erkek eski sevgilisini görünce ne hisseder / nedir bu erkeklerin eski sevgili takıntısı? - süslüsözlük

Erkek Eski Sevgilisini Görünce Ne Hisseder

erkek eski sevgilisini görünce ne hisseder

'Sevgilimin benden önceki aşklarından başka bir şey düşünemiyordum'

Lokantada bir çift

Zachary Stockill'in sürekli olarak sevgilisinin eski cinsel tecrübelerini kıskanması ilk ciddi ilişkisini berbat etmişti. Stockill bir süre sonra saplantısının, binlerce kişinin yaşadığı bir psikolojik sorun olduğunu öğrendi. Öyküsünü Megha Mohan'a anlattı:

Yirmili yaşlarımın başlarındaydım ve ilk kez aşık olmuştum.

Bir akşam kız arkadaşımla birçok çiftin ilişkilerinin başında yaptığı bir şeyi yaptık ve geçmişimizi konuşmaya başladık.

Sohbet döndü dolaştı ve birbirimize daha önceki ilişkilerimizi anlattık.

Beynimde bir düğmeye basılmıştı sanki.

Söylediklerinde hiç sıra dışı bir şey yoktu. Ayrıntılar çok özel, şaşırtıcı hatta seksi bile değildi. Ama içimde bi şey değişmişti.

Sevgilimin geçmiş aşk hayatı dışında hiçbir şey düşünemez hale gelmiştim.

Kanada'da Ontario'nun kuzeyindeki küçük bir kasabada büyümüştüm.

Anne ve babamın harika bir evlilikleri vardı ve onlarla genel olarak çok iyi bir ilişkim olmuştu.

O zamana kadar depresyon, anksiyete veya obsesif kompulsif bozukluk gibi ruh sağlığı sorunlarım olmamıştı.

'Harika bir kızla tanıştım'

Kadınlardan hoşlanıyordum ve sekiz yaşındayken iki 'kız arkadaş'ım vardı. Daha büyüdüğümde ise daha çok klasik lise aşkı tarzı ilişkilerim olmuştu.

Sonra üniversiteye gittim ve karşıma daha önce tanıdığım kızların hiçbirine benzemeyen biri çıktı. Güzel, müthiş zeki, sanatçı ruhlu ve deneysel biriydi.

Fakat geçmişiyle ilgili şeyleri anlatmaya başladığında daha önce hiç hissetmediğim duygular yaşamaya başladım.

Çoğumuzun 'normal' kıskançlığın nasıl bir şey olduğu hakkında bir fikri vardır.

Birlikte bir yere gittiğinizde birinin gözleri sevgilinize takıldığında ya da sevgiliniz bir tanıdıktan fazlaca söz ettiğinde içinizde hissettiğiniz burulmadır kıskançlık.

Çoğu insan sevgilisini başka biriyle mesela eski sevgilisiyle birlikteyken düşünmekten rahatsız olur ama benimkisi bambaşka bir şeydi.

Benim aşk hayatım aslında onunkinden "daha renkli" idi fakat onun benden başka biriyle yakın olmuş olması fikri beni hasta etmeye başlamıştı.

O sırada bu saplantının bir adı olduğunu bilmiyordum. Meğer buna "geçmiş kıskançlığı" da deniyormuş. Sonraki yıllarda bu konuda epeyce şey öğrendim.

Onu kafamda yarattığım senaryolarda eski sevgilisiyle birlikte düşünüyor ve bütün bunlar şu an benim gözlerimin önünde gerçekten yaşanıyormuş gibi hissediyordum. Beni aldatıyor duygusu içindeydim.

'Onun geçmişi benim şimdiki zamanım olmuştu'

Saçma sapan bir detaya takılıyor ve onun etrafına capcanlı bir senaryo örüyordum. Önemsiz şeyler kafamda eklediğim ayrıntılarla büyük hadiseler haline geliyordu.

Bir yere yemeğe gittiğimde onun da eski sevgilisiyle aynı lokantaya gelip gelmeyeceğini merak ediyor, birlikte yürürken bir otelin önünden geçsek, eski sevgilisiyle orada sevişip sevişmediğini düşünüyordum.

Onun eski ilişkileriyle uyanıyor ve yine onun eski aşklarını düşünerek uyuyordum.

Sosyal medya bu sorunu daha da büyüten bir olgu. Sevgilinizin geçmişinden kalan eski sosyal medya paylaşımları, fotoğraflar, yorumlar oracıkta duruyor. Bunlara daldım. Bir dedektif olmuştum adeta.

Onunla tanışmamızdan önce koyduğu fotoğraflara tek tek bakıyor, altına yazılan yorumları okuyor, kimin kim olduğunu, onun hayatında nasıl bir yerleri olduğunu, bana söylemediği ilişkileri de olup olmadığını anlamaya çalışıyordum.

Bunları kendi kendime yaparken ilişkimiz de ister istemez bunun bedelini ödüyordu. O günlerdeki davranışımı düşündükçe utanç duyuyorum.

Kız arkadaşımı sürekli sorguluyordum. Eski ilişkileri yüzünden suçlu hissetmesini istiyordum. Bu inanılmaz bir ikiyüzlülüktü çünkü benim de onunkine benzer bir aşk geçmişim vardı. Benim tam aksime o benim geçmişimle hiç ilgilenmiyordu.

'Sevgilim çok çaba harcadı'

Bu durum sevgilim için dayanılmaz hale gelmeye başlamıştı. Düşünün, sevgiliniz sürekli geçmişinizi kurcalıyor ve sizi yargılıyor. Saçma sapan, önemsiz, utanılacak, pişman olunacak bir yanı olmadığı gibi şu an anlamı da olmayan şeylere takılıp kendinizi kötü hissetmenize sebep oluyor.

Bütün takıntılarıma karşın sevgilim bana çok sakin ve şefkatli yaklaşıyor, kaygılarımı yatıştırmaya çalışıyor ve kalbinde çok özel bir yerim olduğunu hissettirmeye uğraşıyordu. Bu bir süre işe yaradı, sonra takıntılarım daha bir şiddetle geri gelmeye başladı.

İstenmeyen düşünceler ve tecessüs, ardından sevgilimin beni yatıştırma çabaları ile gelen hafif bir rahatlama. Bu adeta cehennemi bir döngü haline geldi. Bir süre sonra yine başa dönülüyordu.

İlişkimiz birkaç yıl sürdü ama sonunda esas olarak benim kıskançlığım yüzünden sona erdi.

Ayrıldıktan sonra uzun bir süre kendimi suçlu hissettim ve utandım. İlişkimiz sırasında yaşadıklarımızdan bazılarını düşündüğümde ürperiyordum.

Aptalca kavgalar, tamamen gereksiz tartışmalar. Böyle davrandığım için kendimi çok suçladım. Bu kişi ben olamazdım. Evet biliyordum bu bendim ama aynı zamanda sanki bir küçük şeytan tarafından ruhum ele geçirilmişti.

Söylediklerim çok dramatik gelebilir, ama gerçekten kendimi kontrol edemez hale gelmiştim.

Hissettiklerimi arkadaşlarımla, ailemle hatta terapistlerle paylaşmak pek işe yaramadı. Kimse tam anlamıyordu. Genel olarak "Aş artık bunları" gibi şeyler söylüyorlardı.

Google'da "kız arkadaşın geçmişine takıntı" gibi aramalar yapmaya başladım ve internet forumlarında "geçmiş kıskançlığı" kavramına rastladım.

'İnternet sitelerinde kadın düşmanlığı'

Bu az bilinen bir kavram fakat geçmiş kıskançlığı yaşayan kişiler saplantılar, acı verici duygular, irrasyonel-incitici hareketler ve sonuçta kendinden nefret etme döngüsüne giriyor. Okuduğum kadarıyla çoğu psikolog bunu obsesif kompulsif bozukluk kategorisi içinde görüyor.

Internet sohbet sitelerinden tek tük güzel sesler de gelmedi değil ama yazılanların büyük çoğunluğu bana basmakalıp ve zehirleyici geldi.

Kadınlardan nefret eden çok sayıda erkek vardı mesela. Bir kısmı kıskançlıklarını mazur göstermek için forumlarda kadınları suçluyordu.

Bütün bunlar kafamı çok karıştırmıştı. İlk kez ne yaşadığımı anlayan birileriyle karşılaşmıştım ama aynı zamanda ortamdaki inanılmaz kadın düşmanlığı ve olumsuzluktan rahatsız olmuştum.

Forumlarda diğer uçtaki bir grup insan da bu sefer başka bir aşırılığa giriyor, sevgilisinin eski ilişkilerinden huzursuz olan herkesi irrasyonel ve kötü ilan ediyorlardı. Buna da katılmıyordum.

Durumuma uyan bir sosyal ortam bulamamıştım. Buna çözüm bulmak istedim.

Ammanda Major, ilişki danışmanlığı kuruluşu Relate'de uzman:

Danışmanlık hizmeti verirken eşinin, sevgilisinin geçmiş cinsel deneyimlerine saplantılı kişilerle karşılaşıyoruz. Kıskançlık birçok kişinin bildiği, deneyimlediği bir şey. Fakat bu kıskançlık türü diğerlerinden epey farklı. Kişi bazen görmediği, parçası olmadığı şeyleri hayalinde görmüş gibi canlandırabiliyor. Bu da sık sık sevgili ile eski ilişkileri arasında "gerçekten ne olduğunu keşfetme" gibi asla tatmin olmayan bir arzu ve saplantılı bir düşünceler döngüsüne yol açabiliyor. Kişi kendisine ve partnerine bu düşüncelerle eziyet edebiliyor ve bu tacize dönüşebiliyor. Böyle bir ilişkide takıntılı olan taraf da olsanız bu kişinin sevgilisi de olsanız profesyonel danışmanlık ve destek almanızı tavsiye ederim.

Öncelikle dengemi bulmam gerekiyordu. Bunun için meditasyon merkezlerine gittim, Budizm hakkında bilgimi artırdım. Bunlar egomu yenmekte önemli birer adım oldu. Bundan sonra ayrıntılı bir araştırmaya giriştim.

Bunu da bir blog açmak ve kitap yazmak izledi. Yaşadıklarımdan utandığım için kitabı takma bir isimle yayınladım. Bunlar büyük yankı uyandırınca da internet üzerinden bir kurs başlattım.

Bugün bu sorunla boğuşan birinin destek alabileceği bir internet ortamı var.

'Artık yalnız değiliz'

İnternet sitemi ziyaret eden insanların sayısı geçen yıl boyunca bini aştı. Bunlar arasında dünyanın hemen her ülkesinden insanlar var ve hemen yarısı kadın.

Geçmiş kıskançlığının esasen erkeklere ve özellikle de heteroseksüel erkeklerin egosuyla ilgili bir şey olduğunu düşünürdüm. Ama durum böyle değil. Bu sıkıntıyı yaşayıp internetten bana ulaşanlar arasında heteroseksüel kadınlar, lezbiyen ve gayler, ergenlikten 70'li yaşlara kadar her türlü insan var.

Suudi Arabistan ve Hindistan gibi insanların cinsel yaşamları hakkında çok açık olmadığı yerlerden de yazışmalar geliyor. YouTube'da videolarla kursları sürdürdüğümde ilgi çok daha büyüdü.

Geçmiş kıskançlığı yaşayanların partnerlerinden de yürek parçalayıcı mektuplar geliyor. Sevgililerine destek olmak için ne yapabileceklerini soruyorlar.

Fakat ben daima bu konuda nihai sorumluluğun sorunu yaşayan kişiye ait olduğunu vurguluyorum. Bunu kendi deneyimimden biliyorum. Benim sevgilim bütün çabalarına rağmen benim geçmiş kıskançlığımı tedavi edemedi.

Bu semptomlar size de tanıdık geliyor mu?

Bu satırları okuyup 'işte ben' diyen varsa onlara söyleyeceğim ilk şey şu: Ömür boyu böyle kalmayacaksınız.

Bu, kesinlikle üstesinden gelinebilir bir sorun; ben ve dünyanın dört bir köşesinde benim gibi bir grup insan bunun canlı örnekleriyiz.

Eski sevgilime gelince, bu uzun bir hikaye. Bazı zor sohbetlerimiz oldu ama uzun lafın kısası şu an iyi arkadaşız. Sanırım o da böyle hissediyor. Geriye dönüp baktığımda hayatımı bu ilişki olmadan düşünebiliyorum. Bana daha önce mümkün olduğunu bilmediğim alanlarda gelişme, büyüme ilhamı verdi.

Görseller: Katie Horwich

Kadın Çabuk Unutur Erkekse Geç!

Herkesin bir ayrılığa, bir kayba karşı tepkisi farklıdır. Kadın çabuk unutur erkekse geç. Kayıp ve ayrılığın ortaya çıkardığı yas, herkesin limitini farklı zorlar. Kimisi aşk acısı çekerken, kimisi toparlanıp kolayca yoluna devam eder. Ayrılık ve kayıp sonrası, kadın ve erkek nasıl bir farkındalık yaşar, ayrılığı nasıl ele alırlar? Ayrılık ve kayıpla nasıl baş ederler? Duygularını nasıl yönetiyorlar? Kim daha çabuk atlatır? Kadın mı? Erkek mi? Kim yeni bir ilişkiye daha çabuk başlar? Eşini kaybeden erkekler neden daha çabuk evlenirler? Bu videomda bu soruların cevaplarını bulabileceksin.

Kadın ve Erkeklerin Ayrılık Sonrası Tepkilerindeki Farklılıklar 

Kadın ve Erkeklerin Ayrılık Sonrası Tepkilerindeki Farklılıklar vardır. Yaşamım boyunca benim de bir dizi ayrıldıklarım oldu. Annemden, okulumdan, arkadaşlarımdan, şehrimden, sevgilimden ayrıldım. Danışanlarımın her meslek, yaş ve cinsiyetten ayrılık hikayelerini dinlediğim çok oldu. Burada anlatacaklarım bir şeyleri genellemenin riskini taşıdığını biliyorum. Anlatacaklarım, kendi mesleki deneyimlerim, tanıdıklarım, sinir bilim, evrimsel biyoloji ve psikososyal kuramlar açısından yapılan araştırma sonuçlarına dayanmaktadır.

Ayrılığa Erkek ve Kadınlar Farklı Tepki Veriyor

Ayrılığa erkek ve kadınlar farklı tepki veriyor. Kadınlar erkeklerden daha hızlı, yoğun ve görece daha kısa sürede ayrılığın etkisini yaşıyorlar. Erkeklerse geç fark edip daha uzun süre ayrılığın etkisini yaşıyorlar. Erkeklerin jetonu köşeli. Sonradan düşüyor. Bu yüzden aylar geçmiş olsa da gecenin bir saati ‘uyudun mu’ diye eski sevgilisine mesaj atıyorlar. Onu özlediğini söyleyebiliyorlar.


Eşini kaybeden ya da eşinden ayrılan bir erkek neden kısa sürede hemen bir evlilik yapıyor? Kadınlar eşlerinin kaybından sonra yeni bir evlilik yapma konusunda daha isteksiz oluyorlar. Yazımın sonunda bunun nedenlerini anlatıyor olacağım.

Ayrılık Kadına Mı Yoksa Erkeğe Mi Daha Çok Acı Verir?

Her ilişki kendine hastır. Ayrılık kadına mı erkeğe mi daha çok acı verir? Hepimiz bir birey olarak eşsiz bir kişiliğe sahibiz. Koşullara ve bağlama göre ihtiyaçlarımız vardır. Arzularımız, ilgilerimiz ve yönelimlerimiz zamanla değişebilir. İki ilişki her zaman birbirinden farklıdır. Aynı değildir. İki insan bir ilişkiye başladığında kendini farklı bir dinamik içinde bulur. Bir önceki ilişkisinden farklı şeyler yaşayabilir. O yüzden her ayrılık birbirinden farklıdır.

Boşanma ve Ayrılığa Kadınların Tepkileri Nasıl Olur?

Çoğumuzun tanık olduğu gibi ayrılık kadınları erkeklerden daha çok etkilediği söylenir, gözlemlenir. Kadınlar ayrılığın başlangıcında, ayrılık kararında erkeklere göre daha duyarlıdır.

Sinir bilim, bir çok açıdan kadın beyninin erkeklerden daha farklı çalıştığını kanıtlamıştır. Özellikle ön lobların aktifleştiği, dürtü kontrolüyle ilişkili olan duygu durum, duyguları kontrol etme ve endişeyi yöneten bölüm kadınlarda her zaman daha aktif olduğu artık biliniyor.

Varsayılan mode ağı, (Default Mode Network) Geçmişe gidip, geçmiş hakkında düşünebilme ve geleceğe gidip onu hayal edebilme yetisinde kadınlarda daha yüksek etkinlik gösteriyor. Kadınlar erkeklere göre daha çok geri ve ileriyi düşünebiliyorlar. Geri sarma ve ileri sarma çok sık tekrar ediliyor. Bu yüzden kadınlar geleceği daha çabuk öngörebiliyor. Kadınların gelecekte olabileceklere ve geçmişte olmuş olanları hatırlamaya dair kabiliyetleri daha yüksek. Bu yönde beyinleri daha aktif çalışabilmekte.

Ayrılık Sonrası Beklentilerimiz Ne Yöndedir?

İster olumlu ister olumsuz, gelecekte olabileceklere dair beklentilerimiz gelecekte yaşayacaklarımıza sanki bir ön hazırlık niteliğseafoodplus.infoılık sonrası beklentilerimiz ne yöndedir? Ayrılık tecrübesinde kadınlar ayrılmadan bu durumun getireceği duygusal, fiziksel ve ekonomik durumu öngörerek adeta bir ön hazırlık yapabilmektedirler. Gelecekte olabileceklere karşı umutlarımız yıkıldığında, planlarımız alt üst olduğunda çoğumuz yıkılırız. Gelecekle ilgili beklentilerimiz negatif olduğunda, gerçekleştiğinde bunu yaşamak daha kolay olur. Çünkü zihinde bunun bir provasını yapmış olursun. Sonsuza kadar sürmeyeceğinden emin olursun.

Kadınlar ilişkileri hakkında erkeklerden daha çok ilgilidirler. İster mutluluk, isterse mutsuzluk durumunda, yaşadıklarına daha çok odaklanırlar. İlişkisini uzun dönemde ne kadar pozitif hayal ediyorsa ilişkilerine zihinsel ve duygusal enerjilerini daha çok yatırırlar. Negatifte de aynısını.

Ayrılık Sonrası Duygusal Fiziksel Acı

Ayrılık sonrası duygusal ve fiziksel acı hakkında bir araştırmadan söz edeceğim. 96 farklı ülkede ’e yakın katılımcının incelendiği bir araştırmada kadınların ayrılığa karşı ani ve daha fazla duygusal ve fiziksel acı hissettiklerini bulgulamıştır.

Evrimsel biyoloji üzerine yapılan araştırmalar kadınların yeni bir partneri seçme konusunda daha temkinli olduklarını göstermiştir. Çünkü kadınlar çocuk yetiştirmeye daha çok fiziksel ve duygusal enerji yatırmaktadırlar. Diğer bütün memelilerde olduğu gibi genlerimize göre hareket ediyoruz. Kadınlar partner seçimi konusunda bir erkeğe göre daha dikkatli davranırlar. İlişkileri üzerine beyinleri daha güçlü çalışır. Bu yüzden ayrılığa karşı daha fazla acı hissederler.

Araştırmalar her ne kadar başlangıçta kadınların duygusal acılarının yüksek olduğunu gösterse de, süreçte kadınlar daha çabuk toparlıyorlar. Onlar acıyı keskin, dibine kadar yaşarken kısa sürede üstesinden gelebiliyor. Kadınlar, “çalışmayan organı acıya rağmen kes ve yoluna bak” eğiliminde olurlar. Kadınlar kontağı bir kez kapattıklarında, eski ilişkilerine, eski partnerlerine geri dönmekte isteksiz oluyorlar. Geçmişe bakmak istemiyorlar. İyi ve kötü zamanlar, tecrübelerini paylaştığı her şey zihninde giderek silikleşmeye başlar. Bir ilişkinin bitişinin hemen ardından, eski anıları, tekrar tekrar anımsayarak bunların hissettirdiklerini tekrar tekrar yaşarlar. Ayrılık acısını yeniden yaşadıktan sonra etkisi giderek azalır. Bir nevi sistemik duyarsızlaşma yaşarlar.

Bir ilişki sonlandığında, artık beyninde eski ilişkiye dair herhangi bir hareket israf gibidir kadın için. Bu yüzden kadınlar eski eşlerinin yazdığı mesajları, resimleri, her türlü iletişim bilgilerini silip yok ederler. Eski sevgiliyi hiç tanımadığı birine dönüştürür. Kadınlar daha kolay bitirebilir. Bir ilişki bitmişse bitmiştir. Oysa bir erkek için birazdan anlatacağım, ‘ben bitti demeden bitmez’ der. Kadın yoluna daha kolay devam edebilir. Sevgililikten tanımadığı bir yabancıya dönüştürür onun için eski sevgilisi.

Erkeklerin Ayrılık Tepkileri

Erkeklerin ayrılık tepkileri kadınlardan farklıdır.  Kadınlar kadar ilişkileri hakkında düşünme eğiliminde değildir. Beyinleri ilişki üzerine daha az aktiftir. Geçmişi çok düşünmez, kolay hatırlamaz ve gelecekle ilgili planlar yapmaz. Geçmişte ne yaşadıkları ve gelecekte ne olacağıyla ilgili düşünmezler. Bu yüzden ayrılık gerçekleştiğinde kendilerini özgür hissederler. Ne isterse yapabileceğini inanırlar. Hemen gönüllerini eğlendirmeye, alkole, maddeye vurabilirler. Orda burada bir başka partner aramaya başlarlar. Bütün erkekler böyle davranıyor diyemeyiz tabii ki. Arada istisnalar çıkabilir. Burada söylediklerim genel geçer durumlardır.

Erkekler ayrılığın hemen ardından kadınlar gibi ani, yoğun acı ve duygusal yoksunluk yaşamazlar. Sonlanmış ilişkisine dair geçmiş duygular, anılar ve tecrübeler çok sonradan fark edilmeye başlar. Neden bazı erkekler eski eşlerine ve sevgililerine aylar yıllar sonra özlem duyabilir? Onu tekrar isteyebilir? Çoğu erkek o şimdi ne yapıyor, kiminle birlikte diye eski eşini takip etmekten kendini alamıyor. Ayrılık sonrası erkekler daha çok özlem duyar, kaybettikleri ilişkiye daha fazla düşünür olurlar. Bu bazen şaşırtıcı derecede uzun sürebilir. Kadınların aksine.

İnsan toplumunda partner arayışını erkekler yapar. Kadın her zaman tercih edilen taraftır.  Yeni bir partner arayışındaki erkek, girdiği rekabette birkaç kez yenilgi yaşayınca eski ilişkisine dair duygusal bağlantı kurmaya başlar. Eski eşin üzerinde daha fazla düşünmeye başlar. Onu kaybetmenin yasını daha derin hissetmeye başlar. Onun yerine bir başkasını koyamayacağını hissetmeye başlar. Bu yüzden erkekler için çok sonradan eski ilişkiye dönmek yaygındır. Tabi karşıda kabul eden birisi varsa.

Erkekler Ayrılığı Kolay Atlatamazlar

Erkekler ayrılığı kolay atlatamazlar. duygularını hissetme ve yansıtma noktasında zorluk yaşadıklarından, kadınlar kadar kolay atlatamazlar ayrılığı. Daha çok özlem duyarlar ve daha önce yaşadıklarını anımsayınca canlarını daha çok yanar. Eski ilişkisi bitmemiş iştir. Bir türlü bırakıp yoluna gidemez. İçindeki kayıp, yas ve üzüntü yeni bir ilişkiye girmesine engel olur. Çoğu erkek yıllar geçse de eski eşine mesaj atmaktan kendini alıkoyamaz. Erkeklerin ayrılık stili “dön ve arkana bakma git” yerine, “umut et ve elbet bir gün döner” beklentisi içinde olur.

Buraya kadar kadın ve erkeklerin ayrılığa karşı verdikleri tepkilerin farklılıklarını anlatmaya çalıştım.  Bunları dinlediysen saçma bulabilirsin. Ben böyle birini görmedim, böyle bir kadın, böyle bir adamı tanımadım diyebilirsin. Burada anlattıklarımı kendi terapi deneyimimdendir. Evlilik terapi süreçleri ve ayrılık boşanmayla ilgili yapılan araştırmaların sonuçlarına dayanarak anlatıyorum. Elbette burada anlattıklarımın tersi yönde ayrılık tepkisi veren kadın ve erkeklerle karşılaşmadım değil. Her birey eşsiz ve farklıdır. Dahil olduğu ilişkide kendi özünü barındırır. Kendi dinamiklerini yaşatır.

Bir ilişkinin sonlanmasına verilen tepkileri sadece cinsiyete dayalı olarak açıklamak yeterli olmayabilir. Çünkü ayrılık ve kayıp duygusu parmak izi gibidir. Bir çok yönü vardır. Bu videomda kadınlar ve erkeklerin cinsiyete göre farklılıklarını konuşmuş oldum. Ancak ayrılık herkesin canını yakar. Herkesi farklı şekilde süründürür. Bu gerçeği düşünerek ayrılığa verdiğiniz duygusal tepkileri daha iyi fark edebilir, anlayabilirsin diye düşünüyorum.

Ayrılık Travması Nasıl Atlatılır?

Anlattığım bütün bu farklılıklara rağmen ayrılık travması nasıl atlatılır? Altını çizmemiz gereken bir nokta var. Kadın ve erkeğin farklı zamanlarda benzer duyguları düşünceleri yaşadıklarıdır. Temel farklılık, üzüntüyü, yası ve kaybı ele alış şekillerindedir. Ayrılıkla nasıl baş edebileceği ile ilgili tavsiyeler her iki cinsiyet içinde aynıdır. Ayrıklık hakkında konuşarak, yazarak, meditasyon yaparak, (bu ne kadar uzun sürse de) ayrılığın neden sonlandığının ve ayrılığı kabullenmeye erişmenin kendi yolunu bulmaktır. Ayrılık sonrası insanlarla daha çok vakit geçirebilirsin. Sana destek olacak, seni cesaretlendirecek, yanında yakınında seninle birlikte anı yaşayacak insanlarla ol. Hazır hissetmeden asla yeni bir ilişkiye kendini zorlama. Kendini sosyal aktivitelere vererek kendi duygularını tartabilirsin. Kendine karşı merhametli ol ve kendine yatırım yap. Bu fırsatı yakala.

Ayrılık Sonrası Kadın ve Erkekte Sosyallik

Ayrılık sonrası kadın ve erkekte sosyallik nasıldır? Kadınlarsosyal ilişkilerine daha çok yatırım yaparlar. Ailesi ve arkadaşlarıyla ayrılık sonrası daha çok zaman geçirirler. Erkeklerse aşk acısının atlatmak için daha çok aktif olur ve kendilerini işe etkinliklere verirler. Kadın dışarda ailesinden ve arkadaşlarından sosyal destek ararken, erkekler kendilerini meşgul edecek bir şeyler bulurlar. Kadınlar duygusal bağlantıyla, erkekler işle, hareketle baş etmeye çalışırlar. Kısacası kadınlar daha fazla sosyalleşerek, erkeklerse farklı sporlara, farklı etkinliklere bir tatile gitmeye ya da yeni bir ilişkiye girme eğiliminde oluyorlar.

Ayrılıkla Baş Etme Yöntemleri

Peki hangisinin ayrılıkla baş etme yöntemleri etkilidir? Dürüst olmak gerekirse, ne kadar hızlı toparlanıp normal yaşama dönebiliyorsan ona bakmak lazım. Yaşamı sevebiliyorsan ve kendini iyi hissedebiliyorsan bunu nasıl yaptığın sana bağlı. Ayrılığın kaybın yasını erkek ve kadın farklı yaşarlar. Farklı yöntemlerle baş etmeye çalışsalar da, her ikisi de kayıp ve yas duygusunu benzer şekilde tecrübe ederler. Asıl mesele, kayıp ve yas duygularını yeterince sindirebilmek, ayrılık gerçeğini kabullenebilmektir. Ayrılığın ve kaybın yasını yeterince tutabilmektir.

© Klinik Psikolog-Psikoterapist, Ali Bıçak, Her Hakkı Saklıdır.

seafoodplus.info içeriğini sürekli yeniler, yeni içerikler üretmeye devam eder. 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir