Antakya Sinema Salonları
Fikir Sanat, Boyut Film gibi Türkiye sinemasının en iyi örneklerini veren şirketler de birer birer vizyon tarihlerini ertelediler. Ancak ifade edilen net… Konunun yapımcı-saloncu kavgasından öteye geçip, Meclis&#;e taşınması, her iki tarafın, hatta önce izleyicinin çıkarını gözetecek bazı yasaların çıkması gerekiyor&#;
-ATAY&#;DAN ELEŞTİRİ-
Tam da bu noktada konuşan Barış Atay, yapımcı-ların, Mars Cinema Group&#;un bu kadar büyümesinde pay sahibi olduğunu belirtti ve şöyle devam etti:
“Buradaki tartışma; her ne kadar toplumsallık, halkçılık, sinema sanatının geleceği üzerinden yapılıyor gibi görünse de, şu satır arasındaki cümle çok önemli; &#;10 liralık bileti 20 liraya satıyorsanız, bizim payımız nerede?&#; Bu, &#;mısır satıyorsan, burada bizim payımız nerede&#; anlamına gelir. Bu tavır hiç halkçı ve sanatla alakalı bir tavır değil. Açıkçası eleştirilmesi gereken nokta da bu. Yoksa insanların kazanması gereken paranın peşine düşmesi ya da hakkını savunması yönünde mücadelesinin eleştirisi değil bu. Fakat bu canavarın büyümesinde pay sahibi olanların bir kısmı yine bu firmalar. Çünkü bu bir iş ilişkisi.”
-SİNEMA ZİNCİRLERİ-
Yapımcılar ve Mars Cinema Group arasında süren tartışmaya çözüm olarak, sinema zincirlerinin dağıtım ve yapım aşamasından çekilmesi gerektiğini vurgulayan Atay, şöyle devam etti:
“Tekelleşmenin tek boyutu, bu bahsettiğimiz gişe filmlerinin iş yapması, sinema zincirlerine para kazandırması ya da onun salon açmasıyla alakalı bir şey değil. Rekabet kurumunun hiç çalışmadığını görüyoruz. Sonuç itibariyle, bu bahsettiğimiz Mars sinema zincirlerinin bir iş kolu da aynı zamanda filmlerinin dağıtımı, diğeri de filmlerin yapımcılığı. Bir firma aynı anda dağıtımcılık, yapımcılık ve sinema salonu işletmeciliği yapıyor. Bu firmanın yaklaşık olarak tane sinema salonu var. Örneğin Şahan Gökbakar&#;ın filmi ülkede tane salonda gösterime giriyor. Bu, ülkede ciddi bir daralmaya sebep oluyor ve insanlar filmlerini seyirciye ulaştıramıyor. Diğer taraftan bu firmalar senede birkaç film yapıyor ve neredeyse sezonun başladığı Eylül ayından sezonun sonu olan Mayıs ayına kadar tarihleri kapatıyorlar. Aslında siz, filmlerinizi göstermeye çalışırken, bu yapımcının filmlerinin arasında yer bulmaya çalışıyorsunuz. Bu sebeple, bu durumun çözümlenebilmesinin tek yolu, sinema zincirlerinin dağıtım ve yapım ayağından çekilmesini sağlamaktır. İkincisi de, Kültür Bakanlığı ya da Rekabet Kurulu&#;nun bununla ilgili müdahalede bulunması gerekir.”
-SADECE DİKTATÖR-
Geçtiğimiz günlerde, bu sefer de Antalya&#;da yasaklanan &#;Sadece Diktatör&#; oyunu hakkında da açıklama yapan Atay, “Sadece Diktatör oyunun markalaşması, ikonlaşması söz konusu. Bu tabi, &#;Sadece Diktatör&#; oyununu yasaklıyorlar, diğer oyunlar için çok rahat bir alan sağlıyorlar değil! Levent Üzümcü&#;nün de oyununa salon vermediler. Sonrasında İskenderun&#;da bir salon bulundu. Bu sefer de salonu verene baskı yaptılar ve salon iptal edildi. O da çok barışçıl, kardeşlik üzerinden bir oyun anlatıyordu.
Sadece Diktatör&#;deki temel mesele şu… Artvin&#;de, oyun, hukuki anlamda kazanımımız olmasına rağmen yasaklandı. İstanbul&#;da, kendi salonumuzda bile yasaklandı. O dönem sığındıkları şey OHAL uygulamalarıydı. İşin garip tarafı, Antalya&#;da yasaklanma sebebi ise OHAL koşullarında yasaklanmış olması referansıyla oldu. Yani OHAL&#;den dolayı yasaklanmış bir oyunu aynı sebeplerle tekrar yasaklıyorlar. Direk olarak, &#;oyunun isminden ya da oyunu oynayan oyuncunun tutumundan dolayı yasaklıyoruz&#; demiyorlar zaten. Şu aşamada hukuksal olarak Türkiye&#;de hiçbir şey yapılamıyor. İşlemeyen bir hukuk sisteminden bahsediyoruz” dedi.
-GÖZDAĞI-
Atay, son olarak, haklarında &#;Cumhurbaşkanı&#;na hakaret&#;, &#;darbeye çağrı&#; ve &#;ölüm tehdidi&#; suçlamalarıyla haklarında soruşturma başlatılan ve ardından serbest bırakılan sanatçılar Müjdat Gezen ile Metin Akpınar ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yaşananların, diğer oyunculara ve topluma bir gözdağı olduğunu ifade eden Atay, şunları söyledi:
Bu durum, yaşadığımız dönemin ayan beyan örneğidir. Biri 75, biri 77 yaşında, yıllardır tiyatro ve sinema alanında emek vermiş iki büyük duayen oyuncunun düşürüldüğü bu hal, &#;bence yaşınız 75 ve 77 olmayabilir, bu sebeple siz çok daha rahat tutuklanabilirsiniz&#; göndermesiydi.
Ben, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen üzerinden verilen mesajın, özellikle bizim jenerasyon açısından büyük bir gözdağı olduğunu da düşünüyorum. Tabi bu toplumun geri kalan kesimleri için de geçerli. Burada aslında ortada söylenmiş pek bir şey yok. Metin Akpınar, &#;Demokrasiye ulaşmamız lazım, eğer ulaşamazsak faşist bir rejim gelir ve faşist rejimlerde de bunların liderleri tarihte ya ayağından asılmıştır ya zehirlenmiştir ya da kurşuna dizilmiştir&#; gibi cümle kurmuştu. Bu tarihsel bir gerçeklik. Ben bunu TİP&#;in basın açıklamasında da söyledim. Bir insan diktatör olmadığını ve rejimin faşizm olmadığını düşünüyor ise bu cümleyi kendi üzerine alınmaz. Bu kadar basit.” -Tamer Yazar-