hz hüseyin mezarı / HÜSEYİN - TDV İslâm Ansiklopedisi

Hz Hüseyin Mezarı

hz hüseyin mezarı

kaynağı değiştir]

Kerbela olayı

Kerbela olayındaki kişiler
Kerbela olayında öldürülen Hüseyin'in kolordu listesi
  • Hüseyin
  • Abbas bin Ali
  • Ali el-Ekber
  • Ali Asker
  • Hür bin Yezid Riyahi
  • Ebû Bekir bin Hasan
  • Kasım bin Hasan
  • Ömer bin Ali
  • Osman bin Ali
  • Cafer bin Ali
  • Ebû Bekir bin Ali
  • Abdullah bin Ali
  • Beşr bin Hasan
  • Abdullah bin Hasan
  • Ömer bin Hasan
  • Muhammed bin Ali
  • Bureyr bin Huzeyr
  • Cafer bin Akil bin Ebu Talib
  • Cabir bin Haris Selmani
  • Haccâc bin Mesruk Cu'fi
  • Holas bin Amr Rasebi
  • Hanzala bin Es'ad el-Şibami
  • Züheyr bin Kayn Beceli
  • Abis bin Ebi Şebib el-Şakiri
  • Abdurrahman bin Akil
  • Abdullah bin Müslim bin Akil
  • Muhammed bin Müslim bin Akil
  • Müslim bin Avsece
  • Covn bin Huvai
  • Eslem Türki
  • Nafi' bin Hilal el-Cemeli
  • Habib bin Mezahir
  • Haris bin Emr el- Keys
  • Şebib bin Abdullah el-Nehşeli
  • Haccac bin Zeyd Tamimi
  • Ebu Sumame Saidi
  • Hanzala bin Amr Şibani
  • Avn bin Abdullah bin Cafer el-Teyyar
  • Muhammed bin Abdullah bin Cafer
  • Sa'id bin Abdullah el-Hanefi
  • Abdullah bin Umeyr el-Kelbi
  • Yezid bin Subeyt el-'Ebdi
  • Hefhaf bin Muhenned Rasebi
  • Zuheyr bin Beşr Hes'ami
  • Veheb bin veheb
Hüseyin'in kolordu tutsakları
  • Zeynelâbidîn
  • Muhammed el-Bakır
  • Zeyneb bint Ali
  • Ümmü Gülsüm bint Ali
  • Fatıma bint Hüseyin
  • Sükeyne bint Hüseyin
  • Rugayye bint Hüseyin
  • Rubab bint Emrü’l Kays
  • Ömer bin Hüseyin
  • Muhammed bin Hüseyin
  • Zeyd bin Hasan
  • Amr bin Hasan
  • Muhammed bin Amr bin Hasan
  • Kasım bin Abdullah bin Cafer
  • Abdullah bin Abbas bin Ali
  • Muhammed bin Akil Asker
  • Ukbet bin Sem'an
  • Müslim bin Riyah
  • Ali bin Osman Makrebi
  • Ümmü Hasan bint Ali
  • Ümmü Muhammed bint Hasan
Kerbela savaşının neden olanları
Diğer

İstanbul’da Hz. Hüseyin’in Kızlarının Türbesi

Çifte Sultanlar Türbesi, *

İstanbul’un fethiyle birlikte Bizans&#;tan tevarüs edilen kilise, manastır ve küçük ibadetgâhların bir kısmı padişah, devlet erkânı ve bazı nüfuzlu şahıslar tarafından cami ve medreseye dönüştürülmüştür. Bu yapıların biri de Koca Mustafa Paşa Camii’dir.

Koca Mustafa Paşa Külliyesi cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret, türbeler, hazire, sebiller, Sünbül Sinan Dergâhı ve Zincirli Servi olarak bilinen tarihi ağacı bünyesinde barındırır. Külliyenin avlusunda yer alan türbelerden birisi de halk arasında yaygın olarak Çifte Sultanlar şeklinde tanınan Hz. Kerimeteyn-i Muhteremeyn Hz. Hüseyin’in iki kızının türbesidir.

  1. Bayezid şehzâde iken Amasya’da sohbetine katıldığı Muhammed Cemaleddin el-Halvetî (öl. , , ) İstanbul’a davet etmiş, Koca Mustafa Paşa da şeyhten İstanbul’da kalmasını rica ederek caminin harimindeki hankâhı ona tahsis etmiştir. Böylece bu tekke Halvetîliğin İstanbul’daki ilk hankâhı olmuştur. Muhammed Cemaleddin’den sonra yerine, şeyhin vasiyeti üzere, Sünbül Sinan olarak tanınan halifesi Yahya b. Ali (öl. ) geçmiştir. Sünbüliye adını alan bu tarikat İstanbul’da faaliyet gösteren ilk tarikat kabul edilir.

Koca Mustafa Paşa Camii’nin bulunduğu mekân, Abbasî halifesi Harun er-Reşid veliaht iken () ve () yıllarında Bizans’a karşı düzenlenen ve İstanbul’a kadar uzanan seferlerle de irtibatlandırılmıştır. Bu seferlerde İstanbul’un yarısı fethedilmiş ve Bizans imparatoru ile sulh anlaşması yapılmıştır. Bunun üzerine halife, imparatordan küçük bir yer talep etmiş ve o zaman Kızlar manastırı bulunan bu semtte kale inşa etmiştir.

Koca Mustafa Paşa külliyesi içinde avlunun ortasında yer alan tarihî mekânlardan biri Çifte Sultanlar olarak bilinen açık türbedir. Bu türbede medfun bulunan Çifte Sultanların Hz. Hüseyin’in iki kızı olduğu rivayet edilmektedir. Türbenin ne zaman inşa edildiği bilinmez. Türbenin Hz. Hüseyin’in kızlarına ait oluşu hakkında bilinenler menkıbelere ve halk inanışlarına dayanmaktadır.

Türbe II. Mahmud zamanında () tamir edilmiş ve bugünkü görünümünü almıştır. Sünbül Efendi’yi ziyarete gelen II. Mahmud’un dikkatini avludaki türbe çekmiş, türbenin Hz. Hüseyin’in çocuklarından birinin Bizans’a esir düşen kızına ait olduğunu öğrenince () yılında buraya türbe yaptırmaya karar vermiştir.

Padişah tamir öncesinde türbe hakkında vakanüvis Hoca Asım Efendi’den bilgi istemiştir. Asım Efendi, Hz. Hüseyin zamanında Rumeli bölgesinde bir savaşın vuku bulmadığı, dolayısıyla kızlarından birinin Bizans’a esir düşmesinin mümkün görünmediği cevabını verir. Yine de burada medfun olan kişinin Hz. Hüseyin’in neslinden bir şerif olması ihtimalinden dolayı türbenin yapılmasını tavsiye eder (5 Receb /4 Temmuz ).

Türbenin etrafındaki parmaklıklar bu tamiratın hatırasıdır. Parmaklıkların üst kısmında kuşak şeklinde yerleştirilen sekiz levhadaki sekiz beyit Vakanüvis Mehmed Esad Efendi’ye ait olup () tarihinde Yesarizade Mustafa İzzet tarafından talik hattıyla yazılmıştır:

Bu meşhed kim ziyâretgâh-ı erbâb-ı muhabbetdir

Gubâr-ı anberîn-i köhl-i erbâb-ı basîretdir

Kafes Yâ Hû tehîdir sanma etrâfında bu câyın

Müşebbek âşiyân-ı tûtiyân-ı bâğ-ı cennetdir

Veren feyz ü şeref bu gülistân-ı cennet-âsâya

İki gül gonca-i  gülnihâl-i gülzâr-ı siyâdetdir

Şehîd-ı Kerbelâ Sultân Hüseyin’in durterânından

İki sultân medfûn olduğu bunda rivâyetdir

Bu câye ihtirâmı Gâzî Hân Mahmûd-ı Adlî’nin

Delîli yümn ü tevfîk ü saâdettir kerâmetdir

Bu cây-ı pâki tezyîn etmeden ol kutb-i devrânın

Murâdı hânedân-ı mefhar-ı kevneyne hürmetdür

O hâkân-ı kerâmet şân ü ârif şâh-ı âgâhın

Bu hidmetde muvaffak olduğı bî reyb ü minnetdir

Ola sad-sâl ma’mûr ü mu’ammer taht-ı âlîde

Vücûd-ı lâzimü’l-mevcûdu Mevlâ’ya emânetdir

Eser-i kilki dâî-i devlet

Yesârîzâde Mustafâ İzzet

Sene:  ()

Sahabe levhasında ise &#;Makam-ı Hazret-i İmam-ı Hüseyn-i Kerremeynü&#;l-Mükerremeyn&#; şeklinde adlandırılan türbe hakkında şu kıta yazılıdır: 

Kerremeynü &#;l-Mükerremeyn

Bi-hakk-ı Seyyidi ‘l-Kevneyn

Nur-i ayneyn İmam Hüseyn

Şefaate ir-gör (erdir) bizi

Çifte Sultanlar türbesi ile ortak tarihi geçmişe sahip olan bir diğer mekân Zincirli Servi&#;dir. Servi ağacının gövde kısmı ahşap bir mahfaza içine alınmıştır. Bu ahşap mahfazanın kafesli pencerelerinin üst kısmındaki levhalarda Yesarizâde&#;nin hattıyla yazılmış bir şiir bulunduğu ve bu levhaların yakın zamanda yerinden kaldırıldığı bildirilmektedir. Bu şiirde Zincirli Servinin bulunduğu mekânın uhreviyyetinden bahsedilmektedir. Tanyeli, bu şiirin Vakanüvis Pertev&#;e () ait olduğunu söylemektedir ki, şairin matbu Divan&#;ında bu şiir mevcuttur. On yedi beyitlik bu şiirde aynı zamanda Çifte Sultanlar meşhedinde Dördüncü İmam Ali Zeynelabidin&#;in (imam-ı çarümin) kızının medfun olduğu zikredilmektedir:

Hüseyin Vassaf ise yukarıdaki şiirin yerinde Mesnevîhân İlmî Efendi&#;ye ait olan on üç beyitlik farklı bir şiirin yazılı olduğunu kaydetmiştir. Bu manzumede de Çifte Sultanlar&#;a atıf vardır:

Zihi Şah-ı rusul neslinden iki gevherîn-vâlâ

Hemişe bu makama ruhları oldu şeref-efzâ

Ne hoş gül-goncalar gülzar-ı cennetden açılmışdır

Bu sünbülzâra bûy-efşân olmuş dû-melek-sima

Hüseyin hazretleri duhterlerinden Fatıma, Zeyneb

Behişt-âsâ olur medfenleri cana ferah-bahşâ

İki sultan-ı zi-şan ile pire istinadından

Bu bir zencirli servidir kıyam üzre durur hâlâ

Camii ve müştemilatı Sultan Abdülmecid ve II. Abdülhamid dönemlerinde de önemli ölçüde tadilat geçirmiştir. Bu sırada Çifte Sultanlar türbesinin de tezhib olunduğu bildirilir. Tespit edilebilen tamirat defterlerine göre Abdülmecid döneminde Şevval (31 Ağustos-6 Eylü) ve 29 Muharrem (25 Aralık ) tarihlerinde türbenin şebekesinin yaldızının elden geçirilmesi için tahsisat tayin edilmiştir. Ancak bu yenilemelerin türbenin II. Mahmud dönemindeki görüntüsünde temelli bir değişiklik meydana getirmediği söylenebilir.

İmam Suyutî&#;nin Risalesi 

Çifte Sultanlar Türbesi’nin varlığına işaret eden eldeki en eski bilgi ise Suyutî’nin (öl. /)  Koca Mustafa Paşa Camii’nin şerefiyetine dair yazdığı bir risaleye atfedilmektedir. Risalenin aslı henüz tespit edilememiştir, ancak Türkçe tercümeleri bulunmaktadır. Risalede aynı zamanda bu caminin avlusundaki açık türbede medfun bulunduğuna inanılan Hz. Hüseyin&#;in kızlarının nasıl İstanbul&#;a getirildiklerine dair bir menkıbe anlatılmaktadır.

Yapılan araştırma neticesinde Suyutî’nin bu isimde bir risalesini tespit etmek mümkün olamamıştır.  Keşfü’z-zünun’da İmam Suyutî&#;ye ait olduğu zikredilen Buluğu’&#;l-Emniyye fi Hankâhi &#;t-Türkiyye adlı eserin Koca Mustafa Paşa Camii&#;nden de bahsettiği düşünülebilir. 

Çifte Sultanlar&#;ın kabir yerlerini Sünbül Efendi’nin keşfen belirlediği nakledilmektedir. Suyutî&#;nin Koca Mustafa Paşa Camii&#;nden bahisle Hz. Hüseyin&#;in iki kızının menkıbesini yazmış olması senesinden evvel kabrin cami avlusundaki yerinin tespit edildiğini gösteriyor. Bu da Sünbül Efendi&#;nin meşihatının ilk devresine tekabül etmektedir. Ayrıca Sünbül Efendi&#;nin, Mısır&#;da İmam Suyutî ile görüşmüş olması da kuvvetli bir ihtimaldir. Zira Sünbül Efendi, halifelik icazetini aldıktan sonra mürşidi Çelebi Halife&#;nin delaletiyle irşad vazifesiyle Mısır&#;a gönderilmişti. 

Bu risalenin tam olarak ne zaman ve kim tarafından Türkçeye tercüme edildiği bilinmemekle birlikte, bir Sinanî kolu dervişi olan Fenaî-i Halvetî tarafından ilk defa manzum olarak Türkçeye tercüme edildiği anlaşılmaktadır. 

Risalenin tercümelerinde, sahabe türbelerini bildiren listelerde ve Sefine adlı iki eserde hanını sultanları kastetmek üzere Kerimetan-ı Hazret-i Hüseyin, Kerimeteyn-ı mükerremeyn, Hz. Kerimeteyn-i Muhteremeyn, Hazret-i Hüseyin&#;in iki kerimesi/kızı şeklinde ifadeler kullanılmıştır. Arşiv belgelerinde ise İmam Zeynelabidin&#;in iki kerime-i muhteremeleri ifadesi yer almıştır. Ancak günümüzde bu türbe Çifte Sultanlar ismiyle şöhret bulmuştur. Menkıbede Hz. Hüseyin&#;in iki kızından bahsedilmesine rağmen, tercüme nüshaların biri dışında hiçbirinde adları açık olarak zikredilmez. Çifte Sultanlar türbesinin kuşak yazısında yer alan şiirde de isimleri belirtilmemiştir. Genel olarak ilk rivayetlerde Hz. Hüseyin&#;in kızları, İmam Hüseyin Kızları olarak geçerken, halk arasında nakledilen yaygın haberleri yansıtan yakın dönemde kaleme alınan birçok eserde Hz. Hüseyin&#;in kızlarının adları açık bir şekilde zikredilmektedir. Öyle anlaşılıyor ki tarihen Hz. Hüseyin&#;in kızlarının Sükeyne ve Fatıma olarak tanınıyor olması, yakın dönemde kaleme alınan kitaplarda Çifte Sultanlar&#;ın bu isimlerle anılmalarına sebep olmuştur.

Tercüme risalelerde hanım sultanların refakatinde Cabir b. Abdullah el-Ensarî ile beş sahabînin de bulunduğundan bahsedilmektedir. Cabir, imparatorun izniyle hanım sultanların defin işlerini yürütür ve cenaze namazlarını kıldırır.

Cabir b. Abdullah, Kerbelâ&#;dan on sekiz yıl sonra 78/ tarihinde Medine&#;de vefat eden tanınmış bir sahabîdir. Kuşatma ya da başka bir sebeple İstanbul&#;a geldiğine dair tarihi bir kayıt yoktur. Hanım sultanlarla ilgili hikâyenin menkıbevî dokusu içinde Cabir’e yer verilmesinin onun şahsiyeti ve hayatı ile bağlantılı bir anlam taşıdığı açıktır. Cabir&#;in Yezid&#;in veliahtlığını desteklememesi ve Osman b. Affan&#;ın katilleri arasında kabul edilerek Haccac (ö. 95/) tarafından ellerinin kurşunla damgalatılması, ayrıca Hz. Hüseyin&#;in torunlarından Muhammed el-Bâkır&#;ın talebeleri arasında bulunması onun Ehl-i Beyt muhibbi kabul edilmesi için uygun sebeplerdir. 

Çifte Sultanlar Türbesi&#;nin bugünkü hâli
Foto: Mustafa Cambaz

___________

Bu yazıdaki bilgiler, Ertuğrul Ertekin tarafından, Gülgûn Uyar’ın “Bir Risâle, Bir Menkıbe, Bir Türbe: İmam Suyutî’ye Ait Risâlenin Işığında Çifte Sultanlar Türbesine Bir Bakış”* başlıklı makalesinden derlenmiştir.

*Mert Sandalcı, Max Fruchtermann Kartpostalları, İstanbul

 

funduszeue.info?m=1

Nakledildiğine göre Kerbela esirleri arasında üç veya dört yaşlarında bir kız çocuğu da bulunmaktaymış. Gece yarısı babasını rüyasında görür ve durmadan ağlayarak babasını isteyerek bitap düşer. Yezid, onun ağlama sesini duyar ve İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başını ona götürmelerini emreder. Rukayye, babasının kesik başını görünce daha çok rahatsız olur ve sonunda üzüntüsünden ölür.

Rugayye bint Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib (Arapça: رُقَیة بِنت الحسین بن علی بن ابی‌طالب) İmam Hüseyin’e atfedilen bir kız çocuğudur. Bazı tarihi kaynaklara göre Kerbela vakıasında bulunmuş ve daha sonra Kerbela esirleri ile birlikte Şam’a götürülmüş ve orada üç veya dört yaşında iken vefat etmiştir. Şam’da onun adına bir türbe bulunmaktadır.

İsmi, vefatının niteliği, mezarı ve İmam Hüseyin’e olan nispeti konusunda kuşkular ve ihtilaflar bulunmaktadır.

İsmi ve Nesebi
İbn Fenduk, “Lübabu’l-Ensab” kitabında İmam Hüseyin’in (a.s) Fatıma ve Sukeyne’nin (Sakine) yanı sıra Rugayye adlı bir kızının daha olduğunu yazmaktadır.[1] Elbette İbn Fenduk, başka bir yerde Sukeyne, Zeynep ve Ümmü Gülsüm’ün İmam Hüseyin’in kızları olduğunu yazmış ve Zeynep ve Ümmü Gülsüm’ün küçük yaşta vefat ettiklerini de eklemiştir.[2] Muhammed bin Talha Şafii, İmam Hüseyin’in dört kızının olduğunu ve yalnızca Zeynep, Sukeyne ve Fatıma’nın adlarını zikretmekte ve dördüncü kızının adını zikretmemektedir.[3] Necmettin Tabesi, İbn Fenduk ve Metalibu’s-Suul’dan naklederek İmam Hüseyin’in dördüncü kızının Rugayye olduğunu, künyesinin ise Ümmü Gülsüm olduğunu belirtmektedir.[4] Buna rağmen eski tarihi kaynakların çoğu İmam Hüseyin’in Rugayye adlı bir kızından bahsetmemiştir; Şeyh Müfid, yalnızca Sukeyne ve Fatıma’nın adlarını İmam Hüseyin’in çocukları listesinde getirmiştir.[5]

Kerbela’da Hazır Bulunması
Kaynaklarda Hz. Rukayye’nin (s.a) Kerbela’da bulunduğu tasrih edilmemiştir. El-Melhuf kitabının bazı nüshalarında İmam Hüseyin’den geride kalanlar için söylediği bazı sözler nakledilmiştir. Orada Rugayye’nin adı geçmiştir, ancak İmam Hüseyin’in kızı olduğuna dair bir işarette bulunulmamıştır.[6][notlar 1] Yenabiu’l-Meveddet kitabında biraz farklılıkla aynı ifadeler zikredilmiş ve İmam Hüseyin’in diğer kızlarının yanında Rugayye de adı zikredilmiştir.[7]

Şu ihtimal de bulunmaktadır ki nakledilen bu nakillerdeki Rukayye’den maksat, İmam Ali’nin (a.s) kızı Rukayye de olmuş olabilir.[8] Bilhassa Rukayye ismi, İmam Hüseyin’in Ümmü Gülsüm ve Zeynep kızkardeşlerinin yanında zikredilmiş ve Luhuf kitabının bazı nüshalarında da bu ifadeler bulunmamaktadır.[9]

Vefat Olayı
Nakledildiğine göre Kerbela esirleri arasında üç veya dört yaşlarında bir kız çocuğu da bulunmaktaymış. Gece yarısı babasını rüyasında görür ve durmadan ağlayarak babasını isteyerek bitap düşer. Yezid, onun ağlama sesini duyar ve İmam Hüseyin’in (a.s) kesik başını ona götürmelerini emreder. Rukayye, babasının kesik başını görünce daha çok rahatsız olur ve sonunda üzüntüsünden ölür.[10]

İmam Hüseyin’e Atfedilen Bir Kızın Şam’da Öldüğüne Dair Rivayetler


Hz. Rugayye’nin Türbesinden Bir Görüntü
Tarihi kaynaklarda İmam Hüseyin’e nispet verilen bir kızın Şam’da vefat ettiğine dair rivayetler bulunmaktadır, ancak rivayetlerde bir uyum yoktur.

İmam Hüseyin’in küçük yaştaki bir kızının Şam’da şehit olduğu hadisesini ilk yazan kaynak, İmaduddin Taberi’nin (k. ) “Kamil Behai” kitabıdır. Bu yazar, kızın adını zikretmemiştir. Dört yaşında olduğunu ve vefatının babasının kesik başını Yezid’in sarayında gördükten birkaç gün sonra gerçekleştiğini yazmıştır.[11]
Molla Hüseyin Vaiz Kâşifi Sebzevari (k. ) olayın Yezid’in sarayında yaşandığını ve ölümün kesik başı gördükten sonra gerçekleştiğini ifade etmiştir.[12]
Fahrettin Tureyhi (k. ) çocuğun üç yaşında olduğunu ve babasına (İmam Hüseyin’in kesik başına doğru) hitabını ilk kez yazan tarihçidir.[13]
Muhammed Hüseyin Ercistani onüçüncü yüzyılın sonlarında, çocuğun isminin Zübeyde, yaşının üç ve hadisenin Şam harabelerinde gerçekleştiğini yazmıştır.[14] Yazar, bir önceki sayfada İmam Hüseyin’in (a.s) Rugayye adlı bir kızının Şam’da olduğunu yazmıştır.[15]
Şeyh Muhammed Cevad Yezdi, ondördüncü yüzyılın başlarında, olayın Şam harabelerinde yaşandığını belirtmiş ancak isminin Zübeyde, Rugayye, Zeynep, Sakine veya Fatıma olduğunu yazmıştır.[16]
Seyyid Muhammed Ali Şah Abdulazimi (k. ) ilk kez, çocuğun isminin Rukayye ve yaşının üç olduğunu belirtmiştir.[17][notlar 2]
Atfedilen Kabri Şerifleri
Ana Madde: Hz. Rukayye’nin Türbesi
Suriye’nin başkenti Şam’da Hz. Rukayye’ye mensup bir türbe bulunmaktadır. Bu türbe Şam’da bulunan Şialara ait ikinci önemli türbedir. Denildiğine göre bu yer İmam Hüseyin’in kızı, Hz. Rukayye’nin şehit olduğu Babu’l-Feradis denen yerde bina edilmiştir. Hz. Rukayye’nin (s.a) türbesi büyük bir binaya ve İslami ve İrani mimariye sahiptir.[notlar 3]

Kuşkular
İmam Hüseyin’e (a.s) atfedilen kız çocuğunun Şam’da vefatıyla ilgili nakillerde uyumsuzluk ve anlaşmazlıklar görülmektedir. Bu nakiller ismi, vefatın zaman ve mekânı ve yine yaşı hakkındadır. Bu rivayetlerin uyumsuzluğu ve yine isminin eski tarihi kaynaklarda sarih bir şekilde zikredilmemiş olması, araştırmacılar arasında İmam Hüseyin’e nispeti konusunda ciddi kuşkular doğmasına neden olmuştur. Şehit Mutahhari (r.a) bu kızın Şam’da vefatı konusunu Aşura vakıasının lafzi tahriflerinden saymaktadır.[18]

Tahran’da minbere çıkan vaizcilerden birisinin bu kızın Hz. İmam Hüseyin’e atfedilmesi[19] konusunda kuşkular belirtmesiyle İran’da itirazlar ve tepkiler dalgalar halinde yayılmıştır.[20]

Yas ve Matem
Şialar, Muharrem ayının üçüncü gecesini Hz. Rugayye’ye mahsus bilmekte ve onun adına mersiyeler okumaktadır. Şii takvimlerde Safer ayının 5’i Hz. Rukayye’nin ölüm yıldönümüdür. Şialara ait bazı camive matem heyetlerine Hz. Rukayye adı verilmektedir. Onun için mersiye ve şiirler okunarak ağıtlar yakılmaktadır. Bazı mersiye ve ağıtlarda Hz. Rukayye’nin (s.a) varlığını inkâr edenlere dokundurulur ve serzeniş edilir.

Büyük Şii Âlimlerin Görüşleri
Ayetullah Mirza Cevad Tebrizi: “İmam Hüseyin’in (a.s) kızı Hz. Rukayye’nin (s.a) Şam’daki mevcut mezarı eskiden beri meşhurdur. Sanki İmam Hüseyin (a.s), o pak hanedanın esaretini ve yaşanan o mezalimi inkâr edecek kimselerin ortaya çıkmasını engellemek için Şam’da onu kendinden bir nişane olarak bırakmıştı. Bu küçük kız, esirlerin içinde hatta küçük kız çocuklarının da olduğunun büyük kanıtıdır. Biz Hz. Rukayye’nin (s.a) bu mekânda can verip defnedildiğinin meşhur oluşuna inanıyoruz.
Ayetullah Mekarim Şirazi: “Şüphe yok ki İmam Hüseyin’in (a.s) bir küçük kızı Şam’da vefat etti ve orada defnedildi. Şu anki harem de kendisine aittir. Fakat meşhur görüşe göre Rukayye olsa da ismi Rukayye (s.a) miydi yoksa başka bir ismi mi vardı, bu konuda ulema arasında ihtilaf var.
Ayetullah Nuri Hemedani: “Kamil Behai, Nefesu’l-Mehmum ve diğer muteber kitaplarda, bazılarının adını Rukayye (s.a) olarak zikrettiği ve Şam’da şehit olan küçük bir kızın İmam Hüseyin’in (a.s) kızı olduğunu belirtmişlerdir. Şam’da bulunan Kabri de kendisine aittir.”
Ayetullah Mezahiri: “Hz. Rukayye’nin (s.a) türbesi diye meşhur olan o yer (Şam’daki türbe), onun türbesidir ve onda şüphe etmek zulümdür; hem de mazlum Hüseyin’in çocuğuna. Bu şöhret, Hz. Zeyneb‘in (s.a) türbesi konusunda da geçerlidir ve bunda şüphe etmek Hz. Zeyneb’e (s.a) zulüm olur. Hz. Zeyneb’e (s.a) zulüm büyük bir günah olur. Kişilerin seyyid oluşu ve büyük insanların kabirleri gibi konularda elimizde meşhur olmanın dışında bir delil yoktur ve bu şöhret bütün fakihlerin nazarında hüccettir.”
Ayetullah Alevi Gorgani: “Hz. Rukayye’nin (s.a) varlığı tarihi gerçeklerdendir. Şüphe onun varlığında değil, ismindedir. İmam Hüseyin’in bir kızının Şam’da defnedildiği konusu, şüphe götürmez bir gerçektir. Bu konuda insanların inançlarında şüphe icat etmek isteyenlere tavsiyemiz, hiçbir fayda elde edemeyecekleri, ahretlerini tehlikeye atacakları ve İmam Hüseyin’in (a.s) gazabına duçar olacakları, dolayısıyla bu tür konularla kendilerini meşgul etmemeleri olacaktır.”
Ayetullah Mubeşşir Kaşani: “Allah’ın nurunu, ağızlarıyla üfleyip söndürmek isterler, oysa Allah nurunu tamamlayacak, kuvvetlendirecektir. İsterse kâfirlerin zoruna gitsin ve istemesinler. İmam Hüseyin’in (a.s) kızı Hz. Rukayye’nin (s.a) varlığı konusunda hiç bir şüphe yoktur. Tarihi şahitler göstermektedir ki, o mazlum kız, Şam yolunda ve harabesinde yaşadığı onca zorluk ve musibetler karşısında küçücük yaşta dünyadan ayrıldı ve Şam’da defnedildi. Tartışılan konu sadece mübarek isminin Rukayye mi, Zeynep mi, yoksa başka bir isimi mi olduğudur. Sonralardan Rukayye ismiyle meşhur oldu.”


Notlar
Yukarı git↑ یا اُختاه! یا اُمّ کلثوم! وأنتِ یا زینب! وأنتِ یا رقیة! وأنتِ یا فاطمة! وأنتِ یا رَباب! انظرن إذا أنا قُتِلتُ فلاتشققنَ عَلَی جَیباً، و لاتُخمِشنَ عَلَی وَجهاً، و لاتَقُلنَ عَلَی هَجراً؛ “Ey bacım! Ey Ümmü Gülsüm! Sen ey Zeynep! Sen ey Rukayye! Sen ey Fatıma ve sen ey Rubab! Sözümü hatırlayın, her ne vakit öldürülürsem benim için yaka paça yırtmayın, yüzünüzü tırmalamayın ve uygunsuz sözler söylemeyin.”
Yukarı git↑ Makalenin bu bölümü, İmam Hüseyin ansiklopedisinden telhis edilmiştir. Ayrıntılı bilgi için Bkz. Ayetullah Rey Şehri, Danışname-i İmam Hüseyin, c. 1, s.
Yukarı git↑ Bu konuda nakiller farklıdır. Bkz. Hz. Rukayye türbesi veya Danışname-i İmam Hüseyin, c. 1, s. ,
Kaynakça
Yukarı git↑ İbn Fenduk, Lubabu’l-Ensan, s.
Yukarı git↑ İbn Fenduk, Lubabu’l-Ensan, s.
Yukarı git↑ Şafii, Metalibu’s-Suul, s.
Yukarı git↑ Tabesi, Rukeyye Bint Hüseyin, s. 8, 9.
Yukarı git↑ Şeyh Müfid, el-İrşad, c. 2, s.
Yukarı git↑ Seyyid İbn Tavus, el-Melhuf, s.
Yukarı git↑ Kunduzi, Yenabiu’l-Meveddet, c. 3, s.
Yukarı git↑ Tabesi, Rukeyye Bint Hüseyin, s.
Yukarı git↑ Seyyid İbn Tavus, Luhuf.
Yukarı git↑ Taberi, Kamil Behai, s.
Yukarı git↑ Taberi, Kamil Behai, s.
Yukarı git↑ Vaiz Kaşifi, Ravzatu’ş-Şüheda, s.
Yukarı git↑ Tureyhi, el-Muntehab fi Cemu’l-Merasi ve’l-Huteb, yüz otuz altı.
Yukarı git↑ Muhammed Hüseyin Ercistani, Envaru’l-Mecalis, s.
Yukarı git↑ Muhammed Hüseyin Ercistani, Envaru’l-Mecalis, s.
Yukarı git↑ Şeyh Muhammed Cevad Yezdi, Şa’şa’tu’l-Hüseyni, c. 2, s. ,
Yukarı git↑ Şah Abdulazimi, el-İkad, s.
Yukarı git↑ Muhahhari, Mecmua Asar, c. 17, s.
Yukarı git↑ İzharat Mütefavit Ayetullah Hoşvekt Derbare Hz. Rukayye (s.a)
Yukarı git↑ Dört taklit mercinin Hz. Rukayye hakkındaki şüphelere cevapları.
funduszeue.info%C3%BCseyin

funduszeue.info

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası