ÖRNEKLER
✦ The school is next to the playground. (Okul, oyun parkının yanındadır.)
✦ The restaurant is in front of the school. (Restoran, okulun önündedir.)
✦ The police station is between the bakery and library. (Polis karakolu, fırın ve kütüphanenin arasındadır.)
✦ The hotel is behind the bus. (Otel, otobüsün arkasındadır.)
✦ The stationery is opposite the school. (Kırtasiye, okulun karşısındadır.)
✦ The bakery is near the police station. (Fırın, polis karakolunun yanındadır.)
✦ The pharmacy is between the hospital and the hotel. (Eczane, hastane ve otelin arasındadır.)
✦ The bank is opposite the playground. (Banka oyun parkının karşısındadır.)
İngilizcede yer edatları, varlıkların bulunduğu yerleri ve konumları başka varlıklarla ilişkili olarak göstermek için kullanılır.
Aşağıdaki resimde gösterilenler en yaygın kullanılanlardır.
in | içinde |
on | üstünde |
under | altında |
next to | yanında |
behind | arkasında |
in front of | önünde |
between | arasında |
near | yakınında |
The lion is in the cage. Aslan kafeste. |
Hang your coat in the closet. Ceketini dolaba as. |
The cat is on the bed. Kedi yatakta. |
My mother put the dishes on the table. Annem tabakları masaya koydu. |
There is a bus at the bus stop. Otobüs durağında bir otobüs var. |
Anna at the station now. Anna şimdi istasyonda. |
There was no one outside the room. Odanın dışında kimse yoktu. |
Leave your dirty shoes outside the house. Kirli ayakkabılarını evin dışında bırak. |
Come in. It is warmer inside the house. İçeri gelin. Evin içi daha sıcak. |
You will find the gift inside the box. Hediyeyi kutunun içinde bulacaksınız. |
The cat is under the chair. Kedi sandalyenin altında. |
The book was under the desk. Kitap masanın altındaydı. |
There is a rock behind the man. Adamın arkasında bir kaya var. |
There is parking behind the bank. Bankanın arkasında park yeri var. |
There is a bank in front of our house. Evimizin önünde bir banka var. |
There is a square in front of the park. Parkın önünde bir meydan var. |
The shop next to the post office has a lot of rare books. Postanenin yanındaki dükkanda pek çok nadir kitap var. |
I parked my car next to yours. Arabamı seninkinin yanına park ettim. |
He is between the table and chair. O masa ve sandalye arasında. |
Thomas sat between his mother and father. Thomas annesiyle babasının arasına oturdu. |
We Iive right beside the hospital. Hastanenin hemen yanında yaşıyoruz. |
Can we have a table beside the window? Pencerenin yanında bir masa alabilir miyiz? |
We Iive right by the hospital. Hastanenin hemen yanında yaşıyoruz. |
Can we have a table by the window? Pencerenin yanında bir masa alabilir miyiz? |
She was sitting opposite her husband. Kocasının karşısında oturuyordu. |
There is an ATM opposite the river. Nehrin karşısında bir ATM var. |
Bu yazımızda sizlerle Prepositions of Place yani Yer Edatları konusuna bakacağız. Aslında kullanılan pek çok yer edatı var ama bugünkü yazımızda en çok kullanılan, yine de sıklıkla karıştırılan üç tanesine bakacağız: in, on, at.
Bu konuyu grafikle anlatmanın işinizi kolaylaştıracağını düşündük. Bu sebeple de ters bir üçgen grafiği paylaştık sizinle. Grafiğin en üst ve en geniş basamağında ‘in’ edatı bulunuyor. Genelden özele daralarak giden bu üçgende daha sonra ‘on’ ve ardından da ‘at’ edatı yer alıyor.
Genellikle bu edatları karıştırıyor ve üzerinde düşünüyoruz. Ancak bu tablo bu yükü sırtınızdan alıp edatları karıştırmadan cümlede kullanmanıza yardımcı olacaktır diye umuyoruz.
Örneğin:
Örneğin:
Örneğin:
* Bu edatların üçü de cümleye ‘-de, -da’ anlamını verir.
Örnek cümlelerimize de bakalım:
in: içinde anlamına gelir.
on: üstünde
under: altında
behind: arkasında
in front of: önünde
above: üzerinde
below: altında
between: arasında
next to: bitişiğinde
*above ve below edatında temas yokken on ve under edatlarında temas vardır. Bu edatların ayrımını bu şekilde zihninizde kodlayabilirsiniz.
* between edatını bir nesne, iki şeyin arasında olduğu zaman kullanırız. İkiden fazla nesnenin varlığı söz konusu olduğunda among edatı tercih edilir.
Bu yer edatlarıyla ilgili örnek cümlelere göz atalım:
Elma, çilek ve muzun arasındadır.
Peki cümle yapısı nasıl olacak ona bakalım:
Yer edatlarıyla sıklıkla kullandığımız iki kalıbımız var.
1- The + noun + verb + preposition + the + noun.
(Bir nesnenin başka bir nesnenin neresinde olduğunu söylerken kullanıyoruz)
2- There + is + (a) + noun + preposition + the + noun.
(Bu yapıyla da ‘vardır’ ifadesini kullanmış oluyoruz)
Birbirine yakın anlama sahip yer edatlarına bakalım:
‘Prepositions of Place’ yazımız bu şekildeydi. Yer Edatları konusu ile ilgili anlayamadığınız herhangi bir nokta varsa, yorumlara yazmanız yeterli olacaktır. Yorumlara bıraktığınız soruları yanıtlayarak konuyu daha iyi kavramanıza katkıda bulunmaktan mutluluk duyarız. Herkese iyi çalışmalar diliyoruz.
Under
The children were sitting under a tree.
Çocuklar bir ağacın altında oturuyor.
The cat is under the table.
Kedi masanın altında.
I left my mobile phone under the chair.
Cep telefonumu sandalyenin altında unuttum.
By / Next To / Beside
I was waiting by / next to / beside the car.
Arabanın yanında bekliyordum.
He was beside the door.
O, kapının yanındaydı.
She was sitting next to him.
Kız, oğlanın yanında oturuyordu.
On
There is the picture on the wall.
Duvarın üzerinde bir resim var.
That pharmacy is on the right .
O eczane sağ tarafta.
We live on the second floor .
ikinci katta oturuyoruz.
At
There is someone at the door.
Kapıda birisi var.
There was a good menu at the dinner table.
Yemek masasında güzel bir menü vardı.
We met at a concert.
Bir konserde tanıştık.
In
The shampoo is in the bathroom.
Şampuan banyoda.
I offered marriage proposal in Paris.
Evlenme teklifi Pariste yaptım.
There are millions of people in the world.
Dünyada milyonlarca insan var.
Below
This creature likes to swim just below the surface.
Bu yaratık yüzeyin hemen altında yüzmeyi seviyor.
The lamps are below the ceiling.
Lambalar tavanın hemen altında.
The candles are below the table.
Mumlar masanın hemen altında.
Over
Put a jumper over your shirt.
Gömleğinin üstüne süveter giy.
He got the driving licence over 18 years of age.
Eliyeti 18 yaşından büyükken aldı.
It is not hard to climb over the wall.
Duvarın üstünden atlamak kolay.
Above
There are two mirrors above the washbasin.
Lavobonun üstünde iki ayna var.
We live above The Karakuş Family.
Karakuş ailesinin üzerinde oturuyoruz.
The pots are above the wall.
Saksılar duvarın üzerinde.
Across
She walked across the road.
Yolun karşısına geçti.
There’s a bank just across the street.
Caddenin karşısında bir banka var.
He was waiting for me across Forum.
Forumun karşısında beni bekliyordu.
Through
We drove through a tunnel.
Bir tünelin içinden geçtik.
They pass through hard days.
Zor günler içinden geçiyorlar.
He must swim through the rier.
Nehir içinden yüzmek zorunda.
From
Apples are from our garden.
Elmalar bahçemizden.
The letter is from Martin.
Mektup Martinden.
I gave this from my heart.
Bunu kalbimden veriyorum.
onto
The cows were loaded onto trucks.
İnekler kamyonlara yüklendi.
They put the files onto table.
Dosyaları masaya koydular.
The furnitures were onto trucks.
Mobilyalar kamyonlara taşındı.
Towards
I stood up and walked towards her.
Kalktım ve ona doğru yürüdüm.
He ran toward John.
Johna doğru koştu.
The ball came toward me.
Top bana doğru geldi.
Into
He’s gone into a shop.
Bir dükkanın içine girdi.
He put the letter into envelope.
Mektubu zarfın içine koydu.
They bring the present into a box.
Hediyeyi kutu içine getirdi.
To
Let’s go to the theate.
Hadi tiyatroya gidelim.
They came to London last year.
Geçen yıl Londra’ya geldiler.
What time did you go to bed last night?
Dün gece kaçta yattın?
Behind
Ali hide behind Ayşe.
Ali Ayşenin arkasına saklanıyor.
The telephone was behind tv.
Telefon televizyonun arkasında.
The jacket was behind the door.
Ceket kapının arkasındaydı.
In front of
Ayşe sits in front of me.
Ayşe benim önümde oturur.
There is a lot of queue in front me.
Önümde uzun bir kuyruk var.
The fans are in front of Tarkan.
Hayranlar Tarkanın önünde.
Among
There was a fight among footballers.
Futbolcular arasında kavga vardı.
I lost my ring among the crowd.
Kalabalık içinde yüzüğümü kaybettim.
They were searching fort he red car among the cars.
Arabaların içinde kırmızı arabayı arıyorlardı.
Between
There is a conflict between Ayşe and Aslı.
Aslı ve Ayşe arasında bir çelişki var.
There is no difference between Ali and Veli.
Ali ve Veli arasında hiç fark yok.
I sit between Carolin and Rose.
Rose ve Carolin arasında oturuyorum.
Near
My house is near Aslı’s.
Evim Aslının yanında.
His umbrella is near mine.
Şemsiyesi benimkinin yanında.
He was carrying his dog near him.
Köpeğini yanında taşıyordu.
After=Sonra
I left the party after him.
Ondan sonra partiyi terk ettim.
He called me after Neslihan.
Neslihandan sonra beni o aradı.
They came to house after their father.
Babalarından sonra eve geldiler.
Against=Karşısı
He was standing against the wall.
Duvara karşı yaslanıyordu.
They were against their cousins.
Kuzenlerine karşı duruyorlardı.
He was hiding against the tree.
Ağacın karşısında saklanıyordu.
Along=Boyunca
We walked along the seaside.
Sahil boyunca yürüdük.
I swam along the sea.
Deniz boyunca yüzdüm.
We were lying along the beach.
Plaj boyunca uzandık.
Around=Etrafında
The sun turns around the world.
Güneş Dünyanın etrafında döner.
The students were around the teacher.
Öğrenciler öğretmenin etrafındaydı.
He was running around the wall.
Duvarın etrafında koşuyordu.
Close to=Başucunda
He was so close to me.
O, benim başucumdaydı.
Her glasses are close to her.
Gözlükleri başucundadır.
There were flowers close to table.
Masanın başucunda çiçekler vardı.
Down=Aşağı doğru
The ball was rolling down the street.
Top sokaktan aşağı doğru yuvarlanıyordu.
He fell down.
Aşağı düştü.
There was ice down the door.
Kapının aşağısında buz vardı.
Inside=İç taraf
There is a note inside the book.
Kitabın içinde not var.
The telephone is inside my bag.
Telefon çantamın iç tarafında.
Come inside the room.
Odanın içine gir.
Opposite=Karşıt
He was opposite my group.
Benim grubuma karşıttı.
They were opposite us.
Bizim karşımızdalardı.
He was shouting the girl opposite his mother.
Annesinin karşısında kıza bağırıyordu.
Out of=(-den dolayı)
I stepped out of the taxi and walked away.
Taksiden inip uzaklaştım.
He went out of the class.
Sınıftan dışarı çıktı.
We were out of door.
Kapının dışındaydık.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası