türk adının geçtiği ilk türkçe metin hangisidir / Türk (etimoloji) - Vikipedi

Türk Adının Geçtiği Ilk Türkçe Metin Hangisidir

türk adının geçtiği ilk türkçe metin hangisidir

BENGÜTAŞ EDEBİYATI

Türk adının, Türk Milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metin İlk Türk târihi Taşlar üzerine yazılmış tarih Türk devlet adamlarının millete hesap vermesi, milletle hesaplaşması Devlet ve milletin karşılıklı vazifeleri Türk nizamının, Türk töresinin, Türk medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün büyük vesikası Türk askerî dehâsının, Türk askerlik san'atının esasları Türk gururunun ilâhi yüksekliği Türk feragat ve faziletinin büyük örneği Türk içtimaî hayatının ulvî tablosu Türk Edebiyatının ilk şaheseri Türk hitabet san'atının erişilmez şaheseri Hükümdarâne edâ ve ihtişamla hitap tarzı Yalın ve keskin üslûbun şaşırtıcı numunesi Türk milliyetçiliğinin temel kitabı Bir kavmi bir millet yapabilecek eser Asırlar içinden millî istikameti aydınlatan ışık Türk dilinin mübarek kaynağı Türk yazı dilinin ilk, fakat harikulade işlek örneği Türk yazı dilinin başlangıcını milâdın ilk asırlarına çıkartan delil Türk ordusunun kuruluşunu en az sene öteye götüren vesika Türklüğün en büyük iftihar vesilesi olan eser İnsanlık âleminin sosyal muhteva bakımından en manalı mezar taşları

Muharrem Ergin

Köktürkler çağında çok değişik bir edebiyat vücuda geldi. Bengü taş edebiyatı diye adlandırdığımız bu edebiyat, Türklerin ilk yazılı edebiyatıdır. Bengü taş; ebedî, sonsuz taş demektir. Terim olarak "âbide, anıt" mânâsında kullanılmıştır. Bilhassa kağanların ve devletin ileri gelenlerinin ölümünden sonra, onlar adına bir anıt mabet inşa etmek, içini dışını bezetmek ve anıt mabedin bahçesine de "taş tokıtmak" (yazılı taş diktirmek) Köktürk kağanlığında bir gelenek hâlini almıştı. Diktirilen taşlar üzerine kağanlar, "gönüllerindeki sözleri vurdururlar", bütün milletin ona göre davranmasını isterlerdi. Bu sözlerin taşlar üzerinde ebedî olarak kalacağını ve Türk milletinin sonsuza kadar bunlardan ders alacağını düşündükleri için diktirdikleri taşlara "bengü taş" adını vermişlerdi. Geleneği devam ettiren Uygurlar bengü taş yerine daha çok "bitig" ve "belgü" kelimelerini kullanmışlardı. "Bitig" kelimesi "kitabe, yazıt" mânâsında, "belgü" kelimesi de "nişan, iz, anıt" mânâsmdadır. Uygurlar da bu anıtların ebediyen kalacağını anlatmak üzere "bin yıllık, on bin günlük bitiğimi, belgümü inşa ettirdim" ifadelerini (Moyun Çor Kağan Bitiği, D 21) kullanmışlardır.

Çekoslovakyalı bilgin Lumir Jisl'in arkeolojik keşiflerine göre âbideler bir külliye halinde düzenlenmiştir. Buna göre, meselâ Köl Tigin bengü taş ve anıt mabedinin vaziyeti şöyledir:

Bengü taş, heykeller ve anıt mabet, etrafı duvarlarla çevrili bir alan içindedir. metrekarelik alanın uzun kenarı, kısa kenarı 28,25 metredir, alanın doğusunda, 3-öteden başlayan, ikişer buçuk metrelik arayla dikilmiş taş balballar zinciri bizi alana götürür. Duvarın etrafını da dolanan taş balballar, Köl Tigin'in öldürdüğü düşmanları temsil eder. Alan, doğudan batıya doğru uzanır. Balbalları takip ederek doğu duvarına yaklaştığımız zaman. genişliğindeki kaldırıma çıkarak, iki yanında mermerden iki koç heykelinin bulunduğugenişliğindeki kapıdan alana gireriz. Alanın tabanı, pişmiş topraktan döşeme taşlarıyla döşenmiştir.

Giriş kapısındanötede mermerden bir kaplumbağa üzerinde mermerden bengü taş yükselmektedir. Kaplumbağa ile birlikte yüksekliği beş metreyi aşan bengü taşın üzerinde kiremitle kaplı bir çatı bulunur. Çatıyı, kaplumbağa kaidenin dört köşesine yerleştirilmiş ağaç sütunlar tutmaktadır. Bengü taşın üzerindeki ebedi yazıları okuduktan sonra batıdaki anıt mabede doğru uzanan ihtiram yoluna gireriz. Yolun iki yanında Köktürk asillerini temsil eden insan boyundaki erkek ve kadın heykeller, diz çökmüş ve ellerini göğüslerine götürmüş vaziyette büyük kumandanlarının huzurunda saygı duruşunda bulunmaktadırlar. Köktürk asillerinin ortasından ihtiram yolu üzerinde kadar batıya doğru yürüdükten sonra,genişliğinde, iki damlı, üzeri kırmızı kiremitlerle örtülü, kare şeklindeki anıt mabede geliriz. Köktürklerin "bark" dedikleri mabedin içine girince kendimizi birdenbire bir savaş sahnesinin ortasında buluruz. Duvarlar boydan boya Köl Tigin'in kahramanlığını gösteren fresklerle ve kabartma resimlerle süslenmiştir. Duvarlara ayrıca, pişmiş topraktan yapılmış ejder ve insan maskları asılmıştır. Mabedin tam ortasında, yine kare şeklinde 20 metrekarelik bir iç bina vardır. Burası mukaddes ocaktır. Mukaddes ocağı dolaşarak mabedin arka (batı) tarafına gelince kabartma resimlerle süslenmiş granitten bir lâhitle karşılaşırız. Yine orada bir kurban çukuru ve kurban çukurunun arkasında mermer bloklar üzerinde Köl Tigin'in ve karısının beyaz mermerden yapılmış heykelleri vardır. Mabedin iç duvarlar ma dayanmış olan iki yaver onlara bakmaktadır. Köl Tigin ve karısı sol ellerini sol dizlerine dayamış va ziyettedirler. Köl Tigin'in başında beş dişli bir tac ve tacın üzerinde kanatlarını açmış bir kartal kabartması vardır.

Bengü taşlarda kullanılan yazı; İskandinavya'nın eski run yazısına benzediği için batı ilim âleminde "runik" diye adlandırılan Köktürk yazısıdır. Yukarıdan aşağıya veya sağdan sola doğru yazılır. Harfler bitiştirilmez. Kelimeler, bazen de kelime grupları, üstüste konmuş iki nokta ile birbirinden ayrılır. Köl Tigin ve Bilge Kağan bengü taşlarında metinler, yukarıdan aşağıya doğru yazılmış ve satırlar sağdan sola doğru dizilmiştir. Alfabe, dördü ünlü (sesli) olmak üzere otuz sekiz harften meydana gelmiştir. A-e sesleri bir harfle, ı-i, o-u, ö-ü sesleri de birer harfle gösterilir. Kalın ve ince ünlüler (a-e, ı-i) için birer harf olmasma karşılık; b, d, g, k, l, n, r, s, t, y sesleri için kalınlarda ve incelerde ayrı olmak üzere ikişer harf vardır. Böylece meselâ kalın b'nin yanındaki ünlü harf a, ince b'nin yanındaki e okunmakta ve karışıklık olmamaktadır. Yani Köktürk alfabesi, Türkçenin tarih boyunca hiç değişmemiş bulunan büyük ünlü (sesli) uyumu dikkate alınarak düzenlenmiş bir alfabedir, o-u ve ö-ü seslerini ise birbirinden ayırmak mümkün olmamaktadır, ç, m, ng, ny, p, ş, z seslerinin kalın incesi ayırdedilmemiş, bunlar birer harfle gösterilmiştir. Köktürk alfabesinde ayrıca ık, iç, ok, ök, İt, nt, nç gibi çift sesli harfler de vardır

Alfabenin menşei konusunda bilginler arasında birlik yoktur. Thomsen Köktürk yazısının, Samî kaynaklı bir alfabe olan Ârâmî alfabesinden çıktığını ve İran yoluyla Türklere geçtiğini ileri sürmüştür. Bâzı bilginler bu yazıyı Pehlevî yazısına bağlamaktadırlar. Aristov ve Palivanov, Köktürk harflerinin Türk damgalarından çıktığı görüşündedirler. Hüseyin Namık Orkun ve Ahmet Caferoğlu da bu görüşe katılmaktadır. Bazı yabancı tesirler bulunsa da bu alfabenin Türkler tarafından icat edildiği muhakkaktır.

Bengü taşlar bulundukları yerlere göre dört grupta toplanır: Moğolistan, Yenisey, Talaş ve Kazakistan bengü taşları

Ait oldukları tarihî çağlara göre bengü taşları üç grupta incelemek mümkündür: Köktürk, Uygur, Kırgız.

Köktürk Bengü Taşları

Köktürkler çağına ait olan bengü taşlar şunlardır:

1. Bugut (Mahan Kağan)

2. Çoyrın

3. Hoytu Tamir

4. Ongin (İşbara Tamgan Tarkan)

5. İhe-Huşotu (Köl İç Çor)

6. İhe-Aşete (Altun Tamgan Tarkan)

7. Bayın Çokto (Tonyukuk)

8. Birinci Orhun (Köl Tigin)

9. İkinci Orhun (Bilge Kağan)

Nalahya

İhe-Nûr

Hangiday

Talaş.

Bunlardan sadece Bugut bengü taşı, Soğdakça yazılmıştır ve birinci Köktürk çağına aittir. 'da bir Moğol arkeologu tarafından Bugut şehri yakınlarında bulunan ve yılı civarında dikildiğini tahmin ettiğimiz bu anıt, yabancı bir dille yazılmış olmasına rağmen bazı bakımlardan Orhun âbidelerini andırmaktadır. Orhun âbidelerinde olduğu gibi burada da Türk kağanının bütün dün yayı idare ettiği kabul edilmekte ve "yoksul milleti zenginleştirmek, aç milleti doyurmak" şeklindeki sosyal anlayış, kağanın görevleri arasında yer almaktadır. Ancak Bugut bengü taşmda, devletin ve hanedanın ileri gelenlerinin oluşturduğu bir meclis, bu görevi kağana hatırlatmaktadır. Diğer işlerde de kağan aynı meclisin fikrini almaktadır. Çok dikkat çekici bir nokta kağanın önemli işlerde atalarının ruhuna da danışmasıdır. Burada budizmi kabul etmek için Taspar Kağan, büyük atası Bunun Kağan'm mukaddes mezarına hitap etmektedir. Bugut yazıtında kağanların admdan önce geçen "tengri" sıfatı da dikkate değer. yıllarında dikilmiş olan Ongin âbidesinde de Bilge Kağan'dan "Tengri Bilge Kağan" diye bahsedilmektedir. (Sağ taraf- 2. satır). "Semavî" olarak tercüme ettiğimiz bu kelime, "Gök Tanrı'ya ait" şeklinde anlaşılmalıdır. Buna göre kağan ile Gök Tanrı arasında ilâhi bir münasebet düşünülmektedir. Köl Tigini ve Bilge Kağan âbidelerindeki "Tengri teg tengride bolmış" sıfatı da aynı inanışı ifade etmektedir. Köktürkler tarafından dikildiği ilk satırında ifade edilen ve Mahan Tigin adına inşa ettirildiği tahmin edilen Bugut bengü taşı da Orhun âbideleri gibi kaplumbağa şeklindeki bir kaide üzerine oturtulmuştur.yüksekliğindeki âbidenin üst kısmında, belden yukarısı kurt, belden aşağısı insan olan bir kabartma vardır.

Çoyrın bengü taşının yılları arasında dikildiği tahmin edilmektedir. Eğer bu tahmin doğruysa, altı satırlık bu taş, Türkçe yazılmış olan ve Köktürk harflerinin kıllanılmış bulunduğu ilk metin olmaktadır.

Hoytu Tamir bölgesinde bulunmuş olan Köktürk yazılı metinleri, diğerlerinden farklı olarak, dikili taş üzerine değil, kayalar üzerine yazılmıştır. On parçadan ve toplam olarak 39 satırdan ibarettir. Metinlerde Tarduş'ların başı Köl İç Çor'un Türgişlerle savaşması ve Beş Balık'a yapılan seferden bahsedilmektedir. Bazı araştırıcılar bu metinleri tarihlerine, dolayısıyla Uygurlara ait kabul etmekte ise de biz bu yazıların tarihleri arasında yazıldığını tahmin etmekteyiz.

tarihlerinde dikilmiş olan Ongin âbidesi, Bilge İşbara Tamgan Tarkan adlı bir beğin ve babası İl İtmiş Yabgu'nun; İlteriş ve Bilge Kağan zamanlarında Türk milleti için nasıl çalıştıklarını ve düşmanla savaştıklarını anlatır. Bu âbidede "kağana bağlılık" fikri veciz bir şekilde işlenmektedir, işbara Tamgan Tarkan, kardeşlerine ve oğullarına 'İjabamız İlteriş Kağandan ayrılmadı ve yanılmadı. Biz de semavî Bilge Kağan'dan ayrılmayalım, şaşırmayalım" diye öğüt vermektedir. Abidede ayrıca, Köl Tigin ve Bilge Kağan âbidelerindeki gibi keskin bir üslûp ve kahramanca bir edâ vardır. Meselâ Bumin Kağan'ın fetihleri, "ecdadımız Yanı (Bunun?) Kağan, dört bir yanı kısmış, yığmış, yaymış, basmış" şeklinde dört fiille, en kısa ve kesin bir ifadeyle anlatılmış oluyor.

Köl İç Çor bengü taşı yılları arasında dikilmiştir. Tarduşların başı olan İşbara Bilge Köl İç Çor'un savaşlardaki yiğitliğini anlatmaktadır. İşbara Bilge Köl İç Çor, Bilge Kağan zamanında Tarduşlar üzerine şad olarak tayin edilmiştir ve bu hususu, Bilge Kağan âbidesinde de yer almaktadır. Köl İç Çor'un savaşlardaki yiğitliğini anlatan satırlar, Köl Tigin bengü taşında Köl Tigin için anlatılanlara çok benzemektedir. Köl İç Çor da Köl Tigin gibi "atma binip boğa gibi hücum etmekte ve düşman erlerini mızraklamaktadır." Bengü taşın sonunda, Kartuklarla yapılan savaşta Köl İç Çor'un öldüğü ifade edilmektedir. Satırlardaki pek çok eksik yerlere rağmen Köl İç Çor'un yoğ merasiminde, hanedan üyesi prenslerin ve birçok kavimlerin temsilcilerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.

İhe-Aşete bengü taşı, Altun Tamgan Tarkan adına, tahminen yılında dikilmiş on satırlık küçük bir yazıttır.

Umumî olarak "Orhun Âbideleri" diye adlandırılan Tonyukuk, Köl Tigin ve Bilge Kağan bengü taşları, bengü taş edebiyatının en uzun ve en mükemmel örnekleridir.

Tonyukuk bengü taşı yılları arasında dikilmiştir. Bengü taşı diktiren ve üzerindeki yazıları yazdıran doğrudan doğruya Bilge Tonyuyuk'tur. Bengü taşta Türk milletinin Çin tutsaklığından kurtuluşu ve İlteriş Kağan zamanında Köktürklerin Oğuzlarla, Kırgızlarla, On Oklarla ve Çinlilerle yaptığı savaşlar anlatılmakta; bütün bu olaylarda Bilge Tonyukuk'un rolü bilhassa belirtilmektedir.

Bilge Tonyukuk; yılında İlteriş Kağan'm Çin'e isyanı ve Köktürklere istiklâl sağlayan mücadeleleri sırasında onunla birlikte bulunan, İlteriş ve Kapgan Kağan çağlarında başvezirlik ve başkumandanlık yapmış olan büyük bir devlet ve siyaset adamıdır. Çin'de doğmuş, Türk istiklâli için kağanlarla omuz omuza çarpışmış kahraman bir asker; Türk devletinin politikasına uzun zaman yön vermiş akıllı ve hikmet sahibi bir devlet adamıdır. Bilge Kağan'm kayınpederi de olan Bilge Tonyukuk, tahminen yıllarında ölmüştür.

Bilge Tonyukuk, Türk hâtıra edebiyatının ilk temsilcisi ve ilk Türk tarihçisidir. İki parça hâlindeki bengü taşmda, içinde bulunduğu olayları sade ve san'atsız bir şekilde, halk diliyle anlatır. Vak'aları sözü uzatmadan, ana çizgileriyle verir; yeri geldikçe milletin ders alması için öğütlerde bulunur. Zaman zaman ata sözlerine ve deyimlere başvurur.

21 Ağustos tarihinde Bilge Kağan tarafından diktirilen Köl Tigin bengü taşı; Köktürklerin şevket devrini, daha sonra nasıl zayıflayıp Çin'e tutsak olduklarını, Çin esaretinden nasıl kurtulduklarını ve nihayet Köl Tigin'in kahramanlıklarla dolu hayatını anlatır. Köl Tigin, İlteriş Kağan'ın oğlu ve Bilge Kağan'ın küçük kardeşidir. Amcaları Kapgan Kağan'ın ölümünden sonra Köl Tigin, tertiplediği bir ihtilâlle Bilge Kağan'ı Türk tahtına oturtmuştur. Bilge Kağan çağında Türk orduları başkumandanı olan ve Çin Denizinden Demir Kapı'ya, Tibet'ten Sibirya bozkırlarına kadar uzanan geniş alandaki pek çok kavim üzerine yapılan yirmiyi aşkın seferi idare eden, düşman orduları içine dalıp daima ön safta vuruşan Köl Tigin, Türk tarihinin en büyük kahramanlarından biridir. Dokuz Oğuzlarla yapılan bir savaşta, 27 Şubat tarihinde 47 yaşında iken ölmüştür. Köl Tigin'in 1 Kasım 'de yapılan yoğ (cenaze) törenine Kıtaylar, Tatabılar, Çinliler, Tibetliler- Soğdaklar- İranlılar, Buharalılar, On Oklar ve Kırgızlar general veya vezir seviyesinde temsilcilerle iştirak ettiler. Çin kağanı, on bin parça ipekli, altın ve gümüş gönderdikten başka, ye ğenini de anıt mabet ve bengü taş yapımında bu lunmak üzere yolladı.

Bilge Kağan'ın ağzından yazılmış olmakla beraber Köl Tigin bengü taşının yazarı Yollug Tigin'dir. Yollug Tigin bu hususu, bengü taşın sonunda "bunca yazıyı Köl Tigin'in 'atı'sı Yollug Tigin ben yazdım. Yirmi gün oturup bu taşa, bu eve hep ben, Yollug Tigin, yazdım" diyerek anlatmaktadır. Türk Edebiyatının san'atkârâne bir üslûpla yazılmış ilk eseri olan bu âbidenin müellifi Yollug Tigin de Köktürk hanedanından bir prensti. Bengü taşta kendisinden "Köl Tigin atisi" diye bahseden Yollug Tigin hakkında fazla bir bilgiye sahip değiliz. "Atı" kelimesine bazı araştırıcılar "yeğen" bazı araştırıcılar ise "hoca" mânâsını vermektedirler.

Köl Tigin bengü taşında, Muharrem Ergin'in belirttiği gibi "yalın ve keskin bir üslûp, hükümdârâne bir edâ ve ihtişamlı bir hitap tarzı" vardır. Bengü taşın daha ilk satırlarında âdeta göklerden gelen muhteşem bir sesleniş, asırları delip geçerek ruhumuzu titretir:

Tengri teg tengride bolmış Türk Bilge Kağan bu ödke oturtum.Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağan bu devirde tahta oturdum.

Sabımın tükedi eşidgil!Sözümü sonuna kadar dinle!

Ulayı ini yigünüm, oğlanım!Önce kardeşlerim, çocuklarım!

Biriki oguşum, bodunum!Bütün soyum, milletim!

Biriye şad, apat begler; yırıya tarkat, buyruk begler!Güneydeki şadlar, apalar; kuzeydeki tarkanlar, buyruk begler!

Otuz Tatar, Tokuz Oğuz begleri, bodunu!Otuz Tatar, Dokuz Oğuz beğleri, milleti!

Bu sabımın edgüti eşid, katıgdı tıngla!Bu sözümü iyice işit, iyice dinle!

İlgerü kün togsıkka, birigeri kün ortusmgaru; kurıgaru kün batsıkınga, yırıgaru tün ortusıngaru... Doğuda gün doğusuna, güneyde gün ortasına kadar; batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar

Anda içreki bodun kop manga körür.Bu alan içindeki millet hep bana bağlıdır.

Bunca bodun kop itdim.Bunca milleti hep düzenledim.

Ol amtı anyıg yok.Artık kötülük yok.

Türk kağan Ötüken yış olursar ilte bung yokTürk kağanı Ötüken ormanında oturdukça ülkede sıkıntı olmayacak.

Satırlar ilerledikçe semavî bir yücelik benliğimizi sarar:

Üze kök tengri, asra yağız bir kılındukda ikin ara kişi oglı kılınmış.Üstte mavi gök, altta kara yeryaratıldığında ikisi arasında insan oğlu yaratılmış.

Kişi oglında üze eçüm apam Bunun Kağan, İstemi Kağan olurmış.İnsanoğulları üstüne atalarım Bumın Kağan, İstemi Kağan hükümdar olmuş.

Olurupan türk bodunung ilin törüsin tuta birmiş iti birmiş.Hükümdar olup Türk milletinin ilini, töresini tutmuş, düzenlemiş.

Tört bulung kop yağı ermiş.Dört bir yan hep düşman imiş.

Sü sülepen tört bulungdaki bodunung kopalmış, kop baz kılmış.Ordu yürütüp dört bir yandaki milleti hep almış, hepsini tutsak kılmış.

Başlıgıg yükündürmiş, tizligig sökürmiş.Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş.

Köl Tigin'in ölümü üzerine Bilge Kağan'ın ağzından ifâde edilen parça, Türk Edebiyatında lirizmin ilk örneği sayılmak gerekir:

İnim Köl Tigin kergek boldı.Kardeşim Köl Tigin vefat etti.

Özüm sakındım.Ben düşündüm.

Körür közüm körmez teg, bilir biligim bilmez teg boldı.Görür gözüm görmez gibi, bilir aklım bilmez gibi oldu.

Özüm sakındım.Düşündüm.

Öd Tengri yaşar, kişi oglı kop ölgeli törümiş.Ebedî olarak Tanrı yaşar, kişi oğlu hep ölmek için yaratılmış.

Anca sakındım.Böylece düşündüm.

Közde yaş kelser tıda, köngülte sıgıt kelser yanduru sakındım.Gözden yaş gelse önleyerek, gönülden çığlık gelse geri çevirerek düşündüm.

Katıgdı sakındım.İyice düşündüm.

İki şad ulayu ini yigünüm, oğlanım, beglerim, bodunum közi kaşı yablak boldaçı tip sakındım.İki şadın, öteki kardeş ve yeğenlerimin, çocuklarımın, beglerim ve milletimin gözü kaşı kötü olacak diye düşündüm.

Bu ifadelerde lirizmin yanı sıra tirajik bir durum da yer almaktadır. Bilge Kağan; Türk milleti için olduğu kadar, kendisi için de çok büyük bir mânâ ve değer ifade eden kahraman kardeşi Köl Tigin'in ölümü üzerine gözünden yaşlar dökmek, haykırıp feryat etmek istemekte; fakat işgal ettiği kağanlık mevkii; bütün yakınlarının, beğlerinin ve milletinin üzerindeki sorumluluğu buna mâni olmaktadır. Böyle bir tirajik hâlin birkaç kelime içinde, bu kadar veciz olarak anlatılması, edebiyatımızın ilk yazılı örnekleri için çok yüksek bir edebî değer ifade eder.

Bilge Kağan bengü taşı, oğlu tarafından yılının sonlarında diktirilmiştir. Bilge Kağan bengü taşının birçok yeri Köl Tigin'inki ile aynıdır. Bu satırlarda da Köktürklerin Bumın ve İstemi Kağan zamanlarındaki şevket devri, sonra Çin'e nasıl tutsak olunduğu, Çin esaretinden nasıl kurtulunduğu anlatılır. Daha sonra Bilge Kağan'ın savaşları ve Türk milleti için yaptıkları yer alır.

Bilge Kağan, yılları arasında 18 yıl devletimizi idare etmiş olan hükümdardır. İlteriş Kağan'ın oğlu, Kapgan Kağan'ın yeğeni, Köl Tigin'in ağabeyi, Tonyukuk'un damadıdır. Kağan olmadan önce Tarduşlar üzerinde şadlık yapmıştır. Nalahya (Ulan Bator kiremit yazıtı) ile İhe Nûr kitabeleri, çok küçük yazıtlardır. Nalahya yazıtında "ıduk yir sub (mukaddes yer su)", "Kan Tengri (Han Tanrı)" ve "Umay Katun (Kraliçe Umay)" terimleri geçmektedir. Buradan Gök Tanrı'nın kağan, Umay'm katun (kraliçe) olarak tasavvur edildiğimânâsı çıkmaktadır. Her iki yazıtın civarında meydana getirildiği tahmin edilmektedir.

Hangiday yazıtı, Hangiday dağında, kaya üzerine yazılmıştır ve dört satırdır.

Talaş yazıtları, beş parçadan ve 21 satırdan ibarettir. Eski Talaş şehrine, şimdiki Evliya Ata'dan bulunduğu için Batı Köktürklere (Türgişlere) ait olduğu kabul edilmektedir

Uygur Bengü Taşları

Uygurlar çağma ait bengü taşları şunlardır:

funduszeue.info

2. Tes

3. Sine -Usu (Tengride Bolmış İl İtmiş Bilge Kagan-Moyun Çor)

4. Kara Balgasun

5. Gürbelcin

6. Somon-Tes

7. Somon-Sevrey

Taryat bengü taşı üç parça hâlinde, 29 satırdan ibarettir. tarihinde Moyun Çor tarafından diktirilmiştir. Yazarı, Bilge Kutlug Tarkan Sengün'dür. Henüz yeteri kadar işlenmemiş olan Taryat bengü taşının bazı satırları Sine-Usu ile aynıdır. Bengü taşta Moyun Çor'un ve babası Köl Bilge'nin savaşları anlatılır.

Yeni bulunmuş olan Tes bengü taşı'nm sadece alt kısmı mevcuttur. yılı civarında, Moyun Çor tarafından diktirilen bu bengü taşta Uygurların atalarından bahsedildiği sanılmaktadır.

Sine-Usu bengü taşı, Tengride Bolmuş İl İtmiş Bilge Kağan (Moyun Çor) adına tarihinde diktirilmiştir. Uygurlara ait bengü taşların en uzunu budur. Taşta 51 uzun satır bulunmaktadır.

Metin, Moyun Çor Kağan'm ağzından yazılmıştır. Köl Bilge Kağan'm oğlu olan Moyun Çor, Uygurların ikinci hükümdarıdır. tarihleri arasında Türk devletinin büyük kağanı olan Moyun Çor'un hayatı mücadeleler içinde geçmiş, sağlığında da, ikisini daha önce zikrettiğimiz (Taryat, Tes) âbideler diktirmiştir.

Moyun Çor bengü taşında 'lardan, Moyun Çor'un öldüğü tarihine kadarki olaylar anlatılır. Uygurların Köktürklerle nasıl ölüm kalım savaşma giriştiklerini ve Köktürklerin Uygurlar tarafından yok edildiğini bengü taşın daha ilk satırlarından öğreniriz. Âbidede daha sonra Karluklarla, Sekiz Oğuzlarla, Dokuz Tatarlarla, Çiklerle, Kırgızlarla ve Basmıllarla yapılan savaşlar anlatılmıştır.

Moyun çor bengü taşı üslûp ve hikâye ediş bakımından Orhun âbidelerine benzer. Ancak Köl Tigin ve Bilge Kağan bengü taşlarmdaki yüksek heyecan, millî şuur ve lirizm bu âbidede yoktur.

Kara Balgasun bengü taşı oldukça muahhardır. Tahminen yıllarında dikilmiştir. Taşta, Türkçe yanında Çince ve Soğdakça metinler de vardır. Yazıtın başındaki "bu Tengriken Ay Tengride Kut Bulmış Alp Bilge Tengri Uygur Kaganıng bitiği" ibaresi okunabilmekte, asıl metin ise çok yıprandığından okunamamaktadır.

Hugunuhan dağında, Gürbelcin bölgesindeki kaya yazıtı üç satırdır. Her satırda da "tengri kulı bitidim (Tanrı kulu yazdım)" ibaresi vardır. Yazıtın 9. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir.

Somon-Tes ve Somon-Sevrey yazıtları yeni bulunmuştur. Somon- Tes bir satır, Somon- Sevrey yedi satırdır. Üzerinde yedi satır da Soğdakça metin bulunan Somon- Sevrey yazıtında Böğü Kağan'm 'de Çin'e yaptığı seferden bahsedilir.

Kırgız Bengü Taşları

Kırgızlara ait olduğu kesin olan bir bengü taş vardır: Suci. 9. yüzyılın ortalarına ait olduğu tahmin edilen bu bengü taş, Boyla Kutlug Yaragan adına dikilmiştir. Bengü taşta, Boyla Kutlug Yaragan'm Kutlug Bağa Tarkan'ın müşaviri olduğu ününün gün doğusundan gün batısına kadar yayıldığı, sayısız at sürülerine sahip bulunduğu anlatılır. Sonunda oğullarına, Tarkan'a hizmet etmeleri öğütlenir.

Yenisey Bengü Taşları

Yenisey bengü taşları, Kırgızların hakim olduğu bölgelerde bulunduğu için umumiyetle Kırgızlara aidiyeti kabul edilmektedir. Fakat Üçüncü Tuba bengü taşında "ben Türgüş ili içinde beğim "; Birinci Bank bengü taşında "Altı Oğuz boyundan on üç yaşında ayrıldım " ibarelerinin geçmesi, sayıları elliyi aşkın olan bu taşların Yenisey bölgesinde yaşayan muhtelif Türk boylarına ait olduğunu düşündürmektedir. Hiçbirinin dikiliş tarihi belli değildir. Taşlardaki yazının Orhun âbidelerine göre daha gayrimuntazam oluşu; bazı araştırıcıları, bunların daha ibtidâi, dolayısiyle daha eski olduğu fikrine götürmüştür. Buna göre Yenisey bengü taşlarının 7., 6., hatta 5. asırlara ait olabileceği düşünülmüştür. Son zamanlarda ise filolojik sebeplere dayanan araştırıcılar, Yenisey bengü taşlarının 8., 9. asırlara ait olduklarını kabul etmeye mütemayildirler.

Umumiyetle mezar taşı olarak dikilmiş bulunan Yenisey yazıtları, bulundukları yerlere göre iki grupta toplanırlar: Abakan ve Tuva.

Abakan bölgesindeki bengü taşlar şunlardır: Kara Üs, Ak Üs, Taş Oba, Yenisey-Tes, Tuba (2 tane), Minusinsk, Uybak (5 tane), Acura, Yenisey-Oya, Altın Köl (2 tane), Abakan ve Ozaçennaya.

Tuva bölgesindeki bengü taşlar da şunlardır: Uyuk -Tarlag, Uyuk-Turan, Uyuk-Arhan, Begire, Kemçik, Çırgakı, Kemçik-Kayabaşı, Ça Köl (11 tane), Ulug Kem-köl Kem, Bank (4 tane), Kezilig-kobu, Tele, Ulug Kem Kem-Ottuk Taş, Kızıl Cıra (2tane), ulug Kem-Kara Su, Elegeş, Tuva (3 tane).

Bu taşların bazıları birkaç kelimelik, çoğu satırlıktır. İçlerinde 10 satırı geçenleri de vardır.

Yenisey bengü taşları sade ve mübalağasız bir dille yazılmıştır. Çoğunlukla yazıt sahibinin kendi ağzından kısa hal tercümesini ve aile efradına, akrabalarına, arkadaşlarına, hükümdarına, ülkesine ve milletine doyamadan bu dünyadan ayrıldığını anlattığı kitabelerde oldukça samimi bir ifâde vardır.

Moğolistan'da son zamanlarda bulunan, muhtemelen Köktürk ve Uygur devirlerine ait olan fakat tarihleri tesbit edilemeyen daha başka taş ve kayalar da vardır. Bunların başlıcaları Aru-Han, Akbaş Dağı (3 tane), Hentey (2 tane), Beger, Kutuk-Ula, Yamanı-Us ve Ulankum yazıtlarıdır. Bunlar çoğunlukla satırlık metinlerdir.

Çeşitli eşyalarda da Köktürk harfli metinlere rastlanmaktadır. Birinin üzerinde "kadırık agırçak (bükülen iğ)" yazılı iki iğ tekerleği Baykal gölündeki Olhon adasında bulunmuştur. Paralar, mühürler, aynalar, gümüş maşrapalar, kemer tokaları ve çeşitli eşyalar üzerinde de Köktürk yazısıyla bir iki kelimelik metinler vardır.

Gerek Moğolistan, gerek Yenisey bölgesinde ve hatta Kazakistan'da devamlı olarak yeni yazıtlar bulunmaktadır. Köktürk harfli irili ufaklı metinlerin adedi bugün 'yi aşmıştır. Bunların bir kısmı çeşitli albüm ve dergilerde tanıtılmış, bir kısmı henüz hiç neşredilmemiştir.

(Büyük Türk Klasikleri’nden alınmıştır.)

Türk (etimoloji)

Kelimenin diğer anlamları için Türk (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.

Türk (Eski Türkçe:&#;𐱅𐰇𐰼𐰰, romanize:&#;Türük, Çince:&#;突厥) sözcüğününköken bilimini, sözcüğün geçirdiği düşünülen süreçleri ve bu ismi kullanan halkları ifade eder.

İlk kullanımı[değiştir

2. Türk adının geçtiği ilk yazılı metin olan Orhun Abideleri; 8. funduszeue.info başlarında Göktürk hü- kümdarı Bilge Kağan ve onun kardeş

Soru:

2. Türk adının geçtiği ilk yazılı metin olan Orhun Abideleri; 8. funduszeue.info başlarında Göktürk hü- kümdarı Bilge Kağan ve onun kardeşi Kül Tigin adına Yollig Tigin tarafından yazılmıştır ve bu abideler yılında Danimarkalı dilbilimci V. Thomsen tarafından ç

2. Türk adının geçtiği ilk yazılı metin olan Orhun Abideleri; 8. funduszeue.info başlarında Göktürk hü- kümdarı Bilge Kağan ve onun kardeşi Kül Tigin adına Yollig Tigin tarafından yazılmıştır ve bu abideler yılında Danimarkalı dilbilimci V. Thomsen tarafından çözülüp dünyaya duyurulmuştur. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdaki seçeneklerin hangisidir? A) Orhun Abideleri'nin yazıldığı alfabe, bir süre sonra unutulmuştur. B) V. Thomsen'den önce Orhun Abideleri'ni çözmeye çalışan dilbilimciler olmuştur.- C) Türklerin varlığı Orhun Abideleri'nden önce bilinmemektedir. + D) Yollig Tigin Göktürk Devleti zamanında yaşamış önemli bir bilim adamıdır.-

TÜRK MİLLETİ İSMİNİN GEÇTİĞİ İLK METİNLER

Türk dili uzmanı Muharrem Ergin, Orhun yazıtları hakkında, “Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metin. İlk Türk tarihi. Taşlar üzerine yazılmış tarih. Türk devlet adamlarının millete hesap vermesi, milletle hesaplaşması. Devlet ve milletin karşılıklı vazifeleri. Türk nizamının, Türk töresinin, Türk medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün büyük vesikası. Türk askeri dehasının, Türk askerlik sanatının esasları. Türk gururunun ilahi yüksekliği. Türk feragat ve faziletinin büyük örneği. Türk içtimai hayatının ulvi tablosu. Türk edebiyatının ilk şaheseri. Türk hitabet sanatının erişilmez şaheseri. Hükümdarane eda ve ihtişamlı hitap tarzı. Yalın ve keskin üslubun şaşırtıcı numunesi. Türk milliyetçiliğinin temel kitabı. Bir kavmi bir millet yapabilecek eser. Asırlar içinden milli istikameti aydınlatan ışık. Türk dilinin mübarek kaynağı. Türk yazı dilini ilk, fakat harikulade işlek örneği. Türk yazı dilini başlangıcını miladın ilk asırlarına çıkartan delil. Türk ordusunun kuruluşunun en az sene öteye götüren vesika. Türklüğün en büyük iftihar vesilesi olan eser. İnsanlık aleminin sosyal muhteva bakımından en manalı mezar taşları. Dünyanın bugün belki de en büyük meselesi olan Çin hakkında sene evvelki Türk ikazı. vs. vs. insanın zihninde işte bu ifadelerin belireceğini” belirtmektedir. Bu tanımlamalar, bizi Orhun yazıtları üzerinde bir çalışma yapmaya yönlendirmiştir.

Avarlara karşı Bumin Kağan önderliğinde ayaklanan Göktürkler, ’de Avarların Moğolistan’daki egemenliğine son vererek I. Göktürk Kağanlığını kurmuşlardır. Bu kağanlık kısa bir süre sonra doğu ve batı olarak üzere ikiye bölünmüştür. ’da Doğu Türk Kağanlığı, ’da Batı Türk Kağanlığı Çinlilerin egemenliğine girerek yıkılmıştır. Ancak, Doğu Türkleri Kutlug adlı bir savaşçının öncülüğünde Çinlilere başkaldırıp, uzun bir savaştan sonra başarı kazanarak, ’de Kutlug’un, İlteriş Kağan sanını alarak tahta geçmesiyle II. Göktürk Kağanlığı kurulmuştur. İlteriş Kağan, ’de ölünce yerine kardeşi Kapgan Kağan geçti. İlteriş, öldüğünde oğulları Bilge ve Kül Tigin yedi sekiz yaşlarındaydı. Kapgan Kağan, ’da ölünce yönetimi onun oğulları almak istedi. Ancak, Bilge ve Kül Tigin kardeşler buna engel olarak amca çocuklarını yönetimden ayıklayarak, babalarının kağanlığına el koydular ve Bilge Kağan, kağan oldu. İki kardeş babalarının ve amcalarının döneminden kalmış yaşlı başyardımcı, Bilge Kağan’ın kaynatası Tonyukuk’un da yardımıyla kağanlığı daha da güçlendirdiler. Sonra, ’de Kül Tigin, ’de de Bilge Kağan öldü. Yaklaşık on yıl sonra, Uygurlar, kağanlığı ele geçirerek, ’de Göktürk egemenliğine son vermiştir.

İşte inceleyeceğimiz Orhun yazıtları, bu Türk kağanlığının Bilge Kağan döneminin ürünleridir. Kül Tigin yazıtını, ağabeyi Bilge Kağan ’de diktirmiş, Bilge Kağan yazıtını ölümünden bir yıl sonra, oğlu olan Tengri Kağan diktirmiştir. Tonyukuk yazıtını ise arasında, Tonyukuk’un kendisi diktirmiştir.

’da Rus bilgini Yadrintsev tarafından Orta Moğolistan’da, Orhon ırmağının eski yatağı yakınında, Koço-Çaydam adlı göl çevresinde bulunan Orhun yazıtları üzerinde ’da Heikel başkanlığında bir Fin, ’de de Radloff başkanlığında bir Rus bilim kurulu çalışmalar yapmıştır. ’te de Danimarkalı V. Thomsen Orhun yazısını çözmeyi başarmıştır. Orhun çevresinde Orhun yazısı ile yazılı bilinen bu önemli üç yazıttan başka Burgut, Çoyren, Esik Taş, Küli Çor, Ongin, Yenisey Mezar yazıtları gibi yazıtlar daha bulunmuştur.

Orhon yazıtları İkinci Doğu Türk Kağanlığı’nın birinci elden, yani Bilge Kağan ile devlet adamı Tonyukuk tarafından yazılmış askeri tarihi gibidir. Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında dünyanın ve insanoğlunun yaratılışına bir tümceyle değinildikten ve Birinci Kağanlığın tarihi genel çizgileriyle kısaca özetlendikten sonra,  İkinci Kağanlığın kuruluştan Kül Tigin’in ’de ölümüne kadarki siyasi ve askeri tarihi ayrıntıları ile anlatılır. Yazıtlardan öğrendiğimize göre Türkler, egemenliklerini korumak için yalnız Çinliler, Kıtaylar, Tangutlar gibi yabancı halklarla değil, Oğuzlar, Kırgızlar, Uygurlar, Türgişler gibi öbür soydaş halklar ve boylarla da pek çok kez savaşmışlardır. Bu durum eski Türklerde “ulus-millet” kavramının olmadığını, yazıtlardaki bodun “halk” sözcüğünün M. Ergin’in anladığı gibi “millet” değil, “boy, kabile, halk” anlamına gelen bir sözcük olduğunu açıkça gösterdiği belirtilmektedir. Tonyukuk’un kendisinin ve Bilge Kağan’ın sağlığında yazdırıp diktirdiği yazıtının içeriği ise öbür yazıtlarınkinden biraz değişiktir. Tonyukuk kendi yazıtında daha çok İlteriş Kağan ile Bilge Kağan’ın amcası Kapgan Kağan’ın başarılarını ve kendi görevlerini anlatır. Bunun nedeni de baş vezir Tonyukuk’un, Kapgan Kağan’a olan bağlılığı olsa gerektir.

KÜL TİGİN YAZITINDA TÜRK SÖZCÜĞÜ

Bu yazıt, kağan olmasında ve kağanlığın güçlenmesinde önemli görevi bulunan kardeşine karşı Bilge Kağan’ın duyduğu gönül borcunun ve kendisini bağlılıkla bir coşkunluğun içine atan olağanüstü etkinin sonsuz bir söylemi olmalıdır. Bilge Kağan, bu tin durumu ile yazıtının yapımında başında oturup, yapıtın tamamlanmasına kendisi gözetmenlik etmiştir. Yazıtlardaki yüce ve kutsal söylem onun ağzından yazılmıştır, yazıtta o konuşmaktadır, yazan odur. Kül Tigin yazıtı, kaplumbağa biçimindeki oyuk bir ayaklık taşına oturtulmuştur. Bulunduğu zaman, bu ayaklığın yanında devrilmiş bulunuyordu. Özellikle devrik durumda yelin etkisinde kalan bölümlerinde bozulmalar ve silintiler olmuştur. Sonradan yerine dikilmiştir. Yüksekliği 3,75 metredir. Özenle yontulmuş, bir tür kireç taşı veya arı olmayan mermerdendir. Yukarıya doğru biraz daralmaktadır. Dört yönlüdür. Doğu ve batı yönlerinin genişliği aşağıda , yukarıda santimdir. Güney ve kuzey yönleri ise aşağıda 46, yukarıda 44 santimdir. Yazıtın üstü bel bağı biçiminde bitmektedir ve yukarı bölümde beş yanlı olmaktadır. Doğu yönünün üstünde kağanın imi vardır. Batı yönü büyük bir Çince yazıyla kaplıdır. Diğer üç yönü Türkçe yazılarla doludur. Yönler arasında kalan ve keskin olmayan yanlarda ve Çince yazının yanında da Orhun yazısı vardır. Doğu yönünde 40, güney ve kuzey yönlerinde 13 dize vardır. Dizeler yukarıdan aşağıya doğru yazılmış ve sağdan sola doğru biçimlendirilmiştir. Dizelerin uzunluğu aşağı yukarı santim kadardır. Bir çizelgeden çıkmış gibi, çok düzenli, düzgün ve güzel harflerle yazılmıştır. Yazıtın Çince bölümünde Türk-Çin dostluğu, Türk kağanlığı ve Kül Tigin övülmekte ve tanıtılmaktadır. En son tarih kaydedilmektedir. Yazıtın çevresinde türbe yıkıntısı, pek çok yontu parçaları ve yazıta çıkan iki yanlı yontular, taşlar dizili 4,5 kilometrelik bir yol bulunmuştur. Bu yontu parçaları arasında son zamanlarda Kül Tigin’in başı ve kadınının gövdesi ve yüzünün bir bölümü de bulunmuştur. Yazıtın ve türbenin yapımında Türk ve Çin yaratıcıları birlikte çalışmışlardır. Yazıtları Bilge Kağan ve Kül Tigin’in yeğeni YollugTigin yazmıştır. Kül Tigin yazıtı Koyun yılının on yedisinde, yani 27 Şubat ’de ölen Kül Tigin’in ya da TiginKül‘ün anısına 21 Ağustos ’de dikilmiştir. Yazıtta Türk sözcüğünü geçtiği dizeler şöyledir;

GÜNEY:

  1. TengriteğTengri de bolmışTürük Bilge Kağan, bu ödkeolurtum….
    (Tanrı gibi Tanrı’dan olmuş Türk Bilge Hakan, bu devirde oturdum.);
  2. …Türük Kağan Ötükenyışolursariltebung yok…
    (Türk hükümdarı Ötüken dağlarında oturur ise ülkede sıkıntı olmaz. )
  3. …Türükbodun, öltüğ! Türükbodun, ölteçisen!…
    (Türk halkı, çok sayıda öldün! Türk halkı, öleceksin! )
  4. …Türükbodunölsikiğ!…
    (Türk halkı, öleceksin! )
  5. …Türükbodun, ölteçisen!…Türükbodun, tokurkak sen: açsıktosıkömezsen; bir todsaraçsıkömez sen…
    (Türk halkı, öleceksin!…Türk halkı, tok gözlüsün: açlığı tokluğu düşünmezsin; bir doyarsan açlığı düşünmezsin. )
  6. …Türükbeğler, bodun, bunıeşidinğ! Türükbodun, tirip il tutsıkıngınbuntaurtum…
    (Türk beyleri, halkı, bunu işitin! Türk halkı, dirilip devlet sahibi olacağını buraya oydum. )
  7. …Türük matı bodun, beğler, bödkekörüğmebeğlergüyangıltaçısiz?…
    (sadık Türk halkı, beyleri, bu devirde bana itaat eden beyler mi yanılacaksınız? )

DOĞU:

  1. …Olurupan, Türükbodunıng ilin törüsin tuta birmiş, iti birmiş.
    (Tahta oturarak, Türk halkının devletini yasalarını yönetivermiş, düzenleyivermişler. )
  2. Oksuz Kök Türük iti ançaolurur ermiş…
    (Pek örgütsüz Gök Türkleri düzene sokarak öylece hüküm sürerlermiş. )
  3. …Türükbodun, illedük ilin ıçgınuıdmış.
    (Türk halkı. Kurduğu devletini elden çıkarıvermiş. )
  4. …TürükbeğlerTürük atın ıttı…
    (Türk beyleri Türk unvanlarını bıraktı. )
  5. …Türük kara kamağbodunançatimiş:…
    (Türk avam kamarası şöyle demiş:… )
  6. … “Türükbodunölüreyin, uruğsıratayın” tir ermiş. Yokadubarır ermiş. Üze TürükTengrisi, Türükıdukyiri-
  7. –subıança etmiş: Türükbodun yok bolmazuntiyin, bodunbolçuntiyin…
    (“Türk halkını öldüreyim, neslini yok edeyim” dermiş. Yok olmak üzereymiş. Yukarıdaki Türk Tanrısı Türk kutsal yer ve su şöyle yapmışlar: Türk halkı yok olmasın diye, halk olsun diye. )
  8. …Türüktörüsünıçgınmışbodunuğeçümapamtörüsinçe yaratmış boşgurmış…
    (Türk örf ve adetlerini bırakmış halkı atalarım dedelerimin töresince yaratmış eğitmiş. )
  9. …Eçim kağan olurupanTürükbodunnuğyiçeitdiyiçeiğitti…
    (Amcam hakan tahta oturup Türk halkını yeniden düzenledi, doyurdu. )
  10. …Türgiş Kağan Türükümiz, bodunumuzerti.
    (Türgiş Hakanı Türk’ümüz, halkımızdı. )
  11. …KurığaruKengüTarmankateğiTürükbodunuğançakonturtumız, ançaetdimiz…
    (Batıda Kengü Tarman’a kadar Türk halkını öylece yerleştirdik, öylece örgütledik. )
  12. …Türük, Oğuz beğleribodun, eşidinğ! Üze tengribasmasar, asra yirtelinmeser, Türükbodun, elingintörüngin kem artatıudaçıerti? Türükbodun, ertinökün!
    (Türk, Oğuz beyleri, halkı, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, Türk halkı, devletini yasalarını kim yıkıp bozabilirdi? Türk halkı, vazgeç nadim ol! )
  13. …Türükbodunuğ atı küsi yok bolmaztiyin, kangımkağanığöğümkatunuğkötürmişTengri, il biriğmeTengri, Türükbodun atı küsi yok bolmazuntiyin, özümin ol Tengri kağan olurtdı, erinç.
    (Türk halkının adı sanı yok olmasın diye, babam hakanı annem hatunu yüceltmiş olan Tanrı, devlet veren Tanrı, Türk halkının adı sanı yok olmasın diye, beni o Tanrı hakan oturttu, hiç şüphesiz. )
  14. Türükbodun üçün tün udımadım, küntüzolurmadım…
    (Türk halkı için gece uyumadım, gündüz oturmadım.)
  15. Türükbeğler, kop bilir siz…
    (Türk beyleri, hepiniz bilirsiniz. )

KUZEY:

  1. Türükbodun adak kamşatdı…
    (Türk halkının ayağı sendeledi. )

BATI:

…Türük Bilge Kağan ayukınga, inim Kül Tiginiğküzedüolurtum…
(Türk Bilge Hakan mülküne, kardeşim Kül Tigin’i gözeterek, hükümdar oturdum. )

Kuzey-Doğu, Güney-Doğu ve Güney-Batı yönlerindeki birer dizelik tümcelerde ve kaplumbağa üzerindeki yazıtta Türk sözcüğü bulunmamaktadır.

BİLGE KAĞAN YAZITINDA TÜRK SÖZCÜĞÜ

Kül Tigin yazıtının bir kilometre uzağındadır. Biçimi, düzeni ve yapısı tamamıyla Kül Tigin yazıtına benzemektedir. Yalnız, bu birkaç santim daha yüksektir. Bu yüzden doğu yönünde 41 ve dar yönlerinde 15’er dize vardır. Bunun da batı yönünde Çince yazı vardır, Çince yazının üstünde ayrıca Türkçe yazı sürmektedir. Çince yazı hemen hemen tamamıyla silinmiştir. Bu yazıtta da Bilge Kağan konuşmaktadır. Zaten, yazıtın kuzey yönünün ilk 8 dizesi Kül Tigin yazıtının güney yönünün; doğu yönünün dizeleri ise Kül Tigin yazıtının doğu yönünün dizelerine benzemektedir. Ayrıca, bu yazıta, Kül Tigin’in ölümünden sonraki olayların eklendiği görülür. Bilge Kağan yazıtı hem devrilmiş, hem de parçalanmıştır. Bu yüzden, bozulma ve silinti bu yazıtta daha çoktur. Bu yazıtı da yeğen YollugTigin yazmıştır. Bu yazıtta da, Bilge Kağan’ın sözlerinin dışında YollugTigin’in yazıt kayıtları ve ekleri yer almaktadır. Bu yazıtın çevresinde de yine türbe yıkıntısı ve daha az olmak üzere yontular, balballar ve taşlar vardır. Bilge Kağan’ın ölümü Bazin’e göre 25 Kasım ’tür. Ölüm töreni ise Domuz yılının beşinci ayının yirmi yedisinde, yani 22 Haziran ’de yapılmıştır. Bunlara göre yazıt, 24 Eylül ’de dikilmiştir. Yazıtın yanındaki küçük yazıt, yazıtı diktiren Tengri Kağan’a aittir. Yazıtta Türk sözcüğünü geçtiği dizeler şöyledir;

KUZEY:

  1. Kül Tigin yazıtının Güney yönündeki 1. dizeyle benzerdir.
  2. Kül Tigin yazıtının Güney yönündeki 3. dizeyle benzerdir.
  3. Kül Tigin yazıtının Güney yönündeki 6. dizeyle benzerdir.
  4. Kül Tigin yazıtının Güney yönündeki 7. ve 8. dizeyle benzerdir.
  5. Kül Tigin yazıtının Güney yönündeki dizeyle benzerdir.
  6. Kök teyenginTürükümebodunumakazganubirtim, iti birtim…
    (gök sincaplarını Türklerime ve halkıma kazanıverdim, ediniverdim. )
  7. Türk beğler, Türükbodunum (………..) at birtim…
    (Türk beyler, Türk halkım (……….) ad verdim. )
  8. Türükbodun, (……….) edgükörteçi sen, ebingekirteçi sen, bungsuzboltaçı sen…
    (Türk halkı, (……….) iyilik göreceksin, evine gireceksin, dertsiz olacaksın. )

DOĞU:

  1. TengriteğTengri yaratmış, Türk Bilge Kağan sabım: KangımTürük Bilge Kağan (……….)…
    (Tanrı gibi, Tahta oturtmuş Türük Bilge Hakan, sözüm: Babam Türk Bilge Hakan (……….) …)
  2. …Olurtukuma, ölteçiçesakınığmaTürükbeğlerbodunögiripsebiniptongıtmışköziyüğerükörti… (Oturduğumda, ölecekmiş gibi düşünceli olan Türk beyleri, halkı kıvanıp sevinip yere eğilmiş gözleri yukarıya baktı. )
  3. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 1. dizeyle benzerdir.
  4. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 4. dizeyle benzerdir.
  5. Kül Tigin yazıtının Doğu tarafındaki yönündeki 6. ve 7. dizeyle benzerdir. Ayrıca, …TabgaçğıbeğlerTabgaç atın tutupanTabgaçkağankakörmiş…
    (Çinlilerin hizmetindeki Türk beyleri Çin unvanlarını alarak Çin imparatoruna tabi olmuşlar. )
  6. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki 8. dizeyle benzerdir.
  7. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki dizeyle benzerdir.
  8. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki dizeyle benzerdir.
  9. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki dizeyle benzerdir.
  10. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki dizeyle benzerdir.
  11. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki dizeyle benzerdir.
  12. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki dizeyle benzerdir.
  13. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki dizeyle benzerdir.
  14. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki dizeyle benzerdir.
  15. Kül Tigin yazıtının Doğu yönündeki dizeyle benzerdir.
  16. Kül Tigin yazıtının Kuzey yönündeki 7. dizeyle benzerdir.
  17. …Tengriyarlıkaduk üçün, men kazgantuk üçün Türükbodunançakazganmış erinç… Türükbodunölteçierti, yok boltaçıerti. Türükbeğlerbodunançasakınıng, ançabiling:…
    (Tanrı buyurduğu için, ben çalışıp kazandığım için Türk halkı öylece kazanmış şüphesiz… Türk halkı ölecekdi, yok olacaktı. Türk beyleri, halkı şöylece düşünün şöylece bilin:… )
  18. …Men özüm kağan olurtukum üçün Türükbodunuğ (……….)i kılmadım…
    (Ben kendim hakan olarak tahta oturduğum için Türk halkını (……….) kılmadım. )
  19. …Türükbodun, aç erti…
    (Türk halkı, açtı. )

GÜNEY:

  1. Türükümebodunuma yeğin ançakazganubirtim.
    (Türklerime, halkıma daha iyi bir şekilde öylece kazanıverdim.)

Güney-Doğu yönündeki bir satırlık cümlede Türk kelimesi bulunmamaktadır.

 

TENGRİ KAĞAN YAZITINDA TÜRK SÖZCÜĞÜ

GÜNEY:

  1. Tengriteğ, Tengri yaratmış Türük Bilge Kağan sabım: KangımTürük Bilge Kağan olurtukıntaTürük matı beğler…
    (Tanrı gibi, Tanrı Türük Bilge Hakan sözüm: Babam Türk Bilge Hakan tahta oturduğunda sadık Türk beyleri…)
  2. …Kangım kağan Türükbeğlerinbodunınertüngi ti mağ itdiöğdi…
    (Babam hakanda Türk beylerini, halkını pek çok alkışladı, öğdü.)
    Tengri Kağan yazıtının Batı ve Güney-Batı yönlerindeki toplam on dizelik tümcelerde Türk sözcüğü bulunmamaktadır.

 

TONYUKUK YAZITINDA TÜRK SÖZCÜĞÜ

Diğer iki yazıtın biraz daha doğusunda bulunmaktadır. Devrilmemiş, dikili, dört yönlü iki taş durumundadır. Birinci ve daha büyük olan taşta 35, ikinci taşta 27 dize vardır. İkinci taşta yazılar daha ayrıksızdır ve aşınma daha çoktur. Bu yazıtın yazıları, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarınınki kadar düzgün değildir. Bu yazıtta da yazı yukarıdan aşağı yazılmıştır. Ancak, diğer ikisinin tersine dizeler soldan sağa biçimlendirilmiştir. Yazılışı da diğer yazıtlardaki kadar yaratıcı bir biçimde değildir. Tonyukuk yazıtının yanında büyük bir türbe kalıntısı, yontular, balballar ve taşlar vardır. Tonyukuk yazıtını, İlteriş Kağan’ın başkaldırışına katılan ve o günden Bilge Kağan dönemine kadar kağanlık yönetiminin başyardımcısı olarak kalan yönetici ve başkomutan Tonyukuk, yaşlılık döneminde kendisi diktirmiştir. Bu yazıtta Tonyukuk konuşmaktadır, bu yazıtın yazarı odur. Klementz ’de Tola ırmağının yukarı bölümünde BaynÇokto denilen yerin yakınında bulmuştur ve yazıtı ’de yayınlamıştır. Ayrıca, yazıtın en önemli yanı, Türk adının tarihte ilk kez burada geçtiğinin belirtilmesi olmalıdır. Yazıtta Türk sözcüğünü geçtiği dizeler şöyledir;

BİRİNCİ TAŞ:

BATI:

  1. Bilge Tunyukuk, ben özüm, Tabgaç ilinge kılıntım. Türk bodunTabgaçkakörürerti.
    (Bilge Tunyukuk, ben kendim, Çin yönetimi sırasında doğdum. Türk halkı Çin’e bağımlıydı.)
  2. Türk bodun, kanın bulmayın Tabgaçdaadrıltı, kanlantı; kanın kodupTabgaçka yana içikdi…
    (Türk halkı, hanını bulamayınca, Çin’den ayrıldı; han sahibi oldu; hanını bırakıp Çin’e yeniden bağımlı oldu.)
  3. Türk bodunölti, alkıntı, yok boltı. Türk Sirbodunyerintebod kalmadı.
    (Türk halkı öldü, mahvoldu, yok oldu. Türk Sir halkı ülkesinde boy kalmadı.)

 

GÜNEY:

  1. …Sabançaıdmış: “azkınya Türk bodunyorıyur ermiş…”
    (Şöyle haber göndermiş: “azıcık Türk halkı gelişiyormuş…”)
  2. …Türk Sirbodun, yerinte, idi yorımazun…
    (Türk Sir halkı, ülkesinde, asla gelişmesin.)
  3. Türk kağanığ, Türk bodunuğÖtükenyerke ben özüm, Bilge Tunyukuk, kelürtüm…
    (Türk hakanını, Türk halkını Ötüken toprağına ben kendim, Bilge Tunyukuk, getirdim.)

 

DOĞU:

  1. …Türk bodunkılıngalı, Türk kağan olurgalı, Şantung balıkka, taluyüğüzketeğmiş yok ermiş…
    (Türk halkı yaratılalı, Türk kağanı tahta oturalı, Şantung şehirlerine, denize vardığı yokmuş.)
  2. …Ançaöğleşmiş: “Öngre Türk kağangarusülelim” temiş…
    (Şöyle akıl danışmışlar: “Doğu Türk kağanına doğru ordu sevk edelim!” demişler.)

Birinci taşın Kuzey yönündeki on bir dizelik tümcede Türk sözcüğü bulunmamaktadır.

İKİNCİ TAŞ:

GÜNEY:

  1. …TürükbodunTemirKapığka, TinsiOğlıaytığmatağkateğmiş idi yok ermiş…
    (Türk halkı Demir Kapı’ya, Tanrı Oğlu denilen dağlara vardığı hiç yokmuş.)
  2. …İlterişKağanka, Türük Böğü Kağanka, Türük Bilge Kağanka
    (İlteriş Kağan’a, Türk Böğü Kağan’a, Türk Bilge Kağan’a)

 

DOĞU:

  1. …Tengriyarlıkazu, Türükbodun ara yarıklığyağığyeltürmedim, tüğünlüğatığyüğürtmedim…
    (Tanrı esirgesin, bu Türk halkı içinde zırhlı düşmanların akınına imkan vermedim, düğümlü atlarını koşturmadım.)
  2. Türük Bilge Kağan ilinge bititdim. Ben Bilge Tunyukuk.
    (Türk Bilge Kağan hükümdarlığında yazdırttım. Ben Bilge Tunyukuk.)

KUZEY:

  1. Kapgan Kağan TürükSirbodunyerintebod yeme, bodun yeme, kişi yeme idi yok erteçierti. (Kapgan Kağan Türk Sir halkı ülkesinde boy da, halk da, insan da hiç olmayacaktı.)
  2. İlteriş Kağan Bilge Tunyukukkazgantuk üçün Kapgan Kağan TürükSirbodunyorıdukı bu.
    (İlteriş Kağan ve Bilge Tunyukuk kazandığı için Kapgan Kağan’ın Türk Sir halkının gelişmesi bu.)
  3. Türük Bilge Kağan, TürükSirbodunuğ, Oğuz bodunuğiğidüolurur.
    (Türk Bilge Kağan, Türk Sir halkını, Oğuz halkını besleyerek tahtta oturuyor.)

İkinci taşın Batı yönündeki dokuz dizelik tümcede Türk sözcüğü bulunmamaktadır.

Muharrem Ergin’in, ‘Orhon Abideleri’ adlı yapıtında budun biçiminde okuduğu sözcüğü “millet” olarak çevirmesini, Talat Tekin, ‘Orhon Yazıtları’ adlı yapıtında büyük bir yanlış olarak görmüş; doğrusunun bodun biçiminde olup “boylar, halk” anlamlarına geldiğini belirtmiştir. “Çünkü bu sözcük açık olarak “boy, kabile” anlamındaki eski Türkçe ve yazıtlarda da geçen bod sözcüğü ile ilgilidir. Belki de onun –n ekle eski bir çoğul biçimidir” diye açıkladıktan sonra bu sözcüğü “millet” olarak anlamanın ve öyle çevirmenin de doğru olmayacağını, çünkü “millet” yani “ulus” kavramının yeni bir kavram olup ilk kez on dokuzuncu yüzyılda Fransız tarihçisi ve düşünürü E. Renan tarafından ortaya konulduğunu belirtir. Durum böyleyken sekizinci yüzyılın ilk yarısında Moğolistan’da henüz ‘kabile’ düzeni içinde yaşayan ve göçebe devletler kuran Türklerde ve Asyalı başka halklarda “ulus” kavramının gelişmiş olmasının düşünülemeyeceğini de belirtir. Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında Türük, Tonyukuk yazıtında ise Türk ve Türük biçiminde toplam 75 kez geçen Türk’ün bu yazıtlarda “boy, kabile, halk” anlamlarında kullanıldığı belirtilebilinir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.