hamilelikte sıtma / Gebelikte Önemli Belirtiler ve İşaretler | Prima

Hamilelikte Sıtma

hamilelikte sıtma

Gebelikte Aşı - Hangi Aşıları Olmalıyım?

Gebelikte aşı olmak zararlı mı? Bazı aşılar güvenlidir ve hamilelik öncesinde, sırasında ve sonrasında kadınları ve bebeklerini korur. Bu aşılara tepki olarak gelişen antikorlar sadece anneyi korumakla kalmaz, aynı zamanda plasentayı geçerek bebeklerini yaşamın erken dönemlerinde ciddi hastalıklardan korumaya yardımcı olur. Grip ve boğmaca gibi inaktive edilmiş aşılar, koruduğu virüsün canlı bir versiyonunu barındırmaz ve bunlar bebeğinize zarar vermez. Aksi şekilde canlı aşılar ise önerilmez.

Hamileyseniz veya bir hamilelik planlıyorsanız, gebelikte aşı olmak ve bazı aşıları olmamak önemlidir. İhtiyacınız olan özel aşılar yaşınıza, yaşam tarzınıza, tıbbi durumunuza, seyahat planınıza ve önceki aşılarınıza göre belirlenir. Hamilelik planlıyorsanız, sağlık uzmanınızla tüm aşılarınızı güncellemek için konuşun. Kızamık, kabakulak, kızamıkçık (MMR) aşısı gibi bazı aşılar, hamilelikten en az bir ay önce yapılmalıdır.

Gebelikte aşı; Grip ve DTaP aşılarını yaptırmalısınız

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), hamile kadınların her hamilelik sırasında iki aşı yaptırmasını önermektedir; inaktive edilmiş grip aşısı (influenza aşısı değil) ve DTaP (difteri, tetanoz, boğmaca) aşısı. Hamileyken grip ve DTaP aşısı yaptırmak vücudunuzun koruyucu antikorlar (hastalıklarla savaşmak için vücut tarafından üretilen proteinler) oluşturmasına neden olur ve bu antikorların bir kısmını bebeğinize geçirirsiniz. Bu bağışıklık, bebeğinizin aşı olmadan önceki ilk birkaç ayında bebeğinizi bazı hastalıklardan koruyabilir ancak zamanla bağışıklık azalır.

Gebelikte aşılar doğru ve zamanında yapıldığı sürece size ve bebeğinize büyük fayda sağlayacaktır. CDC, grip mevsiminde hamileyseniz grip aşısı yaptırmanızı önerir. Grip mevsimleri zamanlamasına göre değişiklik gösterse de, CDC mümkünse Ekim ayı sonuna kadar aşı olmayı öneriyor. Milyonlarca gebe kadına yapılan grip aşıları bunun güvenli olduğunu göstermektedir. Grip aşısı olmak, doğumdan sonraki birkaç ay boyunca kendinizi ve bebeğinizi griple ilişkili komplikasyonlardan korumanın en iyi yollarından biridir.

Hamile kadınların herhangi bir zamanda DTaP aşısı yaptırması önerilir ancak ideal olarak her hamileliğin 27 ila haftası arasında yapılması tavsiye edilir. Bu aşı, daha önce DTaP aşısını aldığınızdan bu yana ne kadar zaman geçtiğine bakılmaksızın her hamilelikte önerilir. Hamileliğiniz sırasında bir DTaP aşısı olmadıysanız ve hiç yaptırmadıysanız, aşı doğumdan hemen sonra önerilir.

Gebelikte yapılmaması gereken aşılar

Gebelikte aşı konusunun ikinci kısmı kaçınılması gereken aşılardır. Bir aşı, virüsün MMR aşısı gibi canlı bir versiyonunu içeriyorsa, aşı yaptırmadan önce genellikle bebeğiniz doğana kadar beklemeniz tavsiye edilir. İnsan papilloma virüsü (HPV) aşısı, kızamık - kabakulak ve kızamıkçık (MMR) aşısı, canlı grip aşısı (nazal grip aşısı), varisella (su çiçeği) aşısı, bazı seyahat aşıları (sarı humma, tifo ateşi ve Japon ensefaliti), BCG (tüberküloz aşısı), oral çocuk felci (bebeklere verilen 5'i 1 arada aşının bir parçasını oluşturur), oral tifo gebelik sürecinde önerilmez. Bunun nedeni, canlı aşıların doğmamış bebeğinizin enfekte olmasına neden olma olasılığı yüksek olmasıdır. Ancak herhangi bir canlı aşının doğum kusurlarına neden olduğuna dair hiçbir kanıt yoktur.

Yukarıda belirtilen seyahat aşıları, doktorunuz tarafından faydaların risklerden daha ağır bastığı belirlenmediği sürece, gebelikte bu aşılar yapılmamalıdır. Bu aşılardan herhangi birini alırsanız ve ardından hamile olduğunuzu öğrenirseniz, doktorunuzla konuşun. Hamileliği tamamladıktan sonra gerekirse daha fazla aşı dozu verilmelidir.

Emzirirken aşı yaptırmak güvenli mi?

Doğumdan hemen sonra, emzirirken bile rutin aşıları yaptırmak güvenlidir. Bununla birlikte, sarı humma aşısı, belirli ülkelere seyahat kaçınılmaz olmadığı ve bir sağlık hizmeti sağlayıcısı, aşılamanın yararlarının risklerden daha ağır bastığına karar vermediği sürece emziren kadınlar için önerilmez.

Gebelikte sıtma; Gebe kadınlar sıtmaya karşı duyarlıdır!

Gebelikte aşı olmak kadar bazı ilaçların alınması ve hastalıklardan korunmak da önemlidir. Hamile kadınlar sıtmaya özellikle duyarlıdır. Bu ciddi bir durumdur ve eğer ciddi ise hem anne hem de bebeği için ölümcül olabilir. Sıtma, başlıca şu ülkelerde yaygındır; Afrika, Güney Amerika ve Orta Amerika, Asya, orta Doğu. Mümkünse, hamile iseniz bu bölgelere seyahat etmekten kaçının. Bununla birlikte, seyahatinizi erteleyemez veya iptal edemezseniz önleyici tedavi mevcuttur; riskinizi azaltmak için antimalaryal ilaç tabletleri verilebilir.

Aldığınız sıtma ilacı, hangi ülkeye seyahat ettiğinize, hamileliğinizin aşamasına ve önceden var olan başka bir sağlık sorununuz olup olmadığına bağlı olabilir. Bazı bölgelerde sıtma paraziti bunlara direnç geliştirdiği için bazı sıtma ilaçları işe yaramaz.

Bazı antimalaryal ilaçların gelişmekte olan bebeği etkilediği bilinmektedir. Örneğin, doksisiklin; hamile bir kadın hamileliğin ilk 12 veya 13 haftasından sonra bu ilaçları alırsa bebeğin süt dişlerinin rengi değişebilir.

Diğer sıtma ilaçları yeterince çalışılmamıştır ve hamilelikte kullanımları hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Ancak sıtmadan size ve bebeğinize zarar verme riski, sıtma ilacı almanın olası risklerinden çok daha büyüktür.

Hamileyseniz, böcekler tarafından ısırılmaya karşı önlem alın. Örneğin, sivrisinek kovucu kullanmak, gün batımından sabaha kadar uzun kollu-bacaklı giysiler ve çorap giymek, yatağa cibinlik takmak önlemlerden bazılarıdır.

Yayınlanma tarihi: 1 Ocak Pazartesi

Sıtma Nedir? Belirtileri, Tedavisi & Nasıl Ge&#;ebileceği Hakkında Bilgiler

İnsanlık, yüzyıllar boyunca sayısız bulaşıcı hastalıkla mücadele etmek zorunda kalmış ve bu hastalıkların etkin tedavisi bulunana kadar birçok kişi hayatını kaybetmiştir. Sıtma, geçmişi oldukça eskiye dayanan ve maalesef yılında dahi ölüme neden olabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) güncel verilerine göre, sıtma paraziti nedeniyle yılında milyon kişi enfekte olmuş ve yaklaşık bin kişi hayatını kaybetmiştir. Yaygın olarak tropikal ve subtropikal bölgelerde görülen sıtma vakalarının daha çok Afrika kıtası için tehdit oluşturduğu söylenebilir. Ülkemizde ise yılından itibaren yerli sıtma vakası kaydedilmemiştir. Vakaların tamamının yurtdışı kaynaklı veya nüks vakalar olduğu gözlemlenmiştir. Sıtma hastalığıyla mücadelede en yüksek riskli grup yaş grubundaki çocuklardır.

Sıtma Nedir?

Sıtma, insanlara tek hücreli Plasmodium paraziti aracılığıyla bulaşan ve bazı durumlarda ölümcül olabilen ateşli bir hastalıktır. Birçok hastalıkla ortak belirtileri olması nedeniyle sıtmanın ne demek olduğunu bilmek tanı ve tedavi süreci açısından oldukça önemlidir. Sıtma, enfekte dişi Anofel cinsi sivrisineklerin ısırmasıyla insanlara bulaşır. Sıtma, bulaşıcı bir hastalık olmasına rağmen, insandan insana doğrudan temasla veya cinsel yolla bulaşmaz. Çok nadir olarak görülen insandan insana hastalığın bulaştığı vakalar sadece kan nakli, organ nakli, enfekte şırınga kullanımı ve hamilelikte plasenta aracılığıyla hastalığın bebeğe bulaştırılması şeklinde görülmüştür.

Hastalık, parazitin alyuvarları ve karaciğer hücrelerini ele geçirmesi sonucunda ortaya çıkar. Zamanında tedavi edilmezse ölümcül olabilen sıtma, yaygın olarak nöbetler halinde ateş ve titremeye neden olan bir hastalıktır. Sıtmanın en belirgin özelliği olan bu nöbetler, sıtma tutması olarak adlandırılır. Belirtiler çoğunlukla enfeksiyon sonrasında 10 gün ila 4 hafta arasında ortaya çıksa da bazı durumlarda 7 gün içerisinde de belirtilerin görülmeye başlanacağı söylenebilir. Hastalığın bilinen en uzun kuluçka süresi ise enfeksiyon tarihinden itibaren 1 yılı aşmamıştır.

Dünyadaki sıtma vakalarının yaklaşık %93’ü Afrika kıtasında görülür. yılı verilerine göre, her bin kişiden 71’i sıtma hastalığına yakalanma riski altındayken, yapılan çalışmalar sonucu bu sayı yılında 57 kişiye kadar düşmüştür. Ancak, halen efektif bir sıtma aşısının bulunamadığı unutulmamalıdır.

Sıtma Hastalığı

Çoğu türü bilimsel olarak tanımlanmış olan Plasmodium adlı parazitin farklı hayvan türlerini de enfekte ettiği kaydedilmiştir. İnsanlarda sıtma hastalığına neden olduğu saptanan toplamda 5 farklı Plasmodium paraziti bulunur. Bu türler; P. falciparum, P. vivax, P. malariae ve P. ovale (iki tür) şeklindedir. Ayrıca, bu türlere ek olarak, P. knowlesi adı verilen parazitin de Güneydoğu Asya'nın bazı bölgelerinde farklı etken canlılardan insana bulaşarak sıtma hastalığına neden olduğu bilinmektedir. Bu parazit türlerinden insan sağlığı için en büyük tehdidi oluşturan iki tür ise P. falciparum ve P. vivax adı verilen türlerdir.

Afrika, Güneydoğu Asya, Batı Akdeniz ve Batı Pasifik’te görülen vakaların çoğunluğu P. falciparum türünden kaynaklanan vakalardır. Amerika bölgesinde görülen vakaların büyük çoğunluğu (%75) ise P. vivax adı verilen parazitten kaynaklanır.

Bilinen dört yüzden fazla türe sahip olan Anofel sivrisineğinin sadece otuz çeşidi insan sağlığını tehdit eder. Hastalığın şiddeti; hastalığı taşıyan etken canlıya, hastanın durumuna ve çevre şartlarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Parazitin hayat döngüsünü tamamlayabilmesi için hem Anofel cinsi sivrisinekte hem de insan vücudunda belirli süre konaklaması gerekir.

Basit şekilde anlatmak gerekirse, hastalığın yayılması, paraziti taşıyan hayvanın kan emerken sporozoit adı verilen yapılar aracılığıyla bu paraziti kan dolaşımına aktarmasıyla başlar. Bu sporozoitler insanlarda doğrudan karaciğere saldırır ve hücreleri hızlı bir şekilde enfekte etmeye başlar. Karaciğerde belirli bir erginliğe ulaşan bu yapılar, daha sonrasında tekrar kan dolaşımına katılarak bu sefer de alyuvar adı verilen kan hücrelerini enfekte etmeye başlar. Bu sırada, sıtma hastalığının belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Ortaya çıkan bu belirtiler insan kanında sıtma hastalığına sebep olan parazitin hem erkek hem de dişi olarak insan vücuduna yerleştiğini gösterir. Bu durum da parazitin insan vücuduna yerleşerek burada üremeye başladığı anlamına gelir.

Hastalığın bulaşma sürecinden de anlaşılacağı gibi zamanında müdahale ve tedaviyle hastalığın tamamen ortadan kaldırılması mümkündür. Ancak, bazı bölgelerde hâlen yerli vakalar görülmesi ve hasta bireylerin seyahat etmesi sonucunda hastalığa sebep olan parazitlerin etkisinin tamamen ortadan kaldırılması şu an için mümkün değildir.

Sıtma Belirtileri

Sıtma hastalığına sebep olan paraziti taşıyan ve taşımayan sivrisinek ısırıkları arasında gözle görülür herhangi bir fark bulunmaz. Bu, erken tanı konulmasını zorlaştıran ve hastalığın ölümcüllüğünü artıran bir durumdur. Sıtmanın başlıca belirtilerinin yaygın olarak görülen ateşli hastalıklarla benzer olduğu söylenebilir. Etken-konak birey eşleşmesi ve çevre şartlarına bağlı olarak ilk belirtiler şiddetli ya da hafif seyredebilir.

Tüm sıtma vakalarında ortak olarak görülen belirtiler; yüksek ateş, titreme, üşüme ve terlemedir. Bazı vakalarda kusma ve ishal de bu belirtilere eşlik edebilir. Hastalığın ağır seyrettiği vakalarda ise baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, iştahsızlık ve şiddetli titreme gibi belirtiler de görülebilir. Ancak, hastalığın ciddi bir organ yetmezliği problemine neden olmadığı durumlarda, hastanın mevcut tedavi yöntemleriyle tamamen sağlığına kavuşması mümkündür. Sıtma kaynaklı organ yetmezliği durumunda ise ortaya çıkan belirtiler hastada kalıcı hasarlara neden olabilir ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Hastalığın genel döngüsünde erken sayılabilecek bu dönemde kişide ciddi bir organ yetmezliği durumu yoksa, kişi mevcut tedavi yöntemleriyle tamamen iyileşebilir. Bu durumda görülen belirtiler; nöbet geçirme, metabolik asidoz, ağır anemi, hipoglisemi, akut böbrek yetmezliği ve akciğerlerde ödem oluşumu şeklindedir. Ayrıca, sıtma hastası çocuklarda belirtilerin daha şiddetli, sık ve çoklu olabileceği unutulmamalıdır.

İnsan vücudunda karaciğerlerde gelişim gösteren sıtma paraziti, daha sonrasında periyodik olarak görülen nöbetlere neden olur. Enfekte olan kan hücreleri aynı anda patlayarak kan dolaşımına karışır ve bu da hastanın nöbet geçirmesine yol açar. Bu nöbetler genellikle hücre çoğalması ve yeni enfekte hücrelerin oluşma süresiyle doğru orantılı olarak 48 ya da 72 saatlik döngüler halinde görülebilir. Uyku sırasında geçirilen nöbet ya da gece sıtma tutması olarak adlandırılan durum, çoğu vakada görülen bir belirtidir ve nöbet geçiren kişiye zamanında müdahale edilememesi ciddi sonuçlar doğurabilir.

Sıtma Tedavisi

Çoğu hastalığın tedavisinde en etkili koruyucu yöntem olan aşılama, sıtma hastalığı için henüz mümkün olmayan bir durumdur. Sıtma hastalığına karşı ortak bir aşının geliştirilmesinin önündeki en büyük engel, enfeksiyon sonucu oluşan yapının kendisinin ve yapının gelişim sürecinin oldukça karmaşık olmasıdır. Hastalığa neden olan parazit, insan vücudunda bağışıklık sistemiyle savaşır ve bu sırada sürekli olarak kendi yüzeyini değiştirebilir. Aşı araştırmalarında üzerinde durulması gereken temel konu, parazitin bu değişikliğine karşı sürekli farklı şekillerde cevap vermeye çalışan bağışıklık sistemimizin kompleks yapısıdır.

Hastalığın tedavi sürecini belirleyen ana etmen enfeksiyona sebep olan Plasmodium parazitinin türüdür. Bu nedenle, parazitin hangi türden olduğunun belirlenmesi tedavi sürecinin en önemli adımını oluşturur. Yukarıda da belirtildiği gibi, sıtma belirtileri, akut ateşli hastalıklarla büyük ölçüde benzerlik gösterdiğinden, genel anlamda sıtma açısından tehlikeli kategoride değerlendirilen ülkelere son 1 yıl içerisinde seyahat edilmiş olması, hastalık ihtimalinin göz önünde bulundurulmasını gerektiren bir durumdur.

Parazitin hangi türden olduğunun belirlenmesinin ardından, tedavi planının oluşturulması da farklı etkenlere bağlı olarak gerçekleşir. Parazitin nereden ve ne zaman bulaştığı, belirtilerin şiddeti, hastada görülen diğer hastalıklar, alerjiler ve gebelik, tedavide farklı yöntemlere başvurulmasına neden olur.

Sıtma Hastalığı Testi

Hastalığın tanısı için kullanılan farklı sıtma testleri vardır. Kullanılan testler, vakadan vakaya değişse de testin ne kadar hızlı sonuç verdiği sıtma gibi hastalıklarda büyük önem taşır. Sıtmanın yaygın olarak görüldüğü Afrika gibi bölgelerde hâlâ sıtma testleri için laboratuvar koşulları yeterli olmasa da genel anlamda testlerin ulaşılabilir olduğu ve kolaylıkla yapıldığı söylenebilir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından hem riskli bölgelere seyahat öncesi hem de sonrası için detaylı bilgi, test ve ilaç servisi sunulur.

Sıtma tanısı konulması, klinik yetersizlikler, uzun kuluçka süresi veya kazanılabilir bağışıklık gibi nedenlere bağlı olarak zorlaşabilir. Tanıda kullanılan temel yöntemler şu şekildedir:

•Klinik tanı yöntemi

•Mikroskobik tanı yöntemi

•Antijen testi

•Moleküler tanı yöntemi

•Seroloji

•İlaç direnci testi

Bu yöntemler arasında klinik tanı en düşük maliyetli yöntemdir, ancak, sıtma birçok hastalıkla benzer belirtiler gösterdiği için ayırıcı belirtilerin saptanması büyük önem taşır. Yukarıda da belirtildiği gibi, vakadan vakaya değişiklik gösterme ihtimali bulunsa da en yaygın görülen sıtma belirtileri yüksek ateş, üşüme, titreme, halsizlik ve terlemedir. Ayrıca, klinik tanı yönteminde, sonuçların mutlaka laboratuvar testleriyle doğrulanması gerektiği unutulmamalıdır.

Yaygın olarak kullanılan diğer bir yöntem olan mikroskobik tanı yönteminde ise sıtma hastası olduğundan şüphelenilen bireyden alınan kan örneği mikroskop altında incelenir. Bu yöntem yüksek oranda doğru sonuç verdiği gibi en ucuz ve güvenilir standart tani yöntemlerinden biridir.

Aynı zamanda, kandaki antijen seviyesine bakılması sonucu da çok hızlı bir şekilde sıtma tanısı konulabilir. Mikroskop altında inceleme yapılmasının mümkün olmadığı durumlarda ve özellikle yerli vakaların fazla olduğu bölgelerde sıklıkla bu tanı yöntemine başvurulur.

Moleküler tanı yönteminde ise polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) adı verilen test sayesinde parazitlerde bulunan nükleik asitler tespit edilebilir. Bu yöntem de oldukça güvenilir sonuçlar vermesine rağmen, maliyetli bir tanı yöntemidir. Bunun dışında, sıtma hastalığının tanısında kullanılan serolojik yöntemlerde, parazitin kendisinin tespit edilmesinden ziyade, bağışıklık sisteminin enfeksiyonla mücadelesinde görev alan antikorların varlığı incelenir. Yalnızca özel laboratuvarlarda yapılabilen ilaç direnç testleri ise sıtmaya karşı daha etkin bir tedavi süreci oluşturulmasını sağlayabilir.

Sıtma Neden Bulaşır?

Sıtmanın neden ve nasıl bulaştığının bilinmesi, hastalıkla mücadele açısından büyük önem taşır. Bu noktada, sıtmanın sıcak ülkelerde daha yaygın olarak görüldüğü söylenebilir. Bunun nedeni ise sıtmaya neden olan Anofel cinsi sivrisineklerin daha çok sıcak bölgelerde yaşamasıdır. Ancak, her sıcak bölgede sıtma vakasına rastlanmaz. Bu bölgeler, sıtma parazitinden tamamen temizlenmiş bölgelerdir.

Her ne kadar seyahat ederken sıtma hastalığına karşı alınabilecek bazı önlemler bulunsa da hastalık açısından riskli bölgelere seyahat etmek, hastalığın bulaşma riskini büyük ölçüde artıran bir faktördür. Riskli bölgelere seyahat ederken bulaş riskini en aza indirmek hayati önem taşır. Örnek vermek gerekirse, sıtma parazitini taşıyan sivrisineklerin ısırığından korunmak için riskli bölgelerde uyurken cibinlik kullanılması oldukça basit ancak en etkili korunma yöntemlerinden biridir.

Hamilelikte Sıtma Tutması

Hamilelikte sıtma tutması hem anne hem de bebek için ciddi sonuçlar doğurabilir. Yapılan araştırmalara göre, bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle, sıtma hastası hamile bireylerde belirtilerin normalden çok daha ağır seyrettiği gözlemlenmiştir. Ancak, hamilelik sırasında sıtma hastalığına yakalanan anne adaylarının hastalığı bebeğe bulaştırma riski hakkında yapılan araştırmaların yetersizliğinden dolayı, bu konu hakkında kesin bir yargıya varmak yanlış olacaktır. Bu noktada, anneden bebeğe sıtma hastalığının bulaştığı vakaların gözlemlendiği ve sıtma parazitinin plasenta aracılığıyla bebeğe aktarıldığı unutulmamalıdır. Hamilelikte annede görülen sıtma hastalığının erken teşhis edilemediği durumlarda, hastalık, erken doğum veya düşüğe neden olabilir. Doğumdan sonraki süreçte ortaya çıkabilen lohusalıkta sıtma tutması da annelerde görülebilen durumlar arasında yer alır. Emzirme döneminde sıtmaya yakalanan annelerin tedavi süreci konusunda yapılan araştırmalar ilaç kullanımının bebeğe zarar verip vermediği konusunda yetersiz kalmıştır. Ancak, yine de lohusa dönemindeki annelerin ilaç kullanmasının bebeğin sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik göstereceği söylenebilir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası