Kilo Verdiren Iğne

Hastanelerdeki obezite kaynaklı yükü azaltmak için Wegovy ismindeki iğneyi bir pilot program kapsamında onaylamaya hazırlanan İngiltere’de, bir hastanın bu iğneye en fazla iki yıl boyunca erişiminin olmasına izin verilecek.

Ulusal Sağlık Hizmetleri’nin (NHS) yaptığı araştırma sonunda vücut ağırlığının yüzde 10’unun bu iğneyle kaybolduğu tespit edildi.

İğne, iştahı bastırarak kişilerin tok hissetmesini ve az yemesini sağlıyor.

HEDEFTE GENÇLER VAR

Havaların ısınmasıyla birlikte medya yine ‘fazla kilolar’ ve ‘obezite’ vurgularına başladı. 

BBC’nin yayınladığı yukarıdaki haber de bunun bir tezahürü…

Wegovy adlı iğnenin etken maddesine baktığımızda karşımıza ‘semaglutide’ çıkıyor. 

Yani, Elon Musk tarafından tavsiye edilen ve ABD’de adeta furyaya dönüşen Ozempic ile aynı…

GEÇEN YIL İHRACATINI YASAKLANMIŞTI

İngiltere’de hükümet geçtiğimiz Kasım ayında  mucizevi bir şekilde zayıflattığı iddia edilen Ozempic adlı markaya ait ilacın ihraç edilmesini yasakladı. Ülkede bakanlar ilacın tedariklerinin talebi karşılamak için gerekli olduğunu söyledi. 

 Uzmanlar, ilacın olağanüstü başarısının TikTok kaynaklı olduğunu söylüyor. Ancak aynı TikTok, yeme bozukluğu yaşayan gençlerin paylaştığı birbirinden acı dolu görüntülerle de dolu… 

SEMAGLUTIDE NE İŞE YARAR

Semaglutide, Danimarkalı bir şirket olan Novo Nordisk tarafından aslında Tip 2 diyabet tedavisi için geliştirilen bir ilaç. 

İlacın çalışma sistemi teknik olarak “Bir glukagon benzeri peptid-1 reseptör agonisti olarak, insülin üretimini artırarak kan şekeri seviyesini düşürür.” şeklinde yapılıyor. 

Ancak halka yansıması ‘zayıflatan’ ya da ‘kilo verdiren’ şekliyle yapılıyor ve büyük bir algı operasyonu yürütülüyor.

Tıpkı dünyanın en zengin insanı Elon Musk’ın ‘kilolarını verme yöntemi’ olarak pazarladığı şekilde…

Ancak kimse bu ilaçların kalp krizi başta olmak üzere sağlığa olan ölümcül etkilerinden bahsetmiyor. 

HEPSİ ‘KARA KUTU’DA VAR

Soner Yalçın, yılında yayımlanan kitabı ‘Kara Kutu’da sağlıktaki kapitalist düzeni tüm detaylarıyla deşifre ederken bu konuya da değinmiş, tehlikelere dikkat çekmişti. 

Yalçın, modern tıbbın “zayıflama hapı” konusunda girişini şöyle anlatıyor:

“Zayıflama insanlarda tutku haline gelince, ilacının bulunup piyasaya sürülmesi kaçınılmaz oldu. Ama… Bu mevzu, tüketim endüstrisi günümüzde “salgın” hale getirmeden çok önce vardı ve bunu insanoğlunun başına musallat eden bizim Efes doğumlu hekim Soranüs (MS ) idi! Şaşırtıcı değil “insan ırkının ıslahı” o dönemden miras insanoğluna… “İdeal vücut” o dönemden geliyor: Yazdım; “Antik Yunan Güzelliği” palavrası… “Kusursuz orantılara sahip bir insanın boyunun, başının yedi buçuk katı olması” gibi saçmalıklar…

Modern tıp bu konuyu ’lerde gündemine aldı. İlk zayıflama ilacı ’te pazara sunuldu: 2,4 - Dinitrofenol (DNP) Aslında bu ilaç ilk, Birinci Dünya Savaşı’nda Fransızların silah-mühimmat üretiminde kullanıldı! Aynı zamanda boya, ahşap koruyucu, fotoğrafik geliştirici olarak çeşitli alanlarda yararlanıldı…

Stanford Üniversitesi’nden Maurice Tainter, insanoğlunun kilo vermesinde bu maddenin etkisini gördü. Patentini alıp reçetesiz satılan ilaçlar arasına koydurdu. Gerçek beş yıl sonra ortaya çıktı; DNP insanları kör ediyor, ölümlere yol açıyordu. ’de yasaklandı!”

“Zayıflama ilaçları rekabeti küresel şirketler arasında sürüyor. Yoksa… Zayıflama ilaçlarının insanlara verdiği zarar kimsenin umurunda değil. Özellikle genç kızlarda görülen bulimia ve anoreksiya belasının insanlara neler yaptığını bilmelerine rağmen inatla “sıfır beden” algısını sürdürmüyorlar mı? Herkes “Victoria’s Secret” mankeni olmaya çabalatılıyor!

Yağların ilaçla yerlerinden sökülmesi için bedenin metabolizmasının bozulmasına izin veriliyor. Oysa “reçete” belli; düzenli egzersiz, dengeli beslenme, su, oksijen… Bunlar yerine pahalı ilaçların kullanımı özendiriliyor…”

funduszeue.info