Alarko Carrier Gerçek Konfor

<strong>Alarko</strong> Tarihinden<br />

<br />

<strong></strong> <strong>ve</strong> 60’lı <strong>Yıllarda</strong><br />

<strong>Sinemada</strong> <strong>Gerçek</strong> <strong>Konfor</strong><br />

Kocaman salonda yazın sıcaktan bunalarak, kışın<br />

soğuktan titreyerek film seyretmek nasıl keyifli<br />

olabilir? Sinemanın en fazla ilgi gördüğü 50 <strong>ve</strong> 60’lı<br />

yıllarda, <strong>Alarko</strong> Türkiye’de ilk kez uyguladığı modern<br />

salon havalandırma sistemleri ile sinemase<strong>ve</strong>rlere<br />

bunalmadan <strong>ve</strong>ya titremeden konfor içinde,<br />

keyifle film seyredebilme olanağını sundu<br />

<strong></strong> <strong>ve</strong> 60’lı yıllarda sinema, Türkiye’nin kent merkezlerinde en önemli<br />

sosyal <strong>ve</strong> sanatsal etkinlikti. İstanbul sinemanın başkenti gibiydi. Yeşilçam<br />

<strong>ve</strong> Beyoğlu, Türk sinemasının kalbinin attığı yerdi. Yılda <br />

arasında yerli film yapılıyordu.<br />

Yabancı film ithalatçıları da İstanbul’daydı. Döviz sıkıntısı <strong>ve</strong> teknik zorluklar<br />

film ithalatını sınırlandırıyordu. Avrupa’da <strong>ve</strong> Amerika’da başarı<br />

kazanan filmler bir-iki yıl sonra Türkiye’ye getirilebiliyordu. Buna rağmen<br />

sinema yine de ilgi görüyor, sinema gişelerinin önünde bilet kuyrukları<br />

oluşuyor, köşe başlarını ise bilet karaborsacıları tutuyordu. Suarelerde<br />

yer bulabilmek için haftalarca önce bilet almak gerekiyordu.<br />

Gazete <strong>ve</strong> dergilerde sinema haberleri, film eleştirileri önemli yer tutuyordu.<br />

Magazin basınında, tifdurk tekniğiyle birinci hamur kağıda basılan<br />

Hayat <strong>ve</strong> Ses dergileri ile kalite yükselmişti.<br />

Büyük <strong>ve</strong> Dolu Salonlar<br />

Sinema bu kadar ilgi görünce sinema salonları da kentin seçkin mekanları<br />

arasında yer alıyordu. Beyoğlu’nda bugün hala var olan Emek<br />

sinemasının yanı sıra, Yeni Melek, Saray <strong>ve</strong> Atlas sinemaları İstanbul’un<br />

en önemli salonlarıydı.<br />

Sinema salonları bugünkü gibi kişilik küçük değildi, büyük salonların<br />

seyirci kapasitesi arasındaydı.<br />

Büyük salonlar, iki-üç katlı inşa ediliyorlardı. İlk katta önden sıra<br />

“Birinci” olarak ayrılıyordu. Bugün sinemase<strong>ve</strong>rler bu bölümde film izlemeyi<br />

tercih etseler de o günlerde burası ucuz tarifeydi.<br />

“Parter” olarak adlandırılan salonun diğer kısmı en gözde olan bölümdü.<br />

Parter’in üzerinde “1. Balkon”, onun da üzerinde en ucuz tarife olan “Üst<br />

Balkon” ya da “Paradi” olarak da adlandırılan “2. Balkon” yer alırdı.<br />

Gündüz gösterimlerine “matine” gece gösterimine “suare” denilirdi. Suare<br />

izleyicileri özenli giysileri ile gösterimden yarım saat önce sinemaya<br />

gelir <strong>ve</strong> “fuaye”de zaman geçirir, sohbet eder, sonra salona geçerlerdi.<br />

Nişantaşı <strong>ve</strong> Konak Sineması<br />

<strong></strong>’li yılların sonlarında İstanbul’da Beyoğlu’nun dışında ilk büyük sinema<br />

salonu projesi olan, bugün kapatılan <strong>ve</strong> unutulan Konak sineması<br />

açıldı. İstanbul sinema izleyicileri Beyoğlu salonlarına alışkındı. Konak<br />

sineması seyirci çekebilecek miydi?<br />

Sinemanın girişi Valikonağı Caddesi’nde Maçka Parkı’nın hemen karşısındaki<br />

Başaran Apartmanı’nın yanındaydı. Sinema, o günlerde İstanbul’un<br />

en şeçkin bölgesi olan, aynı zamanda film izleyicilerinin de fazla<br />

olduğu Nişantası, Şişli, Pangaltı gibi semtlerin merkezinde yer alıyordu.<br />

O günlerin en ileri teknikleriyle inşa edilmiş <strong>ve</strong> modern bir anlayışla dekore<br />

edilmişti. Konak sinemasının sinema salonu için getirdiği yüksek<br />

standartlar kısa bir süre sonra Beyoğlu sinemalarını da etkilemiş, bu sinemalarda<br />

yenileme çalışmaları yapılmıştı.<br />

Konak sineması, bu özellikleriyle kısa bir süre sonra kendi izleyicisini yaratmayı<br />

<strong>ve</strong> uzun yıllar kendisine bağlamayı başardı.<br />

Sinemanın gösterim saatleri Beyoğlu sinemalarına göre yarım saat sonra<br />

başlıyordu. Böylece hem Beyoğlu’nda bilet bulamayanların şanslarını bir<br />

kez de Konak’ta deneme olanakları oluyor hem de film bobinleri Beyoğlu<br />

ile Konak sineması arasında dolaştırılabiliyordu.<br />

Modern <strong>ve</strong> <strong>Konfor</strong>lu Bir Sinema Salonu<br />

Konak sineması Başaran Apartmanı’nın arka tarafındaki arsada <br />

metre hafriyat yapılarak çatı kısmı dışında tümüyle yer altında, o günlerde<br />

Türkiye’de ilk uygulamaları yapılan betonarme perde olarak inşa edilmişti.<br />

Betonarme olarak inşa edilen çatı yalıtılmış <strong>ve</strong> kiremitle örtülmüştü.<br />

Salon balkon , parter olmak üzere bin kişi kapasiteliydi.<br />

Sinemanın projesi, Türkiye’nin önemli mimarları arasında yer alan Rükneddin<br />

Güney’indi. Dekorasyon da Güney tarafından yapılmıştı.<br />

Sinemanın giriş kısmında iki katlı bir fuaye vardı. Birinci fuayeden balkona,<br />

alt fuayeden salona giriliyordu. Fuayelerin tavanları yüksekti. Geniş<br />

merdi<strong>ve</strong>nin üzerinde bir derinlik yaratılmıştı.<br />

Konak<br />

sinemasının<br />

fuayesi (üstte),<br />

fuayenin rölyefli<br />

duvarı, gizli<br />

aydınlatma <strong>ve</strong><br />

<strong>Alarko</strong>’nun yaptığı<br />

havalandırma<br />

sisteminin<br />

menfezleri<br />

(yanda)

<strong>Alarko</strong> Tarihinden<br />

Duvarlar uzun geniş <strong>ve</strong> renkli yüzeyler olarak planlanmış, heykeltraş Sadi<br />

Çalık’ın bu duvar için yaptığı rölyefler beyaz bir duvarın üzerine yerleştirilmişti.<br />

Gizli aydınlatma yapılmıştı. Her iki fuayede de bar <strong>ve</strong> salon<br />

koltukları vardı. Böylece izleyenler salona girmeden önce geniş <strong>ve</strong> rahat<br />

bir ortamda, konforlu bir şekilde dinlenebiliyorlardı.<br />

Salonda rahat koltukları <strong>ve</strong> geniş sıra araları <strong>ve</strong> İstanbul’da ilk kez uygulanan<br />

panoptik perde, kaliteli ses düzeni ile kaliteli bir gösterim sunuluyordu.<br />

Modern Salon Havalandırması<br />

Konak sinemasının konfor <strong>ve</strong> kalitesi <strong>Alarko</strong>’nun yaptığı havalandırma sistemi<br />

ile tamamlanıyordu. <strong>Alarko</strong> Türkiye’de yeni uygulanmaya başlanan<br />

salon havalandırması alanında daha önce İzmit’te Seka’ya ait bir sinema<br />

salonunun sistemini tamamen yerli olanaklarla başarıyla gerçekleştirmişti.<br />

Üzeyir Garih Bey anılarında, Konak sinemasının sahibi İbrahim Başaran<br />

beyin, bu referansa bakarak sinemanın ısıtma havalandırma sistemini<br />

“pazarlık yapmaya bile gerek görmeden” <strong>Alarko</strong>’ya <strong>ve</strong>rdiğini söylüyor.<br />

<strong>Alarko</strong> bu kaliteli sinema için koşullandırılan havayı fuayelerde gizli tavana,<br />

salonda sıra altlarına yerleştirilen menfezlerle besleyen <strong>ve</strong> Türkiye’de<br />

ilk kez uygulanan modern bir sistemle gerçekleştirmişti.<br />

Konak sineması, zaman içinde sinemaya olan ilginin azalması sonucu<br />

diğer sinemaların kaderini paylaştı <strong>ve</strong> kapandı. Ancak İstanbullulara bir<br />

dönem sunduğu seçkin ortamı ile kent tarihinde yerini aldı.<br />

Kaynak: Konak Sineması, Arkitekt, Sayı , <br />

İlk <strong>Alarko</strong> Fan Coilleri<br />

Geçen sayımızda, ’ların başında Orta Doğu Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi’nin<br />

binalarında kullanılmak üzere <strong>Alarko</strong> tarafından üretilen ilk <strong>ve</strong> piyasanın<br />

“en sessiz” fan coillerinin öyküsünü anlatmıştık. Aşağıda, <strong>Alarko</strong>’nun<br />

yılına ait broşüründen ilk fan coil modellerini sunuyoruz.<br />

Bir İlan ()<br />

“Mazutla Teshin”*<br />

* Mazotla Isıtma<br />

Kaynak: Arkitekt, Sayı , <br />

Konak sinemasının<br />

salonu <strong>ve</strong> perdesi (üstte),<br />

balkonu (yanda).<br />

<strong>Alarko</strong>, uyguladığı<br />

modern havalandırma<br />

sistemi ile soğuk havayı<br />

tavandan, sıcak havayı<br />

koltuk sıralarınınn<br />

altından besleyerek<br />

salonun her yanında<br />

konfor koşulları<br />

sağlanıyordu

<strong>Alarko</strong> Tarihinden <strong></strong> <strong>ve</strong> 60’lı <strong>Yıllarda</strong> <strong>Sinemada</strong> <strong>Gerçek</strong> <strong>Konfor</strong> Kocaman salonda yazın sıcaktan bunalarak, kışın soğuktan titreyerek film seyretmek nasıl keyifli olabilir? Sinemanın en fazla ilgi gördüğü 50 <strong>ve</strong> 60’lı yıllarda, <strong>Alarko</strong> Türkiye’de ilk kez uyguladığı modern salon havalandırma sistemleri ile sinemase<strong>ve</strong>rlere bunalmadan <strong>ve</strong>ya titremeden konfor içinde, keyifle film seyredebilme olanağını sundu <strong></strong> <strong>ve</strong> 60’lı yıllarda sinema, Türkiye’nin kent merkezlerinde en önemli sosyal <strong>ve</strong> sanatsal etkinlikti. İstanbul sinemanın başkenti gibiydi. Yeşilçam <strong>ve</strong> Beyoğlu, Türk sinemasının kalbinin attığı yerdi. Yılda arasında yerli film yapılıyordu. Yabancı film ithalatçıları da İstanbul’daydı. Döviz sıkıntısı <strong>ve</strong> teknik zorluklar film ithalatını sınırlandırıyordu. Avrupa’da <strong>ve</strong> Amerika’da başarı kazanan filmler bir-iki yıl sonra Türkiye’ye getirilebiliyordu. Buna rağmen sinema yine de ilgi görüyor, sinema gişelerinin önünde bilet kuyrukları oluşuyor, köşe başlarını ise bilet karaborsacıları tutuyordu. Suarelerde yer bulabilmek için haftalarca önce bilet almak gerekiyordu. Gazete <strong>ve</strong> dergilerde sinema haberleri, film eleştirileri önemli yer tutuyordu. Magazin basınında, tifdurk tekniğiyle birinci hamur kağıda basılan Hayat <strong>ve</strong> Ses dergileri ile kalite yükselmişti. Büyük <strong>ve</strong> Dolu Salonlar Sinema bu kadar ilgi görünce sinema salonları da kentin seçkin mekanları arasında yer alıyordu. Beyoğlu’nda bugün hala var olan Emek sinemasının yanı sıra, Yeni Melek, Saray <strong>ve</strong> Atlas sinemaları İstanbul’un en önemli salonlarıydı. Sinema salonları bugünkü gibi kişilik küçük değildi, büyük salonların seyirci kapasitesi arasındaydı. Büyük salonlar, iki-üç katlı inşa ediliyorlardı. İlk katta önden sıra “Birinci” olarak ayrılıyordu. Bugün sinemase<strong>ve</strong>rler bu bölümde film izlemeyi tercih etseler de o günlerde burası ucuz tarifeydi. “Parter” olarak adlandırılan salonun diğer kısmı en gözde olan bölümdü. Parter’in üzerinde “1. Balkon”, onun da üzerinde en ucuz tarife olan “Üst Balkon” ya da “Paradi” olarak da adlandırılan “2. Balkon” yer alırdı. Gündüz gösterimlerine “matine” gece gösterimine “suare” denilirdi. Suare izleyicileri özenli giysileri ile gösterimden yarım saat önce sinemaya gelir <strong>ve</strong> “fuaye”de zaman geçirir, sohbet eder, sonra salona geçerlerdi. Nişantaşı <strong>ve</strong> Konak Sineması <strong></strong>’li yılların sonlarında İstanbul’da Beyoğlu’nun dışında ilk büyük sinema salonu projesi olan, bugün kapatılan <strong>ve</strong> unutulan Konak sineması açıldı. İstanbul sinema izleyicileri Beyoğlu salonlarına alışkındı. Konak sineması seyirci çekebilecek miydi? Sinemanın girişi Valikonağı Caddesi’nde Maçka Parkı’nın hemen karşısındaki Başaran Apartmanı’nın yanındaydı. Sinema, o günlerde İstanbul’un en şeçkin bölgesi olan, aynı zamanda film izleyicilerinin de fazla olduğu Nişantası, Şişli, Pangaltı gibi semtlerin merkezinde yer alıyordu. O günlerin en ileri teknikleriyle inşa edilmiş <strong>ve</strong> modern bir anlayışla dekore edilmişti. Konak sinemasının sinema salonu için getirdiği yüksek standartlar kısa bir süre sonra Beyoğlu sinemalarını da etkilemiş, bu sinemalarda yenileme çalışmaları yapılmıştı. Konak sineması, bu özellikleriyle kısa bir süre sonra kendi izleyicisini yaratmayı <strong>ve</strong> uzun yıllar kendisine bağlamayı başardı. Sinemanın gösterim saatleri Beyoğlu sinemalarına göre yarım saat sonra başlıyordu. Böylece hem Beyoğlu’nda bilet bulamayanların şanslarını bir kez de Konak’ta deneme olanakları oluyor hem de film bobinleri Beyoğlu ile Konak sineması arasında dolaştırılabiliyordu. Modern <strong>ve</strong> <strong>Konfor</strong>lu Bir Sinema Salonu Konak sineması Başaran Apartmanı’nın arka tarafındaki arsada metre hafriyat yapılarak çatı kısmı dışında tümüyle yer altında, o günlerde Türkiye’de ilk uygulamaları yapılan betonarme perde olarak inşa edilmişti. Betonarme olarak inşa edilen çatı yalıtılmış <strong>ve</strong> kiremitle örtülmüştü. Salon balkon , parter olmak üzere bin kişi kapasiteliydi. Sinemanın projesi, Türkiye’nin önemli mimarları arasında yer alan Rükneddin Güney’indi. Dekorasyon da Güney tarafından yapılmıştı. Sinemanın giriş kısmında iki katlı bir fuaye vardı. Birinci fuayeden balkona, alt fuayeden salona giriliyordu. Fuayelerin tavanları yüksekti. Geniş merdi<strong>ve</strong>nin üzerinde bir derinlik yaratılmıştı. Konak sinemasının fuayesi (üstte), fuayenin rölyefli duvarı, gizli aydınlatma <strong>ve</strong> <strong>Alarko</strong>’nun yaptığı havalandırma sisteminin menfezleri (yanda)

Inappropriate

You have already flagged this document.
Thank you, for helping us keep this platform clean.
The editors will have a look at it as soon as possible.

Mail this publication

Loading

Delete template?

Are you sure you want to delete your template?

For this magazine there is no download available

Magazine: ve 60'lı Yıllarda Sinemada Gerçek Konfor - Alarko Carrier

Bazı cingıllar çıktıkları gün itibarıyla akıllarda öyle bir yer edinir ki, üzerinden yıllar geçse de tüketicilerin bilinçaltından silinmezler.

Her şey ders çalışma niyetiyle masaya oturan bir Twitter kullanıcısının aklına Alarko Carrier&#;ın cingılının gelmesiyle ve bu cingılı aklından atamamasıyla başladı. Derdini bir tweet atarak paylaşan kullanıcı bir çığ başlatarak, Twitter kullanıcılarının farklı paylaşımlarla &#;Alarko kombi, gerçek kombi, gerçek konfor&#; cingılının nasıl akıllarda yer ettiğini göstermelerine vesile oldu.

Atılan ilk tweet birkaç gün içerisinde 14 bini aşkın beğeni ve bin retweet alırken; son bir ayda içinde Alarko kelimesinin geçtiği toplam 5 bin tweet atıldı.

İşte o paylaşımlardan bazıları:

*ben istemek odaklanıp ders çalışayım*
beynim: alarko kombi gerçek kombi gerçek konfor

— elifinizm (@elifbkmz) 7 novembre

*ben istemek odaklanıp ders çalışayım*
beynim: alarko kombi gerçek kombi gerçek konfor

— Arslan Yakıcı (@baalrengi) 8 novembre

ton ton ton dardanel ton
alarko kombi gerçek kombi gerçek konfor
tut şunun ucunu döşeyelim abi
uğur derin dondurucu
bambaşka bir şehir var arka sokaklarda
tahsildaroğlu benim peynirim güvenle alırım lezzetle yerim
hayat bir maraton pharmaton asla pes etme
eti canga etiii cangaaa

— özgë iqless (@niyekabuletmiyo) 9 novembre