilişki değişmiş ve biribine daha yakın bir aile ortamı ortaya çıkmıştır.

Lakin herşeyin fazlası zararlı olduğu gibi, çocuk ile anna babası arasındaki mesafenin fazla yakınlaşması da çocuğun saklıklı olarak yetişmesi açısından engel teşkil etmektedir&#;.

Konunun ana fikrinde olduğu gibi ana özneler çocuklar ve anne babalarıdır&#;.

Bu noktada çocuk, cocuk olarak kalmalı anne babada ebevyn&#;.

Bu konuda bakalım bilim insanları ne demiş&#;..????

uyuyan bebek ve annesi

Çocuğun anne baba ile yatması, ebeveynler için başlı başına soru işareti. Bunun doğrusu nedir? Beraber uyumanın sakıncaları var mı? Yaş Uyku Danışmanı Sinem Gerger Akınal ve Pedagog Adem Güneş’in görüşlerine yer verdiğimiz yazımızda sorularına cevap arıyoruz!

ÇOCUKLAR ANNE- BABA İLE UYUMALI MI UYUMAMALI MI?

Son zamanlarda çokça duyduğum ve soru olarak gelen bir problem. Çocuğumla uyumak doğru mu? Çocuğum küçüklüğünden beri bizimle birlikte uyuyor artık ikna etmeye çalışıyorum ama yapamıyoruz. Bunların bir hali ise hala çocuğumla uyuyorum, eşim diğer odada yatıyor. Çocuğum doğduğundan itibaren bu durum böyleydi.Peki anne babalar neler yapmalı? Çocuğun anne babayla veya sadece anneyle uyuması doğru bir davranış mı? Doğruysa bunun bir yaş aralığı var mıdır? Gelin hep birlikte bu soruların cevabını yazdığım yazıda bulalım.

 

Çocuğum hep benimle uyumak istiyor&#; - Güncel yaşam haberleri

 

 

Doğal ebeveynlik, anne-baba olarak size doğal gelen, bağlanma ve empati odaklı, sezgisel bir ebeveynlik anlayışı.

&#;Bazı aileler, yataklarını ve yaşam biçimlerini çocuklarıyla birlikte uyumaya uygun hale getiriyorlar. Bu aileler, çocukları kendi yatağını ayırmak isteyene kadar beraber yatıyorlar ve bunun avantajlarıyla dezavantajlarını göze alıyorlar. Ancak bu durumda yatağı ayırmak, çocuğun hatta 5 yaşlarını bulabiliyor.&#; diyor Sinem Gerger.

Adem Güneş’e göre ise bağlanmanın en temel beslenme kaynaklarından biri, bebekle annenin aynı yatakta yatması. Annesiyle birlikte yatan çocuklar güven duygusuna sahip oluyorlar. Ayrıca bağlanma döneminde çocuğun, kendisinin devamı olarak gördüğü annesinden kopmamasının benliğinin yapılanması için oldukça önemli olduğunu söylüyor Güneş.

Erken yaşta anne yatağından ayrılan çocuklarda kaygı, korku ve ilerleyen yaşlarda anne yatağına tekrar geri gelme çabası ile güvensiz benlik yapısı görülüyor. Çocuğun erkenden yataktan ayrılması kendi bütünlüğü kaybetmesi demek bir nevi.

Nasıl bir yaklaşımda bulunmalısın: Kendi Yatağında Uyumak İstemeyen Çocukları Anlama Kılavuzu

Çocuğum hep benimle uyumak istiyor&#; - Güncel yaşam haberleri

 

Yazının konusuna baktığımızda ne var canım bundan çocuk işte yatalım yanına gitsin gibi düşünebilirler. Ne de olsa büyüyünce kendi ayrı yatakta gitmek ister. Aslında bu doğru olmayan annelerin ve çocukların bu süreci devam ettirmek için buldukları cümlelerdir. Klinik alanda gördüğümüz ise bu cümlelerin tam tersidir. Bir çocuk cinsiyeti fark etmeden ancak genellikle erkek çocukları 8 -9 10 yaşlarına kadar (zaman zaman 10 yaşın üzerinde de görmekteyiz) anne veya babasıyla birlikte uyumaktadırlar. Genelde alanda gördüğümüz erkek çocuğun anne ile birlikte uyuması ve babanın tek uyumasıdır. Peki bu süreç nasıl başlar? Çocuklar mı annelerle anneler mi çocuklarla uyumak ister? Bu sürece kimin daha çok ihtiyacı vardır?

 

Çocuğun Anne Baba ile Yatması Doğru mudur? </p>
            <span class=nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.