fsm şiirleri / FATİHİN OĞLANLARA YAZDIĞI ŞİİRLER | AYKIRI GERÇEK

Fsm Şiirleri

fsm şiirleri

Fatih Sultan Mehmet&#;e İzafe Edilen &#;İstemem&#; Redifli Şiir

40,7K

İstemem Adıyla Bilinen Şiirin Fatih Sultan Mehmet Tarafından Kaleme Alındığı İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Bugünkü yazımızda Fatih Sultan Mehmet’e () ait olduğu iddiasıyla her platformda yaygın olarakpaylaşılan “İstemem” şiirine değineceğiz.

 

İSTEMEM

 

Sen kokmayan gülü neyleyim,
Neyleyim sensiz baharı?
Sen doğmayan günü neyleyim,
Neyleyim sensiz ben dünyayı?

 

Senin tenine değmeden gelen yağmuru istemem,
meltemi istemem.
Seni parlayacaksa parlasın yıldızlar,
Sana yanmayan yıldızı semalarda istemem.

 

Bülbüller söyleyecekse seni söylesin,
Senden okumayan bülbül olsa dinlemem.

 

Özlemim sen olacaksan yansın yüreğim,
Sılası sen olmayan gurbeti istemem, vatanı istemem.

 

Bir ateş yakacaksa beni kalbimden,
Senin aşkının ateşi yaksın,
Senden gayrı başka bir aşkla kül olursa kalbim,
Bu kalbi istemem, ateşi istemem, koru istemem.

 

Seni göremediğim vahalar bedevilerin olsun,
Ben senin çölünü isterim, suyu istemem.

 

Sana çıkacaksa durmaz yürürüm,
Sonu sen çıkmayan yönü istemem, yolu istemem.

Ben gönüllü bir köleyim, kulağımda küpem.
Kalbini fethedecekse geçerim bin Sina’yı birden.

 

Yoksa neyime?
Bu fethi istemem, Mısır’ı istemem, cihanı istemem.

 

Ben Sultan Fatihim, önündeyim İstanbul’un.
Yakarım bu şehri yüzünde bir tebessüm için.

 

Yoksa gül yüzünü güldürmeyen sultanlığı istemem, İstanbul’u istemem.

 

Ben bir garip yunusum, yazdığım sensin, yandığım sen.

 

Senden gayrı bir aşka ben kalemi istemem, kâğıdı istemem.

 

Ben senin ümmetinim, sensin benim efendim.
Senden gayrı, senden başka efendi istemem, sevgili istemem, istemem

 

İzafe edilen döneminin Türkçesiyle ve şiiriyle uyumlu üsluba sahip Avnî mahlaslı şiirlere nazaran yüzyıla göre modern ifadeler ve anakronik atıflar içeren &#;İstemem&#; başlıklı şiir Fatih Sultan Mehmet’e ait değil.

Sosyal medyadaki izine ilk olarak yılı başında rastladığımız şiirin son dizelerde Fatih’in İstanbul’u fethine telmihte bulunulduğu için şahsına atfedilerek yaygınlaştığını görmekteyiz.

Şiirin asıl sahibine dair birkaç yorum bulunsa da kesin bir bulguya erişemediğimiz için net olarak ifade edemiyoruz (Sosyal medya hesaplarından teyit için ulaşmamıza rağmen tarafımıza bir geri dönüş sağlanmadı).

Çok küçük yaşlardan itibaren özel bir eğitimle yetiştirilen şehzadeler sadece ilmi alanda değil devrin kültür ve edebiyatına da hâkim bir tedrisattan geçiyorlardı. Osmanlı Devleti sultanlarının II. Murat’tan başlayarak hemen hemen hepsinin şair olduğunu görmekteyiz. Bu sultan şairler de klasik Türk edebiyatının diğer şairleri gibi mahlas kullanmış ve şiirlerini bir araya topladıkları divan sahibi olmuşlardır. Elimizde bulunan ilk sultan divanı Avnî mahlasıyla şiirler kaleme alan Fatih’e aittir.

Fatih’in şiirleri hacimce küçük bir divan oluşturmaktadır. Fakat sanat gücü bakımından klasik Türk edebiyatı şairler kadrosu içinde emsallerinin gerisinde kalmayan bir yapıda değerlendirilir. Onun şiirlerini vasat olarak niteleyen araştırmacılardan biri olan Prof. Dr. Günay Kut, Fatih’i sahib-kalem olarak tanımlar. Yani o edebi dünyada olup bitenleri izleyen bir okur ve şairdir.

Şiirlerinin tamamı henüz gün yüzüne çıkarılmamış olan Fatih’in şiirleriyle ilgili tek nüsha, Fatih Millet Kütüphanesi Yazma Manzum Eserler kısmı No. ’te bulunur. Bu nüshayı da Ali Emirî Efendi bağışlamıştır. Büyük oranda gazellerden oluşan yazmayı Ali Emiri Efendi kendi el yazısıyla iki kez kopya etmiş ve ilim âlemine tanıtmıştır. Divan sonradan Latin harfleriyle de yayımlanmıştır. Bu anlamda ilk çalışma fethin yılı münasebetiyle Saffet Sıtkı Bilmen tarafından hazırlanan ve yılında basılan nüshadır.

Millet Yazma Eser Kütüphanesi Manzum numarada kayıtlı bulunan eser temel alınarak ve bu yazma nüshada olmayan şiirlerin de dâhil edilerek hazırlanan Fâtih Dîvânı ve Şerhi adlı eserin elektronik kopyası üzerinden yaptığımız detaylı incelemede şiirin izine rastlamadık.

Şiirde metnin taşıdığı özelliklerden yola çıkarak hangi döneme, kime ait olduğunu tahmin etmek zor değildir. Özellikle divan şiiri gibi keskin çizgilere sahip, biçim ve dil özellikleriyle nevi şahsına münhasır bir dönemi ayırt etmek hiç zor değildir. Günümüz şiirinin özelliklerini yansıtan “İstemem” redifli şiirin neden Fatih Sultan Mehmet’in şiiri olamayacağını maddeler hâlinde izah edelim:

1. Divan edebiyatında şair son beyitte mutlaka mahlasını açıklar. Avnî Divanı’nı incelediğimizde Fatih’in tüm şiirlerinin sonunda geleneğe uygun olarak “Avnî” mahlasını kullandığını tespit ettik. Bahse konu şiirde “Avnî” mahlası geçmediği gibi “ben Sultan Fatih’im” gibi geleneğe aykırı bir ifadeye rastlıyoruz. Şiirin Fatih’e ait olduğu iddiasının bu ifadeden kaynaklandığını düşünüyoruz. Şiirin bütününe bakıldığında dizelerde Yavuz Sultan Selim’e, Yunus Emre’ye ve Fatih Sultan Mehmet’e telmihte bulunulduğunu görmekteyiz (&#;Köle&#;, &#;küpe&#;, &#;Sina&#;, &#;Mısır&#;ı istemem&#; atıfları bu durumun emareleri).

2. Divan edebiyatında kullanılan ölçü aruz ölçüsüdür. Bu şiirde ise aruz ölçüsü kullanılmadığı gibi hece sayılarının da eşit olmadığı, dizeler arasında büyük farklılıklar olduğu görülmektedir. Dizelerin hece sayıları 9’lu 8’li16’lı 6’lı 13’lü 15’li19’lu 5’li şeklinde bir yapı arz eder. Hem divan şiirinde hem de halk şiirinde dizelerin hece sayıları eşittir. Bu hâliyle mezkûr metne serbest şiir diyebiliriz.

3. Divan şiiri Arap ve Fars edebiyatlarının etkisiyle oluşmuş, bu dillerden çok fazla kelime ve terkip içeren ağır ve mecazlı bir dile sahiptir. Anılan şiirin dil özelliklerinin günümüz Türkçesini yansıttığı ve oldukça sade olduğu görülüyor.

4. Şiirin asıl hâliyle değil de günümüz Türkçesine çevrilerek yaygınlaştığını farz etsek bile Fatih Divanı ve Şerhi’nde yaptığımız tarama ve okumalarda “İstemem” şiirindeki anahtar kelimelere rastlamadık. Öte yandan divanda yer alan şiirlerin “Günümüz Türkçesi” bölümünde de bu ifadelerin yer almadığını gördük.

5. Divan şiiri nazım biçimlerinin kendine has kafiye şemaları vardır. Fatih’in divanında yer alan 87 şiirin 73’ü gazel biçiminde yazılmıştır. Gazelin kafiyelenişi ise aa/ba/ca/da/ea/fa şeklindedir. Kafiye şeması abab/ccdc/ec/fc/ghjc/kc/lc/mn/oc/öp/c/rc/sc şeklinde olan “İstemem” şiiri ise klasik Türk şiirimizin hiçbir nazım biçimiyle uyuşmaz.

6. Fatih’in şiirleri sanat ve ifade üslupları açısından zenginlik taşır. Bilhassa teşbih, teşhis, mecaz, istiare, telmih, hüsnütalil, tevriye gibi söz ve anlam sanatlarını kullanır. Bahse konu şiirin bu sanatlar açısından da fakir olduğunu söyleyebiliriz.

7. Şiirin sosyal medyada asıl hâliyle değil de sadeleştirilmiş biçimiyle yaygınlaştığını düşünsek de “asıl şiirin” hiçbir mecrada yer almaması, önemli ilmi çalışmaların bu naattan bahsetmemiş olması da bu şiirin Fatih’in şiiri olamayacağının kanıtıdır.

8. Fatih Sultan Mehmet’in şiirlerini incelediğimizde tespit edilmiş şiirlerinin çok büyük bir bölümünü gazellerin oluşturduğu görülüyor. Hz. Muhammet’i övmek amacıyla yazılan naatlar, divan edebiyatında çok fazla yer alan türlerden biridir. Fatih’in divanını incelediğimizde sadece ilk gazelinde Hz. Muhammed&#;in övgüsünün yer aldığını tespit ettik. Divandaki gazeli dönemin dil ve üslup özelliklerini örneklemesi açısından alıntılıyoruz.

 

Yüzüñ meh-i &#;îd ü ser-i zülfüñ şeb-i İsrâ

Gamzeñ yed-i Mûsâ leb-i la&#;lüñ dem-i &#;İsâ

Bu hüsn-i Hudâyî ki Hudâ saña virüpdür

Mânî-i cihân yazmadı tasvîrüñe hem-tâ

Alnuñ kamerine yüzüñ ayına müşâbih

Bunca göz ile görmedi bu çarh-ı muallâ

Şol câm ki nûş eylemişem bezm-i gamuñda

Bir sâde habâbıdur anuñ künbed-i hadrâ

&#;Avni seni medh eyledi çün tarz-ı gazelde

Matla&#; dedi yüzüñe vü ağzuña mu&#;ammâ

 

&#;(Ey sevgili,) senin yüzün bayram hilali, saçların ise İsra gecesidir&#; Edalı bakışın Hz. Musa’nın mucizevî eli; lâl dudakların ise Hz. İsa’nın (hayat veren) kutlu nefesidir.

 

(Ey sevgili,) bu ilahi güzelliği Allah (yalnız) sana vermiştir. Bu dünya Mani’si (bugüne kadar) senin tasvirine benzer bir resim çizememiştir

 

(Ey sevgili,) bu yüksek gök kubbe onca gözü ile (yeryüzünü gözetlediği hâlde) senin alnın gibi parlak ışıklı bir gece; yüzün gibi güzel bir dolunay görmemiştir

 

Ben senin (ayrılığının) gam meclisinde öyle bir şarap içtim ki, şu gök kubbe o şarabın üzerinde oluşmuş (küçük) bir hava kabarcığı gibi (değersiz) kalır

 

(Ey sevgili,) Avnî yazdığı bu gazelde seni övdü ve yüzün için “matla” dedi; dudakların için ise “muamma” tabirini kullandı.&#;

 

Şiirin yapı, içerik ile dil ve üslup özelliklerine bütüncül açıdan yaklaştığımızda yy sultan şairlerinden biri olan Fatih Sultan Mehmet’e ait olmadığını çok net biçimde ifade edebiliriz. Fatih’in İstanbul’u fethine telmihte bulunulan şiir, ona ait olduğu kanısıyla paylaşılıp yaygınlaşmıştır. Muteber hiçbir kaynakta bu şiire dair ize ya da atfa rastlanmaz. Buna rağmen “İstemem” gibi klasik Türk şiirimizin hiçbir özelliğini üzerinde barındırmayan dizeleri Fatih Sultan Mehmet’e izafe etmek ancak cahillikle açıklanabilir bir durumdur.

 

İstemem Şiirini Fatih&#;e Ait Sanan Yazarlar

 

Bakınız, bir kültürü anlamak için önce o kültürü &#;tarihselliği içinde&#; değerlendirmeyi öğrenmeniz gerekir. Fakültelerin TARİH bölümlerinde önce bu öğretilir öğrencilere&#; Örneğin, Osmanlı kültürüne bugünkü bakışınızla bakarsanız &#;SAPIK&#; kültür der geçersiniz&#;

Ki zaten öyle yapılmıştır&#; (Okullardaki edebiyat ve tarih öğretmenlerimiz sağ olsun.) Biz, Fatih Sultan Mehmet&#;in &#;İstanbul&#;u alışını&#; kutlarız da aynı Fatih&#;in &#;bir erkeğe yazdığı aşk şiirini&#; &#;yok&#; sayarız&#;

16 Türk devleti kurduğumuzla &#;övünürüz&#; de kimsenin aklına 16 devlet kuranın en az 15&#;ini yıktığınından söz etmeyiz&#; (Her Türk devletini da başka bir Türk devleti yıkmıştır ha&#;)

Halk şiirini &#;halkın dilini kullanır ve halkın acılarını anlatır&#; diye anlamışızdır da; oysa en &#;baba&#; halk şairlerimizin &#;halkın acılarından çok sevgililerini anlattığını&#; pek okumadığımızdan o halk şairlerinin bu tür şiirlerini &#;pas&#; geçmişizdir&#;

Önce şunu bilelim.. Osmanlı toplumu bir &#;şeriat toplumu&#; asla olmamıştır&#; Yani &#;bugünkü İran ya da Afganistan&#;ın Taliban&#;ı&#; değildir Osmanlı&#; Görünüşte bir &#;şeyhülislam&#; vardır da &#;asla&#; &#;ulema&#; sınıfı yönetmemiştir Osmanlıyı&#; Şeyhülislamı padişah atamış, atanan şeyhülislam da padişahın dediğinden pek çıkmamıştır&#; Çıkar gibi görünenler de görevden alınıp bir eyalete &#;vali&#; ilan edilmiş, ilan edilir edilmez de boğdurulmuştur.. Osmanlı da öldürülen &#;şeyhülislam&#; yoktur&#; Şeyhülislam, padişahın dediklerine &#;hık mık&#; ederlerse, o görevden alınır, bir eyalete vali ilan edilir, sonrada da boğdurarak öldürürlerdi&#; Yani Osmanlı&#;da atanan şeyhülislam, ancak siyasi göreve alınınca idam edilirdi.. (Şimdiki İran&#;da bir ULEMA&#;yı boğdurmak AHMETİNECAT&#;ın bile yapacağı iş değildir&#;)

Osmanlı kültüründe Halk şairlerinin yaşamları pek bilinmez; ama Divan şairlerinin ve padişahların neredeyse doğum ölüm günleri bile bilinir. O nedenle günlük yaşamaları da mercek altındaydı&#; Divan şairinin en büyük dileği &#;saraya&#; girmekti&#; O dönemde padişah, güçlü ve anlamlı şairlere sarayında yer açar, (biz cumhuriyette hapse attık) onlara adeta dokunulmazlık verirdi&#; Koca Kanuni Sultan Süleyman, BAKİ&#;nin onca şımarıklarına bile katlanmıştır&#;

Osmanlı padişahları, entellektüelleri ve zenginleri için yaşam, &#;yaşamdan alabildiğince zevk almak&#; tı. Dünya devletiydi ya Osmanlı&#; (ABD başkanı oral de sekreteriyle oral yapmıştı da kimse sesini çıkaramamıştı.. ABD dünya devletiydi.. Bu yüzyılın&#; ) Evli oldukları ve çocukları oldukları kadınlar yanında &#;cariyeleri&#;, &#;sevgilileri&#; hatta &#;oğlanları&#; vardı&#;

Osmanlı da üst düzeyde yaşanların onca kadınlarının yanında bir de &#;oğlanları&#; vardı&#; Bu oğlanlar genellikle yakışıklı genç Hıristiyan çocuklardan oluşurdu&#; Osmanlı üst düzeyde yaşanları &#;kadınla birlikteliği&#; ancak &#;çocuk yapmak&#; diye düşünürlerdi&#; &#;Oğlanı&#; olmayan bir üst düzey yaşayan Osmanlı, pek ciddiye alınmazdı&#; &#;Oğlanı olmak&#; zengin ve güçlü olmanın bir göstergesiydi&#;

CEVDET PAŞA (koca &#;Cevdet Paşa Tarihi&#; yazan Osmanlı tarihçisi) Tanzimat ilan edilince (bugünkü AB yasaları gibi düşünün) &#;ya şimdi OĞLANLARIMIZI saklayacağız&#; diye yazmaktaydı&#;

Bakınız, o İstanbul&#;u fetheden FATİH SULTAN MEHMET &#;Avni&#; mahlasıyla bir erkek Hıristiyan gence neler yazmış :

&#;Bağlanmaz firdevse gönlünü Galata&#;yı gören

Servi anmaz anda ol serv-i dilara gören

(O servi boylu sevgiliyiyi Galata köprüsünde gören bir daha gönlünü Firdevse bile bağlamaz.)

Bir firengi şiveli İsa gördüm anda kim

Lebleri dirilmiş der idi İsa&#;yı gören

(Bir Batılı şiveli İsa gördüm, dudaklarını gören İsa dirilmiş derdi (sanki onu isa diriltmiş sanırdı)

Akl-ü fehmin din-i imanün nice zabteyleyesin

Kafir olur mu müselmanlar o tersayi gören

(Aklımı imanımı nasıl kısıtlayayım, onu o Hıristiyanı gören kafir olur )

Kevseri anmaz o içtiği mey-i nabi içen

Mescide varmaz o verdığı kilisayi gören

(Peygamber kevseri içse de o hıristiyanı gören mescide bile varmazdı)

Bir firengi dilber olduğunu bilürdi Avni ya

Bel-ü boynunda o zünnâr-ü çelipâyı gören

(Belki Avni bir Hıristiyan bayan sanırdı onu da beline takdığı kuşak olmasa)

Aklım elverdiğince çevirdim de bu şiirde Fatih&#;in söz ettiği kişi bir kadın olamaz&#; Hıristiyan

kadınlar bellerine &#;ZÜNNÂR&#; bağlamaz&#;. Onu sadece papazlar ve keşişler bağlar. Zaten AVNİ de (Fatih de) &#;bir Hıristiyan dilber sanırdım onu&#;&#; diyerek belirtiyor bunu&#;

Ben diyorum ki &#;bu durumu devrine göre anlayın&#; hepsi bu&#;

Şimdi &#;oğlancı&#; olmak &#;sapıklıktır&#; da o dönemde ŞAN dır&#;

Fatih Sultan Mehmet&#;in &#;Hıristiyan olan annesinin etkisiyle&#; saraya bir &#;kilise&#; yaptırmak istediği; ama halkın tepkisini çekmekten korkan yakınlarının bunu engellediğini yazsam&#; Hatta ve hatta, annesini çok seven Fatih Sultan Mehmet&#;in, bir ara &#;acaba Hıristiyan mı olsak&#; diye düşündüğünü&#;

Dedim ya&#; Olanlar başka / olması gereken başkadır&#;.

Sorun, olanları anlamak, Tarih gerekenlerle UĞRAŞMAZ&#;

&#;Osmanlı ve oğlancılık&#; la ilgili çok açık net şeyler yazarım da &#;blog&#; izin vermez&#;

Sadece en güçlü kişi görünen FATİH SULTAN MEHMET&#;le yetindim.. (Kanuni Sultan Süleyman&#;ın &#;MUHİBBİ&#; mahlasıyla yazdığı şiirleri almayayım&#;)

Saygımla

Like this:

LikeLoading

Related

Posted in Tarih

Fatih'ten gazeller

Bir güneş yüzlü melek gördüm ki alem mahıdur.
Ol kara sünbülleri aşıklarınun ahıdur.

Karalar geymiş meh-i taban gibi ol serv-i naz,
Mülk-i efrengün meğer kim hüsn içinde şahıdur.

Ukde-i zünnarına her kimse kim dil bağlamaz,
Ehl-i iman olmaz ol aşıklarınun güm-rahıdur.

Gamzesi öldürdüğine lebleri canlar virür,
Var ise ol ruh-bahşün din-i İsa rahıdur.

Avniya kılma güman kim sana ram ola nigar,
Sen Sitanbul şahısun, ol (da) Kalata şahıdur.

Gazel, Hilmi Yücebaş'ın Fatih Sultan Mehmet: Kültür Dünyası, Menkıbeleri, Şiirleri (Memleket yayınları, ) s. 'de yazıldığı gibi aktarıldı.

Bakalım neler diyor?

1. Bir güneş yüzlü melek gördüm ki alem onun Ay'ıdır.
2. Onun kara sümbülleri aşıklarının ahıdır.

3. Karalar giymiş ışık saçan Ay gibi o naz selvisi,
4. Meğerse güzellikte frenk diyarının şahıymış.

5. Zünnarının düğümüne gönül bağlamayan kim olursa olsun
6. Ehl-i iman değildir, o aşıkların yolundan çıkmıştır.

7. Gamzesinin öldürdüğüne dudakları canlar verir
8. O ruh bahşedenin dini, varsa eğer, İsa'nın dinidir.

9. Ey Avni, sanma ki sevgili sana ram olur,
(Çünkü) Sen İstanbul'un şahıysan, o da Galata'nın şahıdır.

Sonuçlar:

  1. Afet bir hatundur* (1, 3, 4, 7).
  2. Hristiyandır. (Burası biraz şüpheli (8), çünkü gamzesiyle öldürüp dudağıyla dirilterek (7) ruh bahşeden (8) birinin kendisinden başka birini beğenmesi biraz zordur, bu İsa bile olsa.)
  3. Galata'da (o zamanlarda azınlıkların oturduğu semt) oturur (10).
  4. Beline zünnar (hristiyanlık alameti olan kuşak) bağlar (5).
  5. Onun zünnarının düğümüne aşık olmayan, iman sahibi değildir (6).
  6. Aşıklarından epey ah almıştır (2).
  7. Ayrıca bir nazlı, bir müstağnidir ki, kendisini Galata şahı görüp İstanbul'un şahı olan Avni'ye bile yüz vermez, ama Avni anlayışlıdır, ona hak verir (9, 10).

(*Şiirde övülen kişinin hatun olduğunu anlamama yarayan bir ipucu bulunmuyor, ben de hüsn-ü zanda bulundum.)


Bağlamaz Firdevs'e gönlini Kalata'yı gören
Servi anmaz anda ol serv-i dil-arayı gören

Bir firengi şiveli İsa'yı gördüm anda kim,
Lebleri dirisidür dir idi İsa'yı gören

Akl ü fehmin din ü imanın nice zabt eylesün
Kafir olur hey müselmanlar o tersayı gören.

Kevseri anmaz ol içdüğü mey-i nabi içen
Mescide varmaz o varduği kilisayi gören

Bir firengi kafir oldugun bilürdü Avniya
Belde zünnarını boynunda çelipayı gören

Gazel, Hilmi Yücebaş'ın Fatih Sultan Mehmet: Kültür Dünyası, Menkıbeleri, Şiirleri (Memleket yayınları, ) s. 'de yazıldığı gibi aktarıldı.

Bakalım neler diyor?

1. Galata'yı gören gönlünü Firdevs'e bağlamaz.
2. Oradaki gönül okşayan selviyi gören (artık) selvi (ağacını) anmaz olur.

3. Orada yabancı şiveli bir İsayı gördüm ki,
4. İsa'yı görenlerin dili, "(bu onun) dirisidir," derdi.

5. Akıl ve fikir, din ve imanını nasıl zaptetsin,
6. O Hıristiyanı gören, ey Müslümanlar, kafir olur.

7. Onun içtiği süzülmüş şarabı içen (artık) Kevser'i anmaz olur,
8. Onun gittiği kiliseyi gören (artık) camiye gitmez olur.

9. Ey Avni, onun bir frenk (ve) kafir olduğun bilirdi,
Belindeki zünnarı ve boynundaki haçı gören herkes.

Sonuçlar:

  1. Galata öyle muhteşem bir yerdir ki insana Firdevs'i (Cennetlerden birinin ve en itibarlısının adı) bile unutturur(1).
  2. Orada selvi boylu öyle bir bir dilara vardır ki (2),
    1. Onu gören artık selvileri bile küçümser (2).
    2. Onu gören İsa'ya benzetir (3,4).
    3. Onu görende ne akıl kalır, ne fikir, ne din ne de iman (5).
    4. O Hıristiyanı bir Müslüman görse, kafir olur (6).
  3. O şarap içer (7).
  4. O ne şaraptır öyle! İnsan o şarabı bir içse artık Kevser'i (Cennetlerin ırmağı) bile istemez (7).
  5. O kiliseye de gider (8).
  6. O ne kilisedir öyle! Onun gittiği kiliseyi bir gören artık camiye de gelmez olur (8).
  7. Ah, Avni ah! Onun belindeki zünnarı ve boynundaki haçı kim görse, onun bir Hıristiyan olduğunu anlardı(9,10).

İnceleme:

Fatih ne melektir, ne de şeytan; sadece bir insan. Ancak, normal bir insandan biraz ilerdedir, çünkü babası günden güne güçlenmekte olan bir ulusun hükümdarı, halkı da henüz aksiyon aşkını kaybetmemiş cevval ve faal bir ulus.

Eğitimine özel önem verildiği için genç yaşta başarılı olmuştur. Örneğin, çocukluğundan beri büyük işlere şartlandırılmış birinin, babasının imkanı da varsa, 7 dil bilmesi çok parlak bir şey değildir. Yine, çocukluk yaşında bile yönetim işlerinin bilfiil içinde olan birinin 21 yaşında devleti yönetmesi olağanüstü bir şey değildir.

Kraliçe olacak arı da normal bir arı gibi doğar, sadece beslenme şekli farklıdır.

İstanbul'un alınmasının çağ değiştirme noktası olması da çok sonraları ve batılıların kendi aralarında vardıkları bir mutabakattır. Nedeni de, bir Osmanlı çağının başlamış olması değil, önceki yıla damgasını vuran Kutsal Roma İmparatorluğunun devrini tamamlamış olmasıdır. Bu sebeple de, bir sonraki çağ Osmanlı devrinin resmen sona ermesinin tarihi olan 'den değil 'dan başlatılır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası