Ş- : şaka ifadest.
şa. : şairane ifade.
r
İçindekiler
Önsöz
Deyimler Sözlüğünün Orijinal Öraeği •*
Maraqlı Bir Əsər
Deyimler
Sözlük
Kaynakça
Önsöz
Dil tarihi, insanlık tarihi ile birlikte başlämıştır. Türk milleti, beşeriyetin en eski.
milletlerintlen biri olduğundan dolayı konuştuğumuz Türkçe de dil tarihinin en başından
beri kullanıla gelen önemli dillerinden biridir.
Dilimizle iigili ilmi çalışmaların çağdaş anlamda yüzyılda Kaşgarlı Mahmut'la
başladığı belirtilmektedir; ancak bu çahşmalarm ve tartışmaların yoğunluk kazandığı
devir ise yüzyıhn ikinci yarısı olmuştur diyebiliriz. Bu dönemde batıda okuyup ülkeye
dönen aydmlann getirdikleri batı zihniyeti dilde de kendini göstermiştir. İslam dininin
kabulünden sonra özellikle ve yüzyılda Arap ve Fars kültürleri iie yakın temas
kuran dilimiz kendine Özgü kimlik oluşturmuş ve bunu diğer halklara da kabul ettirip,
benımsetmiştir. Bu kimliğin oluşturulmasmda Osmanlı Devleti'nin kudretli imparatorluk
häkimiyetı baş rol oynamıştır. Ancak yüzyılm son çeyreğinde başlayan duraklama ve
peşice gelen gerileme devri, devleti zaafä uğratmış ve özellıkle de yüzyılda devleti bu
durumdan kurtarma çarelerinin batıda aranması ağırhk kazanmaya başlamıştır. Batının
ekonomik ve askeri yönden Osmanh devletinden ileride olması, Türkler arasında
batıhlaşma özentisini kamçılamış ve tabiı olarak bu durum, batıh anlamda davranış
biçimlerine yönelmeyi körüklemiştir. Batıh gibi giyinme ve davranış biçimleri sosyal
hayata gimıiş ve batı dilleri de, özellikle Fransızca kültürel sahada kendini daha çok
hissettirmeye başlamıştır. Sosyal hayatta görülen değişim dile de sirayet etmiş,
yüzyılm ikinci yarısı dilde batıhlaşmanm gemi azıya aldığı zaman dilimi olmuştur.
5
Dış Türkler konusundaki eğilimler, bu könudaki çahşmalar, önyargılı ve tamamen
siyasi amaçlı funduszeue.info edilmiş, bunlara polilik fair siına bürühdürülerek "Turancıhk (?!)"la
eşdeğer tutulmuş ve damgalanmış, mahkum edilmiştir. Miiletimizin malı olmuş keliıneler
Arapça ve Farsça kökenlidir diye bir kenara fırlatıliTUş, yerlerine yeni uydurukça
kelimeler bulunmuştur. Bu durum da ne yazık ki, diğer Türk halkları ile Türkiye
arasıüdaki iletişinıi menfi yönde etkilemiştir. Türkiye dışmdaki kardeşlerimizin dilinde
yaşayan ve tamamen kendi malımız olmuş kelimeler ve deyimlere sırt çevrilmiş, yeni
nesiller böylesi bir ortamda yetiştirilmiş, dolayısıyla da diğer haklanmızla aramızda
biiyük bir kopukluk meydana gelmiştir. Bunun sıkmtılannı Sovyetler Birliği'nin
dağılmasından sonra daha iyi anladık ve anlamaya da devam etmelcteyiz. Güzel
Türkçemizin Türkiye dışında yaşayan kardeşlerimizin dilindeki kelirne ve deyimlerle
daha da zenginleşeceği ve dünya dilleri arasında kgndine läyık yeri tutacağına
inanmaktayım. Bu inançla da ömrümün en güzel ve verimli yıllarını dilimiz için seve
seve harcadım ve harcamaya da devam edeceğim.
6
şeklındeki sözlerini, hiçbir zaman unutmadan ve her ne pahasına olursa olsun,
sorumluluğunu taşımak ve icra etmek için mukaddes bir görev telakki ederek harfıyen
uymaya çalıştım.
Milli benliğimizi şekillendiren, ona ruh veren ve nesilden nesle devam ettiren milli
kültürümüzdiir. Onu geliştirip, gelecek nesillere miras bırakmada kullandığımız vasıta ise
dilimizdir. "Şahadetleri dinin temeli olan ezanlarımızm" minarelerimizde ebed müddet
devam etmesi, yüce devletimizin bekası ile käim olur. Devletimizin devamı, milli
şuurumuzun idrak edilmesi ve onun vücut bulması, millı kültürümüze, en başta da
dilimize verilen önemle ilgilidir. Ulu önderimizin " M i l l i şuurdan yoksun milletler başka
milletlerin şikarıdır." sözünü söylerken, bizlere de milli benliğimizi bulma ve onu gelecek
nesillere daha güçlü bif şekilde bırakma idealini hedef göstermiştir. Bir anlamda dilimize
sahip çıkmak, devletimize sahip çılcmakla eş değerdedir. "Ağzımızda anamızın sütü olan"
dilimiz ise Doğu Türkistan'dan Adriyatik sahillerine kadar uzanan engin bir coğrafyada
häkimdir. Her bir Türk kolunun konuştuğu dil ise Tannnm ilahi güzelliğinden birer demet
sunduğu nadide inciler gibidir ve her birinin kendine has lezzeti, zarafeti vardır.
Azerbaycan Türkçesi de Doğu ve Bätı Türklüğünün kavşak noktasmda bulunmanın
üstünlüğü ile kendine has estetiğe, inceliğe, musikiye ve zenginliğe maliktir.
yıhndan başlayarak 8 yıl arahksız ve her gün ortalama altı saat çahşıp
yıhnda iki ciltlik "Azerbaycan Türkçesi Sözliiğü"nü hazırlayarak yayımlamayı başardım;
ancak aym tempodaki çahşmalarımı devam ettirdim. Azerbaycan Türkçesi
Ansiklopedisi üzerinde 22 yıldır çälışmaktayım ve yakın bir zamanda da bitirmeyi
plänlamaktayım,
yılından beri Kuzey Azerbaycan'la çokyakın temastayım. yılmdan beri
de Güney Azerbaycan'la irtibat halindeyim. Her iki taraftäki literatürü, ulaşabildiğim
kadanyla yakındän takip etmekteyim. yıhndan beri her iki yörenin insanlarmdan ve
doğup büyüdüğüm, Oğuz yurdu Iğdır bölgesinden derlediğim sözleri ve deyimleri
topladım. Şimdiye kadar taradığım eserlerden ve ilişki kurduğum insanlardan 27 'den
fazla deyim töpladım; ancak hem kanşıkhğa meydan vermemek ve kullanıcılara kolaylık
sağlamak hem de kitabm hacmini fazlä büyütmemek için varyant deyimleri tek bir
deyimde topladım ve bundan dolayı ralcam 22 'ye indi. Her deyimin Türkiye
Türkçesi'ndeki karşıhğını ulaşabildiğim kadarıyla vermeye çahştım, ancak tamanıını
veremedim; çünkü Türkiye Türkçesi'ndeki deyimleri ihtiva eden eserlerdeki rakam,
7
benim eserimdekilerin yansma bile uläşamamaktadır, takdiri sevgili okuyuculara
bırakmaktayım. Bulduğum deyimlerin bäğımsız bir kitap hälinde yayımlanmasınm
lcültürümüze az da olsa bir katkı sağlayacağmm inancınt taşırnalctayım.
Deyimler sözlüğünü Azerbaycan'da kullanılan Latin alfabesinin harf sırasına göre
dizdim. Onlan bölümlere ayırarak kendi içlerinde tasnif etmeyi; her deyimi, kitabın
hacmini son derece büyütür lcaygısıyla bir örnekle göstermeyi uygun görmedim.
Alfabetik sıranm, istenen deyime çok çabuk ve kolayca ulaşmada yardımcı olacağı
kanaatini taşımalctayım.
Eseri hazırlarken bazı konulara özellikle dikkat ettim. Türk Dil Kurumu'nun
sözlükçülükte uyguladığı lcurala uydum ve cümle başlannda büyük harf kullanmadım.
Azerbaycan Türkçesinde özel isimlerin baş harfieri cümle içinde küçük harfle
yazılmalctadır ve ekleri de apostrofla ayrılmamaktadır. Bu durum, Türkiyeli okuyucular
için bazen kanşıkhğa meydan vermektedir. Cümle içinde yazılan kehmenin özel isim mi.
yoksa ifade edilen herhangi bir söz mü olduğu anlaşılmamaktadır. Buna engel olmak için
Türkiye Türkçesindeki yazım lcurallarını uyguladım, özel isimlerin baş harfini büyük
yazdım, eklerini de apostrofla ayırdım; doğrusunun da bu olduğuna inanmaktayım.
Başka bir konu Azerbaycan Türkçesinde kullanılan zaman elcleridir. Bunlara dikkat
edilmezse bazı yanhş anlaşılmalar meydana gelebilir. Azerbayçan Türkçesinde şimdikı
zaman eklerini (-ır, -ir, -ur, -ür) alan bazı kelimeler Türlciye Türkçesinde emir kipı
şelchnde aigılanabilir, buna dikkat edilmelidir. Ömelc ölarak Azerbaycan Türkçesinde
"batmak" fiili "-ır" ekini alarak "batır" şekline gelmiştir. Bunun Türkiye Türkçesindeki
karşılığı "batıyor"dur; "yatmak" fiilinin şimdiki zamanı "yatır" şeklindedir ki, Tiirkiye
Türkçesine göre "yatıyor" şelclinde algıianmahdır. Buna dikkat edilmezse Türlcıye
Türlcçesindeki gibi algılamrsa "batır", "yatır" emir kipi anlamını kazanır ki, bu da yanhş
anlaşılmalara sebep olabilir. Azerbaycan Türlcçesinde gelecek zaman ekleri (-ar. -er), zarf
fiil ekleri (-ıb, -ib, -ub, -tib), yükleme häli ekleri (-ın, -ni, -nu, -nü), bildirme ekleri (-dı, -
di, -du, -dü)'dür ki, daha çok konuşma dilinde kullanıhr (dumandı=dumandır,
çətindi=zordur). Bunlardan başka bazen soru cümlelerinde soru eki de
kullanılmayabiliyor. Örnek olarak "Bilirsən, a dərdin alım gedirəm hara?= Yavrucuğum.
nereye gittiğimi biliyor musun? Bu kurallara dilckat edihnesinin gereğini vurgıılamak
ıstiyorum.
8
Bir başka konu ise bizde de olaıı; ancak başka bir işaretle gösterilmeyen seslerdir
(kapalı "e", arka damak "g'^si, hınltılı "h"). Türkiye Türkçesinde bu sesler "kapah, açık
"e" (e) işaretiyle, Ön damak "g"si ile arka damak "g"si (g) işaretiyle, normal ve hırılüh
"h" sesleri de (h) işaretiyle karşılanmaktadır. Azerbaycan Türkçesi'nde bu sesler kendi
özel işaretleriyle karşılanmaktadır (Əkin=Ekin; Elçi=Elçi; Göytürk=Göktürk;
Qorqud=Korkut; Xətir=Hatır).
Hazırladığını bu eserde hataların ve noksanlarm olması tabiidir. En sağlam ve
şaşnıaz sarraf ise bunu kullanacak olanlar, yani okuyuculardır. Okuyuculann acımasız
eleştirılerini beklemekte ve onu özellikle istirham etmekteyim; çünkü bu tenkitler daha
büyük ve kusursuz eserlerin oluşturulmasına yardımcı olacaklar, bana da yön
vereceklerdir. Tenkitlerinden dolayı sevgili okuyuculara şimdiden sonsuz saygı ve
şükranlarımı sunuyorum.
Bu eseri hazırlarken benden yardımlannı esirgemeyen eşi bulunmaz dostum A l i
ŞamiL saygıdeğer öğrencisi Ofelya Yunuslu, manevi kızı Vüsale Ferhatlı, Prof. Dr. İsmail
Ömeroğlu, Arif Rahimoğlu, A r i f Keskin, Babek Cavanşir, sevgili dostum Habil
Topaloğlu, Nilgün Aytaç hanıma ve mesai arkadaşım Onur Özkan'a kalbi teşekkürlerimi
sunarım.
Şüphesiz k i , çahşmalarım esnasmda mecburen en büyük yalmzlığı ve acıyı
yaşattığım sevgili eşim Fatma Altayh'nm manevi desteğini unutmam mümkün değildir.
Benim gibi birine sabır ve metanetle tahammül ettiği ve bu eserin ortaya çıkmasına
yardımcı olduğu için milli kültürümüz adına şonsuz teşekkürlerimi sunarım..
Saygılarımla.
İnternet adresim: a]tayli_«@funduszeue.info
-
Gölbaşı-Ankara
9
Deyinıler Sözlüğünün Orijinal Örneği
Pröf. Dr. Kamit Veli NERİMANOĞLU
10
Deyimleri granıer ve biçim yöriünde kafakterlerine ayırmak mümkündür. Dil
biliminin ilgili sahasmda (frazoloji) incelenen deyimler fiil ve isim grubu olarak tasnif
edilir. Deyimler, yapılan ve işlevleri itibarı ile zengin özelliklere sahiptirler.
S. Altayh Azerbaycan Türkçesi'nin deyimlerini alfabetik sıra ile sıralamış ve ömek
vermeksizin onların anlamını (semantik) açıklamıştır.
Bizce sözlükte, deyimlerin ve kelimelerin örneklerle verihnesi zaruridir. Lakin
örnek verilmesi mecburi değilse verilmeyebilir de. Dünya leksikoloji deneyiminde her iki
yol da mevcuttur ve onlan karşılaştırmaya ihtiyaç duyulmamaktadır.
S. Altayh, Azerbaycan Türkçesi deyimlerinin her türünü yazıya almakla aikış,
kargış, tekerleme, ibare olmakla haik edebiyatında obje olan kahplaşmış (ye kısmen
kahplaşmış) kelime gruplanm kayda geçirerek anlamlannı vermiştir. Deyimlerin verilen
anlamlarını yüzde yüz kabullenmek imkansızdır; fakat bu açıklamaların genel kısmı
yeterli sayılabilir. Basit ve anlaşılır bir dil ile verilen anläm değerlendinrıeleri dakikliği ,
özlülüğü ile de seçilmektedir.
Deyim kümelerinin tespiti yeterlidir. Araştırmacı yazann etik bakımdan kusurlu
bilinen ve özellikle geniş bir dairede kullanılmayan deyim örneklerini de toplaması ve
söziüğe dahil etmesi medeni cesaret olmakla birlikte bilim cesareti ve tabuları bilim
bakimından yıkmak deneyimidir.
İnanıyoruz ki, etnografya ve etnoloji, psikoloji ve tarih uzmanları için de bu
deyimler yeni araştırmalara ışık tutacaktır.
Deyimlerin toplanması, seçilmesi kadar da onlann verilme sistemi ve anlambilgisi
de yeterli kadar zor bir problemdir. Bizce Seyfettin Altaylı bu problemi genelde
halledebilmiştir. Farkh yorurrflar da olabilir. Deyimlerle ilgili tartışmaların olması da
muhakkaktır.
Önemli olan ise araşurmacı yazar Seyfettin Altaylı şimdiye kadar yapılmamış veya
bu kapşamda rastlanmamış zor bir işi başarmış ve bu eseri ile yalnız Azerbaycanşinashğı
değil tüm Türkolojik sahayı zengihleştirmiştir.
Biz, araştrrmacı yazan kalben tebrik ediyor, yapılmış bu çok mühim işiu devamını
bekliyoruz.
Ankara
11
MARAQLIBtRƏSƏR
Əli Şamil
12
tlk baxışda bu sahədə sürətlj bir irəlləyiş nəzəro çarpır. Yaxmdan tanış olduqda iso
böyük boşluqlarm, öyrənilməmiş sahələrin və problemlərin mövcudluğu üzə çıxır.
Fonetika, morfologiya, leksika, xüsusən leksikologiya sahəsində mühüm işlər görən Ərəb
dilçiliyi (VII-XII yüzillər) çoxcildli lüğətlər tərtib edərək, "qıhnc" sözünün , "şir"
sözünün , "dəvə" sözünün isə sinonimini müəyyənləşdirmişdir'. Bunu da
dillərinm zənginliyi kimi təqdim edir və onunla qürur duyurlar.
Çox əəssüf ki, bizlərdə belə sanbalh iş görülmədiyi bir yana, görmək istəyənlərə də
az qala həqarətlə baxırlar. Bugün dilimizdə işlədilən "yaxşı" və "iyi" vəya "dayanacaq",
"duraq" vs. sözləri eyni dilin sinonimi kimi deyil, ayrı-ayn dillərin sözləri kimi təqdim
etməyə çahşanlar daha çoxdur.
Belə bir şəraitdə peşəsi qəzetçilik olan, fıloloji və tarix təhsili alan, uzun illər
"Türkiyə'nin Səsi Radiosu"nun Azərbaycan Türkcəsi yayınlannın rəhbəri işləyən
Səyfəddin Altayh, Füzuli demişkən "yaxşı adını yaman edib", çətin işi asana çevirmək
üçün meydana atılıb. Dilçi araşdırıcılann görməli olduğu işi görməyə başlayıb. 8 il
aramsız işləyərək iki cilddə Azərbaycan Türkcəsində işlədilən söz və sözbirləşmələrini
əhatə edən "Azərbaycan Türkcəsi Sözlüğü"nü tamamlayaraq M i l l i Əğitim Bakanhğı'na
təqdim edib və əsəri 20 tirajla çap etdirib. Çox qısa bir müddətdə satılıb qurtaran
kitabın üzərində yenidən işə girişən yazar, çoxcildlik Azərbaycan Türkcəsi
Ensiklopediyası'nı çapa hazırlayır. Belə nəhəng bir iş üzərində çähşa-çahşa Azərbaycan
Türkcəsində işlədilən deyimlərin sözlüyünü hazirlayıb oxuçuların mühakiməsinə verməyi
qərara alıb. Bu iş, dilçiliyimiz sahəsində atılan ilk addım deyil. Tanınmış dilçi, alim,
Azərbaycan'da son 50 ildə ?ap ölunan lüğətlərin müəlliflərindən olan Prof. Ə. Ə Orucov
Bakı'da ildə "Azərbaycanca Rusça Frazeologiya Lüğəti"ni çap etdirib. Cəmi
sözü əhatə edən lüğətə yazdığı ön sözdə deyilir:
"Belə bir lüğətin yaranması fıkri hələ illərdə doğmuşdu. Lakin o zaman bunu
həyata keçirmək üçün heç bir maddi və metodoloji baza yox idi. Maddi bäza dedikdə, ilk
əvvəl lüğətin "skletini" təşkil edən kartoteka riəzərdə tutulur k i , bunsuz ciddi mənada
ümumiyyətlə heçbir lüğət yaradılabilməz. Bu kartotekam yaratmaq üçün birinci növbədə
dildə işlənən frazeoloji materialın özünü tapmaq və sistemə salmaq lazım idi. Müəllif belə
2
bir şəraitdə işə başlamalı olmuşdu" .
1
Seyidov, Y, Azərbayçan dilinin şöz birləşmələjri.
2
,Qmçpv, Ə.Ə, Azərbaycanca Ruşca Frazeologiya Lüğəti, Əlnı nəşriyyatı, s. 5, Bakı,
13
Onu da xatırladaq ki, şərait olmadığmdan şikayətlərtən Prof. Ə. Ə. Orucov uzun
ınüddət Azərbaycan Elmlər Akademiyası Nəsimi Adma Dilçilik İrıstitutu'nun lüğətçilik
şöbəsinin müdiri və başqa rəhbər vəzifələrdə çahşmışdı. Yəni, yardımçıları sırasmda dilçi
alimlər, labarantlar, aspirantlar, tələbələr olmuşdu. Böyük bir elmi heyətin köməyindən
yararlanan Prof. Ə. Ə. Onıcov yazır: "Yazılı mənbələrdən, bədii ədəbiyyatdan,
lüğətlərdən, publisistik, xüsusən yumoristik yazılardan vs. frazeoloji ifadələri seçib
götürmək asan olduğu halda canlı dildə işlənən ifadələri ( əlbəttə müəllifm özünün
bildikləri istisna olmaqla) toplamaq olduqca çətindir. Odur ki, bunlan toplanıaq üçün
başqa bir yol da qahrdı ki, o da harada olur-olsun (ınəclisdə, nəqliyyatda, radio və
televiziya verilişlərində vs.) söhbət zamanı eşitdiyimiz ifadələri dərhal cib dəftərçəsinə
qeyd etməkdən ibarət idi. Demək lazımdır ki, lüğətə daxil olmuş canlı dil materiallannın
(frazeologizmlərin) mühüm bir hissəsi məhz bu yolla toplanmışdır. Bu isə qeyri-
3
müntəzəm, epizodik xarakter daşıdığı üçün təbii ki, uzun illər tələb etmişdir" .
Termin kimi frazeoloji ifadə, frazeoloji vahid, idiomatik ifadə, qanadlı sözlər kimi
işlədilən bölgünün altında nələrin verilməsinin sərhəddini Azərbaycan dilçiləri dəqiq
3
Oıucov, Ə. Ə. agə, s.6
14
müəyyənləşdirməmişdir. Azərbaycan dilçiliyində bu məsələyə həsr olunmuş əsəıiərdə
frazeoloji material, "frazeoloji birləşmələr", "frazeoloji ifadələr", "frazeoloji vahidlər",
"sabit söz biıiəşmələri" adı altında işlədilmişdir. Frazeoloji vahidlər üçün sabitlik əsas
xüsusiyyət hesab edildiyindən buraya atalar sözləri və zərbməsəllərin hamısı (S.
Cəfərəov, Ə. Ə. Orucov, K. Əliyəv, A. Qurbanov), tək-tək sözlərin məcazi rəmzi
nıənalan: dayı, tülkü (Əzəl. Dəmirçizadə), məcazi mənada işlənən obrazlı təsviri
tərkiblər: daş qəlbli, nazik xatirə, qaranhq xəyal (R. Məhərrəmova), mürəkkəb sözlər (S.
Cəfərov, Ə. Dəmirçizadə), qoşa sözlər: səs-küy, gözəl-göyçək, əyri-üyrii (M.
Məmmədov, müxtəlif tipli sabit birləşmələr: vəcdə gəlmək, ümidini kəsmək, nəzərdə
5
tutmaq, alnı açıq (H.-Bäyramov) daxil etmişdir" .
S. Altaylı dilçilik elmimizin son araşdırmalarmdan istifadə edərək pərakəndəliyə
son qoymuşdur.
Dilimizi zənginləşdirən və şirinləşdirən ideomatik ifadələrimizə bizimlə qonşu
olan, ünsiyyət yaradan xalqlann əksəriyyəti həsəd aparmış, öz dillərini zənginləşdirmək
üçün ya hərfi tərcümə vəya mənasını tərcümə etməklə öz dillərində belə ideomatik
ifadələr yatadıqlarına dair yüzlərlə nümunə göstərmək olar. Frazeoloji vahidlərin əsas
hissəsi canlı danışıqda meydana çıxır və daha çox burada işlədilir. Xalq danışıq dili,
frazeologizmlərin yaranma mənbəyi və yaşama şəraitidir. Buna görə də danışanm
söylədiyi ifadə. söz birləşməsi, onıı söyləyənin intonasiyasına, mimikasına uyğun olaraq
müxtəlif mənalarda işlədilir. Bu çoxçalarhlıq və çox mənahhq dıii zənginləşdirir.
Azərbaycanlı araşdırıcılardan Mirəli Seyidov, Süleyman Əlyarlı, Musa Adilov,
Kamil Vəli Nərimanoğlu, Kamal Abdulla, İsmayil Vəli, Məmmədəli Qıpçaq və başqalan
deyimlərlə ilgili araşdırmalar aparnüş, tariximizə aydınhq gətirmək üçün deyimlərdən
qaynaq kimi istifadə etmişdir. Adlarım qeyd etdiyimiz müəlliflərdən ikisinin Musa
Adilov (Niyə Belə Deyirik?) və Məmmədəli Qıpçaq (Söz Aləminə Səyahət) deyimlərə
həsr etdikləri kitablan nəşr edilmişdir.
Son zamanlar deyimlərin mifoloji yöndən araşdırmaqla tariximizin qaranhq
səhifələrinə işıq salmaq meyli də artmışdır. Bu yöndən Göy Başınıa Uçdu, Başından
Tüstü Çıxnıaq deyimlərini incələyən Seyfəddin Altaylı'nm və İki Qoçtııı Başı Bir
Qazanda Qaynamaz, Birbirini yeyirbr, Ağ Günə Çıxasan, Günün Ağ Olsıın
4
Vahabzadə, Bəxtiyar, Dərin Qatlara İşıq (Musa Adilovun "Qanadh Sözlər" kitabma ön söz),
yazıçı nəşriyyatı, s. 5, Bakı,
15
deyimlərini ineələyəıı Güllü Yöloğlu'nun araşdırmaları ölduqca diqqəti çəkəridir. Hər iki
araşdıncı fakt və mülahizələrlə Türklərin İslam'ı qəbul etməmişdən öncəki düriya
görüşlərinə nəzər sahr və deyirrilərin şamanist, Göy Tanrıçı inamh Türklər tərəfmdən
yaradıldığı qənaətinə gəlirlər.
Frazeologiya ilə məşğul olan araşdıncılar az bir material əsasmda fikir və
mülahizələrini yürüdürdiilər. İndi onlänn əlinin altında zəngin bir qaynaq var. Bu qaynaq,
dil tarixçilərimizə, dialektoloqlanmıza, fəlsəfə tärixçilərimizə, dinlər tarixi ilə məşğul
olanlara və eləcə də qonşu ölduğumuz xalqlarla əlaqələrimizi öyrənənlərə zəngin qaynaq
mənbəidir.
Qarşıda isə yazıçım daha çətin bir sınaq gözləyir. İran İslam Cümhuriyyətində
yaşayan Türklərin işlətdikləri frazeoloji birləşrftələrin tamamını toplamaqla kitabın daha
da təl<mil nəşrinə nail olmaq!.
5
Müasir Azarbaycan D,öi, Elm nəşriyyatj, Bakı, ş. 2;, Bakı,
m -
abtöknıok ağlamak, göz yaşı dökmek. abırdan düşmək rezil kepaze olmak, şah-
ab tutmaq 1-üzüm suyu çıkarmak. 2- siyetini, kişiliğini, saygısmı kaybetmek,
ağlamak, gözyaşı dökmek. liyakatini yitirmek.
abad ediimok mamur edilmek, yaşanabilir abırdan salmaq rezil etmek, yüzüne karşı
häle getirilmek, imar edilmek. kötü, ağır laflar söylemek.
abad etmək (eləmək) mamur häle getir- abirı getmək bäk. abırdan düşmək.
rnek, imar etmek. abırtni ətəyiıw bükmək ağzınm payını
abad olar bülbülüyəm, xarab olar vermek, rezil etmek. gereken cevabı ver-
bayquşu kaygısız, ilgisiz, neme läzımcı mek.
kimseler içm kullanılır. abırını tökmək rezil kepaze etmek, haysi-
abad öimaq 1-mamur häle gelnıek. 2-insan yetini ayaklar altma almak.
yaşar durumda olmak. abırlı olnıaq terbiyeli olmak, şereili ol-
abdai eşşəyin harda qalıb halimi, halini mak, düzgün hareket etmek, ciddı olmak,
soran yok. medeni davranışlar sergilemek.
abı donu parıklayıp bağırsaqları abırsız lıəyasız rezil, kepaze; ahläksız,
quruldanıaq dışı kalaylı, içi alayh olmak; terbiyesiz.
üstü başı iyi olsa da ashnda çulsuz kimseler abırsızlıq etmək yüzsüzlük etmek.
için kuliamhr. abi niysaıı kimi nisan yağmuru gibi. sel
abır etmək haya etmek, utanmak. gibi, çok güçlü.
abır həya etmək (ebmək) 1-haya etmek, abi zəmzəm 1-mekke'de loıtsal kabul edi-
utanmak, çekinmek. 2-bir işi yapmayı hay- len kuyunun adı. 2-klasik şiirde şarap.
siyetine, şerefine uygün görmemek, onu abidə qoymaq anısma anıt dikmek, hatıra-
yapmamak. sına anıt yapmak, heykel dikmek.
abır həya gözləmək nezaket kurallarma abqora tökmək bak. ab tökmək.
uymak. abqora tutmaq bak. ab tutmaq 1. anlam.
abır həyadan salmaq rezil etmek, kepaze abra düşmək derlenip toparlanmak, dü-
etmek. zenlenmek. belirli bir düzene kavuşmak.
abır lıəyanı tapdalamaq utanma duygu- abra minmək belirli seviyede eğitim al-
sunu yitirmek, ayaklar altına älmak. mak, kültürlü olmak, belırli bir seviyeye
abır həyası qalmamaq ar damarı çatla- gelmek.
mak, yüzsüzleşmek. abra qısılmaq haya etmek, onurunu koıoı-
abır qoymamaq 1-tahkır etmek, rezil et- mak için susmak.
mek, ağır sözler söylemek. 2-barap etmek, abra salmaq derleyip toparlamak, ahenk-
berbat etmek. ^ leştirmek, arzulanan şekle sokmak.
abır vcrmək rezil etmek, kepaze etmek, abrı getmək (tökülmək) rezil olmak, baş-
yaptığı kötü davranışı tenkit etmek, utan- kalan karşısmda gülünç duruma düşmek,
dırmak. etraftakilerin kendine olan saygısını kay-
abıra düşmək 1-derlenip toparlanmak, betmek.
insani özelliklerini yeniden kazanmak. 2- abnua dəyənmir gururuna dokunmuyor,
normal lıale gelmek. hicap duymuyor.
abıra mindirmək (salmaq) deıieyip to- abrma sataşnıaq 1-rezil etmek. aşağıla-
paıiamak, göze hoş gelecek häle getirmek. mak, hakaret etmek. 2-sarkıntıhk etmek,
abıra minmək deıienip toplanmak, belirli tecavüze yeltenmek.
bir görünüm kazanmäk, göze hoş gelecek abruulan keçmək kendi nüfuzuna, adma
seviyeye ulaşmak. läyık ölmayan bir hareket yapmak duru-
abıra qısılmaq hayä etmek, çekinmek, munda olmak.
utanmak. abrını alınaq (aparmaq, götürmək,
vermək) ağır laflar söylemek, tahldr et-
mek, rezil etmek.
17
abrını atmaq vurdumduymaz tavırlar ta- ac qurd aç kurt, aç gözlü, doymak bilme-
kınmak, hiçbir şeyden utanmamak, haya- yen, pisboğaz.
sızlık etmek. ac saxlamaq 1-aç bırakmak, yemek ver-
abrını əlinə vermək haddini bildirmek, memek. 2-emrinde veya yanmda yaşayaıı
ağzının ölçüsünü vermek. birine gereken ihtimamı göstermemek, iyi
abrını (abrısmı) ətəyinə (göy əskiyə) bakmamak.
bükmək rezil etmek, kırıcı sözler söyle- ac torpaq susuz toprak, susamış toprak.
mek, azarlamak, laf söylemek. ac yalavac qaimaq 1-her şeyden mahrun;
abrını gözləmək 1-edepli davranmak. 2- olmak, aç açık kalmak. 2-hiçbir şey yeme-
saygılı olmak, davranışma dikkat etmek, mek.
seviyesiz davranışlardan kaçmmak. ac yalavac qoymaq aç açık bırakmak, her
abrmı tökmək rezil etmek. şeyden mahrum etmek.
abrısı getmək rezil olmak. acan pastar görüb açık çay için kullanıhr,
abrısuu abb əlinə vermək birini rezil ke- "çay, pastarı gördüğünden dolayı rengi
paze etmek. kaçmış" anlammda.
abrısuu ələyib əlinə vermək onur kırıcı acı acı ağlamaq yamklı yanıkh ağlamak.
sözler demek. hısanın icini sızlatarak ağlamak.
abrısını satın almaq arka çıkmak, himaye acı adam sevimsiz, suratsız; asık surath.
etmek, rezil olmasma izin vermemek. acı bağırsaq 1-sevimsiz, sevilnıeyen, hoş-
ae aparıb susuz gətirən zeki insanlar için lanılmayan kimse. 2-ince bağırsak.
kullanıhr. acı bağırsaq kimi uzanmaq uzanıp git-
ac apanb susuz gətirmək kandırmak, mek, birbiri ardınca sürekli geçmek, yürü-
aldatmak. mek, gelmek, bitmektükenmekbilmemek.
ac bəy, quru bəy 1-iflas etmiş, vannı yo- acı çəkmək acı duymak, acı çekmek, keder
ğunıı kaybetmiş bey veya zengin kimse. 2- duymak.
yoksul olup ancaq yüksekten atan kimseler acı danışmaq iğneleyicı sözler söylemek,
için söylenen bir ifade. kötü konuşmak.
ac buraxmaq aç bırakmak, karnım doyur- acı göz yaşları tökınək dert, keder ve ısü-
masına engel olmak veya yiyecek verme- rabın etkisiyle göz yaşlan akıtrnak.
mek. acı gülüş 1-zoraki tebessüm. 2-alaylı, kü-
ac doydurmaq açları doyurmak, yoksula çümseyici gülüş.
yardım etmek, fakirlere yardım etmek, acı gün görmok mutsuz olmak, bedbaht
sadaka vermek. olmak.
ac qalmaq aç kalmak, karnını doyurama- acı həb kimi udmaq onur kıncı, aşağılayı-
mak, yemek bulup yiyememek. cı bir laf, hareket karşısında sessiz durmak.
ac qarın 1-yoksul, fakir. 2-aç karma, boş sineye çekmek. "
mide. acı qələmə kimi göyə çəkilmək uzanıp
ac qarıua soyuq su gerekli olam değil de gitmek, boyu uzun ve biçimsiz. endamsız
gereksiz işleri yapan insanlar için söylenir. olmak.
ac qoymaq 1-aç bırakmak. 2-gelir yolunu acı söz danışmaq kötü sözler söylemek.
kesmek. elindeki mal mülkünden mahrum onuruna dokunmak, gönlünü incitmek,
ederek muhtaç dııruma düşürmek. kırmak.
ac quJağım, dinc qulağım özellikle siyasi acı yel kötü durum, bir yerde kanun düzen
bir düşünce taşımayan, kimselerle tartış- olmadığmı, güçlünün zayıfı ezdiğini bildi-
malara bile girmeyen kimselerin kullandığı rir.
bir söz. "Kendi köşemde kavgasız gürültü- acığ eləmək 1-küsmek, kırılmak. 2-es.
süz bir hayat sürmem iyidir, onu tercih kadın, eşinden küserek baba evine gitmek.
ederim" anlamında. acığ düşmək (minmək) inat etmek, terslik
etmek, isteğinde direnmek.
18
acığa dolmaq sinirlenmek, hiddetlenmek. kızdırmak, sinirlendirmek. 2-nispet yap-
acığa saimaq 1-inat atma bindirmek, kendi mak, imrendirmek, kıskandırmak.
tavır veya sözüyle birisinin inat etmesine acıhq dadmaq mutsuzlukla karşılaşmak,
sebep olmak, inatlaştınnak, kızdırmak. 2-im- kötü günler geçimniş olmak.
rendirmek, kıskandırmak. acıudan köpük qusmaq son derece fakir
acığı (acığma) goimək sinirine dokunmak, olmak, hiçbir şeyi olmamak.
yapılan bir harekete kızmak, sinirlenmek, acından köpük qusur! açlıktan nefesi
kabul edememek, içine sindirememek, kokuyor, hava atmasma bakma çulsuzun
hoşlanmamak, canmı sıkmak. biridir!
acığı soyumaq (yatmaq) siniri yatışmak, acından qırılmaq açlıktan ölmek.
sinirleri gevşemek, kızgmhğı kaybolmak, acından öldürmək açlıktan öldürmek.
säkinleşmek. acından ölmək 1-son derece yoksul olmak,
acığı tutmaq sinirine dokunmak, hiddet- açlık çelanek, açlık çekerek ölmek. 2-
lenmek, kızmak. açlıktan ölmek, son derece açlık hissetmek,
acığm tutur gct soyuq su iç! tartışmak yemek ihtiyacı duymak.
için ortam yaratan, ortaya tatsızhk atan acından ürəyi getmək çok acıkmak, aç-
kimseye "seninle muhatap olmam, sana lıktan ölmek.
cevap verip tartışmam" anlamında söylenir. acından yuxuda ıın siifrəsi görmək mad-
acığına eləmək (etmək) inadına yapmak. di yönden sıkıntı içinde olmak, zor şartiar
acığından ağlamaq siniıieri boşanmak, altmda yaşamak.
sinirinden ağlamak. acısmı almaq (çıxartmaq) 1-acısım çık-
acığından çatlamaq sinirleri ayakta ol- mak, intikammı, öcünii almak, ödeşmek. 2-
mak, çok sinirlenmek. acısını azaltmak, ıstırabmı dindirmek.
acığından dişi dişini kəsmək burnundan acısmı çəkınək beläsmı çekmek, yanlış bir
solumak, çok sinhienmek. hareketin cezasını çekmek, karşıhğını al-
acığmdan partlamaq hiddetinden köpür- mak.
mek, küplere binmek, sinirden patlamak. äciz etmok äciz kılmak, başaramaz häle
acığıuı almaq 1-intikamım, öcünü almak, getirmek.
acısım çıkarmak. 2-rövanşı almak. äciz qalmaq güçsüz olmak, gücü bir şeye
acığını basmaq (boğmaq, yemək) sinirle- yetmemek.
rine häkim olmak, hiddetini bastırniak, äciz olmaq äciz olmak, bir şeyi yapmak
kendine häkim olmak. veya başarmak için gayret etmesine rağ-
acığını çıxarmaq (çıxmaq) açısmı çıkar- men başaramamak.
mak, intikamını almak. ^ äcizin qəninıi güçlüye bir şey demeyen,
acığmı soyutmaq siniıierini yatıştırmak, ancak zavalh kimseleri ezenler için kulla-
sakinleştirmek. mlan bir ifade, gaddar, zälim.
acığını (üstünə) tökmək hiddetini (üze- äcizlik etmək (göstərmək) äcizlik göster-
rine) boşaltmak, şiddetli azarlamak. mek, korkak davranmak, korkmak, cesaret
aeığını tutdıırmaq sinirlerini bozmak, etmemek, cesaret göstermemek.
kızdırmak, siniıiendirmek. aclıq çəkmok 1-açlik duymak, açhk his-
acıq aimaq (çıxartmaq, çıxmaq) acısını setmek. 2-açlık çelcmek, fakir olmak, ge-
çıkarmak, intıkam almak, öç almak. çimi iyi olmamak.
acıq çəkdirmək aç bırakmak. aelıq diişmək kıthk olmak.
acığ çəkmək içi içını yemek, hiddetlen- aclıq e'Ian etıııək ölüm oructı tutmak.
mek, kızmak, sinirlenmek. aclıq görmək fakirlikle karşılaşmak.
acığ eləmək lcüsüp gitmek; (gelin) küsüp aclıqdan çıxmaq 1-kıtlıktan çıkmak, yete-
baba evine gitmek. rince yiyecek bulabilmek. 2-açhğını gi-
acığ vermək 1-siniıierini bozmak, birini dermek.
bir hareket yaparak veya laf söyleyerek
aciıqdan qaraimaq açlıktan ölıııek, çok aç açıq gözlə baxmaq (getmək) 1-bir gäyc\;
olmak. änlayarak, idrak ederek. şuurlu biçimde
aciıqdan qurtarmaq 1-kıt-iıktan kurtul- yapmak. 2-dikkatie bakmak, uyanık olmak.
mak. 2-doymak, yemek iht-iyacım gider- açıq gözlə etmək (eləmək) bilerek anlaya-
mek. rakyapmak, şuurlu şekilde yapmak.
aç qapını, ört qapını faydasız işlerle uğra- açıq havada açık havada, bına, kapah yer
şan. vaktini heder edenler için söylenır. dışmda, dışanda.
açar salmaq 1-hırsızlık yapmäk, hırsızlık açıq qalmaq boş kalmalc, kimse tarafmdan
etmek, başkalannın kilitli kapısmı açmak. sahiplenmemek.
2-ağzım aramak, birisinin sırnnı öğrenmek, açıq qapı 1-herkesm girebildiği yer. 2-
içindekini bilmek gäyesiyle onu denemek, konukseverhk, misafırperver! ik.
yoklamak. açıq qapı buraxmaq açık kapı bırakmäk.
açarmı itirmək 1-kendini kaybetmek, ne kapıyı temelli kapalmamak. kesip atma-
yapacağmı bilememek. 2-çıkış yolıınu kay- mak.
betmek, çılcış yolu bulamamak. açıq qapı günü kabul günü, beliıii bir ida-
açarını tapmaq anähtarım bulmak, çaresi- rede halkın şikäyetlenni ve taleplerini ida-
ni bulmak. recilere bildirdiği gün.
açaram sandığı, tökorom pambığı açıp açıq qapı üzünə həsrot qalmaq kendi
her şeyi söylerim, her şeyi ifşa ederim. hatası yüzünden herkes lcendine sırtını
açdı gül ağzmı! akılsızcasına ve ağzına ne dönmek.
gcidiyse konuşan kimseleri tenkit için açıq qapmı itələmok anlamsız iş j'apmak.
söylemr. açıq qapını qırmaq bak. açıq qıfıla açar
açıb ağartmaq 1-silip süpürüp temizle- salmaq
mek, üzerindeki pasmı vs. çıkärmak, par- açıq qıfıla açar salmaq anlamsız iş yap-
latmak. 2-açıp dökmek, bir sırrı ortaya mak, manasız şeylerle meşgul olmalc.
çıkarmak, gizli olan bir şeyi söylemelc. ifşa açıq qoymaq açik bırakmak, kapamamak.
etmek, rezil etmek! açıq olmaq açık olmak, samimi olmak,
açıb ağartmaq olmamaq herhangi bir düşüncesini saklamamak.
şeyden dolayı bir durumu söyleyememek, açıqlığa çıxmaq sıkıntıdan kurtulmalc,
açamamak. rahata ermek, eziyetten kurtulmak, güzel
açıb göstərmək açıp göstermek, bir şeyi günlere erişmek.
açarak göstermek, delil gibi sunmak. açılıp saçılmaq açıhp saçılmak, delcolte
açıb ortaiığa tökınək ifşa etmek. giyinmek.
açıb tökmok açıp dökmek, her şeyi söyle- açmamış qapı qoymamaq bak.
mek, bütün yönlerini ortaya çıkarmak. döymədiyi qapı qalmamaq.
açıb vərəzon etmək bir sırn bütün herkese açmaza düşmok açmaza düşmek, çıkılmaz
açıp söylemelc, herkese yaymak. bir duruma düşmekj zor durumda kalmak.
açığa çıxmaq ortaya çıkmak, meydana açsa ovcundadır, yumsa yumruğunda
çıkmak. birinin emrinden çıkmayan, birine täbi olan
açıq danışmaq açık konuşmak, gerçeği kimseler için söylenir.
herhangi bir etki altmda kalmadan konuş- ad almaq ad almak. 1-isim yapmak, nam
mak. almak, şöhret kazanmak. 2-unvan kazan-
açıq deınok açıkça söylemek, yüzüne karşı mak, rütbe almak.
hiçbir şeyi saklamadan veya anlaşılmamış ad batırınaq ad batırmak, nüfüzunu yitir-
yönünü bırakmadan anlatmak. mek. itibarını kaybetıriek.
açıq gözdon kirpik qoparmaq gözden ad çəkmoki-kura çekmek. 2-admı anmak.
sürmeyi çalmak, son derece kurnaz olmak. söhbet esnasmda birinin admı dile getir-
melc.
20
ad çıxartb dəyirmaıtda oturnıaq büyük adam ayağıııa yazmamaq adam hesabına
ün kazanmasına rağmen yaptığı iş ünüyle almamak, değer vermemek, insan yerine
uyuşmamak. komamak.
ad çıxarnıaq 1-kötü ün yapmak. 2-ün adam ayağına yaznıaq adam yenne koy-
yapmak, şöhret kazanmak, isim yapmak. mak, değer vermek.
ad eləmək (etmək) 1-şöhret, şan kazan- adam basmaq araba vs. ile biıısini ezmek.
mak. 2-nişanlanmak, nişanlamak. adam başına adam başma, fert başına,
ad qazandırmaq isim yaptırmak, nütüz şahıs başma, her kışiye, her birine.
kazandırmak. adam bəyəıınıənıok adam beğenmemek,
ad qazanmaq ün yapmak, şöhret, nam kımseye değer vermemek, herkesi değersiz
kazanmak. kabul etmek.
ad qoşnıaq 1-läkap takmak. 2-birısi hak- adam cərgəsinə daxii oimaq (qarışmaq)
kında kötü tasavvur yaratmak. adam ıçıne karışmak, adam sırasına gir-
ad qoynıaq 1-şöhret kazanmak, yaptığı mek, değer verilmek, şahsıyetli insanlar
güzel işlerle adını ebedileştirmek. 2-iftira içınde sayılmaya başlamak. topluma ka-
atmak, lekelemek, rezil etmek. 3-ad koy- rışmak.
mak, yeni doğan çocuğa isim vermek. 4- adam cərgəsinə qoymanıaq adam yerine
lakap takmak. koymamak.
ad qoyııb getmək iyi bir isira bırakmak, ün adam dəryasına düşmək insan seline ka-
yapmak. pılmak, büyük bir kalabalık içinde kalmak,
ad olmaq 1-başkasına mal edilmek; başka- ızdihamla karşılaşmak.
sına aıt edilmek. 2-adaklanmak. nişan ta- adanı deyil cüdan adam değil cüdam,
kılmak. kaba saba, insanlık yönü olmayan kimse.
ad san çıxarmaq (qazanmaq) ün yapmak, adam deyir elə çiy çiy yeyim görünüşü
meşhur olmak. isim yapmak. çok güzel olan şey, insanı cezbeden güzel
ad tutmaq bak. ad çəkmək. yiyecek.
ad vermək 1-haber vermek, ihbar etmek. adam eləmək adam etmek, terbiye etmek,
2-değerlendirmek, kıymetlendirmek. 3- yetiştirmek.
riitbe, makam vermek. 4-ad koymak, isim adam eləyib ortaya çıxarmaq bak. adaın
vermek. eləmək.
ad yapışdırmaq bak. yarlıq yapışdırmaq. adam evladı adam evladı, insan evladı, iyi
adaq çeçək eləmək henüz yürümeye baş- aile çocuğu, iyi yetişmiş kimse.
lamak, ilk adım atmaya başlamak. adam görmək adam gönnek, bir işi yap-
adaq çiçə açmaq bak. adaq çeçək eləmək. mak için önceden birini ayarlamak, vasıtacı
adaq durmaq (çocuk) ayakta durmayı bulmak.
bilmek. ädam hesab eləmək adam hesabına koy-
adaq eiəmək adaklamak, nişan takmak. mak, saygı göstermek, değer vermek.
adaq yerimək yeni yeni yürümeye başla- adam içinə çıxmaq adam içine çıkmak. 1 -
mak, adım atmak. adam sırasma girmçk, toplum içine çık-
Ädam atadan Nuh babadan bir geleneği, mak. 2-toplumun iyi şahsiyetleriyle ilişkide
adetin veya şeyin çok- eskilerden kaldığını olmak.
bildirir. adam kimi adam gibi. 1-dikkatli ve edepli
adam arasına çıxarmaq topluma içine bir şekilde, doğru bir şekilde, kendi yoluy-
çıkarmak, değer vermek. la. 2-hakkıyla, bir şeyi haklcederek.
adam arasma (sırasma) çıxmaq 1- adam kimi söz demək adam gibi laf ko-r.
çoeukluktan veya ilk gençlikten kurtulup nuşmak, insana yakışır laflar etmek.
büyümek. 2-toplum arasma çıkmak, top- adam qabağına çıxartmali deyil iyi değifc
lumda kendine yer edinmek. görünüşü, tadı vs. kötüdür.
adam qıthğmda adäm yokluğunda, işe adam yerində tutmamaq bak. adam ye-
yarayan kimselerin bulunmadığı zamanda. rinə qoymamaq.
adam qoşmaq adam vermek, adam koş- adam yerinə qoymaq adam yerine koy-
mak, yardım gäyesiyle birinin yarma birini mak, adamdan saymak, varlığmı kabul
vermek, birlikte yollamak. etmek, değer vermelc, saygı göstermek,
adam ol! adam ol!, adam gibi davran! önemsemek, insan muamelesi yapmak.
adam olacaq uşaq poxundan məşhurdur adam yoxluğunda adam sayılmaq (hcsab
k. adam olacak çocuk funduszeue.infon belli olur. edilmək) adam yokluğunda adam sayıl-
adam olan iki kərə təiəyə düşməz (al- mak, değerli kimselerin bulunmadığı yer ve
danmaz) adam olan iki kere aldanmaz, aklı zamanda mecburiyet karşısında değer ve-
başında olan insan bir kere hata yapar, bir rilmek, kendinden faydalamlmak.
kere tuzağa düşer. adama bir qədəh vurmaq birer kadeh içki
adam olmaq 1-adam olmak, akılh ve ter- içmek.
biyeli olmak, ağırbaşlı olmak. 2-kendine adama dönmək adama dönmek, temizle-
çekidüzen vermek, bir iş sahibi olmak. nip yeni elbiseler, güzel şeyler giyinmek,
adam olmayan yerdə adamdır 1-adam alımlı, cazibeli duruma gelmek.
kıthğmda adamdır, koyunun olmadığı yer- adama qa>vışmayan yoz lcimse, toplum-
de keçiye abdurrahman çelebi derler. 2- dan, insandan kaçan.
henüz ergenleşmemiş erkek çocuk. adama oxşamaz 1-adama benzemez, çok
adam öləcək doğru davranış sergilenmesi çirkin, suratsız kimse. 2-insana yakışır
gerektiğini bildiren bir ifade. davramşlar sergilemeyen, çok lcötü, edepsiz
adam ötürəndir kimseye dolcunmayan ve lcimse.
akh başında olmayan köpekler için kulla- adama sözü bir yol diyərlər insan olan
nıhr. laftan anlar, nasihat dinler.
adam olub ortaya çıxmaq toplum içinde adama yovuşmaz insanlardan kaçan, lcim-
kendine yer edinmek. seyle pek ilişkiye girmeyen, kendi dünya-
adam sağınaq adam sağnıak, birinden smda yaşayan kimse.
kurnazhkla menfaat sağlamak. adama yovumaz balc. adama yovuşmaz.
adam salmaq 1-vasıtacı yollamalc. 2-bir adamdan ağız istəyir kesmeyen makas,
kimseyi aramak için birini yollamak. bıçak vs.
adam sanmaq bir kimseye değer vermek, adämdan saymaq ädamdan saymak, değer
önemsemek. vermek.
adam saymamaq adam saymamak, hür- adamı bir pulluq eləyib araya qoymaq
met etmemek, saygı göstermemek, takma- beş parähk etmek, rezil edip ortada bırak-
malc. mak.
adam sərrafi olmaq adaın sarrafı olmak, adamuı adı çıxana kimin canı çıxsın a-
insanlan iyi tamyabilmek, karakterlerini damm adı çılcacağına canı çıksm, adı kötü-
çabuk çözebilmek, insan sarrafı olmäk. ye çılcmış bir insanm sonraki bütün davra-
adam sırasına daxil olmaq (girmək, nışları hep o gözle değerlendirilir.
keçmək) bak. adam cərgəsinə qanşmaq. adamın ağh gedir hayranhlc ifadesi.
adam sifətinə düşmək adama dönmek, adamın ağzı açıq qalmaq hayret ve şaş-
normal insan suretine bürünmek, kötü veya kınhğı bildiren bir ifade.
pejmurde häli oradan kallcmak. adamın başına düşmək 1-aniden aklına
adam sözündən bəlli olar (bilinər) adam esmelc. 2-bir şeyi ani hatırlayarak münaka-
sözünden belli olur, "bir insanm ağzmı açıp şayı uzatmak.
lconuşması ile yükünde ne olduğu anlaşılır" adamın başına qalmasın oyunu gətirmək
anlammda. başma bin bir türlü iş açmak.
adam üzünə həsrət qalmaq bir yerde adamın əli üzünə yapışır hayret, üzüntü
tılcılıp lcalmak, kimseyle görüşememek. veya utanma duygulänm ifade eder.
22
adamın əlini yandınr insanın elini yakı- addım atmaq mümkün deyil (olmur)
yor, çok pahalıdır. adım atmak mümkün değil, girilmesi
adamın əti tökülür hicap duyulacak, uta- mümkün olmayan.
nılacak bir davranış için kullanıhr. addım atmamaq adım atmamak, hiç git-
adamın gözü qaralır uçsuz bucaksız, sonu memek, hiç uğramamak, ayak basmamak.
görünmeyen veya çok yüksek olan şeyler addım götürmək adım açmak, yürümek,
için söylenir. yürümeğe başlamak.
adamın qanı donur 1-çok ürkütücü, kor- addımı dakla izi qabaqda düzenbaz, hile-
kııtucu, hayrete düşürücü şeyler için söyle- kär, şeytan kimse.
nir. 2-çok soğuk havalar için kullanılır. addımına haram qatmamaq adımlarmı
adamın (insanın) sümüyünü gizüdədir hızlandırmamak, hızlanmamak, süratlen-
bir müzik, ağlama veya olayın vs. insana memek, yavaş yavaş yürümek.
son derece etki etmesi, çok yanıkh olması, addımına haram qatmaq adımlarını sık-
dokunması karşısında söylenir. laştırmak, yürüyüşünü hızlandırmak, sü-
adamına düşmək (rast gəimək) adamına ratlenmek.
rastlamak. 1-işten, hälden anlayan birine addımını atdırmamaq adımını attırma-
rastlamak. 2-laftan anlamaz, aksi biriyle mäk, bir yere gitmesine, gelmesine veya
karşılaşmak. girmesine engel olmak.
adamuıa görə adamına göre. 1-läyık oldu- addımını atmadan adım atmadan, henüz
ğu şekilde, herkesin yeteneğine uygun ola- başlamadan.
rak. 2-insanlar arasında ayrıcalık gözeterek. addımını atmamaq 1-bak. addun
adamını tapmaq adammı bulmak. 1- atmamaq. 2-inat etmek, inatlaşarak hiçbir
kendine benzeyen birini bulmak, onunla şey yapnıamak, inadmı yürütmek.
arkadaşlık yapmak. 2-bir işi yäpabilecek, addımnu geri götürmək adımmı geri al-
bir problemi halledecek kiınseyi bulmak. mak, bir konudaki fikir ve tavrından dön-
adamlıq səndə qalsın adamlık sende kal- mek, ısrarcı olmamak, taviz vermek.
sın, her şeye rağmen sen iyi davran. addımını itirmək şaşırmak, ne yapacağmı
adda budda danışmaq dereden tepeden bilmemek.
konuşmak. addımmı kənara qoymanıaq yanhş adım
addım açmaq adım açmak, git gide hızh atmamak, çizgisinden çıkmamak.
yiirümeye başlamäk, (yürüyüşte) hızlan- addımını yavaşıtmaq adımlarını yavaş-
mak. latmak, yavaşlamak.
addım addım gəzmək adım adjmı gezmek, addımlarını açınaq adımlarmı açmak,
her tarafını gezip dolaşmak. hızlanmak, süratli yüılimeye başlamak.
addım addım izləmək adım adım izlemek, Adəm'dən xatəmə 1-dünyanm yaratılışm-
adım adım takip etmek. dan bugüne kadar, ezelden ebede. 2-hiçbir
addım atdırmamaq adım attırmamak. 1- zaman.
bir yere çıkannamak, bırakmamak. 2- adət görmək ädet görmek, kanaması ol-
yanaştırmamak, engel olmak. mak (kadm).
addım atmağa qoymamaq adımını attır- adət etmək (elənıək) bir şeyi çok tekrar
mamak, hareket etmeğe müsaade etmemek, ederek ona ahşmak, öğrenmek, alışkanhk
imkän vermemek. kazanmak.
addım atmağa taqəti qalmamaq adım adət oimaq ädet olmak, ahşkanlık lıälini
atacak häli kalmamak, takati kalmamak almak.
(yorgunluktan, hastalıktan vs.). adətə dönmək alışkanhk häline gelmek.
addım atmaq adım atmak. 1-düzenli a- adətə sadiq qalmaq ädetlere bağh kalmak,
dımlarla ilerlemek, yürümek. 2-yeni bir işe geleneklere ve göreneklere bağlı kahnak,
başlamak. uymak.
23
adəti olmaq ädeti dlmäk, alışlcanlığı ol- adı dillərdə gəzmək (olmaq, söylənnıək)
mak. bak. adı dillərdə dastan olmaq ;
adəti umıtmaq ädetini unutmak, ahşkanlı- adı dillərə düşmək bak. adı dildən dilə
ğmı unutmak. düşmək.
adətini dəyişdirmək davramşlarmı, ahş- adı eşidilmək adı duyulmak, tanınmak, ün
lcanhğmı, huyunu değiştirmek. yapmak, şöhret kazanmak.
adətini pozmaq alışkanhğmı bozmak. adı (ortalıqdan) götürülmək artık adı
adətini tərk eləmək (tərkitmək) ähşkanh- anılmamak, unütülup gitmek.
ğıridan vazgeçmek. adı xarab olmaq (tutulmaq) adı kötüye
adətten kənar olmaq alışılmamış, görül- çıkmak, kötü isim yaprnak.
memiş olmak. adı xəbərim yoxdur kesinlikle haberim
adı ağzından düşməmək her zaman biri- yoktur, hiç haberim yök.
nin dilinde olmak, hep hatırlanmak. adı it dəftərində də olmamaq adı sanı
adı aııılmaq (söylənmək) adı amimak, olmamak, ünlü olmamak.
hatırlanmak, yad edilmek. adı keçmək adı geçmek, adı anılmak.
adı batmaq adı batmak. 1-adı unutulmalc, adı kinıi bilmək avucunun içi gibi bilmek,
kaybolmak, kaybolup gitmelc. 2-şöhretini, çok iyi biln&ek, en ince detayma kadar bil-
şanını. nüfuzunu, itibannı kaybetmek, rezil mek, iyi tanımak.
olmak. adı qalmaq adı kalmak, kendiriden sonra
adı batmış adı batasıca! 1-ilenme (beddua) iyi bir iş, eser btrakıp gitmekle adı ebedi-
anlammda birine olan kızgınlığı dile geti- leşmek.
ren, "Allah belänı versin, ölesin" anlamma adı qara gəlmək ölmek.
gelen bir itäde. 2-kötü isim bırakarak öl- adı qarışmaq adı karışmak, bir olayda
müş, länetle anılan ölmüş birisi için kulla- ilgisi olmadığı hälde ilgısinin olduğu söy-
nılır. lenmek.
adı belə çəkilməmək adı bile anılmamak, adı quiağına dəymək adı kulağına çahn-
hiç önem verilmemek, adı hiç geçmenıek. mak, duymak, adını işitmek.
adı bizim dadı özgənin bana ait olduğu adı olmaq başkasma mal edilmek, başka-
hälde keyfini başkaları sürüyor. sına ait edilmek.
adı çəkilmək adı anümalc. 1-anılmak, yad adı olmamaq bak. adı it dəftəriıidə də
edilmek. 2-aday gösterilmek. olmamaq.
ädı çıxmaq adı çıkmak. 1-meşhur olmak, adı ortahqdan götürülmək bak. adı
ünlenmek. 2-kötü şöhret kazanmak, leke- götürülmək.
lenmek, adı kötüye çıkmak. 3-hakkı olma- adı pisə çıxmaq adı kötüye çıkmak, kötü
yan bir ün yapmak. ad bıralcmak, kötülükle anılmak.
adı daşa yazılmaq ölmek, vefat etmek. adı pozulmaq şölıretini, rıüfuzunu kay-
adı dəliyə çıxmaq adı deliye çıkmak, adı betmek.
kötüye çıkmak, çok sinirli, asabi şeklinde adı üstündə olmaq 1-adı üstünde olmak,
ünlenmek. adından belli olmak. 2-bir kadınm kocası
adı dildən dilə düşmək adı dilden dile olmak.
düşmek, meşhur olmak. adı üstündə qayım oisun adıyla bin yaşa-
adı dildən düşmək adı anılmamak, hatır- sın.
ianmamak, unutulmak. adı var özü yox adı var keridi yok, halckın-
adı dilindən düşməmək ädı dilinden düş- da konuşulan, lakin gerçekte olmayan,
memek, hep yad etmek, hep anmak. uydurulmuş şey.
adı diliərdə dastan (əzbər) olmaq meşhur adı yadından çıxmaq kafası son derece
olmak, adı dillerde dolaşmak, şöhret ka- karışık oimak, meşguliyeti çolc olmalc.
•^afimak. adı yannıaq nüfuzunu, şöhretini kaybet-
mek;
24
adı yaxşılığa çəkiinıək adı iyilikle aml-. adından danışmaq adına konuşmak, biri-
mak, övülmek. sinin yerine konuşmak, bn isine vekaleten
adnnı dəyişdirərəm bir iddiaya girildiğm- konuşmak.
de, bir şeym olması veya olmaması konusu adından istifadə etmək adından yaratian-
tartışıldığında kullanılır. mak, şöhretini, nüfuzunu kullanmak.
adımı özgədən soruşuram işim başımdan admı ağzma almamaq adını ağzma al-
aşkmdır, kafam çok karışıktır. mamak, anmamak, nefret ettiğınden, kızdı-
adın adlara qalsın (qoyulsun, yazılsın) ğmdan, darıldığmdan dolayı admı dahi
ölesın. söylememek.
adın bata! adm batsın! ilenme ifadesi. adını bağışla admı bağışla, adım söyler
adm batsm! bak. adm bata! misin? adm nedir?
adın çək (tut) qulağını bur (birini) temiz adım başqasına (özgəsinə) qoymaq kötü
kalpli olduğundan dolayı anarsan lafımn davranışmı başkasmın üzerinc atmak.
üzerine çıkar, iyı adam lafmm üzerine ge- adını başqasmdan soruşmaq kendinde
lır. olmamak, kafası çok meşgul olmak.
adın (adını) eşit özün görmə adım an adını batırmaq admı batırmak. l-rezil,
yüzünü görme, görmeye değmez, tanışma- kepaze etmek, onurunu, haysiyetini zede-
ya değmez. lemek. 2-reziI olmak, adı kötüye çıkmak.
adın lıaqqı! adma yemin olsun, dini yön- 3-kendine olan itimadı sarsmak. 4-şöhretini
den kutsäi sayılan kimselerin adını almış kaybetmek,
birinin ismine edilen yemin. adım biabır etmək (eləmək) 1-rezil kepa-
adm ııədir-daşdəmir,' yunışalısan, ze etmek. 2-namusunu lekelemek.
yumşalı! en asabı ve inat kimseyi bile bir admı çəkmək adını anmak. 1-anmak, yad
şeyle yola getirmek mümkündür. etmek. 2-hakkmda konuşmak.
adın oldu göbələk, gir səbətə adın çıkmış admı daşımaq admı taşımak, ününü, ismi-
dokuza, inmez sekize, adın bir konııda ni taşımak.
çıkmışsa hep onunla anılırsın, admla ilgili admı göyə qaldırmaq methetmek, övmek,
bir kanaät oluşmaşsa kolay koläy değiş- hakkmda güzel sözler söylemek.
mez. adıııı hallandırmaq adım anınak, yad
adın yansın! bir ilenme ifadesi. etmek, adım dile getirmek.
adına basmaq bir şeyi başka bir adla sat- adını xarab eləmək (etmək) bak. adını
mak, vermek, söylemek. batırmaq.
adına çıxmaq kendine almak, bir işi kendi adını qorumaq adma leke sürülmesine
yapmış gibi hareket etmek, yaymak. engel olmak.
adına dəyməz adma, unvanma, mevkisine adını qoydun Rəşid birin de birin eşid_
yakışmaz anlannnda. başkalannm dä konuşmasma, düşüncesini
adına qara yaxmaq iftira etmek. açıklamasma izin ver.
adma ləkə vurmaq adım lekelemek, adına adını qoymaq 1-admı koymak, karşıhğını,
leke çalmak. değerini veya fiyatmı beliıiemek, kararlaş-
adına sanına layiq adma sanma läyık, tınnak. 2-nişan takmak, adaklamak.
şanma şöhretine läyık olan. adını tutmaq admı anmak, hatırlamak.
aduıa sanuıa layiq oimamaq adına sanma admı tutub gəlmişəm sana güvenerek
läyık olmamak, şanına ve şöhretine läyık geldim.
olmamak. adını ucalaııdırmaq admı yüceltmek, şöh-
adına təbil çalınmaq (döyülmək, retini yüceltmek.
vurulmaq) alay konusu olmak. adını vermək birinin sözünü başka birine
adına yaraşmaq läyık olmak. ulaştırmak.
adını yad etmək admı anmak; hatırlamak.
admı yad etmənıək adını anmamak.
25
admı yaxşılığa çəkmək birini övmek. ağ düşmək ak düşmek, saçlarına vs. ak
adının qulu olmaq adına yakışır hareket düşmek, beyazlaşmaya başlamak, beyaz-
etmek, hep şan ve şerefle yaşamak. laşmak.
adıyla deyilmək meşhur olmak. ağ eləmək haddini aşmak, aşın tavııiarda
adıyia sanıyla adıyla sanıyla, bilinen şöh- bulunmak.
reti, ünü ve vasıflarıyla. ağ gün mutluluk, saadet.
afaranı ııçmaq korku sonueu aşın heyeean ağ gün ağlamaq mutluluk aramäk, saadet
duymak. arzulamak.
ai'at aparmış (aparsm səni)! beiäya rast- ağ gün görməmək hayatı zindan olmak,
layasm! bedbaht olmak, çekilmez bir hayat sürmek.
afat vurmaq afet götürmek, täbii feläkete ağ gün keçirmək mutlu bir hayat sürmek.
uğramak. dolu vurmak, sel götürraek vs. ağ gün üçün burnunun ucu göynəmək
afatı aiınmaq gücünü kaybetmek, zayıf- mutlu bir hayata hasret kalmak.
lamak, takati gitmek. ağ gün yar olsun ak gün yar olsun, mutlu
afiyət olsun! afıyet olsun! bir şey yiyip ol, mesut ve bahtiyar ol.
içenlere sıhhat arzusu bildiren bir ifade. ağ,günə çıxarmaq rahata erdirmek, mutlu
aftafaya lalal'a demək iyice ihtiyarlamak, etmek, me»ut etmek.
yaşlanmak. ağ günə çıxmaq güzel bir hayat sürmeye
aftafa ləyən iki dəst, şam nahar heç zad başlamak, kimseye muhtaç olmamak,
teşrifat, karşılama çok iyi, ancak yemek mutluluğa kavuşmak.
içmek için hiçbir şey yoktur. ağ günə çatmaq kötü günleri geride bıra-
agah etmək (eləmək, qılmaq) agäh etmek, karak mutlu günlere ulaşmak.
bildirmek, haber vermek. ağ güııə lıəsrət qalmaq bak. ağ gün üçün
agah olnıaq agäh olmak, haberdar olmak, burnunun ucu göynəınək.
bilmek. ağ günlərə qovuşmaq mutlu günlere ka-
ağ aşkar həqiqət apaçık gerçek, gerçek, vuşmak, sıkmtıh günleri geride bırakmak.
göz önündeki hakikat. ağ günlü ağ çörəkli olmaq mutlu ve refah
ağ aşkar sübut apaçık delil, her şeyi açık- içinde olmak.
layan, ispat eden delil. ağ günlü olasan! mutlu bir hayatın olsun!
ağ at arpa yeməz? k. ihtiyar, yaşh birisi- bir alkış ifadesi.
nin genç bir kadm veya kıza sarkmtılık ağ günlü olmaq mutlu olmak, bahtiyar
etmesiyle aralarmda geçen ve genç kadımn, ohııak, mesut olmak, güzel ömür sürmek.
kızm yaşlı erkeğe hitaben, "senin ağzınm ağ günü ağlar qalmaq başma feläketler
harcı değil, dişlerini kırar, yiyeırıezsin vs." gelmek, mesut günlerinin yerini bedbahthk
şeklinde söylediği bir ifade. almak.
ağ bayraq qaldırmaq teslim olmak, teslim ağ günü göy əsgiyə düyülmək mutluluğu
olduğunu bildirmek, beyaz bayrak çekmek. elinden almmak, çekilmez bir hayat sürme-
ağ bir, qara iki dillənməmək söylenen ye mecbur edilmek.
sözler karşısında susup kalmak, korkudan ağ günü qara gəlmək (olmaq) mutluluğu
cevap verememek. elinden gitmek, feläketle karşılaşmak. ha-
ağ bölıtan (yalan) kocaman yalan, büyük yatı alt üst olmak.
yalan, tamamen yalan, temelli yalan, büh- ağ gününü qara eləmək eziyet etmek,
tan, kuru iftira. mutlu günlerini ışkenceye çevirmek.
ağ ciyər 1-korkak, tabansız. 2-akciğer, ağ qarasma baxmamaq iyisine kötüsüne
insan ve omurgah hayvanlarda göğüs kafe- bakmamak, ne olsa kabul etmek.
sinde olan solunum organı olan ciğer. ağ otdan balta sapı, qırılar (sınar) bif ini
ağ dediyinə qara demək ak dediğine kara də düzəldərəm bu benim için önemsizdir.
demek, inat etmek ve anlaşmaya yanaş- ağ paltar geymək mutluluğa ermek, mutlu
mamak. günlere ulaşmak.
26
ağ salmaq inandırmak; yama yapmak. 1- önüne bir engel olarak tutar, bir benzetme
ikna etmek, birini, bir şeyin kendi düşün- yapılmaktadır).
düğü gibi olmadığma inandırmak. 2- ağaca çıxıb min bir bııdaq smdırmaq bir
pantalonun vs. oturak yerinin yırtılan kıs- şeyi bahane edip herkesi aynı kefeye koy-
mına yama yapmak. mak, herkesi işe karıştırmak.
ağ sapla tikilmiş yamaq hemen göze çar- ağaca dönmək 1-sertleşmek. kurumak,
pan şey için söylenir. muhkemleşmek, kazık gibi olmak. 2-ağaç
ağ sn gəlmək (gətirmək) gözde akasma, olmak, hareketsiz bir häle gelmek, hissız-
beyaz benek, katarakt oluşmak. leşmek, duygusunu kaybermek.
ağ yuyııb qara sərmək hakaret etınek, ağacda yatmaq erken kalkmak, sabahleyin
dersini vermek, rezil etmek. çok erkenden kalkanlar için kullanılan ki-
ağa ağ, qaraya qara demək aka ak, kara- nayeli bir ifade.
ya kara demek, doğruyu söylemek, hakikati ağacda yatmışdın? çok erken yataktan
okiuğu gibi dile getirmek. kalkanlar için söylenir.
ağa bəliçi yaltak, birinin karşısında kuyntk ağacdələnə döndərmək çok konuşarak
sallayıp hep onun emrine ämade olanlar kafasmı şişirmek.
için söylenir. ağacı əlindən düşmək 1-nüfuzu. gücü,
ağa bükmək kefenlemek. kudreti kaybolmak. 2-oğlunu kaybetmek.
ağa qara demək aka kara demek, gerçeği ağacm birinə çıxıb onun siikələmək bak.
inkar etmek. bir budağa çıxıb min birini silkələmək.
ağa Nəzər'əm belə gəzərəm kimseyi tak- ağacın birini itdə eləyib, birini məndə
mayan, başma buyruk. hayatı bana zehir ediyor, sürekli olarak
ağa tapdıq ərz elədik derdine çare ktimak eşinden dayak yiyen kadmların kullandığı
için birine ricada bulunan kimse karşıdan bir ifade.
gereken ilgiyi görmediği zaman uğradığı ağacın iki başı var iyinin kötü, kötünün iyi
hayal kırıklığım dile getirmek için kullanır. tarafı dä vardır.
ağa yarıdıb haqq olmaq yaptığı işle birine ağacın kal kulun yerə tökmək 1-topluma
gıırur kaynağı olmak, yaptığı iş birini yü- ayak uyduramayanları tecrit etnıek. 2-her
celtmek. an uyanık, tetikte olmadan dolayı fevri
ağa yeyib toxdıır, nökərə bir çörək hareketler yapmak.
çoxdur! tok açm hälinden anlamaz. ağacm o biri başından yapışmaq zor
ağac ağaca gəlmək (qoymaq) kavgaya kullanmak, kavgaya başlamak, zorbahk
tutuşmak, kävga etmek. r etmek.
ağac atsan yerə düşməz bak. iynə atsan ağacınm qabağına ağac uzatnıaq karşı
yerə düşməz. gelmek, çekinmediğini bildirerek diklen-
ağac ayaq sürekli oraya buraya koşturup mek.
yorulmak nedir bilmeyen kimseler için ağaclara su yerimək ağaçlara su yürümek.
söylenir. ilkbaharda ağaçlarda su yürümeden dolayı
ağac olmaq ağaç olmak, hareketsiz bir tomurcuklar oluşmaya, büyümeye başla-
häle gelmek, hissizleşmek, duygusunu mak.
kaybetmek. ağalıq etmək (eləmək) ağalık sürmek,
ağac tutan baş yarandan çox olmaq iş- häkimiyet sürmek, hükümranlık etmek.
sizlerin sayısı çalışanlardan az olmak (On ağalıq tövləsi kadmlar hamamı, gürültü
Muharrem günü Hz. Hüseyin'e tutulan yas patırdmın çok olduğu yer.
töreninde hançerle kafasım kanatan kim- ağappaq qar kimi (təki) ap ak kar gibi,
selerin yanmda birisi de elınde sopayla bembeyaz.
durur ve hançer kafaya indiğinde fazla ağbəxt olmaq bahtı iyi olmak, kaderi güzel
derine işlememesi için sopayı hançerin olmak, önüne hep iyi şeyler çıkmak.
ağcavaz ohnaq soğuk almak, hastalanmak.
27
ağciyərlik eiəmək korkakhk göstermek, ağıla gəlınək 1-akıllanmak, aklı başına
yüreksizlik etmek. gelmek. 2-hahriamak.
ağdan qaraya söz deməmək gözünün ağıla gəlməz akla gelmez, umulmayan,
üzerinde kaşm var dememek. umulmadık.
ağı çəkmək (demək, oxumaq, tntmaq) ağıla yaxııı akla yatkm, düşünülen, mantı-
ağıt yakmak. 1-ölen birinin naaşı başında kı.
ağlamak, ağlayarak ağıt yakmak. 2-feryad ağılda qalmaq akılda kalmak, unutulma-
etmek, figan etmek. ah çekmek. mak, hafızadan sihnmemek.
ağı qaradan seçmək iyiyi kötüden ayırt ağılda tutmaq akılda tutmak, unutmamak.
etmek, iyinın kötünün ne olduğunu idrak ağıldan bəla beiäh, en ufak şeyde bile
etmek. kavga çıkaran, belä arayan kimse.
ağıi ağıla vermək kafa katäya vererek bir ağıldan çıxarmaq akıldan çıkarmak. 1-
konu hakkmda düşünmek, konuşmak, tar- unutmak. 2-elde edemeyeceğine kesin ola-
tışmak. rak inanmak ve bu gözle bakmak, artık
ağıl ağıldan üstündiir bir problemin hal peşinı bırakmak.
yolunu başka birisi bılebilir. ağıldan çıxmaq akıldan çıkmak, unutul-
ağıl aimaq äkıl almak. bir konuda birinin nıäk, hatırq\a kälmamak.
görüşünü almak, akıl danışmak, meşveret ağıldan demək başka bir araca, yola baş-
etmek. vurmadan zihin yoluyla hälletmek, çöz-
ağd danışmaq akıl damşmak, bir konuda mek.
birinin fikrini öğrenmek, meşveret etmek. ağıldan gedik alalsız, akıldan yoksun,
ağıl dəryası çok akıllı, bilgili (bazen şaka zekadan yoksun.
ve alay ifadesi olarak kullanılır). ağıldan kasıb (kəm, mayıf, naqis) bak.
ağıl eləmək akıl etmek, kafayı çahştırmak, ağlı kasıb (kəm, naqis).
düşünmek. ağıldan seyrək akılsız, ahmak, zeka se\ i -
ağıl xərcə vermək akıl vermek, doğru yesi düşük.
hareket etmesini sağlamak, doğru yöl gös- ağıldan yavan cibdən yağh akh kıt, cebı
tcrmek. dolu.
ağü işlətmək kafayı kullanmak, çalıştır- ağıidan yüngül bak. ağlı kasıb (kəm,
mak. naqis).
ağıl karı deyil akıl kärı değil, akıllı insanm ağıllınız kimdir? -qabaqda gedən zin-
yapacağı iş değildir anlammda. cirli kanun kural tanımayan kimselerin ne
ağıl kəsən değerli; inandırıcı, yararh, fay- kadar güçlü olsalar bile sonunda gereken
dah. cezaya çarptırılacaklarını. hapse tıkılacak-
ağıl kəsmək düşünmek, idrak etmek . larını bildirir.
ağıl öyrənmək akıl öğrenmek, başkasından ağılsızhq etmək akılsızhk etmek, akılsız
tecrübe ve bilgi almak, ders alnıak, ibret hareket etmek.
almak. ağına bozuna (qarasma) baxmamaq
ağıl öyrətmək alol vermek, yöl göstermek, seçmemek, iyisine kötüsüne önem verme-
nasihat etınek, iş öğretmek. mek.
ağıl satmaq akıl satmak, kendi fikrini ka- ağını kəsmək cezalandırmak, şiddetli ders
bul ettirmeye çahşnıak. vermek.
ağil uınnıaq akıl ummak, mäkul bir fikir ağır adam oturakh, ciddi.
ummak. ağır ağır yığışmaq ağır ağır toplanmak;
äğıl vermək akıl vennek, nasihat etmek, yavaş yavaş toparlanmak.
bir konuda yol gösterınek, kötü yoldan ağır başa gəlmək pahahya mal olmak,
uzaklaştırmak. sonueu kötü olmak.
ağıla çatmaq anlamak, idrak etmek, dü- , - ağır cavab ağır cevap, bir lafa veya hare-
şünmek. ^kete karşı verilen ağır cevap, sert cevap.
28
ağir daşa (daşdan) yapışmaq başmdan ağırhq mərkəzi ağtrhk merkezi, birşcyin
büyük işlere kalkışmak, gücü yetmeyecek esast, ash, özü, kaynağı.
işe kalkışmak. ağırlıq salmaq yüklenmek, bütün gücüyle
ağır dərd çekilmesi çok zor olan sıkmtı, üzerme çökmek.
büyük dert, sıkmtı ve üzüntü veren keder. ağırlıq satmaq nazlanmak, naz yapmak;
ağır eşitmək kuläkları iyi duymamak. kendini ciddı, temkinli götermeğe çalış-
ağır əi 1-kollan güçlü, darbesi güçlü olan. mak.
2-uğursuz kimse. ağıriıq uğuriuq dert, belä, keder. sıkıntı.
äğır gəimək ağır gelınek, dokunmak. ağıya düşmək (hayvan) zehirlenmek, ze-
gönlünü incitmek, kalbini kırmak. hitii ot yemek.
ağır xasiyyət 1-bak. ağır adam. 2-çabuk ağıya salmaq hayvam zehirli ot biten yer-
sinirlenen, geçimi son derece zor, başkala- de otlatmak ve zehirlenmesine sebep ol-
rıyla arasına koyduğu mesafenin aşılmasma mak.
asla izin vermeyen kimse. ağız acılığı ölen birısi için pışirilen helva.
ağır imtahan ağır smav, hayatın karşı kar- ağız acısı hayrat, hayır yemeği.
şıya bıraktığı ve büyük tecrübelerin kaza- ağız açdırmamaq ağız açtırmamak, ko-
nılmasma vesile olan durum. nuşmaya, konuşmasına fırsat vermemek.
ağir olmaq ağır olmak, ciddi, vakarh, a- ağız açmaq 1-ağız açmak, bir iş için rica
ğırbaşh olmak. etmek, yalvarmak. 2-ölen bırisi için ağla-
ağır otur batman gəl düzgün hareket et, mak, ağıt yakmak, ağıt yakarak ağlamak.
ciddı ol, oturaklı davran. ağız açmamaq ağtz açmamak. 1-susmak.
ağır oturmaq 1-ağırbaşh hai'eket etmek, 2-bir şey için rica etmemek.
ciddi davranmak. 2-kötü sonuçlanmak. 3- ağız ağza dayanmaq karşı karşıya gelmek,
pahalıya mal olmak. yüz yüze gelmek, karşılaşmak.
ağır otıırub batman gəlmək ciddıyetini, ağız ağza (ağzı ağzuıa) dəymək 1-
vakarım muhafaza etmek, ciddı olmak, birisiyle konuşma imkänı bulmak, konuş-
ağırbaşlı davranmak. mak, diişüncesini öğrenmek. 2-gizlice ko-
ağır oturııb durmaq oturakh hareket et- nuşmak, kımseye bildirmeden konuşmak.
mek. ağız ağza gəimək karşı karşıya gelmek,
ağır söz kırıcı söz, hoşlanılmayan, incin- rastlaşmak.
meye sebep olan söz. ağız ağıza vermək ağız ağza vermek. 1-
ağır tərpənmək ağır davranmak, gecik- beraberce, hep bir ağızdan konuşmak veya
rnek, acele etmemek, zamanı öldürmek, şarkı söylemek vs. 2-tartışmak. münakaşa
vakti boşa geçırmek. v. yapmak. 3-iki veya birden çok kişi bir kö-
ağır yastıqlı uzun müddet hasta yatan kim- şede gizli gizli kimselere duyurmadan ko-
se, ağır hasta. nuşmak.
ağır yuxu ağır uyku, derin uyku häli. ağız aramaq ağzmı aramak, ağız yokla-
ağır yük oimaq ağıra mal olmak, pahahya mak, bir kimsenin düşüncesmi öğrenmeğe
oturmäk. çahşmak.
ağır yüngüi eiəmək tartmak, yoklamak. ağız ba ağız ağzına kadar dolu.
ağırı qoyub (töküb) yüngülü götürmək ağız bir eləmək anlaşmak, bir konuda bir-
en kolaymdan yapışmak, zora katlanma- birine söz vermek, aym şekilde konuşmayı
mak. kararlaştırmak.
ağırhğı qədər pul qoymaq ağırlığı kadar ağız burmaq dudaklannı bükmek. I -
para harcamak, çok fazla masraf etmek. beğenmemek. 2-küsmek, memnuniyetsizli-
ağırlığı üzərinə götürnıək ağırhğı tizerine ğini bildirmek. 3-çekinmek, imtina etmek.
almak, yükü kendi'omuzları üzerine almak. ağız burnunu düzəltmək çeki düzen ver-
ağıriıq basmaq ağırhk basmak, çökmek; mek, düzen vermek, gereken şekle sokmak.
kabus görmek.
29
ağız burnuııu əzişdirmok (əzmək, ağız sındırmaq dersini vennek, kıç üstü
ovnıaq) dayak atmak, dövmek. oturtmak.
ağız burmınu oynatmaq yiizünü ekşit- ağız torba deyil büzəson ağız torba değil
mek, memnuniyetsizliğini biidirmek, küs- ki büzesin, herkesin dedikodusunun önünc
mek. geçilemeyeceğini bildiren bir ifade.
ağız burnunu turşutmaq yüzünü ekşit- ağız yormaq yersiz konuşmak, boşuna
mek, beğenmemek, yüzünü ekşitmek. tartışmak, konuşmak.
ağız burun (bəhəm) eiəmək 1- ağıza ahnası deyil ağza alınacak gibi de-
beğenmemek, hoşnutsuzluğunu biidiırnek. ğil, çok kabadır, söylenecek lafdeğildir.
2-kasınmak, kibirlenmek. 3-kendini kay- ağıza düşmək meşhur olmak, yayılmak.
betmek, haddini aştnak, başa eıkmak. dillere düşmek.
ağız burun əymək (turşutmaq) memnu- ağıza gətirməmok dile getirınemek, sö/
niyetsizliğini bildirmek, küsmek, incinmek. konusu etmemek, bir konuyla ilgili olarak
ağız büzmək dudağını büzmek, beğenme- konuşmaya cesaret etmemek, hatırlatma-
mek, memnuniyetsizüğini bildirmek. mak.
ağız büzüşdürmək 1-dudağını büzmek, ağza göz dikmək emre ämade olmak, baş-
memnuniyetsizliğini bildirmek, dudak käsına täbi olmak.
bükınek. 2-ağız burıışturmak, ekşi ve buruk ağızbir efmək (eləmək) ağız biıiiği etmek.
tadında olan şeyleri yerkeıı ağzın buruk- bir işi yapmak için kendi aralarında anlaş-
laşmasına sebep olmak. mak.
ağız dadıyla ağız tadıyla, tadını çıkararak, ağızda dili əsməmək vicdanı sızlamadan
dirlik ve dtizenlikle, iyi geçimle. yalan konuşmak.
ağız deyəııi quiaq eşitməmək (ortam) çok ağızda saqqız kimi çeynəmək ağızda sa-
gürültülü olmak. kız gibi çiğnemek, bir şeyi sık sık dile gc-
ağız deyəni qulaq eşitmir çok gürültülü tinnek, telcrarlayıp durmak.
yer. ağızdan ağıza deyilmək (doiaşmaq.
ağız dəyisdirmək ağız değiştirmek, daha keçmək, söylənmək) ağızdan ağza geç-
önce söylediklerini bırakarak farkh şeyler mek, ağızdan ağıza söylenerek yayıhnak.
söylemek. birinden diğerine sirayet etmek.
ağız dil verməmək ağız dil vermemek, hiç ağızdan ağıza düşmək (gəzmək, köçmək,
konuşmamak, hasta. konuşamayacak kadar yayılmaq) 1-dilden dile düşmek. 2-meşhur
ağııiaşmak. olmak.
ağız dohısu emin bir şekilde, güvenerek, ağızdan bilmək ezbere bilmek, ezbeıie-
inanarak (söyleme). mek.
ağız dolusu danışmaq 1-kendine güvene- ağızdan boş 1-sözünün etkisi, gücü olma-
rek konuşmak. 2-kibiıii kibirli koııuşmak. yan, sözü geçmeyen. 2-ağzı gevşek, sır
ağız gözüııü büzmək bak. ağız burnunu saklayamayan, çenesi düşük, boşboğaz.
oynatmaq. ağızdan çıxanı (gələni) demək ağza gelenı
ağız gözüııü əymək bak. ağız burnunu söylemek, küfretmek, azarlayıp rezil et-
oynalnıaq. mek, ağzma geleni söylemek.
ağız əymək 1-taklidini yapmak, dalga ağızdan çıxmaq söylenmek, söylenmiş
geçmek. 2-kızdırmak, sinirlendirmek, kız- olmak, deyilmek.
dıracak davranışlarda bulunmak. 3- ağızdan diri (iti) konuşkan, çok konıışan.
hoşnutsuzluğunu bildirmek, beğenmemek, iyi konuşan, güzel konuşmasını bilen.
memnuniyeısizlik iiädesi olarak dudakları- ağızdan eşitmə ağızdan duyma, dedi kodu.
nı bükmek. kulaktan duyma, gerçek olduğtı kesin ol-
ağız ləzzətiiə yaşamak rahat ve mutluluk mayan şey.
içinde yaşamak. ağızdan harpa kaba laflar eden, kabaca
ağız ləzzətiiə yemək ağız tadıyla yemek. konuşan.
30
ağızdaıı qäçırmaq istemeyerek söylemek, ağlayanımız olübdur kor Şəhrəbaıııı bizi
söylenmeyeceic bir şeyi gayri ihtiyari söy- destekleyen veya halimize acıyan lcimseler
lemek. bizden daha kötü durumdadır.
ağızdan qapmaq ağızdan kapmalc, birinin ağiayıb sıtqamaq (sızlamaq) ağlayıp sız-
ne demek istediğini hemen anlamak. lamak, yalvanp yakarmak, yürekten ağla-
ağızdan olmaq çok lconuşmaktan, söyle- yıp yakarmalc, ağlayarak yalvarmak.
mekten dolayı yorulmalc. ağlayıb ürəyini boşaitmaq ağlayıp içini
ağızdan pərtov (pərtöv) küfürbaz, geveze. boşaltmalc, ağlayıp rahatlamak.
ağızdan stı gəlmək 1-imrenmek, ağzmın ağh ala qayada akh başmda olmayan,
suyıı alcmak. 2-ağızdan salya akmak. diişüncesi dağınık, alclı başka j'eıierde olan,
ağızdan yava ağzı gevşek, sır tutmaz, boş- başka şeyler düşünen kimse.
boğaz. ağlı ala qayada olmaq aklı bir lcanş hava-
ağızlara (ağza) düşmək (saqqız olnıaq) da olmalc, hayal kunnak, büyük hayaller
dillere destan olmalc, dilden dile lconuşul- peşınde olmak.
mak. ağızlarda dolaşmak, meşhur olmak. ağh azalmaq hafızası azalmak, hafızası
ağtzlara saimaq dedi kodu lconusu etmek. eskisi gibi olmamak.
ağla batmaq inamlabilmelc, inanılır ölmalc, ağh azmaq 1-deli olmak, alchnı kaybet-
mümkün olmak, imkän dahilinde olmak. mek. 2-lafmı, hareketini, işini bilmemek,
ağla çatmaq anlayabilmelc, kavrayabil- sapıtmak, davranışlarını bilmemelc, ken-
mek, diişünebilmelc, idrak edebilmelc. dinde ölmamak.
ağla gəlmək 1-alcıllaumak. 2-akla gelmek, ağh başa cəm etmək (cəmləmək, dərk
hatırlamak. eləmək, yığmaq) akhnı başma toplamak,
ağla gəlməyən başa gəiər 1-işler insanm akıllanmak, akıllı hareket etmek, lcontrollü
düşündüğü gibi gitmez. 2-alcla gelmeyen, davranmak, hareketlerini ölçiilü yapmak,
düşünülmeyen sonuçlarla lcarşılaşmaya kendine gelnıek.
hazır olmak gerekir. ağlı başdan çıxarmaq 1-aklı baştan etmek,
ağla gətirmək akla getirmek, hatırlamak. baştan çıkarıcı kadar güzcl olmak. 2-doğru
ağla görə akla uygun. aklm lcabul yoldan çıkarmak.
edebilceği, akhn benimseyebileceği. ağlı başıııa gəlmək aklı başına gelmck. 1-
ağla qaranı seçmək akla lcarayı seçmek, kendiııe gelmek, ayılmalc, bilincı yerine
bir şeyi yapıncaya lcadar çok sıkıntı ve gelmek. 2-akıllanmak. kötü yolu bırakıp
eziyet çekmek, büyiilc zorluklaıia karşılaş- doğru yola yönelmek, uslanmalc, alcılsızca
mak. hareketlerden vazgeçmelc.
ağla sığmaq (yatmaq) akla sığmak.^akla ağlı başında aklı başında. 1-alclı başında,
yatmalc, alcıl kabul etmelc. kendinde. 2-ne yaptığını bilen, akılh, ol-
ağla sığmamaq akla yatmamalc, inanama- gun, dengeli, diiştinceli, kendi hakkını hu-
mak, inanılması mümkün olmamak. kukunu, kärmı, zararını bilen lcimse, akh
ağiamağı əlində olınaq en ufäk bir şeyden başında olan kimse.
etlcilenmek ve hemen ağlayıvermek. ağlı başuıda deyil akh başmda değil, lcen-
ağlar gülər ilkbaharın ilk ayı (21 Mart dinde değil.
Nisan arası). ağh başmda olmaq 1-kendi iş ve hareket-
ağlar (günə) düşmək (qalmaq) sahipsiz lerini bilmek, uyamlc olmak, akılla, düşün-
kalmak, kimsesiz kalmalc, bedbaht olmalc, ceyle iş yapmak. 2-akılh olmak.
ieläkete uğramak. ağh başıuda olmamaq akh başmda olma-
ağlar (güne) qoymaq bedbaht etmelc, mut- mak, perişan olmak, lcendinde olmamalc,
suz etmek, feläkete maruz bırakmalc, derde lcendini kaybetmiş häkie olmalc, iyi düşü-
düşiirmelc. nebilir durumda olmamak.
ağ'lı başından bir qanş yuxarı ölçiip biç-
meden ış yapaıı kimse; havai.
ağh başııulan bir qartş yuxarıda oimaq ağiı itmə'k akhnı kaybetmek, şaşırmak.
aklı bäşmdan bir karış yukarıda olmak, kafası kanşmak, ne yapacağtm bilememek.
düşünmeden aklına geleni yapmäk. ağh kəm oimaq kafası çahşmaınak.
ağiı başından çtxmaq 1-birine vurulmak, ağlt kəsmok akh kesmek. 1-aklma yatmak.
äşık olmak. 2-son derece siniıienmek, hid- inanmäk, ümit etmek; itiraf etmek. 2-
detlenmek. anlamak, idrak etmek, aklı yatmak; dü-
ağiı başından getmok akh başmdan git- şünmek.
mek. 1-akhnı kaybetmek, aklmı oynatmak, ağlı kəsməmək aklı kesmemek. I -
delı olmak, sersemlemek. 2-doğru yoldan anlayamamak, aklma yatmaınak, idräk
çıkmak, azmak, kötü yola düşmek. 3- edememek. 2-mümkün bilmemek, ümit
vurulmak, meftun olmak, äşık ölmak. 4- etmemek, olacağma inanmamak:
sevinçten veya korkııdan dolayı ne yapaca- ağlı qaçmaq deli olmak.
ğını şaşırmak. ağlı qarışmaq akiı karışmak, ne yapacağı-
ağlı başmdan qəşş eləmək bayılmak, ken- nı bihnemek, şaşırmak.
dini kaybetmek. ağh qəbul etnıəmək akh kabul etmemek.
ağiı başmdan oynamaq 1-deli olmak, ağlı kasıb (kəm, naqis) ahmak, ebleh,
akhnı kaybetmek. 2-aklı şaşmak. ~äkılsız; şeri zekah, zeka özürlü.
ağlı başından şaşıimaq aklmı yitirmek, ağh oynamaq bak. ağlı başmdan
aklı başmdan gitmek. oynamaq.
ağlt başından uçmaq äşık olmäk. vurul- ağlı özüno getmək akh kendine gitmek,
mak, tutulmak. kendisi gibi zannetmek, kendıne göre de-
ağlı başqa (özgə) yerdə ölmaq aklı başka ğerlendirmek.
yerde olmak, başka şeyler düşünmek. ağh pərsək (pərsəng) aparır akılsızm,
ağiı bir şey kosmoınək idrak edememek. eblehin biridir.
ağlı caymaq aklmı kaybetmek, deli olmak. ağlı poxuna bulaşmaq k. aklı bokuna ka-
ağlı çaşmaq 1-şaşırmak, hayret etmek. 2- rışmak, korküdan ne yapacağım bileme-
ne yapacağını bilmemek, şaşırıp kalmak. mek, şaşırıp kalmäk, kendini kaybetmek ve
ağlı çaşmış kimi şaşkın hälde. ne yaptığını, ne söylediğiıii bilmemek.
ağlı çatmaq aklı ermek. 1-anlamak, idrak ağh sərdə vermək äşık olmak, vurulmak,
etmek. 2-yetişkin häle gelmek. meftun olmak.
ağh dağılmaq aklı däğıhnak, düşüncesi ağlı sonradan başına gəlmək aklı sonra-
dağılmak, düşüncesini belirli bir konu üze- dan başma gelmek, verdiği kararın yanlış
rinde yoğunlaştıramamak. olduğunu anlayıp vazgeçmek.
ağiı dolaşığa düşmok aklını şaşınnak, ne ağlı sonradan gəlir 1-bir kararı zamanmda
yapacağını bilememek, şaşırmak, şaşırıp vermeyenler için kullanılan ifade. 2-bir
kalmak. olaym olup bitmesinden sonra bazı tedbir-
ağh əldən vernıək 1-kendini kaybetmek, ler almaya kalkanlar için söylenir.
sersemlemek. 2-äşık olmak, vurulmak, aiı təyyar olmamaq äklı yerinde olmamak.
meftun olmak. akh kendinde ohnamak, akılsız ohnak, akh
ağiı fikri bir şeydə olmaq akh fıkri bir başında olmamak.
şeyde olmak, bütün düşüncesini bir konıı ağlı topuğunda serseri, akılsrz, ahmak,
üzerinde yoğunlaştırmak. ~ ebleh kimse.
ağlı getmək aklı gitmek. 1-äşık olmak, ağh uçmaq (uçub getmək) meftun olmak,
vurulmak. 2-çok beğenmek. vurulmak, äşık olmak.
ağlı götürmomok aklı almamäk. 1- ağlı (ağlını) uduzmaq 1-aldanmäk, birine
anlamamak. 2-bir şeyin olabikceğine i - uyarak hileye aldanmak, tongaya düşmek.
nanmamak. kaybetmek, tuzağa düşmek. 2-yanılmak,
ağb gözündə olmaq kafadan noksan ol- hata yapmak.
mak, zeka özürlü olmak.
32
ağlı üstündə olmamaq l-deli olmak. 2- ağlma gələni eləmək aklına geleni yap-
kendinde olmamak, baygın olmak. mak, her istediğini düşünmeden yapmak.
ağlı yatmaq aklı yatmak, bir işin olabile- ağhna gəimək 1-aklına gelmek, hatırla-
ceğine inanmak. mak. 2-akhna esmek, bir şeyi yapmayı
ağlı yerində olmamaq aklı kendinde ol- tasarlamak.
mamak. ağhna gəlməmək aklma gelmemek, hatır-
ağlı zail (zay) oimaq akbnı kaybetmek. lamamak.
ağhmda! aklımda, lädes oyununda katı- ağlına gətirmək akhna getirmek 1-
hmcılardan birinin diğerine bir şey verir- hatırlamak; düşünmek. 2-hatırlatmak.
ken karşıdakinin "lädesi unutmadım" an- ağlına güe vermək düşünmek, ölçüp biç-
lammda söylediği ifade. mek.
ağlın (ağlınız) nə kəsir? bu konudaki dü- ağlına keçə yamaymı akhna şaşayım,
şünceniz nedir? kafan almıyor, aklm almıyor.
ağlm ona buna (başqasına) getməsin ağlına qoymaq aklına koymak, bir düşün-
aklm başkalänna gitmesin. adammı iyi ceyi bir başkasma telkin etmek, beynine
tammalısın, ben bäşkalanna benzemem, iyi yerleştirmek.
düşün ve düzgün davran, yolunu şaşırma ağlına salmaq hatırlatmak.
(uyarı ifadesi). ağlma sığışdırabilınəmək
ağlına ayrı (başqa) şey gəlməsin aklma (sığışdırmamaq) 1-aklma sığdıramamak,
başka bir şey gelmesin. hiçbir şeyden şüp- akh almamak, mantığı kabul etmemek,
helenme, başka şey düşünme, rahatsız ol- dayanamamak, katlanamamak. 2-tasawur
ma. edememek, inanamamak, hayret etmek,
ağlına batnıaq inanabilmek, inanmak, şaşırıp kalmak.
mümkün olacağmı hesaplamak. ağlına uymaq aklma uymak, bir başkası-
ağhna batmamaq akhna yatmamak. nın düşüncesine göre hareket eünek.
ağlına bir şey gəlmək akhna bir şey gel- ağlına (ağlına başına) vurmaq bak. götür
mek, şüphelenmek, pirelenmek. qoy eiəmək.
ağlına çatmaq idrak etmek, anlamak, an- ağhna yatmaq aklına yatmak, mäkul gö-
layabilmek, hayal etmek. rünmek, olabileceğine kanaat getirmek.
ağlına da gətirmə aklma da getirme, hiç ağlına yerləşdirmək kafasma sokmak. 1-
kafana koyma, asla düşünme. bir şeyi kesin olarak kararlaştırmak, kesin
ağlına da gətirməmək akhna da getirme- karara varmak. 2-birine bir şeyi telkin et-
mek, hiç düşünmemek, hiç tahmin etme- mek, bir şeyi kafasma sokmak.
mek. ağhnda qalmaq akhnda kalmak. 1- (
39
ağzından düşməmək ağzından düşnıemek, ağzmdan söz çıxarmamaq kimselere bir
bir konuyu, bir kimseyi, bir şeyi hiç unut- şey dememek. konuşmamak, susmak, sırrı
mamak, hep anmak. saklamak.
ağzından girib burnundan çıxmaq ağ- ağzmdan söz qaçırtmaq ağzından kaçır-
zından girip burnundan çıkmak, dil döke- mak, istemeyerek, gayri iradı olarak bir
rek, tatlı sözlerle birini kandırmak, yola sırn söylemek, gizli olan bir şeyi açıkla-
getirmek. mak.
ağzından hörra töküimək anlamsız laflar ağzından sözünü almaq ieb demeden
etmek. konuşmasım bilmemek, ne dediğini leblebiyi anlamak, birinin ne demek istedi-
bilmeden konuşmak. ğini hemen anlamak.
ağzından xeyir çıxmır barı şər danışma ağzından süd iyi (qoxusu) gəlmək ağzm-
(demə) ağzından hayır çıkmıyor bari şer dan süt kokusu gelmek. 1 -çok genç ve tec-
söyleme, "lehte konuşmuyorsan, bari a- rübesiz olmak. 2-henüz büyümemek, yaşı
leyhte konuşma". çok küçük olmak.
ağzmdan kirə istəmək diline kira istemek, ağzından süd iyi (qoxusu) gəlir! "ağzm-
konuşmaktan äciz olmak, laf ağzından dan süt kokusu geliyor, daha büyümemiş-
cımbızla ahnmak. sin!" anlamında önemsememe ifadesi.
ağzından köpük qusmaq bak. ağzı ağzından'vurmaq ağzma tıkamak, söyle-
köpüklənmək. diği bir şeyi hemen reddetmek, geri çevir-
ağzından küiək aparsın ilenen, beddua mek, sözünü kesmek, lafmı ağzmda bırak-
eden kimselerin bedduasmın zarannın do- mak, konuşmasına müsaade etmemek,
kunmaması için söylenen bir ifade. moralini bozmak.
ağzuıdan qaçırmaq ağzmdan kaçırmak, ağzmdan yekə danışma haddini aşnıa,
bir sözü istemeden söylemek, demek. kendinden büyük laflar etme.
ağzından qaçmaq ağzmdan kaçırmak, ağzından yel (alsın) aparsın ağzından yel
bilmeden, iradesi dışmda bir sözü söyle- alsm, ağzını hayra aç, kötü ihtimallerden
mek. söz edenlere karşı söylenen bir ifade.
ağzından qan iyi (qoxusu) gəlmək kavga- ağzından yerə salmamaq ağzmdan dü-
ya, sonu ölüme götürecek, düşmanhk do- şürmemek, sürekli olarak bir şeyi tekrarla-
ğuracak laflar etmek. mak.
ağzından qapmaq ağzından kapmak, bir ağzını açabilməmək ağzmı açamamak,
kimsenin bildiği şeyleri çok ustalıkla ve korkudan, çekindiğinden vs. ağzmı açıp
sezdinneden öğrenmek. konuşamamak, sesini çıkaramamak.
ağzmdan qıfılı götürmək konuşmaya ağzıııı açacağına (açaııa kimi) gözünü aç
başlamak, bildiklerini söylemeğe başla- ağzmı açacağma gözünü aç, dikkatsizlik
mak. yüzünden zarara sebebiyet verenler için
ağzından laxta laxta qan gəlmək kan kullanılır.
tükürmek, vereme yakalanmak. ağzını açan kimi ağzmı açar açmaz
ağzından tikəsini qapmaq ağzmdan lok- ağzını açdırmaq 1-ağzmı açtırmak, kötü
masmı almak, bir kimsenin hakkı olan şeyi laflar etmesine, kızmasma, küfretmesine,
çeşitli yollarla ondan almak. liyakatsiz laflar etmesine mecbur etmek. 2-
ağzmdan od alov püskürtmək kendi kendine söylenmeye sebep olmak.
(tökülmək, yağmaq, yağdırmaq) ateşli ağzmı açıb (ayırıb) göyə (havaya)
konuşmak, ağzmdan ateşler saçmak. baxmaq (tutmaq, vermək) ağzmı açıp
ağzmdan od çıxmaq (tökülmək) bak. havaya bakmak. 1-elinde olmadan, gayri
ağzından od alov püskürtmək iradi, şuursuz olarak bakmak. 2-aval aval
(tökülmək, yağmaq, yağdırmaq). bakmak.
40
ağzını açıb gözünü yummaq ağzını açıp şom ağızhlık etmek, kötü niyetle konuş-
gözünü yummak, ağzına ne gelirse söyle- mak, ağzını hayra açmamak.
mek, küfretmek. ağzını bərkə salnıaq işi yokuşa sürmek,
ağzını açıb qulaq asmaq ağzını açıp din- işini zorlaştırmak.
lemek. 1-aval aval dinlemek. 2-dikkatle ağzını bıçaq açmamaq ağzmı bıçak aç-
dinlemek. mamak, çok kederli olmak, başma gelen bir
ağzını açıb yummaq ruhunu teslim etmek belä veya işten dolayı içine kapanıp ko-
üzere olmak, ölmek üzere olmak. nuşmamak, derinlere dalmak.
ağzını açmca gözünü aç ağzmı açacağına ağzını bir yana salmaq aldatmak, kandır-
gözünü aç. 1-düşünmeden, ölçüp biçmeden mak.
konuşma. 2-uyanık ol, etrafında olanlara ağzını bir yerə yığmaq bir yere toplamak,
dikkat et. aynı fikir etrafmda birleştirmek.
ağzmı açnıağa qoymamaq ağzını açması- ağzını boş buraxmaq (qoymaq,
na izin vermemek, konuşmasına fırsat ver- saxiamaq) zaaf göstermek, konuşmasma
memek. dikkat etmemek.
ağzını açmaq 1-ağzını açmak, konuşmaya ağzını boş qoymamaq çenesi boş kalma-
başlamak, birine sitem ederek söylenmeye mak. durmadan bir şeyler yemek.
başlamak, yaptığının kötü, hatah olduğunu ağzmı boza vermək düşüncesini, fikrini,
dile getirmek, kötü konuşmak. 2-gizli, akhnı başka yöne çekmek, kandırmak,
mahrem şeyleri söylemek. aldatmak.
ağzını açmamaq ağzını açmamak. 1- ağzmı burmaq dudaklarını sarkıtmak,
susmak, konuşmamak. 2-sır vermemek. memnuniyetsizliğini bildirmek.
ağzını Allah yoluna açmaq (qoymaq) 1- ağzını burnunu bir birinə qatmaq ağzmı
dilenmek, dilencilik etmek. 2-ağzma geleni bumunu çarşamba çanağına çevirmek, feci
söylemek, sitem ederek söylenmek, ho- şekilde dövmek, müthiş dayak atmak.
murdanmak. ağzını burnunu dağıtmaq bak. ağzmı
ağzını aralamaq (aramaq) 1-ağzmı ara- burnunu bir birinə qatmaq.
mak, birisinin gäyesini, niyetini, kalbinde- ağzmı buzlatmaq öldümıek.
kileri, düşündüklerini öğrenmeye çahşmak, ağzını büzmək (büzüşdürmək) 1-
ağzını aramak, laf almaya çahşmak. 2-bak. beğenmemek, memnuniyesizliğini bildir-
ağzını cırmaq. mek. 2-alay etmek, dalga geçmek. 3-
ağzını aramaq bak. ağzını aralamaq dolukmak, ağlamaklı olmak. 4-nazlanmak,
(aramaq). naz etmek.
ağzıııı avara qoymaq akhna eseni söyle- ağzını cırmaq dersini vermek, cezalandır-
mek. ağzma ne geldiyse konuşmak. mak.
ağzmı aya tutub ulamaq anlamsız, boşuna ağzmı çatmaq geri çevirmek. geri dön-
konuşmak, boşuna bağırmak. dürmek, geldiği gibi geri yollamak.
ağzını ayırıb qulaq asmaq ağzını açıp ağzını çevirmək döndümıek, başka tarafa
dinlemek, aval aval dinlemek. yönlendirmek.
ağzıııı ayırmaq 1-ağzmı açıp aval aval ağzını dağıtmaq 1-ağzını burnunu dağıt-
dinlemek. 2-cezaIandırmak. mak, dövmek. 2-konuşurken gereği olma-
ağzını bağlamaq ağzını mühürlemek. 1- yan konuları açıp dökmek, ileri geri ko-
hiçbir şey yememek, bir şey yemesine izin nuşmak, ağzma geleni söylemek, lafmı
vermemek. 2-susturmak, konuşmasma izin, bilmemek. 3-ileri geri laflar etmek.
fırsat vermemek, müsaade etmemek, ko- ağzmı dilini bağlamaq ağzını dilini bağ-
nuşturmamak. lamak, bir kimseyi herhangi bir sebeple
ağzıııı bədə (bədliyə, şərə) açmaq ağzmı konuşamaz häle getirmek.
kötüye açmak, uğursuz konuşmak, kötü
şeylerin olduğunu (olacağmı) söylemek,
41
ağzını (dağa daşa) divara dayamaq ağzını möhüıiəmək dudaklannı kilitle-
(dirəmək) işin içinden çıkılmaz bir duruma mek. 1-susmak, konuşfnamak. 2-
düşürmek, köşeye sıkıştırmak. susturmak, sesini kesmesini sağlamak.
ağzını əngəidmək ağzım açarak bakmak ağzını mumlamaq 1-ağzını mühürlemek,
veya dinlemek; hayran olmak, hayran hay- kesin olarak susmak, konuşmamak. 2-
ran bakmak. tehdit ve şantaj yoluyla susmaya mecbur
ağzını əymək 1-dudak bükmek, alay et- etmek.
mek. 2-memnuniyetsizliğini ifade etmek, ağzını ovmaq (ovuşdurmaq) ağzını bur-
beyenmemek, yüzünü ekşitmek. nunu dağıtmak, dövmek, dayak atmak,
ağzını əzmək dövmek, dayak atmak. cezalandırmak.
ağzını fələk əymək feleğin tokadmı (şama- ağzını öpüm ağzını öpeyim, güzel, hayırh
rmı) yemek. haber verenler için kullanılan bir ifade.
ağzım göyə açmaq 1-beddua etmek. 2-dua ağzını öyrənmək (yoxlamaq) ağzını ara-
etmek. 3-başkalanndan bir şeyler bekle- mak, laf veya sır almaya, öğrenmeye ça-
mek, ävare avare dolaşmak, hiçbir işte hşmak.
çahşmamak, başıboş, serseri häle gelmek. ağzını piyləmək (yağlamaq) bak, ağzına
ağzını göyşək mal kimi o yan bu yana atmaq.
tutmaq eveleyip gevelemek, doğru düzgün ağzını p*oxla açmaq k. ağzmı bozmak,
konuşamamak, düşüneesini düzgün bir küfretmek, konuşurken hep kötü şeyler sarf
şekilde ifade edememek. etmek, küfürlü konuşmak.
ağzını havaya açmaq 1-yersiz konuşmak, ağzını pozmaq ağzını bozmak, lcüfürlü
boşuna konuşmak. 2-ağzım poyraza açmak, konuşmak, geveze konuşmak.
boşu boşuna beklemek, umduğunu .elde ağzını saxlamaq dilini tutmak, könuşma-
edememek. mak, lafına karşıhk vermemek, cevap ver-
ağzını xeyirliyə (xeyrə) açmaq ağzını memek, kötü söz söylemekten sakınrnak.
hayra açmak, güzel sözler söylemek, ağzını smamaq denemek, sır tutup tutama-
hayırh sözler sarf etmek, uğur dilemek. yacağmı yoklamak.
ağzını isti isti qırmaq bak. vaxtında gör ağzını sözə tutmaq lafa tutmak, birisini bir
zünün odunu almaq. işten ahkoymak için bilerek konuştunnak.
ağzım iyləmək (qoxlamaq) ağzını aramak, ağzını sulandırmaq ağzımn suyunu akıt-
bir konuda bilgi sızdırmaya çalışmak. mäk, imrendirmek, tamahlandırmäk;
ağzını kilidləyib oturmaq konuşmamak, iştahlandırmäk.
susup oturmak. ağzını sürümək eveleyip gevelemek, be-
ağzını qaytarmaq l^keser, bıçak vs'nin lirli bir söz söylemekten kaçınmak, çekin-
ağzım sert bir şeye vurarak köreltmek. 2- mek, bir könu ile ilgili düşüncesini açıkla-
gereken cevabı vermek, reddetmek, kesin maktan kaçınmak,söylememek.
olarak itiraz etmek. ağzını təmiz saxlamaq kötü söz söyle-
ağzını qıfıllamaq bak. ağzına qıfıl mekten çekinmek, konuşurken temkinli
vurmaq. olmak, terbiye ve ädäb-ı bozmadan konuş-
ağzını qızışdırmaq tahrik etrnek. mak, ahläklı olmak, güzel sözler söylemek.
ağzını qulağma yapışdırmaq kulağına bir ağzını tutmaq 1-ağzım tutmak, susmak,
şeyler fısıldamak. kendine häkim olnıak, boşboğazhk etme-
ağzını malalamaq önüne kemik atmak, mek, konuşmamak. 2-susturmak, konuş-
rüşvet vermek, bir şeyler verip kendine täbi turmamak, susmaya mecbur etmek, ko-
etmek. nuşmasma müsaade etmemek. 3-lcötü söz
ağzmı mismarlamaq bak. ağzını söylememek.
yumdurmaq. ağzını yabana qoymaq lafazanlık etmek,
ağzını möhkəm tutmaq azmı sıkı tutmak, anlamsız laflar etmek.
sır vermemek, konuşmaınak.
42
ağzını yamsılamaq taklidini yaparak kız- hemen yerine getirmek için hazır vaziyette
dırmak, sinirlendirmek beklemek.
ağzını yığışdırabüməmək 1-diline sahip ağzınm içinə girmək ağzmm içine girmek,
olamamak. 2-emrindeki bir şeye engel iyice yaklaşmak, iyice sokulmak.
olamamak. 3-çuvaldan, torbadan vs. dö- ağzının kəsəri yoxdur nüfuzu yoktur, sözü
külüp saçılan bir şeye engel o'.amamak. geçmez.
ağzını yığışdırmaq ağzım toplamak, söy- ağzının küləyinə dayanabilməmək karşı-
lediği küfürleri ve kötü sözleri kesmek. smda dayanamamak, mukavemet edeme-
ağzını yığmaq ileri geri konuşmasma, mek, zayıflık göstermek.
kuralları çiğnenıesine engel olmak. ağzınm qatığını sil! henüz çocuksun! daha
ağzını yırtmaq bak. ağzını cırmaq. büyümedin, böyle şeyleri anlamazsm!
ağzını yoxlamaq ağzım aramak, bir konu ağzınm qaytağı (qaytanı) olmamaq ağzı-
hakkındaki düşüncelerini veya bildiklerini nm perhizi olmamak, diline sahip olama-
sezdirmeden öğrenmek. mak, ağzma ne geldiyse konuşmak, söyle-
ağzmı yormaq ağzını yonrıak, faydasız, mek.
boşuna konuşmak, kendi kendine söylenip ağzının qaytanını boş buraxmaq bak.
dunnak, lafını kimseler takmamak. ağzını boş qoymaq.
ağzını yumdurmaq ağzını kapattırmak, ağzının qoxusunu çəkmək ağzınm koku-
susmaya mecbur etmek. sunu çekmek, katlanmak, birinin kätlanmaz
ağzını yummaq ağzını mühürlemek. 1- hallerine tahammül göstermek.
konuşmamak. 2-konuşmasma engel ohnak, ağzınm qoruq qadağası olmamaq bak.
susturmak, korkutarak, şantaj yaparak, para ağzmın qaytağı (qaytanı) olmamaq.
vererek veya herhangi bir şeyle konuşma- ağzının.lılığı axmaq ağzınm suyu akmak.
sına, bir konu hakkmda bildiklerini söyle- çok hoşlanmak.
mesine engel olmak, susmaya mecbur et- ağzının ölçüsünü bilmək ağırhğını bil-
mek, konuşturmamak. mek, yerini, mevkisini bilmek, konuşmala-
ağzının astarı var ağzmda teneke var. rma dikkat etmek.
yemeği, çayı vs. çok sıcak yiyen ve içen ağzının payını almaq ağzmm payını al-
insanlar için söylenir. mak, paylanmak, hak ettiği lafa muhatap
ağzının aşı deyil yiyeceğin lokma değiL olmak ve susmak mecburiyetinde kalmak.
yapamazsın, senin yapacağm iş değil. ağzının payını vermək ağzmın ölçsünü
ağzının dadı pozulmaq ağzmm tad'ı bo- vermek, gereken şeyleri söyleyip sustur-
zıılmak, kurulu düzeni bozuhnak. mak.
ağzının dadını (ləzzətini. tarninı) bilmək ağzının sarısı getməmiş 1-henüz geliş-
ş. ağzınm tadmı bilmek. 1-ağzımn tadını memiş, henüz çocukken. 2-olgunlaşmamış,
bilmek, zevki iyi ohnak, güzel ve lezzetli olgunlük.çağma ermemiş.
yemekleri bilmek. 2-her şeyin en iyisini ve ağzının (ağzınızın) sözünü bil (bilin)
güzelini bilmek. ağzmdan çıkanı kulağm duysun!, konuş-
ağzınm dadını itirmək 1-tadı tuzu kaç- mana dikkat et!; söylediğin lafiarı kulakla-
nıak, bir şeye duyduğu ilgisini, hevesini nn duysun!
kaybetmek. 2-kendini hayata bağlayan, çok ağzmm sözünü bilmək konuşmasını bil-
sevdiği bir şeyini kaybetmek, hayatı zindan mek, konuştuğu zaman edeple hareket et-
olmak. mek. kötü sözler söylememek.
ağzınm xörəyi (qaşığı) deyil k. bir şey& ağzının sözünü bilməmək konuşmasını
läyık olmayan kimseler için kullanıhr. bilmemek, ağzına ne geldiyse söylemek.
ağzının içinə baxmaq ağzmm içine bak- ağzınuı suiqucu olmamaq sır saklayama-
mak. 1 -birini çok dikkatle dinlemek. 2- mak, ağizı sıkı olmamak.
emi'ine ämade olmak, ağzından çıkan şeyi ağzının suyu açılmaq (axmaq, tökülnıək)
ağzının suyu akmak, çok beğenmek, çok
hoşuna gitmek, içi gitnıek, canı istemek, mek, son derece üzülmek, kederlenrhek,
çok arzulamak, istemek. gamlanmak, üzüntüden inlemek.
ağzının suyunu axıtmaq ağzının suyunu ahı tutmaq ahı tutmak, zulme uğrayan
akıtmak, iştahlandırmak, imrendirmek, son kimsenin bedduası zalime zarar vermek.
derece ügi duymasım sağlamak, bir şeye ahı yerdə qalmamaq ahı yerde kalmamak,
hasret bırakmak. intikamı alınmak.
ağzının suyunıı yığışdırabilməmək 1- ahım tutsun ahım tutsun, bedduam çaıp-
ağzınm suyu akmak, bir şeyi çok beğene- sın, dokunsun.
rek onu istemek. 2-kendini idareden mah- ahın dağlara! ahın dağlara taşlara, ıstırap
rum olmak. çekenin derdine ortak olanların teselli ola-
ağzının üstündən vurmaq cevabını ver- rak söylediği bir ifade.
mek, susturmak. ahını aimaq ahmı almak, birinin bedduası-
ağzının yemi deyil! "onun yapacağı iş nı üzerine çekmek, kendine ilenmesine
değildir!" anlammda. sebep olmak.
ağzının yiyəsi olmaq ağzma sahıp olmak, ax uf etmək (eləmək) ah of etmek, sızlan-
könuşmasım bilmek. mak, inlemek, esef etmek.
ağzının zodu yoxdur lafmı dinleyen yok- axan dəryanı bağlamaq faydasız işlerle
tur, sözü geçmiyor. uğraşmak'*
ağzıyla quş tutmaq ağzıyla kuş tutmak, axan qan damarda durmaz akacak kan
çok becerikli olmak, yapılamayacak şeyleri damarda durmaz, ne kadar tedbir almnsa
yapmak. almsm iş olacağma vanr.
ağzıyla quş tutsa da ağzıyla kuş tutsa da, axan sular dayanar (durar) akan sular
yapılamayacak şeyleri yapsa da, asla, ke- durur (yürümez), doğruluğu, gücü karşısın-
sinlikle. da söyleyecek söz olmama häli.
ah çəkib (deyib) qan tüpürmək hayatı axar suiar qurıımaq şansı yäver gitme-
zindan olmak, yaşamı zehir olmak, mutsuz mek, işleri tıkınnda gitmemek.
bir hayat sürmek. axıb baxmaq gözü üzerinde olmak, yar-
ah çəkmək ah çekmek, keder; ıstırap, has- dımcı olmak, yardım etmek.
ret, hayret, heyecan ifadesi olarak "ah" axına qarşı getmək 1-tek başına çoğunlu-
demek. ğa karşı gelmek, muhälefet etmek. 2-
ah deyib, ah eşitmək yalnız olmak, kimse- akıntıya karşı kürek çekmek.
siz olmak. axına qoşulmaq çoğunluğa uymak, oniara
alı etmək (elemək) ah etmek, häsret çek- katılmak, ekseriyete täbi olmak.
mek, kederlenmek. axınia getmək çoğunluğa uymak, topluma
alı nalə etmək ah näle koparmak, feryad ayak uydurmak.
etmek, ağlamak, yamklı yanıklı ağlamak. axır günün olsun! Ölüp gidesin! yaşayaca-
ah vay etmək (eləmək) 1-kederlenmek ğm son gün olsun!
dertlenmek, sıkmtıdan, dertten dolayı axır qoymaq son vermek, nihäyet vermek,
şikäyetlenmek, feryat etmek, gam çekmek. bitirmek, sonuçlandırmak.
2-bir şeye acımak, hayıflanmak. axır nəfəs son nefes, ölümden önce yaşa-
ah yerdə qalmaz ah yerde kalmaz, yapılan mm son anlan.
kötülük cezasız, karşılıksız kalmaz. axıra çatdırmaq (yetirmək) sona erdir-
ahang kimi açılmaq çok yorulmak, yor- mek, bitirmek, tamamlamak.
gun argın olmak. axıra çatmaq (yetmək) sona ermek, bit-
ahdan başı açılmamaq günü ahu zarla mek, tamamlanmak.
geçmek, hep dert ve keder içinde yaşamak. axırı bir yana çıxmaq bir sona uläşmak,
ahı göyə (göylərə) çıxmaq (qalxmaq, bir neticesi olmak, bir şeyle sonuçlanmak.
ucaimaq) ahı göklere çıkmak, feryat et- axırı boşa çıxmaq sonunda hiçbir şey elde
edememek, sonu hiç olmak.
44
axırı çatnıaq sonu yaklaşmak. ölümüne axşam eləmək (etmək) akşamı etmek,
azalmak. günü geçirmek, akşama kadar kalmak.
axırı xeyir! bir kimsenin yaptığı işten veya axşam vurmaq askere "yat" emri veril-
söylediklerinden memnuniyetsizliği dile mek.
getirmek için kullamlan bir ifade, "bildiğini axşamın (axşamınız) xeyir iyi akşamlar,
kendine sakla", "kendin için yap", "kendin akşam vakti kullanılan esenlikler dileme
için iste" vs. anlammda. sözü.
axırı xeyir olmaq 1-sonucu, neticesi iyi axtacarlıq eləmək akraba mahna el koy-
olmak. 2-mutluluğa ermek, güzel günlere mak.
ulaşmak. axtardığı qənşərinə gəlmək aradığı karşı-
axırı itmək kendi hatası yüzünden hayatmı sma çıkmak, aradığım bulmak.
mahvetmek. axtardığına qovuşmaq aradığını bulmak.
axırı oimaq 1-sona ermek, bitmek, tüken- axtarmaq taxtarmaq her tarafı aramak,
mek. 2-geleceği olmak, neticesi, sonu ol- aramadık yer bırakmamak.
mak. axtarmamış yer qoymamaq her tarafı
axınma çıxtb gırtlağıma çıkarmış, beni aramak.
bıktırmış, usandırmış. axurda yatıb sultan Məcid yuxusu görür
axırın xeyir oisun! 1-birisine iyilik dile- çoban kulübesinde padişah rüyası görüyor,
mek, uğur dilemek için söylenen alkış ifa- ulaşamayacağı, elde edemeyeceği bir şeyi
desi. 2-birinin yaptığı bir işe veya ileri hayal edip onun hayalini kuruyor, aç tavuk
sürdüğü teklife duyulan memnuniyetsizliği rüyasında darı görür.
bildiren "sen kendi işine bak" şeklinde ailə qurmaq evlenmek.
söylenen bir azarlama, tenkit ifadesi. akkord götürmək (bir müzik äleti) çalma-
axırına çıxmaq (daş atmaq) 1- ya başlamak.
mahvetmek, yok etmek, ortadan kaldırmak. akt bağlamaq anlaşma yapmak, mukavele
2-boşu boşuna bitirmek, hepsini kullan- yapmak.
mak, harcamak. aqibətin (aqibətiniz) xeyir (olsun!) sonu-
axırına nöqtə qoymaq sona erdinnek, nuz iyi olsun!
bitinnek. al aparmaq al basmak, loğusa hummasına
axırmı eləmək (etmek) 1-bak. axırını (albastı) yakalanarak ölmek.
gətirmək. 2-öldürmek, işini bitirmek. al aparmtş al götüresice, kadın ve kızlara
axırını gətirmək sonunu almak, sonunu söylenen, ashnda var olmayan, halk arasm-
getirmek, bitirmek, tüketme'k; sonuna u- da "al kansı" adlandırılan ve genelde loğu-
laşmak, bir sonuç elde etmek. sa kadınlarm ölümüne sebep olan varhğın
axırını itirmək birini mahvetmek, öldür- kendilerinin ölümüne sebep olmasını dile-
mek. yen bir ilenme ifadesi.
axirət mənzilinə getmək ruhunu teslim al dil ilə aparmaq tatlı dile tutarak kan-
etmek. ölmek. dırmak.
axmaq yerinə qoymaq birini akılsız zan- al (ala) dilə tutmaq tatlı dille kandırmak,
nedip kandırmaya çahşmak, aptal yerine aldatmak, hilebazhk etmek.
koymak. al geymək al giyinmek, bezenmek, süs-
axmaqlıq etmək budalahk etmek, akılsız- lenmek, kırmızılar giyinmek.
hk etmek, budala gibi davranmak. al qana batmaq (boyanmaq) al kanlara
axmasa da damcılamaq akmasa dä dam- boyanmak, vurulmak, öldürülmek.
lamak, az da olsa gelir getirmek. al qana (qanına) bəzəmək (boyamaq) al
axmurdamaq eləmək ardınca konuşmak, kanlara boyamak, yaralamak; kesmek;
şikäyetlenmek. öldürmek.
axşam düşmək (enmək, qovuşmaq) ak-
şam olmak. güneş batmak, hava kararmak.
al qana qəltan etmək 1-al kanlara boya- alaca bülaca görsənmək gözüne tuhaf
mak, vurup öldürmek. 2-kendi kamna bo- görünmek,. garip ve soğuk tavırlar sergıle-
yamak, yaralamak. mek.
al qanı selə döndərmək kanına boyamak. alaca qarğaya da borcludur uçan kuşa da
öldürmek, vurarak öldürmek. börçludur, herkese borcu vardır.
al nənəsi qarğıyıb evi barkı, oturduğu alacalı tutmaq farklı davranmak, diğeri
veya çahştığı yerde düzen, nizam intizam veya diğerlerine gösterdiği tavrı ona sergi-
olmayan kimseler için söylenir. lememek, ayncahklı davranmak. -
al yalan başmdan sonuna kadar yalan, alağmı çalmaq bak. alaq eləmək (etmək).
temelli yalan. alaxdan gələn adama oxşayır üstü başı
ala başma kül başma baştan savma yapı- perişan, saçı sakah bifbirine karışmış kim-
lan iş. seler için söylenir.
ala bnla çalmaq 1-rengärenk görünmek, alaxırman eləmək 1-henüz tam olgunluğa
tuhaf görünmek. 2-renkleri düzgün olma- ermemiş buğday başaklannı ütmek. 2-
ınak, çeşitli renklerde görünrnek. henüz olgunluğa ermeden bir şeyi topla-
ala çıxarmaq (çıxartmaq) "nah alırsın" mak.
işaretini yapmak. alak palalc etmək çok kötü şekilde döve-
ala dağdan qara dağa, qara dağdan aia rek her tarafmı yara bere içinde bırakmak.
dağa üz tutmaq boşu boşuna bahene uy- alaq eləmək (etmək) 1-kendi kusurunu,
durmak, alt üst vurmak. kabahatini örtrnek, ortadan kaldırmak. 2-
ala dana göy dana, götün var (varsa) çıx ayrık otlarmı temizlemek, ekinleri yabani
meydana k. birine meydan okuma ifadesi. otlardan, ayrık otlarından kurtarmak.
ala düşmək tuzağa düşmek. alaq otu kimi kökündən çıxarmaq kö-
ala göz ela gözlü. l-güzel gözlü kız, kaduı künden kestirip atmak, temelden atmak.
veya genç. 2-şehla gözlü güzel veya genç. alaqallağa qoymaq gıybetini etmek, ar-
ala itdən məşhur ş. kötü anlamda tanınan, dınca her türlü laf etmek.
kötü yönleriyle meşhur olan kimseler için alamancılıq eiəmək yürütmek, çalmak,
kullamhr. alamançılıq eləmək laf dolaştırmak, birin-
ala keçi dik buynuz eləmək kepaze et- den diğerine haber taşımak.
mek, rezil rüsva etmek. alataş eləmək takatini kesmek, çok yor-
ala qarğa bala çıxartmaz bir yerde duru- mak.
mun karmakanşık, kanun nizamın olmadı- alataş qalmaq şaşırıp kalrriak, hayretten
ğım bildirir. dona kalmak.
ala qarğa balasma aşiq olub pek fazla alay valay eləmək alt üst etmek.
güzel veya çekici olmayan bir şeyi haddin- albuxara torbası kimi hıçbir iş yapmayan,
den fazla sevenler, beğenenler için söyle- adı var kendi yok kimse.
nen alay, istihza ifadesi. alçağa düşmək çukura yuvarlanmak, ön-
ala qoymaq kandırmak, dolandırmak. cekinden daha kötü duruma düşmek.
ala vermək bak. ala çıxarmaq alçahb aşmmaq hakaret edilmek, hakaret
(çıxartmaq). edildiğini hissetmek, düşünmek.
alabağır olmaq korkuya kapılmak, kork- aldəyişik düşmək benzeri üe kanştmlmak.
mak. aldəyişik salmaq birbirine karıştırmak,
alabaydaq etmək (eləmək) 1-adınt aleme yanhşhkla diğerini almak.
yaymak, rezil etmek. 2-bir ekini, otu vs. aldım qoz satdun qoz mənə də qaldı
biçerken, çapa yaparken orada burada bı- şaxşaxı ahşverişte herhangi bir kazanç elde
rakmak, istenen şekilde iş yapmaraak. edilmediğini büdirir.
alabəzək etmək (eləmək) çeşitli renktere aldm paym(ı), çağır ağa dayın(ı) ağzımn
boyamak. payım aldın mı!
46
aleybani yaxasma taxılan təbənə kimi alıb yatmaq 1-altına äiıp däyak atmak. 2-
yaxasına taxılmaq (ilişmək) sülük gibi azarlamak, laf söylemek.
yapışmak, yapışıp kopmamak, yakasmı ahcı gözüylə baxmaq müşteri gözüyle
bırakmamak. bakmak.
aləm aləmlədir, keçəi qız da xalamla! bir ahcı quş kimi büyük bir sürat ve çeviklik-
kimsenin, durmadan birilerinin aleyhinde le.
konuşması karşısmdä söylenir, "sadece alığını aşırmaq hakkından gelmek, alaşağı
sıkıntm bu mudur" anlämında. etmek, görevinden uzaklaştırmak, üstesin-
aləm yığılsa da asla, kat'iyen. den gelmek, icabma bakmak.
aləmdə dəştgar olmaq herhängi bir şey- alımını vermək 1-paylamak, küfretmek,
den dolayı dile düşmek, aleyhinde konu- canına okumak; tenkit etmek, kınamak,
şulmak. kötülemek. 2-yenmek, dersini vermek,
aləmə car çəkmək 1-dünyayı başına top- tärümar etmek, yenilgiye uğratmak, boz-
lamak, bağınp çağırmak. 2-herkese yay- guna uğratmak.
nıak. alın təfi ilə qazanmaq (suvarmaq) alın
aləmə səs salmaq 1-ün "yapmak, meşhür teri ile kazanmak, kendi emeği ve zahme-
olmak. 2-sansasyon yaratmak, gürültü.ko- tiyle kazanmak, elde etmek.
parmak. alın təri tökmək alm teri dökmek, na-
aləmə yaymaq herkese yaymak, bildirmek. muslu ve dürüst çahşmak, çok zahmet
aləmi ayağa qaldirmaq ortahğı velveleye çekmek, emek sarf etmek.
vermek. alın tərini silmək alm teri akıtmak, emeği
aləmi ayaqdan salmaq 1-her yerde ara- ile kazanmak.
mak, her yere gitmek, girip çıkrnak. 2- ahşıb yanmaq yanıp kavrulmak. 1-ateş
herkesi yormäk. alıp yanmak, büyük alevler saçarak yan-
aləmi başma almaq (götürmək, yığmaq) mak, alevlenmek. 2-çok kızmak, çok hid-
dünyayı başına toplamak, bağınp çağır- detlenmek, hiddetinden deliye dönmek. 3-
mak, ortahğı velveleyevermek. alev renginde parlamak. 4-kızarmak, kır-
aləmi bir birinə qatmaq (qatıb mızı renge bürünmek, al renge görünmek.
qarışdırmaq, vurmaq) oftahğı birbirine alqax culqax danışmaq ağzma ne geliyor-
katmak, karışıkhk çıkarmak, ortahğı bu- sa söylemek, aklma eseni, akhna geleni
landırmak. konuşmak.
aləmi həyəcana salmaq bak. aləmi ayağa Allah (sənə) ağıl (ağıl tlkir) versin Allah
qaldırmaq. , akıl versin, akılsızca bir iş yapan, hareket
aləmin zəhləsi məndən gedir, məitim eden veya kelime sarf edenler için söylenir.
zəhləm də herkes benden nefret ediyor Allah ağzından eşitsinAllah ağzmdan
ben de duysun, keşke söylediğin gerçek olsa, Tan-
aləminə daxil olmaq iç dünyasma girmek, rı gerçekleştirse.
iç dünyasını tammak. Allah axınnı xeyir eləsin Allah sonunu
ağlaş ulğaş eləmək karmakarışık etmek, hayır etsin, sonucu tehlikeli görünen bir iş
karışhrmak, birbirine dolaştırmak. için veya işleri kötü giden birisi için söyle-
aləm aləmlədir, kor qız da xalamnan nir.
birinden çok hoşlanıp sakız gibi yapışıp AUah aqibətini xeyir eləsin Allah sonunu
kopmayan kimse için söylenir. hayır etsin, bir işin sonueu için kaygı du-
aləm başma dolanmaq dünyası dönmek, yulduğunda söylenen iyi dilek sözü.
çok kötü etki etmek. Allah alıb qucağına şansı yäver gidiyor,
aləraə it hürəndə bizə də Mazandaran hep başarıyor, Tanrı yardım ediyor.
çaqqah hürər hep kötü insanlar bana raşt- Allah Allah Allah Allah, şaşkmlik ve hay-
lar. ret bildiren bir ifade.
aiıb aparmaq ahp götürmek.
47
Allah Allah'la elə elə binbir ğüçiükle. 1- AHah bəlaiardan hifz eləsin Allah koru-
zorlukla. 2-büyük bir gürültüye rağmen sun.
istenen netice alınmadığı zaman kullamr. Allah bəndəsi 1-zavallı, fukara, kimseye
Allah Allahhq'la day öyrədirik! zor bir zararı dokunmayan, yumuşak başlı, mümin
işin yoluna konması esnasmda birinin çıkrp insan. 2-herhangi bir kimse.
işi berbat etmesi anmda söylenen ve mem- Allah bilir Allah bilir. l-"belli değil, kimse
nuniyetsizliği bildiren bir ifade. bilmiyor, Allah'tan başka kimse bilmiyor"
Allah amanatı Tanrı emaneti, birine biri- anlämında. 2-öyle tahmin ediyorum, zan-
sini veya bir şeyi emanet ederken, emaneti nımca öyledir.
iyi koruması için söylenen bir ifade. Allah bilir ki nə yolun adamıdır kötülü-
Allah amandır aman Allah'ım, bir yalva- ğü, iyiliği anlaşılmayan, ne yaptığı bilin-
nş, rica ifadesi. meyen kimseler için kullanıhr.
Allah anıanında olasan! Allah yardımcm Allah bir qapını bağlayanda digərini (o
olsun! birini) açar Allah bir kapıyı kaparsa bin
Allah artırsm Allah artırsm, Alläh daha kapıyı açar, Allah insanı bir şeyden mah-
fazla versin. rjım ederse, daha iyi başka bir şeyle mem-
AHah bağışlasın 1-Aliah bağışlasın, Tanrı nun eder<*
kazadan belädan korusun. 2-özür dileyen Allah bir söz bir verilen sözden veya va-
veya kötü bir şey yapan insanın özürüne atten dönülmeyeceğini ifade için kullanıhr.
karşıhk olarak kullamhr. Allah bir yastıqda qocaltsın Allah bir
AHah balam deyib Allah yürü kuium de- yastıkta kocatsm, yeni evlilere "evliliğiniz
miş. ömür boyu sürsün" anlamında söylenen bir
Allah başacan eləsin (yantsın) Allah ta- alkış ve iyi dilek temennisi.
mamına erdirsin, birlilcte ömür süresiniz, Allalı birdir Allah bir, bir yemin ifadesi.
birlikte saçlannız ağarsın. Allah birdir dediyindən özgə sözünə
Allalı başın dura dura (duran yerdə) inanılmaz Allah birdir, Peygamber haktır
ayağına daş salmasın Allah belänı versin, sözünden başkasma inanılmaz, çok yalancı
Allah başma taşlar yağdırsm. ve güvenilmez kimseler için kullanıhr.
Allah başına daş salsııı Allah başına taş Aliah birinə dövlət vərib, birinə zillət
yağdırsm, bir beddua, ilenme ifadesi. Allah birine zenginlik vermiş, birine de
Allah başından bir tük əskik eləməsin! sıkıntı ve fakirlik.
Tanrı yardımcm olsun anlammda bir alkış Allah birini min eləsiıı AUah daha da ar-
ifadesi. tırsm.
Allah başından tökmək birdenbire zen- Allah böyükdür Allah büyüktür. 1-zor bir
ginleşmek. durumda kalmdığmda, sıkıcı bir sonuçla
Allah başını batırsın! Allah canını alsın! karşılaşıldığında bir ümit ifadesi olarak
ilenme ifadesi. kullanıhr. 2-günün birinde häkkını alacağı-
AHah başını uca eləsin! Allah almnı açık na, kendine yapılan haksızhğm düzeleceği-
başını dik etsin! Allah mahcubiyet verme- ne inanmak gerektiğini anlatan bir ifade.
sin! Allah canıma dəyməsə "Allah canımı sağ
Allah betərindən saxlasın Allah beterin- ederse, inşällah" bir işi gelecek günlerde
den esirgesin (saklasm), Allah daha kötü yapma arzusu.
duruma düşürmesin. Allah canını alsm! Allah canmı alsın, kar-
Allah bəxtini güldürsün Allah bahtını gıma, ilenme ifadesi.
açık etsin, iyi dilek temennisi. Allah cəzasını versin bak. Allah canını
AHah bəla (bəlasmı) versin Allah beläsını alsın!
versin, memnuniyetsizlik bildirir ve azar- Allah çarxını çevirsin Allah düzenini alt
lama, paylama ifadesi olarak kullanıhr. üst etsin! ilenme ifadesi.
48
Allah dadma (dadmıza) çatsın (yetişsin) Allah əcir versin 1-AUah ecir sabır versin,
Tanrı yarduncınız olsun! alkış ifadesi. teselli anlammda söylenen baş sağlığı ifa-
Allah dağına görə qar verər Ailah dağma desi. 2-Allah mükafatmı versin anlammda.
göre verir, herkesin güeü, imkänları kadar Allah əkbərlə bak. Allah Allah'la elə elə.
sorumluluğu olur anlammda. Allah əli üstündə olsun Allah sana yar
Allah damına baxıb qar verər bak. Allah olsun, Allah seninle oisun.
dağma görə qar verər. Allah əməyini heç (zay) eləməsin Allah
Allah deyəndən demir azgmm, belälmm emeklerini boşa çıkarmasm.
biridir. Allah əmri! Tanrı buyruğu. yapılması ge-
Allah dərt də yaradıb, dərman da Allah reken şey.
dert de vermiş deman da, her derdin bir Allah əskik etməsin (əskikliyini
ilacı da vardır, ümidini kaybetme. göstərməsin) Allah eksikliğini gösterme-
Allah dərt verib dərman dahnca sin, eksiğiyle, kusuruyla birlikte olmaya
gəzdirməsin Allah dert verip derman a- devam etsin, çok gerekli olan bir şeyin
ratmasın, Allah çaresiz derde düşürmesin. kusuru anlatılırken, böyle de olsa, onun
Allah dərt verip dərman verməsin Allah varlığma şükredildiğini anlatan ifade.
dermansız derde düşürsün. Allah ətini töksün bak. ətin tökülsün.
Allah dəvəyə qanad versəydi dam bacanı AHah fərəc versin! Allah yardım etsin!
dağıdardı Allah deveye kanat verseydi uğurlu olsun!
damı, taşı dağıürdı, Allah her şeyi bir dü- Allah gecindən versin Allah gecinden
zen içinde yaratmıştır. versin, ölümü (ölümün) geç olsun.
Allah doqquzunda verdiyini səkkizində Allah göstərməsin! Allah göstermesin,
almaz herkesin önüne neler çıkacaktır o Tann esirgesin, başına kötü bir şey gelme-
beilidir, Tanrı kimsenin kaderini değiştir- sin.
mez anlammda. Allah götürməz! Tanrı'nın hoşuna gitmez!
Allah dostu AHah dostu, mümin, evliya, yaptığmız iş doğru değildir!
ermiş, kutlu kimse. Allah gözünə işıq, dizinə taqət versin
Allah dördüz bir eləsin Allah elinizdeki- yaşh birine "Allah hep dinç saklasm" an-
leri alsm, bir beddua, ilenme ifadesi. lammda söylenen alkış ifadesi.
Allah dözüm versin Allah sabır versin, bir Allah günahım (günahlarını) bağışlasın
facia veya feläketle karşılaşan, ya da yakmı (ölüler için) Allah günahlarmı bağışlasın,
ölen birisine, "AHah dayanma gücünü artır- Allah taksiratmı affetsin, Tann kusurlarını
sın" şeklinde sabır ve baş sağhğı dileme bağışlasm.
ifadesi. Allah haqqı! Tann'ya yemin olsun.
Allah düşmənimə də göstərməsin Allah haqqı üçün Allah hakkı için, Tann
(verməsin) Allah düşmanıma da gösterme- adına yemin ederim ki doğrudur.
sin, anlatıian kötü bir durumun büyüklüğü- Allah havanı alsın bir şeye veya birilerine
nü bildiren ifade. güvenip azmış kimseler için kullanılan
Allah eləməsin Allah göstermesin, arzu ilenme ifadesi.
edilmeyen, istenmeyen bir şeyin olmaması Allah heç nə əsirgəməyib Allah hiçbir
dileği ile söylenir. şeyi esirgememiş. 1-her şeyi vardır. 2-çok
Allah eləsin (ki) arzulanan bir işin olması güzel kadın, kız hakkmda.
dileği ile söylenir, "inşaliah olur, keşke Allah hər kəsin ürəyinə görə versin Allah
olsa". herkesin kalbine göre versin, Allah herke-
Allah eşqinə AHah aşkına, bir yalvarış, sin isteğini, arzusunu yerine getirsin.
rica ifadesi. Allah həyanın olsun Allah yardımcm,
Allah evi Allah'ın evi, cami, mescit. desteğin olsun.
Allah evini yıxsm! Allah ocağmı söndür- Allah hörmətini artıq eləsin! bir memnu-
sün! ilenme ifadesi. niyet ifadesi (özellikle kendisine saygı
49
gösteren gençlere yaşlüarın söylediği bir Allah qənim olsun Allah belänı versin, bii'
ifade). rahatsızhk veya kızgınlık sebebiyle söyle-
Allalı xatirinə Allah aşkına, bir yalvarış, nen ve memnuniyetsizliği bildiren bir ifa-
rica ifadesi. de.
Allah xeyir versin! bak. Allah xeyrə ca- Allah qızı kavga ve dövüşlerde kadınlara
lasın! veya kızlara söylenen seslenme şekli.
Allah xeyir (xeyirli) eləsin bak. Allah Allah qismət eləsə Allah kısmet ederse,
mübarək eləsin. Tanrı izin verirse, inşallah.
Allah xeyrə calasın! iyi dilek, güzel Allah qonağı Tann misafiri. birinin evine
arzular bildiren bir ifade. gidip gecelemek veya bir şeyler yemek
Allah xoşbəxt eləsin! saadet, mutluluk isteyen kimsenin ev sahibine söylediği
dilerne arzusu. ifade.
Ailah imanını kamil eləsin bir kimseye Allah qotur versin dırnaq verməsin Al-
hayır dua ederken söylenir. lah seni mevki sähibi yapmasm, merhamet-
Aliah insaf versin adil hareket etmeğe, siz, insafsız ve gaddar insanlar için söyle-
insaflı davranmaya davet sözü. nen bir ilenç.
Allah işini avand eləsin Allah işini rast Allah qovuşdursuu Allah kavuştursun, bir
getirsin. ailenin üyelerinden biri veya birbirini se-
Allah işinizi rast gətirsin Allah işinizi rast ven iki kişiden birinin oradan aynlarak
getirsin, Allah işlerinizin yolunda gitmesi uzak bir yere gitmesi durumunda geride
için yardım etsin şeklinde bir dilek. kalanlara kavuşma dileğinde bulunmak için
Allah kərimdi (kərimdir) Aliah kerim, bir söylenen bir ifade.
mahrumiyet ve ihtiyaç durumunda, bir şey Allalı qoysa inşallah. Allah'm yardımı ile.
yitirildiği anda veya kötü bir sonuçla kar- Allah qulu Allah'ın kulu, tanmmayan biri-
şılaşıldığmda "Allah büyüktür, Allah'a sine söylenen seslenme şekli.
güvenümelidir" şeklinde söylenen bir te- Allah quru şərdən saxlasm Allah kuru
selli ifadesi. iftiradan saklasm, bir suçlama esnasında
Allah kəssin bir işi yaparken çok zora dü- onun iftira olduğunu anlatmak için söyle-
şüldüğü zaman duyulan memnuniyetsizliği nen bir ifade.
ifade eder. Allah qüvvət versin! Allah kuvvet versin,
AHah kölgəsi Tanrı gölgesi, merhametli ve çalışan veya zor durumda kalan birisi için
ümit verici manevi güç. başarı arzu eden ifade.
Allah kömək eləsin! Allah yardımem ol- Allah min bərəkət versin Allah bin bere-
sun, çahşan veya zor durumda olan birine ket versin, şükür, teşekkür ifadesi.
söylenen başan dileği. Allah muradına çatdırsın Allah kısmet
Allah köməyin (köməyiniz) olsun! bak. etsin! iyi dilek temennisi.
AHah komək eləsin. Allah muradını versin bak. Allah mura-
Allah köməyivizə çatsın bak. Allah dına çatdırsın.
kömək eləsin. Allah mübarək eləsin! Alläh mübarek
Allah qadadan bəladan hifz eləsiıi etsin. 1 -bir nişan takma olayı, yeni alinan
(qorusun, saxlasın) Allah belädan koru- bir şey için vs. söylenen "hayırh. ölsuh'''
sun, Tanrı'nın insanı her türlü kötülükler- anlamında tebrik veya kutlama ifadesi. 2-
den koruması gäyesi ile söyleıien iyi düek kabul edümeyen, benimsenmeyen, onay-
temennisi. lanmayan bir durumda alay ifadesi.
Allah qarğa deyil ki, vurub gözünü Allah nə verdisə Allah ne verdiyse, yeınek
çıxartsın Allah'ın tokadı geç dokunur, olarak evde varsa, ne bulunursa.
ancak kötü dokunur. Allah nərdivanı çok uzun boylu kimse.
Allah qəbul eləsin Allah kabul etsih, sevap
sayüan bir iş yapıldığı zaman söylenir.
50
Allah oğlu erkek çocuklara ve erkeklere •dilek. ~2-es. müslüman olmayanlarla, genel-
karşi duyulan kızgmlık veya rahatsızhk de ermenilerle selamlaşma ifadesi.
dolayısıyla söylenen hitabet şekli. Allah salamat eləsin Allah selamet versin,
Allah öldürmüş (vursun)! Allah beläm Tanrı seni korusun. uzakta olanlar veya
versin! şikäyet, tiksinti, memnuniyetsizlik hayatta olanlar anıhrken söylenir.
bildiren bir ifade. Allah salamatliq versiıı Allah sağhk ver-
Allah öldürsün! AUah canını alsın! bir sin, canımız sağ olsun.
beddua ifadesi. Allah səbir versin bak. Allah dözüm ver-
AJlah ömrünü uzun eiəsin! Allah ömürler sin.
versin, .özellikle büyüklerin kendilerine AHah səndən razı olsun Allah sendeıı razı
edilen iyilik veya gösterilen saygı karşılı- olsun, Tanrı seninle birlik olsun, iyiliğini
ğında rnemnuniyetlerinin ifadesi olarak senden esirgemesin, birinden görülen iyili-
kendilerinden küçüklere söyledikleri iyi ğe karşıhk söylenen ifade.
dilek temennisi. Allah sənə qənim olsun Allah beläm ver-
Allah ömür versin Allah ömürler versin, sin, Allah sana düşman kesilsin, bir ilenme
çok yaşa, saygı gösterilen bir kimseye ifadesi.
söylenen teşekkür ve saygı ifadesi. Allah səni (sizi) inandırsın Allah seni
Alläh özün bağışla Allah'ım sen bağışla, inandrrsın, yalanım yoktur, doğru söylüyo-
Tann'ya bir yalvarış ifadesi. rum şeklinde, inamlması güç bir şeyi anla-
Allah özünə qismət eləsin! Tanrı kendine tırken söylenen ifade.
nasip etsin! bir alkışifadesi. Allah səni oddan alovdan qorusun Allah
AHah payıııı versin birine bir hediye veya belälardan uzak etsin.
pay veren kimseye, onu verdiyi kimsenin Allah səni sevindirsin sevinçli bir haber
söylediği alkış ifadesi. verene veya birinin sevinmesine vesile
Allah razı olsun! Allah razı olsun! birine olacak bir davranış sergileyen kimseye
söylenen teşekkür ifadesi. karşıdakinin söylediği alkış ifadesi.
AHah rəhm eləyib (edib)! Tanrı esirgemiş! Allah səni umud yeri eləsin darda veya
Allah yardım etmiş, sağ salim kurtulmuş. sıkmtıda olan birisini o sıkmtıdan kurtaran
Allah rəhmət eləsin Allah rahmet etsin. 1 - kimseye söylenen bir alkış.
ölüleri anarken söylenen bir iyi dilek. 2- AHah sənin əlini yüngül, işini avand
teselli ve taziye (baş sağlığı) ifadesi. eləsin Allah sana güç versin ve işlerin yo-
Allali rəhmətinə getmək Tanrı'nm rah- lunda gitsin anlammda.
metine kavuşmak, ölmek. Allah sizi əskik eləməsin Allah uzun ö-
AHah rizası üçün (rizasma) Allah rızası mürler versin. 1-bir alkış, teşekkür ifadesi.
için. 1-sevap için, Tann yoluna, Allahin 2-Tanrı sizi başımızdan eksik etmesin.
hoşuna gider. 2-yalvarma, yakarma anla- AHah şahiddir Allah şahittir, Tanrı şähittir
mında. ki ben hakhyım, söylediklerim, yaptıklanm
AHah sağ əli sol ələ möhtac eləməsin vs. doğrudur şeklinde bir yemin ifadesi.
Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin, bir Allah şeytana leenet eləsin länet şeytana,
kimsenin kendine ne kadar yakm olursa istenmeyen bir durumla karşilaşıldığında
olsun, bäşkasmın eline bakmasmın, ona kendine häkim olmak için söylenen ifade.
muhtaç olmasının son derece zor olduğunu Allah şəfa versin Allah şifa versin, hasta-
bildiren bir ifade, lara söylenen ve iyileşmeği isteyen bir
Allah sağ gözü sol gözə mölıtac eləməsin dilek, temenni.
bak. Allah sağ əli sol ələ mölıtac Allah taala bir də yaratmayıb eşi ve ben-
eləməsin. zeri yoktur, çok güzeldir, çok alımlıdır.
Allah saxlasın Allah korusun. 1-birisi için Allah tək yaradıbdır Tann tek yaratmış.
sağhkh bir hayat ve uzün ömür arzusu, bir güzellikte eşi ve benzeri yoktur, çok güzel-
dir.
51
Allah tərəfi adilcesine, adaletle, hakkani- Allah vurmuşdu Allah aklım almıştı, onun
yetle iş yapan kimse. yapacağı iş değildi, beceremezdi, cesareti
Allah utandırmasın Allah utandırmasm, yetmezdi ancak nasıl olduysa yaptı ve ba-
bir işe girişenlere söylenen başan ifadesi. şmı beläya soktu.
Allah uzaq eləsin Allah göstermesin, Tanrı Allah vurub zayıf, özürlü, sakat kimseler
esirgesin. için kullamlan bir acıma ifadesi.
Allah üçün Allah için, gerçekten de, doğ- Allah yaddaş versin Allah akıl fikir ver-
rusunu söylemek gerekirse. sin, Tanrı akıl izan ihsan etsin.
Allah ümidinə dolanmaq zorlukla, bin bir Allah yaxşı yol versin Allah yolunu açık
güçlükle geçinmek. etsin. yolculuğa çıkanlar için söylene bir
Allah üstümüzdən əskik eləməsin! Allah alkış.
başımızdan eksik etmesin! birine söylenen Allah yar olsun Tanrı yardımcm olsun, bir
alkış ifadesi. alkış ifadesi.
Allah üzümə baxdı Allah beni korudu. AHah yazdısa pozsun Allah yazdıysa boz-
Allah üzümün örtüyünü versin alla ca- sun, gerçekleşmesi, vuku bulması istenme-
nımı alsm. yen bir olay veya durum için kullanılır.
Allah üzünü ağ eləsin güzel davranışlar AHah yel də verib yer də verib bir yerde
sergileyerek sevgi uyandıran küçüklere kendine lıäkim olamayıp yellenen ve uta-
büyüklerin söylediği bir alkış. nan kimseleri teselli etmek, mahcubiyetini
Allah üzünü qara eləsin! memnuniyetsiz- ortadan kaldırmak için söylenen bir ifade.
lik ve ilenme ifadesi. Allah yeri ya qulum deyib Allah yürü
Allah var Allah var, doğrusunu söylemek kulum demiş, az zamanda büyük bir zen-
gerekirse, hakkı teslim etmek gerekir. ginliğe kavuşanlar için söylenir.
AUah verdikcə bəndə gümana düşür AHah yetirib Allah gönderdi, hiç beklen-
kazanç, gelir arttıkça insan beğenmede meyen anda işe yararlı bir şeyle karşılaşıl-
müşkülpesent olur, her şeyde son derece dığmda söylenir.
seçici davranır, hangi şeyi seçeceğini şaşı- Allah'a ağır getməsin Allah'm gücüne
nr. gitmesin.
Allah verdiyi canı alabilməyir Allah Allah'a amanat 1-saklaması, koruyup gö-
verdiği canı alamıyor, borcuna sädık olma- zetmesi için geçici olarak başkasma bıra-
yan veya herhangi bir şey alınamayan kim- kılan kıymetli şey. 2-birinden ayrıhrken
selere karşı duyulan güvensizliği ve mem- "sağhcakla kal" anlammda söylenen iyi
nuniyetsizliği bildiren bir ifade. dilek temennisi.
Allah verdiyindən (verəndən) Allah ne Allah'a amanat ol (olun) ayrılan kimsenin
vermişse, ne varsa. orada kalana söylediği bir esanleme sözü.
Allah verə Allah vere de, inşallah öyle Allah'a and içirəm Allah'a yemin olsun,
olur, keşke, inşallah şeklinde bir dilek ifa- bir yemin ifadesi.
desi. Allah'a bağışla suçunu kabul edenlerin
Allah verəndən (təklif etmək) Allah ne söylediği bir özür dileme ifadesi.
verdiyse, Tann ne verdiyse. AHah'a bax! Allah'a bak, rica, yalvanş,
Allah vergisi Allah vergisi, yaratılıştan yakanş ifadesi.
olan, sonradan elde edilmeyen bir yeteneğe Allah'a bir can borcum var Allah'a bir
olan övgü ifadesi. can borçluyum. 1-kimseden korkmuyorum
Allah versin Allah versin, Allah bağışla- şeklinde oluşabilecek bir durumdan
sın. l-dilenciyi baştan savmak için söyle- çekinilmediğini bildirir. 2-kimseye herhan-
nir. 2-işler yolundadır, işler tıkmndadır. gi bir borcum yoktur.
Allah vurmuş Allah canmı alsm şeklinde Allah'a çörək aparan boyu çok uzun olan
bir ilenme ifadesi. kimseler için söylenir.
52
Ällah'a xoş gedər iyi olur. Tanrı'nm da Allah'dan qorxmaz, quldan utanmaz
hoşuna gider. Allah'tan korkmaz kuldan utanmaz, zalim,
Aliah'a qurban olum, sözü mənə verib, merhametsiz ve gaddar kimseler için kulla-
səsi eşşəyə! izaha ihtiyaç yoktur, izaha nılan bir ifade.
gerek yoktur. Allah'dan olan kimi şansımız yäver gitti.
Allah'a min şükür durumdan memnuni- Allah'dan utan Allah'tan utan, yaptığın-
yeti bildiren bir ifade. dan dolayı utanmahsm, sıkılmalısm.
Allah'a pay aparır bak. Allah'a çörək Allah'dan ümid kəsilməz Allah'tan ümit
aparan. kesilmez, genellikle ağır hastalar için "iyi-
Aliah'a pənah insanlann kendine manevi leşebilir" anlammda veya düşülen ümitsiz
destek vermek için söyledikleri bir ifade durumdan sadece Tanrı'nm yardımıyla
(Allah yardımcım olsun! anlamında). kurtulmamn mümkün olduğunu bildiren bir
Allah'a şükür Tanrı'ya şükür, bir şeyin ümit ifadesi.
olması, gerçekleşmesi sebebiyle "hamd Allah'ı arada gör adaletle ve insafla hare-
olsun", "bereket versin"" gibi, hälden mem- ket et.
nuniyeti bildiren teşekkür ifadesi. Allah'ı çağırmaq Allah'tan yardım dile-
Allah'a tapşırdım seni Allah'a emanet mek. Tanrı'nın admı anmak.
ettim şeklinde bazen iyi dilek bazen de Allah'ı sevərsən (sevirsən) Allah'mı se-
kızgınlıkla söylenen ve "Tann bu davranı- versen, bir rica veya dilek ifadesi.
şınm karşılığını versin, onun ilahi adaletine Allah'ı verdi şansı yäver gitti.
sığınıyorum" anlamına gelen bir ifade. Allah'ım (Allah'ın) var kısmetimde-(kıs-
Äiiah'a tapşırmaq 1-AUah'a havale etmek metinde) var, nasiptir.
(ilenme anlammda). 2-Allah^a emanet et- Allah'm altında "keşke" anlammda bir
mek. arzu veya iyi dilek ifadesi.
Allah'a təvəkkül her şeyden ümidini kesip Allah'm bacısı oğlu hem alay, hem de
Tanrı'ya sığman kimselerin kullandığı bir şaka ifadesi olarak güya kendini nüfuzlu
ifade. bir insan olarak takdim edenler için kulla-
AHah'a yalvar Allah'a yalvar. 1-Allah'tan nılır.
iste anlamında. 2-kendi kusuru yüzünden Allah'ın bəlası Allah'm beläsı. 1-çok ya-
güç duruma düşen birine, "kabahatinin ramaz, afacan çocuk için kullanıhr. 2-çok
cezasını çek, kendi kendini kurtar" şeklinde kötü işler yapan, insanlan üzen kimseler
söylenen bir ifade. için kullanıhr. 3-Allah'm gönderdiği belä.
Atlah'dan Tanrı vergisi. f Allah'ın bildiyini quldan gizlətmək oi-
Allah'dan buyruq ağzıma quyruq anriut maz Allah'm bildiği kuldan saklanmaz,
piş ağzıma düş, çahşmadan, emek sarf bilinen bir şey gizli kalmaz.
etmeden geçimini sağlamayı düşünenler, Allah'ın bir dediyindən savayı sözünə
tembellik edenler için kullanıhr. inanmaq olmaz "Allah bir" sözünden baş-
Allah'dan döndün, kirvədən niyə dön- kasına inanılmaz, çok yalancı birisi için
dün? kirvelik hakkmı gözetmeyen kimse- kullanıhr.
leri yermek için söylenen, kirvelik hakkınm Allah'ın dilsiz heyvanı (ölüsü) al. sessiz,
Tann hakkı kadar kutsal sayıldığmı bildirir. fukara kimseler için kullanıhr.
TÜRK SANAT MÜZÝÐÝ
Eser Adý
Makamý
Bestekarý
Söz Yazarý
Formu
Usulü
A benim selvi boylum gül yüzlüm
Hicaz
Sabahattin Hizmetli
Sabahattin Hizmetli
Fantezi
Düyek
A bülbülüm nedir âh ü feryâdýn
Hicaz
Amir Ateþ
Ayþe Feyzioðlu
Þarký
Düyek
A zalim sevdiðimden vebalim
Hicaz
Ahmet Uzel
Ahmet Uzel
Þarký
Curcuna
ABC'yi okumayý sen öðrettin öðretmenim
Hicaz
Ý. Hakký Özbilgin
Ý. Hakký Özbilgin
Çocuk Þarkýsý
Nim Sofyan
Acaba þen misin kederin var mý
Hicaz
Bîmen Þen
O. Seyfi Orhon
Þarký
Curcuna
Aceb þu yerde varm'ola
Hicaz
N. Kemal Aktan
Yunus Emre
Þarký
Düyek
Acelen ne bebeðim büyümek için
Hicaz
Necip Gülses
Hüsâmettin Olgun
Fantezi
Sofyan
Acem kýzý çýkývermiþ oyuna
Hicaz
_
_
Köçekçe
Sofyan
Acý duysam diyerek aþkýn ilâhi tadýný
Hicaz
Rüþtü Eriç
M. Nafiz Irmak
Þarký
Aksak
Acý nedir anlardýn bana þöyle bir baksan
Hicaz
Erol Sayan
Samim Arýksoy
Þarký
Düyek
Acýrým âþýk olup da yanana
Hicaz
Lem'î Atlý
_
Þarký
Aksak
Açan bir çiçektin gönül baðýmda
Hicaz
Selâhattin Ýçli
Oktay Toprakseven
Þarký
Sofyan
Açýk býrak pencereni örtme perdeni bu gece
Hicaz
Þ. Ayhan Özýþýk
Balarýsý Metin
Þarký
Düyek
Açýl ey gönlümün vârý bâd-ý sabâ olmadan
Hicaz
_
_
Türkü
Sofyan
Açýldý gül figân etmekte bülbül nev-bahar oldu
Hicaz
Sâdettin Kaynak
_
Þarký
Aksak
Açýlýrsýn güzelim birer kadeh içelim
Hicaz
Sâdettin Kaynak
Sâdettin Kaynak
Þarký
Aksak
Açma ciðergâhýma ok yâresi
Hicaz
Þevkî Bey
_
Þarký
Sengin Semai
Açmam sana artýk derdim ne imiþ yâr
Hicaz
Ahmet Uzel
Ahmet Uzel
Þarký
Aksak
Açmazsan eðer kalbime sen yâre-i hicran
Hicaz
Y. Asým Arsoy
Fitnat Saðlýk
Þarký
Curcuna
Açsam derdimi eyvâh nâfile
Hicaz
Ovrik Efendi(Lavtacý)
_
Þarký
Curcuna
Açtý cânansýz gülleri yazýk gurbette baharýn
Hicaz
Ali Nihat Özdemir
Ali Nihat Özdemir
Þarký
Curcuna
Ada sâhillerinde bekliyorum
Hicaz
_
_
Türkü
Sofyan
Ada'larda gezer durur edâlý
Hicaz
Artaki Candan
_
Þarký
Sofyan
Ada'lardan bir yâr gelir bizlere
Hicaz
Y. Asým Arsoy
Y. Asým Arsoy
Þarký
Sofyan
Adým adým peþinde her gün seni izledim
Hicaz
Yýlmaz Yüksel
Hâlit Çelikoðlu
Þarký
Düyek
Adýmý kalbinde saklý sanýrdým
Hicaz
Ýlgün Soysev
Ýlkan San
Þarký
Deðiþmeli
Adýn kader olsa senin
Hicaz
Erdal Þahin
Ýsmet Tahtacýoðlu
Þarký
Aksak
Adýný andýkça yansa dudaklar
Hicaz
Sâdettin Öktenay
Turgut Yarkent
Þarký
Nim Sofyan
Affet bizi yâ Gaffar þehr-i siyâm hürmetine
Hicaz
M. Ýsmail Hakký Bey
_
Ýlahi
Sofyan
Afveyle suçum ey gül-i ter baþýma kakma
Hicaz
Þevkî Bey
Enderûnî Vâsýf
Þarký
Yürük Semai
Aðla çeþmim eski lezzet kalmamýþ peymanede
Hicaz
Selçuk Kurt
Câhit Öney
Þarký
Devr-i Hindi
Aðla ey çeþmim benim iftirâkým var bugün
Hicaz
Ahmet Uzel
Ahmet Uzel
Þarký
Curcuna
Aðla gözlerim aðla
Hicaz
Sâdettin Kaynak
_
Þarký
Aksak
Aðla gözüm artýk iç dudaðým hicran þerâbýný
Hicaz
Erol Sayan
Erol Sayan
Þarký
Düyek
Aðladým günlerce arkandan senin gönlüm kýrýk
Hicaz
Ýsmâil Demirkýran
M. Nafiz Irmak
Þarký
Aðýr Aksak
Aðladým nisyâna döktüm aþkýmýn hicrânýný
Hicaz
Ahmet Hatipoðlu
Mehmet Nazmi Özalp
Þarký
Curcuna
Aðlama gözlerim aðlama yine
Hicaz
Özcan Korkut
Özcan Korkut
Þarký
Düyek
Aðlama içime hüzün doluyor
Hicaz
M. Þen Sancakoðlu
M. Þen Sancakoðlu
Þarký
Sofyan
Aðlamakla tâyyadedersin menzil-i maksûdunu
Hicaz
Yusuf Ömürlü
Kenan Rifâî
Ýlahi
Devr-i Hindi
Aðlamýþ gülmüþ cefâya durmadan yanmýþ gönül
Hicaz
Nubar Tekyay
M. Nafiz Irmak
Þarký
Curcuna
Aðlamýþým gülmüþüm kýrýlýp dökülmüþüm
Hicaz
Alâeddin Þensoy
Sâlih Korkmaz
Þarký
Semai
Aðlar gezerim sâhili sanki benimlesin
Hicaz
Alâeddin Yavaþca
Selim Aru
Þarký
Düyek
Aðlar sorarým hep seni gurbet gecesinden
Hicaz
Amir Ateþ
F. Nafiz Çamlýbel
Þarký
Yürük Semai
Aðlarým hayâl olup giden günlerime
Hicaz
Necdet Erdemli
_
Þarký
Düyek
Aðlarýz sokaklarda her baharda her karda
Hicaz
Sâdettin Kaynak
M. Nafiz Irmak
Þarký
Düyek
Aðlasam sesimi duyar mýsýnýz mýsrâlarýmda
Hicaz
Hasan Soysal
Orhan Veli Kanýk
Þarký
Düyek
Aðyâr ile sen geþt ü güzâr eyle çemende
Hicaz
Bîmen Þen
Süleyman Nazif
Þarký
Sengin Semai
Ah çekerim inlerim feryâdýmý dinlerim
Hicaz
S. Süha Ansen
S. Süha Ansen
Þarký
Düyek
Ah eden kimdir bu saat kuytuda
Hicaz
Ahmet Uzel
F. Nafiz Çamlýbel
Þarký
Düyek
Ah edip inlerim gurbet elinde
Hicaz
Kadri Þençalar
_
Þarký
Nim Sofyan
Ah eylediðim gonce-i handânýn içindir
Hicaz
Hüseyin Fahrettin Dede(Þeyh)
_
Þarký
Sengin Semai
Ah eylediðim serv-i hýrâmânýn içindir
Hicaz
Hacý Arif Bey
Fuzûlî
Þarký
Aksak Semai
Ah felek yýktýn dil-i nâþâdýmý
Hicaz
Leon Hancýyan
R. Mahmut Ekrem
Þarký
Aðýr Aksak
Ah ne lâtif râyihânýz var mest etti beni
Hicaz
M. Ýsmail Hakký Bey
_
Þarký
Sofyan
Ah olaydým ben de derviþ olaydým
Hicaz
_
Yunus Emre
Ýlahi
Düyek
Ah þu daðlar sular çaðlar
Hicaz
_
_
Türkü
Sofyan
Ahým seni sînem gibi sûzân eder elbet
Hicaz
Rif'at Bey
Enderûnî Vâsýf
Þarký
Aksak
Ahû gibi bakar bakar kaçarsýn
Hicaz
Ekrem Güyer
_
Þarký
Düyek
Ahvâl-i kalb-i zâre nigâh eyler aðlarým
Hicaz
Hakký Bey(Beylerbey'li)
_
Þarký
Aksak
Ak ipekli bir gergefim duygu duygu iþle beni
Hicaz
Rüþtü Eriç
M. Zeki Akdað
Fantezi
Sofyan
Ak yýldýzý hilal ile süslenmiþ
Hicaz
Ýlgün Soysev
Nedim Uçar
Çocuk Þarkýsý
Nim Sofyan
Akýp giden yýllar ümitler sitemler bizim
Hicaz
Hasan Soysal
Hasan Soysal
Þarký
Curcuna
Aklýmý sevdâya salan biri var
Hicaz
Fethi Karamahmudoðlu
Fethi Karamahmudoðlu
Þarký
Firengifer
Aksedip reng-i izârýn câme-i gül-fâmýna
Hicaz
Mûsa Süreyyâ Bey
_
Þarký
Aksak
Akþam dediler "koyda Hicaz yükselecekmiþ"
Hicaz
Ý. Baha Sürelsan
Ersan Merhacý
Þarký
Aksak
Akþam erdi yine sular karardý
Hicaz
Rahmi Bey
Rahmi Bey
Þarký
Curcuna
Akþam oldu yine sular karardý
Hicaz
Aziz Bey(Tanbûrî)
_
Þarký
Düyek
Akþam olur sabah olur yâr gelmez
Hicaz
Drama'lý Hasan Hasgüler
Drama'lý Hasan Hasgüler
Þarký
Nim Sofyan
Akþam oluþundan çözülür gönlüme derdin
Hicaz
Nihat Adlim
Selim Aru
Þarký
Aksak
Akþam rüzgârýyla dolsan odama
Hicaz
Fethi Karamahmudoðlu
_
Þarký
Düyek
Akþam yaklaþtýkça kanar içerim
Hicaz
Marko Çolakoðlu (Ûdî)
_
Þarký
Curcuna
Akþamýn seyrindeyiz mehtap uyanmýþ uykudan
Hicaz
A. Sedat Mete
Ýsmet Tahtacýoðlu
Þarký
Devr-i Hindi
Akþamýn son rengi vurmadan suya
Hicaz
Ýlgün Soysev
Fâruk Þâhin
Þarký
Nim Sofyan
Akþamlarý aklým ayýrýr bizi
Hicaz
Zekâi Tunca
Zekâi Tunca
Fantezi
Düyek
Akþamlarýn siyâhý derdimle koyulaþýr
Hicaz
Ýrfan Özbakýr
Sedat Ergintuð
Þarký
Düyek
Al da udunu çal bana sen
Hicaz
Drama'lý Hasan Hasgüler
_
Þarký
Aksak
Al goncayý deremedim
Hicaz
Y. Asým Arsoy
Y. Asým Arsoy
Þarký
Düyek
Al kalbimi eline düþür aþkýn seline
Hicaz
Rüþtü Þardað
Rüþtü Þardað
Þarký
Nim Sofyan
Al yanaðýn alýna yanam kimse duymaya
Hicaz
Mahmut Oðul
Mehmet Erbulan
Þarký
Yürük Semai
Albümlerden çýkarttýðýn
Hicaz
Yusuf Nalkesen
_
Þarký
Yürük Semai
Aldandý gönül aþký vefâ âlemi sandý
Hicaz
Giriftzen Asým Bey
_
Þarký
Aksak
Aldattýn beni seviyorum diye kalbimi yaktýn
Hicaz
Zeki Müren
Zeki Müren
Þarký
Düyek
Aldý aklýmý baþtan
Hicaz
Hasan Esen
Hasan Esen
Fantezi
Nim Sofyan
Aldýðým her nefeste onu düþünüyorum
Hicaz
Suphi Ýdrisoðlu
C. Kerim Kýzrak
Þarký
Düyek
Alemde ey serv-i semen
Hicaz
Hacý Arif Bey
_
Þarký
Aksak
Alemler müþtâk sana
Hicaz
Zeki Altun (Hâfýz)
Yunus Emre
Ýlahi
Düyek
Alev almýþ gibi aþkým yanýyor bak yüreðim
Hicaz
M. Þen Sancakoðlu
M. Þen Sancakoðlu
Þarký
Düyek
Alýver tanburu gel meclise
Hicaz
M. Þen Sancakoðlu
M. Þen Sancakoðlu
Þarký
Aksak
Ali'min gözleri uzaða daldý
Hicaz
Bilge Özgen
Þafak Atayman
Þarký
Aksak
Almýþ aydýnlýðý günler yüzünden
Hicaz
Ýsmâil Ötenkaya
F. Nafiz Çamlýbel
Þarký
Sofyan
Aman daðlar caným daðlar
Hicaz
Hacý Arif Bey
_
Þarký
Aksak
Aman gel sevdiceðim sen aman gel
Hicaz
Ahmet Uzel
Ahmet Uzel
Þarký
Curcuna
Ana baþta tâc imiþ
Hicaz
Selâhattin Ýnal
_
Þarký
Curcuna
Ana ile insan gelir dünyaya
Hicaz
Turgut Tokaç
Yýlmaz Çiçek
Þarký
Sofyan
Anadolu Anadolu hep yeþildir saðý solu
Hicaz
Danyal Mantý
Yavuz Öztürk
Þarký
Aksak
Anarým ismini aðlar yanarým sýzlanýrým
Hicaz
Akýn Özkan
Ýsmail Safâ Bey
Þarký
Aksak
Anarým ismini aðlar yanarým sýzlanýrým
Hicaz
Nihat Adlim
Ýsmail Safâ Bey
Þarký
Aksak
Andýkça her an gönlümce seni öpüþünden
Hicaz
Ergüder Öktem
Ergüder Öktem
Þarký
Aksak
Anýlar mâzide kaldýlar artýk
Hicaz
Ali Þenozan
Turgut Yarkent
Þarký
Sofyan-Deðiþmeli
Anýlsýn yâr ile bir yerde mey-nûþ ettiðim demler
Hicaz
Þemsettin Ziyâ Bey
Cevdet Paþa
Þarký
Düyek
Ankara'nýn ortasýnda kurulu pazar
Hicaz
Nedim Önol
Nedim Önol
Türkü
Sofyan
Anladým gidip de dönmeyeceksin
Hicaz
Gülseren Mungan
Gülseren Mungan
Þarký
Düyek - Sofyan
Anladým hiç saklama sevmiyorsun sen beni
Hicaz
M. Þen Sancakoðlu
M. Þen Sancakoðlu
Þarký
Düyek
Anladým ki daha dolmamýþ çilem
Hicaz
Suat Sayýn
K. Þakir Yakar
Þarký
Düyek
Anladým sevmeyeceksin beni sen nazlý çiçek
Hicaz
Selâhattin Pýnar
M. Nafiz Irmak
Þarký
Curcuna
Anladým sonbaharýn son ödülüsün bana
Hicaz
Zeynettin Maraþ
Zeynettin Maraþ
Þarký
Düyek
Anlat bana gül bahçesi gördün mü gül dikensiz
Hicaz
Akýn Özkan
Ö. Bedrettin Uþaklý
Þarký
Aksak
Anlatýlmaz bin derd ile geçiyor çileli ömrüm
Hicaz
Erdoðan Yýldýzel
Erdoðan Yýldýzel
Þarký
Curcuna
Anne adý ne çok yaraþýr sana
Hicaz
Sabahattin Hizmetli
Sabahattin Hizmetli
Þarký
Düyek
Anneciðim gönlümün gözlerimin nûrusun
Hicaz
Akýn Özkan
Mehmet Erbulan
Þarký
Aksak
Annelerimiz kardeþlerimiz
Hicaz
Þahin Çangal
Adnan Özcan
Þarký
Düyek
Antalya hiç bir yere benzemez dostum
Hicaz
Tülây Arýcý
Tülây Arýcý
Fantezi
Sofyan
Apansýz uyanýrsan gecenin bir yerinde
Hicaz
Rüþtü Þardað
Ü. Yaþar Oðuzcan
Þarký
Düyek
Arada yýllar varmýþ olsun varsýn kime ne
Hicaz
Mustafa Malay
Fatma Onur
Þarký
Aksak
Arada yýllar varmýþ olsun varsýn kime ne
Hicaz
Erol Bingöl
Fatma Onur
Þarký
Sofyan
Aramak þimdi mi aklýna geldi
Hicaz
Yusuf Nalkesen
Yusuf Nalkesen *(funduszeue.info)
Þarký
Yürük Semai
Aramýzda bitmeyecek bir sevgi var biliyorum
Hicaz
Fâruk Þâhin
Ýrfan Türkoðuz
Þarký
Aksak
Arayaným soraným hiç kalmamýþ
Hicaz
Ziyâ Taþkent
Berran Yalçýn
Þarký
Düyek
Arayanlar beni gönlüme sorsun
Hicaz
Afet Mýsýrlýyan (Ûdî)
_
Þarký
Sofyan
Arayý arayý bulsam izini
Hicaz
Hüseyin Tolan (Hâfýz)
Yunus Emre
Ýlahi
Sofyan
Arayý arayý bulsam izini
Hicaz
Zeki Atkoþar
Yunus Emre
Ýlahi
Sofyan
Arif ol âyine-i insâne bak
Hicaz
Hâfýz Osman Ef.
Azîz Mahmûd Hüdâî Hz.
Ýlahi
Düyek
Artýk beni arama sorma sakýn kimseden
Hicaz
Nihat Adlim
Yusuf Merçil
Þarký
Düyek
Artýk bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Hicaz
Alâeddin Yavaþca
F. Nafiz Çamlýbel
Þarký
Düyek
Artýk demir almak günü gelmiþse zamandan
Hicaz
M. Nûrettin Selçuk
Y. Kemal Beyatlý
Þarký
Sofyan
Artýk ne eser kaldý onun kalp yarasýndan
Hicaz
Sedat Oytun
Necâti Tenþi
Þarký
Türk Aksaðý
Artýk ne hayâller ne de ünler kalacak
Hicaz
S. Suphi Soner
_
Þarký
Deðiþmeli
Artýk senide alsýn sonbahar deli rüzgâr
Hicaz
Erol Sayan
Erol Sayan
Þarký
Sofyan
Artýk yaþamam gönlüme bunca eleminle
Hicaz
Ahmet Uzel
Ahmet Uzel
Þarký
Türk Aksaðý
Arz eylesem caným baþa geleni
Hicaz
Þevkî Bey
_
Þarký
Curcuna
Arzum bir gül kopardý hayâtýn bahçesinden
Hicaz
Bilge Özgen
_
Þarký
Curcuna
Aslý'yý kaybetmiþ Kerem gibiyim
Hicaz
Erdinç Çelikkol
Sabahattin Ergi
Þarký
Sofyan
Âþýk oldum bir güzele
Hicaz
_
_
Þarký
Türk Aksaðý
Âþýk oldum yavrucaðým yüzüne
Hicaz
Ali Bey (Enderûnî)
_
Þarký
Devr-i Hindi
Aþýk olmak o kadar kolay mý dersin
Hicaz
Aydýn Oran
Aydýn Oran
Þarký
Semai
Âþýkým dað gezerim bülbülüm bað gezerim
Hicaz
Ahmet Uzel
Osman Bölükbaþý
Þarký
Aðýr Aksak
Âþýkým daðlara kurulu tahtým
Hicaz
Kaptanzâde Ali Rýzâ Bey
Ö. Bedrettin Uþaklý
Þarký
Nim Sofyan
Âþýklarýnýn hâline ey mâh acýmazsýn
Hicaz
Hacý Fâik Bey
_
Aðýr Semai
Aksak Semai
Aþýlmaz karlý daðlarý mor sünbül açan baðlarý
Hicaz
Yýlmaz Yüksel
Güzin Oralkan
Þarký
Sofyan
Aþinâ-yý aþk olandan ah ü zâr eksik deðil
Hicaz
Dede Efendi
Niyâzî-i Mýsrî
Durak
Serbest
Aþk aðlatýr dert söyletir
Hicaz
Nihat Adlim
A. Hikmet Hatipoðlu
Þarký
Aksak
Aþk bezirgâný sermâye caný
Hicaz
_
Yunus Emre
Ýlahi
Sofyan
Aþk bir yalan deðil de ne
Hicaz
Ý. Halil Taþkent
Ý. Halil Taþkent
Þarký
Sofyan
Aþk denen o fýrtýna dallarýný kýrýnca
Hicaz
Nihat Ýncekara
Nihat Ýncekara
Þarký
Semai
Aþk hastasýyým bakma benim nabzýma doktor
Hicaz
Ýsak Varon
_
Þarký
Türk Aksaðý
Aþk içimde bir acý onun için gülemem
Hicaz
S. Mertkanlýfunduszeue.infoþbaþ
Þâhin Çangal
Þarký
Düyek
Aþk içinde yaþamanýn sýrrýna ersek
Hicaz
M. Þen Sancakoðlu
M. Þen Sancakoðlu
Þarký
Düyek
Aþk mevsime bakmaz güzelim dinleme vazgeç
Hicaz
Alâeddin Yavaþca
Vâhit Özaydýn
Þarký
Aksak
Aþk ne zaman kalbe girer bilinmez
Hicaz
Özdemir Hafýzoðlu
Ý. Hakký Altýntaþ
Þarký
Yürük Semai
Aþk nedir diyenlere sevgi bilmeyenlere
Hicaz
Mustafa Malay
funduszeue.info Pýnarses
Þarký
Sofyan
Aþka düþtüm ezelden gönlüm geçmez güzelden
Hicaz
_
_
Türkü
Sofyan
Aþký bana sorarsan seninle bilmecedir
Hicaz
Ýbrahim Umut
Ýbrahim Umut
Þarký
Sofyan
Aþký seninle tattý hicranla yandý gönül
Hicaz
Fehmi Tokay
Melâhat Akan
Þarký
Düyek
Aþký tasvir ü hikâyet için ey nâzik-edâ
Hicaz
Kemânî Bülbülî Sâlih Ef.
Ahmet Râsim Bey
Þarký
Aksak
Aþkým benim hep ye's ile
Hicaz
Sâdettin Kaynak
_
Þarký
funduszeue.info
Aþkýmý geri aldým bir daha vermem
Hicaz
Bâki Duyarlar
Uður Gür
Þarký
Düyek
Aþkýmýz bir ömür bitmesin diye
Hicaz
Metin Everes
Mehmet Erbulan
Þarký
Nim Sofyan
Aþkýmýz ne güzeldi gittiðinde anladým
Hicaz
H.Hüsnü Üstün
A. Aþkýn Tuna
Þarký
Semai
Aþkýmýzda hep hayâller yaþadým
Hicaz
Fethi Karamahmudoðlu
Þâdi Kurtuluþ
Fantezi
Semai
Aþkýn aldý benden beni
Hicaz
Süleyman Erguner (Torun)
Yunus Emre
Ýlahi
Düyek
Aþkýn beni bak yýktý harâb eyledi ey mâh
Hicaz
Alâeddin Yavaþca
Alâeddin Yavaþça
Þarký
Sengin Semai
Aþkýn denizinde boþ sandal gibi
Hicaz
Metin Everes
Mehmet Erbulan
Þarký
Aksak
Aþkýn derin denizleri bendim senin için
Hicaz
Sâlih Berkmen
M. Turan Yarar
Þarký
Düyek
Aþkýn ellerin olsun dostluðun bana yeter
Hicaz
Ünsal Silleli
Güzide Taranoðlu
Þarký
Curcuna
Aþkýn eser-i sûziþine can acýmaz mý
Hicaz
Þevkî Bey
Mahmut Nedim Paþa
Þarký
Aksak
Aþkýn ile âþýklar yansýn yâ Resûlallah
Hicaz
Aslan Hepgür
Yunus Emre
Ýlahi
Nim Sofyan
Aþkýn ile düþsem dile
Hicaz
Bilge Özgen
M. Þen Sancakoðlu
Fantezi
Devr-i Turan
Aþkýn meyine kandýn n'oldun ah gönül n'oldun
Hicaz
Hâfýz Mehmet Efendi (Ketânî)
Abdülazîz Zihni Efendi
Ýlahi
Sofyan
Aþkýn odu ciðerimi yaka geldi yaka gider
Hicaz
Cinuçen Tanrýkorur
Yunus Emre
Ýlahi
Sofyan
Aþkýn uçurum oldu
Hicaz
Yýlmaz Yüksel
Metin Pütmek
Þarký
Sofyan
Aþkýn yalan olsada bir gül gibi solsada
Hicaz
Alâeddin Yavaþca
Ýlkan San
Þarký
Düyek-Semai
Aþkýndan býktý diye sevginiz bitti diye
Hicaz
Râfet Kýral
Sâmi Derintuna
Þarký
Sofyan
Aþkýndan her akþam içerken üzgün
Hicaz
Ali Þenozan
Aylâ Peken
Þarký
Düyek
Aþkýnla ben ey nâzenîn
Hicaz
Dede Efendi
_
Þarký
Düyek
Aþkýnla ben oldum sarhoþ
Hicaz
Kasým Ýnaltekin
Kasým Ýnaltekin
Þarký
Aksak
Aþkýnla dîvaneyim gel de bir bak halime
Hicaz
Ünsal Silleli
Köksal Öner
Þarký
Düyek
Aþkýnla senin sevdiceðim zâr ü zebûnum
Hicaz
Hacý Arif Bey
_
Þarký
Devr-i Hindi
Aþkýnla sînem daðlarým
Hicaz
Nikoðos Aða
Enderûnî Vâsýf
Þarký
Düyek
Aþkýnla yanan kalbim ýztýrâbým elemim
Hicaz
Selâhattin Erköse
Ümit Utku
Þarký
Semai
Aþkýnla yandýr sultâným Allah
Hicaz
Doðan Ergin
Zekâî Efendi (Þeyh-Sünbülî)
Ýlahi
Düyek
Aþkýnla yandýr Sultâným Allah
Hicaz
Sâdun Aksüt
Zekâî Halvetî
Ýlahi
Düyek
Aþkla tanýþtýrýp yaktýn beni
Hicaz
Saadet Ýdrisoðlu
Hüseyin Balkancý
Þarký
Sofyan
Aþklarýn en ölmezini sana sakladým gel
Hicaz
Akýn Özkan
Ü. Yaþar Oðuzcan
Þarký
Semai
Ateþ koydu yar kalbimin üstüne
Hicaz
Fâruk Þâhin
Mustafa Arik Arýk
Þarký
Aksak
Ateþ misin yakýyorsun bakýnca
Hicaz
Metin Everes
Halil Soyuer
Þarký
Aksak
Ateþ misin yakýyorsun bakýnca
Hicaz
Cemil Derelioðlu
Halil Soyuer
Þarký
Düyek
Ateþ-i aþkýn harâb etti dil-i nâlânýmý
Hicaz
Hâfýz Yusuf Efendi
_
Þarký
Devr-i Hindi
Âteþi aþkýnla öyle daðla ki
Hicaz
S. Suphi Soner
Cemâl Sâfi
Þarký
Curcuna
Ateþ-i sûzân-ý firkat yaktý cism ü cânýmý
Hicaz
Hacý Fâik Bey
Mehmet Sâdi Bey
Þarký
Curcuna
Atfeyle bana hançer-i müjgânýný her bâr
Hicaz
Hasan Bey(Ûdî)
_
Þarký
Sengin Semai
Atlarým daðlardan yokuþlar bitmez
Hicaz
Suat Yýldýrým
Ertuðrul Özyýldýrým
Þarký
Sofyan
Ay doðarken þu tepeden iner zeybekler
Hicaz
Kaya Bekat
Yusuf Ziyâ Ortaç
Þarký
Sofyan
Ay örerdi ipek tüller
Hicaz
Bilge Özgen
Ayten Baykal
Þarký
Düyek
Aydýnlanýr cihâným bir bakýþ kâfi gelir
Hicaz
S. Süha Ansen
Sabri Aykaç
Þarký
Curcuna
Aylar deðil ömrümce hiç "gel" demese de sesin
Hicaz
Yusuf Nalkesen
Yusuf Nalkesen
Þarký
Düyek
Aylar yýllar geçti de ne de yaramaz oldun
Hicaz
Sabahattin Ergi
Sabahattin Ergi
Þarký
Sofyan
Aylardan beridir ben görmediðim o yârin
Hicaz
S. Süha Ansen
S. Süha Ansen
Þarký
Curcuna
Aynalar sýr tutar sýr melâlime
Hicaz
Âmir Ateþ
Adem Erim
Þarký
Düyek
Ayrý düþtüm görmedim cânânýmý
Hicaz
Bogos Efendi(Hânende)
_
Þarký
Yürük Semai
Tatlý günler yaþarken
Hicaz
Necdet Erdemli
Muzaffer Kazan
Þarký
Düyek
Ayrýlýðýn kalbime bir að gibi örüldü
Hicaz
Ali Þenozan
Uður Gür
Þarký
Düyek
Ayrýlýðýn sýrdaþýyým
Hicaz
Fâruk Þâhin
M. Turan Yarar
Þarký
Semai
Ayrýlýðýn yolu var hüzünlü kaþlarýnda
Hicaz
Yýlmaz Yüksel
Asuman Solak
Þarký
Düyek
Ayrýlýk ateþten bir ok
Hicaz
Fahri Kayahan
_
Þarký
Sofyan
Ayrýlýk da zor deðil eðer hasret olmasa
Hicaz
Alâeddin Yavaþca
H. Oral Þen
Þarký
Aksak-Düyek
Ayrýlýk gölge düþürdü sevgimize
Hicaz
Hasan Soysal
Yusuf Aksoy
Þarký
Düyek
Ayrýlýk vakti geldi býrakýp gidiyorsun
Hicaz
Ýlgün Soysev
Asuman Erdemli
Þarký
Düyek
Ayrýlýk yýldönümü kalbime yâdýn doluyor
Hicaz
Hayri Yenigün
M. Nafiz Irmak
Þarký
Curcuna
Ayrýlýrken bakmadýn hiç
Hicaz
Erdinç Çelikkol
Turgut Çelik
Þarký
Müsemmen
Ayþe'm Ayþe'm gül Ayþe'm
Hicaz
Kasým Ýnaltekin
Kasým Ýnaltekin
Þarký
Aksak
Az biliriz çok söyleriz bilmem yâ Rab biz n'eyleriz
Hicaz
Murat Derin
Hüsâmettin Olgun
Ýlahi
Sofyan
Azad et sen nigahýnla bu esir-i biçareni
Hicaz
Burhan Bakýþkan
Meriç Kocaoðlu
Þarký
Aksak
Azm-i dildâr-ý tü dâret câm-ý ber-âb âmed
Hicaz
Bolâhenk Nûri Bey
_
Kar
Hafif
Baðýndan her güzel bir gül seçerdi
Hicaz
Akýn Özkan
F. Nafiz Çamlýbel
Þarký
Sofyan
Baðlandý aþk yollarým geçip gitti yýllarým
Hicaz
Nihat Adlim
Sâlih Korkmaz
Türkü
Düyek
Baðlanýp zülf-i hezâran tâbýna
Hicaz
Þevkî Bey
Ömer Nâci Efendi(Muâllim)
Þarký
Devr-i Hindi
Baðlayýp zülfünle cânâ tut ki âzâd istemem
Hicaz
Erdinç Çelikkol
Yâsin Hatipoðlu
Þarký
Müsemmen
Bahâne bahâne her þey bahâne
Hicaz
Tâhir Karagöz
Zeynep Arýcan
Þarký
Aksak
Bahar bakýþlý anam
Hicaz
Sâdi Hoþses
M. Özkýr
Þarký
Düyek
Bahar bakýþlý anam baþý nakýþlý anam
Hicaz
Gültekin Aydoðdu
M. Özkýr - G. Aydoðdu
Þarký
Düyek
Bahar bir gelse arkasýndan yaz
Hicaz
Ýsmâil Ötenkaya
Güngör Sakman
Þarký
Aksak
Bahar Boðaziçi'nde alýrken nefesini
Hicaz
Orhan Kýzýlsavaþ
Orhan Kýzýlsavaþ
Þarký
Düyek
Bahar erdi yeþillendi çemenler
Hicaz
Nâzým Bey (Kanûni-âmâ)
_
Þarký
Düyek
Bahar gelince eser baþta kavak yelleri
Hicaz
Bülent Ulusoy
Hüseyin Tansever
Þarký
Sofyan
Bahar gelmiþ güller açmýþ dediler
Hicaz
Hüseyin Soysal
Bekir Mutlu
Fantezi
Aksak
Bahar goncasý gibi
Hicaz
Fethi Karamahmudoðlu
Fethi Karamahmudoðlu
Þarký
Düyek
Bahar oldu açýldý lâle vü gül
Hicaz
Rif'at Bey
_
Þarký
Aksak
Bahar olsa çemenzâr olsa âlem handedâr olsa
Hicaz
Fahri Kopuz
Süleyman Nazif
Þarký
Curcuna
Bahar olsun mevsimler sabah olsun geceler
Hicaz
Ýsmâil Acar
Ýsmet Sünter
Þarký
Nim Sofyan
Baharým ilk aþkým son ümîdimdin benim
Hicaz
Müzehher Güyer
Müzehher Güyer
Þarký
Curcuna
Baharýn zamâný geldi a caným
Hicaz
Dede Efendi
_
Köçekçe
Aksak
Bahçelerde saz olur gül açýlýr yaz olur
Hicaz
_
_
Türkü
Sofyan
Bahçenizde gül var mý
Hicaz
_
_
Þarký
Aksak
Bahs açýp âþýklýðýmdan gizlice cânânýma
Hicaz
Ýbrâhim Efendi
_
Þarký
Aðýr Aksak
Bahtým yüzün gülmez mi
Hicaz
Vefik Ataç
Ahmet Ilgaz
Þarký
Düyek
Bahtýmýn karanlýk sarp yamacýndan
Hicaz
Sâdettin Kaynak
_
Þarký
Raks Aksaðý
Bak ne hâle koydu bu baht-ý siyah
Hicaz
Hacý Arif Bey
_
Þarký
Aðýr Aksak
Bak þu çiçeðin rengine
Hicaz
Kadri Þençalar
Nûri Uçar
Þarký
Düyek
Bak þu kalbim ne diyor
Hicaz
Ýrfan Özbakýr
Hüceste Aksavrýn
Þarký
Curcuna
Bak þu kalbim yârelendi sevdiðim derdinle hep
Hicaz
Ahmet Uzel
Ahmet Uzel
Þarký
Düyek
Bak yine kaldýn tek baþýna sen çileli gönlüm
Hicaz
Ahmet Tutaklar
Ahmet Tutaklar
Fantezi
Aksak
Bakarken enginlere dalar gider gözlerim
Hicaz
M. Þen Sancakoðlu
Engin Çýr
Þarký
Düyek
Bakayým hüsnüne bir kaþý gözü kara bulun
Hicaz
Rif'at Bey
_
Þarký
Yürük Semai
Bakýn bâd-ý semûm olmuþ ecel âh
Hicaz
Hâfýz Yusuf Ef.
Hâfýz Yusuf Ef.
Þarký
Aksak
Bakýp cemâl-i yâre çaðýrýram dost dost
Hicaz
Doðan Ergin
Niyâzî-i Mýsrî
Ýlahi
Nim Evsat
Bakýp ta yüzüme veda ederken
Hicaz
Ýlgün Soysev
Ömer Umutlu
Þarký
Düyek-Sofyan
Bakma ak saçlarýma içimde genç yýllar var
Hicaz
Niyâzi Þengül
Halil Soyuer
Þarký
Aksak
Baktýkca hüsn ü ânýna hayran olur âþýklarýn
Hicaz
Suphi Ezgi
_
Beste
Lenk Fahte
Baktýkça yaralarsýn ta içimden sen beni
Hicaz
Ýlgün Soysev
Y. Güngör Özden
Þarký
Sofyan
Baktým yine fecrinde güneþ dinleniyor
Hicaz
Fâruk Þâhin
Yýlmaz Karakoyunlu
Þarký
Aksak
Balam sen ne güzelsin
Hicaz
Ünsal Silleli
Mehmet Erbulan
Þarký
Yürük Semai
Bana benden yakýnsýn kendine yabancýsýn
Hicaz
funduszeue.info Akçagül
Mukadder Özakman
Þarký
Aksak
Bana bir Ýstanbul þarkýsý gönder
Hicaz
Taner Çaðlayan
Taner Çaðlayan
Þarký
Aksak
Bana bir þarký söyle mutluluðu anlatsýn
Hicaz
Selâhattin Altýnbaþ
Erol Gül
Þarký
Aksak
Bana eþten dosttan gülen yüz mü var
Hicaz
Nazmi Yükselen
Nazmi Yükselen
Þarký
Düyek
Bana felek gör ne etti
Hicaz
Rif'at Bey
_
Þarký
Devr-i Hindi
Bana gel gönlüme gir kalbimi aþkýnla yakýver
Hicaz
funduszeue.info Özalp
M. Ünal Yýlmazer
Þarký
Aksak
Bana gel sevgilim ol kalbime gir diyemem
Hicaz
Özgen Gürbüz
Uður Gür
Fantezi
Evfer - Aksak
Bana gül mü diyorsun gülemem tâlih kýzar
Hicaz
Bâki Duyarlar
Hüceste Aksavrýn
Þarký
Düyek
Bana her yerde senin rûy-i melâlin görünür
Hicaz
Bîmen Þen
_
Þarký
Aksak
Bana hiç yabancý gelmiyor güzel çehreniz
Hicaz
Nâil Güneþ
Nâil Güneþ
Þarký
Aksak
Bana kalýr resmin elin olur cismin
Hicaz
Fethi Karamahmudoðlu
Fethi Karamahmudoðlu
Þarký
Oynak
Bana kýzýp yýldýzlara kaçmýþsýn
Hicaz
Yýlmaz Pakalýnlar
Erol Güngör
Þarký
Düyek
Bana olan cefâ senden deðildir
Hicaz
funduszeue.info Salgar
Dertli
Þarký
Aksak
Bana sevdiðini bir daha söyle
Hicaz
Hüseyin Soysal
M. Ünal Yýlmazer
Fantezi
Semai
Bana solgun bir avuç gül ele nadide çiçeksin
Hicaz
Ertuðrul Ottekin
Azmi Aytaç
Þarký
Sofyan
Bana yardan vaz geç derler
Hicaz
Sâdettin Kaynak
_
Þarký
Aksak
Baþým döndü sevgiden sevenleri el aldý
Hicaz
Ýrfan Özbakýr
Nemika Mürseloðlu
Þarký
Sofyan
Baþýmý alýr da giderim bir gün
Hicaz
Aytekin Çolakoðlu
Aytekin Çolakoðlu
Þarký
Düyek
Baþýmýzda kavak yeli eser durur deli deli
Hicaz
Vefik Ataç
Yýlmaz Yüksel
Þarký
Evfer
Baþýnda kar yaða dursun bahar özünde senin
Hicaz
Kaya Bekat
M. Turan Yarar
Þarký
Curcuna
Baþýný eðmezdin görünce beni
Hicaz
Osman Ülkü
Züveyir Durmaz
Þarký
Sofyan
Baþka mevsim aramam baharýmsýn yazýmsýn
Hicaz
M. Þen Sancakoðlu
M. Þen Sancakoðlu
Þarký
Aksak
Bâzen kýþ bâzen baharla
Hicaz
Alâeddin Þensoy
Sâlih Korkmaz
Þarký
Nim Sofyan
Bebeciðim uyutandýr çiçeðiyim büyütendir
Hicaz
Fethi Karamahmudoðlu
Fethi Karamahmudoðlu
Þarký
Semai
Bekçisiyim bu serin ve siyah gecelerin
Hicaz
Kaya Bekat
K. Kâmi Kamu
Þarký
Semai
Bekledi teþrîfini bu akþam yine gözler
Hicaz
Ýsmâil Ötenkaya
Turhan Nesimî Küçükusta
Þarký
Türk Aksaðý
Bekledim bir ömür sev diye beni
Hicaz
Sâdettin Çevik
Ahmet Vehbi Þenol
Þarký
Düyek
Bekledim ömür boyu sevgiliden bir haber
Hicaz
Hasan Özçivi
Itýrzâde Dursun
Þarký
Devr-i Hindi
Beklerim yolunu gözlerim aðlar
Hicaz
Sâdi Hoþses
Tunç Kemâl
Þarký
Nim Sofyan
Bekleyip gör neler saklý yarýnda
Hicaz
M. Þen Sancakoðlu
Fatma Onur
Þarký
Düyek
Belki gelirsin diye günlerdir bekliyorum
Hicaz
Alâeddin Yavaþca
Ayten Yavaþça
Þarký
Düyek
Belki seni getirir bana dalgalar diye
Hicaz
Fâruk Þâhin
Taner Çaðlayan
Þarký
Düyek
Belki þimdi gidiyorsun
Hicaz
Metin Everes
Mehmet Erbulan
Þarký
Düyek
Ben aðlarým eller güler buda baþa geþecekmiþ
Hicaz
Sâdettin Kaynak
Sâdettin Kaynak
Þarký
Düyek
Ben bende-i Ahmed'em
Hicaz
Ýzzettin Eskidemir
Ýzzet Eskidemir
Ýlahi
Sofyan
Ben bilmedim bana n'oldu
Hicaz
Dede Efendi
_
Þarký
Aðýr Düyek
Ben bilmez idim gizli ayân hep sen imiþsin
Hicaz
B. Sýtký Sezgin
Ahmet Dede (Köse)(Nev'î)
Durak
Durak Evferi
Ben bilmez idim gizli ayân hep sen imiþsin
Hicaz
Hakan Alvan
Ahmet Dede (Köse)(Nev'î)
Ýlahi
Sofyan
Ben bir garip kuþum yurdum yuvam yok
Hicaz
Sâdettin Kaynak
_
Þarký
Raks Aksaðý
Ben bir güzel sevmiþim
Hicaz
Zeki Duygulu
_
Þarký
Yürük Semai
Ben bir Türk'üm dinim cinsim uludur
Hicaz
Zekâî Dede
Mehmet Emin Yurdakul
Þarký
Aksak
Ben bir yaralý kuþum gönülden vurulmuþum
Hicaz
Ahmet Uzel
Ahmet Uzel
Þarký
Curcuna
Ben böyle çok dertlere katlandým uzun yýllar
Hicaz
Ünsal Silleli
Mehmet Erbulan
Þarký
Düyek
Ben bu sonu en baþýndan nasýl oldu farketmedim
Hicaz
Zekâi Tunca
Aþkýn Tuna-Zekâi Tunca
Þarký
Sofyan
Ben bu yolu bilmez idim
Hicaz
B. Sýtký Sezgin
Yunus Emre
Ýlahi
Nim Sofyan
Ben bu yolu bilmez idim
Hicaz
Ahmet Hatipoðlu
Yunus Emre
Ýlahi
Sofyan
Ben de Mecnû'num ezelden gönlümün Leylâ'sýna
Hicaz
Zeki Duygulu
_
Þarký
Aðýr Aksak
Ben derviþim diyene bir ün idesim gelir
Hicaz
_
_
Ýlahi
Sofyan
Ben derviþim diyene bir ün idesim gelir
Hicaz
Amir Ateþ
Yunus Emre
Ýlahi
Sofyan
Ben eskiden böyle miydim
Hicaz
Bilge Özgen
Emel Sönmez
Þarký
Sofyan
Ben gamlý hazan sense bahar dinle de vazgeç
Hicaz
Melâhat Pars
Sýtký Angýnbaþ
Þarký
Aksak
Ben hazan yapraðý yerlerde ve sen tâze çiçek
Hicaz
Nezahat Soysev
Niyâzi Ersan
Þarký
Aksak
Ben her gece mâzîye yolculuk ediyorum
Hicaz
M. Þen Sancakoðlu
Uður Gür
Þarký
Düyek
Ben Kerem'im ben Aslý'yým
Hicaz
Ahmet Özkök
Yýlgör Atçý
Þarký
Aðýr Evfer
Ben kýþ oldum sen bahar ol
Hicaz
Sâdettin Çevik
Mehmet Reis
Þarký
Düyek
Ben mest-i cânan olmuþam
Hicaz
funduszeue.infoûbi Iþýksal
Tâlibî Emre
Ýlahi
Türk Aksaðý
Ben ne ettim sana bilmem âh felek
Hicaz
Medenî Aziz Ef.
_
Þarký
Aksak
Ben olur da bitmez mi
Hicaz
_
_
Þarký
Düyek
Ben sevginin âlâsýný sende buldum
Hicaz
Suphi Ýdrisoðlu
funduszeue.info Uslu
Þarký
Düyek
Ben susuyorum artýk geçen zaman söylesin
Hicaz
Sâlih Berkmen
Ali Akmanlar
Þarký
Düyek
Ben vefasýz birinin hasretini çekerim
Hicaz
Fâruk Þâhin
Uður Gür
Þarký
Düyek
Ben yýllara terkettim ümit yüklü baharý
Hicaz
Cinuçen Tanrýkorur
Fuat Azgur
Þarký
Aksak
Ben yýllarca hep koþtum
Hicaz
Erdinç Çelikkol
Hüsâmettin Olgun
Þarký
Sofyan
Bende aþkýn izleri sende sonsuz tebessüm
Hicaz
Erdinç Çelikkol
Hasan Soysal
Þarký
Düyek
Bende hicran yarasýndan da derin bir yara var
Hicaz
Sâdi Iþýlay
Necdet Atýlgan
Þarký
Düyek
Bende sevgin öyle köklü duygularým bir bir saklý
Hicaz
M. Þen Sancakoðlu
Fatma Onur
Þarký
Aksak
Bende yaprak dökümü sende mevsim ilkbahar
Hicaz
Selâhattin Altýnbaþ
Veli Mete Bakýrlý
Þarký
Düyek
Bendedir dertlerin binbir türlüsü
Hicaz
Halil Gürdal Ýnal
Vural Þahin
Þarký
Düyek
Benden uzak olsan da hep yaþat hayâlinde
Hicaz
Bahri Altýntaþ
Nizâmettin Aðan
Þarký
Curcuna
Öz Ozan-baksı edebi geleneğini sürdüren Âşık edebiyatı temsilcisi söz ustalarının önemli vasıflarından birisi hazırlıksız söz söyleme yani irtical kabiliyetidir. İrticali söz söyleme yeteneğinin insanların günlük yaşamlarına aks edecek kadar yerleştiği; hatta âşık olma iddiasında bulunmayan yöre halkının dahi bu kabiliyetle mücehhez olduğu Barak Ovası yahut Barak Yöresi birçok âşığa ev sahipliği yapar. Mızarlı Âşık Memet de zikredilen doğaçlama söz söyleme kabiliyeti ile ün yapmış, katıldığı yarışmaların tamamında "Besteli Doğmaca Türkü" dalında dereceler elde etmiş ve yörede haklı bir üne kavuşmuştur. Makalede Mızarlı Âşık Memet tanıtılmıştır. Ailesi, akrabaları, yakın arkadaşları, köylüleri ve yörenin ileri gelenleri ile yapılan mülakatlar neticesinde elde edilen bilgiler ışığında Mızarlı Aşık Memet'in hayatı, sanatı ve eserleri aktarılacaktır. Anahtar Kelimeler: Mızarlı Âşık Memet, âşıklık geleneği, Gaziantep. Abstract One of the important qualities of the minstrel literary tradition representatives is their ability to improvise; that is, to deliver impromptu (irticali) speech. The Barak Plain or Barak Region where the impromptu speech fused into people's daily lives and even the common folk is equipped with this talent hosts many minstrels. Mızarlı Aşık Memet, renowned for his talent of delivering impromptu poems, was ranked first in many competitions in the field of "Lyrical Improvised Folk Songs" and gained a well-deserved fame in the region. This article presents the life, art and works of Mızarlı Aşık Memet under the light of information gathered with interviews with his family, relatives, close friends, countrymen and leading figures in the region. Key Words: Mızarlı Âşık Memet, minstrel tradition, Gaziantep.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası