atatürk vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır / (PDF) Hazar World - Sayı: 10 - Eylül 2013 | Hazar World Magazine - Academia.edu

Atatürk Vatanını En Çok Seven Görevini En Iyi Yapandır

atatürk vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır

kaynağı değiştir]

Adjiev’in “Halkların Kavimler Göçü: Bakış Açısı” adlı makalesinde[144] ve kitaplarında Kavimler Göçü’nün Temel Tezleri yer almaktadır”,[72][86][126][145]. Çağdaş tarih bilimi, Büyük Göçü “Avrupa’da etnik hareket” olarak tanımlamayı tercih etmektedir. Bunu sağlayan itici gücün IV. yüzyılın 70’li yıllarında Hunların kitle hareketleri olduğu düşünülmektedir. Coğrafyacı ve iktisatçı olarak bu olguyu araştıran Adjiev cevabını aradığı birçok soru sıralamıştır: Sorularını şu sıralama ile ortaya koymaktadır. Hunların hareketinin temel sebebi nedir? Bu hareketin oluşmasında hangi toplumsal süreçler yer almaktadır? Maddî dayanağı neydi? Nihayet, Hunlar kimdir? Avrupa’ya nasıl geldiler? Tarihî coğrafya incelemeleri kapsamında müellif, Büyük Kavimler Göçü’nün Orta Asya’da, yani Kadim Altay’da M.Ö. I. binyılda başladığı ve yaklaşık binyıl sürdüğü sonucuna varıyor. Müellife göre, Büyük Kavimler Göçü’nün ilk güzergâhı Kuzey Hindistan, Hindiçin, Orta ve Yakın Doğu’dan geçmektedir. Altay göçmen kitlesi daha sonra Avrasya bozkırlarına doğru yönelir ve IV. yüzyılda Avrupa’ya ulaşır. Sonuç olarak uygarlık merkezlerinin ortaya çıktığı bu hareketin temelinde, hali bölgelerin iskân edilmesi ve keşfedilmesi sürecinin planlı olarak icra edildiği görülmektedir. Adjiev’in fikrine göre, yeni topraklara yerleşim iktisadî sebeplerden kaynaklanmaktaydı. Zengin demir yatakları ve demir döküm yöntemlerinin keşfi Kadim Altay’da bilimde ve teknolojide devrim yaratmış, ortaya demir esaslı onlarca keşif çıkmıştır. Bu yeni teknolojiler ve keşifler hayat kalitesinin iyileşmesine, tarımın ve hayvancılığın gelişmesini sağlamıştır. Ekonomik yükseliş Altay’daki nüfus değişimini, bilimin demografik patlama dediği hareketi tetiklemiştir. Altay’da M.Ö. I. binyılda nüfus patlaması ıssız topraklara doğru yeni bir göç hareketi başlatmıştır. Bu süreç Avrasya’nın yeni bölgelerinin keşfine, yolların, kanalların, geçitlerin inşaatına, yol yapımına, kalelerin, şehirlerin ve alt yapılarının inşa edilmesine, yani hayatı kolaylaştıran yeni imkânlara yol açmaktaydı.

Adjiev’in ortaya koyduğu tez, dünyanın kendiliğinden değil, demografik kanunlara göre yerleşim yapılmaktaydı. Bu kanunları araştıran ve açıklayan bilimin adı İçtimaî Coğrafya’dır. Her yerleşim, üretimde, taşıtta ve günlük hayatta olmak üzere kendi özelliklerine ve bağlantılarına sahiptir. Yeni toprakların keşfinde yerleşimin her unsuruna özel bir yer ayrılmaktadır. Altay’dan başlayan bu yeniden yerleşim sürecinde ve Avrasya’nın yeni bölgelerinin keşfinde Türklerin bir halk olarak oluşumu gerçekleşmekteydi. Onlar göçebe bir halk değildi. Türklerin hayatının karakteristik özelliği olan tarım ve hayvancılık iktisadın sadece bir unsurudur. Onlar koyunculukla, atçılıkla uğraşır, büyük baş hayvan yetiştiriciliği yaparlardı; çok iyi ziraatçı ve zanaatkârlardı; yerleşim yerleri, sulama kanalları, yollar ve geçitler inşa ederlerdi. Türklerin yayılmasını sağlayan bu yerleşmelere, uygarlığın yeni merkezlerinin inşası eşlik etmekteydi. Türkler, sahip oldukları güçlü ekonomik temel sayesinde ortaçağ dünyasında kültürlerinin Avrasya’ya yayılmasını sağlayan geniş ve ıssız mekânlara yerleşmeyi başarmışlardır. Türklerin maddî kültüründeki farklılığı demir ve demir ürünleri, süvarilik, tarım kültürü (darı, buğday, çavdar, arpa), atçılık, koyun yetiştiriciliği, keçe ve keçeden üretilen nesneler vd. öne çıkarmaktaydı. Türklerin kültürünü bütünlüğüyle yansıtan eşsiz nakış ve tasvirler dikkat çekmekteydi. Türkler kendilerine ait bir alfabe ve yazıya sahipti. Bunların hepsi arkeolojik bulguların hatasız tasnif edilmesini ve tanıdık olmasını sağlamaktadır. Bu arkeolojik bulgular Türklerin Altay’dan çıkarak yeni toprakları iskân ettiği yolları kaydetmektedir. Türklerin ruhanî kültüründe monoteizm, Gök Tanrısı’na (Tengri) inanç öne çıkmaktaydı. Bu inanç, Kadim Altay’ın farklı etnik özelliklere sahip kabilelerini birleştirmekteydi. Onlar Tek Tanrılık inancına dayanan yeni ruhanî kültürün temsilcileri olmuşlardır.

Dolayısıyla araştırmacının fikrine göre, bu halk “dış görünüşüyle birbirine benzemeyen, ama dil ve inanç birliğine sahip kabilelerin odağı idi: Farklı antropolojik tipteki insanların meydana getirdiği bu dil ve ruhanî odak Türk dünyasını oluşturmaktaydı. Farklı tarihî dönemlerde Tengri inancı Türkler vasıtasıyla Budizm, yenilenmiş Zerdüştlük, yenilenmiş İudaizm, Hıristiyanlık, Maniheylik, İslam dinlerinin ve öğretilerinin oluşumuna tesir etmiştir. Avrupa’nın erken ortaçağ tarihine Türkler Hun adıyla girmiştir. Ana vatanı Altay olan Türkler için Hun adı, çok sayıdaki mevcut adlardan sadece biri idi. Türk “etnografyasının” özelliği de buradadır: Hâkimiyeti sağlayan Orda tüm halka kendi adını vermekteydi. Türkler, topraklarını Hanın vekili olan kağanların hükmettiği kağanlıklara veya eyaletlere ayırmaktaydı. Üst hâkimiyet Hana aitti. Böylece dev ölçekli benzersiz bir sistem oluşmuştur: Aynı toplumsal ve siyasal yapı içerisine aynı dili konuşan farklı halklar girmekteydi. Onları ‘‘Türk’’ adı birleştirirdi. Türk Hun devletinin son Hanı V. yüzyılda hüküm süren Atilla idi. O, Büyük Kavimler Göçü neticesinde Türklerin yeni vatanı olan Avrupa’ya yerleşmesini sağlayan süreci tamamlamıştır. Atilla’nın ölümünden sonra birbiriyle düşman olan kağanlıklar arasında devletin bölünmesine yol açan, iç savaşlar başlamıştır. Erken ortaçağ tarihi oradan başlamıştı: Eski kağanlıkların yerine Avrasya’da birçok yeni ülke ve devlet kurulmuştur.

Adjiev’in tezine göre, Altay’dan başlayan Büyük Kavimler Göçü’nün neticesi olarak büyük bir ülke (veya ülkeler grubu) meydana gelmiştir. Bu ülkenin toprakları Baykal’dan Atlantik’e kadar uzanmakta, Sibirya’nın ve çağdaş Rusya’nın büyük bir kısmını kapsamaktaydı. Bu ülkenin oluşumunun haritada ‘‘Deşt-i Kıpçak’’ adıyla yer alması yüzyıllar sürdü. Burada Türkler yaşıyorlardı: Bugünkü Başkurtların, Kazakların, Kırgızların, Kumukların, Nogayların, Tatarların, Ukraynalıların ve çağdaş Rusların bir kısmı dâhil diğer halklar. Deşt-i Kıpçak, Kiev Rusyası ve diğer Akdeniz ülkelerinin selefi idi. Kavimler Göçü sayesinde Türk kültürü Doğu ve Batı’yı ruhanî ve maddî alanda eşsiz kazanımlarıyla zenginleştirerek insanlığın ortak mirasını oluşturmuştur.

Adjiev'in Faaliyetlerinin Değerlendirilmesi[değiştir kaynağı değiştir]

“Vokrug Sveta” dergisinden ayrıldıktan sonra Adjiev tek başına Deşt-i Kıpçak (Büyük Bozkır, Polovets Bozkırı) ülkesi araştırmalarına devam etmiştir[43]. Adjiev, 2000 yıl önce Altay’da oluşan Kavimler Göçü hipotezini ortaya koyarak tahmin edilen göç aşamalarını zaman bağlamında incelemiş ve bu göçün güzergâhını coğrafî haritalara taşımıştır. Adjiev’e göre, I. binyılda göç ve yeni toprakların keşfi neticesinde Baykal’dan Atlantik’e kadar, Sibirya’nın ve çağdaş Rusya’nın büyük bir kısmını ihtiva eden Deşt-i Kıpçak ülkesi kurulmuştur[41][44]. Adjiev, araştırmalarının neticelerini 1994 yılında "Polın’ Polovetskogo Polya" (Kaybolan Millet. Deşt-i Kıpçak Medeniyeti) adlı kitabında Kumukların, Karaçayların, Balkarların, Rusya Kazaklarının, Kazakistan’daki Kazakların, Tatarların, Çuvaşların, Yakutların, Gagavuzların, Kırım Tatarlarının, bir kısım Rusların ve Ukraynalıların şeceresini ortaya koymuş, bunların Türk (Kıpçak) kökünden gelmiş olan aslını unutan halklar olduğunu anlatmıştır[45].

Adjiev’in hipotezine göre, bu halklar 2000 yıl önce Altay’dan Büyük Kavimler Göçü’nü başlatan, sonraki yüzyıllar boyunca Avrasya kıtasının bozkır bölgesini keşif ve iskân eden torunlarıdır. Dolayısıyla kitabın 3. Baskısında yer alan Özet’te belirtildiği gibi, müellif, Rusya tarihinin “resmî olarak kabul gördüğü IX. yüzyılda değil, çok daha önce başladığını düşünmektedir[46]. Bu eserde kadim Türklerin inancı olan Tengricilik’e özel bir ilgi gösterilmektedir[47]. “Polın’ Polovetskogo Polya” adlı eseri ‘‘Murad Adji’’ adıyla yayımlanmıştır. Bu isim, “Vokrug Sveta” dergisinden ayrıldıktan sonra müellifin adı olmuştur. Adjiev’in kendisinin anlattığına göre, “Rüzgâr gibi özgürdüm, bu adı aldım, daha doğrusu soyumuzun, dedemin ve onun dedesinin taşıdığı ‘Adji’ soyadını geri aldım. Artık bu soyadı kullanmaya hakkım olduğunu düşündüm ve kitap üzerinde çalışmaya başladım”[48]. ‘‘Polın’ Polovetskogo Polya” adlı eser Adjiev’in tanınmasına vesile olmuştur[49] ve 2015 yılında dokuz baskıya ulaşmıştır[50]. Bakü Slavyan Üniversitesi’nde “Türkoloji” çalışmaları bünyesindeki “Çeviri Sorunları” İlmî-Araştırma Laboratuvarı “Polın’ Polovetskogo Polya” adlı kitabı Türk dilleri, edebiyatları ve tarihi alanında en iyi eser olarak çevirmiş ve yayınlamıştır. Bu eserin çevirmeni ünlü Türkolog, dilbilimci Profesör Tofik Gadjiev’dir[51][52]. Bu eser, Bakü Slavyan Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde ders kitabı olarak okutulmaktadır[53]. Gazi Üniversitesi (bugün Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi) Profesörü Zeynep Bağlan Özer bu eseri Türk diline 2001 yılında çevirmiş,[54] 2019 yılında da kitabın genişletilmiş 2. Baskısını tercüme etmiştir[55][56].

Adjiev, Dağıstan’a Hristiyanlığın tarihini araştırmak[57] ve Aziz Georgi’nin mezarını aramak amacıyla 1995 yılında gezi düzenler. Gezinin neticelerini ve Aziz Georgi’nin defnedildiği tahminî yer ile ilgili araştırma sonuçlarını makalelerinde[58] ve 1997 yılında yayımlanmış olan “Aziz Georgi’nin Sırrı veya Tanrı’nın Armağanı: Türklerin Ruhanî Mirasından” adlı kitabında anlatır[59][60]. Adjiev’in Gezisi’nden sonra[61][62] Aziz Georgi’nin mezarı Dağıstan Cumhuriyeti’nin görülecek yerler listesine dahil edilmiştir[63]. “Çocuklar için Ansiklopedi”, 1996 yılında Adjiev’in Kadim Türklerin İnancı olan Tengricilik ile ilgili “Bozkırın Dini” adlı tartışmalı makalesini yayınlıyor[64]. Bu makalede Büyük Bozkır (Deşt-i Kıpçak) halklarının Putperest olmadıkları ve Monoteizm, Tek Tanrı (Tengri) inancına sahip olduğu[65], eşit kenarlı haçın ise Tengricilik’in en eski simgelerinden biri olduğu anlatılmaktadır[66]. 1997 yılında Adjiev, “Bozkır ve Kültür. Zamanda Ulu Yolculuk” başlıklı Uluslararası Sempozyuma katılmış,[67] “Türklerin Avrupa Uygarlığına Katkısı” adlı bildirisini sunmuştur. Bildirinin Özeti’nde belirtildiği gibi, “Türk kültürünün değeri ve rolü, Avrupa uygarlığının gelişmesindeki katkısı incelenmektedir”[68].

1998 yılında Muhtar Avezov’un 100. yıl anısına ithaf edilen Uluslararası Sempozyuma davet edilen Adjiev, toplantıya katılır ve açılış oturumunda bir bildiri sunar[69]. ‘‘Tengricilik ve Çağdaş Avrupa Kültürünün Temelleri” adlı bu bildirisinde[70] Adjiev, monoteizmi bilmeyen Kıpçakların Putperest olduklarına dair tezini yeniden gözden geçirir. Ona göre, Deşt-i Kıpçak sakinleri sonradan meydana çıkan monoteistik bir din olan Hristiyanlığın da temelini oluşturan Tengricilik’e, yani Gök Tanrı’ya inanıyorlardı[69]. Adjiev’in bildirisi toplumun aydınlarının ilgisini çekmiş ve sempozyum çalışmaları boyunca geniş bir yankı uyandırmıştır[69][71].

1998 yılında “Mısl” Yayınevi tarafından Adjiev’in Büyük Kavimler Göçü konusunu devam ettirdiği “Avrupa Türkler ve Büyük Bozkır” adlı bilimsel popüler eserin ilk baskısı yayımlanır[72]. Bu eserde Büyük Bozkırın Avrupa kültürüne katkıları üzerinde durulmaktadır. Birçok baskısı olan bu eserin 2015 yılındaki yeni baskısında yer alan Özet’te “ilk defa Büyük Kavimler Göçü tezinin bu eserle ortaya konulduğu ve sonraki eserlerinde geliştirildiği belirtilmektedir[73]. Türkiye’de 2016 yılında “Avrupa, Türkler ve Büyük Bozkır” adıyla Türkçe yayımlanmıştır[74]. Bu eserin çevirisini yapan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Profesörü Zeynep Bağlan Özer’e göre, bu kitap, bilimsel popüler tür geleneğinin en iyi örneği olarak görülebilir; Büyük Kavimler Göçü tezi ise dünya tarihine yeni bir bakış açısıyla bakmamızı sağlamaktadır[75]. Akademisyen, Adjiev’in araştırmalarını tarihî ve iktisadî coğrafya bağlamında yaptığının önemini belirtmektedir[76]. Adjiev’in kendisi, uzmanlık alanının coğrafya olduğunu ve kitaplarını hayatını adadığı bu bilim alanı çerçevesinde yazdığını vurgulamaktadır: “Tarihî coğrafyada en zor iş, araştırılan bölgenin iktisadî temelini göstermektir. Benim yaptığım da tam bu iştir”.[2][77].

Adjiev’in öğrenciler için kaleme aldığı “Kıpçaklar. Türklerin ve Büyük Bozkırın Kadim Tarihi” adlı bilimsel popüler kitabı 1999 yılında yayımlanır[78]. 2001 yılında ise bu eserin devamı olarak “Kıpçaklar. Oğuzlar. Türklerin ve Büyük Bozkırın Ortaçağ Tarihi” adlı kitabı yazar[79]. Ailece kitap okuma geleneğini canlandırmak için müellif, kitaplarını öğrenciler ve onları ana-babalarına ithaf eder[80][81]. “Bilgeliğin ve bilimin iç içe olduğu metin” türü, akıcı ve sürükleyici anlatım tarzıyla bu amaca hizmet ediyor[82]. 2001 yılında Tataristan Cumhuriyeti Bilimler Akademisi, Marjani Tarih Enstitüsü’nün davetiyle katıldığı toplantıda Adjiev’in “Kıpçaklar. Oğuzlar” adlı kitabı Kazan’da Tataristan akademi çevrelerine tanıtılmıştır[83]. “Kıpçaklar. Türklerin ve Büyük Bozkırın Kadim Tarihi” adlı eseri 2002 yılında Türkiye’de Türkçe yayımlanır[84]. 2001 yılında Altay seyahatinden sonra[85], Adjiev yeni kitabı üzerinde çalışmaya başlar. Üç yıl süren aralıksız bir çalışmadan sonra “Tyurki i Mir: Sokrovennaya İstoriya” (Türklerin Saklı Tarihi) adlı bilimsel popüler kitabı yayımlanır[86]. Bu çalışmasında müellif, Altay’da oluşan Kavimler Göçü tezinin temellerini daha kapsamlı olarak ortaya koyar. Kitabın Özeti’nde ifade edildiği gibi, bu çalışmada Büyük Bozkır’ın Tek Tanrılık geleneklerine özel ilgi gösterilmiştir[86].

2019 yılında “Tyurki i Mir: Sokrovennaya İstoriya” (Türklerin Saklı Tarihi) adlı eser Türk dilinde Türkiye’de yayımlanmıştır[87]. Adjiev, bu kitapta yer alan bazı tezleri 2004 yılında[88] Birinci “Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi” konulu Uluslararası bilimsel konferansta sunmuştur[89]. Adjiev, “Hint-Avrupa ve Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi” adlı bildirisinde, M.Ö. Altay’dan başlayarak çağdaş kültürü şekillendiren Büyük Kavimler Göçü’nü, Rusya ve Avrupa’nın gelişiminde Türk kültürünün katkısını anlatmıştır[90]. Müellifin çok hararetli ve tartışmalı argümanları konferans katılımcılarının yoğun ilgisini çekmiştir[88]. Adjiev, 2005 yılında Nahçıvan Devlet Üniversitesi tarafından Nahçıvan’da bulunan Gamigay Dağı’ndaki kaya üstü resimleri incelemek üzere düzenlenen geziye katılmıştır[91]. Adjiev’e göre, bu resimler Büyük Kavimler Göçü’nün aşamalarından biriyle bağlantılıdır[92]. Bu geziden sonra hükûmetin kararıyla dünya tarihinin bu kadim anıtı yerine Nuh’un Mozolesi yeniden yapılmıştır[92]. Yapılan araştırmalar Azerbaycan Cumhuriyeti yönetimi ve kamuoyunun yoğun ilgisini çekmiştir[93].

Kafkasya gezisi[91][94] ve “Kafkas Albanyası’nın Etnokültürel Mirası” konulu uluslararası bilimsel konferansa katılımından sonra[95] 2006 yılında Adjiev’in “Dıhaniye Armageddona” (Armageddon’un Nefesi) adlı bilimsel popüler kitabı ‘‘AST’’ yayınevinden yayımlanır. Eserde XVI. yüzyılda başlayan ve bugüne kadar bitmeyen Kafkasya savaşlarının tarihi anlatılmaktadır[96]. Müellif, bu eserinde özellikle Kafkas Albanyası tarihini, çağdaş okuyucunun neredeyse hiç tanımadığı bir devleti anlatmaktadır. Adjiev’in bu konuya ilgisi 1989-1991 yıllarında Kafkasya’da yaptığı etnografik araştırmalarına kadar dayanır[22][37][97] ve gerçek olgular temelinde yazılan makaleleriyle Kafkasya sorunlarını ortaya koymaya gayret eder[22]. Adjiev’in “Aziatskaya Yevropa” (Asya Avrupası) adlı bilimsel popüler kitabı da 2006 yılında yayımlanmıştır[98]. Bu kitaba iki çalışması dâhil edilmiştir: “Avrupa. Türkler ve Büyük Bozkır”,[72], “Türklerin Saklı Tarihi”[86]. Kitabın Özeti’nde ifade edildiği gibi, Rusya’nın ve diğer Avrupa ülkelerinin temelini oluşturan Büyük Bozkırın tarihi, “dünya görüşünün ve tarihe bakışının daha farklı olduğu bir coğrafyacı’’ tarafından anlatılmasından dolayı ilgi çekmektedir[98]. 2007 yılında Rusya Kültür Bakanlığı’nın bir projesi olarak “Millî Tarih ve Millî Düşünce” sloganıyla Adjiev’in araştırmaları esas alınarak “Armageddon’un Nefesi” adlı bir film çekilmiştir[99]. Filmin ilk gösterimi Bakü Devlet Üniversitesi’nde yapılmış, çoğunluğunu tarihçi ve coğrafyacıların oluşturduğu büyük bir seyirci kitlesinin önünde icra edilmiştir[100].

2007 yılında Verhnevilyusk Koleji tarafından davet edilen Adjiev, uluslararası eksper olarak görev yapmıştır[101]. Öğretmenlerin ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen “Sivil Toplumun Oluşumunda Kültürlerin bir Entegrasyonu olarak Türkoloji” konulu uluslararası bilimsel uygulamalı konferansa davet edilmiştir[102]. 2010 yılında “Tarih Kütüphanesi” dizisinde Adjiev’in “Bez Veçnogo Sinnego Neba: Oçerki Naşey İstorii” (Ebedî Gökyüzü Olmadan: Bizim Tarihimizin Yazıları) adlı kitabı AST yayınevinde yayımlanmıştır. Kitabın Özeti’nde ifade edildiği gibi, müellif “dün yapılması imkânsızı gerçekleştirmiştir. Rusya’nın öncesi: Deşt-i Kıpçak (Büyük Bozkır, Polovets Bozkırı) devletini anlatmış, böylece Rusya tarihinin sınırlarını 1000 yılına kadar genişletmiştir”. Kitabın Önsözü’nde ifade edildiği gibi, Adjiev’in ortaya koyduğu netice inanılmaz sadeliği ile şaşırtmaktadır: Biz tek olan devletin tek halkıyız”[103]. Büyük Kavimler Göçü’nün tezinden çıkan bu sonuç bir vecize haline gelmiştir[104]. Ortak geçmişi anlatan Murad Adji’nin kitapları sayesinde ‘‘Tek Devlet - Tek Millet” sloganı çok uluslu Rusya topluluklarını birleştirmektedir[104][105][106][107][108]. 2011 yılında Adjiev’in kitaplarının yeni baskıları çıkar: “Aziatskaya Evropa (Asya Avrupası), “Avrupa, Türkler ve Büyük Bozkır”, “Bez Veçnogo Sinnego Neba: Oçerki Naşey İstorii” (Ebedî Gökyüzü Olmadan), “Polın’ Polovetskogo Polya” (Kaybolan Millet. Deşt-i Kıpçak Medeniyeti)[109]. Adjiev, 2011-2012 yıllarında “Türkler” adlı tarihî belgesel filmler projesinin son dizilerinin yapılmasına katkı sağlar[110]. Bu Proje, Rusya Coğrafya Topluluğu ve Devletlerarası “Mir” Televizyon Radyo Kurumu tarafından hayata geçirilmiştir[111]. Bu projenin amacı, “Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu tarihlerini Türk halklarının kadim geçmişi vasıtasıyla göstermek, geniş kitleleri Türk halklarının kültürü ile tanıştırmaktır[111]. Bu projenin hayata geçirilmesi için Rusya Devlet Başkanı V. Putin maddî ve manevî destek sağlamıştır[112].

2013 yılında Moskova’nın merkezinde bulunan Tatar Kültür Merkezi’nde Adjiev’in Türkoloji alanındaki çalışmalarının 20. yılı münasebetiyle yapılan ve ona ithaf edilen bir toplantı tertip edilmiştir[113]. Farklı milliyetlere mensup insanları bir araya getiren toplantı “Tek Millet - Tek Devlet!” sloganı altında yapılmıştır. Yapılan konuşmaların ortak yönü ise Türk halkları kültürünün yeniden canlanmasındaki katkılarından dolayı Adjiev’e teşekkür sunmaktır[105][114][115]. 2014 yılında doğumunun 70. yılı münasebetiyle AST yayınevi Adjiev’in “Polınnıy Moy Put’” (Acı Hayatım)[116], “Velikaya Step’. Prinoşeniye Tyurka”” (Büyük Bozkır. Türk’ün Armağanı)[117] ve “Aziatskaya Yevropa” (Asya Avrupası) kitaplarının yeni baskısını yayımlar[98]. ‘‘Polınnıy moy put’” (Acı Hayatım) adlı kitap “Polın’ Polovetskogo Polya”[55] ve “Bez Veçnogo Sinnego Neba”[27] adlı eserlerinden oluşmaktadır. Kitabın özetinde ifade edildiği gibi, birinci kitap, müellifi Büyük Bozkırın geniş alanına, ikincisi ise keşifleriyle cömert ve uzun olan yavşan yolunun sonuna getirmiştir[116]. “Velikaya Step’. Prinoşeniye Tyurka” (Ulu Bozkır. Türk’ün Armağanı) adlı kitabına “Kıpçaklar” eserinin yanı sıra “Kıpçaklar. Oğuzlar”, “Armageddon’un Nefesi”, “Çar Attila” piyesi ve daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış “Kafkasya Savaşı ve Barış” adlı belgesel filmin senaryosu dâhil edilmiştir[117]. 2014 yılında Mahaçkale’de Adjiev’in doğumunun 70. yıl dönümü münasebetiyle bir bilimsel konferans düzenlenmiştir[118]. Konferans katılımcılarının konuşmalarında Adjiev’in tezinin doğruluğunun ortaya çıktığı, eserlerinin ise genel millî düşüncenin oluşumu için önem taşıdığı vurgulanmıştır[106][118].

“Zov Pamyati” (Hafızanın Sesi) adlı gazete tarafından Adjiev’in ana vatanında doğumunun 70. yıl dönümü münasebetiyle özel bir sayı yayımlanır[119] ve bununla birlikte birçok etkinlik düzenlenir[120][121][122]. Kumuk Müzikal Dram Tiyatrosu’nda Adji’ye ithaf edilen bir tören yapılır[123][124]. 2015 yılında AST Yayınevi Adjiev’in birkaç eserini birden yayımlar: “Polın’ Polovetskogo Polya”: (9. Baskı), “Avrupa. Türkler ve Büyük Bozkır” (genişletilmiş 9. Baskı), “Türklerin Saklı Tarihi” ve ‘‘Türklerin Tarihi. Bizi Böyle Tanıyorlar”[125]. ‘‘Türklerin Tarihi. Bizi Böyle Tanıyorlar” adlı kitaba, müellif tarafından bu özel baskı için yeniden gözden geçirilmiş olan “Kıpçaklar” ve “Kıpçaklar. Oğuzlar” adlı eserler dâhil edilmiştir. 2016 yılında Adjiev’in “Saga o Velikoy Stepi” (Büyük Bozkır Destanı) adlı yeni kitabı yayımlanmıştır. Özet’te ifade edildiği gibi, bu çalışmada müellif, Büyük Kavimler Göçü konusunu, Türk kültürünün insanlığın ortak mirası haline nasıl geldiğini, eşsiz kazanımlarıyla Doğu ve Batı’yı zenginleştirip Avrasya kıtasına nasıl yayıldığını anlatmaya devam etmektedir[126]. Tarih biliminin fasit çemberinden çıkan coğrafyacı, Büyük Kavimler Göçü sürecini yeni toprakların keşfi meselesi olarak araştırmaktadır, “ama sadece bir farkla: bu olaylar bundan onlarca yüzyıl önce vuku bulmuştur.”[127]. Doktora tezi konusu olan modelleme yöntemini tarihi idrak etmenin aracı olarak gören Adjiev, coğrafya, iktisat ve matematik bilgilerini eşgüdüm içerisinde değerlendirerek kullanmayı teklif etmektedir[127].

2017 yılında “Türk Dünyası Belleteni” Dergisinin Özel Sayısında yer alan makalelerin tümü araştırmacı yazar Murad Eskenderoviç Adjiev’in (Murad Adji) faaliyetlerine teksif edilmiştir[43][128]. Moskova Devlet Üniversitesi Coğrafya Fakültesi mezunu, Sibirya Araştırmaları alanında Doktora Tezini savunan Adjiev’in hayatı boyunca seçtiği konuya sadık kaldığı belirtilmiştir. Bu sayede alim, Avrasya’nın engin sahasına çıkabilmiş ve kendi araştırmalarına devam edebilmiştir. Sonuç olarak, çeyrek asır çalıştığı Büyük Kavimler Göçü tezini ortaya koymuştur[43]. 2019 yılında Adjiev’in son çalışması olan “Svyatoy Georgiy i Hunı” (Aziz Georgi ve Hunlar) adlı eseri yayımlanmıştır. Özet’te ifade edldiği gibi, müellif ömrünü bu kitabı yazmaya adamıştır. Çeyrek asır evvel Aziz Georgi’ye ithaf ettiği ilk yayınları bu araştırmaların başlangıcı olmuştur. Buradan yola çıkarak, Georgi’nin faaliyetleri ile Büyük Kavimler Göçü’nün coğrafî ve zaman koordinatlarına “denk” geldiği için Adjiev, beklenmedik sonuçlara ulaşmış olur. Bu sonuçlar bir coğrafya uzmanı olan ve coğrafyanın fen bilimi olduğuna inanan araştırmacıya tarihî hadiselere objektif olarak bakma ve olayları örten siyaset perdesini açma imkânı tanımıştır.

Araştırmacı, “çalışmasının insanların dünyaya bakış tarzını değiştireceğini ümit etmiştir”[60][129][130]. Son nefesine kadar çalışmaya devam eden yazarın bu kitabı ancak vefatından sonra yayımlanmıştır[129]. Adjiev, 7 Mart 2018 yılında hayata veda etmiş ve Moskova’daki Donskoy mezarlığına defnedilmiştir[131].

Ortaöğretim Alanındaki Bilimsel Faaliyetleri[değiştir

Murad Adji

Murad Eskenderoviç Adjiev (1994 yılından beri “Murad Adji” adını kullanmaktadır; 9 Aralık 1944, Moskova - 7 Mart 2018[1]), Sovyet ve Rus bilim insanı, türkolog, araştırmacı yazar. Kadim Türklerin ana vatanı Altay’dan başlayan Büyük Kavimler Göçü tezinin müellifi. Coğrafyacı, Doktorasını iktisat alanında yapmıştır. Doçent[2]. Kumuk kökenli.

Özgeçmiş[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.