11 sınıf felsefe ahlak felsefesi / Ahlak Felsefesi nedir? Ahlak Felsefesi temel kavramları ve temsilcileri hakkında bilgi

11 Sınıf Felsefe Ahlak Felsefesi

11 sınıf felsefe ahlak felsefesi

Ahlakın İlkeleri

Ahlakın ilkeleri, aydınlanma ya da 18. yüzyıl – 19. yüzyıl felsefesinin genel karakterini taşıyan akılcılık anlayışının konu alanına girmiştir ve rasyonalizm, bu süreçte yaşanan ağır toplumsal olaylar ve gelişen toplumsal değişimler sonucunda kaçınılmaz olarak ahlak alanına da yönelmiştir ve ahlakın ilkeleri belirlenmeye çalışılmıştır.

Bu dönemin filozoflarından bazıları aklı merkeze alarak ahlakı anlama ve yorumlamaya yönelmişlerdir. Ahlakın ilkeleri doğrultusunda fikir belirten filozoflar arasında arasında özellikle Alman düşünür Kant ve İngiliz filozof Bentham’ın görüşleri dile getirilmeye ve aktarılmaya değerdir.

Immanuel Kant’ta Ahlakın İlkeleri

Kant, iyi istenç (iyi isteme) kavramıyla şartlar ne olursa olsun her zaman doğru olarak kabul edilebilecek ahlaki ilkelere göre davranmayı ifade etmiştir. Bu davranış akla dayalı olarak geliştiği için hem diğer canlıların davranışlarından hem de insanın güdüsel davranışlarından farklıdır. İnsan, iyiyi sırf iyi olduğu için aklı ile içten karar vererek istemişse orada iyi istenç vardır. İyi istenç, ahlak açısından değerli olan şeyin koşulsuz biçimde yerine getirilmesidir. Bu bağlamda Kant ahlakı ve iyiyi, eylemlerin sonucuna göre değil onların arkasındaki amaca göre değerlendirir. Buradaki amaç Kant’ın deyimiyle “ödev”e uygun olmalıdır.

Kant, iyi istencin yanında ödev kavramını kullanarak onun nasıl bir eylem olduğunu da açıklamaya çalışır. Ona göre ödev insanın kendi isteğiyle sorumluluğunu aldığı, koşulsuz, içten ve vicdanı tarafından verilen emirlerdir. Ödev, bütün insanlar için geçerli olan ama kimsenin arzu ve isteklerine bağlı olmayan evrensel ahlak ilkesi taşır. Dolayısıyla bir irade, ancak ödevi yerine getirdiği zaman iyi irade olur (Bkz: Ödev Ahlakı Nedir?).

Kant, ahlaki açıdan üç temel ilke öne sürer. Bunlar Kant’ın maksimleri olarak da bilinir (Bkz: Kant’ın Maksimleri). Maksimler, kişinin davranışta bulunurken ödeve uygun davranmasını sağlayan evrensel ilkelerdir (Şekil 4.2). Kişi, bu ilkelere uygun davranırsa ödeve uygun davranmış olacaktır.

Kant'ın Maksimleri

Kant’ın Maksimleri

Jeremy Bentham’da Ahlakın İlkeleri

Bentham, ahlakı fayda temelinde açıklar (Bkz: Bentham’ın En Büyük Mutluluk İlkesi: Faydacılık). Bentham, ahlakı pratik alanda ön görür. Ona göre insan, doğası gereği acıdan kaçar ve hazza yönelir. Bu eylemin akılla bilinçli bir şekilde yapıldığında insana erdemli olma niteliği kazandıracağını öne sürer. Acı karşısında hazzı, haz karşısında acıyı ölçüp tartan biri; faydayı hangisinde daha çok görürse ona yönelmelidir.

Bentham, bazen büyük hazlar için küçük acılara katlanılmasını veya büyük acılardan kaçmak için küçük hazlardan vazgeçilmesi gerektiğini belirtir. Ona göre mutluluk, insanın aklıyla kendi eylemini seçmesindedir. Bentham’a göre kötülük, insanın yanlış tercihte bulunmasından kaynaklanır. Haz ve acı arasında hesabını yeterince yapamayan insan, kötülüğün ortaya çıkmasına neden olur. Mutlu olmak istediği için eylemlerde bulunmuş ama hesabı tutmamıştır. Ona göre mutluluk, insanın çevresiyle ilgilidir. Çoğunluğun faydasına olan davranış doğru eylemdir.

Hazırlayan: Sosyolog Ömer Yıldırım

Tweetle

AHLAK FELSEFESİ (ETİK)

AHLAK: Birey ve toplum tarafından benimsenmiş, insanların toplum içindeki eylemlerini ve birbiriyle olan ilişkilerini düzenlemek amacıyla kabul edilen kurallar bütünüdür. Ahlak kuralları bize ne yapmamız, ne yapmamamız gerektiğini söyleyen kurallardır. Yaşanan ahlak yani pratik ahlaktır.

Ahlak kuralları başkalarına zararlı olacak davranışları önler. Yazısız kurallardır ve bu kurallara uyulmadığında toplumsal yaptırımları vardır. (Ayıplama, dışlama, kınama gibi)

AHLAK FELSEFESİ (ETİK): Ahlakı, felsefe açısından açıklayan ve inceleyen düşünce sistemidir. Ahlakın ne olduğunu, ahlaki davranışın nasıl oluştuğunu, insan davranışlarının dayandığı temelleri, iyi ve kötü eylemlerin nedenlerini inceler. Ahlak felsefesi ahlak üzerine sistemli bir şekilde düşünme, soruşturma, ahlaki hayata dair bir araştırma ve tartışma olarak tanımlanabilir.Teorik ahlaktır.

Kısaca; Ahlak, bir toplumda uyulması gereken kurallar bütününü ifade ederken, Ahlak Felsefesi var olan bu kuralları sorgulama etkinliğini ifade etmektedir.

 

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

İyi: Topluma yararlı ve değerli olandır. Bu da yapılması istenen ve beklenilen davranışları ifade eder.
Kötü: Yapılması istenmeyen, değersiz ve faydasız olandır.
Bilinç: İyi olan ile kötü olanı ayırt etme gücüdür.

İrade (İstenç): Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü. Bilincimizle farkına vardığımız şeyleri irademizle isteriz.

Özgürlük:Bireyin, herhangi bir baskı ve zorlama olmadan, kendi iradesiyle davranışta bulunmasıdır. Yani dışsal bir zorlama olmadan serbestçe hareket edebilmedir.
Sorumluluk: Kişinin, özgürce gerçekleştirdiği eylemlerinin sonuçlarını üstlenmesidir.
Vicdan:(İç Ses) İnsanın kendi kendini yargılama gücüdür. Kötü bir şey yaptığımızda duyduğumuz huzursuzluk ve iyi bir şey yaptığımızda duyduğumuz huzur vicdandır.

Erdem:Kişinin iradesinin her zaman iyi olana yönelmesidir. Ahlakça istenilen en üst değerdir. Dürüstlük, cömetlik, adalet, hoşgörü, sabır, alçakgönüllülük… vs.

NOT ⇒Ahlaki bir eylemde bulunabilmenin koşulu ÖZGÜR olmaktır. Özgür irade söz konusu değilse ahlaki davranıştan söz edilemez.

 

BİREY AHLAKİ EYLEMLERİNDE ÖZGÜR MÜDÜR?

1.DETERMİNİZM (Belirlenimcilik) : İnsanlar ahlaki eylemde bulunurken özgür değildirler.Birey, davranışta bulunurken bir çok şeyden etkilenmektedir. (Yaşadığı ülke,aile, din, sosyal çevre vs.) Bu da kişinin özgürce hareket etmesini engeller.

Deterministlere göre, ne verilen kararlar özgürcedir ne de gerçekleştirilen eylemler. Ahlak kuralları, insanın kararlarını ve eylemlerini belirler. Bu da kişinin özgürlük alanını sınırlandırır. Ayrıca hukuk kuralları, dini kurallar da eylemlerimizin ne olup olmayacağını belirlediğinden özgürce karar veremeyiz.

2.İNDETERMİNİZM (Belirlenimsizcilik) : Ne doğada belirlenmişlik vardır ne de insanın  duygu ve düşüncelerinde. Bu nedenle insan yaptıklarında özgürdür.

Toplum bireye herhangi bir baskı ve zorlama yapmaz, sadece kendisinin belirlediği kurallara uymasını ister. Birey isterse toplumun bu isteğine uyabilir, istemezse uymayabilir. Yani birey eylemlerinde özgürdür.

İnsan bu dünyaya gelir ve nasıl bir varlık olacağına kendisi karar verir. Çevre koşulları, dini yasalar veya duygular irade üzerinde etkili değildir. Duygular da insanın kendisi tarafından oluşturulur.

3.OTODETERMİNİZM (Öz-belirlemecilik) : Temsilcisi KANT. Birey, başkalarının yönlendirmesiyle değil, kendi aklı ve iradesiyle davranışta bulunuyorsa özgürdür.

Kişi, bilgi ve deneyimiyle kendini geliştirdiği oranda özgürdür. Kendini geliştirmiş olan kişi iyi olan ile kötü olanı birbirinden ayırt etme gücüne sahiptir ve iradesini hangisinden yana kullanması gerektiğini bilir. Yani kişi kendi değerini oluşturabilme gücüne sahiptir. Bireyin eylemlerinde özgür olup olmaması bir kişilik problemidir.

4.FATALİZM (Kadercilik) : Her şeyin yaratıcı tarafından belirlenmiş olduğunu ve kimsenin bu belirlenmiş yazgıyı değiştiremeyeceğini ileri süren görüştür.Bu yazgıdan ötürü kişi özgür değildir, dolayısıyla sorumluluktan ve ahlaktan söz edilemez.

5.LİBERTERYANİZM : Bireysel özerkliği savunur. Bireyin davranışlarında hiçbir toplumsal kısıtlamanın olmaması gerektiğini savunan siyasi bir ideolojidir. Bireyin doğuştan sahip olduğu yaşama hakkı,özel hayatın gizliliği, inanç ve vicdan özgürlüğü hiç bir şekilde kısıtlanamaz. Devlet de bireyin davranışlarına karışmamalıdır.

EVRENSEL BİR AHLAK YASASI VAR MIDIR?

ahlakfelsefesi.jpg

EVRENSEL AHLAK YASASININ OLAMAYACAĞINI SAVUNANLAR:

1.Haz Ahlakı (Hedonizm) : Epiküros, Aristippos 

Ahlaki eylemin amacı mutlu olmaktır. Haz veren eylemler mutluluğa götürdüğü için iyi olarak kabul edilir. Mutsuz olmamak için de kötüden uzak durmalıyız. Haz sağlayan eylemler iyi haz sağlamayan eylemler kötüdür. 

Epiküros’a göre; en büyük haz (asıl haz) yanında hiç acı ve sıkıntı getirmeyendir.Yani bize şuan mutluluk veren ama daha sonra bizi mutsuz edecek bir şey aslında bir haz değildir ve bu kendisinden uzaklaşmamız gereken bir eylemdir. Öyle eylemlerde bulunmalıyız ki acı ile sonuçlanmamalı. Bunun için de büyük bir farkındalık duygusu gereklidir.Yani eylemlerimizin 3-5 adım sonrasın görebilmeliyiz.

Sonuç olarak haz duygusu kişiye bağlıdır ve evrensellik söz konusu değildir.

2.Bencillik (Egoizm): T. Hobbes

Birey her zaman “ben sevgisi” ile ve çıkarlarını düşünerek hareket eder. İnsan doğuştan bencildir. Çünkü, kişinin daha iyi ve daha mutlu yaşayabilmesi için kendi çıkarlarını koruyabilmesi gerekmektedir. Bireyin kendini düşünmesi ve merkeze kendini koyması gerekmektedir. Bencil Ahlak anlayışının temeli buna dayanır.

Yani çıkarlarımı koruyan eylemler iyi, korumayan eylemler kötüdür.

Çıkarlar kişiden kişiye değişeceğinden evrensel bir ahlaktan söz edilemez.

3.Fayda Ahlakı : J.Dewey, W.James

Bir eylemin ahlaki olup olmadığını belirleyen eylemin sonucudur. Sonucunda Fayda veren eylem iyi, fayda vermeyen eylem kötüdür.

Fayda kişiden kişiye değişeceğinden evrensel ahlak yasasından söz edilemez.

! Fayda ahlakında merkeze bireyi değil toplumu alırsak; evrensel ahlak anlayışı kurulabilir de. Toplum yararına olan bir şey iyidir ve herkes bunu ölçüt almalıdır dersek evrensellik söz konusu olacaktır.

4.Anarşizm : Proudhon, Bakunin,Stirner,Kropotkin

Anarşizmin anlamı başsızlık‘tır. Yani başta, yönetimde kimsenin olmadığı bir toplumsal düzen anlamına gelir.(Yönetimsizlik)

Her türlü otoritenin, başta devlet olmak üzere tüm baskıcı kurumların kalkması gerektiğini savunurlar.

Ahlak kuralları, özgürlükleri kısıtlayan kurallardır. Özgür olmayan birey sorumlu da değildir. Bireyin otoritelerden kurtulması gerekmektedir.

Evrensel ahlak olamaz. Her türlü evrensel yaklaşımın temelinde otorite, dayatma vardır. Bir kimseye nasıl davranması gerektiğini asla ve asla ne bir başkası ne de bir kurum söylememelidir. Nasıl davranacağıma kendim karar vermeliyim. Ölçü de kendi vicdanımızdır. Baskıcı kurumlar ortadan kalkarsa birey özgür ve mutlu olacaktır.

EVRENSEL AHLAK YASASININ OLABİLECEĞİNİ SAVUNANLAR

Sokrates,Platon,Aristoteles,Farabi, Spinoza, Kant..

Bu görüşü savunanların ortak noktası AKIL‘dır. Yani, akla uygun davranmak tüm insanları bağlar ve evrensel ahlak için akıl bir ölçüttür. Akıl, bir eylemin iyi veya kötü olduğuna karar verebilir.

Evrensel ahlak ile bahsedilen şey, insanın olduğu her yerde geçerli olan ahlak anlayışıdır.

Sokrates: Ahlakın kaynağı bilgidir. Bilgi insanları doğru eyleme, bilgisizlik ise yanlış eyleme götürür. Bilgi erdemdir. Hiç kimse bilerek kötülük yapmaz.

Kant  (Ödev Ahlakı) : Ahlaki eylem bir ödevdir. Ödev=Aklın sesi.  Öyle davranmalısın ki davranışını belirleyen kurallar başkalarının davranışlarını da belirlesin. Yani senin davranışın için ölçü olan yasalar başkaları için de ölçü olsun. Ahlak, insanın özünden gelen bir şeydir.  Ahlaki kurallara (ödeve) uymak ya da uymamak insanın kendi elindedir.  Ayrıca, bir eylemin ahlaki olup olmadığı insanın niyetine bağlıdır. Eylemin sonucu önemli değildir.

Ahlak Felsefesi Özet

Ahlak Felsefesi Slayt (Tuğba Aydın)

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor...

☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

0

happy

0

clap

0

love

0

confused

0

sad

0

unlike

0

angry

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır