sinan engin hangi takımlarda oynadı / Sinan Engin ile Ahmet Nur Çebi arasında "Aboubakar" krizi patlak verdi

Sinan Engin Hangi Takımlarda Oynadı

sinan engin hangi takımlarda oynadı

Sinan Engin Kafayı Bana Takmıştı!

Beşiktaş'ın unutulmaz oyuncularından İbrahim Toraman, Ajansspor'dan Ahmet Uykan'ın sorularını yanıtladı. Toraman, İbrahim Üzülmez'den Sinan Engin'e, Mesut Özil'den Arda Güler'e Valerien Ismael'den Sergen Yalçın ve Fatih Terim'e kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.

Beşiktaş ile 'da şampiyonluk kupasını kaldırdı. Siyah beyazlı formayla ,, ve 'de 4 kez Türkiye Kupası'nı kazanmayı başardı. Beşiktaş savunmasında aralıksız 10 yıl forma giymeyi başardı. Takım kaptanı İbrahim Üzülmez ile kavgasıyla uzun süre konuşuldu. Beşiktaş'ın unutulmaz oyuncularından İbrahim Toraman 'Maskesiz Söyleşiler'e konuk oldu. 

"SANTRAFORSUN AMA SENDEN İYİ STOPER OLUR"

-Sohbetimize klasik soruyla başlayalım. Futbola ne zaman ve nasıl başladınız?

Bunlar ezberlenmiş şeyler ama kısaca anlatayım. (Gülerek) Ben Sivas doğumluyum. Okuldaki Beden Eğitimi öğretmenim ile mahallede bir abimiz vardı. Onlar beni amatör takıma götürdüler. Sivas DSİ Spor ile 15 yaş grubunda Türkiye bazında derece elde ettik. Daha sonra alt yapıya önem veren Gençlerbirliği, Çanakkale Dardanel ve Gaziantepspor gibi kulüpler bize talip oldu. Biz 4 arkadaş Gaziantepspor’a gittik. 

-Hangi mevkide oynuyordunuz?

Santrafordum o zaman. Gaziantepspor’a santrafor olarak transfer oldum. Savunmaya ise Mehmet Şahan hoca çekti. Kendisi bir gün maç toplantısında bana defansta görev vereceğini söyledi. ‘Çok rahat stoper oynarsın merak etme. Hava toplarında iyisin, çabuksun…Çık oyna. Hata yapsan bile sorumluluk benim.’ dedi. Ben çok iyi oynayınca stoper olarak oynamaya devam ettim. 

-İdolünüz veya beğendiğiniz  bir futbolcu var mıydı?

Cannavaro’yu beğenirdim. Sahadaki savaşçı özelliğinden dolayı…Sergio Ramos’un stilini de hoşuma giderdi. Aynı şekilde Barcelona’dan Puyol’u da beğenirdim.

"SHAKHTAR'A NİYET BEŞİKTAŞ'A KISMET"

-Yıldızınız  Gaziantepspor’da parladı. Beşiktaş ile yollarınız nasıl kesişti? Teklif ağlınızda neler hissettiniz?

Gaziantepspor’daki ilk sezonum güzel geçmişti. Ertesi sezon çok iyi performans sergiledim. Büyük takımların hepsi beni istedi. O zaman menajerim yoktu. Doğrudan kulüp başkanı Celal Doğan’ı arıyorlardı. Ama o sezon UEFA Kupası’ndaki hedeflerimizden dolayı başkanımız beni vermedi. Bir sene daha Gaziantep’te oynadım. Üçüncü sene sonunda Lucescu beni Beşiktaş’a çok istiyordu. Ancak kendisi Shakhtar Donetsk’e gidince transferim olmadı. Bu kez beni Shakhtar’a götürdü. Hatta sağlık kontrollerinden bile geçtim. Ama orada yapamayacağımı hissettim ve Türkiye’ye döndüm. Sonrasında Beşiktaş’ın teklifini değerlendirdim.

"KAPTANLIK VERİLİNCE DAHA DA BAĞLANDIM"

-Beşiktaş'taki ilk günlerinizde zorlandınız mı? 

Açıkçası zorlandım. Geldiğim de A Milli Takım oyuncusuydum. Süper Lig’de ’ün üzerinde maça çıktım. UEFA Kupası’nda oynadım fakat büyük takımlarda oynamak bambaşka bir duygu. Özellikle İnönü Stadı’nda…İlk kez bir derbi maçında Beşiktaş formasını giydim. Çok heyecanlandım. O atmosferi yaşamak herkese nasip olmaz.

-Beşiktaş’ta aralıksız 10 yıl forma giydiniz, takım kaptanlığı yaptınız. Bunun sırrı neydi?

Beşiktaş’a gelirken çok güçlü bir transfer olarak geldim. Üç büyük takımın ısrarla istediği bir oyuncuydum. Ama ben gönlümden geçen takımı seçtim. Gönül bağım vardı Beşiktaş’la. Büyük takımlarda oynamak kolay değil. Zorlu bir mücadelenin içine giriyorsunuz. Tecrübeli ve yıldız oyuncuların arasında kendiniz kabul ettirmeniz gerekiyor. Ben de en iyi şekilde mücadelemi vermeye çalıştım. Bana ikinci yılımda kaptanlık verdiler. ‘Seninle uzun yıllar beraber olmayı düşünüyoruz. Ona göre kendini kaptanlığa hazırla.’ dediler. Bu beni Beşiktaş’a daha da bağladı. Disiplinli bir oyuncuydum. İşimi iyi yapıyordum. Hocalar ve yöneticilerle hiçbir sorun yaşamadım. Beşiktaş için her türlü fedakarlığı yaptım. 

"BANA KALSA ORTA SAHA OYNARDIM"

-Sizi teknik adamlar adeta joker gibi birçok mevkide kullandı. En çok hangi pozisyonda oynarken başarılıydınız?

Beşiktaş’a stoper olarak transfer oldum. Benim için zor bir mevkii değildi. Fakat şöyle bir durum var; stoperde 4’liye bağlısınız. Sizin bireysel performansınız bir yere kadardır. O dörtlünün oyun anlayışı, sistemin oturması çok önemli. Bu yüzden orta saha oynamak benim için daha keyifliydi. Orada oynadığım maçlarda başarılı olduğumu düşünüyorum. 

"VALERIEN ISMAEL KAPALI KUTU"

-Şimdi de günümüzden bahsedelim. Beşiktaş’ın teknik direktör olarak Valerien Ismael'i tercih etmesi sizi şaşırttı mı?


Beşiktaş uzun süredir teknik direktör arayışı vardı. Onun için araştırmalar yapıyordu. Bu açıdan iyi çalışmalar yaptıklarını düşünüyorum. Ona göre karar verdiler. Valerien Ismael ismini duydum fakat oyun anlayışını, antrenörlük performansı hakkında yeterli bilgiye sahip değilim. Sonuçta belli bir kariyeri ve geçmişi var. 

"KADRO ÜÇLÜ SAVUNMAYA GÖRE DEĞİL"

- Ismael'in üçlü savunma anlayışını benimseyen bir hoca olması Beşiktaş için sorun yaratır mı? Geçen sezon Fenerbahçe’de Vitor Pereira bu nedenle eleştirilmişti.


Bana göre üçlü savunmanın artıları var eksileri var. Zor bir sistem. Kolay değil. Taktiksel olarak bu uygulayacağınız çok iyi oyuncularınızın olması lazım. Bence Beşiktaş’ın mevcut kadrosunda bu sisteme uygun savunma oyuncuları yok. Ama Ismael'in şöyle bir şansı var; daha önünde 8 hafta var. Takımı tanıyacaktır. Takımda kimlerin kalıp kalmayacağına dair planlamayı yapabilir. Üçlü sisteme göre transfer yaparsa avantaj elde edebilir. Ama illa ben 3’lü savunma oynayacağım derse yanlış yapar. Önemli olan elindeki malzemedir. Onlara göre bir sistem oluşturmak daha faydalı olur.

"SERGEN YALÇIN, BIRAKMAK İSTEDİ"

-Sergen Yalçın, iki kupa kazanmasına rağmen onunla devam edilmedi. Bunun için yorumunuz nedir?


Dışardan bakan biri olarak içeride neler yaşandığını bilmiyorum. Kazanılan şampiyonlukla sezona iddialı başladılar. Avrupa’da başarılı olmak için iyi transferler yapıldı. Ancak Şampiyonlar Ligi’nde puan alınamayınca hem yönetim hem Sergen Yalçın demoralize oldu. Yönetim, yapılan açıklamalarla Sergen Yalçın’ın arkasında durur gibiydi. Ama Sergen hoca artık görevi bırakmak isteyen bir tutum içindeydi. 

"STOPERLERİN ŞANSI ATİBA VE JOSEF"

-Beşiktaş’ın stoperlerini nasıl buluyorsunuz?


Beşiktaş’ta Vida’nın dışında iki yıldır genelde aynı stoperler var. Montero, Wellington ve zaman zaman Necip oynuyor. Belli bir performans ortaya koydular. Ama onların en büyük artısı çok güçlü bir orta sahasının olmasıdır. Öyle şanslılar ki; sağ kanatta Rossier iyi defans yapan atletik bir oyuncu. Önlerinde Atiba ve Josef gibi sağlam, tecrübeli oyuncular savunmayı rahatlattı. Fakat bireysel olarak stoperlerde sorun var. 

"EN İYİSİ FENERBAHÇELİ KIM MIN-JAE"

-Dört büyükler içinde en iyi stoperlere sahip takım kim? Servet Çetin, Galatasaraylı Marcao dışındakileri sıradan bulduğunu söyledi.


Birbirlerinden pek farklı yetenekte olmayan oyuncular. Stoperleri ön plana çıkaran unsur takımın sağlam bir omurgaya olmasıdır. Bir sisteminiz varsa stoperler o zaman ön plana çıkabilir. Bazen birebirde kritik müdahaleler veya mücadele gücüyle fark yaratabilirler. Ben Fenerbahçe’de Kim Min-Jae’nin biraz daha özverili, sorumluluktan kaçmayan ve iyi niyetli olduğunu düşünüyorum. Diğerlerine göre daha iyi bence. 

"NECİP NEDEN ISLIKLANIR, BİLMİYORUM"

-Beşiktaşlı taraftarlar kaptan olmasına rağmen Necip Uysal’ı zaman zaman ıslıklamasına ne diyorsunuz?


Bunun sebebini ben de bilmiyorum. Ne olabilir? Sonuçta Beşiktaş’ın altyapısından yetişmiş bir oyuncu. Son derece profesyonel biri. İşini yapıyor. Çalışıyor. Takım oyuncusu. Hocaları görev verdiğinde de elinden geleni yapmaya gayret ediyor. Böyle oyunculara taraftarların destek çıkması gerekiyor. Tabi ki Necip’in de zaman zaman performansı kötü olabilir. Ama takım için faydalı bir oyuncu. 11’de düşünmeseniz bile her zaman kadroda bulunması gereken oyunculardan biri. 

"MESUT ÖZİL GEÇMİŞTE KALDI!"

-Fenerbahçe’de Mesut Özil’in kadro dışı kalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?


Olayın iç yüzünü bilemeyiz. Ama Mesut Özil’in gelişi çok ses getirmişti. Ondan beklentiler büyüktü. Bence burada yanlış yapılıyor. Dünyanın en iyi oyuncusu olun tek başınıza hiçbir şey yapamazsınız. İkincisi; hazır bir oyuncu değildi. Belki form tutmadan erken oynatıldı. O baskı ve beklenti kolay değildir. Türk futbolunda yapılan yanlışlar bunlar bence. Mesut tabii ki kendini ispatlamış bir oyuncu. Ama geçmişte yaşananlar geçmişte kalıyor. Günümüze bakmak lazım. Bir oyuncu üzerine takım kurmaktansa sistemler üzerine kurulmalı. 


-Siz de Mesut’la bir dönem aynı kaderi yaşamıştınız. Kadro dışı kalmak nasıl bir duygu? Mesut bundan etkilenir mi?

Kesinlikle etkilenecektir. İleride affedilse bile bir burukluk veya sıkıntı yaşayabilir. Futbol hayatının içinde bunlar var ama kadro dışı kalmak zordur. Bence sorunu çözmeniz lazım. Taraflar ya tamam ya da devam demeli. 

"BURAK YILMAZ DOĞRUSUNU YAPTI"

-Burak Yılmaz, Portekiz maçı sonrası Milli Takım’ı bıraktığını açıkladı. Sizce doğru bir karar mı yoksa penaltıyı kaçırdığı için duygusal mı davrandı?


Bence Burak, daha önce bu kararı düşünmüş ve vermiş diye düşünüyorum. Sonuçta Burak, 37 yaşında. Bu yaşına kadar sürekli Milli Takım’da oynadı. Arkadan gelen gençlere yol vermek lazım. Biz çok büyük bir ülkeyiz. Milli Takım’da forvet bölgesi için yeni oyuncular çıkaracak güçteyiz.


-Eski bir savunma oyuncusu gözüyle şu anda Milli Takım’da birinci santrafor olmalı diyeceğiniz biri var mı?

Enes Ünal, formda. Fakat Milli Takım’ın direkt birinci santraforu olabileceğini göstermedi. Kendini daha geliştirip bu olgunluğunu sahaya yansıtırsa bunu başarabilir. 

"ARDA GÜLER, YAVAŞ YAVAŞ ISINMALI"

-Arda Güler’in Fenerbahçe’de sürekli oynaması gerektiğini savununlar var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?


Ben de bunu anlamıyorum. Şimdi onun hocaları var. Onlar da Arda’nın oynamasını ister. Her şeyin zamanı vardır. Bu çocuk daha 17 yaşına yeni girdi. Fenerbahçe taraftarının önüne çıkmak, o baskıyı yaşamak, stresi yaşamak kolay değil. Arda yetenekli ve zeki bir oyuncu. Bu zamana kadar etkilenmedi. Ama şansına oynadığı maçlar kazanıldı. Kaybedilse, kötü oynasa kendine güvenini yitirebilir. Toparlanamayabilir. Bence yavaş yavaş oynatıp gelişimini gözlemlemekte fayda var.

"BİR TEK CARVALHAL'E ISINAMADIM"

-Çalıştığınız teknik adamlar arasında sizde olumlu ve olumsuz anlamda iz bırakan hocalar kimlerdi?


Birçok kaliteli ve tecrübeli hocayla çalıştım. Hepsinden çok şeyler öğrendim. İnşallah günün birinde hoca olduğumda bunları harmanlayıp uygulamaya çalışacağım. Beşiktaş’ta sadece Carlos Carvalhal ile anlaşamadım. Bir tek onunla ciddi sorunlar yaşadım. 


-Yabancı teknik adamlarla mı çalışmak daha keyifli yoksa yerli hocalarla mı?


Hocasına bağlı. Futbolcu akıllıdır. Hocanın ona ne katıp katmadığını anlar. Yerlisi yabancısı yok. Hocanın doluluğu yani becerisi, bilgisi ve birikimi önemli. Eğer hoca bir şeyler veriyorsa futbolcu ona saygı duyar. 

"FATİH TERİM, DAHA FAZLASINI VEREBİLİRDİ"

-Siz Milli Takım’da Fatih Terim ile çalıştınız. Fatih Hoca için daha çok motivasyon açısından oyuncuları etkilediği söylenir. 


Evet, onunla çalıştım. Birçok maçta beni oynattı. Fakat son dönemde biraz sıkıntı yaşadım. Herkesin görüşü farklıdır tabii ki. Ben şahsen Fatih Terim’den daha çok şeyler öğrenmek isterdim. Ama kendisinden çok fazla bir şey aldığımı söylemem.

"MİLLİ TAKIM'DA ENGELLERE TAKILDIM"

-Milli Takımlarda Beşiktaşlı futbolcuların hakkının yendiği iddia ediliyor. Siz yeterince milli formayı giydiğinize inanıyor musunuz?


Daha fazla giyebilirdim. 32 kez A Milli, 18 defa ümit milli oldum. Bizim jenerasyondan milli takım formasını ilk giyen benim. ’de Şenol Güneş oynattı. Dediğim gibi daha fazla milli olabilirdim. Bir takım sıkıntılar, o anki ortamlar, tercihler buna izin vermedi. Demek ki nasip değilmiş. 

"SÖZDE FUTBOL OTORİTELERİ TEMİZLENMELİ"

-Size göre Türk futbolunun en büyük sorunu nedir?


Ülkemizin çok fazla potansiyeli, gençleri var. Futbol tutkuyla bağlı bir spor. Ama Türk futbolu yanlış yönetiliyor. Kamuoyunda veya sosyal medyada çok konuşan spor otoriteleri var ya; işte bence bunlar futbolumuza zarar veriyorlar. İnsanları yanlış yönlendiriyorlar. Garip bir kaosun içerisindeyiz. Bunların temizlenmesi lazım.


-Kariyerinizde unutamadığınız maç veya gol hangisi?


Birçok gol ve maç var. Son hafta Denizli’de şampiyonluk maçımız vardı. Sol ayağımla bir gol atmıştım. galip gelmiştik. Hatırası güzel olduğu için o karşılaşma hep aklımda.


-Pişmanlık duyduğunuz ve keşke olmasaydı dediğiniz bir olay var mı?


Uzun bir kariyerim olduğu için birçok keşkelerim vardır. Bunlardan ders çıkardım, tecrübe kazandım. Ama somut bir örnek veremiyorum.

"İBRAHİM ÜZÜLMEZ OLAYINDA MAĞDUR OLAN BENİM"

-Mesela İbrahim Üzülmez ile bir kavganız vardı. Keşke o olay keşke yaşanmasaydı diyor musunuz?


Maalesef yıllar geçse de sürekli sorulan bir olay. Buna cevap versem bir dert vermesem bir dert…O olayı defalarca anlattım. Beşiktaş camiasına kendimi ifade ettiğimi düşünüyorum. Ben olayın içinde kendimi buldum diyebilirim. Mağdur olan, zarar gören taraf benim. Bununla senelerce mücadele eden benim. Sıkıntılı bir süreçti.


-Peki size göre Beşiktaş camiası bu olayda hangi tarafı mağdur buluyor?


Onu bilemem. Fakat olayın bir yaşanmışlığı ve gerçekliği var. Gerçekleri en iyi bilen de o dönemki teknik direktördür, yönetimdir, idarecilerdir. İlk olaydan sonra sorunun çözülmesi lazımdı. Hadi çözülmedi diyelim. Karşı taraf geldi özür diledi. Tekrardan başladık falan…Ya bunları anlatınca üzülüyorum gerçekten.

"SİNAN ENGİN'İN BANA TAKINTISI VARDI"

-O dönem sanırım menajer Sinan Engin’di. Sizi barıştırma adına yeterli çabayı gösterdi mi?


Evet, menajerdi. Olay canlı yaşanırken o da vardı zaten. Bence olayı daha fazla alevlendiren, yönetime ve basına anlatan kendisi. Hem bize hem takıma zarar verdi. Bu olayı orada görüyorsunuz. Ya bunu oturup birkaç gün içinde çözersiniz ya da teşekkür edip takımdan gönderirsiniz. Öyle değil mi? Herkes yoluna bakar yani…Bence o krizi Sinan Engin iyi yönetmedi. Nedenini bilemiyorum. Zarar verdi. Bu olayı bir şekilde tatlıya bağlayabilirdi. Kamuoyunu da daha iyi anlatılabilirdi. Bu olay çok fazla uzamazdı. Kimse yıpranmazdı. Bu olayı çözmek de istemedi diyebiliriz. Bilemiyorum artık. Sıkıntılı bir dönemdir. Sinan Engin’in bana karşı takıntısı vardı. Kendisi söylemese de başka birilerine anlatarak hakkımda kötü yorumlar yapılmasına, algılara neden oldu.


-İbrahim Üzülmez ile futbolu bıraktıktan sonra hiç bir araya geldiniz mi?


Hayır gelmedim.

"İBRAHİM ÜZÜLMEZ İLE BARIŞSAK NE OLACAK?"

-Görüşseniz belki de barışacaksınız?


Barışıp barışmamak çok önemli değil. İbrahim Üzülmez ile barışsak ne olacak, barışmasak ne olacak? Bizim bir ortak noktamız yok ki. Yaşanan  olay o dönem çok fazla uzatıldı. Aradan nerdeyse 10 yıl geçecek hâlâ konuşuluyor. Bunlar bana zarar verdi. Ben o zaman bunları hiç konuşmadım. Sustum. Hep karşı taraflar konuştu. O zamanlar gençtim. Hakkımda yalan yanlış şeyler konuşuldu. Algılar oluşturuldu. Ama ben hiçbir şeyin farkında değildim. Futbolu bırakınca görmeye başladım. 

"HOCALIK İÇİN KENDİME GÜVENİYORUM"

-Gelecekle ilgili planınız var mı?


Futbolu ve Beşiktaş’ı seviyorum. Kendime antrenörlük konusunda güveniyorum. Daha çok Almanya’dayım. Orada takımların maçlarını ve idmanlarını izliyorum. Yabancı dil olarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Ama ülkemizde futbolun ortamı zor. Kaos var, dedikodu var. Bu karmaşanın içinden çıkmak çok kolay değil. Bunları gördüğüm için çok da futbolun içine girmek istemiyorum.

KİMLİK KARTI

Adı Soyadı: İbrahim Toraman

Doğum tarihi: 20 Kasım (40 yaşında)

Doğum yeri: Sivas

Boyu: 1,79 m 

Mevkii: Stoper, orta saha

Forma numarası: 58

Altyapı kariyeri: Sivas DSİ Spor

Profesyonel kariyeri: GASKİ, Gaziantep BB, Gaziantepspor, Beşiktaş, Sivasspor. 
Toplam : maç (36 gol)

Milli takım kariyeri: 30 kez A Milli

Başarıları: Beşiktaş Süper Lig (1): sezonu. Türkiye Kupası (4): , , , Süper Kupa (1):  

Sinan Engin Biyografisi

Sinan Engin Kimdir ?

4 Kasım yılında Trabzon'da doğmuştur.

Sinan Engin, futbola senesinde Beşiktaş'ın altyapısında başladı.

Yedi yıl altyapıda oynayan Engin, senesinde Beşiktaş A takımına yükseldi.

'a kadar Beşiktaş'ta futbol oynayan Sinan Engin; Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra Süper Lig'de Adana Demirspor, MKE Ankaragücü ve Sarıyer takımlarında forma giymiştir.

Türkiye Ukez de Türkiye U Türk milli takım forması giymiştir.

Aktif futbol hayatının ardından sırasıyla Kuşadasıspor, Boluspor ve Ankaraspor'da görev almıştır.

Ümit Milli Takım Menajerliği yapan Engin, Beyaz TV'de futbol yorumculuğu yapmaktadır.

Seda Sayan ile olan evliliğinden, doğumlu oğlu Oğulcan Engin, Beşiktaş altyapısında futbola başladı ve Beşiktaş PAF takımında kaptan olarak görev yapmaktadır.

Ayşe Karasu ile yaptığı ikinci evliliğinden Elif isimli bir kızı olmuştur.

Sinan Engin Haberleri İçin Tıklayınız!

Sinan Engin

Ben neymişim Sinan

24 Haziran

Yazının sonunda s&#;z&#; Aziz Yıldırım’a bırakıyorum. Yıldırım’ın artık bir “şehir efsanesi”ne d&#;n&#;şt&#;r&#;lmeye &#;alışılan kendi g&#;c&#; i&#;in neler d&#;ş&#;nd&#;ğ&#;n&#; yine kendi ağzından okuyun. TÜRK futbolunu Aziz Yıldırım mı yönetiyor?
Yıldırım anlatıldığı gibi çok mu güçlü?
Futbolun, dahası sporun her dalında parmağı mı var?
Bu soruların hepsine birden “Evet” yanıtı veren insanlar olduğunu biliyorum. Ama acaba gerçek böyle mi?/images//0x0/55eb2f1effbb8f8b0c8f0
Gelin ben size haftanın gününü birlikte geçirdiğim Aziz Yıldırım’ı anlatayım. Hatta yazının sonunda sözü Aziz Yıldırım’a bırakayım. Yıldırım’ın artık bir “şehir efsanesi”ne dönüştürülmeye çalışılan kendi gücü için neler düşündüğünü yine kendi ağzından okuyun.
Kulüpler Birliği başkanlığını başarıyla gerçekleştiren ve Anadolu kulüplerinin saygısını kazanan Aziz Yıldırım futbolun dengesini bozacak hareketlerde bulunsaydı, bu kadar destek bulamazdı. Demek ki Yıldırım, doğru başkan ve doğru adam.
Eğer onun futbola ve spora zarar verdiğine inansaydım bu yazıyı kaleme almazdım. Bundan dolayı kamuoyu tarafından bilinmeyen gerçekleri, futbolumuzun sağlığı açısından objektif bir gözle sizlere anlatmak istedim.

Mahmut Özgener, Hasan Doğan’dan aldığı Futbol Federasyonu Başkanlığı görevini yine başarıyla devrediyor. Özgener, dürüst, cesaretli bir başkandı. Bakan, milletvekili, kulüp başkanı, hiç kimse ona inanmadığı bir şeyi yaptıramadı. Kuralları herkese eşit uyguladı. Kimi zaman sıkıntı yaşamadı mı? Evet, yaşadı. Ve sonunda herkese örnek olması gereken bir tavırla başkanlığı bırakma kararı aldı. Ailevi nedenleri ileri sürdü.Özgener’in çalışma arkadaşları sonuna kadar onun arkasında durdular. Allah yolunu açık etsin.
Özgener, bırakma isteğini ay önce Göksel Gümüşdağ ile paylaştı. Bu ikili birbirleriyle ağabey-kardeş kadar yakınlar. Ligin bitimine yakın aynı konuşma bir kez daha gerçekleşti. Bu görüşme sonrası Gümüşdağ, Özgener’e “Sen görevi bırakacaksan, federasyon başkanlığına talibim” diyerek destek istedi. Ve Özgener de Gümüşdağ’ın aday olma kararını destekledi. Ve ligin sona ermesiyle birlikte Gümüşdağ, Yıldırım ile bir araya geldi:
- Başkan aday olacağım. Beni destekler misin?
- Tabii ki desteklerim. Zaten başka aday da yok. Bu konuyu Kulüpler Birliği’nin gündemine getirelim ve onların da desteğini alalım.
Sonra ki gelişmeleri ve dedikoduları biliyorsunuz;
- Gümüşdağ’ın arkasında Yıldırım var.
- Yine Aziz Yıldırım’ın oluşturduğu bir federasyon bu.
Fenerbahçe’nin lehine her kararda ortalık ayağa kalkacak, aleyhine bir durumda ise ses çıkmayacaktı. Gümüşdağ’ın adaylığına funduszeue.info, Beşiktaş ve Trabzonspor karşı çıktılar. İşte tam bu noktada Mehmet Ali Aydınlar ismi imdada yetişti (Aydınlar isminde tüm kulüpler mutabık. Artık kimsenin çıkıp bağırmaya hakkı yok). Ankara’dan gelen dolaylı bir haber sonrası Aziz Yıldırım, iki başkan adayını bir araya getirerek birleşme sağladı. Şimdi çok daha sağlıklı bir federasyon göreceğiz. Gümüşdağ, Aziz Yıldırım’ı kırmayarak ikinci başkanlığı kabul etti. Bu kararla Türk futbolu derin bir nefes aldı.
Şimdi gelelim yazının sonuna ve sözü Aziz Yıldırım’a bırakalım. Daha önceki seçimleri soruşturdum ve Yıldırım’a sordum:
- Futbol Federasyonu ya da Merkez Hakem Komitesi’nin listesine karıştınız mı?
- Hayır.
- Peki bu listelerden birine bir ismin girmesi için baskı yaptınız mı?
- Hayır
“Her şeyi Aziz Yıldırım yaptı” diyorlar ya, alın işte yanıtı bu.
Başka bir gerçek daha, Yıldırım ile Mahmut Özgener iki aydır konuşmuyorlar.
Neyse Bağlayalım. Ve Yıldırım’a sorduğum son soruyla bağlayalım:
- Başkan yazılanlara, söylenenlere bakıyorum. Sen neler yapıyorsun:
- Ya Sinan sorma. Şaşırıyorum, ben ney mişim diyorum.



MÜTHİŞ bir lig bizi bekliyor. Türkiye Süper Ligi’nde en kaliteli oyuncuların oynadığı, takımın şampiyonluk kovaladığı bir sezona gireceğiz. Sayın Mehmet Ali Aydınlar’a bir ricada bulunuyorum. Merkez Hakem Komitesi’nin başına Erman Toroğlu’nu ya da Ahmet Çakar’ı getir. Böylelikle hem Aziz Yıldırım’ın futbolda her tarafı kontrol edemediği kanıtlanır, hem de MHK eyyam yapmayan bir başkana kavuşur. Hocam bu görevi bana teklif etseler; hemen kabul ederdim. Sen de kabul et beni de yardımcın yap.



LİG bitti. Fenerbahçe şampiyon oldu. Ama dedikodusu bitmedi. Malum “mesaj olayı”ndan sonra Emre Belözoğlu’na Trabzonsporlu taraftarlar, Belçika maçı öncesi küfür ettiler. Emre de haklı olarak buna tepki gösterdi. Ama o maçtan sonra dönüş uçağında Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ile ilgili söyledikleri hiç de hoş değil. Her futbolcunu hakkını korumalı elbette. Ama bunu korurken, “Biz bu Milli Takım için oynuyoruz. Karşılığında anamıza avradımıza küfür yiyoruz. Sadri Bey rahat rahat karısıyla Brüksel sokaklarında geziyor” demenin alemi yok. Çünkü çok iyi biliyorum ki, o Sadri Şener’e Fenerbahçeli taraftarlar da Brüksel sokaklarında üstelik eşinin yanında küfür ettiler. Emre, seni ve futbolunu seviyorum. Ama keşke Sadri Bey ve eşini hiç ağzına almasaydın. Bence hemen telefona sarıl, başkandan özür dile.
Yazının Devamını Oku

Hiddink'in büyük yanlışları

6 Haziran

Tecr&#;beli hocanın felsefesinde rakibi yenmek ikinci planda kalıyor.

Sahaya kazanmak için değil kaybetmemek için çıkıyoruz.
Ay yıldızlıların kaderi Arda Turan’ın ayaklarına kalmış.
Geleceğin takımını yaratıyorsak, Kazım santrfor olmaz.

MİLLİ Takım’ın başına Guus Hiddink geldiğinde büyük yankı yarattı. Ancak, geldi de ne değişti? Çok fazla şey değişti dersek hayalcilik yapmış oluruz. Bugün tartışılması gereken tek bir konu var. Guus Hiddink şanslı mı, değil mi?
Bana göre biraz şanssız. Çünkü, Türkiye Ligleri’nde kaliteli, iyi ve formda futbolcuların çok olduğu söylenemez. Ay yıldızlı ekibimiz, Hiddink geldiğinden beri çok üst düzey bir oyun oynamıyor. Hollandalı hoca, oyuncu yapısına ve kalitesine güvenmediği için vasat bir takımın mücadele edeceği sistemle Milli Takım’ı sahaya sürüyor. Bu sistem nedir. Kontrollü oyun ve rakibin hatalarından faydalanmak. Öncelikle birinci hedef yenilmemek ve kontrataklarla sonuca gidip kazanabiliyorsan, kazanmak.
Kafalarında Belçika yoktuHiddink’in felsefesinde rakibi yenmek ikinci planda. Euro Grup Elemeleri’nde Belçika ile İstanbul’da oynadığımız maçta rakibimiz 10 kişi kalmasa onları yenmemiz mümkün değildi. Yine içerideki Avusturya maçında rakip dişimize göreydi. Saha avantajımızı kullanarak galip geldik. Ancak, Belçika ile deplasmanda yaptığımız maç zorlu geçti.
Oysaki, Brüksel öncesi futbolcularımız 10 gün önceden toplanmıştı. Kamp dönemi uzun tutuldu ama kadrodaki oyunculara tek tek baktığımız zaman çoğu futbolcunun kafasında geride bıraktıkları sezon ve yaşanan olaylar vardı.

Yazının Devamını Oku

Zaman lazım

4 Haziran

MİLLİ Takımımız i&#;in “tamam mı, devam mı?” ma&#;ıydı bu Bel&#;ika a&#;ısından da kritik bir karşılaşmaydı.

Rakibimizin çok önemli 3 eksiği bizim için avantaj oldu. Belçika çok büyütülecek bir takım değil. Bazı oyuncularımız fizik olarak iyi durumda. Maçtan önce millilerimizi favori gösterebilirdik. Ama maça gelince savunmada bir anlık konsantre eksikliği sonucunda bedavadan bir gol yedik. Bu gol Türkiye’yi kamçıladı. 
Milli Takımımız’ın golcüsü Kazım oyuna başlarken çok tartışıldı; “Türkiye’nin forveti Kazım olur mu?” diye? Çoğu kişi burun kıvırdı ama fizik olarak iyi durumda olan Kazım, bir golcü gibi değil de rakip defansı yıpratan önemli bir faktör oldu dünkü maçta. Burak ile Arda ona destek olup arkadan da Selçuk ve Emre mesafeyi kapatınca istediğimiz oyunu bölüm bölüm oynadık. İyi organizasyonlar, iyi ataklar yaptık

Kalitesini gösterdi

Arda, fizik olarak çok iyi durumda olmasa da kalitesini Burak’a attırdığı golde gösterdi. Onunla çok geniş alanda verim alamazsın; ama kaleye yakın bölgelerde dar alanlarda önemli işler yapıyor. Bunun yanı sıra Arda rakip sahada kovalıyor. Millilerin bir önemli artısı da, top rakipteyken Kazım hariç tüm oyuncular topun arkasında olmaya çalışıyor. Ne yazık ki, araya atılan bir topta Arda’nın topa müdahalesi rakibin ayağına olunca penaltı geldi.

Formda değiliz ama

Milliler formada değil. Yavaş, oynuyorlar, orta sahada adam eksilten ve dikine oynayan oyuncumuz az. Bu yüzden pozisyon bulamıyoruz. Ancak oyunu rakip sahaya yıktığımız zaman pozisyon bulabiliyoruz. Belçika Milli Takımı, Türkiye’den kaliteli değil. Ancak fizik olarak daha iyiler, daha fazla koşup mücadele ediyorlar. Biz fizik kalitemizi teknik kalitemizle birleştirirsek daha iyi oluruz ve bunun için zaman lazım. Şu anda millilerimize baktığımızda takımın yarısı sezonu kötü geçiren takımların oyuncuları. Buna rağmen kalitemizi ortaya koyduk.

Yazının Devamını Oku

Gönüllerin şampiyonu

23 Mayıs

TRABZONSPOR camiası, Şenol G&#;neş ve futbolcular kafalarını taşlara vuruyorlar: “Biz 9 puan farktan, bu şampiyonluğu nasıl kaptırdık. Bu Eskişehirspor’u nasıl yenemedik.” Bir şeyin kıymetini gittikten sonra anlarsın. Bu Trabzonspor, şampiyonluğun elinden nasıl gittiğinin şimdi herhalde farkına varmıştır. Çünkü bu Trabzonspor ikinci yarıya iyi başlamadı. Son 10 maçta müthiş motive oldu. Ama ondan evvel 2. yarının başındaki maçlık periyotta konsantresi, motivasyonu düşük bir Trabzon vardı. Çünkü 9 puan fark kapandı
Yeni Malataya’ya yenilen funduszeue.infoçe bize nasıl olsa yetişemez diye düşündüler. Ama maalesef bu funduszeue.infoçe, Trabzon’u geçti ve şampiyon oldu. Ummadık taş baş yardı.

Kazandı ama yetmedi

Trabzon çok önemli bir tarih yazdı. Kaybolmuş olan futbolcuları Türkiye’nin gündemine oturttu. Süper Lig’in Alex’ten sonraki yıldızı Burak Yılmaz oldu. İki oyuncu da lige damgasını vurdu. Trabzonspor’da müthiş bir disiplin, müthiş bir kazanma isteği vardı; ama Eskişehir maçında bunu gösteremedi. Bundan sonrası bordo mavililer için kendisi kazanırsa değil, rakibi kaybederse şampiyon olacağı bir lig oldu. Ama rakibi kaybetmedi, Trabzonspor hep kazandı, hep kazandı ama yetmedi.

Anadolu canlanıyor

Türkiye’de Bursaspor’dan sonra bir ilke imza attılar. Anadolu canlanıyor, önümüzdeki sezon Anadolu’dan maç almanın zor olacağını bu sene Trabzon gösterdi. Şenol Güneş, Aykut Hoca’yla beraber lige damgasını vurdu. Trabzonspor da funduszeue.infoçe kadar bu şampiyonluğu haketti.
Ülkenin 4’te 3’ü Trabzon’un şampiyon olmasını istiyordu ama olmadı. Kısmet seneye İnşallah aynı başarıyı göstereceklerdir. Bordo mavililere bir kaç takviye lazım. Ayrıca bazı futbolcuları Şenol Hoca’nın daha disipline etmesi gerekiyor. Şampiyonluk bazı futbolcuların vurdum duymazlığıyla kaçtı. Ama Şenol Hoca hatalarından ders çıkaracaktır. Tebrikler Trabzonspor. Türkiye’nin büyük çoğunluğu size şapka çıkarıyor. Gönüllerin şampiyonu oldunuz

BEĞENDiM
Trabzonspor’un saha içindeki konsantrasyonunu.

BEĞENMEDiM
Karabük’ün pasif futbolunu.

DİKKAT
Bu Trabzonspor önümüzdeki sezon daha tecrübeli yabancılar almalı.

Yazının Devamını Oku

Onurlu mücadele

22 Mayıs

HAFTA i&#;inde herkes bu ma&#;la ilgili birşeyler s&#;yledi. “Beşiktaş yabancılarını tatile g&#;nderdi”, “Bu ma&#;a asılmayacak, &#;&#;nk&#; Bursaspor’un &#;&#;&#;nc&#; olmasını istemiyor” şeklinde bir s&#;r&#; s&#;ylemler oldu.

Aynı 7 sene önceki gibi türlü türlü senaryolar bu hafta ortaya atıldı. Ama Beşiktaşlı futbolcular, tüm bunlara “tokat gibi” cevap verdiler. Çıktılar, ne Quaresma’yı, ne Guti’yi ne de Simao’yu aratmadılar. Bazen öyle bir tempo yaptılar ki orta sahada, “Ya bu Guti olmasa mıymış? Orta sahada topu ayağına altığında oyunu yavaşlatıyor” diye düşünmeden edemedim.
Atınç, Sivok’u aratmadı Genç oyunculardan Atınç’ın mücadelesi, Sivok’u aratmadı. Onur’un kalitesi, “Ben de en az Simao kadar oynarım” der gibiydi. Rıdvan, “Ayağım kırıldı ve unutuldum ama işte benim nasıl oynadığımı da görün” diyordu adeta Orta sahada Necip, altyapıdan gelen arkadaşlarına ev sahipliği yaptı. Oyunun Beşiktaş adına organizatörüydü. Siyah beyazlıların elinde arkadan gelen iyi bir genç futbolcu topluluğu var. Bunları iyi değerlendirmek, iyi kullanmak lazım. A takımda oynatılmayacak olan gençleri, göz önünde olan takımlarda kontrol altında tutmak gerek. Mutlaka forma alabilecekleri takımlara kiralanmalılar.
Q7 olsa kazanırdıBenim dün akşam Gaziantespor maçında seyrettiğim Beşiktaş ile kupa maçındaki Beşiktaş arasında çok fark vardı. Gaziantep kupa maçında tane net pozisyon bulmuştu. Ama bu maçta kırmızı siyahlılar doğru düzgün pozisyona bile giremedi. Çünkü Beşiktaşlı futbolcular 1 haftadır yazılıp çizilenler dolayısıyla çok sıkılmıştı. Çıkıp, “Bu dedikodulara biz pabuç bırakmayız” dercesine bir oyun oynayarak herkese cevap verdiler. Ama ne yalan söyleyeyim, dün akşam sahada bir tek Quaresma olsun isterdim. Dün akşam Quaresma olsaydı, Beşiktaş maçı kazanabilirdi. Çünkü hücumda Bobo yalnız kaldı ve orada son vuruşlarda eksik vardı. Quaresma, klasıyla ve yaptığı koşularla bu açığı kapatabilirdi.
Tayfur başaracakBeşiktaş’ta yeni bir dönem başlıyor. Tayfur Havutçu dönemi Tayfur bence bu işi becerecek. Çünkü geldiğinden beri Beşiktaş’ın çıkışı ortada. Beşiktaş yönetimi ve camiası Tayfur’u, “Bizim Tayfur, genç Tayfur” diyerek anmamalı. Ona, Beşiktaş’ın yabancı teknik direktörlere verdiği değerden daha fazla değer ve önem verilirse, o nezaket ve saygı gösterilirse, önemli fayda alınır. Zaten Tayfur o ilgiyi hak ediyor. Kupayı alarak da bunu gösterdi. Dün akşam Beşiktaş, oynadığı futbolla herkese ders vermiştir. funduszeue.info’i 4’üncülüğünden dolayı kutlarız. Bursaspor’a da 3’üncülük hayırlı olsun diyelim.

BEĞENDiM

Beşiktaş’ta oynayan bütün gençlerin performansını.

BEĞENMEDiM

Gaziantepspor’un oynadığı oyunu.

Yazının Devamını Oku

Tayfur'un işi zor

17 Mayıs

TAYFUR Havut&#;u’nun yeni g&#;revi hayırlı olsun. Ancak &#;n&#;m&#;zdeki sezon işinin &#;ok zor olduğunu d&#;ş&#;n&#;yorum. Beşiktaş yapacağı yeni yıldız transferleriyle tam bir yıldızlar takımı olacak. Bu yıldızları oyuna konsantre etmek, sahada disipline etmek oldukça zor. Çünkü bu futbolcular canları isteyince oynuyor, istemedekilerinde ise sahada idare ediyorlar.

Q7’yi izlemek zevk

Eskişehir maçında dakika canları istedi ve seyirciyi futbola doyurdular. Quaresma’yı seyretmek bir zevk. Ama Guti için aynı şeyleri söylememiz için fizik olarak daha iyi duruma gelmesi lazım. Çünkü önümüzdeki sezon hedefleri büyük olan Beşiktaş’ta sorumluluğu fazla olacak. İspanyol oyuncunun bu haliyle oynaması çok zor, zaten Tayfur Hoca da onu bu haliyle oynatmaz. Fernandes-Necip iyi bir ikili, ama Fernandes gol bölgelerine biraz daha yakın oynarsa, gol atmayı denerse sadece defansif olarak düşünmezse Necip’le ikisi çok faydalı olurlar. Necip’in yetenekleri üst seviyede ama Fernandes gibi daha kreatif olmalı. Genç oyuncu öne ve dikine oynamalı, golü düşünmeli. Çünkü Necip’te bu yetenekler mevcut.

Takım olmalı

Beşiktaş iyi futbolculardan kurulu ama takım haline getirmek biraz zor gibi görünüyor. Çünkü bazı oyuncular futbolun şov tarafını çok seviyor. Tayfur, Beşiktaş’ı disiplinli bir takım haline getirirse, futbolun şov yönünden çok daha disiplinli bir takım olgusu yaratırsa Aynı zamanda bireysel yıldızları da maça ağırlağını koyup ön palana çıkarlarsa Kartal, hedefine ulaşır. Kısacası Tayfur’un işi çok zor; hedef-beklenti büyük futbolcuları üst düzey, fakat takım yaratmak olgusunu oluşturmak için daha kolektif düşünmek gerekiyor Hem yönetimiyle, hem teknik direktörüyle, hem taraftarıyla, hem futbolcusuyla Beşiktaş’ı Türkiye Kupası, kazanılacak olası Süper Kupa doyurmaz, Kartal’ı Süper Lig şampiyonluğu doyurur. Taraftar bunu istiyor, ona göre bu futbolculara bunu yerleştirmek lazım.

BEĞENDİM
Tayfur Hoca’yla sözleşme imzalanmasını.

BEĞENMEDİM
Yedikleri gole Beşiktaş defansının seyirci kalması.

DİKKAT
Demirören yine gündemi değiştirecek transfer yapacak

Yazının Devamını Oku

Kalite kazandı

12 Mayıs

BEŞİKTAŞ’ın Avrupa’ya gitmesi i&#;n mutlaka bu kupayı alması lazımdı. Yani koskaca sezonu kupasız kapatırsa hem &#;ok yazık olur hem de &#;ok ayıp olur!

Ama Beşiktaş ilk 45 dakika öyle bir oyun oynadıki, kupayı hak eden bir oyun değildi oynadığı İlk 45 dakika Quaresma’nın şahsi becerisiyle attığı gol. Onun dışında da yine Q7’nin kaçırdığı bir iki pozisyon var.

Q7’nin şık golü

Koskoca 45 dakikada başka pozisyon yoktu Beşiktaş’ın. Olamaz da çünkü Beşiktaş ileride çoğalamıyor Fernandes çok kopuk oynuyor, Necip orta sahada ikili oynamaya çalışıyor, adam eksiltiyor; ama o da final paslarını yapamıyor. Simao’nun ilk yarıda varlığı ile yokluğu belli değildi. Guti Beşiktaş’a yavaş kalıyor, oyunun temposunu düşürüyor. Ne hücumda ne de ofansta var. Ama oyuncu kalitesi farkı ortaya çıktı ve Q7 beklenmedik bir anda şık bir gol atarak takımının soyunma odasına üstün gitmesini sağladı.

Kartal standart oynuyor

2. yarıya sahada yürüyen Bobo’nun yerine Almeida’yı aldı Kartal, ama bu da yeterli olmadı Beşiktaş çok standart oynuyor ve oyuncuları oyuna hiç bir şey katmıyor. Bir tek Q7’nin kişisel çabaları var. Bir şey yaparsa yapıyor, onun dışında Beşiktaş yavaş oynuyor. Ardından Sivok’un kafa golüyle Kartal dengeyi sağladı. 82’de Quaresma’nın müthiş şutunu Hasagiç kurtardı, Beşiktaş’ın galibiyet golü olabilirdi ama olmadı. İstanbul BŞB, Beşiktaş’a göre daha derli toplu oynuyor Kartal, bireysel yıldızlara rağmen oyuna ağırlığını koyamayan futbolcu topluluğu görünümünde. Almeida adam geçemiyor, havadan top alamıyor. Aynı şekilde orta sahada Guti ve Simao yokları oynuyor. Kısacası Beşiktaş oyuncularının bireysel kalitesiyle bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kartal oyunun son bölümlerinde yakaladığı pozisyonlarla maçı uzatmaya bilirdi. Maçın hakkı penaltılardı ve kupayı kalite kazandı.

BEĞENDiM

İstanbul BŞB’nin disiplinli oyununu.

BEĞENMEDiM

Yazının Devamını Oku

İnanmalısınız

9 Mayıs

TRABZON taraftarı İzmir’e fazla rağbet etmedi, rekor bir taraftar sayısına ulaşamadı. Herhalde takımın şampiyonluğundan umutlarını kestiler!

Ama böyle bir düşünceye kapılırlarsa yanlış yaparlar. Çünkü ligde her maç çok zor ve şampiyonluk yolundaki rakipleri funduszeue.infoçe’nin oynadığı Karabükspor maçından da her an ev sahibinin gol haberi de gelebilirdi. Ayrıca sarı lacivertlilerin içeride oynayacakları A.Gücü ve deplasmanda Sivasspor maçları var.
Trabzonspor ilk yarıyı rolantide oynadı, rakibin gücünü de kendi kalitesini de biliyor. İlk 45 dakika bordo mavililerin net pozisyonu var. Maçı erkenden bitirebilirlerdi ama olmadı. Buna da konsantre düşüklüğü diyebiliriz. Ama Burak Yılmaz var, yine sahneye çıkıyor, affetmiyor. Ve Trabzonspor’un beklenen golü geliyor

Akıllar Karabük’teydi

Trabzonspor orta sahada çok kalabalık oynuyor ve iyi pas yapıyor. İstediği zaman baskı kurarak rakibini hataya zorlayıp, gol pozisyonlarına girebiliyor. Yani bordo mavililer ilk 45 dakika Karabük’ten gelecek habere göre oynadı, golünü attı ve skoru elinde tuttu.
İkinci yarı Buca, Trabzon’un oyunun temposunu düşürmesinden faydalandı. Daha doğrusu kulaklar tribünden gelecek gol tezahüratını bekliyordu ve konsantre olmakta zorlandılar.
Bunun yanısıra Bucaspor’un dakikada kaçan bir gol pozisyonu vardı ve arkasından gelen gol beraberliği sağladı. Ve bu golle Karabük’te sarı lacivertlilerin tribününde bayram havası esti.

Pabuç pahalıydı

Yani her iki takımın taraftarının da kulakları rakibinin maçındaydı. Bunu yanı sıra Trabzon kalitesini istediği zaman ortaya koyuyor. Tempoyu yükseltiyor, istediği pozisyonları buldu ama bu kez pabuç biraz pahalıydı! Ayrıca Umut olmasaydı Trabzonspor bu deplasmanda puan bırakırdı. Şenol Güneş’in, Umut ısrarının sebebi bu işte. Umut Trabzon’un şampiyonluk umudu oldu.

Yazının Devamını Oku

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası