İngilizce öğrenirken öncelikle belli kelimelerin anlamlarını bilmeniz, ardından sözcükleri gramer kurallarına göre uygun şekilde sıralamanız beklenir. Tam biraz kelime öğrenip sonra da dil bilgisi kurallarını öğrenmeye başlarken “Simple Past Tense” ile birlikte fiillerin 2. hatta 3. halleri olduğunu öğrenmek sizi hayal kırıklığına uğratmasın.
Düzenli yapıda olan fiilleri basit bir kuralla dönüştürülürken düzensiz fiiller için ise biraz ezber yapmak ve fiili doğru yerde nasıl kullanacağınızı öğrenmek iyi bir başlangıç olacak.
İngilizcede düzenli fiiller olduğu gibi düzensiz fiiller de vardır. Simple Past Tense ve Past Participle formdaki cümlelerde fiillerin çoğu sonuna -d, -ed ve -ied eki alırken bazı fiiller bu kurala uymaz. Bu kurala uymayan ve geçmiş zaman halleri present hallerinden tamamen farklı olan bu fiillere düzensiz fiiller yani irregular verbs denir.
Düzensiz fiiller, kullanıldığı zaman ve duruma göre Verb 2 ve Verb 3 yani Past Participle formunda kullanılır. Dilerseniz bu fiilleri hangi durumlarda, nasıl kullanacağımıza birlikte göz atalım.
Simple past tense zamanı anlatan cümleler verb 2 ile kurulur. Türkçe karşılığı “geçmiş zaman” olan Past Tense zamanı anlatan cümlelerde düzensiz fiilleri aşağıdaki kalıba uygun şekilde kullanırız.
Subject + Verb 2 + Object
Özne + Fiilin 2. Hâli + Nesne
Örnek:
I went to the hospital last night.
(Dün gece hastaneye gittim.)
I woke up yesterday at 11 oclock.
(Dün saat 11’de uyandım.)
Tim brought his car to İstanbul last summer.
(Tim geçen yaz arabasını İstanbula getirdi.)
She wrote a letter to her teacher yesterday morning in the class.
(Dün sabah öğretmenine derste bir mektup yazdı.)
Geçmişte olmuş ancak etkisi hala devam eden eylem ve durumlar için kullanılır. Yani geçmiş ve gelecekle bağlantı kurar.
Subject + Have/Has + Verb 3 + Object
Özne + Yardımcı Fiil (have/ has) + Fiilin 3. Hali + Nesne
Örnek:
I have gone to school.
(Okula gittim.)
She has just done her homework.
(Ödevini henüz yaptı.)
I have never seen a tiger in my life.
(Hayatımda hiç kaplan görmedim.)
My mother has eaten sushi before.
(Annem daha önce suşi yedi.)
Geçmişte yaşanan belli bir an ya da olaydan önce meydana gelmiş başka bir olayı anlatmak için kullanılır. Türkçede -mışlı, -mişli geçmiş zaman olarak da bilinir. Yine Past Perfect Pense için de fiillerin 3. halini bilmek gerekir.
Subject + Had + Verb 3 + Object
Özne + Yardımcı Fiil (had) + Fiilin 3. Hali + Nesne
Örnek:
I had seen the car before the accident.
(Kazadan önce arabayı görmüştüm.)
My father had taught me French.
(Babam bana Fransızca öğretmişti.)
We went out after the rain had begun.
(Yağmur başladıktan sonra dışarı çıktık.)
Miss Clark told me that my son had broken a window.
(Bayan Clark, oğlumun bir pencereyi kırdığını söyledi.)
Fiillerin 3. hallerini kullanabileceğiniz zaman yapılarından biri de Future Perfect Tense’dir. Bu zaman kipi bir işin gelecek zamanda tamamlanmış olacağını anlatmaktadır. Bu tensi de irregular verb 3 durumlarını bilmeden kullanamayız.
Subject + will have + Verb 3 + Object
Özne + Yardımcı Fiil (will have) + Fiilin 3. Hâli + Nesne
Örnek:
I will have spoken to her about the project.
(Proje hakkında onunla konuşmuş olacağım.)
I hope I will have taken a house by the end of this year.
(Umarım bu yılın sonuna kadar bir ev almış olacağım.)
They will have paid the money by the end of next July.
(Parayı gelecek Temmuz ayı sonuna kadar ödemiş olacaklar.)
The students will have chosen the Project topic by Friday.
(Öğrenciler proje konusunu cuma gününe kadar seçmiş olacaklar.)
Yüklemi gerçekleştiren kişinin belli olmadığı, edilgen yapılı cümlelerde kullanılır.
Örnek:
The car was stolen.
(Araba çalındı.)
The door had been broken.
(Kapı kırılmıştı.)
The delivery must be sent by tomorrow to give the gift on time.
(Hediyenin zamanında verilmesi için teslimatın yarına kadar gönderilmesi gerekir.)
The cake will be made by Sam.
(Pasta Sam tarafından yapılacak.)
İsimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları sayı, renk, konum, şekil vb. özellikler bakımından niteleyen sözcüklere sıfat denir. İngilizcede isimlerin önüne verb 3 getirilerek sıfat şekline getirilir.
Örnek:
There is a broken vase on the table.
(Masanın üzerinde kırık bir vazo var.)
May I take a cup of frozen coffee?
(Bir fincan donmuş kahve alabilir miyim?)
He came to school yesterday with a torn shirt.
(Dün yırtık bir gömlek ile okula geldi.)
This book belongs to a known author.
(Bu kitap bilindik bir yazara ait.)
Sonuna -d, -ed, -ied almayan fiillere düzensiz fiiller dendiğini biliyoruz. Bu fiiller herhangi bir kurala sahip olmasa da bazıları benzer şekilde oluşturulur. Bu sözcükleri benzerliklerine göre sınıflandırarak öğrenmek, hatırlanmasına yardımcı olacaktır. En sık kullanılan düzensizfiiller ise aşağıda gösterildiği şekilde sıralanabilir.
Bazı düzensiz fiillerde verb 1, 2 ve 3. haller birbirinin aynısıdır.
Present (v1) | Past (v2) | Past Participle (v3) | Türkçesi |
Set | Set | Set | Ayarlamak, belirlemek |
Upset | Upset | Upset | Altüst etmek, bozulmak |
Shed | Shed | Shed | Dökmek, akıtmak |
Bet | Bet | Bet | Bahse girmek |
Broadcast | Broadcast | Broadcast | Yayımlamak, duyurmak |
Burst | Burst | Burst | Patlamak, had safhaya gelmek |
Cast | Cast | Cast | Fırlatmak |
Cost | Cost | Cost | Değer biçmek, etmek |
Cut | Cut | Cut | Kesmek |
Fit | Fit /Fitted | Fit /Fitted | Uymak, uydurmak, oturmak |
Hit | Hit | Hit | Vurmak, çarpmak |
Hurt | Hurt | Hurt | Yaralanmak, incitmek |
Let | Let | Let | İzin vermek |
Put | Put | Put | Koymak, yerleştirmek |
Read | Read | Read | Okumak, eğitimini görmek |
Shut | Shut | Shut | Kapamak, |
Slit | Slit | Slit | Sökmek, yırtmak |
Split | Split | Split | Bölmek, ayırmak |
Spread | Spread | Spread | Yaymak, yayılmak |
Thrust | Thrust | Thrust | Saldırmak, itmek |
Bazılarında verb 2. ve 3. hal birbirinin aynısı ama 1. hal farklıdır.
Present (v1) | Past (v2) | Past Participle (v3) | Türkçesi |
Bend | Bent | Bent | Bükmek, kıvırmak, eğmek |
Bind | Bound | Bound | Bağlamak, tutturmak, sarmak |
Bleed | Bled | Bled | Kanamak, sızdırmak |
Bring | Brought | Brought | Getirmek, kazandırmak |
Build | Built | Built | İnşa etmek, kurmak, örmek |
Burn | Burnt | Burnt | Yanmak, yakmak |
Buy | Bought | Bought | Satın almak, pahasına elde etmek |
Catch | Caught | Caught | Yakalamak, tutmak |
Dig | Dug | Dug | Kazmak, deşmek, dürtmek |
Dream | Dreamt | Dreamt | Rüya görmek, hayal etmek |
Feed | Fed | Fed | Beslemek, beslenmek |
Feel | Felt | Felt | Hissetmek, anlamak |
Fight | Fought | Fought | Dövüşmek, kavga etmek |
Find | Found | Found | Bulmak, keşfetmek |
Flee | Fled | Fled | Kaçmak, tüymek |
Hang | Hung | Hung | Asmak, sarkıtmak |
Have | Had | Had | Sahip olmak, |
Hear | Heard | Heard | Duymak, kulak vermek |
Hold | Held | Held | Elinde tutmak |
Keep | Kept | Kept | Muhafaza etmek, devam ettirmek |
Lay | Laid | Laid | Yatırmak, sermek |
Lead | Led | Led | Yol göstermek, yönetmek |
Learn | Learnt | Learnt | Öğrenmek, haber almak |
Leave | Left | Left | Terk etmek |
Lend | Lent | Lent | Ödünç vermek |
Light | Lit | Lit | Aydınlatmak, yakmak |
Lose | Lost | Lost | Kaybetmek, kaybolmak |
Make | Made | Made | Yapmak, sağlamak |
Quit | Quit/ Quitted | Quit/ Quitted | İstifa etmek, çekilmek, ayrılmak |
Mean | Meant | Meant | Kastetmek, anlamına gelmek |
Pay | Paid | Paid | Ödemek, karşılığını vermek |
Seek | Sought | Sought | Aramak, araştırmak |
Sell | Sold | Sold | Satmak, satılmak |
Send | Sent | Sent | Göndermek, yollamak |
Shine | Shone | Shone | Parlamak, sivrilmek, ışıldamak |
Shoot | Shot | Shot | Ateş etmek, öldürmek |
Sleep | Slept | Slept | Uyumak |
Slide | Slid | Slid | Kaymak |
Smell | Smelt | Smelt | Kokmak, koklamak, sezmek |
Spell | Spelt | Spelt | Hecelemek, harflerini söylemek |
Spend | Spent | Spent | Harcamak |
Spoil | Spoilt | Spoilt | Bozmak, yıkmak |
Stand | Stood | Stood | Ayakta durmak |
Stick | Stuck | Stuck | Yapışmak, ayrılmamak |
Sting | Stung | Stung | Kışkırtmak, tahrik etmek |
Strike | Struck | Struck | Vurmak, çarpmak |
Sweep | Swept | Swept | Süpürmek, sürüklemek |
Swing | Swung | Swung | Sallanmak |
Tell | Told | Told | Anlatmak, haber vermek |
Teach | Thought | Thought | Öğretmek, ders vermek |
Think | Thought | Thought | Düşünmek, sanmak, planlamak |
Understand | Understood | Understood | Anlamak, kavramak |
Win | Won | Won | Kazanmak |
Wind | Wound | Wound | Sarmak, kıvırmak |
Bazı düzensiz fiillerde ise 1. ve 2. hal birbirinin aynı olup sadece 3. hal farklıdır.
Present (v1) | Past (v2) | Past Participle (v3) | Türkçesi |
Beat | Beat | Beaten | Vurmak, yenmek |
Bazı düzensiz fiillerde ise 1. ve 3. hal birbirinin aynı olup sadece 2. hal farklıdır.
Present (v1) | Past (v2) | Past Participle (v3) | Türkçesi |
Become | Became | Become | Olmak, hâline gelmek |
Come | Came | Come | Gelmek |
Run | Ran | Run | Koşmak, kaçmak |
Bazı düzensiz fiillerde ise herhangi bir kurala ve ortak özelliği bağlı olmaksızın 3 hâl de birbirinden farklıdır.
Present (v1) | Past (v2) | Past Participle (v3) | Türkçesi |
Arise | Arose | Arisen | Yükselmek, ortaya çıkmak |
Awake | Awoke | Awoken | Uyanmak, uyandırmak |
Be | Was/ Were | Been | Olmak, bulunmak |
Bear | Bore | Born | Doğmak, katlanmak, üstlenmek |
Begin | Began | Begun | Başlamak |
Bite | Bit | Bitten | Isırmak, sokmak |
Blow | Blew | Blown | Esmek, uçurmak, üflemek |
Break | Broke | Broken | Kırmak, ara vermek |
Choose | Chose | Chosen | Seçmek, tercih etmek |
Do | Did | Done | Yapmak, etmek |
Draw | Drew | Drawn | Çizmek, düzenlemek |
Drink | Drank | Drunk | İçmek |
Drive | Drove | Driven | Araba kullanmak, çalıştırmak |
Eat | Ate | Eaten | Yemek |
Fall | Fell | Fallen | Düşmek, yıkılmak |
Fly | Flew | Flown | Uçmak, havalanmak |
Forbid | Forbade | Forbidden | Yasaklamak, engel olmak |
Forget | Forgot | Forgotten | Unutmak, ihmal etmek |
Forgive | Forgave | Forgiven | Affetmek, kusuruna bakmamak |
Freeze | Froze | Frozen | Donmak, dondurmak |
Get | Got | Gotten | Almak, kazanmak |
Give | Gave | Given | Vermek, ödemek, hediye etmek |
Go | Went | Gone | Gitmek |
Grow | Grew | Grown | Yetiştirmek, büyütmek |
Hide | Hid | Hidden | Saklanmak, gizlemek |
Know | Knew | Known | Bilmek, tanımak |
Mistake | Mistook | Mistaken | Hata yapmak |
Ride | Rode | Ridden | Binmek, arabayla gezmek |
Ring | Rang | Rung | Zili çalmak, çevrelemek |
Rise | Rose | Risen | Yükselmek, kalkmak |
See | Saw | Seen | Görmek |
Shake | Shook | Shaken | Sallamak, çalkalamak |
Show | Showed | Shown | Göstermek, sergilemek |
Sing | Sang | Sung | Şarkı söylemek |
Sink | Sank | Sunk | Batırmak, mahvetmek |
Speak | Spoke | Spoken | Konuşmak |
Steal | Stole | Stolen | Çalmak |
Swear | Swore | Sworn | Yemin etmek |
Swim | Swam | Swum | Yüzmek |
Take | Took | Taken | Almak, götürmek |
Tear | Tore | Torn | Yırtmak, koparmak |
Wear | Wore | Worn | Giyinmek |
Wake | Woke | Woken | Uyanmak, canlanmak |
Write | Wrote | Written | Yazmak, yazarlık yapmak |
Withdraw | Withdrew | Withdrawn | Geri çekilmek, geri almak |
Gündelik konuşma, sınav, iş İngilizcesi öğrenmek; amacınız her ne olursa olsun başarılı olabilmek için düzensiz fiiller ve Türkçe anlamlarını ezberlemek şart. Ancak ezbere eğitimin asla kalıcı olmadığı ise bilinen bir gerçek. Kalıcı bir öğrenme için bu kelimeleri öğrendikten sonra sık sık pratik yapmak gerekir. Hele bir de ana dili İngilizce olan birileriyle pratik yaparsanız yabancı dil işini kökten çözmüş olursunuz.
Pratik yapabileceğiniz, alanında uzman birini nasıl bulacağım diye merak ediyorsanız cevabı çok basit: CAMBLY.
CAMBLY ile ana dili İngilizce olan alanında uzman eğitmenlerle online konuşma pratiği yapabilirsiniz. Eğitmeniniz ile birlikte eğitim alma amacınız doğrultusunda ders planı oluşturur, dilediğiniz gün ve saatte eğitmenden dersinizi alabilirsiniz. Üstelik dersleri kaydedip daha sonra tekrar izleyerek eksiklerinizi giderebileceğinizi de unutmayın.
Dilerseniz hemen CAMBLY uygulamasını indirin ve “blog” kodu ile 10 dakikalık ücretsiz İngilizce dersine katılın, zaman kaybetmeden CAMBLY ile tanışın.
Hemen İngilizce Fiillere Göz Atın!
İngilizce Fiiller (Verbs): İngilizce Türkçe Detaylı Konu Anlatımı + Örnek Cümleler
İngilizcede düzensiz fiiller adından da anlaşılacağı üzere belli bir düzende gitmeyen fiil türlerindendirler. Şayet Simple Past Tense yapıda bir cümle kuruyorsak fiilin 2. hali, Present Perfect Tense veya Past Perfect Tense yapıda bir cümle kuruyorsak ise fiilin 3. hali kullanılır.
İngilizcede düzenli fiiller çoğunlukla ed takısı ile biterler ve bu yüzden bu fiillerin 2. ve 3. hallerini gördüğümüzde kolaylıkla düzenli olduklarını anlayabiliriz.
1) Şayet fiil sonundaki harf e ile bitiyorsa hemen sonrasında d eklenir.
arrive : varmak
arrived
arrived
2) Şayet fiil sessiz harf ve y ile bitiyorsa y düşer ve yerine ied eklenir.
try : denemek, çaba göstermek
tried
tried
carry
carried
carried
Fiil sesli ile biterse bu kural geçerli değildir.
stay : kalmak
stayed
stayed
employ : çalıştırmak, istihdam etmek
employed
employed
3) Şayet fil sesli harf ve sessiz harf ile bitiyorsa sessiz harf yinelenir ve sonuna ed gelir.
prefer : tercih etmek
preferred
preferred
ban : yasaklamak
banned
banned
Örnek cümleler aşağıda yer almaktadır.
I arrived at work late yesterday.
Dün işe geç vardım.
We already tried their method yesterday.
Dün o yöntemi zaten denemiştik.
Our guests have just carried their bags.
Misafirlerimiz az önce çantalarını taşıdılar.
They stayed with us last week.
Onlar geçen hafta bizimle kaldılar.
Our boss has employed more than 30 workers.
Patronumuz 30un üstünde işçi çalıştırmaktadır.
En sık kullanılan İngilizce düzenli fiilleri aşağıda sizler için listeledik. Bu fiillerin 2. ve 3. hallerini bulmak için yukarıda bahsettiğimiz kurallar çerçevesinde sonuna ed takısı getirilir.
Tam listeyi PDF olarak indirmek için İngilizce Düzenli Fiiller Listesi linkine tıklayınız.
accept | amuse | applaud |
add | analyse | appreciate |
admire | announce | approve |
admit | annoy | argue |
advise | answer | arrange |
afford | apologise | arrest |
agree | appear | arrive |
alert | attach | ask |
allow | attend | attack |
attempt | attract | avoid |
back | beg | boil |
bake | behave | bolt |
balance | belong | bomb |
ban | bleach | book |
bang | bless | bore |
bare | blind | borrow |
bat | blink | bounce |
bathe | blot | bow |
battle | blush | box |
beam | boast | brake |
branch | breathe | bruise |
brush | bubble | bump |
bury | burn | buzz |
calculate | choke | compare |
call | chop | compete |
camp | claim | complain |
care | clap | complete |
carry | clean | concentrate |
carve | clear | concern |
cause | clip | confess |
challenge | close | confuse |
change | coach | connect |
charge | coil | consider |
chase | collect | consist |
cheat | colour | contain |
check | comb | continue |
cheer | command | copy |
chew | communicate | correct |
cough | count | cover |
crack | crash | crawl |
cross | crush | cry |
cure | curl | curve |
cycle | ||
dam | deliver | disapprove |
damage | depend | disarm |
dance | describe | discover |
dare | desert | dislike |
decay | deserve | divide |
deceive | destroy | double |
decide | detect | doubt |
decorate | develop | drag |
delay | disagree | drain |
delight | disappear | dream |
dress | drip | drop |
drown | drum | dry |
earn | end | excite |
educate | enjoy | excuse |
embarrass | enter | exercise |
employ | entertain | exist |
empty | escape | expand |
encourage | examine | expect |
explain | explode | extend |
face | fetch | flash |
fade | file | float |
fail | fill | flood |
fancy | film | flow |
fasten | fire | flower |
fax | fit | fold |
fear | fix | follow |
fence | flap | fool |
force | form | found |
frame | frighten | fry |
gather | grab | grin |
gaze | grate | grip |
glow | grease | groan |
glue | greet | guarantee |
guard | guess | guide |
hammer | harm | heat |
hand | hate | help |
handle | haunt | hook |
hang | head | hop |
happen | heal | hope |
harass | heap | hover |
hug | hum | hunt |
hurry | ||
identify | increase | intend |
ignore | influence | interest |
imagine | inform | interfere |
impress | inject | interrupt |
improve | injure | introduce |
include | instruct | invent |
invite | irritate | itch |
jail | jog | joke |
jam | join | judge |
juggle | jump | |
kick | kiss | knit |
kill | kneel | knock |
knot | ||
label | learn | lighten |
land | level | like |
last | license | list |
laugh | lick | listen |
launch | lie | live |
load | lock | long |
love | look | |
man | matter | milk |
manage | measure | mine |
march | meddle | miss |
mark | melt | mix |
marry | memorise | moan |
match | mend | moor |
mate | mess up | mourn |
move | muddle | mug |
multiply | murder | |
nail | need | nod |
name | nest | note |
notice | number | |
obey | obtain | offer |
object | occur | open |
observe | offend | order |
overflow | owe | own |
pack | phone | possess |
paddle | pick | post |
paint | pinch | pour |
park | pine | practise |
part | place | pray |
pass | plan | preach |
paste | plant | precede |
pat | play | prefer |
pause | please | prepare |
peck | plug | present |
pedal | point | preserve |
peel | poke | press |
peep | polish | pretend |
perform | pop | prick |
permit | prevent | program |
produce | provide | |
promise | protect | punch |
pull | pump | push |
puncture | punish | |
question | queue | |
race | refuse | remove |
radiate | regret | repair |
rain | reign | repeat |
raise | reject | replace |
reach | rejoice | reply |
realise | relax | report |
receive | release | reproduce |
recognise | rely | request |
record | remain | rescue |
reduce | remember | retire |
reflect | remind | return |
rhyme | rinse | risk |
rob | rock | roll |
rot | rub | ruin |
rule | rush | |
sack | shiver | soothe |
sail | shock | sound |
satisfy | shop | spare |
save | shrug | spark |
saw | sigh | sparkle |
scare | sign | spell |
scatter | signal | spill |
scold | sin | spoil |
scorch | sip | spot |
scrape | ski | spray |
scratch | skip | sprout |
scream | slap | squash |
screw | slip | squeak |
scribble | slow | squeal |
scrub | smash | squeeze |
seal | smell | stain |
search | smile | stamp |
separate | smoke | stare |
serve | snatch | start |
settle | sneeze | stay |
shade | sniff | steer |
share | snore | step |
shave | snow | stir |
shelter | soak | stitch |
stop | store | strap |
strengthen | stretch | strip |
stroke | stuff | subtract |
succeed | suck | suffer |
suggest | suit | supply |
support | suppose | surprise |
surround | suspect | suspend |
switch | ||
talk | thaw | trace |
tame | tick | trade |
tap | tickle | train |
taste | tie | transport |
tease | time | trap |
telephone | tip | travel |
tempt | tire | treat |
terrify | touch | tremble |
test | tour | trick |
thank | tow | trip |
trot | trouble | trust |
try | tug | tumble |
turn | twist | type |
undress | unite | unpack |
unfasten | unlock | untidy |
use | ||
vanish | visit | |
wail | waste | whirl |
wait | watch | whisper |
walk | water | whistle |
wander | wave | wink |
want | weigh | wipe |
warm | welcome | wish |
warn | whine | wobble |
wash | whip | wonder |
work | worry | wrap |
wreck | wrestle | wriggle |
x-ray | ||
yawn | yell | |
zip | zoom |
Simple Past Tense, Geçmiş Zaman demektir. Simple Past Tense kullanılırken fiiller değişime uğrarlar. İngilizcede iki çeşit fiil yapısı vardır. Düzenli fiiller ( REGULAR VERBS) ve düzensiz fiiller ( IRREGULAR VERBS) Öncelikle düzenli fiillerin kullanımları hakkında size bilgi vereceğiz. Bir sonraki konu anlatımımızda irregular verbs ( düzensiz fiiller ) ile ilgili olacak.
REGULAR VERBS ( DÜZENLİ FİİLLER )
Birinci Adım: Simple Past Tense Positive Sentences ( Geçmiş Zamanda Olumlu Cümleler Kurma )
SIMPLE PAST TENSE İLE OLUMLU CÜMLE KURULUMU:
Düzenli fiiller sonlarına -ed, -d ve -ied eklerini alırlar; bu eklere dersimizin ilerleyen bölümlerinde değineceğiz.. Ama öncelikle düzenli fiillerle olumlu cümle kurma çalışması yapalım.
REGULAR VERBS: "-ed" Alan Fiillere Örnekler
EXAMPLE 1: COOK
I cooked something. ( Bir şeyler pişirdim.)
You cooked something. (Bir şeyler pişirdin.)
He cooked something.( Bir şeyler pişirdi.)
She cooked something. ( Bir şeyler pişirdi.)
We cooked something. ( Bir şeyler pişirdik.)
You cooked something. ( Bir şeyler pişirdiniz.)
They cooked something.( Bir şeyler pişirdiler.)
NOT: Örnekte gördüğünüz gibi her özne ( I, YOU, HE, SHE, IT, WE, YOU, THEY ) ile aynı şekilde çekim yapılmaktadır. Fiiller Simple Present Tense ( Geniş Zaman ) yapısında olduğu gibi öznelere göre değişiklik göstermez.
EXAMPLE 2: CLEAN
I cleaned the room. ( Odayı temizledim.)
You cleaned the room. ( Odayı temizledin.)
He cleaned the room.( Odayı temizledi.)
She cleaned the room. ( Odayı temizledi.)
We cleaned the room. ( Odayı temizlediniz.)
You cleaned the room. ( Odayı temizlediniz.)
They cleaned the room. ( Odayı temizlediler.)
REGULAR VERBS: "-d" Alan Fiillere Örnekler
EXAMPLE 3: SMOKE
NOT: Smoke fiilinin sonunda zaten -e harfi var. Bu nedenle bu sefer bir daha -e eklemiyor ve direk - d harfi ekleyerek geçmiş zaman cümlesini kuruyoruz.
I smoked a cigarrette. ( Bir sigara içtim.)
You smoked a cigarrette. ( Bir sigara içtin.)
He smoked a cigarrette. ( Bir sigara içti.)
She smoked a cigarrette. ( Bir sigara içti.)
We smoked cigarrettes. ( Sigara içtik.)
You smoked cigarrettes. ( Sigara içtik.)
They smoked a cigarrette. ( Sigara içtiler.)
EXAMPLE 4: LIVE
Live fiili de -e harfi ile bitiyor yani yine yukarıdaki örnekte yaptığımız gibi sadece -d harfi ekleyerek geçmiş zaman cümlelerimizi kurabiliriz.
I lived in the USA. ( ABD'de yaşadım. )
You lived in the USA. ( ABD'de yaşadın. )
He lived in the USA. ( ABD'de yaşadı. )
She lived in the USA. ( ABD'de yaşadı. )
We lived in the USA. ( ABD'de yaşadık. )
You lived in the USA. ( ABD'de yaşadınız. )
They lived in the USA. ( ABD'de yaşadılar. )
REGULAR VERBS: "-ied" Alan Fiillere Örnekler
EXAMPLE 5: STUDY
Sonu -y harfi ile biten fiillerde -y harfinden önce gelen fiil eğer sessiz bir harfse - y harfi düşer ve yerine -ied takıları eklenir.
I studied English.( İngilizce çalıştım. )
You studied English.( İngilizce çalıştın. )
He studied English.( İngilizce çalıştı. )
She studied English.( İngilizce çalıştı. )
We studied English.( İngilizce çalıştık. )
You studied English.( İngilizce çalıştınız. )
They studied English.( İngilizce çalıştılar. )
EXAMPLE 6: CRY
I cried. ( Ağladım. )
You cried.( Ağladın. )
He cried. ( Ağladı. )
She cried. ( Ağladı. )
It cried. ( Ağladı. )
We cried. ( Ağladık. )
You cried. ( Ağladınız. )
They cried. ( Ağladılar. )
NOT: Yukarıdaki örneklerde gördüğünüz gibi İngilizcede düzenli fiillerle cümle kurmak çok kolay :) Şimdi size tavsiyemiz aşağıdaki listede geçen fiilleri kullanarak cümleler yapmanızdır. Kayıtlı öğrencilerimiz zaten bu fiilleri eğitimleri esnasında kullana kullana öğrendiler. Fiilleri ezberlemeyin. Kullanarak öğrenin. Kullanmadığınız fiilleri öğrenmenize imkan yoktur.
ÇOK KULLANILAN DÜZENLİ FİİLLERİN BİR KISMI
SONUNA -D ALAN DÜZENLİ FİİLLER
dance - danced ( dans etmek )
finish - finished ( bitmek)
start - started ( başlamak )
paint - painted ( boyamak )
walk - walked ( yürümek )
listen - listened ( dinlemek)
rain - rained ( yağmurun yağması )
snow - snowed ( kar yağması )
kiss - kissed ( öpmek )
play - played
repair - repaired ( tamir etmek )
fix - fixed ( düzeltmek, onarmak )
look - looked ( bakmak )
work - worked ( çalışmak )
cook - cooked ( pişirmek )
laugh - laughed ( kahkahayla gülmek )
clean - cleaned ( temizlemek )
open - opened ( açmak )
visit - visited ( ziyaret etmek )
wait- waited - ( beklemek )
watch - watched ( izlemek )
SONUNA -ED ALAN DÜZENLİ FİİLLER
love - loved ( sevmek )
like - liked ( hoşlanmak )
smoke - smoked ( sigara içmek )
live- lived ( yaşamak )
hate - hated ( nefret etmek )
shave - shaved ( traş olmak )
surprise - surprised ( sürpriz yapmak )
applause - applaused
smile - smiled ( gülümsemek )
close - closed ( kapatmak )
use - used ( kullanmak )
SONUNA -IED ALAN DÜZENLİ FİİLLER
marry- married ( evlenmek )
study - studied ( ders çalışmak )
cry - cried ( ağlamak)
İkinci Adım: Simple Past Tense Negative Sentences ( Geçmiş Zamanda Olumsuz Cümleler Kurma )
SIMPLE PAST TENSE İLE OLUMSUZ CÜMLE KURULUMU:
Olumsuz cümle kurarken özneden ( I, YOU, HE, SHE , IT, WE, YOU, THEY ) sonra DID NOT yani kısa hali ile DIDN'T yardımcı fiilini getirir ve ana fiili -d, -ed, -ied takılarını eklemeden yalın hali ile kullanırız.
EXAMPLE 1: WATCH TV
I didn't watch tv. ( Tv izlemedim. )
You didn't watch tv. ( Tv izlemedin. )
He didn't watch tv. ( Tv izlemedi. )
She didn't watch tv. ( Tv izlemedi. )
We didn't watch tv. ( Tv izlemedik. )
You didn't watch tv. ( Tv izlemediniz. )
They didn't watch tv. ( Tv izlemediler. )
EXAMPLE 2: OPEN
I didn't open the window. ( Camı açmadım.)
You didn't open the window. ( Camı açmadın.)
He didn't open the window. ( Camı açmadı.)
She didn't open the window. ( Camı açmadı.)
We didn't open the window. ( Camı açmadık.)
You didn't open the window. ( Camı açmadınız.)
They didn't open the window. ( Camı açmadılar.)
İkinci Adım: Simple Past Tense Question Sentences ( Geçmiş Zamanda Soru Cümleleri Kurma )
SIMPLE PAST TENSE İLE SORU CÜMLELERİNİN KURULUMU:
Soru cümlelerini kurarken DID yardımcı fiili öznenin ( I, YOU, HE, SHE , IT, WE, YOU, THEY ) başına getirir ve fiili ve fiili -d, -ed, -ied takılarını eklemeden yalın hali ile kullanırız.
NOT: Eğer soru kelimesi "did" ile başlıyorsa bu sorunun cevabı mutlaka "yes" ya da "no" ile başlar.
Did you live in Dubai? ( Dubai'de yaşadın mı? )
Short Answers: Yes, I did. / No, I didn't.
Long Answers:Yes I lived in Dubai. / No I didn't live in Dubai.
Did you visit your uncle?
Short Answers: Yes, I did. / No, I didn't.
Long Answers:Yes I visited uncle. / No, I didn't visit my uncle.
Konu anlatımımızın birinci bölümün sonuna gelmeden konu anlatımımızda diğer soru keliemeleri ie de cümle kurma örnekleri vermek istiyoruz.
1 Did you watch the film? ( Filmi izledin mi?)
Yes, I did. ( Evet )
2 -Where did you watch the film? ( Filmi nerede izledin? )
On tv. ( Tv'de )
3- When did you watch the film? ( Filmi ne zaman izledin? )
Yesterday. ( Dün )
4- What time did you watch the film? ( Filmi saat kaçta izledin?)
At ( 9'da )
5- Who time did you watch the film with? ( Filmi kiminle izledin?)
With my friend. ( Arkadaşımla )
SIMPLE PAST TENSE ( GEÇMİŞ ZAMAN ) İLE KULLANILAN ZAMAN İFADELERİ
LAST
Last day ( Geçen gün )
Last week ( Geçen hafta )
Last month ( Geçen ay)
Last year ( Geçen yıl )
Last century ( Geçen yüzyıl )
Last Spring / Summer / Autumn Winter (Geçen İlkbahar / Yaz / Sonbahar / Kış ) etc.
AGO
8 hours ago ( 8 saat önce )
2 days ago ( 2 gün önce )
4 weeks ago ( 4 hafta önce )
2 months ago ( 2 ay önce )
5 years ago ( 5 yıl önce )
PAST DATES
Yesterday ( Dün )
The day before yesterday ( Dünden önceki gün )
on June 1st ( Eski bir tarihten bahsederken )
in
during ( boyunca )
When I was at high school ( Lisedeyken )
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası