Ayak Alçısı Kaç Günde Çıkar

ayak alçısı kaç günde çıkar

Bacağı kırılırsa 1 hafta; bileği kırılırsa 1 gün

Memorial Şişli Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Tuncay Centel, son yıllarda geliştirilen yeni yöntemler sayesinde artık çocukların kırık yüzünden sezonu kapatmayıp, en kısa sürede okula geri dönebileceğini bildirdi.

Centel, çocukların kırık tedavilerinde iyileşme sürelerini kısaltan yeni yöntemler bulunduğunu vurgulayarak, şunları aktardı:

''Türkiye'de artık çocukları kısa sürede ayağa kaldıracak ve kırıklarda yatışları en aza indirecek ameliyat teknikleri uygulanıyor. Kayma riski bulunmayan basit kırıklarda eski kireç alçıların yerine; hafif, dayanıklı, sudan etkilenmeyen, cildin havalanmasına imkan tanıyan sentetik alçılar kullanılıyor. Sentetik alçıların yumuşak olan türleri tercih ediliyor. Bunlar sökülüp takılabilen sargı gibi alçı olduğu için alçı motoru ile alçı çıkarma derdi de sona ermiş oluyor. Anneler çocuklarının alçılarını artık evde çıkararak, doktora o şekilde kontrol için getiriyor. Yumuşak alçının içinde kısmi hareket mümkün. Yani el ya da ayak bileği alçı içinde hareket ettirilebiliyor. Çocuk, ayak bileği kırıklarında yumuşak alçı ile bir hafta sonra ayağının üzerine basarak okuluna gidebiliyor.''

El bileği kırılan çocuğun 1 gün sonra yazı yazabileceğini kaydeden Centel, zor kırıklar olarak da bilinen kayma riski bulunan kırıklarda, ciltten kapalı yöntemle bir tel geçirilerek kırıkların sabitlendiğini, böylelikle kırığın tekrar kaymasının engellenmiş olduğunu anlattı.

Centel, açıklamasında, şu görüşlere yer verdi:

''Çocukları yatağa en çok bağlayan uyluk kemiği kırıklarında hasta, ay yatmak zorunda kalabiliyordu. Bu kırıkların hepsine önceleri pantolon alçısı yapılıyordu. Artık 6 yaşın üzerindeki çocuklarda bu tür kırıklar için, 'eksternal fikstör' denilen 'Dış tespit cihazları' kullanılıyor. Röntgen altında kırık uçları yerine konarak eksternal fiksatörle bu konumda tespit ediliyor. Bu sayede ciltte kesi olmuyor, kırık yeri açılmadığı için kırığın kaynaması olumsuz etkilenmemiş oluyor, estetik kusur kalmıyor ve enfeksiyon riski oluşmuyor. Çocuk bir hafta sonra kontrollü bir şekilde ayağa kalkarak, okuluna gidebiliyor. Bir süre koltuk değnekleri ile daha sonra da baston yardımı ile yürüyebiliyor.''

DERGİ - Kırıklarla ilgili beş yanlış bilgi

Claudia Hammond
BBC Future

Kımıldatabiliyorsanız kırık yok mudur?

Vücudumuz herhangi bir darbe aldıktan sonra ciddi bir sorun olup olmadığını anlamak için o bölgeyi rahat kımıldatabiliyor muyuz diye sorulur. Kımıldatıyorsak herhangi bir kırık yok diye düşünülür.

Oysa bazen kırık bir kemiği kımıldatmak mümkündür. Bu nedenle kemikte çatlak olup olmadığını anlamada bir kriter değildir bu.

Kırığın üç belirtisi ağrı, şişme ve şekil bozukluğudur. Ayrıca olay anında kırılma sesi duymak da mümkündür.

Kırık her zaman ağrı yapar mı?

Bazen kırığa rağmen ağrı olmayabilir. Düşüp bir yerini kırdıktan sonra hiç ağrı çekmeden yaptığı aktiviteye devam eden çok insan olmuştur. Normalde kemikte kırık ve çatlak ağrıya neden olur; ama bazen bunun küçük bir yerde olması fark edilmemesine neden olabilir.

Herhangi bir enfeksiyona ve kemiğin eğri kaynamasına meydan vermemek için kırığı fark eder etmez doktora gitmek gerekir.

Ancak yapılan araştırmalar, kol, bacak, belkemiği veya kalçasını kıran bazı insanların vücudunda on yıllar sonra kronik bir ağrı hissi oluşabildiğini gösteriyor. Neyse ki bu tür vakalara sık rastlanmıyor.

Yaşlı beyaz kadınlar kemik erimesi nedeniyle kırığa daha mı yatkın?

İleri yaştaki kadınlarda kemikte kırılma riskinin gençlere göre daha fazla olduğu doğrudur. Menopoz nedeniyle hormonlarda yaşanan değişim kemik yoğunluğunda ani düşüşe yol açtığı için, kemik erimesi (osteoporoz) kaynaklı kırıklara sık rastlanır.

Etnik köken bakımından ise ABD'de beyaz kadınlarda kalça kırılması siyah kadınların iki katı düzeydedir. Siyah kadınların kemiklerinin daha sağlam olması, çocukluktan itibaren kemik yoğunluklarının daha yüksek, kemik kaybının daha düşük oranda olması gibi etkenlere bağlanıyor.

Siyah kadınlar da kemik erimesi sorunu yaşayabilir, ama onlarda oran daha düşüktür. ABD'de 50 yaş üstü siyah kadınların sadece yüzde 5'inde kemik erimesi olduğu sanılıyor. Ancak bu oranın düşük olması, örneğin ABD'de bu kadınların kontrol amaçlı sevk oranlarının ve teşhis konduktan sonra tedavilerinin düşük olmasına bağlanıyor.

Ayak parmağı kırıldığında bir şey yapılmadığı için doktora görünmek gerekir mi?

Ayak parmağındaki kırık ve çatlaklarda alçıya alma söz konusu olmasa da kırığın çapını belirlemek ve uzun vadede ağrı ve deformasyona engel olmak için doktora görünmek gerekir. Kırık kötü bir açıda oluşmuşsa daha karmaşık bir tedavi, hatta ameliyat gerekebilir.

Kırık ayak parmakları çoğu zaman yanındaki parmaklara yapışık şekilde tutulur ve sert bir kalıp takılabilir. İyileşme süreci haftadır. Ancak ayak baş parmağındaki kırıklar daha ciddidir ve bazen baldıra kadar alçıya alınıp hafta bekletmek gerekebilir. Ama bunların kırılma ihtimali diğer parmaklardan daha düşüktür.

Kırık ayak tarağında ise, yandaki kemikler doğallığından birbirini düz tuttuğu için alçıya gerek olmaz ve ayak dinlendirildiği takdirde çoğu zaman düz bir şekilde iyileşir. Ancak baş ve küçük parmağın altındaki kemiklerin desteği olmadığından bunlarda ameliyat gerekebilir.

Alçıya almak gerekmese bile ayak parmaklarındaki kırık ve çatlakları doktora göstermek gerekir. Sağlık görevlileri parmağa destek olacak şekilde sargı takabileceği gibi, koltuk değneğine ihtiyaç olup olmadığını da belirleyebilir.

Kırık kemik iyileştikten sonra eskisinden daha mı sağlam olur?

Uzun vadede böyle bir şey söz konusu değildir. Ancak kırık iyileşirken etrafında koruyucu ekstra bir tabaka oluştuğundan buradaki kemik bir süreliğine normal kemikten daha sağlamdır. Zamanla bu tabaka ortadan kalkar ve birkaç yıl sonra buradaki kemik normale döner, ama yanındaki diğer kemiklerden daha sağlam olmaz.

Uyarı: Bu makale sadece genel bilgi verme amacıyla yazılmıştır ve doktor tavsiyesi olarak ele alınmaması gerekir. Makalenin içeriğinden yola çıkarak okurun kendi başına koyduğu teşhislerden BBC sorumlu değildir. Sağlığınızla ilgili herhangi bir endişeniz varsa doktorunuza danışın.

Ortopedi dediğimizde aklımıza ilk olarak kırık, çıkık ve çatlak vakaları ile alçı, atel tedavisi gelir.

Alçı ve atel bir çeşit yaralanmadan dolayı hasar alan vücut bölgelerini korumak için kullanılır.

Bu, iyileşme sürecinin hızlanmasına yardımcı olur, çünkü vücudun o bölümünün hareket etmesini kısıtlar. Ek olarak da ağrıyı da azaltmaya yardımcı olur. Genellikle alçı ve ateller plastik, bez, alçı veya cam elyafından yapılır.

Alçı ve atel aynı amaca hizmet etse de, aralarındaki fark hasarın enflamasyonu ile alakalıdır. Eğer enflamasyon varsa, atel en iyi seçenektir. Bunun sebebi atelin, daha rahat olması için yeterince ayarlanabilir olmasıdır ve aynı zamanda ağrıyı artıracak herhangi bir dolaşım probleminden de kaçınmanızı sağlar.

Kullanılan materyal farklı olsa da ve farklı durumlarda kullanılsalar da, alçı ve atelin bakımı oldukça benzerdir.

DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER NELERDİR?
1. KURU TUTUN.
Su geçirmez alçı ve ateller olsa da çoğunda bu özellik yoktur. Bu yüzden, ıslanmadıklarına emin olmak için özel bir çaba sarf etmelisiniz.

Duş alırken veya yüzmeye giderken ne yapıyorsunuz?

Ateli bir poşetle veya doktorunuzun önereceği bir kılıf ile kapatın. Alçı veya atel ıslanırsa ve nem, cildinize dokunan iç bölgeye inerse, kolay kurumayacaktır. Bu da tahrişe, kızarıklığa, kaşınmaya ve bazı aşırı durumlarda da enfeksiyona sebebiyet verebilir.
2. KAŞIMAYA ÇALIŞMAYIN.
Alçı veya atel kullanırken oluşan kaşıntı bazen dayanılmaz olabilir. Eğer daha önce bu durumda kaldıysanız muhtemelen bir kalemle veya başka sivri bir cisimle o bölgeyi kaşımayı denediniz. Bu iyi bir fikir değildir çünkü bunlar içeride sıkışabilir ve bir enfeksiyona yol açabilir.

Kaşıntı hissini azaltmanın en iyi yöntemlerinden biri alçının içine bir saç kurutma makinesi ile soğuk hava üflemektir. Kaşıntı tamamen geçmeyecektir ama en azından bunu yapmak sizi biraz olsun rahatlatacaktır.
3. ÇATLAKLARA DİKKAT EDİN.
Alçı ve atel bazen çatlayabilir ve bu da çok problemli olabilir. Herhangi bir deformasyon olup olmadığını veya bir bölgenin yumuşayıp yumuşamadığını görmek için iyice kontrol edin.

Bu deformasyonlara sahip olan atel ve alçılar yaralara, enflamasyon ve ağrıda artmaya sebebiyet verebilir. Her gün kontrol edin ve cildinizde herhangi bir kızarıklık olup olmadığına dikkat edin. Bu, yaranın daha da kötüleşmemesi için çok önemlidir.
4. OLABİLDİĞİNCE AZ DEĞİŞTİRİN
Çocuklar bir yerlerini kırdığında, alçının üstüne resim çizmek veya imza atmak bir gelenektir. Bu olay tek başına herhangi bir probleme yol açmaz. Problem, çocuk alçıyı çekiştirmeye ve alçının cilt ile temas eden iç parçalarını yolmaya başlayınca oluşur.

Bu ciddi yaralara yol açabilir. Bu yüzden, materyali bozmamak için çaba sarf etmelisiniz. Evet üzerine yazabilirsiniz, fakat en iyisi, çok dağınık görünmemesi için kalıcı bir kalemle yazmaktır.

GÖZ ARDI ETMEMENİZ GEREKEN HİSLER
Bütün bakım önerilerine ek olarak, göz ardı etmemeniz gereken bazı hisler de vardır.

Çünkü bunlar sağlığımızı tehdit ediyor olabilir.

İşte bunlardan bazıları:

– Uyuşma hissinden ötürü parmaklarda karıncalanma,

– Ekstremitelerde his kaybı,

– Cildin maviye, beyaza veya mora dönmesi,

– Alçı veya atelin çevresindeki cildin kızarması,

-Yaralanan bölgenin alçıda veya ateldeyken iltihaplanması,

Bütün bu durumlar acil tıbbi müdahale gerektirir. Kızarıklığın veya hassasiyetin geçeceğini beklemek veya tamamen umursamamak çok ciddi problemlere yol açabilir.

Son olarak, eğer ateşiniz varsa, doktorunuzun verdiği ağrı kesiciler ile geçmeyen bir ağrı yaşıyorsanız veya alışık olmadığınız bir koku varsa, direkt olarak en yakın acil servise başvurmalısınız.

Sağlıklı günler dileriz.

Op. Dr. Ertuğrul GÜNGÖR

Çankırı Özel Karatekin Hastanesi

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı

Mayıs

nest...

115369 115370 115371 115372 115373