Mumsöndü Nedir

birçok insanın duyduğu anda rencide olduğu uydurma sözcük grubu

alevileri çok kızdıran bir olaydır.

bu konuyla ilgili gafı güner ümit'in tv tarihinden silinmesine neden olmuştur.

gercekligi her daim tartısılan bir eylemin söylem adıdır.

alevilerin şiddetle reddettiği inanılması güç olay. kaç tane aklı selim türk erkeği karısını ya da annesini koluna takıp böyle iğrenç bir şeyin yapıldığı yere götürür? çirkin bir propaganda gibi geliyor. . *

yavuz sultan selimin anadoludaki alevilere yönelik baskılarından sonra sağa sola kaçışan alevilerin ibedetleri dahil tüm hayatlarını hatta alevi kimliklerini bile gizlemesinden doğan sonuçlardan biri. bilinmeyen merak edilen bazende üzerine atıflarda bulunulandır. aleviliğin ne olduğunu ne şekilde ibadet ettiğini bilmeyenler böylesine iğrenç iftiralarda bulunurlar. bunda alevileri de sütten çıkmış ak kaşık olarak görmek hatalıdır. kendi kimliklerini söylemekten 1990 lara kadar kaçınır ve iftiralara resmi bir şekilde ve birlik halinde cevap vermedikleri veremedikleri içindir. hala böylesi saçmalıkların var olduğuna inanan insanlarımız var. bu durumla ilgili daha fazla bilgi edinmek alevilik ibadetinde böylesi bir iğrençliğin var olup-olmadığını öğrenmek isteyen arkadaşlar her perşembe akşamı türkiyenin hemen her yerinde mevcut olan cemevlerindeki cem ibadetine gitmelerini öneririm

osmanlı döneminde kurucu ve hakim unsurun yani türklerin mezhep olarak çoğunlukla sunni (hanefi maliki, hanbeli ve şafiî) olmaları nedeni ile alevi inancına sahip kimselerin toplumda pek de hoş karşılanmadığı söylenmektedir kabul edilen kaynaklarda.

osmanlı devletine mahsus olmayan selcuklularda'da gözlenmesi mümkün olan bu bakış açısı ve kimi kendini bilmez sünnilerin hazımsızlıkları, yine kimi kendini bilmez alevi kişilerin davranış bozuklukları neticesinde özellikle osmanlının beylik sürecinden devlet sürecine girdiği dönemde yerel yerleşimlerde alevilerin sünni mahallelerinde ikamet etmeleri zorlaşmıştır. bu nedenle aleviler içlerine kapanmayı uygun görmüşlerdir. kendi yerleşim yerlerini kurma yoluna gitmişlerdir. fakat gece ve gündüzleri mahhallelerin güvenlik ve asayişinden sorumlu zaptiye ve bekçiler yine de alevi mahallelerinde de denetim ve devriye görevi yapmışlardır. aleviler bu kişilerin kendilerini alevi ve dinsiz olarak etiketlemelerinden çekindikleri için ibadetlerini genellikle gece geç saatlerde yapmışlar ve kandil kullanarak hanelerinin dikkat çekmesini istemediklerinden genellikle daha az ışık veren ve dışarıdan daha az belli olan mum ışığını kullanmak durumunda kalmışlardır.kapıda veya penceredeki hane halkında bir kişi de sokağa bekçi gelip gelmediğini kontrol eder durumda beklemiştir. bekçinin sokağa girmesiyle mumlar söndürülür ve bekçi sokağı terkedene kadar da evde uyanık ve karanlıkta beklerler daha sonra tekrar mumları yakarlardı. bu nedenle bu evler mum söndürülen evler adıyla alevi topluluğu işaret etmek amacıyla mimlenirdi komşular tarafından.

işin aslı budur. ama tarihsel süreç içerisinde gerek alevi topluluğun ibadet ve inançlarındaki yozlaşmalar gerekse içlerine giren ve asıl amaçları kendilerini gizlemek olan kesimlere engel olamayışları bir başka mum söndü terimini günümüze getirmiştir.

sabatay sevi'nin önderi olduğu iddia edilen sabatayist topluluk kendi renklerini ortaya koymaktan çekindikleri için dünya yahudileri tarafından aforoz edilmişler ancak kendi kişisel tercihleri nedeniyle de sünni bir inanç sahibi olarak görülmek istememişlerdir.

sabatayist toplumun karakaşiler olarak da bilinen kesimi kend inançlarını bu nedenle alevi-bektaşi olarak ortaya koymakta bir mahsur görmemişlerdir.

karakaşiler bir yahudi geleneği olarak her yılın 21 mart gecesi bir cemaat mensubunun evinde toplanırlar -ki bu seçilmiş eve khal denir- bir kuzuyu ogan adı verilen bir mistik lider tarafından okuturlar ve parçalar halinde cemaate ikram ederler. bu fasıldan sonra asıl mum sözndü olayına geçirlir. ışıklar kapatılır ve bilindik bir şekilde odadaki erkek ve kadınlar cinsel ilişkide bulunurlar. bu sırada akrabalık bağları da ortadan kalkar. amaç her ne şekilde olursa olsun cinsel yönden bir şekilde aç kalmış erkek ve kadınların cemaat dışından kişilere meyletmelerini önlemek ve olası bir dışarıdan kız alma-kız verme olayının önünde geçmektir.

bu yukarıda anlatılan rituel ilk kez 8 ve 18 ocak 1924 tarihli gazetelerde karakaşzade mehmet efendi tarafından açıklanmıştır. karakaşi cemaatiyle arasında sorunlar bulunan mehmet efendi bu şekilde cemaatten öcünü de almıştır. daha sonraları yine aynı cemaatten meziyet hanım isimli bir başka dönme de bu olayların doğruluğunu tasdik etmiştir.

daha sonraları ise 1900'lü yılların ikinci yarısında bu adet cemaat içi tartışmalar neticesinde ortadan kaldırıldığı şeklinde duyurulmuştur. sebebi ise "gayrimeşruluk (mamzerim) hiçbir zaman gelecekteki birliğe dahil olmayacak, hatta bu kişinin onuncu göbekten nesli bile gelecekteki birliğe katılamayacak" diyen Tevrat ayetine (tekvin 23:2)" şeklinde beyan edilmiştir. o tarihten buyana da sabatayist bir mum söndü hikayesi anlatılmamıştır.

bu olayın alevilikteki yeri ise, o dönem karakaşzadelerin aleviyiz demeleri ve onların yahudi olduğunu bilemeyenlerin de bu işi aleviler yapıyor şeklinde beyanda bulunmalarıdır.

benim bilgim bu kadardır.merak edenlere belki faydalı olmuştur.

bilmeden sallama yapmayayım dedim, okudum araştırdım, alevi arkadaşlarıma falana filana sordum ve karar vedim.
alevilere atılmış gerzekçe iftira.

Alevi toplumunu karalamak adına söylenen körüklü bir yalandır.Her perşembeyi cumaya bağlayan gece cem yapılır.Cemde kadın ve erkekler ayrı oturur.Ceme hırsızlık yapan,zina yapan,yalan söyleyen ve birbirine dargın olanlar giremez.Cem sürerken şamdanda üç mum yanar.Allah,Hz.Muhammed ve Hz.Ali adına.Bu mum söndürüldüğünde kadınlar kendi aralarında birbirlerine sarılırlar,erkekler kendi aralarında.Yüzlerini görmeden hepsi sarılıp helalleştiği için sembolik olarak barışmış olurlar.Yani olay çarpıtıldığı gibi mumun söndürülüp ensest ilişkilere bile meydan verme olayı değildir.

Aleivilere atılan bir iftiradır. Allaha inanmak ona tapmak için insnada bi akıl olması lazım aklı olan hangi insan annesi bacısı hakkında kötü şeyler yapmayı bırakın düşünebilir ?

alevilere edilen en büyük hakaretlerdendir. genelde tarikatlarda beyinlerini yıkadıkları çoluk çocuklara anlatılan masallardandır. buna göre aleviler belli zamanlarda bir evde toplaşır, mum yakar, ardından o mum söner ve herkes tuttuğuyla cinsel ilişkiye girer. aklı mantığı olmayan, ya da kalmayan, abi ve ablalarından, hocalarından her duyduğunu sorgusuz sualsiz kabullenen yurdum insanı da bunu böyle bilir.

yahudi dönmesi olarak da bahsedilen sabetaycıların, çoğunluğu sünni olan toplum içinde yükselmek istemelerinden dolayı, yine müslüman olan ama mezhepsel farklılık olarak kendilerine daha yakın, sünnilerden biraz daha rahat bir görüşe sahip olan alevileri kendilerine çekip kullanmalarından dolayı, aslen sabetaycılara ait olan ama toplumsal olarak alevi olarak görüldüklerinden tüm alevilerin üzerine kalan, grup-cinsel ahlaksızlıktır.

cahil insanların bok atmak uğruna uydurdukları saçmalık.

meali : biz sünniler hepinizden şerefliyiz, namusluyuz, üstünüz. mesela alevilerde mumsöndü diye bir şey var dur anlatayım...

on dört buçuk ay sonra gelen edit : bok atmak uğruna söylenildiği inkar edilemez. ama cahil insanlar mı ? yok canım. üniversite'de okuduğu halde, bir kürt gördüğü zaman ona kıro diyen gibidir alevilere bok atan. yani mecburen cehaletten gelmiyormuş bu. aptallıktanmış...

yahudi iken mesih olduğunu iddia eden sabetay sevi tarafından icad edilen "günahın kutsallığı" kavramı çerçevesinde bağlılarına yapmalarını emrettiği eş değiştirme ayini.
ölüm cezasından kurtulmak için müslüman(!) olan sabetay sevinin kendisinin izinden müslüman(!) olan bağlıları (sabetayistler) bu ayini devam ettirdiğinden, halk arasında yanlış olarak bir kesime ve tarikata maledilmiştir.

dönme lere ait olan bu gelenek(!) yıllarca alevilere mal edilmeğe çalışılmıştır.

alevilere, kimi yezidler tarafından atılmış iftira. bu yezidler, allah katında bu iftiralarının bedellerini nasıl verecekler?

farkliliklara tahammulsuz olan bazi alcaklarin alevilere attiklari en buyuk iftiradir.

başlık ne amaçla açılmış olursa olsun,kendine hedef biçtiği kitle ne olursa olsun,bu zihniyetin yeşerdiği şehir neresi olursa olsun,bu ironiye inanan nerede oturursa otursun,kim olursa olsun..vs.. her ne olursa olsun mum söndü olayının olabilirliğine inanan biri için söylenebilecek çokşey var,fakat bu çok şey arasında emin olduğum birşey varki,böyle bir ironiye inanan adam kesinlikle kendi aile bireylerine dair ensestçe düşünceler barındırmaktadır. kimi zaman kafasında annesini jartiyerle düşünüp sayısız kez çektiği 31 lerine konuk olarak dahil etmiştir,ya da kızkardeşini türlü türlü fantezilerinde kullanmıştır...aksi takdirde bu şekilde bir alçakça ironiye inanması mümkün değildir,insanın zihninde bir olaya dair inanışını besleyen faktörler ,bu faktörlerin somut ya da soyut gerekçeleri vardır. mum söndü olayına dair bir anlatıya maruz kalan bir insanın zihninde'' acaba gerçek mi bunlar?'' şeklinde bir şüphe doğması demek,kendi aile fertleri hakkındada bu şekilde düşüncelere sahip olduğu anlamına gelir. yani biri diğerinin sağlamasıdır. mum söndü ironisinde yaşanılan eylemlerin olabileceğine dair bir inancı zihinlerde bir olgu olarak kabul edebilmenin ön koşulu,bu eylemlerin yapılabileceği yönünde ki kanıksamadır. bu kanıksamaya sahip olmayan bir insanın bu olayın olabileceğine inanması mümkün değildir,en başta yazdıklarımı kısaca anımsatacak olursam; böyle bir olayın olabilirliğini ancak,bu duruma benzer fantezileri kendi aile bireyleri üzerinde düşünenler inanabilirler.

yani bu aynı şeye benzer; evlenecek sünni bir kız ile gerdeğe ilk damadın babası girer, eğer damadın babası yoksa erkeğin sülalesinin en yaşlı erkek üyesi girer... şeklindeki namusuz ve şerefsiz insanlara özgü bir iftira ortaya atılsa, bu iftira kimileri için mum söndü benzeri bir fantastikliğe dönüşür zamanla. ve bu fantastikliğede yine bunun olabileceğini düşünenler inanabilir,o pozisyonda olmayı kabullenebilecek şerefsizlikte insanlar tarafından kanıksanabilir.