senaryoda karakter yaratma süreci / Karakter Profili Şablonu | Evernote

Senaryoda Karakter Yaratma Süreci

senaryoda karakter yaratma süreci

James Hilton*

Çeviren: Salih Bolat

Bazen kendi kendime bir yazarın romanda nasıl hoş bir karakter yarattığını sorduğumda, en kötü olasılıkla ilk cevabım şu oluyor: Eline kağıt ve kalem aldıktan sonra ya da yazı makinasının başına oturduktan sonra, &#;ben hoş bir karakter yaratacağım&#; demek.
Bir sorun olarak, sanatsal yaratım süreci bir gizdir. Hatta bir yaratıcı olan G. K. Chesteron bir zamanlar, gerçekliğin nasıl meydana geldiğini ve bilginin onu nasıl yeniden yarattığını, bu iki durum arasındaki bütün farkları söylemişti. Sanatçı gerçekliği yalnızca bilir; bir kural olarak, onların nasıl meydana geldiğini bilip bilmediğine bakmaz. Eleştirmenlere, yorumculara, kendi biyografisini yazanlara da (beğendiği birine rastlasa bari) bakmaz ama Lord Balfour&#;un İngiliz parlamentosundaki açıklamasını hüzünle anımsarım: &#;Baylar, size sert açıklamalarda bulunduğum zaman üzülmediğimi inkar etmiyorum, ama benimle ilgili dedikoduları duyduğum zaman biraz mutsuz olduğumu itiraf etmeliyim.&#;
Kaç yazar hayranlarının onun karakterlerine hayranlıklarını açıkladıklarında ya da bir profesör onun yazma yöntemi üzerine bilgiç biçimde konferans verirken benzer üzüntüye kapılır! Ben bir zamanlar böyle bir profesör tanımıştım; kara tahtaya büyüleyici çizelgeler çizdi, birisinden söz ederek (sanırım o Conrad&#;dı) kuzey-doğu köşesinden konusunu anlattı. Bu konu biz öğrencilerin edebiyat ürünlerimizi geliştirebileceğimiz doğru köşede ancak kendi kendimize sahip olabileceğimiz bir ahlak dersiydi. Profesörün yine de sağlıklı olan önerileri, hiçbir zaman Conrad gibi yazmayı istemediğimden, benim için oldukça şüpheliydi.
Yazmada yalnızca yeteneğin, mümkün olduğu kadar etkili ve basit bazı öyküler anlatmak ya da bir şeyler söylemek için, bazı özelliklere sahip olmak olduğunu biliyorum. En iyisi olmasa da, Alice Harikalar Diyarında’daki atasözünü anımsayabiliriz: &#;Sen duygularına ve derinliklerine bakarsan, onlar da kendilerine bakarlar. &#;
Biçim gelişerek sürerken, eğer bir cümle istediğim bir düşünceyi yansıtırsa, ortaya bir şey koymuş birisi olarak doyuma ulaştım demektir. Şaşırtıcı görüntü ve ses ya da alışılmamış sözcükler kullanarak okuru ürküten, sözlük kullanmak zorunda bırakan, okurun beynini aşırı zorladığı için ne okuduğunu doğru dürüst anlayamadığından züppelik duygusu uyandıran biçimleri sevmem. &#;Entrika&#; fiili gibi &#;ilginç&#; ve &#;emmek&#; arasındaki anlamın gölgesinde gereksinim duyduğum bir tanım getiren bazı sözcükleri, dilde arılıktan yana olanların karşı çıkıp çıkmadıklarına ya da sağlam olup olmadıklarına aldırış etmeksizin kullanmaya hazırım.
Karakter yaratmanın kolay taklit edilemez ve kolay öğrenilemez şeylerden biri olduğunu düşünüyorum. Elbette herkes, doğal malzemelerin karışımıyla bir manken yapabilir ve üzerine onu açıklayan etiketler yapıştırabilir. Bazı çok başarılı yazarlar, &#;karakter&#; sözcüğünün ikinci anlamının karakter yaratma anlamına geldiğini belirttiler ve topluma bu anlayışı yansıttılar. Oysa bizim kabul ettiğimiz ve onlara biraz tuhaf gelen yaklaşım şudur: Bir İnsan bir &#;karakter&#;dir. Her sahne sanatçısı, ilginç bir karakteri oynamanın, senin ya da benim gibi sıradan birini oynamaktan daha kolay olmadığını bilir. Ayrıca birçok oyuncu, gerçekte kendilerini ürküten karakterlerle halkın nasıl kazanıldığını bilir. Dahice bir yaratım, bir karakter olmalı ve biricik olmalı. Ayrıca merkezi ısıtma sistemi ve harici aydınlatma özelliklerine de sahip olmalı. Sir Walter Scott romanlarında birçok önemli kahramanı oluştururken, genellikle saçlarından başlar ve topuklarında bitirir. Elbiselerin ve dış görünüşün baştan sona bütün bir dökümünü yapması, anlattığı insanlarla hiç karşılaşmamış olmanıza karşın, onların var olduğunu ve sizinle aynı elbiseleri giydiğini hissetmenizin mümkün olabileceğinin sonucudur. Ama Dostoyevski ya da Dickens size bir karakteri anlattıkları zaman, kapalı gözlerinizle onları tanıdığınızı hissedersiniz. &#;Açık mavi gözleri, düz saçları, biraz öne eğilmiş omuzları vardı ve eski bir elbise giyiyordu&#; (bu cümle sanırım Morley&#;in bir romanında geçiyordu) ile &#;onun düşünceleri, daha doğrusu her şeyi gözleriydi ve tamamen onlarındı&#; arasında fark vardır. Lütfen bu cümleleri model olarak almayınız; sadece iyi bir yazarın sizi mutlu etmek, geliştirmek ve bilgilendirmek adına, bir ormanda yere düşen bir yaprağın size doğru gelmesi için nasıl üfürdüğüne bir örnektir.
Şimdiye kadar, iyi bir karakterin nasıl yaratılacağı konusuyla ilgili sorulardan kaçtığımı gördünüz. Açık söylemek gerekirse, bilmiyorum. Eğer basitçe ve gürültüsüz patırtısız anlatmak için bir öykünüz varsa, karakterlerin bazıları hoş olabilir, bazıları olmaz; onları zor yaratabilirsiniz. Ama bazen öykünüzü bitirdikten sonra önce sizin kalbinizde, daha sonra da okurlarınızın kalbinde çınlarlar.
İnsanlar sevmeye eğilimlidirler; hepimiz öyleyiz; iyiliğe hayranlık duymak, insanın doğasında vardır. Hayranlığımız, özünde, bir sezgi olarak keskindir. Sezgilerinize dokunduğu zaman onlara ve anlatacağınız öykülerin sevilen öyküler olmasına şans verin. Ama ona dokunmak için bir formül yoksa, inanın bana kurmacanın sözcükleri hoş karakterlerle yüklenecek sezgilerin duyarlılık kadar gizemli olması bir gerçektir. Hiç kimsenin sevmeyeceği ürünler ortaya çıkarma pahasına, sevilebilir karakterler yaratmayı deneyin. Ancak, bir yazarın kafasındaki karakterleri yaratması gerektiğini ve mümkünse hoş olmalarına izin vermesini öneririm.

*Salih Bolat, Öykü Yazma Teknikleri, Varlık Yayınları,,

Anlık RSS Bilgilendirmesi İçin Tıklayınız.Düzenli bilgilendirme E-Postaları almak için listemize kaydolabilirsiniz.


Senaryoda Karakter Yaratma
Ders KoduYarıyılDers AdıT/U/LTürüÖğrenim DiliAKTS
STV 5 Senaryoda Karakter Yaratma 1/2/0ZTürkçe4
Dersin Amacı



Bu dersin amacı, öğrencilerin film senaryosunun dramatik bileşenlerinden biri olarak “Karakter” olgusunu tanımalarını, senaryoda karakter yaratmanın temel dramatik ve estetik yönlerini kavramalarını ve özgün bir karakter yaratmalarını sağlamaktır.

Ön Koşullar.
Eş Koşullar.
Özel Koşullar.
Öğretim ÜyeleriDoç. Dr. Perihan TAŞ ÖZ
AsistanlarArş. Gör. Okan Şeker
Ders Gün,Saat ve YeriPerşembe, -
Görüşme Saatleri ve Yeri
Öğretim Yöntem ve Teknikleri
Bu dersin amacı, öğrencilerin film senaryosunun dramatik  bileşenlerinden biri olarak “Karakter” olgusunu tanımalarını,  kendi seçtikleri bir film örneği üzerinden yaratılmış bir karakteri bütün  boyutlarıyla analiz edebilmelerini sağlamaktır.
Temel Kaynaklar
Linda Seger, Senaryoda Unutulmaz Karakterler Yaratmak, Agora Kitaplığı, 1. Baskı,

John Costello. Senaryo Yazımı. Kalkedon Yayıncılık.

Diğer Kaynaklar

Linda Seger, İleri Senaryo Yazma Teknikleri, Agora Kitaplığı, 1. Baskı,

Haftalık Ders Programı
HaftaDersin İçeriğiÖğretim Yöntem ve Teknikleri
1. HaftaDersin İçeriği ve Genel İşleyişi Hakkında Bilgi VerilmesiSözlü Anlatım
2. HaftaFilm Senaryosunun Dramatik ve Anlatısal Bileşeni Olarak “Karakter” OlgusuSözlü Anlatım/Yazılı ve Görsel Kaynak Kullanımı
3. HaftaKarakter Olgusunun Filmin Diğer Anlatısal ve Dramatik Bileşenleri ile İlgisiSözlü Anlatım/Yazılı ve Görsel Kaynak Kullanımı
4. HaftaFilm Senaryosu için Karakter Geliştiriminin Temel İlkeleriSözlü Anlatım/Yazılı ve Görsel Kaynak Kullanımı
5. HaftaFilm Senaryosu için Karakter Geliştiriminin Temel İlkeleriSözlü Anlatım/Uygulama
6. HaftaFilm Senaryosu için Karakter Geliştiriminin Temel İlkeleriSözlü Anlatım/Uygulama
7. HaftaAra Sınav Proje Teslim
8. HaftaKarakter Olgusu Anlamında Öne Çıkan Seçilmiş Filmlerin İncelenmesiSözlü Anlatım/Yazılı ve Görsel Kaynak Kullanımı
9. HaftaKarakter Olgusu Anlamında Öne Çıkan Seçilmiş Filmlerin İncelenmesiSözlü Anlatım/Yazılı ve Görsel Kaynak Kullanımı
HaftaKarakter Kartı Çalışması Nasıl Yapılır?Sözlü Anlatım/Yazılı ve Görsel Kaynak Kullanımı
HaftaKarakter Kartı Uygulaması: Karakter ve Eylem MotivasyonuSözlü Anlatım/Uygulama
HaftaKarakter Kartı Uygulaması: Karakter ve ÇatışmaSözlü Anlatım/Uygulama
HaftaKarakter Kartı Uygulaması: Karakter ve Karşıt KarakterSözlü Anlatım/Uygulama
HaftaKarakter ve DialogSözlü Anlatım
HaftaÖğrencilerin Karakter Analizi Sunumlarının Gerçekleşmesi Sözlü Anlatım/Proje Sunumu
HaftaÖğrencilerin Karakter Analizi Sunumlarının GerçekleşmesiSözlü Anlatım/Proje Sunumu
HaftaFinal SınavıProje Teslim
Değerlendirme Ölçütleri
Ölçüt TipleriAdetYüzdesi(%)
Ara sınav(lar)120
Ödevler / Dönem Ödevi / Sunum120
Final160
ÖÇ-11 Bir film senaryosunun temel dramatik ve anlatısal bileşenlerini çözümleyecek
ÖÇ-22 Karakter olgusunun film anlatısına ve dramatik yapısına olan katkısını analiz edebilecek
ÖÇ-33 Yaratıcı olabilmenin temel gereklerini deneyimleyecek
ÖÇ-44 Bir film senaryosunda karakter yaratırken gerekli temel anlatısal ve esetik bileşenlere hakim olacak
ÖÇ-55 Dersten edindiği birikimlerle özgün bir film karakteri yaratacak.
Program Çıktıları
PÇ-1 İletişim, sanat ve kültürle ilgili kavramlar öncelikli olmak üzere farklı alanlarla ilgili her türlü kavramı tanımlayabilecek.
PÇ-2 Teknolojik gelişmeleri ve buna bağlı olarak değişen sanatsal ve kültürel algılama biçimlerini yorumlayabilecek
PÇ-3 Çağdaş/güncel sinema ve televizyon pratiklerini anlayabilecek.
PÇ-4 Sanat, iletişim ve toplum arasındaki organik ilişkileri çözümleyebilecek.
PÇ-5 Yaratıcı süreci öğrenecek ve yaratıcılığı ön plana çıkaran eserler üretebilecek
PÇ-6 Disiplinli ve kendi yarattığı çizgide yaratıcı, esnek ve bağımsız bir şekilde çalışabilecek.
PÇ-7 Mesleklerinde gerekli olan araçları ve donanımları doğru yer ve doğru zamanda kullanabilecek, projelerini belirlenen süre içinde uygulayabilecek
PÇ-8 Yaratıcı fikirlerini görsel iletiler kullanarak ifade edebilecek.
PÇ-9 Animasyon, fotoğraf, sinema gibi farklı disiplinler arası alanlarda özgün ürünler verebilecek.
Film yönetimi, senaryo, görüntü yönetmenliği ve kurgu alanlarında deneyim sahibi olacak.
Bilgisayar tabanlı uygulamaları kullanarak sinema ve televizyon için görsel efekt hazırlama becerisi kazanacak.
Oyunculuk, mimik, dramatik doğaçlama alanlarında deneyim sahibi olacak
Kitle iletişim alanında yeniliklere açık ve yenilikleri alana uyarlayabilir olmak
Ulusal ve uluslararası alanlarda deneyimli uzmanlarla birlikte proje üretebilme yeteneği kazanmış olacak.
Ulusal ve uluslararası alanlarda yarışma, sergi, festival, seminer vb. etkinliklere katılmış olacak.
Alan Yeterlilikleri Matrisi
Program Çıktıları - Öğrenim Çıktıları Matrisi
--
 PÇ 1PÇ 2PÇ 3PÇ 4PÇ 5PÇ 6PÇ 7PÇ 8PÇ 9PÇ 10PÇ 11PÇ 12PÇ 13PÇ 14PÇ 15
ÖÇ 1               
ÖÇ 2               
ÖÇ 3               
ÖÇ 4               
ÖÇ 5               

SİNEMADA KARAKTER VE TİPLEME KAVRAMI: ŞENER ŞEN ÖRNEĞİ Tamer BAYRAK ÖZET İletişim insanlık için oldukça önemli bir ihtiyaçtır. Tarih boyunca insanlar iletişimi geliştirebilmek adına uğraş vermiştir. Bu doğrultuda çeşitli iletişim kanalları icat edilmiş, bilginin kaynaktan hedefe kısa sürelerde ulaşması için durmaksızın çaba sarf edilmiştir. İcat edilen iletişim kanalları teknolojinin de yardımıyla çeşitli sınıflandırmalara tabi tutulmuştur. Bu sınıflandırmalardan biri olan geleneksel medya, gazete, dergi, sinema, televizyon gibi kanalları içermektedir ve bilginin tek yönlü aktarılması adına oldukça hızlı bir gelişim göstermiştir. Bu kanalların içinde teknolojik olarak en hızlı ve etkili bir şekilde gelişim gösterdiği gözlenen sinema ise kendi içinde oluşturduğu sanal dünya ile diğer geleneksel medya araçlarından ayrılmaktadır. Sinemanın izleyici kitleye sunduğu sanal gerçeklik, etkisini hiç yitirmeyen ve hatta günden güne artıran bir iletişim kanalı olarak sinemanın konumunu güçlendirmektedir. Bu doğrultuda bir sinema filmini oluşturan etmenlerin, bu sanata ilgi duyan insanlar tarafından iyi anlaşılması gerekmektedir. Sinema filmini oluşturan öğelerin başında karakter ve tipleme oyunculuğu gelmektedir. Bunun nedeni bir filmi oluşturan tüm unsurların oyuncunun üzerine yüklenen mesaja göre şekillenmesidir. Karakter ve tipleme oyuncuları ile yönetmen, kurgucu, kameraman gibi pek çok kişinin birlikte çalışması sonucu ortaya çıkan sinema, günümüzde teknolojinin de yardımıyla gelişmeye devam etmektedir. Bu çalışmada karakter ve tipleme oyunculuğunun en iyi temsilcilerinden biri olan Şener Şen’in rol aldığı yapımı Tosun Paşa filmindeki Lütfü karakteri incelenmektedir. Bu incelemede yöntem olarak Viladimir Propp’un karakter teorileri temel alınacak ve karakter, hareket devinimleri saptanarak çözümlenecektir. Anahtar kelimeler: sinema, karakter, tipleme GİRİŞ İnsanoğlunun dünya üzerindeki etkinliği, iletişim ortamları ve bu ortamlardaki iletişim etkinliği içinde olanların kurallara uyması sayesinde yayılmıştır. (Dedeal, 14) Bu etkinliklerin bir uzantısı olan ve geleneksel medya araçlarının en hızlı gelişim gösteren iletişim kanallarından biri konumunda bulunan sinema, güzel sanatların dalı olarak, yansıtılmaya uygun olan filmleri gerçekleştirme ve yaratma sanatı (TDK, ) olarak tanımlanmaktadır. Oluşturduğu hayali dünya ile izleyiciyi tamamen etkisi altına alan sinema, izleyiciyi oldukça etkileyen bir sanat dalı olarak sürekli gelişmektedir. Teknolojinin de yardımıyla kısa bir zamanda gelişen bu sanat dalının ürünleri, pek çok kişinin birlikte çalışması sonucu ortaya çıkabilmektedir. 1 Şubat tarihinde ilk gösterimi yapılan sinema sanatı o tarihten itibaren teknolojiyi daima kullanmıştır. Lumiere kardeşler, Thomas Edison’un yılında icat ettiği kinetoskopu geliştirerek sinematografiyi icat etmiştir. Geliştirilen sinematografi ile Lumiere kardeşler, çektikleri görüntüleri ilk defa Paris’te bulunan Grand Cafe’de sergilemiştir. Paris’teki La Ciotat garına gelen bir trenin gösterimi ile başlayan sinemanın tarihi, günümüzde tamamen sanal gerçeklikle oluşturulmuş sinema filmlerine kadar evrilmiştir. Sinema sanatı günümüz koşullarının oldukça gerisinde bir teknolojik alt yapı ile gelişmeye başlamıştır. Ancak teknik bilginin artması ile birlikte sinemanın gelişimi diğer pek çok iletişim aracına göre oldukça hızlı olmuştur. Bunun temel nedeni insanların sinemaya karşı duyduğu ilgi ve artan talepleridir. Başlangıçta sinemanın ne olduğunu ve nasıl bir gelişme gösterebileceğini anlamaya çalışan sinemacılar, öncelikle görüntüyü aktarma derdine düşmüş, teknik bilginin edinilmesi ve algı yetisinin gelişen teknoloji sonucu evrilmesi (Erinç, 55) ile birlikte sinemanın içeriğini zenginleştirmişlerdir. Resim1. Kinetoskop görseli Lumiere kardeşlerin çektiği ilk filmlere bakıldığında filmlerin izleyen bir göz gibi genellikle gündelik yaşamı inceleyen, bir tür belgesel film olması amacıyla çekilen filmler oldukları görülmektedir (Monaco, ). Bu filmlerde oyunculuk, öykü, kurgu, sahne dizaynı vb. sinemasal faktörler bulunmamakta, daha çok izleyici sinemanın etkilerine karşı ikna edilmeye çalışılmaktadır. Ancak sinemanın ne denli etkili olduğunu fark eden bazı sinemacılar, filmlerin öykülerle bezendiği ve sinemasal faktörlerle zenginleştirildiği taktirde oldukça kazançlı bir kapı araladığını görerek sinemanın gelişim sürecini hızlandırmışlardır (Nowel-Smith, 39). Bu bağlamda sinema tarihinde ilk öykülü film denemesini yapan ve öncü bir rol oynayan George Mélies, daha önceden çekilmiş olan bazı filmlerde gördüğü ve etkilendiği sinema hilelerini geliştirerek sinema tarihini değiştirmiştir (Teksoy, 34). George Mélies ayrıca denediği sinemasal tekniklerle yenilikçi animasyon ve özel efekt kullanan ilk yönetmen olarak da kabul edilmektedir. A Trip To The Moon (Aya Seyahat) adlı filmi ile ilk bilim kurgu filmi yönetmeni olma özelliğine sahip olan Mélies, öykülü filmlerin ve karakter ile tipleme kavramlarının gelişmesinin önünü açmıştır. Resim2. A Trip To The Moon filminin afişi Öykülü filmlerin artmasıyla birlikte karakter ve tipleme oyunculukları gelişmiş, halkın ilgisi ve talebi üzerine teknolojik gelişimin de yardımıyla pek çok işlevsel özellik sinemaya dahil olmuştur. Karakter ve tipleme oyunculukları sayesinde izleyici kendisini filmlerle özdeşleştirmeye başlamış, sinema bu anlamda farklılaşmıştır. SİNEMADA KARAKTER VE TİPLEME KAVRAMLARI Bir sinema filminin izleyici ile buluşabilmesi için pek çok yapının başarılı bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu anlamda film yapmak müşterek bir aktivitedir (Figgis, 47). Sinema tarihinin ilk öykülü filmlerinden itibaren kurgu, ses, ışık, dekor ve karakter ile tipleme oyunculukları gibi temel yapı taşları bir sinema filminin olmazsa olmazı olarak görülmeye başlamıştır. Bunun sonucu olarak sinemada hakim olan devinim halindeki eşyanın görüntüsünün çekilmesi ve alınan görüntünün yansıtılması (Onaran, 2) anlayışı gelişmiştir. Her sanat alanında olduğu gibi sinemada da bazı yapı taşları zaman zaman değişime uğramış, geliştirilen birtakım akımlarla farklı teknikler denenmiştir. Ancak baskın izleyici topluluğunun talepleri sinemanın gelişimini belirlemiştir. Bu anlamda karakter ve tipleme oyunculuğu sinemanın en temel yapı taşlarından biri olarak daima varlığını sürdürmüştür. Yönetmenin vermek istediği mesajın en iyi taşıyıcısı konumunda bulunan oyuncular, sinemayı anlamlı kılan ve sinema tarihinde iz bırakan kişiler olarak anılmaktadır. Karakter terimi, Fransızca kökenli Caractére ve Yunanca kökenli Kharakter kelimelerinden gelmektedir. Özü itibariyle metale kazınmış damga, mühür, çizmek, nitelik, görünüş anlamına gelmektedir (Nişanyan, ). Türk Dil Kurumu karakteri, “bir nesnenin, bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen ana özellik, öz yapısı, seciye” (TDK, ) olarak tanımlamaktadır. Bu anlamda karakter, kendine özgü davranış modelleri sergileyen oyuncuyu tanımlamaktadır. Tip terimi, Fransızca kökenli Typ ve Yunanca kökenli Typos kelimelerinden gelmektedir (Nişanyan, ). Türk Dil Kurumu tipi, “aynı cinsten bütün varlıkların veya nesnelerin temel özelliklerini büyük ölçüde kendine toplayan; kendine özgü kişiliği olmayan, daha çok bilinen kalıplardaki insanları gösteren oyun kişisi” (TDK, ) olarak tanımlamaktadır. Tip, bireyin gündelik toplum yaşamında sıklıkla karşılaşabileceği, oldukça fazla sayıda benzeri olan ve kendine özgü ayırt ediciliği olmayan davranış modellerine sahip birey profili çizmektedir. Ayrıca, tip filmin içeriğinin kapsadığı olaylara özel bir biçimde yaklaşmayı gerektirmektedir (Eisenstein, 21). Bu bağlamda tipleme, olaylardan ve ilişkilerden bağımsız bir şekilde kendiliğinden ortaya çıkar ve bir kalıp, bir şablon olarak karakterden ayrılır. (Yağız, 29) Karakter ve tipleme oyunculukları izleyiciyi etkilemek ve filmin etkinliğini artırmak için titizlikle tasarlanmaktadır. Bu bağlamda bu iki türde de başarılı oyunculuklar sergileyen kişiler, hayat verdikleri karakter ve tiplemelerle sembolleşerek yıllar boyunca unutulmadan saygı görmektedir. Bir filmin başarısını doğrudan etkileyen oyunculuk için ise yönetmenlerin çeşitli yaklaşımları söz konusudur. Örneğin sinema tarihine önemli katkılarda bulunan Vsevolod Pudovkin, genel olarak yönettiği filmleri için tiyatro kökenli olmayan kişilerden seçim yaptığını belirtmiştir (Pudovkin, 34). Buna göre bir film için seçilen oyuncuların kökenlerinin, yönetmenin tarzını ifade ettiğini belirtmek mümkündür. Ancak ülkemizde Muhsin Ertuğrul gibi tiyatro kökenli yönetmenler ve oyuncular da mesleğini başarıyla devam ettirmiştir (Dorsay, 33). Bu açıdan karakter ve tipleme oyunculuklarında köken seçiminin yıllardır tartışmalı bir konu olduğunu belirtmek mümkündür. Karakter ve tipleme oyunculuklarının tasarımları yönetmenin vermek istediği mesaja göre şekillenmektedir. Bu anlamda sinemasal faktörler oyuncuya yüklenen mesaja ve “estetik enerji” yaratma sorununa göre biçimlendirilmektedir (Kılıç, 39). Bu biçimlendirmenin başarılı olması içinse karakter ve tiplemeyi anlamaya yönelik çalışmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmalar karakter ve tipleme oyunculuğunun tasarlanma aşaması için birtakım teorileri içermektedir. Birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmakta olan karakter ve tipleme oyunculukları fiziksel görünüş ve davranış devinimleri açısından bazı sınıflandırmalara tabi tutulmuştur. Bir film tasarımcısına oldukça faydalı veriler sunan bu sınıflandırmalar filmin kahramanlarını belirleme ve ortaya çıkarmada yardımcı olmakla birlikte film tasarımında göz önünde tutulan diğer öğelerin nasıl tasarlanacağı konusunda da belirleyicidir. Ülkemizde ve dünyada karakter ve tipleme oyunculuğunun pek çok temsilcisi bulunmaktadır. Bu oyuncuların bazıları canlandırdıkları karakter ve tiplemelerle izleyicilerin hafızasında yer edinmiştir. Charlie Chaplin, Buster Keaton, Kemal Sunal, Şener Şen, Sadri Alışık gibi gerek yerel gerekse dünya çapında ünlenmiş oyuncular, doğal oyunculuk, davranış devinimleri ve filmin diğer öğeleriyle olan uyumu gibi etkenlerle seyircinin dikkatini çekmiş, daima seyirciden talep alan oyuncular olmuşlardır. Bu oyunculardan bazıları sinemanın karakter ve tipleme açısından bayağılaşabildiğini, ancak başarılı filmlere bakıldığında oyuncunun yetkinliği sayesinde bu durumun aşılabildiğini belirtmişlerdir (Hakan, ). Temel olarak bu oyuncuların karakter ve tipleme oyunculuğunun tüm modellemelerini yansıttıkları, yoğun bir şekilde oyunculuklarını geliştirmeye çalıştıkları, disiplinli bir şekilde çalışma hayatlarına devam ettikleri ve neticesinde başarılı oldukları bilinmektedir. Başarılı oyunculukların diğer unsurlarla birlikte sinemasal mekâna duygu ve anlam kazandırdığı (Persson, 17) göz önüne alındığında karakter ve tipleme kavramının önemi daha rahat anlaşılmaktadır. LİTERATÜR TARAMASI Sinemada karakter çözümlemesi, karakter ve tiplemenin sinema filmi içerisindeki rolü göz önüne alınarak çözümlenmektedir. Bu anlamda çözümlemelerde temel alınan nokta anlatıların yapısıdır (Parsa, 71). Sinema filmleri yapısal açıdan belli başlı sinema akımları haricinde genellikle aynı formatlı bir akışa sahiptir. Bir filmin giriş, gelişme ve sonuç planlaması, seyircinin rahat bir şekilde verilmek istenen mesajı anlamasına yönelik tasarlanmaktadır. Bu nedenle film içerisinde yer alan karakterler insanların gerçek hayatlarından aşina olduğu şekilde tasarlanmakta ve insan hafızasında imge oluşturmaya yönelik etkiler bırakmaktadır. Buna göre çarpıcı imgeler insanların dünyayı görüş ve yorumlayış biçiminin inşasına yardım etmektedir (Kellner, ). Yapılan tüm bu tasarımların özündeyse toplumların hafızasında yer edinmiş olan ve nesilden nesile aktarılan masalların biçimsel özellikleri bulunmaktadır. Toplumların masallara karşı bir ilgisi bulunmaktadır. Özellikle çocukların hayal dünyasını desteklemek için oldukça faydalı olan masallar toplumsal bir kültür olarak insanlık tarihi boyunca yazılı veya sözlü varlığını sürdürmektedir. Masalların içinde yer alan karakter ve tiplemeler ise bazı özellikler taşımakta, kodaçıcı için algılamayı kolaylaştırıcı etkilere sahip olmaktadır. Yüzlerce yıl boyunca süregelen masalların ortaya koyduğu işlevsellik ortaya bazı ortak maddeler koymaktadır. Vladimir Propp’a göre, işlevsellik kişinin eylemidir ve bu işlevsellik olay örgüsünün akışı içindeki anlamına göre belirlenmektedir. Karakter ve tiplemelerin işlevselliği masalların temelini oluşturmaktadır. Bu anlamda Vladimir Propp masalların ortaya koyduğu işlevselliğe yönelik birtakım saptamalar yapmıştır. Buna göre saptanan eylemler masalların içinde yer alan eylemlerdir ve bir masalın akışını tanımlamaya yardımcı olmaktadır. Propp’un belirlediği eylemler 31 adet hareket devinimini içermektedir; Bunlar; uzaklaşma, yasaklaşma, yasağı çiğneme, soruşturma, bilgi toplama, aldatma, suça katılma, kötülük, aracılık, karşıt eylemin başlangıcı, gidiş, bağışçının ilk işlevi, kahramanın tepkisi, büyülü nesnenin alınması, iki krallık arasında yolculuk, çatışma, özel işaret, zafer, giderme, geri dönüş, izleme, yardım, kimliğini gizleyerek gelme, asılsız savlar, güç iş, güç işi yerine getirme, tanınma, ortaya çıkarma, biçim değiştirme, cezalandırma, evlenme. Vladimir Propp’un geliştirdiği karakter teorisinde yer alan 31 işlev 7 ana başlıkta toplanmaktadır (Propp, ). Bunlar; 1. Kötü Adam (Kahraman karşıtı kimse), 2. Bağışçı (Kahramanı hazırlayan kimse, olay kurgusu içinde kahramana yardımcı olan karakter), 3. (Sihirli) Yardımcı (kahramanın arayışına yardımcı olan kimse, kahramanı harekete geçiren), 4. Prenses (Genellikle kahramanla evlenir), 5. Sahte Kahraman (Başlangıçta iyi bir karakter olarak ortaya çıkan ancak ilerde kötü karakter olarak evrilen kimse, kahramanın yerini almaya çalışan), 6. Gönderen (Kahramanın eksikliğini bilen ve bildiren yardımcı karakter, kahramanın gönderilmesi görevi üstlenen), 7. Kahraman (mağdur / arayan / büyücü / kazanan, bağışçıya tepkili, prensesle evli veya evlenecek). Bu çalışmada incelenecek film Vladimir Propp’un geliştirdiği karakter teorisi baz alınarak çözümlenecektir. Bu sayede film içerisinde yer alan karakter ve tiplemelerin hareket devinimleri sınıflandırılarak karakter çözümlemesi yapılacaktır. “TOSUN PAŞA” FİLMİNDE ŞENER ŞEN’DEN KARAKTER OYUNCULUĞU İÇİN ÖRNEKLER
 Filmin Sinopsisi Filmde olay yüzyılda Mısır’da geçmektedir. Tellioğlu ve Seferoğlu Aileleri, İskenderiye’nin en değerli yeri olan Yeşil Vadi için birbirleriyle mücadele ederler. Vadinin gerçek sahibine devlet görevlileri de karar veremezler. Tellioğlu ve Seferoğlu aileleri Yeşil Vadi’yi ele geçirmek için İskenderiye’nin en büyük devlet adamı olan Daver Bey’in kızı Leyla’yı (Müjde Ar) almak adına büyük bir mücadeleye girişirler. Daver Bey, Leyla’yı Seferoğlu ailesine vermeye karar verir. Buna karşı Tellioğlu ailesi büyük fayda sağlar umuduyla evin uşağı olan Şaban’ı (Kemal Sunal) Kahire sarayının en hatırı sayılır ve heybetli paşası olan Tosun Paşa olarak tanıtırlar. Tosun Paşa kılığındaki Şaban, Tellioğlu Ailesinin en büyük oğlu Lütfü’nün (Şener Şen) yakın arkadaşı gibi davranıp, Yeşil Vadi ve Daver Bey’in kızı Leyla’yı Tellioğullarına kazandıracağı yerde Leyla’ya aşık olur ve her şeyi eline yüzüne bulaştırır. Sonuçta işler içinden çıkılmaz bir hal alır ve en sonunda gerçek Tosun Paşa, Kahire sarayından çıkıp gelir. Gerçek Tosun Paşa, Yeşil Vadi’ye el koyar ve Daver Bey’in kızını da alır. Neticede bu olaydan ötürü kellelerini bile zor kurtaran Tellioğlu Ailesi hayatta kaldığına şükreder hale gelir. Herkesin gözünde esas suçlu ise Şaban olur. Halbuki esas suçlu Lütfü’dür çünkü esas Tosun Paşa’nın varlığı unutmuş, bir gün çıkıp gelebileceği gerçeğini görmemiştir. Sahne Uzam Sahne İçeriği Karakter Durumu Ev / İç Lütfü, babasının Ciddi söylemine karşı Korkmuş ciddi bir üslup Dikkatli takınmıştır. Şaşkın Gururlu Ev / İç Lütfü, Şaban’ın Mutlu anlattığı Umutlu rüya ile mutlu Heyecanlı olmuştur. Çöl / Dış Lütfü yolculuktan Mutsuz dolayı oldukça Yorgun yorgun düşmüştür. Çöl / Dış Lütfü, Şaban’ın Kızgın yaptığı hatadan Mutsuz dolayı şaşırmış ve Şaşkın kızmıştır. Yeşil Vadi Lütfü, Yeşil Vadi’ye Ciddi / Dış sahip oldukları Mutlu düşüncesiyle Umutlu övünmektedir. Heyecanlı Gururlu Yeşil Vadi Lütfü, Ciddi / Dış Seferoğullarının Heyecanlı vadiye gelmesiyle Korkmuş endişelenmiştir. Dikkatli Şaşkın Mutsuz Ev / İç Lütfü, Yeşil Vadi Ciddi konusunda ailesine Mutlu planlarını Umutlu açıklamaktadır. Heyecanlı Ev / İç Lütfü, Şaban’ın Ciddi ukalalığı yüzünden Kızgın sinirlenmiştir. Dikkatli Gururlu Ev / İç Lütfü, Daver Bey’in Kızgın kızı Leyla ile Umutlu evlenmek Heyecanlı istemektedir. Dikkatli Gururlu Saray / İç Lütfü, Daver Bey’in Mutsuz olumsuz yanıtı Şaşkın nedeniyle saraydan Umutsuz ayrılmaktadır. Ev / İç Lütfü, Daver Bey’in Mutsuz kızı kendisine Şaşkın vermemesine Umutsuz üzülmüştür. Ev / İç Lütfü, Daver Bey’i Mutlu ikna etmek için Heyecanlı Şaban’ıTosun Paşa Umutlu diye tanıtmaya karar verir. Hamam / Lütfü, Tosun Paşa Ciddi İç kılığındaki Şaban’ın Kızgın Daver Bey’in kızını Umutlu kendisine Dikkatli istemesine Mutsuz kızmıştır. Yeşil Vadi Lütfü, gerçek Tosun Ciddi / Dış Paşa’nın Yeşil Kızgın Vadi’yi ve Leyla’yı Korkmuş almasına Mutsuz üzülmüştür. Şaşkın Yorgun Umutsuz Bu çalışmada, ülkemizde karakter ve tipleme oyunculuğu bağlamında oldukça başarılı filmler çekmiş, seyirci tarafından benimsenip talep edilmiş ve Türk sinema tarihinde yer edinmiş olan Şener Şen’in Toşun Paşa filminde hayat verdiği Lütfü karakteri, hareket devinimleri bağlamında incelenmiştir. İnceleme ile Lütfü karakterinin içinde bulunduğu bazı sahneler, hareket devinimleri, sahnelerin içeriği ve uzamı düzleminde açımlanarak karakter tasarımı ve tasarımın işlevselliği hakkında veriler elde edilmiştir. Çalışmada ayrıca Şener Şen’in sergilediği oyunculuk ile bazı karakter durumları saptanmıştır. Bunlar sırasıyla; ciddi, mutlu, kızgın, umutlu, heyecanlı, korkmuş, dikkatli, mutsuz, şaşkın, yorgun, gururlu, umutsuzdur. Karakterin sergilediği hareket devinimlerinin en yoğun olduğu sahnelerin seçildiği bu çalışma, bir karakter ve tipleme oyuncusunun vermek istediği mesajı aktarırken sıradan bir insanın sergileyebileceği tüm hareket devinimlerini kullandığını ortaya koymaktadır. Buna göre Tosun Paşa filminde yer alan Lütfü karakteri, izleyicinin hayatı boyunca sahip olabileceği neredeyse tüm duyguları sergilemektedir. Bununla birlikte, incelenen karakterin hareket devinimlerinin, filmin komedi türünde bir içeriğe sahip olması adına tasarlandığı saptanmıştır. Buna göre Lütfü karakteri genel anlamda sinirli ve şaşkın olmasına karşın filmin baş karakteri olan Şaban’ın neşeli ve umursamaz olduğu görülmektedir. Bu karakterlerin şiddet içermeyen çarpışmaları, diyalogların da desteğiyle komedi unsurlarını ortaya çıkartmıştır. Dönemin izleyici kitlesinin talep ettiği oyunculardan olan Kemal Sunal ve Şener Şen, birer komedi ustası olarak anılmaktadır. Kendi dönemleri açısından komedi filmlerinin aranan oyuncuları konumunda bulunmuşlar ve rol aldıkları filmlerde sergiledikleri hareket devinimlerini bu yönde sergilemişlerdir. SONUÇ İnsanoğlu yaşamını idame edebilmek adına pek çok öğeye ihtiyaç duymuştur. Yaşam alanını da bu öğelere göre düzenleyen insanoğlu toplumların merkezine temel ihtiyaçlarını konumlandırmıştır (Lefebvre, ). İletişim, insanoğlu için temel bir ihtiyaçtır. Bu anlamda tüm teknolojik gelişmeler iletişim sayesinde elde edilmiştir. Kaynaktan hedefe doğru bilgi akışı olarak ifade edilen iletişim, insanı diğer canlılardan ayıran önemli özelliklerdendir ve insanoğlu iletişimi geliştirmek için sürekli bir uğraş vermiştir. Teknolojinin de yardımıyla iletişimin sürecini kısaltabilmek ve dünyanın her kesimiyle anında iletişebilmek için çeşitli kanallar icat edilmiş, bu kanallar sayesinde enformasyon büyük bir hızla bilgiyi işlemiş ve sunmuştur. İnsanlar bu kanallar ile bir dönüşüm yaşamış ve başlangıçta tek yönlü iletişime sahip olarak bilgi edinmiştir. Geleneksel medya araçları olarak adlandırılan ve insanlara tek yönlü iletişim olanağı sunan medya, günümüzde de sürekli gelişmeye devam etmektedir. Ancak bu gelişim geleneksel medyanın ortaya çıktığı günlere nazaran oldukça yavaştır. Bunun temel nedeni insanların iletişimin gelişimine ve sahip olduğu kanallara yönelik taleplerindeki değişimdir. İnsanlar artık birer kullanıcı birey olarak geleneksel medyanın sunduğu tek yönlü iletişim modelinin yerine iki yönlü iletişime sahip, kendilerinin de söz sahibi olduğu, içeriğine müdahale edebildiği, anında etkileşime geçerek fazladan bilgi sahibi olabildiği medya teknolojileri talep etmiştir. Yeni medya teknolojileri olarak adlandırılan bu araçlar insanoğluna geleneksel medyaya göre tamamen farklı iletişim kanalları açmıştır. Geleneksel medya araçlarının içinde kendisini en hızlı şekilde geliştiren iletişim kanalı sinema olmuştur. Sinema günümüzde yeni medya teknolojilerini de kullanarak diğer geleneksel medya araçlarından ayrılmaktadır. Ortaya çıktığı ilk günden itibaren izleyicisinin oldukça ilgisini çeken sinema, arz ve talebin yoğun olduğu ve ticari açıdan oldukça kazançlı bir alan olarak göze çarpmıştır. Başlangıçta gündelik yaşamı gözetleyen bir dış göz gibi hareket eden sinema, öykülü film kavramının gelişmesi ve seyircinin benimseyip talep etmesiyle başka bir evreye geçmiştir. Öykülü film yapımcıları, filmin yapısı itibariyle kurmaca bir dünya ortaya koymaktadır. Bu anlamda bir öykülü film, karakter ve tipleme oyunculuğu gerektirmiş, bu kavramlar da senaryo, ışık, ses, kostüm, dekor gibi diğer sinemasal unsurları doğurmuştur. Tüm bu unsurlar ise kendi alanlarına ilişkin teknikler geliştirmiş (Miller, 88), teknoloji sayesinde gelişerek dönüşmüştür. Ancak karakter ve tipleme sinema tarihi boyunca değişmemiş, özü itibariyle hangi teknolojik araçla tasarlanırsa tasarlansın insani özelliklerle bezenmek durumunda kalmıştır. Bu bağlamda son dönemde gelişen animasyon teknolojileri karakter ve tiplemeyi dijital olarak tasarlayabilmekte, ancak bu tasarımların gerçek insanlardan oluşan karakter ve tipleme kavramından çok farklılık göstermediği görülmektedir. Bu durumda teknik, filmi dijitalleştirmekten başka bir farklılık getirmemekte, karakter ve tipleme gibi temel kavramlar değişimden etkilenmeyerek varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Ülkemizde ve dünyada karakter ve tipleme oyunculuğuna yönelik bir çok örnek bulunmaktadır. Sayısız örneği bulunan bu oyunculardan birkaç tanesi gerek kendi ülkesinde gerekse de dünyada kült olmuşlardır. Bu durumun temelinde sanatçının oyunculuğu ile seyirciyi ikna etmesi ve sergilediği oyunculuğu ile verilmek istenen mesajı başarıyla iletebilmesi yatmaktadır. Yapılan çözümlemede Şener Şen’in Tosun Paşa filminde hayat verdiği Lütfü karakteri incelenerek bir karakterin film boyunca her türlü duygusal tepkiyi verebileceği ortaya konmuştur. Bu durumda karakter oyuncusunun tiyatral açıdan sergilediği başarılı oyunculuğun çok büyük bir önemi bulunmaktadır. KAYNAKLAR Dedeal, M. N. İletişim Tasarımı ve Çokluortam. İstanbul: Pusula Yayıncılık, Dorsay, A. Yılın Türk Filmi. İstanbul: Remzi Kitabevi, Eisenstein, S. M. Film Biçimi. İstanbul: Payel Yayınevi, Erinç, S. Sanat Psikolojisi’ne Giriş. Ankara: Ütopya Yayınevi, Figgis, M. Dijital Film Yapmak. İstanbul: Kaledon Yayınları, Hakan, F. Türk Sinema Tarihi. İstanbul: İnkılâp Kitabevi, Kellner, D. Sinema Savaşları. İstanbul: Metis Yayınevi, Kılıç, L. Görüntü Estetiği. İnkılap Yayınları, İstanbul, Lefebvre, H. Mekanın Üretimi. İstanbul: Sel Yayıncılık, Miller, W. Senaryo Yazımı. İstanbul: Hayalperest Yayınevi, Monaco, J. Bir Film Nasıl Okunur?. İstanbul: Oğlak Yayıncılık, Nişanyan, S. Sözlerin Soyağacı Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlük. İstanbul: Adam Yayınları, Nowel-Smith, G. Dünya Sinema Tarihi. İstanbul: Kabalcı Yayınevi, Onaran, A. Ş. Sessiz Sinema Tarihi. İstanbul: Agora Kitaplığı, Parsa, S. Film Çözümlemeleri. İstanbul: Multilingual, Persson, P. Understanding Cinema. UK: Cambridge University Press, Pudovkin, V. İ. Sinemada Oyuncu. İstanbul: Pencere Yayınları, Propp, V. Masalların Biçimi, Olağanüstü Masalların Yapısı. İstanbul: Om Yayınevi, TDK. Türkçe Sözlük. İstanbul: Türk Tarih Kurumu Basım Evi, Teksoy, R. Sinema Tarihi. İstanbul: Oğlak Yayıncılık, Yağız, N. Türk Sinemasında Karakterler ve Tipler. İstanbul: İşaret Yayınları,

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir