Ali Kırca Levent Kırca Kardeş Mi

Ali Kırca, yılında Konya'nın Akşehir ilçesinde doğdu. Aslen Afyonkarahisarlı'dır. yılında İstanbul'a yerleşen Kırca,  Deniz Harp Okulu’ndan mezun oldu.  yılında bir deniz teğmeni iken yayınladığı bir bildiri nedeniyle ordu ile ilişkisi kesildi. Aralarında Kırca ve Sarp Kuray'ın da bulunduğu 83 ordu mensubu, 12 Mart'ta sıkıyönetim mahkemesinde yargılandı. Solmazer Davası'ndan ötürü idamı istendi.

Bir süre İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okudu. Henüz 17 yaşında medyaya ilgi duymaya başlayan Kırca, yılında TRT’de muhabir olarak mesleğe başladı.

TRT'de çeşitli görevlerde çalıştıktan sonra TRT Haber Dairesi Başkanlığı’na yükseldi.

Bir dönem TRT Washington temsilcisi olarak da çalışan Kırca, daha sonra Show TV’ye geçti. 42 yaşında "Kırkıncı Paralel" programını Washington ve New York‘ta hazırlayıp sundu. yılında Türkiye’ye döndü ve atv Haber Dairesi Başkanı oldu. 31 Ocak 'te Türkiye'nin ilk anchorman’i olarak atv Ana Haber Bülteni'ni sunmaya başladı. Hemen arkasından 6 Şubat 'te yayına giren ve koordinatörlüğünü Feyzi Öktem'in yaptığı "Siyaset Meydanı" programını sunmaya başladı.

ekonomik krizinin yaşandığı günlerde atv ile anlaşamayarak Star televizyonuna geçti. Star TV'den ayrılan Kırca TRT'ye geri döndü. yılında TRT'den ayrıldı. Daha sonra NTV ile anlaştı. 

NTV'den de ayrılan Kırca, tekrar atv'de sunucu olarak göreve başlayan Ali Kırca, aynı zamanda Sabah Gazetesi'nde köşe yazarlığına getirildi.

ATV'nin Çalık Grubu'na devredilmesinden sonra, kanalla yollarını ayırarak ekibiyle birlikte Show TV'ye geçmiştir. Show TV'ye TMSF el konulması ve Ciner Grubu'na satılmasının ardından Galatasaray TV'de medya iletişim direktörlüğü görevine getirilmiştir. Daha sonra buradan da ayrılarak emekli olup medya hayatını sonlandırdı.

ALİ KIRCA'NIN KİTAPLARI

Yılında Osmanlı

Altanlar Meydanda

Aşk

Azınlıklar Kaybolan Renkler

Barış Manço'ya Özlem

Susurluk Çarkı

Türkçe İbadet

, Şimdi İyi Haberleri Veriyoruz

, Futbol Hayattır

, Hazan Mevsiminde Aşk

, Sedir Ağacının Kokusu

, Vakitsiz Şarkılar

, Öteki Bahçe

"Dedemin Kırmızı Kamyonu"

ALİ KIRCA'NIN ALBÜMLERİ

-Şimdi İyi Haberleri Veriyoruz 

-Habersiz Türküler 

-"Yüreğimdeki Barış Şarkıları" adlı albümde "Güle güle oğlum" isimli parçayı seslendirdi

ALİ KIRCA'NIN SON HALİ

Türkiye'de bir döneme damga vuran haber spikerleri arasında yer alan Ali Kırca, uzun süredir kameralardan uzakta yaşıyordu. Uzun süredir görünmeyen 73 yaşındaki Ali Kırca, yıllar sonra yeniden gündem oldu.

Ali Kırca'nın gündem olan fotoğrafı, Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca'yı ziyareti sırasında çekildi. Ali Kırca, Belediye Başkanı Alim Karaca'ya misafirperverliği için teşekkür etti. 

Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca ise, Kırca'nın Türkiye'de haber sunuculuğu denildiğinde akla ilk gelen isimler arasında yer aldığını söyledi. Kırca'ya nezaket ziyaretinden dolayı teşekkür eden Karaca, "Samimi ziyareti ve sohbetiyle bizleri onurlandırdı" diye konuştu.

Levent Kırca'nın oğlu Oğulcan Kırca ve Umut Kırca dizi ve film yönetmenliği yapıyor. İki kez evlenen usta oyuncunun, Özdeş Kırca ve Ayşe Kırca adında iki çocuğu daha bulunuyordu.

Karaciğer kanseri teşhisi konulan Levent Kırca, yılında 65 yaşında hayata gözlerini yumdu. Merhum sanatçının ölümünden sonra bin TL arasında borcu ortaya çıktı. Borcu üstlenmek istemeyen dört çocuğu da dava açarak babalarının mirasını resmen reddetti. Levent Kırca'nın çocuklarına daha önceden, "Ben size para bırakmadım, ben size borç da bırakmadım. Bu durumun ileride size sıkıntı çıkarmaması için reddi miras yapın. Bu sizin hukuki hakkınızdır" dediği öğrenildi.

LEVENT KIRCA'NIN HAYAT HİKAYESİ

28 Eylül tarihinde Samsun'un Ladik ilçesinde dünyaya geldi. Annesi öğretmendir, babası ressamdır. Bir kardeşi vardır.

Çocukluk yıllarında annesiyle birlikte Ankara'ya yerleşti. Lise öğrencisi olduğu yıllarda tiyatroyla tanıştı.

İlk kez yılında Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahneye çıktı. Ankara Birlik Tiyatrosu ve Halk Oyuncuları'nda çalıştı. 10 yıl Ankara'da tiyatro çalışmalarında bulunmasının ardından İstanbul'a yerleşti.

'Nasreddin Hoca', 'Oyun Treni', 'Siz Olsaydınız Ne Yapardınız?', 'Bu Oyun Nasıl Oynanmalı?', 'Sağlık Olsun!', 'Ne Olur Ne Olmaz?' gibi televizyon dizilerinin yapımcılığını üstlendi.

yılında 'Taşı Toprağı Altın Şehir' adlı filmle ilk kez Yeşilçam'da yer aldı. 'Ne Olacak Şimdi?' ve 'Mavi Muammer' adlı filmlerde oynadı.

'Hodri Meydan Topluluğu' adlı tiyatro grubunu kurdu. Eşi Oya Başar ile birlikte 'Güzel ve Çirkin' ve 'Sefiller' adlı oyunları oynadı. 'Üç Baba Hasan', 'Kadıncıklar' adlı oyunları sahneledi.

yılında başlayıp 22 yıl süren 'Olacak O Kadar' adlı televizyon programını hazırladı. İlk sinema yönetmenliği denemesini 'Son' adlı filmle yaptı. Daha sonra 'Şeytan Bunun Neresinde?' adlı filmi yönetti.

yılında Olacak O Kadar programında kullandığı bir benzetme nedeniyle RTÜK tarafından Kanal D'ye 1 gün kapatma cezası verildi. Bu durumu protesto eden Levent Kırca açlık grevi yaptı.

yılında 'Devlet Sanatçısı' unvanına layık görüldü. Fakat bu unvanı yılında geri alındı.

Saint Petersburg Bal Mumu Heykelleri Müzesi'nde heykeli sergilendi.

yılında 'Karımın Dediği Dedik Çaldığı Kontrbas' adlı komedi dizisi yaptı.

Levent Kırca, Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde öğretim üyeliği yaptı. yerel seçimlerinde Demokratik Sol Parti'den (DSP) Üsküdar Belediye Başkanı adayı oldu fakat seçilemedi.

yılında Aydınlık gazetesinde köşe yazarlığı, yılında aynı medya grubuna ait Ulusal Kanal'da genel müdürlük, daha sonra yönetim kurulu başkanlığı yaptı.

yerel seçimlerinde İşçi Partisi'nden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu fakat seçilemedi.

LEVENT KIRCA NEDEN ÖLDÜ?

Yakalandığı karaciğer kanseri nedeniyle tedavi gördüğü Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 12 Ekim gecesi saat 'ta 65 yaşında hayatını kaybetti.

Cenazesi, 13 Ekim Salı günü Levent Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

ÖZEL YAŞAMI

yılları arasında Nur Diner ile evli kaldı. Bu evliliğinden 2 oğlu oldu. yılında evlendiği oyuncu Oya Başar ile yılında boşandı. Çift, yılında tekrar evlense de yılında yeniden boşandı. Bu evliliğinden ise bir erkek ve bir kız çocuğu dünyaya geldi.

Oya Başar ve Levent Kırca

LEVENT KIRCA FİLMLERİ

- Taşı Toprağı Altın Şehir (Ökkeş)
- Ne Olacak Şimdi (Orhan Tamer)
- Mavi Muammer (Muammer)
- Mavi Muammer: Ölürsün Gülmekten (Muammer)
- Mavi Muammer: Silahtan Ödüm Patlar (Muammer)
- Nafile Dünya
- Son (Selim)
- Hangi
- Şeytan Bunun Neresinde
- Kendini Bırak Gitsin (Hizmetçi)
- Ispanaktan Nağmeler
- Reyting Kasabası
- Son İstasyon (Ruhi)
- Sarhoşum Gel Beni Al

LEVENT KIRCA DİZİLERİ

- Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz
- Bir Öykümüz Var
- Bu Oyun Nasıl Oynanmalı?
- Açtım Ağzımı Yumdum Gözümü
- Nasreddin Hoca
- Sağlık Olsun
- Oyun Treni (Ali)
- Siz Olsaydınız Ne Yapardınız?
- Ne Olur Ne Olmaz?
- Ne Çıkarsa
- Kadının Fendi
- Bu Yarış Başka Yarış
- Rol İcabı
- Olacak O Kadar
- Olacak O Kadar
- Olacak O Kadar
- Üç Baba Hasan (Hasan)
- Ağa Kızı (Osman)
- Olacak O Kadar
- Karımın Dediği Dedik Çaldığı Kontrbas

ROL ALDIĞI TİYATRO OYUNLARI

* Kadıncıklar
* Ateşin Düştüğü Yer
* Toros Canavarı
* Üç Baba Hasan
* Sefiller
* Güzel ve Çirkin
* Oyun Nasıl Oynanmalı

Güncelleme: 

Bir ekibimiz var. Birbirinden de&#;erli sanatç&#;lardan olu&#;uyor; “Sanatç&#;lar Birli&#;i”.

Dün gece Edip Akbayram ve e&#;i Ayten’in evinde yemekli bir toplant&#; yapt&#;k. Rutkay Aziz ve Tar&#;k Akan da aram&#;zdayd&#;. Çok güzel bir geceydi. Ayten’in fevkalade misafirperverli&#;i ve yemekleri bize parmaklar&#;m&#;z&#; yedirdi.

Gecenin sürprizi ise o günün, Ataol Behramo&#;lu’nun do&#;um günü olmas&#;yd&#;. Ataol bize, pastas&#; kesilirken güzel bir &#;iirini okudu. Biz de iyi ki do&#;dun, dedik. Hatta ben iki kere söyledim. Bir de &#;imdi söylüyorum, etti üç.

“&#;yi ki do&#;dun de&#;erli dostum.”

Gecenin bir vakti f&#;kralar anlat&#;lmaya ba&#;land&#;. Kimine az, kimine çok güldük. Ben daha çok, sevmeye doyamad&#;&#;&#;m, Edip Akbayram’&#;n anlatt&#;&#;&#; f&#;kraya güldüm. Bakal&#;m siz de benimle ayn&#; fikirde misiniz?..

Karadenizli bir hem&#;erimiz arkada&#;&#;n&#;n yan&#;na gelmi&#;; “Benden alt&#; adet vesikal&#;k foto&#;raf istediler, nas&#;l olacak bu i&#;” diye sormu&#;. Arkada&#;&#;; “Kolay” demi&#;. “Belden yukar&#;n&#; çekece&#;iz. Sen bir çukur kaz bahçeye, göm, belden a&#;a&#;&#;n&#;, ben gelir çekerim resmini”.

Ertesi gün kendisini yar&#; beline kadar gömen arkada&#;&#;n&#;n resmini çekmek için gitti&#;inde, “tamam” demi&#;, “tam da dedi&#;im gibi yapm&#;&#;s&#;n; ama yan&#;ndaki di&#;er kaz&#;lm&#;&#; çukurlar niye?”

Yar&#; beline kadar gömülü olan yan&#;tlam&#;&#; soruyu; “vesikal&#;k resmi alt&#; tane istediler ya, ben de alt&#; tane çukur kazd&#;m”. “Yahu ne gerek vard&#;” demi&#; arkada&#;&#;, “zahmet etmi&#;sin. Ben alt&#; tane foto&#;raf makinesi getirmi&#;tim”.

Edip Akbayram’dan size bir Pazar güldürüsü Heves ettim, bir f&#;kra da ben anlatay&#;m, dedim. Ne var ki Hayyam’&#;n bir dörtlü&#;ünü Twitter’da sevenleriyle payla&#;t&#;&#;&#; için sorgulamaya al&#;nan Faz&#;l Say’&#;n ba&#;&#;na geleni hat&#;rlay&#;nca, vazgeçtim anlatmad&#;m.

Sakall&#;-&#;alvarl&#; bir molla, taksi çeviriyor ve arka koltu&#;a yerle&#;iyor. &#;oför radyoda türkü dinliyor o s&#;rada. Mü&#;teri; “Kapa &#;u türküyü, günah” diyor. &#;oför radyonun dalgas&#;n&#; haberlere çeviriyor. Mü&#;teri; “Asl&#;nda radyo da günah Peygamberimizin devrinde radyo mu vard&#;” diyor. &#;oför gayet sakin arabadan iniyor, mollan&#;n kap&#;s&#;n&#; aç&#;yor ve “lütfen inin arabadan” diyor. “Peygamber efendimizin devrinde taksi de yoktu. Lütfen inin arabamdan ve deve bekleyin.”

Ben dinibütün bir adam&#;m. Bu benim için ne kadar haksa, inançs&#;z olmak da bir ba&#;kas&#; için hak. Hayyam’&#;n dizelerini de okuyamayacaksak art&#;k, demek ki Neyzen Tevfik, hatta Can Yücel de okuyamayaca&#;&#;z demektir. Hatta baz&#; &#;airlerin d&#;&#;&#;nda &#;iir okumak da yasaklanacak. Ba&#;bakan kürsüden “Naz&#;m Hikmet, Y&#;lmaz Güney bizim de&#;erlerimizdir” demiyor muydu? Diyordu?

Ben dünya çap&#;ndaki piyanistimiz Faz&#;l Say’&#;n yan&#;nday&#;m

Yan&#;nday&#;z

Biline

Çevik Bir Pa&#;a

Filiz Ak&#;n’&#;n e&#;i Sönmez Köksal M&#;T Müste&#;ar&#; iken, e&#;i Filiz Ak&#;n’la bizi özel konutlar&#;na, Ankara’ya yeme&#;e davet etmi&#;lerdi. Günübirlik gidip döndük. Bizi gizli bir disiplinle üç siyah otomobil kar&#;&#;lad&#;. Önde ve arkada birer araba, güne&#; gözlüklü babayi&#;it ajanlar, kulaklarda telsizler, ku&#;kulu gözlerle sa&#;&#; solu kontrol ederek “Bodyguard” filmini aratmayacak bir seremoniyle M&#;T Müste&#;ar&#;n&#;n evine naklettiler. E&#;imin kula&#;&#;na e&#;ilip &#;öyle dedim, “ister misin, gitti&#;imiz yol anla&#;&#;lmas&#;n diye bizim de gözümüzü ba&#;las&#;nlar?”

Eve ula&#;t&#;&#;&#;m&#;zda, ev sahibesi Filiz Ak&#;n bizi kap&#;da kar&#;&#;lam&#;&#;t&#;. O ak&#;amki yemekte bir kar&#;-koca daha vard&#;, Çevik Bir Pa&#;a ile e&#;i. Yuvarlak bir masada oturduk, yedik, içtik. Memleketin ahvalini konu&#;tuk. Çokça da Atatürk’ten bahsettik. Pa&#;a‘y&#; bütün azametiyle an&#;ms&#;yorum. Son derece yak&#;&#;&#;kl&#;, vakur, düzgün ve samimi konu&#;an bir insan Gözümüzü, kula&#;&#;m&#;z&#; ondan alamad&#;&#;&#;m&#;z&#;, k&#;sa sürede kendisine hayran oldu&#;umuzu ifade etmeliyim.

&#;ngiliz yazar taraf&#;ndan yaz&#;lm&#;&#; Atatürk ile ilgili yasak bir kitab&#;n yasa&#;&#;n&#; kald&#;rt&#;p, “&#;nsanlar gerçekleri okumal&#;lar, görmeliler Ancak bu &#;ekilde kalk&#;nabiliriz” diyordu. &#;erefli Türk Silahl&#; Kuvvetleri’ni ne güzel de temsil ediyordu. &#;&#;te o gece tan&#;d&#;k Çevik Bir Pa&#;a’y&#;.

Hakk&#; Karaday&#; Pa&#;a Genelkurmay Ba&#;kan&#; iken, Say&#;n Çevik Bir de yard&#;mc&#;s&#;yd&#;. O s&#;ralar biz de Olacak O Kadar Program&#;’nda “Darbeleri” filan oynay&#;p, bir bak&#;ma askerleri ti’ye al&#;yorduk. Çal&#;&#;t&#;&#;&#;m&#;z kanal&#;n yöneticileri ba&#;lar&#;na bir &#;ey gelecek diye tir tir titriyordu. Hatta bir keresinde bizzat Genelkurmay Ba&#;kan&#; ile Çevik Bir Pa&#;a’y&#; makyajlar&#;n&#; yaparak oynam&#;&#;t&#;m. Kanal yönetimi, “biz bu bölümü yay&#;nlayamay&#;z, art&#;k bu kadar da olmaz” deyince, yalan söylemi&#;tim onlara. “Ben pa&#;ay&#; tan&#;yorum, kendisinden izin ald&#;m” dedim. “Vebali boynuna” deyip yay&#;nlam&#;&#;lard&#; program&#;. Ben gene de ürperip korkmu&#;tum, ne yalan söyleyeyim

Ertesi gün bir telefon; Çevik Bir Pa&#;a ar&#;yor. “Yand&#;k” dedim kendi kendime, “Buraya kadarm&#;&#;”. Titrek bir sesle “Buyrun” dedim telefona. Çevik Bir Pa&#;a, “çok güldürdün Levent bizi” dedi “K&#;zmad&#;n&#;z m&#;?” diye c&#;l&#;z bir sesle kar&#;&#;l&#;k verdim. “Ne k&#;zmas&#; yahu” dedi, “Bay&#;ld&#;k. Hakk&#; Pa&#;a da kutluyor seni. Bizden sana aç&#;k kart. Bizi istedi&#;in kadar ele&#;tirip oynayabilirsin”.

O günkü Türk Ordusu böyleydi. Pa&#;as&#; da ça&#;da&#; ve ho&#; görülüydü. Bugünkü Türk Ordusu tam kadro hapiste neredeyse Hatta hapishaneler doldu ta&#;t&#; da, bo&#;als&#;n diye di&#;er s&#;radan suçlular&#; tahliye ettiler. Duydum ki Çevik Pa&#;a da al&#;nm&#;&#; içeri. Dimdik bir adamd&#;r kendisi. &#;çeride bükülece&#;ini de hiç sanmam. Ataol Bahramo&#;lu’nun bir &#;iiri var, &#;ark&#; yapt&#;k söylüyoruz oyunumuzda

“Cellât uyand&#; yata&#;&#;nda bir gece

Tanr&#;m, dedi, bu ne zor bilmece

Öldükçe ço&#;al&#;yor adamlar,

Ben tükenmekteyim öldürdükçe”

Güzel söylemi&#;, ben daha bir &#;ey söylemiyorum. Akl&#;ma gelmi&#;ken, Sanat Güne&#;imiz Zeki Müren Allahtan vakitlice ölmü&#; Allah Rahmet eylesin Ya&#;asayd&#; o da Silivri’de hapiste olacakt&#; anla&#;&#;lan. Çünkü biliyorsunuz Zeki Müren’in lakab&#; “Pa&#;a”yd&#;. Herkes Pa&#;am derdi ona. Ömrü vefa etmedi&#;i için hücrede bir Pa&#;a olmaktan kurtuldu.

Sezen Aksu

Ben sana ne diyeyim yahu Önceleri bir idealin vard&#;, Atatürk’ü severdin. Dörtlükler yazard&#;n O’na. Türkiye Cumhuriyeti sana ne payeler ne ödüller verdi. &#;imdi ne oldu da böyle oldu? Ulan &#;u paray&#; icat edeni bir geçirsem elime

Meral Okay

Allah rahmet eylesin Meral’e. Delikanl&#;, ayd&#;n bir kad&#;nd&#;. Daha çok rahmetli kocas&#; Yaman Okay arkada&#;&#;md&#;. Onu da kanserden kaybettik. Ölümüne birkaç gün kala, hastanedeki odas&#;n&#;n penceresini aç&#;p, “Tanr&#;m, neden ben?” diye ba&#;&#;r&#;rd&#;. Dinibütün bir adamd&#;. E&#;i Meral Okay kazand&#;&#;&#; paralar&#; Nesin Vakf&#;’na b&#;rakm&#;&#;. Ne kadar anlaml&#; bir ba&#;&#;&#; Ali Nesin de bu parayla bir e&#;lence köyü kuracakm&#;&#;, bu da iyi.

Meral Okay öldükten sonra yak&#;lmak istemi&#;. Müsaade etmemi&#;ler. &#;nternette birisi yazm&#;&#;, ben okudu&#;umu aktar&#;yorum. Diyor ki; “Ölülerin yak&#;lmas&#;na kar&#;&#;lar, oysa dirileri diri diri yak&#;yorlar.” Sivas Olaylar&#;’ndan söz ediyor. Dönemin Ba&#;bakan&#; Tansu Çiller, Mad&#;mak Oteli’nin yak&#;lmas&#;ndan sonra &#;öyle beyanat vermi&#;ti; “Tela&#; edecek bir &#;ey yok. Yang&#;n nedeniyle otelde birkaç ki&#;i ölmü&#;tür. Allaha &#;ükür, otelin önündeki kimseye bir &#;ey olmam&#;&#;t&#;r.”

Hadi bakal&#;m, buyur buradan yak

Nedim Saban

Duydum ki Nedim’in ba&#;ar&#;l&#; oyunu “Onca yoksulluk varken” Erzurum’da, Erzurum Belediyesi taraf&#;ndan yasaklanm&#;&#;. Gerekçe de dekorda “Kahrolsun Fa&#;izm” yaz&#;l&#; olmas&#; Duydu&#;umda, gülmekten ziyade dü&#;ündüm. Oyun bir Frans&#;z klasi&#;idir. Filmini Simone Signoret ile Yves Montand birlikte oynam&#;&#;lard&#;. Türkiye’de haftalarca kapal&#; gi&#;e oynad&#;. Nedim Karde&#;, hala fark&#;nda de&#;il misin, bunlar &#;unu ya da bunu, &#;u ya da bu nedenle yasaklam&#;yorlar. Do&#;rudan tiyatro hedefleri, yasaklad&#;klar&#; tiyatro. Bilmem anlatabildim mi?

Sana ba&#;ar&#;lar, gözlerinden öperim.. Diyece&#;im ama diyemiyorum. Biliyorsun öpü&#;mek de yasak.