Banu Çiftçi Gebelik Hesaplama

Açıklama

*Performans iyileştirmeleri yapıldı.

Bilgi

Sağlayıcı

Dr. Banu Ciftci

Boyut

18,4 MB

Kategori

Sağlık ve Fitness

Uyumluluk

iPhone

iOS veya üst sürümünü gerektirir.

iPod touch

iOS veya üst sürümünü gerektirir.

Mac

macOS  veya üst sürümünü ve Apple M1 veya üzeri çipe sahip bir Mac gerektirir.

Yaş Sınırı

12+ Seyrek/Hafif Derecede Tıbbi/Tedavi Bilgileri

Telif Hakkı

© funduszeue.info BANU CIFTCI

Fiyat

Ücretsiz

Kullanıcı puanları ve yorumlar

Abla veya anneye benzeyen.

“Canım anneciğim, sevgili anneciğim ” anlamında kullanılan bir ad.

1. Beceri. 2. Seziş, anlayış. 3. Büyük erkek kardeş.

1. Kuzeybatı Kafkasya’da yaşayan bir halk Bu halka mensup olan kimse.

1. Aslan. 2. Sert, çatık kaşlı kimse.

1. Gezgin derviş Dilenci kılıklı, üstü başı perişan kimse.

Kullukla, kölelikle ilgili.

En iyi bilen Tanrı'nın kulu.

Büyük, ulu olan Tanrı'nın kulu

En yüce, en değerli olan Allah'ın kulu.

Her zaman var olan Tanrı'nın kulu

Yaratan, yaratıcı olan Tanrı'nın kulu.

Her şeyi görüp anlayan Tanrı'nın kulu.

Rızkı yayıp bollaştıran Tanrı'nın kulu.

bk. Abdülcebbar

Zorlayıcı güce sahip olan Tanrı'nın kulu.

En yüce olan Tanrı'nın kulu

Güzellikleri kendinde toplayan Tanrı'nın kulu.

Cömert olan Tanrı'nın kulu.

Ezelden beri var olan Tanrı'nın kulu.

Tek, eşsiz olan Tanrı'nın kulu.

Gizli şeyleri açığa çıkaran Tanrı'nın kulu.

Kullarının günahlarını bağışlayan Tanrı'nın kulu.

bk. Abdülgafur

Suç bağışlayan, merhamet eden Tanrı'nın kulu.

Varlıklı, cömert olan Tanrı'nın kulu.

Doğru yolu gösteren Tanrı'nın kulu.

Her şeyi bilen Tanrı'nın kulu.

Yaratan, yoktan var eden Tanrı'nın kulu.

İyi ve yumuşak huylu Tanrı'nın kulu.

Herkesçe övülen Tanrı'nın kulu.

Kudretli ve güçlü olan Tanrı'nın kulu.

Kahredici, yok edici gücü olan Tanrı'nın kulu.

Kerem sahibi, cömert, ulu olan Tanrı'nın kulu.

Bağışta bulunan Tanrı'nın kulu

Şan ve şeref sahibi, ulu olan Tanrı'nın kulu.

Evrene hükümdar olan Tanrı'nın kulu

Lütuf ve ihsan sahibi olan Tanrı'nını kulu

Sonsuz sağlamlığa, dayanıklılığa, güce sahip olan Tanrı'nın kulu

Yardımcı olan, yardım eden Tanrı'nın kulu

İhsanı bol olan Tanrı'nın kulu.

Tek ve eşsiz olan Tanrı'nın kulu.

Merhametli, esirgeyen, koruyan Tanrı'nın kulu.

Rahmet sahibi olan Tanrı'nın kulu.

Çok merhamet eden, esirgeyen Tanrı'nın kulu.

Doğru yolu gösteren Tanrı'nın kulu.

Tüm yaratıklara rızkını veren Tanrı'nın kulu.

Kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacı olmayan Tanrı'nın kulu.

Her şeyi duyan, yüce Tanrı'nın kulu.

Barışçı olan Tanrı'nın kulu.

Her şeyi işiten, duyan Tanrı'nın kulu.

Günahları örten, gizleyen Tanrı'nın kulu.

Anlayışlı, zeki olan Tanrı'nın kulu.

Su gibi berrak ve duru olan gül.

1. Nergis çiçeği. 2. Yasemin. 3. Dolu kap.

1. Anıt. 2. Önemi ve değeri çok olan yapıt İbadet eden, tapan kul.

İbadet eden, tapan kullar.

Koyun, at ve deve gibi hayvanlara iyi bakan kimse.

İbadet eden, tapan kul.

1. Güzel, zarif, ince. 2. Yüzünü örtü ile örten utangaç kadın.

Hayat suyu, içene sonsuz yaşam sağlayan efsanevi su.

1. Namus, şeref, haysiyet. 2. Utanma, hicap, hayâ.

1. Yüz suyu. 2. Irz, namus, şeref, haysiyet.

1. Yüzü güzel, parlak, yakışıklı. 2. Sevimli. 3. Yayvan ve toplu yüz. 4. Çok beyaz. 5. Siyahlı beyazlı. 6. Geniş, enli. 7. Ceviz ağacının mobilya yapmaya yarar iç kısmı. 8. Ağaçların dayanıklı kısmı. 9. Yaban armudu, ahlat. İyice olgunlaşmamış üzüm.

1. Çilli, çopur yüzlü, sarı saçlı, açık renkli gözlü adam. 2. Doru at. 3. Alaca bulaca, karışık renkli. 4. Tedirgin edici, obur. 5. Çarpık, eğri.

1. Yüz suyu. 2. Irz, namus, şeref, haysiyet.

1. Kadının kocası, eş. 2. Yaşlı, sözü dinlenen kimse.

İzzettin'in babası.

1. Amca. 2. Abla. 3. Anneanne, nine. 4. Güçlü kuvvetli, başladığı işi bitiren. 5. Büyük. 6. Derelerin içinde yetişen, basit yapraklı, kırmızı çiçekli, güzel kokulu bir çalı.

Aca ve bay sözlerinden oluşan bir ad.

Aca ve bey sözlerinden oluşan bir ad.

Aca ve han sözlerinden oluşan bir ad.

Fundagillerden, güzel, renkli, kokusuz çiçekler açan bir bitki.

1. Kuvvetli, güçlü, dinç. 2. Çevik, atılgan, kabına sığmaz. 3. Gözü pek, yiğit, cesur, kabadayı, yılmaz, 4. Hoş, sevimli yüzlü (kimse). 5. Yeni. 6. Taze. 7. Şişman, etli, semiz. 8. Çalışkan, becerikli. 9. Açıkgöz, zeki. Çapkın. Bir çeşit zehirli o

Yiğit, becerikli, cesur kişi.

Güzel yüzlü hanımefendi, sevimli hanımefendi.

Güçlü, cesur, atılgan, becerikli kimse.

Güzel yüzlü hanım, sevimli hanım.

Güçlü, becerikli, gözü pek kimse.

Güzel yüzlü hatun, sevimli hatun.

Gözü pek, atılgan, cesur, nitelikli kimse.

Çevik, becerikli, girişken insan.

Özünde yiğitlik, cesaret, doğruluk, beceriklilik nitelikleri taşıyan kimse.

Yiğit, güçlü bir soydan gelen kimse.

Güçlü, korkusuz, yiğit Türk.

Aca ve tay sözlerinden oluşan bir ad.

Önder, lider, yol gösteren, erkek kurt.

Acıya ortak olan, dost.

Doğruluktan ve dürüstlükten ayrılmayan kimse.

Dürüst, doğru insan.

Açık ve gün sözlerinden oluşan bir söz.

Büyü, serpil, geliş” anlamında bir söz.

“Ay gibi doğ, ay gibi açıl” anlamında kullanılan bir ad.

Hızlı, çabuk, telaşlı kimse.

Dünyayı fethet dünyaya yayıl" anlamında kullanılan bir ad.

1. Dünya genişliğinde,dünyayı kapsayan. 2. Dünyayı eline geçiren.

Dünyaca tanınmış yiğit.

Dünyanın hanımefendisi.

Çok ünlü, tanınmış kimse.

Dünyanın güneşi, dünyayı aydınlatan şey.

Dünyanın ışığı, dünyayı aydınlatan ışık.

Çok ünlü, tanınmış kimse.

Ada ve han sözlerinden oluşan bir ad.

Bir dileğin, bir isteğin yerine gelmesi amacıyla kutsal sayılan bir güce adanmış nesne.

“Adın yayılsın, ün kazan” anlamında bir ad.

Ün kazanan, ünlü, tanınmış.

1. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe. 2. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme.

1. İnsan. 2. Erkek kişi. 3. İyi yetişmiş, değerli kimse. 4. İyi huylu, güvenilir kimse. 5. Birinin yanında ve işinde bulunan kimse. 6. Birinin sözünü dinleyen, nazını çeken kimse, kayırıcı. 7. Bir alanda derin bilgisi olan veya bir alanı benimseyen. 8. Bi

Adak yapmış olan kimse.

Önemli ve değerli olan bir kişi, olay funduszeue.info anısına yapılan.

Ad alan, ünlenen kimse, şanlı, şöhretli.

1. Erginlik, olgunluk. 2. Süre, zaman. 3. Arkadaş, taraftar, omuzdaş, yandaş. 4. Mart ayı.

Adak yapar" anlamındaki adar ile kan sözlerinden oluşan ad.

Adları aynı olanlardan her biri.

Ada ile ilgili, adaya özgü, adalı.

1. Bir görev, bir iş için kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse Bir iş için yetiştirilmekte, eğitilmekte olan kimse, namzet.

1. Dinî inançlara göre ilk yaratılan insan ve ilk peygamber. 2. İnsan, insanoğlu. 3. İnsanda bulunması gereken olumlu özelliklere sahip olan kimse.

İyilikseverlik, yardımseverlik.

1. Doğruluktan ayrılmayan kimse. 2. Adaletli. 3. Hakka uygun, haklı.

1. Doğruluktan ayrılmayan kimse. 2. Adaletli. 3. Hakka uygun, haklı.

Adaletli hükümdar.

1. Herkesçe bilinen, tanınan kimse. 2. Soyu temiz, tanınmış soydan gelen.

Adı güneş gibi olan.

1. Yabancı. 2. Başka, başkaca.

Ünlü, tanınmış kişi.

Adı her zaman duracak olan.

Adı var, adı var olan.

Güçlü, becerikli, beğenilen kişi.

“Adınla ün kazan, şöhret sahibi ol” anlamında bir ad.

Ünlü, tanınmış kişi.

Bir yere yerleşip ikamet eden, mukim.

Cennete gitmeye hak kazanmış, cennetlik kişi.

Cennete gitmeye hak kazanmış, cennetlik bayan.

Ünsüz, tanınmamış, adı duyulmamış kimse.

Ad ve soy sözlerinden oluşmuş bir ad.

Zeki ve yaramaz çocuk.

1. Güzelliği ile insanı şaşkına çeviren, aklını başından alan kadın. 2. Bela, felaket.

İradesiyle kötü şeylerden kaçınan kimse.

1. Silen. 2. Silinmiş. 3. Affeden, bağışlayan. 4. Affedilmiş, bağışlanmış. 5. Yalvaran.

Namuslu, iffetli, temiz, dürüst.

Namuslu, iffetli, temiz, dürüst.

Sağlıklı, sıhhatli olma, hastalıktan uzak olma durumu.

1. Ayak değmemiş ak toprak Pembeye çalar beyazrenk.

1. Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri. 2. Çabuk iş gören, çevik, atılgan. 3. Uyumlu, yumuşak başlı. 4. Bir şeyin zıddı, aksi.

1. Kırlık kesimde geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse. 2. Halk arasında sayılan ve sözü geçen erkeklere verilen san. 3. Ağabey, büyük kardeş. 4. Yardım eden, cömert kimse. 5. Okuryazar olmayan yaşlıca kişilerin adlarıyla birlikte kullanılan

Bilen, bilgili, haberli, uyanık.

Hükümdar gibi yüce olan kimse.

Zengin hanım, malı mülkü bol olan hanım.

Zengin hanım, varlıklı hanım.

1. Yerin hava yuvarına girince, sürtünmeden dolayı akkor duruma gelen ve ardından bir ışık çizgisi bırakarak geçen gök cismi, akan yıldız, ağma. 2. Göğe doğru yükselen, yukarı çıkan Akan yıldız, kayan yıldız.

Göğe doğru yükselen, yüce hanımefendi.

Göğe doğru yükselen hanım, göğe doğru yükselen güzel.

Göğe doğru yükselen, değerli erkek.

1. Ağır, yavaş. 2. Sadık, doğru sözlü Yükselir, yücelir.

Ağaran, ağarmaya başlayan tan vakti.

Ağa verdi, ağa bağışladı" anlamında kullanılan bir ad.

Akça, pakça hanımefendi.

funduszeue.infoça pakça yüz. 2. Akça pakça yüzlü.

Akça pakça bilekli, beyaz bilekli.

1. Ak renkte, beyaz, oldukça beyaz. 2. Temiz, lekesiz. 3. Alaca. 4. Pamuk ipliğinden dokunmuş çul.

Temiz, namuslu, eline ayağına düzgün bey.

1. Yükseliş, yüceliş. 2. İhtiyar, yaşlı. 3. Daha fazla. 4. Aşk, sevda.

Ağırbaşlı, olgun kişi.

1. Akça pakça kız. 2. Temiz, iffetli kız.

Başkaları, yabancılar, eller.

1. Uyum. 2. Uyuşma, anlaşma Çalgılı eğlence

Gündüzleri zayıf, geceleri iyi görebilen kimse.

1. Arkadaş, dost. 2. Erkek kardeş. 3. Ahilik ocağından olan kimse. 4. Cömert, eliaçık.

Gürcistan topraklarında bir kale.

Övülmeye layık, övülmüş.

Çok güzel, en güzel.

1. Yıldız. 2. Talih, şans, uğur.

1. Ceylan, karaca. 2. Güzel, ince, zarif kadın. 3. Parlak, güzel bakışlı. 4. Güzellerin gözü.

Rahat yaşam süren, bolluk içinde yaşayan.

1. Filiz, sürgün. 2. Çentik çentik olan şey.

1. Kar, süt gibi şeylerin rengi, beyaz. 2. Temiz, namuslu. 3. Sıkıntısız, rahat.

1. Büyük kardeş, ağabey. 2. Baba. 3. Saygıdeğer kişi. 4. Kabadayı. 5. Akan dam.

Saygıdeğer varlıklı kişi.

Saygıdeğer, varlıklı bey.

Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle tanınmış kimse.

Doğruluğuyla ve dürüstlüğüyle ünlü kimse.

Dürüstlüğüyle yükselen, yukarı çıkan kimse.

1. Akmak ve almak fillerinin emir biçimlerinin yan yana gelmesiyle oluşmuş bir ad Beyaz anlamındaki ak ile kırmızı anlamındaki al sözlerinden oluşmuş bir ad.

Dürüstlüğüyle ünlenen kimse.

Dürüst, temiz, namuslu kadın.

Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse.

Dürüst, güvenilir sultan, padişah.

1. Bir yerden bir yere doğru akan, giden. 2. Çeşme, pınar.

Bir yerden bir yere doğru giden kimse.

Bir yerden bir yere giden kimse.

Bir yerden bir yere doğru akan, giden su.

Dürüst, güvenilir yemin.

Güneş sistemi içinde hareket ederken dünya atmosferinin üst katmanlarına girip sürtünme sonucu ateş külçesi durumuna dönüşen küçük nesne.

1. Küçük akarsu. 2. Kaplıca. 3. Sürekli işleyen çıban. 4. Kemik veremi.

1. Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su Tek sıra elmastan gerdanlık.

Tuna nehri gibi akan.

Akan, ileriye hareket eden Türk.

Düğün çiçeğigillerden, beyaz çiçek veren, bahçelerde süs çiçeği olarak yetiştirilen sarmaşık özelliği gösteren bir bitki.

Sevilen, sayılan soydan gelen.

Temiz, dürüst ataların soyundan gelen kişi.

Temiz, doğru kimse.

Parıltılı ay, ışıklı ay.

Temiz ve aydınlık.

Temiz ve namuslu bacı.

Ak bal, beyaz bal, oğul balı.

funduszeue.infoın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş 2. Karnabahar. 3. Tane tutmamış ekin başağı Bir çeşit beyaz buğday. 5. Ekine tane tutturmayan bir bitki hastalığı.

Sonbaharda ekilen, kabuğu beyaz, yumuşak, kışa dayanıklı bir çeşit buğday.

Yürekli, yiğit erkek.

Dürüst ve namuslu saygın kimse.

1. Dürüst, namuslu bey. 2. Dürüst ve namuslu olan saygın, zengin kişi.

Suyu dürüst olan kimse.

Namuslu, şerefli, doğru kimse.

Dürüst, doğru kimse.

Namuslu, dürüst, bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kimse.

Temiz, dürüst ve yiğit kimse.

Genellikle arkasından yağmur getiren sert ve şiddetli fırtına gibi olan temiz ve dürüst kimse.

Temiz soydan gelen kimse

Temiz, tanınmış soydan gelen kimse.

Buğu, buhar gibi temiz olan kimse.

1. Bulutlu havalardaki bunaltıcı sıcaklık. 2. Pamuk bulutları.

Hz. Muhammed'in Miraç Gecesi'ndeki temiz biniti.

Güvenilir kale gibi olan kimse.

Baklagillerden, burçağa yakın bir bitki cinsi

1. Ak renkte, beyaz, oldukça beyaz. 2. Temiz, lekesiz. 3. Alaca. 4. Para.

Temiz ve dürüst kimse.

Dürüst ve namuslu kimse.

Beyazımsı gül gibi olan kadın.

Soylu, temiz, dürüst.

Saçı sakalı beyazlaşmış ihtiyar.

1. Beyazımsı, beyaza çalan. 2. İhtiyar.

1. Akçası olan, varlıklı, zengin Dalları yassı olan bir çeşit çalı.

Kuzey Amerika’da yetişen bir çam türü.

Özü temiz, dürüst kimse.

Berrak su gibi temiz olan.

Temiz ve berrak akan dere gibi olan kimse.

Dürüst ve namuslu kimse.

Dürüst ve namuslu genç delikanlı.

Bir yolda dürüst ve namuslu olarak giden kimse.

1. Beyazımsı. 2. Rengini atmış, ağarmış, soluk, solgun.

Tepeleri karla kaplı dağ.

Namuslu, dürüst kimse.

Namuslu, dürüst kimse.

Kuzeyde Avrupa, doğuda Asya, güneyde Afrika ile kuşatılan deniz.

En kutsal, en kutlu.

Martta ekilen yazlık buğday.

Hünnapgillerden, kırlarda kendiliğinden yetişen, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, sert odunlu bir ağaç.

İyi, doğru, güzel konuşan kişi.

“Talihin, şansın iyi olsun” anlamında kullanılan bir ad.

Kartalgillerden bir doğan türü.

Namuslu bir biçimde dünyaya geldi" anlamında kullanılan bir ad.

Namuslu bir biçimde dünyaya gelmiş anlamında kullanılan bir ad.

Temiz soydan gelen kimse.

Ak ve kaybol" anlamlarında iki fiilin emir biçiminden oluşan bir ad.

Doruğu bulutlu dağ.

Beyaz" anlamındaki ak ile "gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi kara olan at" anlamındaki doru sözlerinden oluşan bir ad.

Beyaz" anlamındaki ak ile "tepe, en yüksek yer, uç, zirve en üstün başarı düzeyi kibirli" anlamlarındaki doruk sözlerinden oluşan bir söz.

Akmak ve durmak fiillerinin emir biçimleriyle yapılmış bir ad, "ak ve dur".

Uzun ömürlü olması, çok yaşaması ve dürüst olması istenen çocuklara verilen ad.

1. Doğru, dürüst işler yapan kimse Eli uğurlu olan kimse.

Dürüst, güvenilir erkek.

Olgunlaşmış, yetişmiş dürüst kimse.

Dürüst, soylu, temiz kişi.

Yiğitliğiyle ad yapmış dürüst kimse.

Yiğit soydan gelen dürüst kimse.

Dürüst han veya prens.

Gücünü doğru ve dürüst işlerde kullanan kimse.

Mutlu, sevinçli gün.

Mutlu, sevinçli gün.

Aydınlanmış tan vakti.

Güneş gibi parlak ve aydınlık olan kimse.

“Aydınlık, güzel günler gör" anlamında bir ad.

Dürüst han, güvenilir hükimdar.

Dürüst, güvenilir kadın.

1. Güzel koku veren bir bitki, papatya Batı hunu.

Arkadan gelen, izleyen, takip eden.

Bir şeye inanarak bağlanış, inanç, din inancı.

İbadet eden, ibadetle uğraşan kişi.

İbadet eden, ibadetle uğraşan kadın.

1. Akıllı, zeki, anlayışlı. 2. Ergenlik yaşına varmış olan kimse.

1. Son peygamber, Hazreti Muhammed. 2. Bir diğerinin arkasından gelen.

Cömert, eli açık yiğit.

İnsanın düşünme, anlama, kavrama yeteneği.

Aklı sağlam olan, aklına güvenilen kimse.

Bilgili, zeki kimse.

Cömert, eli açık kimse.

1. Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul gibi amaçlarla toplu olarak yapılan baskın. 2. Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması.

Akın yap" anlamında kullanılan bir söz.

Düşman ülkesine akın yapan savaşçı.

Düşman ülkesine akın yapan savaşçı kimse.

Tan yeri ağarırken yapılan akın.

Namuslu, dürüst kadın.

1. Temiz soylu. 2. Bilen, bilgili.

Kar gibi beyaz olan.

1. Yeşim taşının beyazı. 2. Şöhret, lakap. 3. Haşhaş, afyon.

Ak" ve "kaya" sözlerinden oluşan bir ad.

Temiz, kirli olmayan kaynak.

Soyu temiz olan kimse.

Beyaz, kalın duvarlı, yüksek burçlu kale.

1. Beyaz kılıç kabı. 2. İstekli, gönüllü, tutkun. 3. Akan su. 4. Açık, düzgün, pürüzsüz. 5. Az eğimli, düzgün, engebesiz yol veya toprak. 6. Kolaylıkla yapılan, çabuk ilerleyen, akıcı iş. 7. Yolunda, yoluna girmiş, olurunda iş.

Temiz, dürüst, güvenilir kız.

Işık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan.

İçinde küçük kor parçaları bulunan beyaz kül.

Kartalgillerden, ava alıştırılabilen küçük bir yırtıcı kuş, atmaca.

Uğurlu, kutsal, mutlu olan dürüst kimse.

1. Sularını bir denize veya göle gönderen bölge Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri.

1. Temiz, beyaz, güzel insan. 2. İhtiyar.

Temiz, beyaz, yiğit insan.

Temiz, beyaz, yiğit kişi.

Dürüst, güvenilir, ceylan gibi güzel kadın.

Meriç nehri gibi saf ve temiz olan.

Nur gibi parlak ve beyaz olan.

Terbiyeli, temiz, dürüst ol" anlamında kullanılan bir ad.

Dürüst, güvenilir lider.

Temiz, bakımlı şehir.

Özü temiz, doğru olan kimse.

Güvenilir, dürüst şair, halk şairi.

Ayağı düzgün, kötü yerlere gitmeyen kimse.

Berrak ve saf suyu olan pınar.

Çelik gibi kuvvetli ve sert olan.

Akla, beyazla ilgili.

İyi, temiz olarak tanınmış kimse.

Kanarya sarısı renginde olan.

Dürüst, temiz olarak kabullen" anlamında kullanılan bir ad.

Sel gibi ak" anlamında kullanılan bir ad.

“Sen aksın, temizsin, doğru ve namuslusun” anlamında kullanılan bir ad.

Beyaz başlı, namuslu, dürüst, güvenilir.

Beyazı, dürüstlüğü, doğruluğu seven.

Biraz hareket et de herkes seni sevsin" anlamında kullanılan bir ad.

1. Kutlu, uğurlu. 2. Nur, aydınlık.

“Sen aksın, temiz ve lekesizsin, doğru ve dürüstsün” anlamında kullanılan bir ad.

Söğütgillerden, kabukları eczacılıkta kullanılan bir söğüt türü.

Temiz, tanınmış soydan gelen kimse.

1. Kayalardan sızan tatlı ve berrak su. 2. Gözdeki billur cismin saydamlığını yitirerek ağarmasından ileri gelen körlük.

Beyaz renkli sülün.

Kımılda ve sun" anlamında kullanılan bir ad.

Ak renkli yaban ördeği.

Dürüstlük, doğruluk gösterir" anlamında kullanılan bir ad.

Dürüst, güvenilir sunucu.

1. Eski Türk büyüklerine verilen san. 2. Kartalgillerden bir doğan türü, akdoğan.

Beyaz deniz, ak deniz.

Parlak, aydınlık sabah.

1. Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân. 2. İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân. 3. Damlalar.

Güvenilir, dürüst prens, şehzade.

1. Saf, masum. 2. El emeği.

Savaşçıların başlarına giydikleri demir başlık.

Aydınlık, mehtaplı gece.

Gösterişli, görkemli dürüst kimse.

Soylu, temiz, doğru ve dürüst Türk.

Dürüstlüğü ve iyiliğiyle ün yapmış kimse.

Dürüstlük ve iyilikle ün kazan" anlamında kullanılan bir ad.

Dürüst bir biçimde yaşa, uzun ve sağlıklı bir yaşamın olsun anlamında kullanılan bir ad.

Güneyden esen rüzgâr, lodos.

Dürüstlüğü ve temizliğiyle tanınmış yiğit.

Dürüst, doğru ve iyi yol, hak yol.

Temiz, iyi niyetli kimse.

Namuslu, şerefli, doğru kimse.

1. Karışık renkli, çok renkli, alaca. 2. Açık kestane renginde olan, ela. 3. Kekliğin boynundaki siyah halka Benekli. 5. Tam olgunlaşmamış.

Dinin yücesi, ulusu, büyüğü.

1. Turpgillerden, şalgama benzeyen bir bitki Baş tüyleri karışık renkli bir tür kuş.

Henüz olgunlaşmamış kimse.

Henüz olgunlaşmamış kadın.

Leyleğe benzeyen bir göçmen kuş.

1. Birkaç rengin karışımından oluşan renk. 2. Birkaç renkli iplikten yapılmış dokuma. 3. Ağaçta ilk olgunlaşan meyve.

Rengi kızıla yakın bir çam türü

Henüz olgunlaşmamış dost.

1. Üzeri dal ve hasırla örtülmüş kulübe, çardak Keçeden yapılan çadır.

Karışık renkli doğan kuşu.

Geyikgillerden, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan, postu benekli, erkeklerinin boynuzları uca doğru kürek biçiminde genişleyen, bir cins geyik

Yazın, güneş bulut arkasında kaldığında oluşan gölgeli durum.

Henüz olgunlaşmamış hükümdar.

Henüz olgunlaşmamış kız.

Derisinde türlü renkler olan koç.

Derisinde türlü renkler olan kurt.

1. Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha. 2. Orman içinde düz ve ağaçsız yer Ülke alan, fetheden, fatih.

Ülke fetheden yiğit.

Ülke fetheden kimse.

Ülke fetheden kimse.

Ülke fetheden yiğit kimse.

Çok renkli parlaklık.

Henüz tam olgunlaşmamış genç kız.

1. Acele, çabuk. 2. Bir tür çam ağacı.

Güneş doğmadan önce ufukta beliren karışık renkler.

Derisinde benekler olan tay.

1. Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluk Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu.

Herhangi bir törende veya gösteride yer alan topluluğun önderi.

1. Alev. 2. Ağaçsız, açıklık yerler. 3. Gösteriş, haşmet.

Alım, çekicilik, cazibe.

İşte fırtına çıktı" anlamında kullanılan bir ad.

İşte Burak" anlamında kullanılan bir ad.

Cesur, yürekli, atılgan kimse.

Kızıl renkli küçük bir kuş.

Kırmızı renkli su.

Demirin kızdırılmış durumu.

Kızıl renkli deniz.

1. Bayrak, sancak. 2. Minare, kubbe, sancak direği vb. yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lale biçiminde süs.

Bayrağı veya sancağı taşıyan kimse.

Dünyayı parlatan, aydınlatan.

funduszeue.info maddelerin veya gazların türlü biçimlerde uzanan ışıklı dili. 2. Sıcaklık Kıvılcım.

Aşk ateşine düşmüş nazlı güzel.

Alan, fetheden, fatih.

1. Güçlü, iyi, güzel, sıcakkanlı, sevimli. 2. Sevdalı, âşık, vurgun. 3. Hızlı akan su. 4. Cılız, zayıf.

1. Silah. 2. Hep, bütün, hepsi. 3. Topluluk.

1. Tümsek, tepe. 2. Sakin, sessiz. 3. (Far.) Kırmızı.

1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Orun bakımından en üstün.

Yüce, ulu hükümdar.

1. Özgür, hür. 2. Asil, soylu. 3. Güzel, genç kız. 4. Eski.

“Ali” adının halk dilinde değişmiş biçimi.

1. Asil soydan olan. 2. Güzel.

Hükümdarların en yücesi.

Herkes tarafından tanınan, ünlü.

Yüce, ulu dost, sevgili.

Duygulu, içli, alıngan.

1. Çekicilik. 2. Kurum, çalım, gurur.

1. Göz alıcı, çekici, cazibeli. 2. Kurumlu, çalımlı, gururlu.

1. Anlayışlı, duygusal. 2. Alıngan, onurlu. 3. Kurumlu, çalımlı, gururlu.

Herhangi bir duruma alışmış olan.

Eline kılıç al anlamında kullanılan bir ad.

1. Sevdalı, âşık, vurgun. 2. Fakir, zayıf.

Allah bağışladı" anlamında kullanılan bir ad.

Al renkli, al renge boyanmış.

Sağlıklı, al yanaklı kız.

Hanımefendi, prenses.

Dürüst, temiz, lekesiz kimse.

Doğru, güvenilir kimse.

1. Yiğit, kahraman, cesur, bahadır kimse. 2. Eski Türklerde kullanılan bir unvan.

Cesur, yiğit, kahraman kimse.

1. Tek başına düşmana saldıran yiğit. 2. Eski Türklerde bir rütbe adı.

Dürüst, kahraman, yiğit kimse.

Yiğit, kahraman, cesur kimse.

1. Yiğit, cesur, yürekli kimse Büyük Selçuklu hükümdarı.

Kendine güveni olan yiğit.

Yiğit, cesur, yürekli kimse.

Yiğit, cesur, yürekli ata.

Yiğit, cesur, yürekli kimse.

Cesur, yiğit kimse.

Yiğit, cesur, yürekli bilge kişi.

İnatçı, sert tavırlı yiğit.

Demir yürekli, korkusuz yiğit.

Doğuştan yiğit, cesur, yürekli olan kimse.

Yiğit, kahraman erkek.

Yiğit, cesur, yürekli kimse.

Yiğit, cesur, yürekli, olgun kimse.

Yiğit, cesur, yürekli ermiş kimse.

1. Yiğit, cesur, yürekli kimse Türk destan kahramanı.

Yiğit, cesur, yürekli hükümdar.

Yiğit, cesur, yürekli hükümdar.

Yiğit soydan gelen.

Yiğit, cesur, yürekli kimse.

Yiğit, cesur, yürekli kimse.

Yiğit, cesur, yürekli kimse.

Ünlü, tanınmış yiğit kimse.

Yiğit, cesur, yürekli, kutlu kimse.

Yiğit, cesur, kahraman kişi.

Yiğit, cesur, yürekli, güzel kadın.

Yiğit, cesur, yürekli, etkili kimse.

Yiğit soydan gelen kimse.

Yiğit, cesur, yürekli hükümdar.

Yiğit, cesur, yürekli, savaşçı kimse.

Cesur, yürekli, yiğit kimse.

Bir yerde duramayan, hareketli, cesur, yiğit kimse.

“San al, şanın, adın duyulsun” anlamında kullanılan bir ad.

Al ve sevin anlamında kullanılan bir ad.

Ünlü bir soydan gelen kimse.

Taç takın anlamında kullanılan bir ad.

1. Kızıl tan. 2. Hakan, sultan, padişah.

Yiğit, cesur hükümdar gibi olan kimse.

Kırmızı tenli kimse.

1. Parlak sarı renkte, kolay işlenen, değerli paslanmaz maden. 2. Üstün nitelikli, değerli kimse.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

Üstün nitelikli, değerli kadın.

Üstün nitelikli, değerli kadın.

Üstün nitelikli, değerli kadın.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

Üstün nitelikli, değerli kadın.

Üstün nitelikli, değerli hükümdar.

Üstün nitelikli, değerli kadın.

Üstün nitelikli, değerli kadın.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

Üstün nitelikli, değerli, aydın kimse.

Üstün nitelikli, değerli, aydın kimse.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

Üstün nitelikli, değerli, savaşçı kimse.

Üstün nitelikli, değerli, güzel kadın.

Üstün nitelikli, değerli, güzel kadın.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

Soyu üstün nitelikli, değerli olan kimse.

Sarı saçlı kadın.

Soyu üstün nitelikli, değerli olan kimse.

Altın taç takınmış kimse.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

1. Üstün nitelikli, değerli kimse Greyfurt.

Üstün nitelikli, değerli kimse.

İşte al, tombul bir çocuk anlamında kullanılan bir ad.

Kızıl akan Tuna nehri.

Erişilmek istenen sonuç, maksat, gaye, hedef.

1. Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde. 2. Güzel kokulu bazı maddelerin ortak adı.

1. İsteyen, emeli olan. 2. Etken, etmen, sebep, faktör.

Bir işi yapmakla yükümlü olan.

Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse.

1. Bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse. 2. Şenlendiren, bayındırlaştıran kimse.

Yaşam süren, yaşayan.

Anne ve kız kardeş.

1. Anne, doldu!" anlamında kullanılan bir ad Türkiye’nin Asya kıtasında bulunan topraklarına verilen ad.

Anne olmuş kadın.

Anne olmuş kadın.

Anımsar, hatırlar anlamında kullanılan bir ad.

Anımsayan, hatırlayan güzel kadın.

1. Armağan Evlat, nesil. 3. Ün, şöhret. 4. Eş, denk.

Ant iç, yemin et anlamında kullanılan bir ad.

1. Şan, şöhret, ün. 2. Hatıra, hediye, armağan.

Ördekgillerden, tüyleri kiremit renginde, evcilleştirilebilen bir yaban kuşu.

Yaşanmış olgulardan belleğin sakladığı her türlü iz, hatıra.

1. Hazır. 2. Anı, hatıra. 3. Zayıf, cılız.

1. Amaç, erek. 2. Yavaş, ağır. 3. Bellek, hafıza. 4. “Adın her zaman anılsın” anlamında kullanılan bir ad.

Önemli bir olayın veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı.

Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş.

Ünlü, tanınmış, namlı.

1. Karşı, ön taraf. 2. Doruk, gözetleme yeri, siper. 3. Duygu. 4. Hatıra. 5. Alan, meydan

1. Tanrı'yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama, yemin Kendi kendine söz verme

1. Büyük. 2. San, unvan.

Tertemiz, dürüst hükümdar.

Çok aydınlık, çok ışıklı.

Uzlaştırıcı, anlaşma sağlayan kimse.

1. Tanışma, buluşma yeri Hacıların Kurban Bayramı'nın arife günü toplandıkları Mekke'nin doğusundaki tepe.

1. Birbirine yakın adaların oluşturduğu topluluk, takımada. 2. Sıradağlar.

1. Kuytu, sıcak yer. 2. Yayla. 3. Düzlük, ova, kışlak. 4. Ilımlı, uyumlu, uygun.

1. Kendisininmiş gibi sahip çıkılan, bulunmuş mal Doğu Anadolu’da bir ırmak.

1. Cesaret, yüreklilik. 2. Halk.

1. Esenlik, mutluluk. 2. Sel, akıntılı su. 3. Bir tür ot. 4. Soğuk. 5. Belirti, işaret.

Sarışın, mavi gözlü kimse.

1. Temiz. 2. Namuslu.

Özü saf, temiz kimse.

1. Hükümdar veya kumandan asası. 2. İşaret olarak yere dikilen çubuk. 3. Sonra gelen Meriç ırmağının Edirne yöresindeki önemli bir kolu. 5. Uygur yazılarında geçen çok eski bir Türk adı.

Sonra gelen, sonraki hükümdar.

Servigillerden, güzel kokulu yapraklarını kışın da dökmeyen, yuvarlak kara yemişleri ilaç olarak kullanılan bir ağaççık.

Birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse.

Yorgun, bitkin, zayıf.

İki dağ arası, uçurum.

Temiz ve dürüst olmayı amaçlayan kimse.

Temiz, aydınlık gün.

Üstün nitelikli, dürüst hükümdar.

1. Özgür. 2. Çıplak, yoksun. 3. Boş.

Çok anlayışlı ve sezgili kimse.

1. Bilen, bilgili Belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler.

Çabuk davranan, çevik kimse.

1. Temiz. 2. Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf. 3. Kutsal. 4. Günahsız. 5. Çiçeklerden bal yapan böcek. 6. Çalışkan.

Katışıksız, temiz bal.

Dürüst, güvenilir kimse.

Temiz, doğru kimse.

Dürüst, temiz, namuslu.

Dürüst, çalışkan hükümdar.

1. Temiz, saf, duru Zayıf, cılız. 3. Su yolu, ark. 4. Dere, çay. 5. Fidan dikilen yer.

“Temiz, doğru ve dürüst kal” anlamında kullanılan bir ad.

Temiz, dürüst kimse.

Temiz, dürüst hükümdar.

Kendisinden sonra iyi bir ad bırakmış olan kimse.

Temiz ve dürüst ol anlamında kullanılan bir ad.

Mutlu olmuş dürüst kimse.

Temizlen, arın anlamında kullanlıan bir ad.

Temiz, saf, dürüst kimse.

1. Temiz, arı, saf. 2. Alın. 3. Yüz, cephe, dağların, tepelerin yüzü.

1. Temiz, saf, arı. 2. Barış, huzur.

Temiz, saf, berrak.

Berrak akan pınar.

1. Kolun dirsekle bilek arasındaki bölümü. 2. Araba, kağnı oku. 3. Asma.

Arı gibi çalışkan kimse.

Temiz, doğru tanınmış kimse.

Temiz ve dürüst bir soydan gelmiş olan kimse.

Berrak akan su temiz ve dürüst olan kimse.

Temizleyen, arı duruma getiren.

Temiz görünüşlü kimse.

1. Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri Bir ortamda birlikte bulunanlardan her biri.

1. Temiz, arı kandan gelen. 2. Üstün, galip.

1. Yükselen Çeşitli yönlere doğru çıkık bir durumda olan.

1. Yavaş, ağır, sakin. 2. Zayıf. 3. Gelecek yıl.

1. Elçi, haberci. 2. Kervan.

Arı gibi çalışkan kimse.

Temiz, uğurlu, kutlu.

“Utanç duy” anlamında kullanılan bir ad.

1. Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, hediye. 2. Ödül. 3. Bağış, ihsan.

1. Dürüst, doğru, güvenilir kimse. 2. İstek. 3. Özlem.

“Arı, temiz, çalışkan ol” anlamında kullanılan bir ad.

Sihir, büyü, üfürük.

Temiz, dürüst, güvenilir kimse.

1. Arı gibi temiz, çalışkan. 2. Kumral.

Temiz adlı, iyi tanınan kimse.

Temiz taç takınmış, güvenilir hükümdar.

1. Erdem, fazilet. 2. Değer, kıymet.

1. Yarar, fayda. 2. Üstünlük, meziyet, nitelik.

1. Erdemli, nitelikli, üstün. 2. Fazla, çok, daha çok.

Ucu sivri bir demirle donanmış, uzunca çubuk şeklinde, mızrak türünden eski bir silah.

Gururlu, kendine güveni olan kimse.

Sevimli kız, güzel kız.

Toprakla ilgili, topraktan yetişen.

1. İstek, dilek. 2. Heves.

Gül gibi istenilen, beğenilen.

Hükümdarın isteği, dileği.

“İsteğim, dileğim” anlamında kullanılan bir ad.

1. Vezir. 2. Hazreti Süleyman’ın veziri.

Başlıca, esaslı, temel.

Gerçek hanımefendi.

Güçlükleri, engelleri yenen kimse.

1. Sarı. 2. Uçuk, soluk benizli.

Günah ve haramdan sakınan gül yüzlü.

1. Bildik, tanıdık. 2. Bilinen.

1. Bir dinî tören sırasında veya cemaatle namaz kılınıp dua edildikten sonra okunan Kur'an ayetleri. 2. On sayısı. 3. On gün.

1. Yarar, fayda, kazanç. 2. Yetişkin, olgun. 3. İri, gösterişli. 4. Çevik.

Şiddetli rüzgâr, fırtına

Tutkun, vurgun, sevdalı.

Gerçek hanımefendi, gerçek prenses.

1. Günahtan, haramdan çekinen. 2. Namuslu, iffetli.

1. Günahtan, haramdan çekinen. 2. Namuslu, iffetli.

1. Kula donlu at. 2. İşaret, im. 3. Renk, beniz.

Benim aşkım, sevdiğim insan, sevgilim anlamında kullanılan bir ad.

1. Belli bir süreyi aşmış, ötesine geçmiş Benzerlerinden üstün Çok, fazla.

Benzerlerinden üstün olan.

Benzerlerinden üstün olan kimse.

funduszeue.infollerden, Afrika'da ve Asya'da yaşayan, erkekleri yeleli, yırtıcı, uzunluğu cm, kuyruğu 70 cm ve ucu püsküllü, çok koyu sarı renkli güçlü bir memeli türü. 2. Gürbüz, yiğit adam.

Aslan gibi yürekli ve cesaretli olan kimse.

Aslan gibi yürekli ve cesaretli olan hükümdar.

1. Seçkin, özel. 2. Esas, temel.

1. Bir şeyin kendisi. 2. Kerem ile Aslı öyküsünün kadın kahramanının adı.

Bey soyundan gelen.

Soyu gül gibi temiz ve güzel olan.

Han soyundan gelen.

Nurdan gelen, aydınlık, ışıklı, temiz.

Dalları çardak üzerine yayılan bitkilere, genel olarak verilen ad.

Rahat, dingin, huzurlu, sessiz, sakin.

1. Doğu Dünyanın beş kıtasından en büyük ve en kalabalık olanı.

1. Baba. 2. Dedelerden ve büyük babalardan her biri Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri.

Atalarını an, hatırla anlamında kullanılan bir ad.

Zengin, saygın kimse.

Selçuklularda şehzadelerin eğitimiyle görevli kimse, lala.

Atası cesur ve yiğit olan kimse.

1. Atalardan gelen, atalarla ilgili olan. 2. Büyüklük gösteren çocuk.

Sevgili baba anlamında kullanılan bir ad.

Atalardan ulaşan.

Ataların anısı olan gül gibi güzel.

Ataların aydınlığı.

1. Dışa dönük, canlı, girişken. 2. Eli açık, cömert. 3. Atıcı, nişancı.

1. Dışa dönük, canlı, girişken kimse Eli açık, cömert kimse Atıcı, nişancı kimse.

Atalarını gerçekten seven kimse.

Atası cesur ve yiğit olan kimse.

Ataları kutlu olan kimse.

At sahibi olan kimse.

Ünlü, namlı, şöhretli kimse.

Ünlü, namlı, şöhretli kimse.

Ata kişi, başkan, önder.

Atam beydir anlamında kullanılan bir ad.

Atam yiğittir anlamında kullanılan bir ad.

Atam Türk'tür analamında kullanılan bir ad.

Atan yiğittir anlamında kullanılan bir ad.

Atası aydın, bilge olan kimse.

Yüce bir insan ol anlamında kullanılan bir ad.

Atalarını öv anlamında kullanılan bir ad.

Ataları gibi ünlü olan kimse.

Atalarına saygı göster anlamında kullanılan bir ad.

Atalarını sev anlamında kullanılan bir ad.

Atalarını seven kimse.

Atalarınını seviniz anlamında kullanılan bir ad.

Ataları gibi soylu olan kimse.

Ataları asker olan kimse.

Atalardan gelen töre.

Atalarının tuğunu takmış olan kimse.

1. Türklerin atası. 2. Büyük kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya yılında yasayla verilmiş soyadı.

Allah’ın bağışı, ihsanı.

Bilinen, tanınmış kimse.

1. Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık Coşkunluk.

Şefkatle, iyilikseverlikle ilgili.

1. Yorgun, bitkin. 2. Yavaş. 3. Gizli, saklı. 4. Yaban armudu. 5. Yırtıcı hayvan.

1. Eski. 2. Özgür, hür. 3. Asil, soylu.

1. Eski. 2. Özgür. 3. Soylu. 4. Güzel, genç kız.

Akşamın ilk karanlığı, karanlığın başlangıcı.

1. İhsan, lütuf, bağışlama. 2. Armağan.

1. Eğilen, meyleden. 2. Bağlayan. 3. Şefkatli, sevecen

1. Eğilen, meyleden. 2. Bağlayan. 3. Şefkatli, sevecen.

“Girişken ol, ilerlemek için çaba göster, hızla ilerle, atılgan ol” anlamlarında kullanılan bir ad.

1. Çekinip korkmadan kendini tehlike veya güçlüklere atan kimse Girişken.

İki dere arasındaki su geçecek set.

1. Ün, nam, şöhret. 2. Değer, önem.

Yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş.

1. Atı olan Ünlü, tanınmış.

Ünlü, tanınmış, adlı.

1. Atı olan hükümdar Ünlü hükümdar.

Kartalgillerden, ava alıştırılabilen küçük yırtıcı bir kuş.

1. Birkaç türü birleşince çeşitli kimyasal bileşikleri, bir tek türü ise bir kimyasal ögeyi oluşturan parçacık. 2. Eski Yunan filozoflarına göre, gerçeğin son, artık bölünemez, bozulamaz diye tasarlanan temel ögeleri.

1. Ünlü. 2. Babacık. 3. Büyük Hun İmparatorunun adı.

Birine sevgisi olan, sevgi duyan.

1. Direnen, karşı koyan VII.yüzyılın sonuna değin Orta Avrupa’da yaşamış bir Türk boyu.

Avlanmayı seven, avı iş edinen kimse.

1. Uzak. 2. Suyun toplandığı yer.

Yardım ve yardımcılıkla ilgili.

Yardım ve yardımcılıkla ilgili.

1. Yer yuvarlağının uydusu olan gök cismi, kamer. 2. Yılın on iki bölümünden her biri. 3. Güzel, parlak, nurlu.

Kibar hanım, hanımefendi.

Ay gibi parlak ve güzel ana.

Sevgili hanım, sevgili kibar hanım.

Ay kadar parlak ve güzel yiğit.

Ay ve altın gibi parlak olan.

Ey ana! anlamında kullanılan bir ad.

Gözün ışığı, göz nuru, parlaklığı.

El uzat anlamında kullanılan bir ad.

Ey baba! anlamında kullanılan bir ad.

Ey büyüklenen sevimliçocuk1 anlamında kullanılan bir ad.

Ay ışığı, ay aydınlığı.

1. Duru ve sakin havada çıkan kuru soğuk. 2. Açık, bulutsuz hava. 3. Aydınlık, ışık. 4. Mehtap.

Ay gibi parlak ve güzel çocuk.

Ay gibi güzel ve parlak hanımefendi.

Gösterişli, heybetli, görkemli.

1. Ay gibi güzel ve temiz pars. 2. Hun İmparatoru Attila'nın amcası.

Ey lider, önder! anlamında kullanılan bir ad.

Ey bey! anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi güzel hanımefendi.

1. Ay gibi güzel ve yakışıklı olan bey Hindistan’daki Türk Memlûkleri Devletinin kurucusu. (Ö. ).

Yüzünde benleri olan güzel.

Ay gibi güzel yüzü olan.

Ey güçlü kimse anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi güzel olan yakışıklı bey.

Ay gibi güzel, el değmemiş kız.

Ey güçlü kimse anlamında kullanılan bir ad.

Ey fırtına gibi olan! anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi güzel, ışıklı, parlak.

Ay gibi parlak olan güzel.

Ay gibi parlak olan güzel.

Ey sevgili anlamında kullanılan bir ad.

Ey cennet!" anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi güzel ve parlak ceylan.

Ey anlaşılması güç kimse! anlamında kullanılan bir ad. kullanılan

Ay gibi parlak ve çiçek gibi güzel olan.

Dünyayı aydınlatan ay.

Ay gibi, ayla ilgili.

Hem ay hem de çoban yıldızı gibi parlak ve güzel olan.

Dere kıyılarında, çayırlarda yetişen bir bitki.

Ayda ve gül gibi güzel olan.

Güzelliğini aydan almış, ay gibi parlak ve güzel.

Namuslu, iffetli, güzel kadın.

Ay gibi güzel ve parlak olan.

Çocuğun ensesindeki saçlar, perçem.

Ay gibi ışıklı, temiz, demir gibi güçlü kimse.

Ay gibi güzel, deniz gibi coşkulu olan.

Ayın dengi olacak kadar güzel, ay gibi güzel.

Gönlü ay gibi temiz olan kimse.

Dileği, isteği dürüstlük olan.

1. Işıklı, pırıltılı, aydınlık. 2. Açık, kolay anlaşılır. 3. Öğrenimi, bilgisi ve görgüsü olan, ileri düşünceli kimse. 4. Umut veren. 5. Mehtap.

İleri düşünceli yiğit.

Aydan daha güzel ve parlak olan.

İleri görüşlü kimse.

İleri görüşlü bey.

Eli açık, cömert olan kimse.

İleri görüşlü kimse.

İleri görüşlü ol anlamında kullanılan bir ad.

Sabahın aydınlığı gibi parlak olan.

Başına parlak bir tuğ takmış olan kimse.

Yolu aydınlık olan kimse.

Ay gibi doğmuş olan.

Ay gibi güzelliklerle donanmış olan.

Ay gibi duru, parlak ve lekesiz olan.

1. Kur'an surelerini oluşturan kısımlardan her biri. 2. Belirti, nişan.

Allah'ın ayetleri.

Ay ışığım anlamında kullanılan bir ad.

1. Dost, arkadaş. 2. Sevgili, yâr.

Ay gibi güzel, gök gibi parlak olan.

Ay gibi güzel, göl gibi durgun olan.

Ay gibi parlak ve huzurlu, rahat olan.

Ay gibi parlak, gül gibi güzel olan.

Ay gibi gülümseyen.

Ay gibi parlak, gül gibi güzel olan.

Ay gibi parlak, gümüş gibi değerli, beyaz olan.

Ay gibi güzel, güneş gibi parlak olan.

Ay gibi güzel, güneş gibi parlak olan kimse.

Ay gibi güzel, güneş gibi parlak olan kız.

Ay gibi parlak ve gür.

Her şeye karşılık veren yiğit.

Ay gibi güzel olan.

Ey hükümdar! anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi güzel olan kadın.

Ay gibi güzel olan kadın.

1. Anlayışlı, uyanık Sarhoşluğu ve baygınlığı geçmiş olan.

Ay gibi güzel olan sevgilim!” anlamında kullanılan bir ad.

Ay yüzlüm, sevgilim anlamında kullanılan bir ad.

Benim küçük ayım, güzelim anlamında kullanılan bir ad.

Ayın ışığı, mehtap.

Aydan gelen ışın, ayın yaydığı ışın.

1. Söyleyen, konuşan. 2. Akıl veren. 3. Ozan, şair.

Ay gibi parlak ve ışıklı kal anlamında kullanılan bir ad.

Parlak soylu, soyu sopu temiz.

Ay gibi hilal kaşlı olan.

Ay gibi güzel ve parlak olan kız.

Ey kul! anlamında kullanılan bir ad.

Ey kurt gibi olan! anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi uğurlu olan yiğit.

Ay gibi kutlu olan.

1. Ayın ve bazı yıldızların dolayındaki ışık çevresi, ay ağılı, hale. 2. Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi.

Açıklık, alan, meydan.

Ayın çeresindeki ışık gibi parlak olan.

Ay gibi ışıklı, güzel kimse.

Ay kadar güzel ceylan.

Ay ve melek gibi güzel olan.

Ay gibi mutlu olan.

Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren, cilalı ve sırlı cam.

Ayna gibi parlak olan güzel.

Ay gibi güzel olan kadın.

Göz nuru, gözün ışığı.

Aya benzeyen, ayın benzeri, eşi, ay kadar güzel.

Ay parçası, ay gibi güzel.

Ay gibi güzel olan peri.

Ay gibi güzel, pınar gibi saf olan.

Ay gibi güzel, çelik gibi güçlü olan.

Benzerlerinden farklı olan.

İki yolun ayrıldığı yer, yol kavşağı.

Ay gibi, aya benzeyen.

Ay gibi parlak, ışıklı, temiz tanınmış adı olan.

Rahat ve huzur içinde yaşayan.

Rahat ve huzur içinde yaşayan kimse.

Huzur içinde yaşayan kardeş.

Rahat ve huzur içinde yaşayan gül gibi güzel.

Rahat ve huzur içinde yaşayan sultan.

Ay gibi parlak, ışıklı, güzel.

Ay gibi parlak, gök gibi yüce olan.

Sen aysın, ay gibi güzelsin anlamında kullanılan bir ad.

Rahat ve huzur içinde yaşayan güzel.

Parlaklık ver, aydınlık getir anlamında kullanılan bir ad.

Aydan daha güzel, daha parlak ve temiz.

Parlaklık, ışık saçan.

Ay gibi güzel ve parlak olanları sev anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi güzel ve parlak olanları seven anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi güzel ve parlak olanları seven anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi her zaman sevilen, beğenilen biri ol. anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi sevimli olan.

Ay gibi güzel olaları sevin anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi güzel, gümüş kadar parlak ve değerli olan.

Çehresi, yüzü ay gibi parlak, nurlu, ışıklı, kutlu, uğurlu olan.

Gönlü ay gibi parlak ve temiz olan.

Ay gibi şirin ve tatlı olan.

Ay gibi ışıklı, parlak.

Ay kadar temiz, iffetli, nazik olan.

Sen aysın, ay kadar güzelsin” anlamında kullanılan bir ad.

Şöhreti ay gibi parlak, aydınlık ve lekesiz olan.

Ay gibi temiz soylu olan.

Ay gibi parlak, su gibi berrak olan.

Suda yansıyan ay ışığı.

Ay gibi güzel olan sultan.

Ay gibi güzel olan.

Ay gibi olan güzelliğini gösteren.

Güzelliğini göster anlamında kullanılan bir ad.

Ey soğukkanlı kimse! anlamında kullanılan bir ad.

Ay gibi parlak taç takmış olan.

Haberci, haber veren.

Ay gibi tek, biricik, eşsiz.

Ay gibi tek ve uğurlu olan.

Ay gibi saf ve temiz olan.

Ay gibi beyaz tenli olan.

Ay gibi ince ve nazik olan.

Ay gibi güzel ve parlak olan.

Ey doymuş! anlamında kullanılan bir ad.

Dolunay, ayın on dördü.

Dolunay, ayın on dördü.

İyi töre, aydınlık getiren töre.

Ay gibi parlak cevher.

Ay gibi gösterişli, görkemli olan.

Ay gibi parlak, tunç gibi dayanıklı olan.

Ey kahraman, yiğit! anlamında kullanılan bir ad.

1. Ay gibi güzel olan "Ey Türk!" anlamında kullanılan bir ad.

Güzelliğe tutkun olan.

Ay ve Süreyya yıldızı.

1. Koca, eş. 2. Güzel, yakışıklı. 3. Saçsız, kel. 4. Sağır. 5. Kaba. 6. Osmanlılar zamanında büyük konaklarda mutfak işlerini gören uşak.

Çevrene ışık saç, yararlı ol anlamında kullanılan bir ad.

Çevresine ışık saçtı, yararlı oldu anlamında kullanılan bir ad.

1. Duru ay. 2. Ay gibi parlak ve duru.

Ay gibi temiz ve saf olan.

Ay ve güneş ışığı.

Ay gibi parlak ve ulu olan.

Ay gibi parlak yüzlü olan.

Eski Türklerde güzellik, iffet, doğum tanrıçasının adı.

Ay ve çoban yıldızı.

Serbest, hür, kurtulmuş.

Özgürlük, serbestlik

Dinin azameti, ululuğu.

Kurtulmuş, serbest, özgür.

1. Ermiş, eren. 2. Sevgide üstün tutulan.

1. Azimli, kararlı Sözünde duran.

1. Yiğit, kahraman. 2. Ele avuca sığmayan. 3. Sinirli, sert, korku veren iri yarı kimse.

1. El değmemiş bakire kız. 2. Delinmemiş inci. 3. Ayak basılmamış kum. 4. Medine’nin diğer bir adı. 5. Hz. Meryem’e verilen ad.

Gösterişli, heybetli.

Cana yakın, olgun, güvenilir kimse.

1. Yürekli kimse Bir girişimde kendine güvenebilecek durumda olan kimse Güçlü kuvvetli, korkusuz kimse.

1. Büyük kız kardeş, abla. 2. Kız kardeş. 3. Bir evde uzun zaman çalışmış yaşlı kadınlara verilen unvan. 4. Tarikat şeyhlerinin karısı Kadınlara söylenen bir seslenme sözü.

Yakın arkadaş, dost.

1. Göğüs. 2. Ok yayı ve dağda orta bölüm.

Bağışlanan şey, yardım.

Bağışı seven hükümdar.

Sev, sevdiğine bağlı kal anlamında kullanılan bir ad.

1. Ar. Güzellik, zariflik. 2. Ar. Parıltı. 3. Far. Kıymet, değer, paha.

Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse.

Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren hükümdar.

Bahailik yanlısı kimse.

1. Kuzey yarım kürede 21 Martta gündüz gece eşitliğiyle başlayarak 22 Haziranda gün dönümü ile biten, kış ve yaz arasındaki mevsim Bu mevsimde açan çiçekler ve yapraklar. 3. Gençlik çağı.

1. Işıklı, parlak, güzel. 2. Belli, besbelli, açık.

Söz eden, bahseden.

1. Denizle ilgili olan Bir tür deniz ördeği.

Denizle ilgili olan.

1. Bilgin, öğretmen. 2. Saz şairi, âşık. 3. Hekim.

1. Bahtla, kaderle ilgili olan Bazı divan şairlerinin ortak mahlası.

Talihli, şanslı, yazgısı parlak olan.

Mutlu, neşeli, talihli kimse.

Talihli, şanslı, iyi yazgılı olan.

Ay gibi aydınlık saçan.

1. Sürekli Bir şeyden artan miktar Öteki.

Sürekli nazlanan, çok nazlı.

1. Artık, artan, kalan, geri kalan. 2. Kalıntı.

Doğada serbest ve birleşik olarak bulunan kızıl renkli, kolay işlenir bir maden.