deccal nedir nihat hatipoğlu / Şerrinden korunun - Nihat Hatipoğlu - Ahaber

Deccal Nedir Nihat Hatipoğlu

deccal nedir nihat hatipoğlu

Kıyamet yaklaştı mı?

- İslam'a göre kıyamet nedir?
- Kıyamet, dini terminolojide Hz. İsrafil'in sura üflemesi ve bütün varlığın, melekler dahil, Allah'tan gayri her şeyin yok olması, kainatın tümünün son bulmasıdır. Sonra Allah'ın dilediği bir zaman sonrasında, Hz. İsrafil'in sura yeniden üflemesiyle her şeyi diriltmesi ve kainatı yeniden yaratmasıdır. Birincisine kıyametin kopması, ikincisine mahşer denir. Yani kalkma, dirilme ve hesap verme aşaması diyoruz. Hz. Peygamber de büyük ve küçük alametler olmak üzere iki tür alametten bahsediyor. Büyük alametler üzerine çok değişik hadisler var. Bu konuda ayetlerde de işaretler var.
- Kıyametle ilgili Hz. Muhammed (s.a.v) neler söylemiştir?
- Resulullah 'Ben ve bütün peygamberler ümmetlerimize kıyameti anlattık,' diyor. Yarın kopacakmışçasına bütün peygamberler, bir kıyamet şuuru, bir hesap şuuru oluşsun diye ümmetlerine kıyametleri anlatmışlardır. Mesela Şah Veliyullah Hüccetullah El Baliğa adlı eserinde kıyametin alametlerini alışılagelen ve alışılagelmeyen işaretler diye ikiye ayırıyor. Alışılagelen işaretler: Emanetin kaybolması, zinanın çoğalması, içkiye yeni isimlerin takılıp içilmesi, büyük binaların kurulması gibi. Bunlar sosyal hayatta çöküşlere işaret eden konulardır. Hesap duygusunun azalması, toplumsal bir facia haline dönüşmesidir. İkincisi, Allah'ın kainatının sonunun gelmesi anlamında ifade ettiği evrensel alametlerdir. Küçük alametler, herkesin görebildiği alametlerdir. Henüz yolun sonuna gelinmediğinin işaretleridir. Her toplumun kendini dizayn edebilmesi için konuşması gereken alametlerdir.

ÖLEN, NİYE ÖLDÜĞÜNÜ BİLMİYOR
- Son dönemde depremler çoğaldı. Bu da kıyamet alametlerinden mi?
- Evet, depremlerin çoğalması, yeni hastalıkların çıkması, faizin çok yaygın hale gelmesi, bazı yerlerde zenginliklerin çoğalması, iç savaşların çoğalması, herçin çoğalması Bir sahabe, Hz. Muhammed'e (s.a.v) 'Herç nedir?' diye soruyor. Cevap olarak 'Ölen niye öldüğünü bilmiyor, öldüren niye öldürdüğünü bilmiyor,' diyor. Hz. Muhammed'in (s.a.v) işaret ettiği şeyler bunlar. İkincisi de büyük alametler: Güneşin batıdan doğması, Deccal olayı, Dabbetül Arz olayı, büyük bir dumanın çıkması gibi.
- Deccal kimdir, hangi vasıflara sahip olacak?
- Deccal'in çıkması iki türlü anlaşılabilir. Birincisi mecazi olabilir, ikincisi fiziki anlamda anlatılan şey olabilir.
Deccal, bir kudreti, bir kuvveti ifade ediyor olabilir; bir adam, bir devlet, bir ideoloji, bir anlayış, bir felsefe de olabilir. Ben, Hz. Peygamber'in dediği şekilde olacağına inanıyorum. İşi mecaz olarak kabul etmiyorum, zira herhangi bir hadisin, ayetin uygulanabilir bir alanı oldukça, iş'ari, tasavvufi veya mecazi yorumlara gitmekten yana değilim.
- Deccal neler yapacak?
- Sahih rivayetlere göre bir kişi çıkacak, bu kişi yanında cennet ve cehennemi taşıyacak. Kendisine inananlara görüntüde bir cennet sunacak, ama onun sunduğu cennet aslında ateşin içine girilen bir yerdir, azaptır. Sadık müminler ona karşı direnecek, onun zalim, diktatör veya bir deccal olduğunu görecek. Teferruata girmeyi faydalı bulmuyorum. Deccal doğudan mı, batıdan mı çıkacak diye yön belirleme hakkına da sahip değiliz.

DECCAL SAVAŞACAK VE ÖLDÜRÜLECEK
- Hz. İsa gökyüzünde mi?
- Hz. İsa göğe çekilmiş, orada bekliyor. Hadislerin ifade ettiği şekilde Hz. İsa'nın nüzulüne işaretler olmakla beraber. Kur'an'da yoktur, ama mütevatir hadislerde Hz.
İsa'nın nüzulüyle ilgili 'e kadar hadis vardır. Keşmiri eserinde, bu hadislerin mütevatir olduğunu söylüyor.
Nedir mütevatir? Yalan söylemesi mümkün olmayan çapta insanların her dönemde bu hadisleri rivayet etmesi demektir. Ama ayrıntılar tartışılabilir. Hz. İsa'nın gelmesi, vuku bulması olağanüstü bir durumdur. Kıyametin son işaretlerinden sayılır. Hadislere baktığımızda 'İsa haçı kıracak, domuzu öldürecek,' denmektedir. Kendisine nispet edilecek bütün referansları inkar edecek manasındadır bu
Zaten Hz. İsa peygamber olarak değil, bir tevhit mücadelecisi olarak gelecektir. Hz. Muhammed'in gelmesiyle birlikte Hz. İsa'nın misyonu sona ermiştir. O, Hz. Peygamber'e inanan bir mümin olarak konuşacaktır. İmam-i Suyuti, El Havi adlı eserinde Kabe'de Hz. Peygamber'in Hz. İsa ile görüştüğünü söyler. Bu, manevi bir anlamda bir görüşme olabilir elbette ki, bu nedenle Hz. İsa'ya sahabe ismini yakıştıranlar olmuştur. Bunlar tartışılabilir şeylerdir belki, ama bizim kitaplarımızda bütün bu bilgiler konulmuştur.
Olayları incelerken, bütün bunların farkında olup sadece bir rivayetten hareketle değil, ölçülü, mesafeli, temkinli olarak bu olaylara bakmak gerekir. Onun için dikkat ederseniz 'bu böyledir' dememeye çalışıyorum.
- Hz. Mehdi ve Hz. İsa aynı kişi olabilir mi?
- Hadislere göre Hz. Mehdi ve Hz. İsa gelecektir. İkisi de ayrı kişiliklerdir. Gerçi 'Meryem oğlu İsa'dan başka mehdi yoktur,' diye hadisler var, ama o hidayete erdirici manasında kullanılmıştır. Hz. İsa, Hz. Mehdi ve Deccal aynı dönemin insanlarıdır. Deccal, Hz. İsa ve Mehdi ile savaşacak ve öldürülecek. Hz. İsa'nın normal bir ölümle öleceği ve Hz. Peygamber'in yanına, Medine'de gömüleceği ve sonra kıyametin kopacağı ifade edilir.
- Ebcet hesabına göre, Hz. Mehdi'nin aramızda olduğu söyleniyor. Hatta İstanbul'da bulunduğu iddia ediliyor. Bu konuda ne dersiniz?
- Başta Hz. İmamı Azam'ın hocası Hz. Cafer olmak üzere son dönemin büyük zatlarına kadar birçok insan, ebcet hesabını kullanmıştır. O büyük alimlerin içtihatlarına çok büyük saygı duyuyorum, ama beni Kur'an ve Hz.
Muhammed'in sahih hadisi bağlar. Kur'an ve hadislerde de böyle bir şey yok. Bu, ebcet hesabını kabul etmediğim anlamına gelmez, ama bu bir içtihattır ve içtihattın yanılma ihtimali vardır. Hz. Mehdi'nin çıkışıyla ilgili tarih belirlemek, Hz. Peygamber'in söylemediğini söylemektir. Bu yüzden, o tarihlerin tutmayacağı kanaatindeyim. Yüzyıllar önce yazılmış eserlerde mehdinin geldiği, geleceği konuları yazılıp çizilmiştir. İslam âleminin başı bundan dolayı çok yanmıştır.
Çünkü 40'a, 50'ye yakın sahte mehdiler çıkmıştır. Bazı İslam ülkelerinde kendini Mehdi zanneden sahte mehdiler ayaklanmış, büyük katliamlara sebep olmuştur. Hem kendisi hem de etrafındaki herkes yok edilmiştir, helak olmuştur.
Hadislerin ifade ettiği şekilde Mehdi gelecektir, ama zamanını ve mekanını biz bilmeyiz.

MEHDİ GİBİ HİZMET EDELİM
- Peki Hz. Mehdi nasıl tanınacak?
- Hz. Mehdi gelince, onun Mehdi olduğu, Allah'ı ve resulünü bilen herkesin kalbine ilham edilecektir. Bu, birinin 'Ben Mehdi'yim,' demesiyle olmaz! Mehdi hidayete erdirici, tebliğ edicidir. Çevremizde, ailemizde, sokağımızda, Hz. Mehdi'nin misyonunu yüklenelim, onun gibi hizmet edelim. Zamanı gelince Allah gönderir. Bunun beklentisi içinde olmamamız gerekir.
- Kutsal emanetler İstanbul'da olduğu için, Hz. Mehdi'nin ve Hz. İsa'nın İstanbul'a geleceği doğru mu?
- En büyük kutsal emanet Medine'dedir. Hz. Muhammed oradadır. En büyük kutsal emanet Kâbe'dir. Medine ve Mekke varken İstanbul üçüncü olur. Hz. İsa'nın Şam'a ineceği hadislerde ifade ediliyor. Oradaki Şam'dan maksat, acaba bugünkü Şam mı, gelecekteki Şam mı? Herhalde bugünkü gibi binlerce Müslüman'ın hunharca katledildiği bir Şam'dan bahsedilmiyor.

Şerrinden korunun

NİHAT HATİPOĞLU

Şerrinden korunun

Her insanı aynı kefeye koyamazsınız. Eğrisi var, doğrusu, adili var, zalimi, zengini var, fakiri, düzgünü var, vefalısı var, vefasızı
Şerrinden korunabileceğiniz olanı var, şerrinden korkacağınız.
Şerrinden emin olacağınız var! Hepsine aynı uzaklık veya yakınlıkta olmanız doğru değil.
Peki! Bütün bu insanlarla aynı üslup ve tarzla mı muhatap olacağız. Veya hitap edeceğiz.
Gelin bu konuda Sevgili Peygamberimizin ne yaptığına bakalım:
Hz. Peygamber'e (s.a.v.) sahabe falanca insan sizinle konuşmak istiyor dediler. O değişik karakterdeki tehlikeli kişinin ismini duyan Hz. Peygamber (s.a.v.) rahatsız oldu ama görüşme isteğine de hayır demedi. "Okendi aşiretinin en kötüsüdür" buyurdu ama yanına gelmesine de müsaade etti.
Adam Efendimizin yanına geldi. Hz. Peygamber (s.a.v.) adamla normal bir üslupla konuştu. Kırmadı. Azarlamadı.
Çirkinliğini yüzüne vurmadı. Ahlakını eleştirmedi.
Adam gittikten sonra sahabe, Efendimizin bu tavrını merak ettiler. Ve sordular:
Aşiretinin en kötüsü dediniz ama normal muamele ettiniz. Bunu ona hissettirmediniz. Sebebini öğrenebilir miyiz?
Efendimiz (s.a.v.) cevap buyurdu:
"Onun şerrinden korunduk. Onun kötülüğünden korunduk."
Öyle anlaşılıyor ki; bu adam Müslümanlara şöyle veya böyle zarar verecek konumda bir adamdı. Hz. Peygamber (s.a.v.) onunla normal münasebetini devam ettirdi ve en azından ondan gelecek zararı savuşturdu.
Siyasette, hitabette, kişisel ilişkilerde, bürokraside böyle davranma cevazı, kişiye daha hâkim bir pozisyon sunabilir.
Tıpkı Hz. Musa, Firavun'a giderken Yüce Allah'ın "Ona yumuşak söz söyleyin" buyurduğu gibi. Gönül dümdüz demeyi istiyor. Hak da böyle istiyor. Ama bu terazi işi. Bazen son söylenecek sözü ilk anda dememek gerekiyor. Zamanını kollamak gerekiyor. Zorumuza gitse de böyle.

SON NEFESTE HATIRLANAN AYET
İbn Sakka, Yusuf Hemedani'nin zamanında yaşayan bir alimdi. Dili güçlü, ilmi güzeldi. Ancak şöhret tutkulu ve kibir sahibiydi. Bir gün büyük Allah dostu Yusuf Hemedani'ye; sana öyle bir soru soracağım ki bilemeyeceksin demişti. Yusuf Hemedani ise ona; soracağın soru şu der ve sorusunu sormadan cevaplar. Sonra şöyle devam eder: Sende küfrün ateşini görüyorum. Zamanının idarecileri İbn Sakka'ya itibar ederler. Hatta onu Bizans'a elçi olarak da gönderirler. Orada Hıristiyan alimleriyle münazara eder ve İslam'ı savunarak tümünü mat eder. Orada kaldığı sürece Hıristiyanlar ona çok itibar ederler. Bir gün Hıristiyan Kralı'nın kızını görür ve ona âşık olur. Kızla evlenmek ister. Kızımı almak istiyorsan Hıristiyan ol der. O da bunu kabul eder. Ve bir kadın uğruna Hıristiyan olduğunu söyler. Bir zamanlar ilim sahibi olan ve Kur'an'ı ezbere bilen İbn Sakka kadın tutkusu ve Hıristiyan muhabbetiyle dininden olur. Bir gün hastalanıp ölüm yatağına uzanır. Yanındaki biri sorar. Sen bir zamanlar Kur'an'ı ezberlemiştin. Şimdi ezberinde olan bir ayet var mı? İbn Sakka göz yaşlarını saklayarak şöyle der; Kur'an'dan aklımda kalan tek ayet şudur: "Zaman gelecekkafirler; 'Keşke Müslüman olsaydık'diye arzulayacaklar. Şimdionları bırak, yesinler, eğlensinler.Boş ümitleri onları oyalayadursun.Akıbetlerinin ne olacağınıyakında öğrenecekler." (Hicr, 2,3) Aklımda kalan tek ayet budur işte. İbn Sakka yüzünü utançla saklayarak can verdi.

YİRMİ YILLIK NAMAZIM GİTTİ
Büyüklerden biri. Namaza da haylice düşkündü. Yirmi yıl boyunca ilk safta cemaatle namaz kıldı. Hiç ikinci safa düşmedi. O sonra şöyle anlatıyor:
20 yıl boyunca hep namazımı cemaatle kıldım ve birinci safta namaz kıldım. Bir gün ise camiye geç kaldım.
İkinci safa düştüm. Namazımı ikinci safta kılmak zorunda kaldım. Namazın tam içindeyken birden aklıma şöyle bir şey geldi: İnsanlar benim ikinci safta namaz kıldığımı görünce ne diyecekler?
Diyecekler ki falanca kişi bugün camiye geç kaldı ve birinci safı kaptırdı. Sonra birdenbire aklım başıma geldi. Kendi kendime sen ne yaptığının farkında mısın? Sen halk için mi namaz kılıyorsun Allah için mi?
Demek ki senin bütün namazların gösterişmiş, riya imiş eyvah dedim. Ve işte o günden bugüne kadar tam yirmi yıllık namazımı kaza ettim.

MUHAMMED(S.A.V.) KİM?
Çölden gelmiş, bir adam Efendimiz'in (s.a.v.) bulunduğu mescide girdi.
Sahabenin huzurunda bağırdı. Muhammed kim?
Muhammed kim?
Sahabe, adamın bu saygısızca sözlerinden rahatsız oldu.
Çünkü sahabe Hz. Peygamber'e (s.a.v.);
'Allah'ın Resulü' gibi bir sözle seslenirdi. Edebu usul dairesinde.
Ancak gelen Arabi belli ki, bunların farkında değildi ve çölden getirdiği engin rahatlığıyla hareket ediyordu.
Sahabenin hiddetlendiğini gören Efendimiz; elleriyle işaret edip onları sakinleştirdi.
Hz. Ali (r.a.) bağıran bu adama Hz. Peygamber'i (s.a.v.) eliyle işaret edip gösterdi.
Adam Hz. Peygamber'e (s.a.v.) yaklaştı ve şöyle sordu:
- Ey Muhammed!
Kıyamet ne zaman?
Efendimiz (s.a.v.) kıyamete ne hazırladın diye sordular.
Adam: Allah'ı ve Resulünü sevmeyi hazırladım.
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"O halde sensevdiklerinle beraberolacaksın."

DELİ SAİD'İNAKILLI SÖZÜ
Tasavvufun büyüklerinden Malik bin Dinar bir gün Said-i Mecnun'u (Deli Said'i) görür. Said ağlayıp durmaktadır.
Malik bin Dinar der ki nedir senin bu halin?
Said-i Mecnun der ki; Yarın Allah beni hesaba çekecek. Beni ya cennete ya da cehenneme gönderecek.
Belki beni zatından mahrum kılacak.
Nurundan perdeleyecek.
Peki ben o zaman ne yaparım ki?
Malik bin Dinar der ki; Sana bir de deli diyorlar. Bunlar delinin sözü değildi.
Said-i Mecnun der ki; Bırak boş sözleriyle oyalanıp dursunlar.
Benim iç âlemim tümümle Allah'a doludur.

HZ. PEYGAMBER'İMİZİN(S.A.V.) TİCARET ÖLÇÜLERİ
Hz. Peygamber (s.a.v.) küçükken çobanlık yaparak, kendisine bakan amcasına maddi katkıda bulunmaya çalıştı.
Sonraki yıllarda ise bizzat ticaret hayatının içinde bulundu.
Ticari yolculuklara çıktı.
Hz. Hatice adına mallarını idame etti. Bu durum -mallarını sevk ve idare- peygamberlik yıllarında da devam etti. Bu İslam'ın genel teamüllerine aykırı olsaydı Hz. Peygamber'in (s.a.v.) peygamberliğinden önce de ticarette bulunması düşünülemezdi.
Ticaretinde; 'Bizi aldatanbizden değildir.'Aldatma da yok, aldanma dayok, malın kusurunu gizleme. Aşırı kâr etme, rakiplerini geri düşürmek için malın fiyatını aşırı miktarda indirme, köylünün- üreticinin tüketiciye direkt ulaşmasına engel olma, eksik ölçüp tartma, hilekârlık etme, malını satarken yemin etme, malın kusurunu kapatacak yollara girme, başkasının almak üzere olduğu malı fiyat yükseltip satın alma, sırf malı pahalı satmak için başkasıyla görüşüp sahte bir şekilde fiyat yükseltme, doğru sözlü ol, satarken de, alırken de kolaylık göster.
Gibi temel ölçüler hâkimdi.
Peygamberimiz (s.a.v.) hayatının diğer zamanlarında devlet başkanı sıfatıyla devlete gelen akarlardan hem yararlanmış ve hem de etrafına dağıtmıştır. Vefat ederken de miras bırakmamıştır. Zira peygamberler miras bırakmazlar.
Efendimiz (s.a.v.) hem peygamber, hem devlet başkanı, hem baba, hem eş, hem dede olarak her konuda ölçü olduğu gibi, ticaret hayatında da bizim için ölçüdür.

HZ. İSAGELECEK Mİ?
Kur'an-ı Kerim'de Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olmadığı, bunu iddia etmediği, diğer peygamberler gibi sadece bir kul ve peygamber olduğu, çarmıha gerilmediği ve Yüce kata kaldırıldığı belirtiliyor.
Hz. İsa'nın annesinin de iffetli bir kadın olduğuna özellikle temas ediliyor.
Hz. İsa bir anneden doğdu, doğumu elbette ki özeldi. Ama Hz. Adem'in yaradılışı da özeldi, Hz. Havva'nın yaradılışı da, meleklerin, cinlerin, Hz.
Salih'in olağanüstü devesinin yaratılışı da özeldi. Bu özellikler kimseyi ilahlaştırmaz.
Allah'ın oğlu veya kızı veya ortağı yapmaz.
Bunun zıddına inanan kişilerin zaten İslam'la ilgileri olamaz.
Peki Hz. İsa'nın ahir zamanda yeryüzüne inişi doğru mu? Kur'an-ı Kerim'de bunu apaçık belirten bir ayet yoktur.
Bazı ayetlerde işaret olmakla beraber sarahat yoktur.
Sahih hadislerde ise;
Hz. İsa'nın kıyametten önce, yeryüzüne ineceği, Mehdi ve Deccal'in bulunacağı bir zaman ve coğrafyada bir müddet kalıp sonra vefat edeceği bildiriliyor.
Sahih hadislerde belirtilen bu husus aktarılırken maalesef bazı ilişik bilgiler saklanıyor. İnsanlar da Hz. İsa'nın bir peygamber vasfıyla kıyamet öncesi ineceğini zannediyor. Halbuki Hz. İsa'nın yeryüzüne ineceğini söyleyen hadisler (Şah veliyullah Dehlevi alışık olunmayan olağanüstü bir işaret ve dönem diye kayıt koyar) Hz. İsa'nın elinde İncil'in olacağını söylemiyor. Bilakis elinde Kur'an-ı Kerim olacağını, Hz. Muhammed'e (s.a.v.) bağlı olacağını, haçı kıracağını, domuzu öldüreceğini ve İslam'a aidiyetini ilan edeceğini söylüyor.
Peki bu bilgiler neden saklanıyor veya tam verilmiyor.
Evet, Hz. Muhammed'den(s.a.v.) sonra peygamber(Resul veyaNebi) gelmeyecektir.
Kitap inmeyecektir. Şayet Peygamberler tek tek dirilseler; milletleri, ümmet ve halkları son peygamber olan Hz. Muhammed'e (s.a.v.) bağlılığa çağıracaklardır.
İman etmeye çağıracaklar.
Başka çareleri yoktur.
Bu bağlamda sorulan bir soru da şudur:
Şu anda Hz. Mehdi yaşıyor mu? Geldi mi?
Hz. Mehdi gelmişse, Hz. İsa da inmiş, Deccal de çıkmış olmalıdır! Hz. İsa'yı gören var mı? Ya Deccal'in çıktığını gören?
Hatta Yecuc ve Me'cuc neredeler? Onların da çıkmış olması gerekmiyor muydu?
Gerçi kendini Mehdi zanneden yüzlerce örnekler var. Bundan 20 yıl önce görevli olduğum Din İşleri Yüksek Kurulu'na haftada bir Mehdi olduğunu zanneden hasta insanlar gelirdi.
İçlerinde kendini Hz. Ömer, Hz. Ali olarak takdim eden ve bana uymazsan helak olursun diyen o kadar anormal insanlar gördük ki! Yüce Rabbim hepsine şifa versin.
Hz. Mehdi daha gelmedi.
Ne zaman doğacağını, Hz. İsa'nın nüzulunu, Dabbe'nin çıkışını, Deccal'in gelişini, Yecuc ve Mecuc'u sadece Yüce Allah bilir. Ama -işaretlerden- görünen odur ki zamanı hayli uzakta.
Elbette Allah bilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

Sonraki Haber

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası