bilmezdim kelimelerin kifayetsiz olduğunu şiiri dinle / Anlatamıyorum şiiri - Orhan Veli Kanık

Bilmezdim Kelimelerin Kifayetsiz Olduğunu Şiiri Dinle

bilmezdim kelimelerin kifayetsiz olduğunu şiiri dinle

Orhan Veli Kanık Sözleri, Usta Şair Orhan Veli Kanık'ın Şiirlerinden Alıntı Sözler

Orhan Veli Kanık Sözleri;

En güzel Orhan Veli Kanık sözleri burada... Güzel sözler veÖzlü sözleryazılarında birçok sözüne yer verdiğimiz Orhan Veli Kanık sözleri içeriğindeaşk sözleri, sevgi sözleri gibi birçok kategoride paylaşılan sözlerini bulabilirsiniz. Sizler de özenle hazırlanan resimli Orhan Veli Kanık sözlerini sosyal medya hesaplarından paylaşabilirsiniz.

Orhan Veli Kanık'ın kitaplarından alıntı en güzel 5 söz önerisi;

1. O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm; Gün ne güzel doğarmış meğer açık denizlerde!

2. Bekliyorum! Öyle bir havada gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın.

3. Ve ihtimal sen! Yine beni sevmeyeceksin.

4. En delikanlı mevsimdir kış… Yüzüne yüzüne vurur yalnızlığını.

5. Öyle bir zamanda gel ki, vazgeçmek mümkün olmasın.


En Güzel Orhan Veli Kanık Sözleri

Orhan Veli Kanık Sözleri

Oysa kahve içmişliğimiz vardı… “Bu ne hatır, gönül bilmezlik” diyemedim.

Bakakalırım giden geminin ardından; Atamam kendimi denize, dünya güzel; Serde erkeklik var ağlayamam.

Canım benim; Bilir misin “canım” dediğimde içimden canımın çıkıp sana doğru koştuğunu duyarım hep.

Çok hakkın var üstümde helal etmezsen, kul hakkı bu, şaka değil eğer helal etmezsen, dua etmeyi bir yana bırak, camiye gidip Allah’ın halısına bile basamam utancımdan.

Sıvanmış, boyanmış bir binanın tuğlaları arasındaki harcı göremeyiz. Bina tamamiyetini ancak bu harçla temin ettiği zamandır ki, onu teşkil eden tuğlaları teker teker görmek, onların vasıfları üzerinde düşünmek fırsatını elde ederiz.

“Aklımdan çıkmıyorsun” dedim, başka türlüsünü yorgunum anlatmaya.

Orhan Veli Kanık Sözleri

Biz, tanımadığımız o büyük sınıfın, o fakir sınıfın adamıyız ama tanımadığımız için de onlardan, onların hayatından bahsedemeyiz. Üstelik tehlikeli bir iş o. İnsana sol diyorlar, komünist diyorlar. İyisi mi, bir yazar hep suya sabuna dokunmayan yazılar yazmalı. Ben de öyle yapacağım.

Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden. Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa sormasa beni. Sen gelsen yeter.

Aşk, benim için de, benim gibiler için de, biraz fazla. Fazla güzel bir şey. Ne uçmak geliyor elimden, ne de ötmek. Her şeyden önce yiyip içmeye ihtiyacım var; halbuki, aşık olursam yiyip içemem.

Şeytan diyor ki: ‘Aç pencereyi; Bağıɾ, bağıɾ, bağıɾ; sabaha kadar.

Duyduğum yoktu ne vakittir Güvercin sesi, kumru sesi, pencerede; İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir? Nedir bu yosun kokusu, Martıların gürültüsü havalarda; Nedir? Yolculuk olmalı, yolculuk.

Ben ki her ɑkşɑm yɑtɑğımdɑ onu düşünüyorum, onu sevdiğim müddetçe yɑtɑğımı dɑ seveceğim.

Yanlış işler görenler bile o işleɾi memleket sevgisiyle göɾdüklerine inanırlaɾ.


Orhan Veli Kanık Şiirlerinden Alıntı Sözler

Orhan Veli Kanık Sözleri

Sıvanmış, boyanmış bir binanın tuğlaları arasındaki harcı göremeyiz. Bina tamamiyetini ancak bu harçla temin ettiği zamandır ki, onu teşkil eden tuğlaları teker teker görmek, onların vasıfları üzerinde düşünmek fırsatını elde ederiz.

Boş konuşan insan çana benzer, içi boş olduğu için çok ses çıkartıɾ!

Biliyorum, kolay değil yaşamak; Ama işte biɾ ölünün hala yatağı sıcak birinin saati işliyoɾ kolunda yaşamak kolay değil ya kardeşler ölmek de kolay değil; Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.

Bilmezler yalnız yaşamayanlar, nasıl korku verir sessizlik insana; insan nasıl konuşur kendisiyle; nasıl koşar aynalara, bir cana hasret, bilmezler.

Pencere, en iyisi pencere; geçen kuşları görürsün hiç olmazsa; dört duvarı göreceğine.

Yaşamak kolay değil ya kardeşler, ölmek de değil; kolay değil bu dünyadan ayrılmak

Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Göz yaşlarıma,ellerinizle?

Orhan Veli Kanık Sözleri

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları.İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.

En iyi savaşı olan sömürgeciliği kullanır insan. Ağlar bazıları, bazıları gülerek yapar bu işlemi, hem de kime güldüğünü bilmeden. Aldatır ya sanır ki karşıdaki yedi yalanı, aslında ta kendisidir aldatan insanı.

Yüz kelimelik bir şiirde yüz tane güzellik arayan vardır. Halbuki bin kelimelik bir şiir bile bir tek güzellik için yazılır.

Gün ışığında hissemize razıydık kendimize hüzünler icat ettik avunamadık.

Ben ki her akşam yatağımda onu düşünüyorum, onu sevdiğim müddetçe yatağımı da seveceğim.

Asma suratını” deme be kadın , Ne değişir ? Yine , İstanbul’daki asma köprüler gibi , Asma gülücükler iliştiririm yüzüme ; Ve gözlerimin altından binlerce Marmara akıtırım… Şu Orhan Veli’ninde alacağı olsun… Serde erkeklik varmış; ağlanmazmış.

Sokakta giderken, kendi kendime gülümsediğimin farkına vardığımda, beni deli zannedecekleɾini düşünüp gülümsüyorum.

Orhan Veli Kanık Sözleri

Ben bir ömür göz yaşı hapsine mahkum edilmişken, senin gerçek sandığın sahte aşklarla, gülümseyecek olan gözlerin beni her gün bir kat daha öldürüyor.

İşim gücüm budur benim Gökyüzünü boyarım her sabah Hepiniz uykudayken. Uyanır bakarsınız ki mavi. Deniz yırtılır kimi zaman. Bilmezsiniz kim diker. Ben dikerim.

“Sokakta giderken, kendi kendime gülümsediğimin farkına vardığım anlarda insanların beni deli zannedeceğini düşünüp gülümsüyorum.”

Bilmezler yalnız yaşamayanlar,

Nasıl korku verir sessizlik insana;

İnsan nasıl konuşur kendisiyle;

Nasıl koşar aynalara,

Bir cana hasret,

Bilmezler.


En Güzel Orhan Veli Kanık Şiirleri

Sokak dilini şiirlerimize kazandıran büyük şair Orhan Veli, kısa ömrüne birçok güzel şiir sığdırmıştır. Orhan Veli denilince akla gelen ilk şiirleri, edebiyat kitaplarında büyük bir zevkle okuduğumuz Orhan Veli'ye ait şiirleri sizler için bir araya getirdik.

orhan-veli-kanik-sozleri-ve-siirleri-010.png

İstanbul'u Dinliyorum

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

Önce hafiften bir rüzgar esiyor;

Yavaş yavaş sallanıyor

Yapraklar, ağaçlarda;

Uzaklarda, çok uzaklarda,

Sucuların hiç durmayan çıngırakları

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Kuşlar geçiyor, derken;

Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.

Ağlar çekiliyor dalyanlarda;

Bir kadının suya değiyor ayakları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Serin serin Kapalıçarşı

Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa

Güvercin dolu avlular

Çekiç sesleri geliyor doklardan

Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Başımda eski alemlerin sarhoşluğu

Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;

Dinmiş lodosların uğultusu içinde

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir yosma geçiyor kaldırımdan;

Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.

Birşey düşüyor elinden yere;

Bir gül olmalı;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;

Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;

Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;

Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından

Kalbinin vuruşundan anlıyorum;

İstanbul'u dinliyorum.

***

orhan-veli-kanik-sozleri-ve-siirleri-011.png

Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,

Mısralarımda;

Dokunabilir misiniz,

Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,

Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu

Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;

Her şeyi söylemek mümkün;

Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;

Anlatamıyorum.

***

orhan-veli-kanik-sozleri-ve-siirleri-012.png

Güzel Havalar

Beni bu güzel havalar mahvetti,

Böyle havada istifa ettim

Evkaftaki memuriyetimden.

Tütüne böyle havada alıştım,

Böyle havada aşık oldum;

Eve ekmekle tuz götürmeyi

Böyle havalarda unuttum;

Şiir yazma hastalığım

Hep böyle havalarda nüksetti;

Beni bu güzel havalar mahvetti.

***

orhan-veli-kanik-sozleri-ve-siirleri-013.png

Bir Garip Orhan Veli

İstanbul'da Boğaziçi'nde

Bir garip Orhan Veli'yim

Veli'nin oğluyum

Tarifsiz kederler içindeyim

Urumeli Hisarı'na oturmuşum

Oturmuş da bir türkü tutturmuşum

İstanbul'un mermer taşları

Başıma da konuyor martı kuşları

Gözlerimden boşanır hicran yaşları

Edalım...

Senin yüzünden bu halim.

İstanbul'un orta yeri sinema

Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama

El konuşurmuş, görüşürmüş bana ne

Sevdalım...

Boynuna vebalim

İstanbul’da, Boğaziçi’ndeyim

Bir garip Orhan Veli’yim

***

orhan-veli-kanik-sozleri-ve-siirleri-014.png

Bedava

Bedava yaşıyoruz, bedava;

Hava bedava, bulut bedava;

Dere tepe bedava;

Yağmur çamur bedava;

Otomobillerin dışı,

Sinemaların kapısı,

Camekanlar bedava;

Peynir ekmek değil ama

Acı su bedava;

Kelle fiyatına hürriyet,

Esirlik bedava;

Bedava yaşıyoruz, bedava.

***

orhan-veli-kanik-sozleri-ve-siirleri-015.png

Cımbızlı Şiir

Ne atom bombası

Ne Londra Konferansı

Bir elinde cımbız,

Bir elinde ayna;

Umurunda mı dünya

***

orhan-veli-kanik-sozleri-ve-siirleri-001.png

Galata Köprüsü

Dikilir köprü üzerine,

 Keyifle seyrederim hepinizi.

 Kiminiz kürek çeker, suya suya ;

 Kiminiz midye çıkarır dubalardan;

 Kiminiz dümen tutar mavnalarda;

 Kiminiz çimacıdır halat başında;

 Kiminiz kuştur, uçar, şairane;

 Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;

 Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;

 Kiminiz bulut, havalarda;

 Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,

Şıp diye geçer köprünün altından;

 Kiminiz düdüktür, öter;

 Kiminiz dumandır, tüter;

 Ama hepiniz, hepiniz...

 Hepiniz geçim derdinde.

 Bir ben miyim keyif ehli içinizde?

 Bakmayın, gün olur, ben de

 Bir şiir söylerim belki sizlere dair;

 Elime üç beş kuruş geçer;

 Karnım doyar benim de.

***

Ah! Neydi benim gençliğim

Nerde böyle hüzünlenmek o zaman;

İçip içip ağlamak,

 Uzaklara dalıp şarkı söylemek;

 Hafta sekiz ben eğlentide;

 Bugün saz,yarın sinema,

 Beğenmedin Aile Bahçesi;

 Onu da beğenmedin,parka;

 Sevdiğim dillere destan;

 Sevdiğim,

 Meyil verdiğim;

 Ben dizinin dibinde elpençe divan,

 Samanlık seyran.

 Nerde,

 Nerde,

 Nerde böyle hüzünlenmek o zaman!

***

Birdenbire

Her sey birdenbire oldu.

Birdenbire vurdu gün isigi yere;

Gökyüzü birdenbire oldu;

Mavi birdenbire.

Her sey birdenbire oldu;

Birdenbire tütmeye basladi duman topraktan;

Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.

Yemis birdenbire oldu.

Birdenbire,

Birdenbire;

Her sey birdenbire oldu.

Kiz birdenbire, oglan birdenbire;

Yollar, kirlar, kediler, insanlar...

Ask birdenbire oldu,

Sevinç birdenbire.

**

Sevdaya Mı Tutuldum

Benim de mi düşüncelerim olacaktı,

Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,

Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?

Çok sevdiğim salatayı bile

Aramaz mı olacaktım?

Ben böyle mi olacaktım?

***

Delikli Şiir

Cep delik cepken delik

Yen delik kaftan delik

Don delik mintan delik

Kevgir misin be kardeşlik?

***

Ayrılış

Bakakalırım giden geminin ardından;

 Atamam kendimi denize, dünya güzel;

 Serde erkeklik var, ağlayamam

***

Gün Doğuyor

Dili çözülüyor gecelerin..

Gölgeler kaçışıyor derine

Alıp sihrini bilmecelerin:

Gün doğuyor şehrin üzerine.

Korkarak saklanıyor bacalar,

Gün doğuyor şehrin üzerine;

Dalıyorlar günün gözlerine

Gözleri uykulu atmacalar.

Sallıyarak dallarını kavak

Yükseliyor her günkü yerine,

Gün doğuyor şehrin üzerine

Mavi bir ışıkla ağararak.

Gün doğuyor şehrin üzerine,

Renk renk hacimle doluyor her yer.

Bakıyor dağınık yüzlü evler

Hala yanan sokak fenerine.

Toprak kımıldıyor yavaş yavaş,

Gün doğuyor şehrin üzerine,

Bembeyaz gece çiçeklerine

Sabahla düşüyor bir damla yaş.

Ve bir deniz hücumu halinde

Gün doğuyor şehrin üzerine.

“Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,”
‘Anlatamıyorum’ şiirinden alınan bu dizelerde de hissedildiği üzere; sohbete yakın bir sesleniş tarzını tercih eder Şair Orhan Veli Kanık; Kanık Türk Edebiyatında çokça bahsedilmesi gereken bir yere sahiptir.
Şair, ömrünün vefasızlığını sanki önceden sezmiş gibi şiirleriyle bize duyurur.
/
Biliyorum, kolay değil yaşamak,
Gönül verip türkü söylemek yar üstüne;
Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınmak;
Şöyle bir fırsat bulup yarım gün,
Yan gelebilmek Çamlıca tepesine...
-Bin türlü mavi akar Boğaz'dan-
Her şeyi unutabilmek maviler içinde.
*
Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hala yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.
1914-1950 arası 36 yıllık ömrüne 12 çeviri kitabı sığdırmayı başarmıştır bu şairimiz.
Melih Cevdet ve Oktay Rıfat ile birlikte çıkardıkları “Garip” isimli şiir kitabıyla “Garipçilik” (Birinci yeni) diye adlandırılan şiir akımını başlatan bir şairdir Orhan Veli Kanık;
Benim takip edebildiğim kadarıyla en kısa şiir, bu şairimize ait. Şiir mi denir, aforizma mı, bilemiyorum.
/
‘Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.’
Şair Orhan Veli; şiire hâkim bir şairimiz, aruzu ve heceyi çok iyi bilen serbest şiiri de en iyi yazan şairlerimizdendir. Bir şiirde bir kelimeyi çıkardığın veya değiştirdiğin zaman şiir bozulmuyorsa ona şiir deme gereği ortadan kalkar.
Bu şairimiz, aşkı, şiiri, hayatı çok mahir bir şekilde iç içe geçiriyor. Rahat bir söylemle, şiiri her nasılsa kalbinden yakalıyor.
Güzel bir söz vardır bizde; ‘imamın dediğin yap, yaptığını yapma’ çok güçlü bir şair de olsa, genel için diyorum, yaşamı örnek alınacak gibi olmayabilir, şairlerin yaşam kesitini sunarken, ne güzel yapmış, en doğrusunu yapmış gibi bir mülahazadan kesinlikle uzağız.
Aşk ve şiir parametrelerini izlemeye yönelik; belki de şair ruhların hızı ve debisi hatta rejimi farklıdır, bu benim yorumum, hani anlatılır ya; boşlukta dönüp duran birini gören bir çocuk babasına göstererek sorar ‘baba bu adam deli mi’ yok oğlum yok o şair der.
Arşiv yönünden maalesef zayıf toplumuz, Karacaoğlan’ı araştırmaya kalkıyoruz, karşımıza 5-6 tane Karacaoğlan çıkıyor, ayıptır, günahtır, gereksizdir diye diye, ne yeterince araştırma yapabildik ne de okuyabildik. Her şeyimiz yarım yamalak.
Konumuza dönmeye geciktik; bu portre, ideal bir hayat modeli olmayabilir, hatta etikte olmaya bilir, şiirle aşk ilintisini belirlemeye yönelik ve hayatın içinde yer alan yaşanmış gerçeklerdir. Aşkla şiir ilişkisine bakalım.
/
" Hiçbirine bağlanmadım
Ona bağlandığım kadar
Sade kadın değil, insan
Ne kibarlık budalası
Ne malda mülkte gözü var
Hür olsak der
Eşit olsak der
İnsanları sevmesini bilir
Yaşamayı sevdiği kadar."
Bu Orhan Veli’ye ait bir şiir ve bu şiiri; son sevgilisi, Cemal Süreya’nın ‘Rönesans Gibi Kadın’ dediği, Nahit Hanım’a yazmıştır.

“İşine bağlı bir kadındı on birinci
Hoş, olmasın da ne yapsın?
Bir zalimin yanında gündelikçi;
Adı Luksandra.
Geceleri odama gelir
Sabahlara kadar kalır
Konyak içer, sarhoş olur
Sabahı da işbaşı yapardı şafakla…”
Bunu da şair onuncu sevgilisine yazar.
Onuncusu akıllı çıktı
Bıraktı gitti beni.
Ama haksız da değildi hani,
Sevişmek zenginlerin harcıymış
İşsizlerin harcıymış.
İki gönül bir olunca
Samanlık seyranmış ama
İki çıplak da olsa olsa
Bir hamama yakışırmış…
Bu şiiri de diğer bir sevgili için yazar. Şairin şiirlerindeki beğeni bir sır gibi, şiiri nasıl yakaladığı meçhul; şu kadar ki; şiirle samimi olmuş, kıvırmamış yani; bakalım.
/
Ayten’di dokuzuncunun adı,
Barlarda göbek atar
İş başında şunun bunun esiri,
Ama bardan çıktı mı
Kiminle isterse onunla yatar.
Sekizinci sevgiliye ithafı epeyce tatsız.
/
Sekizinci de o bokun soyu:
Sen elin karısında namus ara,
Kendinde arandı mı, küplere bin.
Üstelik kendinde de
Yalanın düzenin bini bir para.
Şair uçmuyor gördüğünüz gibi, tabana iniyor ve bunu şiir yapabiliyor, yaşamın tüm karelerini şiir kalıbına dökebilmek belki de; en ideal şiir tarzı bu mu; ayrı bir konu. Yedinci sevgili şu dizelerle nasiplenir;
/
Yedincisi Aliye, kibar bir kadın
Ama ben pek varamadım tadına
Bütün kibar kadınlar gibi,
Küpe fiyatına, kürk fiyatına…
Şairin sıra atlamasında aranan hikmet.
Beşinciyi geçip altıncıya geldim
Onun adı da Nurünnisa.
Ah güzelim
Ah esmerim
Ah !
Canımın içi Nurünnisa…
Belki de şairin anlatmayıp atladığı beşinci kadın; sona bıraktığı, hiç bitmemiş aşkı “İnsanları sevmesini de bilen” kadındı. (Bu yorum araştırmacı yazar Nurten Bengi Aksoy’a aittir)
/
Dördüncüsü azgın bir kadın,
Açık saçık şeyler anlatırdı bana.
Bir gün de önümde soyunuverdi
Yıllar geçti aradan, unutamadım,
Kaç defa rüyama girdi.
Merhum kendi hayatını şiirle belgelemiş, Edebiyat tarihçilerini düşündüğünden olsa gerek;
/
Üçüncüsü Münevver Abla, benden büyük
Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
Gülmekten katılırdı, okudukça.
Bense bugünmüş gibi utanırım
O mektupları hatırladıkça…
İlk göz ağrısından bir sonraki için de; şair şu şiiri dip not olarak düşer;
/
……………………………….çıkar
……………………dururduk mahallede
……………………………….halde
….adlarımız yan yana yazılırdı duvarlara
…………………….yangın yerlerinde…
/
Birincisi o incecik, o dal gibi kız.
Şimdi galiba bir tüccar karısı
Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
Ama yine de görmeyi çok isterim,
Kolay mı, ilk göz ağrısı…
Yazar arkadaşı Sait Faik bir röportajında şairimizi şöyle betimler; “İki incecik bacak, kısaca bir trençkot, kanarya sarısı bir kaşkol…Sanki kendi gibi incecik bir kızmış ilk göz ağrısı da…”
Veli’nin oğlu Orhan veli; nasıl kanıksanmış, merhum Şair Bekir Sıtkı Erdoğan anlatıyor, bir gün; kendisine ‘sen bu yazdıkların şiir olduğuna inanıyor musun’ diye sordum, bir isim yapalım göreceksiniz o zaman dedi.
Şair Orhan Veli’nin döneminde; kurallı şiir revaçta, Divan Edebiyatı bir nevi tüm hızıyla devam ediyor. Bu şairimiz tavan yapan duyguları, bazen halı bazen kilim bazen de hasır gibi tabana sererek; okuyucuyu kuşatma tılsımını bulmuştur.
İnsanların duygu alanını bir nevi genişletmiştir, biteviyelikten alternatif olarak şiirin alanını, insanların samimi duygularının manevra alanını, bana göre genişletmiş bir şairdir.
Şiiri; bir maya gibi insanların usu ve gönlü ile mayalamış ve bu maya tutmuştur. Zaten şiirde öncülük yapan bir şairdir.
Doğru dürüst telefonun bile olmadığı bir dönemde bu kadar hayat bağlantılarını 18 yıla nasıl sığdırmış, inanılır gibi değil, 36 yaşında rahmete kavuştu ergenliği çıkınca kalan 18 yıl.
Şiirin ruhunu bilen bir şair; felsefe okumuştur, şiir çevirisi yapacak kadar yabancı dil bilir.
Hakkın rahmetine kavuştuğunda; üzerinde bir ceket, ceketin cebinde bir diş fırçası, fırçanın sarılı olduğu bir kâğıt ve kâğıdın üzerinde
“Aşk Resmigeçidi” isimli bitmemiş bir yarım şiir tereke olarak kalmıştır.
Bu çalışmayı yaparken şunu düşündüm ‘Şair; şiirin kabuğudur, şiire ulaşmak istiyorsun kabuğu soyman gerek’ İlhami.
Yazımıza konuk olan tüm merhume ve merhumları rahmetle saygıyla anıyor bir şiiri ile selamlıyorum sizleri.
/
(…Not… Bir insanın bir tek kelime de olsa okumasına neden olabilirsem bu bana vicdani bir rant ve toplumsal bir ödev olarak yeter)
/
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Birşey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul`u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul`u dinliyorum.

İlhami Bulut
Kayıt Tarihi : 22.11.2018 11:13:00

© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası