tiroid biyopsi sonucu ne kadar sürede çıkar / Biyopsi Ne Kadar Sürer, Nasıl Yapılır? Biyopsi Sonuçları Kaç Günde Çıkar? - Sağlık Haberleri

Tiroid Biyopsi Sonucu Ne Kadar Sürede Çıkar

tiroid biyopsi sonucu ne kadar sürede çıkar

Tiroid bezi içinde elle muayene veya ultrasonografi ile saptanan kitlelere “nodül” adı verilmektedir. Hekimler tarafından muayene sırasında veya boyun bölgesine yapılan başka amaçlı görüntüleme tetkiklerinde saptanabileceği gibi; bazen hastaların kendilerinin boyun bölgesinde ele gelen kitle fark etmeleri ile de tanı alabilir. Elle muayenede nodül saptanma oranı 3-7 % iken, ultrasonografi ile bu rakam % 20-76’lara varmaktadır. Nodüller kadınlarda, yaşlılarda, iyot eksikliği bölgelerinde ve radyasyona maruz kalanlarda daha sık görülmektedir. Bu nodüllerin aşırı hormon üretimi yapıp yapmadığı ve kanser olasılığı araştırılmalıdır.

Medstar Antalya Hastanesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Alp Göksu, tiroid hastalığı ve tedavileri hakkında bilgiler verdi.

Her tiroid nodülü kanser değildir

Tiroid bölgesinde şişlik ele gelebilir, çok büyüdükleri zaman nefes darlığı ve yutkunmada zorluğa neden olabilir. Nodül içine kanama olursa ağrı hissedilebilir. Nodüllerin bası hissi, ses kısıklığı ve kozmetik problemlere neden olabilir. Aşırı hormon üretimine neden olabilir. Bunların yanında en önemlisi nödülün kanser olma ihtimalinin araştırılmasıdır.Nodüllerin çaptan bağımsız olarak % 5‘i kanserdir. Tek veya çok sayıda nodül olması kanser olasılığını değiştirmemektedir.

Vakit kaybetmeden bir uzmana danışın

Nodüllerin incelenmesi klinik öykü ile birlikte, serbest T3, serbest T4, TSH, Anti-Tg, Anti-TPO içeren kan tahlilleri, tiroid ultrasonografisi ve ince iğne aspirasyon biyopsisini kapsar. Değerlendirmeye hastada kanseri düşündürecek belirti ve bulguların araştırılmasıyla başlanır. Hastaların çoğunda nodüle bağlı belirti yok veya çok azdır. Ailede iyi ya da kötü huylu tiroid hastalığı öyküsü sorgulanmalıdır. Ses kısıklığı, yutkunmada zorluk, nefes darlığı, çocuklukta boyun bölgesine radyasyon uygulanması, ailede tiroid kanser öyküsü, yaş (20-70 yaş arası), erkek cinsiyet, tiroid bölgesinde ani başlayan ve hızlı büyüyen şişlikler, ele sert bir şekilde gelmesi, nodulun çevre dokulara yapışık olması kanser ihtimalini artırır.

Serbest T3, Serbest T4 ve TSH düzeyleri bakılarak, bu hormonların normal, düşük (hipoitoroid) veya yüksek(hipertiroid) olup olmadığı araştırılır. Tiroid sintigrafisi radyoaktif madde verilerek yapılmaktadır. Sintigrafide nodüller soğuk (hipoaktif), sıcak (hiperaktif) ve ılık (normoaktif) şekilde görülebilmektedir. Sıcak nodüllerin kanser olasılığı çok düşük veya yok kabul edilir. Soğuk nodüllerde kanser oranı % 5-8’dir. Soğuk nodüllerin sıcak nodüllere göre kanser oranı fazladır. Ancak oranda da görüldüğü gibi her soğuk nodül de kanser değildir. Tiroid ultrasonografisi; nodül saptanan veya şüphelenilen her durumda yapılmalıdır. Nodülün çapının değerlendirilmesi, kistik ya da solid özellikleri, şeklinin düzenli olup olmadığı hakkında detaylı bilgi vermektedir. Tedavi sonrasında nodül çapının küçülüp küçülmediğinin takip edilmesini sağlar. Ultrasonografide 1 cm’den büyük nodüllere biyopsi yapılmaktadır. Ancak 1cm’den küçük olup ultrasonografide kanser açısından şüpheli bulgular varsa iğne aspirasyon biyopsi önerilmektedir. Tiroid iğne aspirasyon biyopsi; nodüllerin incelenmesinde en önemli işlemlerden birisidir. Yapılması kolay ve yan etkisi nadir olan bir yöntemdir. Biyopsi sonucu; “benign” (temiz, kanser hücresi yok), “malignite pozitif” (kanser hücresi pozitif), “malignite şüpheli” veya “nondiagnostik” (tanı açısından yetersiz ) olarak raporlanır. Nondiagnostik olarak raporlananlara tekrar biyopsi yapılır.

Gerekirse cerrahi yönteme başvuruluyor

Nodül biyopsi sonuçları kötü huylu veya şüpheli ise tiroid ameliyatına yönlendirilir. Malignite negatif nodüller bası belirtileri ve büyüme yoksa genellikle ilaçsız takip edilir. Sıcak nodüller eğer hormon yapıyorsa ilaçlarla hormon düzeyi kontrol edildikten sonra cerrahi veya radyoaktif iyot tedavisinden birine hastanın özelliklerine göre karar verilir. Tiroid nodüllerinin toplumda sık görüldüğü ancak kanser olasılığının düşük ve ameliyat önerilerinin de az olduğu bilinmelidir. Hekimin her hasta için belirleyeceği aralıklarla takip edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Tiroid İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi Nedir? Nasıl Uygulanır?

İçindekiler

Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi nedir?

İnce iğne aspirasyon biyopsisi kan alma sırasında kullanılan iğnelere kıyasla çok daha ince iğnelerle uygulanan basit ve güvenli bir biyopsi işlemidir. Biyopsi işlemi genellikle korku uyandırmaktadır ancak işlem sırasında kullanılan iğneler çok incedir. Bu nedenle çoğu zaman lokal anestezi olmadan ve önemli bir rahatsızlık oluşturmadan kolayca uygulanabilir.

İnce iğne aspirasyon biyopsisi en sık tiroid kanseri riski taşıyan nodüllerinin araştırılması amacıyla kullanılır. Biyopsi işlemi, iyi huylu bir nodülün kötü huylu olmasına yol açmadığı gibi kötü huylu nodüllerin yayılmasına da neden olmaz.

Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi, gerekli durumlarda her yaş grubunda ve gebelerde uygulanabilir. Yeterli bir biyopsinin tanısal doğruluğu oldukça yüksektir.

Hangi tiroid nodüllerine biyopsi uygulanır?

Tiroid nodüllerinin büyük bir kısmı iyi huylu nodüllerden oluşur ve yakınmaya neden olmaz. Sıklıkla fizik muayenede veya başka nedenlerle yapılan ultrasonografi, tomografi, manyetik rezonans gibi görüntülemeler sırasında tesadüfen saptanırlar. Fazla hormon üretmeyen, kozmetik kusur oluşturmayan ve bası belirtileri (yutma ve nefes alma güçlüğü) yaratmayan iyi huylu tiroid nodülleri tedavi gerektirmez.

Tiroid nodüllerinin neden oluştuğu kesin olarak bilinmemekle birlikte erişkinlerin yaklaşık yarısında sonografik (ultrason tetkiki) incelemeyle nodül tespit edilebilmektedir. Bunların önemli bir kısmı fizik muayenede anlaşılamayacak kadar küçük boyutlardadır. Nodül tek veya birden fazla olabilir. Nodüllerin büyük bir kısmı (>%90) iyi huyludur.

Tiroid nodüllerinin kötü huylu olma olasılıkları kabaca yüzde 5 civarındadır. Tiroid nodüllerinin risk sınıflandırması ultrasonografi ile yapılır. Tümörlerde sık izlenen sonografik özellikler genel olarak iyi huylu nodüllerden oldukça farklıdır. Tiroid nodüllerine biyopsi uygulanıp uygulanmamasına nodüllerin risk durumuna ve boyutlarına göre karar verilir. Her bir nodülün risk sınıflandırması bağımsız olarak yapılır. Nodüllerin kötü huylu olma olasılıklarıyla boyutları arasında ilişki yoktur. Riskli nodüller, sonografik olarak belirlenebilse de nodüllerin kötü huylu olup olmadığını anlamanın tek yöntemi biyopsidir.

Tiroid kanserlerinin özel bir yakınmaya neden olması veya tiroid fonksiyonlarını bozması beklenmez. Tiroid kanserlerinin büyük bir kısmı da nodüller gibi tesadüfen saptanır.

Tiroid ince iğne biyopsinin avantajları nelerdir?

İyi huylu nodüller, özel durumlar dışında tedavi gerektirmez. Tiroid kanserlerinin ise başlangıç tedavisi cerrahidir. Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi, son derece güvenilir biçimde cerrahi gerektiren kötü huylu nodülleri, iyi huylu olanlardan ayırt etmemizi sağlar. Böylece gereksiz cerrahi girişimler önlenmiş olur.

Tiroid ince iğne biyopsisi nasıl uygulanır?

Tiroid ince iğne biyopsisi, ofis koşullarında ve genellikle ultrasonografi rehberliğinde uygulanır. Nodüllerin risk sınıflandırması ultrasonografik özelliklerine göre yapıldığından biyopsi için doğru nodülün seçilmesi önemlidir. Muayene ile hissedilen nodüllere ultrasonografi olmadan da biyopsi yapmak mümkün olmakla birlikte genel yaklaşım tüm nodüller için ultrasonografi eşliğinde örnek alınmasıdır. Ultrasonografi rehberliğinde, iğnenin ucunun nerede olduğu görülebildiğinden hem doğru nodülden hem de nodülün hedeflenen bölgesinden örnek alındığına emin olunabilir.

İşlem sırasında sırtüstü uzanmanız istenir ve omuzlarınızın altına bir yastık konularak başınızın geriye düşmesi ve boynunuzun açılması sağlanır. Cilt, uygun bir antiseptikle temizlenir. Lokal veya topikal anestezi sizin ve hekiminizin tercihine göre uygulanabilir. İşlem sırasında hissedilen ağrı, genel olarak kan verme sırasında hissedilen ağrıya benzer. Erişkinlerin çoğu, cilt anestezisi olmadan da işlemi kolayca tolere eder.

Tiroid ince iğne biyopsisi işleminde iğne, ciltten geçirilerek tiroid nodülü içine yerleştirildikten sonra negatif basınç uygulanır ve iğne ileri geri hareket ettirilerek uygun örnek toplanır. İğnenin içeride kalacağı örnek toplama işlemi ortalama 10-15 saniye sürer. Sonrasında iğne çıkartılarak küçük kanamalar olmaması için cilde 3-5 dakika bası uygulanır. Örneğin miktarı, nodülün boyutu ve biyopsi yapılacak nodül sayısına göre birden çok girişim yapılabilir. Tüm işlem, ön hazırlıkla birlikte genellikle 5-10 dakika içerisinde tamamlanır.

Alınan örnek, merkezin patolojik inceleme yöntemine göre lama yayılır veya bir sıvı içerisinde yıkanır. Örneklerin patoloji bölümü tarafından incelenerek rapor edilmesi merkezin yoğunluğuna göre değişmekle birlikte genellikle birkaç gün içerisinde tamamlanacaktır.

İşlem sırasında ultrasonografi probunun basısı nedeniyle o bölgede biraz basınç ve tolere edilebilir bir ağrı hissetmeniz normaldir. İğnenin içeride olduğu süre boyunca hareketsiz kalmaya, işlem sırasında yutkunmamaya/öksürmemeye çalışmanız ve konuşmamanız istenecektir. Konuşmak ve yutkunmak tiroid beziyle birlikte nodülün hareket etmesine neden olarak işlem süresinin uzamasına ve rahatsızlık hissinin artmasına yol açabilir.

Biyopsi sonrasında yavaşça oturmanız istenir. Başın geriye atılmasına bağlı olarak doğrulduğunuzda baş dönmesi hissedebilirsiniz. Ayağa kalkmak için acele etmeyiniz ve kendinizi iyi hissetmeden hastaneden ayrılmayınız. Girişimin yapıldığı bölgeye küçük bir bant yapıştırılacaktır. Birkaç saat sonra bandı çıkarabilirsiniz.

Tiroid ince iğne biyopsisi sonrasında; yemek yemenizde, sıvı almanızda ve banyo yapmanızda sakınca yoktur. Ayrıca işlem sonrasında araç kullanılmasını etkileyecek bir durum söz konusu değildir. Günlük aktivitelerinizi etkileyecek düzeyde bir ağrı olması da beklenmez. Gerekli durumlarda aspirin dışında ağrı kesiciler kullanılabilir. Birkaç gün yutkunma sırasında iğnenin girdiği bölgede hafif düzeyde hassasiyet normal kabul edilir.

Biyopsi öncesi nasıl hazırlık yapılır?

İşlem öncesi, düzenli kullanılan ilaçların çoğunu kesmek gerekmez. Ancak kan sulandırıcılar, kanama olasılığını artırabileceğinden geçici olarak kesilebilir. Kan sulandırıcı kullanıyorsanız ne kadar süre kesmeniz gerektiğini hekiminize danışmalısınız. İşlem öncesi açlık gerekli değildir.

Çok az sayıda erişkin, ağrı eşiği düşük olmasa da iğne fobisi nedeniyle işlemi tolere edemeyeceğini düşünebilir. Bu durumda biyopsinin anestezi uzmanı eşliğinde uyutularak yapılması mümkündür. Çocuklar için biyopsinin gerekli olmasında da bu yöntem tercih edilir. Bu durumda işlem öncesi açlık gerekli olacaktır.

İşlemi tolere edemeyeceğinizi düşünüyorsanız hekiminizle önceden konuşmalısınız. Bu durumda anestezist işleme eşlik edeceğinden randevu planlaması buna göre yapılacaktır. Sedasyon ile yapılan biyopsi sonrası ilaç etkileri tümüyle kaybolana kadar birkaç saat hastanede gözlem altında kalmanız gerekir ve o gün araç kullanmanıza izin verilmez.

İşlem günü yakası açık kıyafetler tercih edin ve kolye takmayın. İşlem sonrası genellikle yardıma ihtiyacınız olmaz. Bu tip işlemler sonrası kendinizi iyi hissetmeyebileceğinizi düşünüyor iseniz bir yakınınızın size eşlik etmesini isteyebilirsiniz.

Biyopsi sonrası yaşanabilecek istenmeyen durumlar var mıdır?

Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi sırasında genellikle lokal anestezi bile gerektirmeyecek ve çoğu erişkin tarafından kolay tolere edilebilir bir ağrı beklenir. Biyopsi girişim alanında nadiren kanama olabilir. Bu kanamalar genellikle o bölgeye bası uygulanarak ek tedavisiz kontrol edilebilir. Ciltte iğne giriş bölgesinde kızarıklık ve morarma beklenebilir. Biyopsi sonrası girişim bölgesine 3-5 dakika kadar bası uygulanması kanama olasılığını belirgin biçimde azaltır. Biyopsinin sağlayacağı avantajlar dikkate alındığında bu istenmeyen durumlar oldukça önemsiz kabul edilebilir.

Biyopsi, doğrudan ultrasonografi rehberliğinde yapılır. Bu nedenle ciddi yan etki olasılığı yok denecek kadar azdır. Literatürde bildirilmiş ancak oldukça nadir yan etkiler arasında sinir hasarına bağlı geçici ses kısıklığı, nefes borusuna iğnenin kazara girmesine bağlı öksürük ve balgamda kan, girişim bölgesinde enfeksiyon, kalp hızında yavaşlama, damar hasarına bağlı ciddi kanama ve bayılma sayılabilir. Bu yan etkiler tecrübeli ellerde hemen hiç görülmez.

Tiroid ince iğne aspirasyon biyopsi sonuçları nasıl rapor edilir?

Tiroid ince iğne biyopsisi uluslararası standartlara göre 6 farklı kategoride rapor edilir.

1.Tanısal olmayan biyopsi: Patoloğun bir nodülün iyi huylu olduğunu söylemesi için belli sayıda normal tiroid hücresi görmesi gereklidir. Nodülün kötü huylu olduğunu söylemek için bu sayı aranmaz. Az sayıda da olsa kötü huylu hücre görülmesi yeterlidir. Biyopsi materyalinin tanı için yeterli olmama olasılığı tecrübeli ellerde yüzde 5-10’dan azdır. Kistik nodüllerde, damarlanması fazla ve kolay kanayabilen büyük nodüllerde işlem doğru bir teknikle ve tecrübeli biri tarafından yapılsa da yetersizlik oranları daha yüksektir. Bu durumda nodülün sonografik özellikleri de dikkate alınarak biyopsi tekrar edilir.

2. İyi huylu (Benign): Patoloji sonucu iyi huylu olarak rapor edilen bir nodülde mevcut bir tümörün atlanmış olma olasılığı yüzde 3’ten azdır. Dolayısıyla normal bir biyopsi sonucu ile tümör olasılığı tama yakın bir oranda dışlanmış olacaktır. Sonografik olarak yüksek risk grubunda olan nodüllerde tek bir iyi huylu biyopsi sonucu ile yetinilmez ve biyopsinin bir süre sonra tekrarı önerilir.

3. Önemi belirsiz atipi veya önemi belirsiz folliküler lezyon: Hücrelerde bir takım değişiklikler izlenmesine karşın tümör veya tümör şüphesi verecek kadar önemli değişiklikler izlenmez ise biyopsi sonucu bu kategoride rapor edilir. Bu kategoride tümör olasılıkları genel olarak yüzde 15-20’den küçüktür. Bu yüksek bir risk belirtmediğinden genel öneri biyopsinin bir süre sonra tekrarlanmasıdır. Tekrar biyopside amaç, nodülü bu kategoriden çıkarmaktır. Tekrar biyopsi de aynı kategoride değerlendirilir ise nodülün sonografik özellikleri de dikkate alınarak cerrahi veya aktif izlem seçeneklerinden birisi tercih edilebilir. Henüz ülkemizde rutin olarak kullanılamayan bazı genetik testler bu kategoride iyi huylu nodülleri kötü olanlardan ayırt etmekte kullanılmaktadır. Bu genetik testler biyopsi örneğinden çalışılmakta olup henüz yaygınlaşamayacak kadar pahalı incelemelerdir.

4. Folliküler neoplazi veya folliküler neoplazi şüphesi: Bu kategori genel olarak iki olasılık bildirir. Folliküler adenom (iyi huylu) ve folliküler karsinom (kötü huylu). Bu iki nodül tipi arasındaki ayırıcı tanı nodülün çevresindeki kapsülde yırtık olup olmaması (kapsül invazyonu) ve/veya nodül içerisindeki hücrelerin damar yapıları içine girip girmemesi (vasküler invazyon) ile yapılır. Bu değerlendirme mikroskopik olarak yapılır ve nodülün bütününün incelenmesini gerektirir. Genel öneri bu kategoride tiroid bezinin nodül içeren yarısının cerrahi olarak çıkartılmasıdır. Önerilen işlem tanısal cerrahidir. Yani ancak cerrahi işlem sonrasında nodülün tümü incelendiğinde iyi huylu veya kötü huylu olduğu güvenilir biçimde ayırt edilebilir. Bu kategoride nodülün kötü huylu olma olasılığı yüzde 25-40 kadardır. Henüz ülkemizde rutin olarak kullanılamayan bazı genetik testler bu kategoride de iyi huylu nodülleri kötü olanlardan ayırt etmekte kullanılmaktadır. Bu genetik testler biyopsi örneğinden çalışılmakta olup günlük kullanım için henüz çok pahalı incelemelerdir.

5. Şüpheli kötü huylu (Malignite şüphesi) : Kanserli nodüllerde izlenmesi gereken hücresel değişikliklerin önemli bir kısmı izlenir ancak tümü izlenmez ise patoloji sonucu bu kategoride yer alacaktır. Bu kategori kuvvetli tümör şüphesi belirtir ve beklenen kanser oranları yüzde 50-75 kadardır. Bu kuvvetli bir şüphe belirttiğinden sonografide aksi yönde bulgular olmadığı sürece biyopsi tekrarına gerek olmadan doğrudan cerrahi önerilir.

6. Kötü huylu (Malign): Bu kategori hemen daima (yüzde 97-99) tiroid kanserine işaret eder. Doğrudan cerrahi önerilen kategoridir.

Biyopsi sonucunda nodülün kötü huylu olduğu anlaşılırsa ne yapılır?

Kötü huylu veya kötü huylu olma olasılığı olan nodüllerin başlangıç ve asıl tedavisi cerrahidir. Tiroid kanserlerinin çok büyük bir kısmında sadece cerrahi uygulanması tam şifa sağlayacaktır. Bazı durumlarda cerrahi sonrası radyoaktif tedavi gerekli olabilir.

Biyopsi Ne Kadar Sürer, Nasıl Yapılır? Biyopsi Sonuçları Kaç Günde Çıkar?

 Biyopsi, kanser gibi hastalıkların teşhis edilebilmesi amacı ile hastadan doku, hücre ve sıvı örnekleri alınmasına verilen isimdir. Bu örnekler patoloji laboratuvarlarında incelenir ve sonrasında hastalığın kesin tanısı konulabilmektedir.

Biyopsi Ne Kadar Sürer, Nasıl Yapılır?

 Biyopsi ile bazı hastalıklara net bir şekilde tanı konması sağlanır. Biyopsi işleminde hastalık olan dokudan örnek alınır ve bu örnek patoloji laboratuvarlarında incelenmektedir. Eğer alınan parçada anormal bir durum fark edilirse bu kansere ya da lezyona işaret etmektedir. Bu bağlamda hastalığın kesin teşhisi için biyopsi oldukça önemlidir.

 Biyopsi sonuçları hastalar tarafından merakla beklenmektedir. Hastadan alınan doku örneklerinde herhangi bir bozulma olmaması için özel sıvı içerisinde bekletilir. Biyopsi işlemleri doku biyopsisi ve ince iğne aspirasyonu biyopsisi olmak üzere iki çeşittir.

Doku Biyopsisi en fazla uygulanan biyopsi çeşididir. Bu işlem ile hastalığın kesin bir şekilde tanısı konabilmektedir. Doku örneği alınması işleminde otomatik ya da yarı otomatik iğneler tercih edilmektedir.

İnce iğne biyopsisi kesinliği doku biyopsisine göre daha düşük olması nedeni ile çok fazla tercih edilen bir yöntem değildir. Çoğunlukla alternatif bir yöntem olarak uygulanmaktadır. Tiroit ile alakalı rahatsızlıklar ve tükürük bezlerinde ince iğne biyopsisi uygulanır.

Biyopsi Sonuçları Kaç Günde Çıkar?

 Biyopsi alındıktan sonra kaç gün içerisinde sonuçların alınacağı merak edilmektedir. Patoloji birimleri haftanın 5 günü yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Biyopsi sonuçlarının hızlı bir şekilde çıkması amacı ile bazen yan dallardan yardım da alınmaktadır. Ancak yine de biyopsinin kaç gün içerisinde çıkacağı kesin bir şekilde belli değildir. Sonuçların kaç günde çıkacağı inceleme yapılan organa ve dokuya göre farklılık göstermektedir.

 Biyopsi işleminin yapılmasının ardından hastaların iki saat gözlem altında tutulması tavsiye edilmektedir. İnce iğne biyopsisi işleminde eğer hastaların herhangi bir sıkıntısı yoksa beklemelerine gerek yoktur.

TİROİD HASTALIKLARI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

Tiroid bezi boynumuzun ön kısmında hemen soluk borumuzun başladığı düzeyde yer alan bir salgı bezidir. Tiroid bezinin en önemli görevi metabolizma hızını düzenleyen hormonları salgılamaktır. Tiroid bezinden salgılanan T3 ve T4 hormonları kalp hızı, kan basıncı, kolesterol, yağ ve şeker metabolizması gibi çok önemli süreçlerde rol oynamaktadır. Tiroid hormonlarının kandaki seviyesinin ayarlanması beyinde yer alan hipofiz bezinin salgıladığı tiroid uyarıcı hormon (TSH) tarafından yapılır. Tiroid bezinin normalden az çalışmasına hipotiroidi adı verilir. Hipotiroidi varsa kalp hızı ve tansiyon düşer, hareketler yavaşlar, uykuya eğilim izlenir ve genellikle kabızlık olur. Hipertiroidi varsa yani tiroid bezi fazla çalışıyorsa terleme, titreme, sinirlilik, tansiyon yüksekliği ve kalp hızında artış izlenebilir. Ayrıca ishal ve kilo kaybı da hipertiroidide gözlenebilir. 

Tiroid bezinin en sık hastalığı tiroid nodülleridir. En hassas inceleme yöntemi ultrasondur. Ultrasonda 50 yaş üzerindeki sağlıklı insanlarda bile yaklaşık %50 oranda nodüller tespit edilebilir.  Aslında bu nodüllerin %90 ından fazlası iyi huyludur, sadece %10 dan az bir oranda kötü huylu (kanser hücresi içeren) olabilirler. Ultrason yapan radyoloji uzmanının deneyimli olması ve nodülün yapısı hakkında detaylı raporlama yapabilmesi çok önemlidir. 

Ultrasonda 1-1.5 cm’den büyük çaplı olan nodüllerin iyi huylu mu yoksa kanser mi olduğunu anlamanın en kolay yolu ince iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) yapılmasıdır. Tiroid biyopsisi konusunda deneyimli girişimsel radyoloji uzmanları ultrason rehberliğinde küçük bir iğne ile nodül içerisinden hücreler alır ve bu hücreler patolojide mikroskop altında incelenerek tanı koyulur. Biyopsi sonucu iyi huylu ya da kötü huylu gelebildiği gibi bazı vakalarda şüpheli gelebilir. 

Biyopsi sonucu kötü huylu yani kanser ile uyumlu geldiğinde tiroidin bir kısmı ya da tamamı ameliyatla alınır. Daha sonra da, kalan hücreleri yok etmek için radyoaktif iyot tedavisi yapılabilir. Radyoaktif iyot ile tüm tiroid bezi içeren dokular yoğun radyasyona maruz kalmış olur. Hasta bu tedaviden sonra tüm duvarları kurşunla kaplı bir odada 2-3 gün tutulur.

Biyopsi sonucu şüpheli gelen olguların %90 ına, tekrar ince iğne biyopsisi ve/veya kalın iğne biyopsisi yapılarak iyi huylu olduğunun tanısı konulabilir. Bu nedenle, sonuç şüpheli geldiğinde hemen ameliyat olunması hiç de doğru bir yaklaşım değildir. İkinci kez biyopsinin yapılması yerine hemen ameliyat önerilen merkezlerlerde iyi huylu tiroid nodüllerine %90 oranında gereksiz tiroid ameliyatı yapılmaktadır. Bu ameliyatların kalıcı ses kısıklığı ya da anesteziye bağlı birçok riskleri olmasının yanında operasyon sonrasında birçok hasta ömür boyu sentetik tiroid hormonuna bağımlı yaşamak zorunda kalmaktadır. Tüm bunların gerçekte iyi huylu olan bir tiroid nodülü için yaşanması 21. yüzyılın tıp pratiğine yakışmamaktadır. Tıbbın en eski ve en önemli ilkesi olan “ÖNCELİKLE HASTANA ZARAR VERME” prensibine de uymamaktadır. Oysa bu tür hastalarda trukat yöntemiyle (kalın iğne biyopsisi) yapılacak ikinci bir iğne biyopsisi ile büyük oranda kesin tanı konabilir ve gereksiz ameliyatlar önlenebilir. Bunun nedeni, trukat biyopsi ile İİAB’e göre dokudan daha büyük parçaların alınabilmesi ve patolojinin daha kesin tanı koyabilmesidir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, ilk İİAB de şüpheli sonuç gelen hastalarda, trukat biyopsi ile yaklaşık %80-90 oranında kesin tanı konabildiği gösterilmiştir. Bu nedenle, bu tür hastalarda öncelikle trukat biyopsi yapılmalı, eğer trukat biyopside de kesin sonuç alınamazsa (ki bu çok nadiren olur), o zaman cerrahi operasyon düşünülmelidir. 

Biyopsi sonucu iyi huylu gelirse hastada hiç bir şikayet yoksa nodül ultrason ile 6 ay aralıklar ile takip edilir. Ancak, iyi huylu nodül belli bir çapın üzerinde ise, şikayetlere neden oluyorsa ya da hızlı büyüme gösteriyorsa genellikle tedavi önerilir. İyi huylu nodüllerde tedavi gerektiren şikayetler tiroid nodülünü kitle etkisine ya da hormone üretmesine bağlı olabilir. Nodülün kitle etkisine bağlı olarak; kozmetik, yutma güçlüğü, nefes darlığı, ses değişmesi ve boyun ağrısı gibi şikayetler olabilir. Ayrıca nodülün hormon üretimine bağlı olarak da çarpıntı, sinirlilik, el titremeleri, uykusuzluk ve terleme gibi şikayetleri olabilir.

Tedavide klasik yöntem, tiroid bezinin bir kısmının ya da tamamının ameliyat ile alınmasıdır. Ancak tiroid ameliyatlarının bazı riskleri ve dezavantajları bulunmaktadır. Boyunda kalıcı bir kesi izi bırakması ve hastanın çoğunlukla ömür boyu ilaç kullanma zorunluluğu, ve anesteziye bağlı riskler mevcuttur. Tüm bu risklerin iyi huylu bir nodül için yapılması günümüz modern tıbbına yakışmamaktadır ve sorgulanan bir yaklaşımdır. 

İyi huylu nodüllerin tedavisinde yeni tedavi yöntemleri geliştirilmiştir ve son yıllarda başarı ile uygulanmaktadır. Perkütan ablasyon yöntemleri cerrahi operasyona iyi bir alternatiftir ve son 10 yılda tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde de ameliyatsız tiroid nodül tedavisinde deneyimli girişimsel radyoloji uzmanları bulunmaktadır. Bu yöntemde, lokal anestezi ve ultrason rehberliğinde nodüle çeşitli iğnelerle girilir ve nodül lazer, radyofrekans veya mikrodalga enerjisiyle ısıtılarak (termal ablasyon) tahrip edilir. Kistik (sıvı içeren) nodüllerde ilk seçilecek yöntem ise alkol enjeksiyonuyla (kimyasal ablasyon) tedavidir. Modern yöntemler ile ağrısız ve neştersiz olarak yapılan tiroid nodül tedavisi sonrasında hastalar birkaç saat içinde normal hayatlarına dönebilir. Ayrıca ömür boyu sentetik tiroid hormon kullanmak zorunda da kalmaz. Bu nedenle iyi huylu nodüllerde ilk tercih edilmesi gereken yöntem ameliyatsız modern yöntemler olmalı. Klasik ameliyatlı tedaviler ikinci aşamada gereklilik halinde uygulanmalıdır.

GUATR;

Tiroid bezinde nodüllerden ayrı olarak ele alınması gereken başka bir hastalık da guatrdır. Guatr tanım olarak tiroid bezinin büyümesidir. Tiroid bezi nodüller şeklinde yumrular ile birlikte büyümüşse buna nodüler guatr denir. Nodül olmadan olan büyümesine ise basit guatr adı verilir.

Basit guatrda tiroid hormon üretimi azalmıştır ve tiroid bezinin daha fazla hormon üretmesi için beyindeki hipofizden yüksek miktarda tiroid uyarıcı hormon (TSH) salgılanmaktadır. Yüksek TSH tiroid bezini büyütmekte ve basit guatr bu şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu süreci başlatan tiroid bezinin yeterli hormon üretememesinin 2 sebebi olabilir. Bunlardan ilki iyot eksikliği, ikincisi ise tiroid bezinin Hashimoto gibi otoimmun hastalıklarıdır. Otoimmun hastalıklarda tiroid hücrelerine karşı oluşan antikorlar tiroid bezinin harabiyetine neden olmaktadır.

Nodüler guatrda bez içinde nodüller çok büyük boyutlara ulaşır. Bu nodüller eğer çok sayıda ise bu hastalığa multinodüler guatr (MNG) denir. MNG ile birlikte hipertiroidi varsa, hangi nodülün fazla hormon ürettiğini anlamak ve o nodule yönelik tedavi yapmak için tiroid sintigrafisi yapılır. Ultrason görüntüleri ile birlikte sintigrafi görüntüleri değerlendirilerek hangi nodülün hormone üreten nodül (sıcak nodül) olduğu belirlenir. Sonrasında yeni yöntemler ile sadece o nodülün tedavisi mümkün olmaktadır. MNG da ayrıca kanserli nodül yönünden değerlendirme de çok önemlidir. Ultrason görüntülemesinde büyük boyutlu, koyu renkli, kistik olmayan, düzensiz kenarlı ve küçük kireçlenme odakları içeren nodüllerin kanser olma olasılığı daha yüksektir. Yapılan biyopside iyi huylu çıkan nodüllere, takip ya da perkütan ablasyon (ameliyatsız tiroid nodül tedavisi) uygulanabilir. 

MNG li hastaların nodüllerinin içinde %10 dan daha az bir oranda küçük kanser odakları olduğu gösterilmiştir. Ancak bu kanserler çoğunlukla tirioidin en iyi huylu kanseri olan papiller karsinom tipindedir. Tiroid bezinde düşük riskli papiller kanser (mikrokanser) 20 yıllık sağ kalımı %99 olan çok yavaş seyirli bir kanser türüdür. %95 oranında belirgin büyüme göstermez. Sonuç olarak MNG li hastalar çok düşük oranda bir kanser riski taşımaktadır.

 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası