Akustik nöroma, iç kulaktan beyne giden vestibüler sinir üzerinde gelişen kanserli olmayan bir tümördür. Çoğu durumda tümör yavaş büyüyor. Vestibüler sinirin dalları denge ve işitmeden sorumludur. Akustik nöroma sinir üzerinde baskı uygulayarak işitme kaybına, kulakta çınlamaya ve kararsızlığa neden olabilir.
Akustik nöroma kökeni vestibüler siniri kaplayan Schwann hücreleridir. Nadir durumlarda, hızlı büyüme, beyne baskı uygulayarak vücudun hayati işlevlerini bozar.
İşaretler genellikle fark edilmeyebilir. Akustik nöromun en sık görülen ilk belirtileri arasında,
İşitme gücünde azalma, bir tarafta daha belirgin.
Kulakta çınlama hissi olan kulak çınlaması.
dengesizlik
Baş dönmesi veya baş dönmesi
Yüzde uyuşma, güçsüzlük veya kas hareket kaybı. (Bitişik sinirler üzerindeki baskı nedeniyle)
Karışıklık
Yutma güçlüğü
Ses kısıklığı
Tat değişiklikleri
Baş ağrısı
Akustik nöroma nedenlerine dayanarak, iki tiptir:
Sporadik akustik nöroma formu
Nörofibromatoz tip II ile ilişkili akustik nöroma
Akustik nöromun diğer bazı nedenleri
Yüksek ses
Baş ve boyuna radyasyon tedavisi
Cep telefonlarının artan kullanımı
Nörofibromatoz tip II veya NF2, sinir sisteminin kanserli olmayan tümörlerinin büyümesini içeren konjenital bir hastalıktır. Bu, akustik nöromun en yaygın nedenidir ve 30 yaşına kadar iki taraflı olabilir. NF2 hastalarında ayrıca sinir sistemi ve vücudun diğer hayati fonksiyonları ile engel oluşturabilecek omurilik ve beyni etkileyen diğer tümörler vardır.
Olguların çoğunda, belirtiler fark edilmeden akustik nöroma teşhis etmek zordur. Tümörün teşhisinde yardımcı olabilecek bazı testler aşağıdadır.
odyometri - Test, hastanın bir kerede bir yıla yönelik sesi duyduğu bir odyolog tarafından gerçekleştirilir. Farklı tonlarda çok çeşitli sesler yayılır ve hastadan onu her duyduğunda işaret etmesi istenir.
Radyo-görüntüleme - Teşhisi doğrulamak ve tümörün boyutunu ölçmek için MRG yapılır. Doktor ayrıca MRI yerine BT taraması yapabilir.
Akustik nöroma ve görme arasında doğrudan bir ilişki yoktur. Tümörün kulak ve işitme etkisi üzerinde doğrudan bir etkisi vardır ve ayrıca yüz kaslarında zayıflığa neden olabilir. Bununla birlikte, tümörün görme ile doğrudan bir ilişkisi yoktur.
Akustik nöroma tedavisi için 3 temel yaklaşım vardır:
Bekle ve izle
Ameliyatla alınması
Radyoterapi
Tümörün kapsamına ve genel durumuna bağlı olarak, doktor yukarıdaki tedavi seçeneklerinden herhangi birini tercih edebilir.
Bekle ve izle
Herhangi bir büyüme göstermeyen çok küçük boyutlu tümörlerde genellikle gözlenmesi tercih edilir. Bununla birlikte, doktor 6-12 ayda bir MRI veya BT taraması yapmanızı önerebilir. Tümörde herhangi bir saldırganlık veya diğer değişiklikler varsa hastanın tedaviye başlaması gerekecektir.
cerrahlık
Ameliyatın amacı, fasiyal sinir gibi çevre yapıları korurken tümörü çıkarmak ve yüz felci önlemek ve işitme duyusunu korumaktır. Ameliyat genel anestezi altında yapılır. Bazen beyin veya kranial sinirler gibi hayati yapılara yakın olması nedeniyle tüm tümörü çıkarmak zordur. Bazıları var Hindistan'ın en iyi KBB hastaneleriBu tür ameliyatları yapmak için iyi donanımlı. Aşağıdaki komplikasyonlar, cerrahi tedavi ile ilişkili olabilir,
Yüz uyuşması
Zil sesi
İşitme kaybı
Beyin omurilik sıvısının insizyondan sızması
Inme
Beyinde kanama
Menenjit
Radyasyon tedavisi
Daha büyük yaşta veya kalp rahatsızlıkları gibi kronik rahatsızlıkları olan kişilerin, birkaç gama ışınının tümör yapısına odaklandığı ve çevreleyen yapıya zarar vermeden yok edilmesine neden olan gama bıçak cerrahisi gibi stereotaktik radyasyon almaları önerilir. Prosedür yüksek hassasiyetle ve bir MRI veya CT taraması yardımıyla gerçekleştirilir.
Radyoterapi birden fazla seansta kesirler halinde verilir ve iyileşme kanıtı göstermek birkaç ay veya yıl sürebilir.
Dr. Kavreen Arora
Dr. Kavreen tıp okudu ve bilgilerini tıbbi bloglar ve makaleler yoluyla paylaşmaya karar vermeden önce birkaç yıl aktif olarak çalıştı. O zamandan beri Dr. Kavreen, çeşitli tıbbi tedavilerdeki son gelişmeler, ortalama yaşam süreleri ve ülke çapında en iyi hastaneler ve doktorlar hakkında birkaç makale yazdı.
O meraklı bir gözlemci ve yeni teknolojilerle kendini güncel tutmayı seviyor. Meraklı bir okuyucu ve tıp alanında ciddi bir yazar.
Akustik Nöroma, sekizinci kraniyal sinir olan nervus akustikusun schwann kılıfından köken alan bening özellikteki kapsüllü bir tümöre verilen isimdir.
Bu tümörlerin büyük bir çoğunluğu sekizinci kraniyal sinirin vestibüler kısmından kaynaklanmaktadır. Koklear kısmından kaynaklanması durumu oldukça nadir görülür. Eğer bu tümör sinirin internal akustik kanal içerisindeki bölümünden kaynaklanıyorsa ufak boyutlardayken bile semptom verir.
Akustik Schwannoma nın en önemli semptomları işitme ile ilgilidir. Unilateral işitme kaybı, AS vakalarının % 90’nında ilk bulgudur. İşitme kaybı yavaş ilerleyen daha çok yüksek tonları tutan özelliktedir. Konuşmayı ayırt etme skorları da önemli oranda durmuştur. Ani işitme kaybı AS’nin yüzde 10 oranında ilk bulgusu olabilir.
Akustik Schwannoma nın ikinci en sık görülen bulgusu ise tinnitustur. Bunların dışında :
Unilateral işitme kaybı ve tinnitus görülen hastalar mutlaka Akustik schwanoma açısından değerlendirilmelidir. Fizik muayene eksiksiz yapılmalı, odiyometrik ve vestibüler testler kullanılmalıdır.
Bu hastalığın temel tedavisi direkt cerrahidir. Cerrahi uygulanmayan hasta grubu yaşlılar ve ağır hastalığı olan gruptur.
Temel olarak 3farklı cerrahi prosedür vardır. Bunlar şu şekildedir:
Merak ettiklerinizi ve eklemek istediklerinizi konu altındaki yorum bölümüne yazabilirsiniz. Cevap vermekten mutluluk duyacağım.
Akustik nörinom sekizinci kafa sinirini çevreleyen dokudan köken alan iyi huylu bir tümördür. Genellikle yavaş büyür ve çevre dokulara yayılmaz. En sık görülen bulgu tümörün olduğu kulakta işitme kaybıdır. Tedavi seçenekleri sadece gözlem, cerrahi girişim veya radyasyon tedavisidir.
Akustik nörinomaların neden ortaya çıktığı bilinmemektedir. Bu tümörün belirli bir tür tümör baskılayıcı gende bir bozukluk olduğu zaman ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu tümörler bazen nörofibramatozis tip 2 (bir diğer adı da von Recklinghausen hastalığı) denen bir kalıtsal hastalıkta oluşabilmektedir.
Akustik nörinomalar genellikle bir milyonda 10 kişide görülürler. En çok 30-60 yaş arasında ve kadınlarda daha sık görülürler.
Akustik nöromalar genellikle yıllar içinde çok yavaş bir şekilde büyürler.
Tümör boyutlarına küçük, orta ve büyük tümörler olarak sınıflandırılmaktadır.
İlk ortaya çıkan belirti genellikle işitme kaybıdır. Hastaların %90’ında tek taraflı işitme kaybının yanı sıra genellikle kulakta uğultu veya kulak çınlaması vardır.
Sekizinci sinirin denge kısmı da etkilenen yerde olduğu için tümörün büyümesi sürecinde dengesizlik sorunları yaşanabilir.
Daha Nadiren Görülen Belirti ve Bulgular İse Şunlardır:
İlaçlı beyin MR görüntülemesi akustik nörinomaların tanısında kullanılan en iyi yöntemdir.
Tümör ne kadar büyükse tedavi de o kadar karmaşık ve zor olacağından erken tanı ve erken tedavinin önemi büyüktür. Bu tümörün tedavisinde genellikle bir beyin cerrahı ile bir kulak-burun-boğaz cerrahı birlikte çalışırlar. İşitme kaybının olup olmamasına, tümörün büyüklüğüne ve pozisyonuna göre en etkili cerrahi yaklaşım seçilir.
Cerrahi girişimin amacı hastanın dengesini, yüz mimiklerini ve yüzdeki duyuları ve görmeyi korumak ve geri kazanmaktır.
Tümör işitmeden sorumlu olan 8. sinirin etrafında geliştiği için, işitme kaybı genellikle kalıcı olur. Cerrahi girişim öncesinde kaybedilen işitme geri gelmez. Tümör büyükse genellikle işitme kaybı tam olur.
Büyük tümörlerin çıkartılması sırasında genellikle yüz kaslarını yöneten sinir zedeleneceği için kalıcı yüz felçleri ortaya çıkabilir.
Çok büyük tümörler beyin sapına bası yaparak beyin omurilik sıvısının normal akışını engelleyebilirler. Bu durumda beyin içinde sıvı birikimi yani Hidrosefaliye neden olabilir. Bu da hayatı tehdit eden bir durumdur. Bu durumda cerrahinin amacı beyin içinde biriken sıvının normal akışını sağlamak ve beyin sapı üzerindeki basıyı kaldırmaktır.
Cerrahi girişim sonrasında sık rastlanan yan etkiler baş ağrısı, bulantı, huzursuzluk ve koordinasyon güçlüğüdür. Bu yan etkiler genellikle birkaç hafta içinde azalır. Bazı durumlarda rehabilitasyon tedavisi gerekebilir.
Stereotaktik radyocerrahinin amacı tümör büyümesini yavaşlatmak ya da durdurmaktır; tümörü iyileştirmek ya da yok etmek değildir. Radyocerrahi genellikle ileri yaşlardaki ve genel sağlık durumu ameliyatı kaldıramayacak durumda olan hastalara uygulanır.Bazı durumlarda cerrahi sonrasında kalmış olabilecek tümör parçalarının yok edilmesi için de radyocerrahi kullanılabilir.Radyocerrahi sadece küçük tümörlere uygulanabilir. Radyocerrahi de zaman zaman yüz felçleri ya da işitme kayıplarına neden olabilmektedir.
Gözlem. Bu tümörler genellikle çok yavaş büyüdükleri için çoğu zaman herhangi bir belirti vermeden kalabilirler. Bu durumda MR ile düzenli aralıklarla takip edilip büyüyüp büyümedikleri izlenebilir.
Akustik nörinomalar iyi huylu, kanser olmayan tümörlerdir. Vücudun diğer yerlerine yayılım (metastaz) yapmazlar, ancak büyümeye devam ederek kafatası içindeki önemli yapılara bası yapabilirler.
Cerrahi girişim ile hastaların %95’inde tümör tam olarak çıkartılabilmektedir. Bu ameliyattan ölüm riski %1’in altındadır.
Küçük tümörü olan hastaların yaklaşık % 95’inde kalıcı yüz felci ortaya çıkmaz. Ancak büyük tümörleri olan hastaların yaklaşık üçte ikisinde ameliyat sonrasında kalıcı yüz felci görülür.
Küçük tümörü olan hastaların yaklaşık yarısında tümörün olduğu tarafta bir miktar işitme kalacaktır.
Radyocerrahi sonrasında sinir hasarı, işitme kaybı ve yüz felci gibi istenmeyen durumlar belli bir süre sonra bile ortaya çıkabilmektedir.