tengrizm ibadetleri / Gök tanrı inancı ile İslam arasındaki benzerlikler tesadüf müdür? | Sorularla İslamiyet

Tengrizm Ibadetleri

tengrizm ibadetleri

kaynağı değiştir]

Eski Türk inancının tek tanrıcı mı, çok tanrıcı mı olduğu hakkında farklı fikirler vardır. Bu noktada en mühim tartışma konusu Tengri kelimesinin hangi zamanda Gök ve hangi zamanda Tanrı anlamında kullanılmış olduğudur. Her iki anlamı da her kaynakta mantıklı bir telaffuz oluşturur. Bu sorunun cevabını bulmak, emin olabilmek için çok mühimdir.

Viyana Üniversitesi'nin bir makalesinde eski Türk inancı hakkında iki genel fikir olduğu şöyle açıklanmaktadır:[23]

1) Türklerde Şamanizm de, Totemizm de yoktu. Türk dini tek tanrıcı bir dindi: Bu fikir özellikle Türk bilimcileri tarafından temsil edilmektedir.
2) Türklerde hem Şamanizm hem Totemizm vardı: Eski dikili taş yazılarında Şamanların sözü edilmese de daha geç yüzyıllarda var olduğu kanıtlanmış ve birçok kuzey Türk dillerinde kam kelimesi hâlâ bulunmaktadır. Türklerin Şamanist olduğu, örneğin bâzı antik Çin yazıları ile de kanıtlanabilmektedir. Türklerdeki Totemizm hakkında pek fazla bilgi olmasa da bâzı deliller buna işaret etmektedir. Scharlipp'e göre en mühim delil, Türklerin türeyiş efsanesidir. Bu efsanede Türklerin kurtlardan türedikleri anlatılır. Ayrıca Türk orduları kurt kafası resmi olan bayraklarla savaşa gitmiş ve hatta ordunun yüksek düzeydeki önderlerine doğrudan Böri (Kurt) adını vermişlerdir.

Jean Paul Roux, bu konuya da diğerlerinden daha çok açıklık getirmektedir:

Tek tanrıcı bir din olan eski Türk dininin yanı sıra çok tanrıcı bir yüzü de vardır. Türklerin güçlü bir hükümdarın egemenliği altında büyük topluluklar oluşturup büyük imparatorluklar kurdukları dönemlerde tek tanrıcılık ön plâna çıkmış, çok tanrıcılık daha çok ayak takımını oluşturan halk arasında veya ancak kavimler tekrar dağılıp anarşi içinde kaldıklarında yüzeye çıkmıştır. Gök tanrısı Tengri'nin yeryüzündeki oğlu olan hükümdar ile yakın bir bağı vardır. Hükümdar, Tengri'nin yeryüzündeki temsilcisidir. Tengri, pantürkçü bir tanrı olsa da aynı zamanda millî ve hükümdar özelliklerine sahiptir. Nasıl herkes yeryüzünde kağan'a kulluk ediyorsa, göğe, yani bütün kâinatın tanrısına da kulluk etmesi gerekiyor. Ancak bunlara rağmen, hatta Tüe'küe devletinin kalıntılarında bile Tengri'nin yanında başka tanrısal varlıklarla da karşılaşmaktayız. Bu varlıklar, bazen Tanrının kendisi için kullanılan Tengri kelimesi ile ya da aziz kılınmış anlamına gelen İduk kelimesi ile tanımlanmaktadırlar. İduk, daha çok kağanın eşi olan Hatun ile bağlantılıdır.[5]

Günümüzdeki yeni Tengricilik[değiştir kaynağı değiştir]

"Kut", Tengri'nin sadece hükümdarlara verdiği güçlü bir ruhtur. Tengri, bu ruhu bir kağana uygun gördüğü zaman verir ve yine uygun gördüğü zaman geri alır. Bu ruha sahip olan bir kağanın unvanına "Tengrikut" eklenir. Kut'un kelime anlamı "mutluluk" olarak bilinse de bu ikincil anlamı olarak kabul edilir, keza, bu kelimenin Moğolca karşılığı olan "su", "kader" şeklinde çevrilmiştir. Aynı şekilde, Moğol devrinin belgeleri de bu ruhun Cengiz Han ve soyuna özgü olduğunu söyler. Ancak bu kut'a sadece kağanlar sahip olacak diye bir kaide yoktur. Irk Bitig'de, herhalde halktan birisi, sürünerek gittiğinde Tengri'ye rastladı ve kendi kut'u için ona yalvardı. Tengri, onun kut'unu verdi ve dedi ki: "Otlaklığında genç hayvanlar olsun ve hayatın uzun olsun." Aynı kitap hayvanlar için onu işin içine şöyle katıyor: "Bir küçük kuş, bir küçük geyik, bir küçük insan kaybolmuş, ancak Tengri'nin kut'u sayesinde hepsi güvenlikte ve canlı olarak bulunmuştur."

Metinlerden, kut'un hayat için gerekli olduğu ama yalnızca tek bir defa verilmediği anlaşılmaktadır. Kut, "devam etmekte", yerleşmekte veya Orhon yazıtlarında denildiği gibi "onaylanmaktadır." Türk inancında eskiden bunun dağıtıcısının bizzat Tengri olmasına karşın, bu ruh başka üçüncü güçler tarafından da insanlara taşınabilir. Muhtemelen Bay Ülgen ismini, kendisine ait olan bu rolden almıştır. Ülgen ül-, "paylaşmak", "bölmek"in durum ortacıdır ve dolayısıyla anlamı "zengin bölüştüren"dir.[15]

"Iduk" ise, ıd- gövdesinden hareketle fiilden yapılmış bir isim olup, "kutsanmış" olarak tercüme edilmiştir; bu yanlış değilse de yetersizdir ve kelimenin ikincil anlamını yansıtmaktadır. Id-, eski Türk yazıtlarında bile yer almaktadır. Anlamıysa, yenilgiye uğramış bir halkı "serbest bırakmak", daha yaygın olan anlamı ise "göndermek"tir. Kâşgarlı Mahmud bu ifadeyi "göndermek, serbest bırakmak" şeklinde yorumlamaktadır. Yazar, "şans getiren ve kutsal olan her şey" ıduk'tur" diye açıklar ve şöyle devam eder: "Rahatsız edilmeyen, kendi halinde huzur içinde bırakılan her hayvan bu niteleme sıfatını taşır. Bu hayvana ne yük taşıtılabilir, ne sütü sağılabilir ve ne de yünü kırpılabilir. Sahibinin vermiş olduğu sözden ötürü, bu hayvan güdülür ve korunur." Ayrıca, hayvanların dışında, belirli coğrafi bölgeler de ıduk sayılmıştır. Ötüken Ormanı ve Tamir Nehri bunlara örnektir. Bu demektir ki, bu yerlerde orada dünyevî hiçbir eylemde bulunulamaz; orada yaşayan hayvanlar öldürülemez ve orada yaşayan bitkiler koparılamaz.[16]

Tengri'nin yanındaki diğer kutsal varlıklar[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir