Esma-i İlahiye, Sıfât-ı Sübhaniye doğrudan doğruya Zat-ı Uluhiyetle münasebete geçen müntehiler için birer perdedir. Belli bir noktadan sonra bu isimler de sıfatlar da müntehilerin nazarından silinip gider ve geride sadece Zâtın şuââtı kalır. Biz bu şuââta “Sübühât-ı Vech” adını veriyoruz. Sübühat-ı Vech karşısında Zâttan –ki ona Zât-ı Baht deniliyor- başka her şey erir.
Şen-i Rububiyet, Sıfât-ı Sübhaniye, Esma-î İlahiye hilkate doğru gelir yani tecellileri efâl alemine akseder ve ortaya âsâr çıkar. Mesela bizler hepimiz âsâr içinde mütalaa ediliyoruz. Buraya kadar anlattıklarımızda Üstadla, sofilerin ve kelamcıların mütalaarında farklılık yoktur. Ancak, bu türlü tasnifleri yapabilmek için farklı düşünen, farklı yorumlara sahip olanların düşüncelerini de bilmek lazım. Risalelere bu zaviyeden bakınca epistemolojik alandaki kıymetini takdir etmekten kendinizi alamazsınız. Çünkü Risaleler yukarıda bahsi geçen veya geçmeyen, başka sahalardaki kavramlar ve ıstılahlar da dahil tarifler, açıklamalar ve yorumlar getiren adeta bir fihristtir. Yalnız bunları ortaya çıkartabilmek için kısmen de olsa literatüre vakıf olmak ve çok dikkatli okumak gerekir. Aksi halde anlayamamadan veya Risalelerin sistematiğine vakıf olamamadan kaynaklanan yanlış değerlendirmeler yapılabilir.
Şen-i Rububiyet üzerinde kısaca duralım. Şen-i Rububiyet işin doğrusu çoklarının üzerinde durduğu ama çok da anlaşılmayan bir ıstılah. Doğrudan doğruya Zat-ı Uluhiyetle alakalı. Bu yüzden bazıları bu kavramı hiç tahlil etmeye yanaşmamış. Kuran-ı Kerimde ‘şen kelimesi, “ Külle yevmin hüve fi şen O her an yeni tecellilerle her şeye müessirdir.” (Rahman, 55/29) şeklinde geçiyor. Kelamcılar da kullanıyorlar. Fakat Üstad şen kelimesine terakkinin basamaklarından biri, belli seviyede mütalaaların çıktığı yer gibi manalar veriyor. Mesela Cenâb-ı Hakkın “Hayat” sıfatı. Hayat, Zât-ı Uluhiyette gerçek hayata esas teşkil edebilecek; münezzeh, mukaddes, müberrâ ve sadece Zât-ı Uluhiyete şayeste bir şen, tabir caizse bir kabiliyet. Bunun yanısıra aynı ölçülerde bir “irade”, “kudret”, “sem”, “basar”, “kelam” kabiliyeti de var. Bunlar hakiki anlamda irade, kudret, sem, basar ve kelam değil, aksine birer sıfat ve bu sıfatların dayandığı şendir ki şuûnât-ı ilahiye buna deniyor. Böyle bir yorumu yapabilmek bir ufuk meselesidir, bir idrak mevzuudur. Bu tür şeyler seyr-i sülûk-i ruhanide belli mertebelere ulaştıktan veya Cenâb-ı Hakkın cezb u incizabıyla kavradıktan sonra ancak söylenebilir. Yoksa insanın konuştuğu şey sadece başkalarının söylediği şeyleri nakilden ibaret kalır.
Şimdi öyle bir şene dayalı olan yukarıda arzettiğim sıfatlar olduğu gibi Esma-i İlahiye de var. Yalnız Esma-i İlahiye bu sıfatlara dayanır. Mesela Allahın Semî ismi sem sıfatına, Basîr ismi basar sıfatına, Hayy ve Muhyî isimleri hayat sıfatına dayanır. Üstadın bir yerdeki yaklaşımıyla Esmâ-i İlahiyenin ortaya çıkışı böyledir. Bir sıfata bazan değişik isimler de raci olabilir. Yalnız şu ayırımın yapılması lazım: Zât-ı Uluhiyetin isimleri Zâtının aynı değildir. Ehl-i Sünnet bu ince ayırımı “sıfatlar Zâtın ne aynı, ne gayrıdır” demek suretiyle yapmış ve bu vartadan sakınmıştır. Bence bu yaklaşım İmam Ebûl-Hasen Eşarî Hazretlerinin insanları düşünce inhirafından kurtarma adına ortaya attığı kurtarıcı bir simittir. İşin aslı bunun da tam anlamıyla ne demek olduğunu pek bilemiyoruz. Aliyyül-Kari İmam Eşarinin bu düşüncesini manzum olarak şöyle ifade eder: “Sıfâtullahi leyset ayne Zâtin / Ve lâ gayrin sivâhu zen-fisâli – Sıfatullah Zatının aynı değildir, fakat ondan ayrılabilecek şekilde gayrı da değildir.” İmam Eşari bu mütalaa ile Mutezilenin sıfatları inkar edip, “bunlar Zâtın aynıdır; yani mesela hayat, Allah hayattadır, dolayısıyla hayatla tecelli eder” demelerinin önünü kesmek istemiş ve Zat-ı Uluhiyet sadece Zat-ı Bahttan ibaret değildir mülahazasını ortaya koymuştur.
O dönemde cereyan eden bu tartışmalarda birileri de çıkıp “Sıfatlar Zâttan gayrıdır” demiş ve bu defa tartışmalar taaddüd-ü kudema etrafında dönmüştür. Yani Allah hem Vahid ve Ehad hem de sem, ilim, irade, basar, hayat gibi bir çok kadim sıfatı var. İşte “Allahın sıfatları Zâtının ne aynıdır ne de gayrıdır.” bu vartalardan insanı kurtaran bir yaklaşımdır ve bütünüyle tekniktir. Bana göre bunlar kelam kitaplarına, o mevzuda yazılmış şerhlere vakıf olan insanların müzakere edebileceği konular.
Bu sıfatların her birerlerine raci isim veya isimler var dedik biraz önce. Bu isimleri de biz yine nazari olarak biliyoruz. Fakat ufku o aleme ulaşan birisi mesela Abdulkadir Geylani Hazretleri diyor ki “Esmâyı müsemmâdan gayrı göremez arif.” Bunun manası: arif baktığı her şeyde, efalde, esmada sadece Müsemmâ-i Akdesi görür demektir. Çünkü Üstadın yaklaşımıyla “Allah isimleriyle malum, sıfatlarıyla muhat”tır. İsimle sıfatın ayrılmasının sebebi Zât çerçevesini belirlemek içindir. Bunun için “sıfat”lar denir. Çünkü Onu sınırlayamaz, bir çeper içine alamazsınız. Zıddı yoktur Onun, niddi de yoktur ki Ona çeper olsun.
Üstad farklı bir dille aynı hakikatı şöyle ifade eder: “Hakiki hakaik-i eşya Esma-i İlahiyeden ibarettir.” Yani bizim gördüğümüz, hissettiğimiz, duyduğumuz, beş duyu organımıza ve aynı zamanda aklımıza hitap eden yanlarıyla hissettiğimiz eşya Esma-i İlahiyenin bir tezahüründen ibarettir. Fakat baktığımız, hissettiğimiz şeylerde Esma-i İlahiyeyi görme de bir ufuk meselesidir. Ağaçta, taşta, toprakta, insanda her şeyde Esma-i İlahiyeyi görebilme bir derece, mertebe ve seviye meselesidir. Bu açıdan, varlık ve hadiseler Esma-i İlahiye ile çok irtibatlıdır. Bunları birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Onun için rahatlıkla denebilir ki varlığın tevil ve yorumu mevzuunda da en sıhhatli, en inandırıcı, en yanıltmayan kaynak Esma-î İlahiyedir.
Üstad, değişik yerlerde, dolaylı yollardan Esma-i İlahiyenin izahında bulunmuş, bazı isimleri izah etmiş. Mesela Haşir Risalesinde Adl ismi, Hakim ismi demiş izahını yapmış. Beka sıfatı, Kayyum ismini gerektiriyor demiş. Kendisinin de İsm-i Azam olarak kabullendiği “Ferdün, Hayyün, Kayyûmün, Hakemün, Adlün, Kuddûs” isimleri üzerinde ariz ve amik tahliller yapmış. Lemalarda bu isimlerin değişik tecellilerini anlatmış. Şimdi, orada anlatılan şeyler açısından Esma-i İlahiye meselesine bakacak olursak şu espriyi kavramada yarar var: Esma-i İlahiyenin Zât-ı Uluhiyete bakan yanları vardır. Mesela bunlardan Kuddûs ismini ele alalım. Kuddûs ismi, Cenab-ı Hakkın Zâtına taalluk eden yanıyla Allahın bir ismi. Allahın bu ismi, Zâtına ait bir kısım hususiyetleri -isterseniz “mâ yûcedu fîhi ve lâ yûcedu fî ğayrihî Onda bulunur, başkasında bulunmaz” anlamında hasais diyelim- gerektirir. Bu da Kuddûs isminde hepinizin bildiği gibi mukaddes, pâk, arızasız, arı-duru manalarını ihtiva eder. Veya Allah Ehaddir. Öyleyse iki değildir, ikilikten münezzeh ve mukaddestir. Sameddir, herkes Ona muhtaç ama O kimseye muhtaç değildir. “Lem yelid ve lem yûled” O doğurmamıştır; doğurulmamıştır. Birisini doğurmamış, aynı zamanda birisi tarafından da doğrulmamıştır. Şimdi Kuddûs ismi Zât-ı Uluhiyete taalluk eden yanı itibariyle ve Kuran-ı Kerimin bize verdiği çerçevede Zât-ı Uluhiyet mülahazasına yakışmayan bütün şeylerden münezzehtir demektir. Hazreti Hakkının o manzum ifade ettiği şeylerde:
Bulunmaz Rabbimin zıddı ve niddi misli alemde
Ve suretten münezzehtir, mukaddestir Taâlallah.
Şerîki yok, berîdir doğmadan, doğurmadan ancak,
Ehaddir: küfü yok, “İhlâs” içinde zikreder Allah.
Ne cism u ne arazdır; ne mütehayyiz, ne cevherdir;
Yemez içmez, zaman geçmez, berîdir cümleden Allah.
Tebeddülden, tağayyürden; dahi elvân u eşkâlden,
Muhhakkak Ol müberrâdır, budur selbî Sıfâtullah.
O halde Kuddûs dendiği zaman Allah kutsaldır, Allah mukaddestir, Allah beşerî ve mahlukata ait avârızdan münezzehtir şeklinde anlamak lazım.
Fakat efâl alemine taalluk eden cihetiyle Kuddûs ismi yeryüzünde, kainatta, mahiyet-i insaniyede nezahete, nezafete vesiledir, ona sebep olan bir isimdir. Hatırlayacağınız gibi Lemalarda diyor ki mealen: yeryüzünde şu kadar hayvanat ölüyor, fakat ism-i Kuddûsün bir cilvesi olarak yeryüzü hiç levsiyatla kirlenmiyor. Adeta bir kısım sıhhiye memurları gibi kurtlar, karıncalar hisselerine düşen temizliği yapıyorlar. Canavarlar lâşeleri temizliyor, hastalıklı hayvanları başka hayvanlar parçalıyor, yiyor. Böylece ekosistemdeki denge ve nezafet korunuyor. Gerçekten insanların kirleten elleri meseleye karışmasa Amazon, Mississipi, Nil, Tuna temiz akıyor.
Veya insan mahiyetine bakan yanı ile göz kapaklarının açılıp kapanmasıyla göz temizleniyor, burnunuzun içindeki kıllarla burun temiz tutuluyor, insan genzine olumsuz şeyler gitmiyor, ağzınızın kapanmasıyla ağzın içine bir şey kaçmıyor vs. Demek her şey lisan-ı haliyle “Ennezâfetü minel-iman – Temizlik imandandır.” diyor ve Kuddûs ismini gösteriyor.
Kayyûm ismine geçelim; Kayyûm, Cenab-ı Hakkın Kıdem ve Bekâ sıfatına dayanır. Kayyûm kendi kendine kaim demek. Gece teheccüd namazına kalktığımız zaman “Allahümme lekel-hamd, Ente Kayyûmüs-semâvâti vel-ard ve lekel-hamdü.” duasını okuruz. Yani “Gökleri ve yeri tutan Sensin!” deriz. Cenab-ı Hakkın Zâtına bakan yanı itibariyle Allah Zâtıyla kaim ki buna literatürde “Kıyamün bi nefsihî” denir. Zaten başka biriyle kaim olsaydı Allah bir şeye muhtaç olurdu. O ise bir kusurdur ve Allah ondan münezzehtir.
Varlık alemine taalluk eden yanı itibarıyla varlığın dünyada da ahirette de kıyamı Allah iledir. Onun için Cenab-ı Hakk “Kayyûmus-semâvâti vel-ard” bazı ezkâr yazarlarına göre “Kayyîmis-semâvâti vel-ard”dır.
Bu iki isimde görüldüğü gibi bütün isimlerin bir Zât-ı Uluhiyete bakan yanları bir de efal ve âsâr alemine bakan yanları vardır. Onun için tekrar ifade edelim; efal ve âsâr alemi içinde neyi tahlil etmek istiyorsak en sıhhatli kaynak Esmâ-i İlahiyedir , ona müracaat etmek gerekir.
Şimdi Üstadın yaklışımını bir daha tekrar edeyim: “Hakiki hakaik-i eşya Esmâ-i İlahiyeden ibarettir.” Üstaddan başka birisinin bu sözü söylediğini hatırlamıyorum. Ama sofilerin bu mevzudaki yaklaşımı Üstadın dediği şeye yakındır. Derler ki onlar eşyanın hakikatlarına bakınca, sen-ben, değişik simalar, değişik çehreler, eğer Esma-i İlahiyenin tecellisinden ve belli şeylerde temerküzünden ibaretse, insanın “benim” demeye hakkı yoktur. Çünkü her şey Ondandır. Ama bu tesbiti ifadede kullandıkları söz biraz iltibasa açık. Muhyiddin İbn Arabi ekolüne mensup kişilerin veya ondan evvel gelen Sühreverdî, Hallac ve İbn Farıd gibi kişiler bunu ifade ederken “Heme Ost” demişler. Yani madem her şey Onun isimlerinden oluyor, ve isimler sıfat-ı Sübhaniyesine dayanıyor, sıfatlar şen-i Rububiyette temerküz ediyor, öyleyse her şey Ondan ibarettir. Vahdet-i Vücuda giden bir yol bu.
İmam Rabbani Hazretleri ise sahabeye dayanarak “Heme ez Ost Her şey Ondan” demiş. “Her şey O” değil, “Her şey Ondan.” Bu, büyük oranda sünni çizgiye daha yakın. “Her şey Ondan”dır, doğru. Fakat bu da “şuhud” ifade ediyor. Yani görülen her şey bir yönüyle Ondan ibarettir. Madem gördüğünüz şu simalarda, sima-i Rahman mütecellidir, insan simasında da görülür, “İnnallahe halake Âdeme alâ sûretir-Rahman” bunu anlatır. Üstad çok farklı bir yaklaşımla izah ediyor bunu. Diyor ki “İnsan öyle aciz, öyle fakir, öyle muhtaç, öyle tutarsız, öyle dermansız ki onun haline bakınca bir Rahmaniyet ve Rahimiyet olmazsa ayakta durması mümkün değil.” Yani insan hal diliyle “Tut elimden, tut ki edemem Sensiz” diyor. İşte bu yönüyle onda bir suret-i Rahman, belki suret-i Rahmaniyet, suret-i Rahimiyet mütecellidir demek daha uygun. Bu daha selametli bir yaklaşım bana gore. Sui tevile kapıları kapatıyor.
Sonuç olarak “Hakiki hakaik-i eşya Esma-i İlahiyeden ibarettir” zaviyesinden esmaya ve efal alemindeki hadiselere bakma usulüd-dinin esaslarına uygun bir bakış açısıdır. Böylece insan ifrat ve tefritlerden kurtularak hem fantezilerin arkasına düşme, hem esbabı her şey sayma, hem de “Her şey O” veya şuhud ifade eden “Ondan” deme vartalarından kurtulmuş olur.
Bir kimsenin ismi evveline elif (ﺍ) harfi gelirse cuma günü ecinci alametine uğramış olur. O kimseye iş bu ayeti gün doğmadan evvel iş bu ayeti yazıp üzerinde taşımalıdır ve yedi gün suyunu içmelidir. Biiznillahi teala o mübtela olduğu dertten kurtulur.
Bismillahirrahmanirrahim. Necevtü minel kavmi’zzalimin. Ve yensurakellahu nasren aziza. Feseyefike hümullah. Ve hüve semüul alim.
Es Semi Esmasını günlük olarak Jüpiter Saatinde kez tesbihat olarak okuyabilirsiniz. (Jüpiter saati günün hangi zaman aralığına geldiğini öğrenmek için Esma Saatleri sayfamıza bakabilirsiniz.)
Tam Ebced analizi ile; Kişisel ebced hesabınız yapılarak baskın yönleriniz ve zayıf yönleriniz hakkında bilgi alabilirsiniz. Zayıf yönlerinizi güçlendirmek adına, size özel isminizin esması, baskın esmanız ve en önemlisi kişisel ebcedinize uygun ayetiniz çıkarılmakta olup bu bilgileri nasıl kullanacağınıza dair genel bilgiler verilmektedir. Ayrıca bir birlikteliğiniz var ise eşinizle yada birliktelik düşündüğünüz kişi ile isim ebced uyumu kontrolü de yapılmaktadır.
Aleda: Nazlı, kaprisli
Pamira: Orta Asya’da bir yayla
Lema: Parıltı, parlayış
Çilen: Hafif yağan yağmur
Dilbeste: Gönül bağlamış, âşık.
Alım: Gözü gönlü, çelen güzel
Lila: Eflatun, leylak rengi
Erna: Cilveli, şen şakrak sevgili
Caneda: İçten, sevimli kişi
Dildar: Güzel yüz
Kayra: Sayılan birinden gelen iyilik lütuf
Belgin: Kesin, eksiksiz beliren
Behin: İyinin iyisi
İlsu: Ülkenin suyu, bereketi
Balca: Bal gibi tatlı kız
Peyda: Belli, ortaya çıkan
Açelya: Fundagillerden çok renkli çiçekler açan bitki
Mehir: Ay parçası
Algın: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun
Liyan: Parlak
Ayande: Gelen, gelici, istikbal
Gerçek: Yakıştırma ve yalanı olmayan
Belgi: İşaret
Dildade : Gönül vermiş, düşkün, tutkun
Leyal: Geceler
Çilay: Ayın üzerinde beliren açık renkli lekeler
Özün: Şiir. Hak edilmiş ün.
Dürre: İnci tanesi
Mehru: Ay yüzlü güzel
Beria: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili
Selis: Akıcı söz
Gece: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre
Duygun: Duygulu, hassas, hisli kişi
Belur: Billur
Alçin: Kırmızı renkli küçük bir kuş
Büge: Bent, su bendi.
Beylem: Çiçek demedi, buket, sunuş.
Devin: Hareket, kımıldama
İda: Kazdağları’nın eski adı
Lal: Dili tutulmuş, dilsiz
Vira: Durmadan, aralıksız, sürekli
Eşay: Ayın güzelliğiyle eşdeğer güzelliğe sahip olan
Serpin: Yağmur
Ongü: Sağlık, mutluluk
İkra : Oku anlamında olan İkra, Kuran-ı Kerim ‘de yer almaktadır.
Serap : Hayal anlamında olan Serap ismi, Kuran’da Nebe suresinin ayetinde geçmektedir.
Beyza : Günahı olmayan, ak, beyaz anlamlarındadır.
Hamiyet : Koruma, kollama anlamına gelen Hamiyet, Gasiye suresi’nde yer almaktadır.
Evsa : Meryem suresinde yer alan Evsa ismi, emreden insan anlamındadır.
Asel : Muhammed Suresinde geçen Asel, cenetteki bal anlamına gelmektedir.
Lina : Kuran’da bahsedilen Lina ismi, Hurma fidesi demektir.
Melike : Bakara suresinde yer alan Melike ismi, hükümdarlığı temsil eden isimlerdendir.
Cennet : İyilik yapanların sonsuz mutluluğa kavulacakları yer anlamında kullanılmaktadır. Kuranda farklı 62 ayette geçmektedir.
Esved : Hem kız hemde erkek ismi olarak kullanılan Esved, Bakara suresinde geçer ve kara anlamındadır.
Huri : Kuran’da farklı ayetlerde geçen Huri, güzel anlamına gelmektedir.
Sidre : Cenetteki ağaçlardan birisi olan Sidre, Kuran’da 3 farklı ayette yer almaktadır.
Elif : Arap alfabesinin ilk harfi olan Elif , ince uzun boylu kız anlamına gelmektedir.
Aliye : Duhan 31, Hud 82, Hicr 74 surelerinde bulunan Aliye ismi yüce anlamındadır.
Ufuk : Hem kız hem de erkek ismi olarak Ufuk, Necm suresinde geçmektedir.
Zeliha : Peri gibi güzel olmak anlamındadır.
Azer : Hem kız hem de erkeğe konulabilen Azer ismi Kuran’da Enam suresi ayette geçmektedir. Hz. İbrahim’in babasının adı, Kasım ayının bir başka adı anlamındadır.
Bereket : Araf ve Hud surelerinde geçen Bereket, hem kız hem de erkek ismi olarak kullanılmakta ve bolluk anlamındadır.
Kadem : Nahl suresinde yer alan Kadem, uğurlu anlamına gelmektedir.
Ahsa : Kuran’ın birçok ayetinde geçen Ahsa, sayma ya da hesap etme anlamına gelmektedir.
Sema : Gökyüzün anlamına gelen Sema ile ilgili Kuran’da pek çok ayet bulunmaktadır.
Leyal : Leyal, Kuran’da gece anlamında kullanılmıştır. Meryem ve Sebe surelerinde yer almaktadır.
Ebrar : Hem kız hem de erkek ismi olarak kullanılmakta olan Ebrar, iyilik sever, hayırsever anlamındadır.
Tuğyan : 3 farklı surede bulunan Tuğyan ismi, coşkun anlamına gelmektedir.
Kader : Hem kız hem de erkek ismi olarak kullanılan Kader, Kuran’da birçok ayette geçmektedir. Alınyazısı anlamına gelir.
Feriha : Bakara ve Tevbe suresinde geçen Feriha ismi, ferahlığa erişmek anlamındadır.
Sacide : Secde eden anlamına gelen Sacide ismi, Kuran’da Zümer suresinde yer almaktadır.
Melike : Bakara suresinde yer alan Melike ismi, Hükümdar’ın eşi anlamındadır.
Münteha : Kuran’da farklı surelerde yer alan Münteha, son anlamında kullanılmaktadır.
Esma : Kuran’da Allahın güzel isimlerinden biridir. Aynı zamanda duyma ve işitme anlamında da kullanılır. Sahabe isimlerinden biridir.
Melek : Kuran-ı Kerim’de birçok ayette geçen Melek ismi, Allah ile insanlar arasında aracılık yapan manevi bir varlıktır.
Havva : Yaratılan ilk kadın olarak bilinmektedir.
Berka : Hem kız hem de erkek ismi olarak kullanılan Berka şimşek anlamındadır. Rad Ve Rum Ayetlerde yer alır.
Kevser : Kuran’ı Kerim’in bir suresi olan Kevser, cennette bulunan ırmak anlamına gelmektedir.
Hamiye : Koruyan anlamına gelen Hamiye, kızgın, çok sıcak anlamlarınada gelmektedir.
Mensure : Dağınık anlamında olan Mensure, Kuran’da İnsan suresinde yer almaktadır.
Lema : Lema, parlak olan şey anlamındadır. Kuran’da iki farklı surede yer almaktadır.
Nadiye : Bir mecliste bulunma, toplantıya katılma anlamında olan Nadiye, Kuran’da Alak Suresinde yer almaktadır.
Merve : Mekke’de bir dağın adı olan Merve, Kuran’da Bakara suresinde yer almaktadır.
Atiye : Araf, Haci Hicr, Taha surelerinde geçen Atiye ismi bağışlama ya da gelecek anlamlarında kullanılmaktadır.
Saliha : Kuranda birbirinden farklı 6 surede geçen Saliha, dinin emirlerini yerine getiren kişilere verilen addır.
Sıdıka : Meryem Suresinde geçen sıdıka, sadık kalan, doğru söyleyen kişi anlamında gelmektedir.
Yüsra : Kolay olan anlamına gelmektedir. Kuran’da iki farklı ayette yer almaktadır.
Zülfa : Kuran’da farklı surelerde yer alan Zülfa, yakınlık anlamında kullanılmaktadır.
Halide : Nisa, Tevbe, Haşr surelerinde geçen Halide, sonsuz anlamındadır.
Azra :Medine’nin bir diğer adı olan Azra ismi Kuran’da yer almaktadır. El değmemiş anlamına sahiptir.
Radife : İnsanlar öldükten sonra üflenecek olan sur’un ikincisi anlamındadır. Kuran’da surenin içerisinde yer alır.
Serap : Nebe suresinde yer alan Serap, bir yanılsama biçimidir.
Nüha : Taha suresinde yer alan Nüha ismi, akıl anlamına gelmektedir.
Evsan : Put anlamına gelen Evsan, Kuran’da iki farklı surede geçmektedir.
Emel : Hicr ve Kehf suresinde geçen isim gerçekleştirilmesi istenen ve beklenen anlamındadır.
Hacer : Kuran’da birkaç ayette yer alan Hacer ismi, Kabe’nin duvarındaki siyah olarak anlamlandırılmaktadır.
Neşe : Sevinç anlamına gelen Neşe ismi, Kuran’da 3 farklı surede geçmektedir.
Anife : Kuran’da Muhammed suresinde yer alan Anife, gençlik çağının başlangıcı anlamındadır.
Firdevs : Cennet en güzel yeri, cennet bahçesi anlamına gelen Firdevs Kuran’da farklı surelerde yer almaktadır.
Meşkure : Kuran’da İnsan suresinde yer alan Meşkure, beğenilmeye değer bir şey olarak anlamlandırılmaktadır.
Hayat : Kuran’da birçok ayette geçmektedir. Yaşaman devamlılığını ifade etmektedir.
Ela : Farsça kökeninden gelen Ela ismi, göz rengi olarak bilinir.
Alime : Bakara 60, Araf surelerinde yer alan Alime, bilgi sahibi olan kız anlamındadır. Bakara suresinde geçen kız isimlerinden biridir.
Aksa : Kasas 20, Yasin 20 ayetlerinde geçen Aksa ismi en uzak yer anlamına gelmektedir. Yasin suresinde geçen kız isimlerindendir.
Medine : Hz. Muhammed’in mezarının bulunduğu şehirin ismidir.
Duha : Kuşluk vakti anlamına gelen Duha, hem kız hemde erkek ismi olarak kullanılmaktadır.
Hazen : Arapça hüzün keder anlamına gelen Hazen , Kuran’da iki farklı surede geçmektedir.
Benna : Sad suresi ayette geçen Benna, yapı kuran kişi anlamındadır.
Sündüs : İpek kumaş anlamına gelen Sündüs, Kuran’da Duhan ve Kehf surelerinde geçmektedir.
Azze : Kuran’da bir çok ayette yer alan Azze ismi saygıdeğer, saygılı anlamlarındadır.
Serra : Kuran’da iki farklı surede geçen Serra, Arapça kökenli bir kelime olup genişlik, rahatlık anlamına gelmektedir.
Sera : Arapça ve Farsça farklı anlamlara gelen Sera ismi, Kuran’da bir ayette yer almaktadır. Farsça, köşk anlamına gelirken; Arapça, yer anlamına gelmektedir.
Karye : Küçük yerleşişm yeri anlamına gelen Karye, Kuran’da birçok ayette geçmektedir.
Benan : Hem erkek hem de kız ismi olarak kullanılan Benan ismi Enfal ve Kıyamet surelerinde geçmektedir. Parmakla gösterilen kişi anlamındadır.
Huda : Bakara suresinin 2 ayetinde geçen Huda, doğru yol ya da doğru yol gösteren kişi anlamına gelmektedir.
Ecrin : Ecrin, Allahın hediyesi olan sevap anlamına gelmektedir.
Malike : Sahiplik anlamına gelmektedir.
Müberra : Nur suresinde yer alan Müberra ismi, temiz insan olarak anlamlandırılmaktadır.
Dünya : Kuran’da birçok ayette geçen Dünya, üzerinde yaşadığımız toprak ve deniz anlamına gelirken; hayal, düşünce anlamında da kullanılmaktadır.
Evla : Daha iyi olmak anlamında olan Evsa, Nisa ve Meryem Suresinde geçmektedir.
Maide : Kuran’da yer alan bir surenin ismi olan Maide, yemek anlamına gelmektedir.
Züleyha : Zeliha isminde olduğu gibi peri anlamına gelmektedir.
Tuğba : Cenette bulunduğuna inanılan bir ağaç ismidir.
Efide : Kalp anlamına gelen Efide, Kuran’da Ahkaf ve Secde surelerinde geçmektedir.
Nisa : Kadın anlamına gelen Nisa, ayrıca Kuran’da bir surenin ismidir.
Asiye : Hz. Musa’yı nehirsen çıkartıp büyüten Firavun’un eşinin ismi olan Asiye, asi ve acı çeken kadın anlamlarındadır.
Asi : Hem erkek hem de kız ismi olarak kullanılan Asi, dik baslı, baş kaldıran anlamındadır. Kuran’da Bakara ve İnsan ayetlerinde bulunmaktadır.
Sultan : Hem kız hem de erkek isminde kullanılan Sultan, Kuran’da birçok ayette geçmektedir.
Mavera : Kuran’da farklı surelerde yer alan Mavera ismi, bir şeyin arka tarafında kalmayı tercih etmek demektir.
Berzah : Rahman suresinin Ayetinde yer alan Berzah ismi dünya ile ahiret arasında kalan ölen insanların ruhlarının gittiği mekandır.
Aden : Hud Suresi ve Necm Suresinde yer alan Aden ismi Allah’ın yasakladığı kavim isimlerindendir.
Duhan : Kıyamet gününde çıkacak olan duman anlamına gelmektedir.
Ahsen : Kuran’da 50’den fazla ayette yer alan Ahsen adı en güzel olanı çağrıştırmaktadır.
Tayyibe : Kuran’da birçok ayette geçen Tayyibe, temiz anlamındadır.
İrem : Fecr Suresinde geçen İrem ismi, cennete benzeyen bahçe anlamındadır.
Vildan : Kuran’da birçok ayette yer almaktadır.
Yezra : Şura suresinde geçen Yezra, çoğalmak anlamındadır.
Şüheda : Nisa suresinde geçen Şüheda, şehit anlamındadır.
Beyna : Zuhruf suresinin Ayetinde yer alan Beyna ismi, iyi ya da kötünün arasında kalmış anlamındadır.
Nur : Kuran’da birçok surede geçen Nur, aydınlık anlamındadır.
Sara : Prenses anlamına gelen Sara, Kuran’da bir surede yer almaktadır.
Eda : Kuran’da Bakara Ve Meryem Ayetlerde davranış, tutum anlamında yer almıştır.
Bükre : Hem kız hem de erkek ismi olarak kullanılan Bükre, Fetih suresi 9. ayette yer almaktadır. Sabah vakti anlamındadır.
Kübra : Çok büyük anlamına gelmektedir.
Ecre : Kuranda 4 farklı surede geçen Ecre ismi, ödül anlamı taşır.
Emine : Emin, güvenilir anlamlarına gelen Emine, Kuran’da Bakara, Araf ve Nahl surelerinde geçmektedir.
Selime : Sağlam kişilik anlamına gelen Selime, Kuran’da bir ayette geçmektedir.
Hasibe : Kuranda 3 farklı ayette geçen Hasibe, saygın ve değerli kişi anlamına gelmektedir.
Aleyna: Kuran’da Aleyna sıkıntılardan kurtulmak anlamında kullanılan bir isimdir.
Esra : İsra Suresinde yer alan Esra ismi karanlıkta yol gösteren anlamına gelmektedir.
Ezel : Hem kız hem de erkek ismi olarak kullanılan Ezel, başlangıcı olmayan anlamında kullanılmaktadır.
Reyhan : Vakia suresinde geçen Reyhan, güzel koku anlamındadır.
Mukaddes : Kuran’da yer alan Mukaddes ismi mübarek olan şeylere atıfta bulunmak demektir.
Hüsna : Kuran’da birçok ayette yer alan Hüsna, Allah’ın isimlerinin de genel adıdır.
Meryem : Meryem, dindar kadın anlamına gelmektedir. Kuran’da yer alan surenin ismidir.
Şura : Kuran’da Şura isimli bir sure bulunmaktadır. Meclis, danışma gibi anlamlarda kullanılmaktadır.
Nuran : Kuran’da birçok surede geçen Nuran, Nur ismi gibi aydınlık anlamındadır.
Ufuk isminin anlamı: 1. Gökle yerin birleşir gibi göründüğü yer. 2. Anlayış, kavrayış. 3. Çevre.
Cinsiyet: Unisex
Benzer isimler:
UfUktan
Uğur
Uğuralp
U harfi ile başlayan isimler için isim rehberimizi ziyaret edebilirsiniz.
Türkçe
U | F | U | K |
U: | Durgun ve hümanist insanların harfidir. |
F: | Sorumluluk duygusunun ve sakinliğin temsilcisidir. |
U: | Durgun ve hümanist insanların harfidir. |
K: | Yükselen bir kişiliğin temsilcisidir. Bu harfin sahibi, hayatında mutlaka başarılı olacaktır. |
Hayır, Ufuk ismi Kuran-I Kerim'de geçmiyor.
Ufuk ismi 4 harften oluşmaktadır ve numerolojiye göre analizi şu şekildedir:
Ufuk ismindeki kişilerin kişisel sayısı: 5
Girişken ve yenilikçi yapınız, hayatınızın her alanında size yeni fırsatlar ve başarılar getirecektir. Bu yapınız sayesinde, elinizi attığınız her işte başarılı olabilir ve farkınızı ortaya koyabilirsiniz. Özellikle maddi yatırımlardan korkmamanızı ve girişimci ruhunuzu iş hayatınızda da sürdürmenizi tavsiye ederiz. Sosyal yaşamınızda ise girişimci yapınız yanlış anlaşılabilir ve insanların sizi maymun iştahlı sanmasına neden olabilir. Her konuda başarılı olmak için yanıp tutştuğunuzu biliyoruz; ancak belli kararlarınızı kendinize saklamanız ve sonrasında paylaşmanız, sosyal yaşamınızı olumlu etkileyebilir.
U= Uşak
F= Fatsa
U= Uşak
K= Kars
U= Uniform
F= Foxtrot
U= Uniform
K= Kilo
U= Ufuk
F= Fatih
U= Ufuk
K= Kadri
U= Umman
F= Felenk
U= Umman
K= Kalyon
Uçar İsminin Anlamı Nedir?isim anlamlari geri dönUfuktan İsminin Anlamı Nedir?
Pazar,Pazartesi,Salı,Çarşamba,Perşembe,Cuma,Cumartesi
Ocak,Şubat,Mart,Nisan,Mayıs,Haziran,Temmuz,Ağustos,Eylül,Ekim,Kasım,Aralık
Stoklar azalıyor. [max] adet kaldı!
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası