mevlananin sevgi ile ilgili sözleri / Mevlananın En Güzel Aşk Şiirleri - Foto Galeri - seafoodplus.info

Mevlananin Sevgi Ile Ilgili Sözleri

mevlananin sevgi ile ilgili sözleri

MEVLÂNÂ&#;NIN SEVGİ ANLAYIŞI

MEVLÂNÂ&#;NIN SEVGİ ANLAYIŞI*

Bir gönül eğitimcisi olan Mevlânâ&#;nın eserlerindeki sevgi kavramını bir tebliğ metni içinde ele almanın imkânsızlığı malumdur. Zira o gönüller sultanının binlerce beyit hacmindeki Dîvânı ve Mesnevîsi&#;nde terennüm ettiği her konunun esası, özü sevgidir. Ancak Mevlânâ ve Yunus Emre gibi bütün sevgi erlerinin yegâne maksatlarının insanlara gerçek sevgiyi öğreterek, onları aşk kanatlarıyla yücelen, güzel ahlâk sahibi, örnek insanlar ve topluma faydalı fertler hâline getirme gayelerinden hareketle nefretin, kinin, düşmanlığın, kavga, terör ve savaşın kol gezdiği günümüz dünyasında Mevlânâ&#;nın eserlerinde verdiği mesajlara olan ihtiyacımızın arttığını ve Mevlânâ&#;nın yedi asır sonra bile insanlara sevgiyi aşılayan, ruhlara şifa, her dem tazeliğini koruyan öğütlerini gücümüz yettiğince dile getirmenin gereğine olan inancımızla Mevlânâ&#;nın sevgi denizinden birkaç yudum tadabilmek arzusundayız.

Mevlânâ, diğer tasavvuf erbabı gibi; her türlü kemâle erişin sevgiyle mümkün olduğuna inanır. Bu yüzden bütün eserleri aşka dairdir. Zira aşk; hayatın aslı, kâinatın yaratılış sebebidir. Cenab-ı Hakk&#;ın, Hz. Peygamber&#;e; &#;Sen olmasan, sen olmasan; bu gökleri yaratmazdım.&#; kudsî hadisindeki hitabı bütün varlık âlemlerinin mayasının sevgi olduğunu belirtirken, bir diğer kudsî hadisteki; &#;Ben gizli bir hazineydim, bilinmek istedim ve halkı (varlık âlemlerini ve insanı) yarattım.&#; ifadesi de insanınyaratılmasındaki yegâne amacın Allah&#;ı tanımak, sevmek ve kulluk etmek olduğunu açıkça ifade eder. Mevlânâ&#;nın sevgi anlayışının temelini genel olarak bu iki hadis oluşturur:

&#;Aşk olmasaydı, varlık olmazdı.&#; (1)

&#;Mukaddes aşk, Hazret-i Muhammed (SA)de zahir oldu. Cenab-ı Hak, onun için; &#;Sen olmasaydın&#;&#; buyurmuştur.

Aşkla o, en son ve tekti. Bu yüzden peygamberler anısından seçilmişti.

&#;Ben temiz aşkı maksûd edinmeseydim, bil ki gökleri halketmezdim.

Aşkın yüceliğinin sana zahir olması için gökleri yücelttim.&#; &#;(2)

Kâinatın yaratılışı da, devamı da sevginin ürünüdür, dolayısıyla her insan bu sonsuz sevgiden nasibini almalıdır. Ancak bu sevgi azalmayan, tükenmeyen, hiçbir şekilde zedelenmeyen hakiki sevgi olmalıdır. İşte böyle bir sevgiye sahip olabilmek için bütün mutasavvıflar gibi, Mevlânâ da bize, bugün eğitimde tümdengelim adıyla anılan bir sevgi metodunu öğretir: Öncelikle iyilik, güzellik ve mükemmelliğin en üst derecesinin yalnızca kendisine has olduğu Cenab-ı Hakk&#;ı sevmek, daha sonra da bu sağlıklı ve gerçek sevgiyi Cenab-ı Hakk&#;ın yarattığı her varlığa yöneltmek. Yunus Emre&#;nin; &#;Yaratılanı severiz Yaratandan ötürü&#; sözleriyle formüle ettiği bu anlayışı, Mevlânâ da; &#;Biz pergel gibiyiz. Bir ayağımız din üzerinde sağlamca durur, öteki ayağımız yetmiş iki milleti dolaşır.&#; ifadesiyle izah eder. Buna göre insan âdeta merkezî bir enerji santraline bağlanır gibi, tükenmeyen bir sevgi kaynağına ulaşmalı, o kaynaktan alınan ve dağıtmakla bitmeyen türden bu sevgiyi kâinata yaymalı, bütün insanlarla paylaşmalıdır. Bu da yukarıda belirtildiği gibi, önce Cenab-ı Hakk&#;ı sevmekle gerçekleşir.

Tasavvufta kesbî olarak nitelendirilen bu hakikî sevgi; mecazî veya beşerî aşk değil, İlâhî aşktır. Mesnevî&#;deki ilk hikâye bu konuya ayrılmıştır. Hikâyenin konusu kısaca şöyledir: Bir padişah yolda gördüğü cariyeye âşık olur. Onu satın alıp sarayına getirir fakat cariye anîden hastalanır. Bütün hekimler cariyeyi tedavi etmek isterlerse de, mümkün olmaz. Padişah büyük bir üzüntüyle dua edip, göz yaşlarıyla Allah&#;tan şifa dilerken uyuyakalır. Rüyasında bir pîr görür ve ertesi gün saraya keramet sahibi, iyi bir hekimin geleceği müjdesini alır. Gerçekten de böyle bir hekim gelir, cariyeyi muayene eder, sorduğu sorularla cariyenin Semerkand&#;da bir kuyumcuya âşık olduğunu, bu sebeple hastalandığını anlar. Padişaha, tedavi için o kuyumcunun getirtilmesi gerektiğini söyler. Kuyumcu çeşitli hediyelerle davet edilir, sarayda ağırlanır, cariye de iyileşmeye başlar. Bir süre sonra hekim kuyumcuya bir şerbet içirir, şerbetin tesiriyle kuyumcu hastalanır, günden güne çirkinleşir; cariye onu bu hâlde görünce bütün sevgisi yok olur, üstelik bir zamanlar bu adamı sevdiği için kendisinden utanır. (3) Mevlânâ&#;nın bu hikâyesinden çıkarılan sonuç; Allah sevgisini merkez edinmeyen her tür mecazî sevginin geçici ve sahte olduğu, hatta yalnızca beşerî güzelliğe bağlı olan sevginin zamanla nefrete ve utanca dönüşeceğidir:

&#;O yiğit de kuyuyu yol sandı. Çorak yer ona hoş göründü, oraya ekin ekmeye kalktı.&#;(4)&#;Aşk, renge ve kokuya bağlı (zahirî) olursa; o, aşk değildir, kişiye bir utançtır.

&#;

Fânîye olan aşk ebedî değildir. Zira insan bu düzenin hükmüne (ebedîliğe) müsait değildir.

Her an gönle feyizler veren (goncadan daha taze olan) gözün, ruhun safası olan İlahî aşk bakîdir.

Daima diri ve bakî olana âşık ol. Sırrını o nura kavuştur.

O&#;nun aşkını iste. Zira bütün peygamberler, veliler bu aşkı, iksirin ta kendisi bildiler.

&#;Bu aşka bende kabiliyet yok.&#; deme. Kerem sahibinin ihsan etmediği bir nesne yoktur.&#; (5)

&#;Külle aşık olanlar, cüz&#;e itibar etmez. Cüz&#;e meyleden, küllün müştakı değildir.&#; (6)

Beşerî sevginin sonucunda nadiren istisnalar olabilir. Mevlânâ; &#;Vehme, hevese âşık olan sadıksa, bu mecaz onu hakikate götürür.&#; (7) ifadesiyle; insanın fânîye duyduğu aşkta kararlı, vefalı, tam bir gönül saflığı, samimiyet ve sadakat içinde olduğu zaman mecazî aşkın onu İlâhî aşka götürebileceğini bildirir. İslâm edebiyatlarında ortak bir konu olan Leylâ ve Mecnun hikâyesinde Mecnun&#;un Leylâ&#;nın aşkıyla yola çıkıp, Mevlâ&#;nın aşkına ulaşması bu türdendir. Ama insanın ne mecazî, ne de İlâhî sevgi adına hiçbir çabası yoksa; Mevlânâ onlara sert bir dille çatar:

&#;Aşkı; aslan, ayı ve kurt bile idrak ederken ondan perhiz eden kişi köpekten de aşağıdır.&#; (8)

&#;Baht sana yâr olur yaver kesilirse

Aşk, seninle işe güce girişir.

Aşksız ömrü hesaba sayma; O, sayıdan dışarda kalacaktır çünkü.&#; (9)

&#;Mademki âşık olmuyorsun, git yün ör, iplik eğir&#;

Yüz işin var, yüz renge boyanmışsın, yüz rengin var, yüz alacan..

Mademki kafatasında aşk şarabı yok,

Var, geliri bol kişilerin mutfağında kase yala.&#; (10)

Beşerî veya İlâhî sevgiden nasibi olmayanların düştüğü korkunç bir hata vardır ki, bu da insanların dünyaya gönül vermeleri; mal, mülk, makam sevgisiyle maddî ve geçici bir hayatın esiri olmalarıdır. Dünyaya olan düşkünlük gerçekte bir sevgi değil, hırstır. Mal, mülk, mevki de bu hırsın derin çukuruna düşen insanın ruhuna sarılan ve aşk kanatlarıyla yükselmesine engel olan zincirlerdir. Dolayısıyla aşktan nasibini almak, Cenab-ı Hakk&#;ın sevgisiyle ebediyen diri kalmak isteyen insan her türlü maddî kayıttan kurtulmalıdır:

&#;O çöp boğazda nice yıllar kalır. Çöpün ne olduğunu bildin mi? O, makam ve mal sevgisidir.

Mal, çöp gibidir, zira o bakî değil. O, boğazındaysa âb-ı hayâtı içmene mani olur.&#; (11)

Mevlânâ, dünyaya bağlananlar için çeşitli benzetmeler kullanır: Duvardaki güneş ışığının nereden geldiğini araştırmadan duvara âşık olan, güneş duvardan çekilince hüsrana uğrar. Ya da adamın biri kuşu yakaladığını zannederek kuşun gölgesini sımsıkı tutmuş, ağaçtaki kuş da; &#;Bu ahmak acaba maskaralık mı yapıyor!&#; diye gülmektedir. (12) Gönlünü dünyaya verenlerin düştükleri hataya dair örnekler ve öğütler devam eder:

&#;Sanki bu cihan bir ağaç, bizler de o ağaçta ham meyveler gibiyiz.

Meyve ham olursa dalına sıkıca tutunur, ondan ayrılmak istemez.

Olgunlaşıp tatlılaşınca da dalda duramaz, düşer.

&#;

Cihana sımsıkı sarılmak hamlıktır.&#; (13)

&#;Dünya kendisini yeni bir gelin gibi gösteren, cilveler eden, kokmuş bir kocakarıdır.

Sen onun rengine ve kokusuna aldanma. Zehirli şerbetini içmekten sakın.&#;(14)

&#;Dünyaya bağlanan insan âleme sultan olsa da, gerçekte ölüdür.&#; (15)

&#;Gönlünü dünyaya veren, bir parça ekmeğe imanını satan gibidir.&#; (16)

Merkezine yaratıcıyı alıp, bütün kainatı kuşatan hakikî sevgiye ulaşmak için insanın öncelikle dünyaya ilişkin her türlü arzu ve hevesten kurtulması şarttır:

&#;Ey oğul, bağını kes kurtul; gümüşe, altına esaretin ne vakte kadar!

Testiyi denize daldırsan bir günlük rızıktan fazlası kısmet olmaz.

Harisin göz testisi dolar mı? Kanaatsiz, sedefte inci olmaz.

Aşktan her kimin elbisesi parça parça olmadıysa o, kötülüklerden, hırstan, kibirden temizlenmemiştir.

Ey bizim tatlı aşkımız, ey bizim hastalığımızın tabibi şâd ol.

Ey aşk, bizim kibir ve azametimizin,şerefimizin devası, Eflâtun&#;umuz ve Câlînus&#;umuz sensin.

Topraktan olan beden aşk ile yüceldi. Bu tesirle dağ bile coşup oynadı.

&#;

Her kim aşk ile yanıp tutuşmamışsa o, uçamayan kanatsız kuş gibidir.

&#;

Gönül kirden, süsten temizlenirse; Hak güneşinin nuru orada parıldar.&#; (17)

Bu sözlerden de anlaşıldığı gibi, insanlardaki hırs, kıskançlık, kin ve benzeri olumsuzlukların ancak gönüllerde yerleşen sevgi ile yok olacağına işaret eden Mevlânâ; Allah&#;ın evi diye adlandırılan Kabe&#;den daha yüce olan gönlün dünyevî arzulardan temizlenmesi neticesinde gerçek sevgiye mekân olacağını bildirir. Zira, nasıl ki Kabe&#;de putlara yer yoksa, Cenab-ı Hakkın tecelligâhı olan gönülde de başka suretlere yer vermek abestir. Dolayısıyla sevginin mekânı gönle hakikî mahiyetini kazandırmak şarttır:

&#;Hazret-i Peygamber, &#;Cenab-ı Hak, surete bakmaz, matlûb temiz bir gönüldür.&#; buyurmuştur.

Yani bakılmaya lâyık olan gönül sahipleridir, secdenin sureti ve altın dağıtmak değil.

Sen gönlünü gönül sanıp mağrur olmuş, bu yüzden asıl gönül sahiplerini aramaktan uzak kalmışsın.

Gönül, öyle bir şeydir ki onun içinde bu yedi gök gibi yüzlerce sema kaybolur.

Yoksa hile ile dolu küçük bir kalbi isteme.&#;(18)

Temiz gönülleri yurt edinen sevginin, aşkın tarifi Mevlânâ&#;ya sorulunca, verdiği cevap da; &#;Benim gibi olursan, bilirsin.&#; (19) olmuştur. Aşkın tarife sığmayacağına Mesnevî&#;de defalarca işaret edilir:

&#;Aşk, lafa söze sığmaz. Aşk, dibi görünmeyen bir deryadır.

Denizin damlalarını saymak imkansızdır. Yedi deniz, o deryaya nisbetle bir zerredir.&#; (20)

&#;Ben bu aşkı tamamen değil, kısaca anlattım. Yoksa ağız ve dil kalmaz yanardı.

Bu söz, her kulağa lâyık değildir. Onun için yüzlerce ledün sırrından ancak biri söylenildi.&#; (21)

&#;Aşkı, her ne şekilde açıklasam da, anlatsam da onu tarifte dil (insan) dilsiz kalır.

Gerçi dil tefsire aşinadır. Lâkin dilsiz aşk daha aydınlık (daha güzel)tır.

Kalem, gerçi herşeyi yazar ama, aşka gelince başı döner. Aşkı anlatmak için akla izin yoktur (akü, aşkı anlatmada çamurda yatan eşek gibidir). Onu, yine aşk kendisi anlatır.

Güneşe delil yine güneş oldu. Sana ondan başka aydınlık bir yol yoktur.&#;(22)

&#;Eğer ben, aşkı şerh etmeye devam edecek olursam bu mevzu, yüz kıyamet geçse de yine tamamlanamaz!

Çünkü kıyametin bir hududu vardır. Ama Hakk&#;ın sıfatı sınırsızdır.

Aşkın beş yüz kanadı vardır ki her bir kanat, arştan ta yer altına kadar her yeri kaplar.&#; (23)

Mevlânâ, aşkı tariflere sığdıramaz; ama tesirini, aşkın gücünü anlatmadan edemez. Ona göre kâinatın yaratılış sebebi olan aşk, yine kâinatın intizamı ve devamı konusunda sonsuz cazibesiyle birleştirici bir güçtür:

&#;Aşk-ı kül üstadına aferinler. Binlerce zerreyi birleştirdi.

Her yana dağılmış, toz toprak olmuş iken, testicinin elinde bir sürahi hâline geldi.&#; (24)

&#;Aşk bir deryadır, gökler onda bir köpük gibidir. O, insanı, Yusuf&#;un güzelliğine tutulan Züleyha gibi kılar.

Göklerin dönüşünü aşktan bil. Aşksız cihanın gönlü donar kalırdı.

O olmasaydı, cansız bir şey nasıl bir bitkide mahvolur; bitkiler de nasıl olur da canlılar için feda olurlardı.&#; (25)

Varlık âlemlerinin yaratılışı ve sürekliliği konusunda böylesine etkin rolü olan aşk, aynı zamanda yeryüzünü ve gökleri yok edecek derecede güçlüdür:

&#;Aşk, denizi bir çömlek gibi kaynatır. Aşk, dağı kum gibi yakar, ufalar.

Aşk, göklerde yüzlerce yarık açar. Aşk, cenk gibi yeryüzünü titretir.&#; (26)

&#;Aşktan başka her şey, yine aşk tarafından yenilir. Aşk kuşunun gagasına, iki cihan da bir tane gibidir.

Tanenin, kuşu yemesi hiç mümkün mü? Samanlık, atı nasıl otlayabilir?&#; (27)

Böyle bir aşk, temiz gönüllü has erlere nasip olur; bir köle veya tüccar gibi iman ederek, dinin özünü idrak edemeden yalnızca akıbetin hesabını yapan korkaklar bu aşka asla ulaşamazlar:

&#;Zahitlerin ayağı korku ile seğirtir. Aşıklarsa kanatlarıyla şimşek süratiyle giderler.

Aşk derdi, gökyüzünü yeryüzü ederken korku ehli, aşkın tozuna bile nereden erişecek?!&#; (28)

&#;Aşk mutfağında iyi kişiden başkasını kesmezler;

Arıkları, kötü huyluları kurban etmezler.

Gerçek âşıksan kurban edilmekten kaçma;

Boğazlanmadan ölen, murdar ölür.&#; (29)

Zira aşk ne kadar güçlü ve güzelse de, o güzelliğe erişmek de o kadar zordur. Nasıl ki hazine elde etmek için öncelikle bekçi görevindeki tılsımlı yılanı bertaraf etmek gerekirse; gerçek aşka ulaşmak için de belâlara, cefalara, dertlere sabretmek şarttır:

&#;Aşk davadır, cefa da şahidi. Şahidin yoksa dava düşer.

Kadı, senden şahit isterse üzülme. Hazine için yılana sabretmek lâzım.&#;(30)

Bu belâlar herkesin katlanacağı türden değildir; ancak aşkın bedelini kabullenenler tahammül gösterebilir. Çünkü âşığın görevi canını feda etmek, gecegündüz ıstırap ateşinde pişmektir:

&#;&#; Gıdam kandır. Âşığım, işim can feda etmektir.

Geceleri tencere gibi ateşte kaynamada, gündüzleri akşama kadar kumlar gibi kan yutmadayım.&#; (31)

Bu dertler; âşık olmayı talep edenlerin, gerçek aşka olan liyakatini ölçen bir imtihandır:

&#;Muhabbetin şartı mihnete, derde, belaya katlanmaktır.

Dost altın, belâ da ateş gibidir. Ayarı hâlis olan altın ateşe razıdır.&#; (32)

Âşık; derdinden şikâyet etmez, yaptıklarıyla övünmez, aşkının doğruluğunu ispata kalkışmaz. Bunları yapması onun hamlığını gösterir. (33) Gerçek âşık, sevgili uğrunda başa gelen belâları zevk telâkki eder. (34) Zira; her ne kadar; &#;Aşk ateştir.&#; denilse de, aşkın ateşi aslında nurdur:

&#;Lâkin aşk mumu, o muma benzemez. O, aydınlıklar içinde en yüce bir aydınlıktır.

O, ateşli mumların aksinedir; görünüşü ateş, içiyse tamamen nurdur.&#;.(35)

Mevlânâ, bu konuyu izah ederken; Sırat Köprüsü üzerinden müminler geçerken, cehennemin; &#;Ey mümin, çabuk geç; çünkü senin nurun benim ateşimi söndürmede.&#; diye seslendiğini belirten hadisi delil gösterir:

&#;Aşk mekansızlık aleminde hararetin madenidir. Yedi cehennem onun kıvılcımından bir dumandır.

Bu cihetten âşığın ateşi, cehennemin ateşini azaltır, söndürür.

Ona der ki; &#;Çabuk geç! Yoksa ateşinden ateşim sönecek.&#; &#; (36)

Mevlânâ, aşkın çilelerinin ateşe benzetilmesine rağmen, aşk gücünün her zorluğu yendiğini ve derdi derman hâline getirdiğine dair pek çok örnek verir:

&#;İsterse ölüm tatlı gelir, dilerse diken ve neşter, nergis ve gül olur.&#; (37)

&#;Sevgili yüzünden Ebû Cehil karpuzu, hurmadan daha tatlı olur. Ev, dildar ile ovadan daha güzel gelir.

Ay gibi bir gül yanaklıya vuslat ümidiyle nice nazeninler dikene katlanırlar.&#; (38)

Aşk, öyle bir hastalıktır ki, bütün hastalıkların dermanı ondadır; görünüşte zehir gibiyse de, gerçekte içilecek en güzel şerbettir.

&#;O öyle bir sözdür ki seni sözünden, öyle bir hastalıktır ki seni hastalığından kurtarır.

Bu aşkın illeti, sıhhatin bile canıdır. Onun meşakkatleri, her rahatın hasretini çektiği meşakkatlerdir.

&#;

Aşıkların yanıp erimesi bir gelişmedir. Zira ay da o yanıp erimeyle güzelleşir.

Bütün hastalar, iyileşmeyi umarlar; aşk hastasıysa; &#;Derdimi artırın!&#; diye feryat eder.

Bu zehirden daha güzel bir şerbet görmedim. Sıhhat, bu hastalıktan daha güzel değildir.

Tâat, bu günahtan daha iyi olamaz. Bu ana nisbetle yıllar bile bir andır.&#; (39)

Aşk yalnızca her derdin dermanı değildir. Daha birçok kazanç aşkla elde edilir. Fâni canı ebedî kılar, (40) âşığı Hak sırlarına âşinâ eyler ve ona her yerde rehber olur. (41) En önemlisi de insanı tasfiye etmesi, bütün kötü huylarını ıslah eden güce sahip olmasıdır. Mevlânâ, aşkın bu yönüne çok çarpıcı bir örnek verir:

&#;Eğer şeytan âşık olacak olsa, şüphesiz şeytanlığı gider, melek kesilirdi.&#;(42)

Bir başka deyişle, sevgi dindir, imandır:

&#;Hangi gönülde senin sevgin gizli değilse,

Kâfirdir o gönül, Müslüman olamaz.

Bir şehirde padişahın heybeti yoksa,

Yıkılmamışsa bile yıkılmış say o gönlü.&#;(43)

Böyle hakiki bir sevgide seven ve sevilen arasındaki perde kalkar, ikilik yok olur:

&#;Aşk, o bir şuledir, parlayınca maşuktan gayri her şeyi yakar!

Lâ kılıcı, Hak&#;tan başka her şeyi keser atar. Bir bak, Lâ&#;dan sonra bir şey yüz gösterebilir mi?

Geride sadece İllallah kalır, diğer hepsi gider. İkiliği yakan aşk onları tertemiz eder.&#; (44)

Mevlânâ&#;nın aşka dair bu düşünceleri vahdet-i vücud inancını değil, tecrübî bir sevgiyi anlatır mahiyettedir. Sevenle sevilenin bir olduğunu; âşığın her sözünün ve düşüncesinin sevgili olacağı ve Hz. Yusuf&#;a âşık olan Züleyha örneğiyle izah eder. (45) Bir başka misalde de, âşığa hangi şehri beğendiği sorulunca; &#;Sevgilinin şehri.&#; der;

&#;Zira, şahımızın oturduğu yer iğne deliği kadar da olsa bizim için ferahtır.

Ay gibi bir Yusuf&#;un olduğu yer faraza kuyunun dibi de olsa, bizim için cennettir.&#; (46)

Ya da âşığın gönlünde yanan aşk ateşinin, maşukun kalbine de tesir edeceği; Allah&#;ı seven kula, Cenab-ı Hakk&#;ın da muhabbet duyacağı ifade edilir.(47)

Böyle bir sevgiyi akılla mukayese etmek hatadır. Akıl, insanı dünya nimetlerine kavuşturur; ancak aşk gökleri insanın ayakları altına serer. (48) Bu sevginin Yaratıcı huzurundaki değeri ise ölçüye sığmaz:

&#; &#;Hz. Ebû Bekir; namazı, orucu ve sadakası ile diğer ashaba tercih edilmedi. O, kalbindeki iman ile tekrim olundu.&#; hadisinde bildirildiği gibi, Hz. Ebû Bekir&#;in başkalarına üstünlüğü çok namaz kıldığı ve oruç tuttuğu için değildir; Cenab-ı Hakk&#;a duyduğu muhabbet sebebiyledir. Kıyamette namazları, oruçları, sadakaları getirip teraziye koyarlar. Fakat sevgiyi getirdikleri zaman bu İlâhî aşk teraziye sığmaz. Bu yüzden asıl olan aşktır.&#; (49)

Yunus Emre&#;nin; &#;Aşk mezhebi dindir bana&#;, mısraının bir diğer ifadesini de; &#;Peygamberimizin yolu aşktır, aşk oğullarıyız biz, anamız aşktır.&#;(50) sözleriyle dile getiren Mevlânâ, dinin özünün sevgi olduğuna defalarca işaret eder:

&#;Ten kazancı için bir sanat öğrendin. Din sanatı için de gayret gerek.

Dünyada servet kazandın. Ya bufânî âlemi terk edince ne yapacaksın?

Ahireti kazanmak için de bir sanat öğren ki, ihsan ve mağfiret elde edesin.

&#;

Din kazancı; aşktır, gönül cezbesidir. Hak nuruna rehber kabiliyettir.&#; (51)

Mesnevî&#;de bu konuya dair bir hikâye anlatılır. Hz. Musa yolda bir çoban görür. Çoban kendi tarzınca ibadet etmekte ve şu sözlerle Allah&#;a münacatta bulunmaktadır: &#;Ey Rabbim! Sen neredesin? Sana kulluk etsem, çarığını diksem, saçını tarasam, çamaşırını yıkasam, sabahakşam sütünü hazırlasam, elini öpsem, ayağını ovsam, yatağını hazırlasam. Bütün koyunlarım, keçilerim sana feda olsun.&#;Hz. Musa, bu sözleri duyunca öfkeyle çobanı azarlar: &#;Behey gafil, sen kâfir olmuşsun da haberin yok! Çarık, süt yalnızca sana lâzımdır. Cenab-ı Hak bütün bu hizmetlerinden münezzehtir. Akılsızca sözler söyleyip, dostluk yerine düşmanlık gösteriyorsun!&#; Çoban, Hz. Musa&#;nın sözlerinden müteessir olur, yıllarca ibadet zannıyla küfür işlediğine pişman olarak göz yaşlarıyla kendini çöllere atar. İşte bu sırada Hz. Musa&#;ya Hak&#;tan bir vahiy gelir: &#;Ya Musa! Senin görevin insanları bize yaklaştırmak iken, bir kulumuzu bizden ayırdın. Yüce zatımız her şeyden müstağnidir ama dile ve söze bakılır sanma. Bizim baktığımız gönül ve hâldir. Kalpte huşu varsa, biz ona bakarız. Âşıklar her nefes yanarlar, viran köyden vergi alınmaz. Sözde yanılsa bile âşık için korku yoktur. Şehit kan içinde olsa da yıkanmaz. Suyun şehit kanından üstün olamadığı gibi, yüzlerce doğru söz de bu aşk dolu sözlerden değerli olamaz. Aşk dini bütün dinlerden ayrıdır. Âşıklara din ve mezhep Allah&#;tır.&#; (52)

Bu hikâyede ve binlerce beyittik diğer eserlerinde Mevlânâ&#;nın vermek istediği en önemli mesaj, sevginin; yaratılışın başlangıcı olduğu gibi, dinin de özü veya temeli olduğudur. İnsanları dünyevî ve uhrevî mutluluğa ulaştıracak olan şifa sevgide mevcuttur. Her türlü kötülükten arınmış temiz gönüller sevginin eseridir. Toplumdaki huzurun ve barışın kaynağı da sevgidir. Sevgi, yalnızca sûfîlerin yaşaması gereken bir hâl değil, her insanın nasiplenmesi gereken hayatî bir ihtiyaçtır. Nefretin kol gezdiği yaşlı dünyamızda sevgisizlik insanı ve tabiatı yok eden bir canavar hâline gelmiştir. Öyle ki, günümüzde insanlığın en büyük problemi sevgi erozyonudur demek mümkündür. Çözüm yine sevgidedir:

&#;Sevgi, acıyı, tatlılaştırır. Sevgi, bakırı altın eder.

Bulanıklar sevgi ile duruldu. Dert sevginin feyziyle şifa bulur.&#; (53)

 

*Bu yazı  Yılında Hz. Mevlâna ve ailesinin Konya&#;ya gelişlerinin yıldönümü dolayısıyla yapılan Panelde sunulmuştur.


1 Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Mesnevî-i Şerîf, Aslı ve Sadeleştirilmişiyle Manzum Nahîfî Tercümesi, C. V, İstanbul , s. 80/

2 a.e., C. V, s. /

3 a.e., C. I, s. /

4 a.e., C. V, s. /

5 a.e., C. I, s. 10/,

6 a.e., C. I, s. /

7 a.e., C. I, s. /

8 a.e., C. V, s. 80/

9 Mevlânâ Celâleddin, Mecâlis-i Seb&#;a-Yedi Meclis, Haz.; Abdülbaki Gölpınarlı Konya , s.

10 Mevlânâ Celâleddin, Rubâîler, Haz, Abdülbaki Gölpınarlı, İstanbul , s.

11 Mevlânâ Celâleddin, Mesnevî-i Şerîf, C. II, s. /

12 a.e., C.I, s. /başlık ve

13 a.e.&#;, C. İli, s. 49/

14 a.e.&#; C. VI, s. 12/

15 Mevlânâ Celâleddin, Rubâîler, s.

16 a.e., s.

17 Mevlânâ Celâleddin, Mesnevî-i Şerîf, C.I, s. 3/

18 a.e., C.V, s. 36/

19 a.e., C.I1, s.l (dîbâce); Mevlânâ Celâleddin, Mecâlis-i Seb&#;a, s.

20 Mevlânâ Celâleddin, Mesnevî-i Şerîf, C.V, s. /

21 a.e., C.I, s. 70/,

22 a.e., C.I, s. /

23 a.e., C. V, s. 88/

24 a.e., seafoodplus.info, s. /

25 a.e., C. V, s. /

26 a.e., C. V, s. /

27 a.e., C.V, s. /

28 a.e., C. V, s. 88/

29 Mevlânâ Celâleddin, Rubailer, s.

30 Mevlânâ Celâleddin, Mesnevî-i Şerîf, C. III, s. /

31 a.e., C. III, s. /

32 a.e., C. II, s. 53/

33 a.e,. C. V, s. /

a.e., C. I, s. 70/

35 a.e., C. III, s. /

36 a.e., C. VI, s. /

37 a.e., C. III, s. 54/

38 a.e., C. III, s. 21/

39 a.e., C. VI, s. 1 72/

40 a.e., C. V, s. 80/

41 a.e., C. I, s. 6/

42 a.e., C. VI, s. /

43 Mevlânâ Celâleddin, Rubailer, s.

44 Mevlânâ Celâleddin, Mesnevî-i Şerîf, C. V, s. 25/

45 a.e., C. VI, s/

46 a.e., C. III, s. /

47 a.e., C. III, S. /

48 a.e., C. V, /

49 Mevlânâ, Fîhi Mâfih, Çev.:Meliha Ülker Tarıkahya (Anbarcıoğlu),İstanbul , s.

50 Mevlânâ Celâleddin, Rubailer, s.

51 Mevlânâ Celâleddin, Mesnevî-i Şerîf, C. II, s. 94/

52 a.e., C.V, s. /

53 a.e., C. II, s. 56/

Mevlana Sözleri - Hz. Mevlana'dan İbretlik Sözler, En Güzel, Resimli Kısa, Uzun, Anlamlı, Özlü Dostluk Ve Aşk Sözleri

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:

Mevlana sözleri ile hayat dersi almak isteyenler ya da bu özlü sözleri sevdiklerine göndermek isteyenler resimli Mevlana sözleri hakkında araştırma yapıyor. Edebi kişiliğinin yanı sıra alim ve fâkih olan Hz. Mevlana özlü sözleri ve öğütleri ile her çağda yeni nesillere yol göstermektedir. Geleceğe ışık tutan nasihatleri sayesinde hem edebi hem de manevi açıdan ders veren Mevlana'nın 7 öğüdü ve kısa, uzun seçenekli en güzel Mevlana sözleri haberimizde. İşte; yüzyılda yaşayan Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin akıllara kazınacak cümleleri ve dostluk, aşk konularındaki özlü resimli Mevlana sözleri!

Mevlana Sözleri - Hz. Mevlana’dan İbretlik Sözler, En Güzel, Resimli Kısa, Uzun, Anlamlı, Özlü Dostluk Ve Aşk Sözleri
Mevlana Sözleri - Hz. Mevlana’dan İbretlik Sözler, En Güzel, Resimli Kısa, Uzun, Anlamlı, Özlü Dostluk Ve Aşk Sözleri
Mevlana Sözleri - Hz. Mevlana’dan İbretlik Sözler, En Güzel, Resimli Kısa, Uzun, Anlamlı, Özlü Dostluk Ve Aşk Sözleri
Mevlana Sözleri - Hz. Mevlana’dan İbretlik Sözler, En Güzel, Resimli Kısa, Uzun, Anlamlı, Özlü Dostluk Ve Aşk Sözleri
SON DAKİKA

Mevlananın En Güzel Aşk Şiirleri

  • Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir,<br> bir sevgi'ye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.

    Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir,
    bir sevgi'ye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.

  • Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, <br>dünyada su da olmazdı, ateş de

    Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı,
    dünyada su da olmazdı, ateş de

  • Bir insan ne istediğini bilmiyorsa, hem seni ziyan eder, hem kendini.<br> Dibini görmediğin suya dalmadığın gibi, emin olmadığın Sevgiye teslim etme kendini.

    Bir insan ne istediğini bilmiyorsa, hem seni ziyan eder, hem kendini.
    Dibini görmediğin suya dalmadığın gibi, emin olmadığın Sevgiye teslim etme kendini.

  • Kimsenin ayıbını arama, kendi ayıbını gör. Murada ermek, sabır ile olur. <br> Oturduğun yeri pak et, kazandığın lokmayı hak et. <br>Karşındaki ister taş olsun, ister kaya, sen yumuşak ol, o erir.

    Kimsenin ayıbını arama, kendi ayıbını gör. Murada ermek, sabır ile olur.
    Oturduğun yeri pak et, kazandığın lokmayı hak et.
    Karşındaki ister taş olsun, ister kaya, sen yumuşak ol, o erir.

  • Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması.<br> Ne kötüdür an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması. Ve bilir misin?<br> Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması.<br> Ben deyip susması, sen deyip ağlamaklı olması.

    Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması.
    Ne kötüdür an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması. Ve bilir misin?
    Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması.
    Ben deyip susması, sen deyip ağlamaklı olması.

  • Yürek yanmadıkça göz yaşarmaz.

    Yürek yanmadıkça göz yaşarmaz.

  • Kim daha güzelse, kıskançlığı daha fazla olur.<br> Kıskançlık ateşten meydana gelir.

    Kim daha güzelse, kıskançlığı daha fazla olur.
    Kıskançlık ateşten meydana gelir.

  • Aşıkların gönüllerinin yanışlarında kıvılcımlar vardır.<br> Gönüllerini, sevgiliye vermiş olanların, gönüllerindeki derdin belirtileri vardır.<br> Sen, hiç duymadın mı? Yanıp yakılanların gönüllerinden çıkan ateşli bir "ah", ta Allah'ın rahmet huzuruna geçer, gider.

    Aşıkların gönüllerinin yanışlarında kıvılcımlar vardır.
    Gönüllerini, sevgiliye vermiş olanların, gönüllerindeki derdin belirtileri vardır.
    Sen, hiç duymadın mı? Yanıp yakılanların gönüllerinden çıkan ateşli bir "ah", ta Allah'ın rahmet huzuruna geçer, gider.

  • Benim hayatımın gecesinde şu güneş gibi, Yirmi tane güneş doğsa da, Karanlık gecemi aydınlatmaya çalışsa da, Sen gelmedikçe, seher olmaz Sevgili !

    Benim hayatımın gecesinde şu güneş gibi, Yirmi tane güneş doğsa da, Karanlık gecemi aydınlatmaya çalışsa da, Sen gelmedikçe, seher olmaz Sevgili !

  • Ne zaman vuslat ey yar! Can bitap düştü, saçlarıma hazan düştü.<br> Sevdama köz düştü. Lime lime etti bu hasret beni.<br> İlmek ilmek cana dokudum da seni, gönül gözüme hayranlık düştü.

    Ne zaman vuslat ey yar! Can bitap düştü, saçlarıma hazan düştü.
    Sevdama köz düştü. Lime lime etti bu hasret beni.
    İlmek ilmek cana dokudum da seni, gönül gözüme hayranlık düştü.

  • Gel ne olur, bir gün çıkıp gel, alev almadan ruhum.<br> Canı dişinde, özü közünde, bir ağlayıştır bu.

    Gel ne olur, bir gün çıkıp gel, alev almadan ruhum.
    Canı dişinde, özü közünde, bir ağlayıştır bu.

  • Gözlerinin gördüğünü, yüreğinin gördüğüne değişiyorsan, eyvallah.<br> Yüreğinin gördüğünü, gözlerinin gördüğüne değişiyorsan, eyvah, eyvah.

    Gözlerinin gördüğünü, yüreğinin gördüğüne değişiyorsan, eyvallah.
    Yüreğinin gördüğünü, gözlerinin gördüğüne değişiyorsan, eyvah, eyvah.

  • Ey gönül acılara sabret! Çünkü onlar seni kahretmek için değil,<br> sınamak, terbiye etmek, kemale erdirmek için gelirler! Hem de geçicidirler,

    Ey gönül acılara sabret! Çünkü onlar seni kahretmek için değil,
    sınamak, terbiye etmek, kemale erdirmek için gelirler! Hem de geçicidirler,

  • Duydum ki kapıma gelmiş, tokmak olmadığı için kapıya vurmadan geri dönmüşsün. <br>Bilmez misin, kalp kapısının tokmağa ihtiyacı yoktur; o ancak içeriden açılır.

    Duydum ki kapıma gelmiş, tokmak olmadığı için kapıya vurmadan geri dönmüşsün.
    Bilmez misin, kalp kapısının tokmağa ihtiyacı yoktur; o ancak içeriden açılır.

  • Gönül; bir gün olur, seni gönlünü alana ulaştırır.<br> Can; bir gün olur, seni sevgiliye ulaştırır.<br> Sen de derdin eteğini elden bırakma,<br> Çünkü o dert, bir gün olur, seni dermana ulaştırır.

    Gönül; bir gün olur, seni gönlünü alana ulaştırır.
    Can; bir gün olur, seni sevgiliye ulaştırır.
    Sen de derdin eteğini elden bırakma,
    Çünkü o dert, bir gün olur, seni dermana ulaştırır.

  • Ben, bende değil, sende de, hem sen, hem ben.<br> Ben hem benim'im, hem de senin, sen de benim.<br> Bugün öyle garip bir hale geldim ki, sen ben misin, ben mi senim, bilmiyorum.

    Ben, bende değil, sende de, hem sen, hem ben.
    Ben hem benim'im, hem de senin, sen de benim.
    Bugün öyle garip bir hale geldim ki, sen ben misin, ben mi senim, bilmiyorum.

  • Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir.<br> Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır.

    Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir.
    Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır.

  • Eden kendisine eder, yapan bulur ve çeker. Unutma,<br> kazanmak koca bir ömür ister, kaybetmeye ise anlık gaflet yeter.

    Eden kendisine eder, yapan bulur ve çeker. Unutma,
    kazanmak koca bir ömür ister, kaybetmeye ise anlık gaflet yeter.

  • Bilmiyorum benim bu hasta gönlümde kim var?<br> Ben susuyorum, o feryad edip duruyor!

    Bilmiyorum benim bu hasta gönlümde kim var?
    Ben susuyorum, o feryad edip duruyor!

  • Ey aşık, hani özlem çekiyorsun ya sevgiliye, bil ki sevgilidendir özlemin özü.<br> O&#;dur asıl sana özlem duyan. Çünkü O tutuşturmayınca alevi, kimsede olmaz ateş.<br> Ve aşk ateşi önce sevilene, ondan sonra sevene düşer.

    Ey aşık, hani özlem çekiyorsun ya sevgiliye, bil ki sevgilidendir özlemin özü.
    O&#;dur asıl sana özlem duyan. Çünkü O tutuşturmayınca alevi, kimsede olmaz ateş.
    Ve aşk ateşi önce sevilene, ondan sonra sevene düşer.

  • Sen benim; her şeye rağmenim,<br> Asla pes etmeyişim, başımı öne eğmeyişimsin<br> Ve ümidimi yitirmeyişimsin.

    Sen benim; her şeye rağmenim,
    Asla pes etmeyişim, başımı öne eğmeyişimsin
    Ve ümidimi yitirmeyişimsin.

  • Sen benim; bugünüme şükür ve yarınıma dua edişim,<br> Azla yetinişim, çoğa göz dikmeyişimsin,<br> Ve kapanmayan avuç içimsin.

    Sen benim; bugünüme şükür ve yarınıma dua edişim,
    Azla yetinişim, çoğa göz dikmeyişimsin,
    Ve kapanmayan avuç içimsin.

  • Sayfa Arama :

    Bu sayfada hz. mevlana'nın sevgi sözlerini bulacaksınız. Değerli Güzel Cümleler dostları; Her zaman en güzel sözler için Google veya Yandex üzerinden "Güzel Cümleler" yazarak, sayfamıza ulaşabilir ve birçok konu başlığı altında sözlere ulaşabilirsiniz. Sevgiyle kalın

    Devamını Oku

    Dibini görmediğin suya dalmadığın gibi emin olmadığın sevgiye teslim etme kendini. - Hz. Mevlana

    Bizi bizden başkası zaten ayıramazdı bize bunu bizden başkası yapamazdı. Ah be sevgili hamdım belki ama piştim yandım; zaten beni senden başkası yakamazdı. - Hz. Mevlana

    Aşk, bir uçurumdan düşmek gibi bir şey, işte bu yüzden sevgili'ye "yar" denir. - Hz. Mevlana

    Ömründen nasibin kendini sevgiliden mesut bulduğun andan ibarettir. - Hz. Mevlana

    Ey sevgili! Seni sevmeye bir bahane yeter. - Hz. Mevlana

    Sevgi şifadır. Sevgi güçtür. Sevgi; değişimin mührüdür. - Hz. Mevlana

    Sevgili kendi isteği ile neşeli olarak, kutlulukla eve gelirse, onun karşısına otur da onda onun yüzünde Hakk'ın güzelliğini, büyüklüğünü, sanatını, yaratma gücünü müşahede et, gör! - Hz. Mevlana

    Mevlana derki: Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasırdır, ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. Her iki yolda da, tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak. - Hz. Mevlana

    Bırakacağın eli hiç tutma tutacağın eli ise hiç bırakma. Sahte sevgilere gül olmaktansa gerçek sevgilere diken ol. - Hz. Mevlana

    Ey gönül! Bana derler: 'Sevgili'ye bunca hasret özlem neden?' diye; 'ulaşamayacağını bile bile neden onu arıyorsun?' derler. Ben de derim ki: 'öleceğimi bile bile neden yaşıyorsam o yüzden!' diye. - Hz. Mevlana

    Şu gönülde sevgi şimşeği parlayınca bilmiş ol ki o gönülde sevgi vardır. Senin gönlünde de Allah sevgisi iki kat oldu arttı ise şüphe yok ki Allah da seni seviyor demektir. - Hz. Mevlana

    Kimin aşka meyli yoksa o kanatsız kuş gibidir. Vah ona. - Hz. Mevlana

    Olumsuzlukları hoş görmek ne iyidir. Zira bütün ırmaklara su veren deniz bile her çöpü başının üstünde taşır ama deniz bu kereminden dolayı eksilmez. Zaten sevgi ve hoşgörü insanlıktır. - Hz. Mevlana

    Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki! - Hz. Mevlana

    Aşk öyle bir saltanattır ki, zevali yoktu - Hz. Mevlana

    Uzakta olsan da yanımda olmalısın daima; unutma gerçek aşk sevdiğini anınca yanmak, yandıkça sevdireni anmaktır. - Hz. Mevlana

    Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz. Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz. - Hz. Mevlana

    Ey gönül! Aşkı arama inanki ararken kaybolursun. Bulduğunda ya veli ya da deli olursun. - Hz. Mevlana

    Sen benim; bügünüme şükür ve yarınıma dua edişim, azla yetinişim, çoğa göz dikmeyişimsin. - Hz. Mevlana

    Gönül aynası dünya sevgisi tozundan, nefsani arzulardan temizlenir, pak ve saf bir hale getirilirse, orada su ve toprak nakışlardan başka şeyler görürsün. Gönül aynasında hem resmi, nakşı görürsün; hem de resmi ve nakşı yapanı; hem devlet, saadet yaygısı seyr edersin; hem de onu yayanı ve döşeyeni. - Hz. Mevlana

    Aşka uçmadıktan sonra kanatlar neye yarar? - Hz. Mevlana

    Aptalın sevgisi ayının sevgisidir; kini sevgidir sevgisi kindir. - Hz. Mevlana

    Ey gönül! Sen, aşkı ve sevdayı onda bunda mı sanırsın? Oysa o, senin bağrında hala anlamaz mısın? - Hz. Mevlana

    Neyi arıyorsan sen O'sun der Mevlana. Zulmün peşindeysen zalimsin, aşkı arıyorsan aşık.

    Sevgi insanı kör ve sağır eder. - Hz. Mevlana

    Sevgi (kulluk) düşünce ve manadan ibaret olsaydı bize oruç ve namaz lüzumlu olmazdı. - Hz. Mevlana

    Dokunamadığım, göremediğim, dindiremediğim bir acı taşıyor yüreğim, biraz yalnızlık, biraz hüzün, biraz çaresizlik. - Hz. Mevlana

    Anladım ki gönül çuvalımdaki, kelimeler sana yetmez. Oysa gönlüm güzel olmazsa bahçemde bir gül dahi bitmez. Ey sevgili, senin "aşk'ın" daim olsun, benim yaram olsa da fark etmez. - Hz. Mevlana

    Sen, kendi şehvetine ve arzularına aşk adını takmışsın; halbuki şehvetten kurtulup aşka ulaşabilmek için yol çok uzundur. - Hz. Mevlana

    Sevgide fedakarlık yolunu bulamayanları asla gönül kapınızdan içeri sokmayın. - Hz. Mevlana

    Sevgi ve merhamet, insanlık; hiddet ve şehvet, hayvanlıktır. - Hz. Mevlana

    Unutma, sır gibi seversen eğer muradın gerçekleşir. Çünkü tohum, toprağa gizlenirse yeşerir. - Hz. Mevlana

    Uzaklık deyip de dert ettiğin nedir ki sevgili. Biz Yaradan'ı da görmeden sevmedik mi? - Hz. Mevlana

    Ölünüz! Ölünüz! Bu aşkın yolunda ölünüz! Ta ki yeniden dirilesiniz. Kurtarın! Kurtarın bu topraktan paçanızı! Ta ki göklere ersin eliniz. - Hz. Mevlana

    Ey gözyaşı! Mademki gözümün kapısından çıktın gidiyorsun bari sevgilinin kapısına gitde başını onun eşiğine koy. - Hz. Mevlana

    Yarım nefeslik bu hayatında, sevgiden başka hiçbir şeyi planlama! - Hz. Mevlana

    Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.

    Üfleme suru ey İsrafil. Aşkta çok yanasım var. Yar'a şeker şerbetle varasım var. Sen gelme ey Azrail, bu canı Yar'e aşk'la veresim var. - Hz. Mevlana

    Lisanı ağızda olan değil, lisanı gönülde olanlara yar et bizi. Tebessümü simasında olan değil, tebessümü gönülde olanlara kat bizi. Aşkı tende sananı değil, aşkı ruhunda can bilenlere arat bizi. - Hz. Mevlana

    Sevgilinin değeri onu sevenin sevgisi ile ölçülür. - Hz. Mevlana

    Sevgide güneş gibi ol dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol hataları örtmede gece gibi ol öfkede ölü gibi ol her ne olursan ol ya olduğun gibi görün ya göründügün gibi ol. - Hz. Mevlana

    Edep bilenler başkadır, canı ruhu yanmış aşıklar başka. Aşk şeriatı bütün dinlerden ayrıdır. Aşıkların şeriatı da Allah'tır; mezhebi de. - Hz. Mevlana

    Aşkın hikayesini, durmaksızın feryat eden bülbüle değil; sessiz sedasız can veren pervanelere sor. - Hz. Mevlana

    Mevlana'ya sormuşlar "aşk nedir?" diye. Ben ol ki bilesin! Demiş.

    Aşığın gönlünde bir denk varsa ancak Sevgilinin şeker dengidir. Gönülde bir yolculuk düşüncesi varsa ancak Sevgiliye gitme ona kavuşma düşüncesidir. - Hz. Mevlana

    Ey gönül! Gülü seviyorsan dikenini de seveceksin, deryayı seviyorsan dalgalarını da seveceksin, vuslatı seviyorsan firakını da seveceksin, sevgiliyi seviyorsan nazını da seveceksin, hayatı seviyorsan ölümü de seveceksin. - Hz. Mevlana

    Mademki kendinde bir dert veya pişmanlık hissediyorsun; bu Allah'ın sana olan yardımının ve sevgisinin bir delilidir. - Hz. Mevlana

    Sıkıntılar, Sevgili'nin gönderdiği misafirdir; gelir ve gider. Önemli olan, gönderenin hatırına o misafire sabredebilmektir. - Hz. Mevlana

    Uğruna fedakarlık yapmadığın sevgiyi yüreğinde taşıyıp da kendine yük etme. - Hz. Mevlana

    Sevgi olmadan saygı saygı olmadan sadakat olmaz. 3 katlı bina gibidir sadakat çökerse hepsi yıkılır. - Hz. Mevlana

    Her şey maşuktur, aşık bir perdedir. Yaşayan maşuktur, aşık bir ölüdür. Kimin aşka meyli yoksa o kanatsız bir kuş gibidir, vah ona! - Hz. Mevlana

    Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme. Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun, etme. Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme. - Hz. Mevlana

    Eğriyi kendinde arayan, doğruyu kalbinde bulur. Aşkına emekle yürüyen, dermanı derdinde görür. - Hz. Mevlana

    Her aşığım diyen aşık olmaz. Her sevgiden bahseden sadık olmaz. İlahi herkes mert bir aşık olmaz. Sıradan kalplerde 'Aşk' derdi bulunmaz. - Hz. Mevlana

    Altın ne oluyor can ne oluyor? İnci mercan da nedir? Bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra. - Hz. Mevlana

    Ey gönül! Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir Sevgiliyi aramakla geçiyor. - Hz. Mevlana

    Sevgilim! Senin yüzünden yüzümde bir güzellik var. - Hz. Mevlana

    Bütün kâinat birbirine sevgi ile bağlanmış. Sevgini vermesini öğren. Çünkü gönlün anlasın ki hepsine yer varmış. Sevgisiz insandan dünya, unutma ki korkarmış. - Hz. Mevlana

    Koşayım koşayım da Hak yoluna düşen atlılara ulaşayım. Yok olayım yok olayım da sevgiliye kavuşayım. - Hz. Mevlana

    Tüm Güzel Sözler için Tıklayın!

    nest...

    batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir