doktor refik saydam hangi aşıyı buldu / Refik Saydam funduszeue.info

Doktor Refik Saydam Hangi Aşıyı Buldu

doktor refik saydam hangi aşıyı buldu

Ülkenin en önemli ekonomik ve stratejik değerlerini yerli ve milli olduğunu iddia edenlerin özelleştirdiğini, elden çıkardığını bildiğimizden, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünü, aşı ve ilaç fabrikasını kapatmalarına da şaşmamak gerek

 

 

AV. CEM BAYINDIR

Sağlık Bakanı bundan 20 gün önce, nisan sonu, mayıs başına değin en az 50 milyon kişinin aşılanacağını ve salgının denetim altına alınacağını söylemişse de geçen hafta aşılama işinin başka bahara yani sonbahara kaldığı açıklamasını duyduk.

Arada bir de siyasi figürlerimizden, yerli aşımızın çıkmak üzere olduğunu, ha geldi ha gelecek, nisan sonu, mayıs başı, haziran ortası…. gibi sözleri duyuyoruz.

Sağlık Bakanlığı’nın sitesine şöyle bir baktım da; bizde aşı çalışmaları, yılında başlamış ve çiçek aşısı ile ilgili olarak o tarihte bir yasa çıkarılmış.
’de Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane’de ilk kuduz aşısının üretimi başlamış; ’de ilk çiçek aşısı üretim evi kurulmuş; ’da difteri serumu üretilmiş; ’de sığır vebası serumu, ’te kızıl serumu, ’de tifo aşısı, ’te kolera, dizanteri ve veba aşıları…

Cumhuriyet kurulduğu zaman

’de verem aşısı, ’de tetanos ve difteri aşıları, ’de Simple Metodu ile kuduz aşısı üretimi, ’de İstanbul Aşıhanesinin enstitü bünyesine alınması, çiçek aşısı üretiminin ülke ihtiyacını karşılayacak duruma getirilmesi işi, ’te Farmakoloji Şubesi oluşturulması, yılında Hıfzıssıhha Okulu açılması, ’de kuduz serumu, ’de tifüs aşısı ve akrep serumu üretimleri, ’de influenza aşısı üretimi, ’da kuru BCG aşısının deneysel üretimi, ’te de kuru BCG aşısının üretimi olmuş.

Osmanlı’da ve yeni Cumhuriyetle başlayan aşı çalışmaları bugün kurumsal anlamda yok. Dediklerine göre, Erciyes Üniversitesi ve birkaç fakültede bu konularda çalışmalara başlamışız da sonucunu bekliyormuşuz, gelen ilk haberler pek şahaneymiş…

’te Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyette, bir kültür ve atılım devrimi olmuş, ülke yenileşme ve çağdaşlaşma yolunu seçmişti. Kültürel atılımların yanında sanayide ve tarımda da birçok fabrika, tesis kurulmuş; teknolojik yenilikler için de var gücüyle çalışan bir ülke haline gelmiştik. Tüm müdürler, genel müdürler, öğretmenler, valiler, kaymakamlar liyakatli ve inançlı kadrolardan seçilmişti.

Dr. Refik Saydam diye bir mucize adam

İşte bu liyakat sahibi ve inançlı insanlardan biri de Refik Saydam’dır. 14 yıl süren Sağlık Bakanlığı döneminde birçok sağlık hizmetlerinin temellerini attı. yılında Ankara’da, sonra Anadolu’nun birçok kentinde, memleket hastaneleri, doğum ve çocuk bakım evleri, sağlık kursları, tıp öğrencileri için yurtlar açtı ve yılında Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Mektebi&#;ni kurdu. Onun döneminde bu enstitüde birçok aşı ve serum seri olarak üretildi, &#;ta kolera salgını için Çin’e aşı ihraç edildi.

Refik Saydam yılları arasında Milli Eğitim, Maliye Bakanlıklarına vekalet etti. Atatürk&#;ün ölümünden sonra ise İçişleri Bakanlığı, Kızılay Başkanlığı ve başbakanlık görevlerinde bulundu.

Onun, 27 Mayıs ’de kurduğu Hıfzıssıhha Enstitüsü de cumhuriyetin dev atılımlardan biriydi. Bu enstitünün amacı, hızla yayılan salgın, bulaşıcı hastalıklarla savaşmaktı.

Enstitü sürekli gelişerek birçok üretimi başarıyla yapmaya başladı, hatta ’de Dünya Sağlık Örgütü’nce Milletlerarası Bölgesel İnfluenza Merkezi olarak tanındı. O yıllarda, Hıfzıssıhha Enstitüsü; Türkiye genelinde 16 ilde daha hızlı hizmet vermek amacıyla şubeler açtı.

Hıfzıssıhha, Fransa’daki Pasteur Enstitüsü (Institut Pasteur), Hollanda’da Ulusal Halk Sağlığı Kurumu RIVM (National Institute for Public Health and the Environment), Amerika’da CDC (Centers for Disease Control and Prevention) gibi dünya ölçeğinde bilimsel kabul gören bir merkezdi.

Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitisü’nü kapatmaları şaşırtıcı mıydı?

’lerin sonlarında Anavatan Partisi iktidarında nedense önemi azalan enstitü, Batıdan aşı ve ilaç alımını devlet politikası haline getiren siyasi düşünce sahiplerince itibarsızlaştırdı, yöneticilerine davalar açıldı, eziyetler çektirildi. ’da DBT, kuduz aşısı, ’de de BCG aşı üretiminin kesilmesi ile yılında kapatıldı.  yılında kapatılmanın ardından günümüz iktidarı döneminde ’te önce aşı üretim enstitüsü de Bakanlar Kurulu kararı ile kapatıldı.

Kurum böylelikle tümüyle atıl hale getirilince, sayılı “Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 2 Kasım tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak, aynı kararname ile kurulan Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’na (Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü) devredilmiştir. Ancak ne yazık ki bu müdürlüğe bağlı bir viroloji biriminin olmadığını söylemek isterim.

Ülkenin en önemli ekonomik ve stratejik değerlerini yerli ve milli olduğunu iddia edenlerin özelleştirdiğini, elden çıkardığını bildiğimizden, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünü, aşı ve ilaç fabrikasını kapatmalarına da şaşmamak gerek.

Şimdi oturmuş, Çin aşısı mı iyi Avrupa aşısı mı? “Kaç aşı geldi?” “Hangi firma kanalıyla getirildi?” “Gerisi ne zaman gelecek?” “Kimler aşı oldu?” “Bizim sıramız ne oldu?” “Hangi gruptayız?” “Aşıyı bulduk mu?” “Kaçıncı fazdayız?” gibisinden sorulara yanıt arıyoruz.

Yerli aşı için, öyle bir teknolojiye sahip olup olmadığımız, aşıyı üretsek bile üretim kapasitesinin ne denli olacağı da ayrı tartışma konuları.  Birçok uzman, Türkiye’de yaşayan göçmenler dahil neredeyse 90 milyonu bulan insan için milyonlarca doz üretebileceğimiz koşulların olmadığını söylüyor

Cumhuriyetin benzersiz halk sağlığı savaşımı

Oysa, neredeyse yıl önce bu kurumu kuran Refik Saydam&#;a göre Cumhuriyetin en büyük ve kutsal amaçlarından biri “halk sağlığını korumaktır.” Saydam bir konuşmasında bunu şöyle açıklar:
Sağlık işleri demek vatandaşları hasta etmemek, toplu şekilde yaşayan insanların sağlıklarını bozacak arızalar husule gelmemesine itina etmek, vaki bir afete ve salgına karşı türlü imha tedbirlerini kullanarak onu olduğu yerde söndürmek, hastaların verebileceği zararlardan sağlamları korumak, hasta olmamaları için çalışmak, doğumları arttırıp ölümleri azaltacak örgütlenmeyi ve yöntemleri kurmak ve sürdürmektir. Yani özetlenirse toplumsal sağlığın korunması kurallarına uygun olarak milletin hayat ve sağlığını yükseltecek bütün önlemleri almak ve sürdürmektir.&#; 

Şimdilerde ne o Refik Saydamlar var ne o liyakat ne o halkı üzerinde titreyen Cumhuriyet kaldı.

Peki, bizim meşhur yerli aşı ne zaman gelir diye sorarsanız bana göre, dünyada salgın etkisini azaltınca, yitirince…

Çünkü demokrasiye, hukuka, liyakate, eğitime bakış açımız ne kadar şark kafasıysa, sağlığa bakışımız da ondan farklı değil.

PAYLAŞMANIZ İÇİN

 

 

 

kaynağı değiştir]

2. Dünya Savaşı başlamadan hemen önce, yılında devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk vefat etmiş ve devlet başkanlığı görevini İsmet İnönü devralmıştır. Başbakanlık makamında da değişiklik yapılmış ve Celal Bayar yerine Refik Saydam göreve gelmiştir. Savaş başlarken 16 yaşında olan Türkiye Cumhuriyeti, sanayileşme, eğitim, demiryolları, elektrifikasyon gibi alanlarda atılımlar yapmaya başlamış olsa da üretiminin büyük kısmı halen tarım ürünlerinden oluşmaktaydı. Ayrıca Buhranı sonrasında tarım ürünlerindeki fiyat düşüşü paralelinde hem devletin gelirleri azalmış hem de nüfusun %75'ini oluşturan köylülerin halihazırda var olan geçim sıkıntısı daha da artmıştı.[5] Üstelik savaş ihtimaline karşılık 1 milyon erkek askere alınmış, böylece hem üretim kaybı yaşanmış hem de askerlerin beslenmesi devlet bütçesi üzerindeki baskıyı arttırmıştı.

Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve Başbakan Refik Saydam, Türkiye'nin savaşa girmemesi konusunda fikir birliği içindeydi. Balkan Savaşlarını, 1. Dünya Savaşı'nı ve İstiklal Savaşı'nı yaşamış yönetim kadrosu hem savaşın zorluklarını çok iyi biliyor ve ondan korkuyor hem de ülkenin iktisadi ve askeri açıdan savaşa hazır olmadığını biliyorlardı.[6] Bu çerçevede, Türkiye'nin stratejisi tarafsızlığını korumak olarak çizilmişti ancak olası bir saldırı ihtimaline yönelik olarak maliyeti yüksek de olsa her türlü önlemi almak mecburiyetinde kalmışlardı. Bu maliyetleri karşılarken halkın da sıkıntılarını hafifletebilmek adına bütçe denkliği, paranın değerinin korunması ve enflasyona mani olunması ana ilkeler olarak benimsenmişti. Bağımsızlık mücadelesini yaşamış yöneticiler için ülkenin iktisadi bağımsızlığı, siyasi bağımsızlığı sağlayabilmenin ana koşulu olarak görülüyordu. Ayrıca Halkçılık ilkesinin başarıyla uygulanabilmesi için Devletçilik ilkesinin daha duyarlı uygulanması gerektiği düşünülmüş ve bu nedenle ekonomiye devletin doğrudan müdahalesi arttırılmıştır.[4]

Nitekim, dünyanın ve Türkiye'nin koşullarının çok zorlu olmasına rağmen Refik Saydam belirlediği ana ilkelerde başarılı olmuştur. Türkiye, fiilen savaşa girmemeyi başarmıştır. Refik Saydam'ın öldüğü yılına kadar bütçede denklik sağlanmış, Türk Lirası Avrupa para birimlerine kıyasla daha az değer kaybetmiş ve tüketim malları kıtlığı yaşanmasına rağmen fiyat istikrarı sağlanabilmiştir.[7]

Refik Saydam, 8 Temmuz tarihinde İstanbul'a yaptığı inceleme gezisi sırasında ölmüştür. Sonrasında kurulan Şükrü Saraçoğlu Hükûmeti, iktisat politikasında hızla önemli değişiklikler yaptı. Daha çok özel sektörün girişimlerine ve piyasada oluşacak fiyat dengelerine bağlı bir politika izlemeye yöneldi.[4] Buna bağlı olarak, enflasyonist akımlar güçlenmiş, tedavüldeki para artmış ve devleti olağanüstü gelir aramak zorunda bırakmıştır. Bu ihtiyaç da Varlık Vergisi uygulamasına yol açmıştır.[8]

Refik Saydam'ın vefatı sonrasında ortaya çıkan bu geçiş, Türkiye Cumhuriyeti iktisat tarihinde, iktisadi sistemde farklılaşma olarak ilk ve asıl kırılma noktasını oluşturdu. Bu noktadan sonraki gelişmeler seçimlerini ve yeniden Celal Bayar’ın görüşleri önderliğinde sosyal ve iktisadi iktidarını gündeme getirecektir. O nedenle, Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal ve iktisadi anlayışında ilk temel kırılma noktası seçimleri değil, ’de Dr. Refik Saydam’ın ölümüdür.[4]

Ölümü[değiştir

arasında başbakan olan Refik Saydam'ın hangi hastalığa karşı hazırladığı aşı, tıp literatürüne geçmiş ve 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ve Alman ordularında kullanılmıştır?

Televizyon ekranlarının en uzun soluklu ve reyting rekorları kıran bilgi yarışması Kim Milyoner Olmak İster izleyicilerini bu akşam yayınlanmakta olan bölüm ile ekranlara kilitlemeyi başardı. ATV ekranlarında yayınlanan Kim Milyoner Olmak İster Yarışması'nda bu akşam sorulan arasında başbakan olan Refik Saydam'ın hangi hastalığa karşı hazırladığı aşı, tıp literatürüne geçmiş ve 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ve Alman ordularında kullanılmıştır? sorunun cevabı internet üzerinden araştırılmaya devam ediyor. Haberimizin devamından Kim Milyoner Olmak İster'de az önce sorulan arasında başbakan olan Refik Saydam'ın hangi hastalığa karşı hazırladığı aşı, tıp literatürüne geçmiş ve 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ve Alman ordularında kullanılmıştır? sorunun cevabına ve detaylarına ulaşabilirsiniz…

arasında başbakan olan Refik Saydam'ın hangi hastalığa karşı hazırladığı aşı, tıp literatürüne geçmiş ve 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ve Alman ordularında kullanılmıştır?

A) Çiçek

B) Kabakulak

C) Kızamık

D) Tifüs

Cevap: D) Tifüs

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası