büyükleriniz ülkemizin gelişmesi için neler yapıyorlar / Sigara - Vikipedi

Büyükleriniz Ülkemizin Gelişmesi Için Neler Yapıyorlar

büyükleriniz ülkemizin gelişmesi için neler yapıyorlar

Başkandan

Türkiye Fuar Yapımcıları Derneği Ülkemizin önde gelen fuar organizatörü kuruluşların Mesleki örgütü. Fuar faaliyetlerinin parasal olarak %70’ne yakınını gerçekleştiren kurumların üyeliği ile oluşturulmuş bir dernek.

2015 yılı genelde dernek üyelerimizin hedeflerini yakaladıkları yada çok yaklaştıkları bir yıl oldu.  Kendi iç sorunlarımız, komşularımız ile olan gerginlikler ve olumsuzluklar ziyaretçi potansiyeli açısından tabidir ki olumsuz etki yarattı. Dünyadaki ekonomik daralmalar, siyasi çekişmeler, Avrupa birliğinin sorunları tüm ülke ekonomisi ve yaşamını olumsuz etkiledi. Ancak fuarcılık mesleğine gönül veren bizler, gelecekte, tüm kavgalara rağmen daha sağlıklı, daha zengin ve sürdürülebilir, daha üretken, insanları bu güne göre daha iyi eğitilebilmiş bir dünyada yaşanacağını, bu geleceğin Türkiye’nin de içinde olduğu gelişmekte olan ülkeler için çok belirgin olduğunu ve mesleğimiz fuarcılık faaliyetlerini de olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz.

Fuarcılık mesleği tüm dünyada çok dağınık bir faaliyet.  Her yıl 30.000’ni aşkın fuar yapılıyor, 260 milyon insan bu fuarları ziyaret ediyor ve dört buçuk milyon firma fuarların katılımcıları.  Bütün bu çabada en büyük pay sahibi firmanın payı sadece %4. Türkiye Dünya büyüklüğünden yüzde bir buçuk civarında bir pay alıyor ve Avrasya coğrafyasının Dubai-İstanbul-Moskova üçgeninde en önemli oyuncularından biri. Bu üç şehir bölgemizin en önemli en etkili fuarlarının hazırlandığı yerler, birbirlerine göre etkin ve zayıf yönleri var.
Dubai kural dışı bir yer vergi kavramları yok ve genelde tüketim malları için çok önemli bir buluşma noktası.  Moskova öncelikle kendisi için önemli bir merkez.  Ülke hemen hemen her şeyi ithal ediyor, bu ara enerji gelirlerinin düşmesi ile sıkıntılar yaşıyor.  Türkiye özellikle İstanbul yatırım malları ve ara malları sergilemelerin bölgenin bir numaralı ticari buluşma merkezi.  Her yıl 100’ü aşkın ülkeden katılımcı firmaya 150’yi aşkın ülkeden konunun profesyoneli ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor.  Bu gelişmede Türk Hava Yollarının 200’ü aşkın şehirden İstanbul’a doğrudan uçuş bağlantı sağlamış olması çok büyük olumlu bir etken.Fuar kuruluşlarının Türk Hava Yollarına büyük bir teşekkür borcu olduğuna inanıyorum ve bu borcu bu yazı ile ödemekte isterim.

İstanbul ve bazı konularda Konya, Bursa, İzmir, Antalya, Türkiye fuar endüstrisine yön veren şehirler.  Hepimizin ortak çabası ülkemizi dünyada gerçekleştirilen çok uluslu fuar faaliyetleri içinde önemli ve vazgeçilmez bir yere gelmesi, bu çabalarımızda aratarak sürdürülecek.
Fuarlar hazırlandığı şehri ülkeyi zenginleştiren faaliyetler ve kendi yarattığı hasılanın en az on on bir katı kadar ek bir katma değer yaratıyor.  Hemen hemen tüm mesleklere alışık oldukları gelirlerinin yanında ek gelir sağlıyor.  Türkiye de hazırlanan fuarlar özellikle orta ölçekli kumlarımızın ihracatçı olabilmelerine imkan sağlayan en önemli unsur.

Bugün Ülkemizde 60.000’e yakın ihracatçı var ve bunların çok büyükleri hariç nerde ise tamamı yıllar içinde ülkede doğru hazırlanan fuarlarda ihracat ile tanışan firmalar.  Bu konuda üyelerimizin ülkemiz ekonomisine çok büyük katkıları var ve bu inkar edilemez. Ülkemizde 200 fuar şirketi var ve dünyada örneği pek yok.  Bu yoğun arz içinde katılımcı firmalar kendileri için en doğru fuarı seçmek sorumluluğunu taşıyorlar, zira kimse malım kötü demiyor.  Türkiye de fuarcılık İstanbul başta olmak üzere Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Antalya, Adana, Samsun, Kayseri, Malatya, Kocaeli, Diyarbakır, Van dahil bir çok ilimizde yapılıyor. Tarım Konusunda ilçe ölçeğinde dahi fuarlar var.  2015 yılında 400 fuar gerçekleştirildi. Bilgileri birkaç ay içinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğince raporlanacak.
Ülkemizde sağlıklı bir firma envanteri yok.  Yapılan ön çalışmalar iki milyonun biraz üstünde işletme olduğu konusunda bir kanaat oluşturuyor.  Bu firmaların çok büyük bir kısmı çok küçük işletmeler, birkaç kişinin çalıştığı yerler. Analizler bu dağılım içinden fuar katılımcıları olabilir, 70 bin civarında firmayı işaret ediyor. Uygulamada birbirlerinden rol çalmak isteyen fuarlar çoğunlukta.  Lider firmaların hazırladığı kapsamlı etkili fuarlar içinden bazı ara başlıkları çıkarıp, sınırlı katılımcı ve ziyaretçisi tatminkar olmayan fuar hazırlama girişimleri akıl karıştırmaktan öteye pek yarar sağlamıyor. Normalleşme katılımcı firmaların kendileri için, hangi fuara katılmaları gerektiği konusunda sağlıklı ve doğru kararlar vermeleri ile mümkün olacak.

2016 yılı için 450 planlanmış fuar var bunların yarısı İstanbul dışında diğer şehirlerde gerçekleştirilecek. Bu mahalli fuarların hazırlanmaları şehirlere ekonomik katkılar yapıyor ve şehrin sosyal yaşamını olumlu etkiliyor. 2016 yılı problemleri ile gelen bir yıl.  Bir önceki yıl yaşanan olumsuzlukların bir anda düzelmesi olası değil.  Sıkıntıları birlikte yaşayacağız.  Fuar sektörünün kamu yönetiminden iki önemli isteği vardı. 

Getirdiği dövizlerin hizmet sektörü içinde değerlendirilerek ihracat dövizi sayılabilmeleri ve onun yarattığı avantajlardan yararlanma,
Yurt dışı ziyaretçi programlarının diğer ülkelerde olduğu gibi desteklenmesi,
Yeni yılda temenni edelim ama sıra gelir mi bilmiyorum.

Fuarcılık sektörüne gönül veren bizler, ülke ekonomisinin önünü açan, kurumları dünya ile buluşturan önemli bir işlevi yerine getiriyoruz.  Geleceğe güvenle bakarak ve artan heyecan  İle bu görevimizi sürdüreceğiz.  2016 dilerim yaşamımızı daha sakin kılan, insan olduğumuzu hatırlatan, genç nesillerimize umut veren bir yıl olsun.

Bülent ÜNAL
Türkiye Fuar Yapımcıları Derneği
Başkanı Dünya Gazetesi Fuar Sergi Hizmetleri 
Eki için Hazırlanmıştır. 
kaynağı değiştir]

Aslında sigara içme eylemi bulaşıcı bir psikiyatrik hastalıktır, kuşaktan kuşağa görerek-duyarak bulaşır. Sigara içme eylemi, insanların doğduklarından itibaren çevrelerindeki binlerce sigara içicisine ait binlerce bilinçaltı kayıt ve sigara firmalarının bunları güçlendirmek için kurduğu tuzaklar sayesinde daha çocukken zihinlerine yerleşir. Bu aslında kitlesel bir beyin yıkama programıdır. Çocuklar, önce çevrelerindeki sigara içen büyükleri, daha sonra çizgi filmler[5][6][7] ve son olarak da filmler[8][9][10] aracılığıyla sigaranın bir keyif-destek aracı olduğuna inandırılır. Marlboro-Formula 1 yarışları, Camel Trophy, Parliament Sinema Kulübü gibi sosyokültürel projelerle inançlarımız beklentilerimiz iyice güçlendirilir. Tüm sahneler ve gizli reklam çalışmaları sigarayı hayatın her aşamasında olması gereken normal bir şey gibi algılamamız için ayarlanmış ve hepsine bugüne kadar trilyonlarca dolar para harcanmıştır.[11]

Beyin yıkama, gerçek olmayan bir şeye gerçekmiş gibi inandırılmak demektir. İnançların beyinden salgılanan nörotransmitter'leri direkt etkilediği plasebo çalışmalarında gösterilmiştir. MR spektroskopi çalışmalarında plasebonun etkin maddeyle aynı oranda nörotransmitter salınımına ve beyinde aynı anatomik bölgelerde sinyal alınmasına yol açtığı kanıtlanmıştır.[12] Sonuç olarak, sigaranın psikolojik bağımlılığı beyin yıkamalar tarafından oluşturulur.

Günlük hayatımızda sigara bağımlılığının büyük oranda psikolojik olduğunu gösteren en çarpıcı kanıtlar hamilelik, oruç ve uzun yolculuklardır. Birçok tiryaki hiçbir fiziksel sıkıntı yaşamadan 10-12 saat süren okyanus aşırı uçak yolculukları yapabilir çünkü uçak inene kadar içmemeye şartlanmıştır. Uçaktan iner inmez sigarasını yakmak ister ve eğer yasak vb. bir engelle karşılaşırsa canı sıkılır ve nikotin çekilme belirtisi zannettiği sinirlilik, gerginlik, çarpıntı, terleme, el titremesi, kafasını toplayamama gibi 12 saat boyunca yaşamadığı tüm belirtileri ilginç bir şekilde saniyeler içinde yaşamaya başlar. Hâlbuki asıl sorun içmemeye şartlanma süresinin sona ermiş olmasıdır. Yani fiziksel bağımlılıktan kaynaklandığı sanılan çekilme belirtileri gerçekten hissedilir, ancak tetiği çeken yine psikolojik bağımlılıktır. İçme beklentisi ve şartlanmayla ilgili çok fazla sayıda bilimsel araştırma ve kanıt vardır.

Sigara içenler özgürce sigara içebildikleri, çekilme belirtisi olma ihtimalinin açıkça imkânsız olduğu durumlarda bile, çok yüksek seviyede sigara içme arzusu duyabilirler.[13] 4-5 saat zorlanarak abstinans sağlananlar ile sabah uykudan uyananların sigara içme arzularının karşılaştırıldığı bir çalışmada 1. gruptakilerin çok daha yüksek olduğu bulunmuş, “sigara içme arzusu esasen alışılmış davranışa olan arzuyu yansıtır” sonucuna varılmıştır.[14] El alışkanlığı, sigara ile ilişkili nesneler, sigarayı hatırlatan durumlar gibi sigara içmeyi tetikleyen faktörler çok güçlü sigara içme arzusuna neden olur.[15][16][17] Sigara içmeyi tetikleyen faktörler daha çok sigara içme beklentisini hatırlatır, içme arzusunu arttıran beklentidir.[18]

Dols ve arkadaşlarının 2000 ve 2002 yıllarında yaptıkları 2 çalışmada da sigara içilebilen ve içilemeyen ortamlarda sigara içen gönüllülere sigarayı hatırlatıcı uyaranlar verilmiş, içilemeyen ortamlarda uyaranların yarattığı sigara içme arzusunun çok daha düşük olduğu gözlenmiştir. Sonuç: Sigara içmeyi tetikleyen faktörler esas olarak öncelikle sigara içme beklentisini başlatır. İçme arzusunu arttıran, beklentidir.[19][20] Benzer sonuçlar daha sonra 2005'te Thewissen ve arkadaşları tarafından da yayınlanmıştır.[21]

Sigara içme arzusunu yaratan psikolojik faktörlerin incelenmesinde dindar Museviler araştırmacılar için âdeta doğal bir laboratuvar ortamı sağlar. Çünkü dindar Museviler cumartesi günleri ateş yakmazlar, sigara içmezler. Bu bulguların ışığında Schacter ve arkadaşları ile Warburton sigara sorununu sadece nikotine eşdeğer görmenin imkânsız olduğu sonucuna varmışlardır.[22][23]

Bir gruba nikotin, diğerine plasebo verilerek yapılan bir NRT (nikotin replasman tedavisi) çalışmasının devamında tahmin grupları oluşturulmuş; verilen üründen bağımsız olarak, kendisine nikotin verildiğine inananların sigara tüketimindeki azalma, plasebo verildiğine inananlara göre belirgin olarak daha iyi bulunmuştur.[24] Dindar Musevi gönüllülerin Şabat günündeki sigara arzularının karşılaştırıldığı bir çalışmada, Şabat günü süresince sigara içme arzusu, iş günü zorlu abstinansı süresince, hatta serbest içtikleri gündekinden bile anlamlı derecede düşük bulunmuş ve son saatlerde beklentinin yaklaşmasıyla düzeyler hızla artmıştır.[25] Uçak çalışanları ile yapılan bir araştırmada kısa ve uzun uçuşlarda sigara içme arzusunun, uçağın inişi yaklaştıkça tepe noktaya ulaştığı görülmüştür. İlk kısa uçuşun sonu ile uzun uçuşun sonu arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Paralel zamanlamada ilk kısa uçuşun sonundaki içme arzusu, uzun uçuşun orta zamanından belirgin olarak daha yüksektir.[26] Dr. Dar’ın bu iki çalışmasındaki bulgular sigara içme beklentisinin arzuyu arttırdığı teorisini kanıtlamaktadır.

Maddenin yapacağı zannedilen asılsız beklenti ve inançlar ise, içme beklentisinden farklı bir kavramdır. Beklenti ve inanç teorilerini destekleyen en geniş derleme 1999 yılında Brandon ve arkadaşları tarafından yayınlanmıştır. 1950’li yıllardan 1999’a kadar bu konuda yapılan tüm çalışmalara yer verilmiştir. Bu beklentiler sigaranın sağlayacağı keyif, rahatlama, konsantrasyon artışı gibi sahte faydaları ve bırakınca yaşanacak belirtileri ortaya çıkarır; bırakma isteği ve bırakabilme beklentisi başarı oranını olumlu yönde etkiler.[27]

Fiziksel faktörler[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır