haşim u gülistan / Haşim & gulistan Tokdemir - Yeni Albüm Tanıtım (Official Video) 18 92 | seafoodplus.info

Haşim U Gülistan

haşim u gülistan

İHD Adana Şubesi Olağan genel kurulunu hakikat ve adalet mücadelesinden hiç taviz vermeyen tüm cumartesi annelerine ve insanlarına atfediyoruz. Buradan bir kez daha tüm cumartesi anneleri ve insanları için ifade ediyoruz: “son kayıp bulunana son fail yargılanana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Galatasaray Meydanı Cumartesi Annelerinindir.”

İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Olağan Genel Kurulu Yaşar Kemal Kültür Merkezinde Yapıldı.

WhatsApp Görsel saat

İHD Adana Şubesinin, Cumartesi Annelerine atfettiği Olağan Genel Kuruluna birçok siyasi parti, dernek, sendika ve kurum temsilcisinin yanı sıra CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer, Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları da katıldı.

İHD Adana Şubesi Olağan Genel Kurulunu yönetmek üzere Yasemin Dora Şeker, Serhat Ökmen, İlhan Öngör, Yakup Ataş, Ender Aydemir, Tugay Bek, Derya Çiçek Nar ve Ayfer Güneşer imzasıyla verilen önergede Divan Kurulu Başkanlığına Metin Çelik, Divan Kurulu Üyeliklerine Gülistan Özbey ve Nevin Berktaş getirildi.

İnsan Hakları Mücadelesinde yaşamını yitirenler adına yapılan saygı duruşunun ardından konuklar tanıtıldı.

WhatsApp Görsel saat

Genel Kurulun ilk konuşmasın İHD Adana Şube Başkanı Av. Yakup Ataş yaptı daha sonrasında Tülay Hatimoğulları, CHP Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi, KHK Platformları adına Münir Korkmaz, İHD Mersin Şube Başkanı Hakkı Demir birer konuşma gerçekleştirdi.

İHD Adana Şubesi Bünyesinde Kongre Komisyonu Yasemin Dora Şeker, İlhan Öngör, Derya Çiçek Nar ve Tugay Bek tarafından oluşmuş olup kurumlarla yapılan görüşmeler bir rapor haline getirilerek Av. Yasemin Dora Şeker tarafından sunuldu.

İHD Adana Şube Başkanı Av. Yakup Ataş tarafından yapılan konuşma şu şekilde;

Mevanen heja, re havalen bı kıymet u dayiken bı rumet ez we hemiyan lı ser nave komaleya mafen mırovan bı rezdari sılav dikim. Hun hemu bı xer hatın ser seran ser çawan hatın.

Değerli dostlar, değerli mücadele arkadaşlarımız, siyasi partilerin ve demokratik kitle örgütlerinin değerli temsilcileri, Olağan Genel Kurulumuza hepiniz hoş geldiniz. Şeref verdiniz. Sizleri İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Yönetim Kurulu adına saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Değerli dostlar 2 yılı aşkın bir süredir devraldığımız bu onurlu bayrağı elimizden geldiğince daha ileriye taşımak için gücümüz yettiğince mücadele ettik. Elbette bu süreçte eksikliklerimiz oldu. Bu eksikliklerimize yönelik yapılan yapıcı eleştirileri de dikkate aldığımızı ve alacağımızı da özellikle belirtmek isterim.

Değerli dostlar İnsan Hakları Derneği bir okuldur. Bizler bu okulda çok şey öğreniyoruz. Her birimizin birbirine kattığı pek çok değerler var. Ben de mücadele arkadaşlarınızdan biri olarak İHD’den, sizlerden çok güzel şeyler öğrendim. Bu sebeple bunun için de her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

İnsan hakları derneği Türkiye’nin ilk insan hakları örgütü olarak,  Türkiye’nin örgütlü olduğu tüm bölgelerinde insan hakları ve demokrasi mücadelesinde emek ve demokrasi güçleri ile birlikte en ön safta bedeller ödeyerek bu mücadeleyi yürütmüştür. Bundan sonrada bu mücadelenin neferi olmaya devam edecektir.

Kurulduğu tarihten bu güne baskıcı ve otoriter yönetim anlayışı ve uygulamalarına, her türlü hak ihlallerine karşı, gören, duyan, susmayan derneğimiz bugün de ısrarla, inatla ve kararlılıkla insan hakları, eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi mücadelesini sürdürmektedir.

Derneğimiz yönetici ve üyeleri, bir yandan insan hak ve özgürlüklerini savunurken, bu uğurda mücadele yürütürken diğer yandan otorite ve devletin baskılarına maruz kalmış, iktidarların hedefi haline gelmiş, yıllar içinde 23 üye ve yöneticimiz faili meçhul cinayetler sonucu yaşamını yitirmiş, yüzlerce üyemiz yaralanmıştır. Yine geçmişten günümüze birçok yönetici ve üyemiz insan hakları savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle hukuksuzca gözaltına alınmış, tutuklanmış, yargılanmış ve hapis cezalarına mahkum edilmiştir. Ancak her türlü baskı ve engellemeye rağmen İHD üye ve yöneticileri; evrensel insan hakları değerlerine ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilkelerine bağlı kalarak her türlü insan hakları ihlallerine karşı ses çıkarmışlar ve mağdurun sesi olmuşlardır.

Değerli dostlar, insan hakları mücadelesi uzun soluklu bir mücadeledir. Ve bu mücadele birlikte yürütüldüğünde başarıya ulaşılır. Bizler hep birlikte mücadele ederek bu ülkeye demokrasiyi, adaleti, eşitliği getirebilecek güçteyiz. Bu sebepledir bugün burada bizlerle birlikte olmanızı, dayanışma göstermenizi önemsiyor ve değerli buluyoruz.

37 yıl önce 12 Eylül faşist cunta darbesinden sonra yaşanan zulme karşı, mağdurlarla dayanışma, insan hakları farkındalığı yaratma, sessizlerin sesi olma gayesiyle kurulan insan hakları derneği 37 yıllık süreçte her kim olursa olsun ötekilerin, ezilenlerin ve mağdurların sesi olma çabası ve gayretinden asla taviz vermemiştir. Bu nedenle bu ruhu, bu inancı bizlere bırakan, mücadelelerini devraldığımız tüm değerlerimizi saygıyla sevgiyle anıyorum.

Bugün de zulmü, savaşı, çatışmayı, siyasetin ve iktidarlaşmanın aracı olarak görenlere karşı, toplumsal vicdanın temsilcisi tüm dost kurumlarımızla beraber direnmeye, adalet, özgürlük, barış demeye, insan haklarını savunmaya devam ediyoruz, bundan sonra da devam edeceğiz.

Değerli dostlar, bu coğrafyada yıllardan beri güvenlik görevlileri tarafından işlenen suçlarda uygulanan cezasızlık politikası da toplum nezdinde adalete ve hukuk sistemine olan güveni yok etmektedir. Coğrafyamızda uzun yıllardır uygulanan cezasızlık politikasıyla failler adeta ödüllendirilmekte ve cesaretlendirilmektedir. Nitekim yılından beri Galatasaray Meydanı’nı hafıza ve adalet mekanı haline getiren, yıllardır kayıplarının akıbetini hiç yılmadan soran ve sormaya da devam eden cumartesi insanları ve annelerinin her cumartesi ‘kayıplar bulunsun failleri yargılansın’ şiarıyla yaptıkları eylem ve etkinliklerinin yasaklanması, cumartesi insanlarının ve annelerinin darp edilerek gözaltına alınması ve haklarında davalar açılması mevcut siyasal iktidarın da süregelen bu cezasızlık politikalarında ısrarcı olduğunu açık bir şekilde göstermektedir.  Bu nedenle İHD Adana Şubesi Olağan genel kurulunu hakikat ve adalet mücadelesinden hiç taviz vermeyen tüm cumartesi annelerine ve insanlarına atfediyoruz. Buradan bir kez daha tüm cumartesi anneleri ve insanları için ifade ediyoruz: “son kayıp bulunana son fail yargılanana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Galatasaray Meydanı Cumartesi Annelerinindir.”

Şubemiz Olağan genel kurulunda seçilmemiz üzerine göreve başladığımız günden bu yana, insan hakları mücadelesini bir nebze de olsa ileriye taşıyabilmek adına hak ihlallerine karşı gerek raporlama ve kamuoyu oluşturma gerekse de toplumsal muhalefetin bir parçası olarak alanlarda, meydanlarda mücadele etme gayret ve çabası içerisinde olduk. Bu süreçte yılları arasında şube yönetiminde büyük bir özveri ile çalışan tüm yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma, yine omuz omuza yol yürüdüğümüz üyelerimize, emek ve demokrasi güçlerine, siyasi parti ve sivil toplum örgütü üye ve temsilcilerine, tüm dost kişi ve kurumlara destek ve dayanışmalarından dolayı teşekkür ederiz.

17 Temmuz ’dan bugüne iyi ki İHD var!

İyi ki İHD dostları var!

İHD8

Av. Yasemin Dora Şeker tarafından okunan İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Olağan Genel Kurulu Kongre Hazırlık Komisyonu Raporu

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ ADANA ŞUBESİ OLAĞAN GENEL KURULUNA

Sevgili üyelerimiz ve katılımcı misafirler;

WhatsApp Görsel saat

İHD Adana Şubemizin Olağan Genel Kurulu’na hazırlık yapılırken Yönetim Kurulumuz tarafından yıllar önce İHD Genel Merkez MYK kararı gereğince kurulması gereken Kongre Hazırlık Komisyonunda çalışmak üzere görev verildi.

Komisyonda geçmiş yıllarda ve halen Genel Merkez ve Adana Şubemizin yönetim kadrolarında çalışmış ve yönetim organlarına aday olmayan üyelerimizden oluşması gerektiği için bu şartları taşıyan;

  1. Ayfer Güneşer (Geçmiş yıllar İHD Adana Şube yöneticisi ve Genel Merkez GYK üyesi )
  2. İlhan Öngör (Eski İHD Adana Şube başkanı ve halen İHD Genel Merkez MYK üyesi)
  3. Tugay Bek(Eski İHD Akdeniz Bölge Temsilcisi ve MYK üyesi )
  4. Derya Çiçek Nar (Eski Adana Şube yöneticisi)
  5. Yasemin Dora Şeker (Önceki dönem Genel Merkez MYK Üyesi ve Akdeniz Bölge Temsilcisi halen Genel Merkez Onur Kurulu Üyesi)

İsimli arkadaşlarımızdan komisyon oluşturulmuştur.

WhatsApp Görsel saat

Komisyon İlk Toplantısını tarihinde yaparak aşağıdaki kararlar alınmıştır;

1-Genel üye toplantısı yapılmasına, toplantının 10 Haziran tarihinde dernek binasında yapılmasına ve buna dair mesaj sisteminden iki tane mesaj gönderilmesine,

2-Salon hazırlıklarında Yönetim Kurulu ile birlikte çalışılmasına ve salon pankart ve dövizlerinin belirlenmesine, davetiyenin basılmasına,

3-Demokrasi ve insan hakları mücadelesinde yer alan STK, DKÖ, Siyasi partiler, meslek odaları ve sendikaların ziyaret edilerek İHD’nin çalışmaları hakkında görüş alışverişi ve davet amacıyla ziyaret edilmesine,

4-Adaylıklara başvuru formlarının alınarak divana sunulmasına,

5-Yönetim organına aday olan üyelerle İHD çalışmaları hakkında ve İHD ilkeleri üzerine görüş alışverişinde bulunmaya karar verildi.

6- Olağan Genel Kurulunun “Cumartesi Anneleri/İnsanları onurumuzdur” temasıyla yapılması gerektiğine, her hafta cumartesi günleri Galatasaray Meydanında Hakikat ve Adalet arayışında bulunduklarına dair farkındalık yaratmak için davetiyenin de bu şekilde hazırlanmasına Yaşar Kemal Kültür Merkezi yanındaki Barış anıtı önünde Cumartesi Anneleri/İnsanları’yla eş zamanlı olarak dayanışma basın açıklaması ve oturma yapılmasına ardından kongreye geçilmesine dair üyelere karar önerisi sunmaya karar verildi.

10 Haziran tarihinde genel üye toplantısı yapıldı.

Komisyon, sonraki günlerde 33 tane STK, DKÖ, siyasi parti, platform ve aktivist gruplarından çok sayıda meslek kuruluşlarının yer aldığı Konfederasyonlardan, randevular alınarak yüz yüze ziyaretler gerçekleştirildi. 3 dernek ile randevu verme imkanları olmadığı için davetiye gönderilmek ve telefonla görüşüldü. Bu görüşmelerde özetle;

  • İnsan Hakları hareketi için İHD’nin vazgeçilmez olduğu,
  • Ortadoğu İnsan Hakları Hareketine de öncülük yapabilecek nitelikte olduğu, İHD’nin Bölgesel bir mekanizma kurabilmesi gerektiği,
  • İHD ile ilişkilerin daha sıkı olması gerektiği, komisyonlarda çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiği,
  • LGBTİ+ aktivistlerinin hakları alanında çalışmalar yapması gerektiği,  
  • Çevre ve ekoloji hakkı problemlerine ağırlık verilmesi,   çalışmalarında özellikle çevre ve ekoloji, emek ve iş cinayetleri alanında komisyonlarının daha etkin çalışmalar yapması gerektiği
  • Kolektif haklar alanında bölgesel ve uluslararası ve özellikle de BM mekanizmalarını İHD’nin zorlaması gerektiği,
  • İnsan hakları hareketinin gündem yaratması gerektiği
  • Hak mücadelesi veren, boyun eğmeyen, dayanışma içinde, geçmişin kırgınlıklarını çözmüş bütün üyelerini kucaklayan derneğin ilkeleriyle bağdaşmayan davranışları sergileyenlerin derneğe zarar verdiği dikkate alınarak engellenmesi gerektiği,
  • KHK ile ihraç edilenlere Adana İHD‘nin kendi bünyesinde komisyon kurulmasına ve Genel Merkezde KHK İhraçlar komisyonu çalışmalarına kolaylık ve çalışma ortamı sağlamasının çok olumlu olduğu KHK platformu ile İHD arasında sıkı bir bağ oluştuğu,
  • Ermeni ve Çerkez Soykırımı ile ilgili hassasiyet gösterildiği bunun da çok olumlu karşılandığı,
  • Ekoloji platformu ve Kadın platformuna daha fazla destek vermesi gerektiği, komisyon kurulması ve üyelerin desteği için yönetimin üyelere özel çağrılar yapması gerektiği,
  • Üye yapısını ve komisyonlarını güçlendirmesi ve kapasitesini geliştirme çalışmaları yapması gerektiği,
  • Çeşitli eğitimlerin ve akademik çalışmaların çok olumlu olduğu,
  • Üniversiteler ile iletişimin sıklaştırılarak öğrenci gençliği ile akademisyenlerin İHD ile ortak çalışmasına önem verilmesi gerektiği,
  • İklim değişimi, plastik atıklar, içme suyu, suya erişim hakkı, barış hakkı gibi seafoodplus.infoşak hakları kolektif haklar ile ilgili sorunlar ve hayatımıza etkileri üzerine bilgi paylaşımlarının üyelere yapılması gerektiği,
  • Kısır döngüden kurtularak değişime açık olması gerektiği,
  • Adayların İHD ilkelerine riayet ederek, zamanını ayırabilecek, hak mücadelelerinde yer almış, belgeleme raporlama eğitimlerinden geçmiş, temel evrensel değerlere inanarak kolektif çalışmayı önemseyerek, demokratik ve toplumsal cinsiyet eşitliğine inanarak çalışması gerektiği,
  • İHD bünyesinde deprem ve benzeri afetler için hazırlıklı komisyon oluşturulması gerektiği,
  • Hak ihlaline uğramış mağdur edilmiş herkese amasız fakatsız destek verilmesi gerektiği,
  • İHD’nin üyeleriyle daha sıkı bir iletişim içinde olması ve aktifleştirmesi gerektiği,
  • İHD bünyesinde İSİG Meclisi, yaşlı hakları komisyonlarının kurulması gerektiği,
  • İHD’ye mesafeli olan çevreleri İHD’de çalışma süreçlerine, eğitimlerine çağırarak iletişimin sıklaştırılması gerektiği,
  • Sosyal medya ile sınırlı etkinliklerin yetersiz olduğu, çalışmaların aktif katılım ile yapılması gerektiği,
  • Halk ve üyeler ile iletişim içinde taziye, hastalık düğün ve sair günlerinde destek olunarak iletişimin güçlü olması gerektiği,
  • Üniversiteler ve işçi kadınlara ulaşarak toplantılar/seminerler verilmesi gerektiği,
  • İHD’nin yeni bir inşa ve örgütlenme modeli geliştirmesi için genel merkez düzeyinde çalışmalar yapılması gerektiği,
  • Kolaylaştırıcı olmak amacıyla kurulan Komisyonun adaylarla görüşme yapacağına dair karar verilmiş ise de bunun aday belirleme, liste oluşturma çalışması gibi bir izlenim yaratacağı ve bunun kongre öncesinde yapılması halinde antidemokratik olacağı,  
  • İHD’nin tüm hak başlıklarında yaşanan ihlallere ve sorunlara yetişmesinin mümkün olmadığı ve beklentilerin çok yüksek olması halinde yöneticileri yıpratan bir süreç yaşanabileceği,
  • İHD’nin daha fazla gençleşmesi, halk arasında örgütlenme ve farkındalık çalışmaları yapması gerektiği,
  • STK’lar, sendikalar siyasi partiler ve odalardan üyelerin insan hakları alanlarındaki araştırma ve tespit çalışmalarına insan hakları bakışıyla İHD’nin destek olması gerektiği,
  • Faaliyet raporlarının detaylı yazılması ve incelemeye açık olması gerektiği, Web sayfası açılması ve çalışmaların raporların bu sayfadan paylaşılması gerektiği
  • İHD’nin tüm zorluklara ve engellemelere rağmen her zaman sahada ve sokakta eylem ve etkinliklerde yer aldığı, saha çalışmalarında görünür olduğu,
  • Yerelde demokrasi ve hak mücadelesi verenlerin İHD’yi ortaklaşılan dernek olarak gördüğü hatta kiminin çatı olarak kabul ettiği yönünde belirlemeler ve değerlendirmeler yapılmıştır.

Bu tartışmalar sonucunda genel kurula 6 ayda bir genel üye toplantısı yapılması için komisyon tarafından önerge verilmesine, daha önce de yapılmakta olan denetimlerin 3 ayda bir yapılarak raporlarının panoya asılmasına üyelerin bilgisine sunmaya devam edilmesine, Kongrenin Cumartesi Annelerine /İnsanlarına atfedilmesine ve kongre öncesi Barış Anıtı önünde İstanbul‘daki Cumartesi Anneleriyle eş zamanlı basın açıklaması ve oturma yapılmasına dair önerinin kabulüne, gerekli hazırlıkların mevcut yönetim organı ve kongre hazırlık komisyonu tarafından yapılmasına karar verildi.

Kongreye davet için kurumsal ziyaretler yapılırken 21 Haziran tarihinde komisyonumuz seafoodplus.info toplantı yapmıştır. Komisyon bu toplantıda süren hazırlıkları değerlendirmiş ve aday görüşmelerine dair aday listesi yapılacağı izlenimi olacağı ve antidemokratik olacağı yönündeki eleştirileri dikkate alarak adaylarla görüşmeme kararı verilmiş, bu nedenle yazılı başvuru yapanlara mesaj ile başvuru formlarını geri almaları ve divan kuruluna verilmesi gerektiği bildirilmiştir.

Sonuç olarak; yapılan ziyaretler ve görüşmelerde bu rapora yansıyan tespitler, değerlendirmeler ve öneriler önemli bulunmuş raporun seçilecek yönetime çalışma önerileri olarak divana sunulmasına karar verilmiştir. 

 İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Olağan Genel Kurulu Sonucu

 İnsan Hakları Derneği Adana Şubesinin Olağan Genel Kurulu 24 Haziran tarihinde Yaşar kemal Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Genel Kurulda   kişinin oy kullandığı fakat imza bulunduğunun tesbit edilmesinin ardından iki oy pusulası imha edildi ve sayım yapıldı.

Yapılan sayım sonucunda;

WhatsApp Image at

Ekran görüntüsü

Değerli Öğrencilerimiz,
Bildiğiniz gibi sitemizin “Blog” bölümünde sizlere faydalı olacak çok sayıda bilgi paylaşmaktayız. Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi amacımız: YKS Edebiyat’ta daha başarılı olmanızı sağlamak.

Sizler için hazırladığımız bu yazıda çıkmış YKS Edebiyat sorularını tarayarak oluşturduğumuz “Önemli YKS Edebiyat Bilgileri”ne yer vereceğiz. Bu sayfada yer alan bilgilerin sınavda sizlere büyük katkılar sağlayacağına eminiz.

Hepinize iyi çalışmalar ve başarılar diliyoruz

Edebiyat Seminerleri


YKS EDEBİYAT İÇİN TEMEL BİLGİ

(BİLGİLER, KONU SIRALAMASI OLMADAN KARIŞIK BİÇİMDE VERİLMİŞTİR.) 

1)
Cumhuriyet döneminde Saf Şiir (Öz Şiir) anlayışını devam ettiren sanatçılar şunlardır: Ahmet Muhip Dıranas, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Necip Fazıl Kısakürek, Muammer Lütfi Bahşi, Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret Solok, Ziya Osman Saba ve Kenan Hulusi Koray
HAFIZA TEKNİKLERİYLE 'DEN FAZLA ESERİN YAZARINI 30 SAATTE KOLAYCA ÖĞREN.
2) Sabahattin Eyüboğlu; Halikarnas Balıkçısı ve Azra Erhat ile birlikte yeni bir Anadoluculuk görüşü (Anadolu hümanizmi) geliştirmiştir.

3) Nurullah Ataç, “deneme” türünün edebiyatımızdaki en önemli ismidir. Türkçenin özleşmesi, arınması için eserlerinde yabancı sözcük kullanmamıştır.

4) Cumhuriyet dönemi eserlerinde sezgicilik, varoluşçuluk ve gerçeküstücülük gibi akımların etkileri görülür.

5) “Sezgicilik”, edebiyatımıza cumhuriyet döneminde girmiş ve Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl Kısakürek ve Asaf Halet Çelebi gibi şairlerimizi etkilemiştir.
HAFIZA TEKNİKLERİYLE 'DEN FAZLA ESERİN YAZARINI 30 SAATTE KOLAYCA ÖĞREN.
6) Ahmet Haşim, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı gibi Cumhuriyet dönemi öncesinde eser vermeye başlamış bazı şairler aruz ölçüsünü kullanmaya devam etmişlerdir.

7) Suut Kemal Yetkin, yazın yaşamına “Suut Saffet” takma adıyla şiir ve mensur şiirler yazarak başlamış bir edebiyat profesörüdür.

8) Eflatun Cem Güney; folklor araştırma çalışmaları yapmış, halk hikayelerini, masalları ve efsaneleri derlemiştir. Özellikle masal çalışmaları ile uluslararası üne kavuşmuştur.

9) Eserlerinde kendi türettiği ve farklı söyleyişlere sahip kelimelere, az bilinen sözcük ve deyimlere sıkça yer veren Salah Birsel, alaycı mizahi üslûbuyla da dikkat çekmiştir.

10) İsmail Habib Sevük, Cumhuriyet döneminin ilk edebiyat tarihi olarak kabul edilen Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi’ni (Yeni Türk Edebiyatı Tarihi) kaleme almıştır.
YKS EDEBİYAT KONULARINI HAFIZA TEKNİKLERİYLE 30 SAATTE KOLAY VE KALICI ÖĞREN.
11) Nuri Pakdil, “Yedi Güzel Adam”dan biridir. Sezai Karakoç ile birlikte İslamcı edebiyatın önemli isimlerinden biri haline gelmiştir.

12) Beşir Ayvazoğlu; “Aşk Estetiği” ve “Güller Kitabı” adlı eserleriyle Türkiye Yazarlar Birliği’nin Yılın Yazarı ödülünü almıştır.

13) Öz (saf) şiir anlayışının ilk temsilcileri olarak kabul edilen Ahmet Haşim ve Yahya Kemal, Cumhuriyet dönemi şairlerini etkilemişlerdir.

14) Necip Fazıl Kısakürek, öz (saf) şiir anlayışını benimseyen şairlerdendir. yılında Türk Edebiyatı Vakfı tarafından “Şairler Sultanı” seçilmiştir.

15) Ahmet Hamdi Tanpınar, öz (saf) şiir anlayışının temsilcilerindendir. Zaman, tarih, rüya, musiki, bilinçaltı, medeniyet gibi kavramları yoğun olarak işlemiştir.

16) Ahmet Muhip Dıranas, öz (saf) şiir anlayışını benimsemiştir. Tiyatro türünde de eser veren sanatçı, “Fahriye Abla” adlı şiiriyle ünlenmiştir.

17) Yedi Meşaleciler, altı şair (Muammer Lütfi Bahşi, Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret Solok, Ziya Osman Saba) ve bir öykü yazarından (Kenan Hulusi Koray) oluşan bir topluluktur.

18) Yedi Meşaleciler, ilkelerini “canlılık, samimiyet ve daima yenilik” olarak açıklamışlardır. Beş Hececiler’e ve memleket edebiyatına tepki olarak doğmuş, ancak edebiyatımıza bir yenilik getirememiştir.

19) Ziya Osman Saba, Yedi Meşaleciler’in sanat anlayışına bağlı kalan tek sanatçıdır. Fransız sembolistlerden ve özellikle Baudelarie’den etkilenmiştir. 

20) Yaşar Nabi Nayır, “Varlık” yayınevinin ve dergisinin kurucusudur.
YKS EDEBİYAT KONULARINI HAFIZA TEKNİKLERİYLE 30 SAATTE KOLAY VE KALICI ÖĞREN.
21) Sabri Esat Siyavuşgil, “Odalar ve Sofalar” adlı eserinin dışında bir şiir kitabı yayımlamamıştır.

22) Cevdet Kudret Solok, öz (saf) şiir anlayışını benimsemiş ve eserlerinde genellikle karamsar duyguları işlemiştir.

23) Şinasi’nin “Şair Evlenmesi”, Namık Kemal’in “Zavallı Çocuk” ve Şemsettin Sami’nin “Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat” adlı eserleri, görücü usulü ile evlenmenin yanlışlığını işleyen eserlerdir.

24) Kenan Hulusi Koray, Cumhuriyet döneminin korku türünde eser veren ilk sanatçılarından olmuştur.

25) “Toplumcu şiir”, halkı ve halkın problemlerini konu edinen tezli şiirdir. Temelinde Marksist ideolojinin yer aldığı bu şiir anlayışı, “toplum için sanat” görüşüne bağlıdır.

26) Toplumcu şiir anlayışının ilk temsilcileri Nazım Hikmet Ran, Beşir Fuat, Ercüment Behzat Lav, Abdullah Cevdet ve Hoca Tahsin Efendi olmuştur.

27) Tırpan, Kaplumbağalar, Yılanların Öcü, Ortadirek, Yorgun Savaşçı, Fatih-Harbiye, Tutunamayanlar ve Kuyucaklı Yusuf; ÖSYM’nin son 10 yılda birden fazla sorduğu eserlerdir.

28) Edebiyatımızda «Serbest Şiir», Fransız sembolistlerden etkilenen Cenap Şahabettin ile başlamış kabul edilir. Cumhuriyet döneminde ise «Serbest Şiir»in en önemli ismi Nazım Hikmet’tir.

29) Ercüment Behzat Lav; fütürizm, kübizm, dadaizm ve sürrealizm akımlarını şiirine yansıtarak modern biçimleri yerli konulara uyarlamıştır.
 
30) Ömer Bedrettin Uşaklı, özellikle “deniz özlemi”ni işleyen şiirleriyle tanınmıştır.

31) Kemalettin Kamu, İstanbul’un işgale uğraması üzerine “Gurbet” şiirini yazmış ve “Gurbet Şairi” olarak tanınmıştır. Pastoral bir şiir olan “Bingöl Çobanları”, onun en bilinen eseridir.

32) Orhan Şaik Gökyay, “Bu Vatan Kimin” adlı şiiriyle tanınmıştır ancak şiirlerini yaşarken kitap olarak yayımlamamıştır.

33) Zeki Ömer Defne, “Ziller Çalacak” ve “Ilgaz” adlı şiirleriyle ünlüdür. Özellikle bazı illerimiz için yazdığı yurt güzellemeleriyle tanınmıştır.

34) Metin Eloğlu, çocukluğu ve gençliği Üsküdar’da geçtiği için eserlerinde genellikle Üsküdar’ı ve çevresini anlatmış, bu nedenle de “Üsküdar Şairi” olarak anılmıştır.

35) Attilâ İlhan’ın “Aynanın İçindekiler”, Yaşar Kemal’in “Dağın Öteki Yüzü Serisi”, Mustafa Sepetçioğlu’nun “Dünkü Türkiye Serisi”, Nihal Atsız’ın “Bozkurtlar” adlı eserleri edebiyatımızın önemli nehir romanlarındandır.

36) Cumhuriyet döneminin en önemli öykü yazarlarından biri olan Sait Faik; öyküde giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini kaldırmıştır.

37) Behçet Kemal Çağlar, Faruk Nafiz Çamlıbel ile birlikte “Onuncu Yıl Marşı”nı yazmıştır. 

38) Halide Nusret Zorlutuna, İstanbul’un işgal edilmesi üzerine yazdığı “Git Bahar” adlı şiiriyle tanınmıştır.

40) Hasan İzzettin Dinamo, “Kutsal Barış” adlı romanıyla Orhan Kemal Roman Armağanı’nı almıştır.

41) Fazıl Hüsnü Dağlarca, Uluslararası Şiir Forumu tarafından “Yaşayan En İyi Türk Şairi” seçilmiştir. Edebi kişiliğini en iyi yansıtan eser, “Çocuk ve Allah”’tır.

42) Behçet Necatigil, şiirlerinde ev-aile-yakın çevre üçgenindeki dar bir dünyayı anlatmıştır. Son şiirlerinde Divan şiirinin tevriyeli, cinaslı anlatımlarından yararlanmıştır.

43) Cumhuriyet dönemi tiyatro yazarlarımız: Haldun Taner, Muhsin Ertuğrul, Güngör Dilmen, Recep Bilginer, Refik Erduran, Turan Oflazoğlu, Orhan Asena, Cevat Fehmi Başkut, Necati Cumalı, Turgut Özakman, Başar Sabuncu, Cahit Atay

44) Bireyin iç dünyasını esas alan sanatçılarımız: Peyami Safa, Sâmiha Ayverdi, Mustafa Kutlu, Sevinç Çokum, Sabahattin Kudret Aksal, Abdülhak Şinasi Hisar, A. Hamdi Tanpınar, Tarık Buğra, Memduh Şevket Esendal, Halikarnas Balıkçısı.
 
45) Orhan Asena’nın “Şili’de Av” ve “Ölü Kentin Nabzı” adlı tiyatroları, cumhuriyet döneminde yazılmış politik hiciv türündeki eserlerdir.

46) Bekir Sıtkı Erdoğan,“Kara Gözlüm Efkârlanma Gül Gayri” ve “Binbirinci Gece” adlı şiirleriyle tanınmıştır.

47) Ali Ulvi Elöve, Gençlik Marşı’nın (Dağ Başını Duman Almış) söz yazarıdır.

48) Cumhuriyet döneminde köy hayatını konu alan tiyatrolar: Susuz Yaz, Töre, Keziban, Elif Ana, Allah’ın Dediği Olur,İsyancılar, Sarı Naciye, Kurban, Fadik Kız.

49) Faruk Nafiz Çamlıbel; Memleketçi edebiyatın ilk bildirisi olarak kabul edilen “Sanat” adlı şiiriyle bu anlayışının öncülüğünü yapmıştır.

50) Suat Taşer, Stanislavski’nin “Bir Aktör Hazırlanıyor” ve “Bir Karakter Yaratmak” adlı eserlerinin çevirisiyle YAZKO Çeviri Ödülü’nü almıştır.

51) Tevfik Fikret, Çocuklar için yazdığı “Şermin” dışındaki bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. Nazmı nesre yaklaştırmış ve “sone”yi edebiyatımızda ilk defa kullanan sanatçı olmuştur.

52) Muallim Naci’nin “Köylü Kızların Şarkısı” adlı eseri, edebiyatımızda köyü işleyen ilk şiir olarak kabul edilir.

53) Edebiyatımızın aruz ölçüsüyle yazılan ilk manzum tiyatro eseri olan “Eşber” ve hece ölçüsüyle yazılan ilk manzum tiyatro eseri olan “Nesteren”, Abdülhak Hamit Tarhan’a aittir.

54) Recaizade Mahmut Ekrem, edebiyatımızın ilk realist romanı olan “Araba Sevdası”nın yazarıdır. Servet-i Fünûn döneminin oluşmasına katkıda bulunmuştur.

55) İlk çeviri roman: Telemak /Yusuf Kâmil Paşa

* İlk yerli roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat /Şemsettin Sami

* İlk edebî roman: İntibah / Namık Kemal

* İlk tezli roman: Zehra / Nabizade Nazım

* İlk köy romanı: Karabibik / Nabizade Nazım

* İlk polisiye roman: Esrâr-ı Cinâyât / Ahmet Mithat Efendi

* İlk kadın romancı: Fatma Aliye Hanım

56) Mahmut Makal, “Bizim Köy” adlı köy hayatını anlatan eseriyle ünlenmiştir.

Bu eser, “Köy Edebiyatı”nın başlangıcı olarak kabul edilmiş ve Fakir Baykurt, Talip Apaydın gibi isimleri etkilemiştir.

57) Edebiyatımızda eleştiri türünde yazılmış ilk kitap Namık Kemal’in “Tahrib-i Harabat” adlı eseridir. Bu türde yazılmış diğer önemli eserler: Takip, Demdeme, Zemzeme, Takdir-i Elhan, Kavgalarım, Zafernâme, Destursuz Bağa Girenler…

58) Abbas Sayar, TRT Sanat Ödülleri Yarışması'nda dereceye giren ilk romanı “Yılkı Atı”yla tanınmıştır.

59) Samim Kocagöz, Yeni İstanbul ve New York Herald Tribune gazetelerinin ortaklaşa düzenlediği Dünya Hikaye Yarışması’nda “Sam Amca” öyküsüyle birincilik kazanmıştır.

60) Yusuf Atılgan; modern anlatım tekniklerini, bilinçaltı ile psikanalitik unsurları eserlerinde başarıyla kullanmış ve varoluşçulardan etkilenmiştir.

61) Necati Tosuner, küçük yaşta geçirdiği sakatlığın izlerini hemen her eserine yansıtmış ve fiziksel engeli olan bir kahramanın buhranlarını anlatmıştır.

62) Nezihe Meriç, “Korsan Çıkmazı” adlı eseriyle TDK Roman Ödülü’nü, “Bir Kara Derin Kuyu” adlı eseriyle Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanmıştır.

63) Pınar Kür, ’de yapılan askerî darbe dönemini anlattığı “Yarın Yarın” adlı romanıyla ünlenmiştir. Eserinde farklı anlatım tekniklerini denemiş ve psikolojik tahlillere sıkça yer vermiştir. 

64) Adalet Ağaoğlu, Eserlerinde toplumun çalkantılı dönemlerini, bu dönemlerin bireyler üzerindeki etkilerini ve burjuva aydın kadınların yaşantılarını işlemiştir.

65) Sadri Ertem, toplumcu gerçekçi ilk yazarlardandır. Eleştirel Gerçekçilik akımının önemli temsilcilerindendir. “Çıkrıklar Durunca” ve “Bacayı İndir Bacayı Kaldır” önemli eserleridir.

66) Türk tiyatrosunun Shakespeare’ı olarak tanınan Orhan Asena, “Gılgameş / Tanrılar ve İnsanlar” adlı eseriyle Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü’nü kazanmıştır.

67) Fürûzan’ın ödül almış iki önemli eseri şunlardır:

Parasız Yatılı (Sait Faik Hikaye Armağanı)

47’liler (Türk Dil Kurumu Roman Ödülü)

68) Toplumcu Şiir Zevk ve Anlayışını Ön Plana Çıkaran Sanatçılar Şunlardır: Suat Taşer, Enver Gökçe, Rıfat Ilgaz, Hasan İzzettin Dinamo, Cahit Irgat, A. Kadir, Mehmet Kemal, İlhami Bekir Tez

69) Ziya Paşa, Yurt dışında yayımlanan ilk Türkçe gazete olan “Hürriyet”i Namık Kemal ile birlikte çıkarmıştır.

70) Sami Paşazade Sezai’nin “Sergüzeşt” romanı, romantizmden realizme geçiş özellikleri gösterir. Romanda toplumsal bir sorun olan “kölelik” ele alınmıştır.

71) Şiir ve tiyatro dışında eser vermeyen Abdülhak Hamit Tarhan, aruz ölçüsüyle yazılmış ilk manzum tiyatro eseri olan “Eşber”in ve heceyle yazılmış ilk manzum tiyatro eseri olan “Nesteren”in yazarıdır.

72) Muallim Naci; Recaizade ile kafiye tartışmasına (Naci, göz için kafiyeyi savunmuştur.) ve eski-yeni tartışmasına (Naci, eskiyi savunmuştur.) girmiştir. Eleştirilerini “Demdeme” adlı eserinde toplamıştır.

73) Tanzimat edebiyatının önemli sanatçılarından Direktör Ali Bey, edebiyatımızın günlük türündeki ilk eseri olan “Seyahat Jurnali”ni ve ilk mizahi sözlük olan “Lehçetü’l Hakayık”ı yazmıştır.

74) Fatma Aliye Hanım, ilk kadın romancımız ve ilk kadın felsefecimizdir. “Muhadarat” adlı romanı, onun en önemli eseridir.

75) Tevfik Fikret, “Şermin” dışındaki tüm şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. Divan edebiyatı nazım biçimlerini hiç kullanmamış sone, terza-rima ve serbest müstezat gibi yeni biçimleri tercih etmiştir.

76) Cenap Şahabettin, sembolizm akımının edebiyatımızdaki ilk temsilcisi olarak kabul edilmiştir. Onun eserlerinde parnasizmin etkilerini de görmek mümkündür.

77) Halit Ziya Uşaklıgil, modern Türk romanının kurucusudur. Edebiyatımızın Batılı anlamdaki ilk romanı olan “Mai ve Siyah”ı yazan sanatçı, realizmin ve naturalizmin etkisinde kalmıştır.

78) Servet-i Fünûn dergisi, Hüseyin Cahit Yalçın’ın “Edebiyat ve Hukuk” adlı makalesinden dolayı kapatılmıştır. Hüseyin Cahit, “Kavgalarım” adlı eleştiri türündeki eseriyle ünlüdür.

79) “Sokağı edebiyata taşıyan yazar” olarak tanınan Hüseyin Rahmi Gürpınar, natüralizmin edebiyatımızdaki başarılı temsilcilerindendir. Realizmden de etkilenen sanatçı, romanlarıyla ünlüdür.

80) İkinci Yeniciler olarak adlandırılan sanatçılar şunlardır: Cemal Süreya, Turgut Uyar, İlhan Berk, Edip Cansever, Ülkü Tamer, Sezai Karakoç ve Ece Ayhan.

81) Mithat Cemal Kuntay, Milli Edebiyat akımının değerlerini benimsemiş ve aruzu ustaca kullandığı, milli duyguları ön plana çıkardığı şiirleriyle tanınmıştır. Tek romanı olan “Üç İstanbul”, onun en önemli eseridir.

83) Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri Şunlardır:

Beyitlerle Kurulanlar: Gazel, Kaside, Mesnevi,Kıta, Müstezat

Bentlerle Kurulanlar: Rubai, Tuyuğ, Murabba, Şarkı, Muhammes, Tardiyye, Tahmis, Terkib-i Bent, Terci-i Bent

84) Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri Şunlardır:

* Anonim Halk Şiiri: Mâni, Türkü

* Âşık Tarzı Halk Şiiri: Koşma, Varsağı, Semai, Destan

* Tasavvufi Halk Şiiri: İlahi, Nutuk, Nefes, Devriye, Şathiye, Deme

85) Mesnevi türünde yazılmış önemli eserler: Kutadgu Bilig, Mesnevi, Hayriyye,Yusuf ü Züleyha, Garipname, Cemşid ü Hurşid, Mantıku’t Tayr, İskendername, Leyla ve Mecnun, Hayrabad, Harname, Hüsrev ü Şirin, Hüsn ü Aşk

86) Günlük türünde eser vermiş önemli isimler: Nurullah Ataç, Salah Birsel, Oktay Akbal, Direktör Ali Bey, Tomris Uyar, Cemil Meriç, Adalet Ağaoğlu, İlhan Berk, Hilmi Yavuz, Ece Ayhan, Ömer Seyfettin, Cahit Zarifoğlu.

87) Tanzimat Şiiri ve Divan Şiirinin Ortak Yönleri:

* Söz sanatlarından yararlanılmıştır.

* Aruz ölçüsü kullanılmıştır.

* Arapça ve Farsça kelimelere yer verilmiştir.

* Klasik nazım biçimleri (kaside,gazel…) kullanılmıştır.

* Ahenk unsurlarına (kafiye) yer verilmiştir.

88) Şemsettin Sami, Orhun Abideleri’ni ve Kutadgu Bilig’i Türkiye Türkçesine çevirmiştir. “Kamus-ı Türkî” adlı sözlüğü, modern ilkelere göre hazırlanmış ilk Türkçe-Türkçe sözlük olma özelliğini taşır.

89) Milli Edebiyat döneminde köy hayatını işleyen ilk önemli eserler şunlardır: Ebubekir Hâzım Tepeyran’ın “Küçük Paşa”, Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu”, Refik Halit Karay’ın “Memleket Hikâyeleri”.

90) Cahit Atay, köy edebiyatının tiyatro türündeki önemli temsilcilerindendir. En tanınmış eseri “Pusuda” adlı oyunudur.

91) Tanzimat edebiyatı ile hedeflenen ve milli edebiyatla geliştirilen “dilde sadeleşme hareketi” Cumhuriyet döneminde amacına ulaşmıştır. Bu dönemde konuşma dili, yazı dili haline getirilmiştir.

92) Darülbedayi’de sergilenen ilk yerli oyun Halit Fahri Ozansoy’un “Baykuş” adlı manzum tiyatrosudur. * Darülbedayi (İstanbul Şehir Tiyatroları)

93) Mehmet Emin Yurdakul, “Cenge Giderken” adlı şiiriyle tanınmıştır. “Ben bir Türk’üm…” sözleriyle başlayan bu şiir, Türk kelimesinin ilk defa kullanıldığı ve Türkçülük kavramının belirgin bir şekilde işlendiği ilk eserdir.

94) Hamdullah Suphi Tanrıöver, Mehmet Akif’i İstiklâl Marşı yarışmasına katılması için teşvik etmiştir. Akif’in şiirini meclis kürsüsünde ilk kez o okumuştur.

95) Batılı tarzda ilk mensur şiiri Halit Ziya (Bu türde iki eseri vardır: Mensur Şiirler, Mezardan Sesler) yazmıştır. Ancak Mehmet Rauf, “Siyah İnciler” adlı eseriyle bu türde Halit Ziya’dan daha başarılı olmuştur.

96) Mehmet Fuat Köprülü; hem Fecr-i Ati hem de Milli Edebiyat içinde yer alan ünlü bir edebiyat tarihçisi, araştırmacı ve siyasetçidir. Ordinaryüs Profesör unvanı da bulunan Fuat Köprülü, Türk edebiyatını bilimsel yöntemlerle inceleyen ilk bilim adamıdır.

97) KUTADGU BİLİG

* Türk edebiyatının ilk “siyasetnâme”sidir.

* Edebiyatımızın mesnevi türündeki ilk eseridir.

* Aruz ölçüsüyle yazılmış ilk Türkçe eserdir.

* Beyit nazım biriminin kullanıldığı ilk Türkçe eserdir.

98) Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Servet-i Fünûn anlayışına uygun olarak yazdığı mensur şiirleri ve hikayeleri “Haristan ve Gülistan” adlı eserinde toplamıştır. Türkçülük akımı etkisi altına girdikten sonra yazdığı “Çağlayanlar” adlı eseri de yine hikaye türündedir.

99) Yusuf Akçura, Türk Tarih Kurumunun kurucuları arasındadır. Milli Edebiyat döneminde makale ve konferanslarıyla tanınmıştır. “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesi önemlidir.

) Edebiyatımızın Önemli Postmodern Eserlerinden Bazıları Şunlardır:

* Tutunamayanlar (Oğuz Atay)

* Sevgili Arsız Ölüm (Latife Tekin)

* Kara Kitap, Beyaz Kale, Benim Adım Kırmızı, Kar (Orhan Pamuk)

* Puslu Kıtalar Atlası (İhsan Oktay Anar)

* Bir Cinayet Romanı (Pınar Kür)

* Boğazkesen (Nedim Gürsel)

* Bir Hüzünlü Haz (Hasan Ali Toptaş)

* Kılavuz (Bilge Karasu)

) Divan şairi Nabi’nin oğlu için yazdığı öğütleri içeren “Hayriyye” adlı mesnevisi Divan edebiyatında çocuklar için yazılmış önemli eserlerdendir. Servet-i Fünûn şairlerinden Tevfik Fikret’in “Şermin” adlı eseri de çocuklar için yazılmıştır.

) Türk edebiyatının ilk tezkiresi Ali Şir Nevai’nin “Mecalis’ün Nefais” adlı eseridir. Anadolu topraklarında yazılmış ilk tezkire ise Sehi Bey tarafından yazılan “Heşt Behişt”tir.

* Tezkire: Şairlerin hayat hikayelerini ve şiir anlayışlarını anlatan, şiirlerinden örnekler veren eserlerdir.

) Doğu-Batı çatışmasını ele alan önemli romanlar ve yazarları şunlardır: "Felatun Bey ile Rakım Efendi" (Ahmet Mithat), "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" (Ahmet Hamdi Tanpınar), "Fatih-Harbiye", "Şimşek", "Sözde Kızlar", "Mahşer" (Peyami Safa).

) Edebiyatımızın önemli tarihi romanları ve yazarları şunlardır: Cezmi (Namık Kemal), Devlet Ana (Kemal Tahir), Osmancık (Tarık Buğra), Bozkurtlar Diriliyor (Nihal Atsız), Konak (Necati Sepetçioğlu), Kilit (Necati Sepetçioğlu)

) Saf şiir anlayışı Paul Valery'nin şiirde dili her şeyin üstünde tutan görüşünden hareketle ortaya çıkmıştır. Edebiyatımızda «Saf Şiir», Ahmet Haşim’in Piyâle adlı kitabının başındaki «Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar» yazısıyla başlar.

) Şiir ve tiyatro dışında eser vermeyen Abdülhak Hamit Tarhan, aruz ölçüsüyle yazılmış ilk manzum tiyatro eseri olan “Eşber”in ve heceyle yazılmış ilk manzum tiyatro eseri olan “Nesteren”in yazarıdır.

) Cumhuriyet dönemi Türk hikâyesinin en belirgin özelliği eleştirel ve toplumcu gerçekçiliktir. Temelleri Nâbizâde Nâzım ve Hüseyin Rahmi’ye kadar dayanan bu yaklaşım; toplumsal hayatın yakından gözlenmesini, sorunların çekinmeden ortaya konulmasını ve eleştirisini esas alır. Realist bir yaklaşımı benimseyen yazarlar, genellikle gözleme dayalı dış gerçeklik üzerine yoğunlaşmıştır. Eleşirel ve toplumcu gerçekçilik, özellikle sonrasında yeni bir boyut kazanır. Sadri Ertem’in öncülüğündeki bu ilk kuşak; Kenan Hulusi Koray, Selahattin Enis, Reşat Enis Aygen, Refik Ahmet Sevengil, Hakkı Süha Gezgin ve Bekir Sıtkı Kunt’tan oluşur.

) Cumhuriyet döneminin en önemli öykü yazarlarından biri olan Sait Faik; öyküde giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini kaldırmıştır.

) ’lı yıllarda yazılmış oyunlardan bazıları büyük ilgi görmüştür. Kendinden sonraki eserleri de önemli ölçüde etkileyen bu eserlerden bazıları şunlardır: Haldun Taner (Keşanlı Ali Destanı, Vatan Kurtaran Şaban), Güngör Dilmen  (Midas’ın  Altınları,  Canlı  Maymun  Lokantası,  Kurban),  Vasıf  Öngören (Asiye  Nasıl  Kurtulur,  Zengin  Mutfağı,  Almanya Defteri), Turgut Özakman (Ocak), Orhan Asena (Atçalı  Kel  Mehmet), Orhan Kemal (İspinozlar), Cahit Atay (Pusuda, Sultan Gelin).

YKS EDEBİYAT KONULARINI HAFIZA TEKNİKLERİYLE 30 SAATTE KOLAY VE KALICI ÖĞREN.

Hafıza Teknikleriyle YKS Edebiyat Konularını Hızlı, Kolay ve Kalıcı Öğren!

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir