namazda 2 ayağın yerden kesilmesi / Şafii mezhebine göre namazda iki ayağın yerden kesilmesi namazı bozar mı? | Sorularla İslamiyet

Namazda 2 Ayağın Yerden Kesilmesi

namazda 2 ayağın yerden kesilmesi

Otururken namaz kılan kimse, rükûa vardığı zaman alnı dizlerine paralel olacak derecede arkasını eğmelidir.

Rükûda bulunuyor gibi kanbur olan kimsenin rükûu başını biraz eğmekle olur. Kanburluğu rükû sayılmaz.

İmama rükû halinde yetişen kimse, ayakta tekbir alıp ondan sonra rükûa gider. Bu tekbiri rükûa yakın vaziyette alırsa namazı bozulur, imama uymuş olmaz.

İmam henüz rükûda iken yetişip de onu uyarak rükûa varan kimse, o rekatı imamla kılmış sayılır. Fakat bir insan, imam rükûda iken tekbir alıp da, imam rükûdan kalktıktan sonra rükûa gitse, o rekata yetişmiş sayılmaz, bir rekatı kaçırmış olur. Kaçırdığı rekatı namaz sonunda imam selam verdikten sonra tek başına kılar.

İmama uyan kimse, imamdan önce rükûa varıp daha imam rükûa gitmeden başını kaldırırsa, bu rükû yeterli olmaz. Bunu imamın rükûu ile iade etmezse namazı bozulmuş olur.

İmamdan önce rükû veya secdeden başını kaldıran kimse, imama aykırı davranışımxnı gidermek için hemen rükû veya secdeye döner.

İmama rükûda yetişen kimse iki tekbire muhtaç değildir. Ayakta "Allahü Ekber" deyip hemen rükûa gider. Bu bir tekbir ile hem iftitah, hem de rükû tekbirini almış olur. (İmamet bahsine bakılsın).

Namazlarda Secde

Secde de namazın bir rüknü olduğundan farzdır. Namaz kılan kimse, rükûdan sonra secdeye varır. Rükûdan doğrulduktan sonra yere kapanarak iki dizi üzerinde ellerine dayanarak alnını ve bumunu (yüzünü) iki eli arasında yere veya yere bitişik bir şey üzerine koyar. Yüce Allah'a tazimde bulunur. Bu şekilde secde, her rekatta ikişer defa arka arkaya yapılır.

Namazda secde için alın yere koyulduğu halde burun yere konmasa, secde yine caiz olur; fakat böyle bir secde özür bulunmayınca mekruhtur. Aksine olarak burun yere konur da alın konmazsa, özür olmadığı takdirde imam Azam'a göre kerahetle caiz olur. İki imama göre özürsüz böyle bir secde caiz olmaz.

Bir özre dayanarak da olsa, yanak ve çene ile secde yapılmaz. Alın ve burunda secde etmeye engel bir özür bulunursa, ima ile secde yapılır.

Secdede elleri ve dizleri yere koymak her halde farz değildir, sünnettir. Fakat İmam Züfer, İmam Şafiî ve İmam Ahmed'e göre farzdır.

İki ayağın veya bir ayağın parmakları yere konmadıkça secde caiz değildir. Tercih edilen görüş budur. Bir ayağın yalnız bir parmağını veya ayağın yalnız üstünü yere koymak kafi gelmez.

Secdede ayakların yerden kesilmesi namazı bozar mı? - Fatih Kalender Hocaefendi

3 Dakikada 40 Milyon Sevap 10 ekere
"Eshedü en la ilahe illallahu vahdehu la serikeleh ilahen vahiden sameden lem yettehiz sahibeten ve la veleda ve lem yeküllehu kufuven ehad"

Bu Istigfari 10 Kere ya da Kere Okunabilir
La ilahe illallahü vallahu ekber , Ve sübhanallahi ve bihamdihi ve Estagfurullah ve la havle vela guvvete illa billahil-evveli vel-ahiri vez-zahiri vel-batini, Biyedihil hayr, Yuhyi ve yümit ve hüve Ala külli sey'in kadir.
Ayetel kursiden önce okunursa

70 milyar sevap kazandiran dua
Allâhümme innî ügaddimü ileyke, beyne yedey külli nefesiv, ve lemhativ, ve lahzativ, ve darfetiy, yadrifü bihâ, ehlüs-semâvâti ve ehlül ardi, ve külli sey'in hüve fî i'lmike kâ'inün ev gad kâne ügaddimü ileyke beyne yedey zâlike küllih

Milyon Salavata Denk Salavat
"Allahumme Salli Ala Seyyidina Muhammedin Abdike ve Nebiyyike ve Resulikennebiyyil Ummiyyi ve Ala Alihi ve sahbihi ve sellim ve tesliymen bilkaderi ve Azemeti zatike ve fiy külli vaktin vahiyn."

Selamün aleyküm Halis abi. Hayırlı cumalar. Cevabınız için teşekkür ederim. Allah razi ve memnun olsun. İki sorum daha olacak:

1. Talebeyken bize” namazda sağ ayak bir kere kalkarsa sol ayak 3 kere kalkarsa namaz bozulur” şeklinde öğretmişlerdi. Ben bunu kitaplarda bulamadım. Namazda ayakların kalkmasıyla namaz bozulur mu?

2. bir sorum daha olacak. Cenaze namazlarında “meyyiti nasıl bilirdiniz, hakkınızı helal ettiniz mi? vb.” sorular sormak bidat midir? Allah (cc) razı ve memnun olsun. İsim mahfuz

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

1- Namazda ayağın yerden kalkması / kesilmesi durumu, secdede söz konusu olur. Dilerseniz bu meseleyi biraz etraflıca ele alalım.

Rasûlüllah Efendimiz’in (s.a.v.), “Alın, iki el, iki diz ve iki ayak uçları olmak üzere yedi kemik üzerine secde etmekle emr olundum” [Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, II, ] hadis-i şerifleri gereğince, secdenin ve namazın sahih olması için, bahsedilen yedi uzvun yere değmesi icap eder.

Alınla birlikte burnun da değdirilip değdirilmeyeceği hususunda tam bir görüş birliği olmamasına rağmen; hadis-i şerife rivayet eden Abdullah b. Abbâs (funduszeue.info), Rasûl-i Ekrem’in (s.a.v.) alnını gösterirken burnunu da işaret ettiğini bildiriyor. Bununla ilgili bir başka hadisi de Ebu Said el-Hudrî (r.a.) rivayet ediyor: “Rasûlüllah'ın halka kıldırdığı bir namazda, alnında ve burnunda çamur eseri görüldü.” [Ebu Davud, Sünen, II, 54]

Malum olduğu üzere namazda secde etmek farzdır. Bu sebeple secdenin yapılmaması namazın sıhhatine engeldir. Secdenin en mükemmel şekli iki eli, iki dizi, iki ayağı ve alın ile birlikte burun kemiğini aşağıda sayılacak sırayla yere koymaktır. Secdeye giderken sırası ile;

(a) Sağ diz, sonra sol diz, sağ el, sonra sol el, burun ve alın yere konur.

(b) Ayak parmakları kıble istikâmetinde bükülür.

(c) Baş iki elin arasına konur,

(d) Elin parmakları bitişik tutulur,

(e) Avuç içleri yere yapıştırılır, fakat dirsekler yere yapıştırılmaz.

Secdeye giderken, hadis-i şerif gereğince önce dizleri sonra elleri yere koymak gerekir. Rasûlüllah'ın (s.a.v.) bu mevzuda, ellerin dizlerden önce konulmasını emreden hadisleri varsa da, bunların daha sonra neshedildiği hakkındaki rivayetler daha güçlüdür. Ancak, İmam Malik (rh.), söz konusu hadisler uyarınca secdeye inerken önce ellerin sonra dizlerin konması görüşündedir. Hanefi ve Şâfiîler ise şu hadise göre amel ederler: “Vâil b. Hucur'dan (r.a.) şöyle rivayet olunmuştur: Rasûlüllah'ı (s.a.v.) secde ederken dizlerini ellerinden önce koyduğunu, secdeden kalkarken de ellerini dizlerinden önce kaldırdığını gördüm.” [Ebû Davud, Sünen, II, 5]

Secdede ayakların sadece bir parmağının yere değmesiyle farz gerçekleşmiş, yerine gelmiş olur. Eğer bir kimse iki ayağından hiç birini yere koymazsa secde sahih olmaz. Kadın ve erkek için aynıdır. Ayaklardan biri alınla beraber “sübhânellâh” diyecek kadar yere değse, daha sonra kalksa / kaldırsa bile secde tamam olacağı için namaz bozulmaz.

Şayet alın secdede iken, ayaklar hemen zeminden yukarı kalkmış halde boşlukta ise, secde tamam olmamaktadır. Bu namazın sahih olduğunu söylemek de mümkün değildir.

En azından, bir defa  “sübhânallâh” (ya da fazlasıyla tam olarak sübhâne rabbiye’l-a’lâ) denecek kadar ayak parmaklarının uçları, alın secdede iken zeminde dikili durması gerekmektedir ki, yapılan secde tamam sayılsın.

Secde süresince ayakların her ikisinin de yerden kesilmesi namazı bozar. Ancak bir rükün yerine getirilinceye kadar ayakların ikisi veya biri yerde olursa namaz geçerlidir. Buna göre az da olsa ayaklardan ikisi ya da biri secde anında yere değmişse namaz olur. Fakat secde boyunca ayaklardan biri bile yere hiç değmediyse namaz olmaz.

***

Bu meseleyle ilgili lave bilgiler

Topuklar kıyâmda, birbirinden dört parmak eni kadar uzak, rukû'da, kavmede ve secdede bitişik tutmak sünnettir.

Ayağa kalkarken, ellerle yerden kuvvet alınmaz ve ayaklar yerinden oynatılmaz. Secdeden kalkarken önce alın, sonra burun, sonra da sol el ve sağ el, sonra sol diz ve sağ diz yerden kaldırılmalıdır.

Secde tesbihini bir defa söyledikten sonra ayaklar yukarı kaldırılmışsa bu secdenin yine sahih olacağı söylenmiştir.

Secdede dikkat edilecek diğer bir husus da, alnın secde yerine temasını önleyen baş giysileridir. Başa konulan takke, terlik, sarık gibi örtüler bazen alnın üzerine kadar iniyor, alnın secdede yere temasını önlüyor. Böylece zeminle alın arasında bir perde oluşturuyor. Bu durumda alın hakiki olarak değil de hükmen zemine temas etmiş sayılıyor, secde kerahetten kurtulamıyor.

Öyle ise baştaki örtü, secdede alnın zemine temasını önlememeli, alın hep açık olarak zemine temas etmelidir. Çünkü alnın zemine teması farz, burnun teması vaciptir.

Kadınların da, namazda alnı açık olması lâzımdır. Yerin sertliğini duyacak kadar, ya'nî başını bastırınca, alnı artık gömülmeyecek kadar bastırarak, halı, hasır, sedir, kanepe üzerinde secde etmek sahîh olur.

Secde edilecek yer ayakların bastığı yerden diz boyundan yaklaşık otuz santimetreden fazla yüksek olmamalıdır. Bundan daha azı ise namaza bir zarar vermez. Ancak cemaatle kılınan bir namazda yerin darlığı nedeniyle secdeyi yerde yapma imkanı olmadığı durumlarda arka saftaki cemaat ön saftakilerin sırtına secde edebilir. Bu ise, secde yapanla sırtına secde yapılan kişinin aynı vaktin namazını kıldığı durumlarda geçerlidir.

Yeri gelmişken secdedeki tesbih sayılarına da bir işarette bulunalım.

Secdede, yine en az üç defa “Sübhâne rabbiye’l-a’lâ” dedikten sonra “Allâhü ekber” diyerek ayağa kalkılır. İmam olan zat, rüku ve secde tesbihlerinde üçü geçmemeli, cemaatin zorlanmasına sebep olmamalıdır. Ancak tek başına kılanlar bu tesbih dualarını üç, beş, yedi kere de söyleyebilirler. Fazileti çok büyüktür.

Namazın farzlarından olan görünen maddi pisliklerden temizlenmek, secde yapılacak yer için de geçerlidir; dolayısıyla temiz bir yere secde yapılır. İnsanların yoğun olarak gelip geçtikleri sokaklar, gübrelik, çöplük gibi yerlerde namaz kılınmaz. En değerli secde, alnın kuru toprağa değdiği andaki secdedir; ancak hasır, kilim, halı, elbise, çimen gibi şeylerin üzerine de yapılabilir. Özürsüz dahi olsa yere serilen herhangi temiz bir şey üzerine secde edilebilir

Âlemlere rahmet Efendimiz (s.a.v.), namaz kılanın en değerli vaktinin secde anı olduğunu bildirdiği hadisinde şöyle hatırlatmada bulunmaktadır: “Kulun Rabb'ine en yakın olduğu an, secde anıdır. O değerli anda duayı çokça ve uyanık gönülle yapın.” [Süyûtî, Câmiu’s-Sağîr, 1, 52]

***

2- “Cenaze namazlarında “meyyiti nasıl bilirdiniz, hakkınızı helal ettiniz mi? vb.” sorular sormak bidat midir?”  

İslâm’ın bütün emir ve yasaklarında, ümmetin ittifak edip yaptıklarında (çünkü dalâlet üzere içtima etmez bu ümmet) birçok hikmet ve esrâr olduğu gibi, cenaze namazının farz kılınmasında da, ardından “Meyyiti nasıl bilirdiniz” sorusu ile cemaatin “İyi bilyiriz” diyerek haklarını helâl etmelerinde de çok büyük hikmetler ve faydalar vardır. Cenaze namazı kılınmak suretiyle aramızdan ayrı­lan din kardeşimize karşı son vazifemizi yapmış, onun için Allah’tan rahmet, af ve mağfiret dilemiş, iyiliği hakkında şâhitlik etmiş, hukumuzu helâl etmek suretiyle de yükünü hafifletmiş oluruz.

İşte bütün bu hikmetlere mebnidir ki; Müslümanlar hep bir ağızdan, ölen kimse için iyi ve güzel şâhitlikte bulunmak adına, “Nasıl bilirdiniz?” sorusuna, “İyi bilirdik”; “Hakkınızı helâl eder misiniz?” sorusuna da, “Helâl olsun” diyerek cevap verirler.

Cenaze namazı ile insanın, Allah’ın yarattığı en şeref­li mahlûk olduğuna ve sadece dirisine değil ölüsüne de saygı ve hürmet gösterilmesi gerektiğine, ölümle hiçbir şeyin bitmeyip asıl ve ebedi hayatın başladığına şâhitlik etmiş oluruz.

Müslümanların kendi ölüleri hakkında kin ya da sevgiden doğmayan hasbî şâhitliklerine Allah Teala itibar eder, onu hesaba katar. Bu yüzden Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki; "Ölülerinizin iyi yönlerini anın." [Tirmizî, Sünen, Cenâiz, 34] "Hangi Müslümana dört kişi, hattâ üç kişi, hattâ iki kişi iyi şâhitlikte bulunursa, Allah (c.c.) onu Cennete koyar." [Tirmizî, Sünen, Cenâiz, 63] "Siz Allah'ın yerdeki şâhitlerisiniz; kime iyi şâhitlikte bulunsanız, ona Cennet hak olur, kime de kötü şâhitlikte bulunursanız, ona da Cehennem hak olur." [Müslim, Sahih, Cenâiz 20; Benzer hadisler ve kaynakları için bkz. el-Hindî, Kenzü’l-Ummâl, XV, ]

Bu sebeple cenaze için "Nasıl bilirsiniz?" diye sormak caizdir, bid’at değildir. "İyi biliriz" demek de son derece faydalıdır.

Ancak unutmamak gerekir ki; şâhitlerin de sâlihlerden olması elbette tercihe şayandır. Dinsizler, fâsıklar, fâcirler gürûhunun şâhitlikleri Allah indinde makbul değildir. Onların sözleri ile bir kimse Cenneti veya Cehennemi hak etmez. Sâlih mü’minlerin, günahkâr Müslümanlar hakkındaki şahitliğini Allah Teâlâ kabul eder. İmam Ahmed’in (rh.) rivayet ettiği bir hadiste Rasûlullah Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Müslüman cemaat, ölünün iyiliğine şahitlik ederse, Cenab-ı Hak meleklere buyurur ki; Şâhit olun, bu şâhitliği kabul ettim. Ölünün de kötülüklerinden vazgeçtim”. [Bkz. Müsned-i İmam Ahmed b. Hanbel]

Soru ve Cevaplar


  • Soru

    İftitah tekbirinde elleri kaldırmanın hükmü nedir?

    Cevap

    İftitah tekbirini alırken, elleri yukarıya kaldırmak sünnettir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s.), bu tekbiri alırken ellerini kaldırmıştır (Nesâî, İftitah, 2; Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, I, ). Hanefî mezhebine göre erkekler iki elini, avuçların iç kısımları kıble istikametine yönelik olarak ve başparmaklar kulak yumuşakları hizasına gelecek şekilde kaldırırlar. Kadınlar ise omuzlarının hizasına kadar kaldırırlar (Merğînânî, el-Hidâye, I, ). Diğer mezheplerde erkekler de ellerini omuz hizasına kadar kaldırırlar.


  • Soru

    Namaz kılarken kıyamda ayaklar arası açıklık ne kadar olmalıdır?

    Cevap

    Namazda kıyamda iken iki ayağın arasındaki açıklık konusunda sarih bir hadis bulunmadığından, miktarın ne olacağı konusunda İslam âlimleri farklı görüşler belirtmişfunduszeue.infoî mezhebine göre kıyamda iki ayağın arası, dört parmak kadar açık bulundurulmalıdır (Şürünbülâlî, Merâkı’l-felâh, s. 95). Şâfiî mezhebine göre iki ayak arası bir karış kadar açık tutulmalıdır (Zekeriyyâ el-Ensârî, Esne’l-metâlib, I, ). Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre ise ayaklar aşırı sayılacak kadar fazlaca açılmamalı, tümüyle de bitiştirilmemelidir (Zühaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, I, ).


  • Soru

    Namazlarda Sübhâneke okurken “ve celle senâük” kısmı niçin okunmaz?

    Cevap

    Namazın başında okunan “Sübhâneke” zikri ile ilgili sahih hadislerde “ve celle senâüke” lafzı yer almamaktadır (Ebû Dâvûd, Salât, ). Bundan dolayı namazlarda bu cümle okunmaz (Merğînânî, el-Hidâye, I, ).Cenaze namazı ise, ölüye dua olduğu için, başka duaların da yapılması mümkün olduğu gibi, “Sübhaneke” zikrine “Allah’ım senin şanın yücedir” anlamındaki “celle senâuke” ifadesi de eklenebilir (Tahtâvî, Hâşiye, s. 58; Mehmet Zihnî, Nîmet-i İslam, s. ). Zira namaz dışında yapılan bazı zikir ve dualarla ilgili rivayetlerde bu ifade yer almaktadır.


  • Soru

    Namazda Fâtiha suresi okunduğunda “âmîn” demenin hükmü nedir?

    Cevap

    “Âmîn”, Yüce Allah’ın kabul etmesini temenni amacıyla duanın sonunda söylenen sözdür. Hz. Peygamber (s.a.s.), duanın sonunda “âmîn” denilmesini tavsiye etmiştir (Buhârî, Ezan, ; Müslim, Salât, 72, 74, 75; İbn Mâce, İkâmetu’- Salât, 14).Hanefî mezhebine göre Fâtiha’nın sonunda “âmîn”in gizli söylenilmesi sünnettir. Bu konuda imam, cemaat ve yalnız başına kılanlar arasında fark yoktur (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, ).Şâfiî mezhebine göre ise “âmîn”, açık kıraatli namazlarda açıktan, gizli kıraatli namazlarda gizlice söylenir (Şîrâzî, el-Mühezzeb, I, ).


  • Soru

    Namazda Fâtiha’dan sonra okunacak ayet veya sûreler için besmele çekilir mi?

    Cevap

    Namazda her rekâtın başında ve Sübhâneke’den sonra kırâata başlamadan önce besmele çekilir. Fâtiha’dan sonraki zamm-ı sûre için ise ayrıca besmele çekilmez (Zeylaî, Tebyîn, I, ).


  • Soru

    Farz namazların üçüncü ve dördüncü rekâtında Fatiha’dan sonra niçin başka ayet veya sure okunmaz?

    Cevap

    Kur’an’da ibadetler ayrıntıları belirtilmeksizin emredilmiştir. Farz, vacip veya nafile bütün ibadetlerin nasıl ve ne şekilde yapılacağı ise, Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından belirlenmiştir. Namazın kaç rekât kılınacağını, nerede ve nasıl kıraat, zikir, tesbih, tahmid veya dua yapılacağını, rükûnun ve secdenin nasıl ve kaçar defa olacağını Hz. Peygamber (s.a.s.) göstermiş ve “Benim kıldığım gibi siz de namazı kılınız” (Buhârî, Ezan, 18) buyurmuştur. Yani ibadetleri, nasıl emredilmişse o şekilde yapmak durumundayıfunduszeue.info namazların son iki rekâtında Fâtiha’dan sonra sûre okunmamasını da bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Bununla birlikte farzların son iki rekâtında Fâtiha’dan sonra sûre okunursa bu, namaza bir zarar vermez. Hanefî mezhebindeki makbul görüşe göre sehiv secdesi de gerekmez (İbn Nüceym, el-Bahr, II, ; Halebî, es-Sağîr, s. ).


  • Soru

    İlk iki rekâtta okunan âyetlerin veya surelerin sonraki rekatlarda tekrarlanmasının hükmü nedir?

    Cevap

    Dört rekâtlı sünnet namazlarda her iki rekât müstakil kabul edildiğinden (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, ) 1. ve 2. rekâtta okunan zamm-ı sûreleri 3. ve 4. rekâtta da okumak, namaza bir zarar vermez. Ancak bilenlerin başka âyet/sûre okuması daha doğru olur.


  • Soru

    Erkeklerin namazda başlarını örtmeleri gerekir mi?

    Cevap

    Hz. Peygamber (s.a.s.) ve ashab-ı kiram, İslam öncesinde olduğu gibi İslam’dan sonra da günlük hayatlarında örf ve iklim şartları gereği başlarını örtmüşlerdir. Resûl-i Ekrem (s.a.s.) günlük kıyafeti ile namazlarını kılmış, ibadet için ilave veya bazı özel giysiler giymemiştir. Takke üzerine sarık sardığı gibi, sarıksız takke ve takkesiz sarık kullandığı da olmuştur (Bkz. Tirmizî, Libâs, 12, 42; İbnü’l-Kayyım, Zâdü’l-me‘âd, I, ; Müttakî, Kenzü’l-ummâl, VII, ).Bazı âlimler Hz. Peygamberin (s.a.s.) bu uygulamalarını göz önüne alarak namazda erkeklerin başını örtmesini sünnet kabul etmişlerdir. Bu yaklaşıma göre baş açık namaz kılmak, sünneti terk etmek anlamına geleceğinden tenzîhen mekruh sayılmıştır (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, ; Şürünbülâlî, Merâkı’l-felâh, s. ).Diğer bazı âlimler ise bunu örf gereği kabul ettiklerinden başı açık namaz kılmakta bir sakınca olmadığını belirtmişlerdir (Bkz. Şâtıbî, el-Muvâfakât, II, ). Sonuç olarak namaz kılarken başın takke, sarık vb. bir şeyle örtülmesi evladır. Bununla birlikte baş açık bir hâlde namaz kılmak da caizdir.


  • Soru

    Erkeklerin kolu kıvrık veya kısa kollu gömlek ile namaz kılmaları caiz midir?

    Cevap

    Namaz kılan kimse, mânen, Yüce Allah’ın huzuruna çıkmaktadır. Bu sebeple, kılık kıyafeti düzgün olmalıdır. Eskiden kolları sıvamak kibir alameti sayıldığı için, kolu kıvrık namaz kılmak mekruh kabul edilmiştir (el-Fetâva’l-Hindiye, I, ). Ancak günümüzde böyle bir algı söz konusu değildir. Öte yandan erkeklerin, kısa kollu gömlekle de namaz kılmalarında bir sakınca yoktur. Çünkü bu tutum da, kolları kıvırıp sıvamakta olduğu gibi yadırganacak bir durum olmaktan çıkmıştır.


  • Soru

    Kadınlar namazda ellerini erkekler gibi bağlayabilirler mi?

    Cevap

    Namazda, sağ el sol elin üstüne gelecek şekilde elleri bağlamak sünnettir (Buhârî, Ezân 87; Müslim, Salât 54; Ebû Dâvûd, Salât ; Tirmizî, Salât 75; İbn Mâce, İkâmetü’s-Salât 3). Ancak bu bağlamanın nerede olacağına dair farklı rivayetler bulunmaktadır. Bu rivayetler ile sahabe ve tâbiîn uygulamalarına bağlı olarak, erkekler bazı mezheplere göre göbek altında, bazı mezheplere göre göğüslerinin üzerinde, bazılarına göre ise göğüs ile göbek arasında ellerini bağfunduszeue.infoınların ellerini bağlaması, namazda elleri bağlamanın sünnet olduğunu kabul eden âlimlerin ittifakına göre, göğsün üzerine bağlama şeklindedir. Bu bağlama şekli, kadınların vücut yapısı bakımından tesettürün ruhuna daha uygun bir davranış olarak yorumlanmıştır. Bu yorum ve eskiden beri süren uygulama, kadınların el bağlamalarının Hz. Peygamber (s.a.s.) devrinde de böyle olduğunu ileri sürmeye imkân vermektedir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, ; Tehânevî, İ‘lâü’s-sünen, II, ). Namazda ellerin nerede bağlanacağına dair dile getirilen görüşler, namazın esasını ilgilendiren hususlardan olmadığından bu görüşlerden herhangi birine göre davranan bir kişinin namazı bozulmaz.


  • Soru

    Mescid-i Haram’da namaz kılarken kıyam hâlinde nereye bakılmalıdır?

    Cevap

    Başka yerlerde olduğu gibi Mescid-i Haram’da namaz kılan kimse de secde edeceği yere bakar. Zira Resûlullah (s.a.s.), namazda kıyam hâlinde secde mahalline bakardı (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, ; İbn Âbidîn, Reddu’l-muhtâr, II, ). Başını çevirmeden gözünün görüş alanına giren bir noktaya bakmasında da kerâhet yoktur (Merğînânî, el-Hidâye, II, 18). Buna göre, namaz kılan kimse Ka’be’ye de bakabilir.


  • Soru

    İş elbisesi ile namaz kılınabilir mi?

    Cevap

    Namazın şartlarından birisi necasetten (pislikten) taharettir. Namaz kılacak kişinin elbisesinde, bedeninde ve namaz kılacağı yerde, kan, idrar, şarap, dışkı gibi namaza mani necasetler bulunmamalıdır (Merğînânî, el-Hidâye, I, ,).İşin cinsine göre iş elbisesinde bulunan badana, boya, madenî yağlar, pas ve benzeri kirler necaset olmadıkları için namazın sıhhatine engel değildir (Merğînânî, el-Hidâye, I, ). Ancak, namaz için camiye veya mescide gidecek kişinin temiz elbise giymesi Kur’an-ı Kerim’in tavsiyesidir. (A’râf, 7/31).


  • Soru

    Namazda huşû için nelere dikkat edilmelidir?

    Cevap

    Kur’an-ı Kerim’de huşû ile namaz kılmak, müminin ayırıcı niteliklerinden biri olarak zikredilir (Mü’minûn, 23/2). Resûlullah (s.a.s.), “Namaz gözümün nuru kılındı.” (Nesâî, İşretü’n-nisa,1; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, XIX, ) buyurarak namazın özel durumuna işaret etmektedir. Namazda huşû; dikkati dağıtacak dış etkenlerden uzak olup kalbin Allah’a bağlanabilmesi ile gerçekleşir. Kişinin iç dünyasında yaşadıkları, düşünceleri namazındaki huşûunu etkiler ve davranışlarına da yansır. Bu sebeple namaz kılarken kişi Allah’ın huzurunda bulunduğunun bilincinde olmalı, zihin ve gönül dünyası ile namaza yönelmeli; sağa sola bakmak, elbisesiyle oynamak ve ta’dîl-i erkâna riayet etmemek gibi hâl ve hareketlerden kaçınmalıdır. Okuduğu sûre ve zikirlerin anlamına odaklanmaya çalışmalıdır. Bunun yanında namazda iken akla gelen harici düşüncelerin peşine düşmemeye ve Rabbinin huzurunda olduğunu hatırlayarak zihnini toparlamaya gayret etmelidir.


  • Soru

    Kadınlar çıplak ayakla namaz kılabilirler mi?

    Cevap

    Kadınların ayakları Hanefî mezhebinde tercih edilen görüşe göre avret mahalli olmadığından, topuklarından yukarısı açık olmamak kaydıyla çorapsız namaz kılabilirler (Merğînânî, el-Hidâye, I, ,; Mevsılî, el-İhtiyâr, I, ). Diğer mezheplerde ise, kadınlar açısından ayaklar da örtülmesi farz olan yerlere dâhil olduğundan örtülmesi gerekir. Bu görüşe göre kadının ayakları çıplak olarak kıldığı namaz sahih olmaz (İbn Kudâme, el-Muğnî, II, ; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, ). İhtiyatlı olan, kadınların namaz kılarken ayaklarını örtmeleridir.


  • Soru

    Erkeklerin çorapsız namaz kılmaları caiz midir?

    Cevap

    Hz. Peygamberin (s.a.s.) çorapsız olarak namaz kıldırdığı kaynaklarımızda sabittir (Ebû Dâvûd, Salât, 91). Bu sebeple çorapsız olarak namaz kılmakta bir beis yoktur. Ancak mescitlere çorapsız girmek sağlık, temizlik vb. nedenlerden ötürü örfte hoş karşılanmıyorsa, bundan kaçınmak uygun olur. Çorap giyenlerin de çorapları temiz olmalıdır.


  • Soru

    Gülmek namazı bozar mı?

    Cevap

    Namazda aslolan kulun Rabbinin huzurunda olduğu bilinciyle huşu içerisinde kılınmasıdır. Fakat elde olmayan sebeplerle meydana gelen gülmenin namaza etkisi üç şekilde değerlendirilebilirNamazda iken yanındakilerin duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek; bununla Hanefîlere göre hem abdest hem de namaz bozulur (Serahsî, el-Mebsût, I, ; Merğînânî, el-Hidâye, ,).İbn Üsâme’nin babasından naklettiği bir hadiste şöyle denilmektedir: “Biz Resûlullah’ın peşinde namaz kılarken görme özürlü birisi bir çukura düştü. Biz de adamın hâline güldük. Bunun üzerine Resûlullah yeniden abdest alıp namazı baştan itibaren iade etmemizi emretti.” (Dârekutnî, es-Sünen, I, )Şafiîlere göre kahkaha namazı bozsa da abdesti bozmaz. Çünkü namazın dışındayken kahkaha abdesti bozmadığına göre namazdayken de bozmaz (Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 64, ) Namaz kılan kimsenin kendisinin duyabileceği kadar gülmesiyle yalnızca namaz bozulur Kişinin kendinin ya da yakınındakinin işitmeyeceği şekilde gülümsemesi namazı da abdesti de bozmaz (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, ).


  • Soru

    Kıraat hataları namazı bozar mı?

    Cevap

    Namazda yapılan kıraat hatalarının (zelletü’l-kâri), namazı bozup bozmayacağı konusunda fakihler birtakım ölçüler getirmişlerdir. Bunlar şöyle özetlenebilir:Kur’an, kasten manası değişecek derecede yanlış okunursa namaz bozulur. Hata ile veya unutarak yanlış okunması hâlinde ise;a) Yanlışlık kelimelerin harekelerinde ise, manada bir değişiklik olsa da namaz bozulmaz.b) Yanlışlık durak yerlerinde yapılırsa; yani durulacak yerde geçilip geçilecek yerde durulursa, manasında değişiklik olup olmadığına bakılmaksızın namaz bozulmaz.c) Bir harf yerine başka bir harf okunması şeklinde meydana gelen yanlışlıkta, mananın değişip değişmediğine bakılır. Buna göre; bir harf değişir de bu değişiklikle kelimenin manası değişmez ve Kur’an’da da o kelimenin benzeri varsa namaz bozulmaz. Şayet harf değişmekle kelimenin manası bozulmaz ve fakat bu kelimenin bir benzeri Kur’an’da yoksa İmam Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed’e göre namaz bozulur, İmam Ebû Yûsuf’a göre bozulmaz. Eğer harfin değişmesiyle mana değişir ve Kur’an’da da benzeri yoksa namaz bozulur. Namaz esnasında az veya çok miktarda âyet atlamakla namaz bozulmaz. Bir kimse kıraati, namazı bozacak derecede hatalı yapar ancak geri dönüp hatasını düzeltirse namazı caiz olur (el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 87 vd. ; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, ).


  • Soru

    Namazda harfleri yerli yerince çıkarmamakla namaz bozulur mu?

    Cevap

    Namazda Kur’an’dan bir bölüm okumak farzdır. Bu farzın yerine getirilmiş olması için, Kur’an’ın doğru, usûlüne uygun olarak okunması gerekir. Okuyucunun sürçmesi ve yanılmasına zelletü’l-kâri veya lahn funduszeue.infoaki kıraatlerde sin ve sad gibi mahreç yakınlığı bulunan harflerde, harflerin tam mahrecinden çıkarılamaması durumunda namaz bozulmaz. Fakat âlimlerin çoğunluğu “Allahü ehad” yerine “Allahü ehat” demenin namazı bozacağı görüşünde oldukları için, İhlas sûresini okurken “Ehad” kelimesini “Ehat” gibi okumamaya dikkat etmek gerekir. Aynı zamanda mahreç yakınlığı olmamakla birlikte bazı harfler yaygın olarak karıştırıldığı için ayırt etme zorluğu bulunan bu çeşit harflerin birbiri yerine geçirilmesi durumunda birçok fakihe göre namaz bozulmaz. Mesela ( ض ) harfi yerine ( د ), ( ذ ) yerine ( ظ ) harflerinin okunması böyledir. Çünkü bu durumlarda zaruret ve kaçınılması mümkün olmayan bir durum (umûm-ı belvâ) vardır. Fakat mahreçleri ayrı harfler birbiri yerine telaffuz edilir de mana değişirse namaz bozulur. Geriye dönüp doğru telaffuz edilirse namaz sahih olur (el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 87; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, ).Şâfiî mezhebine göre ise kişi öğrenmeye gücü ve imkânı olduğu halde namazda Fâtiha suresindeki bir harfi başka bir harf ile değiştirirse kıraati sahih olmaz. Ancak hemen ardından doğrusunu okursa namazı sahih olur. Bu bağlamda örneğin Fâtiha suresindeki “ولا الضالين” ifadesindeki ( ض ) harfinin mahrecini öğrenme imkân ve gücüne sahip olan kimse, bu harfin yerine ( ظ) harfini söylerse tercih edilen görüşe göre namazı bozulur. Ancak harfin doğru okunuşunu öğrenme imkânı ve gücü yoksa namazı bozulmaz (Remlî, Nihâyetu’l-Muhtac, I, ). Fâtiha sûresi dışındaki diğer sûre veya âyetlerdeki okuyuş ve mahreç hatalarının ise namaza herhangi bir etkisi olmaz.


  • Soru

    Namaz kılarken dünyevi düşüncelere dalmak namazı bozar mı?

    Cevap

    Namaz kılarken, dünyevi düşüncelerin akla gelmesi, birçok insanın karşılaştığı bir durumdur. Ancak namaz kılanın huşû ve huzur içerisinde olması önemlidir (Mü’minûn, 23/2). Dolayısıyla mümkün olduğu kadar namaza odaklanmak gerekir. Bunun için Allah Teala’yı görüyormuşçasına (Buhârî, İmân, 37) ibadet etmek ve namazı, kılınan son namaz gibi düşünerek O’na yönelmek (İbn Mâce, Zühd, 15) funduszeue.infoa haricî düşünceler ile ilgili olarak Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Namaz için ezan okunduğu zaman şeytan, ezanı işitmemek için geriye dönüp olanca hızıyla kaçar, ezan bitirildiği zaman gelir. Namaz için kâmet getirilince yine geri dönüp kaçar. Kâmet bitirilince yine gelir, insan ile kalbi arasına sokulur. Filan şeyi hatırla, filan şeyi hatırla, diyerek (namaza başlamadan evvel insanın) hiç de aklında olmayan şeyleri hatırlatır durur. Nihayet insan kaç rekât kıldığını bilemez olur. İşte herhangi biriniz kaç rekât; üç rekât mı, yoksa dört rekât mı kıldığını bilmediği zaman, oturur hâlde iki kere secde (sehiv secdesi) etsin.” (Buhârî, Ezan, 4; Sehv, 6,7;el-Amel fi’s-Salât, 18)İslam âlimleri bu hadisi şeriften hareketle namazda, akla ve kalbe gelen düşüncelerden dolayı, namazın bozulmayacağını ifade etmişlerdir (Kâsânî, Bedâî’, I, ; Şevkânî, Neylü’l-evtâr, III, ). Ancak akla gelen dünyevi düşüncelerle meşgul olmamak gerekir. Zira kişinin bu tür düşüncelerden sıyrılmaya çalışmayıp bunlarla meşgul olması, namazın hem çirkinliklerden alıkoyma gücünü hem de sevabını azaltacaktır. Dolayısıyla namazda iken akla gelen haricî düşüncelerin peşine düşmemek ve Allah Teâlâ’nın huzurunda olduğunu hatırlayarak zihni toparlamaya çalışmak gerekir.


  • Soru

    Namazda örtülmesi gereken bir yeri açılan kişinin namazı bozulur mu?

    Cevap

    Gerek tek başına gerekse cemaatle kılınan namaz esnasında örtülmesi gereken bir organ, kişinin iradesi dışında açılır ve hemen örtülürse namaz bozulmaz. Eğer açılan yer bir organın dörtte biri oranına ulaşmış ve bir rükün eda edilecek (Sübhânellâhi’l-azîm diyecek) kadar açık kalmış ise namaz bozulur. Kendi iradesi ile bilerek açacak olursa, namaz fâsit olur (Merğînânî, el-Hidâye, I, ).


  • Soru

    Namaz kılanın önünden geçilmesi namazı bozar mı?

    Cevap

    İster kapalı, ister açık alanda olsun zorunlu olmadıkça namaz kılan birisinin önünden geçilmemelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) namaz kılanın önünden geçmektense 40 yıl beklemenin daha hayırlı olacağını belirtmiştir (Müslim, Salât, ). Namaz kılanın da, uygun bir yere durmak veya sütre vb. bir şey koymak suretiyle önünden geçilmemesi için önlem alması gerekmektedir. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.), önünden insan veya hayvanların geçmesi muhtemel olan bir yerde namaz kılan kişinin önüne sütre (değnek veya başka bir şey) koymasını tavsiye etmektedir (Müslim, Salât, , ). Sütreyi terk etmek ise funduszeue.infole kılınan namazlarda, sadece imamın sütre edinmesi yeterlidir; diğerlerinin sütre koyması gerekmez (Buhârî, Salât, 90). Namaz kılanın önündeki sütrenin ardından geçmekte bir sakınca yoktur. Namaz kılanın önünden geçen kimse sorumlu olmakla birlikte, önünden geçilen kişinin namazı bozulmaz. Fakat büyük camilerde, namaz kılanın secde mahallinin uzağından geçmek caizdir (Kâsânî, Bedâî’, I, ).


  • Soru

    Namaz kılarken zarar vermesi muhtemel haşerâta müdahale namazı bozar mı?

    Cevap

    Namazda sinek, arı gibi küçük haşerâtı el hareketi ile kovmak namazı bozmaz. Ayrıca akrep, yılan, fare ve diğer saldırgan canlılar zarar verecekse namaz kılan kimsenin bu hayvanları öldürmesi halinde namazı bozulmaz (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, ; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, ).


  • Soru

    Rükuya veya secdeye giderken pantolonu çekmek namazı bozar mı?

    Cevap

    Kişi namaz kılarken, namaza halel getirecek hareketlerden kaçınmalı, azalarını kontrol ettiği gibi, kalbini de Allah’a yöneltmelidir. Namaza aykırı olup ‘amel-i kesîr’ olarak nitelenen hareketlerin namazda yapılması namazı bozar. Amel-i kalîl denilen, basit hareketler ise namazı bozmaz. Amel-i kesîr için net bir tanım yapma imkânı olmamakla birlikte, tanımlardan birinde dışarıdan gözlemleyen kişide, namazda olunmadığı izlenimini verecek kadar hareket etmek şeklinde izah edilmiştir. Amel-i kalîl ise bunun zıddıdır. Diğer bir tarife göre de iki el ile yapılması adet olan işler amel-i kesîr, bir el ile yapılan işler ise amel-i kalîldir. Zorunlu olmadıkça pantolonu veya elbiseyi rükûya veya secdeye giderken çekmek, namaz dışı bir işle meşguliyet olduğu ve namazda olması gereken huşûya aykırı düştüğü için mekruhtur, fakat namazı bozmaz (Kâsânî, Bedâî’, I, ; Merğînânî, el-Hidâye, II, 16,17). Pantolonu amel-i kesîr sayılacak bir tarzda çekmek ise namazı bozar.


  • Soru

    Namaza ait olmayan bir hareketi, bir özre dayanmaksızın çokça yapmanın hükmü nedir?

    Cevap

    Namaza ait olmayan bir hareketi, bir özre dayanmaksızın çokça yapmak, yani amel-i kesîr Hanefîlere göre namazı bozar. Amel-i kesîr için net bir sınır çizmek zordur. Kimi âlimlere göre namazdan olmayan bir hareketi iki elle birden yapmak, kimilerine göre bir hareketi üç defa peş peşe yapmaktır. Tercih edilen diğer görüşe göre ise dışarıdan gözlemleyen kişide, namazda olunmadığı izlenimini verecek bir davranışta bulunmaktır. Bu bakımdan, namazdaki eylemlere benzemeyen ve namazla bağdaşmayan bir davranış, namazda olunmadığı izlenimini veriyorsa amel-i kesîr çerçevesine girer ve namazı bozar. Namaz kılan kişi, namazdaki hareketlerini ve bunların namazını bozup bozmadığını bu açıklamalara göre değerlendirmelidir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, , ).


  • Soru

    Son rekâtı kıldığını zannederek oturan kimse namazını nasıl tamamlar?

    Cevap

    Farz veya nafile namaz kılarken, son rekâttan önceki herhangi bir rekâtın sonunda, bu rekâtları son rekât zannederek oturup teşehhütte bulunduktan sonra selam veren bir kimse; şayet göğsünü kıbleden çevirmek, konuşmak ve gülmek gibi namaza aykırı bir davranışta bulunmamışsa, hemen ayağa kalkarak kalan rekâtları tamamlar. Namazın sonunda sehiv secdesi yapar; böylece namazı tamamlanmış olur. Fakat namazda eksik bıraktığı rekâtları tamamlamadan selam verip namazı bozan bir davranışta bulunmuşsa, namazı başından alarak tekrar kılması gerekir (Merğînânî, el-Hidaye, II, 81; İbn Nüceym, el-Bahr, I, ; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, ).


  • Soru

    Namaz hangi hâllerde bozulabilir?

    Cevap

    Namazı, mazeretsiz bozmak haramdır. Ancak bazı durumlarda namazı bozmak vacip, bazı durumlarda mubah, bazen de müstehap olur. İnsan canına yönelik bir tehlike karşısında; mesela saldırıya uğrayan, ateşe, suya düşen bir insanın yardım istemesi hâlinde ona yardım etmek maksadıyla namazı bozmak vacip olur. Bir malın telef olmasını, çalınmasını önlemek gayesiyle namazı bozmak mubahtır. Tek başına namaz kılan bir kişinin, cemaatle namaz kılmanın faziletini kazanmak için namazı keserek farza yetişmesi ise müstehaptır (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, ).


  • Soru

    Namaz kılarken anne-babanın seslenmesi durumunda namaz bozulmalı mıdır?

    Cevap

    Farz olan bir namazı kılarken anne veya babadan birinin çağırması durumunda ilke olarak namazı bozmak gerekmez. Ancak anne-baba veya başka birisi ciddi bir tehlike veya ihtiyaçtan dolayı kişiden yardım isterlerse, o takdirde kişi namazını bozar (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, ).Nafile namaz kılmakta olan bir kimseyi, anne veya babası çağırdığında ise, ciddi bir ihtiyaç olmasa bile kişi namazını bozar ve anne-babasına itaat eder. Ancak anne-baba çocuklarının namaz kılmasına karşı olduklarından dolayı ve onun namazını bozmak gayesiyle çağırırlarsa onlara itaat etmek gerekmez. Bu istisna dışındaki hâllerde anne-babaya itaat etmek nafile namaza devam etmekten önce gelir. Bu hükmün delili ise Cüreyc kıssasıdır (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, ). Geçmiş ümmetler zamanında yaşayan bu kimsenin, nafile namaz kılarken kendisine seslenen annesine cevap vermediğinden annesinin bedduasını aldığı ve birtakım sıkıntılara düştüğü bizzat Hz. Peygamber tarafından haber verilmiştir (Müslim, Birr, 7, 8).


  • Soru

    Cemaatle namaz kılınırken bayılan, hastalanıp düşen, kalp krizi geçiren birine müdahale etmek için namazı bozmak caiz midir?

    Cevap

    İslam dini, canın, malın, dinin, aklın ve neslin korunmasını zorunlu saymış, bunları korumaya yönelik her şeyi farz, bunlara zararlı olan her şeyi de haram kılmıştır (Şâtıbî, el-Muvâfakât, I, 31 v.d.). Buna göre insan hayatı son derece önemlidir, korunmalıdır. Namaz da dinin beş temel esasından birisidir ve dinin direğidir (Tirmizî, Îmân, 8; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, XXXVI, , XXXVI, ).Buna göre başlanan bir namaz normal şartlarda bozulmaz. Ancak; malı korumak, canı korumak ve önemli olan herhangi bir şeye zarar gelmesini önlemek amacıyla zarurî durumlarda farz veya nafile namaz bozulabilir (el-Fetâva’l-Hindiyye, I, ). Bu itibarla, cemaatle namaz kılınırken bir kişinin bayılması, kalp krizi geçirmesi, silahla vurulması, denize veya kuyuya düşme tehlikesi geçirmesi vb. durumlarda, yanı başındakilerin namazlarını bırakıp ona yardımcı olmaları gerekir. Bu kişiler namazlarını daha sonra iade ederler (İbn Nüceym, el-Bahr, I, ). Zira Allah zaruri durumlarda kul haklarına öncelik verilmesini istemiştir. (Serahsî, el-Mebsût, II, ).


  • Soru

    Namaz kıldıktan sonra iç çamaşırda ıslaklık görülmesi durumunda ne yapılmalıdır?

    Cevap

    Küçük abdest bozduktan sonra idrar yolunda kalabilecek idrar damla ve sızıntılarının tamamen kesilmesi için bir süre bekleme, bundan sonra vücuttaki idrar sızıntılarını temizleme işlemine fıkıh dilinde “istibrâ” denilir. Özellikle erkekler açısından istibrâ önemlidir. Şayet özür hâli söz konusu değilse vücuttan idrar sızıntısı olduğu sürece abdest geçerli olmaz. Bunun için de idrarın vücuttan iyice çıkmasını beklemek, bu amaçla biraz hareket etmek, yürümek veya öksürmek gerekir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, I, ). Zira Hz. Peygamber, “İdrardan sakınınız, çünkü kabir azabının çoğu idrardan sakınmama sebebiyledir.” (Buhârî, Vudû, 55; İbn Mâce, Tahâret, 26) buyurmuşfunduszeue.info itibarla istibrâ yaptığı hâlde namaz kıldıktan sonra iç çamaşırında ıslaklık gören kişi bunun idrar olduğunu bilmiyorsa temizlenme sırasında kullandığı temiz sudan kaynaklandığını varsayar ve vesveseye itibar etmez. Hatta kişi vesveseli biri ise istibrâ yaptıktan sonra uzvuna ve çamaşırına az bir temiz su serpmesi ve ileride göreceği ıslaklığı idrara değil, bu suya hamletmesi tavsiye edilmiştir (İbn Nüceym, el-Bahr, I, ; el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 55). Ancak kişi, namazdan sonra çamaşırında gördüğü ıslaklığın, namazdan önce veya namaz esnasında çıkan bir idrar damlası olduğunu biliyor ve çıktığı anı hatırlıyorsa, o takdirde abdestsiz namaz kılmış sayılır. Çünkü idrar yolundan gelen akıntılar abdesti bozar ve abdestsiz kılınan namaz iade edilir (Merğînânî, el-Hidâye, I, ). Ayrıca ıslaklığın boyutları el ayasından daha fazla ise, çamaşırını değiştirmesi veya kirlenen kısmı yıkaması gerekir.


  • Soru

    Secdede ayakların yerden kesilmesi namaza zarar verir mi?

    Cevap

    Secde ederken, rüknü yerine getirecek (Sübhânellâhi’l-azîm diyecek) kadar bir süre ayak parmaklarından birinin yere dokunması yeterlidir. Ayakların en az birisi bu kadar süre ile yere dokunmazsa namaz sahih olmaz (Aliyyü’l-kârî, Fethu bâbi’l-‘inâye, I, ; Şürünbülâlî, Merâkı’l-felâh, ).


  • Soru

    Sarhoşken namaz kılınabilir mi?

    Cevap

    Öncelikle belirtmek gerekir ki, alkollü içki ve uyuşturucu kullanmak haramdır. Bu sebeple bir Müslümanın alkollü içki içmesi ve uyuşturucu kullanması düşünülemez. Ancak her nasılsa bu haramı işleyen kişi, bunun haramlığını inkâr etmedikçe Müslümandır. Dolayısıyla ibadetleri yerine getirmekle mükelleftir. Fakat sarhoşluk, kişinin bilincini etkilediği için bu hâlde iken kılınan namaz geçerli olmaz. Allah Teala, “Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın.” (Nisâ, 4/43) buyurmuşfunduszeue.infoşkusuz, dua ve ibadet bir idrak ve şuur işidir. Bunun içindir ki, bütün ibadetlerde Müslüman olma ve büluğ çağına ulaşmanın yanında akıllı olmak şart koşulmuştur. İbadetlerin makbul olması için, ibadet niyetiyle ve ihlasla yapılmaları gerekir. Bu sebeple namaz kılacak, oruç tutacak ve dua edecek kimsenin ne dediğini, ne yaptığını bilecek kadar ayık olması, aklının başında olması gerekir. Bu itibarla haram olmakla birlikte alkol alan veya uyuşturucu kullanan kişi, ne dediğini bilemeyecek kadar sarhoş değilse, bir başka ifadeyle ne yaptığını ve ne okuduğunu bilecek düzeyde bir bilince sahipse namazlarını kılması gerekir. Bunun için belirlenmiş bir süre yoktur.

keyboard_arrow_up

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası