meyra kitabının konusu / Meyra kitabı gerçek mi?

Meyra Kitabının Konusu

meyra kitabının konusu

Meyra - Sinan Akyüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Meyra kimin eseri? Meyra kitabının yazarı kimdir? Meyra konusu ve anafikri nedir? Meyra kitabı ne anlatıyor? Meyra kitabının yazarı Sinan Akyüz kimdir? İşte Meyra kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar:Sinan Akyüz

Yayın Evi: Alfa Yayınları

İSBN:

Sayfa Sayısı:

Meyra Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Son günlerde,” diye konuşmasını sürdürdü Meyra, “bir duygu her karanlık çöküşünde gelip yakama yapışıyor. Onu yenmek için bir şeyler yapmak zorunda hissediyorum kendimi. Bazen korkum ve üzüntüm birbirine karışıyor. Sabrım, bütün korkularım, belirsizliklerim ve acılarım… Hepsi sanki bu duyguda bir araya gelmiş gibi. İşte o zaman aklıma sen geliyorsun, seni düşünüyorum. Özellikle de akşamın o ilk saatlerinde”

Meyra: Bir Bosna Hikâyesi, Avrupa’nın orta yerinde, bütün dünyanın gözlerinin önünde gerçekleşen yüzyılın en büyük trajedisine, Bosnalı Müslümanların soykırımına odaklanıyor.

Tamamen gerçeklere dayanan kişisel hikâyelerden, acılardan yola çıkan Sinan Akyüz, sadece siyasi meseleleri etkili bir biçimde ortaya koymakla kalmıyor, mikro düzeyde iki insan arasında komşu, arkadaş, sevgili, akraba oluşan duyguları da ustalıkla gözler önüne seriyor.

Meyra Alıntıları - Sözleri

  • Bir insanın hisleri ölür mü hiç? Benimki öldü.
  • Başıma gelenlerden sonra bedenimden çok ruhum darbe aldı. Bir daha eski ben olamayacağım asla.
  • Kendimi bir uçurumun kenarında sessizce yaşamaya mahkûm edilmiş gibi hissettim.
  • Benim oğlum, benim sevincimdi. O benim çocuğum, gururumdu. İnsanlara karşı en büyük sevgim, çocuğuma karşıydı. Kimin ne hakkı var, çocuğumu alsın benden.
  • Bir insanın hisleri ölür mü hiç?Benimki öldü.
  • • İşimiz Allah’a kalmışsa olmuş bil… •
  • Kendi gücüne inanmayan bir millet asla ayakta duramaz.
  • Acımız çok fazla. Bu acıyı ateşle de dağlayamazsın.
  • İnsanlara karşı inancımı ve güvenimi yitirdim.
  • Ölüm; meğerse bir çareymiş, bir kurtuluşmuş.
  • Kur'an der ki: Allah doğuda ve batıdadır; onun için de nereye dönersen dön, Allah'ın dediği olur.
  • “isimlerimiz onlardan farklı. Ben birçoğunun gözünde suçluyum. Çünkü Müslümanım!”

Meyra İncelemesi - Şahsi Yorumlar

SPOİLER İÇERİR! “Bir insanın hisleri ölür mü hiç? Benimki öldü.”: Gerçek bir hikaye kitap/meyra İlk incelememe kitaba konu olan 'Srebrenitsa katliamını' kısaca açıklayarak başlamak istiyorum. Yugoslavya, bünyesinde birden fazla din ve birçok etnik grup barındıran bir ülkeydi. Bu etnik gruplar daha fazla birarada kalamadı ve birkaçı bağımsızlığını ilan etti. Bunlardan biri de 5 Nisan yılında bağımsızlığını ilan eden Bosna- Hersek Cumhuriyetiydi. Bosnalı Sırplar "Büyük Sırbistan" hayallerini gerçekleştirmek için bu bölgede bulunan Müslüman Boşnaklar ve Hırvatları buradan uzaklaştırmak amacıyla insanlık dışı uygulamalara yöneldiler. Soykırım 'de başlarken Srebrenitsa kasabasında yapılan katliamda takvimler yılını gösteriyordu. Zamanla tüm dünyanın haberdar olduğu bu savaşa engel olmak için hiçbir adım atılmadı. Bosnalı Müslümanlar ölüme terk edildi. Boşnakların tek ümidi olan BM sadece ambargo uygulamış, Srebrenitsa'yı güvenli bölge ilan etmesine rağmen aslında Sırpların yanında yer aldığını gösteren kararlar almıştır. BU ARTIK BİR MÜSLÜMAN VE HRİSTİYAN SAVAŞIYDI. Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye gibi islam ülkelerinden müslümanlara yardıma giden mücahitlerin çabaları yeterli olmadı ve sonuçta sadece Srebrenitsa'da kişi çeşitli işkencelere maruz bırakılarak katletildi. Kalanlar ise göçe zorlandı. Kitaba gelelim. Yazar yazar/Sinan-Akyuz Meyra'nın hikayesine Bosna'da yaptığı bir gezi sırasında rastladığını ve gözyaşları içinde bir yazım süreci geçirdiğini, kitaba adını veren Meyra'nın ise, savaş sırasında çektiği acılara dayanamayıp intihar eden kız kardeşi Diba'ya verdiği söz nedeniyle kendisiyle konuşmayı kabul ettiğini ifade ediyor. Başlayalım.. Hem Kosova yenilgisini kabullenemeyen hem de 'Büyük Sırbistan'ı kurmak isteyen Sırplar yıllardır komşu oldukları, çocukluklarını beraber geçirdikleri, yumurta tokuşturdukları, yemeğe gittikleri, her durumda yardıma koştukları Boşnak Müslümanlara Bosna'yı terk etmeleri için "Unutmayın ki, müslümanlar olarak bu bayramda kanlı baklava yiyeceksiniz" tehdidiyle böyle bir soykırımın geleceğinin sinyalini verir fakat insanlar yıllardır huzur içinde yaşadıkları ve Sırp komşularına asla zarar vermedikleri için bu söylenti ciddiye alınmaz. Kısa zamanda bölgede saldırılar başlar.. Erkekler ya öldürülür ya da işkence yapılmak üzere kamplara götürülür. Kamplara götürülenlere acımasız şekilde işkence yapılır, karşı gelenler öldürülür. Yaşlılar ve erkek çocuklar takas yapılacağı yalanıyla kamptan uzaklaştırılır ve vurulur. Burada bir çocuğun cümleyi asla unutamam "Çocuklar küçük kurşunlarla öldürülür değil mi?".. Kadınlara ise defalarca onlarca sırp askeri tarafından tecavüz edilir, meme uçları kesilir, vücutlarında sigara söndürülür, genelevlerde çalıştırılmak üzere satılır ya da Sırp çocukları doğurmaları için evlere kapatılır. Kız çocuklarına dahi günlerce tecavüz edilir.. Sadece Sırp askerleri yani Çetnikler değil, Hırvatlar yani Ustaşalar da Ahmiçi Köyündeki Boşnak Müslümanlara saldırır. Bir Ustaşa: "Şu yeryüzünde sadece Türklerden ve Sırplardan nefret ediyorum" dese de bir birleşme olacaksa bile dindaşlar arasında olacağı ve iki tarafın da müslümanlara katliam yapacağı aşikardır. Kaldı ki bu insanlar Müslüman evet fakat Türk değiller ve Osmanlı bölgeden gittiğinden beri kendilerini zaten yetim gibi hissettiklerini ifade ederler. Kitabın çoğu sayfasında Boşnakların bu cümlelerini okuyacaksınız. Savaş 3,5 yıl sürer ve Müslümanlar 'Yeşil Bereliler' adında bir direniş örgütü kurar başta zaferler elde edilse de silahların Fransız generale teslim edilmesiyle Srebrenitsa Sırp toprağı olmaya biraz daha yaklaşır. Yeşil Bereliler direniş örgütünden kalanlar Srebrenitsa halkına oradan Tuzla'ya kaçmaları için bir plan yaptıklarını ve güvenilir bir yol bulduklarını söyleseler de çoğunluk BM'in Srebrenitsa'yı koruması için gönderilen Hollandalı askere güvenir ve toprağını terk etmek istemez. Boşnak müslüman Hollanda üssüne sığınır fakat Sırp ordusu komutanı Mladiç Hollandalı Komutan Karremans'ı esir aldığı 30 askeri ile tehdid ederek Müslümanların hepsini kendisine verilmesini ister, müslümanlara bir konuşma yapan Mladiç hiç kimseye zarar vermeyeceğine dair söz verir fakat bazı kadınları ve çocukları Tuzla'ya gönderdikten sonra tüm erkekleri katleder. Yeryüzünde müslüman kalmamasını istercesine. Savaşı Dayton Antlaşması bitirir. 3 etnik grubun yine birarada yaşaması kararlaştırılır. Sağ kalan çoğu Boşnak yanına acılarını da alarak ülkelerine geri döner seafoodplus.info kitabı bitirebilmek için çok uğraştım, defalarca bırakmayı düşündüm fakat bir kitabı yarım bırakamadığım için çok zor da olsa devam seafoodplus.info onca acıyı birebir yaşamışken ben burada okuyamadım belki de bu yüzden normalinden daha uzun sürdü bitmesi. "Savaş" deyip geçiyoruz çoğu zaman ama ben Meyra'yla bir savaşın yıkıcılığına ilk defa bu kadar yakından tanıklık ettim. Yapılan tüm işkenceleri kendi bedenimde hissettim. O acıyı, incinmeyi.. Her sayfada kanı donuyor insanın, her seferinde daha kötüsü olamaz derken bir daha gösteriyor insanoğlu içindeki canavarı. istisnasız her sayfada gözlerim doldu, içim karardı, kitabı bitirene kadar gülemedim bile. Siz de vücudunuzun her zerresi titreye titreye okuyacaksınız şüphesiz.   Yazar Sinan Akyüz Siyasi gerçekleri anlatmakla beraber insanlar arasındaki ilişkileri de çok başarılı bir şekilde işliyor. Yıkımlara, intiharlara, hayatta kalma mücadelesine.. Bosnalı Müslümanlara yapılan asla unutulmayacak katliama yazarla eşlik ediyoruz. Not: Ahmiçi Köyünde hâlâ "48 saat Kül ve Duman" adıyla küçük bir müze bulunmakta. Müzenin bu adı neden aldığını kitabı okuduğunuzda öğreneceksiniz. iyi okumalar.. (Eski)

Meyra: Bir Bosna Hikayesi Özellikle Bosna'da yaşanan trajik olayları anlattığı için beklentimin çok yüksek olduğu bir kitaptı fakat okuduktan sonra beklentimi asla karşılayamadı. Kitapta Bosnalı Müslümanlarının başına gelen tecavüz, işkence, katliam, diğer ülkelerin savaşı görmezden gelmesi anlatılıyor. Konusu insanın içini acıtıyor ama yaşanan bir acı hep aynı cümlelerle ifade edildiği için o duygu maalesef biz okurlara geçmemiş. Aynı cümlelerden kastettiğim sayfalık kitabın abartmıyorum neredeyse sayfasında "Biz Sırp komşularımıza ne yaptık da bize bu kötülüğü reva görüyorlar, Avrupa Birliği bizi neden görmüyor, BM bizim ölmemizi mi istiyor?" cümleleri var. Kitap tecavüzler, sürekli birbirini tekrarlayan diyaloglardan oluşuyor bu da okumayı oldukça zorlaştırıyor. Dil ve anlatım yönünden bir çocuk kitabı düzeyinde olduğu söylenebilir. Bu kadar önemli ve tüm dünyanın bilmesi gereken bir vahşetin anlatımı bence böyle olmamalıydı. Bin Muhteşem Güneş, Huzursuzluk gibi mükemmel kitapları okuyan okurlar ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklardır. Tavsiye etmiyorum. (Münevver ünal)

Kitabın Yazarı Sinan Akyüz Kimdir?

Nisan de Iğdır&#;da doğdu. Orta ve lise öğrenimini çeşitli okullarda tamamladı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü&#;nden mezun oldu. Yirmi üç yaşında gazeteciliğe başladı. Gazeteciliğin hemen hemen her kademesinde çalıştı. Daha sonra gazeteciliğe ara verip Almanya&#;ya gitti. Bir süre sonra tekrar İstanbul&#;a döndü. da Sabah Gazetesi&#;nin dergi grubunda çalışmaya başladı. O dönem fotoğrafla tanıştı. Birçok yayın organına moda ve portre fotoğrafları çekti. da Sabah Gazetesi&#;nin hafta sonu eklerinde çalışmaya başladı. de fotoğrafçılık mesleğine ara verip ağırlıklı olarak kitap yazdı. yılında ise Takvim Gazetesi&#;nde köşe yazarlığına başladı. Şu anda Takvim Gazetesi&#;nde köşe yazılarına devam ediyor. Ayşen Akyüz ile evli olan yazar, ikiz erkek çocuk babası.

Sinan Akyüz Kitapları - Eserleri

  • İncir Kuşları
  • Piruze
  • Meyra
  • Kavuşma - Piruze ve Oğulları
  • Şahika & Feraye
  • Yağmurun Gelini
  • Solgun Karanfil
  • İki Kişilik Yalnızlık
  • Sevmek Zorunda Değilsin Beni
  • Aşk Başka Evde
  • Yatağımdaki Yabancı
  • Bana Sırtını Dönme
  • Bir Evlilik Komedisi
  • Aşk Meclisi
  • Etekli İktidar
  • Elveda Aşk
  • Kendini Arayan Domates
  • Kendini Arayan Domates 2 - Domates Festivali
  • Kendini Arayan Domates 3 - Nerede O Eski Domatesler?

Sinan Akyüz Alıntıları - Sözleri

  • Düşlerimizi izleriz. Düşlerdir bizi bir yerlere taşıyan. Biziz düşlerimizi arkamızda bırakan. Bir savaşçı gibi düşlerimiz ile savaşan. Ama nedense ihanete uğrayan düşlerimiz değildir. Düşlerimizdir bize ihanet eden. Daha doğrusu düşlerimizi kâbusa çeviren hayatın kendisidir. İçinde nefes alıp veren canlılardır. (Yatağımdaki Yabancı)
  • Sanki bir boşluk düştü içime yada ben bir boşluğun içene düştüm. Bilmiyorum. (Kavuşma - Piruze ve Oğulları)
  • Büyük dertler dilsizdir (Yağmurun Gelini)
  • “Beni ben gibi seveni istiyorum Beni ben gibi göreni Beni benden öte bileni istiyorum Çünkü ben böyle sevdim…” (Bir Evlilik Komedisi)
  • "Aşk, doğası gereği bir körlüktü.Ben de kör olmuştum." (Piruze)
  • Hiç olmazsan, hep olamazsın. (Bir Evlilik Komedisi)
  • Ama hiçbir gerçek de hayallerimizi yok etmemeli Vızvız! Yoksa bizde büyükler gibi oluruz, doğru mu? (Kendini Arayan Domates)
  • Fahişenin bile namuslusu vardır. Sen esas dışarıda namuslu geçinen fahişe ruhlulara bak. (Sevmek Zorunda Değilsin Beni)
  • Seni anlıyorum oğlum. Hepimiz zor günlerden geçiyoruz. Birimizin acısı, aslında hepimizin acısıdır. Direniş iyileştiricidir, birleştiricidir, hatta umut vericidir (Solgun Karanfil)
  • "Çünkü biz insanlar, yaşamın akışı içinde geleceği öngöremiyoruz. Sadece geçmişi hayallerimizde canlandırıyoruz. Geçmişle, bazen de geçmişe saplanıp kalan kendimizle hesaplaşıp duruyoruz." (Piruze)
  • Bir incir kuşu penceremin pervazına konmuş bana bakıyordu “ Ne olur , tutsak düşmüşlügüm yüzünden beni hor görme “ diye kendi kendime söylendim. (İncir Kuşları)
  • " Aşk abdest gibidir. Şüpheye düşersen bozulur. " (Şahika & Feraye)
  • Erkeklerin merhametine sığındığımız bir dünyada inşallah acınacak bir hayat hikayen olmaz senin (Aşk Başka Evde)
  • '' Gittin, şimdi farklı şehirler değil, koca bir ömrün yalnızlığı girdi aramıza,'' (Kavuşma - Piruze ve Oğulları)
  • "Unutmak ve alışmak üzerine kurulu bir dünyada yaşıyoruz." (Şahika & Feraye)
  • Çok iyi biliyorum Seninle biz olmanın imkanı yok Yine çok iyi biliyorum Sensiz ben olmanın da anlamı yok (Aşk Başka Evde)
  • Bir kadının zekâsından daha üstün olan tek şey, başka bir kadının zekasıdır. (Etekli İktidar)
  • "Korkunç bir duygudur. Ansızın gelen bir ölüm, yüreğe çöken sessiz bir çığlık gibidir. (Kavuşma - Piruze ve Oğulları)
  • Seni aldatan kadını bu kadar çok sevmen, doğrusu beni yaraladı. Ama gel gör ki; biz kadınlar da en çok bizi yaralayan kişiyi sevmek için yaratılmışız. (Yatağımdaki Yabancı)
  • çok iyi biliyorum seninle biz olmanın imkanı yok yine çok iyi biliyorum sensiz ben olmanın da anlamı yok (Aşk Başka Evde)

© Tüm Hakları Saklıdır.
Sitedeki içerikler izinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. seafoodplus.info ile bir bağlantı kurulamaz, site sorumlu değildir.

Meyra - Bir Bosna Hikayesi

Meyra - Bir Bosna Hikayesi - Sinan Akyüz

Kitap Türü:Yerli Romanlar, Tarihi

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Meyra - Bir Bosna Hikayesi Özet

Sinan Akyüz’den yine gözleri dolduran, yürekleri titreten bir kitap oldu gerçekten. Müslüman Boşnak’ların yılında başlayan korkunç bir soykırımda yaşadıkları trajedileri gerçekten tüm çıplaklığı ile okuyoruz. Büyük Sırbistan hayali ile gözleri dönmüş Sırplar komşuları, arkadaşları, yakınları demeden tüm Müslüman Boşnaklara akla hayale gelmeyecek işkencelerde bulunup birçoğunu katlediyor. Srebrenitsa’daki erkeklerin bir kısmını ansızın bir gece baskınıyla katledip kadınlara tecavüz ettikleri korkunç bir gece ile başlayan soykırım tamı tamına 3 yıl sürüyor. O gece sağ kalan erkekleri ve kadınların birçoğunu toplama kamplarına götürüyorlar. Sırplar bu kampta kadınlara hatta küçük kız çocuklarına bile defalarca tecavüz ediyor. Bu kadınlardan biri de Meyra ve kız kardeşi Diba. Babaları gözlerinin önünde öldürülen, abilerinin vuruluşuna şahit olan, annelerine ve ninelerine gözlerinin önünde tecavüz edilen Meyra ve Diba sonsuz bir acı içinde bu kamplardan birinde hayatta kalmaya çalışırlar. Onların evini basan ve kampa getiren ise diğer Sırplardan ayrı biridir, Zoran. Zoran, Meyra’ya aşık olup onu istemeye gelir fakat ailesi Meyra’nın bir Müslüman ile evlenmesini ister ve Meyra’nın da gönlü olmadığı için vermezler. Bunu kaldıramayan Zoran bu fırsatta ilk Meyra’ların evini basar ve tüm felaketler böyle başlar. Hem de tam o geceden önce Meyra ve Samir sözlenmişken bütün bunların olması acıları ikiye katlamıştır.


Tüm kadınlara tecavüz edilirken kimse Meyra’ya dokunmaz, çünkü o Zoran’a ayrılmıştır. Ama küçük kız kardeşinin gözlerinin önünde her gün eriyip bittiğini gören Meyra da kahrolmaktadır. Diba bir gün bu işkencelere daha fazla dayanamayıp intihar eder ve ölür. Bu Meyra için oldukça yıkıcı bir son olmuştur.


Meyra bunları yaşarken Samir de toplama kampında hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Yaşlı babasını mı kendisini mi koruyacağını bilmeden mücadele ederken bir gün Zoran onu bulur ve Meyra’nın olduğu kampa getirir. Samir’in gözleri önünde Meyra’ya yapmadığı işkence kalmamıştır. Meyra ve Samir tam mutlu olacağız derken geldikleri noktaya bir türlü inanamazlar. Sonrasında Samir ve Meyra’nın yolları yine ayrılı ve farklı noktalara sürüklenip hayatta kalmaya çalışırlar.


Bir şekilde Srebrenitsa’ya dönen Samir, şehri savunmaya çalışan Yeşil Bereliler oluşumuna dahil olur ve Müslümanların hayatlarını korumaya çalışırlar. Sırplara karşı verdikleri çetin bir mücadele devam ederken bir de Hırvatların ihaneti ve saldırılarıyla neye uğradıklarını şaşırırlar. Üstelik Birleşmiş Milletler’den ya da hiçbir Avrupa ülkesinden destek alamamak onlara iyice yalnız hissettirmiştir. Tüm dünyanın gözünü kulağını kapadığı bu yerde binlerce cana kıyılır fakat kimse müdahale etmez.


Kitapta her bir karakterin verdiği mücadele gerçekten yürekleri titretecek cinsten. Bu hikayelerin bir kurgu olmadığını bilmek ise gerçekten insanlıktan utandırıyor. Srebrenitsa’da tam katlediyor ve dünya buna gözünü kulağını kapatıyor. Meyra’nın, Diba’nın, Samir’in ya da farklı herhangi bir Boşnak’ın yaşadığı her bir dakikanın eziyet oluşunu her sayfada damarlarınıza kadar hissediyorsunuz. Yaşadıkları çaresizlik ve tükenmişlik o kadar gerçek ki birçok sayfada boğazınız düğümleniyor.


Yazarın daha önce İncir Kuşlarıisminde de Bosna ile ilgili bir kitabı bulunuyor. Yazar bu kitaptan sonra Bosna’ya ilgisini devam ettiriyor ve ara ara gezilere de çıkıyor. Yine bu gezilerinden birinde Ahmiçi köyünde bir cami hocasından dinlediği hikayeler onu oldukça etkiliyor. Bu hikayelerin kahramanları ile de tanışmaya başladıkça acının ve kederin derinliklerini keşfediyor. Bu hikayelerden en acılı olanlarından biri de Meyra’nın hikayesiydi. Üstelik Meyra ölen kız kardeşine bir gün burada yaşanan şeylerin tüm dünyaya duyurulacağı konusunda da söz vermişti. Yazar bu kitabıyla bu sözün yerine getirilmesine de vesile olmuş oluyor.


İnsanlık ayıbının en büyüklerinden birinin herkesin gözleri önünde yaşanabildiğinin en büyük kanıtlarından biri olan kitabı şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum.

Yazan: Pınar Gültepe

Meyra - Bir Bosna Hikayesi Soruları ve Cevapları

Meyra - Bir Bosna Hikayesi kimin eseri?

Sinan Akyüz

Meyra - Bir Bosna Hikayesi türü nedir?

Yerli Romanlar, Tarihi

Meyra - Bir Bosna Hikayesi kaç sayfa?

Meyra - Bir Bosna Hikayesi Yorumları

sinan akyüzün en güzel romanı şüphesiz

meyra kitabının konusu nerede geçiyor?

çok güzel bir roman çok beğendim

Sevmek Zorunda Değilsin BeniYatağımdaki YabancıMeyra - Bir Bosna HikayesiYağmurun GeliniSolgun KaranfilAşk Başka EvdePiruze - Şamda Bir Türk GelinPiruze ve Oğullarıİncir KuşlarıŞahika Ferayeen iyi kitaplaryeni çıkan kitaplaren çok satan kitaplarokunması gereken kitaplaren çok okunan kitaplar temel eserbedava kitapeditör olkitap bağışıGün Olur Asra BedelTutunamayanlarAcımakCamdaki KızHayvan ÇiftliğiSokrates'in SavunmasıUzun HikayeAlice Harikalar DiyarındaHaritada KaybolmakKraliçeyi Kurtarmakİçimdeki MüzikÇalıkuşuÇocuk KalbiKüçük Kara BalıkİntibahBülbülü ÖldürmekBeyaz Zambaklar ÜlkesindeDon KişotSineklerin TanrısıToprak Anaİnce MemedSatrançİki Şehrin HikayesiVadideki Zambakİçimizdeki ŞeytanSergüzeştBeyaz GemiAraba SevdasıYabanİnsan Ne İle YaşarKüçük PrensDönüşümBeyaz DişSaatleri Ayarlama EnstitüsüFareler ve İnsanlarSol AyağımSuç ve CezaSefillerSimyacıŞeker PortakalıKürk Mantolu MadonnaMadalyonun İçiEsir Şehrin İnsanlarıÜç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, AlageyikYeraltından NotlarSait Faik Seçme HikayelerRüzgarı Dizginleyen ÇocukSabahattin Ali Bütün ÖyküleriSadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir