fevzi çakmak kökeni / GİZLENEN TARİHİMİZ: Mareşal Fevzi Çakmak'ın sır gibi sakladığı gerçek

Fevzi Çakmak Kökeni

fevzi çakmak kökeni

Fevzi Çakmak Biyografisi

Fevzi Çakmak Kimdir ?

Mareşal Fevzi Çakmak, 12 Ocak 'da İstanbul Anadolu Kavağı'nda Çakmakoğullarından Topçu Albayı Ali Sırrı ile Hesna Hanım'ın oğlu olarak dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra 29 Nisan 'te Harp Okuluna kaydolarak 28 Ocak 'da Piyade Teğmen rütbesiyle mezun oldu. Akabinde Erkan-ı Harbiye Mektebine girerek 25 Aralık 'de Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle bitirdi.

Bir süre Erkan-ı Harbiye (Genelkurmay) 4. Şube'de görev yaptıktan sonra 'da 3. Ordu'ya bağlı Metroviçe'deki Fırka'nın kurmay heyetinde görevlendirildi. Balkanlar'daki Sırp ve Arnavut çetelere karşı verilen mücadeleye katıldı. Kısa aralıklarla terfi ederek 'de miralaylığa (albay) yükseldi. yılında İkinci Meşrutiyet ilan edildiğinde Fırka Komutanı ve Taşlıca Mutasarrıfıydı. 'da Arnavutluk'ta çıkan ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Kosova Kolordusu'nun kurmay başkanlığı'na atandı. 'de Trablusgarp Savaşı başlayınca Rumeli'nin savunmasıyla görevli Garp (Vardar) ordusunun kurmay başkanlığına getirildi. Balkan Savaşı () sırasında Fırka Komutan Vekilliği ve Vardar Ordusu 1. Şube (Harekat Şubesi) Müdürlüğünü yaptı.

Sırp Cephesi'nde Vardar Ordusu Harekât Şube Müdürü olarak bulunan Fevzi Paşa'nın başarılı askerî faaliyetlerine rağmen, Garp Vilayetleri'nde 10 Mayıs 'den itibaren Türk Hakimiyeti sona ermiştir'te 5. Kolordu Komutanlığı'na atandı. Mart 'de rütbesi mirlivalığa (tuğgeneral) yükseltildi.

I. Dünya Savaşı
I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale, Kafkas, Suriye ve Filistin cephelerinde savaştı. 'de ferikliğe (korgeneral) yükseldi.

Çanakkale Cephesi
Fevzi Paşa, V Kolordu (Osmanlı) Komutanı olarak 6 Ağustos ve 13 Ağustos tarihindeki muharebelere katılmıştır. Fevzi Paşa'nın komutasındaki XIII. ve XIV. Tümenler muharebeye katılmamış fakat 21 Temmuz'dan itibaren cepheye gelerek, I. Tüm. hariç yıpranmış ve yorulmuş eski tümenleri değiştirmişlerdir. Ayrıca İkinci Ordu (Osmanlı) Tümenleri'nin bölgeye gelmeleri üzerine VI. ve VII. Tümenler, Saros Gurubuna gönderilmiştir Aralık 'te Fevzi Paşa funduszeue.infou Komutanlığı kendisinde kalmak üzere, ek görev olarak Anafartalar Grubu komutan Vekilliğine görevlendirildi (Mustafa Kemal Bey ise 16 Aralık 'de cepheden ayrıldı). Bu muharebelerde V. Kolordu Komutanı olarak görev alan Fevzi Bey'in komutasındaki XIII. Tüm. 21 Ekim 'te Keşan'a hareket etti. XIV. Tümen ise 12 Ocak 'da bölgeden ayrıldı.

Kurtuluş Savaşı
Mondros Mütarekesi imzalandığında sağlık nedenleri ile İstanbul'da bulunuyordu. 24 Aralık 'den 14 Mayıs 'a kadar Korgeneral rütbesiyle Osmanlı Devleti'nin Erkan-ı Harbiye Reisliği görevinde bulundu. 1. Ordu Müfettişliği, Askeri Şura üyeliği, Ali Rıza Paşa ve Salih Hulusi Paşa hükümetlerinde harbiye nazırlığı funduszeue.infoul'un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgalinin ardından Anadolu'ya geçmeye karar veren Fevzi Paşa, Nisan 'de Ankara'ya ulaştı. İstasyonda Mustafa Kemal Paşa tarafından törenle karşılandı. Birinci dönem TBMM'ye Kozan milletvekili olarak katıldı. 26 Mayıs 'de İstanbul Hükümeti tarafından ulusal hareketin önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri alınmasına ve idamına karar verildi.

'de Genelkurmay Başkanı olarak Büyük Taarruz'un hazırlıklarıyla ilgilendi. Zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın ardından 31 Ağustos'ta rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın tavsiyesi üzerine TBMM tarafından Müşirliğe (Mareşal) terfi ettirildi. Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Genelkurmay Başkanı oldu

Cumhuriyet Dönemi
Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliği'nin kaldırılmasıyla; Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği 'ne atanan Mareşal Fevzi Çakmak, 30 Ekim 'e kadar TBMM'de İstanbul Milletvekilliği görevine devam etti. Mustafa Kemal Paşa'nın askerlik yapanların siyasete karışmamaları gerektiğine dair talimatından sonra, 31 Ekim 'te askerlik görevini, siyasete tercih ederek İstanbul Milletvekilliği'nden istifa etti. 2.Dünya savaşı çıktığında ordu Verdun Savaşı artığı Fransız toplarıyla ve Sovyetler Birliğinden Moskova Antlaşması gereğince Batum'un onlara verilmesi karşılığında li yıllarda gelen tüfeklerle donatılmıştı. Sadece 2 zırlı birlik vardı ve ordu Çakmak Hattı'nı Çatalca'ya kadar çekmişti çünkü Trakya daha geniş olduğu için savunulamıyordu. Türk ordusunun modernizasyonu ancak yılında Türkiye NATO'ya kabul edildikten sonra başfunduszeue.infoân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12 Ocak 'de 68 yaşında Askerî ve Mülkî Tekaüt Yasası'na göre Tahdit-i Sin yani yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldı.

seçimlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak TBMM'de VIII. Dönem İstanbul Milletvekili seçildi. 5 Ağustos 'da milletvekili seçilerek 22 sene sonra tekrar Meclise katılan Fevzi Paşa, Demokrat Parti genel başkanı Celal Bayar'ın dönemin Cumhurbaşkanı'nın demokratik seçimlere izin vermesi için söylediği "Devr-i Sabık yaratmayacağız" demesinden sonra partisinden istifa ederek, 19 Temmuz 'de Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.

10 Nisan tarihinde vefat etti. Cenazesi 12 Nisan 'de Eyüp Sultan Camisinden kaldırılırken cenaze namazında yüz binlerce vatandaş funduszeue.infonin isteğiyle Ankara'daki Devlet Mezarlığı'na funduszeue.infoüp Sultan Mezarlığında Hüseyin Şeyh türbesine defnedildi.

Fevzi Çakmak Haberleri İçin Tıklayınız!

Fevzi &#;akmak gibi olacağım

Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanlığı görevini 30 Ağustos'ta İsmail Hakkı Karadayı'dan devralan Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, 'ün soğuk bir aralık gününde Bilecik'in Bozüyük ilçesinde dünyaya geldi. Ondan iki yaş büyük ağabeyi Hasan, okumak yerine terziliği yeğlemişti. O ise ağabeyinden farklıydı. Okumak istiyordu. Mustafa amcasının üniformasına imreniyordu. Onu örnek alıyor, ‘‘Asker olacağım’’ diyordu.

Nitekim, amcasından sonra ailenin ikinci generali oldu.

Kıvrıklar ailesi, yaz aylarını harman yerinde geçirirdi. Baba Mehmet, güneşle dost bir çiftçiydi. Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjisi vardı. Eli herşeye yatkındı. Yük taşımak için gereken arabayı kendisi yapar; tarladan artan zamanlarda radyo ve saat tamiriyle uğraşırdı. Minik parçalar arasında kendinden geçerdi.

Mehmet'in yaşamı hep Bilecik'in Bozüyük ilçesinde geçmişti. Bozüyük, Osmanlı'nın ilk yerleştiği bölgelerden biriydi. Orada yerlilere manav, sonradan göçenlere de yörük deniyordu. Kıvrıklar, manavlardandı. Kökeni Türkmenlere dayanan bu geniş aileye Bozüyük'te ‘‘Kıvrıklar’’ denmesinin nedeni çok iyi bilinmiyordu. Bu lakabın ‘‘Kıvrak zekalı’’ anlamında kullanıldığı rivayeti yaygındı.

Kıvrıklar, oğullarından Mustafa'yı okutup, asker yapmışlardı. Ancak Mehmet okumak yerine kendisine tarlada geçecek bir yaşam seçmişti. Şükriye Hanım ile evlenmiş, Kasımpaşa Mahallesi'ndeki iki katlı minik ev, kısa süre sonra çocuk sesleriyle şenlenmişti. 'de Hasan doğmuş, iki yıl sonra soğuk bir aralık gününde Hüseyin dünyaya gelmiş; onları Ahmet ve Fatma izlemişti.

İLKOKULA İLK ADIMBüyük oğlan Hasan okumak yerine terziliği yeğlemişti. Hüseyin ise ağabeyinden farklıydı. Okumak istiyordu. Mustafa amcasının üniformasına imreniyordu. Onu örnek alıyor, ‘‘Asker olacağım’’ diyordu. Gözü yükseklerdeydi:

- Ben de Fevzi Çakmak gibi paşa olacağım.Yedi yaşına gelince, babası ilkokula yazdırdı. funduszeue.info, hemen evlerinin karşısındaydı. ‘‘Talebe Künye Defteri’’ne 49 numarayla kaydedildi:

‘‘Hüseyin Kıvrık, Doğduğu Yıl , Doğduğu yer Bozüyük, Babasının Adı Mehmet, Annesinin Adı Şükriye, Velisinin İçtimai Vaziyeti çiftçi, Mektebe kaydolduğu tarih 18 Ekim ’’Deftere, körüklü, kara örtülü eski tip makinalarla çekilmiş siyah beyaz bir fotoğraf yapıştırıldı. Saçları üç numara traşlı, gülümsemeyen bir çocuktu fotoğraftaki

Okula çabuk ısındı. Çalışkan ve düzenliydi. Defterlerinin kenarının kıvrılmasına bile tahammül edemezdi. funduszeue.info, küçük bir okuldu. Sadece üç sınıfı vardı. O nedenle 'te daha büyük bir okul olan, funduszeue.info'e geçti.

funduszeue.info binası daha büyüktü. Siyah önlüklü, beyaz yakalı öğrenciler, kız erkek karışık sınıflarda okuyorlardı. Teneffüslerde oğlanlar ön bahçede, kızlar arka bahçede oynuyorlardı. Sınıfta ise kızlar ön sıralarda toplu olarak oturuyorlar, oğlanlara arka sıralar kalıyordu.

numaralı ‘‘Kıvrık Hüseyin’’, dördüncü sırada oturuyordu. Öğretmen gelmeden önce sınıf tahtasını o hazırlıyordu. Derslerde de dikkatle öğretmeni dinliyordu. Öğretmenleri Mehmet Okan'ı tüm öğrencileri seviyordu. Cumhuriyetçi, Atatürkçü bir öğretmendi. Çocuklara da bu çizgiyi benimsetmeye önem veriyordu. Namazı farklı tanımlıyordu:

- Namaz jimnastiktir, fakat ibadettir.Orucu da ‘‘perhiz’’e benzetiyordu. ‘‘Oruç da bir tür perhizdir, ama ibadettir.’’ Bu sözler, öğrencileri etkiliyordu

Yaşamla ilgili deneyimlerini de öğrencilerine aktarıyordu Mehmet öğretmen. Bir gün öğrencilerine bir rüyasını anlattı: ‘‘Bir grup, güle oynaya şarkılar söyleyerek yürüyordu. Arada bir kırbaç şaklıyor, içlerinden biri devrilip, ölüyor, kalabalık önce onunla ilgileniyor. Ama sonra yine kalkıp, güle oynaya, şarkılar söyleyerek yürümeye devam ediyorlardı. Sonra yine kırbaç sesi, sonra yine şarkılar Böyle devam ediyordu.’’

‘‘İşte hayat bu’’

diyordu Mehmet öğretmen Birileri ölür gider, ama kalanlar yaşama devam eder. Tüm sınıf sessizce dinliyordu.

Öğretmenin sınıfta olmadığı zamanlarda ise gürültüden geçilmiyordu. Teneffüslerden sonra tahta merdivenlerden koşarak sınıfa çıkıyorlar; uğultu sınıfta da devam ediyordu. Onları ancak sınıf mümessili Kadir (Tırtıllı) susturabiliyordu. Bulgaristan göçmeni olan Kadir, iri yarı bir çocuktu

Yokluk yıllarıydı. Bir kırmızı kalem ya da bir boyalı kalem kutusu elden ele bütün sınıfı dolaşıyordu. Sınıfta en iyi resim yapan Taceddin (Kesemen) idi. Çoğunun yerine Taceddin resim yapar, arkadaşlarının da iyi not almasını sağlardı. Hüseyin de iyi resim yapamayanlardan biriydi. Öbür derslerde aldığı pekiyi notuna resim dersinde ulaşamıyordu.

Hüseyin daha çok okumayı severdi. Boş zamanlarının çoğunu birşeyler okuyarak geçirirdi. Kızlar, o yıllarda Kerime Nadir, Esat Mahmut gibi yazarların romanlarını ellerinden düşürmezlerdi. O ise daha çok derslerle ilgili kitaplar, dergileri okurdu. Bütün sınıf gibi o da bir çocuk dergisine aboneydi.

Arkadaşlarının makara yuvarlama oyununa katılmazdı. Dana kılından yapılan toplarla oynanan futbola da itibar etmezdi. Az konuşur, sorulara cevap vermekle yetinirdi. Cevapları da kısa ve net olurdu.

10 KASIM'DA BAYILDIİlkokuldan, 'da pekiyi dereceyle mezun oldu. Diploma defterinde, Türkçe, Tarih-Coğrafya-Yurttaşlık Bilgisi, Tabiat Bilgisi, Aile Bilgisi, Aritmetik-Geometri, Müzik, Jimnastik, Hal ve Gidiş derslerinin ortalaması pekiyi idi. Sadece resim dersinden orta, yazı dersinden ise iyi almıştı.

Diploma defterinde küçük bir değişiklik vardı. İlkokula girerken ‘‘Kıvrık’’ olan soyadı, bu kez ‘‘Kıvrıkoğlu’’ olarak yazılmıştı.

İlkokuldan sonra, öğrenimine Bozüyük Ortaokulu'nda devam etti. Ortaokulda ilkokuldaki sınıf arkadaşlarından bazıları ile ayrı sınıflara düşmüşlerdi. Hüseyin, 1/B sınıfındaydı. O yıl iftihar listesine geçmişti.

10 Kasım'da yapılan Atatürk'ü anma töreni sırasında Hüseyin fenalaştı. Hemen bir sınıfa götürüp, bir sıraya oturttular.

1/A sınıfında olduğu için uzakta kalan ilkokul arkadaşlarından Zişan (Kızılcıklı) merak etti. Hüseyin'i götürdükleri sınıfın kapısını araladı. O dönemde kızlar ve erkek öğrenciler, birbiriyle konuşmazdı. Zişan, o tedirginlikle sadece kapıdan başını uzattı:

- Ne oldu Hüseyin? Başın mı döndü?

- Yok, duygulandım

Zişan,

arkadaşının Atatürk sevgisinden mutlu oldu. Sessizce kapıyı çekip ayrıldı

Ortaokulu bitirdiği yıl, yaşamında gerçek bir dönüm noktasıydı. Birçok okulun sınavına girdi. İlk haber Ziraat Enstitüsü'nden geldi, kazanmıştı. Ama gitmedi. Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nin sınav sonucunu bekledi.

RÜYA GERÇEK OLDU

Sonunda rüyaları gerçek oldu. Üniformalı yaşamın kapıları açıldı. 'da, ailesinden ve Bozüyük'ten ayrıldı. Bursa ve askerlikle tanıştı. Yeni yaşam tarzını kısa sürede benimsedi. Yaz tatillerinde Bozüyük'e döndüğünde Askeri Lise'de edindiği alışkanlıkları sürdürüyordu. Erken yatıp, erken kalkıyor, yemek saatlerini değiştirmiyordu. Spor yapmayı ihmal etmiyordu.

Zamanının çoğunu yine evde, kitap okuyarak geçiriyordu. Arkadaşlarıyla, o dönemin Bozüyüklü genç kız ve erkeklerin büyük eğlence kaynağı olan ‘‘Altıbuçuk postası’’na giderek görüşüyordu. O yıllarda posta treni Bozüyük'e hergün 'da geliyor, gençler de o saatlerde istasyona kadar yürüyüp, etrafta geziniyor, birbirleriyle sohbet ediyorlardı

İlkokul arkadaşlarının gözünden

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun ilk ve ortaokul arkadaşları, ondan övgüyle sözediyorlar. Zişan Kızılcıklı, ‘‘Hüseyin, ciddi, çalışkan bir öğrenciydi. Az konuşur, sorulara kısa ve net cevaplar verirdi’’ diyor. Beytullah Bahçıvan ise sınıf arkadaşı Kıvrıkoğlu'nu şöyle anlatıyor:

‘‘Biz Bozüyük gençlik kulübünde futbol oynardık. Ama Hüseyin gelmezdi. O hep elinde kitaplarla dolaşırdı. Boş zamanlarımızda kitap okurdu ya da Atatürk'ten sohbet ederdik. O asker olmak istiyordu.’’Çocukken aynı sokakta büyüyen İsmail Olcay da Kıvrıkoğlu'nun sürekli başka bir özelliğine dikkat çekiyor: ‘‘Bir kere vazgeçer, oyundan çıkarsa bir daha ikna edemezdin, kararından asla vazgeçmezdi.’’






Torunlar dedelerini anlattı

Osmanlı İmparatorluğu’nu 1. Dünya Savaşı’na Almanya safında sokmakla sorumlu tutulan İttihat ve Terakki Fırkası hükümetinin lideri Enver Paşa’nın torunu Osman Mayatepek, dedesinin cepheden cepheye koşan, oğlu Ali’nin dahi sadece doğum haberini alabilen biri olduğunu belirterek “Enver Paşa’nın elbette hataları vardır. Alman hayranlığını falan artık bırakıp hakiki belgelerden anlama zamanı gelmiştir” dedi.

Cumhuriyet gazetesi yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın organize ettiği “ Yılında 1. Dünya Savaşı” sempozyumunun 2’nci gününde İsmet İnönü’nün torunu ve Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Kâzım Karabekir’in torunu Pınar Feyzioğlu Akkoyunlu, Fevzi Çakmak’ın torunu Fevzi Çakmak ve Enver Paşa’nın torunu Osman Mayatepek dedeleriyle ilgili anılarını, duygu ve düşüncelerini anlattı. Tarihçi-yazar Ayşe Hür ve Prof. Dr. Murat Belge de birer sunum yaptı.

 

Çiftçi olduğunu öğrendim

Sempozyumda dedesiyle ilgili anıları en çok merak edilen torun Osman Mayatepek, dedesi Enver Paşa’nın yanlış, az veya hiç tanınmayan biri olduğunu söyledi. Mayatepek “Genç yaşta Harbiye Nazırı, Genelkurmay Başkanı, Başkumandan vekili ve bugün de öğrendiğim kadarıyla çiftçidir. Daha önce bilmiyordum” dedi.

“Enver Paşa’nın 1. Dünya Savaşı’na girme sebebi olarak Alman hayranlığını yazmaya bayılan çok sayıda tarihçi vardır” diyerek tepki gösteren Mayatepek, “Osmanlı tek başına kalamaz. Enver Paşa bunu anlamıştır. Enver Paşa ve İttihat Terakki muhtemelen biliyordur ki bu harpten galip gelme ihtimalimiz yüksek olmasa bile neyi kurtarabilirsek kârdır” dedi.

 

Tarihçilere sitem

Mayatepek “Enver Paşa’nın Harbiye Nazırı olmasını Naciye Sultan ile evlemesine bağlamayı seven çok tarihçi vardır. Enver Paşa Naciye Sultan ile evlenmesinden 3 ay önce nazır oluyor. Enver Paşa - Mustafa Kemal ilişkisinde rekabetten bahsetmeyi de seviyor tarihçiler. Bugün Genelkurmay Başkanı’nın bilmem ne tabur komutanını kıskanması mümkün ise o zaman da bu mümkündür. Enver Paşa Mustafa Kemal Paşa’nın askeri kabiliyetini son derece seviyor ve takdir ediyordur” dedi.

Mayatepek, efsanelere son verilip tarihin hakikatlerle okunması gerektiğine vurgu yaparak Enver Paşa hakkında bir kitap yazmayı planladığını söyledi. Mayatepek, Enver Paşa’nın aile hayatının olmadığını aktararak “Cepheden cepheye koşmuştur. Hatta Naciye Sultan demiştir ki, ‘Ne mutlu kadınım ki ben vatanından sonra sevdiği 2. yaratılanım’. Enver Paşa’nın 3 çocuğu vardır. Mahpeyker, annem Türkan ve oğlu Ali. Oğlu Ali’yi hiç görmemiştir. Sadece doğduğu haberini almıştır” dedi.

 

‘Ordu siyasetten uzak kalmalı’

Mareşal Fevzi Çakmak’ın torunu Fevzi Çakmak da kendisinin Fevzi Çakmak’ın kardeşinin torunu olduğunu anlatarak “Benim dedem Çanakkale Savaşı’nda şehit düştüğünde babam 6 aylıkmış. Mareşalin de oğlu olmadığı, babam çocukluğundan bu yana, asker kökenli olduğu için devamlı onun yanında olmuş. Her türlü eğitim ve bilgisini ondan almıştır. 2 yaşımdayken mareşal hayatını kaybetti” dedi. Torun Çakmak, dedesinin Balkan Savaşı’ndan itibaren üstünde durduğu konu birlik ve ordunun siyasetten uzak kalması olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye Cumhuriyeti’nde ordu siyasete zaman zaman karışmıştır ’lerden bu yana. Fakat bugün durum nedir hiç düşünüyor muyuz? Bugün ordu siyasete karışıyor mu? Siyaset orduya karışıyor mu bunu düşünmeliyiz” dedi.

 

Ceketini alıp çıktı

İsmet İnönü’nün torunu Hayri İnönü de “Almanlarla beraber savaşa girmenin yanlış olduğu ve baştan kaybetmek anlamını taşıdığını biliyordu ama yine de cepheden cepheye koştu. Kurtuluş Savaşı’na Mustafa Kemal kendisini çağırdı anında ceketini alıp çıktı. Giderken çok sevdiği karısını geride bıraktı. Bütün gelişmiş ülkeler Türkiye’yi 2 Dünya Savaşı’na sokmak için uğraşırken ülkesini savaşa sokmadı” dedi.

Kazım Karabekir’in torunu Pınar Feyzioğlu Akkoyunlu ise dedesini hiç görmediğini anlatarak “Görmemiş olmak tanımamak anlamına gelmiyor. Yetişirken evin içinde bir Karabekir ilkesini somut bir şekilde hissederdik. Özellikle eğitim konusunda” diye konuştu.

 

Balbay: Sempozyum kitap olacak

Törenin kapanış konuşmasını yapan Balbay da, sempozyumu bir başlangıç olarak değerlendirdiklerini kaydederek “Bu projenin kooridnasyonunu üstlenmekten çok mutluyum. Kendimi doğmuş ve doğacak hissediyorum. Bu sempozyumu bir kitap haline getireceğiz” dedi.


nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası