istanbul nasıl fethedildi kısaca / Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u nasıl fethetti? İşte tüm detaylar - Yaşam Haberleri

Istanbul Nasıl Fethedildi Kısaca

istanbul nasıl fethedildi kısaca

O zamanlardaki adı Konstantinopolis olan İstanbul&#;un fethi, uzun yıllar boyunca birçok komutanın en büyük hedefiydi. Ancak birçok deneme başarısız oldu, ta ki Fatih Sultan Mehmet&#;in kuşatmasına kadar. Fatih Sultan Mehmet, stratejik zekası, cesareti ve inancıyla Konstantinopolis&#;i fethetmeyi başardı. Bu fetih, hem Türk tarihi hem de dünya tarihi için bir dönüm noktası oldu. Öyle ki, bu savaşın sonrasında, Doğu Roma İmparatorluğu düşerken Osmanlı İmparatorluğu büyük bir yükselişe geçti.

Tarihin en önemli olaylarından olan İstanbul&#;un fethi, geçmişe ve Türk tarihine ilgi duyanların kesinlikle öğrenmesi gereken bir savaştır. İşte bu yüzden İstanbul ne zaman ve nasıl fethedildi anlattık.

İstanbul&#;un fethi, her komutanın hayaliydi

İstanbul'un fethi
İstanbul, konumu gereği dünyanın en önemli şehirlerinden biriydi. Konumunun mükemmel oluşu İstanbul&#;u bir hedef haline getiriyordu. Bu sebeple İstanbul&#;un fethi, birçok komutanın hayallerini süslüyordu. Fethine kadar İstanbul, Emeviler ve Abbasiler, Haçlılar ve Sultan Mehmet&#;ten önceki padişahların komutasındaki Osmanlılar tarafından kuşatıldı. Ancak Peygamber Efendimiz&#;in &#;İstanbul elbet bir gün fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur&#; sözleri, Fatih Sultan Mehmet&#;e ve güçlü ordusuna nasip oldu.

Gelelim İstanbul nasıl ve ne zaman fethedildi sorusunun detaylı cevabına&#;

&#;de son kez tahta çıkan Fatih Sultan Mehmet, hemen hazırlıklara başladı

Fatih Sultan Mehmet'in tahta çıkışı
II. Mehmed, babasının ölümünden sonra &#;de son defa tahta çıktı. İlk eylemi, Halil Paşa tarafından sürgün edilen Zağanos Paşa&#;yı görevine geri getirmek oldu. Sadrazam Halil Paşa, kuşatmayı hoş karşılamadığı için daha önce Sultan Mehmet&#;i iki kez tahtan indirmişti. Sadrazam Halil Paşa&#;nın bu düşüncesi, kuşatma esnasında Zağanos Paşa&#;yla fikir ayrılığı yaşamasına sebep olacaktı.

II. Mehmed, İstanbul&#;a ulaşması mümkün olan yardımları engellemek için Anadolu Hisarı&#;nın karşısına Rumeli Hisarı&#;nın yapılmasını emretti. II. Mehmed&#;in yakından kontrol ettiği Rumeli Hisarı&#;nın inşasına yılının Nisan ayında başlandı ve Ağustos ayında bitti. Bizans İmparatorluğu, hisarın yapımı ve boğazın kapatılması yüzünden çok tedirgin oldu. Hisarın inşasının durdurulmasını isteyen İmparator Kostantin, iki elçi gönderdi. Sultan Mehmet ise bu elçileri idam ettirdi. yılının Kasım ayında boğazdan geçmeye çalışan iki Venedik gemisi, dur ikazına uymayınca batırıldı. İmparator Kostantin, Papa&#;dan yardım istedi, ancak bu isteği yanıtsız kaldı. Sadece Cenova takviye kuvvet gönderdi. Giovanni Giustiniani komutasındaki asker, 26 Ocak &#;te İstanbul&#;a vardı.

Kuşatma için büyük toplar yapıldı

İstanbul'un fethi
Lağımcılar, Bizans zindanlarından Urban adlı mühendisi kaçırdılar. II. Mehmed&#;in emriyle Urban ve yanına verilen adamlar, dönemin en büyük toplarını yapmaya başladılar. Topun uzunluğu 8, çevresi 2,5 metreydi. Bir güllenin ağırlığıı ise yaklaşık kiloydu. Bu top, Rumeli Beylerbeyi Dayı Karaca Paşa tarafından İstanbul&#;a getirildi. Birçok kaynakta farklı bilgiler olsa da, kuşatmada ortalama ila arası Osmanlı askeri vardı. Deniz desteği için hazır olan Osmanlı donanmasında ila arası gemi olduğu tahmin ediliyor.

6 Nisan &#;te kuşatma başladı

İstanbul'un fethi
6 Nisan &#;te Osmanlı ordusu, surların önünde mevzi aldı. İstanbul&#;un fethi için her şey hazırdı. Bu sırada Bizans tarafı en zayıf bölge olan Edirnekapı&#;ya asker yerleştirdi. Osmanlı&#;da ise Galata cephesinde Zağanos Paşa&#;nın kuvvetleri, surların güney kısmında Anadolu Beylerbeyi İshak Paşa, kuzey kısmında da Rumeli Beylerbeyi Karaca Paşa konuşlandı. II. Mehmed ise yeniçerileriyle birlikte St. Romanos ile Edirnekapı arasında yer aldı. Bu bölgede Bizans&#;ın en zayıf surları bulunuyordu. En zayıf bölgenin tespit edilmesinden sonra 11 Nisan&#;da toplar buna göre yerleştirildi. II. Mehmed, atışlara başlamadan önce Kostantin&#;in teslim olmasını istedi. Fakat Kostantin bu teklifi reddetti. 12 Nisan&#;da topçu atışları başladı. Yaklaşık iki saatte bir doldurulan toplar ile çok sık ateş edilmesi tehlikeliydi. II. Mehmed, topların daha sık ateşlenmesini istedi ve bir top patladı. Patlamada Urban usta öldü. Top atışları 18 Nisan&#;a kadar devam etti.

18 Nisan&#;da Bayrampaşa Deresi taraflarında birinci ve ikinci surlarda gedik açıldı. Gece taaruzuna başlayan Osmanlı askerleri, bundan bir sonuç alamadı. 15 Nisan&#;da düşman güçler yüzünden boğazdaki zinciri kıramayan Osmanlı donanması geri çekildi. Bu iki taaruzun başarısızlıkla sonuçlanması Bizans tarafında coşkuyla karşılandı.

20 Nisan&#;da Bizanslılara gelen deniz yardımının önü kesilemedi

İstanbul'un fethi
20 Nisan&#;da kaptan Flantanellas&#;ın komuta ettiği bir Bizans ve üç Ceneviz kalyonundan oluşan yardım filosu İstanbul&#;a yaklaştı. II. Mehmed&#;in emriyle Baltaoğlu Süleyman Bey, 18 gemi ile onların üstüne doğru ilerledi. Yardım filosu, rüzgarın yardımıyla Osmanlı gemilerini geride bıraktı ama çok geçmeden rüzgar kesildi ve yardım gemileri hareketsiz kaldı. Osmanlı gemileri kürek çekerek yardım filosuna yetişti. Ancak yardım filosundaki kalyonlar, Osmanlı kadırgalarından daha yüksekti ve Osmanlı denizcileri acemiydi. Bu yüzden Osmanlı ağır kayıplar vermeye başladı. Bunu gören Baltaoğlu Süleyman Bey, donanmaya geri çekilmesini emretti. Böylece yardım filosu Bizanslılara ulaştı.

Sultan Mehmet, gemilerin karadan yürütülmesini emretti

İstanbul'un fethi Gemilerin karadan yürütülmesi
Başarısız saldırıların ardından II. Mehmed, komutanları ve devlet adamlarıyla birlikte bir toplantı yaptı. Toplantıda birçok tavsiye verildi, ancak kimsenin Haliç&#;e nasıl girileceği hakkında bir fikri yoktu. II. Mehmed ise gemilerin karadan yürütülmesini emretti. Bu emre göre Osmanlı donanması, Galata surları önünden kaydırılarak Haliç&#;e indirildi. Bunu gerçekleştirebilmek için güzergah üzerindeki ağaçlar kesildi, zeytinyağı ile yağlandı ve toprağa yerleştirildi. Gemiler Nisan gecesi yürütüldü. Bu sırada Bizanslıların dikkatini dağıtmak için St. Romanos Kapısı tarafında gedik açıldı. Bizanslılar gediği kapatmakla meşgulken 72 Osmanlı gemisi Haliç&#;e indi.

Bizanslıların savunması saldırıları püskürtse de, açlık baş gösterdi

İstanbul'un fethi
3 Mayıs&#;a kadar Haliç&#;te karşılıklı saldırılar sürdü ama iki tarafta sonuç alamadı. Aynı zamanda St. Romanos civarındaki surlar da bombalanıyordu. II. Mehmed, 6 Mayıs&#;ta taaruz başlatsa da, ordu ağır kayıplar verdi. Bundan sonra topçu ateşi Kaligaria Kapısı (Eğri Kapı) ile Blakernai Sarayı arasındaki surlara yoğunlaştı. 12 Mayıs&#;ta Osmanlı ordusu gediklerden içeri girdi. İlk başlarda her şey Osmanlı lehineydi, ancak ihtiyat güçlerinin gelmesiyle saldırı geri püskürtüldü. Daha sonra bir taaruz daha yapıldı ama sonuç alınamadı. Buna ek olarak Osmanlı güçleri tarafından birçok tünel kazıldı. Fakat hepsi Bizanslılar tarafından yok edildi.

Bizanslılar, Osmanlı saldırılarını püskürtse de, kıtlık başladı.

29 Mayıs Son hücum ve fetih

İstanbul'un fethi
Sultan Mehmet, son hücum için ordusunu üçe böldü. İlk grupta Hristiyanlar ve yaşlılar, ikinci grupta azablar ve Müslümanlar ve üçüncü grupta ise Osmanlı ordusunun en önemli askerleri olan yeniçeriler bulunuyordu. Her grupta ortalama 50 bin asker olduğu tahmin ediliyor. Osmanlı ordusu namaz kıldı ve mehter marşı eşliğinde saldırılara başladı. İlk iki grup, Bizanslıların savunması karşısında bozguna uğradı. Fakat Bizans askerleri çok yoruldu. Bunun farkında olan II. Mehmed, yeniçerilerden oluşan son grubu gedik açılmış olan Kerkoporta Kapısı&#;na sürdü. Yeniçeriler ilk suru geçti ve ikinci surda da gedik açıldı. Bu sırada Cenevizli komutan Giustiniani yaralandı. Giustiniani&#;nin yaralandığını gören Bizans askerlerinin morali bozuldu ve saflarını terk edip kaçtılar.

Artık Konstantinopolis&#;teki tüm savunma düştü ve Osmanlı ordusu içeriye girdi. II. Mehmed, ordusuna üç gün yağma sözü vermişti, öyle de oldu. Şehir düşerken İmparator Konstantin&#;e ne olduğu konusunda kesin bilgi bulunmamaktadır. Fakat birçok kaynakta savaş sırasında öldüğü söylenmektedir.

Fetihten sonra gerçekleşen olaylar

İstanbul'un fethi
II. Mehmed, şehri yıkmak yerine onarmaya başladı. Sadece yapılan yeniliklerde Osmanlı dokunuşunun olmasını istedi. Rumlar, Ermeniler, Yunanlar, Yahudiler, Galatalılar ve Çingelerden oluşan şehrin yerel halkını esir almak yerine özgür bıraktı. Hiçbiri İslam hukukuna göre yargılanmadı. Sadece askerlik yapmaları, ata binmeleri ve silah taşımaları yasaklandı. II. Mehmed, fetihten kısa bir süre sonra yerli halk tarafından saygıyla karşılandı ve adil bir lider olarak görüldü.

İstanbul&#;un fethi Orta Çağ&#;dan Yeni Çağ&#;a geçişin simgelerinden biri oldu. II. Mehmed &#;Fatih&#; unvanına sahip oldu. Osmanlı Devleti ise &#;imparatorluk&#; olarak şekillenmeye başladı.

Kaynak: 1

İstanbul’un fethi nasıl gerçekleşti? İşte 29 Mayıs ’te yaşananlar ve İstanbul’un fethi mesajları…

Çağ değiştiren, dünyanın en önemli olaylarından biri olan İstanbul'un fethinin yılı kutlanıyor, vatandaşlar Google'dan bu önemli güne dair mesajları araştırıyor. İstanbul, 29 Mayıs 'te Osmanlı Devleti padişahı Fatih Sultan Mehmed tarafından fethedildi. Vatandaşlar bu önemli günün yıl dönümünde İstanbul'un fethinin tarihini araştırmaya başladı. Peki 29 Mayıs 'te neler yaşandı? İstanbul nasıl fethedildi? İşte tarihi notlar ve İstanbul'un fethi mesajları

Yayınlanma: - 29 Mayıs Güncellenme:

İstanbul’un fethi nasıl gerçekleşti? İşte 29 Mayıs ’te yaşananlar ve İstanbul’un fethi mesajları…

İstanbul, 29 Mayıs ’te tamamalanan kuşatma ile yıl önce bugün Osmanlı Devleti padişahı Fatih Sultan Mehmed tarafından feth edilmiştir. 6 Nisan'dan 29 Mayıs 'e kadar süren kuşatma sonucunda Osmanlı ordusu o zamanki adı Konstantinopolis olan İstanbul'u fethetti ve Bizans imparatorluğu sona erdi. Fetiften sonra İstanbul Osmanlı’nın başkenti olmuştur. Peki İstanbul’un fethi nasıl gerçekleşti? İşte ayrıntılarıyla İstanbul’un fethi ve günün anlam ve önemine dair mesajlar…

İSTANBUL’UN FETHİ MESAJLARI

Karadan ve denizden bu şehrin dışarıyla olan irtibatını tamamen kesmiş bulunuyoruz. İşte bütün bunlardan dolayıdır ki, şehrin elimizden kurtulmasına imkan ve ihtimal yoktur. Buna bütün kanaati vicdaniyem ile inanıyorum…  Fatih Sultan Mehmet

Adıyla Şanıyla büyük olan İstanbulun bağımsızlığını armağan eden Fatih Sultan Mehmet Hanı Ve Silah Arkadaşları Şehitlerimizi saygı ile anıyor, İstanbulun Fethini kutluyorum.

Tarihin dönüm noktalarından biri olan İstanbulun Fethinin yıl dönümü heyecanını yaşıyoruz. İstanbulun Fethi kutlu olsun.

Fetih ile yeni bir çağ kapanıp yeni bir çağ açılmış, köklü medeniyetimiz insanlık tarihine damgasını vurmuştur. Fetih ile sadece şehir değil, gönüller de fethedilmiştir. Hem milli tarihimiz hem de dünya tarihi için bir dönüm noktası olan İstanbul'un Fethini kutlarım

İSTANBUL’UN FETHİNİN TARİHÇESİ

Osmanlı'nın bölgede topraklarını genişletmesi ile II. Mehmet tahta geçtiğinde İstanbul'un çevresi sarılmıştı. Bizans İmparatorluğu, kuşatmada Haliç'e zincir gerdi ayrıca donanmasını takviye etti. Bizans'ın bir başka savunma aracı ise grejuva idi. Grejuva, suda sönmüyordu ve hem kara hem deniz savaşında etkin şekilde kullanılacaktı. Kuşatma esnasında sıkıntı çekilmemesi için erzak, mühimmat depoları takviye edildi; çeşitli ülkelerden gelen askerlerle muhafızların sayısı arttırıldı ve şehir surları güçlendirildi. Papalık tarafından üç kadırgayla beraber asker ve mühimmat gönderildi, 30 geminin ise sefer için hazırlanmakta olduğu bildirildi. Ocak 'te iki gemiyle beraber Cenevizli komutan Giovanni Giustiniani komutasındaki askerle yardıma geldi. İmparator Konstantin tarafından Guistiniani başkomutan olarak atandı. Muharebe Bizans zaferiyle sonuçlanırsa Giustiniani'ye Limni adası verilecekti.

Bizans'ın savunma planında ana unsur İstanbul surları idi. İstanbul surları sadece karadan gelebilecek taarruza karşı tasarlanmamıştı; kentin deniz kıyısı da bütünüyle surlarla çevriliydi. Günümüzde Sarayburnu olarak bilinen bölge bütünüyle denizden izole edilmişti.

İSTANBUL'U KUŞATMA HAZIRLIKLARI

Kuşatmada Osmanlılar tarafından kullanılmak üzere ağır toplar döküldü. Bizans zindanlarından lağımcılar tarafından kaçırılan Urban adlı bir mühendisin yaptırdığı şahi topu bunlardan biriydi, tek güllesi kilogram civarındaydı ve topun uzunluğu 8, çevresi de metreydi.

İstanbul'un deniz bağlantısını tümüyle kesmek, kuşatma esnasında şehre herhangi bir yardımın gelmesi önlemek için II. Mehmet, Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı'nın yapımını gerekli gördü.

Osmanlı ordusunun mevcudu hakkında çeşitli düşünceler bulunmaktadır, Hammer'a göre , Barbaro'ya göre , Sfrantzes ve Dukas'a göre asker idi. Kuşatmada denizden destek vermesi için Osmanlı Donanması da hazırlanmıştı; Baltaoğlu Süleyman Paşa'nın komutasına verilen filonun mevcudiyeti hakkında farklı düşünceler mevcuttur; Dukas , Yeorgios Francis ise demektedir.

Kuşatmadan önce kentin çevresindeki bazı kaleler ve kasabalar Karaca Paşa komutasındaki asker tarafından ele geçirildi.

İSTANBUL'UN FETHİ

6 Nisan 'te Osmanlı kara ordusu, Haliç'ten Marmara'ya uzanacak şekilde surların önüne mevzilendi. Osmanlı ordusu, hücumdan önce kentin etrafındaki varoşları yıktı. Topların konuşlanacağı yerleri seçmek için surların en zayıf kesimleri tespit edildi. Topların konuşlanmasından iki gün sonra Baltaoğlu Süleyman Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması Prinkipos'u (Büyükada) ve Antigoni'yi (Burgaz Adası), Tarabya'daki bir Bizans kalesini de Osmanlı ordusu ele geçirdi.

Topların da konuşlanmasından sonra, II. Mehmet veziri Veli Mahmud Paşa'yı İmparator Konstantin'e göndererek şehrin teslimini istedi. Konstantin, şehri korumaya yeminli olduğunu ancak istenilirse vergi verebileceğini söyledi. 12 Nisan 'te Osmanlı topçu ateşi başladı. Dönemine göre kuvvetli görülen bu toplar, birçok kaynağa göre büyük gürültü çıkarmaktaydı ve şehri savunanların moralini bozmaktaydı. Osmanlı topları yaklaşık iki saatte dolduruluyordu, bundan dolayı topçu ateşi sık değildi. II. Mehmet, topların daha sık ateşlenmesini istedi ve sonuç olarak bir top patlayarak parçalandı, topu döken usta Urban ile çevresindekiler öldü. Topların bakımı için ordugahta bir tamirathane kurulmuş olsa da, tarihçi Hammer'a göre Urban'ın ölmesi sebebiyle parçalanan top tamir edilemedi. Osmanlı topçu ateşi, 18 Nisan gününe kadar devam etti.

18 Nisan günü Osmanlı merkez ordusunun bulunduğu noktada, Bayrampaşa Deresi taraflarında birinci ve ikinci surlarda gedik açıldı. II. Mehmet'in emriyle surların önündeki hendek taşlarla, kum torbalarıyla dolduruldu. Osmanlı ordusu, gece taarruzu başlattı. Taarruzu desteklemek için II. Mehmet'in emriyle savaş kuleleri inşa edilmişti. Ancak Osmanlılar gece taarruzundan bir sonuç alamadı; yürüyen kuleler grejuvayla tutuştu ve surlara çıkmayı başaran Osmanlı askerleri de inatçı bir savunmayla karşılaştı. Aynı günlerde Osmanlılar deniz taarruzu da başlatmıştı; 15 Nisan tarihinde Haliç önlerine yığılan Osmanlı donanması, Bizans ve müttefik donanmalarının savunması sebebiyle zinciri kıramayarak geri çekilmek zorunda kaldı. Her iki taarruzun da başarısızlığa uğraması Bizans tarafında moralleri yükseltti.

OSMANLI DENİZDE HÜSRANA UĞRADI

20 Nisan'da kaptan Flantanellas'ın komuta ettiği bir Bizans ve üç Ceneviz kalyonundan oluşan yardım filosu İstanbul'a yaklaştı. II. Mehmet, Baltaoğlu Süleyman Bey'i 18 gemi ile yardım filosunun üstüne gönderdi. Rüzgarı arkasına alan yardım filosu daha hızlı ilerlemekteydi ve Osmanlı gemileri bir türlü yanaşamamaktaydı. Günümüzde Yeşilköy adını taşıyan bölgenin açıklarında rüzgar kesilince dört kalyon hareketsiz kaldı; Osmanlı gemileri kürek çekerek kalyonlara yetişti. Çarpışmaların uzaması sebebiyle arkadan gelen Osmanlı gemileri de yetişti ve dört gemiden oluşan Ceneviz-Bizans filosunun etrafını yaklaşık Osmanlı gemisi sardı. Ancak kalyonların Osmanlı kadırgalarından daha yüksek olması, en öndeki Osmanlı gemilerindeki tayfaların acemiliği sebebiyle üstünlük kurulamadı. Ağır kayıp verildiğini gören Baltaoğlu Süleyman Bey, donanmaya geri çekilme emri verdi. Hakim bir tepeden yenilgiyi gören II. Mehmet sinirlendi ve atını denize sürerek Baltaoğlu Süleyman'a emirlerini duyurmaya çalıştı. Ancak Osmanlı donanması yenilmişti, yardım filosu yoluna devam etti ve karanlık bastırınca Haliç'i kapatan zincirin gevşetilmesiyle iki Venedik gemisinin eşliğinde limana sığınarak Konstantinopolis'e yardımını başarıyla ulaştırdı.

Ertesi gün II. Mehmet, on bin atlıyla beraber yenilginin hesabını sormak için donanma komutanlığına gitti. Baltaoğlu Süleyman Bey'i idam etmek isteyen öfkeli padişah, diğer devlet adamlarının yalvarması sonucu idamdan vazgeçti ancak Baltaoğlu'nu topuzuyla döverek azletti; boşalan kaptan-ı deryalığa Çalıbeyoğlu Hamza Bey getirildi.

GEMİLERİN KARADAN YÜRÜTÜLMESİ

Şehre yapılan hücumların başarısızlığından sonra yardım getiren kalyonların Osmanlı donanmasını yarıp geçmesi üzerine II. Mehmet, devlet adamlarıyla ve komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda Avrupa devletlerinin yardıma geleceğini tekrarlayan Çandarlı Halil Paşa, kuşatmanın kaldırılmasını ve Bizans'ın duka altın vergiye bağlanmasını önerdi. Ancak aralarında II. Mehmet'in eniştesi Zağanos Paşa ile hocası Molla Gürani'nin de bulunduğu diğer kişiler bu öneriye itiraz etti. Buna rağmen toplantıda Haliç'e nasıl girileceği konusunda kimse teklifte bulunamıyordu. Mehmet tahta geçmeden 14 yıl önce Venedikli komutan Gattamelata, Adige'den Garda Gölü'ne gemilerini karadan götürmüştü. Gemilerin karadan yürütülmesinde bu olayın örnek alındığı tahmin edilmektedir.

İlk olarak Zağanos Paşa'ya Galata ile Konstantinopolis surları arasında kara bağlantısı kurmak için Haliç üzerine köprü kurması emredildi. Fakat bu köprünün Haliç'teki Bizans ve müttefik gemilerine karşı savunmasız olacağı düşünüldü. Bunun üzerine II. Mehmet, Diplonsion (Günümüz adı Beşiktaş) önlerindeki Osmanlı donanmasının Galata surları önünden kaydıralarak Haliç'e indirilmesini emretti. Ek olarak, Haliç surlarını ve Haliç'teki donanmayı vurmak için Galata civarında hakim tepelere toplar yerleştirildi. Gemilerin geçeceği mesafe 2 ilâ 4 kilometreydi ve ormanlıktı; güzergâh üzerindeki ağaçlar kesiliyor sonra da ağaçlar Cenevizlilerin verdiği zeytinyağı ile kayganlaştırılarak toprağa sabitleniyordu. Cenevizliler, savaş boyunca denge politikası izlemiş ve hem Bizans hem Osmanlı tarafına yardım etmiştir. Gemiler yürütülmeden önce, Galata taraflarına mevzilenen Osmanlı topçuları Haliç'teki gemileri topa tuttu. Bizanslıların fark etmemesi için gemiler Nisan gecesi yürütüldü. Bu sırada dikkatlerini başka yöne çekecek biçimde St. Romanos Kapısı civarında büyük bir gedik açıldı. O gece şehirde bulunanlar, bu gediği kapatmakla meşgul oldu. Sabah olduğunda 72 Osmanlı savaş gemisi başarıyla indirilmiş ve Haliç'i kapatan zincir işlevsiz kalmıştı.

Osmanlılar, planın ikinci aşaması olan ahşap köprünün yapımına başladı. 24 Nisan'da Giustiniani'nin bir kadırgası gemileri yakmak üzere yaklaştıysa da Osmanlı topçuları tarafından batırıldı. Olayın ardından Bizans tarafındakiler St. Maria Kilisesi'nde toplandı ve ikinci bir saldırı yaparak gemileri yakmayı gerekli gördü. Saldırı, Venedikli kaptan Jacomo Coco'nun komutasında gece vakti yapılacaktı. Gemileri saldırıya hazırlama bahanesiyle saldırıyı bir gün erteleten Galata Cenevizlileri, kazandıkları vakitten istifade ederek planı II. Mehmet'e gizlice iletti. Planı öğrenen II. Mehmet, Haliç'teki gemilerin takviye edilmesini ve kıyılara iki top daha yerleştirilmesini emretti. 28 Nisan gecesi Jacomo Coco komutasında grejuvayla yüklü iki veya üç gemi, Osmanlı gemilerine yaklaştı. Fakat saldırıdan haberdar olan Osmanlı donanması ateş açtı; Coco'nun gemisi batırıldı. Cabriel Trivixan komutasındaki diğer kadırga, topların gürültüsü sebebiyle Coco'nun gemisine olanları farketmedi ve ilerlemeye devam etti. Osmanlı topçuları bu kadırgayı da vurdu; gövdesinde delik açıldı, ancak iki mürettebatın pelerinlerini deliğe sıkıştırması sayesinde kadırganın su alması önlendi. Buna karşılık Osmanlıların bir gemisi yanmıştı, esir alınan denizciler şehirden görülecek biçimde öldürüldü. Misilleme olarak Bizanslılar da ellerinde bulunan esiri infaz etti ve kesik başlarını surlara dikti.

HALİÇ SURLARININ TOPA TUTULMASI

Osmanlı gemilerinin Haliç'teki Bizans karşı taarruzlarını savuşturmasından sonra Galata'da mevzilenen topçular Haliç'teki gemilerle birlikte surları da bombalamaya başladı. Bunun üzerine Bizanslılar, Haliç surlarına asker kaydırmak zorunda kaldı. Yine de Osmanlı topçusu uzun mesafeden dolayı surları yıkamıyordu; atıştan sadece 1 tanesi isabet etmiş ve bir kadın ölmüştü. Haliç surlarının hasar görmemesinden dolayı rahatlayan Bizanslılar, yoğun ateş altındaki gemilerini korumak için 3 Mayıs'ta Haliç surlarına iki adet top yerleştirdi. Açılan ateş sonucunda iki Osmanlı gemisi batırıldı. Osmanlıların cevabı ise karşı kıyıya üç top getirerek bu iki topu ateş altına almak oldu, gece gündüz devam eden çatışmaya rağmen iki taraf da birbirinin toplarını imha edemedi.

Haliç'te karşılıklı bombardıman devam ederken, St. Romanos civarındaki surlar da bombalanmaktaydı. Sayısı arttırılan yürüyen kuleler şehir surlarından yüksekti ve içlerine küçük toplar yerleştirilmişti, bu kuleler vasıtasıyla Osmanlı askerleri açılan gediklerin kapatılmasına mani oluyordu. Surlardan düşen parçalarla dolan hendekler, Osmanlı ordusuna taarruz yapma fırsatı veriyordu. Bizans savunması Osmanlılara kayıp verdirmeye devam ediyordu; dört yürüyen kule yakılmıştı. Surların yeterince yıprandığını düşünen II. Mehmet, 6 Mayıs akşamı taarruz başlattı. Fakat sonuç alınamadı ve ağır kayıp veren ordu geri çekildi. Bu taarruzun ardından surların en yıpranmış bölgesi olan St. Romanos, kadar Venedikli denizciyle takviye edildi. Bundan sonra topçu ateşi Kaligaria Kapısı (Eğri Kapı) ile Blakernai Sarayı arasındaki surlara yoğunlaştı. 12 Mayıs günü açılan gediklere giren Osmanlı ordusu, başlarda üstün geldiyse de Bizans ihtiyat güçlerinin yetişmesi sonucu püskürtüldü. Ardından tekrar taarruz yapıldı; bunda da Kaligaria'dan yardıma gelen bin kişilik Bizans kuvveti sebebiyle Osmanlılar sonuç alamadan geri çekildi.

19 Mayıs sabahı Osmanlı ordusu, surlardan yüksek bir yürüyen kuleyi Adrianapolis Kapısı yakınlarına getirdi. Kat kat öküz/deve derisiyle kaplanmış ahşap bir iskeletten oluşuyordu ve iskeletin boşlukları toprakla doldurulmuştu, ok taş ve ufak güllelerin zarar veremediği bu kule sayesinde surdaki askerlere ok atılırken hendekler de toprakla dolduruldu. Aynı gün Osmanlı ordusu Haliç'in daraldığı yerde birbirine bağlanmış fıçılardan oluşan bir köprü inşa etti; Bizanslıların açabileceği bir ateşle yok edilmemesi için Haliç surlarındaki Kynegos Kapısı'na uzatılmadı. Bizans tarafı, yarım kalmış bu köprünün Kynegos Kapısı'na uzatılması ihtimaline karşın Haliç surlarına asker konuşlandırmak zorunda kaldı. 21 Mayıs'ta bütün Osmanlı donanması Haliç önlerine geldi, genel taarruzun başlayacağını zanneden şehir halkı paniğe kapıldı ve kiliselerde çanlar çalındı; fakat herhangi bir kara taarruzu olmadığı gibi Osmanlı donanması da birkaç saat sonra geri döndü. Kuşatma esnasında şehirde bulunan Venedikli doktor Barbaro'ya göre surlar aralıksız her gün bombalanmaktaydı; tarif ettiği bir top kiloluk gülle atıyordu ve her atışı şehir içerisinde paniğe yol açıyordu.

LAĞIMCILARIN SAVAŞI

16 Mayıs sabahı Kaligaria Kapısı civarında yeraltından sesler işiten muhafızlar, Osmanlı lağımcılarının tünel kazdığını farketti ve bunu durdurmak üzere kendileri de bir tünel kazmaya başladı. Kısa süre içerisinde iki tünel buluşunca yeraltı savaşı başladı; Osmanlıların tünelini her ne pahasına olursa olsun yok etmekle görevli Bizans lağımcılarının kasten çıkarttığı yangın kendileriyle beraber Osmanlı lağımcılarının da ölümüne, her iki tünelin de çökmesine sebep oldu.

21 Mayıs günü Osmanlı lağımcıları, gözetleme kulelerinden yoksun Kaligaria Kapısı civarında ikinci bir tünel daha açtı ve o da şehirdekiler tarafından farkedildi; önceki tünelde olduğu gibi Bizans lağımcılarının yine yangın çıkartacağını tahmin eden Osmanlı lağımcıları fırsat vermeden kendi tünellerini ateşe vererek kendileriyle beraber Bizans lağımcılarının da ölümüne yol açtı.

Ertesi gün aynı yerde bir tünel daha keşfedildi; muhafızların döktüğü kızgın yağlar ile içerisindeki lağımcılar öldürüldü ve tünel ateşe verildi, aynı gün yakınlardaki henüz keşfedilmemiş bir Osmanlı tüneli çöktü. Şehri savunanlar arasında bulunan mühendis Jean Grant, başka tünellerin olup olmadığını öğrenmek için çalışmaya başladı ve kuşatmanın son haftasına girilirken her gün birkaç Osmanlı tüneli daha keşfedilir oldu; Mayıs günleri yine aynı yerde başka tüneller bulundu. 25 Mayıs'ta farkedilen tünel surların altına ulaşmıştı; imha edilmesi halinde surların çökmesi mümkündü; Bizans lağımcıları tüneli duvarla kapatmakla yetindi.

VE SON HÜCUM

Haliç'e indirilen donanma, şehirde başlayan kıtlık, yeraltındaki savaşlar ve surlardan yüksek yürüyen kuleden sonra Osmanlı ordusunun son hücum için hazırlıkları başlamıştı. 23 veya 24 Mayıs günü II. Mehmet, eniştesi İsfendiyaroğlu Kasım Bey'i İmparator Konstantin'e elçi olarak gönderdi. Teslim olmaları halinde Konstantin ve ailesinin arzu ettikleri yere güvenle gidebileceği, halkın canına ve malına dokunulmayacağı, son olarak Paleologos Hanedanı'yla dostane ilişkilerin kurulacağı ancak teslim olmazlarsa imparator ve diğer asillerin öldürüleceği, şehir halkının esir edileceği, orduya yağma için müsaade verileceği belirtiliyordu.

İmparator şehri teslim etmeyi reddetti fakat vergi vermeye hazır olduğunu funduszeue.infoam Çandarlı Halil Paşa'nın endişelerine rağmen kuşatmanın sürdürülmesine ve 29 Mayıs'ta son hücumun yapılmasına karar verildi. Hücum kararı ve günü Osmanlı ordusuna duyuruldu; şehrin fethedilmesi halinde bütün askerlerin üç gün boyunca şehri yağmalama hakkına sahip olduğu padişah tarafından ilan edildi. Ayrıca padişah, surların üzerine çıkacak ilk askere ödül vereceğini fakat savaştan kaçanları da idam ettireceğini ilan etmişti; yağma izninin çıkmasından sonra Osmanlı ordusunda şenlikler başladı ve çadırlar, gemiler ışıklandırıldı; şehirdekiler duyacak biçimde tekbir sesleri yükselmekteydi.

Sultan Mehmet ordusunu üç gruba ayırmıştı; ilk grup yaşlılardan ve Hristiyanlardan, ikinci grup orduya katılmış Müslüman köylülerden ve azablardan, üçüncü grup ise yeniçerilerden oluşmaktaydı. Her grubun yaklaşık 50 bin askerden oluştuğu kaydedilmiştir. Ordunun büyük kısmı ağır hasarlı St. Romanos Kapısı önlerindeydi. İmparator Konstantin ve Giustiniani de bu hattı savunmak üzere birlikleriyle beklemekteydi. 29 Mayıs Salı günü güneş doğmadan Osmanlı ordusu namaz kıldı ve mehter takımı hücum marşı çalmaya başladı. Yaşlılardan ve Hristiyanlardan oluşan ilk grubun öncelikli görevi merdivenleri surlara taşımak idi. Güneş doğmadan muharebe başlamıştı fakat surlara dikilen merdivenler derhal Bizans askerleri tarafından devriliyor, surlara yaklaşan askerler de fırlatılan taşlarla oklarla öldürülüyordu. Bu grubun taarruzu iki saat sürdü. Çoğunluğu imha edilen bu grup, ordugâha doğru kaçmaya başladı. Fakat bir gün önce II. Mehmet'in verdiği emir uygulandı; kaçmakta olan askerler kılıçtan geçirildi ve surlara geri dönmeleri için zorlandı.

Sıra ana muharip askerlerden oluşan ikinci gruptaydı, bu grubun da hücumu başladı. Saldırı giderek St. Romanos civarında yoğunlaşıyordu fakat ikinci grubun askerleri bir türlü surlara çıkamıyor, merdivenleri dikemiyordu. Bizans askerleri kızgın yağ, grejuva, ok ve taş kullanarak bütün saldırıları püskürtüyordu. İkinci grup da bitkin düşmekteydi ve bu durum Bizans kuvvetlerinin morali üzerinde olumlu etki yaratıyordu; bir buçuk saatlik savaşın ardından ikinci gruptan da bazı askerler geri kaçmaya başladı. Savaştan kaçanlar da yine komutanlarının infazlarıyla karşılaştı ve Sultan II. Mehmet, birkaç kaçak askeri topuzuyla cezalandırdı.

II. Mehmet elinde kalan son grup olan yeniçerileriyle birlikte surlara yaklaştı. Bizans birlikleri artık yorgun düşmüştü, dinç ve tecrübeli yeniçeriler saflarını bozmaksızın surlara ulaştı; bir gece önce karşı taarruz için Konstantin'in emriyle açılan Kerkoporta Kapısı, elli kadar Osmanlı askerinin içeri girmesine olanak sağlayınca Bizans askerlerinin morali bozuldu. O esnada büyük Osmanlı topu ateşlendi ve yeniçerilere bir geçit açıldı, toz bulutunun içerisinde yeniçerilerle Bizans askerlerinin çarpışması başladı. Gözetleme kulesine girmeyi başaran Osmanlı askerleri imha edildi ve yeniçerileri de püskürttüğünü gören Bizans askerleri zafer sevinci yaşamaya başladı ancak Osmanlı topu tekrar ateşlendi; geride kalan Osmanlı birliklerinin taarruzu başlamıştı. Direnci kalmayan ilk sur Osmanlıların eline geçti, azabların da desteğiyle burayı sağlama alan yeniçeriler var güçleriyle ikinci sura yönelik saldırıyı başlatmıştı.

Her iki sur da harap haldeydi ve çarpışmalar sürüyordu. Bozgunun etkisiyle güneydeki Piyi Kapısı da düştü, Osmanlı askerlerinin yağması başlamıştı. Ordunun ağırlığı şehrin merkezine doğru ilerlemekteydi, oradaki zenginlikler daha fazlaydı ve sancaktarlar bir an önce Osmanlı bayraklarını dikmek istiyordu. Öğle olduğunda şehir düşmüş ve yağma başlamıştı ancak Haliç surlarında, Vasileos, Leon, Alexius burçlarında direniş devam ediyordu; daha sonra Haliç surları düşürüldüyse de üç burç direnmeye devam etti, Giritli denizciler tarafından savunulan bu üç burç vire ile teslim oldu ve denizcilere evlerine dönmeleri için II. Mehmet tarafından izin verildi.

II. Mehmet, vezirleri ve komutanlarıyla birlikte St. Romanos Kapısı'ndan (Topkapı) şehre girdi. Ayasofya'nın önüne gelen II. Mehmet, secdeye kapanarak toprağı öptü ve kiliseye sığınan kalabalığın köle yapılmakla yetinileceğini söyleyerek dışarı çıkmalarını istedi; canlarına dokunulmadı. Ayasofya'daki mozaikleri ve değerli mermerleri incelediği tarihî kaynaklarda geçmektedir. Bu sırada mermerleri sökmeye çalışan bir askeri görünce tepki gösterdi ve şehirdeki binaların kendi mülkü olduğunu söyledi. Hücumdan önce askerlere verdiği üç günlük yağma iznine rağmen yağma ve talanın derhal bitirilmesini, itaat etmeyenlerin idam edilmesini emretti.

askerAvrupaBeşiktaşBurçBurgaz AdasıBüyükadadoktorGoogleinfazistanbulKadınOrdusaldırıSarayburnuyangınzeytinyağı

29 Mayıs İstanbul'un Fethi

İstanbul'un Fethi 29 Mayıs tarihinde dönemin Osmanlı padişahı 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmet (Sultan 2. Mehmet) ve komutasındaki Yeniçeri Ordusu tarafından gerçekleştirilmiştir. 6 Nisan tarihinde Osmanlı Ordusu tarafından kuşatılan İstanbul, 53 günlük kuşatmanın ardından fethedilmiştir. Fatih Sultan Mehmet ve komutasındaki askerler, Bizans İmparatorluğu lideri XI. Konstantinos ve ordusuna karşı mücadele etmiştir. İstanbul'un Fethi'nin ardından Osmanlı İmparatorluğu'nun yeni başkenti İstanbul olmuştur.

İstanbul'un Fethi'nin sonuçları nelerdir?

İstanbul'un Fethi ile beraber yıllık Roma İmparatorluğu'nun devamı olan Bizans İmparatorluğu parçalanmış ve kentte Hristiyan dünyasına göç başlamıştır. İstanbul'un Fethi ayrıca Orta Çağ'ın sona erdiği ve Yeni Çağ'ın başladığı gündür. İstanbul'un Fethi askeri tarih açısından da son derece büyük önem taşır. Antik çağlardan o döneme kadar surlar ve kent duvarları, şehirleri işgale karşı koruyan en büyük savunma araçlarıydı. Fakat savaş sırasında karabarut kullanan Osmanlı Ordusu, surları yıkmayı başardı.

29 Mayıs İstanbulun Fethi

İstanbul'un Fethi'nin nedenleri nelerdir?

İstanbul ya da Bizans İmparatorluğu dönemindeki adıyla Konstantinopolis, Roma İmparatoru I. Konstantin döneminden (MS. ) beri imparatorluğun başkentiydi. 11 yüzyıl boyunca Konstantinopolis kenti defalarca ele geçirilmeye çalışıldı ve yılındaki Dördüncü Haçlı Seferi'nde bir defa kuşatıldı.

Konstantinopolis kenti yılında İznik İmparatorluğu tarafından fethedildi. Daha sonra Latinler, Sırplar ve Bulgarlar, Konstantinopolis'i alabilmek için savaş verdi. Büyük Veba Salgını'nın baş gösterdiği ve yılları arası Konstantinopolis kentinde yaşayanların yarısı öldü. Ekonomik ve bölgesel olarak sıkıntı yaşamaya başlayan imparatorluk Fatih Sultan Mehmet önderliğindeki Osmanlı Ordusu tarafından kuşatıldı ve 29 Mayıs 'te fethedildi.

29 Mayıs İstanbulun Fethi

İstanbul'un Fethi tarihi

yılında tahta oturan Fatih SUltan Mehmet, o dönem 19 yaşındaydı. Avrupa'da birçok kişi genç padişahın başarılı olamayacağını ve Balkanlar ve Ege'deki Hristiyan güçlere karşı yenileceğini öngörüyordu. Fatih Sultan Mehmet'in Avrupa'ya karşı olan sakin tavrı da bu düşünceyi destekliyordu fakat düşünceler ve davranışların birbirinden farklı olabileceği hesaba katılmamıştı. yılında İstanbul Boğazı'nın Avrupa kısmına Rumeli Hisari inşa edildi. Rumeli Hisarı, Bizans İmparatorluğu sınırlarına yalnızca birkaç km üzaklıktaydı. Rumeli Hisarı'nın (Boğazkesen) inşasıyla beraber Anadolu tarafındaki Anadolu Hisarı ile boğazda geçiş kontrolleri sağlanmış oldu ve Karadeniz'e giden Cenova birlikleri engellendi.

Ekim 'de Fatih Sultan Mehmet, Turahan Bey'den Mora Yarımadası'nda büyük bir garnizon kuvveti oluşturması emrini verdi ve böylece Güney Yunanistan'daki iki despot Dimitrios Paleologos ve Thomas Paleologos'un İstanbul'un Fethi sırasında XI. Konstantinos'a yardım etmesi engellenecekti. Fatih Sultan Mehmet'in niyetini anlayan XI. Konstantinos, Batı Avrupa'dan yardım istedi fakat bu defa da Doğu ve Batı Kiliseleri arasında yüzyıllardır süren savaş sorunuyla karşılaştı.

Fatih Sultan Mehmet meselesini görüşmek için Şubat 'te Venedik'ten bir heyet Konstantinopolis kentine geldi. Fakat 6 Nisan'da başlayan fetih mücadelesi her şey için artık çok geç olduğunun habercisiydi. Bizans İmparatoru XI. Konstantinos, Sultan 2. Mehmet'i sakinleştirmek için hediyelerle birlikte elçilerini gönderdi fakat bu ziyaretler elçilerin infazıyla sonuçlandı.

29 Mayıs İstanbulun Fethi

Haliç bölgesinde olası bir askeri atak durumuna karşı Bizans İmparatoru XI. Konstantinos, Haliç'e dövme demirden uzun bir zincir gerdi. Böylece Osmanlı Ordusu'nun Haliç'e girmesi önlenecekti. Benzer bir savunma yöntemi yılında gerçekleşen Dördüncü Haçlı Seferi'nde yapılmıştı.

Konstantinopolis'i koruyan ordu 'i yabancılardan oluşan kişilik bir orduydu ve son derece zayıftı. O dönem Konstantinopolis kenti surları içerisinde yaklaşık 50 bin kadar kişi yaşıyordu. Osmanlı Ordusu ise 50 bin ila 80 bin kişilik bir orduydu.

İstanbul'un Fethi'nin etkileri nelerdir?

İstanbul'un Fethi kültürel anlamda büyük bir etki yarattı. Rönesans Dönemi'ne kadar etkileri uzandı. İstanbul'un Fethi'ni anlatan bazı şarkılar bestelendi. İstanbul'u tekrar ele geçirme fikri olan Megali İdeası ve yılları arası İstanbul'un Fethi'ne karşılık olarak yapılması planlanan bir ataktı.

İstanbul'un Fethi haritası

29 Mayıs İstanbulun Fethi

funduszeue.info
funduszeue.info
funduszeue.info

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası