Farklı iklim ve hava koşullarında ortaya çıkmaya meyilli bazı sağlık sorunları, hayat kalitesini ciddi manada olumsuz etkileyebilir. Soğuk hava koşulları bazı sağlık sorunlarının ortaya çıkmasını tetikleyebilir veya mevcut belirtilerin şiddetini artırabilir. Özellikle soğuk mevsimlerde ortaya çıkan rahatsızlıklardan biri Raynaud hastalığıdır.
Raynaud fenomeni; soğuk hava koşullarına maruz kalmanın sonrasında el parmakları, ayak parmakları, burun ve kulak gibi kan dolaşımının zayıf olduğu bölgelerde görülen ciltte solukluk veya morarma gibi belirtilerin ortaya çıkmasına verilen isimdir. Belirtiler yeniden ideal ortam koşullarına dönüldüğünde kaybolur. Bu durum, bahsedilen bölgelerdeki kan damarlarının soğuk koşullar nedeniyle kasılarak vazospazma uğraması ve dokulara kan akışının bir süreliğine azalması veya durması nedeniyle gerçekleşir. Raynaud fenomeni, ortam sıcaklığıyla ters orantılı olarak gelişir ve uzun süre devam ettiğinde dokulara kan akışının kesilmesine bağlı olarak doku hasarına yol açabilir.
Esasen, tıbbi anlamda Raynaud fenomeni bir hastalık olarak değil; mevcut bir hastalığın semptomu olarak değerlendirilir. Çeşitli romatolojik hastalıklar nedeniyle gelişen Raynaud fenomenine sekonder Raynaud hastalığı; altta yatan bir patoloji saptanmadığında ve izole olarak Raynaud fenomeninin görüldüğü klinik durumlara ise primer Raynaud hastalığı adı verilir.
Raynaud fenomeninin gelişmesi, hem altta yatan çeşitli patolojilerin varlığına hem de bazı dış ortam koşullarının veya çeşitli stres etmenlerinin bulunmasına bağlıdır. Bu anlamda, Raynaud fenomeni tespit edilen bir hastada, bu durumun ortaya çıkmasına neden olan sorunların tespit edilmesi, etkili bir tedavinin sunulabilmesi adına oldukça önemlidir.
Raynaud fenomenine yol açan sağlık problemleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
•Donma: Düşük ortam sıcaklıklarında, damarlar kasılarak kan akışını engeller ve Raynaud fenomenine yol açar.
•Skleroderma: Özellikle ciltte çeşitli semptomlara yol açan sklerodermada, el parmaklarındaki deformasyon sonucu kan damarlarının yapısının bozulmasıyla Raynaud gelişebilir.
•Artrit: El ve ayak parmak eklemlerinin çeşitli etkenlerle iltihaplanması, bu bölgelerdeki kan akışını bozarak Raynaud ile sonuçlanabilir.
•Ateroskleroz: El ve ayak parmaklarına giden damarlarda aterosklerotik plakların gelişmesi (damar sertliği) kan akışını bozar ve Raynaud fenomenine neden olabilir.
•Eklem romatizması: Romatoid artrit olarak da bilinen bu romatolojik hastalıkta, eklemlerdeki iltihap damarlardaki kan akışını bozabilir.
•Sistemik lupus eritematozus: Kan dolaşımında yaygın bulunan antikorların eklemler ve damar duvarlarında birikmesi sonucu, kan akışı olumsuz etkilenerek Raynaud fenomenine sebep olur.
•Sjögren sendromu: Aynı lupusta olduğu gibi, bu hastalıkta da vücuda karşı gelişen antikorlar damarlarda iltihaba yol açarak Raynaud fenomenine neden olur.
•Sigara kullanımı: Kronik olarak sigara tüketimi dokulara oksijenin ulaşmasında sorunlara yol açtığından, el parmakları gibi bölgeler dış etkenlere duyarlı hale gelir ve soğuk iklim koşullarında Raynaud ortaya çıkar.
•Titreşimli aletlerin uzun süreli kullanımı: İnşaat işleri veya çiftçilik gibi titreşimli aletlerin yaygın kullanıldığı işlerde, çalışanların el parmaklarında dolaşım bozukluğu meydana gelerek ciddi bir Raynaud vakası oluşabilir.
•Duygusal stres: Raynaud fenomenine yatkın kişilerde, duygusal strese bağlı kan damarlarının kasılması nedeniyle Raynaud fenomeni görülebilir.
•Bazı ilaçların yan etkisi: Beta bloker, amfetamin gibi ilaçlar kan damarlarının büzülerek Raynaud fenomeninin ortaya çıkmasını tetikleyebilir.
Yapılan çalışmalara göre, Raynaud fenomeni kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir. Bunun yanı sıra, 30 yaşın altındaki yetişkinlerde primer Raynaud fenomenine daha sık rastlanmaktadır. 30’lu yaşlardan sonra ise çeşitli romatolojik rahatsızlıkların daha sık görülmesine bağlı sekonder Raynaud hastalığı daha yaygın görülür.
Raynaud fenomeninin semptomları, altta yatan hastalık ile tetikleyen etmenlerin şiddeti ve süresiyle yakında ilişkilidir. Buna göre, Raynaud vakalarında sıklıkla şu belirtiler görülür:
•Ciltte soluklaşma veya morarma: Kişinin etkilenen vücut bölgesinde (el veya ayak parmağı, burun, kulak) atağa bağlı olarak renk değişikliği, beyazlaşma veya morarma görülebilir.
•His kaybı ve uyuşukluk: Şiddetli biçimde etkilenen bölgelerde dokunma hissinde azalma, karıncalanma veya uyuşukluk hissedilebilir.
•Ağrı: Raynaud fenomeni sıklıkla şiddetli ağrıya yol açmaz. Fakat, özellikle sekonder Raynaud hastalığında, belirtilere ciddi ağrı eşlik edebilir. Raynaud fenomeni uzun sürdüğü takdirde, sebep olabileceği doku hasarına bağlı olarak hissedilen ağrı şiddetlenebilir.
•Sıcak ortamda semptomların düzelmesi: Soğuk havada ortaya çıkan semptomlar, sıcak ortamda dokuların ısıtılmasını takiben genellikle 15 dakika içerisinde düzelir.
Primer Raynaud hastalığında aynı taraf el ve ayak parmaklarında benzer semptomlar görülebilirken; sekonder Raynaud hastalığında farklı vücut yarılarında, çeşitli dokularda belirtiler gözlenebilir. Bu, hastalığın değerlendirilmesi açısından önemli olan bir noktadır. Ayrıca, tekrarlayan Raynaud atakları birbirinden farklı şekilde cereyan edebilir.
Raynaud hastalığının etkin bir şekilde kontrol altına alınabilmesi, altta yatan patolojinin doğru şekilde tespit edilmesine bağlıdır. Bu doğrultuda, uzman bir hekim tarafından ayrıntılı hastalık öyküsünün alınması, detaylı fizik muayene yapılması ve ihtiyaç duyulduğunda ek görüntüleme ve laboratuvar tetkiklerine başvurulması gerekir. Ayrıca, primer ve sekonder Raynaud ayırımının yapılabilmesi için kapilleroskopi (tırnak kenarlarındaki kıvrım bölgelerinde bulunan kılcal damarların özel bir görüntüleme yöntemiyle incelenmesi) tetkiki gerçekleştirilebilir.
Raynaud tablosunda tedavi temelde ikiye ayrılabilir. Birincisi, Raynaud ataklarının gelişmesini önlemeye yöneliktir. Bu anlamda en önemli tedavi aşaması, hayat tarzı değişiklikleridir. Bu doğrultuda;
•Raynaud gelişimine yol açan dış ortam koşullarından uzak durulması; eğer yapılamıyorsa özel korunma ekipmanlarının kullanılması esastır.
•Sigara, kafein içerikli kahve ve çay gibi içeceklerin tüketimine son verilmelidir.
•Egzersiz dokulara kan akışının sağlanması ve vücudun sıcak tutulması açısından son derece faydalıdır.
•Atakların gelişimini önlemeye yönelik olarak çeşitli ilaç tedavileri mevcuttur. Bu konuda, uzman hekime danışılması ve hekim kararıyla tedavinin düzenlenmesi oldukça önemlidir.
Tedavinin diğer ayağı ise Raynaud atağının tedavisidir. Atak geliştiğinde sonlandırılması adına, ilk olarak etkilenen bölgelerin ısıtılması gerekir. Sıcak bir ortama geçilmesi, etkilenen bölgeye göre eldiven, çorap gibi kıyafetlerin giyilmesi, etkilenen bölgeye ılık su uygulanması veya masaj yapılması atağın geçişini kolaylaştırabilecek yöntemler arasındadır.
Kan kanseri olarak da bilinen lösemi, kemik iliğinin anormal hücreler ile dolması ve bu hücrelerin kana ve tüm dokulara yayılması sonucu ortaya çıkıyor. Genellikle çocuklarda görülen akut lösemilerde en sık diş eti ve burun kanamaları, deride küçük kırmızı döküntüler, ateş ve kansızlık oluşuyor. Akut lösemi ani başlıyor ve tedavi edilmezse kısa sürede hayat kaybına yol açıyor. Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi Çocuk Onkolojisi Bölümü’nden Prof. Dr. Volkan Hazar, çocukluk çağı lösemileri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Kan pıhtılaşmasında rol oynayan trombositler ve enfeksiyonlara karşı savunmada rol oynayan lökositlerin sayısı azalmaya başlar. Trombosit düşüklüğü hastalarda çürüklere, ya da toplu iğne başı büyüklüğünde kırmızı-mor döküntülere, deri ve burun kanamalarına yol açarken, lökosit düşüklüğü yüksek ateş ve enfeksiyona neden olur. Kırmızı kan hücresi eksikliği anemiye ve buna bağlı olarak, halsizliğe, nefes darlığına, kolay yorulmaya neden olur. Bunun dışında kilo kaybı, vücutta çeşitli bölgelerde bezeler, dişetlerinde şişkinlik ve eklem ağrıları görülebilir.
ALL çocukluk dönemi lösemilerinin % 80’inden sorumludur, 3–7 yaşları arasında sıktır. Erişkinlerde de görülebilir ve tüm erişkin lösemilerinin % 20’sini oluşturur. Akut lenfoblastik lösemide lenfoblastların olgunlaşma ve farklılaşma fonksiyonu kaybolmuştur. Bu hücreler hızla çoğalıp normal hücrelerin yerini aldıkça kemik iliğinde eritrosit, trombosit ve lökositlerin yapımı bozulur ve bu normal hücrelerin oluşturduğu fonksiyonlar kaybolur. Bunun sayesinde hastalık gelişir. Lenfosit dışında kalan lökositleri oluşturan hücrelerin öncüllerinin aşırı ve kontrolsüz çoğalmasıyla (myeloblastlar), akut miyeloid lösemi meydana gelir. Aynı ALL’de lenfoblastların yaptığı gibi, kemik iliğinde çoğalır ve buradan kana ve beyin-omurilik gibi diğer organlara geçerler. AML çocukluk dönemi lösemilerinin % ’sinden sorumludur, Erişkinlerde daha sık görülür.
Her iki akut lösemide de benzer şikayetler görülür. Halsizlik, çabuk yorulma, hareketle artan nefes darlığı ve solukluk meydana gelir. Trombositlerin sayısında yetersizliğe bağlı olarak, ciltte morluk oluşması, toplu iğne başı büyüklüğünde kırmızı yaygın döküntüler, burun ve diş eti kanamaları görülür. Artan blastlar bağışıklık sistemindeki hücrelerin yapımını bozduğu için yüksek ateş, bademcik iltihabı ve zatürre görülebilir. Blastların lenf bezleri, dalak ve karaciğerde birikmesine bağlı olarak bu organlarda büyüme saptanabilir. Blastlardaki artış, kemik-eklem ağrılarına, göğüs kemiğinde hassasiyete, solukluk, baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma ve kilo kaybına neden olur. Kan sayımında kansızlık ve trombosit sayısında düşüklük sıklıkla saptanır.
Belirtiler görülen hastalarda kesin tanı için kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi yapılması gerekir. Aspirasyon örneği özel boyalarla boyanır ve akım sitometrisi ile incelenir. Kromozom anormalliklerinin tayini için genetik inceleme yapılır. Tedavi, saptanan genetik bozukluğa, yaşa, lökosit sayısına, blastların tipine göre de değişir. ALL tedavisi, AML tedavisine göre daha uzun, göreceli olarak daha az yoğundur. Genel olarak ALL tedavisi yaklaşık 2 yıl sürerken, AML tedavisi protokole göre değişmekle birlikte 5 ay ile 18 ay arasında değişebilir.
ALL tedavisi; remisyon sağlanması, pekiştirme tedavisi, sinir sistemini koruyucu tedavi ve idame tedavisi olmak üzere 4 aşamada planlanır. Remisyon tedavisi hastalığın başlangıcında uygulanan bir tedavidir. Bu dönem haftalık bir tedavidir ve mutlaka hastanede yatırılarak yapılmalıdır. Remisyon sağlanan hastaların nüks etmemesi için pekiştirme ve idame tedavileri verilir. Pekiştirme tedavisi kemoterapi veya kök hücre nakli yoluyla olmaktadır. Hastanın alacağı tedaviye karar verilirken risk faktörlerine dikkat edilir.
Remisyon sağlanan hastalarda ilave tedavi verilmezse hastalık tekrarlar. İdame tedavisi ise daha hafif kemoterapi protokollerinin genellikle 1,5 yıl verilmesinden oluşur ve hastanın hastanede yatması gerekli değildir. Hastalara 2 yıl süreyle ayda bir kemik iliği biyopsisi yapılması gerekir.
AML, ALL tedavisine göre daha yoğun kemoterapi uygulamalarını içerir. Önce 2–3 kürlük iyileşme sağlanmasına yönelik tedavi uygulandıktan sonra pekiştirme tedavisine geçilir. İdame tedavisi hastanın durumuna göre belirlenir. Nüks olan hastalar, başlangıçta beklenen sürede iyileşme sağlanamayanlar ya da bazı yüksek riskli genetik bozuklukları içeren hastalarda allojenik kemik iliği nakli uygulanır. Her iki lösemi tedavisi esnasında hasta ziyaretlerinin sınırlandırılması ve hastalara hastane dışından yiyecek ve içecek getirilmemesine özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir. Grip / nezle gibi bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu dönemlerde hasta olan hiç kimse hastaneye gitmemelidir. Oda ziyaretine izin verilen hastaların odasına ziyaretçiler sıra ile girmeli ve bir kişiden fazla ziyaretçi aynı anda odada bulunmamalıdır.
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “funduszeue.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, funduszeue.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Yayınlanma:
Şayet bir travma olmaksızın bacakta morarma oluşmuşsa ve morarma uzun süre duruyorsa; bu durum gerçekten korkulması gereken bir kan hastalığının habercisi olabilir. Ayrıca travmanın şiddeti ve morarma derecesinin de orantılı olması gerekir.
Ufak bir çarpma sonrasında büyük morarmalar meydana gelmesi de tehlikeli. Ailelerin dikkat etmesi gereken bir diğer nokta da morarmanın oluştuğu yer. Dizden aşağı oluşan morarma yaramazlık, dizden yukarıda oluşan morarma ise daha çok hastalık kaynaklıdır.
Çocuklarda dizden aşağı olan morarmalar sıklıkla travma nedeniyle oluşur. Özellikle oyun ve okul çağı çocuklarında bu nedenle oluşan travmalar çok daha sık görülür. Ancak bu morarmaların hepsi travma nedeniyle oluşmaz. Bir travma olmaksızın kendiliğinden oluşan morarmalar anne babaları mutlaka alarma geçirmeli.
Çünkü ekimoz diye tabir edilen bu morarmalar birçok kan hastalığının habercisi olabilir. Bu nedenle özellikle oyun ve okul çağı diye tabir edilen 2- 12 yaş arasında çocukların vücutlarında oluşan morarmaların dikkatle takip edilmesi gerekir.
Altında kemik bulunmayan veya yumuşak doku katmanlarından zengin olan bölgelerde darbenin şiddeti görece daha az olur. Özellikle dizden yukarıdaki dokular darbenin hızını azaltma özelliği gösterir. Bu nedenle diz üstü bölgenin travmaya maruz kalması bacağa göre daha nadir. Tüm bu özelliklerden dolayı diz üstü morarmalar için biraz daha şüpheci davranmak, hematolojik hastalıkları akılda tutmak gerekir.
Kandaki pıhtılaşma sistemi ile görevli trombosit denen hücrelerin azlığı ile seyreden immun trombositopenik purpura (ITP), pıhtılaşma faktörlerindeki eksiklikleri kapsayan hemofililer, trombositlerdeki işlev bozuklukları ve ender olarak lösemi gibi birçok hastalık bu morarmalara yol açabilir. Hatta bazen lösemilerde ilk bulgu trombosit düşüklüğüne bağlı gelişen bu morarmalar olabilir.
* Birden fazla olan,
* Kendi kendine gelişen,
* Travmanın şiddetiyle ters orantılı olan,
* Beraberinde burun ve diş eti kanamalarının eşlik ettiği morluklara, dikkat edin.
Unutmayın, doktor muayenesinden sonra yapılacak basit bir kan sayımı, birçok hastalığın oluşmasına engel olur. Elbette ki çocuğunuzun vücudunda oluşan her morlukta doktora gitmeniz şart değil. Özellikle morarma oluşumunda travmanın rolü olduğundan eminseniz çocuğunuzu gözlemleyin.
Gerekirse çocuğunuzu sorgulayın. Çocuklar travma öyküsünü rahatlıkla dile getirebilir. Bunların dışındaki morarmalarda ise çocuğun kan hastalıkları uzmanı tarafından muayene edilmesinde fayda var.
Öncelikle bacaklarda meydana gelen bu morarmaların nedeni hastalıksa; zaman içerisinde tüm vücuda yayılır. Özellikle çok esmer çocuklarda oluşan morarmalar zaman zaman gözden kaçabilir. Ailelerin bu durumu kesinlikle gözlemlemeleri gerekir.
Yetişkinlerde de kollar ile vücudun üst bölümünde meydana gelen morarmalar, diş eti kanamaları, adet kanamasının uzun sürmesi, nedensiz adet kanaması, göz içi kanamalar, dışkı ile kan atılması ve hemoroitten gelen kanamalar genellikle pıhtılaşma bozukluğuna işaret edebilir.
Pıhtılaşma bozukluğu, hemofili gibi genetik geçişli olabildiği gibi bazen de sonradan ortaya çıkar. Bu nedenle bu tür morarmalarda hematoloji uzmanına başvurmak gerekir. Morarmalar pıhtılaşma sorunlarının yanı sıra karaciğer hastalıklarına, alerjilere ya da lösemiye de işaret edebilir.
annebacakdoktorgenetikokuloyun
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası