BEKLENEN
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Böyle beklemişti Necip Fazıl gelmeyeni.
Ölüyü mezar bekler mi ?
-Hayır.
Peki şeytan günahı ?
-Hayır.
İşte beklenilemeyecek olandan, hiç beklenmeyenden örnekler vererek sevgisini ve sabrını anlatmıştı bize.
BEKLEMEK
Artık ne gelmek ne de gitmek
Yaşamın en zor yanı beklemek
Hiçbirimiz beklemedik doğmayı,
Doğduğumuzdan beri beklediğimiz
ÖLMEK
Aziz Nesin'de anlatmıştı beklemeyi, sorgulayarak hem de. Doğmayı beklemedik ama ölümü bekliyoruz diyerek de bu yaman çelişkiyi, yaşamın anlamını-anlamsızlığını, sorgulamıştı,ölümü bekleyerek.
Nasıl da yaşar ki insan, bir büyük trajedi değil midir zaten insanın her gün öleceğini bilerek bir adım daha yaklaşarak yaşaması ölüme ? Her insanın yaşamı acıklı bir dramdır o zaman.
Niye sokaktaki yavru köpeklere içi parçalanır ki insanın en acınacak olan canlı kendisiyken.(neyse konuyu dağıtmayalım.)
2 ŞİİR 1 RESİM
Resme bakınca beklemenin sonsuz güzelliğini çıkartabiliriz ilk bakışta. Çizerin de mutlu olduğuna inanırız başta; ama öyle midir ?
Beklenen kimdir resimde ? Saat başı çıkacak olan birkaç saniye görünüp kaybolacak olan dişi guguk kuşu Elinde çiçekle bekleyen kuşun da Necip Fazıl şiirinde beklenenden farkı yoktur.
Aziz Nesin' de ise beklemenin ancak ölümle son bulabileceğini, insanın dünyaya zaten beklemek için geldiğini, hayatta hiçbir şeyin beklemekten daha kötü olamayacağını anlıyoruz.
Hep bekler insan: günü, geceyi, uyumayı, uyanmayı, gitmeyi, gelmeyi, susmayı, konuşmayı, ağlamayı, gülmeyi, mutlu olmayı, hüzünlenmeyi, aşkı, umudu, umut etmeyi,birisinin gelmesini, doğumu ve en acısı da hiç beklemese bile her an ölümü bekler insan Bekler de beklerVe hayat böyle geçer
İnsan ölür; suyu bekler; musalla taşı onu bekler; toprağa gömülmeyi bekler, gömülür; mezarı ziyaretçi bekler, okunacak duayı bekler; ahirette sorguyu bekler, sorgu biter, sıraat köprüsünün başında bekler, geçer bu seferde kıyameti bekler
Bekler, bekler, beklerBedeni de ruhu da bekler
Resim,şiir müzik Neyle anlatılırsa anlatılsın-isterse anlatılmasın-beklemek hayatta veya sonrasında tükenmeyecek, büyük bir sonsuzluktur.
Beklemek, umut, ümit hepsi acının işkencenin diğer adıdır. O yüzden Bülent Ortaçgil'de beklemeyi yaşamımızın bi parçası sayıp yazmış şiirini:
(VE 3. ŞİİR)
|
|
BEKLEMEK Beklemek bizim yaşamımız |
Bülent Ortaçgil |
“Ne hasta bekler sabah
Ne taze ölüyü mezar
Ne de eytan bir günah
Seni beklediim kadar.”
iirin keskin kalemi, üstat Necip Fazl Ksakürek o ünlü iirinde böyle balyordu söze…. Kimi nasl bu kadar büyük bir akla sevmi, bu kadar büyük bir özlemle beklemise!..
Beklemek hangimize uzak bir kelime ki?.. Hayatmz her aamada, her saatte, hep birilerini bekleyerek ve birilerini bekleterek geçmiyor ki?..
Beklemek ve bekletmek ayn eylemin iki ucundaki kiiler. Bir tren yolculuu düünün, bir bekleyen var, bir de bekleten. Tabii en kötüsü, bir bekleyeninizin olmamas…
Aslnda bekletiliyoruz diye hiçbirimizin ikayet etmeye hakk yok. Çünkü biz tam 9 ay bekletmiiz o en sevdiimiz iki insan: anne ve babamz. Kimbilir, o dünyann anlamakta güçlük çektii anne sabr, bebeini beklerken gelimitir.
Sonra hayat bizi ve sabrmz bekleterek snamaya balar. Okul sralarnda, teneffüs zilini bekleriz. Karne alacamz günü bekleriz. Diplomay bekleriz. Bir bankada, bir devlet dairesinde srann bize gelmesini bekleriz. Bir belgeye imza atacak olan müdürün telefon konumasn bitirmesini bekleriz. Maç kuyruunda içeri gireceimiz an bekleriz. Durakta otobüs bekleriz. Yamurlu bir havada bo bir taksi bekleriz. Annemizin en çok bizi sevdiini, babamzn bizimle gurur duyduunu duymay bekleriz.
Umuttur hayat. Piyangoda büyük ikramiyeyi bekleriz. Tuttuumuz takmn ampiyonluunu bekleriz. “Bekle bizi Avrupa” sözüyle zafer sarholuunun keyfini çkaracamz an bekleriz. bavurularmz kaçnc kez yapmzdr aldrmadan, “ie kabul edildiniz” haberini nefesimizi tutarak bekleriz. Sonra zam bekleriz, terfi bekleriz, ikramiye bekleriz.
Yüreimiz beklemediimiz bir zamanda birine tutulmutur; o kiinin tek bir gülümseyile, bir selamla, bir konumayla brakn duygularmza karlk vermesini, bir umut göstermesini bekleriz, kalbimiz küt küt atarak. Arkadalk, flört, derken evlilik teklifini yapar, bu teklife verecei cevab bekleriz. Biliriz ki bir “evet” bize dünyay balayacaktr.
teyken zaman geçmek bilmez, saatimize bakar, eve, ailemize kavuacamz an bekleriz. Sonra baa döner; o 9 ay beklettiimiz gibi, bekleriz yavrumuzu kucamza alacamz an. Ondan sonra hayat bizim için baka bir yörüngede devam eder; dünyann merkezinin evladmz olduu… Onun emeklemesini, yürümesini bekleriz; okula balamasn, mezun olmasn. e balamasn, mürüvvetini… Hatta torunumuzu kucamza alarak “ikinci bahar” yaamaya balamamz… En çok da karnz beklersiniz. Bir türlü sizinle ayn zamanda hazr olamayn, önce kzarsnz, sonra alrsnz söylene söylene….
Canmz sklr evde, yalnzlk kötüdür, bir kap zilinin çalnn, bir yaknmzn, bir dostumuzun bizi ziyarete geliini bekleriz. Uzaklardaki bir yaknmzdan güzel bir haber bekleriz. Ana haber bültenlerinde enflasyonun dütüü, ekonomik göstergelerin iyiyi gösterdii güzel bir haber bekleriz.
Zaman hzla geçer bu srada. Yallk, hastalklar, dükünlükler… Yaprak dökümü balar. Önce dedemizi, sonra anne ve babamz kaybetmiizdir. Artk sra yatlarmza, arkadalarmza gelmitir. Her gün birinin ölüm haberini alrz, gitgide alarak. Korkular balamtr içten içe. “Acaba sra kimde?” diye… Yahya Kemal’in ünlü Sessiz Gemi iirinde olan olmutur. “Artk günü gelmise zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan / Hiç yolcusu yokmu gibi sessizce alr yok / Sallanmaz o kalkta ne mendil ne de bir kol”
Sonra birden bir ey olur; güne yüzünü hafiften de olsa gösterir, yüzümüzü starak… Gazetelerde bir güzel haber, sevdiiniz bir güzel ark, bir iire tutunursunuz. Çocuunuzun sizden bir ey istiyor olmasnda, köpeinizin size bir evlat gibi baklarnda, bir ku cvltsnda, takmnzn kazand bir maçta, einizin sizin için hazrlad bir tas çorbada, bir çiçein kokusunda anlarsnz ki, hayat size sunulan en büyük armaandr ve bir an bile her eyden güzeldir.
O zaman yüzünüzden alayc bir gülümseme geçer ve “biraz da sen bekle” dersiniz Azrail’e…
“Gelmeyeceim!”
Sayglarmla.
Nejat Gümü
8 Kasm , stanbul
‘‘Ne hasta bekler sabahı
Ne genç ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar’’
Bu dörtlük, Necip Fazıl Kısakürek'e aittir. Ve benim en sevdiğim dörtlüklerden biridir. Şiirin bir de ikinci dörtlüğü vardır. Ki şu anda tam hatırlayamıyorum. Eğer hatırlayabilirsem yazının sonuna doğru onu da yazacağım.
Biz insanlar çoğunlukla kelimelere takarız. Karşımızdaki insanların yüreklerine değil, söyledikleri sözlere bakarız. Olur olmaz bir sözcükte Prudhomme'un, ‘‘Billur vazo’’su gibi kırılır gideriz. Oysa ortada, ‘‘Mükemmel bir kafa, sonsuz bir yürek, yumruklarıyla erkek, gözleriyle çocuk’’ bir adam vardır. Bazen bunları görmez, bir tek sözcüğe takar ve hayatımızı mahvederiz.
Oysa Saint-Ex, ‘‘Küçük Prens’’te şöyle demiştir:
‘‘Kelimeler birer yanlış anlama kaynağıdırlar. Önemsiz şeyleri önemseyip mutsuzluğa düşmeyin.’’* * *
Ama kelimelerin önemli olduğu bir yer elbette vardır ve bu yer Şiir'dir. Sözgelimi yukarıdaki dörtlükte, ‘‘bekler’’ sözcüğü, ‘‘özler’’ anlamına gelmektedir. Bu şiir belki, ‘‘özler’’ kelimesiyle yazılabilirdi. O zaman son mısra, ‘‘seni özlediğim kadar’’ olurdu. Ama bilmiyorum, beklemenin özlemeyi ifade ettiği kadar, özlemek beklemeyi ifade edebilir miydi?
Yahya Kemal'in, ‘‘Rindlerin Ölümü’’ şiirinde bir sözcüğü yıllarca aradığı söylenir. Bu şiiri ezbere biliyorum:
‘‘Hafızın kabri olan bahçede bir gül varmış
Yeniden hergün açarmış kanayan rengiyle
Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle
Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter
Ve serin selviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter’’
Bu şiirin ikinci dörtlüğündeki, ‘‘serin’’ kelimesini Yahya Kemal'in yıllarca aradığını söylemiştim. Şair önce bu kelime yerine, ‘‘ulu’’ ya da ‘‘büyük’’ gibi sözcükler koymuş. Ama yıllar sonra aradığı kelimeyi bulmuş. Bence bu şiirin en güzel benzetmesi, ‘‘serin selvi’’ benzetmesidir.* * *
Ne yazık ki, Necip Fazıl'ın şiirinin son dörtlüğünü hatırlayamadım. Sanıyorum son üç mısra şöyleydi:
‘‘Yokluğunda buldum seni
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar’’
Bu satırları Düsseldorf'tan yazıyorum. Dönüşte şiirin tümünü bulabilirsem bir gün yeniden yazacağım. Hatırımda kaldığına göre şiir muhteşem bir özlemin umutsuzluğa dönüşünü olağanüstü ifade ediyor. Belki de şair bu şiiri artık yitirdiğini anladığı bir sevgili için yazmış. KimbilirŞiirlerin en güzelleri umutsuz aşkların yarattığı şiirlerdir. Ve şiirlerin sonsuzluğa uzanan bileşkeleri umudun umutsuzluğa dönüştüğü anlarda yakalanan soyutluklardır.
Umutla umutsuzluğun iç içe geçtiği ve her an birinin diğerinin yerini aldığı bir dünyada şiir bizim günlük sıkıntılar içinde uzun zamandır unuttuğumuz bir güzelliktir. Aslında hepimiz bilmeden kendi şiirlerimizi, kendi romanlarımızı yazarız.
Biz hepimiz şiirler, romanlar ve filmlerin kahramanlarıyız.
Bir gün bunu anlayabilirsek bir destan yaratacağız.
Ve bu destan güzelim ülkemizin sevgi, barış ve özgürlük destanı olacak.
Bu destana kendi halinde aşklarımızla ulaşacağız.
İçimizde bir garip burukluk olsa da.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası