Cenin Pozisyonu

Şartlar ve hâle bağlı olan konum veya statü.

Black Claw onu bu pozisyona geçirmek için çok çalıştı.

Чёрный Коготь постарался, чтобы он получил свой пост.

Başkan bana senin de bu pozisyona talip olduğunu söyledi.

Президент рассказал, ты просил эту должность.

Ben de kıvrılıp cenin pozisyonu alarak gözlemeleri hayal edeceğim.

А я свернусь в позе зародыша и буду думать о блинчиках.

" H2 " de kabul edilebilir, çünkü yanlış pozisyonda olan her parça doğru pozisyona doğru her hamlede 1 adımdan daha hızlı bir şekilde hareket ettirilemez.

Эвристика h2 тоже допустима, потому что каждая костяшка, находящаяся в неверной позиции может быть передвинута ближе к правильной не быстрее, чем за одно движение.

Doğu bölge ofisinde boş bir pozisyon var diye biliyorum, Cadman Plaza'da

Я слышала, что есть вакансии в восточном округе

Çünkü yeni teknolojiler, bize daha iyi çevreler sunmada ve şehirleşme çözümleri sağlama anlamında oldukça ilgi çekici pozisyonda gibi gözüküyor.

Потому что новые технологии, они, похоже, находятся в очень интересном положении, чтобы внести вклад в решения урбанизации и обеспечить нам лучшую окружающую среду.

Bulunduğum pozisyon itibariyle bunu yapamam.

Нет нет, я не могу в моем положении.

Düzgün bir vücut pozisyonu ile gerçekten de ileriye doğru bayağı bir mesafe kaydedebiliyorum.

Приняв правильное положение, я могу двигаться вперёд и пролетать значительные расстояния.

Bay Florrick çok daha kısa süre bu pozisyonda çalıştı.

Мистер Флоррик был в должности меньший срок.

Kurbanın pozisyonu ve katilin duruşundaki açılar benzersiz bir durum ortaya çıkarıyor.

Положение жертвы и угол, под которым стояли убийцы определили уникальность случая.

Güçlü bir pozisyonda değilsin.

У тебя и так довольно шаткое положение.

Uygun bir pozisyonda

У него был шанс

Eirik, başka bir pozisyon mu denesek?

Эрик, мы не могли бы попробовать в другой позе?

Ve bence bu muazzam çeşitliliğe tanık olmamızın nedeni, bunun çok temel bir biyolojik probleme oldukça etkili bir çözüm getirmesi: Spermi öyle bir pozisyona getirmek ki, yumurtalarla buluşabilsin ve zigot oluşturabilsin.

Мне кажется, что мы имеем такое количество разновидностей, потому что это наиболее эффективное решение для очень простой, но важной биологической проблемы, которая состоит в доставке сперматозоида к месту встречи с яйцеклеткой и образования зиготы.

Sabit pozisyondaki derin mesafeler için daha büyük ışık kırıcılara yönelmelisiniz.

Для наблюдения за дальним космосом в статичном положении вам стоит подумать о более крупных рефлекторах.

Sizi olmadık bir pozisyona sokmak istemezdim.

Я не хотела вас поставить в такую неудобную позицию.

Uydu şu an pozisyon alıyor.

Спутник сейчас занимает свою позицию.

Düzenlenmesi gereken son ayrıntı merhumun vücut pozisyonudur.

И последнее, чем стоит заняться - положение тела усопшего.

Başka bir pozisyona geçelim.

Как бы так повернуться

Bulunduğum pozisyonun bir kare ilerisine, Topçu ateşi istiyorum!

Плюс один, минус три.

Dur biraz, pota altı pozisyonunu kazanamayacağını bildiğinden oyun kurucu pozisyonu için yarışmana izin versin diye onu kafaladın.

Погоди, у тебя проблемы с защитой, и ты убедила его дать тебе место разыгрывающего?

Sasha'nın bir lojistik firmasında gemileri yükleyen ve boşaltan bir pozisyonu var hem sadece New Orleans'da da değil, dünya çapında.

Саша занимает должность в логистической фирме, занимающейся загрузкой и разгрузкой судов не только в Новом Орлеане, но и по всему миру.

Babası İngiliz Hükümeti altında bir pozisyon düzenlenen vardı ve her zaman meşgul olmuştu ve hasta kendisi ve annesi, sadece gitmek için bakım büyük bir güzellik vardı. partiler ve eşcinsel insanların kendini eğlendirmek.

Ее отец занимал должность под английским правительством, и всегда был занят и жестокого себя, и ее мать была великой красоты, которые заботились только пойти в партий и развлечь себя с геями.

Meslektaşım ve ben bir evi mesken seçtik ve her yarım saatte pozisyon değişerek içeride ve dışarıda çalışmaya başladık.

Мы с коллегой выбрали один из домов и дежурили внутри и снаружи, меняясь каждые полчаса.

Pozisyon alma kaygısıyla, birbirilerini dürtüyorlar.

Тасуются между собой в поисках подходящей позиции.