kuranda mezhep var mıdır / Mezhep nedir ve mezhepler nasıl ortaya çıkmıştır. Dört büyük mezhep ve isimleri - Ramazan Haberleri

Kuranda Mezhep Var Mıdır

kuranda mezhep var mıdır

4 Büyük hak Mezheplerin üzerine Hadis veya Kuran ayet var mıdır?

4 Büyük hak Mezheplerin üzerine Hadis veya Kuran ayet var mıdır?

kul93
Dört Büyük hak Mezheplerin üzerine Hadis veya Kuran ayet var mıdır?


Cevap: 4 Büyük hak Mezheplerin üzerine Hadis veya Kuran ayet var midir?

imam
Dört Mezhep delilleri

Mezheplerin hak olduğuna dair deliller çoktur.
Kurandan delil: Bilmiyorsanız bilene sorunuz ayetidir.

Peygamber, Muaz&#;a Yemen&#;e yolculuğa çıkmadan önce İnsanlar arasında neyle hükmedeceksin? diye sordu, Muaz, Allah&#;ın kitabı Kuranla dedi, Peygamber : peki onda bulamazsan? buyurdu, Muaz: Rasulullah sallAllahu aleyhi ve selllem&#;in sünnetiyle dedi, Peygamber : Peki onda da bulamazsan? buyurdu, İçtihadımla dedi. (Ebu Davud-Tirmizi-Ahmed-Darimi)

Biz ilim sahibi olamayan müslümanlar olarak, İlim sahibi yani Kuran ve Sünnetten hüküm çıkaracak kadar bilgimiz olmadığı için bir alimin Kitap ve Hadislerden çıkardığı hükümlere uymamız hem Allahın emri hem Peygamberimizin emridir.
4 mezhep de Kitap ve sünnete uygun büyük müçtehit alimlerin çıkardığı hükümlerdir. İslam dini 4 mezheple sınırlı değil ama en sağlam içtihatlar olduğu için ümmet bu mezheplere uydu benimsedi.


Cevap: 4 Büyük hak Mezheplerin üzerine Hadis veya Kuran ayet var midir?

rana
Mezhepsizler, konuyu başka noktalara çekerek mevzuyu bulandırmaya çalışıyorlar. Oysa ki bu konu tüm açıklığıyla Kur&#;an&#;da geçmektedir. Evet, İslam&#;da mezhep vardır; O da Allah ve Resulunun izinden giden Ehl-i Sünnet (Hanefi, Maliki, Hanbeli ve Şafii) mezhebidir.

Ey iman edenler! Allah&#;a itaat edin, Peygambere itaat edin ve sizden olan ulu-l emre itaat edin. Eğer Allah&#;a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz onu Allah ve Resulüne götürün. Bu daha iyidir ve sonuç bakımından daha güzeldir. (Nisa 59)

Bu ayette geçen sizden olan ulu-l emre itaat edin tabiriyle alimler vurgulanmaktadır. Yüzlerce alim bu görüşü benimsemiş ve bu konuda ittifak etmiştir. Ayetin devamında yer alan herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz onu Allah ve Resulüne götürün kısmı da kıyasa delildir. Kur&#;an ve hadislerde hükmü açıkça bildirilmeyen meselelere kıyas ederek hüküm çıkarılması gerekir. Bu da içtihadı gerektirir. Hz. Muhammed&#;den sonraki dönemlerde içtihadı müçtehidler, yani ulu&#;l emr yapar.
Nitekim Peygamberimiz bazı dünya işlerinde kendi görüşünü ortaya koymuştur. Resulullah bazı konularda kendileri içtihad ederdi. Resulullah&#;tan sonra ashab devrinde de ashaptan biri, bir mesele hakkında çözüm bulamadığında onu bilen birine danışırdı. Ashab döneminde de içtihad vardı. Zamanla İslam coğrafyası genişlemiş, ashab sayısı azalmış ve yeni meseleler de artmıştır. Tabiin devrine gelindiğinde ise farklı görüşleri tek bir çatı (ehl-i sünnet) altında birleştirmek için Resulullah&#;ın hadisleri toplanmış, tasnif ve tahlil edilmiştir. İşte Tabiin dönemi alimlerinden biri de İmam-ı Azam&#;dır. İmam Malik, İmam Şafiî ve Ahmed bin Hanbel gibi alimler de Tabiin dönemi alimlerinin yetiştirdiği Tebe-i Tabiin alimleridir. Bu alimler ufak tefek görüş farklılıklarına sahip olsa da temelde aynı çatı altında (ehli sünnet) birleşmiştir. Bu dönem alimlerinin içtihadlarına uymak da her Müslüman&#;ın vazifesi olmalıdır.
Nitekim Hz. Muhammed bir hadisinde der ki: İnsanların en hayırlısı benim asrım(daki ashabım)dır. Sonra onlara yakın olan (Tabiîn)lerdir. Sonra da onlara yakın olan (Tebe-i Tabiîn)lerdir (Buhar, Fedailü Ashabi&#;n Nebiyy, 1; Müslim, Fedailü&#;l-Ashap, ; Ebû Dâvud, Sünne, 9; Tirmizî, Fiten, 45).
Sizler bu büyük alimleri ve içtihatlarını inkar ederek gerçekten çok büyük bir yanlış içerisindesiniz. Allah, ıslah etsin.


Cevap: 4 Büyük hak Mezheplerin üzerine Hadis veya Kuran ayet var midir?

funduszeue.info
< Ayet ve Hadis nerede ? heleki 4 mezhep hakkında ? >
imam kardeş güzelce delilleri getirmiş. sana 4 tane mezhep çıkacak mı diyecek direk. bilmiyorsanız bilenlerden sorun ayeti tam yerinde bence. benim ümmetimin içtihatı rahmettendir. içtihat eden hata yapsa 1 ecir sevap , tuttursa 2 ecir sevap aslında delil çoktur. yani ben fazla delil getirmek istemiyorum. rana getirmiş imam getirmiş bunlar yeterde artarda.


karadamlalar
mezhepler hakkında ayet ya da hadis yoktur, getirilen itaat ayetleri mutlak manada alimlere itaati mi şart koşuyor, hata yapabilen insanlardır bunlar dolayısıyla doğru olanın peşinde olmalı insan.


ExplosiveAsln
Yoktur, mezhepler Allah&#;ın rahmetdir aslında&#;
Allah İslam&#;ı kolaylık dini olarak indirmiştir.
Örneğin şehirde çok insan vardır, hanefi olursun elin bir bayana yanlışlıkla değdiğinde abdestin bozulmaz. Örneğin köyde tarlada çalışırsın, şafii olursun alin azıcık kanar abdestin bozulmaz.
Mezhepler sonradan oluşmuş ve üstü kapalı ve farklı yorumlanabilecek ayetlerden dolayı oluşmuştur.


qKn.
ameli mezhepler var fıkhi mezhepler var şimdi bir meşhur hadis "Ümmetim yetmiş iki fırkaya ayrılır, onlardan sadece biri kurtuluş ehlidir. diye buyurdu. Bunların kimler olduğu sorusuna, Bunlar cemaatte olanlardır. buyurdu.(Ahmed b. Hanbel, 3/; Zevaid, 6/). Diğer bir rivayette Bunlar benim ve ashabımın üzerinde bulunduğu yolda olan kimselerdir.

Yahudiler yetmiş bir (71) fırkaya ayrıldılar, biri hariç diğerlerin hepsi cehenneme girer. Hristiyanlar yetmiş iki (72) fırkaya ayrıldılar, biri hariç diğerlerin hepsi cehenneme girer. Bu ümmet de yetmiş üç (73) fırkaya ayrılacak, biri hariç hepsi cehennem girer. (Ebu Davud, Sünnet, 1; Tirmizî, İman,18; İbn Mace,Fiten, 17; İbn Hanbel, 2/).
Bu bahsettiğiniz 4 büyük mezhep inançta yani itikatta aynı amelde farklıdır onun için ameli mezhep işte.4 tane yol düşün hepsi doğru gidiyor hangisinden gidersen hangi yol sana uygunsa ordan gidiyorsun sende işte biz lisedeyken de böyle öğrenmişfunduszeue.info farklı olmalarının sebepleri de Kuran&#;ın derin manasından diye biliyorum.


imam
< mezhepler hakkında ayet ya da hadis yoktur >
Kardeşlerim
4 mezhep hakkında ayet ve hadis yoktur diyen cahildir, mezhebin ne olduğunu bilmez.
Dolaylı olsa da hem hadis vardır hem ayet.
İçtihad, müçtehid ve mezhep kavramlarını, şamil islam ansiklopedisinden okuyunuz lütfen.


ExplosiveAsln
< Kardeşlerim
4 mezhep hakkında ayet ve hadis yoktur diyen cahildir, mezhebin ne olduğunu bilmez.
Dolaylı olsa da hem hadis vardır hem ayet.
İçtihad, müçtehid ve mezhep kavramlarını, şamil islam ansiklopedisinden okuyunuz lütfen. >
yahu kardeş, öyle deme doğrudan yoktur diye biliyoruz. Dolaylı olarak olabilir onu bilmiyordum.
Bilmiyorduk, cahil diyorsun.


imam
< yahu kardeş, öyle deme doğrudan yoktur diye biliyoruz. Dolaylı olarak olabilir onu bilmiyordum.
Bilmiyorduk, cahil diyorsun.
>
ben kimseyi hedef almadım, genel bir ifadedir kimse üzerine almasın.
Ayet ve hadis var dediysek bildiğimiz bir şey var.
yoktur diyenler bilgisizler ve bilgisizliklerini de kabul etmiyorlar.


funduszeue.info
yakında bunlar mezheplere uymayıp kafalarına göre hüküm çıkarıp ayakları tavanda başları yerde bir namaza başlarlar. merak ediyorum bu mezhepleri inkar edenler nasıl bir yol izliyorlar. ayetleri hadisleri kendi çıkarlarına göre anlıyorlar. hele hadisleri hangileri işine gelirse onlara göre o sahih işine gelmeyende uydurma oluyor. demiyor bu işin ilmini bilen Alimlere uymayı. onun doğrusunu kafana göre alsan diğerinin doğrusunu kafana göre alsan 4 mezheptende çıkarsın. derin düşününce anlaşılır bu dedigim.


Necef_
< Necef
Allah gözünü kör etmişse ben ne yapabilirim
Konuyu okumadan cahilce itiraz etmeyin >
Getirdiklerinde Allah a ve peygambere uyulmasıyla alakalı ayet funduszeue.info şimdi bunların direk DOĞRUDAN mezheple alakalı olduğunu diyorsan elbet itiraz etcez

ben bitane göremedim bir mezhebe uyun diye ? nerde mezhep kelimesi göremiyorum ? doğrudan birşeyden bahsedilmiyor dolaylı yoldan olursa çıkarsa anlam olursa olur biraz evet mezheple alakalı.ama doğrudan bir mezheple alakalı bişey yok
Heleki heleki 4 MEZHEP hakkında yoktur&#;nerde geçiyor 4 mezhep ? mezhepleri 4le sınırlamak sonradan bir iştir.o ayetlerden yorumla çıksa çıksa Mezhepler çıkar ama 4 mezhep çıkmaz.

Kısaca o ayetlerden mezhep anlamı çıkabilir ama doğrudan mezhepten funduszeue.infoı yoldan anlam genişlemesiyle mezhep konusuna varılabilir o funduszeue.info kesindirki 4 mezhep hakkında yoktur ayet


rana
sen kimsin ki itiraz edeceksin? o kadar alim tefsir etmis, var diyorda sen neyine güvenerek yok diyorsun?
dört değil belki ama mezheplere uymakla ilgili dolaylı bir sürü ayet ve hadis var!


Necef_
Allah akıl vermiş dimi &#;.körü körüne taklid hiç araştırma soruşturma funduszeue.info bulursun anlarsın olmadığını
Allah aşkına oku bakalım 4 MEZHEP hakkında bişey varmı ayet hadis ? Mezhepler hakkında olabilir ama 4 MEZHEP hakkında funduszeue.info bana 4 mezhep hakkında ayet hadis funduszeue.info mezhep demiyorum 4 MEZHEP hakkında yani hanefi şafi maliki hanbeli hakkında ayet hadis getir bakalım


rana
mezhebin var oldugunu inkar etmiyorsun yani?

ilk cevabimi okumussan neden 4 hak mezhebinden bahsettigimizden anlarsin..
alimlerin sözleri seninkinden benimkinden daha üstün.. ve aciklanmis bir durum.. körü körüne 4 insani secmedik mezhep alimi diye!


Necef_
üstekinden bahsediyorsanız şimdi gördüm ve öyle bir şey yoktu yazınızda &#;sonradan değiştirilmiş eklenmiş sanırım&#;ama ilk sayfadakini diyorsanız hanefi şafii maliki hanbelinin hak mezhep olduğu ayet ve hadisde funduszeue.infoı alimler belirlemiştir sadece bu mezheplerin hak olduğunu..


rana
ehli sünnet alimleri var 4 büyük mezheb demis, biz ehli sünnet alimlerini öyle "hic"e saymayiz&#;


Necef_
Alimler yanlış düşünebilir hata yapabilir ama Kuran ve peygamberimizde yanlışlık funduszeue.info doğru olan 2 kaynak funduszeue.inforin her dediği kesin olarak doğru değildir o yüzden abartıya gerek yok hata yapmazlar gibi.
"Bizim delilimizi bilmeden bir kimsenin sözümüzü söylemesi caiz değildir." Ebu hanife
o yüzden delili incelemeden körü körüne taklid ,alimleri hatadan beri gibi görmek abartmak yanlıştır


funduszeue.info
necef zamanında lerce mezhep vardı. günümüze kadar 4 tane si intikal etti. şuandada müçtehid bulunmadıgı için 5. bir mezhebi unut. 4 tane neyine yetmiyor birde sınırlama diyorsun.


Kayıtsız Üye
Mezhepleri insanlar sonradan olusturmustur din alimleri yani izinden gidilecek birisi varsa resulumuz hz. Muhammed s.a.v den baskasi degildir islam mantik dinidir akilli olun biraz peygamberimize dinimizi Allah nasip etmis acik secik kurani kerimde hersey yaziyor sonradan bu yazilanlari farkli yorumlayip soyledir boyledir demek caizmidir bilmiyorum fakat beser sasar ben bunu bilirim kimi menfaatine kimi zaafina kimisi bilmedigine veya yanildiginda israr eder ve beser sasar dinimiz islam kitabimiz kuran peygamberimiz hz. Muhammed&#;
Allah&#;a iman et
Kuran oku peygamberlerimizin izinden git kardesim&#; o donemden geri kalanini bilemem&#; her insan farkli takim tutar farkli renk sever farkli dusunur Allah yolu birdir farkli gorusler yorumlar beni baglamaz hayirli geceler&#;
Cevap olabildiyse ne mutlu iyi geceler&#;


Kayıtsız Üye
"Ulu_l emre " kelime anlami ile alimler degildir. Idareciler anlamina funduszeue.infot mealinde de ayni anlamda funduszeue.infotiginiz yuzlerce alimler kimdir isim verirseniz funduszeue.info ortalik alim kayniyor.


Kayıtsız Üye
arkadaşim sen diyorsunki Allahin kurani eksik biraktigini funduszeue.info alimlerinin bu boslugu hadislerle aciklandigini belirtiyorsun dogrumu.O zaman sen hem Allah&#;a hemde peygamberiize iftira funduszeue.info kerim acik ve seciktir diyor Allah.


Kayıtsız Üye
Ayetteki ulul ul emr yönetici anlamında kullanılmıştır ama mezhepler haktır zaten sahih hadisler ulemaya ulaştığı zaman içtihadı bırakıp hadise göre hüküm vermişler 4 mezhep bu yüzdendirki haktır hakaretleredecgerek yok


Kayıtsız Üye
Arkadaşlar konuyu saptırmayalım&#;Kur&#;an-ı Kerim de asla ve asla meshep geçmez çünkü Peygamber efendimiz döneminde meshep yoktu&#; Üstelik düşündüğümüz zaman insanları bir noktada birleştirecek asla ve asla ayrı düşmeye sebep vermeyecek bir dinin (İSLAM DİNİ&#;nin ) yanlış anlaşılıp ayrımcılığa sebep veriyor gibi görünmesindeki tek neden bana kalırsa işte insanları ayıran dört meshep ve Alevilik denen olgudur İran ve Irak Savaşı ne sebeple başladı bir düşünün Alevilik ve Sünnilik gibi bir çok grupların dini grupların birbirleri ile karşı karşıya gelmelerindeki en büyük nedenlerden biri olarak görüyorum&#;
Bir tane doğru olduğunu düşünürsek dört meshep neden var..? Üstelik meshep gidilen yol anlamında ise O dönemde yetişmiş bir çok zat, kitap aralarında kalmış bir çok meshep daha söz konusu olamaz mı..? Ve buna bağlı olarak da Alevilik bir mezhep midir..? Caferilik bir meshep midir..? diye soruyorum size&#;


Kayıtsız Üye
Kiymetli inanan kardeşlerim; form konusunu bu gun gördüm. Oncelikle aşağıda yazacaklarımı internetten veya evinizde bulunan nüzul sirasi ve nüzul sebebi iceren meal veya tefsir kitaplarinda teyyid ediniz. Bazi kardeşlerin mezhep veya 4 mezhep kuranda vardir ve bu nisa suresi Ayetininde bellidir denilmesini NORMAL ve ardindan da müslüman kardeslerine ithamda bulunmasini ANORMAL buluyorum. Kardeşlerim bir ayeti delil göstereceğiniz zaman önce ayetin neden gönderildiğini öğrenmelisiniz. Nisa suresinin Ayetinde "&#;.ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin&#;." denilmesinin sebebi şudur. Halid bin Velid ile Ammar ibn Yasir arasinda Resulullah (Sav) in verdigi bir görevi yerine getirirken bir anlasmazlik çıkması üzerine aralarinda tatsizlik oluyor ve konu bir süre sonra Resulullah s.a.v. e tasiniyor. Peygamberimiz konuyu öğrenince kim Ammar a bugz ederse Allah C.C de ona bugz eder diyor ve Halid bin Velid bunun üzerine koşup Ammar ibn Yasir den helallik istiyor. Ayet ise bu olayin ardindan geliyor.
Yani ayet sandiginiz gibi meshep konusunu degil,sizden olan otorite sahibine uymayi emrediyor.
ALLAH RIZASI ICIN BURADA YAZDIGIMI ARASTIRIN. ve LUTFEN MÜMİN MÜMİNİN INANCINI HOR GÖRMESIN. ARAŞTIRIN KI EMIN OLASINIZ.
Saygilarimla.


Kayıtsız Üye
Super söz bitti nokta bravo


Kayıtsız Üye
alimlere mi götürelim günümüzdeki senin o alim dediğin zatlar sen ay sonunu nasıl getireceğim diye düşünrken kendiler para nın içinde yüzüp size isyan etmemeyi öğretiyor bana bu işten para kazanmayan 1 tane alim göster ?günümüzde


Kayıtsız Üye
Kurana göre olabilir i acaba ? Aklına bile gelmediğine göre&#; Biz açıkça herşeyin yazdığı bir rehbere göre yaşıyoruz ne dersin?


Kayıtsız Üye
Kuranda yazmayan herşey yok hükmünü mü taşıyor ?
Böyle olmadı şimdii ?
Karine,işaret var dır?
Onlarda hadisi şeriflerden bakılır ,


Kayıtsız Üye
Bi sorum olacak ha Muhammed zamanında mezhep yoktu bunda hemfikiriz kabir suallerinde amelde mezhebin nedir diye bir soru var söylendiğine göre, bana bununla ilgili bir ayet ya da bir açıklama gösterebilir misiniz ben bulamadım ki Kuran&#;ın açık olduğunu ayetlerde vermiş bu aslında böyle demek istemiş gibi bir cevap istemiyorum net bişey istiyorum bilen biri varsa bana yardımcı olsun


Kayıtsız Üye
bu ayeti tutup mezhep olarakmı anlıyorsunuz peki en am nasıl anlayacaksınız yada aralarındaki kıskançlıktan sonra ayrılığa düştüleri yada ALLAH ın ipine hep beraber sarılın ayetini peygamber a.s vefatından sonra mezhepçilik yoktu taki funduszeue.info öldürüldüklten sonra muaviyenin funduszeue.info bu ölümden suçlu tutmasına kadar zaten cemal vakası ve siffin savaşlarınıda bilen bilir


@hmet
< bu ayeti tutup mezhep olarakmı anlıyorsunuz peki en am nasıl anlayacaksınız >
Kardeş kusura bakma ama senin ne kuranı nede sünneti anlayacak kadar kapasiten yok.!!
En&#;am süresi ayeti İNANÇ anlamında fırkalara ayrılmayın anlamındadır bunu tüm müfessirler söyler.
Fıkıh mezhepleri parçalara ayrılmak değildir ama anlamak istemeyen anlamaz.


Kayıtsız Üye
Bence kuranı mezhepsiz tarikatsız anlayamazsınız demek en büyük şirktir. M
Ilçede mezhep olacak demek kuran yetersiz peygamber yetersiz demektir. Hadi bakalım herkes işine kurana dört elle sarilalım.


Kayıtsız Üye
B.R.R kardeşler 4mezep 4ayri islam deyildir Allah her bir mümine her mezebi tek imanla ugulama örneği vermiştir örnek h.s Muhammed S,a.v min sünneti


Kayıtsız Üye
bu devirde kimin iyi bir alim olduğunu nerden bilicegiz kardeşim kurt pustuna bürünmüş çakal çok kuranda peygambere itatt edin diyor peki bu dört büyük mezhep neden ayrı namaz kılma şekilleri var hangisi doğru ? hiç düşündün mü enam ayetinde Dinleri bölüp parça parça edenler var onların haline diyor funduszeue.infom Allahu teale her temiz müslümansın diyor peygamber efendimize aynı şeyi diyor mezhep hiç yok kuranda eğer alimleri mezhep diyorsan bu devirde imam olup cinayet işliyen içerde yatan insanlar var gösteririm

Kardeşlerim Allah akıl fikir vermiş hanefi mezhepinde namazı terketmenın cezası vücutundan kan akacak şekilde dövülüp hapise atılmaktır araştırın bakın kurbanınız oluyum oyuna gelmeyin maliki ve şafiliilere göre ise tövbe edip namaz kılmazsa cezası kılıçla ölümdür ulan adam öldürüyor cennettlik oluyor hak mezhep dörttüde diyorsunuz hanefi mezhepi dövüyor ama öldürse cehennemlik akıl fikir vermiş Allah kullanın kardeşim ne diyor Kuranda "Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah&#;a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir." (Bakara, 2/) iyi bakın Allahın buyurduğuna dinde zorlama yok iken bu büyük 4 mezhep hak mezhep dediğinin adam öldürüyor diğeri dövüyor ama biri öldüdürdügü için cennettlik diğeri sadece dövebiliyor öldürse cehennemlik Allah funduszeue.infome sen tertemiz müslümansın dedi peygamberimize öyle buyurdu öldürmekle ilgili ayeti hatırlatırım bizim dinimizde öldürmek yoktur yasaktır ne olursa olsun tek Allah için er meydanında cenk ederken cihad içindir İşte bundan dolayı İsrailoğullarına şu hükmü yazdık: "Kim bir cana karşılık veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak sebebiyle olmaksızın bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir kimseyi diriltirse (ölümden kurtarırsa) bütün insanları diriltmiş gibi olur." Muhakkak ki peygamberlerimiz onlara açık delillerle geldiler. Yine de bunun ardından onların çoğu yeryüzünde aşırıya gitmektedirler. bunu paylaşır iseniz sevinirim Allah hepinizden razı olsun Kuranı kerimde buyurduğu kimi Allahın ipine sımsıkı sarılın ayrılmayın !


Yaralı Melle
< dört büyük mezhep neden ayrı namaz kılma şekilleri var hangisi doğru ? >
Cahilliği bırakıp okusaydın araştırsaydın Peygamberimizin farklı şekillerde namaz kıldığını görürdün
< enam ayetinde Dinleri bölüp parça parça edenler var onların haline diyor >
Dinini parça parça edenler, inancı bozuk olanlardır. 4 mezhep inancı aynıdır
< mezhep hiç yok kuranda >
Mezhep nedir araştırmadan Kuran bilmeden Kuranda mezhep yok demek kara cahilliktir.
BİLMİYORSANIZ BİLENE SORUN ayetinin anlamı nedir?
Kitap ve sünneti bilmeyen bir alimin peşinden gitmek Allahın emri değil mi?
< imam olup cinayet işliyen içerde yatan insanlar var gösteririm >
Senin gibi dini tahrif edenleri öldürmüşlerdir eminim
< ulan adam öldürüyor cennettlik oluyor >
Sen islam düşmanı olmasaydın bu hükümlerin sebebi ve dillerini araştırıdın


Şem&#;a
< bu devirde kimin iyi bir alim olduğunu nerden bilicegiz >
Allah dileyene hakkı gösteriyor yeter ki insan istesin.
Kısaca bir tavsiyede bulunayım inşAllah fayda verir. Şamil islam ansiklopedisi veya Diyanet islam ansikloopedinsen fıkhi mezhepleri ve ayrıca mezhep kavramını oku bilgilen ki bu şekilde cehalet ile ölmeyesin.


Acizanekul
Ayetlleri kafamiza göre yorumlayamayız belli bir kapasite gerekir , fıkıh diye bir bilim neden var hiç düşündünüz mü.Kuran&#;ı okuyup kendimize gore anlam çıkarmaktan ziyade ne için indigini de araştırmak şarttır yoksa farkli yerlere götürür


Acizanekul
Bu konu hakkinda aklima takılan bir sey var ,tamamen öğrenmek için soruyorum mesela parfüm,kolonya,krem gibi seyler hanefide necis değil safide necis bunun nedeni nedir
Hatta bunun gibi bazi konularda ayni mezhepteki farkli imamlar farkli düşünüyor


Şem&#;a
Nedeni içtihattır. İmam azam içilmez ama kullanılabilir demiş
imam şafii ise içilmesi haram olan şeyin kullanımı da caiz değil demiş


Kayıtsız Üye
Selamın aleyküm ve rahmetullah
Kardesım gösterdigınız hadislerde 4 mezhep yazmıyor bende sana kuranda ayet verım bıde bunlara bak en am suresı ayetıne, meryem suresı 37, ayetine rum suresı 32, ısra suresı 36


Kayıtsız Üye
kimi kitaplarda &#; hak &#; mezhep &#; tabiri şirktir küfürdür şeklinde uyarılara denk geldim.&#; islam nasıl yozlaştırıldı &#; kitabını funduszeue.infoi takip etmek başka,onu kutsallaştırmak başfunduszeue.info şeriye yi araştırıfunduszeue.info nasıl helal edilirmiş öğfunduszeue.info mezhepleri kutsallaştırmayı düşünün.


Kayıtsız Üye
Mezhepleri illede kuran ayerleri ile zorlama bir mana vermek gerekmiyor toplum varsa mezheplerinde olmasi gayet normal aslinda a normal olan yuzyillardir baska bir toplum için ictihat eden alimlerimizin bugün ayni gayreti ve ceasreti gisteremeyisinden kaynaklaniyor nedeniyle bugün alimlerimizin elini tasin altina koymasi lazim bugün avrupada musluman toplum var onlar için bile bir mezhep olusturulmali yada olmalı sorunlarina bir cozum bulunmali en basit ibadetkerimizi is yerinde yapamiyor ama adamin içinde bir sikinti var ne yapmalıyım funduszeue.info bulundugu tarikat yada cemaata gore amel ediyor ama yeterli değildir hersey rant diyende var ne yapacak funduszeue.info ixin mezhepler tartisilir haldedir cunku soruna cevap yok .


Molla_Efdal
Hak mezheplerin sayısı çoktur. Bugün sadece 4 hak mezhebin et bağı bulunmaktadır.


Kayıtsız Üye
Ümmetim benden sonra 73 ayrı yola ayrılacak ve bunlardan sadece biri doğru yolda olacak&#;
Ümmetim benden sonra diyor ondan bundan sonra demiyor???
73 yol var ve bazilari mezhep yok ashabindan ilim aliyor alimden her turlu fikirden bilgi aliyor ve yol sadece Muhammet (s.a.v)-Kur&#;an-Allah yolum diyor&#;
Şirke girmekten korktugum için bu yol en emin yol geliyor bana&#;
Bilen Allah (C.C)


Kayıtsız Üye
Mezhepler konusuda aklında şüphe olanlar risale i nur eserlerinde mezhep ile ilgili nüshalara kesinlikle müracaat edip okusun biiznillah ben okudup tüm vesveselerim izale oldu kesinlikle akla mantiga uyan cewaplar risale i nur eserlerinde sizleri ve bizleri bekliyor vesselam&#;


Omer Faruk
Sevgili kardeşlerim

Mezhep İslam&#;ın ani genişlemesi sonucu doğmuş bir ihtiyaçtan mütevellittir. Hz. Ömer zamanında sınırları İran&#;ı kapsayan bir din haline gelince İslam&#;a yeni giren milletlerin İslam&#;ı doğru kaynaklarından öğrenmeleri mümkün olmadı. Bunun sebebi ise;

1- Kur&#;an henüz iki kapak arasında toplanmamıştı.
2- Kitap materyalleri yeterli ve yaygın değildi
3- Rasulullah&#;tan sonra sahabelerin kendi aralarında iktidar anlaşmazlıkları pek çok sahabenin ölümü ile sonuçlandı.
4- İnsanların okuma yazma oranının çok düşük olması.

Bu temel sebeplerden dolayı İslam Dininin doğru anlatılması bu konuda uzman insanlara bırakıldı ve onlara sorularak dinin yaşanılmasının yolu açıldı. Böylece bildiğimiz mezhepler ve daha çoğu mezhep bu şekilde sistemleşti, kurumsallaştı. Ancak müslümanlar arasında okuma yazma oranı artmasına, Kur&#;an nüsha olarak müslümanların evlerinde yer almasına rağmen ilmi tembellikten dolayı TAKLİD devam etti. Bununla İslamda olmaması gereken, Kur&#;an&#;ın da kınadığı DİN adamı SINIFI ortaya çıktı. Din adamı sınıfı belirli bir yetkiye ve gelire sahip olunca bu kurum artık yıkılamadı.

Oysa bugün müslümanlar okuma yazma biliyor, internet sayesine her ayete, her hadise bir tıkla ulaşabiliyor. Burada sorulara cevap yazan pek çok arkadaş ilmi olmadığı halde kolayca internetten bilgiye ulaşıp buraya kopyala-yapıştır yaparak bilgi aktarıyor. MEZHEP zaten islamın asıllarında bir tartışma değil FER dediğimiz iman konusu olmayan konulardadır. Dolayısıyla bugün her müslüman nasıl ingilizce öğrenmeyi bir fayda olarak umuyorsa ARAPÇA öğrenmeyi de daha yüksek bir fayda olarak görüp kendi dinini öğrenmeli, verilen fetvaların kaynaklarına bakacak seviyeye gelmelidir.

Eğer bir müslümanın internete, televizyona, futbol maçına vakti varsa İslami ilimlere de vakti vardır. Buna rağmen okumuyorsa ardınan gittiği FETULLAH gibi hokkabazların hesabını Allah&#;a verecektir, çünkü Kur&#;an bunu çok açık beyan ediyor.

Sonuç; müslümanlar doğrudan Kur&#;an&#;a ulaşacak ilmi tek başlarına tahsil etmek zorundalar. 6 sene tıp okuyacaksın ama Kur&#;an&#;ı anlamayacaksın, mühendis, hemşire, öğretmen olmak için ömrünü harcayacaksın ama ebedi hayat için arapçayı öğrenmeyip Kur&#;an&#;ı anlamayı boş sayacaksın. Nasıl olsa bir hocaya sorar öğrenirim diyeceksin. Kusura bakma sen dinin aslını anlamamışsın demek..

İlim kardeşlerim, ama bizatihi kaynağından ilim&#; Selametle&#;


mezheplerle ilgili ayetler, peygamber efendimizin mezheplerle ilgili hadisleri, kuranda mezhep ile ilgili ayetler

Bu kategoride yer alan Kısmet duası var mıdır?bende dua ediyorum ama kısmet için başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Benzer Yazılar:

Kur&#;an&#;da Mezhep Var mı?

Hadsiz Bir Soruya Tenezzülen Cevap;  Kur’ân’da Mezhep Var mı?

Son zamanlarda birileri, reddetmek istedikleri ahkâmı yahut değerleri, kolaydan reddetmek için modern ve köksüz bir usul-soru türettiler; “Kur’ân veya Sünnet’te[1] var mı?

Eğer siz doğrudan Kur’ân-ı Hakîm’den veya Hadis-i Şerif’ten bir delil, hem de soranın akıl seviyesine hitap edecek açıklıkta bir delil getiremezseniz, savunduğunuz hüküm ya da değer, o kişi tarafından hemen batıl=hakikat dışı olarak algılanır ve yaftalanır.

Bir kere bu tavrın doğru bir tavır olabilmesi için;

  1. Her şeyin tüm tafsilatıyla Kur’ân ve Sünnet’te olması gerekirdi.

Yani kıyamete kadar Müslümanların başına veya gündemine gelecek her bir olayın ve meselenin tüm hükümlerinin ve cevaplarının[2], Kur’ân ve Sünnet’te doğrudan yer alması gerekirdi. Örneğin bunlara göre oy vermenin meşrû’ olabilmesi için Kur’ân veya Sünnet’te doğrudan bir nas olması gerekir.

Oysa 23 sene zarfında Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’e vahyedilen ayetler ve hadisler, belirlidir, sınırlıdır. Sınırlı olan nasların ise, âdetâ sınırsız olan olay ve hükümlerin tamamını, doğrudan ifade etmesi imkânsızdır.

Buna rağmen birileri daha da ileriye giderek,  her şeyin tüm tafsilatıyla Kur’ân ve Sünnet’te var olması iddiasının yanısıra, Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından bizzat uygulanmış olduğunu da iddia ederler. Ve Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in herhangi bir şeyi yapmamış olmasını, o şeyin cehenneme sürükleyici bidat olduğunun belirleyici kriteri olarak, göstermeye çalışırlar. Ve derler ki “Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in yapmadığı, terk ettiği şey bidattir, dalâlettir/sapıklıktır.”

Yani bunlara göre, Râşit Halifelerin sözlerine ve sünnetlerine sarılarak Kur’ân-ı Kerîm’in toplanması ve çoğaltılması, teravihin cemaatle kılınmasının adet haline getirilmesi, cuma namazında ikinci ezanın okunması; Ömer b. Abdilaziz’in uygulamasına bağlı kalarak hutbede adaletle ilgili ayet-i kerîmenin okunması; Ulemânın izinden giderek Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelam gibi ilimler vaz’ edip hadislere sahih, hasen, zayıf, merfû, mevkuf ve maktu gibi, hükümlere de farz, vacip, sünnet, müstehap, mekruh ve caiz gibi kavramlar icat etmek; İslâm emirlerine itaat ve ittiba ederek camilere minareler, hanlar, hamamlar, kervansaraylar ve aşevleri inşa etmek… ez-cümle İslâm Medeniyeti’ni kurmak ve geliştirmek bidattir, sapıklıktır. Hâşâ sümme hâşâ. Sahâbe-i Kirâm Efendilerimizi, Selef-i Sâlihîni ve Ümmeti bidate, sapıklığa nispet etmek kimin haddine! Bu uslûb ancak, kendi sapıklığını örtmeye çalışan ve ilimde nesebi olmayan selefsizlerin uydurduğu bir hadsizliktir!

Kaldı ki bu tavırlarının doğru olabilmesi için, Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in, tüm mübahları ve tüm müstehapları tek tek söylemiş veya yapmış olması gerekirdi. Oysa söylemesinin de yapmasının da, konumu, sorumlulukları ve zaman itibariyle imkânsız olduğu gayet açıktır.[3]

  1. “Kıyas” ve “içtihad”ın dinde yeri olmaması gerekirdi. Diğer bir ifadeyle Kur’ân ve Sünnet’teki bütün nasların delâletlerinin katî, yani ictihâda kapalı olması ve ilim sahibi olsun veya olmasın her akıl sahibinin anlayabileceği şekilde açık ve sarih olması gerekirdi. Ve eğer gerçek bunların kurguladığı gibi olsaydı, ayetler ve hadisler üzerinde hiçbir ihtilafın olmaması gerekirdi.

Oysa ihtilafın varlığı gün gibi ortadadır. Kaldı ki bizzat Allâh-u Teâlâ Hazretleri, Kitâbullah’ın bir kısmının muhkem, yani delaleti/maksadı net ve içtihada kapalı olduğunu, bir kısmının da müteşâbih, yani delaleti kapalı ve içtihada açık olduğunu bildirmektedir.[4] Bu yüzden fıkhi meselelerde ihtilafı bizzat Allâh-u Teâlâ Hazretleri murad etmiştir, sözü gayet isabetli bir söz olduğu açıktır.

Bunun ayetlerden onlarca örnekleri vardır. Sadece bir tanesini zikredecek olursak Hakîm olan Allâh-u Teâlâ Hazretleri, “Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler için dört ay bekleme süresi vardır”[5]ayetinde, meselenin hükmünü hiçbir ihtilafa mahal bırakmayacak şekilde muhkem olarak buyurmuştur. Fakat bundan hemen iki ayet sonraki “Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç kur’ beklerler”[6] ayetinde ise meselenin hükmünü net olarak buyurmamış,  ehlinin içtihadına açık bir şekilde müteşâbih olarak buyurmuştur. Zira “dört ay” kelimesinden, Allâh-u Teâlâ Hazretleri’nin muradı hemen anlaşılırken, “kur’” kelimesinden muradı hemen anlaşılamamaktadır. Çünkü “kur’” kelimesi, Arapça’da birden fazla anlama gelmektedir. Nitekim bu nedenle ayeti kerimenin delâletinde gayet doğal olarak Sahâbe’den itibaren selef ulemâsının farklı ictihadları olmuş ve farklı mezhepler ortaya çıkmıştır.[7]

İşte tüm bu ve benzeri hakikatlerden dolayı Ehl-i Sünnet, hatta -dikkat ediniz- Mutezile dahi, şerî hükümlerin her zaman Kur’ân ve Sünnet’ten doğrudan öğrenilemeyeceğini, bilakis şerî hükümlerin 4 temel kaynaktan çıkartılıp öğrenilebileceğinde ittifak etmişlerdir ki; bunlar Kur’ân, Sünnet, İcmâ’ ve Kıyastır.

Dolayısıyla “Kur’ân veya Sünnet’te var mı?” sorusu, hem yersiz ve hadsiz bir sorudur, hem de kasten ya da cehâleten bir tuzak sorusudur.

Zira bu soruyu soran farkında olarak veya olmayarak, İcmâ’ ve Kıyas’ın dinde delil oluşunu ya tümden reddetmekte ya da önemsiz görmektedir. Buna ilave olarak Kur’ân veya Sünnet’ten getirilecek her bir delili, başka hiçbir delile ve kişiye ihtiyaç duymadan doğrudan anlayabilir ve yorumlayabilir olduğunu, yani bir mukallid değil, aksine bir müctehid olduğunu örtülü olarak iddia etmektedir. Bu yüzden siz meselenizle ilgili o şahsa Kur’ân veya Sünnet’ten -anlayabileceği- herhangi bir delil getiremediğiniz takdirde, onun meşruiyyetini kabul etmemektedir.

Aynı sorunları içeren, özellikle de sünnet münkirlerince dillendirilen “Kur’ân’da var mı?” sorusu da, hem yersiz ve hadsiz bir sorudur, hem de kasten ya da cehâleten bir tuzak sorusudur.

Hatta bu soruyu soran kişi yine farkında olarak veya olmayarak, İcmâ’ ve Kıyas’ın yanısıra Sünnet’in de dinde delil oluşunu ya tümden reddetmekte ya da önemsiz görmekte, Kur’ân-ı, başka hiçbir delile ve kişiye ihtiyaç duymadan doğrudan anlayabilir olduğunu yine örtülü olarak iddia etmektedir. Bu yüzden o kişiye bir âlimin, hatta seleften bir zatın görüşünü, hatta bir hadis-i şerif getirseniz, bunun ile iktifa etmeyip illa ilgili bir ayet sorgulamaktadır.

Özetle birincisinin sorunu, Selef-i Sâlihîn’in yol göstericiliğine başvurmadan doğrudan Kur’ân ve Sünnet’e gitme sorunu iken, ikincisinin sorunu ise Sünnet-i Seniyye’nin de yol göstericiliğini reddedip doğrudan Kur’ân’a başvurma hadsizliğidir.

Bu nedenle bu kişilere önce uslûbunun ve örtülü düşüncelerinin hatalı olduğu, Ehl-i Sünnet’in tavrına ve yoluna zıt olduğu güçlü bir şekilde fark ettirilmelidir. Daha sonra mukallid olduğunu unutmadan işin ehlinin verdiği cevaplarla, muhatabın aklının istediği bilgilenme ihtiyacı, hasbe’l-kader karşılanmaya çalışılmalıdır.

Bu amaçla “Kur’ân’da Mezhep var mıdır?” sorusuna tenezzülen cevap vermek gerekirse, önce mezhepten ne kast edildiğini netleştirmeli, ondan sonra –ulemamızın irşadıyla- Kur’ân-ı Hakîm’den buna cevap bulmaya çalışalım.

Mezhep Nedir?

Lugatta, “gitmek”, “bir şeyi izlemek” ve “izlenilen yol” anlamlarına gelen mezhep kelimesi, “filanın mezhebi” tabirinde, “kişisel görüş” anlamında kullanılır. Fakat şerî bir kavram olarak mezhep, herhangi bir kişisel görüşü değil, belli bir usul neticesinde ortaya konulan ve kendi içinde tutarlı olan dînî bir görüşü ifade eder. Bu görüş itikadla da fıkıhla da alakalı olabilirse de daha çok fıkhî bir kavram olarak kullanılmakla birlikte özetle “hayatı, vahyin gösterdiği istikamette yaşayabilmek için bir müçtehidin ortaya koyduğu itikad veya fıkıh sistemine ve bu sistemin ilkeleri neticesinde ortaya koyulan görüşler” olarak tarif edilebilir.

Ancak, soruyu soran kişi, Kur’ân’da bu sistemin ve/veya bu görüşlerin varlığını sormamakta, bilakis bu mezhep diye ifade edilen sisteme/usule ve görüşlere bağlı kalmanın ve onları taklit etmenin Kur’ân’da bir delili var mı, diye sormaktadır.

Aslında taklit ve ictihad meselesi, her akıllı insanın vicdanında itiraf ettiği bir meseledir. Zira her insan aynı bilgi birikimine ve tecrübeye sahip değildir. Hatta her işte herkes ehil değildir, ehil olanı vardır, olmayanı vardır. Hevâ-i nefs kimi zaman engel olmaya çalışsa da, her insan hayatının istisnasız her anında ve her alanında bulabiliyorsa ehline, bulamıyorsa kendinden daha iyi bilene -fıtratı icabı- tabi ve teslim olma meylindedir.

Aynı şekilde bir mezhebe bağlı kalmak da, din hakkında konuşurken belli bir usûl çerçevesinde konuşarak ehline tabi olmaktır. Bir mezhebe bağlı olmamak ise ehlini tanımamak ve usulsüz hareket etmektir ki ehliyetsiz ve kaidesiz yapılan her türlü faaliyetin çelişkiye ve yanlışa düşmeye mahkûm olduğu gayet açıktır.

Bu yüzden bu kadar açık ve bedihî olan bir durumun ayrıca bir ayetle ispatlanmasını beklemek, münazara ilmi tabiriyle mükâberadır, yani vicdanında kabullendiği bir şeyi inatla inkâr edip, ispatlanmasını talep etmektir. Oysa delil, bedihi olmayan meselelerde talep edilebilir.

Yine münazara tabiriyle bedihi olan bir şey, ispata muhtaç olmasa da, anlamayanlar için ‘tenbih’e ihtiyacı olabilir. Bu kabilden ulemânın işaret ettiği birkaç ayet ile meseleyi “tenbih”e çalışalım.

Mezhep Bağlılığına Dair Kur’ân-ı Hakîm’den Bazı ‘Tenbih’ler 

Öncelikle yukarıda onlarca ayetten sadece bir örneği olarak zikredilen ayetlerdeki müteşâbihât vakıası, konuyla ilgili tek bir ayet olmasa dahî, farklı anlayışların kaçınılmaz olduğunu ve bu farklı tavırların bizzat Cenâb-ı Hak tarafından murad edildiğini ifade etmekte yeterince açıktır. Zira eğer Cenâb-ı Hak, ihtilafı murad etmemiş olsaydı, ayetlerde müteşâbihât olmaz, hepsi muhkem olurdu.

Oysa müteşâbihâtın varlığı hem yukarıda işaret edilen ayette hem de örnekte olduğu gibi ihtilafı zorunlu kılmaktadır ki işte bu ihtilaf, bir usule bağlı olarak mezheplerin doğmasının asıl sebebini oluşturmaktadır.

Kaldı ki Allâh-u Teâlâ, ehline ittibâyı ve onların taklid edilmesi gerektiği hakikatini bazı ayeti kerimelerde açıkça ifade buyurmuştur. Örneğin;

  1. Mü’minlerin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her bir fırkasından bir zümre dinde fakih olmaya çalışsalar ve kavimlerine dönünce de onları uyarsalar. Umulur ki, onlar da sakınırlar.”[8]

Allâh-u Teâlâ Hazretleri bu ayet-i kerimede bir grubun dinde fakih olmasını, insanları uyarmalarını, insanların da o ihtarlar doğrultusunda sakınmaları gerektiğini açıkça emretmektedir. Herkes nasıl fizikçi, kimyacı, tıpçı olamıyor, bu kişilerin söylediklerine göre diğer insanlar hareket ediyorsa, aynı şekilde dînî mesâilde de herkes söz sahibi değildir. Bu nedenle söz sahibi olanların bir usûl çerçevesinde ortaya koydukları mezheplere tâbî olunur.

  1. Eğer bilmiyorsanız, bilene sorun.”[9] Bir mezhebe tâbî olarak dinini yaşamak da, hayatının her anında karşısına çıkabilecek olan her bir meselenin tek tek şerî hükmünün ve nasıl yapılması gerektiğinin ilgili delillerini, şahsî ve zamansal sebeplerden dolayı inceleme imkânına sahip olamayan kişilerin, bu imkâna sahip olan ulemaya sorup öğrenmesi ve ona göre hayatını tanzim etmesi demektir.
  2. Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”[10] Kendisine ulaşan ve zahiren birbirleri ile ihtilaf eden bir takım naklî delilleri incelemekten aciz olan kişi ile onları tahkik edip hangisinin farza hangisinin müstehabba delalet ettiğini, hangisinin herkesi ilgilendirip hangisinin belli şahısları ilgilendirdiğini tespit edebilen kişi elbette bir değildir. İşte bir mezhebe göre hareket etmek, birince vasıftakilerin ikinci vasıftaki bir zatı taklid etmesi demektir.
  3. Allâh-u Teâlâ Hazretleri Kur’ân-ı Kerîm’de ilim ehlini, farklı derecelerde oluşlarına vurgu yaparak farklı kelimelerle anar. Bazen, “الذين أوتوا العلم / kendilerine ilim verilenler”, bazen “أولو العلم / ilim sahipleri”, bazen “العلماء / ulemâ”, bazen “الراسخون في العلم / ilimde rusuh/derinlik sahipleri”, bazen de “أئمة / imamlar” diyerek zikreder.

Bunlardan bir tanesinde şöyle buyurmaktadır; “Kulları içinden (gerçek anlamda) saygı duyarak Allah’tan korkanlar, sadece ulemâdır (العلماء).”[11] Keza bir diğerinde de şöyle buyurmaktadır; “İşte bunlar, insanlar için verdiğimiz misallerdir. Fakat onları ancak âlimler (العالمون) hakkıyla anlayabilirler.”[12]

Mademki herkes Cenâb-ı Hakk’ı hakkıyla takdir edip ona saygı duymaz ve ondan korkmaz ve mademki Kur’ân-ı Hakîm-i herkes anlayamaz, herkes hakkıyla idrak edemez. Öyleyse bu gibi kimselerin, Cenâb-ı Hakk’ı hakkıyla takdir eden, ona karşı hakkıyla saygı duyup ondan korkan ulemaya tâbî olmaları, Kur’ân-ı Hakîm-i hakkıyla idrak eden âlimlere tâbî olmaları, hem fıtraten ve vicdanen hem de şerî olarak bir zorunluluktur.

  1. Diğer bir ayet-i kerimede de şöyle buyurmaktadır; “Onlardan bir grubu, sabırları neticesinde imamlar kıldık. (Onlar, insanları) emirlerimize hidayet ederler.”[13]

Bu ayet asıl olarak İsrail oğullarından bir grubun diğerlerine imamlık/önderlik yapıp, diğerlerini hak ve hakikate ulaştırdığından bahsetmektedir. Ancak bu vasıf sadece onlara mahsus değildir. Bilakis her ümmette benzer şekilde imamlar vardır. Hatta kimileri küfürde imamdır,[14] kimileri ise hidayette imamdır.

Nitekim diğer bir ayet-i kerimede “Her insanın imamı ile birlikte çağırılacağı gün..”[15] buyurularak, kimlere tabi oluyorsak onlar ile mahşerde toplanacağımız bize haber verilmektedir. Küfrün ve dalâletin imamlarına tabi oluyorsak onlar ile çağırılacağız. Hidayetin ve hakikatin imamlarına tabi oluyorsak onlar ile hesaba davet olunacağız. Bu yüzden birçok tefsirde bu ayet-i kerîme, insanların mahşer yerinde hesaba davet edilirken “Ey Filan’a uyanlar!” diye çağırılacakları ifade edilmektedir.

Peki, bunlardan “Hakk’a hidayet eden mi tâbî olunmaya daha layıktır? Yoksa hidayet edemeyen, kendisine yol gösterilse belki hidayet etmesi muhtemel olan mı?”[16] Elbette tabi olunacak bir zat varsa o da Hak’ka hidayet edip yol gösterendir.

Dolayısıyla Hak’ka hidayet ediciliğine itikad edilen bir zata ve görüşlerine uymak, onu taklid etmek şer’ân zemmedilen bir davranış nasıl olabilir? Bilakis bu, her insanın en doğal bir halidir. Çünkü bir insan ne kadar bilgiye sahip olursa olsun elbet “Her bilenin üstünde bir bilen vardır.”[17] Bu da doğal olarak, daha çok bilene teslim olmayı beraberinde getirmektedir.

  1. Allâh-u Teâlâ Hazretleri Ashâb-ı Kirâm’ın ve onlara tabi olanların faziletinden bahsederken, “Muhâcirlerin ve Ensârın ilk/öncü olanlarından ve Onlara ihsan ile tâbi olanlardan Allâh râzı olmuştur, Onlar da Allah’tan râzı olmuşlardır”[18] buyurmaktadır. Eğer ehline tabi olmak mezmûm bir davranış olsaydı, Allâh-u Teâlâ’nın Sahâbe Efendilerimize tâbi olanlardan râzı olması mümkün olabilir miydi? Elbette mümkün değildir. Öyleyse Ashâb-ı Kirâm’a tabi olarak bir usûl inşâ eden mezhep imamlarından birine tâbî olmak neden mezmûm bir davranış olsun ki! Aksine Allâh-u Teâlâ’nın razı olduğu kullara tâbî olmak, aynı şekilde Mevlâ Teâla’nın razı olacağı bir davranıştır.
  2. Hatta Allâh-u Teâlâ Hazretleri bizlere, müminlerin yolundan asla ayrılmamız gerektiğini ihtar ederek şöyle buyurmaktadır; “Her kim, kendisine hidayet açıklandıktan sonra Rasûl’e inatla muhalefet eder ve Mü’minlerin yolundan başka bir yola tâbî olursa, onu kendi tercih ettiği ile bırakır (kasten yüz çevirdiğinden onu Hak’ka muvaffak da kılmaz), onu cehenneme koyarız. O ne kötü bir varış yeridir. [19]

Dikkat ediniz! Mü’minlerin takip ettiği yol, hak olan mezhep imamlarına tabi olmaktır.

Hulâsâ; Mezhep Bağlılığı Dînî bir Hassasiyettir

Her şeyin hükmünün Kur’ân-ı Hakîm’de aranması, Kur’ân-ı Hakîm’in, dolayısıyla vahyin her şeye açık açık cevap vermesini beklemek, ya kasten ya da cehâleten yanlış bir tavırdır. Zira sınırlı olan nasların, âdeten sınırsız olan insânî meselelere tek tek açık açık cevaplar vermesi imkânsızdır.

Hatta insanların yaşadıkları zaman ve zeminlerin şartlarının birbirinden farklı olması, aynı ahkâmı aynı seviyede tatbik etmelerini imkânsız kıldığından, hikmet-i ilâhî olarak ahkâmın tamamı net olarak vaz edilmemiştir.

Bu yüzden nasların bazıları muhkem, bazıları da müteşâbih olarak bildirilmiştir. Böylece naslar, bir taraftan hak ile batıla uyanların birbirinden tefrik edilmesi için imtihan vesilesi, diğer taraftan da gerçek ilim ehlinin muhkemleri esas alan bir usûl çerçevesinde zamanlarına ve zeminlerine göre Cenâb-ı Hakk’ın iradesini keşfetmeleri için bir vasıta kılınmıştır. Bunun neticesinde de doğal olarak mezhepler doğmuştur.

Dolayısıyla bugün mezhepleri, mezheplere bağlılığı inkâr ve iptal etmeye çalışanlar, balçıkla hakikat güneşini sıvamaya çalışmaktadırlar.

Oysa bugün hiçbir insanın, Kur’ân-ı Hakîm’in sadece ama sadece Arapça ifadelerine bakarak ne bir sonuca varması ne de tutarlı-çelişkisiz bir din anlayışı ortaya koyması mümkün değildir. Bilakis selefin ve halefin şeriat ilmine muhtaçtır.

İşte sadece bu vâkıâ bile onların sözlerine bağlı hareket etme mecburiyetini ifade eder ki bu mecburiyet, mezhep düşmanlığının altındaki ulemâyı taklide ve onlara tâbi olmaya karşı olan kibirli tavrın, ne kadar tutarsız olduğunu ifade etmekte yeterlidir.

Ancak genel olarak selefin ve halefin şeriat ilmine bağlı hareket etmenin bir sorunu vardır ki o da keyfî bir tercih yapıp yapmama sorunudur. Yani selefin ve halefin akvalinden hareketle bir hüküm ortaya koyarken gerçekten hak olduğu kanaati ile mi, yoksa hevâya uygun olduğu güdüsüyle mi tercih yapıldığı sorunudur. Yani hakka mı hevâya mı tabi olunduğu sorunudur.

İşte “belli bir usûle bağlı kalarak din hakkında konuşmak ve dini yaşamak, bu keyfî davranışları olabildiğince asgarî sınıra çekmek” demek olan mezhebe bağlı kalmak, hayâtî önemi hâiz dînî bir hassasiyet ve ciddiyettir. Bu itibarla belli bir mezhebe bağlı hareket etmemek, keyfîliktir, ciddiyetsizliktir

İbrahim İhsan Bayraktar

[email protected]


[1] Merfû hadisi; yani Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’den nakledilen kavlî ya da fiilî rivayeti kast ediyorlar.

[2] Fıkıh ilminde bunlara “nevâzil fıkhı” denir.

[3] Dolayısıyla “her muhdes/sonradan ortaya çıkan şey” bidat kesinlikle değildir. Bilakis Ulemânın yaptığı gibi sonradan ortaya çıkanlar, Arapça lügat açısından bidat denilse de, şerî hükmü açısından türüne ve yerine göre hüküm kazanır. Bazıları vacip, bazıları mendup, bazıları haram, bazıları mekruh, bazıları da mubahtır. Bu nedenle yine ulemânın izahıyla “Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık ateştedir” diye genelleştirilerek tercüme edilen hadisteki “bidat” kelimesi, tıpkı “salat” gibi şerî bir kavramdır. Şerî kavramlar ise lügat manasına göre değil, dinde kast edilen manasına göre izah edilir. Bu hadisteki “bidat” kavramından maksat ise şer’ân haram olan muhdeslerdir. (bkz. Heytemî, el-Fethu’l-Mübîn, thk. Enver Dağıstânî, II. basım, Dâru’l-Minhâc, s)

[4] Ali İmran, 7.

[5] Bakara,

[6] Bakara,

[7] Mesele ile ilgili detaylı bilgi için bkz. Ebu’l-Feth el-Beyânûnî, Mezhep Meselesi ve Fıkhî İhtilaflar, Rıhle Kitap, s

[8] Tevbe,

[9] Nahl, 43; Enbiya, 7.

[10] Zümer, 9.

[11] Fâtır,

[12] Ankebût,

[13] Secde,

[14] Tevbe, 12; Kasas,

[15] İsrâ,

[16] Yûnus,

[17] Yûsuf,

[18] Tevbe,

[19] Nisa,

İbrahim İhsan Bayraktar &#; funduszeue.info

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası