Kapıdaki Düşman

kapıdaki düşman

Rus ve Nazi askerlerinin dayanması güç mücadelesi devam ederken tüm dünya korku dolu gözlerle Stalingrad savaşının sonucunu beklemektedir. Bu sırada ünü her yana yayılmış Rus keskin nişancısı Vassili Zaitsev düşmanını tek tek sessizce avlamaktadır. Fakat Vassili bu ünü yüzünden kendini Nazi'lerin en iyi keskin nişancısı olan Binbaşı Konig ile yaptığı bir düellonun içinde bulacak ve dünyanın en önemli savaşlarından biri bu iki askerin kişisel mücadelelerine de sahne olacaktır. Vassili gösterişten uzak ve mütevazi yapısıyla, görevini olağanüstü bir beceriyle yerine getirebilen sıradan bir askerdir. Bir Sovyet politikacısı olan Danilov onu bir propaganda aracı olarak kullanabileceğini anladıktan sonra Ural'larda basit bir asker olarak görev yapan Vassili'yi çok daha fazla ihtiyaç duyulan ulusal bir kahramana dönüştürür. Nazi'lere karşı kaybedilen bir dizi çatışmadan sonra Sovyetler Birliği çöküşün eşiğine gelmiştir ve Stalingrad'ın kaybedilmesi Avrupa'daki Nazi'ler için nihai zafer olacaktır. Şehrin savunmasını izlemek için Stalin bizzat Khrushchev'i Stalingrad'a göndermiştir. Danilov sayesinde herkese duyurulan Vassili örneği, Stalingrad'ı savunan askerlere cesaret vermiştir. Ancak Danilov kısa süre sonra kendi sevdiği kadına, erkeklerin yanında savaşan bir çok cesur kadından biri olan Tania'ya, aşık olduğunu öğrendikten sonra kendi yarattığı bu kahramanı kıskanmaya başlar. Almanlar, hem kendi orduları hem de Ruslar arasında büyük bir üne kavuşan Vassili'yi öldürmek için en iyi nişancıları Binbaşı Konig'i gönderirler. Şimdi etraflarında sayısız asker ölürken bu iki askerin yapmaları gereken şey büyük bir ustalık ve sabırla birbirlerini izlemek ve öldürebilmektir.

Devamını Oku

kapıdaki düşman

şimdi izlediğim etkileyici ve sürükleyici yapıt
yıllar yıllar sonra torrentten indirip tekrar izlediğim savaş filmi. bu filmlerin bütün bütçeleri siyonistlerden herhalde.

vasiliyi inek gibi sağan kızımız "büyük annem söyledi vatanımız filistindeymiş orada yaşamalıymışız" diyor. bu tabiki yahudi olduğunun bir ilanı ve final mesajların verilmeye başlandığı yer.

ayrıca öbür gözlüklü aşığınada esas kızımız "sen yahudisin değil mi" diye soruyor. oda "dinimizde balık yemek yasak değil" diyerek yahudi olduğunu doğruluyor ve filmin sonlarına doğru kendisini feda ederek yüzbaşının yerini belli etmesini sağlıyor.

vasilide bu sayede yüz başıyı temizliyor. tabi ailenin yahudi olduğunu anladık. kız ve annesi kardeşi saşa yahudi tabii dikkatli gözler ve kulaklar için! yahudi küçük çocuk saşanın özverisini de unutmayalım.

çok dağınık veriliyor bilgi bir başta bir sonda filmin sonlarına doğru ancak parçaları birleştirebilirsiniz.

filmi mesajlarıyla doğru okursak ruslar biz yahudileri çok sevin bakın vasilinizi nasıl memnun ettik sizin için savaştık hemide seviştik hatta sizin için kendimizi de feda ettik. mesajı içerdiği açık. kısaca film her zamanki yahudi sepatisi oluşturma içeren sipariş filmlerden.

alın shildlerin listesinden verin piyaniste ve daha dün çekoslavakyanın kurtuluş filmi diye izlerken yine yırtık dondan çıkar gibi çıkan jakop ve younnes çek yahudileri olarak führerin as adamına suikast yapan kahramanlar.

ne menem milletki her milletin kurtuluş savaşında yer almışlar. onlar için savaşmışlar. doğru öyle mi ? yoksa her içinde bulundukları devleti bozmuşlar ve ele geçirmeye çalışmışlar olmasın.

bu propaganda filmler bir işe yarar mı bilmem ama rusları memnun etmeliyiz yahudileri sevdirmeliyiz diye vasiliyi sağıp değerlerini döşeme yapmak ne kadar ahlakidir daha başından tartışılır. ki tekrar tekraz izlenip ne tartışılır.

filmin tekniğine ve bütçesine sahnelerinin etkisine gelince diğer filmler gibi müthiş güzel. eee para senaryo her şey onlarda. söylenecek söz yok. bizim diriliş gibi 20 kişi 3 çadırla film çekmiyorlar.

bunlar büyük organizasyonlar. planlı bütçeli hedefleri olan. ayrıca dahada önemlisi getirisi dönüşü olan organizasyonlar. hem propagandanı yap hem paranı kazan. disneyde onların holivood da.

çocuğumuza izlettiğimiz kaç filmde subdominal mesaj var disneyden iluminatiden.

allah bu dünya ya kolaylık versin. gerçekten bozgunculukta sınır tanımıyorlar sorsanda ıslah edicileriz derler.

filmleri birde böyle izleyin bakın neler çıkıyor altlarından. shildler için bütün yahudilerle birlikte sizde ağlıyorsunuz daha fazla yahudi kurtarılamadığı için. kurtulsaydılar tabide kendileri maruz kadıkları şeyi başkalarına yapmasalar bari.
4 defa izlediğim ve hala doyamadığım bir film , sahneler o kadar başarılı ve inandırıcı ki nefesimi tuttuğum anlar olmuştu kesinlikle tavsiye ediyorum
izlediğim güzel filmlerden.
tavsiye ederim izlemeyenler için.
hollywood'un 2. dünya savaşının dönüm noktası olan stalingrad muharebesini sovyet askeri gözünden anlattığı filmdir. filmde sovyetlerin efsaneleşmiş nişancısı "vasily zaitsev"in(jude law) alman nişancısıyla düellosu anlatılır.
-söz konusu keskin nişancı abimizin tüfeği hala stalingrad savaş müzesindedir-
--- spoiler ---

işin ilginç yanı filmin sonuna kadar saman altından su yürüten gözlüklü yahudi elemanın filmin sonunda kendini feda ederek kahraman gösterilmesi...
--- spoiler ---
-ölmediğini biliyordum.
- nasıl
- çünkü daha yeni tanışmıştık.

savaşı kazanmaya olan umudunuz azalınca halkı, askerleri uydurma hikayelerle şaha kaldırmaya çalışıyorsunuz. külden bir ateş çıkartılmaya çalışıyor. bir kahraman icat ediliyor ve halk inanmak mecburiyetinde kalıyor geleceği için. umudu ölen insan ecelinden evvel ölür. ecelin gelmesi gerekmiyor gözlerin kapanması için. savaşın aydınlık yüzünde komutanlar, subaylar askeri ateşleyip kendi arasında konuşuyor. bazen bir hırs uğruna bazen de gaza gelerek askeri gücü gözü kapalılık uğruna yok sayabiliyor. karanlık yüzünde ise aç, sefil askerler var. geri döndüğü için öldürülenler var. göklere çıkarılan insan, stlain’in portresinin yanına varınca, başka bir asker de yiyecek –içecek yağmalamaya çalışıyor. oysa ikisi de asker ama birisi kahraman ilan ediliyor, en az onun kadar mücadele etmiş olan bir diğeri de aç karnını doyurmaya çalışıyor. bu savaşın ya da dünyanın gözümüzü kapattığımız tarafı. insan her zaman insandır. değişmez. modern insan ya da geri kalmış insan diye bir şey yoktur. kıskanç insan, sefil insan, zengin-fakir insan vardır ve bu hiçbir zaman değişmez. toplum ne tarafa giderse gitsin, insan hep aynı yerde kalıyor. kurdu vuracak olanla geyiği vuracak olan savaşıyor. kazanan devamlı avcı oluyor. avcı, ava gitmiyor, aksine avı ayağına getiriyor. insanların işine yarayan insan, uzun ömürlü oluyor. gerisi bir şekilde siliniyor tarih sahnesinden. komünizm getiriyor ve sınıflar arası mücadeleyi kaldırmayı planlıyorsunuz. fakat hırsız insan yine hırsız, kıskanç insan yine kıskanç. aşk insanı davasından vazgeçirebiliyor ya da davasına daha fazla bağlayabiliyor. aşıksan söyleyeceksin. aksi takdirde, bu başkaları için fırsat olur. yalancının yemini olmaz. ve çocuğa asla güven olmaz. çocuk her yerde çocuktur. düşman ötede değil, kapıda. bit tık, bir anahtar deliği uzaklıkta.
(bkz: enemy at the gates)
(bkz: enemy at the gates)
"ne kadar da aptalmışım.
vassili...
insan her zaman insandır. modern insan yok.
herkesin eşit olduğu bir toplum yaratmak için çok çabaladık, komşunu kıskanabileceğin bir şeyin olmadığı bir toplum,
ancak kıskanılacak bir şey her zaman vardır.
bir gülüş...
bir dostluk...
sahip olmak istediğin ve sana ait olmayan bir şey.
bu dünyada zengin ve fakir her zaman var olacak..."

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

FRAGMANI İZLE

Üyeler

4,5 1355 Puanlama ve 135 Eleştiri

Puanım :

İzlemek İstiyorum

Eleştiri yaz!

Facebook'ta PaylaşTwitter'da paylaş

Özet

Stalingrad, İkinci Dünya Savaşı'nın yıkıcı dehşetiyle kuşatılmıştır. Savaşın acılarıyla yoğrulup ölmekte olan bir mezarlık haline gelen şehrin sokaklarında ölüm dolaşmaktadır. İki karşı safta olan iki keskin nişancı, savaşın ortasında kendi kişisel ego savaşlarına başlamanın eşiğindedirler. Rus keskin nişancı, savaştaki müthiş atılımları sayesinde artık kahraman olarak anılmaktadır. Stalingrad, kan içerisinde boğulurken karşı karşıya gelen iki amansız savaşçı, savaşa kendi açılarından bakmaya başlayacaklardır.

Beyazperde Eleştirisi

Anlaşılan Fransız yönetmen Jean-Jacques Annaud gişe hasılatından yoksun filmlerinden sonra, bırakın düşmanı, kariyeri açısından yumurtanın kapıya dayandığını anlamış olmalı ki bizler için "Enemy At The Gates - Kapıdaki Düşman" gibi bir Hollywood şekeri hazırlamış. Film, 1942 yılının kuşatma altındaki Stalingrad'ında birbirini avlamaya çalışan bir Rus ve bir Alman keskin nişancısının öyküsü çerçevesinde aşk, dostluk, onur ve kahramanlığın hikayesini anlatıyor. Film boyunca hem Rusların hemde Almanların aksanlı Ingilizce konuşması ciddi şekilde sinirlerinizi bozmaya yetiyor. Filmde herkes elini kolunu sallayarak her yere giriyor, her yerde karşılaşıyorlar. Anladığım kadarıyla o dönemin Stalingrad'ı bizim Taksim Meydanı'ndan biraz daha büyükmüş. Keskin nişancıların mücadelesi ile aşk hikayesi bir şekilde birlikte yürümüyor film boyunca. "Saving Private Ryan - Er Ryan'ı Kurtarmak" (

Eleştirinin tamamı

Fragmanlar

Ekstra Videolar

Öneriler

Oyuncular

Tüm oyuncular ve teknik ekip

İzleyici eleştirisi: sevdiler

En iyi ve en faydalı yorumlar

Ne zamandır dvdsinin çıkmasını beklediğim ve çıktığında da hemen edinip izlediğim film. Call of duty oyununda Stalingrad bölümünün nasıl bu filmden etkilenerek oluşturulduğunu görmek çok ilginç ve bu filmin başarısını gösteren birşey. Finale kadar bitmek bilmeyen bir gerilim ve kıyamet gibi bir savaş alanı...

Sağlam bir, 2. Dünya Savaşı filmi...

Bana göre 2.Dünya Savaşı ile ilgili yapılmış olan en iyi filmlerden biridir; zira bildiğimiz her 2 senede bir tekrarlayan Yahudi Soykırımını anlatan ve pek tabii ki oscar heykelciğini kazanan bir film değil karşımızdaki; aynı savaşın başka boyutuna; bizi Stalingrad a götüren bir film. Ve diğer 2. Dünya Savaşı filmlerine göre de bence romantizm ve duygusallığın daha önde ve çarpıcı olduğu bir film. ...
Devamını oku

güzel bir film olduğunu ve konusuyla diğer savaş filmlerin’den ayrıldığını belirtmek istiyorum.jude law ve ed harris’in oyunculukları takdiri hak ediyor,kendinizi savaşın içindeymiş gibi hissediyorsunuz ne mutlu böyle bir şey başardığı için yönetmene,nişancının yani basilinin yaptıkları güzel ama böyle dünya çapında konuşulacak ve abartılacak kadar gelmedi bana...sonuçta ülkesi için yapıyor bunları...iyi ...
Devamını oku

135 İzleyici eleştirisi