13.03 Saat Anlamı

24 saat dilimi içerisinde karşı karşıya olduğumuz bazı saatlerin anlamları, hayatımız hakkında ipuçları verebilir. Bazı saat dilimlerine denk gelmemizin hayatımızdaki etkisine olan inancı, özellikle gençler arasında da merak konusu olmuştur. Tesadüfen çift sayılara denk gelmemiz hayatımıza dair birtakım olayların da habercisi olabilir. Tesadüfen denk gelebileceğimiz çift saatler arasında yer alan saat anlamı bazı mesajları içerisinde barındırmıştır. Bu tür çift sayılara denk gelmek kişinin şanslı olacağını da gösterecektir. Peki saati olarak görmek anlamı ne demek? Önemli bir zaman dilimi olan saat anlamı hakkında bilgiler sizlerle.

Saat Anlamı

Önemli bir saat dilimi olan anlamı en çok merak edilenler arasındadır. Bu saate denk gelmek, kişinin şanslı olduğunu da gösterecektir. Bu saat, gece dilimine geleceği için denk gelmek zor olacaktır. Bu saat dilimi şansa işaret eder. Aynı şekilde bu saat dilimine denk gelmek, kişinin hoşlandığı birisinin kendisine âşık olmaya başladığını gösterir. Özellikle kişinin uykusundan uyanıp bu saat dilimine denk gelmesi, aşkın ilk kıvılcımlarını yakalayacağına işaret edecektir. Bu saat dilimine bir erkeğin denk gelmesi, karşıdaki kişiye karşı nazik ve ılımlı olması gerektiğini gösterir. Karşıdaki kadını üzmeden, ondan hoşlanmasa bile bunu kibar bir dille ifade etmesi önemli olacaktır. Bu zaman dilimine bir kadının denk gelmesi, karşı tarafa olan hislerine göre hareket etmesi önemli olacaktır. Ona karşı bir şey hissetmediği durumda bunu kibar bir dille anlatması gerekmektedir.

Saatlerin Anlamı Öğren - Tek, Ters, Aynı, Çift Saatlerin Anlamları

Saati Görmek Anlamı Ne Demek?

Bazı saat dilimleri, günlük hayatımızdaki kişilerarası ilişkilerimizde bize ipucu verir. Saati olarak görmek anlamı ne demek sorusu, kişilerin merak ettiği sorular arasında yer almıştır. Genel olarak bu saat dilimine denk gelmek zor olacağı için, denk gelenler için büyük bir şansa işaret edecektir. Bu saat dilimine denk gelmek aşka kucak açtığınız anlamına da gelir. Kişinin tesadüfen bu saat dilimine denk gelmesi, hoşlandığı kişinin ona âşık olmaya başlayacağı anlamına gelir. Bu aşkın ilk kıvılcımları da aşkı bir adım öteye götüreceğini gösterir. Bu saat dilimi sadece aşka yorulmaz. Bir dileği veya isteği olan kişilerin bu saat dilimi ile karşılaşması, bu istek veya dileğin gerçekleşeceğinin de haberini verir. Başka inanışa göre kişinin bu saat dilimini görmesi, bazı sıkıntılarının da gideceğini gösterir. Çift saate denk gelmek kişinin tamamen şansına bağlıdır. saat dilimiyle karşılaşan kişinin canını sıkan bir olay ya da kişi varsa, tüm bunlardan kurtulmasına işaret edilir.

Ben puanıma bakarım yolumu tutarım dersen bir sıkıntı yok.

Nitekim Galler karşısında alınan üç puan final gurubu kapılarını şimdilik aralayarak bize umut veriyor.

Skor net. On kişi kalmış rakip karşısında üstünlük bariz. Ancak ikinci golü bulana kadar takımda bir sıkıntı bir telaş var.

Milli takım bu problemi bir türlü aşamıyor.

Bunu neden vurguladım biliyor musunuz? Turnuva maçlarında rakibe korkuvermek için telaş yaşamayacaksın.

Sessizlik ve sükunet kuralın olacak. İstediğin dakikada hücuma çıkacaksın istediğin dakikada savunmada top çevireceksin istediğin dakikada topa basıp oyunu uyutacaksın.

Arda'nın muhteşem golünden sonra böyle olmadı mı? Aynen böyle oldu.

Tam on dakika Galler takımına top vermedik. Hakan Çalhanoğlu'nun Letonya maçından sonra anlattığı gibi.

Maça bakarsak takım Letonya maçının eksiklikleri ışığı altında biçimlendirilmiş Galler karşısında.

Bu da benim hoşuma gitmiyor. Kuntz'a muhalif olduğumdan falan söylemiyorum bunu.

Milli Takım aslında bir hoca için oluşturulması zor bir durum değil.

Ülkenin içinde ve dışında yüzlerce futbolcudan bu takımı kuruyorsun yani bir futbolcu sıkıntın yok.

Peki neden bir önceki maç bir sonraki maçın kriteri oluyor. Bunları anlamakta sıkıntı çekiyorum.

Letonya maçında sahada silinen bir Arda birkaç gün sonra sonradan girdiği maçta nasıl yıldızlaşıyor?

Çalhanoğlu'nun rahat maç izleme ve kazanma düşüncesine geri dönersek milli takımın sıkıntısı Galler maçında da aşılabilmiş değil.

İki kez filelere giden topun heyecanlı bekleyişlerle heba olması, kazanılan penaltınının bu fikri savunan Çalhanoğlu tarafından gole çevrilememesi hep bir çelişki deği mi futbolumuzda?

Bakıyorsunuz futbolcularımız güçlü, futbol piyasasının önde gelen takımlarında top koşturuyorlar.

Takımlarında kendilerini zevkle izliyorsunuz ama mili maçlarda bu kaliteyi göremiyorsunuz işte bu sorun beni rahatsız ediyor.

Bunu gidermek sadece Kuntz'a düşmüyor.

Bu futbolculara güven vermek onların moral motivasyonlarını yükseltmek bu sektörde görev alan herkese yüklenen bir vazife olmalı.

İşte o zaman rahat galibiyetlerle istenilen sonuçlara kolay ulaşacağız.

Umut'un attığı kafa golündeki güven gibi. Arda'nın dalga geçer gibi filelere gönderdiği muhteşem şutu gibi.

İşte bunlar çoğalırsa huzur ve güvenle daha büyük zaferlere koşacağız. Bunca badireyi geçmiş Türk futbolunda hedef bu olmalı.