akşam namazı yatsıyla nasıl cem edilir / “Diyanet’e Soralım”da Namazların Cem Edilmesi konuşuldu… - Diyanet TV

Akşam Namazı Yatsıyla Nasıl Cem Edilir

akşam namazı yatsıyla nasıl cem edilir

Sual: İki namazı hangi hallerde birleştirmek caizdir?
CEVAP
Bazen iki namazı birleştirip bir vakitte kılmak gerekebiliyor. Ameliyattaki doktor, doğum esnasında ebe veya boğulmakta olan bir insanı kurtarmak, o saatte bir imtihanda olmak veya hasta olmak gibi bir sebeple namaz kılınamazsa, iki namazı cem etmek yani birleştirip bir vakitte kılmak bazı mezheplerde caizdir. İkindiyi öğle vaktinde, öğle ile birlikte veya yatsıyı akşam vaktinde, akşam ile birlikte kılmaya takdim ederek cem etmek denir. Öğleyi ikindi vaktinde ikindi ile veya akşamı yatsı vaktinde, yatsı ile birlikte kılmaya tehir ederekcem etmek denir. Sabah namazı cem edilmez.

Hanefi mezhebinde:
Hacılar, Arafat’ta, hutbe okuyan imamın arkasında öğle ile ikindiyi öğle vaktinde takdim ederek kılar. Çadırlarda cemaatle veya yalnız kılarken, cem edilmez. Müzdelife’de ise akşam ile yatsı, yatsı vaktinde tehir edip kılınır. Müzdelife’deki cem için cemaatle kılmak şart değil, münferit de cem edebilir. Başka yerde başka zamanlarda iki namazı cem edemezler. Ancak ihtiyaç ve zaruret olunca diğer mezheplerden birini taklit ederek kılar.

Maliki mezhebinde:
Arafat’ta öğle ve ikindi, Müzdelife’de ise akşamla yatsı imam arkasında kılarken cem etmek sünnettir. Seferde cem caiz; fakat deniz seferinde cem caiz değildir. Cem için ihtiyaç hasıl olursa, diğer iki mezhepten biri taklit edilebilir.

Mukimken de önemli bir hastalıkta, ihtiyarlıkta cem edilebilir. Ayrıca, camide cemaatle kılarken, karanlıkla beraber şiddetli yağmur ve çamur olunca, takdimle cem caiz olur; fakat evde bu caiz olmaz. Cem edince, vitir vaktinde kılınır.

Maliki’de iki namazı birleştirirken öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek, iki farzı peş peşe kılmak gerekir. İki farz arasında abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur. Sünnet kılmak mekruhtur. Dolgu dişi olan Hanefi, hasta iken Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit ederek cem edebilir.

Şafii mezhebinde:
Mubah olan seferde, Arafat ve Müzdelife’de, öğle ikindi ile, akşam yatsı ile cem edilir. Şiddetli yağmurda sadece camide cemaatle cemi takdim caiz, cemi tehir caiz değildir. Başka bir kavle göre de münferit kılan da cem edebilir. Bir kavle göre, hastalık halinde de, cem etmek caizdir. Bir korku sebebiyle cem caiz olduğu gibi, önemli ihtiyaç halinde mukimken de cem caizdir. İmam-ı Nevevi ve İbni Münzir de böyle demiştir. Şafii’de cem ederken öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek, ikisini peş peşe kılmak gerekir. İki farz arasında sünnet kılınırsa cem caiz olmaz, fakat abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur.

Hanbeli mezhebinde:
Arafat ve Müzdelife’de, mubah olan seferde, hastalıkta, emzikli olanda, istihaza, idrar ve yel kaçırmak gibi abdesti bozan özürlerde, abdest ve teyemmüm için meşakkat çekenlerde, âmâ olan, yer altında çalışıp da namaz vaktini anlamakta âciz olan, can, mal ve ırzından korkan, maişetine zarar gelecek olan da iki namazı cem edebilir. Soğuk, kış, yağmur, çamur, fırtınada, yatsıyı akşam ile, evde de cem caiz, öğle ile ikindi caiz değildir. Cem ederken öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem etmeyi, niyet etmek, ikisini peş peşe kılmak gerekir. Abdest almak ve ikamet okumak zarar vermez. Sünnet kılarsa cem sahih olmaz. Ağzında dolgusu olan Hanefi, hasta iken iki namazı cem için Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit etmesi gerekir. Çünkü Maliki’de taklit imkanı vardır. Maliki’de taklit imkanı olmayınca Hanbeli taklit edilir.

Mukimken iki namazı cem etmek
Sual:
Mukimken hangi durumlarda iki namaz cem edilebilir?
CEVAP
Bir harac, yani bir sıkıntı, bir meşakkat olursa, öğleyle ikindi veya akşamla yatsı, Hanbelî mezhebi taklit edilerek cem edilebilir, çünkü S. Ebediyye’de, (Namaz kılmak için işlerinden ayrılmaları mümkün olmayanların, Hanbelî’yi taklit ederek iki namazı cem etmeleri caizdir) deniyor. Namaz kıldığı için maişetine zarar gelmese bile, siciline işlenebiliyorsa veya başka mahzurları varsa, iki namazı, mukimken cem etmek caiz olur. Caiz olan durumlardan bazı örnekler verelim:
1- Ebe doğumda olup namazı kazaya kalacaksa,

2- Ameliyattaki doktorun namazı kazaya kalacaksa,

3- Öğrenci sınavdayken namaz kazaya kalacaksa,

4- Hasta veya yaşlı abdest almakta ve namaz kılmakta zorluk çekiyorsa,

5- Uçakta abdest alıp namaz kılmak zor olacaksa,

6- Abdest veya namaz için yer bulunmazsa,

7- Abdest ve teyemmüm için zorluk varsa,

8- Güvenlik görevlisinin namaz kılma imkânı yoksa,

9- Dağda, gurbette, kışta kalıp vakitleri anlamak zor olursa,

Yağmur, fırtına gibi bir sebeple namaz kaçacaksa,

Namazı tuvalette bile kılma imkânı yoksa,

Mescidi olmayan otel, restoran, havalimanlarında, uluslararası toplantılarda namaz kazaya kalacaksa,

Yeni Müslüman olanın namaz kıldığı görülürse bir zarara uğrama ihtimali varsa,

Bir memur, toplantıyı bırakınca işine, maişetine zarar gelecekse,

Şehirlerarası yolculukta, otobüs durmayacaksa, yanında hastası varsa yahut ikinci otobüs için parası yoksa,

İstanbul gibi trafik problemi olan bir yerde, şehir içinde özel arabasıyla giderken trafik sıkışıp namaz kazaya kalacaksa,

Boğulacak olanı kurtarırken namaz vakti çıkacaksa,

Düşmanın veya anarşistin bir zarar verme ihtimali varsa,

Abdesti bozan özrü olanın, mesela ishalini veya idrarını tutamayanın; çıbanından, yarasından kan akanın; basurundan kan; fistüllerinden, göbeğinden akıntı çıkanın; elde olmadan gaz kaçıranın; ağız dolusu kusanın ve bunlar gibi abdesti bozan bir özrü olanın iki namazı cem etmesi caiz olur.

Gayrimüslimlerin de katıldığı iftar yemeklerinde namaz kılmak, fitneye sebep olacaksa, iki namazı cem caiz olur.

Sual: Yolculukta veya mukimken, bir ihtiyaçtan dolayı akşam vaktinde, akşamla yatsı cem edilince, vitri de cem etmek caiz midir? Bir de, İslam Ahlakı kitabında, (Malikiyi taklit edenin, harac olunca, vitir namazını terk etmesi caiz olur) deniyor. Harac, zaruret demek midir?
CEVAP
Harac, zaruret demek değildir. Bir sıkıntı, bir güçlük olması demektir. Bir harac olmadan, iki namaz cem edilemez. Zorluk varsa, seferde, diğer üç mezhepten birini taklit ederek, akşamla yatsı cem edilebildiği gibi, mukimken de, Hanbelî taklit edilerek cem edilebilir. Fakat vitir cem edilmez, imsak vaktine kadar kılınır. Eğer bu vakte kadar da kılma imkânı olmazsa, bir özürle kazaya kaldığı için günah olmaz. İmameyne göre ve diğer üç mezhepte vitir sünnettir. Harac olduğu zaman, diğer üç mezhepten biri taklit edilirse, vitri kazaya bırakmak, hatta terk etmek de caiz olur. Yolculukta veya mukimken harac olunca, İmameynin kavline de uyularak vitir kazaya bırakılabilir veya terk edilebilir. Ancak bunlar, harac olmadan yapılmaz.

Sual: Seferi olan bir kimse cemaatle akşamı kıldıktan sonra hemen arkasından yatsıyı takdim ederek kılabilir mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Misafir, seferde Şafii veya Maliki’yi taklit ederek iki namazı cem edebilir mi?
CEVAP
Evet edebilir, ama bir ihtiyaç olması gerekir. İhtiyaçsız cem edilmez.

Seferde trenle giden bir kimse, trende namazlarını ayakta kılamazsa, tren durduğu zaman takdim ve tehirle kılar.

Gerek yolda ve gerekse seferde ihtiyaç hasıl olmadan takdim ve tehir ile namaz kılınmaz. Çünkü, kolay hükümleri toplamaya telfîk denir ki, caiz olmaz.

Sual: Öğle ile ikindiyi cem etmek için, öğle vakti çıktıktan sonra cem etmeye niyet edilir mi?
CEVAP
Öğle çıkmadan önce cem etmeye niyet edilir.

Sual: Seferde namazı cem ederken o mezhebin şartlarına uymak şart mı?
CEVAP
Mezhep taklit ederken şartlarına uymak şarttır.

Sual: Seferi olan, namazı cem etmek için ne zaman niyet eder?
CEVAP
Kılacağı zaman. Yola çıkmadan önce cem edilmez.

Sual: İkindi vakti mukim olacağını bilenin öğle ile ikindiyi cem edip ikindi vaktinde kılması caiz mi?
CEVAP
Zaruretsiz tehir etmek günahtır.

Sual: Seferde, ikindide namaz kılma imkanımız olmaz diye, Maliki mezhebini taklit ederek, öğle ile ikindiyi, öğle vaktinde cem ettikten [birleştirip kıldıktan] sonra, ikindide namaz kılacak vakit bulursak, ikindiyi tekrar kılmamız gerekir mi?
CEVAP
Namaz kılınmıştır, tekrar kılmak gerekmez. Ancak ihtiyata riayet etmek iyi olur. Belki cem etmeyi gerektirecek sebep olmayabilir veya iki namazı cem ederken gerekli şartlara uyulmamış olabilir. Bunun gibi sebeplerle cem sahih olmamış olabilir. Bu bakımdan (Vaktine yetişip de kılamadığım son ikindi namazının farzını kılmaya) diyerek bir namaz kılmak iyi olur. İkindi sahih olmuşsa bu kıldığımız kaza namazı yerine geçer. İkindi sahih olmamışsa onun yerine geçer.

Sual: Öğle tehir edildikten sonra ikindinin mekruh vakti girmişse, yine de ikindi ile cem edip kılınabilir mi?
CEVAP
Elbette kılınır.

Sual: İki namazı cem etmek zorunda kaldığım zaman, iki namaz arasında "Allahümme entesselamü.." yü okuyorum. Caiz midir?
CEVAP
Allahümme entesselamü… namazdan sayılır, mahzuru olmaz.

Sual: İhtiyaç halinde namazı Hanbeli’ye göre cem ederken, dolgu için Maliki’yi taklit eden kişi, hem Maliki’yi hem Hanbeli’yi taklit ettiğini hatırlaması lazım mı?
CEVAP
Evet. Cem ettiği iki namazda da böyle niyet eder.

Sual: Tam İlmihalde diyor ki: (Hanbeli mezhebinde, seferde, hastalıkta, kadının emzikli veya müstehaza olmasında, abdesti bozan özürlerde, abdest ve teyemmüm için meşakkat çekenlerde ve a’mâ ve yer altında çalışan gibi, namaz vaktini anlamakta âciz olanın ve canından, malından ve namusundan korkanın ve maişetine zarar gelecek olanın, iki namazı cem etmeleri caiz olur.) Müstehaza halinde kadın niye namazlarını cem edebilir?
CEVAP
İstihaza halindeki kadına müstehaza denir. İstihaza ise, normal âdetinden sonra, kan gelmesi demektir. Böyle kadının her namaz vaktinde tekrar abdest alması sıkıntılı olur. Hem çamaşırını değiştirecek hem de ikinci vakitte tekrar abdest alma zorluğu vardır. Bu zorluktan dolayı iki namazı cem etmesi caiz olur. Zaten mezhep taklidi zaruret olduğu zaman değil, ihtiyaç, haraç, bir sıkıntı olduğu zaman yapılır. Zaruret olunca, başka mezhepte de kolaylık yoksa kendi mezhebi affeder. Eğer başka mezhepte bir kurtuluş varsa o taklit edilir. Diş dolgusu böyledir. Çünkü başka bir mezhepte kurtuluş yolu vardır. Hiç bir mezhepte kurtuluş yolu olmasaydı, o zaman kendi mezhebi onu affederdi, yani yaptığı şey caiz olurdu.

Maliki mezhebini taklit eden istihazalı kadın için iki namazı cem etmeye lüzum yoktur. Çünkü istihaza hâli onun abdestini bozmaz. Aynı abdestle ikinci vakitteki namazı da kılabilir. Mezhep taklidi bir rahmeti ilahidir. Bu rahmetten faydalanmalı, taassuba [bağnazlığa] kapılıp da bu rahmetten kaçmamalıdır.

Sual: Maliki mezhebini taklit eden bir kimsenin namazları cem edebilmesi için mazereti ne olmalıdır?
CEVAP
Aynen Hanefi gibidir, farkı yoktur. Hanefi’de cem edebilmek için ne şartlar gerekiyorsa, taklit edende de o şartların olması gerekir. Taklit eden kendi mezhebinden çıkmış sayılmaz. Cem edebilmek için taklit edenle taklit etmeyen arasında fark yoktur.

Sual: Ağzında dolgusu olan mukim iken, ihtiyaç hâlinde Hanbeli mezhebini taklit edip iki namazı cem edebilir mi?
CEVAP
Hanbeli’de gusülde ağzın içini yıkamak farz ise de, ihtiyaç olunca, Hanbeli’yi taklit ederek iki namazı mukim iken cem etmek caizdir, telfîk olmaz. Telfîk, ihtiyaçsız başka mezhebin kolay kavillerini almaktır, haramdır. Bir ihtiyaç olunca telfîk olmaz, caiz olur.

Trafik problemi ve ruhsat
Sual:
Bir yazıda, “İstanbul gibi trafik problemi çekilen bir yerde, arabası ile giderken trafik sıkışıklığından dolayı, evine ulaşamayıp yolda da, abdest alıp namaz kılacak yer bulamayan iki namazı cem edebilir” deniyor. Bu hareket, namaza önem vermemeyi ve namazı hafife almayı göstermez mi?
CEVAP
Tam tersine, namaza çok önem vermeyi gösterir. Çünkü namazı zaruretsiz kazaya bırakmak haramdır, büyük günahtır. İçki içmekten ve başka haramlardan daha büyük günahtır. Böyle bir günaha düşmemek için, hak olan başka bir mezhebi taklit etmek gerekir. Bu önemli ruhsattan da faydalanmak gerekir. Çünkü bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ruhsatlardan faydalanmayan, Arafat dağı kadar günah işlemiş olur.) [Taberani]

Bir âyet-i kerime meali de şöyledir::
(Allah size kolaylık ister, zorluk istemez.) [Bekara ]

Cem etmeden mukim olmak
Sual: Bir yolcu, Malikî mezhebini taklit ederek öğleyle ikindiyi, ikindi vaktinde cem etmeye niyet edip de, ikindi vakti girince mukim olsa, öğleyi kazaya bırakmış olacağı için, günaha girmiş olur mu?
CEVAP
Kasten kazaya bırakmadığı için günah olmaz. (Fetava-i fıkhiyye)

Böyle durumlarda, Hanbelî’yi taklit ederek mukimken de cem edebilir. Cem ederken, öğleyi iki, ikindiyi de dört rekât olarak kılar.

Cem ederken cemaate uymak
Sual:
Bir ihtiyaç hâlinde, diğer üç mezhepten birine uyup iki namazı, mesela öğle ile ikindiyi, öğle vaktinde cem ederken, öğlenin farzını cemaatle, ikindinin farzını da yalnız kılmak caiz olur mu? Yahut cemi ikindi vakti yaparken, öğleyi yalnız kılıp ikindiyi cemaatle kılmak caiz olur mu?
CEVAP
Evet, ikisi de caizdir, vaktin farzını kılarken imam olmak da caizdir. Dikkat edilmesi gereken şey, cem ederken, iki farzı peş peşe kılmak gerekir, arada başka namaz kılınmaz.

Öğle ile ikindiyi cem etmek
Sual: Bazen zaruret olunca öğleyi kılamıyorum, ikindi vakti girince ikindiyle birleştiriyorum. İkindiyle birleştirebilmek için nasıl niyet etmem gerekiyor?
CEVAP
İkindiyle öğleyi birleştirebilmek için önce, öğleyi vaktinde kılamazsam, asrı evvelde kılarım, asrı evvelde de kılamazsam, asrı sanide ikindiyle cem ederim diye düşünmek gerekir. Sonra da öğleyi meşru bir sebeple öğle vaktinde kılamayınca, İmam-ı azam hazretlerinin kavline uyarak asrı evvelde kılmaya çalışmalı, asrı evvelde de kılma imkanı yoksa, o zaman asrı sanide, Hanbeli mezhebi taklit edilerek ikindiyle cem ederek kılınır. Bugünkü öğle namazını cem ederek ikindi namazıyla kılıyorum diye niyet edilir.

Akşamı vaktinde kılamayan da, yatsı ile cem edebilmesi için böyle niyet eder. İkindide olduğu gibi yatsıda da iki vakit vardır. Buna İşa-i evvel ve İşa-i sani denir. [İşa, yatsı demektir.] İşa-i sani, işa-i evvelden, Eylülden Mart ayına kadar dakika sonradır. Nisanda , Mayısta , Haziranda , Temmuzda , Ağustosta ise dakika sonradır. Hem İmam-ı a'zam hazretlerinin, hem de İmameyn’in kavline uyabilmek için ikindiyi asr-ı sanide, yatsıyı da işa-i sani’de kılmak iyi olur.

Arabada namaz
Sual:
Kış günü ikindiyi kılıp akşamı evimde kılarım diye yola çıkan ve yatsıya evine varamayan kimse, yolda arabasında namazını ima ile kılamaz mı?
CEVAP
Namazı cem etmek, arabada ima ile kılmaktan önce gelir. Eve gidince yatsı ile cem etme imkanı varsa, (namazı yatsı ile cem edeceğim) diye niyet eder ve eve gidince de cem eder. Yatsıya da eve gitme imkanı yoksa, o zaman mecburen araba içinde ima ile namaz kılınır.

Namazları cem ederken
Sual:
İşyerinde, askerde veya okulda namaz kılma imkanı olmayan kimse, namazı kazaya mı bırakmalı, yoksa öğleyle ikindiyi, akşamla da yatsıyı cem mi etmeli?
CEVAP
Namazı kazaya bırakmak, büyük günahtır. Önce kendi mezhebimize göre vaktinde kılmak için bütün imkanlar araştırılır. Hatta, tuvalette kılınır. Bu da, mümkün olmazsa, Hanbeli mezhebinde, böyle durumlarda, mukim iken de, öğleyle ikindiyi veya akşamla yatsıyı cem etmek caizdir. Öğleyle ikindi, öğle veya ikindi vaktinde cem ederek, yani birleştirilerek kılınabilir. Cem edince, iki namazın farzı peş peşe kılınır. Arada sünnet veya kaza namazı kılınmaz, başka bir şey yapılmaz, konuşulmaz.

Öğle vaktinde kılınacaksa, öğle namazına dururken, öğle ile ikindiyi cem etmeye diye niyet edilir. Öğlenin farzı kılındıktan sonra, (Niyet ettim Hanbelî mezhebine uyarak, ikindiyle cem ederek, öğle vaktinde kılmaya) diye niyet ederek, ikindi namazı kılınır.

Öğleyi, vaktinde kılma imkanı yoksa, öğle vakti çıkmadan önce, (İkindi vakti, ikindi ile cem ederim) diye düşünmeli. İkindi vaktinde kılınırken, (Niyet ettim Hanbelî mezhebine uyarak, ikindi vaktinde kılmaya) diye niyet ederek, öğle namazı kılınır. Sonra, ikindi namazı kılınır.

Bir ihtiyaç olursa, mukim iken de, akşamla yatsı namazları da, akşam veya yatsı vaktinde, Hanbelî mezhebi taklit edilerek şöyle cem edilebilir:
Akşam vaktinde kılınacaksa, akşam namazına dururken, akşamla yatsıyı cem etmeye niyet edilir. Akşamın farzını kılındıktan sonra, (Niyet ettim Hanbelî mezhebine uyarak, yatsıyı takdim ederek, akşamla cem etmeye) diye niyet ederek, yatsının namazı kılınır.

Akşamı, vaktinde kılma imkanı yoksa, akşam vakti çıkmadan önce, (Yatsı vakti, akşam ile cem ederim) diye düşünmeli. Yatsı vaktinde kılınırken, (Niyet ettim Hanbelî mezhebine uyarak, akşamı tehir ederek, yatsı vaktinde yatsıyla cem etmeye) diye niyet ederek, akşam namazı, sonra, yatsı namazı kılınır.

İkindiyle akşam cem edilmez. Sabah namazı da, yatsı veya öğle namazıyla cem edilmez, vaktinde kılmak gerekir.

Vitir cem edilmez, imsak vaktine kadar kılınır. Eğer bu vakte kadar da kılma imkânı olmazsa, bir özürle kazaya kaldığı için günah olmaz. İmameyn’e göre ve diğer üç mezhepte vitir sünnettir. Harac [sıkıntı] olduğu zaman, diğer üç mezhepten biri taklit edilirse, vitri kazaya bırakmak, hattâ terk etmek de caiz olur. Yolculukta veya mukimken harac olunca, İmameynin kavline de uyularak vitir kazaya bırakılabilir veya terk edilebilir. Ancak bunlar, harac olmadan yapılmaz.

Harac olmadan cem edilmez
Sual:
Diş dolgusu veya başka bir sebeple Maliki mezhebini taklit eden, harac olmasa da, seferde öğleyle ikindi ve akşamla yatsı namazlarını cem ederek kılabilir mi?
CEVAP
Hayır, harac [meşakkat, zorluk, sıkıntı] olmadan cem edilmez. Maliki’yi taklid eden, kendi mezhebinden çıkmış sayılmaz. Harac olmadan, Hanefi mezhebine aykırı olan hükümlere uyulmaz.

Maliki taklit edilmese de, harac olunca, o anda üç mezhepten biri taklit edilerek, cem edebilir. Cemin yapılabilmesi için harac şarttır.


Mukimlik ve cem
Sual:
Maliki mezhebinde, bir ihtiyaç olunca, seferde öğleyle ikindi ve akşamla yatsı namazlarını cem etmek caiz olduğuna göre, 10 gün için sefere çıkan Hanefi, ihtiyaç halinde Maliki’yi taklit ederek cem edebilir mi?
CEVAP
Başka bir mezhebi taklit edenin, o mezhebin o husustaki diğer şartlarına da uyması gerekir. Maliki’de seferde cem etmek caizse de, giriş çıkış günleri hariç 4 veya daha fazla gün için sefere çıkan, Maliki’de seferi olmaz. 10 gün için sefere çıkan kimse de, Maliki’ye göre seferi olmayacağı için, Maliki’yi taklit ederek cem edemez. Hanbelî’de ise, ihtiyaç halinde mukimken de cem caizdir. Maliki’ye göre seferi olamayan, Hanbelî’yi taklit ederek cem eder. Mukim olacağı için de, cem ederken dört rekât olan farzları yine dört rekât olarak kılar.

Mukimken cem
Sual:
Bir zaruret veya ihtiyaç halinde, mukimken, Hanbeli’den başka, iki namazı cem etmeyi caiz gören başka mezhep var mıdır?
CEVAP
Şafii ve Maliki mezhebinde bazı durumlarda mukimken de cem caizdir.

Şafii mezhebinde:
Şiddetli yağmurda, sadece camide cemaatle cem-i takdim caiz, cem-i tehir caiz değildir. Başka bir kavle göre de, münferit kılan da cem edebilir. Bir kavle göre, hastalık halinde de, cem etmek caizdir. Bir korku sebebiyle cem caiz olduğu gibi, önemli ihtiyaç halinde, mukimken de cem caizdir.

Maliki mezhebinde:
Önemli bir hastalıkta, ihtiyarlıkta cem edilebilir. Ayrıca, camide cemaatle kılarken, karanlıkla beraber şiddetli yağmur ve çamur olunca, takdimle cem caiz olur; fakat evde bu caiz olmaz. Cem edince, vitir vaktinde kılınır. Vaktinde kılınamazsa vitir Maliki'ye göre sünnet olduğu için kazası gerekmez.

Sual: Diş dolgusu olan hasta, iki namazı cem için niye Hanbeli’yi değil de, Maliki’yi taklit etmesi gerekir?
CEVAP
Çünkü gusülde Hanbeli’de ağzın içini yıkamak farzdır. Dolgusu olan Hanefi, bu durumda Hanbeli’yi taklit edemez. Maliki’de caiz olduğuna göre, Hanbeli’yi taklit etmeye ihtiyaç kalmıyor.

Şafiide cem-i takdimin şartları
Sual:
S. Ebediyye’de, (Şafii mezhebinde, yağmur sebebiyle camide cemaatle cem-i takdim caizse de, yedi şartı vardır) deniyor. Orada bildirilmeyen bu yedi şart nelerdir?
CEVAP
Yağmur sebebiyle cem-i takdimin yani öne alarak cem etmenin yedi şartı şunlardır:

1- Tertibe uymak:
İkindiyi öğle vaktinde kılacaksa, önce öğleyi sonra ikindiyi kılmalı, yatsıyı da akşam vaktinde kılacaksa, önce akşamı sonra yatsıyı kılmalıdır.

2- Niyet:
Birinci namazda cem etmeye niyet etmelidir: Öğle ile ikindiyi cem-i takdimle kılacaksa, öğle vaktinde, öğleyi ikindiyle beraber kılacağına niyet etmelidir. Akşamla yatsıyı cem-i takdimle kılacaksa, akşam vaktinde, akşamı yatsıyla beraber kılacağına niyet etmelidir.

3- Muvalat:
İki farz namazı ara vermeden peş peşe kılmalıdır. Aralarında sünnet kılmak, caiz olmaz. Aralarına ezan, ikâmet ve taharet gibi fasılaların konulması caizdir. Meselâ öğle namazını kıldıktan sonra, ikindiyi kılmadan abdesti bozulan kişinin abdest alması, ceme zarar vermez.

4- Uzaklık:
Yağmur sebebiyle cem edebilmesi için, caminin uzakta olması da gerekir.

5- Birinci vaktin çıkmaması:
İkinci namazı kılana kadar, birinci namazın vaktinin çıkmaması gerekir. Mesela öğle ile ikindinin farzı kılınırken ikindi vaktinin girmemesi gerekir.

6- Birinci namazın sahih olduğunu zannetmek:
Meselâ birinci namaz Cuma namazı ise, cumanın şartlarının bulunmadığı için sahih olmadığını biliyorsa cem caiz olmaz.

7-Namazı cemaatle kılmak:
İmamın cemaate de niyet etmesi gerekir. Bu, Şafii’de yağmur sebebiyle cem etmenin şartıdır; yoksa seferde cem ederken cemaatle kılmak şart değildir.

Seferi ise, ikinci namaza iftitah tekbiri alıp başlayıncaya kadar seferin devam etmesi şarttır. İkinci namaza başladıktan sonra sefer biterse, ceme devam edilir; ama ikinci namaza başlamadan önce sefer sona ererse, artık cem etmek sahih olmaz. Böyle durumlarda Hanbelî mezhebi taklit edilerek cem yapılabilir. Eğer bir özürle bu vakte bırakmışsa günah olmaz.

İki namazı cem etmek (birleştirmek)
Sual:
Mezheplere göre iki namazı cem etmenin şartları nelerdir?
CEVAP
Cem etmek, iki namazı birleştirip kılmak demektir.
İkindiyi öğle vaktinde, öğle ile birlikte veya yatsıyı akşam vaktinde, akşam ile birlikte kılmaya cem-i takdim = takdim ederek cem etmek denir. Takdim etmek öne almak, sonraki namazı öne alıp öncekiyle birlikte kılmak demektir.
Öğleyi ikindi vaktinde ikindi ile veya akşamı yatsı vaktinde, yatsı ile birlikte kılmaya cem-i tehir=tehir ederek cem etmek denir. Önceki vakitteki namazı tehir ederek sonraki vakitteki namazla birlikte kılmak demektir.
Sabah namazı başka vakitlerle cem edilemez.
Mezheplere göre cem etmek şöyledir:

Hanefi mezhebinde:

Hacılar, Arafat’ta, hutbe okuyan imamın arkasında öğleyle ikindiyi öğle vaktinde takdim ederek kılar. Çadırlarda cemaatle veya yalnız kılarken, cem edilmez.
Müzdelife’de ise akşamla yatsı, yatsı vaktinde tehir edip kılınır. Müzdelife’deki cem için cemaatle kılmak şart değil, münferit de cem edebilir.
Başka yerde başka zamanlarda iki namazı cem edemezler. Ancak ihtiyaç ve zaruret olunca diğer mezheplerden birini taklit ederek kılınabilir.

Maliki mezhebinde:

Cem yapılabilecek durumlar:
1- Seferde:
Mubah olmayan seferde cem edilmez.
2- Hastalıkta: Abdest almakta ve ayakta namaz kılmakta zorluk çeken hastalar, cem edebilir.
3- Karanlıkla birlikte yolların çamurlu olması: Ancak camide cemaatle kılarken cem edilir. Camide tek başına namaz kılan kişinin, iki namazı cem etmesi caiz olmaz. İmam camide ikamet etse bile o, cemaatle birlikte cem edebilir.
4- Arafat’ta: Haccetmek için gelen hacıların öğle ile ikindiyi cem-i takdim yapmaları sünnettir.
5- Müzdelife’de: Hac ibadetini eda eden kişinin, Arafat’tan ayrıldıktan sonra Müzdelife’ye ulaşıncaya kadar akşam namazını tehir etmesi sünnet olur. Müzdelife’de akşam namazını tehir ederek yatsıyla birlikte imamla cem-i tehir şeklinde kılar.

Bu beş şarttan başka ihtiyarlıkta da takdim ve tehirle cem yapılabilir.
Vitir cem edilmez, vaktinde kılınır. Kılma imkânı yoksa, kazaya kalması günah olmaz. Evde kılan cem edemez. Deniz yolculuğunda cem caiz olmaz. İhtiyaç olunca, Şafii veya Hanbeli taklit edilerek cem edilebilir. Diş dolgusu olan, Şafii mezhebini taklit eder.

Maliki’de iki namazı cem ederken:
1- Niyet:
Birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek,
2-Tertibe riayet etmek: Öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak,
3- Muvalat: İki farzı peş peşe kılmak. İki farz arasında abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur. İkisi arasında sünnet kılmak mekruhtur. Dolgu dişi olan Hanefi, hasta iken Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit ederek cem edebilir.

Şafii mezhebinde:

Cem edilebilecek durumlar:
1- Mubah olan seferde
: Bir sıkıntı olmasa da takdim ve tehir caizdir.
2-Arafat ve Müzdelife’de: Takdim ve tehirle kılınabilir.
3- Şiddetli yağmurda: Sadece camide cemaatle cem-i takdim caiz, cem-i tehir caiz değildir.
4- Hastalıkta: Takdim ve tehirle kılınabilir.
Bu dört şarttan başka ihtiyarlıkta da takdim ve tehirle cem yapılabilir.

Şafii’de cem-i takdimin şartları:
1- Niyet:
Birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek,
2-Tertibe riayet temek: Öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak,
3- Muvalat: İki farzı peş peşe kılmak. İki farz arasında sünnet kılınırsa cem caiz olmaz, fakat abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur.
4- İkinci namaza başlayıncaya kadar yolculuğun devam etmesi.

Şafii’de cem-i tehirin şartları
1-
Birinci namazın vakti çıkmadan, namazı cem-i tehir ile kılmaya niyet etmek.
2- İkinci namazı da kılıp bitirinceye kadar yolculuğun devam etmesi.

Hanbeli mezhebinde:

Arafat ve Müzdelife’de, mubah olan seferde, hastalık, emzikli olmak, istihaza, idrar ve yel kaçırmak gibi abdesti bozan özürlü hallerde, abdest ve teyemmüm için meşakkat çekenlerde, âmâ olan, yer altında çalışıp da namaz vaktini anlamakta âciz olan, can, mal ve ırzından korkan, maişetine zarar gelecek olan da iki namazı cem edebilir. Soğuk, kış, yağmur, çamur, fırtınada, yatsıyı akşam ile, evde de cem caiz, öğle ile ikindi caiz değildir.

Hanbeli’de cem-i takdimin şartları:
1- Niyet:
Birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek,
2-Tertibe riayet temek: Öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak,
3- Muvalat: İki farzı peş peşe kılmak. Abdest almak ve ikamet okumak zarar vermez. Sünnet kılarsa cem sahih olmaz.
4- Cemi gerektiren özrün, ikinci namaz tamamlanıncaya kadar devam etmesi gerekir.
Ağzında dolgusu olan Hanefi, hastayken iki namazı cem için Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit etmesi gerekir; çünkü Maliki’de taklit imkânı vardır. Maliki’de taklit imkânı olmayınca Hanbeli taklit edilir.

Hanbeli’de cem-i tehirin şartları
1-
Birinci namazın vakti çıkmadan, namazı cem-i tehir ile kılmaya niyet etmek. Ancak vakit dar olursa bu takdirde ikinci namazı öne alarak birinciyle cemetmek caiz olmaz.
2- Cemi gerektiren özrün, birinci vakitte yapılan niyetten, ikinci namazın vakti girinceye kadar devam etmesi gerekir.

Cem ederken niyet
Sual: Seferde akşamla yatsıyı, Şâfiî veya Mâlikî’ye göre takdim ederek akşam vaktinde kılacak olan kimse, akşam namazına başlarken cem niyetini unutan, daha sünneti kılmadan cem edeceğini hatırlasa, yatsının farzını kılarken niyet etse sahih olur mu?
CEVAP
Evet.

İhtiyarlıkta cem
Sual:
S. Ebediyye’de, Mâlikî ve Şâfiî’de, sadece seferde değil, (Hastalıkta ve ihtiyarlıkta da iki namaz cem edilebilir) deniyor. Mâlikî'yi taklit eden mukimin, hasta iken namazlarını Hanbelî'ye göre değil de, Mâlikî'ye göre mi cem etmesi gerekir? İkincisi, hasta olmadan ihtiyarlar da mı cem edebiliyor?
CEVAP
Mâlikî'yi taklit eden kimse, Mâlikî’de cem mümkün olan yerde, Hanbelî'ye göre cem edemez. Çünkü Hanbelî’de de, gusülde ağzın içini yıkamak farzdır. Hanbelî'ye göre guslü olmadığı için Hanbelî'yi taklit edemiyor. Hastalıkta Mâlikî mezhebinde cem caiz olduğu için Hanbelî'ye lüzum kalmıyor. Ama mukim iken, başka bir mazeretle Hanbelî'yi taklit ederek cem edebilir. Çünkü cem için başka çare yoktur. Namazın kazaya kalmaması için hangi mezhepte cem caiz ise ona uyularak namaz kılınır.

İhtiyarın açık bir hastalığı görülmese de, onun gücü kuvveti olmaz, ayakta zor durur, itelense yıkılır. Namaz kılarken bile yorulabilir. Abdest alması zor olabilir. Böyle durumdaki bir ihtiyar, seferi olmasa da, kendi evinde bile olsa, iki namazı cem edebilir.

İki namazı cem
Sual: Seferde öğleyi vaktinde kılma imkânı olmadığı için, cem etmek niyetiyle ikindi vaktine tehir etsek, gideceğimiz yere varınca mukim olsak, vardığımızda ikindi vakti de hâlâ çıkmamışsa, Mâlikî'ye göre, öğle ve ikindiyi cem ederken dört mü, yoksa iki mi kılmak gerekir?
CEVAP
Mukim olunca, artık Mâlikî'ye göre cem edilmez, Hanbeli’ye uyarak, öğle iki, ikindi dört rekât olarak cem edilebilir. Yahut öğle iki rekât olarak kaza edilip, ikindi de, dört rekât olarak kılınır. Öğle namazı, geçerli bir mazeretle kazaya kaldığı için günah olmaz.

Cem için ihtiyaç
Sual: İstanbul’dan Kuzuluk kaplıcasına giderken, Adapazarı’na uğradık. Akşamı Kuzuluk’ta kılarız diye düşünüyorduk. Akyazı’ya gelince, akşama Kuzuluk’a yetişemeyeceğimizi anladık. Ben Akyazı’da inip namazı kıldım. Başka bir vasıtayla Kuzuluk’a geldim. Yanımdaki arkadaşlar biz Kuzuluk’ta cem ederiz diyerek inmediler. Onların da inmesi gerekmez miydi?
CEVAP
İki namazı cem için gerekli ihtiyaç yoksa inmek gerekir. İhtiyaç olmadan cem etmek caiz olmaz. Mesela şunlardan biri varsa cem edilebilir:
1- Yolda inerse, başka vasıtayla gidecek parası yoksa veya vasıta bulma imkânı yoksa,
2- Yanında bir hastası olup da, inip binecek durumu yoksa,
3- Yanında yükleri çok olup, indirip başka vasıta bulmak zorsa,
4- İneceği yerde veya yakınlarında abdest alacak yer yoksa,
5- İneceği yerde anarşistlerin, eşkıyaların bir zarar verme ihtimali varsa,
6- Şiddetli yağmur varsa, iki namazı cem etmek için özür olur.
Bunlar veya bunlara benzeyen bir özrü yokken, iki namazı cem etmek caiz olmaz.

Cuma günü cem
Sual:
Seferde cuma günü, öğleyle ikindiyi cem etmesi gereken kişi, cumanın farzıyla ikindiyi mi cem eder, yoksa zuhr-i âhirle ikindiyi mi cem eder?
CEVAP
Seferî olana cuma kılmak farz değildir, öğleyi kılması ise farzdır. Cumanın sıhhat şartlarından bazıları olmadığı için, cumayı kılmayıp, öğleyle ikindi, diğer üç mezhepten biri taklit edilerek cem edilir. Mukimken cem etmek gerekince de, o günkü öğleyle ikindi, Hanbelî mezhebi taklit edilerek cem edilir.

Sual: Otobüsle yolculuk yaparken, akşam namazı için otobüsü durduramayan kimse, yatsı ile birlikte akşam namazını kılabilir mi?
Cevap: Tek başına otobüsle yolculuk yapan, akşam namazı için otobüsü durduramazsa, akşam namazını, inip yerde vaktinde kılar, sonra başka bir otobüsle yoluna devam eder. Yahut, akşam namazını, Şafii veya Maliki mezhebini taklit ederek, yatsı ile birlikte cem ederek kılması caiz olur. Ancak gusül ve abdestinin, Şafii veya Maliki mezhebine de uygun olması lazımdır.

Namazları birleştirerek kılmak
Zaruri bir durum olduğu zamanlarda, öğle ile ikindiyi, öğle veya ikindi vaktinde, akşamla yatsıyı da, akşam veya yatsı vaktinde birleştirerek kılmak, dinimizce mümkün olur mu?
Cevap:
Hanefi mezhebinde, yalnız Arafat meydanında ve Müzdelifede hacıların iki namazı cem etmeleri, birleştirerek kılmaları lâzımdır. Hanbeli mezhebinde, seferde, hastalıkta, kadının emzikli veya müstehaza, özürlü olmasında, abdesti bozan özürlerde, abdest ve teyemmüm için meşakkat, sıkıntı çekenlerde ve âmâ ve yer altında çalışan gibi, namaz vaktini anlamakta aciz olanın ve canından, malından, namusundan korkanın, maişetine zarar gelecek olanın, iki namazı cem etmeleri, birleştirerek kılmaları caiz olur. Namazı kılmak için işlerinden ayrılmaları mümkün olmayanların, bu namazlarını kazaya bırakmaları, Hanefi mezhebinde caiz değildir. Bunların, yalnız böyle günlerde, Hanbeli mezhebini taklit ederek, kılmaları caiz olur. Cem ederken, birleştirerek kılarken öğleyi ikindiden ve akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken, cem etmeyi, birleştirerek kılmayı niyet etmek, ikisini art arda kılmak ve abdestin, guslün ve namazın Hanbeli mezhebindeki farzlarına ve müfsitlerine uymak lâzımdır.

Sual: Maliki ve Şafii mezheplerinde, sabah namazının dışındaki namazlar yalnız yolculukta mı birleştirilerek kılınabilir?
Cevap:
Maliki ve Şafii mezheplerinde, seferde, yolculukta, hastalıkta ve ihtiyarlıkta, yaşlılıkta öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı namazları cem edilebilir, birleştirilerek kılınabilir. Yani, ikisinden birisi, diğerinin vaktinde kılınabilir.

Namazları birleştirerek kılmak
Sual: Hanefi mezhebindeki bir Müslüman, hiçbir zorluk yokken, diğer üç mezhepten birini taklit ederek, öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı birleştirerek kılabilir mi?
Cevap:
Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Sefer yani yolculuk ve matar yani yağmur gibi bir özür olunca, öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı birlikte, cem ederek kılmak, Şafii mezhebinde caizdir. Hanefi mezhebinde ise caiz değildir. Hanefi mezhebindeki bir kimse, seferi yani yolcu iken, bir meşakkat, güçlük olmadığı halde, öğleyi ikindi vaktinde kılsa haram olur. İkindiyi öğle vaktinde kılsa hiç sahih olmaz. Şafii mezhebinde ise, ikisi de sahih olur. Kendi mezhebine göre harac yani meşakkat, güçlük olduğu zaman, kendi mezhebindeki ruhsatla amel etmesi caiz olur. Ruhsat ile de yapmakta meşakkat, güçlük olursa, başka bir mezhebi taklit etmek caiz ise de, o mezhepte, o ibadet için farz ve vacib olan şeyleri de yapması, müfsitlerden de sakınması lazımdır.”

Bir işi, bir ibadeti yaparken başka bir mezhebi taklit eden kimse, kendi mezhebinden çıkmış ve mezhep değiştirmiş olmaz. Yalnız o işi yaparken diğer mezhebin şartlarına riayet etmesi lazımdır.

NAMAZI CEM' ETMEK NE DEMEKTİR?

Cem' kelimesi, sözlük anlamı itibariyle "iki veya daha fazla şeyi bir araya getirmek, toplamak" anlamlarına gelir. Cem'in fıkıhtaki terim anlamı ise, "birbirini takip eden iki namazın (öğle ile ikindinin veya akşam ile yatsının), bu ikisinden birinin vaktinde, birlikte ve peşipeşine kılınması"dır. Eğer bu birlikte kılma birinci namazın vaktinde ise buna cem'-i takdîm, ikincisinin vaktinde ise cem'-i te'hîr denilir.

Âlimler, hac zamanında Arafat'ta öğle ile ikindinin öğle namazının vaktinde birlikte kılınması (cem'-i takdîm) ve Müzdelife'de akşam ile yatsının yatsı namazının vaktinde birlikte kılınması (cem'-i te'hîr) konusunda görüş birliği etmişlerdir. Bu iki yer dışında iki namazı cemederek birlikte kılmanın câiz olup olmadığında ve cemetmeyi câiz kılan mazeretlerin neler olduğunda farklı görüşler öne sürmüşlerdir.


HANEFİ MEZHEBİNDE NAMAZI CEM ETMEK CAİZ MİDİR?

Hanefî mezhebinde, hac zamanında Arafat ve Müzdelife'deki cem'in dışında, iki namazın bir vakitte cemedilmesi câiz görülmez. Bununla birlikte Hanefîler'e göre yolculuk, yağmur gibi cem'i mubah kılan mazeretlerin bulunması durumunda şöyle bir cem' uygulaması mümkündür: Bir namaz (öğle veya akşam), diğer namazın (ikindi veya yatsı) vaktinin girmesine yakın bir zamana kadar geciktirilip, bu namazın kılınmasından sonra diğerinin vaktinin girmesi ve bu namazın da kendi vaktinde kılınması mümkündür. Bu uygulamada, bir namaz hemen diğerinin ardından kılındığı için buna "cem'ü'l-fiil" ve "cem'ü'l-muvâsala" denildiği gibi, bir namaz son vaktinde diğeri de ilk vaktinde olmak üzere her namaz kendi vakti içinde kılınmış olacağı için buna "mânevî cem'" ve "şeklî (sûrî) cem'" de denilir. Bu şekildeki cem', yukarıda tanımı verilen gerçek anlamda bir cem' değildir. Çünkü bu uygulamada vakit değil, fiil birleştirilmektedir.

Ebû Hanîfe, arefe günü Arafat'ta birlikte kılınan öğle ve ikindi namazının cemaatle kılınmasını şart koştuğu halde diğer mezhepler bu şartı aramazlar. Cem' ile namaz kılınırken bir ezan okunur, fakat iki namaz için ayrı ayrı kamet getirilir. Öğle namazının farzı eda edildikten sonra sünnet kılınmaksızın ikindi namazına geçilir. İkindi namazı öğle namazına tâbi olduğundan, öğle namazı herhangi bir nedenle sahih olmamışsa ikindi namazının da öğle ile birlikte iade edilmesi gerekir. Müzdelife'de ise akşam ile yatsı namazı tek ezan ve tek kamet ile kılınır. Akşamın farzı ile yatsının farzı arasında sünnet namaz kılınmaz. Arada sünnet kılınmışsa yatsı için tekrar kamet getirilir. Diğer mezheplerde cem', belirli sebep ve şartlarla câiz görülmüştür. ŞiîCa'ferî mezhebinde ise, hiçbir mazerete gerek olmaksızın iki namazın bir vakitte cemedilmesi câizdir.


İKİ NAMAZIN CEMEDİLMESİNİ CAİZ KILAN SEBEPLER NELERDİR?

Cem'i kabul edenlere göre, iki namazın cemedilmesini câiz kılan sebepler, ayrıntıdaki görüş ayrılıkları bir tarafa bırakılacak olursa şunlardır:

1. Yolculuk (sefer),

2. Yağmur, çamur, kar, dolu,

3. Hastalık,

4. İhtiyaç ve meşguliyet.

1. YOLCULUK

Hanefîler dışındaki çoğunluk âlimler, yolculuğu bir mazeret kabul ederek, yolculukta cem' yapılmasını câiz görmüşlerdir. Ancak bazı ayrıntılarda aralarında görüş ayrılığı vardır. Buna göre Mâlikîler, cem' yapmanın câiz olabilmesi için yolculuğun yorucu bir yolculuk olmasını şart koşarken, Şâfiîler ve Hanbelîler, yorucu olup olmamasına bakılmaksızın yolculuğun her hâlükârda cem' için bir mazeret olduğunu söylerler. Bu noktada Şâfiîler, Mâlikîler'in ve Hanbelîler'in aksine, ayrı bir şart ileri sürerek, cem' yapmayı câiz kılan yolculuğun, herhangi bir yolculuk değil, namazların kısaltılmasını câiz kılan nitelik, süre veya mesafedeki yolculuk olduğunu söylerler. Bu arada yolculuğun türüne ve amacına bağlı olarak da bazı görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Kimi Mâlikîler, deniz yolculuğunu da sefer hükmünden istisna etmişlerdir.

2. YAĞMUR, KAR, DOLU

Yağmur, şiddeti konusundaki görüş ayrılıkları bir tarafa bırakılacak olursa, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinde, yolcu olmayan (mukim) kişiler için bir mazeret kabul edilmiş ve böyle günlerde namazın cem'i belli şartlarla câiz görülmüştür. Mâlikîler ve Hanbelîler, sadece akşam ile yatsının mescidde cem'-i takdîm olarak cemedilmesini câiz görürken, Şâfiîler buna öğle ve ikindinin cem'ini de ilâve etmişlerdir. Bu ve benzeri sebepler, evde değil, sadece mescidde cemaatle birlikte cem' yapmayı câiz hale getirir. Şâfiîler, yerlerin çamurlu olmasını cem' yapmayı câiz kılan mazeret kabul etmezken, Hanbelîler bunu bir mazeret saymış, Mâlikîler ise cem'in câiz olabilmesi için çamurla birlikte zifiri karanlık durumunun bulunmasını şart koşmuşlardır.

3. HASTALIK

Mâlikîler'e göre hasta bir kişi, ikinci bir namazın vaktine kadar durumunun namaz kılamayacak derecede kötüleşeceğinden veya bayılacağından endişe ediyorsa, cem' yapabilir. Hanbelîler de hastalık sebebiyle meşakkat söz konusu olduğunda cem'i câiz görmüşler ve emzikli kadını, istihâze kanı gören kadını, özür sahibi kişileri ve her vakit için abdest almaktan âciz olan kişileri de aynı hükümde tutmuşlardır. Şâfiîler'e göre ise hastalık sebebiyle cem' câiz değildir. 4. İhtiyaç, Meşguliyet ve Sıkıntı. İhtiyaç ve sıkıntı sebebiyle cem' genelde câiz görülmemiştir. Cem' konusunda en geniş görüşe sahip olan Hanbelî mezhebinde sıkıntı ve meşguliyetin cem'i câiz kılacağı söylenmektedir. Hanbelî fakihi Ebû Ya'la'nın bu hususta getirdiği ölçü şudur: "Cumanın ve cemaatle namazın terkedilmesini câiz kılan her sebep, cem'i de câiz kılar". İbâzî mezhebine göre ise, namazın vaktinde kılınmasında sıkıntı doğuran her mazeret cem' için bir sebep teşkil eder. İbn Sîrîn, İbn Şübrüme, Eşheb gibi ünlü âlimler ve bazı Şâfiî fakihleri, bir sebep olmaksızın cem' yapılmasını da -itiyat haline gelmemesi şartıyla- câiz görmüşlerdir. Saîd b. Müseyyeb'in de bu yönde bir fetvası bulunmaktadır.


MEZHEPLERİN CEM KONUSUNDA GÖRÜŞ AYRILIĞININ SEBEPLERİ NELERDİR?

Mezheplerin cem' konusunda görüş ayrılığına düşme sebepleri üç noktada toplanabilir:

1. Namazların vakitlerini tayin eden hadisler yanında, cem' konusunda birbiriyle çelişir gözüken haberlerin bulunması. Bu durumda kimi âlimler, cem' konusundaki haberlerin, vakitlemeye ilişkin hadisleri tahsis ettiğini ileri sürerek cem'i câiz görürken, kimileri de cem' konusundaki haberleri te'vil ederek cem'e karşı çıkmışlardır.

2. Arafat ve Müzdelife'de cem' yapmanın meşrûluğunda ittifak vardır. Diğer zaman ve yerlerdeki namazın buna kıyas edilip edilmeyeceği tartışma konusu olmuştur. Bu kıyası câiz görenler, cem'i de câiz görmüşlerdir.

3. Namazların müşterek vakitleri olup olmadığı noktasındaki tartışma da, cem' konusundaki görüş ayrılığının önemli bir nedeni olmuştur. Beş vakit namazın ilk ve son vakitleri, ayrıntıdaki ihtilâflar bir yana, bellidir ve herkes tarafından kabul edilmektedir. Ca'ferî mezhebinin vakit anlayışı, Ehl-i sünnet'ten farklı olup, olağan durumlarda bile cem'e imkân veren bir şekildedir. Şiîler genelde cem' yaparak namaz kıldıkları için, onların namazı üçe indirdiği zannedilir. Burada cem'i câiz görenlerin ve câiz görmeyenlerin gerekçelerini tartışmayacağız. Hanefîler iki yer dışında cem'i kabul etmemiş, diğer mezhepler belli mazeretler sebebiyle cem'i kabul etmişlerdir. Hanefî mezhebinin görüşü, teorik olarak daha tutarlı ve savunulabilir olmakla birlikte, günümüzde cem'in yapılmasının namaz kılanlara sağlayacağı birtakım kolaylıklar bulunmaktadır. Cem' yapmak sonradan ortaya çıkmış, uydurulmuş bir uygulama değildir. Nitekim Arafat ve Müzdelife'de cem' yapılacağını bütün mezhepler söylemektedir. Bunun yanında Hz. Peygamber'in çeşitli zamanlarda ve çeşitli durumlarda iki namazı birleştirerek bir vakitte kıldığı yönünde rivayetler bulunmaktadır.

Gerek Arafat ve Müzdelife'deki cem'in, gerekse öteki rivayetlere göre çeşitli zamanlarda yapılan cem'in gerekçesi ve hikmeti namaz kılanlara kolaylık sağlanmasıdır. Hz. Peygamber'in, korku ve yolculuk durumu olmaksızın da öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı birlikte kıldığına dair rivayetler bulunduğu gibi (Muvatta, I, ; Müslim, "Salâtü'lmüsâfirîn", 49), bazı sahâbîlerin de cem' yaptığı nakledilmektedir. Cem'in Arafat ve Müzdelife dışında câiz olmadığını savunan Hanefîler ise büyük ölçüde, namazların belli vakitlere göre belirlendiğini bildiren âyetlere (el-Bakara 2/; en-Nisâ 4/) ve Cibrîl'in peş peşe iki gün Hz. Peygamber'e imamlık yaparak namazların ilk ve son vakitlerini göstermesine dayanmışlardır. Bu âyetler ve bu rivayet, her bir namazın kendine özel bir vakti bulunduğuna ve bu vaktin öncesine veya sonrasına alınmasının câiz olmadığına delâlet etmektedir. Hanefîler ayrıca, namazın kasten geciktirilerek vaktinin çıkmasına yol açmayı tehditli ifadelerle yasaklayan hadislere ve İbn Mes'ûd'dan gelen mukabil rivayetlere de tutunmuşlardır.

Namaz için özel vakitler konulmuş ve bu vakitler namazın vücûbu için sebep kılınmıştır. Kur'an'da mücmel olarak belirtilen vakitler, Hz. Peygamber tarafından belirlenmiş ve namaz vakitleri tevâtürle sabit olmuştur; tevâtürle sabit olan bir şeyi de haberi vahidle terketmek kesinlikle câiz değildir. Şu kadar ki, namaz vakitlerini fiilî olarak uygulayan ve belirten Hz. Peygamber olduğu gibi, cem'in meşruiyetini söz ve fiili ile belirten de odur. Sünnetin bir kısmı alınıp bir kısmı atılamayacağına göre, bunların arasını uzlaştırmak gerekir. Buna göre, olağan ve normal durumlar için beş vakit namazın vakitlerine titizlikle uyulması kuraldır. Ancak bazı özel durumlarda, ihtiyaç ve zaruret sahiplerine de cem' ruhsatı tanınmış olmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Cem', bir ruhsat ve kolaylaştırmadır; gerektiğinde bu ruhsattan istifade edilmelidir. Sünnî fıkıh mezheplerine göre kural, her namazın kendi özel vaktinde kılınmasıdır. Ancak geçerli bir mazeretin olması durumunda cem' yapılabilir. Namaz dinin direği kabul edildiği için, hiçbir mazeret nedeniyle terkine izin verilmemiş, fakat kılınabilmesi için birtakım kolaylıklar getirilmiştir. Bu bakımdan olağan dışı durumlarda, alışkanlık haline getirmemek kaydıyla ve belirli şartlarla cem' yapılabilir. Namazı vaktinde kılmalarında bir sıkıntı ve güçlük söz konusu olan kişilerin, kendi durumlarını yukarıdaki bilgi ve ruhsatlar çerçevesinde değerlendirerek netice itibariyle Allah'a karşı şahsî sorumluluğunu ilgilendiren bu konuda kendilerinin karar vermesi en uygun olan yoldur. Ayrıca bilinmelidir ki, cem'-i takdîm veya cem'-i te'hîr yapmak, namazın amacının gerçekleşmesi bakımından, namazın kazâya kalmasından daha uygun bir çözüm olarak görünmektedir.

CEM' YAPARKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Sabah namazı hiçbir şekilde cemedilemez. Cem' yalnızca öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı arasında olabilir. Şayet cem'-i takdîm yapılacaksa, meselâ öğle ile ikindi, öğlenin vaktinde birlikte kılınacaksa, öğle namazına başlarken cem' yapmaya niyet etmek gerekir. Kimilerine göre, birinci namazı bitirmedikçe de niyet edilebilir. Cem'-i tehîrde ise, birinci namazın vakti içerisinde cem' yapmaya niyet etmek gerekir. Aksi takdirde, namazı vaktinden sonraya ertelemiş olur ki bu haramdır.

Cem'-i takdîmde, sırayı gözetmek (tertibe riayet etmek) gerekir. Öğle ile ikindi cem' ediliyorsa önce öğle, sonra ikindi kılınmalıdır. Cem'-i te'hîrde ise sıraya riayet edilmezse Hanbelîler'e göre sahih olur; Şâfiîler'e göre de sahih olmakla birlikte ikinci namaz kazâ olarak kılınmış olur. Cem' yapılırken, iki namazın ara vermeksizin peşi peşine kılınması (muvâlât) gerekir. Mâlikîler, birlikte kılınan iki farzın arasına nâfile katmayı dahi uygun görmemişlerdir. Şâfiî ve Hanbelîler'e göre eğer cem' birinci namazın vaktinde yapılıyor (cem'-i takdîm) ise, peş peşelik şarttır; ikinci namazın vaktindeki yapılıyor ise bu şart değildir.

İki namaz arasında verilebilecek aranın belirlenmiş bir miktarı olmayıp, abdest alacak ve kamet getirecek kadar bir süre olduğu söylenmektedir. Akşam ile yatsının cem'-i takdîm olarak birlikte kılınması durumunda vitir namazının ne olacağı konusunda da ağırlıklı görüş, bunun yatsı namazına tâbi olduğu ve dolayısıyla yatsı namazı kılındıktan sonra kılınabileceği yönündedir.

Namazlar hangi hallerde cem edilebilir?

Bundan önceki iki makalemizde, bazı gazete, radyo ve televizyonlarda, namazların üç vakitte 5 adet olarak kılınabileceğine dair bazı kişilerce açıklamalar yapıldığını, fakat İslâmiyete göre namazın her gün ve gecede 5 (beş) vakit olduğunu Kur'ân-ı Kerîm, Hadîs-i şerîfler, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâ'dan bazı deliller getirerek ifade etmeye çalıştık. Biz bugünkü makalemizde, konunun mütehassıslarının açıklamalarına müracaat ederek mukaddes dinimizin konuyla ilgili hükmünü tekrar ele almaya çalışacağız. Fıkıh kitaplarında, "İki Namazı Cem' Etme (Birleştirme)" konusu, iki şık halinde ele alınmaktadır: Birinci şık olarak, Hac zamanı Arafât ve Müzdelife'de cem', sefer, yağmur, hastalık, korku, ihtiyaç, su veya teyemmüm ile her namaz için abdest almaktan aciz olmak, a'mâ veya yer altında yaşayanlar gibi vakti bilmekten aciz olmak gibi özürlere göre anlatılır. İkinci şık olarak da Mezheblere göre ele alınır. Burada önce, bir hülasa olarak, neticeyi ifade edelim, sonra açıklamalara geçelim: İki namazı hangi hallerde birleştirmek caizdir? Hac zamanı, Arafât ve Müzdelife'de iki namazın cem' edilmesi dört mezhebde de sünnettir. Bunun dışında: Mâlikî ve Şâfiî mezheblerinde, sefer, hastalık, yağmur, korku ve âdet haline getirmeksizin bir ihtiyaç durumunda iki namazı cem' etmek de câizdir. Hanbelî mezhebinde ise, sefer, hastalık, yağmur, korku, vakti anlamaktan âciz olma, su ve teyemmümle abdest almaktan âciz olma, emzikli veya istihâzalı olma sebebiyle iki namazı cem' etmek câizdir. Hanefi mezhebinde hacıların Arafât'ta, öğle ile ikindiyi öğle vaktinde, Müzdelife'de ise akşam ile yatsıyı yatsı vaktinde cem ederek kılmaları gerekir. Maliki mezhebinde ise, seferde, hastalıkta, karanlıkla beraber yağmur ve çamur olunca öğle ile ikindi, akşam ile yatsı birleştirilerek kılınır. Arafat'ta öğle ve ikindi, Müzdelife'de ise akşam ile yatsı birleştirilerek kılınır. Şafiî mezhebinde ise, seferde iken, yukarıda bildirilen namazları, birleştirip, takdim veya tehir ederek kılmak caizdir. Yağmur yağarken de sadece takdim ederek birleştirmek caizdir. Arafat ve Müzdelife'de ise diğer mezheblerdeki gibi cem edilir. Mezhep taklidi Hanbeli mezhebinde ise, Arafât ve Müzdelife'de, diğer mezheplerde olduğu gibi cem edilir. Ayrıca seferde, hastalıkta, kadınların emzikli veya müstehâza olmalarında, idrar ve yel kaçırmak gibi abdesti bozan özürlerde, abdest ve teyemmüm için meşakkat çekenlerde, a'mâ ve yer altında çalışan gibi, namaz vaktini anlamakta aciz kalanların, canından, malından ve namusundan korkanların, maişetine zarar gelecek olanların iki namazı cem edip kılmaları caizdir. Hanbelide iki namazı birleştirirken öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem etmeye niyet etmek, ikisini ard arda kılmak gerekir. Bir müslüman, kendi mezhebinde yapılması güç olan bir işi, başka bir mezhebi taklid ederek yapabilir. Başka mezhebi taklid ederken, o mezhebin farzlarına ve müfsidlerine riayet eder. Misafir, seferde Şâfiî veya Mâlikiyi taklid ederek iki namazı cem edebilir mi? Şafiî veya Malikiyi taklid ederek iki namazı takdim ve tehirle, yani öğle ile ikindiyi öğle vaktinde veya ikindi vaktinde, akşam ile yatsıyı akşam veya yatsı vaktinde kılabilmek için bir ihtiyaç hasıl olması gerekir. Gerek yolda ve gerekse seferde ihtiyaç hasıl olmadan takdim ve tehir ile namaz kılınmaz. Çünkü, kolay hükümleri toplamaya telfîk denir ki, câiz olmaz. Seferde trenle giden bir kimse, trende namazlarını ayakta kılamazsa, tren durduğu zaman takdim ve tehirle kılar. Meşakkat olunca Bir müslüman, kendi mezhebine göre ibâdet yaparken, bir meşakkat hasıl olursa, başka bir mezhebe uyarak, bu işi kolayca yapar. Birkaç örnek verelim: Şâfiî'de, kadının kan çıkan herhangi bir uzvuna elini dokundurmak abdesti bozar, fakat Hanefî ve Mâlikî'de bozmaz. Hacda bu iki mezhepten birisi taklid edilirse, abdest bozulmadan tavaf yapılabilir. Bu bir rahmettir. Bir kız, babası razı olmazsa, Şâfiî'de evlenmek caiz olmaz. Babası razı olmadığı için bir kız, her bakımdan uygun temiz bir Şâfiî gence kaçsa, babasının rızası olmadan evlenmesi mümkün değildir. O halde, Hanefî mezhebi taklit edilerek evlenilebilir. Bu da bir rahmettir. Seferde iken, üç mezhepte iki namazı cem etmek, yani öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı birleştirerek kılmak caizdir. Namazlarını kaçırma tehlikesi varsa, Hanefîler, bu 3 mezhepten birini taklit ederek iki namazı cem ederek kılabilirler. Bu da bir rahmettir. Müslüman kadının, gayr-i müslim ve fâsık kadınların ve mürted amca ve dayının yanında açık durması üç mezhepte caiz değil, Hanbelî'de caizdir. İhtiyaç olunca, müslüman bir kadın, Hanbelî'yi taklit ederek, onların (yani o kadınların, mürted amca ve dayının) yanlarında başını açabilir. Gusülde ağız ve burnu yıkamak Hanefî ve Hanbelî'de farz, Mâlikî ve Şâfiî'de farz değildir. İhtiyaç olunca diş dolgusu olan bir kimse, Mâlikî veya Şâfiî'yi taklid ederse, guslü sahih olur. Bu da bir rahmettir. Rahmete vesile olmak ve müslümanlara bir hizmet olması için, ihtiyaç olan konularda dört mezhepteki farklı hükümleri herkese bildirmek gerekir. İhtiyaç yokken mezheplerin kolay gelen taraflarını taklid etmek telfîk olur; caiz değildir, haramdır. İnşâallah bundan sonraki makalemizde de bu konuyu ele almak istiyoruz.

Yazıyı PaylaşYazıyı Kaydet

Namazların Cem Edilmesi

Namazı cem etmek nedir? şartları nelerdir?

Her namazın kendisi için tayin edilen vakitler içinde kılınması farzdır. Allah (c.c.), “Namaz müminlere vakitli olarak farz kılındı”[1] buyurmuş ve namazların belli vakitlerde kılınmak üzere farz kılındığına işaret etmiştir. Ancak bazı durumlarda bazı namazların bir araya getirilerek kılınmasına dair Peygamber Efendimiz (a.s.) ve sahabe-i kiramdan uygulamalar vardır.

Cem, fıkhî bir terim olarak şu anlamlarda kullanılır:

Cem-i salâteyn: Öğle ile ikindi; akşam ile yatsı namazını tek vakitte birleştirerek kılmak.

Cem-i takdîm: Öğle ile ikindi namazını öğle vaktinde; akşam ile yatsı namazını akşam namazı vaktinde birleştirerek kılmaktır.

Cem-i te’hîr: Öğle ile ikindi namazını ikindi vaktinde; akşam ile yatsı namazını yatsı namazının vaktinde birleştirerek kılmaktır.

Cem-i sûrî: Örneğin öğle namazını son vaktinde, ikindi namazını da ilk vaktinde kılmak suretiyle her iki namazı da kendi vaktinde kılmaktır.[2]

Hangi namazlar cem edilebilir?

Namazların cem edilmesi öğle ve ikindi namazları; akşam ve yatsı namazları arasında mümkündür. Arafat ve Müzdelife’de cem yapılması hariç Hanefî mezhebine göre cem yapılması caiz değildir.[3] Diğer mezheplerde duruma göre namazların cem edilerek kılınması caizdir. Namazların cem edilmesine cevaz veren mezheplere göre, bazı mazeretler ortaya çıktığında cem yapılabilir. Bu mazeret ve şartlar şunlardır. Seferde olmak, yağmur, fırtına gibi tabii olaylar, imtihan saatiyle namaz vaktinin çakışması, doktorun ameliyatta olması, yol güvenliğinin olmaması vs.

İş yerinde namaz kılamayanlar cem edebilir mi?

Namazları cem ederek kılmaya cevaz veren mezheplerden olan Hanbeli mezhebi alimleri cem yapılmasına cevaz verilmesi noktasında İbn Abbas (r.a.)’nın rivayet ettiği “Resûlullah (s.a.v.), öğle namazı ile ikindi namazlarını; akşam namazı ile yatsı namazlarını korku hâli ve yağmur olmadan da Medine’de cem ederek kıldı”[4] hadîs-i şerifini delil olarak kabul ederek cem yapma sebeplerini biraz daha geniş tutmuşlardır. Buna göre, cuma ve cemaatle namaz kılmaya mazeret olabilecek her şeyden dolayı cem yapılabilir. Örneğin, bir kimse nefsine, ırzına, malına, kazanç ve gelirine zarar gelmesinden korkarsa o takdirde namazların cem edilerek kılınması caiz olur. Dolayısıyla namazları kendi vakitleri içinde kılamayacak bir işçi cem yapmak suretiyle namazlarını kılabilir.

 

[1] Nisa suresi, 4:

[2] Neylü’l-Evtâr, 3/, ; Serahsî, el-Mebsût, 1/

[3] Kâsânî, Bedâî’, I,

[4] Müslim, Sahih, H. No:

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası