fizik alanında çalışmalar yapan bilim insanları / Geçmişten şimdiye kadar en iyi fizikçiler ve eserleri nelerdir? | Soru & Cevap - Evrim Ağacı

Fizik Alanında Çalışmalar Yapan Bilim Insanları

fizik alanında çalışmalar yapan bilim insanları

kaynağı değiştir]

Antik Mezopotamya ve Mısır uygarlıklarında soyut ve kuramsal fizik çalışmalarından pek söz edilememekte, ancak basit mekanik bilgileriyle bazı teknik uygulamalar görülmektedir. Geometri, astronomi, optik, mekanik gibi matematiksel disiplinler ilk antik çağdaki Babil'de ve Helenistik Dönem'deki Arşimet, Batlamyus gibi yazarlarla başladı. Antik Yunanda doğaya felsefi yaklaşım konusunda okullar açıldı. Bu sırada felsefe, fiziği de kapsıyordu, açıklayıcı (tanımlayıcıdan ziyade) tasarılar üzerine odaklanılmıştı, genelde de Aristoteles'ın dört neden fikri çerçevesinde gelişti.

Antik Yunan[değiştir kaynağı değiştir]

Bilimsel gelişmeler yüzyılın sonunda yüzyılın başında büyük bir hız kazandı. Cambridge Üniversitesinde fizikçi olan Sir Isaac Newton () yaşamış olan en iyi bilim insanlarından biri olarak kabul edilir. Royal Social Of England enstitüsünden öğretim görevlisi olan Newton mekanik ve astronomi alanında önemli çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalarda bilinen kabullerden farklı olarak evrenin çalışması hakkında kabul edilebilir bilgiler vermiştir. Newton üç tane hareket kanunu ve bir tane evrensel çekim kanunu olmak üzere dört tane kanun yazmıştır. Evrensel çekim kanunu sadece düşen bir cismin hareketini açıklamakla kalmaz aynı zamanda uzaydaki gök cisimlerini hareketlerini ve birbirlerine uyguladıkları kuvvetleri açıklar.

Bu gibi teoremleri elde etmek için Newton, matematikte yeni bir dal olan Calculus'u bulmuştur (Newton'un Calculus'u tabii ki Leibniz'in Calculus'undan farklıydı). Bu bilim dalı ileride birçok bilim dalının önünü açacak ve öğrenilmesi gereken bir ders olacaktı. Özellikle fizik biliminde Calculus hayati bir öneme sahiptir. Newton'un bulduğu kanunlar onu daha ileriye taşıyacak ve çeşitli eserler vermesini sağlayacaktı. "Philosophia Naturalis Principia Mathematica" (Filozoflar için Matematiksel prensipler) adlı eserinde modern mekanik ve astronomi alanındaki gelişmelerden bahsetmektedir. Bu eser yılında yayımlanmıştır. Newton geleneksel Kartezyen sistemine dayanan mekanik sitemini çürütmek istiyordu. Newton daha önceden geliştirdiği üç kanununu ve evrensel çekim kanununu kullanarak, cisimlere etki edecek olan kuvvetleri göstermeyi planlıyordu. Sadece cisimlere etki edecek olan kuvvetler yeterli değildi. Cisimlerin hareketleri boyunca cisimlerin kütlelerine göre kuvvetler etki etmeliydi. Fakat gözlemlerde gökcisimleri tamamen Newton'un kanunlarına uygun olarak hareket etmiyordu. Newton bunun sebebini anlamak için teoloji ilmine ilgi duydu ve tanrının Güneş sisteminin devamlılığını sağlamak için güneş sistemine müdahale ettiğini savundu.

Newton'un prensipleri (matematiksel olanlar hariç) yerçekiminin olmadığını iddia eden Avrupalı filozoflara karşı üstünlük sağlamıştı. Avrupalı filozofların bu görüşleri aynı zamanda metafiziksel açıklamalardan yoksundu.

'lü yılların başlangıcında Avrupalı ve Britanyalı bilginlerin arası açıldı. Birbirlerine ağır hakaretlerde ve ithamlarda bulunan bilginler sevenleri tarafından kışkırtılıyordu. Newton ve Leibniz'in destekçileri de kimin Calculus de daha iyi olduğunu tartışmaya başlamıştı. Newton ve Leibniz çalışmalarını birbirlerinden bağımsız bir şekilde sürdürülüyorlardı. Başlangıçta Kartezyen ve Leibniz'in geleneği Britanya dışındaki tüm kıtalarda üstün görünüyordu. Gerçek hayatta görünür olmasına rağmen Newton, yerçekimi konusunda çok çalışıyordu. yüzyıl bittiğinde, kıtalardaki bilginler Newton'un ontolojik ve metafiziksel olarak açıkladığı gözlemlerini kabul ettiler. Newton çalışan ilk teleskobunu yapmıştı. Opticks adlı çalışmasında beyaz ışığın prizmadan geçirilerek birçok renkte ışık huzmesi oluşturduğunu ifade etmiştir. Newton ayrıca ışığın küçük taneciklerden oluştuğunu ifade etse de, yılında Huygens ışığın dalga biçiminde de davranabileceğini ifade etmiştir. Newton'un bu çalışması ışığın dalga biçiminde de davrandığının öğrenilmesiyle eskisi kadar destekçi bulamayacaktı. Isaac Newton ayrıca yüzeysel olarak soğutma sistemleri üzerinde de çalışmıştır. Newton binomial teoremi genelleştirmiştir. Fonksiyonların kök değerleri üzerinde de çalışan Newton Seriler konusu üzerinde de çalışmıştır. Simon Stevin'in sonsuz serileri üzerinde de Newton çalışmıştır. En önemlisi, Newton dünya ve diğer gök cisimleri arasındaki hareketleri de doğa kanunlarına dayanarak gözlemlemiştir. Bu çalışmalar bugün onaylanıp yarın onaylanmayan gelip geçici çalışmalar değildi.

Keplerin kanunlarının kendi kanunlarıyla tutarlı olduğunu bu sayede günmerkezlilik teorisindeki kuşkuların yok olduğunu ifade etmiştir. Bilimsel gelişim dönemindeki tüm görüşleri bir araya getiren Newton, modern bilim ve matematik için sağlam bir temel oluşturmuştur.

Bilim Dünyasında yeni gelişmeler[değiştir Arşiv Bağlantısı

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden efsanevi fizikçi olan PASADENA-Richard Feynman, İngiliz dergi Fizik Dünyası tarafından alınan bir ankette tüm zamanların yedinci en büyük fizikçisi seçildi. Ankette dünya çapında önde gelen fizikçi araştırıldı. Caltech fakültesinde kırk yıl sonra 'de ölen Feynman, ilk 10 listesinde yer alan tek Amerikalı ve bu yüzyılın ikinci yarısında en önemli çalışmasını yapan tek Amerikan oldu. Diğerleri (1) Albert Einstein, (2) Isaac Newton, (3) James Clerk Maxwell, (4) Niels Bohr, (5) Werner Heisenberg, (6) Galileo Galilei, (8) Paul Dirac, (9) Erwin Schrödinger ve (10) Ernest Rutherford.

Not yılında yapılan bir çalışma

1, görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Caltech. (29 Temmuz ). Alındığı Tarih: 29 Temmuz Alındığı Yer: Bağlantı

    yy'da Bilim

    Mendel yasalarının doğruluğu deneylerle kanıtlandı. ’de Avusturya’da doğan Gregor Mendel yılında kalıtımla ilgili çalışmalarına başlamıştı.Bezelyelerle yaptığı deneyler sonunda kalıtım yasalarını ortaya atan Mendel, kalıtım bilimin (genetiğin) doğmasına olanak sağlamıştır.

    İlk radyonun yapılışı. Elektromanyetik dalgaların varlığını yılında James Clerk Maxwell ortaya koymuştu. Guglielmo Marconi’yse dalgaları ilkin 9 m, sonra da m ve 3 km’lik uzaklıklara iletmeyi başardı. ’de de Atlas Okyasu’nun ötesine ilk mesajını ulaştırdı. Günümüzde Planck Sabiti olarak adlandırılan eylem kuantumunu, Alman fizikçi Max Planck buldu. Işıma olgusunda enerjinin sürekli biçimde değil, enerji paketleri biçiminde kesikli olarak ortaya çıktığı varsayımını yapan Planck, her biri belirli bir enerji miktarını içeren paketlere kuantum adını verdi ve bir kuantumun enerjisinin ışınımın frekansıyla orantılı olduğunu öne sürdü. Bu teori fizikte bir devrim niteliği taşıyordu ve yüzyıla damgasını vuran kuantum mekaniğinin başlangıcı oldu.

    Emekli bir Alman subayı olan Ferdinand Zeppelin’in tasarladığı hava gemisi "Zeplin"lerden ilki 2 Temmuz’da Almanya’daFriedrichshafen yakınlarında bir göldeki yüzer hangardan havalandı. Sivil havacılıkta ve yolcu taşımacılığında büyük başarılar elde edecek olan bu araçlar, uçaklarla rekabete dayanamayıp gelecekte göklerden silinecekti.

    Karl Landsteiner, alyuvarlarda hücre zarının dış katmanına yapışan antijen adlı bir maddenin türüne bağlı olarak insanda en az üç temel kan grubu olduğunu gösterdi; bu grupları A, B ve 0 olarak adlandırdı. Bir yıl sonra da A ve B antijenlerinin ikisini birden taşıyan AB grubu bulundu.
    ABD’li genetik bilgini Walter Sutton, Columbia’da öğrenciliği sırasında kromozomların kalıtsal bilgiyi taşıdığını ve ayrı çiftler halinde bulunduğunu ilk kez ortaya koymuş, sonraki yıllarda yaptığı çalışmalarla kalıtımla ilgili kromozom kuramının temelini atmıştır.

    Bayliss ve Starling, sindirime yardımcı pankreassıvısının salgılanmasında uyarıcı maddeyi bularak ilk kez hormon kavramını ortaya attılar. Sekretin adını verdikleri bu madde gibi salgılandığı organdan uzakta
    başka bir organı uyaran bu tür kimyasal maddeleri "uyarmak" anlamındaki Yunanca horman sözcüğünden türetilmiş hormon
    terimiyle adlandırmayı da Bayliss ve Starling yaptı. Motorlu ilk uçuş yapıldı. Orville Wright’ın pilotluğunu yaptığı Şyer adındaki ilk uçak 17 Aralık ’te havalanıp yerden üç metre yükseldi, 12 saniye havada kalan uçak sonra sert bir biçimde yere indi. Wilbur ve Orville Wright kardeşler aynı gün iki uçuş daha yaptılar. En uzun uçuş 59 saniye sürdü m’lik bir uzaklığı aştı.

    Hollandalı fizyolog Willem Einthoven, kendi adıyla anılan ilk telli galvanometreyi tasarladı. Galvanometre, kalp kasının kasılmasıyla ortaya çıkan değişiklikleri ölçüyor ve kâğıt üzerine kaydediyordu. Einthoven bu yönteme elektrokardiyografi adını verdi.

    İvan Petroviç Pavlov, Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’nü kazandı. Hayvanlar üzerinde yaptığı deneylerle şartlı reşeks kavramın geliştiren Pavlov, bu ödülü, sindirim salgıları üzerindeki araştırmaları nedeniyle kazanmıştı.

    Ernest Rutherford, Radyoaktişik adını verdiği kitabını yayımladı. İngiliz fizikçi kitabında, bu konudaki çalışmalarının sonuçlarını anlatıyor ve radyoaktif etkinliğin dış koşullardan etkilenmediğini, radyoaktif süreçlerde kimyasal tepkimelere oranla daha fazla miktarda ısı açığa çıktığını ortaya koyuyordu. Ayrıca bu yapıtında radyoaktif dönüşüm sonucunda kimyasal nitelikleri farklı yeni ürünlerin ortaya çıktığını ileri sürüyordu.

    IQ testi ilk kez uygulandı. Alman psikolog Wilhelm Stern’in ortaya koyduğu IQ (Intelligence Quotient) kavramı Lewis Terman tarafından Stanfort-Biret testinde kullanılmak üzere uyarlandı. Zekâ yaşının kronolojik yaşa bölümünün ’le çarpılmasıyla sonuç elde edilir. Ortalama IQ sayısı olarak kabul edilmiştir. ’un üzerindeki değerler üstün zekâlı, 70’in altındakilerse geri zekâlı olarak nitelendirilir.

    Albert Einstein, özel görelilik kuramına ilişkin "Hareketli Cisimlerin Elektrodinamiği" adlı makaleyi yayımladı. Bu makale fizikte devrim niteliği taşır.

    Lee de Forest, elektronları salan elektrot (katot) ile toplayan elektrot (anot) arasına ızgara adı verilen kafes biçimli bir üçüncü elektrot yerleştirerek üç elektrotlu ilk elektronik lambayı (triyot) gerçekleştirdi. Izgaraya uygulanan gerilimin değiştirilmesiyle katot ile anot arasındaki elektron akımının azalıp çoğalması sağlanıyordu. Böylece de triyot lamba yükselteç olarak kullanılabiliyordu. Telsiz iletişimi ve radyonun gelişmesinde triyot lambanın büyük katkısı olmuştur.

    Bertrand Boltwood radyometrik tarihleme yöntemini buldu. yılında uranyumla başlayan radyoaktif bozunumların son ürününün kurşun olduğunu gösteren bilim adamı, ’de içlerindeki kurşun-uranyum oranına bakarak bazı kayaçların yaşını ölçme yöntemini geliştirdi. Bu yöntem sayesinde Dünya’nın yaşının tahmin edilmesinde önemli adımlar atıldı. Bu yöntem ayrıca arkeolojide de kullanıldı.

    Jean Perrin sıvı içinde asılı halde bulunan çok küçük parçacıkların Brown hareketlerini inceleyerek maddenin atomlardan oluştuğunu kanıtladı.

    Ford firması "T" modeli denen otomobili piyasaya sürdü. Bu model, bir at almaya parası yeten herkesin alabileceği ucuzluktaydı. Böylece otomobiller yalnızca zenginlerin oyuncağı olmaktan çıkıp günlük yaşamda kullanılmaya başladılar. Kısa bir süre sonra ilk üretim bandını da devreye sokarak seri üretime geçen ilk firma yine Ford olacaktı.

    Hans Geiger ilk radyasyon dedektörünü, bugün kullandığımız adıyla Geiger sayacını, yaptı. Manchester Üniversitesi’nde Ernest Rutherford’un yardımcılığını yapan Geiger, yaptığı deneylerle Rutherford’un çekirdeğin atomun merkezinde çok küçük bir yer kapladığını anlamasına yardımcı olmuştu.

    ABD’li bir kâşif olan Robert Edwin Peary kuzey kutbuna ulaşmayı başaran ilk insan oldu.

    Leo Hendrik Baekeland bakaliti buldu. Baekeland ’te doğal bir reçine olan gomalakın yerini tutabilecek bir maddeyi sentez yoluyla üretebilmek için araştırmalara başladı. Araştırmaları formaldehit ile fenolün yüksek sıcaklık ve basınç altında yoğunlaşma ürünü olan ve ısıtıldığında yumuşamayan plastik maddelerin ilk örneği olarak çığır açan bakaliti bulmasıyla sonuçlandı.

    Norveç’li kâşif Roald Amundsen, 14 Aralık günü kendisine eşlik eden 4 kişi ve 54 köpekle güney kutbuna ulaştı.

    Polonyalı kimyager Casimir Funk, parlatılmamış pirinçte bulunan ve beriberiyi önleyen maddenin bir tür amin olduğunu belirleyerek buna vitamin adının verilmesini önerdi. Bütün vitaminlerin yapısının birbirine benzediği düşünüldüğünden bu terim kısaca bütün yardımcı maddeler için kulanıldı.

    Süperiletkenler keşfedildi. Hollandalı fizikçi Heike Kamerlingh Onnes, belirli şartlarda cıvanın süperiletken olduğunu buldu. Sonradan iki düzineden fazla elementin ve binlerce metal alaşımının da süperiletken olabileceği bulundu.

    Ernest Rutherford, atom modelini geliştirdi. Alfa parçacıklarının ince metal levhalardan geçişini inceleyen Rutherfort, alfa parçacığı artı yüklü olduğundan levhadan geçişi sırasında metal atomlarındaki artı yüklerin itici etkisiyle sapmaya uğrayacağını ama parçacığın kütlesi çok büyük olduğu için sapmanın küçük olacağını düşünüyordu. Yapılan deneylerde alfa parçacıklarının gerçekten de genel olarak küçük sapmalar gösterdiği fakat büyük açılarda sapan parçaların da bulunduğu, hatta bazen bir parçacığın yönünü değiştirip geri döndüğü gözlendi. Bu durum o günlerde geçerli olan atom modeline uymuyordu. Böylesine büyük kütleli alfa parçacığını bu denli saptırabilmesi için atomdaki bütün artı yüklerin ve kütlenin çok küçük bir hacimde yoğunlaşmış olması gerekiyordu.. Rutherford, bu fikirden yola çıkarak geliştirdiği atom modelinde atomun, çok küçük hacimli, yoğun ve artı yüklü bir çekirdek ile bunun çevresinde dönen küçük kütleli ve eksi yüklerden oluştuğunu ortaya koydu.

    Kıtaların kayması kuram ortaya atıldı. Aslında bir meteorolog olan Alman bilim adamı Alfred Wegener, başlangıçta tüm kıtaların Pangea adında tek bir kıta olduğu, sonradan parçalanıp dağılarak zamanla günümüzdeki yerlerine ulaştığı görüşüne dayanan kıtaların kayması kuramını ortaya attı.

    Niels Bohr atomun yapısını açıklığa kavuşturdu ve bunu anlattığı ünlü makalesini yayımladı. Bohr’un atom modeli, özellikle hidrojen atomunun yapısını belirleyen modeli, önceki klasik modellerden köklü biçimde farklıydı. Bu model, kuantum modelini hesaba katan ilk modeldi ve tümüyle kuantum mekaniğine dayanan modellerin öncüsüydü.

    İlk kıtalararası telefon konuşması yapıldı.

    Karadeliklerin varlığına dair ilk varsayım ortaya atıldı. Alman gökbilimci Karl Schwarzschield, yeterli kütleye sahip cisimlerden kaçış hızının ışık hızına yaklaşabileceğini, bu nedenle doğrudan gözlemlenemeyeceklerini kanıtlamak amacıyla, genel denklemlerden yararlanarak karadelik kuramının temellerini attı. Çekimlerinden ışık dahil hiçbir şeyin kaçamayacağı bu cisimlere karadelik adının verilmesi yaklaşık 50 yıl sonra olacaktı.

    Einstein "Genel Görelilik Kuramı" olarak bilinen çalışmasını yayımladı. Bu çalışma bilim dünyasını sarsan görüşler içeriyordu. Kuramın öngörülerinin deneysel kanıtlarıysa ancak Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Mayıs ’da Gine Körfezi’ndeki Principe adasında ve Brezilya Sobral’de gerçekleştirilen Güneş tutulması gözlemleri sonucu elde edildi.

    Sonar kullanılmaya başladı. Ses dalgaları yoluyla cisimlerin yerini saptayan bu aracın temel ilkeleri
    Fransız fizikçi Paul Langevin tarafından
    ortaya atılmıştı. Gemilerde ve denizaltılarda genel kullanım alanı bulan sonar, deniz yolculuklarını daha güvenli kıldı.

    Tarımda benzin motorlu traktörler kullanılmaya başladı. Üretimin artmasıyla birlikte çiftçiler yalnız kendi gereksinimlerini karşılamak için değil, piyasaya mal satmak için de çalışmaya başladılar.

    Soğutucular gündelik yaşamda. Üretilmeye başlayan elektrikli buzdolapları yiyeceklerin saklanmasında yeni bir çığır açtı.

    ABD’de düzenli radyo yayınları başladı. Aynı yıl İngiltere’de de radyo yayınları başlamıştı.

    Hermann Rorschach, kendi adıyla anılan ve yansıtma tekniğine dayanan psikolojik testler uygulamaya başladı.

    Kanadalı bilim adamları Frederick G. Banting ve Charles H. Best, pankreas özütünden insülin elde ettiler. Bu buluş, şeker hastalığı tedavisinde çığır açtı.

    Robot sözcüğü ilk kez kullanıldı. Çek oyun yazarı Karel Capek, Rossum’s Universal Robots (Rossum’un Evrensel Robotları) adını verdiği oyununda verilen emirleri düşünmeden yerine getiren makineleşmiş insanlardan söz ediyordu. Robot sözcüğü Çek dilinde angarya iş anlamına geliyordu.

    Tutankamon’un mezarı bulundu. Mumyanın bulunduğu odaya ilk kez İngiliz kazıbilimci (arkeolog) Howard Carter girdi. Mısır’da sülale döneminde "Amarna kralları" olarak bilinen Ahenaton, Smenhkare, Tutankamon ve Ay’ın adları firavunlar listesinden silindiği için mezarın yeri unutulmuştu. Bu sayede özgün haliyle, bozulmadan bulunan mezar, birçok arkeolojik bulgu sağladı.

    Arthur Compton, X ışınlarının elektronlarla çarpışması durumunda dalgaboylarının değiştiğini belirleyerek bunun nedenini açıkladı. Bu buluş, elektromanyetik dalgaların hem dalga hem de parçacık niteliği taşıyan ikili yapısına ilişkin görüşü doğrulamıştır.

    İsviçreli psikolog Jean Piaget, çocukların derslerde yaptığı yanlışların gelişigüzel olmadığını, belli yaş gruplarında özgün yanlışların yapıldığını ortaya koydu. Böylece çocuğun yetişkinliğine değin bir dizi zihinsel gelişim evresinden geçtiği sonucuna ulaştı.

    Fransız fizikçi Louis de Broglie, ışığın hem dalga hem de parçacık davranışı gösterdiğini kanıtlayan deneysel bulgulardan yola çıkarak, parçacıkların da parçacık özelliklerine ek olarak dalga özelliklerine sahip olabileceği düşüncesini ileri sürdü.

    Alman fizikçi Werner Heisenberg, kuantum mekaniğinin matris biçimini geliştirdi. Heisenberg tutulduğu saman nezlesi nedeniyle dinlemeye çekildiği Helgoland adasında, harmonik olmayan salınıcıda kesikli enerji durumlarının açıklanmasıyla ilgili bir problemi çözerek atomun kuantum mekaniğinin geliştirilmesine yönelik programlı araştırılmaların başlangıcını oluşturdu.

    ABD’li bilim adamı Robert Goddard ilk başarılı roket deneyini gerçekleştirdi. Massachussets’e bağlı Auburn kenti yakınlarında bir çiftlikte gerçekleştirdiği deneyde, Goddard’ın bir rampadan ateşlediği sıvı yakıtlı roket 30 m yükseldi ve 2,5 saniye havada kalarak 60 metre yol aldı.

    Rus bilim adamı Vlademir Vernadski, canlı süreçlerin atmosfere katkılarını inceledi ve atmosferdeki azot, oksijen ve karbon dioksiksitin canlılarca üretildiğini belirledi. Biyosfer kavramını ortaya atan da Vernadskidir.

    George Paget Thomson, bir elektron demetinin kristal yapılı bir maddeden geçerken kırınıma uğradığını belirledi. Böylece Louis de Broglie’nin, bir parçacığın, Planck sabitinin parçacık momentumuna bölünmesiyle elde edilen dalga boyunda bir dalga davranışı göstereceği yolundaki öngörüsünü doğruladı.

    Büyük patlama kuramı ortaya atıldı. Belçikalı gökbilimci Georges Lemaître’in ortaya attığı kurama göre evren başlangıçtaki bir "süperatomun" genleşmesi sonucu oluşmuştur. Bu kuram sonradan George Gamov tarafından geliştirildi. Sesli sinema filmi yapıldı. yılında Lumiere kardeşlerin ilk filmi göstermelerinden beri sessiz sinema gündemdeydi. ’den sonraysa sessiz filmler yerlerini yavaş yavaş sesli filmlere bıraktılar.

    C vitamini keşfedildi. Özellikle uzun gemi yolculuklarında ortaya çıkan İskorbit hastalığının tedavisinde C vitaminin etkili olduğu anlaşıldı.

    Alexander Şeming, penisilini buldu. Bu antibiyotik ilaçla tedavide yeni bir dönem başlattı.

    Ünlü gökbilimci Edwin Hubble, Evren’in genişlediği fikrini ortaya attı. Hubble’a göre Evren, gökadaların birbirlerinden uzaklaşma hızları ile birbirlerine olan uzaklıkları arasındaki oran sabit kalacak şekilde genişlemektedir.

    Plüton gezegeni keşfedildi. Astronom Clyde Tombaugh, Lowell gözlemevinde çalıştığı sıralarda çektiği bir dizi fotoğrafta küçük gezegenlerden daha yavaş hareket eden bir gökcismi saptadı. Bu gök cismi uzun süredir orada olduğundan kuşku duyulan Plüton gezegeniydi.

    İngiliz fizikçi Paul Dirac, antimadde kavramını ortaya attı. Dirac, elektronların enerji düzeyleri konusundaki çalışmaları sırasında elektronun karşıt parçacığının varlığını ileri sürdü. Bu çalışma, elektrik yükü dışında her yönüyle elektronun özdeşi olan bir parçacığın laboratuvarda üretilmesiyle sonuçlandı. Bu maddeye pozitron adı verildi.

    Alman bilim adamı Ernst Ruska ilk elektronik merceği geliştirdi. Bu mercek elektronları ışık gibi odaklayan bir elektromıknatıstan oluşuyordu. Ruska, seri halde birkaç elektron merceği kullanarak ilk elektron mikroskopunu yılında yaptı.


    Avusturyalı fizikçi Wolfgang Pauli, nötrinoların varlığı tezini ileri sürdü. Pauli, nötrinonun varlığını, radyoaktif beta bozunumuna ilişkin varsayımla enerjinin ve momentumun korunumu yasalarının uyum içinde olmasını sağlamak amacıyla öngörmüştü. Nötrino adı bu parçacığa ünlü İtalyan fizikçi Enrico Fermi tarafından verildi.

    Karl Jansky, Güneş Sistemi’nin dışından gelen radyo dalgaları keşfetti. yılında New Jersey’de bulunan Bell Laboratuvarlarında çalışmaya başlayan Jansky, burada telefon haberleşmesini etkileyen çeşitli parazitlerin kaynağını araştırmakla görevlendirildi. Yönlendirilebilir doğrusal bir anten kurarak biri dışındaki tüm girişim kaynaklarını belirledi. Aylar süren çalışmalardan sonra ’de, bir türlü saptanamayan bu girişim kaynağının yıldızlar olduğunu buldu. Birkaç ay sonra da bu kaynağın Yay takımyıldızı doğrultusunda olduğunu keşfetti.

    James Chadwick atomun içinde elektrik yükü olmayan bir parçacık olduğunu keşfetti. Bu parçacığa nötron adını verdi.

    A. N. Kolmogorov, olasılıklar hesabının aksiyomatik kuramının temellerini attı. Bu, günümüzde de kullanılan olasılık kuramının başlangıcıdır.

    ABD’li bir fizikçi olan Edwin Herbert Land, fotoğrafların banyo ve baskı işlerinin tek aşamada yapılmasını sağlayan bir yöntem geliştirdi. Işığın kutuplanmasıyla ilgilenen Land, mikroskopaltı boyutlardaki iyodokinin sülfat kristallerini belirli bir doğrultuda yönelmiş halde dizmeyi ve bu dizileri ince plastik bir katman üzerine aktarmayı başardı. Bu çalışmaları sonucunda geliştirdiği ve Polaroid 3 kâğıdı olarak adlandırdığı kutuplayıcı kısa sürede yaygın kullanım alanı buldu.

    ABD’li kimyacı Wallace Carothers naylonu buldu. ’de ticari üretimine geçilen naylon, bileşim yoluyla hazırlanan ilk sentetik polimer lifi olmuş ve yapay elyaf sanayisinin doğuşunu hazırlamıştır.

    Frederick ve Irene Joliot-Curie, çeşitli elementleri polonyum atomundan salınan alfa parçacıkları (artı yüklü helyum çekirdekleri) bombardımanına tutarak ilk yapay radyoaktifliği elde ettiler.

    Japon fizikçi Hideki Yukawa, atom çekirdeğindeki parçacıkları bir arada tutan kuvvetin taşıyıcısı olarak mezon adlı parçacığın varlığını öngördü ve bu parçacığın niteliklerini kuramsal olarak belirledi.

    ABD’li deprem bilimciler Charles Richter ve Beno Gutenberg, deprem ve öteki sismik olayların büyüklüklerini belirlemek için bir ölçek hazırladı.

    Radarın bulunuşu. İngiliz bilim adamı Robert Alexander Watson-Watt, uçaklara radyo dalgaları gönderip, yansıyan dalgayı alarak ve dalgaların gidiş dönüş süresini ölçerek uçağın varlığını ve uzaklığını km mesafeden belirleyebilen bir sistem geliştirdi. Bu, o güne değin yapılmış ilk pratik radar sistemiydi.

    Fisyonun bulunuşu. Otto Hahn, Strassman’la birlikte uranyumun ürünlerinden birinin, daha hafif olan radyoaktif baryum elementi olduğunu buldular ve bunun, uranyum atomunun daha hafif iki atoma bölündüğünü kanıtladığını anladılar.

    İgor Sikorsky, yılının başında yapımına başladığı VS adlı helikopterin yapımını eylül ayında bitirdi ve ilk başarılı helikopter uçuşunu gerçekleştirdi.

    DDT (diklorodifeniltrikloroetan) ilk kez böcek ilacı olarak kullanıldı. İlk kez yılında üretilen DDT’nin böcek öldürücü etkisi ilk kez İsviçreli kimyacı Paul Hermann Müller tarafından keşfedilmiştir. Bu ilacın kullanımı ileriki yıllarda çevreye ve insanlara da zarar verdiği gerekçesiyle yasaklanacaktır.

    ABD’de ilk renkli TV yayınları başladı.

    Karl Landsteiner kandaki Rh faktörünü keşfetti. İlk kez tespit edildiği bir maymun türünün (Rhesus) adını taşıyan bu faktör, anne ve dölütün kanında bir dizi tepkimeye yol açarak düşük, ölü doğum ve yeni doğan bebekte öldürücü bir hastalığa neden oluyordu.

    Mc Millan ve Abelson, uranyumu nötron bombardımanına tutarak ilk yapay element olan neptünyumu elde ettiler.

    Fransa’da dört genç rastlantısal olarak Lascaux Mağarası’nı keşfetti. Mağaranın önemi binlerce yıl öncesinden kalma duvar resimleriyle dolu olmasıydı. Sonraları yapılan karbon testi sonucunda bu mağaranın MÖ 15 yıllarından kalmış olduğu anlaşılacaktı.

    Helene Taussig ve Alfred Blalock "mavi bebek sendromu" olarak bilinen bozuklukla doğan bebekler için cerrahi tedavi yöntemi geliştirdiler. Bu bebeklerin cildi kanda yeterli oksijen olmadığı için mavi-mor bir renk alıyordu. İlk ameliyatı yılında uygulayan Blalock, bu yöntemle birçok yaşam kurtardı.

    Fritz Albert Lipmann canlı hücrede enerji aktarımı kuramını açıkladı ve ATP (adenozintrifosfat)’nin
    oynadığı temel rolü kanıtladı. Buna göre canlı sistemlerdeki biyokimyasal tepkimeler, termodinamik yasaların dışında değildir; enerji yoktan var edilemez. Hücreler enerji bakımından zengin moleküller taşıdığı için enerji tüketen tepkimeler oluşur. Bu moleküllerin en bilineni de ATP’dir.

    2 Aralık’ta Enrico Fermi, Chicago Üniversitesi’nde atom pili adıyla tanınan uranyum- yakıtlı grafitli ilk nükleer reaktörü yaptı.

    Wernher von Braun ilk başarılı roket deneyini yaptı. Von Braun’un çalışmaları Almanya’da askeri amaçlı roketlerin yapımında kullanıldı. İleriki yıllarda ABD’de kurulan NASA da uzay çalışmaları için gereksinim duyduğu roket teknolojisini Von Braun’un çalışmalarından elde edecektir.

    ABD, atom bombası yapımına yönelik olarak gizli Manhattan projesini başlattı. Robert Oppenheimer’ın başkanlığında yürütülen proje yılında sonuçlandı. İlk atom bombası 16 Temmuz ’te Albuquerque’te bulunan bir hava üssünde denendi. Ani bir şok dalgası, yoğun ışık yayılması ve sıcaklık dalgalarının ardından gelen mantar şeklinde bir duman bu patlamanın sonuçlarındandı. Bombanın açığa çıkardığı enerji 15 bin ton TNT’ninkine eşitti. Bu denemeden 1 ay sonra Japon kentleri Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atıldı.

    Selman Waksman, verem hastalığının tedavisinde etkili ilk antibiyotik olan streptomisini buldu. Waksman aynı zamanda antibiyotik terimini kullanan ilk kişiydi.

    İsviçreli farmakolog Daniel Bovet, histamin etkisini engelleyerek vücudun alerji tepkilerini yatıştırabilen antihistaminik ilaçların ilk örneği olan prilamini elde etti.

    J. Presper Eckert ve John W. Mauchly ilk otomatik elektronik sayısal bilgisayarı yaptılar. Ertesi yıl John Ragazzini ve yardımcıları ABD Ulusal Savunma Araştırma Komitesi için ilk genel amaçlı tümüyle elektronik prototipi geliştirdiler.

    İngiliz Arthur C. Clarke, yereksenli uyduların Dünya’da birbirinden uzakta yer alan noktalar arasındaki iletişim için röle (aktarma) istasyonu olarak görev yapabileceklerini gösterdi.

    ABD’li biyokimyacı Melvin Calvin, yeşil bitkilerin ışık enerjisini, karbondioksiti ve suyu büyümeleri için gerekli olan bileşiklere dönüştürdükleri fotosentez olayındaki kimyasal tepkimeleri ortaya çıkardı.

    John Bardeen, W. Brittain ve W. Shockley transistörü buldular. Elektrik sinyallerinin yükseltilmesini, denetlenmesini ya da üretilmesini sağlayan bu buluşlarından dolayı üç bilim adamı ’da Nobel Fizik Ödülü’nü aldılar. Artık seri halde üretilebilen ve daha az yer kaplayan elektronik aletler yapmak mümkündür.

    Frank Willard Libby, kazıbilimciler, insanbilimciler ve yerbilimciler için çok değerli olan radyoaktif karbonla (karbon) tarihleme yöntemini geliştirdi.

    Macar asıllı bilim adamı Dennis Gabor, holografi düşüncesini geliştirdi. Mercek kullanmaksızın üç boyutlu bir görüntü oluşturma yöntemi olan holografi, uzun yıllar kuramsal olarak kalacak, ancak lazerin icadından sonra gerçekleştirilecektir.

    Richard Feynman, kuantum mekaniği ve elektrodinamik kuramlar üzerine yaptığı çalışmalarını tamamladı. Feynman bu çalışmasıyla eski kuantum elektrodinamik kuramının kimi zaman anlamsız sonuçlara yol açan yanlarını da çözüme kavuşturmuş oldu. Aynı alanda çalışan ABD’li Julian Schwinger ve Japon Tomonaga Siniçiro’yla birlikte yılında Nobel Fizik Ödülü’nü paylaştı.

    ABD’li doktor Jonas Salk çocuk felci aşısını geliştirdi.

    İlk hidrojen bombası denemesi yapıldı. Büyük Okyanus’taki Biikini atolünde gerçekleştirilen denemede atom bombasından çok daha fazla enerji açığa çıktı. Füzyon bombası, termonükleer bomba ya da H bombası olarak da bilinen bilinen bu bombayı Edward Teller geliştirdi.

    J. D. Watson ve F.H. C. Crick tarafından DNA’nın molekül yapısı tanımlandı. Bu modele göre DNA, birbiri çevresinde sarılan iki merdivene benzer ikili sarmal biçimindeydi. Bu ikili sarmal, birbiri çevresinde sarılan iki şekerfosfat zincirinden ve bu zincirleri birbirine bağlayan baz çiftlerinden oluşuyordu.

    George G. Devol, programlanabilir bir robotun patentini aldı. yılında bu patentlere dayanarak Unimation firması Unimate adlı ilk sanayi robotunu hizmet soktu.

    Owen Chamberlain ve Emilio Segre karşıt protonu keşfetti. Varlığı kuramsal olarak bilinen karşıt protonu üretmek amacıyla güçlü bir parçacık hızlandırıcısı olan bevatron kullanan Chamberlain ve Segre, ’da karşıt nötronun varlığını da doğruladılar. "Ses duvarı" aşıldı. ABD’li pilot Chuck Yeager, roketlerle takviye edilmiş Bell X-1 adlı uçağıyla saatte kilometreyi aşmayı başardı. Bu uçuşun ardından birçok havacılık firması sesten hızlı gidebilen uçaklar üretti. Sesten hızlı sivil uçakların ilkiyse uçuşlarına yılında başlayan İngiliz-Fransız ortak yapımı Concorde oldu.

    Bilgisayarlar için bilimsel hesaplamaya yönelik ilk yüksek düzeyli dil olan FORTRAN (FORmula TRANslator) geliştirildi. Bunu yılında geliştirilen Algol 60 (Algorithmic Language) izledi. Algol 60 kesin olarak tanımlanmış ilk programlama diliydi. Aynı yıl, yönetim konusunda uzmanlaşmış bir dil olan COBOL (COmmon Business Oriented Language) ve liste işleme dili olan Lisp (List processor) de kullanılmaya başladı.

    Sputnik-1 uzayda. 4 Ekim ’de fırlatılan Sputnik-1, yörüngeye yerleştirilen ilk uydu olmuş ve uzay çağını başlatmıştı. Dünya çevresinde bir tam dolanımını 96 dakikada tamamlayan Sputnik-1, yılında atmosfere girerek yanmıştı.

    Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) kuruldu. Rusların ’de Sputnik uzay aracını fırlatmasının ardından ABD kongresi tarafından yılında kurulmuş olan Ulusal Havacılık Danışma Komitesi çerçevesinde oluşturuldu.

    Christopher Cockerell ilk hoverkraftı yaptı. Bir hava yastığı üzerinde yol almak üzere tasarlanmış bu araçların hem karada hem de denizde gidebilme gibi bir avantajları vardı. Ne var ki, kullanımındaki bazı güçlüklerden dolayı hoverkraftlar kendilerinden bekleneni veremediler.

    T. H. Maiman, yakuttan bir çubuk kullanarak ilk lazer aygıtını yaptı. Bu konuda daha önceden de çalışmalar olmasına karşın bugün anladığımız anlamıyla yaplan ilk lazer Maiman’a aittir.

    İnsanlı ilk uzay uçuşu 12 Nisan’da SSCB tarafından gerçekleştirildi. Kozmonot Yuri Gagarin, Vostok-1 adlı uzay aracıyla Dünya’nın çevresini dakikada dolaştı.

    ABD’li fizikçi Murray Gell-Man ve İsrailli fizikçi Yuval Ne’eman, parçacıkların sınıflandırılmasına ilişkin ve sekizli sınışama ya da SU(3) denen bir sınıflama şeması önerdiler. Bu şema, kuvvetli etkileşime giren parçacıkların daha temel parçacıklardan oluştuğunu öngörüyordu.

    yılında Gell-Mann, bu şemanın fiziksel temeli olarak kuark kavramını ortaya attı. Fizikçi parçacıklara bu adı verirken James-Joyce’un Finnegans Wake romanında geçen uydurma bir isimden esinlenmişti.

    Uluslararası uydularla telekomünikasyon örgütü Intelsat kuruldu. Bu tarihten sonra ilk uydusunu fırlatan Intelsat böylece komünikasyon devresi ve 1 televizyon kanalının gereksinimini karşılayabiliyordu.

    Arno Penzias ve Robert Wilson, evrende 3 kelvinlik artık bir ısıl enerjiye karşılık gelen bir fon ışıması (Cosmic Backround Radiation) keşfettiler. Günümüzde bunun evrenin milyarlarca yıl önceki oluşumu sırasında gerçekleşen başlangıç patlamasından günümüze ulaşan bir artık fon ışınımı olduğu görüşünde birleşilmektedir.

    İlk kalp nakli gerçekleştirildi. Güney Afrikalı cerrah Christiaan Barnard, tedavi olanağı kalmamış ağır bir hastanın kalbini bir trafik kazasında ağır yaralanarak hastaneye getirilen ve ölmek üzere olan birinin kalbiyle değiştirdi.

    İngiliz gökbilimciler Antony Hewish ve Jocelyn Bell ilk pulsarı keşfettiler. Hewish ve Bell, bu buluşlarının radyo dalgalarındaki hızlı ve ani oynamaları kaydetmek amacıyla özel olarak tasarlanmış bir radyoteleskop yardımıyla gerçekleştirdiler.

    21 Temmuz’da ABD’li astronotlar Neil Armstrong ve Edwin Aldrin Ay’a ayak basan ilk insanlar oldular.

    Kömür, petrol gibi fosil yakıtların kullanılmaya başlamasından sonra gösterilen ilginin azaldığı rüzgâr enerjisi yeniden gündeme geldi. Tüm dünyada fosil yakıt rezervlerinin sınırlı ve gittikçe tükeniyor olması buna seçenek oluşturacak enerji kaynakları bulmayı gerektiriyordu. Binlerce yıldır insanlığın mekanik amaçlarla kullandığı rüzgâr enerjisi artık enerji üretmek için de kullanılmaya başlıyordu.

    ABD Savunma Bakanlığı ARPANET (Advanced Research Projects Agency) projesini başlattı. yılında MIT Lincoln Laboratuvarlarında ilk kez iki bilgisayar birbirine bağlanmış ve karşılıklı veri alış verişinde bulunmuşlardı. ARPANET projesi kapsamındaysa dört üniversitenin bilgisayarları, araştırma, eğitim ve hükümet uygulamalarını yürütmek için birbirine bağlandı. Hükümet bu projeye başlarken olası bir düşman saldırısı ardından iletişimin kesilmesi durumunda klasik iletişim yollarına alternatif olacağı düşüncesini taşıyordu. Bu proje günümüzde kullanılan internetin başlangıcı niteliğindeydi.

    İlk uzay istasyonu olan Salyut-1 Ruslar tarafından Dünya yörüngesine oturtuldu. Bilimsel gözlem ve araştırmalar yapacak olan Salyut uzay istasyonu, oldukça yakın bir yörüngeye oturduğundan giderek Dünya’ya yaklaştı ve altı ay sonra atmosfere girdi.

    Amerikan sondası Mariner-9 Mars gezegeni çevresinde yörüngeye girdi ve yaklaşık bir yıl boyunca gezegenin yüzey haritasını çıkardı.

    İlk mikroişlemci (Intel ) yapıldı. Bu, üzerine transistör yerleştirilmiş 7 mm x 7 mm boyutlarında, kare biçiminde silisyum bir plaktı. 4 bit değerinde kelime işleme gücü vardı.

    Elektronik posta "@" (e-mail) geliştirildi.

    İlk mikrobilgisayar üretildi. Önceki bilgisayarlara göre daha küçük olduğu, tek bir kullanıcıya hizmet verdiği bu bilgisayarlara mikrobilgisayar adı verilmişti. Fransız R2E şirketi tarafından piyasaya sürülen bu mikrobilgisayarın adı Micral’di.

    Amerikan sondası Mariner Merkür gezegenine yaklaştı ve gezegenin yüzey haritasını çıkarttı. Apple-1 bilgisayarlar piyasada. Apple Inc. firmasından Steve Woznaik ve Steve Jobs’un tasarladığı Apple-1, ’dan itibaren insanlar tarafından benimsenerek önemli bir ticari başarı sağladı.

    Uzay sondaları Voyager-1 ve Voyager-2 fırlatıldı. Güneş sisteminin dış bölümündeki gezegenleri gözlemleyen ve bu gezegenler hakkında Dünya’ya bilgiler yollayan uzay araçları Güneş Sistemi’nin hiç bilinmeyen yönlerini de ortaya çıkardı.

    İlk tüp bebek dünyaya geldi. İngiltere’de yapay dölleme sonucu hamile kalan bir kadın doğum yaptı. Bu tarihten sonra yapay dölleme yoluyla doğan tüm çocuklara tüp bebek denmeye başlandı.

    IBM PC (Personal Computer) kişisel bilgisayarlar piyasada. Mikrobilgisayarların gündelik yaşama girmesi büyük ölçüde bu bilgisayarların ve Microsoft firmasının hazırladığı MS/Dos işletim sistemi sayesinde olmuştur.

    ABD uzay mekiği programını başlattı. İlk uzay mekiği olan Columbia 12 Nisan ’de ilk yolculuğuna çıktı. Columbia aslında ilk mekik değildi. Uzay yolu adlı bilimkurgu dizisine atfen yılında yapılan deneme mekiği, Enterprise olarak adlandırılmıştı; ama bu mekik uzaya hiç çıkamadı.

    Bağışıklık yetersizliğine yol açan AIDS (Acquired Imnune Deficiency Syndrome) virüsü ilk olarak ’te Paris Pasteur Enstitüsü’nde, ’te ABD’de belirlendi. ’da Batı Afrika’da HIV 2 adı verilen benzer bir virüs keşfedildi.

    Üst kuarkın varlığı deneysel olarak belirlendi. Üst kuark ön görülere uygun olarak +2/3 elektrik yüküne sahiptir. Bu kuarkın eşi olan alt kuarkın yüküyse –1/3’tür. ın kütlesinin 30 ile 50 milyuar elektronvolt (GeV) arasında olduğu tahmin edilmektedir. Böylece bu kuarkın en büyük kütleye sahip olan kuark anlaşılmaktadır.

    Apple firması ilk Macintosh bilgisayarları piyasaya sürdü. Bu makineler, her şeyin grafik olarak çözümlenmesinden dolayı bilişimle kolay uygulanabilirliğin bağdaştırılabileceğini kanıtladı. Kullanılan küçük ikonlar yardımıyla istediği işlemi yapabilen kullanıcılar, ekran üzerindeki imleci, üzerinde küçük bir düğme bulunan "fare" yardımıyla ikonlara ulaşabiliyorlardı. yılından itibaren IBM marka bilgisayarlar da benzer bir işletim sistemi olan Windows ve Presentation Manager gibi programlarla donatıldı.

    Paul Crutzen, Mario Molina ve Sherwood Rowlan ozon tabakasında delik olduğunu ortaya koydu. Güneşten gelen zararlı morötesi ışınları süzen ozon tabakası, deodorant yapımında ve soğutma sistemlerinde de kullanılan kloroflorokarbon gazlarının atmosfere karışması yüzünden en ince olduğu kuzey kutbu üzerinde delindi.

    Philips firması ilk kompakt diski (CD) tanıttı. Aslında yılından beri var olan diskler, başlangıçta yalnızca müzik ve diğer sesler için tasarlanmıştı. Günümüzdeyse CD’ler bilgisayar oyunları, filmler, müzik albümleri ya da bilgisayar programları gibi birçok değişik amaç için kulanılmaktalar.

    Montreal Mc Gill Üniversitesi’nden Peter Deutsch, interneti indekslemek için ARCHI adında bir arşiv yarattı. Bu arşiv net üzerindeki FTP sitelerini kapsıyordu. Bir süre sonra Tim Berners internet üzerinde bilgiyi daha rahat dağıtma, kulanıcılara farklı yerlerde bulunan bir belgeden diğerine geçmede büyük kolaylıklar sağlayan World Wide Web’i (WWW) geliştirdi.

    Amerikan uzay sondası Galileo, uzay mekiği Atlantis tarafından Jüpiter’i incelemek üzere uzaya gönderildi.

    Hubble Uzay Teleskopu uzaya gönderildi. İngiliz gökbilimci Edwin Hubble’ın adını taşıyan bu dev teleskop, NASA ve ESA’nın ortak projesi
    olarak yürütülmüştü. Teleskopun 15 milyar ışık yılı öteyi gözleyebilmesi hesaplanmıştı.

    Büyük patlama kuramının kanıtları bulundu. Lawrence Berkeley Laboratuvarları ve California Üniversitesi’nin ortak yürüttüğü bir projede, George Smoot başkanlığındaki bir grup araştırmacı, COBE (Cosmic Backround Explorer) uydusunun evrendeki fon ışımasındaki ısı dalgalanmalarının büyük patlamadan kaldığını keşfettiler.

    En yaşlı dinozor bulundu. Arjantin’de And Dağları eteğindeki Ischigualsto doğal parkında bulunan bu dinozorun bir evoraptor olduğu açıklandı. 1 metre boyunda, 11 kilo ağırlığında olduğu anlaşılan bu dinozorun yaklaşık milyon önce yaşadığı açıklandı. Arka ayakları üzerinde yürüyen evoraptorlar, etobur canlılardı.

    Jüpiter’e kuyrukluyıldız çarpışı gözlendi. milyon kilometre uzunluğundaki kozmik dev kuyrukluyıldızın adı, onu keşfeden gökbilimcilere atfen Shoemaker-Levy 9’du. 16 Temmuz’da başlayan çarpışma günlerce sürmüş ve 21 Temmuz’da sona ermişti.

    Karadeliklerin varlığına ilişkin kanıtlar bulundu. Hubble uzay teleskopunun verilerine göre 52 milyon ışık yılı ötede bir karadelik gözlendi. Kardeliklerin varlığı Albert Einstein tarafından genel görelik kuramı kapsamında öngörülmüştü. M87 adı verilen bu karadelik, Einstein’ın öngörüsünün bir kanıtı niteliği taşıyor.

    İki ayağı üzerinde yürüyebilen insansıların en eski örneği bulundu. Prof. Mealakey ve çalışma arkadaşları Kenya’nın kuzeyinde yürüttükleri çalışmalarda Austrolopithecus anemensis adını verdikleri bir insansı kalıntısı buldular. 4,2 ile 3,9 milyon yıl önce yaşamış olan bu insansı, türün bilinenden yıl önce ayağa kalktığını gösteriyordu.

    Bilim adamları gezegen sistemine sahip güneş benzeri yıldızlar keşfetti. İki grup gökbilimci üç ay arayla çevresinde gezegenler olan yıldızlar buldular. Aslında yılında Güneş sistemi dışında da gezegenler bulunmuştu. Ne var ki bunlar ölü yıldızların, pulsarların çevresinde dönüyorlardı. Dünya’dan 42 ışık yılı uzaklıkta bulunan yeni gezegenlerse güneşimiz benzeri yıldızların çevresinde dönüyorlar.

    Hubble Uzay Teleskopu milyarlarca yeni gökada keşfetti. Her gökadanın yaklaşık milyar yıldız içerdiğini söyleyen gökbilimciler bunların bilinen gökada biçimlerinden farklı olduğunu da açığa çıkardılar. Bu bulgularda spiral ya da eliptik olmayan, daha önce görülmemiş şekillerde yeni gökadalar da vardı.

    Viking uzay sondalarından yıllar sonra Pathfinder, Mars’a inen ilk araç oldu. Dünya’dan yılında fırlatılan araç, yaklaşık milyon kilometre yol aldıktan sonra Mars’a "düşürüldü." Pathfinder, Vikinglerin kaldığı yerden Mars hakkında bilgiler iletti dünyaya.

    Güneş sisteminde Dünya dışında bir yaşam olasılığı, Jüpiter’in 16 uydusundan biri olan Europa’da olabileceği bulundu. Galileo uzay sondasının gönderdiği ayrıntılı Europa yüzey görüntülerinde gezegende buz tutmuş bir okyanus gözlemlendi. Bu da yaşam için gerekli olan suyun varlığını gösteriyordu.

    İlk genetik kopyalama gerçekleştirildi. Bir grup İskoç bilim adamı şubat ayında ergen bir memelinin genetik kopyasını yarattıklarını duyurdular. Bu, genetik alanındaki birçok uzmanın gerçekleştirilmesine olanaksız gözüyle baktığı bir işlemdi. Dolly adlı koyunun kopyalanmasının başarıyla sonuçlandığının duyurulması beraberinde yeni tartışmaları da getirdi. Bunların en başta geleni de kopyalamanın ahlaki yanıydı. Bu teknikle insan kopyalamanın zararları üzerinde duruldu ve bunun yalnızca tarımsal ve tıbbi amaçlarla kullanılması gerektiği vurgulandı.

    Galileo uzay aracı Jüpiter’in uydusu Io’da bir volkan patlaması görüntüledi. Güneş sisteminde görülen en büyük volkan olduğu belirtilen dev volkan, 1,5 km yüksekliğinde lav püskürtüyordu.
     

    Kaynak: Bilim ve Teknik Dergisi, ()

    nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası